Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9ŞUBAT1997PAZAR
HABERLER
Basın kartına
smırlama
• ANKARA (ANKA) -
Basın Kartlan
Yönetmeliği'nde yapılan
bir değışıkiikle Resmi
Gazete'nin
çıkarılmasından sorumlu
bazı yetkiJilere verilen
basın kartı hakkı geri
alındı. Resmi Gazete'de
ya>ımlanan yönetmelik
değişikligi ile Resmi
Gazete'yi >ayımlayan
Başbakanlık Mevzuatı
Geliştirme ve Yayın
Genel Müdürlüğü ile
Başbakanlık Basımevi
Döner Sermaye tşletmesi
Müdürlüğü'nün bağlı
olduğu Başbakanlık
Müsteşar Yardımcısrna.
Mevzuatı Geliştirme ve
Yayın Genel Müdürü'ne
Resmi Gazete yayımından
Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı ve Yayın
Dairesi Başkanı ile
Basımevi Döner Sermaye
İşletrnesi Müdürü'ne
veriien basın kartı hakkı
geri alındı.
Emniyette görev
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Emniyet Genel
Müdürlüğü'nde bazı daire
başkanlıklarına yeni
atamalaryapıldı. Edinilen
bilgiye göre. Interpol
Daire Başkanlığı'na Dış
flişkiler Daire Başkanı
Ihsan Yılmaztürk, Dış
Ilişkiler Daire
Başkanlığı'na da Eskişehir
Polis Okulu Müdürü
Yalçın Çakıcı getirildi.
Yeni trafik yasası
gereğince kurulan ve
Trafik Hizmetleri
Başkanlığı bünyesinde
oluşturulan daire
başkanlıklanna da merkez
emniyet müdürü Necati
Altuntaş ile Ankara
Emniyet Müdür
Yardımcısı Mehmet
Naldöğen atanırken İkmal
Daire Başkanlıöı'na Polis
Akademisi Başkan
Yardımcısı Emir Gürkan
getirildi.
Siyasi parti
mali denetimi
• ANKARA (AA)-
Anayasa Mahkemesi,
Devrimci tşçi Partisi'nin
(DİP) 1995 yılı kesın
hesabını onadı.
HADEP'in aynı yıla ait
hesabından 17 milyon 115
lira Hazine'ye gelir
kaydedildi. Anayasa
Mahkemesi'nin Resmi
Gazete"nin dünkü
sayısında yer alan siyasi
parti mali denetim
kararlarına göre. 17
Kasım 1995'te kurulan
DlP'in Genel Merkez
dışında örgütü
bulunmuyor. Genel
Merkez'in hesaplannda
yapılan incelemede.
gelirler ile giderlerin
doğru ve yasaya uygun
tutulduğu tespit edilerek,
1995 yılı kesin hesabı
onandı. HADEP'in Genel
Merkez ile 47 ıl ve
bunlara bağlı ilçe
örgütleri 1995 yılı kesin
hesap incelemesinde de,
kişiler adına düzenlenmiş
belgelere dayanılarak
harcanan 17 milyon 115
bin lira. Hazine'ye gelir
kaydedildi.
Şarvan ADD'ye
uye oldu
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
RP'li Adalet Bakanı
Şevket Kazan'ın "intikam
kararnamesi" olarak
adlandınlan genelge
kapsamında Mersin'e
sürülmek istenmesi
üzerine göre\ inden istifa
eden eski Ankara
Cumhuriyet Başsavcısı
Nazmi Şarvan, Atatürkçü
Düşünce Derneği'ne
(ADDI üye oldu.
Ölüm opucunda
Ii.gün
• ANKARA (AA)-
Bankalardan aldıklan
dövize endeksli konut
kredilerini ödeyemedikleri
için kamuoyunda
"dövizzedeler" olarak
bilinen bir grup borçlunun
ölüm orucu, 11. gününü
doldurdu. Tüm
Dövizzedeler Dayanışma
Derneği Başkanı Turan
Emekli. Tuna
Caddesi'ndeki dernek
binası önünde vaptığı
basın toplantısında. üç
yıldır sürekli olarak
kendilerine >ardım
edilmesi için mücadele
verdiklerini. ancak
seslerim bir türlü
duyuramadıklannı söyledi.
Cezayir'in Ankara Büyükelçisi Rabah Hadid, ülkesindeki gelişmeleri değerlendirdi
4
Camiler silah deposuydu'ML'STAFA BALBAV
ANKARA-Cezayir'in Ankara
Büyükelçisi Rabah Hadid
ülkesindeki son gelişmeleri
değerlendirirken "Dinciler, politik
btceriksiziikleri kullandı" dedi.
Hadid. Cezayır'de çok partili
yaşama geçışin. "aceleye
getirildiğini", altyapısmın iyi
hazırlanmadığını söyledi. Hadid
]992'de radıka! islamcılann
seçımlerde insanlan tehdıt ettığini
belirterek "Camileri silah deposu
olarak kullanınaya başlamışlardT
dedi. Seçimleri ıptal ettikten sonra
çok partili dönemin
kapanmadıgını söyleyen Hadid.
"İslam dünyası iki birıli vıllann
\izyonunu gelecekte değiL
gecmişte anror" diye konuş.tu.
Şeriatçı terörün topiumsal yaşamı
felce uğrattığı, sadece ramazan
ayında 300'ü aşkın kışinin boğazı
kesilerek öldürüldüğü Cezayir'in
Ankara Büyükelçisi Rabah Hadid,
Cumhuriyet'in sorulannı
yanıtladı. Ankara"ya gelmeden
önce ülkesinin Kolombiya
Büyükelçiliği görev ini yürüten
Hadid'e yönelttiğimiz sorular \e
yanıtlan şöyle:
- Bağunsızhk savaşının ardından
bugüne Cezayir'in yakın tarihini
özetfevebüir misiniz?
- Zor bir silahlı mücadeleden
sonra kazanılan bağımstzlık.
Cezayir'e büyük kazanımlar
sağladı. Ne varki. berabennde
doğal olarak birdizi sorunu da
getirdi. Bağımsızlığı kazanmak
kadar önemli olan şey. bunu
korumak ve kurumlaştırmaktı.
Kendı kararlanmızı kendimız
veımek ıstiyorduk. Bunu
büyük ölçüde yaşama
geçirdik. Endüstriden
eğitime kadar pek çok
alanda önemli kazanımlar
sağladık. En önemlisi
Cezayir'in uluslararası
aiandaonurlu bir yer
almasını sağladık.
Bu süreçte doğal olarak pek
çok sorun yaşadık.
Bunlann çoğu, yönetimdekı
yetersizliklerle ilgili
sorunlardı. Bağımsızlık
sürecinde ekonomimizi
çeşitlendiremememiz
önemli bireksıklık
oldu. 1986'dapetrol
fiyatlanndaki anı düşüşte
bunu daha ıyi anladık.
1980'liyıllannikinci
yansında biryandan
ekonomik sıkıntılar, bir
yandan da demokratik
çoğulculuğa geçiş vaşandı.
Bu ikisinin çakışması bazı
sapmalara da neden oldu.
- Ben de özellikle çok partili
sürece geçiş aşamasuıı
açmanızı isteyecektiın.
Konunun bu vanıyla ilgili
düşüncelerinizi açar
nusınız?
- 1989'ageldiğimızde
yaşadığımız sıkıntılann
önemli bir dilimi, tek parti
rejimine dayanmaktan
gelivordu. Olgun bir politik
sınıfimız oluşmamıştı. Bu
nedenle de çok partili yaşama
geçiş. iyi yönlendirilmemiş
bir süreç oldu. Politik
çeşıtliliğe katılan insanlann
önemli bölümü. Cezayir'in
çıkarlannı düşünecek
olgunlukta değildi.
- Bağımsızhk savaşını
kazanmarun getirdiği
deneyimin ardından, söziinü
ettiğini/ politik oigunluk
sağlanamaznmdı?
Sağianamadığıru söylediğinize
göre bunun nedenleri nelerdi?
- Şimdi toplumun
çeşitlendirilmesinin ne
anlama geldiğini tam olarak
söyleyemeyeceğim. Ama
şunu söyleyebilirim:
1 "Dincıler. politik beceriksizlikleri kullandı."
2 "Çok partili sisteme geçerken altyapısını kuramadık. Aceleye getirdik."
J " 1992'de radikal Islamcılar, seçim kampanyasını tehdit kampanyası haline
getırdiler. Camileri silah deposu olarak kullandılar.'
7
4 "İslam dünyası ikibinli yıllann vizyonunu gelecekte değil, geçmişte anyor."
PORTRE l RABAH HADİD
1975yüında Cezayir'in Kanada Büyükelçiliği'ndegöreve başladu 1976'da Cezayir'e
döndü, Dışişleri Bakanlığı'nda üçüncü sekretetiik görevini üstlendL 1979-81 arasında
geüşmekte olan ülkelerle ekonomik işbirliği bölümünün başkanhğuııyiirüttü. 1981-86
ve 1992-94 yıllan arasında, Birleşmiş Milletler'in çeşitii bölümlerinde Cezayir'i temsil
etti. 1994'teCezayir'in MozambikBûyükelçiliği'ni, 1995-96'da da Kolombiya Büyükel-
çiliği'niüstlendL Türkiye'yeüçayöncegelenHadid,42yaşında,evlivedörtçocukbabasL
Topiumsal yaşamı
çeşıtlendiremedik. çoğulcu hale
getiremedik. Bugün dincilerin
yükselişivle sosyal hayat arasında
bir ilinti kuruluyor. Bunu
yadırgamıyoruz. ama Cezayir'de
din her zaman etkin bir faktör
oldu. Konunun bu vanını ayıralım.
Ancak. 1990'lann başında
başlayan süreçte dinciler. dini.
gündemlerinin birinci sırasında
tutan partilerolmadı. Tek
amaçları ıktidan ele geçirmekti.
Aslında bunlar islamcı partilerdi.
ama gündemlerini belirleyen din
değil. iktidan ele geçirmekti.
Halkın hoşnutsuzluğunu istısmar
ederek. ekonomik zorluklara karşı
kitlesel çıkışlan kullanarak
yükseldıler. Petrol fiyatlanndaki
düşüş onlann lehine oldu.
Unutmamak gerekir kı. Cezayir
nüfusu çok genç. Büyük bölümü
de işsiz. Bütün bunlar dincilerin
istısman ıçın olumlu zemın
oluşturdu.
- tç etmenleri sıraladnuz. Bunlara
yine geleceğiz. Ancak, bir de şu
yorum yapünor: Şu anda
Cezayir'de Fransa ettdsi var. ABD
üstünlüğü ele geçirmek için İslami
Selamat Cephesi (FIS) ile de
tcmasta... Tüm İslam ülkelerinde
doğrudan şeriann etkin olmasını
isteyen İslamcı gruplar ve ülkelcr
var_ Vani Cezayir, uluslararası
hesaplann da kurbanı denebilir
mi?
- Cezayir'in çok önemli
jeostratejık konumu var. Bu da
sanıyorum. bugünkü düzeıı
içerisinde ülkem için bırkatkı
olarak algılanır. Şunu sö> lemek
istiyorum: Işin başmda. \ani
bağımsızlıktan ben birçok ülke
Cezavirdevletinin. Cezavir
halkjnm kapasitelerinı oldukça
aşağı göıdüler. Pekdikkate
alamadılar. Sıkıntılara karşı
mücadele etme kapasitesini,
birtakım meydan okumalara karşı
koyma kapasitelerini küçük
gördüler. Bazı ülkeler radikal
tslamcılara karşı göz yumucu,
hoşgörülü bir tutum takındılar.
Ama artık başka bir aşama
içindeyiz. Terorizm e\Tensel bir
sorun. Bunu dünyaya anlatmaya
çalışıyoruz. Terörü destekleyen
ülkelere şunu söyledik: Bunun
sınıh yok. BM'yi uluslararası
teröre karşı mücadele etmeye
çağırdık. Ancak burada bir ayrıntı
var: kimseyi, dünyanın hiçbir
ülkesini Cezayir'e yardım etmeye
çağırmadık. Kimse bizim
içişlerimize kanşmasm yeter.
Yaşadığımız sorunlan biz.
Cezayirliler çözeceğız.
- Teröiie mücadelede özgüven
tabii ki önemli. Ancak, sadece
ramazan ayı boyunca bile
ülkenizde yaşanan terörün
bovutlan ürkütücü. Bunu nasıl
durduracaksınız?
- Bu eylemler. sözünü ettiğim
gruplann gerçek yüzünü ortaya
çıkardı. Hükünıet bu gruplara
karşı mücadelede kesin kararlı.
Bundan ödün vermeyeceğiz. Şu
günlerde yeni güvenlık önlemleri
alınıyor. Teröristler ayınm
> apmadan katlediv or. Bu
katliamlan önleyecek karşı
önlemlerimiz adaptasyon
sürecinde. Ülke topraklannın
yüzde 97sı güvenli. Cezavir kenti
ve çe\Tesındeki bir bölgede
>öğunlaşmış durumdalar.
Olaylann medyatik etkisi olduğu
için büyük gösteriliyor. Ama
sanıldığı kadar güçlü değiller.
- Peki. orduya gelirsek._ Dış
dün>a>a >ansı>an haberler,
Cezavir yönetiminde ordunun
yerinin küçümsenmeK-ceğini
gösteri\or. Strin degeıiendirmeniz
nedir?"
- Doğal olarak ordunun ulusal
topraklan savunması şeklinde bir
prestij rolü var. Anayasa
tarafından öngörülen koşullar
içerisinde halkın güvenliğini
sağlamak için de ordu müdahale
edebilmektedir. Bu durum bütün
ülkelerde gözlenen bir durumdur.
Olağanüstü hal durumlannda,
sıkıvönetim durumlannda neler
olup bitiyorsa bizde de o oluyor.
Üçüncü işlevi ise anayasal düzeni
teminat altına alması...
SÜRECEK
Ankara Büyükelçisi Hadid, şeriatçüann halkın hoşnutsuzluğunu \e ekonomik bunalımdan doğan sıkınülan sömürdüğünü sövlüyor.
iranlı rejim muhalifleri ile ajanlar Türkiye'de cirit atıyor
Türkiye, Iranlılara köprü oldu
AYŞESAVIN
ANKARA-Türkive. tranlı rejim muhalifleri
ile fslam cumhuriyeti ajanlannın buluşma
noktası oldu. İçişleri Bakanlığı verilerinegöre.
son 2 yılda geçici sığınmacı statüsü kazanmak
için Türkiye've başvuran îranlılarıle ikamet
izni alan Iran uyruklu sayısında hızlı artış
olduğu gözlendi. fran'daki şeriat reıimınden
kaçanlarile İslam cumhuriyeti ajanlannın kanlı
hesaplaşmalarına da sahne olan Türkıye'nin.
çeşitii suçlara kanştıkları gerekçesiyle yaklaşık
1500 Iranlıvı sınırdışı ertiği bildirildi. İçişleri
Bakanı Meral Akşener. Türkiye'de ikamet eden
tranlılann 1008'inin 'çalışan". 780'inın
"öğrenci" olduğunu belırtirken. "diğer
nedenleıie kalanlann" sayısının ise 2 bın 183
olduğunu bildirdi. Iran'da 1979'daki İslam
devriminin ardından. rejim muhaliflerinın
akınma uğravan Türkiye. son yıllarda yeniden
Iranlılann "gözdesi" oldu. Türkiye'yi
genellikle rejim muhaliflerinin üs olarak
kullandığr belirtilirken. muhaliflerin peşine
düşen l
*ajanlann"çok sayıda cinayete
kanştığına da dikkat çekildi.
Ggçiş noktası
Türkiye'den ikamet izni alan ya da sığınmacı
statüsü kazanmak için gelen yabancı
uyruklular ıçinde İranlılaraçık farkla ilk sırada
yer alıyor. CHP tzmir Millervekili Sabri
Ergül'ün soru önergesini yanıtlayan içişleri
Bakanı Meral Akşener'in verdiği bilgiye göre,
bir başka ülkeye gitmek için de İranlılar
Türkiye'yı "geçiş noktası" olarak kullanıyorlar.
Akşener. Türkiye"nin Iranlılara "mülted"
statüsü ıçinde ikamet izni vermediğine dikkat
çekti. Akşener'in verdiği bilgilere göre.
Türkiye'de mülteci olarak bulunan yabancılann
içinde ise Yunanlılar ilk sırada yera'dı.
Türkiye'de halen 103 Yunanlı mültecinin
bulunduğu belirlendi. Geçici sığınmacı statüsü
kazanmak amacıyla Türkiye'ye gelen ve
talepleri kabul edilen yabancı uyruklular içinde
529 kişi ile tranlılar ilk sırada yer aldı. Bunu
171 kişi ile Iraklılar izledı. Aynca Iran'dan 358.
Irak'tan 261 olmak üzere toplam 619 kişinin
geçici sığmmacı olabilmek için işlemlerinin
sürdüğü bildirildi. Akşener'in verdiği bilgiye
göre. şeriat rejıminden kaçarak. üçüncü
ülkelere gitmek için Türkiye, son 2 vılda
toplam 1259 Iranlıya çıkış izni verdi. Akşener,
Türkiye'de ikamet eden İranlılann 1008'ınin
'çahşan'*. 780'inin "öğrencT olduğunu
belirtirken "diger nedenleıie kalanlann" ise 2
bin 183 olduğunu bildirdi. Ancak "diğer
nedenler" bölümüne açıkîık getirilmedi.
Türkiye aynca, suçlulann iadesi çerçevesinde 3
iran uyrukiu kişıyi 1995 yılı içinde bu ülkeye
iade etti.
SIFIRNOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Türkiye büyük bir çöküntü
yaşıyor. Bütün kurumlar çürü-
müş durumda. Her yerden pis
kokular geliyor. islamcılığın bu
çöküntüye karşı bir harç olabi-
leceği düşüncesi bazı çevre-
lerde son dönemde ciddi ola-
rak düşünülmeye başlandı.
Önce İslamcılığın nasıl bir
ahlaki temel yarattığını anla-
madan, böyle bir sonuca var-
mak çok anlamsız. Islamcılık;
daha çok büyük şehirlerin va-
roşlarında ve kasabalarda kim-
lik bunalimı yaşayan ve gelişen
dünyaya ayak uydurmakta
güçlük çeken insanlann sığı-
nağı olarak bir güce dönüşü-
yor.
İslamcılığın temel hareket
noktası, modemlikle ve geliş-
meyle mücadele. Yaşadığı
dünyaya ve çevreye uyum
sağlamakta güçlük çeken ve
içine kapanma eğilimindeki in-
san. bu anlayışın temel malze-
mesi olarak ön plana çıkıyor.
Çelişme bu noktada başla-
İslamcılık Bir Harç Olabilir mi?yınca, çaresiz insan kendini bir
cemaate sığınmak zorunda
hissediyor. Cemaat yaşamıyla
ayakta kalmaya çalışıyor. Işin
püf noktası da burası.
Çaresiz insanlann sırt sırta
vermek amacıyla oluşturduğu
cemaatler; siyasi İslamın pro-
paganda ve örgütlenme gücü-
ne dönüşünce -ki son dönem-
de olan bu- bu ılişki büyük bir
sömürü aracı haline geliyor.
Cinci Hoca'lar, Müslüm
Gündüz'ler ve daha adını bil-
mediğimiz birçok din taciri, bu
noktada ortaya çıkfyor ve bü-
yük bir çöküntünün habercisi
olarak toplumun kılcal damar-
larınayayılmaya başlıyor. Birey
olmayan, kendi kimliğiyle a-
yakta duramayan insanlann
cemaatlere katılması, zaman
zaman bir terapi ve tedavi ola-
rak düşünülmüş ve savunul-
muş.
Osmanlı'datarikatların böy-
le bir rolü olduğu bir tez olarak
öne sürülür.
Günümüz açık toplum dün-
yasında, iletişimin böylesine
gel/ştiği, toplumlararası ilişki-
nin olağanüstü boyutlara ulaş-
tığı koşullarda, içine kapanma
bir sağlık belirtisi olarak kabul
edilemez. İçine kapanan insa-
nı daha da içine kapatacak yol-
larla bir çözüm aramak. onu
tam anlamıyla hastalığa mah-
kûm etmek sonucunu yaratı-
yor. Fadime'lerin, Emire Kal-
kancı'ların yaşadığı dram bu-
dur.
• • •
Büyük bunalımlar, içine ka-
palı toplumlarda daha çok or-
taya çıkıyor. Bu türden "hasta-
lıklan" tedavi etmek amacıyla
ortalıkta kimlerin dolaştığını da
biiiyoruz.
Büyücüler, falcılar, medyum-
lar her dönemde varolagelmiş-
tir. Ancak son dönemde bun-
lann daha çok ilgi gördükleri
de bir gerçek. Bu ilginin bir
hastalık belirtisi olduğunu şim-
di daha iyi anlıyoruz.
Türkiye'nin şiddet, çaresizlik
ve baskı ortamı, insanlarımızı
hasta ediyor. Şimdi bu hasta-
lığı nasıl tedavi ederiz, hasta-
lıklı yapıdan nasıl kurtuluruz di-
ye düşünüyoruz.
Bunun yolunun, daha da içi-
ne kapanacak ve paranoyayı
arttıracak çözümlere yönelme-
mek olduğunu anlamak zorun-
dayız.
Cemaat toplumundan birey-
ler toplumuna geçmenin sını-
rında dolaşıyoruz. Din, bu ko-
nuda olumsuz bir rol oynuyor
ve insanlann kişilik kazanma-
larına ve birey haline gelmele-
rine engel oluyor.
Türkiye, bu karabasandan
sivil yurttaş bilincini geliştire-
rek ve bireylerin oluşturduğu
bir toplum yaratarak çıkabilir.
islamcı ideolojiye sığınmış ge-
ri insan ise bu gelişmenin ve
kurtuluşun önüne engel olarak
dikiliyor. Türkiye cemaatler-
den, bireylerin oluşturduğu ko-
lektif bilince sahip insanlar top-
luluğuna dönüşmedikçe bir
adım ilerleyemez.
Belk/ de yüzyıllık sorunumuz
bu. Gerçeküstü kahramanlara
bel bağlayan, kendisini bir ye-
re sığınarak kurtarmaya çalı-
şan insan tipi, Türkiye'nin bu
sıkıntılan aşmaya çalışırken en
büyük handikapı.
Tersi gelişmeler de var. Su-
surluk olayının ortaya çıkma-
sıyla birlikte, ilk kez yaygın bir
sivil yurttaş tepkisi kendini
göstermeye başladı. Işık sön-
dürme eylemleri, temiz siya-
set, temiz yönetim mitingleri,
Metin Göktepe davası için Af-
yon'da toplanan binlerce in-
san, bu cendereyi aşacağımı-
zın işaretleri.
Bunu görüp, bunu geliştir-
mek için çalışmak bir anlam i-
fade ediyor.
MtKRO
DİNÇ TAYANÇ
Deliye Her 6ün Bayram
Köyün çirkef bir herifi var ki; ne köye ettiği biti-
yor ne köylüye eylediğinin sonu geliyor. Herif, tam
çirkef... Köyün ortalık yerinde dolanıp "Ben falanın
kansıylayatıyorum"mu demediği kalıyor, "Falanın
kızı filanla aşna da fişne" diye ortalığı birbirine dü-
şürmediği mi...
Sonra da, bir şeycik olmamış gibi kalkıp köyün
kahvesine giriyor ve de baş köşeye kurulmaya kal-
kıyor.
Köylü, "istenmeyen herif'e defolup gitmesi ge-
rektiğini anlatmak için önce ayakkabılannı kapıya
doğru çeviriyor. Herif-i naşerifte "tık" yok.
Bu kez alıp süpürgeyi arkasından doğru yeri sü-
pürmeye koyuluyorlar, gene tınmıyor.
Tutup altındaki minderi çekiyoriar herifteki surat
değil ki, muşamba...
Sonunda yapışıyorlar yakasına ve tekme tokat
atıyorlar kahveden dışarı ki köyden kovalamacası-
na...
Kıçında tekme izi, ne şahnişi kalmış ne cumba-
sı; sürüne sürüne köyden çıkarken mınldanıyor he-
rif: "Ben zaten gidiciydim yahu"!
01 rivayet, bu fıkranın bir çeşıtlemesi de herifin
def olup gıderken "Yahu ne güzel kardeş kardeş
oturuyorduk şurada" dediği biçimindeymiş.
Yaşamında ağaç dikmemiş, çiçek dermemiş, ot
biçmemiş herifin birine, "Sen ormanlar hâkimi ol-
dun" diyorlar; ınanıyor!
Dalıyor ormana ki bir elinde balta, bir elinde tü-
fek... Ağaçları olmadık yerlerinden budayıp sakat-
lamalar mı istersiniz, çiçeğe durmuş ağaçlan taş-
lamalar mı... Anaç hayvanların yavrulannı kapıp
kaçmalar mı istersiniz. yavrucuk hayvanları anasız
babasız koymalar mı... Arslanı uçan kuşa düşman
ettirmeler mi istersiniz, şebek maymunlarına ateş
yaktırıp ortalığı yangın yerine çevirtmeler mi...
Orman da "illallah" diyor, doğa da, doğanın sa-
kinleride...
Derken, ansızın herifçioğlu kendini apaçık bir
alanda buluyor ki, alanın ortalık yerinde bir kazan...
Kazanın altında gürül gürül ateş ve ateşin çevre-
sinde dans eden doğa insanlan...
Dehşet içinde, "Yamyamlar! Bunlar yamyârfı
dansı yapiyörlar. $imdi beni tutup kazariaatâc'ak,
sonra da pişirip afiyetle yiyecekler..." demeye kal-
mıyor. yamyamlar(!) bir koşu gelip kollarından ba-
caklarından yakalayıp kazana koşturmaya girişiyor-
lar.
Herif çırpınıpyırtınıyor, "Vahşiyaratıklar... Yüzyıl-
lardır insan etiyemeye doymadınızmı... Şimdi de
beni kazana atıp çevremde glu glu dansı mı yapa-
caksınız?"
Doğa insanları kahkahalaıia gülüp hep bir ağız-
dan yanıtlıyorlar herifi: "Seni kazana atmayacağız.
Kazanda kaynayan çorbadır, Seni götürmemiz,
ateşi harlamak için odun gerektiğindendir!"
01 rivayet, bu fıkranın bir başka çeşitlemesi de
herifin ateşe atıldığında son gördüğü şeyin, yanı ba-
şında nice kendisi gıbi ormana zarar verip doğa ya-
salarını bozmaya kalkışmış odunun yanmakta ol-
duğu biçimindeymiş...
• • •
Ana fikir: Bazı herifler kendilerini barındıran köy-
leri, kendi mezbelelikleri sanıyorlar. Bu yüzdendir
ki köyü de köylüyü de birbirine katmaya, böylelik-
le mezbeleye çevirmeye kalkışıyor, sonunda da da-
yağı yiyorlar.
Bazı herifler de odun olduklarının ayrımına vara-
madıklarından kendilerini adam sanıyor ve sonun-
da ateşı boyluyorlar.
01 rivayet bu Ana fikir'in bir başka çeşitlemesi
de köyü mezbeleye çevirmeye kalkışanların yar-
dakçısı köylülerin dedayaktan nasibini alıp def edil-
dikleri; kendini adam sanan odunları adam yerine
koyanın da yangmı körükleyıp kendini yaktığı biçi-
mindeymiş.
Ana fikrin ana fîkri: Toplumu herif-i naşerif ve
de odunlardan temizlemek için tekme tokat yet-
mez; aşağıhklıklannı daha iyi kavrasınlar diye süpür-
geyle süpürülmelidirler.
izmir örgütleri rahatsız
CHP'de gerginlik yurt
geneline yansıyor
MERİH AK
İZMİR - CHP'de genel
merkeze muhalif İzmir II
Başkanı Osman Özgü-
ven'in kesin ihraç istemiy-
le yüksek disiplin kuruluna
verilmesinin ardından Tür-
kiye genelinde tepkileryo-
ğunlaşmaya başladı. 22 şu-
batta genel merkeze muha-
lif tüm il ve ılçe başkanla-
nyla. milletvekilleri. tz-
mir'de yapacaklan toplan-
tıyla gövde gosterisine ha-
zırlanıyor. Özgüven. asıl
kendilerinin değil. toplum-
dan kopuk. sosyal demok-
rat programlann gerekleri-
ni yapmayan, partiyi sağa
çekenlerin yüksek disiplin
kuruluna sevk edilmeleri
gerektiğini söyledi.
Yeni kctngre takviminin
yaklaşması CHP'de alttan
alta süren çatışmalan su üs-
tüne çıkarmaya başladı.
Ege Bölgesi'nde bazı ille-
rin genei merkeze yönelt-
tikleri eleştiriler ve karşı ta-
v ırları tansiyonun daha da
yükselmesine neden olu-
yor. Genel merkezin parti
içinde kendisine karşı du-
ran yönetimlerde gerçek-
leştirmeye başladığı ope-
rasyonlar bu aşamada dik-
kat v e tepki çekiyor. Konak
Belediye Başkanı Ahtnet
Sarışın ile Narlıdere Bele-
diye Başkanı Mustafa Ka-
rahan'ın İzmir îl Meclisi
tarafından il disiplin kuru-
iuna sev k edilmeleri ve ar-
dından da her iki belediye
başkanının partiden geçici
süreyle ihraç edilmeleri ge-
nel merkez için "bardağı
taşıranolay"oldu. Karann
hemen ardından tzmir'e
gelen CHP Genel Sekreter
Yardımcısı Süıan Yerlika-
ya ile CHP Genel Saymanı
îsmetAtalay, Özgüven'i ve
uygulamalannı "mercek
altına" aldı. Bu süreç ge-
çen hafta Özgüven ve ar-
kadaşlarının kesin ihraç is-
temiyle disiplin kuruluna
sevklerine değin uzandı.