25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayıtı Yönetrnenı Orhan Erinç • Genel Yayın K.oordınatorü: Hikmet Çetinka>a 9 Yaznşlerı Mudurlerı Ibrahim Yıldız (Sorumlu). DinçTayanç # Haber Merkezı Ivlüduru Hakan kara # Gorsel Yonetmerr Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu # lstıhbarat Cengiz Yıldınnı • Koıltur Handan Şenköken #Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makaieler Sami Karaören 9 Duzeltme Abdullah Vazıcı 9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberkn Mehmet Faraç VavınKurulu UhanS«Jçuk(Başkan). Orhan Erinç, Oktaı, Kurtböke. Hikmet (, etinkava. Şükran Sooer, Ergun Bakv Dinş Ta>anç, İbrihim Vıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balba>. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balba\ • Haber Mudunr Doğan Akın Atatürk Bulvan No 125. Kat 4. Bakanlüdar-Ankara Tel 4195020(7 hat). Faks 419502" 7 9 lzmır Temsılcısı SerdarKmk,H ZıyaBh 1352 S 23Tel 4411220, Faks 441911 7 9AdanaTemsılcısı ÇetinYiğenoğlu. InönüCd 119 S Nol Kat l.Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 ICoordınator Ahmet Konılsan 9 Muhasebe Bülent Yener 9 Idare Hüse>inGürer9Uletme. ÖnderÇelik9Bı]gı-İşlem Nail İnal 9 Bılgısavar Sıstem Mürmet Çiler MEDYA C: • Yonetim Kurulu Başkanı - Genei Mudur Cülbin Erduran • Koordmator Reha Işıtman • Genel Mudur Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 0? 53 - 51395S0-513846O-61,Faks 5138463 Yayınlavan \e Bjısan: ^ enı Gûn Haber Ajansu Basın \e Yayınctlık A Ş Turl«ajıCKL3'-41 Cajaloglu 34334 Isı PK 246 lstanbul Tel (0 212ı 512 05 05 (20 hatı Faks (0 2i2ı 513 SS 95 9 ŞUBAT 1997 tmsak: 5.32 Güneş: 7.00 Öğle: 12.25 İkindi. 15.11 Akşam: 17.37 Yatsr. 18.59 Pipelli takvimleri • Haber Merkezi- 1964 yılından bu yana basılmakta olan " Pirelli takvimleri" dünyanın dört bir yanından gelen medya mensuplannm katılımıyla Venedık Grassi Sarayında sergılenmeye başladı. Şu ana kadar takv imlerde yer alan 700 fotografın vanı sıra basılan ve basılmayan fotoğraflann tûmünün yer aldığı •'The Pirelli Calendar 1964-97" isimli sergı, 16 şubat tarihine kadar açık kalacak. Truva Hazineleri • ANKARA (ANKA)- Türkiye, Truva Hazıneleri'nin ıadesi konusundaki mücadelesıni sürdürecek. Rusya Parlamentosu alt kanadı Duma'nın Truva Hazinelen'ni Rusya'nın malı ilan eden yasayı onaylamasının hukuka aykın olduğunu bildiren Kültür.Bakanlığı Müsteşan Cevdet Türkeroğlu, eserlerin Türkiye"ye ıadesi konusunda kararlı olduğunu bildırdi. Türkeroğlu, karara ilişkın henüz Dışişleri Bakanlıgı aracılığıyla Kültür Bakanlığı'na ulaşan resmi bir yazı olmadığını belirtti. Türkiye'deki gözde turistik tesislerde uygulanan yüksek fiyat politikası, yabancı ülkelere seyahati cazip hale getiriyor YıırtchşL tatüde 6 tur' çekieiliğiBARIŞ DOSTER Türkıye'de turistik tesislerde uygula- nan fahiş fiyat politikası yurtdışındaki tatilin cazibesini arttınyor. Yurtdışı tur- lar, Türkiye'deki pek çok gezıden daha ucuza geliyor. Örneğin 5'er günlük Tu- nus ve Barcelona gezılen yaklaşık 60 milyon, yine 5 "er günlük Pans ve Mos- kova seyahatleri yaklaşık 70 milyon li- ra civannda. Türkiye'de Marmaris Mar- tı Otel'ın günlüğü 15. Antalya Shera- ton'ın günlüğü 18 ve Renaissance An- talya Resorfun günlüğü 14 milyon li- raya geliyor. Yurtdışi tur fiyatlanmn bu kadar ca- zip olmasıyla ilgili olarak Türkiye Se- yahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) îkinci Başkanı SühaUyardurumun dün- yanın her tarafinda böyle olduğunu söy- lüyor ve "Bir Fransız da. Fransa'da tek başına bir otele gittiğinde bir turla ge- len Türk'ün ild-üç kaü para verir" di- ye konuşuyor. Renaissance Antaly a Re- sort Reklam ve Halkla İhşkıler Müdü- rü Sevil Tankut da 1985 'ten beri A\ ru- pa turizminin büyük potansiyel kaybet- tiğini \xirgulayarak, "Acenteteranlaşnıa- lı olduklan otellerdeki kontenjanlanm doldurmak için belirli dönemlerdc çok düşükfiy arlarla Türkiye dıyndaki turiz- mi canlandırmaya çalışnorlar" dıyor. Setur tç Tunzm Müdürü Nişan Yerem- yan ise bu farkın temel nedenıni yurt- • Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) İkinci Başkanı Süha Uyar yurtdışi tur fiyatlannın cazip olmasının dünyanın her tarafında görüldüğünü söylüyor ve "Bir Fransız da, Fransa'da tek başına bir otele gittiğinde bir turla gelen Türk'ün iki-üç katı para verir" diyor. dışına tur yapan acenteler arasındaki rekabete bağlıyor. Yeremyan. "Bu fir- malar lOOdolara ucak kaMırabüiyorlar- şeklinde konuşuyor. TÜRSAB îkinci Başkanı Süha Uyar, dış geziler için acentelenn 6-7 aylık kontrat imzaladıklannı, garantı verdık- lerinı ve belirli bir rısk aldıklannı be- lirtiyor. Uyar. "Türizm belH dönemler- de yoğunlaşır. Otel fiyaüyla acente fıya- tı arasında yüzde 40'bk fark da doğal- dır. Türkiye'de tek başınıza gittiğinizde 18 milyon lira vereceğiniz bir tesise, tur- la gelen bir Alman 6 milyon lira verebi- lir. Bunun tersi de Almanya'da gecerü- dir" diyor. Türkiye'nin en gözde tunzm tesisle- ri arasında yer alan Renaissance Antal- ya Resort'un Reklam ve Halkla tlişki- ler Müdürü Sevil Tankut da yurtdışi ge- zilere rağbet gösteren kitlenın çoğunluk- la. her ne pahasına olursa olsun yurtdı- şına çıkmak isteyenlerden oluştuğunu öne sürüyor. Tankut bu kıtlenin genel- likle tarihi. oteli, yemeklen. servısı, do- ğayı pek fazla önemsemediğını belırti- yor \ e "Oralarda konaklanan yerler bi- zim tesislerimizle asla kıyaslanamaz" diyor. Tankut, Avrupa'daki 5 yıldızlı otel ve tatıl köylerimn fiyatlannın Tür- kiye'dekilerden çok daha yüksek oldu- ğunu da \ urguluyor ve şöyle konuşuyor: "Türkiye'de de iki ya da üç yıkbzlı otel- lerde çok ekonomiktatil olanaklan var. Ama mesela bayramlarda talep artar vefiyatiarbirazyüksetir. Aynı dönem Av- rupa turizmi için ölü sezondur \e acen- teler kontenjanlanm doldurmak için promosyon düzenlemişlerdir." Setur Iç Turizm Müdürü Nişan Yerem- yan ıse yurtdışına tur düzenleyen firma- lann sayıca çok ve güçlü firmalarolduk- lannı, aralannda kıyasıya bir rekabet yaşandığını hatırlatıyor. Yererrnan şun- lan söylüyor: "Bu firmalar 100 dolara uçak kaldırabilhorlar. Yurtdışındaki otetin geceliği de 50-60 dolar olunca bu fiyatlar ortaya çıkıyor. Aynca Türki- ye'deki oteller de yabancı ruristi tercih ediyor ve kontenjanlannı yüzde 60-70 oranındayabancıturisteavınvorlar. Bu- nun nedeni de yabancı turistin daha çok para harcamaave ekstrayapmasL Bunun sonucunda da döviz yurtdışına gktiyor." Çevre tahribatuıa karşı ortak eylem ASUMAN ABACIOĞLU İZMİR-Rantçı çevrelerin isteğı doğrul- tusunda kültürel ve doğal değerlerin tah- ribatını hızlandıran kararlar alan siyasi ik- tidarlara karşı sivil toplum örgütlerince "Doğal v« KültürelÇe\TePlatformu" adıy- la yenı bir güç ve eylem birliği oluşturul- du. Platform, 1997'de SİT alanlannın ko- runmasından özelleştirmeye, mera yasa tasansından altın madenciliğine kadar bir- çok konuda ortak eylem planlıyor. Son yıllarda kıyılar başta olmak üzere doğal \e arkeolojik StT alanlannı yağma- ya açan, ormanlan ve çevreyi tahrip eden uygulamalara karşı korumacı gruplar bir araya geldiler. TMMOB'ye bağlı meslek odalannın öncülüğünde çeşitli siv il örgüt- lerin bir araya geldıği Doğal ve Kültürel Çevre Platformu, geçen yıl mayıs ayında ilk toplantısını gerçekleştirdi. Aralık ayın- da onuncu toplantısını yapan platform üye- leri, bugüne değin Imar Yasası, Tunzmi Teşvik Yasası, Çe\Te Yasası, özel turizm ala- nı kararlan. özelleştirme. Kıyı Kanunu ve mera yasa tasansı gibı konulan ele aldılar. Platform, sıyanürle altın madenciliğini de programına almayı kararlaştırdı. Siyasi iktidarlara karşı yanlışlıklan di- le getirmeye, durdurmaya yönelik güç ve eylem birliği oluşturmanın, etkili bir ka- muoyu yaratmantn artık kaçınılmaz bir zo- runluluk haline geldığıni vurgulayan plat- form sözcüleri, önümüzdekı günlerde bu amaçla "1997ÇevreEylem Programr ha- zırlanacağını söylediler. Etkili, sistemli hareket Platformu oluşturan sıvil kuruluşlann temsilcıleri, çe\Teyi etkileyen kararlarda ve uygulamalarda, ulusal çıkarlan, halkın is- temlerini, halk sağlığını, doğa ve kültür değerlerini hiçe sayan siy asal erkin \ e on- lara destek çıkan bir kısım bürokrat ve aka- demisyenlerin sorunlan örtbas eden. geçiş- tiren, kamuoyunu yanıltan. uyutan politı- kalanna karşı sürdürülecek bu ortak hare- ketin daha duyarlı. bilinçli, sistemli, yay- gın ve etkileyici bir şekılde olması gerek- tiğini bildirdiler. Platformun son toplantı- sına katılan korumacılar, bugün ülkemızin tüm yeraltı, yerüstü kaynaklan ve kültürel değerlerinin korunması ve kullanılmasına ilişkın sağlıklı birüst karar v e denetim me- kanizmasını zaafa uğratan, yok eden. par- tizanlığı, politik tercihleri ön plana çıka- ran, yetki ve kavTam karmaşası yaratan sü- recin 1983 yılında başladığmı bildirdiler. Metroda 3 yıllık gecikme İstanbul Metrosu'nun elektro-mekanik sisteminin yapınu geciki- >or. İhaleyi kazanan Fransız Cegelec firmasının. teminat mektu- bunu zamanında göndermemesi ncdeniv le iki hafta önce imzalan- ması gereken sözleşme, bu kez de konsorsiyum üyeleri arasındaki "iş dağılımı" nedenivle imzalanamıyor. İstanbul Büyükşehir Bele- diyesi Basın Danışmanı Hüseyin Besli. Cegelec firmasından teminat mektubunun geldiğini belirtti. İstanbul MetrosıTnda. yapılan plan- lama\a göre \olcu taşınma\a başlanmasında 3 yıllık bir zaman kavbı meydana geldi. istanbul Bü\ükşehir Belcdivesi. metronun elekt- ro-mekanik sistemi ile ilgili çalışmaJan iki yıldır başlatamıyor. Bunda belediyenin "beceriksizlik" payının da olduğu yolunda değer- lendirnıeler vapılırken "Bu gidişle Bursa Merrosu. İstanbul'u sollayacak" deniyor. Îkinci kez ihaleedilen elekro-mekanik sistemin iha- lesini kazanan Cegelec firması ile sözleşme im/alamak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 24 Ocak 1997 tarihinde düzen- lenen tören. fırmanın kesin teminat mektubunu göndermemesi nedcnivle. yapılan hazuiıklar törenin başlamasından bir saat sonra iptal edilmişti.(Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA) SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN Atatürk diyor ki: Camide hutbeden amaç, halkın aydınlatılması ve doğru yola yöneltilmesidir, başka bir şey değildir. M.K. Atatürk. 1923. O mavi gözlü bir devdi I minnacık bir kadını sevdi I kadının hayali minnacık bir evdi I bahçesinde ebruli hanımeli açan ev I dev gibi seviyordu dev... Nâzım'ın bu dizelerini ne zaman anımsasam "Mavi gözlü dev" dendi mi, aklıma Atatürk geliyor. Hele şu dönemlerde aklımdan hiç çıkmıyor. Bunlar sapıtmış Aldıkları yüzde 21 oyla kendilerini memleketin sahibi sanıyorlar. "Millet bizi seçti, memleketi biz idare ediyoruz" falan gibi abukluklarla, gemi azıya aldılar gidiyorlar. Bunlara "dur" demenin zamanıdır. Bu şımarık zihniyet başıboş bırakıldı mı her haltı yapabilir. Uyanik olup karşı tavrımızı bir an önce koymalıyız. Refahlı ayı Görevden alınan Sincan Belediye Başkanı'nın koruması olduğu söylenen ayı, televizyoncu kadın sunucuya saldırdı. Fakat ben burada bir hata yapmaktayım. Herife "ayı" diyorum. Ya bu acayip yaratığı gören ayılar bu sözüme alınırlarsa. Bütün ayılardan özür diliyorum. Bedensel engelliler Bedensel Engelliler Dayanışma Derneği Anakent, Kartal ve Maltepe belediyelerinin baskısı altında olduğunu bildiriyor. Bununla ilgilenmemiz gerekir. Zaten bir yığın dertleri olan bu insanları koruyacak mıyız, yokuşa mı süreceğiz?.. Savaş, başın sağ olsun Canım arkadaşım Savaş Dinçel annesini yitirdi. Hikmet Teyze annemin de arkadaşıydı. Başımız sağ olsun. Türk tiyatrosu OKUYUN: Çetin Altan'ın köşe yazıları. İZLEYİN: Notre Dame'ın Kamburu (Çizgi Film) SEVİN: Sigara içenleri. Beni Güldürenler 1 şubattan ıtibaren ışıklar saat 21.00'de bır dakika kapatılıyor ya. İki yakınım konuşuyorlar. Isimlerini veımiyorum, ayıp olur, dedim ya, yakınım işte. Biri diyor ki: - Işıklan sabah dokuzda mı kapatacağız? Diğeri zekice yanıtlıyor: - Yok canım, akşam dokuzda kapatacağız, ama bana kalırsa kapatmak yerine bütün ışıklan açsak daha iyi. Öteki zekice karşı çıkıyor: - Olur mu canım ya evde kimse yoksa? Bana da "Ne gülüyorsun" diye soruyorlar. Valla bunlar benim çok yakınlanm. Yıllardır bir arpa boyu yol alamayan tiyatromuzun sorunlan büyük. Halkımızın, sanatçımızın tabiatında bulunan 'konuşarak yapmış gibi olmak' alışkanlığı benliğimize işlemiş. Türk tiyatrosu için ne yaptık?.. Bu soruyu kendine soran kaç tiyatrocumuz var? Sabah erkenden kalk, provaya git, sonra oyuna gir, oyundan bır bara, orada bir iki tek attıktan sonra yatağa ve ertesi sabah erkenden yine provaya. "An bir yaz gelse de tatil için Bodrum 'a falan tüysek" gibi düşüncelerin arasında insanın "Türk tiyatrosu için ne yaptın" sorusunu sormaya bile fırsatı olmaz. Ne yaparsınız ki bu mesleğın tabiatı budur. Gerçekten hiçbırimiz hiçbir şey yapmıyoruz. Dayak yemekten iş yapmaya zaman yok. Oysa elimizin altında son derece uygun bir kalıp var: Geleneksel Türk tiyatrosunun göstermeci, anlatımcı biçimi unsurlannı taşıyan Meddah ve Ortaoyunu çok iyi bir kalıp. Buna iyi bir öz koyup öz ve biçim uyumunun sentezi ile ne güzel bir tiyatroya varılabilir biliyor musunuz?.. Insanımız, sorunlarımız, yığınla dramatik yapısı olabilecek oyun konusu. Bırakın şu evrensellik takıntılannı. Aziz Nesin'in, Yaşar Kemal'in evrensel olmuş tum eserteri ulusal meselelerimizi iyi irdelediği içindir. Bu yenı bir tarif değil tabii ki, Aziz Ağabey'in, Yaşar Ağabey'in kendi söyledikleri. Türk yazariarı, genç yazar arkadaşlar. Bu anlamda oyunlaryazın. Göreceksiniz çok tutulacak. Bizim halkımızın geleneğındeki beğeni bu yöndedir. Onun sorunlarına, eleştirilerine mum tutarak yaklaşın. Ama şimdi elektrık var. O zaman bunu modernleştirin... Bugün Türk tiyatrosu için ne yaptık?.. Yanrtı hepimizı üzmesin artık. Varyete gemisi Pazarlık ve duvarlık sözler: Peçe-çete-peçete. Sonuncusu ilk ikisinin pisliğini silmek için gerekli. Refah ordusu Kayseri Teşkilatı, bereli, üniformalı, iyi niyetli bir orducuk kurmuş. Liderieri. "Vurduk mu oturttururuz" diyor. Politikacıları ise: "Bunlar kavga bilmez, dayak yerler" diye açıklıyor. Birinden biri yalan söylüyor. Takıyye var gene. Ama Allah adına söylenen yalan mubahtır. İşte en dikkat etmemiz gereken yön burası. Çünkü bunlar yalanı görev olarak söylüyorlar. Yüzde 21 oyla kendilerini iktidar sanan bu düşünceye geri kalan muhalefet oylannı toplamak gerekiyor. Tansu Hanım'ın oylanna gelince... Ona yeniden oy verecekler mi? Geçen tiyatro sezonu Ferhan Şensoy bu gemide tiyatro ve kabare yapmıştı. Nefis gösterilerdi. Şimdi bu gem'ıyi bizim dayıoğlu Serbülent almış. Stand Up Comedy yani bizim dilimizle meddah geceleri yapıyor. Genç komedyenler sahneye çıkıp peş peşe sahne alıyorlar. Bayramda gidip göreceğim. Kuruçeşme'de. Tom Hanks • Bilgi Yaymevi. Atti- lâ llhan'ın Abbas Yol- cu ve Ceyhun Atuf Kansu'nun Cumhuri- yet Ağacı. Atatürk ve Kurtuluş Savaşı, Halk Önderi. Atatürk adlı ki- taplannı göndermiş. # Minik Solfej dergisinin son üç sayısı da geldı. Teşekkürler. • Cum- hurbaşkanı, laik ve çağdaş Türkiye olgu- sunu vurguluyor. Ne- denini aramak için uzaklara bakmaya ge- rek yok. • Susurluk ve mafya-polıs ilişkilerinı gündemden düşürmek için Refah. Taksim'e cami yapımını günde- me getirdı. Herkes ap- tal bir siz akıllısınız. Bir filmini ilk kez üst üste izledim. ilkinde fîlmi, ikincide Hanks'ı. Çok iyi bir oyuncu. Genç yaşta bu işe başlamış ve hemen tüm kurallannı biliyor... On beş yıl kadar önce Avustralya'da bir film çekiyordum. Genç bir kız gerekti. Otelimizde temizlik yapan kıza teklif ettim. Oynadı. Istanbul'a döndük montaj yapıyoruz. Gelip giden sinemacı arkadaşlar: "Tabii bulmuşsun oralarda eğitimli oyuncuları, böyle doğal oynahar" dedı. Oysa kızın oyuncıiukla uzak yakın bir ilgisi yoktu. Sadece kültürü böyle idi. Gözlerinı açıyorlar ve bu işi görüyorlar. Tom Hanks sinemanın beşiğinde doğdu. Gözünü açtı sinema. Aldığı, edindiği kültür bu. Bir de çalışıp kendini eğitti miydi, iş tamam oluyor. Biz de elimizdeki geleneksel oyunculuk bıçimme sarılacağımıza onları taklide kalkıyoruz ve yüzümüze gözümüze bulaştırıyoruz. Maymunlar Amerikan Havacılık Birimi, pilotların radyasyondan ne denli etkileneceklerini araştırmak üzere bir deney yapıyor. Doğal olarak insan yerine maymun pilotları kultanıyor radyasyona karşı. Fakat genç pilot adaylanndan biri maymunların böyle deneylerde ölmemesi için tüm denekleri kaçırıyor... Bu üçüncü sınıf bir Amerikan filmi. Ama bence tüm insanlık için öyküsü çok önemli. İnsan hayatmtn, kiralık katillerin namlulannın uçlarında belirlendiği ülkemizde hayvan hayatının önemini anlatan .küçücük bir öykü işte. Pazarın fıkrası Sultan Aziz, Mustafa Fazıl Paşa'ya sormuş: - Bu hürriyet ve maarif yüzünden milletin gözü açılırsa ne olur Paşa? Mustafa Fazıl Paşa yanıtlamış: - O zaman mı7/et bizim cehaletımizi, kendinin de ıstırabını daha iyi anlar Sultanım. Hamlet "Hamlet Efendi" oyununun bir sahnesinde kral, Hamlet'in delirdiğine karar verir ve Rosenkrantz ile Güldenstern'i (Hamlet'in okul arkadaşlan) çağırtarak şöyle der: "Efendiler, Hamlet'e dikkat edin. Çok dikkat edin. Çünkü devlet adamlannın deliliği ihmale gelmez." Gerçekten dikkat etmek lazım ve gerçekten devlet adamlannın deliliği ihmale gelmez. Çünkü yalnız kendi başlarını yemekle kalmazlar, milleti de uçuruma sürüklerier. Tarih bunu çok yaşadı. Kültür Bakanı Tansu Çiller çıkarlan uğruna bu bakanlığı gözünü kırpmadan Refah'a vermişti. Bu bakanlığın zarif bakanı, geçenlerde Taksim'e cami yapımına imza atmayan 73 yaşındaki görevli mimarı işinden atmış ve şöyle demışti: "Imzayı atmaz mı. Ben de onu kapının dışına koydum." Kültürünü öpeyim Kültür Bakanı. Tek kitap okuyunca böyle mi olunuyor?.. Ankara'ya yürürüz Geçen hafta ışıklan bir dakika söndürmekle kalmayıp "Ankara'ya yürürüz'"ü gündeme getirmiştik. Bu iş tuttu. Bunlar yaptığı abuk sabuk önerilerle Türk halkını ciddiye almadıklannı vurguluyorlar. Aldıkları yüzde 21 oyla geri kalan yüzde 79 oy sahibi halkı görmezlıkten geliyoriar. O zaman biz de Ankara'ya yürürüz. Şimdilik her gece bir dakika 21.00 ile 21.01 arası ışıklan karartıyoruz. Ama sonunda size doğru harekete geçeceğiz. Bu iş ya olacak ya olacak. Kendinize çekidüzen verin artık. Ankara'nın sultanları lafımız size. Ekran gafları Bir özel televizyonda sunucu genç kız konuşuyor: "Yumurta mı civcivden yoksa civciv mi yumurtadan çıkmıştır?.." Bence civciv yumurtadan çıkmıştır, genç civciv sunucumuz... Çünkü civciv, henüz civciv olduğundan yumurtlayamaz. Kendisi de poposu da miniminnacıktır. Civcivler yumurtlamazlar. Istersen dene. 52. hafta EHİ iki hafta bir yıl eder. Sizlere bu sayfadan seslenmeye başlayalı bugün tam bir yıl oluyor. Bir mum yaktım ve üfledim. Sizlerte olan mutluluğumun birinci yıldönümünü kutladım. Bir yıl az bir zaman değil. Ama ön sayfalara dönüp İlhan Selçuk'un sütununa şöyle bir bakınca. o dolu dolu geçirdiğı yıllann yanında benim bir yılım emekleyen bebek gibi kalıyor... Keşke Uğur sağ olsaydı da onunla aynı gazeteyi sizlerte paylaşıyor olsaydık. Ne yapalım?.. Beni bu bir yıl içınde yüreklendiren, eleştiren, ışık tutan siz okurlarıma sevgi ve saygılanmı yolluyorum. Sizi salt Cumhuriyet okuru olduğunuz için değil, her gece saat yirmi birde ışıklarınızı kararttığınız için de seviyorum. Çünkü bu geçicı karanlığın ardından mutlaka ışık gelecek. Buna yediğim ekmek gibi inanıyorum. Sağ olun. Şikâyetim var Güncel olayların alçak gönüllü mizahını sizlere günü gününe yansıtamıyorum. Yazılarımı üç dört gün önce teslim etmek zorundayım. Çünkü konulara uygun vinyetler ve karikatürler ancak o zaman çizilebiliyor. Hep geriden kalıyorum bu yüzden. Ama siz nasıl olsa takiptesıniz. Işıklar ne zaman yanacak, ne zaman sönecek, Abdi Ipekçi ne zaman anılacak, Uğur Mumcu'nun katili ne zaman bulunacak falan, bunları benden önce kovuşturuyorsunuz. Benim tek şikâyetim bu. Günceli veremiyorum. Şimdi diyeceksiniz kı, "Bu memlekette birhaftada ne değişiyor ki?". Ama bir değişse. Orneğin gelecek hafta hükümet değişse. Fena mı olur? SİGARA İÇENLER İÇMEYENLERE BUNUN YARARLARINI ANLATSIN.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle