Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27ŞUIAT1997 FERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bergama'da altın çıkarma girişiminde bulunan Eurogold'un kurucusu iki şirketin ırkçı rejimleri desteklediği savlandı
^EurogolcPıın ortaldarı sabıkalrtZMtR(Cuınhurvet Ege Bürosu)-
Etergana'da 'siyariirie amn' çıkarma
gırişimeri büyük ;epkılereyol açan
Eurogold'un kururu ortağı iki şirketin
dûnyasabtkaJısı' ılduğu belirtilerek
dünyadıki ırkçı reimlen
desteklîdikleri. sa/aşan ülkeleri
sılahlardırarak nrulı yardımda
buiundıklan savlmdı.
'Minewatch' adli iraştırma kurumunun
madenler, insanla; toprak ve çevre
etkinliUerini konı alan 'The Gulliver
FDe' dergisinde R»ger Moddy imzasıyla
yayımknan aynntlı yazıda, Eurogoldu
Tûrkiye'de kuran ki şirketin değişik
isimlerie dûnyanır hertarafında faaliyet
gösterdiğine değitilerek, ırkçı,
sömûrgeci. yayılnacı ve savaş
kışkırtıcısı kimlikeriyle rol oynadıklan
vurgulandı.
Bergarra Belediye Başkanı Sefa Taşkın,
Eurogold'un Berjama'da antma
tesıslerni yaptıracağını açıkladığı
Kanada kökenli INCO şirketinin 2.
• Eurogold'u Türkiye'de kuran iki şirketin değişik isimlerle dünyanın her tarafında
faaliyet gösterdiği; ırkçı, sömürgeci, yayılmacı politikalan desteklediği vurgulandı.
Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın, Eurogold'un Bergama'da antma tesislerini
yaptıracağını açıkladığı Kanada kökenli INCO şirketinin 2. Dünya Savaşf nda Nazilere
ve Japonlara silah yardımı yaptığının belgelendiğini kaydetti.
Dünya Savaşf nda Nazilere ve Japonlara
silah yardımı yaptığının belgelendiğini
kaydederek, "Aynı şirket 1970'te
Guatemala'daki nikel madenlerinin
işletilmesi karsılığında ülkedeki faşist
diktatöıiüğe finansal destek sağlamış;
Kanada'da ise neden olduğu asit
yağmurtanyla Belçika büyüklüğündeki
alanı kirlettiği için adalet öniinde
mahkûm olmuşirur" dedi.
Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın,
Eurogold'un 1990 yıhndakı kurucu iki
ortağmın Avustralyalı Normandy
Poseidon Gold Ltd.(NPL) ve Alman
Metal Gesellschaft AG Group olduğunu
kaydederek. daha sonra hisse
devirleriyle Eurogold kimliğinin değişip
karmaşıklaştığını vurguladı. Belediye
Başkanı Taşkın, konuya ilişkin şunlan
söyledi:
"Eurogold'un Avustralyalı ortağı olan ve
hisselerinin bir bölümünü Fransız Le
Bureau de Recherches Geologiques et
Minieres(BRGM)'yesatanNPL'ninen '
büyûk ortağı, Güney Afrika kökenli
Angk> American Corporation (AAC)'dır.
AAC, bütün dünyada attın-uranyum
arayan ve alanında lider olan çokulusiu
bir şirkettir. Patronu, dünyaca ünlü para
babası Open Heimer adında biridir.
1954 yıtanda Rodezya'daki bağımsızlık
mücadelesinde ırkçı azınlık yönetimini
destekleyen kişidir. O tarihlerde
Birieşmiş Miüetler ve İngütere
Rodezya'daki ırkçı lan Smith
yönetimine ambargo uygularken,
AAC'ın patronu Open Heimer'ın el
albndan bu rejime mali yardımda
bulunduğu ortaya çıkarümıştır. Yine
NPL'nin dünya çevre ödülünü aldtğını
iddia ettiği ve içinde olduğu KGCM
firması 1980 yılında karanhk üişkileri
nedeniyle ABD Yüksek Mahkemesi'nce
şerefsiz' (deshonorable) ilan edilmiştir."
Belediye Başkanı Taşkın, Eurogold'un
kurucu iki ortağından Alman Metal
Gesellschaft'ın, hisselerinin tümûnü
1994 yılında Kanada kökenli Mining
Corporation (INMET)'a sattığını
belirterek, Gesellschaft'ın ortağı olduğu
diğer Alman şirketi NUKEM'in 1987-
89'da kuzey Baltık Denizi'ne nükleer
atık bıraktığının belirlendiğini, bu
nedenle de Avrupa ve Alman
parlamentolannın şirket hakkında
soruşturma açtığını söyledi.
Eurogold'un Bergama'daki antma
tesislerini yaptıracağını açıkladığı
Kanadalı INCO firmasının da sabıkalı
olduğuna dikkat çeken Bergama
Belediye Başkanı Sefa Taşkın şöyle
konuştu:
"INCO, 2. Dûnya Savaşı sırasında
Nazilere ve Japonlara silah yardımı
yapmıstır. 1970-81 yıllannda
Cuateraala'da nikel madenlerinin
işletilmesi karşıuğında ülkedeki askeri
rejime parasal destek sağlanuşür. En
önemlisi de Kanada'da işlediği suçtur.
INCO, bu ülkede hjlettiği maden
bölgelerinde asit yağmurlanna neden
olmuş ve Belçika büvüklüğündeki bir
alanın kirlenmesine yol açmıştır. Şirket,
Kanada'da bu suçtan yargılanarak
mahkûm edilmiştir."
ERZURUM
İranlı yetkililer
rahat durmuyor
ERZURLTV1 (VBA) -
lran'ın Ankara Büyûkelçisi
ile Istanbul Başkonsolo-
su'nun konuşmalanyla ya-
rattıklan diplomatikkriz de-
vam ederken bu kez de Er-
zurum Konsolosu \<eni bir
diplomatik krize yoİ açacak
değerlendirmeler yaptı.
İran'ın Erzurum Konsolosu
Sakl Zare, Genelkurmay 2.
Başkanı Orgeneral Çevik
Bir'in ABD'de yaptığı ko-
nuşmayı 'Yersiz, sorumsuz
ve art niyetiT olarak değer-
lendirdı. Orgeneral Çevik
Bir'in ABD'dekı konuşma-
sımn *baskı gruplan' tara-
fından gerçekleştirildiğinı
öne süren Zare. Sincan'a
tanklann çıkmasını da zo-
run ve şiddetin bir ifadesi
olarak yorumladı. Basmı Si-
yonist taraftan olmakla suç-
İayan tran'ın Erzurum Kon-
solosu Zare, Orgeneral Çe-
vik Bir'in ABD'de yaptığı
konuşmasmı da diplomatik
geleneklere aykın bir dille
eleştirdi. Zare'ye yöneltilen
sorular ve yanıtlan şöyle:
- Çevik Bir'in ABD'deki
konuşmasmı nasıl değerten-
diriyorsunuz?
- General Çevik Bir'in
ifadelerini çok mu çok so-
rumsuz ifadeler olarak ad-
dediyoruz ve bu konuda
diplomatik girişimlerimiz
oldu. Iran yetkili makamla-
n ve dışişleri bakanlığımı-
zın yetkilileri, Türkiye Bü-
yükelçısı'ni çağırarak bu
konuda resmi itiraz ve pro-
testolannı ilan ettiler. Biz
şunu kesın olarak resmi ma-
kam olarak ifade ediyoruz
ki: Sayın Çevik Bir'in ifade-
leri çok yersiz ve sorumsuz
ifadelerdir. Biz hiçbir ülke-
nin. hiçbir makamın bize
karşı böyle sorumsuzca ve
yersiz ifadeler kullanmasına
müsaade etmeyiz.
- Çevik Bir'i baskı grup-
lan mı ABD'ye gönderip
açıklama yapüıtn?
- Her ülkenin yetkili ma-
kamlannın ayn ayn görev-
leri, sorumluluklan, yetki-
leri, vazife ve salahiyetleri
vardır. Askerin görev sala-
hiyeti başkadır. Yani siz bi-
raz önceki soruda Türkiye
bir demokratik hukuk dev-
letidir dediniz. Acaba sizce
demokratik bir ülkede silah
zoruyla konuşma nasıl olur?
Demokratik şartlarla nasıl
bağdaşır? Tanklar acaba zo-
run ve şiddetin bir ifadesi
değil midir? Ve hukuk dev-
leti ilkeleri ile kanunla nasıl
bağdaşabilir?
- Türkiye'de kkn silah zo-
ruyla konuşturuhnuş?
- Ben, silah zoruyla ko-
nuşturulduğunu ifade etme-
dim. Bu tip görüşlerde olan-
lar, yanı zora dayalı bir dü-
şünce yapısı ifade edenler
aynı düşünce doğrultusun-
da böyle sorumsuzca ifade-
ler kullanabiliyorlar. ttfasıl
ki tanklar bu düşünce doğ-
rultusunda sokaklara çıka-
nlıyor. aynı düşünce tarzı,
zora dayalı düşünce tarzı
böyle sorumsuzca ifadeler
kullanabiliyor.
- Çevik Bir'i de mi baskı
gruplan konuşturdu?
- Kesinlikle durum öyle-
dir. Şöyle ifade edebilirim.
böyle bir düşünce tarzı hem
Türkiye'nin iç sorunlann-
dan etkilenerek hemde bas-
kı gruplannın etkisinde ka-
larak gidip Amerika'da
Iran'a karşı sorumsuzca ifa-
deler kullandı. Bu aynı dü-
şünce tarzı Sincan'a tank
gönderdi.
- Sincan'a tankı ve
ABD'ye Çevik Bir'i Idm
gönderdi?
- Medya gruplannın bazı-
lan Siyonizm taraftan ol-
maktadırlar. Onun için tsla-
ma karşı mücadele etmekte-
dirler. Tabii bazı sol gruplar
da topyekûn el ele vererek
tslama karşı kampanya baş-
latmışlardır. Tabii bu dedi-
ğimiz baskı gruplan, Siyo-
nist rejimden yana tavır
koyduklan için kesinkes Is-
lama karşı güçlerdir.
ORGENERAL KARADAYI
'TSK önleyici
görev yapıyor'
TEL A\1V (AA) - Genel-
kurmay Başkanı Orgeneral
tsmail Hakkı KaradayL Is-
rail'e ziyaretinin hiçbir ülke
tarafindan 'çok değişik an-
lamda' yorurnlanmaması
gerektiğini belirtti.
Israil'e resmi ziyaretini
sürdüren Orgeneral Karada-
yı, Latrun'daki Zırhlı Araç-
lar Müzesi'ni ziyareti sıra-
smda Türk gazetecilerle
sohbet etti ve sorulan yanıt-
ladı. Orgeneral Karadayı, Is-
rail'e de, gerek Türkiye'ye
yakınlığı ve gerekse tekno-
lojik bakımdan son derece
ileri olması nedeniyle sa-
vunma sanayii konulannda
büyük bir yakınlık içinde
bulunulduğunu söy ledi. Ka-
radayı, gezisinin daha önce-
den planlandığını belirtti.
Türkiye'nin Qç yanında
yangın bulundugunu ve
bunlann ülkeye ulaşmama-
sı için Silahlı Kuvvetler'in
'önleyici görev' yaptığmı
vurgulayan Orgeneral Kara-
dayı, "Süahlı Kuvvetler'e
yakın olmak lazım. Silahlı
Kuvvetler'i sevmek bzun"
dedi. Orgeneral Karadayı,
Genelkurmay Ikinci Başka-
nı Orgeneral Çevik Bir'in
geçen günlerde Washing-
ton'da yaptığı konuşmasına
tran'ın tepkisi hatırlatılarak
yöneltilen bir soruyu yanıt-
larken de şöyle konuştu:
"Onlar siyasi, aslı astan
olacak şeyler değil. Manası
Yok™ Çevik Paşa'nın o şekil-
de spesifık olarak herhangi
bir ülkeyi nedef gösterdiğuıi
sanmrvorum. tran da btzim
bir komşumuzdur. Onlarla
da Ki ilişkiler içinde olmak
zorundayız. Herhangi bir ül-
keye karşı bizim taraf ruta-
rak bir beyanatta bulunma-
nuz mümkün değüdir."
Karadayı, bir gazetecinin,
"Çevik Paşa'nın bu konuş-
ması bOginiz dahiMnde nüy-
di?" şeklindeki sorusu üze-
nne de, "Gayet tabii. Bizde
komutan konuşur. diğerieri
konuşacağı zaman da mut-
laka komutanın tasvibinden
gecer. Resmi konuşmalar
tabii" dedi.
Türk-lş, DÎSK, TESK, ADD ve diğer meslek örgütleri Meclis'e çıkarma yaptı
Demirel laîklik mesajım yinelediANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Parlamentoda al-
tematif oluşum istemiyle yo-
la çıkan Türk-tş, DlSK,
TESK, Türk Tabıpleri Birli-
ği, Türk Eczacılar Birliği ve
Atatürkçii Düşünce Derne-
ği'nden (ADD) oluşan sivil
girişim grubu; DSP. CHP ile
ANAP lıderlerinin ardından,
dün de Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel, TBMM
Başkanı Mustafa Kalemli \ e
DYP Genel Başkanı, Başba-
kan Yardımcısı ve Dışişlen
Bakanı Tansu Çfller'le gö-
rüştü. Türk Sanayicileri ve
Işadamlan Derneği (TÜSİ-
AD) yöneticileri de, DSP
Genel Başkanı BülentEcevit
ile ANAP Genel Başkanı
Mesut Yıhnaz'ı ziyaret etti-
ler.
REFAHYOL'a karşı sendi-
ka ve demokratik kitle örgüt-
lerinin oluşturduğu sivil giri-
şim,içinde yer alan,\\)D Ge-
nel Başkanı Suphi Gürsovt-
rak. Türk-tş, DlSK veTESK Sivil güişim grubu, Cumhurbaşkanı Demirel, TBMM Başkanı Kalemli ve Başbakan Yardımcısı Çiller fle görüştü. (AA)
genel başkanlanylabirlikte TBMM Baş-
kanı Kalemli'yi ziyarettebulunurkenbir
sonuç alınamayacağı düşüncesiyle Çil-
ler'le görüşmeye katılmadı.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
sivil girişim temsilcilerini kabulünde 'la-
ikKk' mesajını yineledi. Halk arasında
çeşitli beyanlardan ve tavırlardan doğan
rahatsızlıklann bulunduğuna dikkat çe-
ken Demirel, "Ben, Atatürk'ün mekâ-
nında, onun emancti olan dernokrat la-
ik, sosyal hukuk dev leti olan cumhuriye-
tin bekçKİyim'' dedi. Demirel ve Kalem-
li ile yapılan görüşmelerde konuşan
Türk-lş Genel Başkanı Bayram MeraL
demokratik-laik cumhunyetin yaşaması
için çalıştıklannı bildirdi. Meral, hükü-
metin bazı hareketlennin kendilerinde
ve halk üzerinde rahatsızlık yarattığına
dikkat çekti. TBMM Başkanı Kalemli.
görüşmede. idarede tarafsız, ancak de-
mokrasi ve laiklik konusunda taraf oldu-
ğunu, bu konuda yemini bulundugunu
vurguladı.
Sivil girişim temsilcileri, Kalemli'den
sonra DYP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller'i ziyaret ettiler.
DtSK Genel Başkanı Budak görüşmede
yaptığı konuşmada, merkez sağ ve mer-
kez sol partılenn hem parlamento için-
de hem de dışında rejimin korunması ba-
kımından bir araya gelmelerini istedik-
lerini kaydetti. Budak, RP'nin hükümet
ortağı olarak toplumu ıncittiğini. bazı
bakanlann söylemlenyle ve yaklaşım-
lanyla doğrudan 'bölücülük' yaptıklan-
nı belirterek, "Sizin partinizide laik cum-
huriyeti koruyan vizvonda görüyoruz.
RP. Baolı ve çağdaş dümayia bürünleş-
meyi engelliyor. Din ağıruklı siyaset yapı-
vorlar. Din ve devtet işlerini birbirine ka-
nşünyor. Kadrolaşıyor. Bundan biz ra-
hatstzE"dedı. Bu hükümetın devam ede-
ceğini vurgulayan DYP Genel Başkanı
Çiller ise, dinin ve laikliğin siyasallaşh-
nlmaması gerektiği görüşünü yineledi.
ANAP Genel Başkanı Yılmaz, TÜSİ-
AD'ın yeni Genel Başkanı Muammer
Kayhan ve Yönetim Kurulu üyelerini
kabulünde, çoğulcu demokrasiye her za-
mankinden daha fazla gereksinim oldu-
ğunu ve sivil toplum örgütlerine büyük
görev düştüğünü söyledi. Yılmaz. TÜ-
SİAD'ın demokratikleşme raporunun,
sorunlann bilincinde olduğunu ortaya
koyması ve çözüm önerileri getirmesi
açısından önemli olduğunu kaydetti.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit de,
TÜStAD yöneticilerini kabulünde, ku-
rumun etkinliğinin giderek arttığını be-
lirterek, hazırladıklan demokratikleşme
raporunu. bazı bölümlerine katılmamak-
la birlikte övgüye değer bulduğunu söy-
ledi.
DEMOKRAT PARTİ, CİNDORUKIİDERLİĞİNDEKİ DTP'YE KATILMA KARARI ALDI
'Hükümet değil rejim bunahmı var'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - 27 Mayıs devnminde ka-
patıldıktan sonra Aydın Mende-
res öncülüğünde açılan Demok-
rat Parti (DP), Hüsamettin Cm-
doruk başkanlığındaki Demok-
rat Türkiye Partisi'ne (DTP) ka-
tılma karan aldı. DTP Genel
Başkanı Hüsamettin Cindonık.
ülkede hükümet değil rejim bu-
nahmı bulundugunu belirterek.
krizin aşılması için 'demokrasi
devrimi pakef hazırladıklannı
söyledi. Cindonık. bugünkü
anayasanın demokrasi ve cum-
huriyet rejımını karşılamadığını
vurgulayarak cumhurbaşkanına
Meclis'ı fesıh yetkisı verilmesi,
cumhunyet meclisinin kurulma-
sı ve insan haklannın anayasaya
eklenmesi gerektiğine işaret et-
ti.
Cindonık, Demokrat Partı
Genel Başkanı MuratLzman ile
TBMM'de bir basın toplantısı
düzenledi. DP'nin partisiyle bü-
tünleşme karanndan memnun-
luk duyduğunu kaydeden Cin-
donık, diğer partilere de DTP'ye
katılmalan konusunda çağnda
bulundu. Cindonık, demokrasi-
nin sokaklannın batıl diyenlere
terk edildiğini vurgulayarak
"Sokakta olmayan bir partî,
cumhunyetin temel niteliklerini
koruyamaz. Sokaklannun geri
alacağız" dedi. "Örgütü olma-
yan düşünce, toprağın altında
petrol değerindedir"diyen Cin-
donık, partisinin ocaktan buca-
ğa kadarörgütleneceğini kaydet-
ti.
DTP Başkanlık Divanı, Cin-
doruk'un başkanlığında dün
toplandı. Cindoruk, toplanıı ön-
cesinde yaptığı açıklamada, ül-
kede önemli gelişmeler olduğu-
nu, yıllar sonra Türkiye 'nin gün-
demine darbe sözcüğü gırmesın-
den üzüntü duyduklannı dile ge-
tirdi. Türkiye'nin rejimı askıya
alan hareketlerden zarar gördü-
ğünü ve demokrasi adına yapı-
lan darbelerle demokrasinin bir
türlü rayına oturamadığını anla-
tan Cindoruk, demokrasi ve
cumhuriyet rejimini bugünkü
anayasanın ve hukuksal yapının
karşılamadığını vurgulayarak
devlette ve demokraside yeni bir
yapılanmaya gereksinim bulun-
dugunu söyledi.
Bir milletvekilinin bakan ol-
ması durumunda milletvekilli-
ğinden vazgeçmesi gerektiğini
belirten Cindonık, senatonun
kalkmasından doğan boşluğu
Anayasa Mahkemesi'nin dol-
durmaya başladığını, Anayasa
Mahkemesi ile Meclis'in karşı
karşıya kaldığını kaydederek
"Bu durumda bir cumhuriyet
meclisine. yani eski tabüie bir se-
natoya ihtiyaç \ardir" diye ko-
nuştu.
'Türkiye'nin gerçek sahibi biziz'
leme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkân Sajlan, politikacüa-
nru dinine de, demokrasiye de, laikliğe de bağlı olan tüm insanlann sesine ku-
lak vermesi gerektiğini belirtti. Saylan, Ç\ DD'nin. felsefeci Hüseyin Batuhan'uı
katkılanyla Şişhane'de açılan yeni genel merkez binasının açıhşında yaptığı
konuşmada, Susurluk'la açığa çıkan siyaset, aşiret, tarikat ve mafya ilişkile-
rinden ve politikacılann düzeysiz, anlamsız ve çirkin ifadelerinden sonra top-
lumun ülkesine ve geleceğine sahip çıküğını belirtti. Saylan şöyle konuştu:
"Çağdaş. laik ve demokratik bir parianıenter rejimin açıklık, terni/Jik ve hu-
kukun üstünlüğü içinde yürürülmesini vazgeçilmez bir ana koşul olarak gö-
rüyoruz. Geriye ve karanlığa degil, iyiye ve atydınlık bir geleceğe kavuşmak için,
temiz siyascti. açık yönetimi, adaletin hızlı işlemesini, yargı bagıııısı/Jığını ve
hukukun üstünlüğünü, evraısel insan-kadın ve çocuk haklannın, laik ve par-
lamenterdüzeninödünsüzişlemesini istiyoruz."(Fotoğraf: BARIŞ DOSTER)
İsyancılar Taksim'de cezalandınlmıştı
6
Cami, mürtecîlerin asıldığı
yere yapıbnak isteniyor'
ANKARA (UBA) - Başbakan Nec-
mettin Erbakan'ın, Taksim'e yapılacak
caminin yeri olarak ilan ettiği gezi ala-
nmda, daha önce mürtecilenn asıldığı
ortaya çıktı. Askeri tarih uzmanı bir ge-
neral, RP'nin amacının şeriatçı ayak-
lanmada asılan mürtecilere selam gön-
dermek olabileceğini söyledi.
1908 yılında meydana gelen ve 31
Mart Vak'ası olarak tarihe geçen şeri-
atçı ayaklanmanın yaşandığı Taksim
gezi alanındaki eski Topçu Kışlası'nın
üzerine cami yapılacak olması, başkent-
te "Bu bir ihtiyaç mı. yoksa tarihle he-
saplaşma ve mürtecilere selam mı" so-
rusunu gündeme getirdi. Başbakan Er-
bakan'ın 31 Mart Ayaklanmasında çok
önemli bir yeri olan Taksim Kışlası'nın
üzerine kurulu gezi alanını seçmesi ve
bu yerde ısrar etmesi çeşitli spekülas-
yonlara neden olurken çok sayıda soru
da ortaya atıiıyor. Bu sorular ve spekü-
lasyonlarla ilgili olarak askeri tarih uz-
manı bir general de şunları söyledi:
"RP'nin bu konuda ısrarcı ounası ve İs-
tanbul'un fethini tamamlayacağız diye
açıklama yapmasının altında, bu gerici
ayaklanmanın yaşandığı alanı kutsa-
mak, mürteciye selam göndermek anla-
VTŞI yatıyor olabilir. Bu çok güçlü bir ih-
timal. Çok yönlü düşünmek lazım, ama
bu ihtimal çok ürkürücü."
31 Mart Vak'ası nedir?
1908'in 12 Nisan'ı 13 Nisan'a bağ-
layan (Rumi 31 Mart 1325) gece, bugün
Taksim gezi yeri olarak anılan bölgede
konuşlandınlmış bulunan Taksim Kış-
lası'ndaki askerler, subaylanna karşı
ayaklanarak. kendilerine önderlik eden
din adamlannın peşinden Meclis-i Me-
busan'ın önünde toplanmışlar ve ülke-
nin şeriat esaslanna göre yönetilmesi-
ni istemişlerdi. Şeriat düzeni isteyen is-
yancılann, Ittihatçı subaylar ile mebus-
lan bulduklan yerde öldürmeleri üzeri-
ne isyana Mustafa Kemal'in de komu-
tanlan arasında yer aldığı Selanik'teki
3. Ordu müdahale etmiş, ayaklanma
bastınlmıştı.
Ozer Çiller
kabine
kuUslerinde
• İç Anadolu Bölgesi ağırlıklı
bir grup DYP'li milletvekili,
bakanlık elde etmek için Özer
Çiller'i devreye soktu. Özer
Çiller'le birlikte yemek yiyen
DYP'li milletvekilleri, bazı
bakanlan eleştirerek kendilerinin
kabinede temsil edilmemesinden
dert yandılar. Yemeğe, genel
başkan yardımcılan ile grup
başkanvekillerinin çağnlmaması
dikkat çekti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardım-
cısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in
şimdilik askıya aldığı kabine değişikliği,
DYP kurmaylan ile milletvekillerini kar-
şı karşıya getirdi. İç Anadolu Bölgesi
ağırlıklı bir grup milletvekili, Özer Uçu-
ran Çiller'i devreye sokarak kabinenin
bazı bakanlanndan duyduklan şikâyeti
dile getirirken, bölgelerini temsil eden
bir milletvekilinin bakan olmasında ıs-
rarcı oldular.
Kabine değişikliğinden umudunu ke-
sen DYP'li bazı milletvekillen, Genel
Başkan Tansu Çiller'e baskı yapmak için
Özer Çiller'i seçtiler. Kırşehir Milletve-
kili Ömer Demir'ın önceki akşam 30 ki-
şilik bir gruba verdiği yemeğe katılan
Özer Çiller'in, özellikle birlik ve bera-
berliğin önemi üzerinde duran birkonuş-
ma yaptığı bildirildi. Çiller'in, konuşma-
smı ünlü filozoflann sözlerinden alıntı-
larla süslediği kaydedildi. Yemeğe katı-
lan milletvekilleri, kabine değişikliği
beklentilerini Özer Çiller'e ilettiklerini
ve değişeceği yönünde bir izlenim edin-
diklerini söylediler. İç Anadolu Bölge-
si'ni temsil eden bir milletvekilinin ba-
kan olarak kabineye gırmesinde ısrarlı
olduklannı belirten DYP'liler, "Her za-
man Güneydoğuhılar. Tamam, öncefik
verilsin, ama bizden de bir bakan obna-
Iı" diye konuştular. Yemekte, ısım veril-
meden Sanayı ve Ticaret Bakanı Yahm
Erez, Sağlık Bakanı Ydduim Aktuna ve
Milli Eğitim Bakanı MehmetSağfaun'ın
eleştirildiği öğrenildi. Yemeğe, genel
başkan yardımcılan ile grup başkanve-
killerinin çağnlmaması dikkat çekti.
Özer Çiller'in, yemeğı geleneksel hale
getirmek isteyen mületvekillerine, "Ben
de size haziran ayında Büyükada'da bir
yemek vereceğm" dedıği, bunun üzeri-
ne de bir milletvekilinin, "Sizzenginsiıuz
efendun" karşılığını verdiği öğrenildi.
Tansu Çiller, yapacağı kabine değişik-
liğini kurmaylann telkini ifedeniyledorî-
durdu. DYP genel başkan yardımcılan
ve grup başkan vekilleri, Çiller'i, yeni
bir küskün grubu oluşturmaması için ka-
bine değişikliğini askıya alması konu-
sunda ikna ettiler.
Bakanlık
Kazan hn
'Polatlar'dan
intikamı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Adalet Bakanı Şevket Kazan, bakanlık-
taki gizli belgelerin çöpe atılması olayı-
nı ortaya çıkaran Kanal D muhabiri Gök-
sel Polat'ın eşi Sevim Polat ile soyadı Po-
lat olan diğer bakanlık görevlilerini alt
görevlere tayin ederek cezalandırdı. Giz-
li belgeleri çöpe atanlara soruşturma aç-
mak yerine, gazeteci yakınlannın ceza-
landınlmasının gerekçesi 'bakan tensi-
bi'ne dayandınldı.
Adalet Bakanlığı'nda, 'gizli1
damgası
taşıyan çok sayıda belgenin geçen hafta
çöpe atılması, Ramazan Özçeük adlı mu-
hasebecinin, Kanal D televizyonunaola-
yı bildirmesiyle ortaya çıktı. Adalet Ba-
kanı Kazan, geçen pazar günü Kocaeli'de
RP'lilerle yaptığı bir toplantıda, haberi
yapan muhabirGöksel Polat'ın eşinin ba-
kanlıkta memur olarak çalıştığını belir-
terek u
Bu muhabirin dayısı Cafer Polat
ile bunun eşi de bakamıkta. Adalet Ba-
kanhğfnda Polatsoyadında tam 8 kişiça-
hşıyor"dedi.
Kazan, bu kişilerin, Ceza-Tevkifevle-
ri 'ne ait bazı evrakı torbalara koyarak çö-
pe atnklannı öne sürdü. Kazan, olayı ha-
ber veren Özçelik, Kanal D ve Çankaya
Belediyesi çöpçülerinin böyle bir tertip
hazırladıklannı savundu.
Kazan'ın 'sorumlu' ilan ettiği Polat so-
yadlı personelin görev yerleri değiştiril-
meyebaşlandı. Cumhuriyet'in aldığı bil-
giye göre, Göksel Polat'ın, Adalet Ba-
kanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü'nde
görevli eşi Sevim Polat. Ankara Adliye-
si emrine gönderildi. Kazan'ın, Polat'ın
dayısı olduğunu öne sürdüğü, ancak ara-
lannda hiçbir akrabalık bağı bulunmadı-
ğı saptanan Cafer Polat ile eşi Zeynep
Polat da Ankara Bölge tdare Mahkeme-
si'nde görevlendirildi. Yazıda, Polat so-
yadlı personelin 'bakan tensibi gereğin-
ce' görev yerlerinın değiştinldiğı belirtil-
di.
Bakanlıkta görevli diğer 5 Polat'ın da,
bakanhktan uzaklaştinlarak çeşitli gö-
revlere gönderileceği kaydedildi.
Kazan'ın, hakkındaki haberleri nede-
niyle rahatsızlık duyduğu Göksel Po-
lat'tan intikam almak için, bakanlıkta gö-
revli tüm Polat soyadlı personeli kurban
ettiği öne sürüldü. Tüm Yargı-Sen ve Ba-
sın Konseyi, Adalet Bakanı Kazan'ın uy-
gulamalannı yaptıklan yazılı açık-
lamalarla kınadı.