Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 1997 PERŞEMBE
HABERLER
MSB'de
toplusözleşme
gîpüşmelepi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Savunma
Eakanhğı işyerinde çalışan
Farb-tş üyesi yaklaşık 31
bir işçinin 16. dönem toplu
i: sözleşmesi görüşmelen
basladı. Kamu kesiminde
çahşan 600 bin işçinin
toplusözleşmesinin
aleleriyle birlikte 3 milyon
kışinin geleceğını
ilgılendırdığine dikkat
çeken Harb-İş Genel
Başkanı Izzet Çetin, 1997
yh toplusözleşme
sürecının ücretlüerin
sorunlannın derinleştığı bır
dönemde yapıldığını
bıldirdi.
Genel güvenlik
toplantısı
• ANKARA (Cumhurivet
Bürosu)-Üstdüzey
emniyet yetkılilen ile 80 il
emniyet müdürünün
katıldığı Güvenlik
Toplantısı dün Ankara'da
yapıldi. Toplantının
açılışında konuşan Içışleri
Bakanı Akşener. polisin.
bütün kötü niyetli çaba ve
yıkıcı propagandalara
karşın olaylan olgunluk ve
sağduyuyla ızledığıni öne
sürdü. Içışleri Bakanı
Akşener. toplantı sonunda
gazetecilerin. firan eskı
Ozel Harekât Daıresi
Başkanvekili tbrahım
Şahın'le ilgılı sorulan
yanıtsız bıraktı.
Soydaşa gpeen
cartT formülü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- CHP Genel
Başkanı Denız Baykal,
Bulgaristan'dan geçıcı ya da
turist vizesiyle Türkiye'ye
gelen soydaşlara. ABD'deki
'yeşil kart' (green cardt
benzeri bir u> gulamayla
çalışma belgesi verilmesıni
istedi. Hükümetın, bu
soydaşlan sınırdışı etme
gırişımlenni eleştıren
Baykal, Bulganstan"ın ağır
bırekonomik bunalımdan
geçtığıne dikkat çekerek
uzun vadede soydaşlara
"çifte vatandaşlık" hakkı
tanınması önerisini getirdi.
Bir ve Deıtktaş
ayın adamı
Ü tstanbul Haber Sorvisi -
"Dost Gazeteciler"in
önceki akşam Pera Palas
Oteli'ndekı aylık yemekli
toplantısında 200'e yakın
gazeteciye uygulanan anket
sonunda, Genelkurmay
Ikinci Başkanı Orgeneral
ÇevikBırileKKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş ayın adamı
seçildıler. Gazetecilenn
anketinde Tahir Kutsi
Makal ile Fatih Altaylı ayın
gazetecisi, Işın Gürel ile
Uğur Dündar da ayın
televizyoncusu olarak
belirlendiler.
'Ceza verirken
insafb olun'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Adalet Bakanı
Şevket Kazan. yeni göreve
başlayan yargıç ve
savcılara. "suçlulara ceza
verirken insaflı olmalan"
telkininde bulundu. Staj
sürelerinı tamamlayan
26'ncı dönem adlı yargıç
ve savcı adaylan için kura
çekme törenme katılan
Kazan, yargıçlığın
dünyanın en şerefli ve zor
mesleği olduğunu söyledi.
ICAD'in
açıklaması
• Istanbul Haber Servisi -
Uluslararası Kayıplara
Karşı Komite (ICAD),
İstanbul Emniyet
Müdürlüğü'nde sorgulanan
25 kışiden Hasan Ozan.
Cuma Meral, Erdoğan Ber
ve Cemal Akyüz'ün
kaybedilmek istendiğinı
belirtti. Demokratik
Mücadele Platformu (DMP)
üyesi aileler, gözaltına
alınan çocuklannın serbest
bırakılması için Emniyetten
Sorumlu Vali Yardımcısı
Osman Demir ile görüşıü.
Ailelerden. gözaltına
alınanlann listesini alan
Demir, polisle irtibata
geçeceğini söyledi.
CHP'lilerin
ziyareti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP'ü bir grup
millervekili, dün Içişlen
Bakanı Meral Akşener" i
makamında ziyaret ederek,
geçen günlerde Genel
Sekreter Adnan Keskin'in
evine yapılan silahlı saldın
olayının bir an önce
aydınlatılmasını ıstediler.
ANAP Genel Başkanı, rejimi kurtarmak için fedakârlık yapacaklarını söyledi
Darbeye önlem çağnsıANKARA (Cumhumet Bürosu) - ANAP
Genel Başkanı Mesut Yümaz. rejimin uçu-
rumun kenannda olduğunu. Necmettin Er-
bakan başbakanlığındaki iktidar ile Türki-
ye'nin daha büyük karanlıklara yürüdüğünü
belırterek koalisyonun küçük ortağı DYP ve
muhalefet partılerine, en az bir yıl sürelı ge-
nış tabanlı uzlaşma hükümeti çağnsında bu-
lundu. Yılmaz. "Geün, bütün kavgalan, an-
laşma/Jıklan askıya alıp darbe olmasın diye
işbirliği \apahm" dedı.
Yılmaz, dün partisinın Meclis grup top-
lantısında yaptığı konuşmada, parlamento
kulislerinde dile getirilen "darbe" imalan-
nı güçlü bir olasılık olarak seslendirdi. Yıl-
maz. Türkiye'de siyasi bir tıkanıklık yaşan-
dığını. rejimm tehlikede olduğunu ve bunun
en önemli nedeninın de REFAHYOL iktida-
n olduğunu söyledi. RP'nin genel seçımler-
de beklenenden fazla halk desteği almasının
nedeninın iktidarda denenmemesi olduğunu
kaydeden Yılmaz, "RP, 8 aydır iktidarda ve
bcr şey 8 ay önceidnden daha kötü" dedı.
Yılmaz, yann yapılacak olan MGK toplan-
tısında ne olacağının, askeri müdahalenin,
darbe olup olmayacağınm yüksek sesle tar-
tışıldığını belırterek. "Bunlantartişmakbi-
le demokrasi adma ayıptir" görüşünü dile
getirdi.
Yılmaz, "Münafik" diye nitelendirdiği
Erbakan'dan Türkiye'nin kurtanlması ge-
rektiğini savunurken.u
Bu hükümet ashnda
bitmiştir. Millet, hükümet yerine MGK top-
lanüsına kulak kesilivorsa, ortakiar en temel
konularda büe ters düşüvorsa, 200 kararna-
me pazarhklarnedeniyle bekliyorsao zaman
hükümetin bu haüyie devam etmesi, suni te-
nefüslerle. transferierle ayakta kalması
mümkün değikür" dedi.
12 Eylül harekâtının nedenlerinden biri-
nın siyasi partiler arasında uzlaşma sağlana-
maması olduğuna dikkat çeken Yılmaz,
"Geçnüşin tecrübelerinden ders almak zo-
rundayız. Bu uzlaşmayı sağlamak zorunda-
yız" diye konuştu.
Yılmaz, devletin temel kurumlannın hiç
de alışık olmayan yöntemlerle uyanlarda bu-
lunmalan. rektörlerin açıklamalaryapmala-
n. sivıl toplum örgütlerinin yürümelerinin
rejimin tehlikede olduğunu gösterdiğini söy-
ledi. Bu tehlikeyi söylediği zaman "ayakla-
n havada" olanlann kendisini darbe kışkır-
tıcılığı yapmakla suçladıklannı kaydeden
Yılmaz. sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben di-
yorum ki, geiin bütün kavgalan, anlaşmaz-
lıklan askıva alarakdarbeolmasın dhe işbir-
liği vapalun dhorum. İktidar içinde olup al-
ternatif olmadığı için gönülsüz destek veren
miUetvekillerivarsaonlann samimiyetierine
inanmıyorum. Bu hükümetin alternatifi var-
dır. Alternatif, zorunlu birtakım uvgulama-
lan hayata geçirecek geniş tabanlı uzlaşma
hükümetidir. Bu zorunlu vasal düzenlemeler,
bir yddanönce gerçekkşmez. l zlaşma hükü-
meti, zamanı geİdiğinde yeniden milletin ha-
kemliğine gidikliğinde kahcı istikran sağla-
yacak seçim yasasııu, anayasaya uyum yasa-
lannı çıkarmahdır. İktidar partileri körlük-
krinden, sağıruklanndan kurtulursaANAP
hiç önşartsız elinden geieni yapmaya haar."
Yılmaz, uzlaşma çağrısı yaptıklan için
hiçbir iddialanndan vazgeçmediklerini, ge-
ri adım atmadıklannı. ancak bir süre için re-
jimin kesintiye uğramaması için bütün bun-
lan bir dönem askıya almaya hazır oldukla-
nnı bildirerek, açıkça DYP'ye uzlaşma me-
sajı gönderdi. Yılmaz, iktidar ortaklannın
idare ettiklenni düşündükleri ülkenın başka-
lan tarafindan idare edildiğini, halkın artık
kendilerine "Çekip gkUn" dediğini anladığı
zaman onlarla görüşmeye hazır olduğunu
belirtırkcn. "rejimi kurtermakiçin katiana-
mayacaklan hiçbir fedakârlıkbuhınmadığı-
m" söyledi.
Içişleri
tazntinat
kıskacındu
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA - lçişleri
Bakanhğı, DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller'in
başbakanlığı döneminde
hazırlanan ve 197 işada-
mına suçlamalar yönel-
tilenu
PKKileİlişkiliSa-
kıncalı İşadamlan Rapo-
ru" nedenıyle tazrninata
mahkûm edildı.
Eski Çalışma ve Sos-
yal Güvenlik Bakanı Zi-
ya Halis'ın davasının ör-
nek kabul edilmesı duru-
munda, bakanlığın mil-
yarlarca lira tazmınat
ödemek zorunda kalabı-
leceğı belırtildı.
Ankara 6. idare Mah-
kemesi, Ziya Halıs'm aç-
tığı davada. Içişlen Ba-
kanlığı'nı 100 milyon lı-
ra mane\ ı tazminat öde-
meye mahkûm ettı. Ra-
porda adlan geçen ve
yaklaşık 2 yıldan beri bu
davanın sonuçlanmasını
bekleyen drger işadam-
larmın da gelecek gün-
lerde bakârilık aleyhine
ayn ayn dava açacaklan
öğrenildi.
Yeni Yüzyıl gazetesin-
de lçişleri Bakanhğı kay-
naklanna dayanılarak 26
Eylül 1995tarihindeya-
yımlanan haberde, PKJC
ile ilişkili olduklan sa-
vıyla sakıncalı ilan edi-
len 197 Kürt işadamının
ismi yayımlanmıştı. Dö-
nemin başbakanı Tansu
Çiller de aynı günlerde
PKK'ye Kürt kökenli
bazı işadamlannın yar-
dım ettiğinin belirlendi-
ğini söyledi.
Yeni Yüzyıl gazetesi-
ni, komploya alet olmakî-
la suçlayan Halis, Çalış-
ma Bakanhğı dönemin-
de ülkede grev dalgası
bulunduğunu ve Çiller
grev lerin büyük bölümü-
nün ertelenmesini istedi-
ğini söyledi.
Eski Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı
Hahs, "O tarihlerde bir
tartışmamızoldu. Başba-
kan beni yoğun bir şekil-
de tehdit ediyordu. Çiller
yönetimi ve onun uzantı-
lan beni yıpratmak için o
dönemlerde böylebir ha-
beri yapmışlardı'" dedi.
Surekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık'
Halk, eylemini uzatmak istiyor
Istanbul'da DİSK'in Merter'detd genel merke/ binası önünde önceki akşam bir gösteri düzenlendi.
tstanbul Tabip Odası da toplu nöbet eyleminin beşincisini Bakırkö} Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi'nde yaptL
Haber Merkezi- 'L'yan'
nıteliğindeki "Sürekli
Aydınlık İçin 1 Dakika
Karanuk" etkinliğiyle
başlayan ve temiz
toplum istemıni içeren
halk eylemlennın
sürmesi bekleniyor.
Halkın bir ay boyunca
yoğun katılım
gösterdiği eylemlere
ilişkin 'Yurttaşlar
Girişimi'nin yann
açıklama yapacağı
öğrenildi. ANAP
Manisa Millervekili
Tevfik Diker,
yurttaşlann bir marttan
itibaren ev lerinin
balkonlanna ve işyeri
girişlerine siyah bez
bağlamalannı önerdi.
'Sürekli Aydınlık İçin
Bir Dakika Karanlık'
eylemi sendikalar,
siyasi partiler ve
demokratik kitle
örgütlen temsilcileri ile
yurttaşlann yoğun
katılımıyla
sürüyor. Işıklann şubat'
ayı boyunca saat
21.00'de bir dakika
süreyle kapatılması
olarak planlanan
eyleme her geçen gün
yeni fikırler ekleniyor.
Yurdun dört bir yanında
yurttaşlar, saat 21.00'de
yürüyüşler düzenliyor,
ışıklannı açıp
söndürüyor. düdük,
korna, tencere ve tava
çalıyor.
CHP'de parti içi muhalefet 'kurultayı'
SERDARKIZIK
İZMİR - CHP, İzmır kaynaklı bir
çağnyla çalkalanıyor. Çağnnın ko-
nusu, 'parti içi demokrasi için daya-
mşma.
1
Adresi, genel merkez politi-
kalanndan hoşnut olmayan millet-
vekılleri. PM üyelen, il ve ilçe baş-
kanlan.
Çağn metninde. ülkenin karanlı-
ğa sürüklendiği bu günlerde aydın-
lık için bütün demokrasi güçlerinin
bir araya gelmesi. 'tarihi bir görev'
olarak nitelendiriliyor. Daha sonra
CHP ve DSP'nin durumlanna ilişkin
şu saptama yapıhyor.
"Böylesi tarihi bir göreve sosyal
demokrat bir parti önderlik edebilir.
OSP ve CHP yönetimleri ise bu gö-
reviyerinegetirmekiçin çaba göster-
mek bir yana, kendi partilcrindcki
farkh düşünenkre bile yaşam hakkı
tanımamaktadır. İl başkanlannı,
milletvekiUerini, vöneticileri, üyele-
rini ihraç etmekte. görevden almak-
tadır."
Son bölümde, CHP'nin böylesi
bir görevi üstlenmeye daha yakın ol-
duğu vurgulanıyor. Ancak hemen bir
saptama yapıhyor: "Bunun başanl-
ması, bugünkü yönetimde var olan
dar kadroculuk anlayışını aşmaya
bağndır. Bu görev. parti içindeki so-
rumlu, hoşgörülü, ilkeli demokrat
kadrolara düşmektedir. CHP'de de-
mokrasi ilkesinde birteşen bütün sos-
yal demokradan, partünizin >apısal
sorunlannı tarbşmaya ve tasfiyecili-
ğe tepki gösterme>e çağuıyonız_"
Çağnnın altmda, kesin ihraç iste-
mıyle yüksek disiplin kuruluna sevk
edilen lzmir İl Başkanı Osman Öz-
güven'in ımzası var. Imza tek, ama
birkıtleyi temsil ediyor. thraç istem-
lenni kınayıp görevlerinden istıfa e-
den il yöneticılerinin, Gaziemir, Bu-
ca ve Balçova örgütlerinin de ıstem-
lenni yansıtıyor. Konuya ilişkin bil-
dirilerdebuyönde. Balçova ilçe yö-
neticilerinin istifalanndaki gerekçe-
ler şöyle:
"CHP'vi bu kokuşmuş düzenin
bir parçası haline getiren cahşmala-
ra karşı böylesine ciddi, tutarh ve
inançh mücadele veren İl Başkanı
Ozgüven vearkadaşlannı kesin ihraç
istemiyle yüksek disiplin kuruluna
sev k edenlerin bu darbe hareketini,
CHPiçindekisoldüşünceye karşı>a-
pılan bir yok etme hareketi olarak
görmekteyiz. İnamyoruz ki, CHP'de
biz ve bizler gibi düşünen demokrat
insanlar var oldukça, 'parti küçük
olsun, benim olsun'diyenlere bu par-
ti bir gün dar oiacakbr"
Çağn •partinin yapısal sorunlan-
nıtaröşmak' gıbı biramacı gütse de
daha geniş bır perspektife uzanıyor.
Bir yönüyle genel merkeze karşı
'muhalefet'girişiminin ciddi adım-
lan atılıyor. Osman Özgüven, amaç-
lannın 'anti Baykaka'bir cephe ya-
ratmak olmadığını söylüyor. Çağn-
ya katılması beklenenler arasında
Mustafa Gazakı Kenan Coşar, Sal-
man Kaya, Abdülkadir Ateş, Ziya
Halis, Şahap tnce gıbi PM üyelen
var. F.rcan Karakaş, Hasan Fehmi
Güneş. Seyfi Oktay gibi bazı millet-
vekilleri, Gaziantep Belediye Baş-
kanı Celal Doğan gibi bazı belediye
başkanlan da şimdiden İzmir'e ge-
leceklerini belirttiler. Şimdi muhale-
fetin gözü 1 martta.
SIFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Necmettin Erbakan, TV ek-
ranlannda, gözlerini oynata oy-
nata "Sizi gıdi gericiler, sizigidi
laiklik ve demokrasi düşmanla-
n.." diye konuşuyordu. Erba-
kan, partisinin aldığı yüzde
21 'lik oyla her şeyi yapabilme
hakkını demokrasi diye öne sü-
rüyor ve kendi keyfi icraatlanna
karşı çıkanları da demokrasi
düşmanlan olmakla suçluyor-
du.
Erbakan, temel hedefleri açı-
sından bakıldığında bir azınlığı
temsil ediyor. Çünkü, Türki-
ye'nin yüzde 80'e yakın kesimi,
laikliğin korunmasını, parla-
menter rejimin devamını istiyor.
Erbakan'ın temsil ettiği siyasal
islam isetoptancı birfikri savu-
nuyor. Islamcılann metinlerini
dikkatle okursanız, kendi iç ko-
nuşmalannı izlerseniz, görürsü-
nüz ki önemli bir kısmının hede-
fi, din devletidir.
Islami bır devletten yana ol-
duklannı açık açık dile getıriyor-
lar. Bunun için de ellerine fırsat
geçtiğinde zorlama yapacakla-
rının mesajlannı veriyorlar. Tak-
sım'e cami, tatil saatlerini na-
MGK Toplantısı Oncesi...maz vakitlerine uydurma, pazar
yerine cuma günü izin yapma,
devlet dairelerinde tesettürlü
çalışma, daha bugünden dile
getirdikleri ve uygulamaya ça-
lıştıklan konular. Yann daha faz-
la güce sahip olurlarsa daha
fazlasını yapmaya girişecekleri-
ni gösteriyorlar.
Peki bu böyle giderse ne ola-
cak? Türkiye, siyasi İslam konu-
sunu nasıl çözecek? Öncelikle
şunu görmemiz gerekiyor: Tür-
kiye, toplumsal ve tarihi birikimi
nedeniyle Iran'dan da Ceza-
yir'den de farklı bir ülke. Os-
manlı imparatoriuğu dönemin-
de bile Islamcıların hayalinde
kurdukları din devleti olmadı.
Şeyhülislamlar, padişahın dün-
yevi siyasetlerinin emrinde idi-
ler ve hep öyle kaldılar.
Osmanlı'dan bu yana nere-
deyse yüzyıl geçti. Türkiye'nin
modernleşmesi ve Batı stan-
dartlanna yönelmesi de Os-
manlı döneminde başlamıştı.
Türkiye'nin gelişmişlik düze-
yi, siyasi islam'ın din devleti he-
deflerini kabul etmez. Hele, Kürt
sorunu konusundabazı adımlar
atılır ve yumuşama sağlanırsa,
Islamcıların yıldızı iyıce söner.
Siyasi İslam'ın önemli dinamik-
lerinden birisi olan iç gerilim or-
tadan kalkarsa, Erbakan ve ar-
kadaşları gerçek güçleriyle baş
başa kalırlar. Bu da en fazla yüz-
de 10 civannda bir güce karşı-
lık gelir.
O zaman ne yapmak gereki-
yor? Cezayir asıllı ünlü Fransız
İslam araştırmacısı Profesör
Muhammed Arkoun'un dedi-
ğine geliyoruz: Türkiye'de 70
yıllık bir tarihi olan laiklik, diğer
Müslüman ülkeler için de bir
şans. islam'ın modernleşmesi
ve modern toplumlar içinde
kendisine bir yer bulabilmesi
açısından Türkiye'de önemli bir
deney yaşanıyor. Türkiye Müs-
lümanlannın büyük çoğunluğu
çağdaş bir yaşamın içindeler.
Inançlanyla, çağdaş yaşamları
arasında bir uyum sağlamış du-
rumdalar.
Işte RP'liler ve siyasi Islamcı-
lar, bu çağdaş Müslümanlıkla
hesaplaşmaya çalışıyortar. Ra-
kı içen Müslümanın rakı barda-
ğını elinden almaya, özgür ya-
şamaya çabalayan kadını ka-
patıp karanlıklara çekmeye ça-
balıyortar. Bunu da aldıklan yüz-
de 20 oyla ve demokrasi adma
savunuyortar. Demokrasi her
şeyden önce sanıldığı gibi oy
yüzdesinden ibaret değildir. De-
mokrasi, öncelikle azınlıklann
korunması rejimidir. Dinsel, et-
nik, cinsel bütün azınlıklann
haklan demokrasilerde güven-
ceye alınır. Eşcinselin de Kür-
dün de Yahudinin ve bütün mu-
haliflerin de düşünce ve örgüt-
lenme haklan öncelikle demok-
rasinın şemsiyesi altındadır.
Bizimkiler ise bu topluluklann
varlığından bile nefret ediyortar.
Işte Sincan'daki gösteri, fırsatı-
nı bulduklan an Yahudilere ne-
ler yapacaklarını açığa vurdu-
lar. Aynı şeyi diğer azınlıklar için
de düşünüyorlar.
Siyasi İslam'ın gücü Türki-
ye'yi değiştirmeye ve bir din
devleti kurmaya yetmez. Ama
başından büyük ışlere kalkışıp
iç gerilimi kışkırtır ve zorlamala-
ra girerierse, zaten demokratik
olmayan siyasi geleneklerimiz,
büyük facialara neden olabilir.
Türkiye demokratik ve çağdaş
bir iç yapıya kavuşsa, Islamcı-
lar böyle bir yapının küçük bir
unsuru ve tuzu oluriar. Zararla-
n dokunmadığı gibi toplumsal
çeşitliliğimize bir renk de katar-
lar.
Bugünkü şiddet ortamında,
gerilimeyapacaklan heryatınm,
onlan da felakete sürükleyebi-
lir. İç siyasi yaşamtmızı daha
kanlı bir serüvenin içine sokabi-
lir. Bu düzenin nimetlerinden bol
bol yararlanan, Mercedes ara-
balarla dolaşan, lüks villalarda
yaşayan zengin RP yöneticile-
ri, ellenndeki bu olanaklannt yi-
tirmelerine neden olabilecek bir
iç kamplaşmaya ne kadar ce-
saret edebilirler? Çünkü çok
partili rejim onlar için de bir
güvence. Göreceğiz...
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Bilim KültÜPÜnün Eksikliği
iş ve para kazanmayı bir yana bırakırsak, büyük
kentlerde hayatı cazıp ve belki bu yüzden de ya-
şanılırkılan, kültürel etkinliklerin yoğunluğudur. Is-
tanbul'a bu açıdan bakarsak, müzik, sinema ve ti-
yatro festivalleriyle, konserleriyle, kültür evleriyle,
büyük kent kimliğinin tamamlandığını sanınz.
Ancak bu kentte hep eksik bir şeyler vardır.
Bu eksiklerin başında da dünyadaki büyük kent-
lerin neredeyse hepsinde var olan, bilim ve tekni-
ğin deneyerek, görerek, dokunarak, eğlenerek öğ-
renildiği bilim merkezi gelir.
Buralarda bilim ve doğa olaylannın temel ilkele-
ri, görselleştirilerek ziyaretçilere sunulur. Bir düğ-
meye basar, bir bilimsel ve doğa olayının sürecini
başlatırsınız. Bu süreç içine siz de bir yönünüzle
katılırsınız. Olayı gözlemlersiniz. Nasıl oluyor diye
bakarsınız. Katıldığınız süreç hakkında gereğı ka-
dar verilen bilgileri okursunuz. Daha meraklıysanız,
bilim merkezinin kütüphanesine gider, araştınr ve
olayların bilimsel ve teknik süreci üzerine daha ay-
rıntılı bilgi edinirsiniz.
Bir bakarsınız, düşüncelerinizde minik bir ampul
yanmış.
Bu ampul, yeni bir fikir olabileceği gibi daha ön-
ce bildiğiniz bir olayın basit ayrıntılannı görmek ve
öğrenmek de olabilir. Bu da sizi mutlu eder...
• • •
Bilim merkezleri, bilim kültürünü yaygınlaştınr.
Gösteri birimi dediğimiz araç, gereç, cihaz ve
düzeneklerie, bilimi karmaşıklığından kurtanp an-
laşılır kılmaya çalışır. Bilim merkezlerinde temel fi-
kir, acaba şu bilimsel olayı nasıl görünür ve anla-
şılır kılanz noktasında yoğunlaşır. Bu düşünceden
hareketle, bilim merkezlerinde yüzlerce, binlerce
gösteri birimi üretilirveziyaretçilerin kullanımına su-
nulur.
Bu merkezler, özellikle Batı ülkelerinde, resmi
öğrenım kurumlarının uzantıları haline geldiler.
Okullar randevularla bilim merkezlerıne taşınmak-
ta, ögrencıler, bilimsel olaylann sonuçlanyla uygu-
lamalı olarak yüz yüze gelmektedir. Bilim merkez-
leri, bilginin uygulamalı olarak edınildiği veya veril-
diği yerierdir. Bu açıdan bakıldığında, ezberci eği-
time alternatif ve herkesin hayat boyu bir şeyler öğ-
renebileceği kurum olma özelliğini taşırlar...
• * •
10 milyonu aşan nüfusu ve çevresiyle 2 milyona
yaklaşan öğrenci potansiyeli ile Istanbul'da bir bi-
lim merkezi kurma girişimi 2 yıldır sürüyor. Bilim
Merkezi Vakfı'nca örgütlenen bu düşünce, ilk bü-
yük eylemini bu cumartesi İTÜ Mimarlık Fakültesi
binası Taşkışla'da başlatıyor. Iki hafta sürecek Bi-
lim Şenliğı'nde kurulacak bilim merkezinin etkin-
liklerinden örnekler sunulacak ve büyük projenin
tanıtımı yapılacak.
Aralannda ilkokullar da olmak üzere yüzden faz-
la ortaöğrenim kurumu, Bilim Şenliği'nin yapılaca-
ğı sergi alanını gezmek için hazırlıklannı sürdürü-
yor.
Istanbul uzun süredir ilk kez özellikle öğrencile-
re yönelik olarak, ama bütün yetişkinlerın de ilgiy-
le gezecekl,eri ve katılacakları değişik bir şenlik ya-
şayacak.. . < ^ . .*«**
• • • ,•• • -
Şu gerilimll siyasal ve toplumsal sürecin açma-
zında ve sıkıntısı içinde, Bilim Şenliği, nefes alacak
yeni bir pencere açabilir Istanbul'a.
Ramazan mesaisine karsı cıkmıstı
Sorumlu memura
soruşturma
EVİN GÖKTAŞ
ANK\RA - Adalet Baka-
nı Şevket Kazan, devlette
ramazan mesaısı öngören
Başbakalık genelgesi hak-
kında Danıştay'dan "yüriit-
meyi durdurma" karan al-
dıran Bartın Ağır Ceza
Mahkemesi Yazıişleri Mü-
dürü Abdurranman Gfizei-
gün'e soruşturma açtırdı.
Bakanın talimatı üzenne
harekete geçen Bartın Ada-
let Komisyonu Başkanlığı.
Güzelgün'e. "Devlet me-
muru ile bağdaşma>an, ne-
zaket ölçüsünü aşan, haddi-
ni bilmezlikiçinde bu bilinç-
le ve açıkça politika >ap-
mak" suçlamasını yöneltti.
Bir memur olarak çalış-
ma saatierinin dıni esaslara
göre düzenlenmesıne karşı
çıktığını ve daha sonra Da-
nıştay'a dava açıp söz ko-
nusu genelgenin uygulan-
masını durdurduğunu kay-
deden Güzelgün, "Ben bu
davayı bir adhye mensubu
olarak dep, \urttaşlık sıfa-
tıyla açtim. Mesleğime ve
görevime aykın bir davTa-
nışta bulunmuş değilim.
Böyle bir soruşturmayı hak
etmiş değilim.
Sayın Kazan, intikam
duygusuyia hakkımda böy-
le bir soruşturma açtırdı.
Benden açıkça intikam al-
mak istiyoıiar, ama ben mü-
cadelemi sonuna kadar sür-
düreceğûn" dedi. Soruştur-
manın usulüne uygun açıl-
madığını da kaydeden Gü-
zelgün, "Sorusturmanın,o-
lay yeri m'banyla Ankara
Başsavcüığı'Dcaaçılnıasıge-
rekir. Taşradaki yargıç ve
savcılara daha kolay baskı
yapacaklannı anladıklan
için soruşturmayı Bartın'da
açürdılar" diye konuştu.
Abdurrahman Güzelgün,
önceki gün Bartın Yargı Ko-
misyonu Başkanlığf nda
yaptığı savunmada, hakkın-
da böyle bir soruşturma
açılmasına üzüldüğünü be-
lirterek dava nedenıyle ga-
zete ve televizyonlarda yap-
tığı açıklamalann "bilgi ve
demeç" nıteliğinde olmadı-
ğını söyledi. Güzelgün, sa-
vunmasını şöyle sürdürdü:
"Ben hiçbir şekflde basn
na ve televizyonlara bilgi
vermedim. Yetldmle ilgüi
bir hususu da konu etme-
dim. Demeç vermedim. Sa-
dece açtığım dava ile ilgiü
davalı yan olarak neden da-
va açnğımı söyledim. Hürri-
yet gazetesindeki röportaja
gelince, bu bir yurttaş ola-
rak düşüncelerimdir; me-
muriyet künliğimle değil.
Ben en üst düzeydeki amir
durumunda bulunan Ada-
let Bakanı hakkında aşağt-
layıcı sözler sarf etmedim.
Böyle bir niyetim yoktur.
Aynca memuriyet kimü-
ğimle değil, bu beyanlar yi-
ne >ıu*ttaşlık kimliğimk ya-
pılmıştır.
Yalaşıksız ve aşağılayıa
sözler sarf edilmiş olduğu
kanaatine kaolmam müm-
kün değiktir. Zira bu deyim-
ler izafidir. Sayın bakan
hakkında kanaatim sorul-
duğundayanıtolarak>apo-
ğını açıklama, savın baka-
nın benim penceremden gö-
rünen vanıdır ve beni bağ-
lar. Bir başkasuun bu kana-
atimi paylaşmaması doğal-
dır ve bu paylaşmama be-
nim sayın bakan hakkında
yakışıksız ve aşağılayıa söz-
ler sarfetriğimi söv leme hak-
kını ve kanaatini vermeme-
lidir.-
Savunmasında gazete ve
televizyon kanallanndaki
açıklamalannı izinli olduğu
dönemde yaptığını anımsa-
tan Güzelgün, "Açıklama-
lar ve açngun davanın hiçbir
şckilde bakanaveya mevcut
iktidara yönelik bir yam
yoktur. Sadece 29 yılını ada-
lete hizmete sunmuş bir me-
murun. verdiği yemine bağ-
lıuğı ve yasalann üsründeki
anayasaya bağbhğındandır.
Bu şeldlde değerlendiril-
mesi gerçeğe uygunluktur
ve doğru da budur" dedı.