04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 1997 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER Türkiye'de Demokrasi Prof. Dr. ERDOGAN SORAL S oljenhsin'e gore gunumuzde- k.ı "Rus Demokrasisi" şu \a da bu bıçımde kurulmuş hu- kumetlere "maske" gore\ı \apan bıraldatmacadır Batı- !ı gozlemcıler boyle düşun- muvorlardı Rusvada yadsinamavacak bır demokrasının kuruİduğunu, ekono- mik alanda serbest pıvasa ekonomısı dogrultusunda koklu reformlann gerçek- leştığını ve Rusva ıçın gelışmenın mutlu yollannın acıldığını sövluyorlardı Solje- nıtsın "Bunlann ikisi de gerçek dışıdır, Rusya'ya ne demokrasi gelmiştir ne de soylendigi gıbi ekonomıde dort dortluk reformlar vapılmışhr" dıyor AcabaTurkıve'dekı •'demokrasi" ger- çekten demokrasi mıdır' Turkıye eko- nomık alanda köklü dönuşumler yaşa- mış ve soylendığı gıbı çağ atlamış mıdır'' Batılı gozlemcıler ve onlann ulkemızde- kı uzantılan Rusva ıçın soyledıklennı Turkıye ıçın de vınelıyorlardı Turkıye gostermelık demokrasıyı, ozurlu bır be- bek gıbı ellı yıldır >aşatıyordu Oysa Turk halkı çoğuleu demokrabiyı düşlen- nın en buyuk utkusu olarak kucaklamış- tı Bu buyuk utkuyu ıkı başbakan, ıkı tumceyle yıkmıştır Bınncısı, Turkıye Buyuk MılletMeclısı nde say lav iara do- nerek "Siz isterseniz, hilafeti bile getire- bilirsinız (!)" dıvebılıyordu Çunku, de- mokrat değıldı Demokrasi eğitım bıl- gı ve kulturbınkımının bıleşımıydı Te- mel eğıtım, okulda degıl "aikr de baş- lardı Kendıkuşağımadönuyorum vene kadanmızın demokrasıyı ozumsemış aı- lelenn çocuklan olduğumuzu duşunuvo- rum Toplumsal orgütlenmemızde de- mokrasının yennı ve ağırlığını duyarsa- mak ıstıyorum Bınncı Başbakan ın tutuşturduğu fî- tıl, ıçın ıçın yanarak ve demokrasının v azgeçılmez oğelen sı> a^al partılenn on- lenemez aymazlığına davanarak kuçuk buyuk patlamalarla gunümuze kadar ge- lıyordu Turkıve'de eğıtımbırlığı bupar- tılenn oylanyla yok edılıyordu Kuran kursları, ımam-hatıp okullan, onlann onergelen ve saylavlann "kabuul!" çığ- lıklanvla yasalaşmıştır Bır avuç oy ıçın medreselenn, zavıye- lenn tekkelenn ve saırenın açılmasına goz yumulmuştur Bo>le yaptılar da ne oldu'Ne olduğu bellı Ne olacağı bu- yuk bombanın ne zaman patlayacağı he- nuzbelırsız Gençlenmızı oğrencılenmı duşunuyorum Ekranlarda çocuklanmı- zındramınıızlıyorum Yannlanmızın gû- vencesı gençlenmızın bu aşağılamayu bu karalamayı hak ettıklenne ınanmak ıste- mıyorum 1997 de Türkiye'de cınlenn buyulenn gencecık ınsanlara nasıl >uk- lendığını, bedenden ruha uzanan volda kumelenen cınlenn ve büyulenn neyın karşılığında çıkanldığını artık duymak bıle ıstemıyorum Gostermelık demokra- sının Turkıye'yı nerelere getırdığını hu- zünle seyredıvorum Demokrasi utkusunun üzennden çey- rek yuzyıl geçmış ya da geçmemıştı 1973 seçımlennden sonra, genel mudur- lukten musteşarlığa yukselen yaşı bız- den ılen bır buyuğümuzu bırkaç arka- daşla bırlıkte kutlamaya gıdıyorduk Kendısı seçımlerden yenık çıkmış mer- kez sağ partının tutkunuydu Sohbetı olan bır adamdı Soz donup dolaşıp po- lıtıkaya gelmıştı Kendısıne uğradıklan yenılgının nedenlennı sorduk, yanıtlıyor- du OtanbJerdesolcuolduğunusoyleyen bır lıder Turkıye nın sıyaset dünyasını kasıpkavuruvordu Bırtoplantıdasendı- kacılara çatıyor "Va sendıkacı olursunuz ya da bizkr sendikalara kanncalar gibi girer size sendikacılığı oğretinz" dıyor- du Feodal yapılara bozuk duzene kar- şıydı Partısının halkçı ıktıdannda "Su kuliananın, toprak ışjeyenin" olacaktı Yer gok ınlıyordu Gençler dalga dalga onu ızlıyordu Seçımlerden bırkaç gun once bır taksı şofbrune bu partının Kars'ta kaç saylav çıkarabıleceğını sor- duğumda "Beş adaydan, dördünü alır" dıye ınancını coşkuvla belırtıyordu Göz- lennın ıçı guluyordu ve dağdakı kuşlann bu yureklı lıder ıçın turku yaktığını soy- lüyordu O lıder bır gun yok oldu Bır güvercın gıbı uçup gıttı Çunkü, söyle- dıklenne ınanmı>ordu Yaşlı adam. san- kı bunlann tumunu yaşamış gıbı bılıyor- du "Bu yengıyi, solcular, gençiere borç- ludurlar" dıvordu \nılan mıllıyetçı, muhafazakâr partının de gençlık kollan vardı Gençiere çayhaneler açmış, tele- vızyonlarla, muzık dolaplanyla donat- mışlardı Gençyandaşlannıyureklendır- mekıstıyorlardı "Gençierebunlannote- sindedaha neler istersiniz" dıye sormuş- tu yaşlı adam Aldığiyanıtılgınçtı "Soİ- cular, bir ıdeolojıden soz ediyoriar. Aca- ba bizim ki nedir." Savgm dostumuza bız de sorduk, "Bır bilmecedir" dıyordu ve guluyordu Mıllıyetçılık ne ıse ne ama muhafazakârlığı voksul Turk halkına an- latmaktaguçlukçekıyorlardı Demokra- sının taşlannı yerlı yenne koyamıyorlar- dı "Neolabilir" dıye sorduk Mıllıyetçı, mukaddesatçı gençlerden yararlanmayı, duşünuyorlardı Bu bılınçsızlık kısa zamanda ulkemı- zı kan golûne çevırecek herbın vaşlı bır ağaç kadar gunırlu ve onurlu gençlenrruz her an bır kardeş kurşunuyla vurulup. bır fidan gıbı yere duşecektı tşte o sıralar- da ıkıncı Başbakan ulkemızın belkı de yazgısını değıştıren ıkıncı tümcevı soy- leyecektı "Banasağcılanncinayetvesuç işlediklerini söyletemezsiniz!" Bu kesış- menoktasındaTurkıye nınçıvısızıvana- dan çıkıyordu Soljenıtsın ulkesının yazgısını, eskı komünıst ıktıdann btcenklı temsılcıle- nyle soyguncu devlet memurlanndan oluşan bır "oligarşinin" belırledığını, soyluyor "Bu ohgarşınin uvelen, ıktidar hırsıv la ve kışısel çıkar hesaplam la yanıp tutusuyorlardT dıyordu Türkiye'de Susurluk'ta bır otomobıl bır kamyona çarpıyordu Içınden, mıllı- yetçı ve muhafazakâr partının bır sayla- vı ıle mıllıvetçı ve mukaddesatçı goruşu paylaşan bır katıl sanığı ve bırpolıs mü- durû çıkıyordu Uçu yaşamını yıtırmış, bın sağ dort kışıydıler Kamuoyunu, sa- yılan değıl kımlıklen ve kışılıklen ılgı- lendınyordu. Çünkü gostermelık demok- rasılerde devletın kımlenn elıne duşebı- leceğını sımgelıyorlardı Türkiye'de "oü- garşi" ınançsız saplantılı ve de cahıl par- tı lıderlennınomuzlanndayükselıyordu Yaşam bovu ne yapıp ne edıp, bol bol se- çım kaybedıp > ıne de partı başkanlığın- da kalmalan bunu gostenyordu "Basm ve fikir ozgurluğıi" Rusya'da olduğu gıbı Turkıye de de voktu Turkı- ye'dekı basın da fınans çevrelennın gu- dumündeydı Ne var kı bu çevreler yıkıl- maz tabulann duvarlannın ardına şımdı- lık sığınmış gorunmuyorlardı Kapıtalız- mm temel taşını oluşturan "burjuvazi- nin"u\esıydıler Kapıtalızmın hamurun- da yoğrulmuşlardı Hamurun nıtelığı ne olursa olsun burjuvazıyı, ılen teknolojı- ye, yığınsal urehme goturebılirsınız ama, ortaçağa donduremez ve bır feodalın ma- lıkânesıne hapsedemezsınız Turkıye'nın elındekı koz bu>du Rusya boyle bır araçtan yoksundu Ne var kı bu koz ka- pitalizm ıçın gereklı, demokrasi ıçın >e- terli değıldı Demokrasi, emekle serma- yenın bırlıktelığı uzenne kurgulanmıştı Turk demokrasısınde emek ve emekçıle- nn temsılcılen henuz bır koşe başını tut- muş değıldı Bu olgu, dığer sosyal taba- kalann temsılcılen ıçın de geçerhydı O nedenle Turk demokrasısı ağır özurlû bır demokrasıydı Rusya burjuvazıden yok- sundu Bır sıstem değıştırmış, kapıtalız- me daha yenı geçmıştı Ama umutsuz de- ğıldıler, çunku uzun bır geçmışe dayanan engın bır kultüre sahıptıler Bugunku utanç duvannı aşıp kapıtalıst \e sosyalıst çızgılenn kesıştığı bır noktada yenı bır toplumsal ve ekonomık orgutlenmeye gı- decektıler Gostermelık demokrasının ıkı ülkeye yaşattıklan bunlardı ya berabe- nnde taşıdıklan9 Bu sorunun yanıtını "Demokrasi veEkonomi''başlığı altında gelecek yazımızda yanıtlamaya çalışa- cagız TUBA Uç Yaşında Prof. Dr. AYHAN O. ÇAVDAR T urkıye Bılımler Akademı- sı kısa adı\la TUBA,Turk bılım yaşamına 1994 yılı- nın ılk gunlennde gırdı Dolayısıyla TUBA nın ku- ruluşunun bugunlerde uçuncu yıldönumu tamamlandı Bu su- rede yapılan çalışmalan ozetleyerek ka- muoyuna sunmak ıstedık TLBA'nınbaşlangıçtaenyoğun ugra- şı üye seçımlen oldu Tıtrz ınceleme, ça- Uşma va tartışmalar sonucu yapılan se- çımlerle bugun uye sa> ısı, 25 'ı şeref uye- sı 43 uaslı uye, 30'uasosıyeuyeolmak üzere 98"e ulaşmış bulunuyor Uye se- çımlennde bılım dısıplınlen ıçın bır ay- ncalık >a da kontenjan soz konusu olma- makla bırlıkte evrensel boyutta bılıme daha buyuk katkıda bulunulabılen alan- lardakı uye sayısı doğal olarak one çıka- bılmektedır Ote yandan uve seçımı ışle- mı ancak bır aslı uyenın teklıfi 2 genel kurul üyesının desteğınde başlamaktâ dır Uyelenn bılım alanlanna gore dağı- lımında fen (sağiık dahıl) bılımlen ıle sosyal bılımler arasında ortaya çıkan farklılığın, seçım knterlennde bılımsel atıf (cıtatıon) bakımından her ıkı dısıplı- ne aynı olçulerın uvgulanmasından kay- naklandığı uzennde durulmuş. akademı- nın bır uzman bılım adamlan grubuna vaptırdığı çalışmayla "sosyal bilimlerde Science Citation Indeks (SCI) ve Socıal Sciences Citation Indeks (SSCI) tarafin- dan taranmavan bılımsel kitap ve kitap bolumlennın de değerlendırmede dıkka- te aünması" gıbı daha olumlu bır seçım sıstemıne geçılmıştır Bilimsel toplantılar: Bılımsel gelışme- nın en onemlı oğelennden olan bılım eğı- tımının Turkıye'dekı duzeyının ıyılestı- nlmesınde ve bu alandakı sorunlann gı- denlmesınde unıversıteler kuşkusuz on sırada yer almaktadır Bu nedenle TUBA, unrversıtelen çeşıtlı yonlenyle ele alarak ınceleyen toplantılar sensı gerçekJeştır- mıştır Bu toplantılar sırasıyla 1) Bilim, etik ve üniversite, 2) Bilım ve eğitim, 3) Üniversiteierde akademık v ukseltılmeler, 4) l'nrversite vasası, 5) Nasıl bır universi- te mezunu istiyonız?, 6) Ünhersiteye gi- riş konulanndadır Bu toplantılann ılk beşı ıle ılgılı bıldın ve tartışmalar kitap halıne getınlmış ve kamuoyuna sunul- muştur Aynca TÜBA tarafından tstanbul'da. lstanbul Unıversıtesı TUBİTAK., YOK veTUStAD'la bırlıkte "Tûrkije'ninGe- leceği ve Bilim" konusunda bır panel-top- lantısı düzenlenmış, eğıtımın, bılım ve araştırmanın onemı ve Turkıye'nın gele- ceğıne etkısı çok yönlu olarak tartışılmış ve kanioöyuna yansıplmıştır TUBA'nın bızce oAemlı bır etkınlığı de, akademı uyelennın Anadolu dakı unrversıtelenmizde, kendr aianlannda verdıklen konferanslar olmaktadır Bı- lımsel konulan tartışmak, bu alandakı gelışmelen paylaşmak yenı kurulan unı- versıtelenmızdekı oğretım uyelenyle ve yardımcılanyla akademı uyelen arasın- da cıddı bır yakınlaşma ve yardımlaşma ortamı kurulmasına yol açmaktadır tkı yıldır uygulanan bu program kapsamın- da 20 unıversıtede 42 konferans venl mıştır Gereksınım duyulan alanlarda ozellıkle sosval bilimlerde ulkemız ıçın doktora eğıtımı gormuş eleman savısı- nın arttınlması buyük onem taşımaktadır Yurtıçı-Vurtdışı Butunleştirilnuş Dokto- ra Burs Programı uygulaması. bu konu- da >enı bır model olarak önce çıkmıştır Bu doktora programına göre, hem ıhtıyaç duyulan alanlarda Türkiye'de doktora eğıtımı verebılecek seçkın eğıtım bınm- len desteklenmekte hem de bu btnmler de doktora yapan oğrencıler oğrenımle- nnın gereken bolumunu yurtdışında ya- pabılmektedırler TUBA'nın 1996 >ılı başında uygula- ma>a başladığı bu program artan bır sa- yıyla devam etmektedır Bunun yanında, doktora yapmış genç bılım adamlanmn yurtdışında doktora sonrası çalışma vapabılmelennı destek- leyen "Sosval Bilimlerde Doktora Son- rası Yurtmşı Burs Programı"da başlatıl- mıştır Bilimsel destek programlan: TUBA ta- rafından yapılan çalışmalar ıçınde -bugu- ne kadar TUBİTAK ıngörev alanıdışın- da kaldığı ıçın yetennce destekleneme- yen- sosyal bılımler alanında uygulanan çeşıtlı destek programlan bu donemde onemlı bır yer tutmuştur a) " l luslararası Bilimsel Yaytnlan ifaendırme Programr çerçevesınde sos- yal bılımlenn çeşıtlı daîlannda 1995 ve 1996 yıllannda, Science Cıtatıon Index Socıal Sciences Cıtatıon lndex veya "Art and Humanities" gıbı tarama dergılen tarafından taranan bılımsel dergılerde ya- yunlanmış yayınlan dolayısıyla 153 bı- lım adamı odüllendınlmıştır b) "Uluslararası Bilimsel Toplantılan Destekleme Programı" 1996'da başlatıl- mış bu çerçevede Türkiye'de yapılan dort uluslararası bılımsel toplantıya kıs- mı destek sağlanmıştır c) Yıne yenı olarak baslatılan bır prog- ram da "Bilimsel Dergilere Destek Prog- ramrdır Bu çerçevede SSCI tarafından taranmaya alınan ve Turkıye'de Turkçe veya yabancı dılde yayımlanan dergile- re destek venlmeye başlanmıştır TUBA, başka ülkelerdekı akademıler ve bu akademılenn oluşturduğu kurum- larla yakın bır bılımsel ışbırlığı ıçensın- de çalışmaktadır Nıtekım TUBA tum Avrupa Bilim Akademileri Bırliğı (AL- LEAJ'nın 1994 yılından ben uyesıdır ve bırlığın Pans 1994 ve Budapeşte'de 1996'da yapılan toplantılanna başkan ve konsey uyesı duzeyınde katılmıştır TÜBA, dunya bılım akademılen tara- fından. bılım adamlanmn maruz kaldık- lan ınsan haklanna aykın davranışlarla mucadele etmek amacıyla kurulan "Bi- tim Akademıleri Insan Haklan Iletişim Ağı"nın da 1995'ten ıtıbaren aktıf uyesı- dır Aynca Üçuncu Dünya Bılım Akade- mılennın (TWAS) ve Bılımsel Kurumla- nnın (TVVINSO) da uyesı olmuştur 'HABITAT-ir toplantısı Mrasında ts- tanbul'da yapılan 'Akademiler Foru- mu'na da ev sahıplığı yapmıştır Öduller: TUBA ıkı yıldır sosyal bı- lımler alanında bılım hızmet \e teşvık odullen programını uygulamaya başla- mış, boylelıİde 1967 yılından ben fen ve sağlık bılımlen alanında cumhurbaşkanı- nın elıyle venlmekte olan çok onemlı bır odülun kapsamına TUBA odullen de da- hıl edılmış bulunmaktadır Akademılenn en onemlı görevlenn- den bın de danışmanlık yapmak, toplum- da bılımsel yaklaşım ve duşuncenın yay- gınlaşjnası amacıyla gorüşlerbıldıımek- tır TUBA bu amaçla toplumdakı olum- lu olumsuz gelışmelen ızlemekte gerek- tığınde bu konularda bılımsel bazda açık- lamalaryaparak ılgılı kesımlen uyarma- ya çalışmaktadır Bu çerçevede 1994'te "DuşunceOzgurluğü" konusunda hazır- lanan bır rapor, cumhurbaşkanı, başba- kan, TBMM başkanı dahıl tüm yetkılıle- re sunulmuş, aynca kamuoyuna duyurul- muştur Bunun gıbı laıklık ve akılcılığa aykın gınşımlenn gosterdığı artış karşı- sında bılım adamı sorumluluğunun gere- ğı yenne getınlerek "Akılcılığa Çağn" bıldırgesı tüm yetkılılere ve kamuoyuna ulaştınlmıştır TUBA, Yüksek Öğretım Yasası'yla ıl- gılı goruşlennı de yayımlamıştır Aynca unıversıteler, TUBtTAK ve TUBA gıbı gorevlennı başanyla yenne getırmelen ıçın sıyasal ıktıdarlardan bağımsız ve ozerk yonetılmelen gereken kurumlann yasalannda bu ozellıklennı ortadan kal- dırmak amacıvla onenlen değışıklıkler dolavısı>la da "Bilim Kurumlanrun Ozerkliği"ne ılışkın akademı goruşü yet kılılere gondenlmıştır TUBA'nın yaşama geçtığı son 3 yılda ulkemızın ıçınde bulunduğu sos>o eko- nomık, polıtık ve kulturel çalkantılann da etkısıyle bılım, toplumun gundemınde ° n $ıraya çıkamamıştır Bılım adamın^jı saygınlığının arttınlması ve desteklep- meş her şejtfjen once toplumsal bır ter- bıye, eğıtırrrve anlayış korrusu olup sa- dece TUBA nın değıl, tum bılımle ılgılı kuruluşlann, başta unıversıteler olmak uzere daha etkın ışbırlığını gerektırmek- tedır Turkıye gundemının oncelıkler sı- rası, uzulerek belırtelım kı henuz çağdaş ve ılen toplumlara uymamakta ve bılım sel konularpolıtıka, trajık ve sportıfolay- lar arasında adeta kaybolmaktadır Bu konuda toplumun eğıtımı ne kadar gerekltyse tum bılım kuruluşlannın, baş- ta unıversıteler olmak üzere yenıden sıl- kmerek (YOK'un 80 lı yıllardakı olum- suz etkısınden sıynlaraİc) atılım >apma zamanı gelmış, hatta geçmektedır PENCERE A k h a n k K r e d i K a r11 ar ı' y 1 a a11 şv e ri ş y a p ı n... lediye çeklerinde Akbank MasterCard ve Visa Kredi Kartlan'yla yapacağınız her • y\j alısveriş size, bu yıl da puan kazandıracak. Puanlarınız ise, — ' size sadece hediye değil, dilerseniz hediye cekleri de kazandıracak! I Bu/dolabından televizyona, radyodan seçkin otellerde hafta sonıı tatiline varana dek birbirinden cazip hediyeler kazanmak ya da Beymen, Çar*»ı, İCiS, Paşabahce, Vakko Hediye Cekleri ııden yaraılamnak istiyorsanız, alışverislerinizi Akbank Kredi Kartlan'yla yapın, kazanın! Akbank Kredi Kartı sabibi olmak bir ayrıealıktır. Siz de yaşamııu/ı kola\ Iastırnıak için Akbank Kredi Kartları'nı tereih edin. AkPuan Hediye Katalogu. Akbank Kredi Kartları sahiplerinin adresine gönderilecektir. ^ " ^ t B % L C S i ^ ^ k l ^ t f B ^ L Daha fazla bilgiyi şubelerimizden ya da Müşteri Hizmet Merkezi'ni (0212 282 44 44) arayarak alabilirsiniz. (i ü \ c n i n i z i n I s e r i Tembelliğe Ovgü Sabah tatlı bır dıngıniıkle uyandım, gennerek bal- kona çıktım şaşırdım erık agacının balkon came- kânına vuran dalları tomurcuklanmış Çıçeklenmenın elı kulağındadır Ustumdekı tembelhğı bahar yorgunluğuna yo- rumsayıp oğrencılık yıllarımı anımsayıverdım. Gençlıktekı avarelık gunlerının mutluluğunu ınsafi ancak uzun yıllar geçtıkten sonra aynmsayabıhyor: O donemde sıra arkadaşlarımızı nasıl tanımlardıki - Çalışkan \ - Hayta : - Tembel * - Inek Bızım zamanımızda çok çalışan oğrencıye ıyi gozle bakılmazdı Çaktırmadan çalışmak kurnazlı-1 ğını yeğlerdık Çalışkan oğrencı 'îı'ye alınırdı Avsk relıkle bıçkınlık gozdeydı Hele bahar kapıyı bırara; lasın okulda kım tutabılırdı bızı"? Doğayla buluş-- mamızı kım engelleyebılırdı'' Kım yasaklan takarr dı? Başını kıtaptan kaldırmayan ınek uyanlırdı * - Yeter ulan1 • Çok şey degıştı aradan geçen zamanda, burju-- vazı palazlandıkça değer yargılan da donuşuyor, ar-! tık çalışkan ogrencı el ustunde tutuluyor Neden? Çunku koyluluk gende kalıyor sanayıleşmenın koşulları one çıkmaya başladı Pekı, koylu tembel mı? •; Hıç kuşkusuz koylunun de çalışkanı var, tembe* lı var, ancak, ekıp bıçmek mevsımlıktır, bahardâ ekıp yaz sonu hasadını yapacak, sonra kış uyku- suna yatacaksın Koylu değıl, tanm toplumu tembel1 Neydı eski duzen? Derebeyı ya da senyor yan gelıp yatar koylu mevsımlık çabalar Bır zamanlann Avrupa- sı'nda, arıstokrat ıçın en buyuk ayıp çalışmaktı, bu- yuk toprak sahıbı, kralın ve kılısenın çıfte guvence- sınde soyluluktaslarken kımse elını sıcak sudan so.- ğuk suya sokmazdı Ya Doğu'da? Tembellık baş tacıydı uyuşukluk yaşamın tadt sayılır, mıskınlığın felsefesı uretılırdı • Sanayı toplumunda fabrıkaların gurultusu yılm dort mevsımındesurer makınelerın uğultusu ınsa- nın başını dondurur Işçı sabahın korunde çalışma- ya başlayacak, akşam karanlığı bastığında soluk alacak 1 Sekız saatlık ışgunu ıçın emekçı kanı do- kulmedı mı 1 Neden? Burjuvanın burnu soylu bır av kopeğı gıbı para kokusu almıştı Sanayı devrımınden sonra çalışmanın erdemın- den soz açılmaya başlandı alın terının hakkını ver^ mek yolunda polıtıka uretıldı ıdeolojılerın kaynağn nı oluşturdu çalışmak 1 Tembellere dunyayı zehır etmeye başladık Hem avarelık ıçın vakıt mı vardı' Yalnız kışıler değıl, ulkeler de bırbınnı geçmek ıçın soluk soluğa yanşmalıydı Neyse kı bu anlaşılmaz çalışma hummasının onu- ne geçecek numaraları duşunen akıllı ınsanlar ek- sık değıl ışçının yennı tutacak robotlann uretımı gunden gune artıyor tarımın tembellığını endustn- <fmn çalışma seferberlıgme donuşturen teknotojrer- tık bır başka yaşamın ufuk çızgısını y8kalamış»gı- bı • Eskıden kolelerçalışır, efendılerdeşııryazıp mu- zık dınleyerek laklak ederlerdı Şımdı kolelerın ye- nnı robotlar mı tutacak'' insan robotlann çalışıp urettığı bır dunyada rahatça tembellığın tadını mı çıkaracak? VEFAT Ailemizin sevgili büyüğü CEMİLE ERCAN'ı kaybettik. Cenazesi 26.02.1997 günü Silivrikapı Kabristanı'na defhedilmiştir. Allah rahmet eylesin. AİLESİ ACELE SATTLIK BİNA Cıhangır de 4 kat+1 5 kat ımarlı Tel (0 212) 243 09 37 Gunduz Tel (0 212) 249 12 32 Gece DUYURU Yaşam Hastanesı Başhekımlığı'nden Yonetım Kurulu ıle ıdarı ve malı anlaşmazhk nedenıyle aynlmış bulunuyorum Hastalarıma ve gazetecı arkadaşlanma duyururum Dr. EMİN İSTANBULLU Nufus cuzdanımı kaybettım Hukumsüzdur KAMtL ŞENER Lıman cuzdanımı kavbettım Hukümsuzdur ERH4\ BEŞLtOĞLb Ehlıyetımı, noter kımlığımı, Denız AKBAŞ'ın nufus cuzdanını kaybettım, hukumsüzdur MRŞEN AKBAŞ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle