Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 1997 PERŞEMBE
12 HABERLER
Demirel, yasaklara karşın dinci siyaset ısrarı konusunda MGK öncesinde uyardı
ANKARA (Cumkuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
" köktendinci tetıditlerirT de gundeminde
bulur.duğunu bilcirdiğı yannİci Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) öncesinde,
•'yasaklara karşuı dinci siyaset yapılıyorsa
banun, Tiirkne Cumhuriyeti yasalannın
uygıuanmadığı aakmına getecegini"
scyledi. Devletin kendisini korumak
zorurda oldugunu kaydeden Demirel.laik-
demokratik rejime karşı girişimler
konusunda yargı denetimmin önemine
dikkat çektı. \d \ermeden RP'yi kasteden
Demirel. "Türkiye'de eğer dini istismar
eden siyasi partiler olacaksa hcm din
isdsman anayasada yasak olacak hem de
din istisman serbest olacak. Bu ikiiem
gtanez" dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel, köktendinci
gelışmeleri de içeren gündemi nedenıyle
merak konusu olan yarınkı MGK toplantısı
öncesinde, Cumhuriyet'in yazar ve
yöneticilerinin sorulanna, şuyanıtlan verdi:
- Siyasctteki gelişmelcri izterken, uzun yıllar
içinde yer aldığınız
aktif politika
yaşartuna özkm
duyuyor musunuz?
- Ozlemden zıyade,
bunlar ayn ayn işler.
Çumhurbaşkanlığı
görevinı, parti veya
hükümet ışlerinin
devamı gibi
görürsenız burayi
yapamazsınız. Çünkü cumhurbaşkanlığının
icaplan, şartlan ayn. Elbette taraf olmamak
kolay değil. lnsan taraf olunca kola>. Ama
aktif siyasete atılmış insanlar için için
buradaki hızrrtet kolay değil. Bu. siyaset
üstü bir hızmettir; ama gene altınızda
siyaset var. Sıyasetın üstündesinız, başka
bir şeyın üstünde değılsıniz yani. Siyasetten
etkilenmemek mümkün değil.
- Siyasetin tepe nuktalanndaki gelişmeler bu
pozisyonu nasıl etkilhor?
- Devlet olayı çok önemli.
Cumhurbaşkanı'nın işi, aynı zamanda
devletin işleyişini gözetmek. Bunun nasıl
yapılacağı da, anayasada düzenlenmiş, tek
tek sayılıp sınırlandınlmış... Burada büyük
Atatürk, arkasından merhum tnönü bu
göre\i yapmış. Bunlar savaş meydanlannın
kahranıanlan ve curnhuriyetın kuruculan.
Gerek onlann kendilerınde
mündemiç (var olan) güçleri,
gerek o günkü tek parti
dûzeni farklı bir durum.
Birçok kimse ıster
istemez "Burava getip
her oturan onlar gibi
olsun" diyebıliyor.
Atatürk, bin senede
bir yetişebılen bir
büyük insan. Bir
ülkenin yetiştirdiğı bir
kahraman adam ve bir
devrimci. Ondan
sonra kim kendisini
onunla kıyaslamaya
kalkarsa yanlış.
Veya onun yaptığı
gibi yapmaya
lalkarsa o da yanlış.
Çünkü o mümkün
değil. Hem şartlan
değişik. zamanı değişik,
her şeyi değişik. Bence
onun yaptığı gibi yapmaya
kalkmak kişiyi büyütmez,
zor durumda bırakır. Ama, bu
durum da bu hizmetin
gerisinde var. Sonra gelen
cumhurbaşkanlannın değişik
zamanlarda değişik yetkileri var...
Halk, Meclis'i beğenmivor'
- Bunalımlara karşı cumhurbaşkanına
Meclis'i feshetme yetldsi verilmesi
isteminLa açar ımsınız?
- Onu ilk defa söylüyor değılim.
Türkiye'de rejimin işlemesi lazım.
Bakm, herkes beni doğru anlamalı.
Bugünden şıkâyetçi misiniz? Evet.
şikâyetçıyiz. Bugünkü Meclis'ten,
partilerden şıkâyetçi misiniz? Evet
şikâyetçiyız. 24 Aralık
seçimlennden sonra Meclis'te
yemin merasimine katıldım. yemin eden
milletvekillerine baktım. hepsi pınl pınl
insanlar. Yani onda bir kusur yok. Uzun
seneler, bizim 5O'lı 60"lı yıllarda maruz
kaldığımız şey, "Bu MecHs mi bu işleri
yapacak. hani okuma yazması yok bile
adaırun'*. Bu, temsıli meclis. femsili
meclıs de, temsil ettiğı kıtle neyse o da
onun aynı olur. O zaman söylenen,
"Cahil oy çoğunluğunun temsilcileri,
birtakım eğitimi olmayan insanlar". lşte
buyrun şimdi bu Meciıs'm yüzde 97'si
yüksek tahsillıdir. Ama niçin halkm
nazannda Meclis'in itiban tartışılıyor?
Ben tartışmıyorum. Halk tartışıyor. Yani
kendi seçtiği bir meclisi beğenmeyen bir
halk. Böyle bir durum meydana gelmişse
neticede ne oluyor? O halk alternatif
aramaya kalkıyor. Hadi bakalım bunu
düzeltin. "Seçüne gitsek yine böyle tablo
geKr" deniyor. Peki ne yapacağız? Yani
dünya bir demokrasi kavgası yaparken,
dünyada birçok ülkeler değişik
rejimlerden kurtulup demokrasıye
Ankara Haber Müdürümüz Doğan Akın. Yayın Kurulu Başkanımız llhan Selçuk. Genel Yaym Yöoetmenimiz Orhan Erinç, Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay ve yazanmız Cü-
neyt Arcayürek Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirel Oe 3 saat süren bir görüşme yaptdar. Görüsmede Cumhurbaşkanbğı Basın Daıuşmanı Metin Yalrnan (solda) da buhındu.
6
Bu ikiiem gfomez'gitmek için can atmışken, son 10 sene
zarfında Türkiye'de halk "Ben
demokrasiden umudu kestim" diyemez.
Üç mudahale hayal değll1
Geçmiş 50 sene ıçerisinde meydana gelen
olaylardan bir şey öğrenmediysek bir yere
varmayız. Çünkü eğer Türkıye'de 50 sene
içinde 3 defa rejim inkıtaa (kesintıye)
ugramamış olsa, bunlan söylemek "Hayal
ediyorsunuz" olur. Efendim rejım inkıtaa
uğramıştır, onun korkusu altında mı
yaşayacak Türkiye peki? Hayır, onun
korkusu altında değil ki. Dünyanın hiçbir
yerinde açıktan, alenen darbe tartışılan bir
açık rejim görülmüş şey değıldir.
Darbeyi ben tartışmıyorum. Darbeyi her
gün medya tartışıyor, siyaset tartışıyor, siz
halkm ıçindesiniz. Nisan 196O'ta Demokrat
Parti seçime gidebilseydı "60 ihtilali
olmazdı. Eğer benim. 1969'da seçimle
geldiğim halde, 70'te parlamentoyu seçime
götürebılme imkânım olsaydı, o günkü
Cumhurbaşkanı bunu yapacak olsayd)
benim partim bölünmezdi, 12 Mart
muhtırasıyla karşı karşıya kahnazdım.
Türkiye'yi yüzde 5 enflasyon ve yüzde 7
kalkvnma hızıyla 5 senede katladık. Buna
rağmen 12 Mart muhtırası "Türkiye'yi
uçurumun kenanna getirdiniz" oldu. Eğer
1980'de seçimin öne alınması "Anayasaya
aykındır" diye o günkü muhalefet
tarafından komisyonda engellenmeseydi
yine 1980 hadisesi olmaz mıydı?
Türkiye'de bir darbe olduğu zaman darbeyi
yapanlar ne yapıyor? Geliyor Meclis'i
kapatıyor. 2 sene sonra Meclis açıyor,
Meclis
kuruyorsun. Böyle olunca da Meclis ister
istemez silahlı gücün ipoteği altına giriyor.
Ben diyorum ki, böyle olacağma bir sivil
otonte olarak cumhurbaşkanının Meclis'i
seçimı götürme yetkisi olsun. Bunu Meclis
başkanıyla konuşarak yapsın. Bakın
Italya'da cumhurbaşkanı meclisi seçime
götürüyor, Portekiz'de, Fransa'da götürüyor.
Ingiltere'de başbakan götürüyor. Fesih
yetkisi olsa bu sıstem daha iyi işler ve
Türkiye darbe falan tartışmaz. Demokratık
bir ülkede darbenin nesinı tartışıyorsunuz?
- Söyledikleriniz, sanki parlamento
fesbedflmezse bir darbe oUsılığının
bulunduğu \orumlanna da yol açtı...
- Benım talebim zaten bugüne ait değil kı.
Benim talebim sisteme ait. Bugünkü
bunalımı çözme meselesinin ayn taraflan
var. Benim söylediğım. bunu benim
cumhurbaşkanlığım zamanında yapmayın.
Türkiye bugün için var değil kı. Türkiye
ilelebet, ebediyete kadar var. Yani bunca
zahmetle elde edilmiş demokrasiden hemen
vazgeçivermek, başka alternatifler aramak
gibi bir durumla karşı karşıyayız. Benim
şıkâyetim bu. Gelin Türkiye'de bu
istikamete kayılmasını önleyecek bir
tedbir bulalım. Tedbir de bu.
- Paıiamentoya, secjıne gitme karan
alması için de yol mu göstermiş
ohıyorsunuz?
- O olmuyor. O kolay değil.
- Rejime supap gibi bir arayiş mı?
- Onu anyoruz.
'Kanunlar uygulanmıyor'
- Sanayfleşme sürecine karşın dinci styaşetin
RP'yi birinci parfi yapması çelişki do§il mF?
- Türkiye'de dını esaslara dayalı parti
kurulamaz. Anayasanın 24. maddesinin son
fıkrası, "Kimse devletin sosyaL ekonomik,
ayasi veya hukuki temel düzenini. kısmen
de otsa, din kurailanna dayandırma
veya siyasi veya kişiscl çıkar yahut
nüfiız sağlama amacıyla her ne
surerJc olursa olsun, dini veya
din duvgulannı yahut
dince kutsal sayilan
şeyieri istismar edetnez
ve kötüye kullanamaz"
diyor. Anayasanız
buysa ve buna rağmen
din istisman
yapılabiliyorsa burada
kusur halkta değil.
Yanlış, demokraside de
değil.O zaman gayet
tabii ki o şuraya
gelıyor: Demek ki bu
Türkiye Cumhuriyeti
Devleti, kanunlannı
uygulayamıyor.
Devletin kendini koruyabilmesi
Siyasi partiler dini istismar etmemeli
- Partinin progranuna baküğınız zaman
anayasaya uygun, ancakörtüyü kaldınüğuuz-
da iş değişiyor»
- Hayır, sadece parti tüzüğü, programı yok
ki. Eğer halkı arkasına dini duygulan istismar
ederek düşürüyorsa o zaman bu, anayasanın
24. maddesini. 14. maddesini ihlal halinde
olur, Siyasi Partiler Kanunu'nu da ihlal halin-
de olur. Ve nitekim 1970'li yıllarda bu sebep-
le davalar açılmış. parti kapatılmıştır. Şimdi bu
1980'li, 9O'lı yıllarda devam ediyorsa o zaman
devlet. anayasasını ve kanununu uygularruyor
demektir. Türkiye'de eğer dini istismar eden
siyasi partiler olacaksa; hem din istisman ana-
yasada yasak gibi bırdurumolacak hem de din
istisman serbest olacak. Bu ikiiem gitmez. Bir
süre sonra siyasi partiler din istisman prim
yapıyor diye birbiriyle yanşacaktır. Onun için
dev let, kanunlannı icra ile mükelleftir. Kim di-
ni ıstismar yoluna sapıyorsa devlet onun peşi-
ne düşmek mecburiyetindedir.
-163. maddenin kaldınlmasının bugün ge-
linen noktaya ulaşümasında ettdli olduğunu
düşünüyor musunuz?
-163 dediğınız zaman 141.142 hepsi bera-
ber gelir onlann. Türkiye bunlan çok tartıştı.
Yeniden o tartışmaya girmemek lazım. Bu-
günkürejimi korumak için kanunimevzuat ne
var? Terörle Mücadele Kanunu var; 1., 7. ve
8. maddeleri var. Başka ne var? Türk Ceza
Kanunu'nun 312. maddesi var. Başka ne var?
Anayasanın 174. maddesindeki devrim ka-
nunlannın korunması var. Elde olan mevzuat
bu. Bu yetmiyorsa, eh ne yapayım, mevzuat
yetmedi, iş de çığınndan çıktı. Obnaz böyle
bir şey. Devlet, kendisini koruyacak hukuki
çerçeveye sahipse ve kanun uygulayıcısı bu-
nu uyguluyorsa hıç endişeye mahal yok. Hu-
kuki çerçeveye sahip ve kanun uygulayıcısı
bunu uygulamıyorsa devlet işlerliğinde aksa-
ma vardır. Geçmişte hukuki çerçeve olmasma
rağmen uygulamada birtakım sıkıntılarolmuş.
işin içinden çıkılamamış. 1980'e gelirken sı-
kjyönetım "Ûyanmektubuhadisesindesizne-
yi uyanyorsunuz?'' dediğımiz zaman bize de-
miştir ki o günkü Genelkurmay Başkanı (Ke-
nan EvTen): "Olmadı, yapamadık, albndan
kalkamadık." Sonra da kendisi söylemiştır,
"Yetkimiz yoktu, yetki kâfı değüdi" diye. Bu
tartışmalar yapıldı. Türkiye bir daha bunlan
tartışmamalı.
Demokrasi
Ne darbe
ne şeriat
- Darbe olursa ülke 20 yü,
bu iktidar sürerse 200 yü ge-
riye gider iddialan da var_
- fkisi de olmasın. Bu bir
miktar rejim inançsızlıgı. Re-
jim dediğiniz olayın canı
halktır. Eğer halk bu rejime
inanıyor ve ona sahip çıkıyor-
sa ve dıyebilıyorsa ki "Ne
darbe ne öbür türlü rejimler,
ille de demokrasi", buna bir
şey olmaz. Bu sistemi ayakta
tutmak Türkiye için hayati-
dir. Çünkü Türkiye buraya
150 senede geldı. lkincisi,
Türkiye bunun nemalânnı
gördü. LJncobı'ün çok güzel
bir sözü vardır; "Ekmek ve
güvenlik için hürriyeti terk
edenler yakın zamanda iki-
sûıden de oluriar" Darbele-
rin hiçbir şeyin çaresi olma-
dığı görülmüştür. Bugünkü
sıkıntılar da darbenin netice-
sidir. Yani Türkiye bu hür ve
demokrat rejimi hiç yapama-
yacak mı? Her bunaldıkça
darbeye gitmek suretiyle biz
bunu hiç yapamayacağız de-
mektir.
be tartışıhr? Birtane göstenn.
Italya zaman zaman bu kadar
bunalıyor, Fransa, tspanya
bunalıyor. Ama darbe akılla-
nndan geçmiyor. Bulundu-
ğunuz bolgede başkalanndan
100 sene ilerideyiz derken
bu, açık demokratik hür ser-
best rejirn sayesindedir. Türk
milletinin gururu, demokrat,
laik sosyal hukuk devletidir.
Buna sanlacağız. Demokra-
tik sabır tavsiye ediyorum.
Bunu derken unutun bunu,
demiyorum. Bir vakte kadar
hep beraber bekleyelim. O
zamana kadar da vakti iyi
kullanalım. Tek yol demokra-
si.
- Sistemin işlerliği açısın-
dan nasıl bir öngörünüz var?
- Ben 15 sene istiyorum
Türkiye'nin bir sisteme otu-
rabilmesi için. Değişik fikir-
lerin, değişik düşüncelerin,
insanlann birbırini kabul et-
mesi için ve ülkenin değerini
daha iyi anlayabilmek için..
Türkiye olumsuz şeylere tak-
mış, olumlu pek çok güzel
şey var. O hale geldik ki
olumlu şeyieri söylemek ce-
saret istiyor. Bir fikra anlata-
yım: lp cambazı ipın üstünde
yürüyor.
Şimdi iyimserlik kötüm-
serlik var ya. Aşağıdan izle-
yen bir grup. cambazı, "Ha
şimdi geçti ha şimdi geçecek,
ha şimdi geçti ha şimdi geçe-
ceeek._ Geçtiiii!'' diye izler-
miş.
lp cambazını izleyen diğer
bir grup da. "Ha şimdi düştü
ha şimdi düşecek, ha şimdi
düştü ha şimdi düşeceeek...
Düştüüüü'." dermiş. Türkiye
de. biraz bu gruptakiler gibi
izlenivor!
Orgeneral Cevîk Bir'in açıklamaları
MGK'de şeriatçılık da görüşülecek
-28 şubartaki MilB Güvenlik Kurulu'nun önceük-
li gündemi köktendinci gelişmeler mi?
-Çok iyi hazırlanan bır kuruldur. Her ayki toplan-
tısında dev letin maruz kaldığı tehditler, tehlikeler
konuşulur. Bunun içerisinde hem bölücü terör, hem
köktendincilik. hepsi vardır. Bu defa da yine öyle
olacak. Köktendincilik de dahil her şey konuşula-
cak
-Orgeneral Çevik Bir'in ABD'deki açıklamalan-
na Hiskjn yapılan tartışmalan nasıl karsılıyorsunuz?
- Amenka'da Türk-Amenkan dernekleri var. her
sene toplantı yapıyor. Her sene yapılan konuşmalar
kımsenın dıkiatini çekmiyor da bu sene niye çeki-
yor? tşte Türkiye'deki bu tartışmalardan dolayı dık-
kat çekiyor.
Eğer Türkiye'de darbe her gür. tartışılıyorsa üni-
formalı bir kişinin söylediği ve yaptığı her hareket
dikkat çekecektir. Kaldı ki Genelkurmay 2. Başka-
nı Çevik Bir'in söylediklerine baktım. Diyor ki me-
alen, "Biz Türk Silahlı KuvTeÖeri olarak anayasal
bir kuruluşuz, Atatürk'ün kurduğu Türkiy'e Cum-
huriyeri'nin dayandığı birinci prensip milli iradedir.
Bununla biıiikte sekülarizm vani laiklik. insan hak-
lan, ülkenin böiünmez bütünlüğü anayasanın temel
nitelikleridir. Biz silahlı kuvvetler olarak bu anaya-
saya ve bunun koyduğu prensiplere sadıgız". Adam
bunu demesin de, neyi desın? Bunda en ufak bir si-
yasi taraf yok.
-Türkiye; insanltgın e>renseldeğerlerine dayanan
hukuk sistemini mi, şeriat hukukunu mu kabül ede-
cek tarnşmasına mı geldi?
- Evet. geldik. Geldik dediğımiz zaman bazı kim-
seler böyle diyebıliyor. Ama madem ki burası hür
ve serbest bir ülkedir, bazı fcimselerin böyle demiş
olmasından ne kadar rahatsız olmak lazım? Efen-
dim böylece ülke ikiye mi bölünüyor? Ülke ikiye bö-
lünmüyor, ama iki tane karşıt fikir ülkede oluyor de-
mektir. Ama bugün rejime yönelmış bu çeşit tartış-
malan Türkiye kaldırabilecek durumda değil. Çün-
kü bu tartışma anayasal değil...
Yani "Biz bu hukuku istemiyoruz, bu hayat tara-
nı da istemiyoruz, başka bir şey istiyoruz" dediği
yerde ister istemez büyük reaksıyon meydana geti-
nr. Çünkü ülkenin en az yüzde 85'i bir hayat tarzı,
hukuk sistemi ve rejim benimsemiştir. Buna karşı bir
şey istemıyor.
Yüksek Askeri Sûra kararları
Ordu, yekvücut kalmak ister
- Türkiye'nin alöna imza attığı bir demokrasi hu-
kuku da var. Bu demokrasi hukukuna karşı bir zih-
niyet Türkiye'deyüzde 99.9'la sandıktan çıksa bu. de-
mokrasi olur mu?
- Ben şunu demek istiyorum, mesele şudur: Bu ül-
kenin uygar milletler camiası içerisinde yerini alır-
ken hüviyeti var; demokrat, laik, sosyal hukuk dev-
leti insan haklannı ve ülkenin böiünmez bütünlüğü-
nü koruyarak bir hüviyet kazanmış. Bu hüviyeti bu
ülkenin bütün fertleri benimsemelidir. "Ben buna
karşı çıkıyorum" demek rahatsız edici olabiliyor, fa-
kat bunu değiştiremez. 73 senelik cumhunyetm okul-
lannda okumuş, cumhuriyetçi düşünceyi hazmetmiş,
çağdaşlığı hazmetmiş bir toplum artık. Bu toplumun
73 sene evvel kabul ettigi seylerden bugün vazgeç-
mesi düşünülemez... Yani sizin çizdiğiniz bu tablo
doğru ve korkutucu. Yalnız bir eksiği var tablonun,
diyelım ki A partisi veya A grubu bu çeşit işleri ya-
parken B, C neTede? B, C. D'nin yokluğu söz konu-
su olmaz. Ülke halkı uyanıksa. ülke halkı bundan te-
dirgın oluyorsa o kendı gücünü ortaya koyacaktır.
- Yüksek Askeri Şûra kararlanmn yargı denetimi-
ne açılması istenüni nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Yok öyle bir şey. Silahlı Kuvvetler'in bir özel du-
rumu var. Silahlı Kuvvetler şart koymuş, dıyor kı be-
nim şartlanm şudur, bu şanjara uyanlar buraya gel-
sin. Nitekim Silahlı Kuvvetler'in Yüksek Askeri Şû-
ra kararlanna karşı siyasi itirazlar Avrupa İnsan Hak-
lan Mahkemesi'ne göre yapılmış. O mahkemenin
kararlannın birinde, mahkemenin başka türlü karan
olabilir. ama birinde "Siz eğer bu şekikle hareket et-
mek istediysenizo kuruluşun icine girmeyin. O kuru-
luşun şartian var" diyor. "Efendim ben vkdan hür-
riyetini yerine getiremiywrum vs. diyorsanız o kuru-
luşun içine girmevin, onun dışında kahn" dıyor. Bu-
radaki olay şu; Silahlı Kuvvetler hukukun bütünlü-
ğünü, kendi birliğini, kendi ahengini muhafaza etme-
yi bir numaralı sorun sayar.
O zaman kendisine devredilecek bu görevı başa-
nyla yapabilmek için kendi kumanda kademesı içe-
risinde yekvücut kalmak ister. Bu, doğru bır hassasi-
yettir, çok yerindedir... Onun içindır ki. bizim ordu
kendısinden başka silahlı güç istemez, bır. lkincisi,
kendisine yönelık pazarlıklardan fevkalade rahatsız-
dır. Ve bölünmek, parçalanmak meselesinden fev-
kalade rahatsızdır.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
148'in Şeriat Mahkemesüj
Atatürk'ün Adalet Bakanlanndan Mahmırt Esati
Bozkurt'un, "Soyguncular Elinde Din!.." başlıklı yazı-}
sından iki küçük bölümün kaldığmı okurlara duyur-j
muştum. Bu "Ankara Notlan"na girerken, önce o bö-j
lümleri verecek, sonra başka konuya geçeceğim. Mah-j
mut Esat Bey şöyle diyor:
"Dikkat ediniz bazı kazalarda, köylerde, vilayetlerd&,
hacca giden, yalandan namaz kılan öyle soyguncuta-î
ra tesadüf edeceksiniz ki bunlar herkesi küfürte, d/n-J
sizlikle, ahlâksızlıkla itham ederter. Halbukı bu gibile4
rin hacı olmaktan, namaz kılmaktan maksadı Allah içini
değildir. Birtakım safkalplı vatandaştan aldatarakken-[
di ekmeklerini yağlamaktır. Yüzde yüz faizciler bunla-*$
nn içinden çıkar. Yetim hakkı yıyenler bunların arasın-^
dadır. Islam dininin fena, haram saydığı şeyieri ekse-t
riya ve hep bunlaryapar. 'Türkçe ezan, Türkçe ibadet.5
yeni harfler gavurtuktur' derler. Zahiren dini kimseye\
vermezler. ı
Sebebinedirbilirmisiniz? • •- ••— ,
Dini, soygunculuklanna alet olarak kullanmak. •
* • * ;
Büyük Türkgenci! Türkihtilaliyobazlann dinsizlikde-İ
diği laikliği şu sana birer bırer saydığım rezaletlenn ve\
bunlara benzermaskaralıklann önüne geçmek için ite-ı
ri sürdü. Laiklik, dini, din soygunculannın elinden ala-l
raken temizyere, Türklenn vicdanlannakoydu. Allah'ın,
dinini soygunculann elinde mıllet ve memleket aley-\
hinde kullanılır alet olmaktan kurtardı. Sen laikliği can\
pahasına müdafaa ederken, bıleceksin ki vicdanlan't
koruyor, din soyguncularını yok ediyorsun." Mahmutî
Esat, (16 Mart 1933 Perşembe, "Anadolu" gazetesi).'
Emekli veteriner Prof. Ragıp Saguner, Mahmut E-;
sat'ın öğrencisi olmuş. Prof. Faruk Erem de ögrenci-f
si miymiş? Faruk Erem, Barolar Birlıği Başkanı okjuğuî
yıllarda, Mahmut Esat'ın büstünü Ankara Hukuk Fakül-5
tesi'nin ikinci katına yerleştırmış. \
Atatürk, soyadı yasası çıkınca, Mahmut Esat'a
"Ateşten Adam" soyadtnı vermek istemiş, ancak o La-
hey'de kazandığı Bozkurt-Lotus" davası nedeniyle,
Bozkurt soyadını almak için Atatürk'ten izin istemiş. O
şimdi, ünlü devrimci "Bozkurt" olarak, Kuşadası'nda-
ki gömütlüğünde, erinç içinde yatmaktadır.
• • •
Şeriat tarttşmalan günümüzde gemi azıya aldı, gıdi-
yor Bugün, gazeteci-yazar Emin Çölaşan'ın 27 Ekim
1987'de Hürriyet'teki köşesmde yaptığı bır konuşma-
ya yer vermek istiyorum. Emın Çölaşan. eski CHP mil-
lervekillerinden Mikail llçin'le konuşuyor. Emın Çöla-
şan'ın, Mikail Ilçin'leyaptığı konuşma, daha sonra Çö-
laşan'ın "Sor Bakalım" adlı kitabmın 321. sayfasında
olduğu gibi yayımlanır. Ergün Poyraz, "Refah'ın Ger-
çek Yüzü-1" adlı kitabında, Çölaşan'ın röportajını ak-
tanr. Çölaşan'ın da, Ergün Poyraz'ın da yazılan "Erba-
kan'ın Şeriat Mahkemesi" adını taşımakta.
Eski CHP Milletvekili Mikail llçin'in şeriatçılardan di-
lı yanmıştır. Emin Çölaşan'a:
- Dolandıncı hacılan Papa 'ya şikâyet edeceğım! der.
Mikail ilçin, 12 Eylül'de işsiz kalınca, Karakaya Ba-»
rajı inşaatını yapan italyan fırmasmdan bir ış sağlar.î
Onlara demir imalat işı yapacaktır. İşin çok büyük ol-î
ması nedenıyle, büyük bir muteahhit karnesı gerek-J
mektedir. Mikail llçin, kalkar Ankara'ya gelir, CHP-M-J
SP ortaklığından tanıdığı "dünyanın en büyük Müslü-\
manı" olarak bildiği eski Mardin Milletvekili Fehim»
Adak'ı bulur. Derdini anlatır, o da "hay hay" deyip.î
kendisine bir vekâletname verır. Mikail llçin, eski}
CHP'lidır ama, dinine son derece bağlı bir insan. Öy-j
iukûı i^inçaoeakoldukfau2un. bentm yerroyetrauku-ı
na. Fehım Adak'tan, hacı ortaklanndan kazık yiyen Mi-l
kail llçin, en sonunda Erbakan'a gider. Erbakan, anlaş-J
mazlığı çözmek için bir "Şeriat Mahkemesi" kurar. Şe- j
riat mahkemes) de uyduruktur. Mikail llçin'in faizleriy-*
le bırlikte üç yüz milyonun üstünde parası gitti gider! 5
Röportajın sonuna doğru Mikail llçin, Emin Çölaşan'aJ
özetleşöyteder. |
- Hepsini haram ettım onlara! On tane hacı, bunu*
aralannda paylaştılar. Şimdi ben bunlan mahkemeyel
de vereceğim. Beyefendı, ama benim bugüne kadar-\
ki esas amacım, bunlann nasıl Müslüman olduklannı\
ortaya çıkarmaktı. Eğer siz konuştukianmızı aynen ya- J
zarsanız, buyazıyayımlandığı anda bu adamlann Müs-}
lümanlığı düşmüş olacak. Burada vatandaşlanma uya- •
nda bulunuyorum kı, hiç kimse bunlann sakalına ve\
ibadetlerine kanmasın. Tabii bunlann içinde Müslüman\
adamlar vardır. Ama ben bu olayı yaşadım... Hatta, bir*
gün Erbakan bana, "Ne yapayım, Fehim benı dinlemi-1
yor" deyince ben kendisine: "O halde bu adamı cami-j
adan çıkarın" demiştim. Ama, Erbakan şimdi Refah'ın\
başına geçti. Ve bir baktık ki, Fehim Adak'la yine kol)
kola girmiş. Şimdi bakınız, Sayın Çölaşan, ben bu mü- •
cadeleye bu adamlardan paramı alıncaya kadar de-
vam edeceğim. Şimdi ben bunlaria kisisel bir müca-
dele yapıyorum. Benim mücadelem fslamıyet ve in-
sanlık adınadır. Ben en sonunda bunlan, "Biz aslında
şeriatçı falan değiliz" diye bağırtacağım...
... Bunlann bana yaptıklannı Bulgarlar oradaki Türk-
lere yapmadı beyefendı... Yahudiler Müslümanlara
yapmadı... Bu adamlar habire diyoriarki: "Biz iktidar
otursak şeriat dü2enıni getireceğız". Ben de diyorum
ki, "Kardeşim sen şenat düzenini ve büyük Allah'ın i
emirierini önce kendinde uygula, kul hakkı yeme, ha- j
ram para yeme". Para büyük olunca şeriat nerede kal-1
dı beyefendi?.. Işlerine gelince Allah, işlerine gelme-,
yince para... Şimdi beyefendi ben şeriat düzenini is-
temiyorum. Ama gerçek Müslümanım..
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Kuzunun sırt
bölümünden elde
edilen etın kızar-
tılmasıyla yapılan
Rus mutfagına öz- 3
gü yemek... Bilgi- A
siz, kültürsüzkim-
se. 2/ Karakter...
"Çocuk gönlüm
kaygılardan "
(Örhan Veli). 3/
Siyasal ve ekono-
mik ilkelerin kök-
ten değiştirilmesi-
ni savunan kimse
ya da tutum. 4/ Kutsal i-
nanç... Berilyum elemintı-
nin simgesı. 5/ Belli bir ye-
re, yöreye ilişkin olan...
Bir cetvel türü. 6/ Kazak 3
başkanlanna verilen ad... 4
Birgöstermesıfatı.7/Su...
Kendini beğenmiş kımse-
ler için kullanılan bir söz- "
cük.8/"Durur---gibidal- 7
larda kanlı bülbüller'" (Ah- Q
met Haşim)... Hindular'da •
dınsel önder ya da öğret-
men. 9/ Közlenmiş patlıcan, sanmsaklı yoğurt ve kıymay-
la yapılan bir yemek.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Dogumun 40. gününde anne ve bebek için yapılan tören-
sel uygulamalar. 2/Bir etkınlığın geçıcı olarak durduruldu-
ğu süre... Akdenız bölgelennde yaşayan kanndan bacaklı
yumuşakça cinsi. 3/ Karahındibanın sebze olarak yenen yap-
raklan... Yabancı. AJ Kadın hapıshanesi. 5/Hamamböceği.
6/ Anlama yeteneği... Tropıkal Afrika'da yetişen bır ağaç.
7/Bir renk... Donarakkatı duruma gelmiş su. 8/ Aşk ateşi...
Batman'ın bir ilçesi. 9/ Dokuma tezgâhında tarafı tutan par-
ça... Soy, sülale.