04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 1997 PERŞEMBE 14 KULTUR Cemal Nadir Karikatür Yanşması 'Selma Kurdakul Ödülleri' bugün törenle veriliyor Karikatüriiıı ustasma saygıKültür Servisi - Tûrk basın karikatü- rünün ilk büyük ustası Cemal Nadir Gû- ler, ölümünün 50. yılı olan 27 şubam anılıvor. Cemal Nadir adına düzenlenen 'Selma KurdakulÖdüUeri" karikatûr ya- nşmasının ödül töreni bugün saat 18.00'de Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfrnın Taksim Sıraselviler'deki mer- kezinde yapılacak. Ödüledeğerbulunan Mustafa BUgin, Muhammet Şengöz, Ümit Ögmd, Bülent Babunan, Sait Mun- zur \e Karikatûrcüler Derneği Özel Ödülii'nükazanan Murteza Albayrak'ın da kanlacagı ödül töreni sırasında Cemal Nadir'm karikatürlerinden oluşan bir saydam gösterisi düzenlenecek. Aynca ödül töreni bitiminde Semüı Balcıoğlu, Ferruh Doğan, Ali LTvi Ersoy ve Turhan Selçuk'un katılacağı "Cemal Nadir" konulu bir söyleşı de gerçekleş- tirilecek. Söyleşide Cemal Nadir'le ilgi- li anılara yer verilecck, usta karikatürcü- nün Türkiye karikatûrûne katkılan tartı- şılacak. Karikatürcüler Derneği üyeleri de bugün saat 11,00'de Cemal Nadir'in Zincirlikuyu'daki mezannın başında us- ta çızeri anacaklar. Sevimli, sevecen halktipleri Halk arasından yetişen bir sanatçı ola- rak yarattığı sevecen halk tipleriyle us- talığını kanıtlayan usta çizeri, meslekta- şı Necmi Rıza Ayça şöyle tanımhyor: "Karikatürcülüğünün yanı sını iyive tec- rübeli bir öğretmen ve de kuvvetii bir psi- kologdur da Cemal Nadir. Seçtiği güncel konular sert değil, yumuşak; yıkıcı değil, yapıcı vede eğitki otmuştur. Bundan ötü- rü iyibir ögretmendir. Halkaraandan ye- tiştiği içindir ki yarattığı tipjer de sevim- M ve sevecen halk tipleridir. Örneğin baş- • Cemal Nadir'in ölümünün 50. yılında, adına düzenlenen 'Selma Kurdakul Ödülleri Karikatür Yanşması'nın ödül töreni bugün saat 18.00'de Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nda yapılacak. Tören sırasında Cemal Nadir'in karikatürlerinden oluşan bir saydam gösterisi düzenlenecek. Semih Balcıoğlu, Ferruh Doğan, Ali Ulvi Ersoy ve Turhan Selçuk'un katılacağı 'Cemal Nadir' konulu bir de söyleşi gerçekleştirilecek. Karikatürcüler Derneği üyeleri de bugün saat 11 .OO'de Cemal Nadir'in Zincirlikuyu'daki mezannın başmda usta çizeri anacaklar. ta Amcabey ve bunu izleyen Ak'la kara. dalkavuk vede günlük yaşamımı/da bir- birimizden hk; kopamadığunız bakkal, manav, kasap, memur, işçi, emekli tipk- n tıırbırinden sevimli kişflerdk Hefe Am- cabey, melon şapkasu kelebek gözlüğû, papyonu, redingotu ve de elinden hiç ek- sik etmediği şemsiyesiyle ne kadar sevim- ü eski bir İstanbul efendisidiru. Kalemk değU de anlatarak Cemal Na- dir'i çizmeyeçakşırsak: Sağhksız ince bir viicuda otiirtubnnş iri, güçlü bir baş, ge- Karikatüristler, Cemal Nadir'i değerlendiriyor Turhan Selçuk llk büyük karikatür sanatçımız Cem, gravür etkınliğindeki dönemin usta sanatçısıydı. Cem'den sonraki dönernın 1 no'lu kankatürcüsü ise Cemal Nadir'di. Cemal Nadir, Cumhuriyetin ilk otuz yılındaki Türk mizahına damgasını vuran sanatçıdır. tki tür sanalçı vardır: Ramiz'in ilk çizgileriyle, son çızgileri arasmda büyük farklılıklar yoktur. O işine usta başlamış. usta bitinniştir. Birinci türe örnek olarak gösterebiliriz. tkinci tûrün örneği "•" ise Cemal Nadir'dir. Cemal Nadir'in ilk çizimleri usta işi değildi ama, kendisini sürekli olarak yeniledi, giderek ustalaştı ve Türkiye'nın 1 no'lu karikarürcûsü unvanını hak etti. Nadir bunu zekâsma ve akıkı çalışmasına borçludur. 1950'lerin Türkiye'sinde karikatÛT 'Edebiyatia resmin bütûnleştiği sanat' diye tanımlanıyordu. Bu tanvm Cemal Nadir Güler'le yapılmış bır röportajda da geçer. Oysa Steinberg 1940'lardabir devrim yapmış, bu sanatı yazıdan anndırarak 'grafik mizah' boyutlanna ulaştırmıştı. Cemal Nadır'in konuları, çizgileri gibi se% imliydi, yumuşaktı ve sempatikti. lç polıtikadan uzak durur, haikın günlük dertlerine, beledi sorunlara ağırlık verirdi. Bir karikatürünü anımsıyorum: Bir adam Cumhuriyet Meydanı'nı sorar. Yanıtı şudur: "Sağa sota sapmadan doğru gh, Cumhuriyet Meydanı'na vanrsm". Sevecen, iyimser bir kişüiği vardı. Daha uzun yaşasaydı bambaşka bir Cemal Nadir, yazıdan bütünüyle annmış bir 'grafik mizahçısT olarak gÖrmemız olasıydı. Türk mi/ahına büyük katkılan, hizmetleri oldu. Türk karikatürünü büyük kitlelere sevdirdi, yaygınlaştırdı. Ölümünün yıldönümünde 'Büyük Usta'y' sevgiyle, saygıyla, hayranlıkla anıyoruz. Ferruh Poflan Cemal Nadir, Türk karikatürünün büyük bir ustasıdır. Tûrk basınında kankatürü günlük gazetelerin devamlı bir öğesi yapan okuyucuyla sanatsal bir ileti kurulmasım yaratan ilk karikatürcümüzdür. Cemal Nadir, kısa yaşamında, geniş bir yelpazede, çeşitli çizgi alanlannda öncü olmuştur. Amcabey, Dalkavuk, Ak'la Kara, Dede ile Torun, İyimser'le Kötümser tipleriyle de zenginlik kazandırmıştır Türk karikatûrûne... Kendisini tanımış, bir yaz boyunca öğrencisi olmuştum. Öğütleri bana ışık tutmuştur. Saygı ile anıyorum. Semih Balcıofllu Ülkemızde kankatürün topluma sevdirilmesindeki en önemli isim tartışmastz Cemal Nadir'dir. 1928 ile 1947 yıllan arasındaki 19 yıla birkaç 19 yıllık ışi sığdırmıştı. Kendinden sonraki kuşaklara karikatürün meslek olabileceğini dönem arkadaşı Ramiz Gökce ile birlikte kanıtlamıştır. 50 kuşağını Türk karikatürüne armağan etmiştir. Cemal Nadir, karikatürcü değil, büyük bir karikatür sanatçısıydı. Salt karikatürcü olsaydı, 50 yılda unutulup giderdi. Ölümünün 50. yılında hâlâ unutulmayıp adına yanşmalar düzenlenip paneller yapılıyorsa bu Cemal Nadir'in büyüklüğünü ve Türk karikatürcülerinin de vefasını göstermektedir. Cemal Nadir karikatürcü doğdu, karikatür sanatçısı gibi yaşadı ve bir karikatür sanatçısı gibi öldü. Ölümünün 50. yılında hocam Cemal Nadir'in aziz anısı önünde bir kere daha saygıyla eğilirim. Ali UİVİ ErSOV Cem'den sonra Cemal Nadir, Türk karikatürünü geniş halk yığınlanna sevdiren en etkin isimdir. Karikatürün bir gazete için 'olmazsa olmaz koşın" olarak belirlenmesi Cemal Nadir'in mizah anlayışı ve çizgisi ile gerçekleşmiştir. Karikatüre yeni başladığımız 194O'lı yıllarda benim gibi onu yakından tanımak şansına erişen 50 kuşağı çizerleri de Cemal Nadir'in insan kişiliğini sevgiyle anacaklardır. Turgut çevtker Cemal Nadir, biraz da edebiyatçıydı. Bugün o damardan birkaç karikatürcü sayılabilir, ama bu damann süreceginden emin degilim; karamsar olduğumu bile söyleyebilirim. 1940'larla 1930'lar kuşkusuz farklı, ama karikatürden çekilen incelik, aynntı düşkünlüğü, edebiyat karamsarlığımın kanıtlan. Onun büyük bir örnek olan yaşamı ve yapıtlan ciddi bir seçmeyle yeni kuşaklara sunulmah. Yani, bu yıl ve gelecek yıllarda O'nun için ciddi şeyler yapmalıyız. Öldüğünde, henüz doğmamış bile olsam, onu özlüyorum. 'PazartesiKonserleri'nin ilk konuğu Roberto Conünati Kültür Servisi - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, kültûr faaliyetlerine bir yenisini daha ekliyor. *Pazartesi Konserleri' adı altmda gerçekleştirilecek et- kinlikler farklı, nitelikli sanatçı ve topluluklan izleyerek müzik beğenisini zenginleştirmek iste- yen müzikseverlere hitap etme- yi planhyor. Mart ayından başlayarak hazirana kadar her ayın ilk pazartesi günü gerçekleştiri- lecek olan konserler dizisinde resıtaller, oda müziği ve dün- ya müziğinden sa- natçı ve topluluklar yer alacak. 3 mart pazartesi günü yapılacak olan 'Pazartesî Konserleri'nin ilk kc- nuğu halvar piyanist Roberto Cominati.Cominati 1991'deCa- sella. 199.Vte Busoni yarışma- sında birincilik ödülü kazanmış genç bır yetenek. Italya dışında Fransa. ABD, Almanya, Norveç ve Japonya'da verdiği konserler- le müzik dünyasında önemli bir Roberto Cominati kariyere sahip olan sanatçı Scar- latti, Mozart, Ravel, Debussy ve Skriabin'in eserlerini yorumla- yacak. 'Pazartesi Konserleri'nin ni- san ayı programmda ise Cache- res Tango ve Latin müziği toplu- luğu ilginç repertuvarlanyla, La- tin müziği sevenlere keyifli da- kikalar yaşatacak- lar. İstanbul'daki mü- zik etkinliklerine yeni bir soluk ka- zandırmak ve mü- zikal gelişmelerden örnekler sunmak amacıyla düzenle- nen 'Pazartesi Kon- serleri', Italyan Kültür Merkezi iş- birliğiyle, Tepeba- şı'ndaki ltalyan Kültür Merkezi Konser Salonu'nda gerçekleşti- rilecek. Öğrenci ve emekliler için 400.000 TL, normal 500.000 TL olarak belirlenen konserlerin biletleri AKM Sen- foni Gişesi ve Yapt Kredi Yayın- lan'nın Galatasaray'daki kitabe- vinde satılacak. nişbir atan,gözlük camianardındatşüışd zekâ fişkıran iki iri mavi göz ve güldüğü zamanda da uçlan kubridannakadar va- ran geniş bir ağız ve SKTÎ bir çene. Haya- tmda her zaman güldü. Yüzünde hiçbir zaman asıklık görmedik. Bunun içindir ki soyadı olarak kendineçokyakışan' Gü- ler'iseçmiştir-." 1902'de Bursa'da doğan ilk ve ortaöğ- renimini Bursa ve Bılecik'te tamamlayan Cemal Nadir, ilk karikatürünü 1920 yı- lında Diken dergisınde yayımladı. Üç yıl boyunca Bursa'da resim öğretmenliği ya- pan Cemal Nadir, 1926'da Istanbul'a gi- derek birkaç karikatürünü yayımlatabil- di ve yeniden Bursa'ya dönerek resim öğretmenliğine devam etti. 1928'deniti- baren Akşam gazetesınde günlük karika- tür çizmeye başladı. Birkaç yıl son- ra'Amcabey'tipini yarattı. 'Amcabev' ölûnceye dek sûrdfi Olkemizde karikatürün sevilmesi ve yayılmasına öncülük yapan Cemal Na- dir, her gûn çizdiğı Amcabey tipini ölün- ceye dek sürdûrdü. Amcabey'in dışında Dalkavuk, Ak'la Kara, Dede ile Torun, Yeni Zengin ve Salamon tiplerini yarat- tı. Cemal Nadir'in on karikatür albümü yayımlandı, beş sergi açtı ve karikatür üzerinesayisızkonferanslarverdi. tstan- bul Sehir Tiyatrolan'nda birpiyesi çok kısa bir süre oynandı. Ankara Radyo- su'na skeçler yazan Cemal Nadir'in ya- yıncısi olduğu Amcabey dergisi pek çok genç karikatüriste çahşmalannı yayım- lama olanağı sağladı. 'Arkada;' adlı bir çocuk dergisi de yayımlayan Cemal Na- dir, çok genç ve en verimli yaşında, 27 Şubat 1947'de tstanbul'da öldü 'Kendinden komik' olaylan çizivermek Cemal Nadir kendi kaleminden yine şöyle anlatıyor "Eserlerimize her gün not vermek lût- funda bulunan okurlar arasmda, benim sezjşime göre üç çeşitdikkatü insan var. 1- Bir bakışta eserin anlamını kavTayıp gü- ler, geçer. Bu tip dikkatlSere işadamlan, vokular ve özeüikkkadınlar arasmdarast- lanır. 2- Eserin mana ve nüktesini gereğin- ce anladıktan sonra, onu kaldınp bir yana stmaz. Dakikalarcaûstündedurur. Düşü- nür. Adeta esere amelivat yapar-. Bu tip- lere de koleksiyon meraklılan, sanat ama- törleri, işsiz hazır yi\icQer arasmda rastJa- nır. 3- Bunlar hcpsinden yamandır. Hem birincfler gibi bir bakışta eseri kavrarlar, hem ikmcuer gibi eserin üzerinde durup olmadık anlamlar çıkanriar. hem de faz- laolarak,ellerine kalcmL kâğıdı alıp veiis- tûnebir on kuruşluk da posta parası verip eser sahibini soru yağmumna tutarlar^. lşte bu üçüncü tip okuriann çoğunlukla birleştikkri soruşudur: 'Üstat, nerden bu- luyorsun bu konulan Allah aşkına?' Okuriann çoğunlukla birleştikkri bu so- ru gerçekten önemli, gerçekten dikkat ve merakı çekici bir meseledir. Fakat bu me- sefeyiçok kereyineokurlar kendi aralann- daçözmeye kalkarUr: Zahir çok geziyor da çok görüyor.' Yahut "06506111 çok oku- yor.' Yahut da 'belki çok konuşuyor.' Ve sooundaçokyeme>e,çokiçmeye,çokuyu- maya, hatta çok rüya görmeye kadar çe- şitii tahmin ve hüküm yürütürler. Gerçi çokokumanuu çokgezip görmenin bir ze- kâ egzersüi olduğu muhakkakor. Fakat dünva ve cemiyet o4a\lannda zekâ>ı kam- çdayan bir kudretin, bir münebbihin(uya- rarun) bulunduğunu da unutmanıakgere- kir. Ve böyle olduğu içiiKİir ki bi/Jer. eide kaiem. gözler ufiıkta, kafiye düşünen şair taslaklan gibi konu düşünmekten çok 'kendinden komik' hadiseleri kağniaraç>- zivennekten başka bir şe> yapmayiz!" Abidin Dino'nun sergisi Paris'te MİŞELPERLMAN PARİS - Sanat gündeminde kimler ve neler var diye sorulacaksa verilecek yanıt Abidin Dino olacaktır. Daha içtenlikli bir ifadeyle kısaca, Abidin demek daha doğru olurbizce. Eğer birileri gelip de Tüririye'nin gımır duyduğu sanatçının birkaç yıl önce yitirildiğini söylerse gerceğe aykın bir şekilde davranmış olacaktır. Aslmda, bütûn sevenlen, insanhk açısmdan olsun, sanatsal bakımdan olsun, Abidin'le birlikte. Son zamanlarda, Türkiye'nin birkaç kentinde ve de Paris'te yapitlan bir kez daha takdir edildi, beğenildi ve de Abidin'in tüm dostlanyla birlikteliğini ortaya koydu. Bir yandan İstanbul. Adana, lzmir, Ankara ve Antibes, öte yandan 25 şubatta, Fransız başkentinin tarihi semtlerinden Marais'teki Galerie Vielle du Temple'da "Droles du Gueutes" (Tuhaf Suratlar) teması etrafında açılan sergi. Abidin'in eşi Güzin Hannn'm bu etkinlikten memnun olduğunu biliyoruz. Bunun yanı sıra kendisine sorduğumuzda, sergilenmiş yapıtlann, 1932-1993 dönemini. yani tüm bir yaşamı kapsadığmı ifade edıyor. Öte yandan. "bir çeşit retrospektiP sergiden söz eden Güzın Dıno. Paris'te sergilenen yaklaşık 50 resim ve desene değinerek bunlardan duyduğu mutluluğu aşılamayı da beceriyor, başkalanna da aktararak bu duyguyu. Hiç beklemediğiniz bir sırada Yapı ve Kredi Bankası Sanat Galerisi'ndekı sergiye ilk 15 günde, lObinkişinin geldiğine dikkat çekerek. 25 şubatta açılan Abidin'in Paris'teki sergisi 20 nisana dek sürecek. Galerie Vieille du Temple'daki yapıtlar, aynca "Çağdaş Sanafın 10 Günü"ne de kafılmış olacak. Serginin açılışında yağmur alnndaydı Paris. Fakat. sıcacıktı yürekler... IŞILDAK YE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE ' AldırmaGönül, Aldırma... Bir raslantı sonucu, büyük aşklar raslantılaria başlamaz mı; Raif, Maria Puder"e âşık olmuştur. Önce, ressam olan kadının portresini görmüştür. Resmi gördüğü an vurulur, Raif; işte. hayalinde- ki kadınlann bir bileşimidır, görür görmez sarsıldı-* ğı resimdeki. Günlerini, sergi salonundaki bu portrenin karşı- sında geçirir. Yaşamında aşka tanık olmamıştır o zamana ka^ dar; yirmi dört yaşındadır ve babası tarafından Al- manya'ya bilgi edinmesi ve deney kazanması için gönderilmiştir. "• Ne var ki Raif, baba işinden çok gezmeyi; mü-' zelere, kitaplıklara, sinemalara, tiyatrolara gitmeyi ve okumayı yeğlemektedir. Almanya'ya ayak bastığından portreyi görene- kadar geçen süre aslında onun yaşamının, kendi- deyişıyle aylak günlerıdır: Sokaklar ile okumak içirv kapandığı pansıyon odasında geçirdiği. "Kürk Mantolu Madonna" tablosunu gördüğün- de ve bunun genç bir kadın ressamın kendi porK resi olduğunu öğrendiğınde, birden bire yaşamf değişir. O miskın genç adam yerinı, dinamik, içi içi- ne sığmayan, heyecanlı genç bır adama bırakır. ' Çünkü der ki, madem kendi portresi, o halde a kadın yani Maria Puder, aramızda dolaşmaktadır Rastlantı sonunda Raif ile Maria Puder karşıla- ştr. Olasılık varsa; onun gerçekleşme durumu, mil-' yonda bir de olsa vardır. •' Rarf, yüregini bu özel, çağdaş ve özgür kadına kaptırmıştır. Daha önce hiç yaşamadığı duygularf tadar. Maria Puder, önceleri çeşitli nedenlerdenr1 belki de bir zamanlamasorunudur bu, Raif'ten ka-1 çar, ama sonra Raif'in görkemli aşkı ile saf, temii' ve kuşatıcı sevgisinin karşısında o da Raif'e aşık olur. Babasının ölümü üzerine ülkesine dönmek zo1 ' runda kalan Raif'e, istediğin zaman çağır gelirim,' diyecek kadar âşık olur. ' Bu aşk öyküsü kırık yüreklerin, mutsuzluklanrt öyküsüdür. Bir kez daha bir araya gelemezler; Ma-' ria Puder'in mektupları birden kesilır; Raif de bunu' kendisine karşı bir tavır alış olarak yorumlar ve ken- dini istemediği bir yaşamın kıskacına adeta hap-^ sederek, hem kendisini hem de kafasının, yüreği- 1 nin içindeki sevgilisini cezalandınr. Oysa, yaşamın akışı öyte değildir; Raif yanılmış- 1 tır. Maria Puder doğum sırasında ölmüştür. Ki, çr>" cuğun babası Raif'ten başkası değildir. ^ Raif Efendi yıllar sonra gerçeği öğrendiğinde yı-" kılır. Zaten yıllarca kendini bir çeşit "inzivaya" çek~ tiğinden; o anda yaşamla olan tüm ilişkısi kesilir. Bedeninin ve ruhunun hayata olan bir tepkisidiP bu. Ölmeden önce, anılannı kaleme aldığı defterini! çalışma arkadaşına verir. Çalışma arkadaşı, işe yeni gırmiş genç bir yazar- dır. Yazar, içine kapanık, pısırık, kendi halinde bir! adam olarak görünen Raif Efendi'nin anılarından; iç dünyasının zenginliğini ve yaşadığı fırtınalı aşkf öğrendiğınde büyük bir şaşkınlığa uğrar. Aslında, her insantn kayda değer" bir öyküsü vardır. * .! Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali'nir> üçüncü romanıdır (1943); bu romanda Raif Efendi' ile Maria Puder'in aşkına tanık oluruz. Bırçok eleş- tirmenin tanımladığı gibi "katıksız bir aşk öykü-, sü"dür bu. > Sabahattin Ali'nin romanlannın ana ekseninde hep aşk vardır; ve rastlantılar eksenin izlediği yo- lun başlangıcı olurlar, bir bakıma. Kuyucaklı Yusuftaki Muazzez ile Yusuf'un aşkı;, Içimizdeki Şeytan'daki Ömer ile Macide'nin aşkı da... Tüm bu aşklar aynlıklarla biter. Ama en azından,: "bir süre de olsa" yaşanmış; bulutlann üzerine çı-, kılmıştır. Belki, "sondaki" acı ve mutsuzluk da but "b/r süre "dengelir. Raif de, Yusuf da sevgililerinden isteklennın dı- şında, "ölüm" nedeniyle aynlırken, Ömer'inki biraz- daha farklıdır; ama sonunda o da Macide'den ay-. nlmak zorunda kalmıştır. JL. Aşk, Sabahattin Ali'nin biçemiyle benzersiz biıu öykülenmeyle karşımıza çıkar. -t Toplumsal sorunları ve insanı ruhsal derinliğ», içinde yazmaya özen göstermesinin yanı sıra aşkr onun vazgeçilmez temasıdır; çünkü aşktan vazge-» çilemez. Yaprttarındaki aşklar kırık yürekler bırakır arkala- rında; yaşamda da öyle değil mi? Ve tüm yaşananlann ardından, aslında ne kadar güçtür; hatta birçoklan için imkânsızdır, söyleyebil- mek: "Aldırma gönül, aldırma..." < Londra grafikleriyle Ankara'da • ANKARA (AA) - Ingıliz tasanmcılann Londra kent yaşammdan kesitler aktardığı' Londra"dan Grafik Eserler' başlıklı sergısi, 3 mart tarihinde Ankara'da "i açılıyor. Daha önce İstanbul ve Eskişehir'de i' sanatseverlerle buluşan sergi, 3 mart tarihinde Bilkent'j Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasanm ve Mimarlık .( Fakültesi'nde ızleyicilere sunulacak. SeTgide, ingilız j tasanmcılann son 10 yıl içerisinde gerçekleştirdiği grafik eserlerinden, Londra'nm grafik, görsel, dil ve n kültüründen örnekler, posterler, basılı malzeme ve ! video gösterimi aracılığıyla sanatseverlere aktanlıyor. ,ı Sergi 15 mart tarihine kadar izlenebilecek. ,j Sokak çocuktarı yararına sergi J B Kültür Senisi - Capitol ve Marmara Oniversitesi * Haber Ajansı (MÜHA) işbirliği ile düzenlenen •; 'Gerçekler Tükenmez 2' başlıklı fotoğraf sergisi, •'- Capitol'de 5 marta dek sürecek. Yaşamın birçok J alanından görüntülerin yer aldığı fotoğraf sergisinden * elde edilecek gelir, 'Sokak Çocuklan Derneği'ne • bağişlanacak. i İZDSO Bupsa'öa • • Kültür Servisi - Haftalık konserleriyle İzmir'in sanat gündeminde önemli bir yer tutan İZDSO, Bursa BüyükşehİT Belediyesi ve Bursa Kültür Sanat ve Eğitim Vakfi'nın ortaklaşa düzenlediği etkinlik çerçevesinde Bursa tumesine çıkıyoî. lZDSO'nun Bursa'daki konseri, 2 martta saat 20.30'da Tayyare : Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Saksafon sanatçısı Attila Şentin \e keman sanatçısı Flonn 5 lonescu Galati'nın solist olarak katılacağı konserde, K * orkestrayı şef tlarion Inescu Galati yönetecek. "[ Kütüphane zipvesi Kopenhag'da ) • ANKARA (ANKA) - Danimarka'nın başkenti ^ Kopenhag, dünyanın dört bir yanmdan gelecek olan ~ kütüphanecilere ev sahipliği yapacak. Uluslararası ' kütüphane derneklen ve kuruluşlan federasyonunun "! 63. genel konferansı. 31 ağustos - 5 eylül tarihleri arasında yapılacak. 'l
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle