Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orfaan Erinç •
Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıişlerı Müdürlerı
Ibrahim Yddız (Sorumlu), Dinç Tayanç
# Haber Merkezı Müdurü Hakan Kara
# Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 9 tstihbarat:
CengizYıldının # Kültür: Handan Şenköken
# Spor: Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler
Sami Karaören # Düzeltme Abdullah Yazıcı
• Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge:
Edibe Buğra • Yurl Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu bhan Sek.uk (Başkan).
Orfaan Erinç, Oktay Kartböke,
HikmetÇetinkaya,Şukran Soner,
ErgunBakı,DinçTayui(, tbrabim
Yüdız, Orhan Burs»lı, MusUfa
Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav 9 Haber Mudurvı Doğan
Akın Ataturk BuKan No 125. K.at.4. Bakanhklar-Ankara
Tel 4195020 (7 hal), Faks 4195027 • tzmır Temsılcısı
SerdarKnık,H.ZryaBrv.l352S 2 3 Tel-4411220, Faks
4419117 #AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğlu. İnonuCd
119 S. No 1 Kat 1, Tel. 363 12 11, Faks-363 12 15
Koordınator .\lunet Korulsan #)
Muhasebe Bülent Yener •
tdare HüseyinGürer#tşletme
Önder Çelik • Bılgı-tşlem. Nail
tnal • Bılaısayar Sıstem
Mürüvet Çüef
MEDYA C: • Yoneum Kurulu
Başkam - Genel Mudur Gûlbin
Erduran # Koordınalör Reha
Işırman # Genel Mudur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-5DS460-61.Faks 5138463
Yıyimla>an \t Basan: Yem Gun Haber A.ansı, Basın \e Ya>ıncıhk A Ş
Türkocajı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 tst PK. 246 lstanbul Tel (0712) 512 05 05 (20 hat) Faks-(0'212l 513 85 95
21ŞUBAT1997 Imsak:5.18 Güneş: 6.44 Öğle: 12.55 îkindi: 15.22 Akşam: 17.52 Yatsı: 19.13
Çarşamba
toplantıları
• İstanbul Haber Servisi -
Prof. Dr. Tank Zafer
Tunaya'nın anısma
dûzenlenen toplantılann
önümüzdekı haftaki konusu
'•Demokrasimizın
geleceğinde sivil toplum
örgütlennın rolü'" olacak.
Boğaziçi Üniversitesi
öğretim üyesı Rıdvan
Akın'ın »unuşunu yapacağı
toplantıya Marrnara
Üniversitesi öğretim üyesi
Doç. Dr. Aydın Uğur
konuşmacı olarak katılacak.
Tank Zafer Tunaya Kültür
Merkezi'nde düzenlenecek
toplantı saat 17.30'da
başlayacak.
'Türkiye'de zehirli
mama yok'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sağhk Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı
Vecdet Öz. Milupa'nın bazı
ülkelerde toplatılan
sakıncalı mamalannın
Türkiye'de bulunmadığını
bıldırdı Öz. Milupa
firmasının Türkiye'de
satılan tüm ürünleri
üzennde yapılan
araştırmalarda da. bu
ürünlerde •bakteriyolojik
veya kımyasal' herhangi bir
kirlıliğın bulunmadığının
saptandığını belirtti.
Verimlilik
Diye Diye...'
• ANKARA (ANKA)-
Verimlilık kavramı. söyleşi
türünde bir kıtap halıne
getinldi. Mıllı Prodüktıvite
Merkezi'nın(MPM)
"Verimlilik Diye Diye..."
ismiyle yayımladığı kitapta,
her alanda verimliliğin
gerekliliği ve önemi basıt bir
dille anlatılıyor. MPM
Teknık Danışmanı Mesut
Odabaşı tarafından yazılan
kitapta. "Ne Anlamalı",
"Nasıl Yapmalı", "Kim
Uğraşmalf, "Hangi Taşı
Kaldırsak" ve "Türkiye'de
Verimlilik Hareketi" bölüm
başlıklan altında yer alan 55
yazıda. turizmden spora,
sanattan işçi sorunlanna
kadar hemen her konuda
verimlılikten söz ediliyor.
Tiirk kıyıları
arkeoloji cenneti
• NEW YORK (AA)
Amenkan Denız Arkeolojisi
Enstitüsü, bu yıl yaz
aylannda Türk kıyılannı
Amerikalı turistlere tanırmak
amacıyla turistik geziler
düzenledi. Enstitü tarafından
bastınlan broşürlerde, gizli
hmanlarla suslü olan ve eskı
çağlardan kalma denız dibi
hazinelennin yoğun olduğu
Ege ve Akdeniz kıyılannı
kapsayan gezilerin, 45
kişilik özel yatlarla
yapılacağı belirtildi.
Gezılere deniz dibi
arkeolojısı uzmanı George
Bass da katılacak.
Kuş Cenneti
temizleniyop
• ANKARA (ANKA)-
ÇevTe Bakanı Zıyaettin
Tokar, Manyas Kuş
Gölü'nün doğal dengesıni
olumsuz etkileyen su
fazlalığının giderilmesine
yönelik çalışmaların
başladığını bildİTdi. Su
dengesinın yeniden
kurulabilmesı için 4 yıldır
açılmayan su kapaklanndan,
su tahliyesme başlandığını
belırten Tokar, Kuş
Gölü'nün doğu bölgesındeki
kapaklardan Karadere
kanalıyla Marmara
Denizi'ne sürekli sutahliye
edildığini kaydererek, doğal
su seviyesi sağlanıncaya
kadar işlemin
sürdürüleceğini bildirdi.
Kış turistlerinin
sayısı arttı
• ANKARA (AA) - Turizm
Bakanı Bahattin Yücel, kış
aylannda genellikle ahşveriş
içın gelen tunst sayısının
önemlı ölçüde arttığını,
bunun da Türkiye'nin
ahşveriş merkezı konumuna
geldiğinın göstergesi
olduğunu söyledi. Kasım,
aralık ve ocak aylannda
gelen turist sayısının, aynı
aylan kapsayan bir önceki
döneme göre yüzde 12.6
oranında artarak 1 milyon
145 bine yükseldiğıni
belirten Yücel. en fazla
BDT ve Almanya'dan
turist geldığini kaydetti.
Fransa, Ingiltere ve
Benelüks ülkelerinden
gelenlerin sayısında da
büyük bir artış görüldüğünü
bildiren Yücel, kış aylannda
gelen tunstlerın kalış
sürelerinin uzatılması ıçin
çalışmalar yapıldığını da
acıkladı.
Nükleer atıklardan kurtulmak için 250 bin yıl gerektiği belirtildi
Radyoaktrvite tarbşması
ÜMİTOTAN
İZMİR-Türkiye'ye 1988 ve 1989
yıllannda gizlice 1150 ton nükleer
atık getirildiği ve Isparta'ya gömül-
düğü, 800 ton nükleer atığın da
Konya"da yakıldığı yolundaki sav-
lar Türkiye'de geniş tepkı yarattı.
Savlan gündeme getıren eski Tür-
kiye Atom Enenisi Kurumu Başka-
nı Ahmet Yüksel Özemre oluşan
tepkiler üzerine bu kez. "BunJar
bayathaber"açıklamasını yaparken,
bilim adamlan radyoaktıf atıklann
"kirfflikten''annmalan için 250 bin
yıl geçmesi gerektiğini vurguluyor-
lar. Nükleer fizikçi Prof. Dr. Hay-
rettin Kıbç bir ton radyoaktıf atığın
yalnızca belli bir süre korunabil-
mesi için 325 bin dolar gerektiğini
acıkladı. Hukukçular 1988 ve 1989
yıllannda da var olan yasal düzen-
lemelerin Türkıye'de nükleer atık it-
halatına izın vermediğini dile geti-
rirken çevreci örgütler nükleer atık
ithalatmı "cinayet" olarak değer-
lendirdiler.
Eski Türkiye Atom Enenisi Ku-
rumu Başkanı Ahmet Yüksel Ozem-
re, ilk açıklamasının ardından olu-
• Savlan gündeme getiren eski Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu Başkanı Ahmet Yüksel Özemre oluşan tepkiler
üzerine bu kez, "Bunlar bayat haber" açıklamasını
yaptı. Çevreci örgütler nükleer atık ithalatını "cinayet"
olarak değerlendirdiler.
nereden getirirseniz getirin. yeme-
ye hazınm. Herkes emin olsun"
açıklaması yapan eski TAEK Baş-
kanı, 6 Haziran 1996'da "Radyoak-
tiviteyi bilmeyen halkını, rakamı ne
yapsın? Çernobil'le ilgili benden
başka kimsenin konuşmasına izin
vermem. Ben Osmanlı devlet gele-
neğinden geüyorum" görüşünü di-
le getirmışti. Nükleer fizikçi Prof.
Dr. Toiga Yarman. nükleer santral-
dan çıkan nükleer atıklann radyo-
aktivitesinden kurtulmak için 250
bin yıl gerektiğini ve bunun çok
pahalı bir teknoloji olduğunu söy-
lerken. yine konunun uzmanı Prof.
Dr. Hayrettin Kıhç, ABD'den ör-
nek vererek "knienmişatıklardaır
kurrulmanın faturasını şöyle acık-
ladı:
"Radyoakrjf aOklan çevreden izo-
le etmekiçin ABD 3 mflyardolar har-
carmştır. Şu anda yalnızca ABD'de
askeri ve sKil 3 milyon 510 bin 560
şan tepkiler üzerine bir televizyon-
daki canlı yaymda yıllardır buna
benzer şeyler söyledi ğinı, açıklama-
sını basının abarttığını belırterek
" Bunlar bayat haber" dedi. Özem-
re, yıllardır yanlış çıkan "bilimsel
değerindirmderini"' unutarak çev-
recilerin ve medyanın kendisine
saldınsını da "üıançh, dinine bağ-
h" bir bilim adamı olmasına bağ-
ladı.
Çernobil'in 1986'da patlaması
sırasında TAEK Başkanı olan
Özemre. Türkiye'yi etkisi altına
alan radyasyonu görmezden gel-
miş ve demeçleriyle yurttaşlan ya-
nıltmış, önlem alınmasını engelle-
mişri.
^emeye hazınm'
14 Mayıs 1986'da "Özemre ke-
sin konuştu" başlığıyla gazeteler-
de çıkan haberlerde,"Yiyeceklerde
radyoaktif bulaşık yoktur. Bunlan
e-posta : tan (a vol. com. tr
Konya ve Isparta valileri
'Nükleer atık
yakmadık'
Haber Merkezi - Çevre Bakanlığı Türkiye'nin bir
nükleer atık çöplüğüne dönüştürüldüğü yolundaki
savlan araştınrken, Konya \e Isparta valileri, savlan
doğrulayacak hiçbir bilgi ve belge bulunmadığını
açıkladılar. Konya Valisi Ziyaeddin Akbulut şu ana
kadar Konya'da 800 ton nükleer atığın yakılarak
ımha edildiğı savlannı doğrulayacak herhangi bir
belgeye rastlanmamasına karşın araştırmayı
sürdürdüklerini söyledi. Akbulut. sağlık
merkezlerinde de radyasyona bağlı hastalıklara
rastlanmadığını söyledi. Nükleer atıklann bir un
fabrikasında yakıldığı seklindeki iddialan yanıtlayan
Orta Anadolu Un Sanayicilen Derneği Genel
Sekreteri Halim Şalgah ise "Konva'da bulunan un
fabrikalan elektrik ile çalışmakta. Nükleer auklan
yakacak bir fınn yok. Bu koşullarda nükleer
atıklann Konya'da yakıldığı şekttndeld iddialar
yalan" dedi. Konya Çimento Fabnkası Genel
Müdflrü Ercan Bahadır ise fabrikaya yakıt olarak
kömiir kullandıklannı belirtti ve kendilerinin bu
iddia ile hiçbir ilgileri olmadığını savundu ve
kendilerine yakılması için nükleer atık gelmediğini
sözlerine ekledi. Isparta Valisi Ertuğrul Dokuzoğlu
da konuyla ilgılı olarak geçmişe dönük araştırma
yaptırttığını ve hiçbir belgeye rastlamadıklannı
belirterek Isparta'ya hiçbir dönemde nükleer atık
getinlip gömülmediğıni söyledi. Çevre Bakanı
Ziyaettin Tokar ise savlan bir ihbar olarak
değerlendirdiklerini belirtti.
metreküp radvtjaköf aOgın çevreden
izole edilmesûçin yaklaşık 600-900
milyar dolar gerekrıor. ABD'de tü-
kenmiş vaziyette 70 bin ton civann-
da yakıt çubuğu bulunuyor. Bir ton
radyoaktif atığı doğa>a en az zarar
verecek biçimde ve yalnızca belli bir
süre korumak için harcanması ge-
reken para 325 bin dolar."
Çevre Hareketi Avukatlan'ndan
NoyanOzkan. Türkiye'de Çevre ve
Umumi Hıfzısıhha kanunlannın ül-
keye zehirli ve tehlikeli maddeler
içeren atıklann ıthal edilmesine izın
vermediğini acıkladı.
'Mevzuat izin vermez'
Avukat Noyan Özkan, Çe\Te Ka-
nunu'nun 1988 yılında da yürür-
lükte olduğunu anımsatarak "Yasal
mevzuat Türkhe'ye hiçbir zaman
bırakın nükleer afıklan, zehirli ve
tehlikeli maddeler içeren atıklann
ithal edilmesine izin vermemiştir*'
dedi.
Avukat Ozkan, konuyla ilgili Çev-
re Bakanlığı'na başvuruda buluna-
rak Ahmet Yüksel Özemre'nin açık-
lamalan doğrultusunda araştırma
yaptınlmasmı ve bunun sonuçlan-
nın kamuoyuna açıklanmasını iste-
diğini sözlenne ekledi.
ÇevTe örgütleri yaptıklan açıkla-
malarla, olayın somut olarak orta-
ya çıkanlmasını ve "böylebir cina-
yet" işlendiyse sorumlulannm va-
tana ihanet suçuyla yargılanmala-
nnı istediler.
Sınırsız Çevre Yolculan Sözcü-
sü Saynur Gelendost Özemre'nin
dehşet vericı açıklamalanndan ül-
ke insanının nasıl hiçe sayıldığının
somut olarak ortaya çıktığını belir-
terek "Nükleer atıklan gizlice ül-
kemizesokup gömülmesineizin ver-
mek vicdansızlıktjr, alçaklıkür" de-
di.
Arkadaş Çevre Grubu yaptığı
açıklamada toplumdaki kirliliği bır-
kaç yılda temizlemenin kolay oldu-
ğu, ancak nükleer kirliliği temizle-
menin binlerce yıl aldığı belirtile-
rek "Bu cinayete kanşanlann vata-
na ihanet suçu ile yargılanmalannı
istiyoruz. İlgili ve yetkili makamla-
n göreve çagmyoruz" denıldi.
SOS Akdeniz Bürosu Sözcüsü
Savaş Emekde, nükleer santral kur-
mak isteyenlere güvenilmeyeceği-
nin. "kendUeri" tarafindan yapılan
açıklamalarla ortaya çıktığını vur-
gulayarak şunlan söyledi:
"Nükleersantral kurulduğunda
Türkiye'nin başuıa gelecek olanlar,
işteşimdidenortayaçıkıyor. Nüklc-
er santral savunuculan, yapacak-
lan entrikalan, nükleer aüklan ne
yapacaklarını sovlemiş oluyorlar.
Bunlar yargılanmalıdır."
Kentin kimliğinin korunabilmesi için 'eylem planı' belirlendi
Mîlas'ta tarihsel kararlar
• ÇEKÜL Vakfı'nın Milas'ta
düzenlediği ve yerel radyodan
da naklen yayımlanan
"bayram ziyareti"
toplantısında, çevre ve kültür
değerlerinin artık
yitirilmeyeceği bir korumacı
imar politikası için atılacak
ilk adımlar belediye başkanı
ve kaymakamın da katıhmıyla
"halkın tanıklığı" altında
belirlendi..,
OKTAY EKİNCÎ
MUĞLA/MtLAS - Antık çağlar-
dan bu yana "adı" değişmeden Ege uy-
garlıklanna beşıklik eden Milas kenti,
tarihsel ve doğal kımlığini 3. binyıla da
taşıyıp taşımama konusunda "karar
günlerini" yaşıyor.
Bir "Karya" kenti olmasının yanı sı-
ra Roma, Bizans, Menteşe Beyliği ve
Osmanlı uygarlıklannın da görkemli
kültür bırikıminı üst üste ve "iç içe"
banndıran bu zengin kentte eğer ^a-
rihi tümüyle kucaklayan'" bir SİT uy-
gulamasına hemen geçilemezse, eşi bu-
lunmaz bir miras apartman yığınlannın
altında yok olup gidecek.
Benzer şekilde yine tarih boyunca
bu kentin hep "zengin'' olmasını sağ-
layan bereketli Milas ovasını da "üna-
ra açmaya" nıyetlenen son zamanlar-
daki planlama çalışmalan eğer yağma
beklentilerinden kurtanlıp duyarlı bir
çizgiye çekilemezse, aynı apartman yı-
ğınlan kentin "yeşil kuşağını"da elın-
den alacak.
Hele merkezdeki özgün sokaklan ve
eski kent dokusunu bezeyen sivil mi-
marlık örneği yapılar, konaklar, güze-
lün "arasta" ve orta yerdekı ÇöBüoğ-
lu Han, ilgisızliğin ve bakjmsızlığın
acımasız tahribatından bir an önce kur-
tanlamazsa. Milas belki de "Mflas" ol-
duğunu unutacağı kımliksız bir yerleş-
me olarak 21. yüzyıla başlayacak...
Aylardır, belediye meclısinın gün-
demini hep "imar planı değjs.iklikleri"
ve "yeniplanlama fımar)alanlan" oluş-
turuyor. Kent merkezındeki arkeolojik
kalıntılarla iç içe olan arsalann "imar
dunımu" belirlenirken. tarih ile rant
arasındaki tercihin hangisinden yana
yapılacağı konusunda tartışmalar yoğun-
Milas'taki ünlü Baltalı Kapı. kentin binlerce MİIık tarihine tanıklık eden
çok sayıdaki kültür değerlerinden sadece biri»
laşıyor. Milas'ın "mücavu-" (komşu)
alanında bulunan antik lasos (Kıyıkış-
lacık) kentini kurtarmak adına yapılmak-
ta olan Koruma İmar Planı çalışmasın-
daki "imar haklarT da bölgedeki be-
tonlaşma kaygılannın genlimini yük-
seltiyor.
... Ve karar toplantısı
Kısa adı ÇEKÜLolan Çe\Te ve Kül-
tür Değerlerini Koruma ve Tanıtma
Vakfı'nın Şeker Bayramı tatilinden ya-
narianarak Muğla iline düzenlediği "in-
celeme vetarttşma" ağırlıklı gezisi Mi-
las'ı işte böylesi bir ortamda yakaladı.
Gezinin ilk durağı ve "ügi odagT
olarak Milas'taki çevTe ve kültür zen-
ginliğinin korunmasını gündemine alan
vakıfyönetimi ve uzmanlar, geziye ka-
tılan diğer konuklar ve gazetecilerle
birlikte kentte gözlemlerde bulundu-
lar. Sonra da Belediye Başkanı AH Do-
ğan Serçek ile Kaymakam Ayhan Ba-
yaa'nm katıldıklan bir genel değerlen-
dirme toplantısı düzenleyerek, Milas "ta-
ki uygarlık birikimlerinin sürdürüle-
bilmesi için yine böylesi bir karar aşa-
masındaki "öncelikli eylem prognunı-
nı" hep birlikte tartışarak saptadılar.
Milas'ın yerel radyosundan da tüm
kente "canh yayın'* olarak duyurulan
bu tarihsel toplantının belki de en önem-
li yanı, alınan kararlann "uygulanma-
a" içın belediye ve kaymakamlığın gö-
rev üstlenmesinin djşında, "gerçekleş-
me sürelerinin'' de yine hep birlikte be-
lirlenmesıydi. Aınan kararlar ise baş-
lıca 4 maddede toplanıyordu.
Birinctsi; Belediye ve kaymakamlık-
la biriikte MimarlarOdası, Sanayi Oda-
sı. Ticaret Odası gibi kuruluşlann da
içinde yer alacağı bir "Milas Kültür ve
Doğa Slirasını KorumaVakfi" kurula-
cak. En çok "15 gün içinde başlanacak
bu örgütlenme ile birlikte koruma pro-
jeleri de devTeye girecek."
Ikindsi; Belediye tarihi bir Milas evi-
ni alarak *\
ı
akıfmerkezj" yapmak üze-
re restore edecek. Bu merkez, koruma
çalışmalannm da koordine edildiğı yer
olacak,
IJçÜDCÜsü;bakım ve onanm çalışma-
lanna Arasta'dan başlanacak. Tarihi
Çöllüoğlu Hanı'nın kamulaştınlarak
yıkımdan kurtanlmasına ve kültür-tu-
rizm merkezi şeklinde yaşatılmasına
öncelik verilecek.
Dördüncûsü; ise kentin tüm planla-
ma çalışmalannda bundan böyle tarih-
sel ve doğal değerlerin korunması te-
mel alınacak; bunun ıçin de ÇEKÜL uz-
manlanyla ortak danışma ve ilke karar-
lan toplantılan yapılacak...
Bakalım. bu "tarihsel sörier" aynı
coşkuyla yaşama geçirilebilecek mi?
ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. MetinSö-
zen'in toplantı sonunda vurguladığı gi-
bi, Milas'ın gündemini, artık bu 4 önem-
li karann "izlenmesi ve denetknmesi'"
oluşturuyor...
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'Müttefiklerimizden', Bizi Kim Koruyacak?...
Ulkü Ocaklan Genel Başkanı Karamahmutoğ-
lu, 'hareketi' savunurken demiş ki:
"..şu 'sistem' lâfına da açıklık getirmekte ya-
rar var. (...) Eğer •Sisterrvden kasıt -ki öyle olma-
sı gerekir- emperyalist vizyonun tasariadığı dün-
ya düzeni ve buna ulaşmak için koyduğu eylem-
lerse, 'Sistem'in emrinde suçlaması yapılacak
son kesim, 'Ülkücü Hareket'tir..." (Ankara'dan 6
Kasım 1996 tarihli mektup)
Karamahmutoğlu, 'hareketin' 'milli devletin ya-
nında yeralıp, onun variık nedenlerini oluşturan ül-
külenssahip çıkarak, 'Sistem'e muhalefetettiğini' ile-
riye sürüyor. Hiç şüpheyok, nasıl 'bireysel terorizm'
çıkmazına düşen 'ilerici' gençler, kendilerine göre ne
kadar yurtsever ise, 'Ülkücü Harekete' katılan genç-
ler de, â piori, o kadar yurtseverdir; hiçbir genci, bi-
lerek isteyerek, kendi yurdu aleytıine bir 'tertibe' ka-
nşmış olmakla suçlamak istemeyiz.
'Ülkücü' gençlerin, 'milli devletin variık nedenle-
rini oluşturan ülkülere sahip çıktıklanna' gelince,
orada biraz duralım; hele son açıklamalardan son-
ra, insan ciddi şekilde şüpheye düşebiliyor: Devle-
tin 'variık nedeni olan ülküler', bildiğim kadanyla
Müdafaa-i Hukuk (anti-emperyalist, tam bağım-
sızlık), Misâk-ı Milli (Toprakbütünlüğü) ve Cumhu-
riyet (Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir) midir;
yoksa 'emperyalist vizyonun tasariadığı dünya dü-
zeni ve buna ulaşmak için koyduğu eylemler' mi?
Denilecek ki elbette önce söylediklerin! O halde
'Ülkücü Harekefın, en önde gelen isimlerinin, 'em-
peryalist vizyonun tasariadığı dünya düzeni ve bu-
na ulaşmak için koyduğu eylemlere' kanşması ne-
den? 'Ülkücü Hareket'm bu önde gelen isimleri,
'emperyalist vizyonun' yâni 'Sistem'in, 'Papa'ya
Suikast' gibi eylemlerine katılmak; -katılmak da lâf
mı, bu eylemleri 'bizzat' örgütlemek- suretıyle mi
'Sistem'e muhalefet ediyorlar?
Farkındasınız elbette, buradan itibaren 'keyfiyet'
nereden bakılsa 'kara mizaha' dönüşmektedir.
Daha da korkuncu var...
Kimseyi 'karalamak' istemiyorum, benim söyle-
meye çalıştığım. Gaspranskiy'den bu yana, Ak-
çura, Gökalp, Velidof vb.. Türk düşünürterinin. 'Sis-
tem'e karşı antı/emperyalist bir bağımsızlık hareke-
ti olarak tasariayıp geliştirdikleri 'Türkçülüğün'; 'II.
Dünya Savaşı' ve'Soğuk Savaş' çalkantısı içinde,
nasıl teme) amacından saptınldığıydı; olaylann ve ger-
çeklerin Karamahmutoğlu nu haklı çıkarmasını ne
kadar isterdim: ne yazık ki, daha çok beni haklı çı-
kanyorlar: anlaşılan odur ki, solcu silahlı eylemciliği
bastırmak için, benzer bir komitacılık örgütlenmesi-
ne katılan 'ülkücüler', 'millî devletin yanında yer a/-
dıklarını' sanıp, bu maceraya paldır küldür dalar-
ken, devletin içinde yuvalanmış 'emperyalist vizyon'
yandaşlannın 'eylemlerine' âlet olmuşlar. Bunu ben
söylemiyorum, Emn. Gnl. Md. Istihbarat Daire Baş-
kanı Hanefi Avcı, hiç tereddüde yer bırakmayacak
biraçıklıkla beltrtıyor; demiş ki: "...terörie mücade-
lede, hukuk içinde kalınarak bir yerlere gidileme-
diği görüldü. Bunun üzerine terörie mücadele ve
istihbarat için hukuk dışı bir yapılanmaya gidil-
di. Terörü, teröristlerin yöntemleriyle yok etme
kuralı seçildi. Bu devletin üst kademelerinde
alınmış bir karardı. Bunu uygulamaya koyan dev-
letin üst kademelerinin arkasında kim vardı, onu
bilmiyorum..." (Hurriyet, 5 Şubat 1997)
Sizce kımler olabilir? 'Her Mevsimin Casusu' ki-
tabının yazan, ünlü ajan Clarridge in sözünü ettiğı
'CIA'y/e çok yakın ilışkiler içindeki Türk ıstihbarat-
çılan' olmasın? Doğrudan doğruya, Amerika'lı bazı
'danışmanlar' olamaz mı? 'Papa'ya Suikast'ta öyle
olmamış mı? Ama, daha da korkuncu var, bilin ba-
kalım nedir?
Asıl vahim olan nedir?..
Ulkücü Hareket, 'Türkçülükten komünizmedüş-
manlığı değıl, aslında Moskof Düşmanlığı'm
devralmıştı; nüansa dikkat isterim, 'Türkçülüğün'
doğduğu yıllarda Rusya, bugün olduğu gibi, 'Sis-
tem'in dışında değil, içindedir: Devlet-i Âliyye'yi
paylaşmak için, İngiltere ve Fransa'yia gizlı anlaş-
malar imzalamıştır; bu. bir! Ikincisı, şu: SSCB yan-
daşı solcular, -bildiğim kadarıyla- ne 12 Mart, ne 12
Eylül öncesinde silahlı eylem yapmışlardır; demok-
rasi yanlısı görünüyor, o yüzden Maozedun ve Che
yandaşı silahlı eylemciler tarafından, 'revizyonist'
olmakla suçlanıyorlardı; bu, da iki!
Başkatürlü söylersek, 'Ülkücülerin' hasım belle-
dıği silahlı solcu eylemin kaynağı Moskova mıydı,
Pekin miydi, Havana mıydı şüphelidir; Ağca, ce-
zaevinde açıkça "...bir darbe istiyorduk, ona ha-
zııianıyorduk: Ipekçi, ona gerekçe hazııiamak
için öldürüldü' dediğine göre, o genç solcu öğren-
cılerin de, benzer bir provokasyona âlet olduklan bi-
le ileriye sürülebilir. Karamahmutoğlu, şapkasını
önüne koyup, hele bir düşünsün; böyle bir 'darbe-
yi' kim istemiş olabilirdi? 12 Mart ve 12 Eylül 'yö-
netimleri', bütün uygulamalanyla acaba Müdafaa-
i Hukuk'un anti/ emperyalizmine mi daha yakın gö-
rünüyorlardı, yoksa 'emperyalist vizyonun tasaria-
dığı dünya düzenine' mi? Bana sorarsanız, mese-
lenin vahameti şuradadır Gâzi Mustafa Kemal 'pa-
rantezi' bir kenara bırakılırsa, Türkler devletlerini
düşmanlanna karşt fevkalâde koruyabiliyorlar da,
müttefiklerine karşı koruyamıyorlar. Yakın tarihimiz,
bunun acıklı ornekleriyle dolu; ne dersiniz, bir ikisine
göz atalım mı?
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http7/www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html