04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5ARALIK1997CUMA 8 DIŞ HABERLER Mayın kurbanlan Diana'yı andı •OTTAVVÂ(AA) - Kara mayınlannm patlaması sonucu yaralanan kişiler dün Kanada'nın başkenti Ottawa"da bir araya gelerek yaşamınııı son anına kadar bu mayuılann yasaklanmasını savunan Galier Prensesi Diana'yı andılar. Kara mayınlarmın kullaaırru, üretimi, dqx>lanması ve satışıılın yasaklanmasına ilişkin anlaşmayı Fransa'nın da imzaladıgı, ancak anlaşmanm parlamentoda yaz aylannda onaylanabileceği belirtildi. Clinton'dan ırklap arası dîyalog • AKRON (AA)-ABD Başkanı Bill Clinton, ırkjar arası ilişkiler konusundaki "ulusal diyalog" programını Ohio eyaletinin Akron kentinde başlattı. Akron Üniversitesi'nde öğrenci, ögretim üyeleri ve halk ile sohbet eden Clinton "Birlikte çalışırsak, diğer ülkelerde yaşanan korkunç olaylardan kendimizi kurtarmış oluruz" dedi. Clinton'm başlattığı "uJusal diyaloğurf ırklar arasında dıyaloğu güçlendirmeyı amaçladığı belirtiliyor. Kanadafı fakirler restoran bastı • MONTREAL (AA) - (Canada'nın Montreal kentinde "işsizlerKomitesi" iiyesi yüzden fazla kişi, fakirliği ve açlığı protesto amacıyla kentin en Iüks otellennden olan Kraliçe Elizabeth Oteli"ndeki restoranIardan binnı işgaJ etti. Salata büfesınin çevresini saran fakır göstericıler ayaküstü piknik vaptılar. Üzennde "Açlığa son" ve "Açlığa yenik diişeceğız" yazılı pankartlar tasıyan eylemciler zengın- fakir uçurumunu kınayan bildiriler dağıttılar. Zenginlik ömrü 2 yıl uzatıyor • CH1CAGO(AA)- ABD'de ortalama ömür konusunda yapıian araştırma. bölgeler arasında ve siyahlarla beyazlar arasında önemli farklılıklar ortaya koydu. Zenginlik faktöriinün ortalama ömür konusunda beyazlara 2 yıl kazandırdığı kaydedildi. Araştırma. Nevv York ve Massachusetts'de yaşayan Asyalı erkeklenn ortalama ömürlerinin 89.5, Asyalı kadmlann 90 yıl olduğunu ortaya çıkardı. Sigortacılar, çevreye karşı duyarlı olmayan şirketleri sigortalamamakla tehdit ettiler Çevreye sürpriz destekDış Haberler Servisi-Dünya- nın sanayi devlerinin küresel ısınmayı durdurmak için alına- cak öniemler konusunda kıya- sıya çekişmeleri sürerken Ja- ponya'nın Kyoto kentinde dü- zenlenen iklim zirvesinde çev- recilere en büyük destek sigor- ta şirketlerinden geldı. Sigortacılar, küresel ısınma- ya duyarh olmayan ve imalat programlannda çevre faktörü- ne yer vermeyen şirketleri sigor- talamamakla tehdit etmeye baş- ladılar. Giderek ısınan birdünyanın sigorta sektörünü harap edece- ğini savunan hisse senedi piya- sasında söz sahibi sigorta şirket- • Giderek ısınan bir dünyanın sigorta sektörünü harap edeceğini savunan önde gelen sigorta şirketleri çevre konusunda eyleme geçmeyen firmalan portfoylerinden çıkaracakJannı duyurdular. leri çevre konusunda eyleme goleçki, dûnya hisse senedi pi- larhasara yol açan Adrex kasır- geçmeyen firmalan portföyle- rinden çıkaracakJanru duyur- dular. Kanada'nın en büyük sigor- ta şirketlerinden Genel Kaza'nm Genel Müdürü Andrew Diugo- leçki "Bizim yaptığunız, iş dün- yasının devlerine küresel ısın- tnaya karşı öniemler almanın kendi çıkarlanna olacağını ha- örlatmak" diye konuştu. Kyoto"da düzenlenen Hükü- metler Arası IkJim Degişikliği Zirvesi'ne (tPCC) katılan Dlu- yasasının yüzde 50'sini sigorta şirketlerinin oluşturduğunu kay- dettı. Dlugolecki, atmosferde aşı- n ısınmaya bağiı olarak iklim- lerde meydana gelecek değişik- liklerin doğal afetlere yol aça- cağını ve sigorta şirketlerinin doğal afetlernedenjyleoluşacak hasarlan üstlenme gibi bir niyet- leri olmadığıru hatırlattı. Dlugolecki, örnek olarak 1992 yılında Florida'da mey- dana gelen ve 16.5 milyar do- gası ile 1995 yılında ABD'nin güneyini vurarak 2.1 milyar do- lar rutannda zarara neden olan Opal kasırgalannı gösterdı. Si- gorta uzmanlan son 50 yıl için- de doğal afetlere dayalı sigorta toplammın yaklaşık yansının 1990 yıhndan sonra meydana geldiğini belirtiyorlar. AB-ABD yumuşaması Bu arada Kyoto konferan- sında miktarlan azaltılacak se- ra etkisine yol açan gazlar ko- nusunda ABD ile Avrupa Bir- liği ülkeleri arasındaki görüşler- de belirli bir yakınlaşma oldu. Konferansta sera etkisine yol açan 6 gaz yerine 3 gaz üzerin- de uzlaşma umudu doğdu. An- cak ABD tarafi bu konuda ke- sin karannı vermek üzere süre istedi. Karbondioksit çıkaran fosil yakıtlara bağlı olarak çalışan sanayılerin baskısı altında bu- lunan ABD, gelişmekte olan ül- keler de taahütte bulunmadık- lan sürece Kyoto anlaşmasıru imzalamayacağinı bildirmişri. ABD, dünyadaki karbondiok- sit gazı üretiminin dörtte birin- den sorumlu tutuluyor. Yangınlar yayılıyor SYDNEY(Rfliters)- Avustralya'nın güneydoğusunda süren çalı yangınlanyla ilgili olarak hava koşullannın durumu kötüleştırebileceği bildirildi. ltfaiyecilerin "en kötüduruma*" karşı hazırlıklı olmalan istendi. Taşra Itfaiye Teşkılatı Şube Müdürü PhilKoperberg, lObın itfaiye görevlisinin aşın sıcak ve rüzgârlann bugun ya da yann yön değiştirmesi oiasılığına karşı tetikte olduğunu belirtri. îki kişinin ölümüne ve mılyonlarca dolarlık zarara neden olan yangınlardan en büyüğü Coonabaabrban'da 180 bin hektarhk bitkisini yok etti. Avusfralya'da çaüşma korkusu• Uzun zamandır süren yerlilerin toprak haklanna ilişkin tartışma yerlilerle beyazlan çatışmanın eşiğine getirdi. Hükümet, Yüksek Mahkeme'nin yerliler lehine verdiği karan değiştirmeye çalışıyor. CANBERRA (AFP)- Avustralya'da ik- tidardaki koalisyon partilerinden Ulusal Parri kırsal kesirnlerde yaşayan çiftçilenn Avustralya yerlileriyle savaşmak için ya- sadışı birbiçimde silahlandıklan uyansın- da bulundu. Ağırlıklı olarak kırsal kesimi temsil eden Ulusal Partı üyelerinden De-Anne Keity, yerlı eylemcı Nod Pearson'u halk arasın- da korku yaratmakla suçladı. Pearson, ge- çen eylüJ ayında, yerli liderlerleyaptığı bir toplantıda, uzun zamandır süren toprak haklan tartışmalannın genç yerlileri öfke- lendirdiğinı ve gençlerin şiddete yönelebi- leceğinı söylemişti. Pearson'un "ırldar arası $waş" çağnla- nnın köylüleri kaygılandırdığuîı belirten Kelly "Cape York bölgesinde hem siyahla- nn bem de beyazlarııı silahlanması ve ırk- lar arası savaş çağrüan çok kaygı verici bir durum. KenrJerden uzak topraklarda ve CapeVorkİK>lgcsindcvaşay-anlarhakb ola- rak korkuyorlar'" dedı. Muhalefet liderlerinden Gareth Evans, Kelly'nin savlannın şaşırtıcı ve ürkütücü olduğunu söyleyerek Ulusal Parti lideri ve Başbakan YardımcısıTinı Fiscber ile Ba$- bakan John Hovvard'a tartışmalan sonaer- dirme çağnsı yaptı. Evans, gazetecilere yaptığı açıklamada "Çok hassas bir tartışma yaşanıyor. Hü- kümet içinde lidertik konumunda olan ki- şiler vangjna körükle gftmekten çekinnıe- lktirter" dedı Batı Avustralya Çiftçiler Federasyonu Başkanı Kevin McMenemy,yerlilerin top- rak taleplerine karşı çiftçilenn silahjanma- sının çok uzak bir olasılık olduğunu belirt- ri. "Bu tûr ürkütücü kfcüalar otmadan da bizepekçokşe> yaktşünldr dıyen McMe- nemy toprak haklan tartışması başladığın- dan beri ülkenin kuzeyindeki beyaz çiftçı- lerle yerliler arasındaki ilişkilerin bozuldu- ğunu söyledi, ama şimdiye kadar şiddet kullanılmadığıru belirtti. Yerlilerin toprak hakkı konusu dün Se- nato'dagörüşüldü. Hükümet, Yüksek Mah- keme'nin toprak haklanna ilişkin karany- la çelişen bir yasa çıkartmaya çalışıyor. Yüksek Mahkeme, Avustralya toprakla- nnın yüzde 40'ının kullanım hakkının ki- ralama yoluyla çiftçilere verilmiş olması- nın eskiden bu topraklar üzerinde yaşayan yerlilerin toprak talebi hakkını yok etme- diğine karar vermişti. Başbakan John Howard, muhalefetteki îşçi Partisi ve diğer küçük partilerin Sena- to'da yasa tasansına karşı çıkmalan halin- deparlamento ve senatoyu dağıtıp erken se- çime gideceğıni açıklamıştı. Yılmaz-Clinton zirvesine hazırlık Cem Albright ile görüştü FUATKOZLUKLU WASfflNGTON-ABD Dışışleri Bakanı Madele- ine Albright. Türk meslek- taşı İsmail Cem ile yaptıgı yaklaşık 40 dakıka görüştü. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü James Rubin. gö- rüşmeyle ilgili açıklamasın- da, hem gruplar halinde hem de ikili birgörüşmenin yapıldığını söyledi. Rubin, "Dışişleri Baka- nı Albright, bana, Sayın İsmail Cem ile görüşme- sinin mükemmel geçriğini söyledi" dedi. Sözcü, görüş- menin, Başbakan Mesut Yılmaz'ın 19 Aralık günü VVashington'da ABD Baş- kanı Bill Clinton ile yapa- cağı görüşmeye hazırlık ni- teliği taşıdığını belirtti. James Rubin, Cem-Alb- right görüşmesinde, Türk- Amerikan ilişkilerinin öne- mi, HazarHavzası petrol ve doğalgaz kaynaklan ile bun- lann Batı'ya nakli, insan haklan ve demokrasi, Irak, Türk-Yunan ve Kıbns ko- nulannın ele alındığını kay- detti. Sözcü, Yılmaz-Clin- ton görüşmesi öncesinde aynı konularda hazırlık ve temaslann sürdürülecegini de ifade etti. Dışişleri Bakanı tsmail Cem, Albright ile görüşme- sinden sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD'nin özeUikle Orta As- ya petrol ve doğalgaz kay- naklan ile ilgili enerji kori- dorlan yaratmak amacıyla bir strateji geliştirdiğini söy- ledi. Cem, "Biz de bu kap- samda sürekli. yapısal ve stratejik işbiriiği istedik" dedi. İsmail Cem, Türki- ye'nin, Kafkaslar ve Orta Asya'daki rolünü yeniden tanımlamaya başladıgnıı da kaydetti. Cem, ABD'nin yeni yak- laşımlannın, Ankara ve Washington'a, yeni sorum- luluklar üstlenilmesi ve iki ülke ilişkilerinde yeni bir başlangıç yapılması olana- ğını sunduğunu kaydetti. Cem, "Ortak bir zeminde buluştuğumuzu söyleye- bilirim" dedi. Öte yandan, ABD Dışiş- leri Bakanlığı tarafından, dünbirsoruya karşılıkya- pılan yazılı açıklamada, Ege'de sınırlara ilişkin an- laşmazlıklann, hem Türki- ye hem de Yunanistan'ın karşılıklı olarak kabulede- ceği, örneğin Lahey Adalet Divanı gibi mekanizmalar ile çözüme kavuşturulma- sına inanıldığı bildirildi. Mandela'nın eski eşi hesap veriyor JOHAJVNESBLTÎG (Ajanslar) - Giiney Afrika Cumhurbaşkanı Neteon Man- deb'nın eskı eşı WînnieMa- dikizela Mandela,kendisine yöneltilen saldın ve cinayet suçlamalannı reddetti. Güney Afnka Gerçek ve Yeniden Uzlaşma Komisyo- nu'nda (TRC) dün ilk kez ifade veren VVınnie Madiki- zela, kendisine yöneltilen suçlamalan "komik ve uy- darma" olaraic niteledi. TRC'de verentanıklar, 63 ya- şındaki Winnie Mandela'yı en az alo cinayeti planlamak, işkence ve saldın emirleri vermekle suçluyor. Başpis- kopos Desmond Tutu'nun başkanı olduğu komisyonda ifade veren tanıklar, Win- nie'nin Güney Afrika'daki ırkçı yönetimin son on yılın- da ikili bir yaşam sürdüğü- nü iddia ediyorlar. Tanıkla- ra göre Winnie Mandela, apartheid'e karşı verilen mü- cadelede ön saflarda ver alır- VVinnie Mandela ken Johannesburg'un Sows- to gettosunda da terör estiri- yordu. VVînnie'nin, kendisine bağ- lı Mandela Birleşik Futbol Kulübü tarafından girişilen tüm cinayet ve şiddet olay- lannın "başbcapianlayıcısı'' olduğu öne sürülüyor. Win- nie'ye yöneltilen suçlama- lar arasında, Metodist Kili- sesi'nde birrahibincinselta- cizine uğrayan dört gencin, sessiz kalmalan yüzünden kaçınlmalan da yer alıyor. ÖRÜŞl Prof. Dr. A.SUAT BİLGE 1997 yılı boyunca Türkiye'de Fener Rum Pat- rikhanesı hakkında bir tartışma başladı. Patnkha- nenin Türkiye zaranna veya yaranna kullanılabi- leceği yoiunda gorüşlerbdirtildi. Patrikhanenin ekü- meniklığinı kabul ettırip Vatıkan gibi bir devlet kurmak istediğı, Ortodokslann Türkiye'yi kuşat- ma çabasında olduklan ileri sürüldü. Bu görüş- lere karşı Türkiye'nin Patrikhanenin prestijınden yararlanabileceği, statüsünün yükseltilmesinın yerinde olacağı söylendi. Hemen başta, Patrikhanenin Türk-Yunan iliş- kilerinde eski önemini yitirdiğini söylemek istiyo- rum. Günümüzde, Patrikrtane dahaziyadeTürk- Amerikan ılişkileri içinde kendine bir yer bulma- ya çalışmaktadır. Fener Rum Patrikhanesi tarihi bir din kurumu- dur Roma imparatoriuğu'nun bölünmesinden sonra Bizans Imparatorluğu'nun kilisesi olmuş- tur. Kendisine ekümenik unvanı verilmıştir. Bizans Imparatorluğu sona erince Patrikhane Osmanlı Rumlannın kilisesi olmuştur. Fatih Sultan Mehmet. Rum Patriğine dinı işlerinin yanında bir çeşrt Rum işleri Bakanlığı görevıni vermiştir. Patrikın yetki ve ayncalıklarını arttırmıştır. Osmanlı Imparatorluğu son bulunca, Fener Rum Patrikhanesi Türkiye Cumburiyeti Rumlannın kilisesi olmuştur. Lozan Banş Konferansı'nda Patrikhanenin dünya işle- rine ait yetki ve ayncalıklanna son verilmiştir. Is- tanbul'daki Rumlann çok azalması yüzünden Fe- ner Rum Patrikhanesi'nın bir din kurumu olarak vaıiığını sürdürmesi güçleşmiştir. Vartığına en bü- yük darbeyi Kıbns Rum Kilisesi vurmuştur. Kıb- rıs bunalımlan Istanbul'daki Rumlan kaçırtmış, Patrikhanenin kaynağını kurutmuştur. Fener Rum Patrikhanesi'nın hangi tarihte ku- rulduğu kesin olarak bilinmemektedir. Havari And- re'nin Bizans'ta ilk defa Incili yaydığı söylenmek- tedir. (Donstantinople, Bizans'ın merkezi olduktan sonra havari Andre 3 Mart 357 tarihinde şehrin ilk ermişi olmuş. Dördüncü yüz yılın sonundaAziz Gregoire Ortodoksluğu Bizans'a yerleştirmiş. Constationople'da toplanan ikinci dini meclis şehnn Evekıne Roma'dan sonra ikinci şeref ye- rinı vermiş. 451 yılındatoplanan dördüncü dini mec- lis Constatinople Patrikini Roma ile eşit düzeye çıkarmış. Altıncı yüz yıl sonunda Patrike eküme- nik unvanı verilmiş. Bizans Imparatorian Constan- tinople Patriklerinin yetkilerini dini işler ile sınırla- mışlar. Onlann dünya ışlerine kanşmalannı önle- mişler. Patrikler, Bizanslmparatorluğu'nun birçe- şit Diyanet İşleri Başkanı olmuşlar. Fatıh Sultan Mehmet Istanbuf'u aldıktan son- ra boş bulduğu Patnkliğe seçim yapılmasını is- temiş. Dini Meclistarafından seçilen Gennadius'un patrikliğini onaylamış. Fener Rum Patriki'nin ekü- menik unvanı devam etmiş. Patrik, Osmanlı Im- paratortuğu ıçindeki Ortodoks kiliseleri arasında- Fener Rum Patrikhanesiki işbiriiğini sağlıyormuş. Osmanlı Imparatorlu- ğu'nun sınırian genişledikçe Patrikin görev çev- resı de genışlemiş. Osmanlı Imparatorluğu küçül- meye başlayınca Fener Rum Patrikhanes/'ne bağ- lı Ortodoks kiliseleri kendısinden kopmuşlar. Ba- ğımsız ve milli kiliseier olmuşlar. Osmanlı sultanlan, Fener Rum Patriklerine im- paratoriukta yaşayan Rumlann başkanlığı göre- vıni de vermişler. Patrikler, Rum toplumunu sul- tan adına yönetmişler. Fatih Sultan Mehmet, Patrik'e bir ferman ile ba- z\ yetkiler, ayncalıklar vermiş. Bu ferman, biryan- gında yandığı için verilen yetki ve ayncalıklar tam olarak bilinmemektedir. Diğerdini toplumlara ve- rilen benzer fermanlara dayanılarak verilen yetki ve ayncalıkların şunlar olduğu Profesör C. Uçok taraftndan söylenmıştir. "1- Ortodokslan kimse rahatsız etmeyecek, 2- Gennandius ve ona bağlı pıskoposlar her tür- lü vergi ve resimden bağışık olarak yaşayacak- lar, 3- Kiliseier camı olmayacak, 4- Evlenme, boşanma vs., gömülme ve diğer ıbadetler serbestçe yerine getirilecek, 5- Paskalya yortusu tam bir özgüriük içinde kut- lanacak ve üç bayram gecesı Fenefın kapılan açık kalacak, 6- Piskopos ve metropolitler yargı ayncalıkla- nna sahip olacaklar." Şeriat hükümleri uygulanamadığı için Rumlar kendi kilise hukuklanna bağlı kalmışlar. Patriğe, Rumlann şahsi hukuklannın uygulanması ve yar- gılanmalan için yetki verilmiş. Bu yüzden Patrik- lerin seçiminde bunların dini bılgileryanında mül- ki bilgilere sahıp olmalan da aranmış. Aynca Pat- riklerin Sultanın tam ıtimadını kazanmış olmalan ve en aşağı ıkı kuşak Osmanlı tebaası bulunma- lan şart koşulmuş. Birinci Dünya Savaşı'nda Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi iyi bir sınav verememiştir. Yunan Si- lahlı Kuvvetteri'nın 15 Mayıs 1919 günü fzmır'e çık- malan Megali Idea'nın gerçekleşme çanının çal- dığı anlamında algılanmış. Izmir metropoliti Hris- tomos Yunan kuvvetlerinin ve yerli Rumlann ba- şına geçip sokaklarda gösteri yapmış, Müslü- man düşmanlığını körüklemiş. Istanbul'da Patrik vekili ve daha sonra Patrik Meletios Rumlan Yu- nan kuvvetlerine yardıma çağırmışlar. Patrik, Yu- nanistan'la birlikte Istanbul hükümetine adeta sa- vaş açmış. Patrik'in davranışı Rum toplumunun başı olarak doğal görülse de bunun Türkiye'nin hoş görürtükle kabul etmesi beklenemezdi. Atatürk, Fener Rum Patrikhanesi'nin bir fesat ve hiyanet ocağı olduğunu, Hıristiyan vatandaş- lann huzur ve refahlannı bozduğunu söylemiş, Rum Patrikhanesı'nı artjk topraklanmız üzerinde bırakmayız, demiştir. Yunan kuvvetlerinin yenilgisinden sonra topla- nan Lozan Banş Konferansı'nda Ankara hüküme- ti, Patrikhane hakkındaki şikâyetlerini sıralamış, bu Rum din kurumunun Istanbul'da kalamaya- cağını bildirmiştjr. I. Inönü "Tezimiz, mütarekees- nasnda Patrikhanenin Türkleraleyhine çalışan bü- tün terrjpleri merkezı olmasına dayanıyordu. Pat- rikhane, Türkler ile Rumlann iyi münasebetlerini, bir millet halinde kaynaşıp bir deviet içinde yaşa- malannı engelleyen unsur olarak, mutlaka Türki- ye'den çıkanlmalıdır" isteğini tekrariıyorduk, di- yor. (Patrikhanenin Istanbul hükümetine karşı ha- reketlerinin örneklerine Rum kökenli yazarlann kitaplannda da rastlanmaktadır.) Lozan Konferansı'nda Patrikhane nüfus deği- şimi ve azınlıklann dini haklanna ilişkin olarak alt- komisyonda 22 Aralık 1922 günü ele alındı. Yu- nanistan temsılcisi, hiçbir şey olmamış gibi Pat- rikin yetki ve ayncalıklarının aynen devamını is- tedi. Türkiye temsılcisi Dr. R. Nur Patrikhanenin devlet içinde devtet olarak kalamayacağını belirt- ti. Çıkan tartışmalar, Patrikhanenin yetkilerinden Patrikhanenin Istanbul'da kalıp kalmaması üze- rinde yoğunlaştı. Türkiye'nin temsılcisi Türkiye hükümetjnin halifeliği devletten ayırdığını, laik bir devlet içinde Osmanlı Imparatortuğ'nun Müslü- man olmayan toplumlara tanıdığı ayncaJıklann devamına gerek kalmadığını, bu yüzden aynca- \k\an uygulayacak bir kurumun variığına da ihti- yaç kalmadığını belirtmiş ve Patrikhanenin Tür- kiye dışına taşınmasım istedi. Türkiye'nin temsil- cisinin isteğine Konferansa katılan bütün Hıristi- yan devletJer el biriiğı ile karşı çıktılar. I. Inönü, Lozan'dan 10 Ocak 1923 günü gön- derdiği telgrafta: "Istanbul Rum Patrikinin ihracı teklifinin kiliseleri tahrik ettiğini (Ingiltere temsil- cisi) Lord Curzon bize iblağ etti. Fi'l hakika Hıris- tiyanltğın bu meseleyi müşterek bir dinı mesele addetmekteolduğunu müşahedeettik. Rum Pat- rikhanesinin idari ve siyasi mahıyeti ile memleket için birtehlike olduğu esasında ısrar ve bunu biz- zat Lord Curzona ızah ettim. Bununla beraber Pat- rikin ihracı meselesinin tarafından ve hiçbir mu- rahhas tarafından dünyaya karşı imza edileme- yeceğini Riza Nur Bey'e bi'l-vasrta ve bana doğ- rudan doğruya Curzon(nun) beyan" ettiğini bildir- di. SÜRECEK İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN (ÖĞRETİM ELEMANIALEVACAKTIR) Birimi Anabilün DaJj I n n n \dq Fen Fakûltesı MâhendıslıkFal. LyguJamalı Malemank Kaühal Fızığı Kanlıal Fizığı ,-\Dorganıii Kımya Bügısayaı Mûhenduü|ı Telekonmıbsyon Elektnmk TennodıiBmıi Konstrûküyofi ve Imalal Mûhemslıi Fak. Pıoses ve Realflör Taîanmı Mımarük Fak. Yapı ve Mımazı Tasanm " Endûsm Crânlen Tasarum Yaıd Doç Doç. Vni.Doç. Doç. Doç. Doç Yard. Doç Vard Doç frof. Doç Ymi.Doç Doç Yard Doç. Yard Doç. Uanan UyguJaniâİj taatsın^jk âJasuda çsJı^nulan ve ^vmlan olmak. Daımı statü. Amorf yan ıletken mce film ve gûneş pillen konulannda çalışmaUn ve ynyınlan cJmak- Kaühal Fizığı konusunda (akşmabn ve yaytnUn otnak. Daııo soü Orgasa geçış metaJ iomyisı komıknodaçalısmaJan ve yayujan oiınaİL Daımı statû. Bılgısayaryaalımı alanında çalışmalan ve yayuılan olmat Daımı slatü. Bılgısayar donanımı alanıniı çalışmalan ve yaymlan oimak. Bılgısa) 1 ^donanırfli alauında çalışmalan ve yavuılan olmak. Bılgısayaryazılımı alanında çalışmalan ve yayınian olmak. Darau statû. Tekkminıfosyon slamoda çjiışmalan ve yaymlan olmak Daırra statü. Elektronık veya tercıhen telekomûnıkasyoa alanmda çalışmalan ve yaymlan olmak. özeilıkle telekomümkasyon alanmda çabsmalan ve yayınlan olmak. Daımı statü. Faz degijimıotk-1 ısı oansfen ve enerji depojama alanmda yayıo ve çaiışmaian olmak. Bılgısayardesteklı tasanm ve ûreum alanında çalışmalan ve yayıolan olmak. Mekami ılamnâa veya makına leonsı ve dınannğmde çalışmalan ve yayulan olmak. Kımya Mühendıslıjı. Metaluni-Malzeme Mühendıshgi veya Fen Fakûltes Kım)i Bölûmlen'nra bumdes mezun olmak. Ingılızce Bılmek. Yüksek lısans derecesı almıj olmak ve Müheodıslık Laboraruvarlanodakı Karaktenzasjoo Cilariarmın (GC-FTIR. UV ve benzen) kullanuniDda deneyuniı olmaL Bına bılgısı alamnda çalışmalan ve yayınlan olmai Daımı statü Bma bilgıa alanmda çalısmalan ve yayınlan olmak ve bu konuda doçentiık yaprmş oimak. Daımı statu. Endûsm Ünınlen Tasanmı Dah'nda doçentlık yapnns olmak ve bu konuda çalışmalan ve yaymlan olmak. Mıman restorasyon konnlannda yüksek hsans ve doktora yapmıs olmak. Konusu ık ilgili çalısmaian ve yayınlan olmak. ' kgmz Dılı ve Edebjyau veys .Amenkaa Dili ve Edeöıyaû Bölümlen'Dden mezun, tercihan yüksek lisans yapmıs. haarük sının öfrenımıncte ve üst düzey uluslararası setafika programlanndadersvenms ve deneyımİ! olmak. 1- Basvuracak adaybrnı; a) Profesör kadrosu ıçın, yıırtdışmda profesödüğe vüksetoldığı takdırde. profesöriüfe yüksetnldiğıne daıresdeğeriık belgesı, özgeçmiş, yaym hstesı. bılmsel çalışmalan ve yayınlanndaıı oluşan 6 tabm dosyanm. b) Doçcnt kadrosu ıçın doktora veya doçentlıkdıplomalan. özgeçmış. yayuı lıstea. büımsel çalışmalan ve ^ymlanadan oluşan 4 takjm dosyanm. c) Yardımcı doçestkadraaj ıçın. doktora dıploması. özgeçmış. yayın lıstesı. bılımsel çalışmalan ve yayınlanndaa oluşan 4 takun dosyanın, dl Uzman ve okutman kadrolan ıçın, lısans ve vüksek bsans dıploması ile özgeçmışlenııı. dilekçe ık 15 talepformuna eklenerek bızat rektörhî|e möracaat etroeleri gerekmektedır. 2- Adaylar. Yüksek Ogreum Kurolu'mın vahancı dılde ılngılızcel eğttnn-ögrefim yapan vükseköğretnn kurumlanndaders verebılecek öğretım ûyelen ıçm öngördügü koşullın yerme genrmelıdır Bu koşullar rektörtükttn saglanabılır 3- Adaylann bP sayılı kanunun 48 maddesıodekı sartlan taşunalan gerekmektedır 4- Basvurularuı deleriendiıılmesinde dıkkate alınacakcael kosulJar rektöriüiaen sağlarabüır. 5- Süresmde yapılmavan basvurular ıskme konulmayacaktu. JgılıkrcdoyLnılur Basın: 57898 Yard. Doç Doç Doç. Restorasyon Yard. Doç. 1 Rektörtûk OkDtman 1 ZEYTİNBURNU SULH HUKU K MAHKEMESİ'NDEN EsanNo: I997'1229 KararNo: 1997/1253 Zeytinburnu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin verilen 1997/1229 esas 1997/1254 sayılı 19.11.1997 tarihlı ka- rar ile Hilmi Güngör hacır altına alınarak Hılmı Gün- gör'e oğlu Tahir Gûngör vasi taym edilmiştir. Bu husus ilanolunur. 27.11.1997 Basın: 57681 Nüfiıs cüzdanımı kaybertim. Hükûmsüzdür. CANANATEŞ 05.11.1997 tarihinde Tekel ruhsatımı kaybettim. Hükûmsüzdür. HAYDAR PEHL/K4N KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK HAKÎMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1997/236 Davacı Selma Yaz tarafından mahkememizde açı- lan gaiplik davasının yapıian açık yargılaması sonun- da: Malatya, Darende, Balaban Ağah köyü C- 036/01, S-/ 92, K-31 s.lı yerde nüfusa kayıtlı bulu- nan 20.02.1947 d./ lu Mehmet Irfan Yaz'ı bilen ve görenlerin kanuni süre içinde mahkememize beyan- da bulunmalan, adı geçen davahnın ilan tarihinden itibaren bir yıl içinde mahkememize müracaat etme- si, aksi takdirde gaipliğine karar verileceği hususu ilanolunur. 25.11 1997 Basın: 57588
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle