Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5ARALIK1997CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Eğitim Fakültelerinin Derdi Belli, YÖK'ün Derdi Ne?
RIFAT OKÇABOL
S
on bır ay içınde kımı öğretim
üyeleri ve yükseköğretim
öğrencileri. YÖK ve uygu-
lamalannı bir kez daha eleş-
tirir. daha demokratik "üni-
versite" isterken belki de ki-
mı umversıtelerde aynı gün, YÖK yakla-
şımını benimsemiş yöneticıler. fakülte
elemanlanna gönderdiklen yazılarla teh-
ditler savururken YÖK. egitim fakültesi
bulunan üniversite rektörlerine bır sayfa-
lık > azılı buynık (emirname) gönderiyor.
Bu buyruğun "EK: 1- Eğitim Fakültesin-
deki Yeni Düzenleme ile İlgili l\gulama
Ükeleri" adlı 16 maddeden oluşan bır eki
ve bu ekın de aynca EK: 1.1, EK: 1.2. EK:
1.3 ve EK: 1.4 gibi 4 tane de eki bulunu-
yor.
Bu buyruk, eğitim fakültelerinin
YÖK'e göre yeniden yapılanmasını ön-
görüyor. Buyruğun EK: 1.2 eki her fakül-
tenin yeni yapısını belirliyor. Örneğın,
Ankara Üniversitesi'ne (AÜ) göndenlen
EK: 1.2'ye göre, oradaki Eğitim Bilim-
leri Fakültesi'nde halk eğitimi gibı yıllar-
dır lisans programlan uygulayan bölüm-
ler kapatılıyor. O fakültede Türkiye'nin
en zengin eğitimci kadrosu bulunuyor:
"Ne düşünüyorsunuz" diye sorulmuyor.
Rehberlık dışındaki tüm uzmanlık alan-
lannda lisans programı uygulamasına son
veriliyor ve yeni bölümler açılıyor. Kapa-
tılan bu alanlarda tezli ve tezsiz yüksek
lisans ve doktora programlanna yer veri-
liyor. Bogaziçi Üniversitesi'ne (BÜ) gön-
derilen EK: 1.2'de ise fakültede ıki yeni
bölüm açılıyor. 10-17 yıldır sürdürülen li-
sans üstü programlardan üçü kapatılıyor.
6 Kasım 1997 tanhli yazılarla başla-
yacak bu uygulama, ortaöğretımde öğ-
retmenlik mesleğini hiçe sayan bır yak-
laşım sergiliyor. geliştirilmesi ve anti-de-
mokratik yaklaşımıyla da göze batıyor
Buyruk, ortaöğretime dal (branş) öğ-
Üniversitesi Eğitim Fakültesi
retmeni yetiştirmede, branş alanının ilgi-
li fakültede 3.5 ya da 4 yıl okunması üze-
rine 1.5 yıl sürecek tezsiz yüksek lisansa
dayalı bir model getiriyor (EK: 1.3). Bu
modelin YÖK'Dünya Bankası Hizmet
Öncesi Öğretmen Eğitimi projesinde ge-
liştirildiğı belirtıliyor. Bu projede çalışan
yerli ve yabancı katılımcılar kimlerdir,
eğitim sistemimizi ve okullanmızı ne ka-
dar tanımaktadırlar; üniversitelerimizde
bize özgü bır model üretecek bilgi biriki-
mi olmadığı için mi Dünya Bankası'ndan
yardım istenmişti; Dünya Bankası kara
kaşımıza kara gözümüze hayran olduğu
için mi yardımımıza koşuyordu, bilinmi-
yor.
Buyruktaki eklere göre YÖK, fakülte-
lerde okutulacak dersleri. tanımlannı ve
ne zaman okutulacağıru belirliyor (EK: 1,
M. 4); her fakülte için kullanılması öngö-
rülen kitaplan bile saptıyor (EK: 1.4); bö-
lürrden birbirinin kopyasına dönüştür-
mek istiyor YÖK. istediği bölümü ve is-
tediği programlan istediği fakültede açı-
yor. Ne fakülteye ne de üniversiteye so-
ruyor. YÖK dekanlıldara soruyorsa da bu
durum fakültede çalışanlarca bilinmiyor.
Başka fakültelerde Eğitim Bilimleri
Bölümü'nde değişik lisans programian
ve Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı'nda da
değişik lisans üstü programlar açarken,
BÜ'de lisans ve lisans üstü düzeyde yal-
nız bir programa izin veriyor. EK: 1 m.
13'te mevcut lisansüstü programlar de-
vam edecek demesine karşın, BÜ'de
mevcut lisansüstü programlardan üçünü
kapatıyor.
Model gerçekçi değjl
1982 yıhnda yapılan XI., 1988 yılında
toplanan XII., 1990 yılında toplanan XI-
II. ve 1996 yılında toplanan XV Milli
Eğitim Şûralan'nda yaygın/halk/yetişkin
eğitimci yetiştirilmesi ve bu alanda çalı-
şanlann hizmet içı eğitimi ile ilgili karar-
lar alınıyor. Toplumun ortalama öğrenim
düzeyi 3.5 yılı geçmiyor. Milyonlarca
okumaz-yazmaz yetişkin var. Dünya bil-
gi çağına giriyor. Herkes 21. yüzyıltn öğ-
renme çağı olacağını. öğrenmenin yaşam
boyu süreceğini görüyor ve biliyor. Her
geçen gün ve her yerde insanlar okul dı-
şı öğrenme etkinliklerine katılıyor. Halk
(yetişkin) eğitimcisine gereksinim gide-
rek öncelik kazanıyor. Oysa YÖK. 1988
yılında sınıf öğretmenliğinde zorunlu
ders olarak koyduğu Halk Eğitimi dersi-
ni zorunlu ders olmaktan çıkarmakla kal-
mıyor, iki üniversitemizde 10 yıl kadar
önce açılmasına onay verdıği Halk Eği-
timi bölümlerini ve BÜ'de de bu alanda-
ki lisansüstü programını kapatıyor.
Bu model tüm fakültelere bir anda uy-
gulanacak. Bu model "öğretmen" kavra-
mını kökten değiştiriyor, öğretmenliği
köşe dönmeciliğin bir benzeri duruma
getiriyor. Tezsiz yüksek lisans üç dönem-
de okutulacak ve öğretmenlik formasyo-
nu kazandırmada bıle yetersiz kalacak
dokuz dersten oluşuyor: EK: 1.3'e göre
bu dersler şunlar: 1. dönem için Öğret-
menlik Mesleğine Giriş (3-0) 3: Gelişim
ve Öğrenme (3-0) 3; Öğretimde Planla-
ma ve Değerlendirme (3-2) 4; Özel Öğ-
retim Yöntemleri 1 (2-2) 3;_Okul Dene-
timi 1 (1 -4) 3; 2. dönem için Oğretim Tek-
nolojileri ve Materyal Geliştirme (2-2) 3:
Sınıf Yönetimı (2-2) 3; Özel Öğretim
Yöntemleri II (2-2) 3; Okul Deneyımi II
(1-4) 3; 3. dönem için, Öğretmen Uygu-
laması, (0-12) 6; Öğretmenlik Uygula-
ması Semineri (2-0) 2; Rehberlik (3-0)
3.(Burada parantez içindeki ilk rakam
haftalık kuramsal ders saatini ve ikinci ra-
kam da uygulama süresim belirtiyor. Ders
kredisi, kuramsal süreye uygulama süre-
sinin yansının eklenmesiyle bulunuyor.)
3.5 - 4 yıl fen-edebiyata. diyelim fen ala-
nında okumuş öğrenci, psikoloji, öğren-
me ve öğretme konulannı öğrenip özüm-
semeden, dokuz dersle "öğretmenHği" ne
kadar benimseyecek, ögrenciyi ne kadar
tanıyacak, eğitimin *e"sini ne kadar öğ-
renecek; düşünülmüyor ve de önemsen-
miyor.
Fen-Edebiyat fakültelerinde bulunan
alanlarda 3.5 ya da 4 yıl okumaya ağırlık
veren bu modelin. EK: 1, m. 14'te "esas
olarak Eğitim Fakültesi öğretmen yetiştir-
meprogramlanndayer alan 'alan dersle-
ri 'nin Fen-Edebiyat Fakültesi kodu ile ve-
rilmesi öngörülmektedir'" ifadesine kar-
şın yabancı diller ve bılgısayarkonulann-
da uygulanmaması, Rehberlik alanında
lisans öğrenimıne yer verilirken Halk
Eğitimi'nin devreden çıkması dikkat çe-
kiyor; ne gibi pazarhklann yapıldığı so-
nısu soruluyor.
Bu modelde tezli ve tezsiz yüksek li-
sans derecelerine doktoraya geçişte aynı
haklar veriliyor (EK: l.m. 15). Fen-Ede-
biyat'ta 3.5 - 4 yıl öğrenim görenler9 for-
masyon dersi alarak tezsiz yüksek lisans
sahibi olurken. aynı dersleri okuyan. ör-
neğın yabancı diller bölümü mezunu li-
sans derecesınde kalıyor. Yabancı diller
bölümünden mezun olan kişi Tezsiz
yüksek lisans yapmak istiyorum" derse.
ne yapılacak, aynı 9 dersı bir kez daha mı
alacak? Yok sen başka 9 ders alacaksm
denirse. bu yüksek lisans 3.5 - 4 yıl üstü-
ne yapılan tezsiz yüksek lisansla nasıl eş-
değer olacak, düşünülmüyor.
Proje ekibinde MEB temsilcisi olma-
dığı sanılıyor. MEB temsilcisi olsa.
MEB/UNDP projesi çerçevesinde 20 yıl
önce kurulan Yaygın Eğitim Enstitü-
sü'nün ya da başka projelerle başlayan
uygulamalann ne durumda olduğunu bi-
leceği için. yabancı kaynaklı projeye kuş-
kuyla bakacağı, böyle bir uygulamanın
önce bırkaç fakültede denenmesini iste-
yeceği; halk eğitimci yetiştirilmesinde ıs-
rarcı olacağı: öğretmen yetiştirme konu-
sunda var olan şikâyetleri gidermeyen ve
öğretmenliği "teknisyen" düzeyine indir-
geyen bu modele olur demeyeceği düşü-
nülüyor. MEB'in bu modeli içine sindi-
remeyeceği sanılıyor.
Buyrulan model branş öğretmeni ada-
yına bu olanağı vermiyor. Bu aşamalar-
dan geçmeyea'geçemeyen kişi "öğret-
men" değil, olsa olsa öğretim teknisyeni
olabilir. Kimi meslek alanlannın teknis-
yeni varken mühendisine gereksinim du-
yanlann ve ikisi arasındaki aynrru bilen-
lerin. toplumun öğretim teknisyenine mi.
yoksa öğretmene mi gereksinimi olduğu-
nu iyıce düşünmeleri gerekir. Harp okul-
lannı, üniversite mezunlanna 6 ayda su-
baylık formasyonu kazandıran birbırime
dönüştürerek silahlı kuvvetlerin bu su-
baylarla çalışmasını önermek ne kadar
anlamlı olursa, bu modelin de o kadar an-
lamlı olacağını görmek gerekir.
Sorun 'iyi öğretmen1
yetiştirmektir.
Alan bilgisi, genel kültürü. insan sevgisi.
toplumsal bilinci ve öğretmenlik beceri-
si üst düzeyde olan kimse ıyi öğretmen
olur. Eğitim fakülteleri uygulamasında
eksikler ne yazık kı vardır. Fakültelere
gelen öğrencide ders kıtabı dışında kitap.
hatta gazete okuma ahşkanlığı, demokra-
tik anlayış ve davranışlar pek gözlemlen-
memektedir. YÖK, üniversiteler ve fa-
külteler de yeterince demokratik olama-
dıklanndan öğrencilere bu alışkanlıklar
kazandınlamamıştır. Eğitim fakülteleri.
Fen-Edebiyat fakültesinden alınan alan
bilgisi ile okullarda okutulan dersler ara-
sında köprü olamamıştır.
Branş öğretmenliği ve eğitim uzman-
lığı açısından buyrulan model. öğretmen-
liği bir meslek olmaktan uzaklaştırdıgı
gibi, uygulama zamanının çoğalması dı-
şında yukandaki eksikliklerin hiçbırini
gıdermediğı için değişik düzeylerde ça-
lışan eğitimcilerce benimsenecek bir mo-
del değildir. Kısa yoldan bu karardan dö-
nülüp daha gerçekçi çözümlerin demok-
ratik kaülımcı bir yaklaşımla aranması
gerekir.
VffAT ve TEŞEKKUR
Yeri doldurulamaz, dürüstlük örneği, iyi
insan, sevgili eş, genç anne, hayırlı evlat,
sevecen kardeş, kıymetli teyze, canımız,
AYŞE REYHAN DURU'yu
(ffiOĞLU)
1954-1997
ani olarak kaybetmenin üzüntüsü
içerısindeyız. Cenazesine gelerek, arayarak,
çiçek yollayarak. bağış yaparak bizleri
sevgileri ile kucaklayan akraba, dost ve
arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürler ederiz.
EŞİveAİiSİ
Cumhuriyetçilikten Nakşiliğe...
N
akşi olan bir aileden. Türk
sıyasal yaşamında önemlı
yerlere gelmiş üç Özal
kardeşlerden söz etmek is-
tıyorum.Malatya kökenli bir ailede.
baba ve anne eğitim görmüş. o dö-
neme göre düzeylı ınsanlardır.
Anne okul öğretmenidir, baba me-
murdur. Anne devrimlerle birlikte
üzerindeki Islami giysileri atar, mo-
dern giysilere bürünür. Bu arada üç
oğlu olur. Adlannı Hasan, Hûseyin,
Ahmet koymaz, devrimlere uygun
adlar koyar: Turgut, Korkut, Boz-
kurt Bu öğretmen hanım büyük oğ-
lu devlet başkanıyken ölür ve bir tür-
beve sömüliir. Bu hikâvevi sizlere
anlatmamın nedeni diplomalılann
bazı çıkarlan için nasıl çifte standart
uyguladıklannı gözlerinizın önüne
sermek içindir.
Bu arada kendimden söz etmek
ıstiyorum. Babam da anam da köy
kökenlidir. okuma yazmalan yoktur.
Ben doğduğumda adımı lslami ge-
leneklere uygun Arapça Adnan ko-
yarlar.
Ben yaş bakımından en büyük
Özal'dan 2-3 yaş daha büyüğüm. Be-
nim cahil ve köylü ailem. yukanda-
ki Özal ailesinden çok daha samimi-
dır. Babam hacıya gitmemiştir, ola-
naklan el vermediği için.. Ölabilen
olanağı nı da vurdumuzda deSerlen-
dirmiştir. Ama Özal ailesi hacı ol-
mak için birbirleri ile yanşırlar.
Devlet başkanı düzeyinde ilk kez
hacıya gıden Turgut Ozal'dır. Çok
sevip saydığimız Osmanlı sultanla-
nnın hiçbiri Kâbe'ye gidip hacı ol-
marruştır. Siyasete giren bu üç kar-
deşin hele birincisi, en büyükleri
yaptığı birtakım reformlara karşın
İaik devletin temellerini tahrip et-
mekten geri kalmaz. "Anayasayı ben
de bir kere ihial etsem ne oİur" diye-
bilme cesaretini kendinde bulur.
Özallann aynı dönem üniversite ar-
kadaşlan arasında Süleyman Demi-
rel ve Necmettin Erbakan da vardır.
Takunvalı dive nitelendirilerr
gruptur.
Sıyaset arenasında bunlann neler
dediklerini. demeçlerini teker teker
bütün Türkiye olarak dinledik ve
gördük. Adnan Menderes'in iki blo-
ka böldüğü Türk msanlannın kade-
rini değiştırebılecek hiçbir şev yap-
madı bu takunyalılar diye nitelenen
grup. Bu ıkiye bölünmüşlüğu aynen
körükleyen gericilığe ödün vererek.
halktan oy istediler. Bugün bile bu
aynlık şiddetle sürüyor. Camiye gi-
denler bizdendir, gjtmeyenler kâfir-
dir, diye.
ADNAN HUNCA
%Sfina\ici
İSI
IA1İİ1
1
ODASI tFORUM
1998 Bütçesinde Sağlık
ve Hekim Ücretleri
PKOGRAM
Açıh!>: PRÜF. DR. ÜRI1AN ARIOGUL
ÜTO BAŞKANI)
yiS Bütçcsıııın Tcııu'l Özclliklcri:
PROF IZZETTÎN ÛNDER
S.ıglık BııU'fsı vv Hckımlcrııı Bckk-nlık-n:
DOC. DR. İRFAN GÜKCAY
DR. BEKÎRKUMBUL
(ANTALYA MtLLETVEKlLİ)
DR. HALÎL İBRAHİM OZSOY
(SAĞLIK 15AKANH
rORUM
6 ARALIK CUMARTESİ, Saat: 10.30-13.00
Yer: İTU Sosyal Tesıslerı, Maçka
Telefon: (0 212) 243 24 74 - 243 27 33
KANAL 6'DA HABER
ARDAN ZENTURK'LE BUGUN BAHAR TUNAÜ/ANKARA
HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 19:00
RANA ELİKLE SICAK GÜNDEM
HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 19:00
CAN'U HABER
2000'Lİ YILLARDA TÜRKİYE'NİN EŞİTLİK
POÜTİKALARl, PROGRAM VE STRATEJİLER
Açış Konuşmasi: Prtrf. Dr. Necla ARAT
ı.u. Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Me*tea Müdürû
OturumBaşkanı: Prof.Dr.HikmetSamiTÜRK
İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı -
DSP Trabzon Milietvekılı
Konuşmacılar Aysel Baykal
Kadından Sonjmlu Eskı Devtet Bakanı - CHP
Dr. Yüksel YALOVA
ANAP Genel Başkan Yardıncısı - Aydm Mıltetvekili
Dr.YıldrmıAKTUNA
DTP Gene Başkan Yardırrcısı - istanbul MıUetvekili
Ahmet İYİMAYA
DYP Amasya Mıltetvekili
Tartışmacılar . Prof. Dr. Aysel ÇEÜKEL
I.Ü Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.TürkerALKAN
A.U. llettşım Fakültesi Öğretim Ûyesi
Gûn :5Aralık1997Cuma
Saat : 11.00-14J0
Yer : Atatûrk Kültûr Merkezi Konser Salonu
Duzenleyen : İSTANBUL KADIN KURULUŞLARIBİRUĞI
HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 19:30
MERT ALİ BAŞARIR
HAFTA İÇİ HER GECE
ARKA PENCERE
ECumhurİYet
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
ARALIK AYI ETKÎNÜKLERİ
İARİKÂTÖR ve RİSİM SİRGİİ
8-12Aralık (Pazartesi hariç her gün 10.00-19.00)
BAHADIR BOYSAL
VEYSEL KU.RU.ÇU
M. ORKUN MUFTÜOĞLU
HAFTA İÇİ HER AKŞAM H t HARA İÇİ HER AKŞAM 20:00
K a n a l 6 " T ü r k i y e E k r a n
PENCERE
Mantık!•••
1930 yılında Atatürk bir yurt gezisine çıktı. Yanında
her bakanlıktan bir "müfettiş" vardı. Milli Eğitim
Bakanlığı da 33 yaşındaki Hasan Âli Yücel'i
görevlendirmişti. Mustafa Kemal, Kayseri Lisesi'nde
felsefe dersinı izledi; 'Mantık' kitabını inceledi; öğret-
meni dinledi; derste işittiği Arapça terimler Atatürk'ün
hoşuna gitmemişti; Sıvas'taki akşam yemeğinde bu
soruna değinerek Hasan Âli Yücel'in fikrini almak iste-
di.
üselerde okunan Mantık kitabını Yücel yazmıştı.
Hasan Âli dedi ki:
"- Mantık terimlerinin Türkçelerini bulmak için
küçük deneyimler de yaptım. Fakat bu gibi
değişmelerin kişiler tarafından yapılmasını sakıncalı
gördüm. Herkes kendine göre bir tehm bulup kul-
lanırsa, ifadede beraberlik olmaz ve kimse kimseyi
anlayamaz. Bunun için birkurulya da demek kurul-
malı, bılimsel terimler burada saptanmalı fikrindey-
im."
O tarjhte Türk Dil Kurumu henüz ortada yoktu;
Hasan Âli'nin önerisi ilginçti.
•
UNESC01997'yi Hasan Âli Yücel'i anma yılı olarak
adlandırdı; bu nedenle unutulmaz Milli Eğitim Bakanı
YüceTe ilişkin pek çok yayın yapıldı; bunlardan biri de
'Iş Bankası Kültür Yayınlan'nöan çıktı.
Adı: "Hasan Âli Yücel ve Türk Küitür Reformu..."
Yazan: Mustafa Çakar...
•
Kitabın yazdığına göre Sıvas'taki akşam
yemeğinde Atatürk. Hasan Âli Yücel'in yazdığı
'Mantık' kitabı üstüne bir tartışma açar; matematik
terimlerine ilişkin konuşma, döne dolaşa, bir noktaya
varır. Ahmet Hamdi Başar. Mustafa Kemal ile Hasan
Âli arasında geçen konuşmayı şöyle aktanr
"Hasan Âli Bey, meşgul olduğu bir saha üzerinde
sual tevcih olunmasından memnun... Hele bu sualin
'srhr' meselesi gibi kendince mükemmel bilinen bir
mevzua taalluk etmesinden dolayı büsbütün mem-
nun, der ki:
- Efendim;sıfırhayatlaademin, variıklayokluğun...
Atatürk:
- Anlamadın, hayat ebedi ise adem ebedı değil mi?
- Şüphesiz efendim; hayatın ebediyetinde...
- Hayır, ben size sıfın soruyorum. Sıfıradem (yok-
luk) demek midir? Sıfırla yokluk arasında ne fark
vardır?..
- Efendimiz; birisi, yani sıfır, yaşanmış bir şeyin
yokluğudur, halbuki...
- Tuhaf şey, şu saat varken biraz sonra cebime
sokarsam sıfır mı olur? Hayatı nasıl tasavvur edi-
yorsunuz?..
- Efendimiz, sıfır yok demektir.
- Güzel... Bu yok olan şey bir rakamın sağına
geçince onu 10 mısli yükseltiyor; bu nasıl olur?..
Hasan Âli Bey sualler karşısında mağlup olmak
üzere... Dinleyiciler bu musaraayı eğlenceli ve zevk-
li buluyoriar. Anlaşılan Atatürk de Hasan Âli Bey'i fa-
zla sıkıştırmak, mağlup etmek ve sonra da haşlamak
için bu sualleri sormuyor. Maksatiki saatten beri cid-
di meselelerle uğraşmaktan doğan ağır ve yorucu
havayı dağıtmak... Hasan Ali nereye gitse
yakalanıyor; nihayet ılminden ziyade zekâsını kullan-
makıcap attiğjpianlıyor: .. .,_,...
- Efendimiz, diyor, daima arkanızda ve solunuz-
dayimTŞıfoişteefendımizin solunda olan ben- deniz-
im.'
Bahis bu suretle tatlıya bağlanmış, maksat da hasıl
olmuş oluyor.
Kadehler kalkıyor."
Bir yıl sonra 12 Temmuz 1932'de 'Türk Dili Tetkik
Cemiyeti' kuruluyor.
•
Hasan Âli Yücel, 'Anadolu Aydınlanması'nm
unutulmaz Milli Eğitim Bakanı'dır. Bizim kuşağımız
Hasan Âli'nin 'Mantık' kitabını okudu. 'Aydınlanma
Felsefesi'nm mantığıdır bu, insanın akıl ve bilim yön-
temleriyleevreni sorgulamasına yöneliktir.
Hasan Âli ne yazık ki çok partili rejimden sonra karşı
devrim dalgalannda harcandı. Milli Eğitimimiz o gün-
den bu yana belini doğrultamadı.
BAŞSAĞLIĞI
Okulumuzun kurucusu tstanbul Erkek Liseliler
Eğitim Vakfi'nın Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın EN'DER CİNER'ın değerlı babası
DİŞ HEKİMİ
ABDULLAH CENAN
CİNER'e
Allah'tan rahmet. ailesine ve yakınlanna başsağlığı dileriz.
İŞTANBLL ERKEK LİSELİLER EĞİTİM VAKFI
ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULl YÖNETİCİLERİ,
ÖĞRETMEISLERİ. ÇALIŞANLARI VE OKLL
AİLE BİRLtĞİ
MUSTAFA EKMEKÇİ
DOSTLARINAÇAĞRI
Aramızdan aynldığı 21 Mayıs 1997 gününe dek kaleminı hep
banştan, özgürlükten, demokrası ve halktan yana kullanan gaze-
tecı Mustafa Ekmekçı'nin anısına bir kitap yayımlanacaktır
Kıtapta. Ekmekçı ile ilgili anı. belge. mektup ve fotoğraflar yer
alacaktır
Mustafa Ekmekçi'nin yaşadığı döneme de ışık tutacak bu kita-
bın hazırlanmasına tüm Ekmekçı dostlan, ona ait fotoğraf, mek-
tup. belge ve varsa anılan orijınal metınlen daha sonra gen veril-
mek koşuluyla aşağıdakı adrese 1 OCAK 1998 tarihine kadar
göndererek katkıda bulunabıleceklerdır.
Yaytmlanacak krtap, kulaklardan gitmeyen kahkahası, yürekle-
re kazınan insan sevgısı ve onurlu kalemıyle Mustafa Ekmekçi'yı
yaşatmanın da bır adımı olacaktır
Yazışma Adresi: Mustafa Ekmekçı Kıtabı
Cınnah Cad. 1 Basın Srtesı No: 80 D Blok Daıre 2 06690 Çan-
kaya-ANKARA
Tel:+Faks. (0.312)438 46 01
Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
KIRALIK
300 M2 STÜDYO
Rejili, dublaj stüdyosu bulunan,
3 kameralı, ışık ve djital efektli
montaj sistemleri olan stüdyo.
0.216 442 07 56