Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5ARALIK1997CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sayıştay denetçilerinin raporu İstanbul Belediyesi'ndeki peşkeşi ortaya çıkardı
'Kaynaklar vaııdaşlarııı*ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Sa-
yıştay, trilyonlarca lıraldc dış borç ve fa-
izler nedenıyle Hazine'ye büyük yûk
oluşturan tstanbul Anakent Belediye-
si'nin, 7.5 tnlyon lıralık alacağrnı vadesi
dolduğu halde tahsil etmediğinı, beledi-
yenin yan kuruluşlanna yüzlerce milyar
lira gereksiz ödeme yapıldığını saptadı.
Sayıştay denetçilerinin raporunda, "Yük-
sek enflasyonist bir ortamda Hazine'ye
yüzde 100'lerin üzerinde gecikme faizi
ödenirken, 7.5 trihonun ü/erindeki bele-
diye aiacagının tahsil edilmemesi düşün-
dürücüdür'' uyansında bulunuldu.
Sayıştay denetçisi tsmafl Çay ve Hani-
fî Dağdeviren taraftndan hazırlanan, ts-
tanbu! Anakent Belediyesi'nin 1996 yılı
faalıyetlenyle ilgıliraporda,belediyenin,
sadece geçen yıl içinde kültür etkinlikle-
ri için yaptığı fazla ödemenin 174 milyar
lira olduğu kaydedildi.
Raporda, istanbul Anakent Belediye-
si'nin 1996 yılında kültürel etkinliklerin
yürürülmesi işini 450 milyar lira keşif be-
deliyle kendi yan kuruluşu olan İstanbul
Kültür ve Sanat Ürünleri Ticaret A.Ş.'ye
ihale ettiği, ancak bu şirkete toplam 174
milyar 95 milyon 16 bin 629 lira fazla
ödeme yapıldığı belirtildi. Sadece Şeker
Bayramı kutlamalan için aynı şirkete 2
milyar 138 milyon 712 bin lira gereksiz
ödemenin yapıldığma dikkat çekilen ra-
porda, belediyenin çeşitli kuruluşlardan
7.5 trilyon lira aiacagının olduğu, ancak
bunu tahsil etmediği bildirildi.
Raporda, belediye ile şirket arasında
imzalanan sözleşmeye aykın olarak iha-
le konusu kültürel faaliyetlerin taşeron
fırmalara yaptınldığı ve bunlara yüzde 25
firma kân eklenerek, belediyeye fatura
edıldiği belirtildi.
Raporda, Sayıştay'ın uyansına karşın,
yüklenici firma tarafından 1996 kültürel
etkinliklerinin hemen hemen tamamınm
usulsüz şekilde üçüncü kişilere yaptınl-
masına izin verildiği bildinlirken, bunun
yanı sıra yüzde 25 firma kârıyla bırlikte
toplam 119 milyar 409 milyon 810 bin
875 lira fazladan ödeme yapılmasının ya-
sal gerekçelerle açıklanması istendi.
Sayıştay denetçileri, sözleşmeye aykı-
n olarak 72 milyar 158 milyon 871 binli-
ralık personel giderlerinin de belediyeye
fatura edildiğine dikkat çektiler. Sayıştay
raporunda, Anakent Belediyesi'nin yük-
lü miktardaki alacaklannı tahsil etmedi-
ği belirtilirken. bu konuda sorumluluğun
Belediye Başkanı'na ait olduğu vurgulan-
dı.
Raporda. tahsil edilmeyen alacaklar-
dan bazılan şöyle sıralandı:
• tstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş.'ye ki-
ralanan denız otobüslerinın kiralan.
Ağustos 1997 tarihı itibanyla 1 trilyon
380 milyar 385 milyon 985 bin 316 lira.
• İstanbul Anakent Belediyesi'nin
1996 yılı hesabının ldare Hesabı ve Ke-
sin Hesap Cetvellerınin incelenmesi sıra-
sında, Sayıştay denetimi sonucunda yar-
gılanıp ilâma bağlanan 1 trilyon 451 mil-
yar 114 milyon 557 bin 626 lira.
• Anakent Belediyesi ile bağlı kurulu-
şu istanbul Elektrik Tramvay ve Tünel Iş-
letmeleri (lETT) arasında protokol imza-
landığı ve imzalanan protokol çerçeve-
sinde belediye tarafından tETT'ye 28
Ağustos 1996 tarihine kadar 862 milyar
110 milyon lira borç verildiği ancak va-
desi gelen borçlann zamanında tahsil edil-
mediği...
• Borcun zamanında ödenmemesine
karşın belediyenin, lETT'ye 28 Ağustos
1996 tarihinden 13 Ağustos 1997 tarihi-
ne kadar verdiği borcun tutannın 1 trilyon
741 milyar 100 milyona ulaştıgı belirlen-
miştir.
• tETT'nin 13 Ağustos 1997 tarihinde
vadesi dohnuş olmasına karşın, belediye-
ye ödemediği borç tutannın 2 trilyon 150
milyara ulaştıgı tespit edilmiştir.
Faruk Bayhan
TV'lerin
gerçek
sahibi
bilinmeli'
tstanbul Haber Servisi -
Özel radyo ve televızyonla-
nn kuruluşuna ilişkin yasa
maddesınde yapılacak deği-
şıklığın 'şefTaflık' sağlayaca-
ği belirtildi. Özel televızyon
yöneticileri, tasannın yasa-
laşması halinde 'kayıt dışı-
nın kontroi albna alınacağı-
nı' belirterek "Televizyonla-
nn sahiplerinin bilinmesinde
yarar var. Böy lece karapara-
cılann ya da gizlcncn bazı
odaklann televizyonculuk
yapması önlenecek" dıyorlar.
Bakanlar Kurulu'nca
3984 sayılı Radyo ve Tele-
vizyonlann Kuruluş ve Ya-
yınlan Hakkmda Kanun'da
değışiklık öngören yasa tasa-
nsı, özel televizyon kuruluş-
lannca olumlu bulundu. Ka-
nal D Genel Müdürii Faruk
Bayhan, Aimanya'dan ömek
alınan değışıkliğın 'kayıtdı-
şınu mafyayı ve tekeüeşmeyi
önleveceğhıi' vurguladı.
Yasanm, yürürlükte olan
'Bir hissedann bir kuruluş-
taki hisse miktarı. ödennuş
sermayenin yüzde 20'sinden
vebirden fazla kuruiuşta his-
se sahibi olanlann bu kuru-
luşlardaki rünı hisselerinin
toplamı da yüzde 20'den faz-
la olamaz' hükmünün kaldı-
nlmasını öngören tasannın
yasalaşması halinde 'para-
van' televızyon sahıpliğinin
ortadan kalkacağını ve tele-
vizyonlann gerçek sahiple-
rinin üzerinde gözükebılece-
ğini vurgulayan Bayhan,
"Gizlilik ortadan kalkacak.
Devletve mahkemeler karşı-
sında da gerçek sorumlular
belirlenecek" dedi Bayhan,
^şöyle devam etti:
• "Yasadan yararlanarak
*bu sektöre giren karapara
;odaklaru kendikrini sakla-
; yarak paravan kişiler göste-
* riyorlar. Tasan. karaparacı-
"lann televizyon yayımcüiğı
' gibi önemli bir işleve sahipoJ-
."malannı engelleyeceği gibi
*kayıt dışına kayan para ve iş-
'lemleri de kayda alacak."
'Bayhan, tasanda yer alan,
2 'Bir gerçek veya tüzeUdşiıun
^ulusal yayın yapan ve yülık
-ortalama iztenme oranı top-
«temıyüzde30'u aşan kuruluş
«ya da kuruluşlarda aynı an-
l da hisse sahibi olamaz" hiik-
îmünün de "belli bir fıkrin
*halka kabul ettirilmesi yohı-
'nuokayarakfıkirtekeliniÖD-
; lediğini" sözlerine ekledi
Cumok
9
lar2.yûdönünüerini kntiadı
Gazetemiz okuru Erol GeyraıTuı yapbğı çağnyla iki yıl önce 3
Aralık'ta ilk kez bir araya gelen Cumhuriyet okurlan. önceki
akşam ilk buluşma yerleri olan Fenerbahçe Romantika'daydı.
Geceye, gazetemiz Genel Yaym Yönetmeni Orhan Erinç,
tdare Müdürii Hüseyin Gürer, gazetemiz yazarlanndan Deniz
Som, Aydın Engin ve Erdal Atabek ik Ankara ve
Tetdrdağ'dan gelen Cumok'lar kaüldı. Gecede bir
konuşma yapan ve basuıdaki tekelleşmeye değinen Genel
Yayuı Yönetmenimiz Orban Erinç, "Bugün Türkiye'de
özgür basuıdan söz etmek olanaksız. Biz de, medyanın
içinde bulunduğu bu durumdan rahatsızız. Cumhuriyet
gazetesi İlhan Selçuk yönetiminde medyada bir ada gibi ve
biz bunu okurtanmızla birlikte sağuyonız" dedi
(Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
DİSK raporunda öncelikli t a l e p l e r belirlendi
12 Eylül yasalan değişmeli
İstanbul Haber Servisi - Türki-
ye Devrimci Işçi Sendikalan Kon-
federasyonu (DlSK), hükümetten
öncelikli talebinin "12 Eylül yasa-
lannın kaldınlması" olduğunu
açıkladı. DlSKtarafından hazırla-
nan raporda, işverene hiçbir ciddi
yaptınm getirmeyen çalışma ha-
yatına ilişkin yasalann, kötü niyet-
li ışverenlerin elinde büyük bir si-
laha dönüştüğü belirtildi. Hak ara-
ma ve sendikalaşma hakkıru kul-
lanmak isteyen işçilerin anında iş-
ten atıldıklan vurgulanan raporda,
yasalan çiğneyen işverenler için
öngörülen cezanm ise 100 ila 300
bin lira olduğunun altı çizildi.
DtSK'in, 8 Aralık'ta Ankara'ya
başlatacağı
u
SendikalHaklarYü-
rüyüşü"nün gerekçelerini ve hü-
kümetten taleplerini içeren rapor-
da, çalışma hayatını düzenle>
r
en ve
halen yûrüriükte olan 12 Eylül ya-
salannın "örgütlenme hakkınıkul-
lanmayı değiL engeDemeyi" amaç-
ladığı vurgulandı.
Çerçevesi 12 Eylül'de çizilen
yasalann kötü niyetli işverenlerin
elinde büyük bir silaha dönüştüğü
ifade edilen raporda, aynı işkolun-
da çalışan işçilerin en az yüzde
10'unu üye yapamayan işçi sendi-
kasmın toplusözleşme yetkisi ala-
madığı belirtilerek "Sendika,işko-
lu barajını aşmı^ ve toplusözleşme
yetkisi almış oisa bfle işkolundaki
işçi say ısında bir arüş olması veya
ölüm, istifa gibi nedenlerie üye sa-
yısuun düşmesi dunımunda ahnan
yetki bir anda kaybedflmektedir"
denildi.
Baraj sisteminin "gûçlü sendi-
kacınk" yaratma savma dayandı-
nldığı ve bu savın yanlışlığının
sendikal hareketin giderek güç
kaybetmesiyle kanıtlandığı belirti-
len raporda, yasa zoruyla güçlü
sendikacılık yaratma anlayışının
totaliter ve otoriter rejimlere özgü
olduğunun altı çizildi.
DlSK raporunda, işletme bara-
jınm sakıncalan da şöyle ifade
edildi: "Yasada. ülkenin değişik
böigelerinde kurulu aynı kunıma
ait fabrikaiar tek bir işletme gibi
kabul edilmiştir. Bu dunımda bir
fabrikadaki işçilerin yüzde
100 ünüörgüÖey«n birsendika,ay-
nı işleöneye ait Türkiye'ııin çesinı
böigelerinde kurulu fabrikalarda
çahşantoplam işçi sayisının çoğun-
luğunu örgütlemedikçe toplusöz-
leşme yetkisi alamamaktadır. Bu
sistem, işçfleri, üyesi olmadığı veya
üye olmayı hiç düşünmediği bir
başka sendikaya mahkûm etmek-
tedK"
DtSKraporunda,üyelik ve isti-
fa bildırimlerinin sadece işçi sen-
dikalan için noter şarttna bağlan-
dığının altı çizildi. Notere ödene-
cek harç ve tebligat masraflannm
yanı sıra işçilenn bir yevmiyeleri-
ni de feda ederek notere gitmek
zorunda kaldıklanna ve bu duru-
mun sendikalaşmayı caydıncı bir
rol o>Tiadığına dikkat çekilen ra-
porda, şöyle devam edildi: "Bir
imza ile miUetvekih' ohmabOinea,
devlet memoriyetinden veya cum-
hurbaşkanuğmdan istifa edflebilen
bir ülkede, sendika üyeliğini noter
şartına bağlamak düpedüz sendi-
kal hak gasptdır."
Katliam
7 TİP'li
için 10'ar
milyarlık
dava
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bahçelievler sem-
tinde8Ekiml978günüöl-
dürülen TlP'li 7 üniversite
öğrencisinin aileleri, Başba-
kanlık ve lçişleri Bakanlığı
aleyhine 10'ar milyar liralık
manevi tazminat davası açı-
yor. Davanın, öldürülenlerin
yakınlan Abdullah Güvend,
Şükriye Ezgin, tbrahim
Lzunlar. Serhat.41ten, İhsan
Can ve Namık Kemal Ersan
adına. avukatlan Ersen Şan-
sal, Erdal MerdoL Zeki Tav-
şanaL NezahatGündoğmuş,
Mendi Bektaş, Haluk L nsaL
Tezcan Çakar, Mehmet Öz-
sucu ve AhmetAtak tarafın-
dan önümüzdeki günlerde
Ankara ldare Mahkemesi'ne
açılacağı öğrenildi.
Bahçelievler katliamında
öldürülenlerin avukatlan,
geçen günlerde lçişleri Ba-
kanlığı'na dilekçe vererek,
10'ar milyar lira manevi taz-
minatın faiziyle birlikte ai-
lelere ödenmesini istediler.
Avukatlar, dilekçede, Bahçe-
lievler katliamının toplum-
sal, ahlaksal ve yapısal kir-
lenmenin sürmesinden yarar
umanlann, aydmlığa düş-
manlann, demokratik-laik
cumhuriyet karşıtlan ve ka-
ranlık ellerin eseri olduğunu
belirttiler.
Dilekçede özetle şöyle
denildi: "Hepimiz, katfiam
sanıklanndan kaçakçı VTJ-
valanna, kumarhanelerden
rantçılara, siyasetçiden bü-
rokrata değin uzanan bir
yeipazeye yeıieşen odakla-
nn, bütûn insani, ahlaki ve
bihnebflen hukuki değeıier-
le temelden çeüşen yöntem-
lerle nasıl güç ve iktidar sa-
hibi oldukUnnı 3 Kasun Su-
surhık ile öğrendik. Bahçe-
lievler katüaniL. yargı önün-
de açıklığa kavuşmuş bir
otaychr. Bunun kimler tara-
findan nasıl planlandığı ve
ne biçimde gerçekJeştirildi-
ği aynnblanna değin kanıt-
lanmıştır. Bu eylemin sanık-
lannı yakalayıp yargı önüne
getirmekle görevli devletin,
bu işlevinin tersine, amacı
henüz aydınlanmamış bir
surette suç faillerini koru-
ması veya kuDanmasL,yargı-
nın işlememesi sonucunu
doğurduğu gibi, suçtan za-
rar gören kişilerin adalet
beklentilerini de ağır bir
şekilde zedelemektedir."
4
Yeni 16 Mart'lar yaratdmak isteniyor
9
jÖğrenciler, son günlerde birçok üniversitede yaşanan bıçaklı-satırlı saldınların 'organize' olduğunu ileri sürdüler
OzlemOzkan
İPEKYEZDANİ
Türkiye genelinde bir-
çok üniversitede bir süre-
den beri yaşanan satırlı ve
bıçaklı saldınların "orga-
nize" olduğu ve bu saldın-
larla "Yeni 16 Mart'lara
zemin hazırlanmakistendi-
ği" öne sürüldü. İstanbul
Üniversite Ögrencileri Ko-
ordinasyonu üyeleri, kamuoyuna "sag- sol çanşması''
olarak yansıtılan saldınların "ülkü ocaklanndan gel-
digini" belirterek "Bundan sonraki süreçte ölümler
ve bombalamalar olabilir
7
" dedi.
Son günlerde istanbul Cniversıtesi başta olmak
üzere birçok üniversitede gerginlik yine tırmarurken
öğrenciler, meydana gelen çatışmalann "sag-sol ça-
üşması değfl, ülkücü odaklann saldınsT olduğunu
öne sürdüler. Ünıversıtelerdeki çatışmalann sadece
öğrencilerin değil, ülkedeki tüm demokrasi güçleri-
nin sorunu olduğunu belirten öğrenciler, saldınların
da "organize" ve "sistemli" bir şekilde gerçekleşti-
rildiğini savundular. Son üç yılda üniversitelerde mey-
dana gelen çatışmalarda cıddi biçimde
yaralanan tek bir ülkücü öğrencinin ol-
madıgına dikkat çeken İstanbul Üniver-
site Ögrencileri Koordinasyonu üyesi
Rafet Düvencüi, buna karşın onlarca sol
görüşlü öğrencinin yaralandığını belirte-
rek "Bu da saldınİann hangi taraftan
gekliğini açıkça ortaya koyuyor" dedi.
Saldınlaryüzünden okula toplu ginş-çı-
kış yaptıklannı kaydeden Düvencili, ça-
tışmalann devam etmesı halinde. 16 Rafet Düvencıh
Mart 1978 öncesinde olduğu gibi sol görüşlü toplu-
luklara saldın ve bombalama eylemlerine başlanabi-
leceğini ileri sürdü.
Koordinasyon üyesi Ozlem Ozkan da, üniversite-
de provokatif davranışlara meydan vermemeye çalış-
üklannı ancak kendılerine bir saldın olduğu takdir-
de doğal savıınma haklannı kullandıklannı söyledi.
Cniversitelerdeki çatışmalann iç yüzünü kamuoyu-
na anlatmak amacıyla bir kampanya başlatmaya ha-
zırlandıklannı ifade eden Özkan. "Bu kampanyayı sa-
dece üniversiteyle suurlamayıp, mahaDelere de taşunak
istiyonız" diye konuştu. Üniversitelerde meydana ge-
len olaylann arkasında okullarda yeni yetişen duyar-
lı ve politik kuşağın budanmasınm amaç-
landığını savunan Özkan, demokratik kit-
le örgütlerinden de kendilerine sahip çık-
malannı istedi. Türkiye Öğrencı Gençlik
Dernekleri Federasyonu (TÖDF) üyesi
Gülay Oğuz ise "Bu olaylar başladıgın-
dan beri okulda dersyapılamıyor vegenç-
liğineğitimhakkıgaspedili>or" dedi. Öğ-
rencilerin okula girerken en ınce aynntı-
ya kadar arandıklannı ancak bazı kişile-
rin ceplerinde satır ve bıçaklarla elıni ko-
lunu sallayarak okula girebıldiklenni belirten Oğuz,
polişin bu kişilere göz yumduğunu iddia ettı.
Üniversitelerde bu öğretim yılının başından beri
yaşanan oiaylar şöyle:
-10 Kasun: Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Mühendis-
lik Fakültesi'nde karşıt görüşlü gruplar arasında çı-
kan çatışmada 8 öğrenci yaralandı, olayla ilgili 123
öğrenci gözaltma alındı.
- 14 Kasun: Istanbui'da Atatürk Öğrenci Yurdu
önünde Banş Ateş adlı sol görüşlü öğrenci. ülkücü
öğrenciler tarafından bıçaklandı.
-17 Kasun: IÜ Fen Edebiyat Fakültesi'nde çıkan
çatışmada 14 sol görüşlü öğrenci gözaltına alındı.
-19 Kasım:lÜ Fen Ede-
biyat Fakültesi'nde çıkan
çatışmada ikisi polis, ikisi
basın mensubu olmak üze-
re 24 öğrenci yaralandı.
MÜ'de çıkan olaylarda da 2
öğrenci yaralandı, olaylar-
da toplam 45 öğrenci gö-
zaltına alındı.
- 20 Kasun: lÜ'de yaşa- ^ ^
nan olaylarla ilgili Adli- GulayOğuz
ye"ye yürüyerek suç duyurusunda bulunmak isteyen
ögrencileri polis döverek gözaltına aldı.
- 21 Kasun: Mimar Sinan Üniversitesi Fen Edebi-
yat Fakültesi kantinine tabanca, satır ve sopalarla ge-
len öğrenciler, içerideki sol görüşlü öğrencilere sal-
dırdı, iki öğrenci yaralandı.
- 23 Kasun: lÜ'de yaşanan ülkücü saldınlan pro-
testo etmek amacıyla toplanan, aralannda demokra-
tik kitle örgütlerinin de bulunduğu grup, polis tara-
fından dövülerek dağıtıldı, 150 kişi gözaltına alındı.
- 25 Kasun: Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi'nde i-
ki grup arasında çıkan kavgada 30 öğrenci gözaltına
alındı.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Düşüncesizlik Hakkı (!)...
Geçen yıl Izmir'deyapılan birtoplantıdaydı. Konuş-
macılardan birisi sözlerine şöyle başladı:
- Atatürk ne yaptıysa, şimdi de Abdullah Öcalan
onuyapıyor...
Istanbui'da üniversite hocalanndan birisi, dersin-
de şöyle demişti:
- Atatürk bilmem hangipaşayı yollayıp Kürtleri kes-
tirdi...
İki ismin de ortak yanlan çoktu.
İkisi de aynı gazetede köşe yazanydılar. İkisi de, bir
zamanlar Ozal'ın yönettiği bir açık otunjmda, rahmet-
linin sağında solunda oturmuşlardı. İkisi de Özal'ın
müritlerinden, tanınmış numaracı cumhuriyetçiler-
dendiler.
Üniversitede ders vereni, SHP'li Kültür Bakanı'na
"başdanışman lık bile yapmıştı. O sanı ile TV'de Uğur
Mumcu'nun karşısına çıkıp, Atatüri<'ün 30 bin kişiyi
astrdığını bile söylemişti.
Yüzü bile kjzarmadan... En ufak bir akıntı bile duy-
madan...
•••
Mehdi Zana, Diyarbakır'ın eski belediye başkanı.
PKK eylemlerini "millikurtuluş mücadelesi" olarak
nitelendirdiği için mahkûm oldu. Ve bu karara karşı,
"düşünce veanlatım özgühüğü"r\ü zedelediği savıy-
la, uluslararası insan haklan kuruluşlanna başvurdu.
Başvurusunu geçen yıl Avrupa İnsan Haklan Ko-
misyonu geri çevirdi... Geçenlerde de Avrupa İnsan
Haklan Mahkemesi.
Gerekçe?
Komisyon bunu şöyle açıklıyor:
"Komisyon, anlatım özgüriüğünün mutlak olmadı-
ğını hatıriatır... Oüşünce ve anlatım özgüriüğü, görev
vesorumlulukiariçerir. Yetkili makamlarca terorizme
karşı sürdürülen amansız mûcadele, demokratik bir
toplumda son derece önemlidir."
Ve ekliyor
"Böyle birtoplumda, siyasal amaçlı şiddet, toplum
yaşamına ve güvenliğine sürekli bir tehlike oluşturu-
yorsa ve bu şiddetyanlılan basın aracılığıyla destek-
lerini belirtiyoharsa; anlatım özgürlüğüne olan hakile
toplumun, demokratik rejimi yıkma gizli veya açık
amacı güden silahlı gruplann eylemlerine karşı ko-
runması meşru hakkı arasında doğru bir dengenin
sağlanması şarttır."
Sonuç?
"Düşünce ve anlatım özgürlüğüne yargı makam-
lannın kısıtlayıcı uygulamalanyla yapılan müdahale,
mutlak bir toplumsal gereksinmeyi karşılamaktadır."
Praf. Anthony Birch, etnik sorunlann çözümü üze-
rine araştrmalar yapan bir uzman. Şöyle diyor:
"Kuzey Irianda'da Katolik ve Protestanlann ayn
okullannın olması, öğrencilerin birbirierine karşı sos-
yalleşmesisonucunu doğurmuş ve ikietnikgrubu uz-
laştırmakolanaksızlaşmıştır. Hergrubun etnik bilinç-
te kendi içine kapanması, özellikle Katoliklere zarar
vermiştir. Katolik-lrianda kimliğine dönük derslerin
fazlalığı, çağdaş bilimlerin öğrenilmesine gereken
zamanı azaltmıştır. Şimdi bu kimlik dersleri azaltıl-
maktadır."
Kuzey Irianda'da "azınlık" durumunda olan Kato-
likler... Ve bu uygulamadan asıl zarar görenler de on-
lar...
"Aynı d//"le eğrtim yapıldığı halde, "ayn eğitim"so-
runu çözmüyor. Tersine, daha da derinleştiriyor... (Bir
bakıma, imam-hatip okullan örneğini de çağnştjrmı-
yor mu?)
Peki -bir zamanlar Özal'ın "tartışalım" dediği- fe-
derasyon sorunu çözer mi?
Yanıt aynı ölçüde açık:
"Federasyon gibi sistemler, iktisaden yeterince
gelişmemiş yörelerin kalkınmasını daha da zoriaştır-
maktadır. Çünkü böyle sistemlerde men\ezden bu-
ralara kaynak aktanlması zoriaşmaktadır."
•••
Atatürk'le Apo'yu aynı kefeye koyanlar...
PKK'nin kanlı eylemlerine alkış tutanlar...
"Kültürel özerkliğin" çözüm olduğunu savunan-
lar...
Federasyonu tarbşmaya açmak isteyenler...
Işte "insan haklan"\.. Işte dünya gerçekleri!.. Ve iş-
te "manzara-i umumiye"l.
"Tekyurt, tekbayrak, tekresmidil"diyebiliyormu-
sunuz? Eğer diyorsanız, gelin her şeyi tartışalım!..
Her şeyi!
Sanlıurfa
Telefonla tehdide
soruşturma başlatıldı
ÖZCAN GÜNEŞ
SANLIURFA- Şanlıur-
fa Valiliği, valilik lojman-
lan ve Harran Üniversite-
si'nin de aralannda bulun-
duğu 10 telefondan bir uz-
man çavuşun ölümle tehdit
edildiği, eşine de cinsel ta-
cizde bulunulduğunun or-
taya çıkması Şanlıurfa'da
büyük yankı yarattı. Vali
Şahabettin Harput, olaya
kanşanlar hakkında idari
soruşturmabaşlatüğım be-
lirtirken Cumhuriyet Baş-
savcısı Hüseyin Fıdanboy,
sanıklann 215 bin liralık
para cezası ile kurtulabile-
ceklerini söyledi.
Şanlıurfa'da telefon
skandalı günün konusu ol-
du.Valilik Yazıişleri Mü-
dürii Sait İpek, Basın ve
Halkla tlişkiler Müdürii M.
KamilGüler ile valilik loj-
manlannda oturan makam
şoförü Fethi Toprak'ın ve
Harran Üniversitesi tele-
fonlanndan 3. Hudut Alay
Komutanlığı Hava Savun-
ma Bölüğü'nde görevli Ö.
B. adlı uzman çavuşu teh-
dit, eşine ise cinsel tacizde
bulunmalanna Valı Har-
put el koydu. Olayla ilgili
idari soruşturma başlatıldı-
ğını, savcılıktan aynntılı
bilgi isteyeceğini belirten
Harput, "Kim ya da kimler
hangi makamda olursa ol-
sun, gereken neyse yapıla-
caknr. Kamugöre\lik rinin
böyleçirkin birolaya kanş-
ması bizi son derece rahat-
SK eder. Konunun üzerine
gidilir, ne gerekiyorsa yapı-
hr" dedi.
Cumhuriyet Başsavcısı
Hüseyin Fidanboy da, uz-
man çavuşun evini dev le-
tin telefonlan ile arayarak
taciz ve tehditte bulunan
üst düzey yöneticilerin
'para cezası' ile kurtula-
cağını açıkladı. Skandala
adı kanşan yöneticilerin
ıfadelerinin alınmadığını
ve almmayacağını kayde-
den Fidanboy, "Bu gibi
olaylarda 215 bin lira para
cezası uygulanıyor. Para
cezası 10 gün içinde öden-
mediği takdirde yan ora-
nında cezanm artonlması
için dava açıhyor. Mevcut
yasalar böyle" dedi.
Öte yandan NTY gaze-
temizde önceki gün çıkan
haberde. telefonla tehdit
olayında Urfa bürolannın
da kullanılmasıyla ilgili bir
açıklamayaptı. Açıklama-
da, uzman çavuşun eşini
taciz eden kişinin Valilik
Basın Bürosu'nda çalıştı-
ğı, bu nedenle görevi gere-
ği NTV'nin de aralannda
bulunduğu basın kuruluş-
lanyla sürekli irtibat halin-
de bulunduğuna dikkat çe-
kildı.