29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26ARALIK1997CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 Malvarlığı Emekli vaiz Fethullah Gülen'e bağlı televizyon, radyo, gazete ve dergilerde yeni bir imaj yaratmak üzere ünlü reklamcılardan birine teklif götürülmüş; okullannı da Milli Eğrtim Bakanlığı'na devredecekmiş. Oysa şu işe bakın ki bu tarikatçı, kendisini eleştirenlere karşı açtığı davalarda hırkasından başka bir malvarlığı olmadığını iddia ediyordu. Bu yolla kazandığı davalann yeniden görülmesi gerekmiyor mu! Elektronik posta: Deniz.Som©raksnetcom Td: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Maltve. kiracılara ev sahiplerini ihbar ettirecekmiş... "Kiralık ev ilanlannın yeni sekli: Muhbir aranıvorî" Kar, aymazı ziyaret edecegini onceden soylemişti Arsa ersin'den yazan, yazar Erdoğan Gökçe. bir öykü anlatıyor: Aymazın biri, bir dağ- dan geçerken kar ile tanışır. Kar, kış gel- diği zaman kendisini ziyaret edecegini ve bu nedenle hazırlıklı olmasını söyler. Aymaz, evine gelir. Aradan zaman geçer, kış mevsimi yaklaşır. Kar, uzaklardaki yüksek dağların zirvesinde kendini gös- termeye başlar. Sonra yakındaki küçük dağiara ge- lir. Dağların eteklerinden inen kar ovayı kaplar ve en sonunda aymazın kapısına dayanır. Aymaz, kapıyı açtığında gördügü manzara korkunç- tur; telaşla kara sitem eder: - Hani, geleceğini önceden haber verecektin? Kar: - Be aymaz, ben en yüksek dağda kendimi gös- terdim ve "geliyorum" dedim. Kendimi göstere gös- tere sana yaklaştım. Ama sen aymazlığın yüzünden benim gelişimi anlamadın, hazıriığını yapmadın. Şim- di cezanı çekeceksin. Öykü, aymazın şiddetli soğukta donarak ölmesiy- le biterken Erdoğan Gökçe, sözü şeriat tehlikesine getiriyor: "Şeriat da kendini göstere göstere geliyor. Emper- yalist ülkeler, şeriatçıları çok yönlü olarak destekli- yor. Ordumuz, irticaya karşı önlemini alıyor ve hal- kın geniş kesimi irticaya karşı çıkıyor ama 'yeni dün- ya düzeni'nde görev alan neo-solcular ve manda- cılar, şeriatçılara karşı verilen mücadelede halkın ayagına dolaşıyor, kafaları kanştırıyor. Kürtlerin dü- şürüldüğü tuzağa şimdi de Aleviler düşürülmek is- teniyor. Bilindiği gibi 1980 öncesi yaratılan kaos or- tamıyla Amerikancı darbenin önü açılmıştı. Böyle- ce aydınlar işkenceden geçirildi, Atatürk'ün kur- duğu kurumlar kapatıldı, 'ılımlı Islam' projesi haya- ta geçirildi." Gökçe, şeriatın palazlanma döneminde çete to- humlannın da atıldığını söylüyor... Ancak, bir dönem devletin resmi politikası haline getirilen Türk-lslam Sentezi sonunda iflas ediyor. Ba- taklığa gömülenler kendi pislikleriyle gurur duya- cak hale düşüyor ve aradan sıyrılmaya çalışan ise neo-solculardan ve mandacılardan destek gören şeriatçılar oluyor. Neyse ki, Türkiye giderek aymazları çok daha iyi tanıyor ve kapıdaki "kar"a karşı hazıriığını yapıyor! Menemen'e bağlı Maltepe Köyü'nde muhtaıiık, köy tüzel kişiliğine ait 5 dönüm arsayı 15 yıllığına kiraya vermeyi kararlaştırmış. Menemen Haber Postası'nda yayımlanan ilana göre arsanın muhammen bedeli yılda 55 adet cumhuriyet altını olarak belirlenmiş. Enflasyon sayesinde, köyünde bile Türk lirasının geçerti olmadığı bir Türkiye'de yaşıyoruz! Ö M Ü R i L İ K Muz cumhuriyeti degiliz ama, devlet malı deniz yemeyen doMUZ! Ömür E. Kurum SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Gökova Körtezi'nde lemiz cinayef Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rd'in, Bayındır Holding'le yakınlığı bi- liniyor. Nazmiye Demirel'in kardeşi Ali Şener'i yatırımlarından birine ortak yapan holdingin yönetim kurulu baş- kanı Kamuran Çörtük'le Demirel haf- tada bir kez kahvaltı sofrasında bu- luşuyor. Havadan sudan konuştukla- rı kadar memleket meselelerine de giriyorlardır herhalde... Memleket meselesi deyince, akla para-pul işleri gelmesin. Ömeğin çev- re sorunları, Gökova Körfezi'ndeki teımik santral gibi... Demirel, Gökova'daki termik sant- ralın çalıştınlması için "cinayettir" de- mişti... Gelin görün ki, termik santra- lı tam yol çalıştırmak için baca ihale- si açıldı ve işi Bayındır Holding aldı; Başbakan Mesut Yılmaz da hem yar- gı kararlannı hiçe sayarak hem de "onun bunun bağırmasıyla yolumuz- dan dönmeyiz" diyerek gidip desül- fürizasyon ünitesinin temelini attı... Bu santralı biliyorsunuzjviesut Yıl- maz'ın eski lideri Turgut Ozal Türki- ye'nin başına bela etmişti! Şimdi, Turgut Özal'dan miras "cinayet" bir biçimde "temiz ci- nayet''e çevrildi ve "infaz" Sü- leyman Demirel'in yakın dos- tuna ihale edildi. Bodrum gönüllüsü Saynur Gelen- dost, Mesut Yılmaz'ı uyarmayı sürdü- rüyor, "Gelecekte bu suçun hesabı mutlaka sorulur" diyor. Kahvaltı sofralanndaki "kan tekesi'ni de unutmamak gerekir! \PALASPANDIRAS AB fiyaskosu, Türkiye'nin imajını sarsmış... Hiç dert değil; imansızın hakkından imajsız gelir... {MûfrtBozacı Topluca işten çıkarılan Altaş Alüminvum işçileri, fabrika önü- ne kurdukları çadırlarda kalıyorlar (UĞUR GÜNYÜZ) Altaş işçileri bekleyişlerini sürdürüyor Sendikal haklarına güvence istiyorlar ALİER GEBZE - Gebze'de kurulu Al- taş Alüminvum'da çalışan ve Türk Metal Sendikası'na üye olduklan için toplu halde işten çıkarılan 100'ü aşkın işçi, fabrika önünde kurduklan çadırlarda hak arama mücadelesını sürdürüyor. tşlerine geri dönmek ve çıkarılan arkadaş- lannın haklannın verilmesinı ıste- yen işçiler, anayasal haklan olan sendikalaşma özgürlüğünün yasal güvenceye kavuşturulmasmı talep ediyor. Türk Metal Sendikası Geb- ze Şube Başkanı Mahmut Taşde- mir de. 5 Nısan kararlanndan gü- nümüze dek sendikalanna üye 18 bin ışçinin işten çıkanldığını vur- gulayarak ışverenlerin siyasiler- den aldığı destekle Türkiye'dekı milyonlarca sendikasız işçinin sen- dikalı olmasının engellendiğıni sa- vundu. Güvenlik güçlerince önceki gün zorkullanılarak fabrikadan çıkarı- lan işçiler, işyeri önünde kurduk- lan 5 çadırda bekleyişlerini sürdü- rürken Altaş işvereni. taşeron işçi- ler ve büro çalışanlanyla üretımi de- vam ettiriyor. Işçı Temsilcısı Haş- met Eskioğlu ve işçiler, anayasal haklannı kullanarak sendıkalı ol- mak istediklerini ancak işverenin yasalan hiçe sayarak hıçbir hakla- nnı ödemeden iş akitlerinı feshet- tigini belirttiler. Mülki amirlerle. ANAP İCocaeli Milletvekili Bü- lent Atasayan ve bazı sıyasılerin yasa tanımaz işverenin yanında yer aldığını savunan işçiler, Atasayan ve siyasilere çağnda bulunarak ya- sadışı tutum içindeki işvereni des- teklemekten vazgeçmelerini iste- diler. Amaçlannın öncelikle işle- rine geri dönmek olduğunu anla- tan işçiler. "Ama işveren bizimle çahşmak istemiyorsa o zaman yasal haklarımızı versin, biz de kendimize başka yerde ekmek kapısı arayalım" dıye konuştular. Taşdemır de, Altaş işçilerinin uğradığı haksızlığı halka duyur- mak amacıyla Gebze'deki tüm kon- federasyonlara bağlı sendikalarve sivıl kuruluşlarla bırlikte yılbaşın- dan önce bir yüriiyüş düzenleme ka- ran aldıklannı bıldirdi İçişlen. Ça- hşma ve Sosyal Güvenlik bakan- lan ile konfederasyon başkanları- na konuyu ıleterek yardım talebin- de bulunacaklannı ifade eden Taş- demir "Türkiye'deki milyonlar- ca sendikasız işçinin sendikalı olmasını, siyasilcrin işverenlere sağladığı destekle engelleni>or. 5 Nisan karartanndan bu yana 18 bin üyemiz işten atıldı" "dedi. Her yerde aynı yöntem Sendikalı olmak ısteyen ışçile- rini toplu halde işten çıkaran Al- taş Alüminyum işvereninin Uıtumu DİSK'in 9 gün süren "Sendikal Haklar Yürüy üşü"nün temel ge- rekçelen arasındaydı. DİSK"in, yü- rüyüşün gerekçelenni açıklamak üzere hazırladığı broşürde 12 Ey- lül yasalannın sendikal örgütlen- me özgürlüğünü yasal güvence- den yoksun bıraktığı ve bu yasala- nn kötü nıyetlı işverenlerin elinde silaha dönüştüğü vurgulandı. Bro- şürde. 12 Eylül yasalannın işyeri- ne sendika sokmak istemeyen iş- verenin her türlü olanağı sağladı- ğı da savunularak şöyle denildi: '•Gerek örgütlenme gerekse çoğunluk tespit kararından son- ra ve yargılama sırasında, işve- renlerin uyguladıklan yığınsal işten çıkarmalar, sonuçta yargı- sal çozüm sağlansa da. yetkiyi işlevsiz ve etkisiz kılmaktadır. Oyle ki, yetki belgesi alınması aşamasına gelindiğinde. sendi- kanın bu yetki belgesini toplusöz- leşmeye dönüştiirebilme gücü kalmamaktadır. Sonuçta ne ya- zık ki, her şeyi göze alarak örgüt- lenen işçilerin işlerini kayberme- sine seyirci kalınmaktadır. Bu dramatik tabloya son verebilme- nin tek yolu referandumdur." DtSK'in \-urguladığı yöntemin aynısını uygulayan Altaş işvereni, 9 Aralık 1997 tarihinde işçilerin Türk Metal Sendikası'na üye olduk- lannı Çahşma Bakanlıth'nın yet- ki bildirimiyle öğrendi. işveren bır yandan işçileri sendikadan istifa etmeleri konusunda uyanrken dı- ğer yandan İş Mahkemesı'ne yet- ki itirazında bulunarak sendikanın yetkisini askıya aldırdı. Işçilenn istifa etmemesi üzerine önce 7 iş- çiyi tazmınatlannı ödeyerek işten çıkaran işveren, taşeron işçilerle fabrikada çalışıyor gibi gösterdiğı yakınlannın sayısı dengeyi değiş- tirmeyince bu kez 75 işçiyi haklannı ödemeden işten çıkardı. HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak(o turk.net ÇIZGILIK KÂMİL MASARACl & > [9 ö MIRMIRLAR UĞLR DVRAK HltRRt,, TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAN 26 Aralık CURRIELER RAÛYUM'U KESFEOİYOR.. *83e 'D£ 8UGÜA/, İM/İ.Ü FİZİKÇj VE KİI4Y14CI ÇİFT, MAR/E fL£~ ' 4 PtE/BIZE, 19O3'rE, MO8EL ÖOÜ- AAffn. BAZI 8İLEffAU£ISİAJ UBAMYUM'MAI Çİ BU SIKAM yENİ 6f/Z ELEMENr Ot/İN 'PO~ LONYUM"U BULPOLAK. POLOUrUMt UBAM- YUM'MN ÇOK OAfM Mf4t>YOAtCTİFT7 AAAA YtME 0E TÜM KAOYOAlOİVrTePEU SOBUM- LU OCAMAZ£>t. O ZAAMM, SİLEŞfK (Ç.İNPe ÇOK KÛÇÖK O/e*/V0J) BAŞKA e u M & u Ğ & y e E T i . e u ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU İnsan Tepeleri Soğuk bir aralık akşamı Harb-lş salonunda sı- cakanılar, seslenişlerie ısınıyoryüreğimiz. Hoca- lann hocasını anlatıyor eski öğrencileri. Onlar da hoca şimdi. Belli bir zaman diliminde yaşanan bir- likteliğin öyküsü bu. Yanımda Profesör llber Or- tayJı, birlikte izliyor, arada bir bakışıyor, gülüm- süyoruz. Bahri Hoca da bize gülümsüyor karşı duvarda. Artık dünyamızda değil ama ölüm son değil her zaman. Kürsüde konuşanlarda yaşıyor Bahri Hoca. Son kez Sadun Aren geldi kürsüye. Doğruldum birden, Sadun Aren'i çok sever, sayanm, dinle- mekten mutluluk duyanm her zaman. Konu ne olur- sa olsun, beynim de aydınlanır, yüreğim de. 1960'lardan beri tanıyorum onu. Sıhhiye'de Ha- nımeli Sokağı'nda küçük çatımızda Mehmet Ali Aybar ile yemek yerken telefon çaldı bir akşam, telin ucunda Sadun Aren. TlP'e katılacağını söy- ledi, coşkuyla Maltepe'deki evde aldık soluğu. Yo- ğun birlikteliğimiz var sonra. Kapalı salonlarda, ev- de ya da alanda binlerce insana sesleniyor, ses tonu hiç değişmeden açıklıyor düşüncesini. Kı- sık sesiyle, sade sözcüklerle başka bir konuşma türü, biçimi, herdüzeyde insanları kucaklıyor, en güç konulan da kolay anlatıyor. Son yıllarda tüm dostlanm gibi onunla da az kar- şılaşıyor, buluşuncaçokseviniyorum. Harb-lş sa- lonundaki konuşması da çok hoş. Sade sözcük- lere karşın renkli bir portre, bir Bahri Savcı güzel- lemesi ama güzel sözcükler seçmeden, övmeye çaba göstermeden, dahası belli özelliklerini de dog- rudan belirterek çizilen bir ağabey, bir dost port- resi. Inatçılığı da göze çarpıyor, hoşgörüsü de. Ko- nuşma sona ererken çok duygulandım, sözlerini tam aktaramıyorum ama Bahri Ağabey'i coğraf- yamızı oluşturan bir doğa parçası gibi tanımlıyor Şadun Aren. Bir insan tepesi gibi. Inönü, Hasan Âli Yücel, Tonguç Baba gibi, ülkemizi düşünür- ken ilk anımsadığımız kişiler hepsi. Ne tuhaf, ören'deki balkon söyleşilerinde bir akşam ben de Ida'ya benzettim Bahri Savcı'yı. Bilge kişiliği ne- deniyle. Söyleşinin sonrası da var ama bir başka kez, belki anılarımda yazarım onu. ••• Suna Kan'ı dinlerken o sözler yeniden çıniadı kulağımda. O da güzel bir tepe. Inönü'ye saygı konserleri birbirini izledi, büyük ilgi gördü her za- manki gibi. Stravinski'nin keman konçertosunu çaldı Suna Kan. Benim kuşağım anımsar, 196O'lı yıllarda da ilk kez o seslendirdi. Ama 2000'lere doğru Gürer Aykal yönetiyor orkestrayı. Her yö- nüyle güzel bir konser. Başmda Ferit Canse- len'in marşıyla gençliğimize döndük, sonunda Brahms'ın senfonisiyle duygulandık ama ortasın- da öz şarkısını duyuran bir keman çalıyor, Stra- vinski'yi de güzel duyuruyor. Bence Inönü de iz- ledi o konseri. Coğrafyamız, tarihimiz, yalnız doğamızla değil insanlarımızla da oluşuyor kuşkusuz. Inönü ya da Yücel olmasaydı Stravinski'yi dinleyebilirmiy- dik, Suna Kan güzel topuzuyla Anadolu tannça- ları gibi dikilir miydi sahnede? Konseri izleyen pazar günü CSO'nun yeni salonunun temel at-'" ma töreni de çok duygulandırdı beni. Cumhurbaş- kanı'nın konuşması da önemli bir uyan. Konser salonuyla ilgili kaç yazı yazdım yıllarca, bir düş gerçekleşiyor artık. Şimdi çağdaş bir salonda dınleyeceğimiz konserler var düşüncemde. Yal- nız başkentte değil, başka kentlerde de. ••• Gelenek sürüyor, Inönü'ye saygı konserini bir gece yemeği izledi Pembe Köşk'te. Orkestra üye- leri, Gürer Aykal, Suna Kan ve Pembe Köşk'ün her zamanki konukları. Konuk değil ev sahibi de denebilir, Pembe Köşk'ün önemini, konumunu sahiplenmenin bilinciyle tüm etkinliklere katılır, mutlu olur onlar. Başkentin doğasından bir uzantı Pembe Köşk. Tarihi de coğrafyası da orada oluşuyor yıllar bo- yunca, kuşaklar değişiyor; yerini, önemini koru- yor, durağanhğı yaşamıyor hiç. özüne yaraşır dü- zeyde sürüyor öyküsü. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ 1910- 1949 1 yıllan arasında hizmet veren 2 ünlü Türk yol- cu gemisı. 2/ 8it, perde... bür dünyada verilecek olan ceza. 3/Gece... Bir topluluk içinde bir kım- senin durumu ya da kazandı- gı saygınlık. 4/ ° Binm... Birnoktanınse- çilen bir karşılaştırma yüzeyine göre yükselti- sı. 5/Antalya'runbirpla- 2 jı...Çıplak vücut resmi. 3 6/ Bir meyve... Yer çat- lağı. II Bir çeşit yumur- talı ve hafıf hamur tat- lısı... Bir cıns güvercın. 8/ Kanm hemoglobınle renklenmiş kırmızı yu- g van. 9/Işlenmemiş, ekil- „ memiş toprak... Bıçak bilemeye yarayan, çubuk bıçiminde çelik araç. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dayanma, tahammül. 2/ Üretimle elde edilen kullanma değeri... Irak'ta bir kent. 3/ Durgun sularda ve havuzlarda yetişen, geniş yaprak- lı bır bıtkı. 4/ Bakınn simgesı... Genelge. 5/ Büyük çi- vı... Bır Asya ülkesinin başkenti. 6/ Elli şiniklik tahıl öl- çeğı... Bağışlama... Uzaklık anlatmakta kullanılan söz. 7/ Aritmetik hesap yapmakta kullanılan, birçok devin- gen parça dizısiyle donatılmış düzenek... Eski Mısırlı- lann kutsal saydıklan öküz. 8/ Avrupa'da bir ülke. 9/ Ba- lerinlerin geleneksel kostümü... Borsada belli miktarda- ki hisse senedini belirtmekte kullanılan işlem birimi. Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır. Kalbinizi koruyun. TÜRK KALP VAKFI Yeni Yıhnızı Kutlanz. 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks:(0 212)212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle