20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Söylemez Kardeşlefe 107yılceza • İstanbul Haber Servisi - Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde iki ayn davadan yargılanan ve aralannda Söylemez Kardeşler'den 4 kişinin de bulunduğu toplam 22 samktan 8'i, 140 yıl, 6 ay hapis cezasina çarptınldı. 14sanıkisedelil yetersizliğinden beraat etti. Mehmet Sena Söylemez, Mustafa Söylemez. Mehmet Faysal Söylemez ve Ahmet Söylemez'e toplam 107 yıl, 9 ay, 10 gûn ağır hapis cezası verildi. TMMOB Demokrasi Kunıltayı 1 • ANKARA(Cumhuriyet Bûrosu) -" Demokrasi Kurultayfnı gerçekleştiren Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB), "Sıra Türkiye Demokrasi Kurultayı'nda" mesajı verdi. Yaklaşık 400 delegenin katılımıyla gerçekleştirilen Demokrasi Kurultayı'nın sonuç bildirisinde, "Bu kurultay, şiddetin, zorbalığın, ahlaksızlığın, kural dışıhğın kural haline getirildiği bir ortamda, demokratık, katılımcı, hoşgörülü ortamlann yaratılması çabasıydı" denildi. *$anayi Kongresi 9 7 • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Türk Mimar ve Mühendis Odalan Birliği (TMMOB) Başkanı Yavuz Onen, bugün başlayacak "Sanayi Kongresi '97" ile alternatif bir sanayileşme stratejisi oluşturulmasına katkı sağlamayı amaçladıklannı söyledi. KE ögrenci sayısı arttı • ANKARA (Cumhuriyet BürosuJ- İstanbul Kadın lylrjUİUâian Birliği üyesi 12 kuruluş temsilcileri, Güneydoğu'da yatılı bölge kız okulu açılması için topladıklan 1.5milyar liralık bağış çekini vermek üzere dün Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'i ziyaret ettiler. Ecevit, 8 yıllık kesıntisiz eğitime geçılmesinden sonra Güneydoğu'da kız öğrencilerin okula devamının yüzde 20 oranında arttığını söyledi. Kasım ayı ihlaJleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - lnsan Haklan Derneğı, 1997yılının Kasım ayına ilişkin insan haklan ihlalleri bilançosunu açıkladı. Rapora göre, kasım aymda toplam 11 faili meçhul cinayet ışlenirken 17 basın çalışanı gözaltına alındı. 16 demek, sendika, yayın organı ve partinin basıldığı belirtilen raporda. 4 bin 231 kışınin işten çıkanldığı, 16yayınında toplaöldığı kaydedildi. Bahri Savcı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mülkiyeliler Birliği ile Ankara Üniversitesi tletişim Fakültesi Mezunlan Vakfı'nın. Ankara Üniversitesi Siyasal BilgilerFakültesi'nin 138, Mülkiyeliler Birliği'nin 51. kuruluş yıldönümü etkinliklen çerçevesinde düzenlediği "Prof Dr. Bahri Savcı'yı Anma Toplantısı" Harb-Iş Konferans Salonu'nda yapıldı. Toplantıda DSP İstanbul Milletvekili Ahmet Tan, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Göle, SBF Anayasa Kürsüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Cem Eroğul, SBF Anayasa Kürsüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yavuz Sabuncu, Mülkiyeliler Birliği Başkanı Alper Aktan, Ankara lletişim Fakültesi Mezunlan Derneği Başkanı Süleyman Çoşkun, Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa Gazalcı ve Eğitimci-Yazar Mahmat Makaleto katılarak birer konuşma yaptılar. Sezgin, Türkiye'nin Balkanlar ve Kafkaslar'da ortak ordu kurmayı planladığım söyledi 6 ABD giivenflir dost olsun'LALE SARIİBRAHtMOĞLU ANKARA -Milli Savunma Ba- kanı ve Başbakan Yardımcısı ls- met Sezgin, Türkiye'nin. SS- CB'nin dağılmasıyla ortayaçıkan yeni güvenlik ortamına uygun NATO stratejisi çerçevesinde baş- lattığı profesyonel ordu yapılan- masına tümüyle geçmesinin söz konusu olmadığını açıkladı. Sez- gin, "Asker ocağı kutsal bir yer- dir. Bu nedenk profesyonel asker- liğe geçişle bûükte mecburi asker- lik hizmeünden tamamen vazge- çflmesi mümkün olmayacaknr" dedi. Sezgin, Türkiye'nin, Bal- kanlar ve Kafkaslar'da ortak ordu kurmayı planladığım da belirtti. Cumhuriyet'in çeşitli konulardaki sorulannı yanıtlayan Sezgin, 'Ya- nm asıriık müttefikimiz' dıye tanımladığı ABD'yi, Türkiye'nin •güvenilirbir dosru olmaya' çağırdı. Sezgin, ABD'den, lobile- rin etkisinden kurrularak Türkiye'yi uzun vadeli stratejik ortağı olarak görmesıni istedi. Sezgin, pek çok ülkede pahalıya mal olan ve et- kinliği tartışılan zorunlu askerliğin ordu üzerinde demokratikleşme etkisi bulunup bulunmadığı ve profesyonel orduya ge- çişle ilgili bir sonıya da şu yanıtı verdi: "Türk milletinin örf ve adetierine göre askerlik çok yüce bir kavramdır. Halen Türkiye'de uygu- lanmakta olan sistem. ya- n profesyonel. yan zorun- luluk esasına dayanan karma bir sistem olup ta- mamen Türk SilahJı Kuv- vetteri'nin halkma açık ol- ması prensibine göre inşa edflmiştir." Askerlik tasalmıyor Milli Savunma Bakanı Sezgin'in, Cumhuri- yet'in sorulanna yanıtla- n şöyle: • 1991 yılından itiba- ren profesyonel ordu ya- pısına doğru ilk adımlar atıldı. Emirkomutayapı- sı içinde de bir teşkilat- • Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Sezgin, tümüyle profesyonel ordunun söz konusu olmadığını söyledi. Sezgin, "Türkiye Balkanlar ve Kafkaslar'da ortak ordu kurmayı planlıyor. Barzani'ye lojistik destek veriyoruz. Savunma harcamalan tüm hızıyla sürecek" dedi. lanmaya gitmek amacıyla dış kaynaktan subay ve astsubay alı- mına ımkân sağlayacak şekilde sözleşmeli subay yasa tasansı ça- lışmalan başlatıldı. Bölgesel nsk- ler, dış tehditte meydana gelen ar- tış ve iç tehdite karşı yürütülen mücadele nedeniyle askerlik sü- resinin yeniden kısaltılması dü- şünülmüyor. • TSK sınır ötesi harekâtını, Kuzey Irak'taki rakip Kürt grup- lanndan Irak Kürdıstan Demok- ratik Partisi (KDP) ile yapmakta- dır. Yani bölge insanının kendi- siyle yapmaktadır. Bu bağlamda da KDP liden Mesud Barzani'ye lojistik destek sağlıyoruz. 0 Türkiye'nin yer almadığı bir çokuluslu birlığin Doğu Akdeniz. Balkanlar ve dığer yakın bölge- ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Avrupa BirHğTne ilk tepid: Demokratikleşme paketi geri çekildi. lerde fonksıyonel ve aktif olması mümkün değildır. Bu kapsamda, Türkiye bu bölgede de kuzey böl- gesinde olduğu gıbı çokuluslu birliklerin kurulmasını teş\ ik et- mektedir. Aynca değışen güven- lik ortamında, istikrar ve güven- lige en fazla ihtiyaç duyan bölge- ler olan Balkanlar ve Kafkaslar'da katılmayı arzu eden bölge ülkele- ri ile ortak bırlik oluşturulmasına yönelık projelerimız var. (Türki- ye'yi Balkanlar'da etkin lolacak ve eski Doğu Avrupa. Orta Asya ve Kafkasya ülkelennı bünyesı içinde toplavan Banş için Ortak- lık (BİO) çerçevesinde ortaya at- tığı birlik kurulması projesi- nin benzerinı Bulgaristan da gündemegetirdi.) • NATO'nun genişleme- sı sürecınde bir grup ülkeye diğerlerine göre ayncalıklı davranarak bölgesel denge- sızliklerin yaratılmaması önemlıdir. Türkiye'nin bir güvenlik endişesı varsa, bu da Balkanlar'daki bırlik, be- raberlik ve bütünlüğün her- hangi bir nedenle sağlana- maması endişesinden kay- naklanabilecektır. Ordu dinine bağjb • Türkı>e laık bir ülkedir. Bu düşünce sistemi insanla- nn dıni inanışlanna saygıyı gerektirdıği kadar aşın dincı faalıyetlen men etmeyi de gerektırir. Özelhkle TSK'nın aşın dıncı hareket- len bünyesinde muhafaza et- mesi mümkün değildir, gele- cekte de mümkün olmaya- caktır Hiçbır asker dınının gereklerini yerine getıriyor dıye ordudan atılmaz. Ancak dıni kendı kötü emellenne alet etmek ısteyenlerin ordu içinde banndınlması müm- kün değildir. • Dünyanın en istikrarsız bölgesinde \er alan Türkiye, 45 yıl bütçesinin büyük bö- lümünü savunmava ayırdı ve güvenliğini temm ettı. Uy- gulamalanmız bundan sonra da aynı düşünceler ışığında devam edecek. • TSK'nın milli olması zorunluıhtiyaçlannm tekno- loji paneilennde müzakere- sıne Ocak 1998 de başlana- cak. DlSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'i ziyaret etti 4 Eylemin hedefi hükümet değiPANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-DlSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, 10 gün süren "Sendikal Haklar Yürüyüşü"nün ardından. dün Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'i ziyaret etti. Budak, eyle- min hükümetı hedeflemediğını vurgularken. "Hükümetin maze- reti var, sayısal çoğunluklan yok. Hükümete değil, Türkiye'deki si- yaset anlayışına karşryız" dedi. Ecevit de, Türkiye'de "kayıt içi jş- çiden fazla, kayıt dışı işçi" olduğu- nu vurgularken, bu sorunun çözü- mü için vergi reformu paketinin önemli katkı sağlayacağını bildir- di. DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, dün parlamentoda Ecevit'i ziyaret ederek bir mektup sundu. Budak siyaseti uyarmak için yola çıktıklannı, ancak yol boyunca çe- şitli kesimlenn sorunlannı akta- rarak kendilerini "sözcü" olarak gösterdiğini anlattı. 11 milyon sendikalı olabilecek kişi varken, sendikalı sayısının 960binde kal- dığına dikkat çeken Budak. 12 Eylül sonrasında 40 bin üyelerinin ışten çıkanldığını da anımsattı. Budak. "Sendikalar olarak bitme noktasına geByoruz. Bircok soru- numuzvar. DİSK açüdığından be- Çiller'in Söylemez için destek turu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu ÇiDer. lzmir Milletvekili Ufiık Söyiemez'i geri almak için bazı Başkanlık Divanı üyelenni ikna etmeye çalışıyor. Genel Başkan Yardımcısı Nahit Menteşe. "Kapryı araladık" derken, Doğan Güreş'in dönüşünün kesinlik kazanmadığını söyledi. DYP'de, Başkanlık Divanı, Genel Idarc Kurulu ve gruba kadar uzanan Söylemez bunalımı çözülemedi. Başkanlık Divanı üyeleri kendi aralannda bölünürken, Genel Başkan Yardımcılan Nahit Menteşe, AH Şevki Erek, Mehmet Gölhan geri dönüşler için Çiller'in yanında yer aldılar. Başkanlık Divanı'nın dığer üyeleri Hayri Kozakçıoğju, Cihan Paçacı ve Rıza Akcalı ise Çiller'le ters düştüler. Çiller, dün yaptığı genişletilmiş Başkanlık Divanf nda geri adım atmayacağı mesajı verdi. Menteşe, "Kapıyı aralachk. Merkez sağdaki bütünlük önemli. Saym Güreş'le de sık sık görüşüyoruz, ancak bana bir süre bekler gibi gefiyor" dedi. Ufuk Söylemez'in genel başkan yardımcılannı telefonla tek tek aradığı öğrenildi. DYP'de. Söylemez'e karşı Çiller'e direnen kesim, GİK kozunu kullanmak için kollan sıvadı. DYP rüzüğü. istifa ettikten sonra bir miiletvekilinin geri dönüşü için yetkiyi GlK'e bırakıyor. ri notertere 4-5 milyon dolar ver- miş. İşçinin sendikaya ü\e olması için de, istifası için de noteregitme- si gerekiyor. Siz istifa etseıüz. Cum- hurbaşkam istifa etse böyle bir ge- rek yok. Bunlar, sendikalaşma önündeki engeller*' dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit de, "demokratik ve banş- çı" eylemleri nedeniyle Budak'ı kutladı. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in > aşama geçirilmesinin önemıne dikkat çeken Ecevit, "DİSK daha çok özel sektörde (A- duğu için bürün sorunlannıza si- yaset çözüm bulama\abilir" dedi. Ecevit. kayıt dışı işçı sorununun önemini vurgularken de, "Çözüm öncelikle kayıt dışı ekonomiyi ola- bildiğinct daraltmaya bağlı görü- nüyor. Vergi reformu sayesinde. kayıt dışı işçileri gözden saklamak çok zor olacak. Aynca özelsektör- de erken yaşta işten çıkanp, kıdem tazminaonı azaitma eğiiimi var" diye konuştu. IRMIKI AYDIN ENGİN Yoksa gözünüzden kaçtl mı? Rant gelirierinin vergilen- mesi bir yıl ertelendi. Ertelemenin zamanlama- sı pek uygun oldu. Lüksem- burg donjğunun tozu duma- nı arasında sessiz sedasız karara bağlandı. Artık bor- sada hisse senedi alıp sata- rak, günlük, haftalık repo, overnight faiz, dolar, mark, döviz duraklan arasında me- kik dokuyup, parayla para kazanılan birtuhaf ekonomi- de at koşturarak sağlanan kazançlar bir yıl daha vergi- siz. Avrupa Birliği'nin kapısın- dan döndürüldük diye fırtı- nalar koptu da, sonuçlan ve etkileri en az o kadar önem- li bir erteleme karan üstüne ne bir ses, ne bir soluk. Oysa bunun şakaya gelir yanı yok. Sözünü ettiğimiz rant gelirleri, emekli ikrami- yesini semt bankasında fa- ize verip enflasyona karşı kendince (ve umutsuzca) di- renmeye çalışan Mehmet Ürkmesin Diye Sessiz Sedasız... Efendi'nin sağladığı kazanç değil. istanbul Yeşildirek'te gündeliğinden arttırdığı bir- kaç milyoncuğu, Tahtaka- le'de döviz bürosuna gidip on dolara, yimni marka çevi- ren sırt hammalı Siirtli Ha- san'ın kazancı hiç değil. Borsada, repo pazarında, döviz alım satımında bir ge- cede sağlanan rantlar, sizin benim gibiler için baş dön- dürücüdür. Borsada hisse senetleri üstüne oyun çevi- renler bir seansta ceplerine milyonluk değil, milyarlık de- ğil, trilyonluk kazançlar ko- yuyorlar. (Haydi şurada bir ara ve- rin de trilyonun kaç sıfırla ya- zıldığını bir çırpıda söyleme- yi deneyin bakalım.) Bu tür kazançlara rant de- niyor. Ranten kestirme tanı- mıyla "bir emek karşılığı ol- maksızın sağlanan gelir" demek. Keza gene en kestirme ta- nımıyla "sermaye". serbest piyasadan işgücü, ham- madde ve makine satın alıp, işgücü sahiplerini çalıştıra- rak makineleri işletip ham- maddeleri "mefa"yadönüş- türen ve bu metaları satarak "kâr" elde eden ve böylece durmaksızın büyüyen ser- vettir. Bu tanıma çok bilmiş eko- nomi uleması, "Oh-hoooo sen 19. yüzyıldan kalma bir ideolojinin, Marksizmin ba- yatlamış jargonuyla eski bir masal anlatıyorsun. Global- leşen dünyada mali serma- ye, ticaret sermayesi, sana- yi sermayesi, hatta sermaye değeri kazanan bilgi gibi çok bileşenli ve çok yüzlü, çok karmaşık bir ekonomi olgu- yu bu kadar basite indirge- yemezsin" diyecek. Hiç de bir şey demiş ol- mayacak. Insanlar acıkınca ekmek yiyor, bir yerden bir yere git- mek için taşıtlara biniyor, üşümemek için giyiniyor, ba- nnmak için ev alıyor ya da ki- ralıyorsa sermayenin temeli gene de "hammadde-maki- na-işgücü"nün bir araya ge- tirilip tüketim maddesi (me- ta) ürettirilmesi ve bunlan sa- tıp kâr elde edilmesidir. Kapitalizmi bu içeriği ile kavrayanlara bugün için sö- zümüz yok. Ne tuhaf ve ne acıdır ki bu ülkede kapitaliz- min çapaçulluktan, vurgun- culuktan, üretim olgusunu bu denli gerilere itmekten kurtulmasını savunmak bile Marksistlere düşüyor. Tıpkı gerçek bir demokra- side sosyalizmin temel he- deflerini yaşama geçirmek için savaşmak yerine, de- mokrasiyi, hukuk devletini, sivil anayasayı savunmakla yetinmek zorunda kalışları gibi. Erteleme kararıyla bir yıl rant gelirleri vergilenmeye- cek. Bir yılda vergi vermek- sizin cebe girecek rant gelir- lerinin boyutları korkunç. Türkiye sermayedariarı ise gitgide daha da azgmlaşan bir hızla üretimden kaçıp rant gelirlerine yöneliyor. Ürkmesin diye kollanan, sır- tı sıvazlanan sermaye hiç utanmadan, yüzü kızarma- dan sadece para alıp sata- rak yürümeyi açık seçik yeğ- lemiş durumda. Rant kazançlanndan ver- gi alınmaya kalkışılınca bile ürküveren bir sermaye; böy- lesi sermayedarları bile ür- kütmekten ürken bir iktidar! işte 1997 sonu Türkiyesi'nin en özlü fotoğrafı... Haydi "Türkiye'yiniye Av- rupa Birliği'ne almadılar" sorusunun yanıtını bir de bu fotoğrafta arayahm. Haydi bu ülkede "Demokrasi niye böyle güdük, hukuk niye böyle boynu bükük, insan haklan niye böyle ayaklaral- tında" sorularının yanıtlarını bir de bu fotoğrafta bulmayı deneyelim... POLİTİKA GUINLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Karamsar mısımz?.. Alman Sosyal Demokrat Partisi Federal Meclis Grubu ve Avrupa Sosyal Demokrat Partisi Başka- nı Rudolf Scharping, Ankara'da şöyle diyor: "Kızgınlığın, öfkenin üstünden gelin, akılcı ol- uni." Scharping, CHP Grubu'nda konuşurken Lük- semburg zirvesinin sonuçlarınadeğiniyordu... Alman konuk, ilginç gözlemlerini aktardı; de- mokratik, laik, özgürlükçü toplum üzerinde dur- du... Dün sabah gazetelere şöyle bir göz attım... Şeriatçı basın yine sapla samanı kanştırmıştı. Din tacirleri, akıl almaz yalanlarla ayakta durmaya çalışıyorlardı... RP liden Necmettin Erbakan, partisinin grup toplantısında "ilk seçimde yuzde 60 oy almalıyız" diyerek bir yerlere sınyal verıyor ve ekliyordu: "İlk iş olarak bu ucubeyi işbaşından uzaklaştı- racağız..." DYP lideri Tansu Çiller, koskoca bir partiyi yüz- de 10'lara düşürdüğünün farkında olacak ki 'Saf- kan Atatürkçülüğü 'y\e 'katıksız şeriatçı' olmayı eş- değer sayıyor, Meclis kürsüsünden 'radikallslam- cılara' mesaj veriyordu... Türkiye, ilginç bir yol ayrımına doğru sürükleni- yor muydu? Pencereden dışarıya baktım. Kar yağışı hızlan- mıştı... Çamlıca tepeleri kahverengiyle beyazın içinde koyu yeşil bir rengın yalnızlığını taşıyordu... Yeniden gazeteleri okumaya başladım. Başlık- lar "Türkiye bizi yanlış anladı", "Müthiş destek", "Avrupa'nın anahtan Blair'de" türündendi... ••• Demokratik, laik ve özgürlükçü bir toplum mu- yuz? Biz bu soruyla hep karşılaşıyoruz... Tarikatlann holdingleştiği bırtoplumdaelbetdin bezirgânları at oynatacak, 'uzlaşma ödülleri' da- ğıtarak toplumu kendi yanlanna çekmek için 'med- ya'yı da kullanarak yol almaya çalışacaklardır... Böyle bir düzende Başbakan Mesut Yılmaz ve yardımcısı Bülent Ecevit ne yapacaktır? Salt ke- sintısiz 8 yıllık zorunlu eğitımi yaşama geçirerek Türkiye'yi demokratik, laik ve özgürlükçü çağdaş bir toplum düzeyine çıkarabilecekler midir? Avrupa Birliği, Türkiye'yi dışladı!.. Biz Avrupa istiyor diye mi demokratik, laik ve öz- gürlükçü bir toplum olacağız, yoksa bu coğrafya- da yaşayan insanlar için mi çağdaş bir ülke konu- munu benimseyeceğiz? REFAHYOL gitti, ANASOL-D geldi!.. Dinci vakıflar dimdik ayakta, şeriatçı hareket es- kisinden daha hızlı!.. Kim denetleyecek dinci vakıflan, kim? Vakıflar Personel Daire Başkanı ne yapar? Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkan- lığı kimlere hizmet eder? Kurul başkanı. yurtsever müfettişleri niçin görevlerinden uzaklaştınr? Bir başka soru: "Bilecik Vezırhan Köprülü Mehmet Paşa Camii emanet onanmını alan firmanın kimlehe ilişkisi var- dır? Vakıf Inşaat kimlerin yönetimindedir? Bu /n« şaattakı taşeronlar kimlerin yakınıdır?". . • • • • • • ' ' Avrupa bizi dışladı mı dışlamadı mı? Rudolf Scharping, CHP grubunda ne diyordu: "Ktzgınlığın, öfkenin üstünden gelin, akılcı olun!" Sahi biz akılcı mıyız? Hiçbir zaman olamadık ki!.. Önce biz çağdaş değiliz... Biz şimdilerde "Zina suç olsun mu olmasın mı" diyetartışıyor, ünıversiteli kızlanmızı 'Bekâret kont- rolünden' geçirmek için çabalıyoruz... DSP Tekirdağ Milletvekili Fevzi Aytekin diyor ki: "Zina yapan idam edilsin!.." Türkiye demokratik, laik ve özgürlükçü bir top- lum mu? Türkiye AB'den niçın soyutlandı? Devletimiz 'yatak odasından çıkmayı' düşün- medikçe, çocuklarımıza işkence yapıp cezaevle- rine tıkmaktan vazgeçmedikçe, biz daha çok 'de- mokratik, laik ve özgürlükçü Türkiye' sloganları atanz... Sapla samanı salt dinciler değil, demokratik, la- ik ve özgürlükçü kesilenler de kanştınyor... Sonra ne oluyor? Karamsaıiık toplumu sarıyor... Yüreği sevdasız bir toplumun bireyleri olarak gökdelenlere bakıp boşluğa sesleniyoruz: "Biz ne zaman Avrupalı olacağız?" Galiba hiçbir zaman olamayacağız!.. Dün Ankara'da, Kızılay Alanı'nda polisin öğren- cilere karşı takmdığı acımasıztavrı sanırım televiz- yonlardan izlemişsinizdir... TBMM Genel Kurulu'nda pankart açtıklan için toplam 96 yıl hapis cezasına çarptınlan üniversi- te öğrencilerinin Yargıtay'da görülen temyiz duruş- ması için istanbul'dan Ankara'ya gelen öğrenciler Kızılay'a yürümek istediler... Ama polis her zamanki gibi acımasızdı. öğren- cileri copladı, yaraladı ve 438 kişiyi gözaltına aldı. Pencereden dışanya baktım. Gökyüzü kurşuni rengin kuşatması altındaydı. Kar ise hâlâ yağıyor- du... E. Posta: Hikmet.Cetinkayafa raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 C A G D A S Y A Y I N L A R Çtmtm j ÇAĞININ TAHIĞI ÜÇ YAZAR 2. BASI 300 000 Tl KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI 3. BASI 400 000*1- SANCILI YILIAR KUŞATILMIŞ SOKAKLAR 4. BASI 350 000 TL KUZU POSTUNDA KURT 2. BASI 600.000 71. ZAMBAK SANA DA BUIAŞTI KAN 2. BASI 6O0OO0TL DİN BARONUNUN KAZIARI 600 000 Tl A$IK KADINLAR SOKA&I 60C000TI JERİAT PAZARI600 000 TL Cumhuriyet Kıtap Kulübü Çağ Pazarlama A Ş Türkocajı Cad. No-39/41(34334)Cağaloğıu-lstanbul Tel 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle