Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 KASIM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İstanbul Milli
Egitim'de
soruşturma
• İstanbul Haber Servisi -
Mılli Eğitim Bakanlığı,
Isanbul II Milli Eğitim
Müdürlüğü'nde
soruşturma başlattı.
Soruşturma sonucunda
Öjretmenevlerinden
sorumlu tstanbul II Milli
Eğitim Müdür Yardımcısı
Aii Osman Karahan ile
Beyoğlu tlçe Milli Eğitim
Mıidürû Mustafa Göller,
Beyoğlu Öğretmenevi'nde
usulsüzlük yaptıldan
gerekçesiyle açılan
soruştuıma sonucu
görevden alındılar.
Karahan ve Göller.
sicilleri düşürülerek
"öğretmen" olarak başka
illere atandılar.
Mustafa Kemal
Derneği'nden
açıklama
• İstanbul Haber Servisi -
Mustafa Kemal Derneği
Genel Başkanı Kamran
Baran yapuğı yazılı
açıklamada. "Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurucusu
ulu önder Atatürk'ün 59.
ölûm yılında, Atatürk'ün
kutsal emanetlerini
yeterince koruyamamanm
çaresizliği ve değerini
bugüne dek hâlâ
anlamamanın zavallılığını
yaşıyoruz" dedi.
Vekile rüşvet
soruşturınası
• tstanbul Haber Servisi -
Beşiktaş Kaymakarru
Naim Dalkılıç'ın, eşinin
bir bar sahibinden rüşvet
aldığı iddiasıyla
görevinden alınmasından
sonra Beşiktaş
Kaymakamlığı'na
vekaleten atanan Beşiktaş
îlçe Milli Eğitim Müdürü
Mustafa Taflan'ın da
"Okul müdürlerinden
rüşvet niteliğinde hediye
aldığı ve personele kötü
davTandığı" gerekçesiyle
soruşturma geçirdiği
belirlendi.
Polise direnen• • •••••• ••••••
kadın olduruldu
• tstanbul Haber Servisi -
Balmumcu'da Mısır Hava
Yollan bürosunun önünde
koruma görevi yapan polis
memuru Murat Erol,
kapkaççı olduğundan
şüphelendiği kadınlann
üzerini aramak istedi. Dün
akşam saatlerinde
meydana gelen olayda
polis memuru Erol, üzerini
aratmak istemeyen
kadınlardan Eda
Tannsevergil'i kafasından
tek kurşunla vurarak
öldürdü.
Bırasis
şinketi battı
• İSTANBUL(AA)-
Aralannda ünlü kişilerin
de bulunduğu yaklaşık 6
bin kişiye doktor, hemşire
ve ambulans hizmeti
sunan ve yüzde 95'i
yabancı sermayeli Eurasis
adlı şirketin 9 Fransız, 1
Türk hissedannın, şirketin
1 milyon 200 bin dolarlık
borcu nedeniyle kayıplara
kanştığı iddia edildi.
Şirketin Türk hissedannın
Sert Holding ve Şeker
Sigorta'nın sahibi Yurdal
Sert olduğu ve Şeker
sigorta aracılığıyla önceki
akşam çalışanlanna 'iflas
ettik' mesajı gönderdiği
öğrenildi.
Kuvva-yı Milüye
AKM'de
• İstanbul Haber Servisi -
Sivil Toplum Kuruluşlan
Birliği, Cumhuriyet'in 75.
kuruluş yıldönümü
kutlamalanna Kuvva-yı
Milliye oyunu ile start
veriyor. Kuvva-yı Milliye,
yarm saat 15.00'te Atatürk
Kültür Merkezi'nde
izlenebilecek.
hfaiye eri öMü
• KOCAELİ(AA)-
Kocaeli'nin Körfez
ilçesine bağlı Hereke
beldesindeki Diler Ok
Denizcilik Liman
Işletmesi deposunda çıkan
yangında Ali Köztekin
adlı ıtfaiye eri öldü. Emin
Özata adlı itfaiye eri de
yaralandı.
Nüfus cüzdanımı
kaybettim. Hükümsüzdür.
ÎBRAHİM KABAOĞLU
Her gün onlarca can alan trafik kazalannm asıl sorumlusu petrol ve otomobil tekelleri
TCDD'yi kurtanna çabası
CELALYILMAZ
• Cumhuriyet dönemindeki ulaşım politikalannın 2.
Paylaşım Savaşı sonrasında terk edildiğini ve tüm kaynaldann
karayolu yapımı, petrol ve otomobil ithali için seferber
edildiğini kaydeden Altuğ, asıl canavann karayollannı
mezbahaya çeviren uluslararası petrol ve otomobil tekelleriyle
bunlann yerli işbirlikçileri olduğunu söyledi.
kişinin karayollanndaki trafik ka-
zalannda yaşamını yitirdiğini be-
lirten Birleşik Taşımacılık Çalı-
şanlan Sendikası (BTS) Genel
Başkanı Orfaan Altuğ, siyasılenn
kara ulaşımındaki yükün hafîfle-
tilmesine ve cezalann yeniden art-
tınlmasına ilişkin açıkJamalanmn
ciddiyetten uzak olduğunu vurgu-
ladı. BTS Genel Başkanı Orhan Al-
tuğ, Amerikan danışmanlık firma-
sına hazırlatılan bir raporla
TCDD'nin günümüz Düyun-u
Umumiyesi olan Dünya Banka-
İZMİR- Türkiye'deki trafık te-
rörünün durdurulrnası içtn Başba-
kan MesutYümaz'ın "youannçift
şeritJi hale dönüştürülınesi" öne-
risi, Ulaştirma BakarJığı Müsteşa-
rı Süreyya Yücel Özden'in de
TCDD'ye yönelik, "Özeueştinne
önerBerineher yönüyle açtğtz" yak-
laşımınm demiryollannın çoku-
luslu şirketlere peşkeş çekileceği
anlamına geldiği savunuldu.
Türkiye'de son 10 yılda 120 bin
sı'nın ağına düşürüldüğünü öne
sürerek şöyle konuştu:
"TCDD'nin iyikştirUmesine ve
yeniden yapılandınlmasına ilişkin
açddamalaryabana şirketler rapor-
lanyla paraleUik göstermektedir.
Demirvoüarına bütçeden aynlan
pay ortadadır \« her geçen yıl dü-
şûrülmektedir. Altyapı yannmı ön-
görûhnemektedir. Ülkemizde ula-
şım yükünün karayoUanna bindi-
ritanesiyle günde 20-25 kişi, bay-
ram tatfllerinde ise 250-300 kişiya-
şamını yitirmektedir. Son 10 yılda
120 bin ölü, 100 bin yarah trafik te-
rörünün eseridir. Yani, her 10 yıl-
da orta ölçekli bir kent nüfusu tra-
fik kazalanndayok edilmektedir."
Cumhuriyet dönemindeki ulaşım
politikalannın 2. Paylaşım Savaşı
sonrasında terk edildiğini ve tüm
kaynaldann karayolu yapımı, pet-
rol ve otomobil ithali için seferber
edildiğini kaydeden Altuğ, asıl ca-
navann karayollannı mezbahaya
çeviren uluslararası petrol ve oto-
mobil tekelleriyle bunlann yerli
işbirlikçileri olduğunu söyledi.
BTS'nin hazırladığı rapora gö-
re TCDD'nin kurtulması için ya-
pılması gerekenlerden bazılan şöy-
le sıralandı:
- Demiryollanmızın yüzde 98'i
tek hatlıdır. Çıft hatlı ve 3 hatlı ha-
le getirilmelidir. . Elektrikli hat
oranı Avrupa düzeyine getirilme-
lidir. Avrupa ortalaması yüzde
42.25, Türkiye yüzde 11.1 'dir. Ta-
mamen standart dışı olan raylan-
mız yenilenmelidir
- Hatlar yüzde 12.5'ten fazla
eğimli olmamalıdır. Kilometre ka-
reye düşen demiryolu hat uzunlu-
ğu en azından Avrupa ortalaması-
na getirilmelidir. Avrupa'da 1000
km2'ye ortalama 56.09 km. hat
düşerken, Türkiye'de bu rakam
10.84 km'dir. Yani, beşte biridir.
- Kilometre başına düşen per-
sonel Avrupa düzeyine yükseltil-
melidir. Batıda ortalama 7 bin 134
olan personel sayısı Türkiye'de 4
bin683'tür.
- Hızlar yükseltihnelidir. En ge-
lişmiş demiryollanna sahip olan ül-
kelerde 600 kılometrelik uzaklık-
lar 2 saatte kat edilmektedir. Yani
saatte 300 km'yle yolcu taşınmak-
tadır. Bizdekı Başkent Ekspre-
si'nin ticari hızı yaklaşık 82
km/h'dir. 576.6 km'lik Ankara- ts-
tanbul arasmı 7 saatte alabilmek-
tedir. Yani, otobüsten yavaştır.
Arap Yarımadası'nın güneyindeki ülke uzun yıllar dıs dünyadan uzak kalmanın sıkıntısını çekiyor
yaralannı sanyorLEYLA TAVŞANOĞLU
SAN'A/YEMEN - Yemen çok
uzun yıllar dış dünyaya kapalı kal-
mış bir ülke. Haritada da görebile-
ceğiniz gibi Arap Yanmadasrnın
güneyinde yer alan Yemen'in kom-
şulan kuzeydoğuda Suudi Arabis-
tan, doğudada Umman Sultanlığı...
Güneyi Aden Körfezi, batısı Kızıl
Deniz. tki yani denizle çevrili ol-
masına karşın dış dünyadan yalı-
tılmış olarak yaşamış.
Bir dönem, sıkı dış bağlantılan
varmış. Ömeğin 19. yüzyılda En-
donezya ile çok sıkı ilişkiler kurul-
muş. Bunun da nedeni Hadra-
mut'tan pek çok kişinin Endonez-
ya'nm Cava Adası'na para kazan-
maya gitmesiymiş. Yüzyıl sonun-
da ise bu insanlar cepleri, keseleri
para dolu olarak Hadramut'a dön-
müşler. Burada harika saraylar yap-
tırmışlar. Hatta bugünkü Endonez-
ya Dışişleri Bakanı Attas'ın Had-
ramut kökenli olduğu biliniyor.
Herneyse... Bizbugün Yemen'de
yaşanan olaylara ya da olaysızlığa
dönelim. Ülke fazlasıyla dingin.
İnsanlarçok fazla çalışmaktan hoş-
lanmıyorlar gibi... Bunun nedeni-
nı Yemen'i yakrndan bilen bazı ki-
şilere sordûk, bu durumun sıcak
iklimden kaynaklanıp kaynaklan-
madığını öğrenmek istedik. Aldı-
ğımız yanıt çok ilginç. ilginç olmak-
tan da öte çarpıcıydı:
"Unutmayın ki bu ülke dahaçok
genç. Üstelik hiç durmadan birta-
kım badirelerden geçmiş. Şimdi
şimdi rahatsohıkalabffiyorlar. Ama
yakın geçmişte yaşananlar onlann
ruhsal dengelerini bozdu."
Peki, bu durum karşısında ne ya-
pıyorlar? Psikolojik tedavi görü-
yorlar mı?
"Psikotoglar sayıca hem az, hem
de iyi yetişmemiş,. Bu imanlan te-
davi edecek yerdeonlara sürekii si-
nir Daçları yanyorlaıf
Işte burada Yemenliler'ın kendi
kendilerine, elyordamıyla bulduk-
lan bir çeşit tedavi biçimi devreye
giriyor. Bunun adı "cat" ya da
*qat". Kat diye okunuyor. Bu, bir
bitki. Kısa boylu, koyu yeşil yap-
raklı, kavağa benzeyen bir ağaç.
Ama yapraklan kayağınki kadar
iri ve seyrek değil. Üstelik cilalan-
mış gibi pınl pınl.
Yemenliler, özellikle de alt sınıf
ve orta direk erkekleri öğleyin sa-
at 12.00 oldumu "katpazaıVnako-
şuyorlar. Demetlerle kat alıyorlar.
Bunun kartlaşmış alt yapraklannı
atıyor, füizlerini kendilerine saklı-
yorlar. Öğle yemeğinden sonra da
başhyorlar fılizlen teker teker çiğ-
nemeye.
Yemen'de olduğumuz sürece ora-
ya buraya giderken bindiğimiz To-
Yemen'li erkekler ülkelerine geJen turistler için geleneksel kıyafederini giyip dans gösterisi yapıyorlar. (Fotoğraf: LEYLA TAVŞANOĞLU)
yota marka cibin sürücüsü Mu-
hammed'den kat çiğneme yöntem-
leri konusunda bilgı istiyoruz. Cid-
di ciddi anlatıyor:
"Bak, şündi, kat filirini çiğner-
ken sürekii bir yanağuun kenann-
da tutacaksın. Hiç rükürmek yok.
Posanın üstüne yeni kat filizini ağ-
zınaahp çiğneyebflirsin. Çok lezzet-
lidir. Hem insanlaruı iştahuu kese-
rek şişmanlamalannı engeHiyor."
Bir fıliz tutamını ağzıma attım.
Ama anlaşılan bu damak alışkan-
lığını gerektiriyor. Benım dama-
dan da bağnnhlık yapıyor. Kat çiğ-
neycnlen? bakın. Her gün aynı sa-
atte kat aunaya koşuyorlar. Cinsd
gücü artnrdığı sanısı ise tümüyle
yanhş. Onlar öyk olduğuna inanı-
yorlar"
İyi de bu kat nereden. ne zaman
Yemen'e gelmiş? Kat daha çok Ku-
zey Yemen'de etkili bir bitki. Aden,
Hadramut gibi güney limanlannın
insanlan kata yüz vermiyor.
Kahve gibi 200 yıl kadar önce
Etiyopya'dan Yemen'e gelmiş. Ön-
ce toplumun üst sınıfindaki kişiler
dan sonra da hem gevşeyip hem
canlanarak metabolizmanın altüst
olmasından bir köşeye krvnlryor. Bu
da doğal olarak ekonominin ge-
reksindiği insan gücünün gerekli ve-
rimi verememesine yol açıyor.
Şimdilerde orduda ve poliste kat
yasaklanrruş. Hatta haftalık Ingiliz-
ce Yemeni Times gazetesine göre
bütün devlet dairelerinde yasak-
lanması için hükümet bir karar al-
mış. Ancak katı yasaklamak o ka-
dar kolay olmayacak gibi. Bize an-
latılana göre katı tümüyle yasakla-
Y,emen halkı geçmişte yaşadığı sıkıntılan atlatmak için kendisine bir çeşit tedavi uyguluyor.
Kat adını verdikleri koyu yeşil yapraklı bitkiyi tütûn gibi çiğnemek her şeyleri olmuş. Orta direk
erkekleri öğleyin saat 12.00 oldu mu "'kat pazan"na koşuyor, demetlerle kat alıyorlar. Bunun
kartlaşmış alt yapraklannı atıyor, filizlerini kendilerine saklıyorlar. Öğle yemeğinden sonra da
başlıyorlar filizleri teker teker çiğnemeye.
ğım ise bu lezzete alışkın değil.
Peki, kat insanda nasıl biretki ya-
pıyor? Muhammedyine cıddi cid-
dı anlatiyor
"Önce rahatiauyor, gevşetiyor,
sonra da müthis bir enerji veriyor."
Anlaşılan etkısıni aşama aşama
gösteriyor. Bu arada öğreniyoruz ki
Yemenli erkek cinsel gücünü "kat"a
borçlu olduğunu düşünüyor. Kat
konusunda daha aynntılı bilgi al-
mak için bu işi bilenlere soruyoruz;
anlatıyorlar:
"Bu bitki kesinlikle uyuşturucu
değfl, aksine uyancL Ama bir yan-
kat çiğnemeye başlamışlar. Daha
sonra orta direğe \e alt sınıflara
yayılmış. 1962'den sonra ise Ye-
men'de kat patlama yapmış. Öyle
ki kahve plantasyonlan teker teker
sökülmüş, yerine kat ağaçlan dikil-
miş. Bu nedenle de "Kahve Ye-
men "dengelir'" ınancı zayıflamaya
yüz tutmuş. Her ögleden sonra dört-
beş saat süreyle kat çiğneme se-
anslan son zamanlarda anlaşılan
hükümeti rahatsız etmiş.
Çünkü demetleri koltuğunun al-
tına kapan dükkânını, işyerini ka-
pıyor, kat çiğnemeye gıdiyor. On-
ma yoluna gidecek bir hükümet
kendi idam karannı imzalamış olur.
Bir de katın insanlann bir araya
gelip, birlikte çiğneme seanslan
düzenlemelerini sağlayan sosyal
bir unsur olduğu göz önüne alınır-
sa bu işin ne kadar zor olduğu da-
ha netlikle anlaşılabilir.
Hatta bu mucize bitki son za-
manlarda Yemenli kadınlar arasın-
da da popüler olmuş. Öyle ki Ye-
menli bir kadın canı sıkılınca öğ-
leden sonra arkadaşına telefon edip
"Şekerim, bugfin seninle kat çig-
nevefim mi?" dıye onu, bu yenı bul-
duğu keyfi paylaşmaya davet edi-
yor. Yemen'e giderken eş-dost, "Şu
meşhur kattan getir de bir tadına
bakahm",demişti. Ama ne müm-
kün? Kat Yemen dışında yasak. Su-
udi Arabistan sınırlanndan içeri
sokulması çok cıddi ceza yaptınm-
lanm gerektiriyor. Aynı durum Du-
bai için de geçerli. Dubai üzerin-
den döndüğümüz için de çantamı-
za ancak birkaç filiz kat atabildik,
göstermelik olsun diye...
Bu arada SanVya ilk gittiğimiz
gün Türkiye Büyükelçisi SanhTop-
çuoğhı'nun eşi Fırat Hanım'ın ba-
zı üst düzey Yemenli kadınlar için
düzenlediğı öğle yemeğinde karşı-
laştığım Nacvvaadlı Hanım kat ko-
nusunda benı şu sözleriyle daha da
aydınlattı:
"Bak şimdi, ben şişman bir ka-
dınım. Bana'Kat çiğne zayıflar-
sm" dediler. Üç ay süreyle her gün
kat çiğnedim. Ne zayifladım. ne de
başka bir etldsiııi gördüm."
Anlaşılan Nacvva Hanım sıra-
dan bir Yemenliden daha farklı bir
bünyeye sahiptı.
Kann fıyatını merak edenler için
ise özel bılgi:
Bir demet katın fiyatı kalitesine
göre 150 Yemen Rıyali (1 dolar=130
Yemen Riyali) ile 10 bin Yemen
Riyali arasında değişiyor. Ülkede
ortalama ücretin 5000 riyal oldu-
ğu ve insanlann günde 200-300
riyallik kat çiğnediği düşünülürse
bu, Yemenliler ıçın epeyce pahalı
bir keyif.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Laiklik ve Sekularizm
Geçen hafta, muhafazakârbirtelevızyon kanalında
geniş katılımlı bir tartışma programına katıldım. Konu
Cumhuriyetimizin muhasebesi idi. 74 yılda neler ya-
pıldı, neler yapılamadı; neler yapılmahydı vb. konula-
ntartıştık. Katılanlarmuhafazakârağırlıklı ıdiler. Ancak
öyle sanıyorum ki; Mustafa Kemal'in aydınlık yolu-
nu ve olağanüstü başanlannı sergilemek fırsatını bul-
duk.
Kimi arkadaşlanm, bu türden muhafazakâr kanal-
lara gitmememi önenyorlar. "Televizyona çıkmaya bu
kadarmı meraklısın" sorusunu soruyorlar. (Zaten Yal-
çın Küçük bu konuda "hevesli" olduğuma dair hük-
münü çoktan verdi ve biletimi kestı.)
Aslında ne meraklıyım, ne de hevesliyım. Hatta tam
tersine hevesli olmadığımı da söyleyebılirim. Fakat bu
kanallann izleyicilerine de görüşlerimi aktarmayı ya-
rarlı ve gerekli görüyorum. Aksi takdirde tek yanlı bir
"düşûnce beslenmesi" içinde oluyorlar. Pek çok şe-
yi yanlış anlatıyoriar ve bir ölçüde kandınlıyorlar.
Bu tür tartışmalarda kimi münasebetsız ye saygı-
sız tartışmacılar, sıranın kendilerine gelmesinı bekle-
meden, konuşanlann sözlerini keserek müdahale et-
mek isterler. Bu tür insanlara çok kızarım. Fakat tar-
tışmacılardan bazılan öyle şeyler söyledıler ki, aynı
saygısızlığı ben de birkaç kez yapmak zorunda kal-
dım. Zira sıra bana gelene kadar, söylenenler unutu-
lacaktı.
Aynı zamanda mılletvekilı sıfatını taşıyan bir tartış-
macı; insanın gözünün içıne baka baka yalan söylü-
yordu! VVashıngton'daki camıde Cuma namazlan öy-
lesine kalabalık oluyormuş kı, sokağa çıkan cemaat
ana caddeyi ve kavşağı işgal ediyor ve saatlerce tra-
fığe kapatıyorlarmış...
İnsan biraz destekli atar, biraz insaflı olur. Bir kere
ABD'de Müslümanlann önemli bir bölümü pazar gün-
leri camiye gıder. Nerden çıktı caddelere taşan Cuma
namazlan? Kaldı ki ABD'dekı Müslümanlıkla Türkı-
ye'deki Müslümanlık arasında dağlar kadar fark var.
Dilimızin döndüğünce anlatmaya çalıştık. Ama artık an-
layana...
Benim asıl üzerinde durmak istediğim konu, kav-
ramlann gene altüst edılmesı. Özellikle laiklik ve se-
kulanzm kavramlan bırbırine kanştınldı ve bızim bu kav-
ramı Fransa'dan almış olmamıza "çok vah vahlanıldı"
ve bizdeki gibi bir laikligin dünyanın hıçbir yerinde ol-
madığından dem vuruldu.
Gerçekten laiklik ve sekularizm kavramlan bırt>irin-
den çok farklı şeyleri ifade etmelenne karşın, kanştı-
nlmaya çok müsait tki kavram. Zira Almanca, Ingilız-
ce vb. gibi Anglosakson dillerinin çoğunda aynı an-
lamda ve birbirlennin yerine kullanılıyorlar.
Laiklik, eski Yunanca'daki "laikos" sözcüğünden
geliyor ve "mhban olmayanlar" demek.
Buna karşılık sekulanzm, Latince kökenli bir söz-
cük ve "sekularium" kökünden geliyor. "Zamanla il-
gili", "zamana ait", "çağa ait" anlamlanna geliyor.
Sekularizm sözcüğünün Türkçemizdeki karşılıgı la-
iklik degil, "çağdaşlık"t\r. "Sekuler" çağdaş, "se/cu/a-
rizm" çağdaşlık demektir. Bu sözcüğü ılk kez kım böy-
fe çevirdi ve kullandı, bılemiyorum. Fakat ben öğren-
ciliğim sırasında Niyazi Berkes Hoca'nın "Türkiye de
Çağdaşlaşma" kıtabında bu kullanımı görmüştüm.
Berkes Hoca'nm "Türkiye'de Çağdaşlaşma" başlıklı
kitabı, Türkiye'nin toplumsal yapısı konusunda çalı-
şan tüm genç araştırmacılanmızın başucu krtabı olma-
ya değer bir kitaptır. Ama öylesıne az okunuyor ki.. in-
san gerçekten hem hüzün duyuyor ve hem de Türkı-
ye'deki toplumsal bilimlerin geleceği konusunda en-
dişe duyLtyör.
Sekuler, yani "çağdaş" bir toplum; ekonomik so-
rununu çözmüş, siyasal rejim karannı vermış ve top-
lumsal yapı olarak dengesini sağlamış bir toplumdur.
Işte eğer toplum böyle bir "altyapıya" kavuşabilmiş-
se, artık devlet "din kurumundan" tümüyle elini çeker
ve insanlann ibadetleri ve inançlanyla ilgilı hertürlü dü-
zenlemeyi ve eğitimi, "cemaatlere" bırakır. Bunu ya-
parken, "gözü de arkada kalmaz", zira din kurumun-
dan devtete hiçbir tehdit gelmemektedir. O "kavga"
geride kalmıştır.
Sekuler toplumda, dinin siyasal yönü "törpülenmiş-
ör". Din kökenli bir siyasal düzen "önerilmemektedir".
Buna karşılık "laik" toplumlarda; devlet, din kuru-
munun siyasal sistemle ilgili talepleri karşısında du-
yarlı olmak zorundadır. Hele o devlet (kör-topal da ol-
sa) demokratik bir düzene ulaşmışsa, din kurumun-
dan gelebilecek "özgüriük kısıtlayıcı talepler karşısın-
da" vatandaşlannın her türlü inanç özgürlüğünü ve
bualandaki "farklılık hakkını" korumak zorundadır.
Refahlı arkadaşlanmızın kimi zaman eleştirilerine he-
def oluruz. "Bakın" derler, "o çok beğendiğinız ve
özendiğinizdemokrasilerin hepsinde, adında Hıristiyan
sözcüğü geçen siyasal partiler var. Ama bizde Is-
lamiyeti siyasal parti adı içinde kullanamazsınız. Sız
ne biçim demokratsınız?"
Doğrudur. Hemen tüm Batı demokrasilennde için-
de Hıristiyan sözcüğü geçen siyasal partiler vardır.
Fakat bu partilerden hıçbirinin üst ya da alt düzey
yöneticileri, iktidara geidikleri zaman Hz. Isa'nın
yaşadığı dönemdeki gibi bir siyasal düzen kurmak is-
tediklerini dile getirmez. Böyle bir özlem ve beklen-
tileri yoktur.
Bunlardan hıçbirinin üyeleri, "Isa Mesih Efendımiz
böyle giyiniyordu" diyerek yalınayak sokaklara çıkmaz,
beyaz çarşafa bürünerek dolaşmaz. Bızde öyle mi
ya?..
Keşke Türkiye öyle bir "altyapıyı" yakalayabilse ve
devtet, elini dinden tümüyle çekse ve cemaatlere tüm
sorumlulukları devretse. İnsanlar istedikleri gibi ör-
gütlenseter ve ibadetlenni yapabilseler.
Zaten bu nokta, Kemalıst çizginin ulaşmak is-
teyebileceği en son ve en ilen noktalardan bırıdir.
Mücadelemiz, biraz da bunun içindir.
Milli Savunma Bakanı Sezgin, olayla ilgili olarak 'Suikast ihtimali yok' dedi
Şehit Albay Berkay toprağa verildi
Haber Merkezi -
KKTC'de yapılan "To-
ros- 2/97" tatbikatı sıra-
sında hayatını kaybeden
Albay Vural Berkay İs-
tanbul'da toprağa veril-
di. Milli Savunma Baka-
nı tsmetSezgin Berkay' ın
ölümüyle ilgili olarak
"Kr suikast yok" dedi.
Töros 2/97 tatbikanrun
son gününde şehit olan
Piyade Albay Vural Ber-
kay'm ailesine dün 39.
Tümen'de düzenlenen tö-
rende Türk Banş Kuv-
vetleri Komutanı tarafin-
dan "şehitlikberatı" ve-
rildi. Şehit Albay Ber-
kay'ın cenazesi Ercan Havaala-
nı'nda düzenlenen törenden son-
ra tstanbul'a gönderildi. Ercan
Havaalanı'ndaki törene, KKTC
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hak-
kı Atun, Başbakan Derviş Eroğ-
lu, Kıbns Türk Banş Kuvvetleri
Komutanı Korgeneral AH Yalçın,
Berkay 'ın cenaze törenine siyasüer, meslektaşlan ve aiksi kabhü. (Fotoğraf: KEREM ILG AZ)
KKTC Güvenlik Kuvvetleri Ko-
mutanı Tuğgeneral Hasan Peker
GünaL, Türkiye'nin Lefkoşa Bü-
yükelçisi Ertuğrul Apakan ile
yüksek rütbeli subaylar katıldı.
Öğle saatlerinde Istanbul'daki
Levent Camii'nde düzenlenen ce-
naze törenine Harp Akademileri
Komutanı Necati Ozgen ve üst dü-
zey askeri yetkililerin yam sıra
Devlet Bakanı Eyüp Aşık ile DYP
millervekilleri Mehmet .\ğar ve
Necmettin Cevheri de katıldı. Ber-
kay" ın annesi Rana ve babası
emekli General Nurettin Berkay
çok sayıda yurttaşın da hazır bu-
lunduğu cenaze törenin-
de göz yaşlannı tutama-
dı. Vural Berkay daha
sonra Edirnekapı Şehit-
liği'nde toprağa verildi.
Olayla ilgili olarak Kıb-
ns Türk Askeri Savcılı-
ğı'nca başlatılan soruş-
turma sürüyor. Savcıhk
soruşturma çerçevesinde.
S-300 operasyonunu dü-
zenleyen Özel Kuvvetler
Komutanlığı birliğinde
görevli askerlerin ifade-
sini aldı. Ankara'ya gön-
derilen 5.56 milimetre ça-
pındaki M-16 mermisi
üzerinde yapılacak balis-
tik inceleme sonunda, ölü-
me neden olan atışın hangi silah-
tan yapıldığı belirlenecek. Ope-
rasyona katıIan birlikte görevli as-
kerlerin ifadesini alan savcılığın,
balistik inceleme raporunun gel-
mesinin ardından olayın nasıl ger-
çekleştirildiğini aydınlatabileceği
bildirildı.
TURKLER'I
ALLAH'I KEŞFİ
Doğu Perinçek
Göktanrı'dan Allah'a
Özcan Buze
Halklar dinlerini nasıl kabul eder?
Emin Çetin Kapitalist sistem ve yapay zekâ
Prof. Dr. IşıkBökesoy Genler ve genetik müdahale
Ayhan Korbnaz Çocuk ve yaşlı öldürme adetleri
Dr. Ümit Sayın Modern sanat ve bilim
Çetin Göksu Anadolu'da Güneş Mimarisi'nin önemi
Yatağanoğlu Alimcan Bilinmeyen Alevi şairleri
Muazzez İlmiye Çığ Sumer Tann Evleri ve ilahiler
Prof. Dr. Gürhan Tümer Öteki dünya ütopyaları
Çizgibilim eki Madam Curie
Tel-faks: (0212) 213 80 29- 30 E-posta: bilimutopyaesuperonline.com