Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25KASIM 1997SALI
HABERLER
BVIEPİI
Başkam'na
mahkûmiyet
• A>K\RA(Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 2 No'lu
DGM,27Temmuzl997'de
yaptığı "Yeterartık
demokrasi istıyoruz"
başlıklı basın açıklamasmda
"halkj sınıf, ıık ve bölge
farklılığı gözeterek kin ve
düşmanhğa açıkça tahrik
ertiğ'" gerekçesiyle
yargılanan Emeğin Partisi
(EMEP) Ankara tl Başkanı
Haydar Kaya'yı, TCK'nin
312/2-3. maddesı uyannca
2 yıl hapis. 1 milyon lira
para cezasına mahküm etti.
Mahkeme Başkanı M.
Turgut Okyay, sanık Haydar
Kaya'nın cezasmın, daha
önce suç işlememesi ve
duruşmadaki iyi hali göz
önüne ahnarak ertelendiğini
söyledi.
Ppotestoculara
beraat
• ANKARA (Cumhuriyet
Bünosu) - Ankara 2 No'lu
DGM. "Tûrk Silahlı
Kuvvetleri'nin Kuzey
lrak'ta bölücü örgüte karşı
düzenlediği operasyonu
protesto etmek amacıyla,
ABD Büyükelçiliği önüne
siyah çelenk koyma
girişiminde bulunduklan ve
bölücü örgûtü destekler
.mahiyette pankartlar
taşıdıklan gerekçesiyle"
haklannda dava açılan 53
sanık hakkında beraat karan
verdi.
Erbakan'm
talimatı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan,
partilileri Anayasa
Mahkemesi'nde devam
eden kapatma davasıyla
ilgili açıklamalannda
"temkinli olmalan"
konusunda uyanrken
aşınya kaçan yorumlar
yapılmasıru yasakladı. Parti
örgütlerini ve yetkili
kurullannı yeni parti için
hazırlıklann
tamamlandığını anlatarak
rahatlatmaya çalışan
Erbakan, bu mesajıyla
davanın sonucundan umutlu
olmadığını da ortaya koydu.
JUıanievm
riyanetf
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Savunma
Bakanı ismet Sezgin,
Bulgaristan Savunma
Bakanı Georgi Ananiev'i
kabulünde. Balkan
coğrafyasırun
'Balkanızm'den kuıtulması
gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin. Bulgaristan'm
Batı kurumlanyla
entegrasyonunu, NATO
üyeliğıyle tamamlamasını
desteklediğini kaydeden
Sezgin. "Bu konuda güçlü
bır siyasi irademiz var. Bu
ziyaret, ilişkilerimizi
geliştirecektir. Iki ülkenin
gayretleriyle bölgemiz
Balkanizm'den
kurtulacaktır" dedi. Konuk
Savunma Bakanı
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral lsmaıl Hakkı
Karadayı tarafindan da
kabul edildi.
Dokunulmazlık
tepkisi
• İstanbul Haber Servisi -
Milletvekili
dokunulmazlığının
sınırlandınlmasını öngören
anayasa değişikliğinin
gerçekleşmemesine. sivil
toplum kunıluşlannm
tepkisi sürüyor. Türk
Mühendisleri Birliği
Demeği Genel Başkanı
Şevket Çorbacıoğlu yaptığı
yazılı açıklamada, anayasa
değişiklik teklifinin
TBMM'niniIktur
oylamasında reddedilmesini
eleştirerek yasalardaki
çarpıklıklar nedeniyle
halkın kendisini temsil
edebilecek temsilcileri
seçemediğini savundu.
Mfre yatırım
• ANKARA (ÜBA)-
E>evlet Planlama
Teşkilatı'nın (DPT)
raporuna göre. kamu kurum
ve kuruluşlan ile
üniversiteler1998'de,
özelleştirmeden ve
fonlardan sağlanacak gelirle
birlikte, toplam 2 katrilyon
535 trilyon liralık yatınm
yapacak. TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu
üyelerine, dağıtılan
DPT'nin raporuna göre,
1998 yılında en yüksek
yatınm ödeneğine sahip
kuruluş 461 trilyon lira ile
Devlet Su tşleri (DSt) oldu.
DSl'yi ise 402 trilyon
lirayla Milli Eğitim
Bakanhğı, 337 trilyon
lirayla da Karayollan Genel
Müdürlüğü izliyor.
30 laik ve demokrat başsavcı sürgüne gönderiliyor. Liste HSYK'yi kanştırdı
Smıgurlu Kazaıri aratmadı
EVtNGÖKTAŞ
ANKARA-Adalet Bakanı Ottan Sungur-
lu'nun hazırlattığı ve 1160 yargıç ve savcı-
yı kapsayankaramame taslağı Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu"nda tartışma yarat-
tı. Taslağın hazırlanmasında eski Adalet
Bakanı Mehmet Ağar'm atadığı bürokrat-
lann etkilı olduğu ıleri sürülürken Susurluk
çetesinin Istanbul ayağını soruşturan, Ata-
türk'e ve milletvekillerine hakaretten yar-
gılanan RP'li ŞevkiYıhnaz hakkında fezle-
ke düzenleyen, Aczmendi dergâhını kapa-
tan, Sıvas katliamı sanıklannın ıstemlerini
yenne getırmedıği ıleri sürülen laik ve de-
mokrat hukukçular yerlerinden ediliyor. La-
ik ve demokrat eğilimli 30 savcının da çe-
şitli yerlere sürgün edilmesini içeren karar-
name, yargı çevrelerini de huzursuz etti.
Susurluk kazasıyla ortayaçıkan kirli iliş-
kiler ağıyla ilgili soruşturmalarda hiçbir
ilerleme kaydedilemezken bu olaylann ve
ülkede son yıllarda yaşanan şeriatçı hare-
ketlerin üzerine giden hâkim ve savcılann
görev yerlerinin değiştirilmesi ve bazı baş-
savcılann da "düzsavcT statüsünde sürül-
mek istenmesi tepkiyle karşılandı.
Eski adalet bakanlan Mehmet Ağar ve
Şevket Kazan'ın kadrolan tarafindan hazır-
• Kararname taslağıyla kıyıma uğrayân laik ve demokrat
başsavcılann sayısının 30 civannda olduğu belirtilirken
Sıvas katliamı sanıklannın cezaevindeki isteklerini yerine
getirmeyen Kırşehir Cumhuriyet Başsavcısı Turgay Ersen de
Bursa'ya savcı olarak atanmak isteniyor.
lanan kararname, HSYK'de dün görüşül-
meye başlandı. Kararname taslağının görü-
şülinesi sırasında kurul üyeleri arasında sık
sık tartışma çıktığı öğrenildi. Bazı kurul
üyelerinin, daha önce gündeme getirilen ve
reddedilen başsavcı atamalannın yenıden
kararnameye alınmasına itiraz ettikleri be-
lirtildi.
Topal cinayeti, Sait Halım Paşa yalısı yan-
gını ve çete soruşturmalannı yürüten San-
yer Başsavcılığı'na, RP'ye yakın olduğu
belirtilen Bursa Başsavcı Vekili Cemil Ku-
yu'nun önerildiği öğrenildi. Sıvas katliamı
sanıklannın cezaevindeki isteklerini yerine
getirmeyen Kırşehir Cumhuriyet Başsavcı-
sı Ttorg^y Ersen'in Bursa'ya savcı olarak
atanmak istendiği bildirildi. Adalet Bakan-
hğı kaynaklanndan alınan bilgiye göre ka-
ramame taslağmda görev yerleri değiştinl-
mek istenen başsavcılann şimdiki görev
yerieri ile atanmak istedikleri yerler şöyle:
- Sanyer Cumhuriyet Başsavcısı Vefi En-
gin Aydm: Antalya Cumhuriyet Savcılığı'na.
- Nevşehir Cumhuriyet Başsavcısı Metin
Yüksel: İstanbul Şişli Cumhuriyet Savcılı-
ğı'na.
- Osmaniye Cumhuriyet Başsavcısı AMÇe-
tin: Mersin Cumhuriyet Savcılığı'na.
- Ordu Cumhuriyet Başsavcısı HasanTu-
ran: Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'na.
- Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Süley-
man Kıhç: İstanbul Bağcılar Cumhuriyet
Savcılığı'na.
- Kırşehir Cumhuriyet Başsavcısı Turgay
Ersen: Bursa Cumhuriyet Savcılığı'na.
- Tokat Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet
Uyanık: lzmir Cumhuriyet Savcılığı'na.
- Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı umettin
Köktü: İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na.
- Rize Cumhuriyet Başsavcısı Hamdi Ya-
ver Aktan: Üsküdar Cumhuriyet Savcılı-
ğı'na.
- Kartal Cumhunyet Başsavcısı Osman
Talat Bektaş: Antalya Cumhuriyet Savcılı-
ğı'na.
- Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ali Şan-
ver: tzrrür Cumhuriyet Başsavcı Vekilli-
ği'ne.
- Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı Na-
ci Ayar. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na.
- Adalet Bakanlığı Başmüfettişi NecatiÖz:
Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na.
- Adalet Bakanlığı Müfettişi Mustafa
Çakmak Afyon Cumhuriyet Savcılığı'na.
- Seydişehir Cumhuriyet Savcısı Zafer
Çamkerten: Dinar Ağır Ceza Mahkemesi
üyeliğine
- Kartal Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı
Ekrem Kibaroğhı: İstanbul hâkimliğine
- Bolvadin Ağır Ceza Mahkemesi Başka-
nı Günay Gflner Düzce hâkimliğine.
- Aydın Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı
Turgut Yıkhnm: Bursa Ağır Ceza Mahke-
mesi Başkanhğı'na.
- Bursa Başsavcı Vekili Cemil Kuyu: Sa-
nyer Cumhuriyet Başsavcılığı'na.
- Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcısı
Mehmet Oktar Çakır: Şişli Cumhuriyet
Başsavcılığı'na.
- Adalet Bakanlığı Yüksek Mûşavıri Ce-
malSahirGürcay: Bursa Cumhuriyet Baş-
savcılığı'na.
- Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yar-
dımcısı Hüseyüı Poyrazoğlu: Kartal Cum-
huriyet Başsavcılığı'na.
Kadm örgütlerinin yöneticileri: Kötü örnek kadm politikacılar umutsuzluk değil öfke yarattı
'Kadının siyasette ağırlığı artmalı'
BARIŞDOSTER
Sıyası hayatta yıldızlan kısa
sürede parlayan, siyasi çizgileri
farklı hemcinslerinden bile ilk
anda destek alan kadmlann art
arda yöneticilikte başansızlıkla-
n ve yolsuzluk iddialanyla sarsıl-
malan, kadın ve siyaset tartışma-
lannı yoğunlaştırdı. Çeşitli ka-
dın örgütlerinin temsilcileri, ba-
şansız kadın yöneticilere karşın
kadınlann siyasi hayatta daha et-
kin olmalan gerektiğine inanı-
yorlar. Kadın politikacılann "kö-
tü örnek kadın politikacılara kar-
şm" siyasete daha da kararlı bir
biçimde devam edeceğini belir-
ten kadın önderler, kadınlann ye-
nilgileri göze alarak siyasete de-
vam etmeleri gerektiğini düşü*
.nüyoriar,
Son günlerdeboşanması, evlen-
mesi, hamileliği ve istifasıyla çok
tartışılan eski Şişli Belediyesi
Başkanı Gulay Ashtürk. DYP Ge-
nel Başkanı Tansu Çiller ve eski
Içişleri Bakanı Meral Akşener
gibi kadın politikacılann; kadm-
lan politakadan soğutmadığı vur-
gulandı.
Siyasetin çeteler, yolsuzluklar
NeclaArat
ve hırsızlıklarla birlikte anıldığı
Türkiye'de, kadınlann siyasette
ağırlığırun artması gerektiği kay-
dedildi. Konuyla ilgili sorulanmı-
zı yanıtlayan kadın örgütlerinin
temsilcileri, söz konusu kişilere
karşı öfkeli fakat siyasette karar-
Iı ve hevesli. CHP Kadm Kolla-
n Genel Başkanı GüktalOkudu-
cu, bireysel çıkar peşınde koşan
kadm politikacılann yalnızca öf-
• Kadın Adaylan
Destekleme ve Eğitme
Derneği (KADER) Genel
Sekreteri Zülal Kılıç,
kadınlann politikada kötü
örnek olarak gösterilmesinde
medyanm ve erkeksi
tavırlann payının önemli
olduğunu savundu.
• Kılıç, erkeklerin çok daha
büyük hatalar yapmasına
karşın, kadınlann daha çok
göze battığını ve öne
çıkanldığını söyledi.
Kadınlann, başkalanna
öykünerek değil, yenilgiyi
de göze alarak siyasete
aülması isteniyor.
ke j'arattığını, umutlan kıramadı-
ğını kaydetti. Okuducu, ülkesi \ e
ilkeleri için siyaset yapan, Atatürk
ve Cumhuriyete ihanet etmeyen
kadınlan Çiller ve diğer örnekle-
rin caydıramadığını söyledi. Oku-
ducu, "ÇüJer'in ilk günlerde mo-
del olması çok önemliydL Fakat
şansını kullananıadı. O şansmı
kuüanaınayınca biz de diğer ba-
şansız politikacılann yanına koy-
Güldal Okuducu
duk" diye kqnuştu. Kadınlann si-
yasette sayısal olarak çoğalmala-
n gerektiğini belirten Okuducu,
şöyle devam etti:
"Kadmlar poütikayia arükçok
daha UgiMler ve kolay kolay kan-
dınlamayacaklar. Cumhuriyetin
temel değerlerini savunan kadın
politikacılann,hangipartideolur-
larsa olsunlar çoğalmalan şart
Çıkar için siyaset yapan kişi ka-
'Düşünceye ifade
özgütiüğü sağlansın'
Aralannda İnsan Haklan Derneği
(tHD) İstanbul Şube Başkanı
Ercan Kanar'ın da bulunduğu bir
gnıp, düşünceyi açıklama
özgürlüğünün önündeki engellerin
kakiınlması ve cezaevinde bulunan
tüm düşünce suçlulannın
salrverilmesi amacıyla TBMM'ye
telgraf çekti. Galatasaray Postanesi
önünde toplanan grup adına
açıklama yapan IHD İstanbul Şube
Başkanı Kanar, Eşber
YağmurdereH'nin de aralannda
olmak istediğini ancak rahatsızhğı
dolayısıv la gelemediğini beürtti.
Grup, daha sonra "Düşünceyi
açıklama özgürtüğü önündeki
yasal engeller kaldırümak, tüm
düşünce suçtulan özgüriuğüne
kavuşmabdır" ibareli telgraflan
Başbakan, Bakanlar Kurulu ve
Anayasa Mahkemesi'ne gönderdL
(Fotoğraf: ÖZKJ\N GÜVEN)
dm da oba, erkek de oisa fark et-
mez." İstanbul Üniversitesi Kadın
Sorunlan Araştırma ve Uygula-
ma Merkezi Müdürü Prof. Dr.
Necla Arat ise Ashtürk ve Çil-
ler'in durumlannın farldı olduğu-
nu belirterek, Çiller'in verdiği
sözleri tutmadıgım anımsattı. Arat,
Kadın Kuruluşlan Birliği olarak,
Çiller'i seçim öncesi verdiği söz-
leri tutmadığı için dava ettikleri-
ni anımsatarak, Çiller'in tutarsız
davrandığını kaydetti. Aslıtürk'ün
ise özel yaşamı ve yargıya inti-
kal eden yolsuzluk iddialan ne-
deniyle gündeme geldiğini belir-
ten Arat, sözlerini şöyle sürdür-
dü:
"Kadınlar için rol modeH çok
önemlL Çiller tüm eksik ve hata-
lanna karşın, kadmlann Cum-
hurnet'in kazanımlan sayesinde
başbakanhğa kadar >üksetebile-
ceğini kamtladı. Cumhuriyetin
ürünü olarak o noktaya gelmesi-
ne karşın, Cumhuriyetin kaza-
nımlanna sahip çıkmaması vesö-
zünü tutmaması ise en büyük ha-
taa oWu. Kadmlar, başkalanna öy-
künerekdeğil, yenilgiyidegözeala-
rak siyasete aturnaular."
Kadm Adaylan Destekleme ve
Eğitme Derneği (KADER) Ge-
nel Sekreteri Zülal Kıbç ise kadın-
lann politikada kötü örnek olarak
gösterilmesinde medyanın ve er-
keksi tavırların payının önemli
olduğunu savundu.
Erkeklerin çok daha büyük ha-
talar yapmasına karşm, kadmla-
nn daha çok göze battığını ve öne
çıkanldığını anımsatan Kılıç, ka-
dın politikacılann, yalnızca ka-
dm olduklan için özel olarak ce-
zalandınldığvnı savundu. "Bana
göre Meral Akşener, Mehmet
Ağar'dan daha kötü değil" diyen
Kılıç, kadın politikacılann erkek-
lere göre daha kültürlü, daha akıl-
lı, daha bilgili olmasının beklen-
diğini vurguladı. Kılıç şöyle ko-
nuştu: "Snradan erkekler politi-
kacı oluyor da, sıradan kadmlann
olması nhe garipseniyor anlamak
güç. Ben Çiller'e karşı olduğum
kadar, Mesut Yılmaz ya da Demi-
rel'e de karşıyım. Kadınltğm öne
çıkanhnası çokmaço bir tavu*. Ba-
şansız kadm siyasetçiler, kadm
adaylardan çok kadın seçmenle-
rin tutumunu etkiledi."
İIFI$NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR
TBMM, dokunulmazlıkların
sınırlandınlmasını da becere-
meyince, iyice umutsuz birtab-
lo ortaya çıktı. Yurttaşın siyaset-
çilere olan güveni dibe vurdu.
REFAHYOL'un devrilmesinden
sonra bir umut ışığı yakaladığı-
nı sananlar, Susurluk ve çete-
ler, ekonomik iyileştirmeler ko-
nusunda tam bir hayal kınklığı
içine girdiler.
Başbakan Mesut Yılmaz ya-
vaş yavaş "2000 yılına kadar
iktidardayız" söylemini terk et-
meye başladı. Böyle giderse
yakında erken seçim gündeme
gelecek. Sıkışan siyasi ortama
yeni birseçimle çözüm aranma-
sı tartışılacak. Başbakan'ın da
seçimi dillendirmeye başladığı
görülüyor.
Siyasetin iyice içinden çıkıl-
maz hale geldiği bir gerçek.
Meclis içindeki bütün seçenek-
lerdenendi ve her seferinde ha-
yal kınklığı yaşandı. Şu anda bu
Meclis aritmetiği içinde daha
iyi bir formül bulunabileceğini
kimse iddia edemiyor. Deniz
Baykal bile "Bunun dışındaye-
Meclis Coğrafyası Değişmedikçe...
ni birseçenekyaratmamız ola-
naksız" diyordu.
Bu durumda dönüp dolaşıp
seçim altemaöfine dayanacağc.
Seçim deyince iyice bir üzerin-
de düşünmek gerekir. Türkiye,
uzun bir zamandan beri siyasi
bunalım yaşıyor. Bu bunalım,
erken seçimlerle aşılmaya ça-
lışılıyor. Ancak seçimlerden son-
ra ortaya çıkan her tablo, yeni
bunalımlann kaynağı oluyor. Bu
ise umutsuzluğu ve partamen-
ter rejim dışı arayışlan kışkırtı-
yor.
Ordunun, toplumun en gü-
venilir kurumu olması ve parla-
mentonun ise en güvenilmez
kurumlardan biri haline gelme-
si iç açıcı değil. Siyasetin, siya-
setçinin çok kötü srfatlarla anı-
lırdurumadüşmesi, ülkenin ge-
leceği açısından dikkate alın-
ması gereken bir tehlike.
Hep birlikte oturup düşüne-
lim: Erken seçim bugünkü çık-
maza cevap olabilir mi? Sıkış-
manın nedeni, Meclis'teki tab-
lo mu? Eğer Meclis'teki bu tab-
lo çıkmazın asıl nedeni olsay-
dı, 15yıldırartarak devam eden
krize, hiç olmazsa bu Meclis'ler-
den biri çözüm olabilirdi. Çün-
kü son yıllarda her türden se-
çenek denendi, sonuç değişme-
di.
Peki nedir çıkmazın asıl ne-
deni? Dikkatlerimizi bu nokta-
da yoğunlaştırmalıyız. Bu kri-
zin geçmişe dayalı köklü ne-
denleri olduğu gibi, aktüel ba-
zı nedenleri de var. KökJü neden,
üzerinde çokça durduğumuz
gibi Türkiye'nin 50 yıllık tercih-
leri. Türkiye, Ikinci Dünya Sava-
şı'nın hemen ardından demok-
rasi ve sol düşmanlığını esas
alan bir yapılanma içine girdi.
Bütün siyasi kültürümüz, siya-
si örgütlenmemiz, yasal yapılan-
mamız bu geri anlayış temelin-
de örgüttendi. Şu anda yaşamı-
mızayön veren birçok politika-
cı bu küttür içinde yetişti. So-
ğuk savaş döneminin siyaset
yapma anlayışı içinde olgunla-
şan politikacılar, hâlâ ağırhklı
isimler olarak dikkat çekiyorlar.
Bu süreç içinde, özellikle
1980'lerden sonra dünyanın ve
Türkiye'nin altyapısında, tekno-
lojisinde, siyaset yapma tarzın-
da önemli değişiklikler meyda-
na geldi. Sovyetler Birliği - ABD
dengesine dayalı dünya, Sov-
yetler'in dağılmasıyla tek ku-
tuplu bir dünya haline dönüş-
tü. Doğu Bloku ülkeleri, Batı
sistemine entegre olmaya baş-
ladılar. "Demirperde" esprisi
sona erdi, ona uygun şekillenen
savunma stratejilerinin de bir
anlamı kalmadı. "Komünizm
tehdidi" gerekçesiyle sola ve
demokrasi güçlerine uygula-
nan bastırma, yok etme, takip
etme siyasetlerinin de bir anla-
mı kalmadı.
Dünya çapında bir anlamı kal-
mayan bu geride kalmış politi-
kalar ve politikacılar. neyazık ki
bizim ülkemizde var olmaya de-
vam ediyor. Sol düşmanı bir
kültürie yapılmış anayasa yü-
rüriukte, 1940'larda, 50'lerde
çıkanlan kanunlar hâlâ yasal
üstyapının temel anlayışını oluş-
turuyor. O kültürle yetişmiş si-
yasetçiler hâlâ iktidan etlerin-
de tutuyorlar. Ömeğin iki mer-
kez sağ partiye yön veren an-
layışlarla MHP arasında nere-
deyse ciddi bir aynlık gözük-
müyor. Zaten bu iki partinin yö-
netimine de eski MHP'liler yön
veriyorlar. "Çatlılarölmez" diyen
bir anlayış Türk sağına hâkim
durumda.
Türkiye'de siyaset yapma an-
layışının değişmesi gerekiyor.
Demokrasiyi ve özgürlükleri içi-
ne sindirmiş bir siyaset yapma
tarzının artık çürümüş anlayış-
lann yerini alması gerekiyor. Şu
anda Meclis'e ve siyasetçilene
yön veren mantık değişmedik-
ten sonra, ne kadar seçim ya-
pılırsa yapılsın boş. Dönüp dö-
nüp aynı yere geliriz. Değişmesi
gereken Meclis aritmetiğinden
çok Meclis coğrafyasıdır.
16 Mart katliamı
'Dovanın önüne
duvarörüldü'
İstanbul Haber Servisi -
16 Mart davası müdahil
avukatlan, hükümet sözcü-
lerince de dile getirilen "il-
tegal bölümün", bu dava-
nın önüne duvar çektiğini
söylediler. Davanın dün
görülen duruşmasında ifa-
de veren emekli astsubay
Oğuz SerçinUoğiu, görev i
sırasında kendi taburlan-
na gelen Sancak Tül'ün
müdürünün perde değişi-
mi karşılığı plasrik tahrip
maddeleri (C-3, C-4) al-
dığını söyledi.
îstanbul Üniversitesi
önünde 16 Mart 1978 ta-
rihindebombalı saldın so-
nucu 7 kişinin ölümüyle
sonuçlanan olayla ilgili da-
vaya tstanbul 6. Ağır Ce-
za Mahkemesi'nde devam
edildi. Duruşmada bir sü-
reden beri tarıık olarak din-
lenilmesi istenen. ancak
• dünkü duruşmaya gelen
emekli ast-
subay
Oğuz Ser-
çinlioğlu,
kendisinin
Abduliah
Çatlı tara-
findan öl-
dûrülmek
istendiğinı
söyledi.
Serçinlioğ-
lu, Çat-
U'nın bunu
başarama-
yıncaöldü-
rüldüğünü
öne sürdü.
16 Mart'ta kullanılan TNT
kalıplannın kullanılmasın-
da komando eğitimlennin
yaptınlması konusunda
Yüzbaşı Vedat Öztürk,
Yüzbaşı Mehmet Ali Çe-
viker, Bınbaşı Mehmet Vu-
nu, Albay Raif Babaoglu
ve soyadını bilmediği ast-
subay Omer'in biriikte ça-
lıştıklannı ve işin içinde
olduklannı söyledi.
Emekli astsubay, ülkü-
cü MuratBayrak'ın sahi-
bi olduğu Sancak Tül'ün
müdürünün 2 kez taburla-
rfna geldi^ırii, perdelerin
değişimi karşılığı patlayı-
cı madde aldığını kaydet-
ti. 1979 yıhnda Abduliah
Çath, eşi Meral Çath, Ha-
luk Kırcı ve Oral Çelik'in
taburlanna gelerek Yüz-
başı Vedat Oztürk'le görüş-
tüklerini anlatan Serçinli-
oğlu. gelenlerin Sancak
Tül'de çalıştıklannı söy-
lediklerini ifade etti. Ser-
çinlioğlu Korkut Eken'in
de 1978 yılında taburlan-
• Duruşmada ifade
veren emekli
astsubay Oğuz
Serçinlioğlu, gğrevi
sırasında kendi
taburlanna gelen
Sancak Tül'ün
müdürünün, perde
değişimi karşılığı
plastik tahrip
maddeleri aldığını
söyledi. Serçinlioğlu,
Çath'nm da 1979'da
geldiğini belirtti.
na geldiğini de sözlerine
ekledi. Daha sonra sözalan
müdahil avukat Cem Alp-
tekin, tanığın ifadeleriyle
ülkücü AMYurtaslan' ın ve
eski Avrupa Ülkü Ocak-
lan Konfederasyonu Baş-
kanı Lokman Kondak-
çı'nın itiraflannın birbiri-
ni tamamladığını belirte-
rek "Bu davanm mahkeme
he>r
etinin iyi niyeüi oldu-
ğuna inamyoruz. Ancak,
emnryettenveMİTtenyar-
dım göremediği için dava-
nm önü ükanmaktadır. Hü-
kümet sözcülerince de di-
le getirilen devlet içindeki
•illegal bölümler' davanın
önüne duvar çekiyor" di-
ye konuştu. .AJptekin daha
önceki isteklerini duruş-
mada yineledi. Son olay-
lann, devletin büyük bir
bölümünün illegalleştiril-
diğini gösterdiğini belir-
ten avukat Suat Parlar ise
Korkut
Eken'in
TNT çah-
nan birliği
ziyaret etti-
ğinin tanık
beyanlany-
la da kanıt-
landığınıri
altını çize-
rek askeri-
ye içerisin-
deki özel
yapılan-
mayla ilgili
konuşan
Hanefi Av-
a'nın tanık
olarak dinlenmesini talep
etti. Sanık. Mustafa Do-
ğan'ın emniyetçe aranma
şeklinde bır "savsaklan-
manın" söz konusu oldu-
ğunu söyleyen avukat Em-
cet Okaytu ise bu konuda
gerekli yasal işlemin yapı-
larak sorumlular hakkında
suç duyurusunda bulunul-
ması gerektiğini söyledi.
Daha sonra kısa bir ara
veren mahkeme heyeti,
Mehmet Eymür. Korkut
Ekenve ReoepOrdulu'nun
tanık olarak dinlenmesine,
sanık Ozgün Koç'un tutuk-
lanmasına gerek göfülme-
diğini belirterek Tofik
Ağansoy'un 1. Ordu Ko-
mutanhğı Adli Müşavirli-
ği'nde ifadesinin bulunan
ve davayı ilgilendıren bö-
lümlerının istenmesine,
KutiuSavaş'ın Susurluk ile
ilgili hazırladığı raporun
yeniden istenmesine ve ta-
nıklann dinlenmesine ka-
rar vererek dunışmayı 16
Şubatl998'eerteledi.
DYP "li Mehmet Cölhan
'Tansu Çiller'i Yüce
Divan 'agöndersinler'
HÜLYAKARABAĞU
ANKARA-DYP'de, Ge-
nel Başkan Tansu Çiller'in
Yüce Divan'a gönderilme-
siolasıhğı üstünden hesap-
lar yapılmaya başlandı.
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Mehmet Gölhan,
"Göndersinler Yüce Di-
van'a. Ne kadar sürer, en
fazla 6 ay. Yargıyı da ken-
dikrineoyuncakedemezkr
ya" dedi. Gölhan. DTP'den
DYP'ye gelmek isteyen
milletvekilleri olduğunu,
ancak tabandaki tepkı ne-
deniyle bu
konuda ka-
rar alınma-
dığını söy-
ledi.
Mehmet
Gölhan,
ANAP ve
DTP'nin
kafasındaki
hesabın
RP'nin ka-
nanlmasıve
Tansu Çil-
ler'in Yüce
Divan'a
gönderil-
mesi oldu- '
ğunu kaydederek "Bunlar
gerçekleştikten sonra seçi-
me evet demek istiyorlar"
değerlendümesini yaptı.
Genel merkezdeki ma-
kamındabirgrup gazeteciy-
le siyasi gelişrneleri yorum-
layan Gölhan, "ÇDler Yü-
ce Divan'a giderse, DYP ne
olur" sorusuna, 'Gönder-
sinlerYüce Divan'a. Bu da-
va ne kadar sürer? En faz-
la 6 ay. 2 yıl da ounaz. Yar-
gıyı da kendilerine oyun-
cakedemezlerya. Parti için-
de genel başkanhk kavgası
başlamaz. Parti dışında za-
ten başlamtşdurumda. Hak
yerini bulur" karşılığını
verdi.
Gölhan, Yüce Divan he-
saplannın hangi noktada
odaklandığının belirsiz ol-
duğunu belirterek "Dereyi
görmeden paçayı snama-
yız. Onlarkararb ama ney-
İe gönderecekleri bcüi değD"
dedi. Gölhan, Özer Çiller
hakkındaki iddialann Tan-
su Çiller'i etkilemeyeceği-
ni savunarak "Mal khnin
üstüne kayrttıysa bevanna-
me>i o verir. Niye Tansu
Hanım'ıetkflesinki?'' de-
di. Gölhan,
• ANAP ve
DTP'nin
kafasındaki hesabın
RP'nin kapatılması
ve Tansu Çiller'in
Yüce Divan'a
gönderilmesi
olduğunu söyleyen
Gölhan, "Yüce
Divan ne kadar
sürer, en çok 6 ay.
Yargıyı da
kendilerine oyuncak
edemezler" dedi.
DTP'den
partilerine
geri dön-
mek isteyen
birçok mil-
letvekili ol-
duğunu, ko-
nunun Baş-
kanhk Di-
vanı'nda
elealmdığı-
nı söyledi.
Şu ana ka-
dar hiç kim-
seyle tema-
sa geçme-
diklerini
anlatan Gölhan, "Tekrar
alalım hesabı içinde deği-
liz.Tabandan gidenlere kar-
şı büjüktepkivar. Geri dön-
mderi istenmiyor.Ama Ba-
ba'nın sözü var. 'Siyasette
1 hafta çok uzun' diye. Şfan-
diük bir hareket yok" de-
di. Gölhan, erken seçim ol-
ması durumunda DTP'nin
barajı aşamayacağını, mil-
letv'ekilli çıkaramayacağı-
nı belirterek "Barajı aşıp da
milletvekffi çıkaramaz. DTP,
ANAP'la ittifak yapmak is-
ter, ama ANAP istemez"
dedi.