Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUnlYET 25 KASIM 1997 SAL1
10 KULTUR
PORTAL DİKMEN GÜRÜN
Tîyatro Kıuiütim'ıuıı ardmdanTOBAV'm 15-16-17Kasımtarihlerin-
de Kültür Bakanlığı'nın katkılanyla Mer-
sin'de düzenlediği Türkiye Ti yatrolar Ku-
rultayı'nda açılış konuşmalannı TOBAV
Başkanı TamerLevent, Mersin Valisi Şe-
nol Engin ve Kültür Bakanı İstemihan Ta-
lay. Mersin Kültür Sarayı'nda yaptılar.
Konuşmalan çalışma sürecine geçiş izle-
di ve pek çok asıl sorun öncelikle çeşitli
komısyonlarda ardından da genel kurul
toplantısında gündeme getırildi, tartışıldı.
Üçüncü günün bitiminde de vanlan ortak
kararlar bir sonuç bildirisi ile açıklandı.
Her komısyondan iki temsılcınin katılı-
mıyla hazırlanan bu bıldıride altı çızilen
bir nokta 1990'da Nârnık Kemal Zey-
bek'ın bakanlığı sırasında düzenlenmiş
olan kurultay sonuçlanna bakarak bu kez
alınan kararlann hayata geçirilmesi yö-
nünde somut adımlar atılması gereğinin
vurgulanmasıydı.
Aynı şekilde. Fikri Sağlar'ın bakanlığı
döneminde, 1991 'de. Mersin'de TOBAV
ve MEKSAV'ın birlikte düzenlediği "Ti-
yatro Yönetimi ve İşletmedlik sonmlan"
semineri de bellek tazeleme açısmdan bu-
rada belırtilmelidir.
Özetle, 15-17 Kasım tarihleri arasında
Mersin'de gerçekleştirilen kurultayda ya-
pılan çahşmalann, getırilen sağlıklı eleş-
tirilerin. tartışılan önerilenn kâğıt üzerin-
de kalmaması, çalışmalann nasıl bir ge-
lişim çizgisi içinde olduğunun irdelenme-
si ve izlenmesi gerekliliği, katılımcılann
ortak görüşüydü. Gerek komisyon rapor-
• 15-17 Kasım tarihleri arasında Mersin'de gerçekleştirilen
kurultayda yapılan çalışmalann, getirilen sağhklı eleştirilerin,
tartışılan önerilerin kâğıt üzerinde kalmaması, çalışmalann nasıl bir
gelişim çizgisi içinde olduğunun irdelenmesi ve
izlenmesi gerekliliği katılımcılann ortak görüşüydü.
lannda. gerekse genel kurul göiüşmele-
rinde bu husus üzerinde ısrarla durulma-
sı, kurultaya katılan sivil toplum örgütle-
ri arasında iletışim kurulması zorunlulu-
ğunun vurgulanması ve örgüt üyelerinin
oluşturacağı. alanlan belirlenmiş küçük
komisyonlarda yeniden bir araya gelme
istemi, katılımcılann aynı temel noktada
buluştuğunu gösteriyordu. Tamer Levent
açılış konuşmasında. "Bizlerbukuruitay-
da kendi kaderimizi kendimiz tayin etmek
için bir araya geldik" diyordu. Dinamik
bir yapılanma için gerekli mekanizmala-
ra işlerlik kazandırmak amacıyla gerçek-
leştirilen bu gırişimin böylesine geniş bir
katıhmla desteklenmesi ve her alanda ye-
ni bir yapılanmaya yönelik koşullann üze-
rinde önemle durulması. geleceğe yöne-
lik olumlu işaretler veriyor. Umanz bu
işaretler kısa bir süre sonra sılikleşerek
gözden kaybolmaz.
Sonuç bildirisinde kendi gruplan adı-
na imzası olanlar, Prof. Dr. Nurhan Ka-
radağ. Seçkin Servi. Ahmet Mümtaz Tay-
latuYılmazOnav.Oğuz Tunç. Sündüz Ha-
şar, Ahmet Gülhan, Etnre kovuneuoğlu.
E>r. Türel Ezki, trfan Kuruüzüm. Prof.
Dr. Murat Tuncay ve Turhan Karakaş'tı.
Bildinde özetle şu noktalar üzerinde du-
ruluyordu.
• âlanın sanatsal mücadelesinde, bir
yandan tiyatro sanatımn demokratikleş-
mesi, öbür yandan ülkenın demokrasi kül-
türüne gereken katkıyı sağlaması. tiyatro
sanatımn yaygınlaşması ve toplumca vaz-
geçilmez ihtiyaç düzeyine gelmesinde ve
tiyatro sanatçılannın çalışma hukukunun
iyileştirilmesinde örgütlülük gereklidir.
Bu örgütlenme, meslek bırliği, odalar ve
alanın özgün ışkolunun kabul ettırilmesı
çabasıyla sendıkalarbiçiminde olmalıdır.
• Clkemizdekı tiyatro yapılannın tü-
münü kapsayacak alanlarda yasal düzen-
lemelere gidilmek üzere, 'Türktiyatro ya-
sası' çalışmalanna hız verilmelidır.
• Tiyatro sanatımn özgürce yapılabil-
mesi için, bir oyunun sahneye çıkmadan
önce hiçbir biçimde yasaklanmaması,
sahneye çıktıktan sonra da mahkeme ka-
ran olmadıkça oyuna müdahale edilme-
mesi sağlanmalıdır.
• Tam ödenekli tiyatrolar, dünyadaki
ömekleri gibi, bağımsız birimler işleyişi-
ne kavuşturulmalıdır.
• Ödenekli tiyatrolann yasal olarak
özerkliğe kavuşturulması ve özerk statü
içinde yeniden yapılanmalan sağlanma-
lıdır. Bu amaçla, bu konuda bugüne ka-
dar yapılrruş çalışmalann ışığmda hazır-
lanacak 'deviet tiyatrolan yasa taslağTnm
ivedilikle gündeme getirilerek yasalaştı-
nlması sağlanmalıdır.
• Özel tiyatrolar. tiyatro eğitımi veren
fakülte ve yüksekokullann tiyatro bölüm-
leri ve amatör tiyatrolar, proje bazında ka-
mudan fınans ve destek almalıdır. Bu des-
teğin toplamının arttınlması ve mutlaka
özerk bir komisyonca. siyasal değişiklik-
lerden etkilenmeyecek bır ışleyişle, sağ-
lıklı kriterlerle dağıtılması gerçekleşme-
lidir.
• Tiyatro sanatı yerel yönetimler ara-
cıhğıyla yurt genelinde yaygmlaştmlma-
lıdır. Bu amaçla, TBMM'de görüşülmek-
te olan "yerel yönetimleryasasrna gerek-
li ekler yapılmalı ve Kültür Bakanlığı ara-
cıhğıyla yetkili makamlara ulaştınlmalı-
dır.
• Çocuk ve Gençlik Tiyatrolan'nın, yaş
gruplan dikkate alınarak tiyatro içinde
başlı başına bir uzmanlık dalı çerçevesin-
de ve pedagojik danışmanhktan yararla-
narak gerçekleştirilmesi gereklidir.
• Ulusal ve uluslararası tiyatro festi-
vallerinin, sempozyumlann ve seminerle-
rin yaygınlaşarak sürmesi için kamu kay-
naklan, bu oluşumlara ihtiyaçlan oranın-
da açık tutulmalıdır.
• Tiyatro eğitimi veren okullann ko-
numlan, yapılanmalan, ders programlan
gibı temel ölçütlenn saptanması; sorun-
lann ve çözümlerin tartışılması amacıyla
kapsamlı bir tiyatro eğitimi kurultayının
toplanması gereklidir.
• Bir "ulusal tiyatro belgetik merkezT
kurulmalıdır.
• Sanatsal kalite sonunda tiyatro sanat-
çılannın meslek onunı açısından otokont-
rol çabalannı, özellikle meslek örgütleri
aracılığıyla yürütmeleri bır ihtiyaç haiine
gelmektedir.
• Görsel ve yazılı medya organlannda,
yayın saati ya da sayfa adedine oranlı bir
yüzdenın kültür-sanata aynlmasına yöne-
lik yasal uygulamanın gerçekleştınlmesı
sağlanmalıdır.
• Kurultayın sonuç bildirisinde yer alan
kararlann gerçekleştırilmesi aşamalannı
denetlemek ve kurultaya katılan sıvil top-
lum örgütlen arasında iletişimi sağlamak
üzere. söz konusu örgütlerin temsilcilen-
nin katıldığı bir ızleme komıtesı oluştu-
rulmalıdır.
Ayşe Erkmen 'den
'PFM-1 ve
Diğerleri'
Kültür Servisi - Ayşe Erkmen. bır sü-
redır gerçekleştırdıği 'mayın' temalı iş-
lenn sonuncusunu Maçka Sanat Galeri-
sı'nde sergilıyor. Erkmen'in bu dizisinin
ilk çalışması. 1996'da Berlın'de sergilen-
miştı. Erkmen'in Berlin'deki ilk çalış-
ması, La Fayette mağazasının vitrininde,
sütunlar üzerinde konumlanmış ahşap
mayın modellennden oluşuyordu. Erk-
men 1997'de. bu modellerin seramıkten
çoğaltımını gerçekleştirdi ve bunlan
Kunsthalle Reckhnghausen'de sergiledi.
Aynı sergıde, yapının cephesinde Erk-
men 'uı mayınlannın büyük boy fotoğraf-
lan yer aldı.
Ayşe Erkmen 'mayın' temalı dizisinin
üçüncü aşamasını ise animasyon tekniği
ile gerçekleştirilen 6 film çalışması oluş-
turdu. Münster Heykel Projesı kapsamın-
da Vvestphalisches Landesmuseum'da
sergilenen bu fılmler. Nevv York Apex
Art C.P. Sanat Merkezı'nde. "DazzteGra-
duafly" adlı sergide de göstenldi. Nevv Y-
ork'taki sergide, aynı zamanda, mayın de-
senleri işlenmiş beyaz fayanslar da yer
alıyordu. Ayşe Erkmen'in 'mayın' bağ-
lamında kattığı yeni bir öğe olan bu fa-
yanslar, sergi salonunun ofıs mekânında,
zemınde ve duvarlarda konumlandı.
Ayşe Erkmen, Maçka Sanat Galeri-
si'nde 25 kasımda açılacak son sergisin-
de. hem Nevv York sergısinde kullandığı
fayanslara yer venyor hem de tek bir fil-
me dönüştürdüğü animasyon çalışmala-
nnı sergiliyor. Fayanslargalen mekânın-
daki nışlerde yer altrken. fılmin video
gösterimı. galerinın ofıs işlevi taşıyanbö-
lümünde gerçekleşiyor. Erkmen'in
'PFM-1 ve Diğerteri" başlıklı sergisi 3 O-
cak 1998'e dek açık kalacak.
ÎDOB'tanyeni
bir pmdüksiyon:
'Tosca' operası
Kültür Servisi- tstanbul Devlet Opera
ve Balesi bu sezonun ilk yeni prodüksiy-
onu olarak 29 Kasım"da başlayarak G.
Pucdni'nin ünlü operası "Tosca"yı sah-
neliyor. Fransız oyun yazan Vfctorien
Sardou'nun "La Tosca" adlı oyununun
başrolünde Sarah Bernhardt'ı izledikten
sonra etkilenip bestelemeye karar veren
Puccinrnın 'İbsca* operası, ilk kez Ro-
ma'da sahnelendıği 1900 yılından bu
yana dünyanın bütün büyük operalann-
da sıklıkla yer alan. çok sevilip beğenilen
bireser.
Metnini Giacosa-lllıca ikilisinin
oluşturduğu, konusu Cumhunyetçilik ve
bağımsızlıkla yakında üintili 'Tosca' op-
erasını \fekta Kara sahneye koyuyor. Op-
eramn ana teması, görevi bir düzeni
hakça korumak olan bir devlet
görevlisimn bu yetkiyi kötüye kullan-
masıyla ilgilı.
Fiat-Tofaş, Siemens ve Efes Pilsen'in
katkılanyla dekor \e kostümleri Al-
manya'dan özel olarak getinilip tstanbul
Devlet Opera ve Balesi'ne armağan
edilen 'Tosca'nın iki konuk sanatçısı da
İtalyan orkestra şefi Vntonio Pirolli ve
ünlü dekoratör Michael Scott
îstanbul seyircısınin 15 yıllık bir
aradan sonra tekrar buluşacağı 'Tosca'
operasının bu yeni prodüksiyonunda bu
kez Tosca rolünü soprano Zehra Yıldız
oynuyor. Dığer başrollen Süha Yıldız ve
Cemalertin Kurugüllü ile Seyit Ahmet
Yıldız ve Suat Ankan dönüşümlü olarak
paylaşıyorlar. Korosunu Gökçen Ko-
ray'm çalıştırdığı ve ışık düzenini Ahmet
Deme'nin hazırladığı 'Tosca'da ABİhsan
Onat, BülentAtak,Şamil Gökberk, Sevan
Şcncan. Ahmet Yazıcı, Kevork Tavityan,
Erkan Tezcan, Gökhan Ürben ve Cemal
Ozfiratötekı rolleri paylaşıyorlar.
Renoir için özel turistik tıırlar
Şikago Sanat Enstitüsü Renoir'ın aile albümü niteliğindeki yapıtlannı sergiliyor
• 'Izlenimci' Fransız ressam
Pierre Auguste Renoir' ın
'Renoir'ın Portreleri ve Çağın
tzlenimleri' başlıklı sergisi 4
Ocak'a dek açık. Portreîer
sanatçının 60 yıllık resim
yaşamının biçem ve teknik
olarak tüm aşamalannı
yansıtıyor.
ÖZGENACAR
Bugûnlerde, Amerikan gazetelerinın
pazarlan yayımladıklan turizm eklerin-
deki reklamlarda, ülke içindeki pek çok
uçak şirketı ve seyahat acentesınin Şika-
go'ya özel turlar düzenkdikleri dikkati
çekiyor. Turlann ortak bir adı var: "Re-
noir'a uçuyoruz." Turlann nedeni "izte-
nimd" Fransız ressam Pierre Auguste
Renoir'ın (1841-1919) portrelennin Şi-
kago Sanat Enstıtüsü'nde sergilenmekte
oluşu.
Düşünebiliyor musunuz, Amerika'nın
dört bir köşesinden insanlar, tonlarca do-
lar harcayıp saatlerce uçarak bir resım
sergisi için 48 saatliğine Şikago'ya gidi-
yor. Şu anda tstanbul'da Pkasso ile Ma-
tisse'in resimlerini -mütevazı ölçülerde-
kıyaslayan bir sergiyi bırakın başka kent-
lerden, acaba tstanbul'dan ne kadar sa-
natsever görmeye gitti?
Serginin en önemli özelliği, Renoir'ın
sadece portrelerinden oluşması. Eleştir-
menler bu sergi hakkında "Renoir izte-
nimriligp yüz kazandırdı" divorlar." Re-
noir'ın Portreleri ve Çağm fzJenimleri'
7
adıru taşıyan sergi 4 Ocak'a kadar açık
kalacak. Ozel ve kamu koleksiyonlann-
dan geçıci olarak sağlanan 65 portre, da-
ha önce Ottovva'da Kanada Ulusal Gale-
risi'nde sergilenmişti. Bundan sonra ser-
ginin hazırlanmasında önemli katkısı
olan Texas Kimbell Sanat Müzesi'nde
son kez açılacak.
Portreleri arasında kendi eşi ve çocuk-
lan -ikinci çocuğu Jean ünlü bir smema-
cı oldu- ressamın galericisi Madam Ge-
orges Charpentier ile iki çocuğu, ünlü
'20.yüzyüın en son başanlı sergisi' nde İki kız kardeş (Tvvo Sisters) 1881
ressam Moner de bulunuyor. Ressamın
son müzayedelerinde yedi sıfirlı dolarlar-
la rekor kıran, örneğin "Tekne Partisin-
deOğle YemeğF' gibi çok kişıli portrele-
rinden başka, müzenin kendi koleksiyo-
nundan "Fernando Sirkinde Akrobat-
lar", "İki Knkardeş." gibi başköşe tab-
lolannın yanı sıra "kendi portresi" de
sergide yer alıyor.
Portreler, Renoır'ın 60 yıllık resim ya-
şamının biçem ve teknik olarak tüm aşa-
malannı ve gelişmelerini yansıtıyor.
Portreler, 19. yy. Paris'indeki sanatçı, ak-
raba, müşteri, galerici, arkadaş, tanıdık
çevTesi ile bir yerde Renoir'ın "aifcalbo-
mü" özeıliğini taşıyor.
Portrelerinde ışık, renk ve içerik ile iz-
lenimciliğin başyapıtlannı veren Reno-
ir, "izienimcUiğin sona ermekte olduğu"
kaygısına kapıldığı günlerde "Ne çizebi-
' liyor ne boyayabiliyorum. Sanki kilitlen-
dim'" diyordu. Eleştırmenler, Renoir'ın
portrelerinın, ressamın sanatsal yaşamı-
nın daima odağı olduğunda birleşiyor-
lar.
Renoır. 1881 'de italya'ya yaptığı bir
yolculukta Rönesans ressamlannm us-
talıklanndan etkilenip tekniğini de kla-
sik sanatçüar gibi geliştirdi. Degas, Se-
urat ve Cezanne gıbı ızlenimci ressam-
lann yanı sıra kendi eksiklerini gördü.
Güney Fransa'da son dönemlerini ge-
çırirken "iş samtındanyeni ktasikçffiğe"
yöneldi. Bu noktada kendisim Pkasso ve
Matisse gibi genç avant-garde sanatçıla-
nn çizgisinde bulduğunda bir öğrencisı-
ne söylediği "tnsan elleri ile değil kalbi
Beresimyapar" sözleri ile gerçekte ken-
disini tanımladı.
Amerika'da yayımlanan sanat dergı-
leri vle gazetelerin kültür sayfalannda Re-
noir' ın izlenimci portrelerinden 20. yy' ın
en son basanlı sergisi diye söz ediliyor.
Serginin. galeri ve müzayedelerde Re-
noir tablolanna önemli değer ve talep ar-
tışına neden olduğu da bildiriliyor.
Müze, ABD'nin dört köşesinden uça-
rak Şıkago'ya^elen zıyaretçilere; hemen
hemen her gün. Renoir hakkında düzen-
lediği özel konferans ve sempozyumlar-
la gerçek bir kültür ve sanat ziyafeti çe-
kiyor.
Ziyafetin karşılığmda, serginin harca-
malannı karşılamak amacıyla enstitü,
tüm Amerikan müzelerinde uygulanan
yönteme de başvurmaktan geri kahnı-
yor. Renoir'ın tablolanndakı bayanlann
mücevherlerinden ya da giysilerindeki
desenlerden esinlenilerek yapılan anı eş-
yası, afişler, kartpostallar, takvimler mü-
ze mağazasında pazarlanıyor ve kapışı-
lıyor.
Kanada Ulusal Galerisi Renoir'ın iz-
lenimci portrelerini 384 sayfalık bir ka-
talogda topladı. Ciltlisi 55, ciltsizi 30 do-
lara satıhyor. Aynca Şikago Müzesi de
kendi koleksiyonundaki Renoir'myapıt-
lannı içeren bir başka Renoir kitabını 18
dolardan satışa çikardı.
Derviş Zaim'in filmi son bir ayda yurtdışında 3 festivalde 6 önemli ödül aldı
TdbuttaRövaşata ödüle doymuyorKültür Servisi-Ilk filmi 'Ta-
butta Rövaşata' ile yurtiçi ve
dışında birçok ödülün sahibi
olan Derviş Zaim'e son ödül
Italya'dan geldi. CinemaGiova-
ni Festivali kapsamında Jüri
Özel Ödülü'nü Rus yönetmen
Alexej Balabanov'un 'Brat' ad-
lı filmiyle paylaşan Derviş Za-
im, aynca Halk Ödülü'nü de al-
maya hak kazandı.
Yurtiçinde aldığı ödüllerin
ardından son bir ay içersinde
yurtdışında katıldığı üç festi-
valden tam altı ödül kazanan
'Tabutta Rövaşata', Türk sine-
masının dünyaya tanıtılması
açısından çok önemli bir mis-
yonu yerine getiriyor. Geçen
hafta Jüri Özel Ödülü ve Halk
Ödülü'nü aldığı Torino Film
Festivali'nde birinciliği Ameri-
kalı yönetmen JîD Specher'in
'Ooclovatchers' adlı filmine
kılpayı kaptırdı. Halk Ödü-
lü'nü, halk jürisi, "Günlükya-
şamın sürdüriihnesine dair bir
öyküyü retorik değil hayati bi-
çimde anlatabüme kapasitesi"
gerekçesiyle verdi Tabutta Rö-
veşata'ya. Festival süresince
İtalyan basınından 'B Manifes-
to', filme ve Zaim ile yapılan
söyleşiye geniş yer ayınrken
'La Repubblica' da ödüllerin
açıklanmasından bir gün önce
'Tabutta Rövaşata'yı favoriler
arasında gösterdi.
Çerez parasına sinema
tzleyiciye sunduğu çok sayı-
da ve değişik ülkelere ait film-
lerle saygın bir festival kimliği-
ne sahip olan Torino Film Fes-
tivali'nin uzun metrajh yanşma
bölümünde Tabutta Rövaşa-
ta'nın en önemli rakibi olarak
gösterilen ve bu yıl San Sebas-
tian Film Festivali'nde Zabelta-
gi bölümünün galibi olan trlan-
dalı yönetmen Paddy Breath-
nach'ın 'I wentdown' isımli ça-
lışması, önceki başanlannı bu
kez yineleyemedi.
Öte yandan bu yıl Tokyo
Film Festivali"nden birincilikle
dönen tranlı yönetmen Parviz
Shahbazi'nın 'Mosafare Jamıb'
adlı filmi, 'Tabutta Rövaşa-
ta'nın ardmdan mansiyona la-
yık görüldü.
Bir ay içersinde Fransa'dan
dört, Italya'dan iki ödül kaza-
nan Tabutta Rövaşata, dünya-
mn büyük festivallerinden da-
vet almaya devam ediyor.
ABD'nin önde gelen gazetele-
rinden 'The New York Times'
ve 'HeraMTribune' filmle ilgi-
li çok olumlu eleştirilere yer
verdiler. The Nevv York Times,
"İstanbul'da bir tutunamayan:
Çerez parasına sinema" baslı-
ğıyla ikinci sayfada dört sütu-
na verdi^i resimli haberde, film
için "Ulkelerinin ekonomik
hamlesinden sonra geri planda
kaunış Türklerle ilgili cesur bir
film, yabnlan paranın a/Jığına
karşm sinemasal geri dönüş ola-
rak bir rekor tarabilir" ifadesi-
ni kullandı. Yazıda aynca "Ta-
butta Rövaşata birçok yabancı
festivalde gösteriliyor. Bu. bir
Türk filmi için ender rastlanan
bir du rumdur.Temavesinema-
sal tarzolarak fıhn, Bisiklet Hır-
sızlan ve savaş sonrası dönemin
yeni gerçekçi fUmlerini arumsa-
tryor. Filmi, lineer olmaktan
uzak tutan kurgu. yönetmenin
Amerikan bağımsız sinemasın-
dan ve Fransız yeni dalgasından
etkifcndigini gösteriyor" denil-
di.
Selanikte yanşıyor
Tabutta Rövaşata şu anda 30
Kasım'a dek sürecek olan, bu
yıl Avrupa'nın kültür başkenti
olarak kabul edilen Selanik'te
düzenlenen Selanik Uluslara-
rası Film Festivali'nde Türkiye
adına yanşıyor.
Tabutta Rövasata'nın aldığı
diğer ödüller ise şöyle; 1996
Antalya Altın Portakal Film
Festivali'nde En lyi Film, En
lyi Erkek Oyuncu, En lyi Se-
naryo, En lyi Kurgu, Ankara
Film Festivali'nde En lyi Erkek
Oyuncu, 1997 Îstanbul Film
Festivali'nde Ulusal Yanşma
Jürisi Özel Ödülü, Fibresci
Ödülü, 1997 Orhan Murat An-
burnu Ödülleri Yılmaz Güney
Jüri Özel Ödülü, En lyi tkinci
Film Ödülü, 24-2 Kasım tarih-
leri arasında düzenlenen Mont-
pellier Akdeniz Sineması Fes-
tivali'nde Altın Antigon yanş-
masında Mansiyon, Akdeniz
Eleştirmenleri Ödülü ve aynı
festivalde gayri resmi bir ödül
alan Güzel Sanatlar öğrencile-
rinin verdiği En lyi Film Ödü-
lü, StYAD ödüllerinde En lyi
Erkek Oyuncu, 7-15 Kasım
1997 Uluslararası Amiens Film
Festivali'nde Asya Filmleri ka-
tegorisinde Netpac (Asya Sine-
ması Tanıtma Ağı) örgütünün
oluşturduğu Özel Jüri Ödülü,
15. Torino Film Festivali'nde
Jüri Özel Ödülü ve Halk Ödülü.
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Üç Oyun
Dünyanın büyük kentlerinde 'sanat olayı' niteliği
taşıyan eserler özellikle televizyon aracılığıyla kamu-
ya bir an önce tanıtılıyor, ulaştınlıyor. Bizde aldınş-
sızlık hüküm sürmekte.
Onca televizyon kanalı var da, bu kanallann hiç-
birinde 'tiyatro 'yu gerçekten tanıtacak, sevdirecek
izlence yok. Denecek ki şu ya da bu kanalda tiyat-
roya aynlmış şu ya da bu programlar var. Var ama
sıra savmak tarzında. Dostlar alışverişte görsün tar-
zında.
'Televizyon tiyatrosu' olmayan birçok kanal. Ti-
yatroyu küçük kentlere, kasabalara, köylere taşı-
mak ülküsünü hiçbiri edinmemiş. Bugünkü yöneti-
cilerinin böylesi ülküleri olabileceğini düşünmek bi-
le saçma.
Oysa îstanbul sahnelerinde birbirinden güzel
eserler oynanıyor şu sıralar. Ayn tarzlarda, ayn an-
layışlarda, ama birbirine yakın başanda, tiyatronun
uçsuz bucaksız dünyasına bizi alıp götürebilecek
eserler. Üçünden söz açmak istiyorum:
îstanbul Devlet Tiyatrosu'nda Nâzım Hikmet'in
'Kurtuluş Savaşı Destanı' Kuvayı Milliye sahne üze-
rinde yaşatılryor. Ergin Orbey'in gerçekleştirdiği bu
yapımı bir buçuk saat boyunca soluk soluğa izle-
dim.
Devlet Tiyatrosu'nun çok güçlü oyunculan adeta
bir oratoryo havası içinde bizi büyük bir şairin kale-
mine alıpgötürdüler. Onlann ölçülü, dengeli, drama-
tik edalaria beslenmiş seslendirişleri tek sözcükle
olağanüstüydü.
Kuvayı Milliye'nin müzik çalışmasını, bugüne dek
eserierini dinlememiş olduğuma üzüldüğüm Can
Atilla gerçekleştirmiş. Yan oratoryo, yan sözsüzo-
yun özellikleri taşıyan, bir yandan da usta oyuncu-
lann duru Türkçe'leriyle göz kamaştıran Kuvayı Mil-
liye'ye Can Atilla'nın müziği de doğrusu derin an-
lam katıyor.
Müziğin tıkır tıkır işleyen ahengini bozmamak, şi-
irde o ahenge denk zamanlamayı bulmak için oyun-
culann harcadığı çaba ise aynca saygıyla vurgulan-
malı.
Izlediğim ikinci oyun Tiyatro Istanbul'un sahne-
sinde Sanat'tı. Gencay Gürün çapında bir tiyatro
tutkununun bize yaşattığı bir şölen oldu. Sanat, öy-
le sanıyorum ki bu mevsimin sözü en çok edilme-
ye değer oyunlanndan.
Bir defa tecimsellikten böylesine uzak -ama bir
yandan da hayat kadar sahici- bu oyunu 'özel' bir
tiyatronun sahiplenmesi her anlamda şaşırtacaktır
izleyiciyi. Güç koşullar altında ayakta durmaya ça-
lışan özel tiyatrolar zaman zaman böylesi gözüpek-
likleri izleyiciye sunuyoriar.
Ikincisi, hayat kadar sahici Sanat, inanılmaz gü-
zellikte bir oyuncu performansını gözler önüne se-
riyor. Herkesin değişik seçimleri olacak: Kimimiz
Cihan Ünal'ın, kimimiz Cüneyt Türel'in, kimimiz
Can Gürzap'ın oyununu daha çok seveceğiz.
Bana gehnce, her üç oyuncuya hayran kaldığımı
belirtmek istiyorum. Yalnız Can Gürzap'ın oyununu
sanki daha çok sevdim. Sanat anlayışının, sanat
beğenisinin arkadaşlannca ne ölçüde benimsendi-
ğini ölçüp biçerken, ille benimsenmesini handiyse
'empoze' ederken öylesine etkileyiciydi ki, bir za-
man sevgili Can Gürzap'a daüp gittim. .^ •
Var olup olmadığı bıle kuşku uyandınr 'beyaz' bir
resim çevresinde dönenip duran Sanat, dediğim gi-
bi, hayatın kendisine açıiıyor, bize çok yalın anlatıl-
mış çok karmaşık ruh süreçlerini yansıtırken, haya-
tımızı da aktanyor. Izlemedinizse, bir an önce izle-
yin derim. Gencay Gürün'ün bu zor eseri her kesim-
den izleyiciye 'ulaştıran' incelikli rejisini özellikle
vurgulayarak...
Üçüncü oyun, Tiyatrokare'nin 'yeniden' îstanbul
seyircisine sunduğu Bir Kadın. Bir Kadın daha ön-
ce ŞehirTiyatrolan'ndaoynanmış, çoksevilmişti; a-
ma ben görememiştim.
Willy Russetl'ın eserini Semra Karamürsel 'pı-
nltılı' bır Türkçe'yle çevirmiş. Sahnede tek başına
Ayşe Kökçü. Öylesine sıcak, içten oynuyor ki, se-
yirciyle öylesine özdeşleşiyor ki, benim izlediğim
gün (geçen pazar), önce hanım seyirciler, derken
beyler birer ikişer oyuna katılır hale geldiler...
Ayşe Kökçü, televizyondaki ünü ne olursa olsun,
besbelli, tiyatrodan asla caymayacak bir sanatçı.
Kuvayı Milliye ne yazık ki unutur olduğumuz, öğ-
renmekten uzaklaştığımız Kurtuluş Savaşı'mızı dile
getiriyordu. Sanat yepyeni ve eşsiz biryalınlıktı. Ro-
mantizmin gerçekçilikle kaynaştığı Bir Kadın ise in-
sanın içini ısıtan bir oyun. Her birinden apayn mut-
luluklar duydum.
Takvimde İz Bırakan:
"Sözcukler, zamanın soldurduğu, hemen de yok
ettiği bir şekilden gelıyor.. geride yalnızca bir hayal
kalmış..." Nathalie Sarraute, Çocukluk, (Gülse-
ren Devrim çevirisi) Can Yayınlan, 1997.
Aralık aynda liyatrokare
• Kültür Servisi - Nedım Saban'ın yönetimindeki
Tiyatrokare, altmcı yılında da birçok oyunla
tiyatroseverlerin karşısmda. Ergun Hiçyılmaz'm
araştırmalanndan yola çıkarak Nedim Saban'ın
oyunlaştınp sahneye koyduğu ve Toron
Karacaoğlu'nun başrolünü oynadığı 'Zeki Müren
İçin Bir Demet Yasemen' isimli müzikalin Avrupa
turnesi bir süre için ertelendi. Müzikal, aralık ayının
ortasma dek cumartesi 21.00, pazar 15.00 ve 19.00
saatlerinde tTÜ Maden Fakûltesi'nde sahnelenecek.
Ayşe Kökçü, 'Bir Kadm' isimli komediyi cumartesi
21.00, pazar 15.00'te Tiyatrokare'nin Şişli'deki
salonunda sahneleyecek. Willie Russel'm yazdığı
ve Çetin Ipekkaya'mn orjinal rejisinden yola
çıkarak hazırlanan oyunun sanat koordinatörlüğünü
Engin Gürmen, reji asistanlığım ise Murat Öncül
üstlenmiş. Tiyatrokare'nin 'Unutulmayan Oyunlar
Dizisi' 11 aralıktan itibaren Defne Yaüıız'ın
sunacağı iki tek perdelik oyunla sürecek.
BUGÜN ~~
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 17.00'de laser-
disc'ten Çaykovski konseri izlenebilir. <*
• ANTİK PALACE'da saat 18.00'de Gül 'İ
Coşkun'un Picasso ve Matisse'in sanat tarihindeki
yerleri, kullandıklan teknikler gibi konular üzerine
gerçekleştireceği sohbet izlenebilir.
• GÖÇERLER FÖTOĞRAF KULÜBÜ'nde saat
19.30'dâ Necip Sevindik'in Istanbul'u konu alan
'Kent ve Insan' dia gösterisi izlenebilir.
• ÇEKÜL GENÇLtK BİRÎMİ etkinlikleri
kapsamında saat 18.30'da iTL' Taşkışla 109 nolu
odada Prof. Dr. Veli Sevin'in katılacağı 'Frig ve
Lidya-Midas ve Kroisos'un Dünyası' konulu
seminer izlenebilir.
• CRR D. ULUSLARARASI İSTANBUL MİSTİK
MÜZİK FESTÎVALİ kapsamında saat 19.30'da
'The Shirley Wahls Gingers' topluluğu izlenebilir.