27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeru Orhan Erinç 0 Genel Ya>in Koordınatöru: Hikmet Ç etinkaya # Yazuşlen MüJürlen Ibrahim Yddız - Dinç Tayanç • Sorumlu Müdur Fikret tlkiz # Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara •Görsel Yönctmen: Fikret Eser Dış Haberter Şinasi Danışoğlu • Istıhbaral: Cengiz >. üdırun # Ekonomı Mehmel Saraç • Kûltür Handaıı Şenköken • Spor Abdülkadir Yücebnan • Ntakaleler Saroi Karaöreo # Duzcftmc AbduBab Yaacı A Fotograf Erdoğan Köseoğlu •Bilgı-Belge: Edibe Bugra • Yurt Haberlen. Mehmel Farıç YayinKurula bhanSdçuk(Ba^on), Orhan Erinç. Oktay Kurtböke, Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner, ErgunBala,DinçTayın(. tbnrinm Yıldız, Orhan Bursalı, Musufa Balba>, Hakan Kara. AnkaraTemsilcisi:MustafaBalbay AtaturkBıüvanNo. 125. Kat:4, Bakanbklar-AnkaraTel- 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • Lzmır Temsılcısr Serdar Kızık, H Zıya Blv. 1352S 2'3 Tel 4411220, Faks:4419117*Adaha Temsilcisi. Çetin Yiğenoğlu, tnötıüCd 119 S.Koıl Katl, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Muessese Müdûru Cstün Akmen A Koordınatör* Ahmet Korulsan # Mubasebe Bülent Yener#Idare Hüsoin Gûrer • lşletme Önder Çefik • Bıigı- tşlem. Nail Inal • Bılgısavar Sıstem. Mürirvrt ÇîlerASanş Farikf Kuza MEDYA C: • Yonetım Kuıulu Başkanı - Genel Mudür Gülbin Erduran # Koordınatör Reha Işıtman • Genel Mudur Yardımcısr Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 51395 80-5138460*1,Faks 5138463 Yavıoılayan ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıkk A Ş Tıfrkocağı Cad 39 41 Cagaioglu 34334 tst PK 246 lslanbui Tel. (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks- (0<212) 513 85 95 25KASIM1997 îmsak: 5.25 Güneş: 6.56 Öğle: 11.58 îkindı: 14.24 Akşam: 16.46 Yatsr. 18.12 3 milyon dolarlık sutyen • Haber Merkezi - Kuyumcu Harry Wınston ve Victoria's Secret mağazasının ortak olarak tasarladtğı 3 milyon dolarlık sutyen, ünlü model Tyra Banks tarafindan New York'ta sergilendı. Fantezi hediye olarak tanıtılan ve değerli taşlarla süslenmiş çamaşıra 'hayal sutyen" adı verildi. Victona's Secret mağazasında yapılan gösteriye Tyra Banks ve 'hayal sutyen' zırhlı araçla getirildi. DMB-B'nin başarısı • Haber Merkezi- Dünvamn en büyük şırketlerinden Procter & Gamble. ABD'de bulunan tüm tele\ iz>'on kanallanndaki reklamlanyla ilgili planlama ve satınalma çalışmalan ıçın DMB-B (MacHanus Holding'e bağlı D'Arcy Masıus Benton- Bowles) grubunun Televest şirketini seçti. Türkiye"de MacManusile 1989 yılından bu yana ortaklık kuran PenajansüMB-B Ticaret AŞ Yönetım Kurulu Başkanı Ayşegül Dora yaptığı açıklamada, "Ortaklığımız, müşteri portföyüne kattığı önemli yabancı müşterilerinin de reklam çalışmalannı üstlenmiştir" dedi. Kan kanserinde yeni umut • JULICH(UBA)-Jülich Araştırma Merkezi'ndeki Alman bilim adamlan, kan kansen tedav ısinde yeni bir mucizeyi başarmak üzereler. Bilim adamlan, kan oluşumu açısından önemli olan kan hücrelerini. biyoreaktöründe 14 gün içinde, on kat arttırmayı başardılar. Araştırma Merkezi yetkılilen, bu buluşun, özellikle kemik iliğı ve kan kansen hastahklarmın tedavisinde çok büyük bır başan olduğunu söylediler. Araştırmacılara göre, çekirdek hücrelennin belirlı gelişmelerini sağlayan destek doku hücrelennin eklenmesiyle, kemik iliği doğal ortamda da laboratuvarlarda varatılabılecek. Kronik böbrek hastası küçükler hem tedavi olacaklar hem de eğitim görecekler 'Umut Köy'ün çocuklan• Eğitimleri aksayan kronik böbrek hastası çocuklan üretken bireyler haline getirmek için Çocuk Böbrek Vakfı kuruldu. ÖZLEMYÜZAK Henüz 4 yaşında. Adı Osman. Kolu- na takılı fistül ve plastik borularla bır diyaliz makinesine bağlı. Makine ha- fifuğultulu bir sesle çalışıyor. Makine, Osman'ı öteki çocuklar gibi koşup oy- nayabileceği iki gün için hazırlıyor. Yalnız iki gün. Sonıayine makineye bağ- lı 4 saat ve sonraki iki güne hazırlık.... Osman, diyaliz makinesine bağlı yat- tığı yatakta sürekli ağlamaklı bir sesle "Bir dahayemeyeceğinı" sözlerini tek- rarlıyor. Hemşire ablalan azıcık azar- lamışlar Osman'ı son haftalarda fazla kilo aldığı için. Tedavinin aksamaması için diğer kro- nik böbrek hastası çocuklar gibi Os- man'ın da fazla yememesi fazla sıvı almaması gerekiyor. Annesi haftanın 3 günü Osman'ı Çapa Tıp Fakültesi He- modializ Birimi'ne getiriyor. Osman kendisine uyan bir böbrek bulunana kadar yaşamını bu şekilde sürdürmek zorunda. Osman böyle. Ya diğerleri? Ya 12 yaşındaki Onur...6 yıldan beri haftanın üç günü Çapa'ya gelen bugün 12 ya- şında olan Onur. Orta 2'ye gitmesi ge- rekirken ancak haftanın iki günü oku- la gidebildiği için Onur ilkokul ikinci sınıfta okuyor. Oğullan diyalize bağlı yaşamak zorunda olduğu için Onur'un ailesi yaşadıklan Trabzon'u terkedip tstanbul'a göçmek zorunda kalmış. Onurlar 3 kardeş. Ancak tüm ailenin ya- 4 yaşındaki Ömer Demirtaş, şanslı çocuklardan biri. 1 yü boyunca diyaliz makinesine bağlı kalarak yaşamını sürdürdükten sonra 6 ay önce böbrek nakli yapdarak sağhğma kavustu. ( Fotograf: KADER TUĞLA) şamı neredeyse Onur'a endekslenmiş. 14 yaşındaki Yasemin Sekman da 6 yaşından beri böbrek hastası. Sultançift- liği'nde bır gecekonduda oturuyorlar. Annesi, Yasemın'i diyalize getirdiğı için evde tek başına kalan görme özür- lü babaannenın sönen sobayı yakmak uğruna 3 kez evi ateşe verdiğini anla- tıyor. Osmanlar, Onurlar, Yaseminler, Pı- narlar... Bu acı tablonun kahramanla- n yalnızca bu çocuklar değil. Çocuk- lannın tedavisi için kent değiştiren ai- leler, yaşantılan değişen ihmal edilen diğer kardeşler de tablonun birer par- çası. lşte bu çocuklara yardım eli uzat- mak, çoğu sosyal güvenceden yoksun ailelere nasıl biryol izleyeceklerini gös- termek, eğitimleri aksayan kronik böb- rek hastası çocuklan üretken bireylar haline getirmek için bir vakıf kuruldu: Çocuk Böbrek Vakfı. Vakfın kuruculanndan ve Başkanı Prof. Dr. Faik Tanman "Çocuklann haftada 3 gün, 4-5 saat süren diyaliz te- davisi okula devamı aksatırken ailele- rin tedavi süresince çocuklannın >an- lannda bulunma zorunluluğu iş kaybı- na yol açıyor. Çocuklar iyi bir eğitim ala- mamalannın vanında, fizik olarak ya- şıtlarmdan daha zayıf ohnalan nede- niyle normal hayatlannda sorunlarla karşüaşmakta, aile tarafindan aşın şe- kilde konınur hale gelmekte ve sonuç- ta toplum için iiretime dönük eğitim eksik kalıyor" derken vakfın diyaliz hastası çocuklar için bir tedavi ve eği- tim kompleksi kuracağını açıkladı. Diyaliz köyünün adı "Umut Köy". Ağaçlıklı 40-50 dönümlük bir alanda kurulacak köyde 12 diyaliz makinesi- nin yer alacağıbir diyaliz salonunun ya- nısıra 100 değişik yaş grubundaki ço- cuğun eğitimi için dershaneler, çocuk- lann daktilo, bilgisayar, hah tezgahı, mü- zik, resim, dikiş nakış atölyeleri, oyun bahçeleri, spor salonlan, ailelerin kimi durumlarda kalabilmeleri için motel tarzı daireler de mevcut olacak. Umut Köy'ün amacı, çocuklann eği- timlerinin daha iyi olması, bağımlılık- lannın azalması, ileride meslek olarak hayatlannı kazanabilecekleri eğitimi alrnalan, devamlı sağlık personelinin gö- zetiminde olmalan nedeniyle diyete ve tedaviye azami dikkat edilmesi, benzer hastalığı olan kişiler arasında daha ra- hat yaşama koşullannın sağlanması. Çocuklar hafta boyunca diyaliz tedavi- lerini olacak, eğitımlerini görecek, den- geli olarak beslenecek, hafta sonunu da aileleri ile birlikte geçirecekler. Vakfın kuruculanndan ve emeği ge- çenlerden Dr. Ahmet Nayır çocuklann bu tesiste kazandıklan beceriler ile üret- tiklerinin hem bu çocuklara cep harç- lığı sağlayacağını hem de vakfa ek bir gelır kaynağı oluşturacağını anlatıyor. Umut Köy, böbrek hastası çocukla- nn aileleri için de şimdiden umut ka- pısı oldu. Anneler çocuklan diyaliz te- davisi gördüğü sırada beklerken bir yandan da ya örgü örüyor ya da vakfa gelir kaynağı sağlayabılecek birtakım işlerle meşgul oluyoriar. îstanbul Üniversitesi rektör adayı Prof. Esfender Korkmaz 6 Demokralîk yönetim' YUSUFZİYAAY Îstanbul Üniversitesi rektör adayı Iktisat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Esfender Korkmaz, rektör seçilmesi durumunda ikinci reform projesi ile demokratik bir üniversite yönetimi gerçekleştireceğini belirterek, projesiyle üniversiteyi dış dünya ve piyasa ekonomisiyle bütunleştirmeyi hedefledığıni söyledi. Prof.Dr. Esfender Korkmaz, üniversitenin gereğinden fazla büyüdüğünü savunarak, yeni bir sistem getirmek gerektiğini söyledi. Universitedeki öğretim üyelerinin özel sektörde de çalışarak, üniversiteye ve kendilenne gelir getirebileceğini savunan Korkmaz, bunun üniversitenin özerkliğini ve bilimselliğini olumsuz etkileyeceğıni düşünmediğini kaydetti. Prof. Korkmaz, üniversite-sanayi işbirliğini güçlendireceğini belirterek, öğretim üyesini özel sektörün hizmetine sunarak üniversiteye gelir sağlayacağmı söyledi. Korkmaz, öğretim üyesini aranan bir insan durumuna getirerek, üniversiteye kaynak sağlayacağını ileri sürdü. Oğretım üyesinin danışmanhk ve üniversite içinde teknoloji geliştirmek gibi hak ve sorumluluklan olduğunu vurgulayan Korkmaz, geliştirilen teknolojinin halkın hizmetine sunulmasını sağlayacağını söyledi. Korkmaz. şöyle dedi: "Özel sektör, kendi imkârüannı üniversitenin imkânlanyla birleştirerek araştırma geUştirme laboraruvarlan için mali destek verirse, üniversite de bilim adamlannı özel sektörün hizmetine sunarak teknoloji geüştirilebilir. İ nrversitenin işbüiiği yapüğı fırmalardan öğretim üyelerinin aldığı danışmanbk ücretini üniversite döner sermayesine aktarabiliriz. Böylece üniversite de öğretim üyesi de gelir elde edeıf Korkmaz, vakıflara ve döner sermayeye daha çok katkı sağlama ve dış kredi bulmayı amaçladığını kaydederek, Süleymaniye bölgesinde üniversite şehri kuracağını söyledi. Her araştırma görevlisi ve yardımcı doçenti yurtdışına göndermeyi vaat eden Korkmaz, en az bır yıl yurtdışında araştırma yapmalannı sağlayacağını söyledi. Korkmaz. akademik yükseltmelerde fakülte ve anabılim dalının karanna müdahale etmeyeceğini söyledi. YÖK'ün revize edilerek, Türk üniversite sistemine uygun bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini vurgulayan Korkmaz, üniversitelerin katma bütçeli idareler ohnası nedeniyle YÖK'ün, üniversiteleri yönetmesine karşı olduğunu söyledi. Atatüîk'ün 1933 yılında gerçekleştirdiği üniversite reformunun ikincisini gerçekleştireceğini öne süren Korkmaz, üniversiteyi dış dünyaya açarak ülke ile bütunleştirmeyi hedeflediğini kaydetti. Serbest piyasa ekonomisiyle üniversiteyi uyumlu kılmak için ikinci üniversite reformunun mutlaka gerçekleştirilmesi gerektiğiıvi savunan Korkmaz, fiilen katılmak isteyen tüm öğretim üyeleriyle birlikte "Demokratik YönetinT. "Öğretim Lyesi Yetiştirme". "Öğretim Üyesinin Dışanda Çauşma İmkânr, "AR-GE ÇaüşmalarT. "Eğitim \e Mali İmkânlar" konulanndaki reform projesini rektör seçibnesı durumunda hayata geçireceğini söyledi. Korkmaz, üniversitenin bütçesini fakülte bünyesine göre dağıtacağıru belirterek, Süleymaniye bölgesinde üniversite şehri kuıacağını söyledi. Korkmaz, iki katlı binalarda konferans salonlan yaptınp. Beyazıt yakasını turizm ve kültür bölgesi yaparak da üniversiteye gelir sağlayacağını kaydetti. Üniversite öğretim üyeleri hakkmda "adi suç" olmadıkça soruşturma açılmasından yana ounadığını vurgulayan Korkmaz, akademisyenler arasında aynm yapmayacağını, siyasi görüşleri ikinci planda düşüneceğini söyledi. Kadro bulmanın dekanın ve rektörün görev ı olduğunu savunan Korkmaz, "Akademik yükseltme, anabilim dah ve fakültenin karandır. Müdahale etmeyeceğün'' dedi. Prof.Dr. Esfender Korkmaz, demokratik yönetim uygulayarak, 6 yıldır öğrenci temsilcileri seçtirip, yönetim kuruluna katılmalannı sağladığını belirterek, bu uygulamayı sürdüreceğini söyledi. Korkmaz, eğitimde firsat eşitliğinin kalkınmayı hızlandırdığını vurguladı. aâROŞ— Büyüleyen Rus Irina Lobaçeva ve İtia Averbukh çifld Rusya Patinaj Şampiyonası'nda izle> icikri büyüledikr. Çift, yanşmayı ikinci olarak tamamladı. Yanşmayı Angetika Krylova ile Oleg Ovsiannikov çifti birinci olarak tamamladL (Fotograf: REUTERS) Dr. Uyar, Türkiye'nin de nükleer santrallardan bir an önce vazgeçmesi gerektiğini söyledi 6 Baü 20 yüdır nükleer enerji kuüanımyor' DEVRtVI SEVTVIAY e-posta : tan (a prizma.net tr Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr.Ta- nay Sıdkı Uj'ar. Batı"nm 20 yıldan bu yana nükleer enerji santralı siparişi vermediğini belirterek Türkiye'nin de bir an önce nük- leer santral yatınmlanndan vazgeçmesi ge- rektiğini söyledi. Türkiye'nin bir anda "etekt- rik kesinüsi veya nükleer enerji santralı'" dayatmasıyla karşı karşıya kalmasını de- ğerlendiren Tanay Sıdkı Uyar, enerji sis- temleri, aralık ayında yapılacak Kyoto Zir- vesi ve zirveden çıkması beklenen "Karbon verpa"yk ilgili bilgiler verdi. - Nükleer enerji santrallanna neden kar- şısınız? - Birincisi gayet insani bir nedenle. Nük- leer santrallarda bir yandan enerji elde edi- lirken diğer yandan da plutonyum çubuğu iş- lenmiş oluyor. Bu çubuk daha sonra bomba üretiminde kullaralıyor. Yanı önce ısıuyor. son- ra öldürüyor. tkincisi ıse güvenli değil. Gü- venli olmaması nedeniyle de ekonomik de- ğil. Dünyanın hiçbir yerinde nükleer santral- lar özelleştırilemiyor. Şirketler risk altına girmek istemıyor. Üstelik Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun yayımlanna göre de hiçbir Batı ülkesı son 20 yıldır nükleer sant- • Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Tanay Sıdkı Uyar, "Nükleer santrallarda bir yandan enerji elde edüirken diğer yandan da plutonyum çubuğu işlenmiş oluyor. Bu çubuk daha sonra bomba üretiminde kullanılıyor. Yani önce ısıtıyor, sonra öldürüyor" dedi. ral siparişi vermiyor. Yani Batı nükleer sant- rallardan vazgeçeli 20 yıl oluyor. - Baünın hazuiadığı yeni enerji sistemle- rivarmı? - Elbette, rüzgâr, güneş, biyokütle, je- otermal gibi temiz ve tükenmez kaynaklar- dan yeni sistemler oluşturuluyor. Hatta Ame- rika, Japonya ve Hollanda'da hükümetler bu sistemlere geçmeleri için sivilleri maddi ba- kımdan destekliyorlar. Sadece sistemle de iş bitmiyor. Artık daha az enerji tüketen buzdolaplan, bilgisayarlar, arabalar üretil- meye başlandı. - Doğalgaz da mı zararh kaynaldar ara- sında yer alıyor? - Yakıldığûıda karbondioksit çıkartan tüm fosil yakıtlar zararlıdır. Petrol. kömür ve ta- biı ki doğalgaz bunlann başında gelir. Dün- ya uzun yıllardan bu yana karbondioksitin tehdidi altında. Bu fosil yakıtlann yakılma- sıyla atmosfere aşın bir karbondioksit ve- nlmiş oluyor. Atmosferde biriken karbon içe- ri giren güneş ışmlannnı çıkışını engelliyor. Dışan çıkamayan güneş ışınlan sera etkisi yaratarak, artı bir ısınmaya yol açıyor. Bu ısınma da buzullan eritiyor ve atmosfere aşın su buhannın kanşmasma neden olu- yor. Son zamanlarda meydana gelen aşın ya- ğışlann, sel felaketlerinin nedeni de bundan kaynaklanıyor. 2010 yılında su seviyesinin dünyada 1-1.5 metre yükselmesi bekleniyor. - Demek ki dünya gerçekten de' küre-sel- leş"ti Peki çözüm bulunamıyor mu? -150 ülke bundan 5 yıl önce Rio'da "BM Üdim Değişikliği Çerçe\-e Sözteşmesi"ni im- zalamıştı. Katıhmcı ülkeler Rio'dan bu ya- na Confarence of Parties (COP) toplantıla- n yaprılar ve her toplantıda kendi verileri- ni ortaya getirdiler. Şimdi bu verilerin tşı- ğında küresel kararlar alınmaya hazırlanı- yorlar. Aralık ayında Japonya'nın Kyoto kentinde Rio'dan da önemli bir zirve yapı- lacak. Kyoto'da, hükümetler. 21. yüzyılda iklim değişiklikleri ve enerji kaynaklanyla ilgili ne gibi politikalar uygulanması ge- rektiğine karar verecekler. - Ama Türkiye Rio'yu hâlâ ünzalamadı. Bu Kyoto Zirvesi'ne katümamıza engel de- ğil mi? - Hayır, çünkü kararlarküresel olacak. Kar- bon tüm dünyayı tehdit ediyor. Ancak Tür- kiye'nin Rio"daki sözleşmeyi imzalamama- sı bu toplantılara kendi verileriyle katılma- sını engelledi. Kyoto'da küresel kararlar alı- nacak ve ne yazık ki Türkiye'nin verileri bu kararlara yansımayacak. - Kyoto'dan beklediğiniz en önemli karar nedir? - Büyük bir olasılıkla "Karbon vergisi" kabul edilecek. Ben, buradan elde edilecek verginin bir fonda toplanmasım, fonun da parası olmayan ülkelerin temiz enerji sis- temleri üretebilmesi için kullanılmasını umuyorum. Tabii petrol, kömür ve doğal- gaz üreten ülkeler karbon vergisine şiddet- le karşı çıkarken, özellikle okyanus ülkele- ri su alttnda kalma tehlikesi nedeniyle bir an önce bu konuda somut adım atılmasmı istiyorlar. Türkiye'nin de 20 yıl gibi uzun vadelerle yaptığı doğal gaz alım anlaşma- lannın bu İcapsamda gözden geçirilmesi ge- rektıği kanısındayım. Almanya 75 milyar marklık 'kadın ticareti' AHMET ARPAD SnnTGABT-75 mil- yar az değil. Hele Alman Markı ıse tçişleri Bakan- lığı'nın açıkladığına göre bu miktar Almanya'da ka- dın ticareti yapanlann yıl- lık cirosu. Demirperde'nin kalkıp Doğu Avrupa ülkelerinde sınırlann açılmasıyla heT yıl yanm milyon kadın genelde yasadışı yollar- dan Batı Avrupa'ya geti- rilmekte. Hessen Eyaletı Emniyet Genel Müdürlü- ğü'nün verilenne göre sa- dece Almanya'da çalışan 200 bin hayat kadınından 50 bini Doğu Avrupalı. 20 bini de Asyalı. Bunlar ara- sında en az on binine bu iş zor kullanarak yaptınl- makta. Tüm ülkeye örümcek ağı gibi yayılmış, polisi- ye fılmlere sık sık konu olan kadın ticaretini or- ganize edenler, özellikle yurtdışmdan "çocuk bakt- aa","dansöz" veya "gar- son" diye kandırarak Al- manya'ya cezbettikleri genç kadınlan kısa za- manda pazara sürmekte. Tehdit uyuşturucu bağım- lılığı, dayak ve işkence kadınlan bu yola düşür- mekte "başarüT oluyor. Pasaportu da daha ilk işe çıkmadan elinden alını- yor. Büyük kentlerin kaldı- rımlarından ülke lüks apartman dairelerine çok değişik yerlerde işe gön- derilen kadınlardan ayda 25-40 bin mark arası ka- zanç sağlandığı tahmin ediliyor. Limon ömeği po- sasına kadar sıkılan kadı- nın eline kalan ise kazan- dığınm sadece yüzde 10'u. Yılda 75 milyar mark- lık kadın ticareti piyasa- sını Alman makamlannın kurutması olanak dışı. Bu- nu onlar da biliyor. Ne de olsa dünyanın en eski "mesleğT. Aldıklankimi önlemlerle büyüyüp ge- lişmesini, kontrollerinden çıkmasını engelleme çaba- sındalar. 'ÇED'siz ticaret olamaz' tstanbul Haber Servi- si - Çevreci kuruluşlar, Fransa'da yapılan "Av- rupa-Akdeniz Ortakhğı veÇevre"bashklı konfe- ransta yayımladıkları deklarasyonda, gerçek- leştirilecek bir serbest ti- caret bölgesi için Çev- resel Etki Değerlendir- mesi'nin (ÇED) zorun- lu olduğunu ve ortaklı- ğm temel taşı olan Ak- deniz Serbest Ticaret Bölgesi'nin koşulsuz ka- bul edilemeyeceğirü be- lirttiler. Avrupa ve Akdeniz ortaklığı çerçevesinde Fransa'nm Montpellier kentinde 16-18 Ekim ta- rihlerinde gerçekleştiri- len "Avrupa-Akdeniz Ortakhğı ve Çevre" baş- lıklı konferansa Akde- niz ve Akdeniz dışı ülke- lerden, aralannda TE- MA, Deniztemiz-Tur- mepa, Türkiye Tabiatıru Koruma Derneği ve Medcoast'ın da bulun- duğu 23 sivil toplum ku- ruluşu katıldı. Konferansta önemle üzerinde dunılan ve gö- rüş birliğine vanlan ko- nular ise şöyle: - Avrupa-Akdeniz Or- taklığı, bölgede çevre ko- ruma temeline dayalı sür- dürülebilir kalkınma he- defi yönünde gerekli adımlan henüz atmamış- tır. - Ortaklığın temel taş- lanndan biri olan Akde- niz Serbest Ticaret Böl- gesi koşulsuz kabul edi- lemez. - Serbest ticaret bölge- sinin çevreye olası za- rarlanrun önceden sapta- nabilmesi amacıyla Çev- resel Etki Değerlendir- mesi koşulu getirilmeli- dir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle