Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 KAİSIM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yeşil pasapopta
sınırlama
• A1NKARA (AA) - İçışleri
Bakanlığı, devlet
memurluğundan çıkanlanlar
ile Yüksek Askeri Şûra
karan ile meslekten
uzaklaştınlan askeri
personele yeşil pasaport
verilmemesini kararlaştırdı.
Içişlen Bakanlığı Müsteşan
Metin tl>as Aksoy'un
imzasıyla yayımlanan ve
tüm kamu kuruluşlanna
göfiderilen genelgeye göre,
devlet memurluğundan
çıkanlanlar ve Yüksek
Askeri Şüra Karan ile
görevinden uzaldaştınlan
askeri personel,
kamuoyunda "yeşil
pasaport' olarak bilinen
hususi pasaport
alamayacaklar.
10 PKK'Iİ
öMÜPÜIdÜ"
• Dt\ ARBAKIR
(Cumhuriyet) - Güvenlik
gtıçlerinın Güneydogu'da
sürdürdüğü operasyonlarda
lOPKK'lıöldürüldü.
Olağanüstü Hal Bölge
Vahliği'ndenyapılan
açıklamaya göre, son iki
-günde bolgede sürdüriilen
operasyonlarda, karşılaşılan
teröristlerle çıkan
çatışmalarda, Şırrıak
yakınlanndaki Cudi Dağı
Derhizi Tepesi bölgesinde 6,
Bingöl'ün Genç ilçesi Servi
beldesi Sanbudak
mevkiinde 2, Diyarbakır'ın
Ergani ilçesi Siyabelek
Tej>esi ile Mardin'in
Mazıdağı ilçesi Kışlak köyü
yakınlannda birer olmak
üzere toplam 10 terörist
ö)dürüldü.
Demirel bugün
Adana'da
• ANKARA (AA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, temas ve
incelemelerde bulunmak,
bazı açılış törenlerine
katılmak ûzere bugün
Adana'ya gidecek. Demirel,
Çağ Üniversıtesi'nm yeni
akademik yıl açılış törenine
katılacak. Bazı tesislerin
açılışlannv da yapacak olan
Demifel, "2000 yılında
eğitim" konulu toplantıyı da
Denktaş'a anjîyo
yapddı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş'a, Ankara
Üniversitesi (AÜ) Tıp
Fakültesi lbni Sina
Hastanesi'nde dün
anjiyografı uygulandı.
Cumhurbaşkanı Denktaş'ın
sağlık durumunda herhangi
bir problem
bulunmadığı bildirildi.
Karadayı: Olur
böyle şeyler
• İZMİR (Cumhuriyet
Bürosu) - Ege Ordu
Komutanhgı'nın karargâh,
birlik ve kurumlannı
denetlemek amacıyla
îzmir'e gelen Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Ismail
Hakkı Karadayı, tzmir
Valisi Erol Çakır'ı ziyaret
ederek, yenı görevini
kutladı. Gazetecilerin,
Yunan ve Türk savaş
uçaklannın Ege
semalanndaki tedırgin edici
manavraJanna ılişkin
sorulannı yanıtlayan
Orgeneral Karadayı. "Biz
her zaman komşulanmıza
banş arzusuyla
yakJaşıyoruz. Zaman zaman
bu tür olaylar olabiliyor.
Ancak, bunlar dostluklan
bozacak nitelikte değildir"
diye konuştu.
Atama kararları
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Devlet Hava
Meydanlan tşletmesi Genel
Müdür ve Yönetim Kurulu
BaşkanlığVna. Genel
Müdür Yardımcısı ve
Yönetim Kurulu üyesi
Taner Küçükünsal getirildi.
Resmi Gazete'de
yayımlanan atama
kararlanna göre, Emlak
Konut AŞ Genel Müdürü ve
Yönetim Kurulu Başkanı
Cihan Sakarya görevden
almdı ve yerine Süleyman
Şahın atandı. Bu arada,
Başbakanlık Müşaviri
Cumali Ünaldı, DSt Edirne
11. Bölge Müdürü Abdullah
Gökbudak ile Kars 24.
Bölge Müdürü MuzafFer
Şen de görevden alındı. DSl
Edime 11. Bölge
Müdürlüğü"ne APK
uzmanlanndan Mehmet
Kjlınç, Kars 24. Bölge
Müdürlügü'ne de APK
uzmanlanndan Süleyman
Arslan getirildi.
Baykal, Nevşehir'de yapılan Türkkent 12. Teknik Kongresi'nin açılışmda konuştu
'Sorunlar kronildeşiyor^
SELAHATTİNŞAHİN
NEVŞEHİR
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, siya-
setçilerin yolsuzluk-
lan birbirlerine karşı silah olarak
kullandıklannı öne sürerek, "SS-
yasetin hakkını sryasete, adaletin
hakkını adaiete verin" dedı.
Nevşehır"de yapılan Türkkent
12. Teknik Kongresi'nin açılışın-
da konuşan Deniz Baykal. "enf-
lasyon, Susurluk ve milletvekili
dokunulmazhklarT sorunlannın
kronikleşme aşamasına geldiği-
ni, bu sorunlan aşmanın Türki-
ye'nin geleceğı açısından büyük
önem taşıdığını söyledi. Dünya-
nın hiçbir ülkesinde yüksek enf-
• CHP lideri Deniz Baykal, "enflasyon, Susurluk ve milletvekili
dokunulmazhklan" sorunlannın kronikleşme aşamasına geldiğini, bu sorunlan
aşmanın Türkiye'nin geleceği açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
lasyonun 20 yılı aşkın süre de-
vam etmediğine dikkati çeken
Baykal, "Enflasyon. hırsızhktır.
Bu hırsıznk 20 >ıl bovunca devlet
elhle sürdürülüyor. Yani Türki-
ye'deki enflasyon resmi hırsızlık-
ür" diye konuştu. Hükümetın
enflasyonun çözümünde umudu-
nu IMF ile yapılacak anlaşmala-
ra bağladığını öne süren Baykal,
"Enflasyonlamücadele,IMFnin
işideğUdir. 15milyardolargetecek
diye onlara bağlı olarak mücade-
leye başlarsan zaafîy etin ortayaÇH
kar. Sonuçta başanlı oiamazstn"
dedi.
Deniz Baykal, Susurluk'takı
trafık kazası sonrasında ortaya çı-
kan tablonun artık etkisiz hale ge-
tirilmesinin gerektiğinı de belir-
terek. şöyle devam etti:
"Başlangıçta çok büyük bir ka-
rarlıhkvarm. Ancak şimdi bu me-
selenin CIA'yu MOSSAD'ı da
kapsadığı öne sürülerek, bu soru-
nun çözümünün Türldye'nin gü-
cünü aşacağı belirtiliyor. CIA'yı,
MOSSAD'ı bırak, görevini yap.
İtiraflar, ddiller ortada. bunlan
değerlendirirsin, gereğiııi yapar-
suı. Pasaportun arnndaki imza Id-
min? Bu imza ne için aülmışur?
Bu pasaport niçin verilmiştir?
Bunlan araşünrsan sonınu çö-
zersin."
Milletvekili dokunulmazlıkla-
nnın sınırlandınlması konusuna
dadeğinen Baykal, şunlan söyle-
di: "YolsuzJuk.herülkedeyapüır.
Ama yargı gereğini yapmahdır.
Türkiye'de yüzleree iddia var. A-
ma bu iddiaİarla ilgili hiçbir ciddi
çahşma yapdmıyor. Adaiete kar-
şı kuşku başiarsa toplumun teme-
Û tahrip olur. Shasiler, yotsuzluk-
lan birbirlerine karşı silah olarak
kullanıyorlar. Yolsuzluk dosyala-
nnı yargıya intikal ettirmiyorlar.
Siyasetin hakkını sivasete. adale-
tin hakkını adaiete vermek gere-
kir.''
Baykal, kooperatifçilik hareke-
tinin başanya ulaşması için ka-
munun devreye girmesı gerekti-
ğini de söyledi. Kamunun makul
fiyatlarla arsa üretmesi gerekti-
ğine dikkati çeken CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal. şöyle ko-
nuştu:
-Belediye, Toplu Konut tdare-
su Emlak Bankasu vakıflar ile çe-
şitli kamu kurum ve kuruluşlan-
nın imkânlan doğru bir şekUde
yönlendirilmeli. Emlak Bankası
konusu ciddiyetle ele alınmalı. Bu
banka bazı kişjlerin çıkarlan doğ-
rultusunda çalışır hale getirildi.
Bu durumun önlenmesi gerekûf
RP liderinden ilginc savunma
Erbakan: Cüppeli
kimseyi görmedim
ANKARA (IJBA) - RP
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan' ın, Anayasa
Mahkemesı'nde 3 gün bo-
yunca verdiği 11 saatlik
sözlü savunmasının önce-
ki gün gerçekleşen son bö-
lümünde, Başbakanlık
Köşkü'nde verdiği iftar
yemeğı ile ilgili iddialara
verdiği yanıt, mahkeme
üyelerini şaşırttı. Erbakan,
yemeğe davet ettiği ve te-
İevizyonlardan tüm Türki-
ye'nin gördüğü cüppeli ta-
rikat liderleri konusunda
"Ben cüppeli hiç kimseyi
görmedim" dedi.
Erbakan. Yargıtay Baş-
savcısı Vural Savaş'ın iddi-
ası ile ilgili şunlan söyle-
di: "O kıyafetleri giyenler
DiyanetgörevlüeriydL Ben
yemekte cüppeli kimseyi
görmedim. Kapıdan girer-
ken öy le girmiş olabilirler,
ama içeride hepsmin krya-
feti normaldi."
Savaş'm, *RP'ninanti-
laik faaliyetlere odakoldu-
ğu" iddiasının en güçlü ge-
rekçelerinden birisi olarak
gösterdiği "tktidara kanh
mı geliriz, tatiı ım, onu hep
berabergöreceğiz'' sözleri
hakkmda da Anadolu
Ajansı muhabirini suçladı.
AA muhabirinin konuş-
mayı çarpıttığıru öne süren
Erbakan. "Melih Gökçek
hakkmda özeüikle.Ankara
Belediyesi'ni kaybedenler,
seçim sloganı olarak '.\n-
kara'yı Gökçek'e mezar
edeceğiz' demişti. Biz de
bu sözlereyanıtoünak üze-
re, o konuşmayı \apnk.
RP'nin güçlenmesini çeke-
meyenler mezardan. An-
kara'yı Gökçek'e mezar
edeceginden bahscdince.
ben de partili arkadaşlan-
mı uyardım." diye konuş-
tu.
Öte yandan Erbakan,
dün Gaziantep'te düzenJe-
nen RP'li Belediyeler 12.
Koordinasyon Toplantısı
öncesi gazetecilerin kapat-
ma davası ile ilgili sorula-
nnı yanıtlarken "Kapaül-
ma dav^sL RP'nin şerefıne
şeref katar. Mühim olan
davanın açüması değiL, ka-
rardır. O karar, inşallah
RP'nin destanlanna des-
tan katacağı bir karar ota-
cakdr" dedı.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
Yekta Güngör Özden, davayla ilgili insanlarm bilgisine başvurulabileceğini söyledi
Erkaya^nın tarakbğı gündemde
EVtNGÖKTAŞ
ANKARA - Eski Deniz Kuv-
vetleri Komutanı Emekli Orami-
ral Güven Erkaya'nın, RP Genel
Başkanı Necmettin Erbakan'ın.
Sıvas'ın Sıcak Çermik ilçesinde
yaptığı konuşmayla ilgili olarak
Anayasa Mahkemesi'nde görülen
kapatma davasında tanık olarak
dinlenmesi gündeme geldi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Yekta Güngör Özden, Cumhuri-
yet'e yaptığı açıklamada, davay-
la ilgisi ve bilgisine başvurabile-
cekleri insanlann olabileceğini
bildirdi. Özden, "Ancak bu konu-
da şimdiden bir şey söylememiz
uygun olmaz. Şimdi dava dosya-
sının içeriğine. yapılan açıklama-
lara bakıp, çelişkilcr var nu onla-
n görmek tazun. Buna göre belge
de istenebüîr. Gerek duyulursa il-
• Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Erkaya'nın, RP Genel Başkanı
Erbakan'ın, Sıvas'ın Sıcak Çermik ilçesinde yaptığı konuşmayla ilgili olarak, Anayasa
Mahkemesi'nde görülen kapatma davasında tanık olarak dinlenebileceği öğrenildi.
gisi ve bilgisi olanlar da dinlenebi-
tir" dedi.
Mahkemenin tanıklar konu-
sunda gelecek hafta karar verece-
ği öğrenildi. Yargıtay Cumhuri-
yet Başsavcısı Vural Savaş, RP
hakkmda açtığı kapatma davasın-
da, Erbakan'ın, 13 Kasım 1991
günü Sıvas'ın Sıcak Çermik ilçe-
sinde, partisinin eğitim semine-
rinde yaptığı konuşmayla ilgili
yayımlanan gazete haberleri ve
28 Şubat 1997 günü yapılan
MGK toplantısı ile ilgili tutanak-
lann fotokopilerini Anayasa
Mahkemesi'ne delil olarak sun-
du.
MGK toplantısında, Erkaya,
söz konusu konuşmayla ilgili ga-
zete haberlerini okumuş ve o dö-
nemde başbakan olarak kurul
toplantısında bulunan Erba-
kan'ın, başını öne eğerek Erka-
ya'nın konuşmasını sessizce din-
lediğı ılen sürülmüştü.
Erbakan, Sıcak Çermik konuş-
masında şunlan söyledi:
"_ Sen Refah Partisi'ne hiz-
met etmezsen hiçbir ibadetin ka-
bul olmaz. Çünkü başka türlü
Müslümanhk olmaz. Başka tüıiü
kurtuluş yok. Refah bir ordudur.
Bütün gücünle bu ordunun büyü-
mesi için çahşacaksın. Çalışmaz
isen patates dinindensin... Bu par-
ti İslami cihat ordusudur. kendi
kendine cihat ediyorum diye fa-
alrvette bulunamazsın. Karargâ-
ha bağh olmak zorundasm. Ka-
rargâha danışümadanyapılan fa-
aüyerier tefrikadır. Çaİışacaksın,
burada çauşacaksın. Müslüman
mısın? Bu orduda asker olmaya
mecbursun—"
RP liden Erbakan, kapatma
davası ile ilgili olarak hazırlanan
ön savunmada ve önceki esas
hakkında yaptığı sözlü savunma-
da. böyle bir konuşma yapmadı-
ğı gıbı. Erkaya'nın da 28 Şubat
1997 günü yapılan MGK toplan-
tısında bu konuda kendisine yö-
nelik herhangi bir söz söylemedi-
ğini ileri sürdü. Erbakan. başsav-
cınm gazetelerin asılsız haberle-
rine dayanarak mütalaa hazırla-
dığını ıddia ertı.
RP lideri Erbakan'm, Anaya-
sa Mahkemesi'nde 3 gün süreyle
yaptığı sözlü açıklamalannın ar-
dından, dün 155 Polis tmdat tele-
fonuna Anayasa Mahkemesi ve
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'na siyah çelenk konulacağı ve
saldında bulunulacağı yönünde
ihbarlar yapıldı.
Bunun üzerine Devlet Büyük-
lerini Koruma Şube Müdürlü-
ğü'nün, gerek Anayasa Mahke-
mesi gerekse Yargıtay'daki koru-
ma önlemlerini arttırdığı bildiril-
di.
thbarlar üzerine Anayasa
Mahkemesi Başkanı Özden ile
Yargıtay Başsavcısı Savaş'ın da
özel korumalannın arttınldığı be-
lirtildı. Emniyetin ısran üzerine
Savaş, Yargıtay'ın içınde bile ya-
kın korumayla dolaşmaya baş-
ladı.
IRMIKIAYDIN ENGİN
"Sünmek" Türkçenin anlamı
zengin, kullanımı krt bir fiilidir.
Lastik süner. Esnekliğini yrti-
rir. Çekip bırakırsanız eski hali-
ne dönmez artık. Kazak da sü-
ner. Eteğini çekiştirirseniz aşa-
ğı sarkar, geri gelmez; yakasını
çekiştirirseniz, çektiğiniz yerde
kalır, artık boynu sarmaz olur.
Sonra... Aşk da süner. Saat-
ler, günler boyu sürse de bıkıl-
mayan konuşmalaryerini sıkın-
tı veren suskunluklara terk e-
der. Sessizlik gitgide uzar; laf
brter. Biten "lafı" canlandırma,
ilişkiyi zehirleyen suskunluklan
kırma girişimleri boşunadır.
Sünen lastiği fıriatıp atmak-
tan, sünen aşkı bitirmekten öte
çıkar yol yoktur.
Susurluk da sündü. Sündü-
rüldü. Bilinçli ya da bilinçsiz bu
uğursuz sonuca ulaşıldı. Çete-
lerin kuşattığı devlet, Susur-
luk'ta simgelenen siyasal ve
hukuksal kirlenme sündü. Sün-
dürüldü.
Önümüzdeki günlerde, ay-
larda Susurluk gene gündemi-
mizde olacak. Hatta belki Meh-
met Ağar'ın, Sedat Bucak'ın
gelecek günlerde dokunulmaz-
hklan filan kaldınlacak; fezleke-
Lastik, Aşk ve Susurluk
ler, iddianameler, başbakan de-
meçleri, raporiar, yeni bulgular.
kanrtlar, tanıklar sürülecek önü-
müze.
Ama her şey sünmüş bir las-
tik, sünmüş bir aşk gibi olacak.
Susurluk konuşulacak ama
çözülmeyecek. Bu kapkara u-
tanç, bu katlanılmaz onursuz-
luk çöktüğü yerde, üstümüzde
kalacak ve biz böyle yaşama-
ya alışacağız.
"Sünmek" ve "alışmak" ak-
rabadır.
3 Kasım 1996'dan bu yana
bir kanrt, tanık, tanrt, olay, bilgi
bombardımanı altında yaşadık.
Bilinmesi gereken her şeyi bili-
yoruz. Yeni hiçbir bilgiye gerek-
sinimimiz yok artık.
Amadikkat: Bildiklerimizsalt
"Kim, kimi nastl kullanmış; kim,
nerede, kimle, kime karşı, ne
yapmış; kim, kimi nasıl kolla-
mış" sorulannın yanıtlanndan
ibaret değil. Hiç değil.
3 Kasım 1996'dan bu yana
devletin güvenlik aygrtının Su-
suriuk'a neresinden ne kadar
bulaştığını da öğrendik ve bu
aygıtlann Susuriuk'u çözmeye
değil, gömmeye karariı olduk-
lannı biliyoruz artık.
3 Kasım 1996'dan bu yana
devletin yargı erkinin Susur-
luk'a nasıl yaklaştığını (ya da
yaklaşamadığını) da biliyoruz
artık.
3 Kasım 1996'dan bu yana
devletin yasama erkinin Susur-
luk'tan ne anladığını, siyasi ira-
desinin sınırlannın nereye ka-
dar ulaşabildiğini biliyoruz, ön-
ceki günden beri de iyi biliyo-
ruz artık.
Susurluk sündü. Sündürül-
dü.
•••
Medyadaki biravuç (sahiden
bir avuç) adamın Susuriuk'u
gündemde tutabilmelerinin,
çözüme zoriayacak bir itici güç
olabilmesinin sınırlarına gelip
dayandık. Meclis'teki bir avuç
(belki daha da az) parlamente-
rin bugüne dek yapabildikleri-
nin bir adım ötesine geçeme-
yeceklerine hep birlikte tanık ol-
duk.
Susurluk sündü. Sündürül-
dü.
Şimdi kaderci bir boyun eğ-
mişlikle, kalenderce birteslimi-
yetle "N'apalım. Sündüyse
sündü. Nasıl bunca yıl enflas-
yonla biıiikte yaşadıksa ve hâlâ
yaşıyorsak; nasıl bunca yıl Gü-
neydogu'da sürüp giden bir
savaşla ve Güneydoğu ile sı-
nıhı olmayan sonuçlanyla ya-
şadıksa ve hâlâ yaşıyorsak
bundan böyle de Susurluk
utancı ve onursuzluğu ile ya-
şayıp gideceğizdemektir" de-
nebilir...
Denebilir mi ?
İyi düşünün! Denebilir mi ?
Yann (evet hemen yann, sa-
bahın kör şafağında) kapınız
çalınsa, elleri telsizli, suratları
üç günlüktraşlı, gözleri kan ça-
nağı birtakım adamlar sizi alıp
götürseler onlan engelleyecek
bir güç var mı bu ülkede?
Yann, hemen yann herhangi
bir alacak-verecek davasına
bakan yargıcı takım elbiseli, el-
leri tespihli, ceketlerinin sağ ya-
nı kabank birtakım adamlar zi-
yaret etse o yargıcı koruyacak,
karannı yasa maddesine uygun
vermesini güvenceye alabile-
cek bir güç tanıyor musunuz?
Kentin göbeğinde, bir beyaz
Renault'dan (Nedense hep be-
yaz Renault oluyor. Neden bil-
miyorum ama hep böyle) evet,
beyaz bir Renault'dan inen bir-
takım adamlar gözlerinizin
önünde bırini delik deşik etse-
ler, ölümcül bir soğukkanlılıkla
yeniden beyaz Renault'ya bi-
nip uzaklaşmalannın önüne ki-
min, nasıl geçebileceğini söyle-
yebılir misiniz bana?
•••
Sürüp giden davalann, örne-
ğin Metin Göktepe cinayeti,
Manisa'daki işkenceci polisler
davası sanıklannın bırakınız ce-
zayaçarptınlmalannı, bu dava-
lann sonuçlanacağına inanan-
lar var mı aramızda?
"Susuhuk sündü. Sündürül-
dü. Çeteleşmenin, çetelerin
mutlak egemenliğinin önünde
artık hiçbir engel yok" diyen
gazeteciye "karamsar ve yıl-
gın" diyebilme hakkı, yukanda-
ki sorulan yanıtlamakla müm-
kün.
Buyrun, sorular iki paragraf
yukanda duruyori
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Gerici-Faşist...
istanbul Üniversitesi'nde yaşananlar ürkütücü
boyuta ulaşıyor; ırkçı-gerici militanlar ellerinde bı-
çak, satır ve palalaria terör estiriyor...
Bıçak, satır ve pala İstanbul Üniversitesi Fen-
Edebiyat Fakültesi'ne nasıl sokuluyor, polis öğren-
cileri ararken niçin bu suç aletlerine el koymuyor?
Sekiz gün önce Banş Ateş adlı bir öğrenci Top-
kapı'daki Atatürk Öğrenci Yurdu'nun önünde ırkçı-
gerici grupların saldınsına uğrayıp yaralandı. Olay-
dan bir gün sonra, Fen-Edebiyat Fakültesi önünde
öğrenpiler bir forum düzenledi. Forum sürerken Ni-
zam-Âlemci olarak tanınan bir grup gerici-faşist
sözlü sataşmada bulunup tekbir getirmeye başla-
dı...
Gerici-faşist grup bununla da yetinmeyip, 30 yıl
öncesinin yöntemiyle forum yapan öğrencilerin
üzerine "Kahrolsun Komünistler" diyerek yürüme-
ye başladı...
Tüm bunlar neyin habercisidir?
Anadolu üniversitelerindeki gerici-faşist örgüt-
lenmenin İstanbul ve Ankara'da giderek ivme ka-
zandığını gösterir bunlar...
Dün sabah İstanbul Üniversitesi'nde okuyan de-
mokrat ve yurtsever öğrencilerle konuştuk...
Şöyle dediler:
"Faşist ve gerici gruplar Fen-Edebiyat Fakülte-
si'ne ellerinde poşetlerle geliyohar. Poşetlerin için-
de bıçak, satır ve pala görülüyor. Ancak polis on-
lara dokunmuyor..."
Sorduk:
"Polis niçin hoşgörülü davranıyor onlara?"
Yanıt:
"Bu öğrenciler Nizam-ı Âlemci olarak biliniyor.
Polis bunlan tanıyor. Onun için de ayncalıklı olu-
yorlar. Poşetten palanın, satınn ucu çıkmış. Yaka-
lasalar olay çıkmayacak, arkadaşlarımız yaralan-
mayacak."
Soru:
"Bıçak, satır ve palayla mı saldınya geçiyohar?"
"önce tekbir getihp saldınyohar. Bazı arkadaş-
larımızı 15-20 kişi bir yerde sıkıştınp satııiaıia üze-
rine yürüyüp yaralıyohar. Ûniversitede can güven-
liğimiz kalmadı. Onlar bıçaklı, satırlı; biz ise kendi-
mizi taşla korumaya çalışıyoruz."
• • •
İstanbul Üniversitesi'nde yaşanan kanlı olaylar
ve polisin gerici-ırkçı gruplara hoşgörülü davranma-
sı gerçekten düşündürücüdür...
Olaylan 'karşıt görüşlü grupların çatışması' ola-
rak göstermekse yanlıştır...
Çünkü saldırganlann kimliği bellidir...
Anadolu üniversitelerinde başlayan 'gerici-ırkçı'
örgütlenmenin İstanbul ve Ankara'ya sıçraması; po-
lisin, poşetler içinde üniversiteye bıçak, satır ve pa-
la sokanlara 'yakın' davranması dikkat çekicidir...
Konuştuğumuz öğrenciler şöyle diyor:
"Üniversitelerde herkes kendi düşüncelerinisöy-
leyebilmeli, tartışabilmelidir. Ancak gerici-faşist
gruplar işi bıçaklı ve satıriı saldınya dönüştürüyor.
Bu gruplar üniversitede ideolojik egemenliklenni
kurmak istiyohar..."
Faşist-gerici gruplann saldırılannda polisin, belli
bir kesime hoşgörülü davranmaması gerekir.....
Ama bunun tam tersi oluyor!..
Yani polis, gerici-faşist gruplann üniversiteye bı-
çak, satır ve pala sokmasına göz yumuyorl.
1978'li yıllarda da aynı yöntem denenmiş, pek
çok üniversite gerici-faşist gnjplann eline geçmiş-
ti...
Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde muştayla sal-
dınya uğrayan ve öldürülen Doç. Orhan Yavuz bun-
lardan birisidir; evinden çıktıktan sonra öldürülen
Orhan Cavit Tütengil de aynı yöntemle katledil-
miştir...
12 Eylül 1980'e nasıl geiindi?
Abdi Ipekçi cinayetinde, Ümrt Doğanay'ın öl-
dürtılmesı olayında 'tetiği çektirenier' kimlerdi?
İstanbul Üniversitesi'ndeki 16 Mart 1978 katli-
amını unutmamak gerekir...
Eski ülkücüler Ali Yurtaslan ve Nurullah Tevfik
Ağansoy'un itiraflan, bu katliamda Abdullah Çat-
h'nın ve kimi polis şeflerinin rolü 'oyunun perde ar-
kası'ru yansıtır...
Bugün yaşananlar bize dünü anımsatıyor ister
ıstemez...
• • •
İstanbul Üniversitesi'nde 'gerici-faşist' saldınlar
önlenmez, polis suçlulan yakalamazsa 1978'lerde
yaşananlar bir kez daha yinelenir...
İstanbul Üniversitesi'ndeki demokrat-yurtsever
öğrencilerin hem öğrenim hem de yaşama hakkı
tehdit altındadır. Saldırganlar, polise karşın üniver-
siteye bıçak, satır ve pala sokmaktadır...
Demokrat-yurtsever öğrenciler anlatıyor:
"Gerici-faşist gruplar bizi sindirmek ve okulda
kendi düşüncelerini zorla kabul ettirmek istiyor-
lar..."
Başörtüsü eylemiyle başlayan olaylar şimdilerde
kan dökülerek süruyor...
Demokrat-yurtsever öğrenciler bıçaklanıyor, sal-
dınya uğruyor...
20 yıl önceki bir oyun yeniden sahnelenmeye
başlanıyor...
Dikkat!..
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
C A G D A Ş Y A Y I N L A R I
ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR
2 BASI
25O0OCT
KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT
KAMPLARI
3 BASI
3O
SANCILI YILLAR KU$ATIUMI$
SOKAKLAR
4. BASI
300D001L
KUZU POSTUNDA KURT
2. BASI
450 00011-
ZAMBAK SANA DA BULA$TI KAN
2. BASI
45O0OOTL
DİN BARONUNUN KAZLARI
450 000 Tl.
A$IK KADINIAR SOKAĞI
450 000 71
ŞERİAT PAZARI500 000 TL
Cumliuriyet Kıtap Kulübu Çağ Pazarlama A.Ş Turkocağı Cad
No39/41 (34334)Cağaloğlu-lstanbulTel512 0505 Posta çekı no.666322