18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
,. 22 KASIM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 İTürkiye'yi ziyaret eden 'hücrelerin ressamı', ünlü Amerikalı sanatçı Peter Halley ^Sanat gerçek olmayaııı anlatır' :AHUANTMEN Avrupa ve Amerika 'da 1980 'li . yıllarda sanat dünyasında epey t heyecan yaratan 'neo-geo' akı- ( mının ünlü temsılcılerinden Pe- ' ter Halley, Galeri Baraz'ın da- '"'. vetlisi olarak Tûrkiye'deydi. . 1970'li yıllarda etkin olan mini- malistlere, soyut sanata kattığı 'içerîk'le yanıt veren Halley'nin , hapishane hücrelerini andıran '. imgeleri, sosyal yaşantı içinde , çevremizı saran tüm hücrelere l göndermede bulunuyor. Hal- '* ley'nin resimlerinin anahtar söz- ' f cüğû, sosyal klostrofobi: Görün- , meyen sınırlann, farkında olma- i dan içinde yaşadığımız çerçeve- . lerin, ayırdına vararnayacak den- li içimize işlemiş bir geometri- nin varlığını ortaya koyan Peter ^ Halley, gerçeği 'gerçek gibi gö- s rünen' aracıhğıyla sorguluyor. P Kılavuzu, anlaşılacağı ûzere Fo- t 1 ucault ve Baudrittard gibi Fran- ^sızdüşünürleri... - Sanat ortamında ağırkğı ar- ük pek hissedilmeyen Ameri- ka'nuı penceresinden bakarak, '', bugün sanat ortamında >aşanan "'• gelişmclerie ilgili gözlemleriniz nedir? •' New York,90'lı yıllarda epey- ''.cesessiz...Belki 1980'liyıllann Jacısı böyle çıkıyor. Avrupa sa- v natını da geçmişte olduğu kadar .' izleyemiyoruz Amerika'da. Ge- ,'nel anlamda baktığımızda, gü- Jnümüzde sanat koleksiyoncula- c 'nnın ilgilendiği resim ve gele- _ J ,neksel sanatlar ile geniş kitleler için bir festival havası içinde ve bence biraz lunaparklan andıran bienaller için ûretilen sanat ara- sındakı mesafe giderek daha çok açılıyor. Sanat tarüşma açmalı - Bu >ilki Venedik Bienali'nin tam bir panayır havasında oldu- ğu çoğu künsenin paviaşbğı bir görüş gerçekten de_ Venedik'e en son 1992 yılın- da gittim, o yıl Aperto bölümün- de Damien Hirst'ün (Turner ödüllü Ingiliz sanatçı) köpekba- lıklı enstalasyonu gibi son dere- ce dramatik enstalasyonlar var- dı ki daha geleneksel malzeme- ler kullanan herhangi bir sanat yapıtının, bu tûr yapıtlann ya- nında izleyicinin ilgisini çekrne- si zaten olanaksız gibiydi. Bu- gün yaşanan gelişmelerin büyük bir bolümünü, enstalasyon sana- tının ve kavramsal sanatm çürü- tülmesi olarak görüyorum. - Sanat yazüan, yapıtın kendt- sinden daha etkin olma>-a başla- dı sanki; yapıtlan tamamlayan, hatta doğrusu bazen 'baştan ya- ratan' bu yazılar oluyor, görsei ifade tükeniyor mu? Doğnısu bence bu tür yaala- ra daha az rastlıyoruz günümüz- de. 1990'h yıllarda Amerika'da dikkate değer sanat yazımndan söz edemeyiz. Sanat gazetecili- ği giderek daha basit olmaya başladı, iyi sanatdergileri kapan- dı, 1980'li yıllarda sanat ortamı- nı meşgul eden tartışmalardan da yoksun kaldık. Ben eleştir- aünümüzde yeni bir kültürel paradigma ortaya atılabilir mi? Yoksa vahşi kapitalizm bu olasılığı ortadan kaldırdı mı? menlerin sanat yapıtlannı ta- mamlaması taraftanyım. Sanat, tartışma açmak, düşünce üret- mek için yapılmalı. Ve ister so- yut dışavurumculuk, ister mini- malizm, pop art ya da kavramsal sanat olsun, eleştirmenlerin yo- rumlan, hatta yanlış yorumlan bence sanat dünyasına yapılan önemli katkılardı. - Ahnülamaktan, parodi sun- maktan,yorumlamaktan sıkıhn- ca sanatçılar, nasıl gelişmeter ya- şanacak sizce? 2000'li yıilarda ne gibi yeniBkler yaşanabilir sanat dünyasmda? 'ence sanat, gerçek olanı değil, gerçek olmayanı ortaya koyuyor. Bugün bize yeni bir keşif gibi görünen pop art, ortaya çıktığı yıllarda gerçeküstücülüğün ye- niden doğuşu olarak yorumlan- mıştı. 2000'li yıllarda eminim ıl- ginç gelişmeler göreceğiz, ama bunlann da hiçlikten doğacağı- nı sanmıyorum. Bugün çağdaş sanat, büyük ölçüde yapısalcılık sonrası felsefı düşünceler üzeri- ne temelleniyor, ki bu düşünce- ler en az 20 yıldır ortalıkta. Bir- çok kişi, aruk bu paradigmanın yerini yeni bir şeye bırakmasmı bekliyor. Zaten asıl mesele de bu, kanımca. Günümüzde, yeni bir kültürel paradigma ortaya atı- labilir mi? Yoksa vahşi kapita- lizm bu olasılığı ortadan kaldır- dı mı? Bence 20. yüzyılın sonun- da yanıt aranması gereken soru- lar bunlardır. - Siz özeUikle 1980ü yıUarda, yeni birgeometrik tarznı öncülü- ğünü yapan 'neo-geo' akımı içinde, geçmişi sorgulayan yeni- likçi ressamlardan biri olarak şöhret yaponız-. 80'li yıllann sa- naü gerçekte ne kadar venilik- çiydi? 80'lerin sanatı her ne kadar başka akamlarüzerine temelleni- yor ya da başka akımlardan alın- tılar yapıyor da olsa, bence ger- çekten yenilikçi bir sanatn. Ya- pısalcılık sonrası düşüncelerden etkilenen ve yapıtlannda bu dü- şünceleri süzen, sözgelımi Cindy Sherman ya da Barbara Knıger gibi sanatçılann elde et- tikleri başan bence pop art kadar önemliydi. tçeriği ön plana çıkarmak - SLrin resimlerinizi soyut çab- şan öteki sanatçılardan ayıran, kuramsal bir çerçeve içinde' içe- riği' ön plana çıkartmanızdL So- yut geometrik tuvallerinizin ger- çekte birer hapishane hücresi gi- bi algılanabileceğini, etrafinuzı saran 'sosyal çerçevelere" görseJ bir yorum sunduğunuzu öne sür- dünüz-. Resminizin, içerikten yoksunlaşönldığı anda anlamını yhirdiği eteştirilerine ne diyorsu- nuz? 15 yıl önce profesyonel bir sa- natçı olarak işe başladığımda hâ- lâ formal kaygılarla çalışan sa- natçılar vardı ve benim yapmak istediğim de zaten onlann tam tersiydi: Resmin içeriğıni ön pla- na çıkarmak. Bugün, bir yapıtın gerçek içeriğinin yapıtın nasıl düzenlendiği ve malzeıneleri ol- duğunu düşünüyorum. - Etkilendiğmiz ve resünleri- nizdederinden etküeri de sezilen ild sanatçı var: Biri Picasso, öte- ki Andy Vv'arhol. tkisi arasuıda herhangi bir bağlantı kurabflir migniz? tkisi de çok etkin figürlerdi. Picasso'nun sanatınm en önem- li yönü, bir batılının değişen iç- sel bakışını ortaya koyabilme- siydi. Yapıtlanndaki parçalan- mışlık, 19. yüzyıl sonu bilincinin ruhsal çöküntüsünü yansıtıyor- du. Öte yandan, yasadığı döne- min sanatsal sahnesinde baskın bir fîgür olabildi ki bu hiç de ko- lay değildir. Warhol'da da aynı yetenek vardı. VVarhol bence bi- ze bizi gösterdi, kendi kendimi- zi algılayış biçimimizi etkiledi. - Günümüzde sanat belki de en çok, bir'gerçeğin' ounayışmı ortaya koymaya çahşıyor hâlâ- Bence sanat, gerçek olanı de- ğil, gerçek olmayanı ortaya ko- yuyor. Son yıllarda gözlemledı- ğim bir olgu var: Tann ve tann- çalann hâkim olduğu ve gerçe- ğin, mantıkla, akılla değil, re- simler, imgeler ve öyküler gibi simgesel olgularla ölçülür olma- ya başladığı... Tıpla, modern ön- cesı dünyada olduğu gibi. . Uluslararası Istanbul Mistik Müzik Festivali sürüyor Di'rnyamüziğine 'mistik'yaklaştmI f •A' -;,, Kültür Servisi- < Açılışını perşembe , günü Kültür Bakan- -, uğıTarihiTürkMüzi- r,,ğj Topluluğu'nun ger- -t çekleştirdiği Ulusla- -^rarası Istanbul Müzik A Festivali dünya ülke- ->lerinin-' • -gekneksel, j^yöresel ve dini mü- -;ziklerini tanıtmayı -amaçlıyor. -' Cemal Reşit Rey -Konser Salonu'nda -• 29 Kasım'a dek süre- vcek festivalin dünkü ,.programında Pakis- ^tan'ın en ünlü Quaw- ^,,walan olan Sabri Kardeşler'in'Se\giy- le' başhklı konseri vardı; bugün ise Sür- yani Kadim Ortodoks kiüse Korosu Yaka- nş'başhklı bir konser verecek.. Binlerce yıl önce Mezopotamya'da ya- şamış ve halen yaşa- makta olan Semitik •• ırkmdan gelen Sürya- -;niler'in Kadim Kili- -csesi Korosu 4. yüzyı- •'lın başlannda Aziz -• Mor Efrim tarafından ."kuruldu. Bu dönem- de dualann cemaat üzerinde- •ki etkilerini daha kılıcı kalıcı • sağlamak amacıyla Kutsal ..Ayin esnasında müzikten ya- -irarlanılmasıyla başlayan mü- zik bugün kilise ve manastır- ı .larda küçük çocuk, rahip ve ı -papazlara bilenler tarafindan ,-öğretiliyor. • Yann ise Unija Erkekler O da Korosu'nun 'Eski Çağlar- dan Günümüze Hristiyan Ez- ..ıgileri' başhklı konseri yer alı- • jyor. 1990 yılında kurulan ko- nıio, Kilise müziğinin yarusıra 'jlirik şarkılara, halk şarkılan- •ına ve Rus bestecileri'nin eserlerine ağırlık veriyor. Pa- zartesı günü Bektaşiler'in y- er aldığı festivalde, 25 Ka- sımda müzisyen, şarkıcı ve dansçı bir aileden oluşan The Shiıiey VVahls Singers müzik- severlerle. tlk kez Avrupa'da altmışlı yıllann ortalannda Dorothy Nonvood Singers'ın bir üye- si olarak sahneye çıkan Shir- ley Wahls 1994'ten sonra 'Shirley Walls Singers' ile pek çok caz festivali ve müzik et- kinlığine katıldı. Festivalin 26 Kasımdaki konuklan ise ritüelleri, gör- kemli törensel giysileri, yo- ğun tempolu danslan ve otan- tik müzikleri ile Aztek gele- neklerini yansıtan Tloke Na- huake Topluluğu. Az- tek gelenekleri ve me- deniyetleri üzerine sa- yısız araştırmalar yap- mış olan Xokonoscht- letl Gomora tarafindan yönetilen topluluğun görsei işitsel açıdan . mükemmel olarak ni- telendirilen sahne per- formanslan eski çağ efsanelerine dayanan bir yön taşıyor. 11 yıl içerisinde Av- rupa'ya 318 dansçı ge- tiren Gomora bu süre içinde binlerce kişiye de antik kültür, banş, uyum ve saygı konu- sunda konferanslar ve seminerler vererek Aztek felsefesi üzeri- ne altı kıtap yazdı. Aynı zamanda pro- fesyonel birer dansçı olan topluluk üyeleri Aztek ritüellerine uy- gun giysileri vücutla- nndaki estetikle bir- leştırerek coşkulu ve görkemli bir gösteri sahneliyor. David"Dudu"Fisc- her ise 27 Kasım günü 'Sevgiye Dair' başhklı konsenyle katılıyor festivale. Yerel/kantoral mü- zik yapan Fisher, "Songs of liviııg''de söylediği şarkılar- da 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi kurbanı olan ve Yahudi ohnayan Polonyalı komşula- n tarafindan 18 ay süreyle saklanan aile büyüklerini araştırmak için Polonya'ya yaptığı ziyaretleri anlatıyor. TRT Ankara Radyosu Türk Tasavvuf Musikisi Toplulu- ğu'nun Ahmet Hatipoğlu yö- netimindeki konsen ise 28 Kasım'da. Festival 29 Kasım günü Kültür Bakanlığı tstan- bul Tarihi Türk Müziği Top- luluğu'nun 'Mevlevi Ayini' ile sona erecek. ıll I' St Fetersburg'un ünlü Mariinski Operası Mussorgski'nin 'Boris Godunov'unu sahneledi Pariste. _, Orijinal biçimryle ve başanyla sergilenen operada Xenia'>ı wna> an Anna Netrebko kuliste (vanda). Marnnski Operası Parislüeri yine büyüledi COŞKUNTUNÇTAN PARİS - St. Petersburg'un dünyaca ünlü Mariinski Operasrnmhermevsim,bir-ikihaftalığınaParis'e ge- lip, görkemli Champs- Llysees Tiyatrosu'nda, birkaç yapıt sunması arnk gelenekselleşti gibi. Bu sefer de yi- ne Valeri Gergiyev'in yönetiminde, iki Rus üstyapıtıy- la, Fransa'nın başkentinde. Bunlann ilki Mussorgs- ki'nin "Boris Godunov"u. Mussorgski, hem soylu hem köy kökenli bır aılenin çocuğuydu ve müzik alanında kendi kendinı yetıştirerek deha düzeyınde bir olgunluğa erişti. Genellikle batı müzığine ve özellikle \^kgner'e kar- şı tepki göstermek amacını güden Küi. Balakirev. Rimski Korsakov ve Borodin'e katılarak onlarla "Beşler Grubu"nu oluşturdu. Bu besteciler, halk ezgilerinden esinlenen, koroya geniş yer veren, canlandınlan kişile- rin özgünlüklerini önemsemeyen, ta- rihsel yönü ortaya seren yapıtlar ya- ratmak istiyorlardı ve bunu başardılar. Mussorgski'nin gerek orkestra, gerek sahne için yapüğı bestelerin her bin tipık Rus atmosferini, bir de yüzyıhmızın müzik alanında getirdıği en büyük yeniliklerin ilk adımlan- nı yansıtıyor. Mussorgski, yaşamını yalnızlık içinde sürdüren, za- man zaman şiddetli bunalımlar ve sara krizleri geçi- ren, alkole düşkün bir sanatçıydı. Onu mutsuz kılan özellikleriydi bunlar. Ama uzakgörüşlülüğü, hüma- nistliği, yaraücıhktaki güçlülüğüyle de dikkati çekiyor- • Mariinski Operası, Gergiyev'in yorumuyla Mussorgski'nin 'Boris Godunov'unu, 1869'daki orijinal biçimiyle, iki buçuk saat içinde hiç ara vermeden sergıledi. du. "Boris Godunov" bestelediği üç operanm en başa- nlısı sayıhr genellikle. Ne gariptir, bu başyapıtını, dö- neminin opera müdürlerine iflc sunduğunda, altı yıl arayla iki kez reddedildi. Nihayet 1874'te sahnelendı ve çok beğenildi. Yine de kimi bestecı dostlannın kü- çümseyici eleştirileri Mussorgski'yi manen çok yıp- rattı. Oysa ilk temsilinden bu yana, dünyanın her tara- finda, en sık afışlerde yer alan Rus operalannrn sürek- li ilk safında "Boris Godunov". Bu yapıtta Mussorgski'nin müziği Çaykovsld'ninkı gibi romantik değil, VV'agner'ınkinden de çok daha modem. Şiirsel gerçekçı- lığiyle Puccini'nın, ntme ve hannoni- ye getirdiği yeniliklerle ise Bartok'un ve Janacek'ın öncüsü sayılıyor. Mariinski'nin, tarihsel konulu, çok kişili, ilginç olaylar açısından zengin, nefis korolu sahneleri bol olan ve ba- zan Shakespeare'in trajedilerini anım- satan bu yapıtın ha>Tanlık uyandıncı özelliklennin tümünü başanyla sergi- lediğı yadsınamaz. Üstelik operanın tümünü, 1869'daki orijinal şekliyle, iki buçuk saat için- de, hiç ara vermeden sunuyor. Kimi tablolar seyircile- rin betleklerinde yaşam boyu silınemeyecek, iz bıra- kabilecek denli etkileyici. Bu başanda olağanüstü or- kestra şefı Valen Gergıyev'ın de Bons'ı, Pımen'i, Ma- sum'u canlandıran Nikoiai PntiHn, M.Kit, LZahaye- yev ve daha başka çok sayıda dev sanatçının da payı büyük. Son perde kapanınca iki bin seyirci, uzun sü- re, ayakta, salonu "bravo"larla çınlatarak alkışlıyor temsilı... 'Ay Camıela' bu kezttafyancasunuluyor Kültür Servisi - Italyan Kültür Merkezi'nin kasım ve aralık ayı programlan yine çeşitli kurslar ve kültür etkinlikleriyle sürüyor. Italyan Kültür Merkezi 'Güncelleşme Kurslan' kapsamında gerçekleştirilecek olan • ttalyan Pupi e Fressedde Rifredi Tiyatrosu, îspanyol yazar Jose Sanchis Sinisterra'nın 'Ay Carmela' adh oyunundan îtalyancaya uyarlanan 'Carmela e Paolino' adh oyunu Italyan Kültür Merkezi'nde 27 Kasımda sahneleyecek. tkmddfl olarak ttalyanca' başhklı seminer prograrrunm konuklan Prof. Flora Fogüa ve Prof. M. Teresa Giacomoni- Hamard. Seminer süresince 26 Kasım çarşamba günü '4 Veteneğin değeriendirflmesinde öğretim tekniklerinde stratejiler', 10 Aralık çarşamba günü 'Yabancı dil öğretiminde materyal kuHanımı' ve 17 Aralık çarşamba günü 'tktişimde uzmanhk, belgeleme' konulan üzerinde durulacak. Aralık ayının tek konferansının konuğu ise Italyan Senatosu Genel Sekreteri Prof. Damiano NocüTa. Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doktora Salonu'nda 29 Aralık'ta gerçekleşecek konferansm başlığı 'Çift meclish" sistemlerde öngörülen knrumsal reformlar'. ttalyan Kültür Merkezi kültür etkinlikleri çerçevesinde bu ay iki tiyatro oyunu yer alıyor. Dario Fo'dan 'Kadın Chıınlan' Bunlardan biri Füsun Demirel'in Dario Fo'nun eserinden Türkçe'ye çevirdiği 'Kadın Oyunlan'. Çiçek Dilligil, Hülya Karakaş ve Esin Umutlu Karabağ'dan oluşan Gnıp Kafka tarafindan sahneye konulan oyun. 28 Kasım cuma akşamı saat 19.30'da görülebilir. Ayın ikinci oyunu ise tspanyol yazar Jose Sanchis Sinisterra'nın 'Ay Carmela' adh metninden Italyanca'ya uyarlanan 'Carmela e Paolino'. ttalyan Pupi e Fressedde Rifredi tiyatrosu tarafindan ltalyanca olarak sahneye konulan oyun, 27 Kasım perşembe günü saat 20.00'de izlenebilir. 'Carmela e Paolino', iç savaş sırasında faşistlerin hapishanesine düşen iki gösteri oyuncusunun başından geçen olaylan anlatıyor. ttaİyan Kültür Merkezi etkinlikleri kapsamındaki tek konser de 13 Aralık cumartesi günü saat 16.00'da gerçekleştirilecek. Lkinio Montefusco öğrencilerinin vereceği şan konserine Elisabetta di Stefano piyanosuyla katılacak. Çaykovski 'nin yapıtına kesekâğıdıyonımu Kfiltür Servisi - Çay- kovski'nin 1812 uvertürü önümüzdeki hafta Manc- hester'da oldukça sıradışı bir yorumla sunulacak. Rus ordusunun Napolyon yönetimındeki Fransız or- dusu karşısındaki zafenni kutlamak amacıyla yazı- lan uvertürün aslında top atışlanna da yer veriliyor. Yapıtın Manchester'da gerçekleşecek olan yoru- munda dört bin kişilik ız- leyici grubu top atışlannın gerçekleşeceği bölümde ellerindeki kesekâğıtlan- nı patlatmak ıçın şef Tî- moth> Revnish'ten komut bekleyecek. Çaykovski, yapıttaki toplan Rus ordusunun 1812'de Moskova sınınn- dan kovmak için Napol- yon ordusuna attıklan top- lan temsıl etmek için kul- lanmıştı. Ancak Ingiliz Kızılhaç'ı yaranna ger- çekleşecek olan konserde, top kullanmak çok mas- raflı olacağından kesekâ- ğıtlanna başvurulacak. The Royal Norhern Col- lege of Music'ın üflemeli ve vurmalı çalgılar bölü- mü başkanı Reynish'in önerisiyle gerçekleşecek olan proje için özel ya da akustik nıteliklere sahıp kesekâğıtlan da kullanıl- mayacak üstelik. tzleyicilere ginşte alış- veriş mağazalanndan top- lanan kesekâğıtlanrun da- ğıtılacagı konserde dört bölüme aynlacak olan zı- yaretçilerin kesekâğıtlan- nı sessizce şişirme konu- sunda da küçük bir kurs- tan geçirilmelen bekleni- yor. Projeyle ılgilı olarak en büyük endişe konusu da patlayacak olan dört bin kesekâğıdının zama- nının tutturulması. Bu ne- denle sahnede 140 müzis- yeni yöneten şefe büyük sorumluluk düşüyor. Çaykovski ise yapıtını Moskova meydanında bü- yük bir orkestra, ordu ban- dosu, katedral çanlan ve top sesleri eşlığınde sun- mayı amaçlıyordu. Ancak yapıtın ilk seslendınlışi 20 Ağustos 1882'de gerçek- leşmişti. AN Ozgentürk'ün 'Mektup'unu 7 hattada 64 bm kişi izJedi • Kûhür Servisi - 7 haftadır Istanbul ve Ankara sinemalannda gösterimde olan 'Mektup' adh fılm, toplam 64 bm kişi tarafindan izlendi. Istanbul ve Ankara'da toplam 9 sinemada gösterimi halen devam eden Mektup'u gösterime girdiği ilk hafta yaklaşık 16 bin kişi izlemişti. AB Ozgentürk'ün yönettiği, Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Asya Film ortak yapımı filmde başrollen Tank Akan. Zişan l ğurlu, Cüneyt Gökçer, Jesskra ChampelL Ahmet Mekin, paylaşıyor. Müziklerinı Hasan Cihat Örter ve Erkan Oğur'un yaptığı filmde kırk yıldır Amerika'da yaşayan bır nükleer mühendisınm babasını arayışı konu ahnıyor. Film geçen günlerde Yunanıstan'da düzenlenen Uluslararası Atina Film Eleştirmenleri Festivali'ne de katılmıştı. DemiPtaş Ceytum'dan mmartriarda Aydm Kavramı' " Biiüfrûr Servisi - Demırtaş Ceyhun'un "Osmanlılarda Aydın KavTamı' adh kıtabı Sis Çanı Yayınlan'ndan çıktı. Kitap, 'Osmanlılarda Aydın Kavramı ve Edebiyat', 'Kımlik Tartışması ve Türkiye', 'Bağımsızlık ve Anadil'. 'Tolerans ve Hoşgörü', 'Banş Kuşu', 'Cevdet Kudret Usta', 'Kalemin Ucu', 'Ağıt', 'Öykücük Ustası Oktay Akbal', 'Fahn Erdınç de Yok Artık'. 'Nuri îyem'in fnsan Manzaralan', 'Minyarür'den...Pentür'e...', 'Nasip Îyem'in ldolleri', 'Henefi Yeter ve Marc Chagall' başhklı bölümlerden oluşuyor. Diyapbakır Surian ve Tarihi Değerleri Sempozyumu • Kültür Servisi - Dıyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ve Dıyarbakır Kültür ve Tarutma Vakn, bugün ve yann 'Diyarbakır Surian ve Tarihi Değerleri' konulu bir sempozyum düzenlıyor. Mardin Kapı Restorasyonu ve Çevre Düzenlemesi'nin açılış töreni ile başlayacak olan etkinlikler M. Akıf Ersoy Tiyatro Salonu'nda gerçekleşecek olan oturum ve panellerle sürecek. Muşeğ Hovhannesyan'm sergisi • Kuhür Servisi - Muşeğ Hovhannesyan'ın sergisi 22 Kasım-6 Arahk tarihlen arasında The President Otel'de izlenebilecek. Grafık çalışmalannı genellikle kanşık teknikle oluşturan Hovhannesyan, çalışmalannı özel olarak hazırladığı kâğıtlar üzerinde gerçekleştirerek eseri ışık ve zamanaşımından koruyor. GünyoTun öğretmen» izlenimleri • Kfiltnr Servisi - Vedat Günyol 23 Kasım Pazar günü Bahçe Bahçe Kültürevi'nde öğretmenlik izlenimlenni değerlendırecek. Mehmet Başaran, Ahmet Cemal. Isa Öztürk ve Günyol'un öteki arkadaşlannın katılacagı etkinliksaat 16.00'da izlenebilecek. Latil Demirci'den Doğuştan Fenerir • Kültür Servisi - Latif Demirci'nin 'Doğuştan. Fenerli Mithat' adh 'acanda'sı Yapı Kredı Yayınlan'ndan çıktı. Doğuştan Fenerli Mithat'ın, Mirsad ve Nüked'le yasadığı olaylann anlatıldığı kitap, sadece Fenerlılerin değil, diğer bütün takımlan sevenler ve rutanlann da ilgisini çekeceğe benziyor. ba Çeük Phnapen Küttürevi'nde • Küttür Servisi - AFIAP unvanlı fotoğraf sanatçısı Isa Çelik, Pimapen Kültürevi'nde Meslekler konulu bır sergı açn. Çoğu kaybolmaya yüz tutmuş ya da varlığını sessiz sedasız sürdüren birçok mesleği yansıtan 70 adet renkli fotoğrafin yer aldığı sergi 25 Kasım'a dek izlenebilecek. Sergı kapsamında özel sergı katalogu da ızleyıcilere ücretsiz olarak dağıühyor. (248 52 99)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle