Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 1997 CUMARTESİ
HABERLER
fngelliisfflulaım'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan
Yılmaz, genel ve katma
bütçeli idareler. il özel
idareleri. belediyeler.
bunlara bağlı kurumlar,
yasayla kurulan fonlar,
kefalet sandıklan ile döner
sermeyeli kuruluşlarda.
engellilerin ıstihdamına
ilişkin bir genelge
yayunladı. Genelgede, bu
kuruluşlann, yasa uyannca
meraur kadrolannın yüzde
2'sini engelli istihdamıaa
ayırmalan gerektiği
anımsatıldı. >
Müslüm Gündüz
itatfe verdi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Aczmendi lideri
Müslüm Gündüz,
îstanbul'da yargılandığı bır
davayla ilgili olarak
verdiği ifadesinde
mahkeme yargıcıyla
tartışarak, daha önce
şikâyet ettiği medya
mensuplannın duruşma
salonunda kalmasını ıstedi.
Talimatla ifadeyi alan
Ankara 4. Asliye Ceza
Mahkemesi yargıcı Ümit
Nuri Dündar'ın,
kameramanlar ıle foto
muhabirlerinin dikkati
dağıtmamak üzere salon
dışına cıkanldığını
belirtmesi üzerine Gündüz.
"Ben çok dikkath adamım.
basın benim dikkatimi
dağıtmaz, itiraz ediyonım"
dedi.
6AP KHK'de
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda, '388
sayılı GAP Bölge
Kalkınma ldaresi
Teşkilatı'nın Kuruluş ve
Görevleri Hakkındaki
Kanun Hükmündeki
Kararname'de (KHK)
Değişiklik Yapılması
Hakkındaki Kanun
Tasansı' kabul edildi.
Tasanyla, teşkilat
gelirlerine genel bütçeden
aynlacak ödeneklere ek
olarak Hazine
MüsteşarlığTnca
saglanacak bağış ve
krediler ile diğer gelirler
ilave ediliyor.
Oleyis'ten
l ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Oleyis Genel
Başkanı Enver Öktem,
gazetetnizin dünkü
sayısında yayımlanan
"Sendikaya aidat dışı vakıf
geliri'" başhkh haber
üzerine yaptıği
açıklamada.
toplusözleşmelere konulan
hükümlerle Oleyis Sosyal
Güvenlik ve Yardımlaşma
Vakfi'na işveren tarafindan
işçi adına ödeme
yapıldığmı söyledi. Vakftn
gelir kaynağının
işverenlerin cebinden
çıktığını savunan Öktem,
ışcilenn bordrosundan
aidat kesintisi olmadığını
belirtti.
SavcıTevfik
Hancılar öldil
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazetemiz yazan
Uğur Mumcu'nun
katledilmesıyle ilgili
soruşturmayı da bir dönem
yürüten emeklı Ankara
Devlet Güvenlik
Mahkemesi (DGM)
Savcısı Tevfik Hancılar,
geçirdıği kalp krizı sonucu
yaşamım yitirdı. Hancılar.
Mumcu soruşturmasını
yürüten Ankara DGM
Savcısı Kemal Ayhan'ın
kalp krizi sonucu yaşamını
yitirmesinin ardından
dosyayı devralmıştı.
Aksu'dan soru
önergesi
• ANKARA (AA) - CHP
Bursa Milletvekili Yüksel
Aksu. "Kazakistan'da
petrol arama ve üretim
faaliyetlerinde bulunan
TPAO'nun kendi elinde
bulunması gereken verimli
petrol sahalannı Amerikan
petrol tekellerine peşkeş
çektiği" iddialanna açıklık
getirilmesini istedi.
Çete çatışmasına
tutuklama
• BALIKEStR
(Cumhuriyet>Bahkesirspor
Başkanı Ergün Gür'e silahlı
saldında bulunan Orhan
Kıhç'ı asker ve pohslerin
önünde öldüren "'Şeytan"
lakaplı koruma Kadır Kurt
tutuklandı.
Başbakan Mesut Yılmaz, Susurluk skandalı için belirlediği avansı yeniden uzattı
'Uç ay içinde çözeceğiz'
DÜRDANE KOCAOĞLU
ANKARA - Başbakan Mesut Yümaz.
Başbakanhk Teftiş Kurulu Başkanı Kut-
lu Savaş'un çalışmasını tamamladığını
belirterek Susurluk olaymın en geç 3 ay
içinde çözüleceğini söyledi. ANAP'lı
bakanlar ile yöneticilerine daha önce
\erdığı yemekte "Susurluk olayı tıkan-
dı"* şeklinde açıklama yapan Yılmaz'ın,
önceki gün partilı milletvekillerine,
"Kiınse arkamda ohnasa da sonuna ka-
dar gideceğim. Bu meseledenbir adun bi-
le geri adun atamavız. Önümüze çıkan
engeller. tehditter önemli değJF' dediği
öğrenildi.
Başbakan Yılmaz önceki gün baz»
ANAP'h milletvekillerine verdiği ye-
mekte mületvekillerinin sorunlannı ve
hükümete yönelik istemlerini dinledi.
Susurluk kazasıyla kısmen açığa çı-
kan devlet içindeki karanlık bağlantılar-
la ilgili sorular üzerine Kutlu Savaş'ın
çalışmalannı tamamlayarak raporunu
kendisine teslün ettiğini belirten Yılmaz,
milletvekili dokunulmazlığının sınırlan-
dınlması, fezlekelerin kabul edilmesi ve
pişmanlık yasasının da çıkmasından
sonra raporu açıklayacağını söyledi. Yıl-
maz, Susurluk olayının en geç 3 ayda
çözüleceğini söyledi.
ANAP'h bakan ve yöneticilere daha^.
önce verdiği yemekte Susurluk soruş-
turmasının tıkandığını açıklayan Yıl-
maz, önceki akşamki yemekte bu kez,
Susurluk olayını aydınlatmak konusun-
da kararlı olduğunu söyledi.
Başbakan Mesut Yılmaz, "'Kimse ar-
kamda olmasa da sonuna kadar gidece-
ğim. Bu meseleden bir adun bile geri
adun atamayız. Önümüze çıkan enget-
ler, tehditkr önemli değir dedı.
SSM
Yalçm
Burçak
bunalımı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP Genel Baş-
kanı TansuÇfller' in eşi Öz-
er UçuranÇilfcr' ın '3 pren-
sinden biri' unvanmı alan
ve MesutYumaz'ın koahs-
yon hükümetim kurduğun-
da gıdıci gözüyle bakılan
Yalçın Burçak'ın Savunma
Sanayıi Müsteşarlığı'nı
(SSM) bir yıldır vekâleten
yürütmesiyle ilgili bunalım
aşılamıyor.
Yılmaz hükümetinin kü-
çük ortaklanndan Başba-
kan Yardımcısı ve Milli Sa-
v unma Bakanf İsmet Sez-
gin'in. Çiller'in prensı
damgasını yiyen Burçak'ı
asateten atamamakla birlik-
te tüm muhalefete karşın bu
görevini korumasındaki ıs-
rannın altmda 'babadostlu-
ğunun" yattığına dikkat çe-
kıliyor. Burçak'ın babası,
Demokrat Parti'nin (DP)
kuruculanndan Salim Bur-
çak. Yalçın Burçak'ın 'ts-
met abi' diye hitap ettigi
Sezgin ise Çiller'in uygu-
lamalanna acımasız eleşti-
rileri yöneltip DYP'den is-
tifa etmişti. Cumhurbaşka-
nı Sûkyman Demirel, Yü-
maz \ e ordunun karşı çıktı-
ğı Burçak'ı, Sezgin'in SSM
Müsteşarlığı'nda tutmasına
anlam verilemiyor. Demi-
rel, ANAYOLhükümeti dö-
neminde, Yılmaz ve döne-
min Savunma Bakanı CM-
tan Sungurlu'nun, Bur-
çak'ın görevden ahnmasını
öngören karamamesini dö-
nemin Başbakan Yardımcı-
sı Çiller'in imzası bulun-
mamasına karşın ımzala-
rmştı. REFAHYOL iktida-
nnın Dışişlen Bakanhğı
görevini üstlenen Çiller'in
ilk işı, eşinin prenslerinden
Burçak'ı göreve iade etmek
oldu. Ancak Demirel ve
RP'nin karşı çıkması üzeri-
ne Burçak SSM'ye vekâle-
ten atanabıldi.
Burçak, geçen haftalarda
'İsmetabisinden'. yardımcı-
lan Veysd Yayan. Metin Er-
gün ve SedatÇilingir'in gö-
revden ahnmasını talep etti.
Sezgin de bu öneriyi Yıl-
maz' a aktardı. Bu ısteme sı-
cak bakmayan Yılmaz ise,
asıl Burçak'ın görevden
ahnmasını istedi. Yardımcı-
lannı görevden aldırtma
operasyonu başansız kalan
Burçak'm bu kez de bu üç
yardımcısı için 'asıl onlar
ÇiBer'inadanu' şeklinde de-
dikodu çıkarması SSM'de
şaşkınlık yarattı.
Susurtuk'un aydmlatılabilmesi için
dokunulmazlıklann sımrlandınlması ve
pişmanlık yasasının çıkanlmasmın zo-
runlu olduğunu anlatan Başbakan Mesut
Yılmaz, "Bir tek arkadaşunın bile doku-
nutanazhklann sınırlandınlmasına hayır
dediğjni görürsem, şunu bilsin ki. kendi-
sini bana karşı savunamaz" diye konuş-
tu.
Bursa'datemaslannı sürdüren Yılmaz
dün akşam da Bursa bağımsız milletve-
kili Cavit Çaglar'a ait Olay TV'ye Su-
surluk konusunda açıklamalarda bulun-
du. Cumhuriyet Bursa muhabiri Levent
GenceJK'nin habenne gö-
re Yılmaz, Susurluk'un
aydınlatılmasına yönelik
kararlıhğınm artarak sür-
düğünü bildirdi ve "Bu
işin içine girdikçe, bunun
ne kadar karanhk, ne ka-
dar hukuk dışı iş olduğu-
nu görme>e başladun. Ka-
rarukğun arttı" dedı.
1 Mayıs davasmda bir taUiye ^X5lay çıkardıklan öne sürükn yaklaşık 250 sanığın yarguandığ) davada tanık olarak dinlenen polislerin sa-
nıklara işkence yapOğı v^ırgulandı. İstanbul 6 No'İu DGM'de görülen davanın dün yapılan oturumuna tu-
tuklu 10, tutuksuz 4 samk ile avukaüan katudı. Duruşmada saıuklara yer gösterme tatbikan yapüran üç
pofis, tanık olarak dinkndi. Terörte MücadeleŞubesı'nde görevü başkomtser B»Tam KartaL komiser yar-
dımcısı Yusuf Ör ile polis memuru Mustafa Ünal'ın verdikleri ifadeler birbiriyle celişti. Tutuklu samkiar-
dan Mahsuni Meral'in tahliyesine karar veren mahkeme heyeti, ola\ günü polisler tarafmdan çekilen \>
deo kaseüerinbilirkişi tarafmdan incelenmesi içindunışmayı erteledi. (Fotoğraf. HÜLYA TOPCU)
Yılmaz. Susurluk ola-
yıyla ilgili tehdit alıp al-
madığımn sorulması üze-
rine de bu konuyu açtı ve
Türkiye'de en fazla koru-
nan kişilerden biri oldu-
ğunu, bu işin üzerine gi-
derjilecek en fazla yetkiye
sahip kişi konumunda bu-
lunduğunu öne sürerek
şunlan söyledi. "Hukuk
devkti önünde en büyük
engel olan bu olayın üzeri-
ne şdiyorum. Kararuu-
gını daha da artmıştır. Bu
olayı aydınlatmayan v« bu-
na benzer olaylann içine
girebueceklere gözdağı
venneyen devlet hukuk
devleti olamazT
Yılmaz, bir soru üzeri-
ne Budapeşte'de kendisi-
ne yapılan saldırı olayının
da Susurluk'la baglantısı-
nın olabileceğinı söyledi.
RP'nin propaganda faaliyeünde hedef, camiler ve ilkokul önleri
Tanzanya'dan doktor eetirdîler
• RP'nin taşeron vaktf aracıhğıyla sûrdürdüğû gezici sağlık
hizmeü için Tanzanya, Kuveyt, Kenya, Ürdün, Azerbaycan,
Gürcistan ve Birleşüc Arap Emirlikleri ile Gana'dan getirilen
doktorlar yasaya aykın biçimde çahştınlıyor.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - RP'H Melih Gökçek yöneti-
mindeki Ankara Anakent Beledi-
ye Başkanlığı' nrn taşeron bir vakıf
aracıhğıyla sürdürdüğügezici sağ-
lık hizmetinin çalışma alanını ca-
mi,ve ilkokullar oluşturuyor. Gök-
çek'in yasadışı biçimde çalıştırdı-
ğı doktorlar arasında Tanzanya,
Kuveyt, Kenya, Ürdün, Azerbay-
can, Gürcistan, Birleşik Arap
Emirliklen ve Gana'dan getinlen
kişilerin de bulunduğu saptandı.
Cumhuriyet'in ortaya çıkardı-
ğı, ağırhklı olarak Arap uyruklu
doktorlarla yüriitülen propaganda
hizmeti yenfhjf bçyut kazandı.
Ankara 10. îdareMahkemesi ta-
raftndan iptal edildikten sonra,
RP'ye yakın Hekimler Birliği
Vakfı'nca sürdüriilen sağlık hiz-
metininyoksul yurttaşlann yaşadı-
ğı semtlerdeki ilkokul ve cami ön-
lerinde gerçekleştirilmesi dikkat
çekiyor. Ankara Büyükşehir Be-
lediyesi Saglık v e Sosyal Hizmet-
ler Daire Başkanı Fatih Haopoğlu.
araçlann durmanoktası olarak ca-
mı önlerinin seçilmesini "Perso-
TBMM Dışîşleri Komisyonu
Kâmran tnan sıkıntısı sürüyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
suVHûkümetortaklannınCHP'ye
bırakılmasını kararlaştırdığı TB-
MM Dışişleri Komisyonu'na
ANAP'lı Kâmran İnan'tn secil-
mesiylebaşlayanbunalım sürüyor.
CHP taraii istifa ettirilmesinibek-
krken, Inan, "Bemmiçinbumese-
tekapanjduştitİsufaetınemsozko-
ausadepdfar" dedi.
Muhalefet partilerine mensup
üyelerle birlikte hareket edip
CHP'li MuratKançalçm'ın seci-
mini önleyerek TBMM Dışişleri
Komisyonu Başkanhğı koltuğuna
oturan Inan, ortada herhangi bir
sorunolmadığmısavundu. Başba-
kan Mesut Y'ılmaz"vn önceki gün
milletvekillerine verdiği yemekte
kendisine hiçbirşey söyîemediği-
ni kaydeden Inan, "Bir ihtisas ko-
mis>onununbukadarpoBtize edü-
mesidogrudep.BenİOseneewel
de bukomisyonunbaşkanhğnıase-
ç9mistimn
dedi.
Başbakan yardımcısı Bülent
Eccvit, dün düzetüediğibasın top-
lantısmdagazetecilerin, CHP'-nin
hükümete desteğini çekebileceği-
ne ilişkin haberleri anımsanlarak
yönehtikleri sorularaşuyanıtı ver-
di: "Hükümetten CHP'nin deste-
gjninçekilipçtkilmemesinebizka-
r^ama\K.ŞinKİiyekadar \«rdikk-
ri desteğeteşekkür edht)ruz. Bun-
dan sonrada uygun^jrecekleri sü-
redestekkrmin devammıdffî\wuz.
Hükümetekarşı tomisyondakidu-
rum nedeniyle tavır takınüması
doğrudeğ3,Koafisyon partilerinin
bunda kusuru yoktur. Nihayet se-
mendir. Vnlaşma defindi, keşke ol-
ANAP Grup Başkanvekili
Uğur Aksöz de CHP ile vanlan
bir uzlaşma nedeniyle ahde vefa
durumununsözkonusuolduğunu,
bunedenledoğansorunun Yılmaz
ileCHP GenerBaşkanı Den'vBay-
kal arasında çözülecegine inandı-
ğını söyîedi. Baykal, başkanlığın
CHP'ye veriimesi yönündeki an-
laşmaya karşmkomisyon başkan-
lığınaînan'ıngetirilmesiyle hükü-
met ANAP ve Başbakan için bir
krizin ortaya çıktığmı söyledi.
nettn su ve tnvalet ihtiyacını gkkr-
meleri daha kolay oluyor" diye
açıkladı. Personelin sürekli değış-
tiğini belirterek, yasa hükümleri-
nin aşılmaya çalışıldığını itiraf e-
den Hatıpoğlu, partı propaganda-
sı konusunda da şunlan söyledi:
"Seçûn zamanı vatandaşlarm
ldmeoyvereceğinigöreceğLcSade-
ce RP'li insanlara yardım yapnu-
yonız. Bu humederi alan insanlar.
o kadar muhtaçdunundalar ki,is-
ter istemez RP yanhsı oluyorlar ve
seçünkrde RP'ye o> veriyDriarT
Hekimler Birliği Vakfı bünye-
sindeçalıştıklan belirlenenyaban-
cı uyruklu doktorlar şunlar
Ala'a Algergavvi (Birleşik Arap
Emirlikleri), Khakd AbduUah
(Ürdün), AbduUah Mohammed
Hassan (Tanzanya), İbrahim San-
vvara Abdıu-Rahman(Gana), His-
ham Salameh (Kuveyt), Zahra Ali
(Kenya)Ramik Mehrabova, (Gür-
cistan).
Belediyenin programına göre,
RP'li doktorlann 26 Kasım'a ka-
dar görev yapacaklan mahalleler
şöyle: Ul
Başpınar,lJlubey.Derebo-
yu, SotfasoC Ali £rso>, Battalgaâ.
Yunus Emre, Yudıztepe, Beşikka-
ya. Karapürçek, Banş, Doğu,
Çambk, Ekin,Baglariçi, Günesev-
ler, Gülpınar, Karakunv, Feridun
ÇeMk,Alemdağ.Aydmhkevler,Ör-
nek, Doğantepe, Seyfı Demirsov,
Sakalar,Yiğitkr, Eviiya Çekbi, Sİ-
nan Paja, Kemal Zevtinoglu, Ha-
cılar, Onder, Çahşkanlar, Fatih,
Gültepe ve Hayri Akmanlar."
NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR oral.ca)ıslar(§ rs^snet.com
Güneydoğu'ya yaptğımız ge-
zı sona erdi. Istanbul'daki ola-
ğan yaşamımıza döndük. Se-
zen Aksu'nun "Kalbim Ege'de
kaldı" sözleriyle başlayan hü-
zunlü şarkısını düşünüyorum.
Bentm de kalbim Güneydo-
ğu'da kaldı. Yıllardır zaten birya-
nsı orada atıyordu. Şimdi daha
derinlemesine yüreğime kazın-
dı. Hakkâri'nin uç noktasında,
yalçın dağlann arasmdaki Dağ-
lıca Köyü'nün vahşi yalnızlığı gö-
zümün önünden hiç gitmiyor.
Oradaki genç askerin şimdı ne
yaptığını kestirmeye çalışıyo-
rum. Yârinden, anasından ba-
basından ayn, makineli tüfeğin
namlusuna yapışmış, nöbet mi
bekliyor? Yalçın dağlan aşıp
operasyona mı çıktı? Ranzasın-
da sigarasını mı tüttürüyor?
Lice'deki Ali Dayı'yı düşünü-
yorum. Sessiz acılı, yaşadıkla-
nyla, hüzünleriyle yalnız. Geç-
miş günlere dalıp g'rtmiş. Artık
Ofalardan göçüpgitmiş akraba-
larını komşulannı anyor, belki de
onlan bir daha hiç göremeyece-
ğine yanıyor. Dogan üs bölge-
Gezi Sonrası Notları...
sindeki Astsubay Yalçm'ı düşü-
nüyorum. Bir ay sonra dünyay-
la ilişkisi kesilecek bir askeri üs
bölgesinde, etinde "Sofi'nin
Dünyası" romanı, yaşadığt ger-
çekliğin çok ötesinde bir yerier-
dedolaşacak..
Pervari'nin Okçular bölgesin-
de pusuya giden birliği ve pusu
kurulan PKKTıleri düşünöyo-
rum. Kocaman dağ silsilesinin
ortayerinde birdere içinde ölüm
ve yaşamyanyana birbirini bek-
liyor. Helikopterle Şırnak- Siirt
arasında uçuyoruz. Bütün köy-
ler yıkılmış, harabeye dönmüş.
Orayı terk eden köylülerin şim-
di neredeyaşadığını merak edi-
yorum. Yüzlerce yıldır yaşadık-
lan topraklan, ceviz ağaçlannı,
ağıllannı, taşlannı, çalılannı terk
edıp gitmişler. Yürekleri burada
kalrnış. Bir tarih yok artık.
Askerin gözüyle buyıkık köy-
lere bakıyorum. O köylerin P-
KK'ye lojıstik destek sağladığı-
nı, bu köyler boşaltılmadıkça
PKK'ye köklü bir darbe vurula-
mayacağına inanıyor. Askeri
stratejiningereğiniyapıyor. Ken-
di içinde bir mantıgı var. Dağla-
nn kuytu köşeterinde ölümle ko-
yun koyuna yaşayan PKK'linin
ruh halini saptamaya çalışıyo-
rum. O bölgeyi, o bölgede yaşa-
nan gerçegi düşündükçe yüre-
ğim daralıyor.
•••
Bu gezide saptadığım bazı
noktalan kısa kısa belirtmek is-
tiyorum. Ordu, orada görebildi-
ğimiz kadanyla ve bize verilen
bilgilere göre, bir konfrol sağla-
mış. Dikkat çekici güvenlik
adımları atılmış. Alan güvenliği
amacıyla gerçekleştirilen ko-
nuşlanma etkilisonuçlar vermiş.
Özellikle Kuzey Irak a yapılan
operasyonlar, PKK'nin güney-
den giriş yollannı büyük ölçüde
tıkamışve geçişleri zorlaştrmış.
Ordu, bazı köyleri üs olarak
tahkirn etmiş, Koruculuk siste-
miyle iç içe geçen bir savunma
ve kontrol yöntemi benimsen-
miş. Askerin üzerine düşen gö-
revi ve kendisine yüklenen so-
rumluluğu askeri açıdan yerine
getırdiği herkesin ortak kanaati.
işlerin askeri açıdan bır nok-
taya gelmesi, bu sorunun çözül-
düğü anlamına gelir mi? Bölge-
yi dolaşırken en çok bu gözle
çevreye baktım. Askerler, büyük
ölçüde henüz insanlann içinde
yaşadığı köylerin çevresine yer-
teserek, hem burasının yaşarna-
sını, hem de askeri ve lojistik
desteği sağlıyor. Ancak bu sü-
rekli böyle yürütülebilir mı? Yü-
rütülse bile, bu savaşın bu kadar
acı vermesine neden olan temel
gerçekler degiştirilebilir mi?
Ziyaret ettiğimiz yerieşim bi-
rimlerinde korucubaşlannın ne-
redeyse ortak bır ağızdançıkmış
gibi yaptığı konuşmalar, "Kürf
sorunu yoktur. Terör ve yolsuz-
luk, hırsızlık sorunu vardır" şek-
lindeydi. Hatta daha da ileri gi-
dip savaşın Ermenilerce yürü-
tüldüğü bile söyleniyordu. Ya-
kalananlann sünnetsiz olduğu
propagandası vurgulanıp duru-
yordu. Bu konuşmalan hem
eleştirdik, hem de anlamaya ça-
tıştık. Duşmanı başka bir dinden
ve kökenden kabul etmek, köy-
lülere belli bir rahatiama sağlı-
yordu. Sanınm Etmeni vurgula-
masınm ana nedeni buydu. Ama
kesinlikle yanlıştı.
Güneydoğu'daki sorunu strf
birterör sorunu, bir asayiş soru-
nu olarak görmek çok yanlış.
Ordu, PKK'yitoptan da haltede-
bilir -şimdiki koşullar bunu pek
mümkün kılmasada- yine de bu
sorun bitmez. Askerler de bu
noktayı vurguluyoriar. O zaman
bunu, yani Kürt gerçegini görüp
ona göre bir değişim programı
yapmadan bu sorundan kurtul-
mak mümkün değil. Aynca yil-
larca bu kadar askeri burayayı-
ğarak bu şekilde bir güvenlik
sistemiyle yaşamak da gerçek-
çi değil.
Yerimiz burada bitiyor. Yann
kaldığımızyerden devam etmek
umuduyla...
CUMARTESİ
\AZHARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Eşber'in ve
AST'ınZaferi
18 Kasım Salı gecesi Ataköy'deki Yunus Emre
Küttür Merkezi'nde Eşber Yağmurdereli'nin "Ak-
rep" adlı oyununu izledim. Ankara Sanat Tıyatrosu
topluluğunca sunulan oyunun yönetmeni, Rutkay
Aziz. Oyunda önemli bir işlevi olan müzik, Kemal
Gürûç'ün, Eşber Yağmurdereli cezaevine girme-
den önceki bir karşılaşmamızdaoyundan söz etmiş,
AST'ta sahnelenecegıni söylemişti. Ortaya koydu-
ğu üründen ötürü mutluydu. Salı gecesi Yunus Em-
re Kültür Merkezi'nde izlediğim oyun Eşber'in se-
vinç duymakta ne kadar haklı olduğunu gösterdi.
"Akrep", sözcüğün tarn anlamıylayetkin, başanlı bir
tiyatro yapıtı...
Fakat sadece bu kadar değil... Söz konusu olan
sadece bir tiyatro yapıtı olsaydı, yazımın başhğın-
daki "zafer" sözcüğü aşın kaçabilirdi. "Zafer"\ oluş-
turan başkaca etkenler var. Bunlan anlatmayı de-
neyeceğim.
• • •
EşberYağmurdereli edebiyat ya datiyatro alanın-
da daha önce ürün verdi mi, kitap yayımladı mı, bil-
miyorum ve sanmıyorum. Buna karşılık, "Akrep "le
izleyicı önüne çıkan, yetkin birtiyatro yazandır. Oyu-
nun aksamayan, sağlam bir kurgusu var. Içeıik ise
"hümanist" edebiyatın en seçkin ürünleriyle yan-
şabilecek ölçüde insancıl, duygu yüklü... Fakat sa-
dece bu kadar da değil... Yağmurdereli bir gerçegi,
1982 yılında Sinop Cezaevi'nde tanıK olduğu, ya-
şadığı bir olayı, yaşanmış birtrajediyi dile getiriyor...
Bu, 12 Eylül sonrasındaki idam furyası sırasında bir
"adtî mahkûm"un, hukukun en temel, en sıradan,
en doğal kurallan çiğnenerek kurban edilişinin öy-
küsüdur... Fakat sadece bu kadar da değil...
• • •
Yazar oyununu oluştururken, 12 Eylül cellatlannın,
"hukuk "u kiralık bir katil gibi kullanarak ışledikleri ci-
nayetin aynntılanna iniyor. Bir yandan sıradan bir
halk insanının hayata bağlılığını, saf inanışlannı,
umutla umutsuzluk arasmdaki kahredici gelgtöeri-
ni yansıtırken, bır yandan da "derin devter'in kaö,
acımasız yüzünü sergiliyor... Tek bir insanın ruhun-
da olup bitenlerle, insanca değerlere yabancı, duy-
gusuz bir mekanizmanın işleyişi arasındaki karşttlı-
ğı gösteriyor... Böylece yapıt, anlatılan olayın ve za-
manın sınıriannı aşarak evrensellik kazanıyor, tota-
Irter sıstemin evrensel eleştirisine dönüşüyor...
• • •
Ankara Sanat Tıyatrosu, "Akrep"le, yaklaşık ya-
nm yüzyıldır sürdürdüğü öncü kimligini koruyor...
6O'lı yıllann "Godof'sundan, "Ayak Bacak Fabrika-
s/"ndan, 9O'lı yıllann "Mrep"ine uzanan çızgi, bir
onur çizgısidır. Içenkte insancıllık ve toplumculuk,
biçimde her zaman yenilikçi, fakat hiçbir zaman bi-
çimci olmayan bir anlatım yetkinliği... AST'ın onur
çizgisi, öncülüğü budur. Hem de sadecetiyatro ala-
nında değil, sanatın bütün alanlannda... AST her
dönemde, toplumumu2un en acrtıcı sorunlannı, sa-
natsallıktan ödün vermeksizin ve çoğu kez sanatın
• öbür alanlanndan daha önce sahneye taşımayı ba-
şarabtlmiş bir tiyatro topluluğudur... "Akrep"in bü-
yük başansında Rutkay Aziz'in zekâve duyariığının
ve bence bir tiyatro kahramanı olan Altan Erkekli
başta olmak üzere AST oyunculannın, bütünüyle
AST'ın katkısı açıktır...
• • •
Oyunun bitiminde sahneye çağnlan Eşber Yağ-
murdereli'yu gözleri görmeyen bu alçakgönüllü, bil-
ge dev adamı bütün salonla birlikte ayakta alkışlar-
ken, bir an ceketinin yakasmdaki hukuk fakültesi ro-
zetinin ışıldadığını gördüm... Yönetmenin bir bulu-
şu, ışıkteknisyeni Osman Kaya'nın bir becerisi mi,
yoksa bir rastlantı mıydı bilmiyorum, fakat inanın
böyle oldu... Ve o an aklımdan şu düşünceler geç-
ti: Acaba kaç kişi, geçmişte ya da bugünde bu ro-
zeti yakasmda boylesine onurta taşımayı hak et-
miştir ve etmektedir... Ve yine aynı anda, Çankın Ce-
zaevi'ndeki üniversitelileri, Manisalı lise öğrencile-
rini, on altı yıldır yaşama ve üretme özgürtüğünden
yoksun bırakılan Beşikçi'yi. öteki "düşünce tutsak-
lan"r\\ düşündüm...
Eşber Yağmurdereli'nin ve AST'ın büyük başan-
sının ülkenin her yerinde (ve Türkiye dtşında da) iz-
leyiciye ulaşabilmesi için kitle örgütlerini, demokra-
tik kuruluşlan göreve çağınyorum...
Orgeneral Cevik Bir
4
İran, PKK ve IKYB'yi
desteklemeyi sürdürüyor'
SERKAN DEMtRTAŞ
.\NK\RA - Genelkur-
may 2. Başkanı Orgeneral
Çevik ffir, Avnıpalı ülke-
lerin askeri yetkilileri ile
hükümet dışı kurumlanna
Güneydogu'yu gezmeleri
davetinde bulunarak,
"Eğer bizim uyguladığı-
mız plan dışında bir plan
ortaya koyarlarsa uygula-
maya hazırız'" dedi. Bir.
trarfm PKK ve Irak Kür-
distan Yurtseverler Birli-
ğı'ne(lKYB) verdiği des-
teği sÜTdürdüğünü de söy-
ledi. ABD'nin yeniTürki-
ye Büyükelçisı MarkPar-
ris'in dün gece verdiği re-
sepsiyona katılan Genel-
kurmay 2. Başkanı Orge-
neral Bır, 24-26 kasım
günlerinde yapılacak Tür-
kiye-ABD Yüksek Dü-
zeyli Savunma tşbirliği
toplantılanna katılmak
için gideceği Washing-
ton'da ağırlMı olarak Kıb-
ns ve Türk-Yunan sorun-
larınınele alınacağını kay-
detti. Ikı ülke arasında si-
lah satışı konusunda so-
runlaryaşandığrru belirten
Bir, "Soğuk savaş döne-
mindeki tehditier artık
yok. Ama bu, Türkiye'nin
stratejik öneminin azal-
ması anlamına gehnez.
Türkiye; Balkanlar, Kaf-
kaslar ve Ortadoğu'dan
kavnaklananköktendinc»-
lik,terorizm,istikrarsızhk
ve risk ile karşı karşıyadır.
DolayısıyU Türkiye'nin
stratejik önemi azahna-
mış, aksineartnııstır. Bunu
ABD'H dosûanmıza anla-
tacağız" dedi.
Çevik Bir, gazetecile-
rin Güneydoğu ile ilgili
sorulan üzerine, TSK'nin
PKK ile mücadelede ba-
şanlı olduğunu. artık ge-
rekli demokratikkurumla-
rın sosyo-ekonomik alan-
da girişimlerde bulunma-
lan gerektiğini söyledi.
Bir, PKK ile mücadele sı-
rasındaortayaçıkan insan
haklan ihlalleriile ilgilibir
soru üzerine de, "Avru-
pa'nın askeri yeddnkrini
ve hükümetdışı insan hak-
lan organizasyonlann
Güneydoğu'ya davet ed>
yorum. Oralan gezsinle
veterörle mücadele kapsa
nunda bizim uyguladjğ
mızın dışmda bir plan oı
taya çıkaruiarsa biz on
uygulamavahazmz" yan
tını verdi. PKK'nin ma
jınalleştigini, Karadeniz
yayılma çabalannın art
'smda 'biz bitmedik, hi
canhya' izlenimini yar
ma istemi olduğunu an
tan Bir, bir soru üzen
tran'ın tüm uyanlara V
şın PKK'yi desteklem
sürdürdüğünü kaydetti