18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 1997 CUMARTESİ HABERLER fngelliisfflulaım' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yılmaz, genel ve katma bütçeli idareler. il özel idareleri. belediyeler. bunlara bağlı kurumlar, yasayla kurulan fonlar, kefalet sandıklan ile döner sermeyeli kuruluşlarda. engellilerin ıstihdamına ilişkin bir genelge yayunladı. Genelgede, bu kuruluşlann, yasa uyannca meraur kadrolannın yüzde 2'sini engelli istihdamıaa ayırmalan gerektiği anımsatıldı. > Müslüm Gündüz itatfe verdi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Aczmendi lideri Müslüm Gündüz, îstanbul'da yargılandığı bır davayla ilgili olarak verdiği ifadesinde mahkeme yargıcıyla tartışarak, daha önce şikâyet ettiği medya mensuplannın duruşma salonunda kalmasını ıstedi. Talimatla ifadeyi alan Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi yargıcı Ümit Nuri Dündar'ın, kameramanlar ıle foto muhabirlerinin dikkati dağıtmamak üzere salon dışına cıkanldığını belirtmesi üzerine Gündüz. "Ben çok dikkath adamım. basın benim dikkatimi dağıtmaz, itiraz ediyonım" dedi. 6AP KHK'de • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, '388 sayılı GAP Bölge Kalkınma ldaresi Teşkilatı'nın Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname'de (KHK) Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Tasansı' kabul edildi. Tasanyla, teşkilat gelirlerine genel bütçeden aynlacak ödeneklere ek olarak Hazine MüsteşarlığTnca saglanacak bağış ve krediler ile diğer gelirler ilave ediliyor. Oleyis'ten l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Oleyis Genel Başkanı Enver Öktem, gazetetnizin dünkü sayısında yayımlanan "Sendikaya aidat dışı vakıf geliri'" başhkh haber üzerine yaptıği açıklamada. toplusözleşmelere konulan hükümlerle Oleyis Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Vakfi'na işveren tarafindan işçi adına ödeme yapıldığmı söyledi. Vakftn gelir kaynağının işverenlerin cebinden çıktığını savunan Öktem, ışcilenn bordrosundan aidat kesintisi olmadığını belirtti. SavcıTevfik Hancılar öldil • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun katledilmesıyle ilgili soruşturmayı da bir dönem yürüten emeklı Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı Tevfik Hancılar, geçirdıği kalp krizı sonucu yaşamım yitirdı. Hancılar. Mumcu soruşturmasını yürüten Ankara DGM Savcısı Kemal Ayhan'ın kalp krizi sonucu yaşamını yitirmesinin ardından dosyayı devralmıştı. Aksu'dan soru önergesi • ANKARA (AA) - CHP Bursa Milletvekili Yüksel Aksu. "Kazakistan'da petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunan TPAO'nun kendi elinde bulunması gereken verimli petrol sahalannı Amerikan petrol tekellerine peşkeş çektiği" iddialanna açıklık getirilmesini istedi. Çete çatışmasına tutuklama • BALIKEStR (Cumhuriyet>Bahkesirspor Başkanı Ergün Gür'e silahlı saldında bulunan Orhan Kıhç'ı asker ve pohslerin önünde öldüren "'Şeytan" lakaplı koruma Kadır Kurt tutuklandı. Başbakan Mesut Yılmaz, Susurluk skandalı için belirlediği avansı yeniden uzattı 'Uç ay içinde çözeceğiz' DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA - Başbakan Mesut Yümaz. Başbakanhk Teftiş Kurulu Başkanı Kut- lu Savaş'un çalışmasını tamamladığını belirterek Susurluk olaymın en geç 3 ay içinde çözüleceğini söyledi. ANAP'lı bakanlar ile yöneticilerine daha önce \erdığı yemekte "Susurluk olayı tıkan- dı"* şeklinde açıklama yapan Yılmaz'ın, önceki gün partilı milletvekillerine, "Kiınse arkamda ohnasa da sonuna ka- dar gideceğim. Bu meseledenbir adun bi- le geri adun atamavız. Önümüze çıkan engeller. tehditter önemli değJF' dediği öğrenildi. Başbakan Yılmaz önceki gün baz» ANAP'h milletvekillerine verdiği ye- mekte mületvekillerinin sorunlannı ve hükümete yönelik istemlerini dinledi. Susurluk kazasıyla kısmen açığa çı- kan devlet içindeki karanlık bağlantılar- la ilgili sorular üzerine Kutlu Savaş'ın çalışmalannı tamamlayarak raporunu kendisine teslün ettiğini belirten Yılmaz, milletvekili dokunulmazlığının sınırlan- dınlması, fezlekelerin kabul edilmesi ve pişmanlık yasasının da çıkmasından sonra raporu açıklayacağını söyledi. Yıl- maz, Susurluk olayının en geç 3 ayda çözüleceğini söyledi. ANAP'h bakan ve yöneticilere daha^. önce verdiği yemekte Susurluk soruş- turmasının tıkandığını açıklayan Yıl- maz, önceki akşamki yemekte bu kez, Susurluk olayını aydınlatmak konusun- da kararlı olduğunu söyledi. Başbakan Mesut Yılmaz, "'Kimse ar- kamda olmasa da sonuna kadar gidece- ğim. Bu meseleden bir adun bile geri adun atamayız. Önümüze çıkan enget- ler, tehditkr önemli değir dedı. SSM Yalçm Burçak bunalımı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Baş- kanı TansuÇfller' in eşi Öz- er UçuranÇilfcr' ın '3 pren- sinden biri' unvanmı alan ve MesutYumaz'ın koahs- yon hükümetim kurduğun- da gıdıci gözüyle bakılan Yalçın Burçak'ın Savunma Sanayıi Müsteşarlığı'nı (SSM) bir yıldır vekâleten yürütmesiyle ilgili bunalım aşılamıyor. Yılmaz hükümetinin kü- çük ortaklanndan Başba- kan Yardımcısı ve Milli Sa- v unma Bakanf İsmet Sez- gin'in. Çiller'in prensı damgasını yiyen Burçak'ı asateten atamamakla birlik- te tüm muhalefete karşın bu görevini korumasındaki ıs- rannın altmda 'babadostlu- ğunun" yattığına dikkat çe- kıliyor. Burçak'ın babası, Demokrat Parti'nin (DP) kuruculanndan Salim Bur- çak. Yalçın Burçak'ın 'ts- met abi' diye hitap ettigi Sezgin ise Çiller'in uygu- lamalanna acımasız eleşti- rileri yöneltip DYP'den is- tifa etmişti. Cumhurbaşka- nı Sûkyman Demirel, Yü- maz \ e ordunun karşı çıktı- ğı Burçak'ı, Sezgin'in SSM Müsteşarlığı'nda tutmasına anlam verilemiyor. Demi- rel, ANAYOLhükümeti dö- neminde, Yılmaz ve döne- min Savunma Bakanı CM- tan Sungurlu'nun, Bur- çak'ın görevden ahnmasını öngören karamamesini dö- nemin Başbakan Yardımcı- sı Çiller'in imzası bulun- mamasına karşın ımzala- rmştı. REFAHYOL iktida- nnın Dışişlen Bakanhğı görevini üstlenen Çiller'in ilk işı, eşinin prenslerinden Burçak'ı göreve iade etmek oldu. Ancak Demirel ve RP'nin karşı çıkması üzeri- ne Burçak SSM'ye vekâle- ten atanabıldi. Burçak, geçen haftalarda 'İsmetabisinden'. yardımcı- lan Veysd Yayan. Metin Er- gün ve SedatÇilingir'in gö- revden ahnmasını talep etti. Sezgin de bu öneriyi Yıl- maz' a aktardı. Bu ısteme sı- cak bakmayan Yılmaz ise, asıl Burçak'ın görevden ahnmasını istedi. Yardımcı- lannı görevden aldırtma operasyonu başansız kalan Burçak'm bu kez de bu üç yardımcısı için 'asıl onlar ÇiBer'inadanu' şeklinde de- dikodu çıkarması SSM'de şaşkınlık yarattı. Susurtuk'un aydmlatılabilmesi için dokunulmazlıklann sımrlandınlması ve pişmanlık yasasının çıkanlmasmın zo- runlu olduğunu anlatan Başbakan Mesut Yılmaz, "Bir tek arkadaşunın bile doku- nutanazhklann sınırlandınlmasına hayır dediğjni görürsem, şunu bilsin ki. kendi- sini bana karşı savunamaz" diye konuş- tu. Bursa'datemaslannı sürdüren Yılmaz dün akşam da Bursa bağımsız milletve- kili Cavit Çaglar'a ait Olay TV'ye Su- surluk konusunda açıklamalarda bulun- du. Cumhuriyet Bursa muhabiri Levent GenceJK'nin habenne gö- re Yılmaz, Susurluk'un aydınlatılmasına yönelik kararlıhğınm artarak sür- düğünü bildirdi ve "Bu işin içine girdikçe, bunun ne kadar karanhk, ne ka- dar hukuk dışı iş olduğu- nu görme>e başladun. Ka- rarukğun arttı" dedı. 1 Mayıs davasmda bir taUiye ^X5lay çıkardıklan öne sürükn yaklaşık 250 sanığın yarguandığ) davada tanık olarak dinlenen polislerin sa- nıklara işkence yapOğı v^ırgulandı. İstanbul 6 No'İu DGM'de görülen davanın dün yapılan oturumuna tu- tuklu 10, tutuksuz 4 samk ile avukaüan katudı. Duruşmada saıuklara yer gösterme tatbikan yapüran üç pofis, tanık olarak dinkndi. Terörte MücadeleŞubesı'nde görevü başkomtser B»Tam KartaL komiser yar- dımcısı Yusuf Ör ile polis memuru Mustafa Ünal'ın verdikleri ifadeler birbiriyle celişti. Tutuklu samkiar- dan Mahsuni Meral'in tahliyesine karar veren mahkeme heyeti, ola\ günü polisler tarafmdan çekilen \> deo kaseüerinbilirkişi tarafmdan incelenmesi içindunışmayı erteledi. (Fotoğraf. HÜLYA TOPCU) Yılmaz. Susurluk ola- yıyla ilgili tehdit alıp al- madığımn sorulması üze- rine de bu konuyu açtı ve Türkiye'de en fazla koru- nan kişilerden biri oldu- ğunu, bu işin üzerine gi- derjilecek en fazla yetkiye sahip kişi konumunda bu- lunduğunu öne sürerek şunlan söyledi. "Hukuk devkti önünde en büyük engel olan bu olayın üzeri- ne şdiyorum. Kararuu- gını daha da artmıştır. Bu olayı aydınlatmayan v« bu- na benzer olaylann içine girebueceklere gözdağı venneyen devlet hukuk devleti olamazT Yılmaz, bir soru üzeri- ne Budapeşte'de kendisi- ne yapılan saldırı olayının da Susurluk'la baglantısı- nın olabileceğinı söyledi. RP'nin propaganda faaliyeünde hedef, camiler ve ilkokul önleri Tanzanya'dan doktor eetirdîler • RP'nin taşeron vaktf aracıhğıyla sûrdürdüğû gezici sağlık hizmeü için Tanzanya, Kuveyt, Kenya, Ürdün, Azerbaycan, Gürcistan ve Birleşüc Arap Emirlikleri ile Gana'dan getirilen doktorlar yasaya aykın biçimde çahştınlıyor. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - RP'H Melih Gökçek yöneti- mindeki Ankara Anakent Beledi- ye Başkanlığı' nrn taşeron bir vakıf aracıhğıyla sürdürdüğügezici sağ- lık hizmetinin çalışma alanını ca- mi,ve ilkokullar oluşturuyor. Gök- çek'in yasadışı biçimde çalıştırdı- ğı doktorlar arasında Tanzanya, Kuveyt, Kenya, Ürdün, Azerbay- can, Gürcistan, Birleşik Arap Emirliklen ve Gana'dan getinlen kişilerin de bulunduğu saptandı. Cumhuriyet'in ortaya çıkardı- ğı, ağırhklı olarak Arap uyruklu doktorlarla yüriitülen propaganda hizmeti yenfhjf bçyut kazandı. Ankara 10. îdareMahkemesi ta- raftndan iptal edildikten sonra, RP'ye yakın Hekimler Birliği Vakfı'nca sürdüriilen sağlık hiz- metininyoksul yurttaşlann yaşadı- ğı semtlerdeki ilkokul ve cami ön- lerinde gerçekleştirilmesi dikkat çekiyor. Ankara Büyükşehir Be- lediyesi Saglık v e Sosyal Hizmet- ler Daire Başkanı Fatih Haopoğlu. araçlann durmanoktası olarak ca- mı önlerinin seçilmesini "Perso- TBMM Dışîşleri Komisyonu Kâmran tnan sıkıntısı sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- suVHûkümetortaklannınCHP'ye bırakılmasını kararlaştırdığı TB- MM Dışişleri Komisyonu'na ANAP'lı Kâmran İnan'tn secil- mesiylebaşlayanbunalım sürüyor. CHP taraii istifa ettirilmesinibek- krken, Inan, "Bemmiçinbumese- tekapanjduştitİsufaetınemsozko- ausadepdfar" dedi. Muhalefet partilerine mensup üyelerle birlikte hareket edip CHP'li MuratKançalçm'ın seci- mini önleyerek TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanhğı koltuğuna oturan Inan, ortada herhangi bir sorunolmadığmısavundu. Başba- kan Mesut Y'ılmaz"vn önceki gün milletvekillerine verdiği yemekte kendisine hiçbirşey söyîemediği- ni kaydeden Inan, "Bir ihtisas ko- mis>onununbukadarpoBtize edü- mesidogrudep.BenİOseneewel de bukomisyonunbaşkanhğnıase- ç9mistimn dedi. Başbakan yardımcısı Bülent Eccvit, dün düzetüediğibasın top- lantısmdagazetecilerin, CHP'-nin hükümete desteğini çekebileceği- ne ilişkin haberleri anımsanlarak yönehtikleri sorularaşuyanıtı ver- di: "Hükümetten CHP'nin deste- gjninçekilipçtkilmemesinebizka- r^ama\K.ŞinKİiyekadar \«rdikk- ri desteğeteşekkür edht)ruz. Bun- dan sonrada uygun^jrecekleri sü- redestekkrmin devammıdffî\wuz. Hükümetekarşı tomisyondakidu- rum nedeniyle tavır takınüması doğrudeğ3,Koafisyon partilerinin bunda kusuru yoktur. Nihayet se- mendir. Vnlaşma defindi, keşke ol- ANAP Grup Başkanvekili Uğur Aksöz de CHP ile vanlan bir uzlaşma nedeniyle ahde vefa durumununsözkonusuolduğunu, bunedenledoğansorunun Yılmaz ileCHP GenerBaşkanı Den'vBay- kal arasında çözülecegine inandı- ğını söyîedi. Baykal, başkanlığın CHP'ye veriimesi yönündeki an- laşmaya karşmkomisyon başkan- lığınaînan'ıngetirilmesiyle hükü- met ANAP ve Başbakan için bir krizin ortaya çıktığmı söyledi. nettn su ve tnvalet ihtiyacını gkkr- meleri daha kolay oluyor" diye açıkladı. Personelin sürekli değış- tiğini belirterek, yasa hükümleri- nin aşılmaya çalışıldığını itiraf e- den Hatıpoğlu, partı propaganda- sı konusunda da şunlan söyledi: "Seçûn zamanı vatandaşlarm ldmeoyvereceğinigöreceğLcSade- ce RP'li insanlara yardım yapnu- yonız. Bu humederi alan insanlar. o kadar muhtaçdunundalar ki,is- ter istemez RP yanhsı oluyorlar ve seçünkrde RP'ye o> veriyDriarT Hekimler Birliği Vakfı bünye- sindeçalıştıklan belirlenenyaban- cı uyruklu doktorlar şunlar Ala'a Algergavvi (Birleşik Arap Emirlikleri), Khakd AbduUah (Ürdün), AbduUah Mohammed Hassan (Tanzanya), İbrahim San- vvara Abdıu-Rahman(Gana), His- ham Salameh (Kuveyt), Zahra Ali (Kenya)Ramik Mehrabova, (Gür- cistan). Belediyenin programına göre, RP'li doktorlann 26 Kasım'a ka- dar görev yapacaklan mahalleler şöyle: Ul Başpınar,lJlubey.Derebo- yu, SotfasoC Ali £rso>, Battalgaâ. Yunus Emre, Yudıztepe, Beşikka- ya. Karapürçek, Banş, Doğu, Çambk, Ekin,Baglariçi, Günesev- ler, Gülpınar, Karakunv, Feridun ÇeMk,Alemdağ.Aydmhkevler,Ör- nek, Doğantepe, Seyfı Demirsov, Sakalar,Yiğitkr, Eviiya Çekbi, Sİ- nan Paja, Kemal Zevtinoglu, Ha- cılar, Onder, Çahşkanlar, Fatih, Gültepe ve Hayri Akmanlar." NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR oral.ca)ıslar(§ rs^snet.com Güneydoğu'ya yaptğımız ge- zı sona erdi. Istanbul'daki ola- ğan yaşamımıza döndük. Se- zen Aksu'nun "Kalbim Ege'de kaldı" sözleriyle başlayan hü- zunlü şarkısını düşünüyorum. Bentm de kalbim Güneydo- ğu'da kaldı. Yıllardır zaten birya- nsı orada atıyordu. Şimdi daha derinlemesine yüreğime kazın- dı. Hakkâri'nin uç noktasında, yalçın dağlann arasmdaki Dağ- lıca Köyü'nün vahşi yalnızlığı gö- zümün önünden hiç gitmiyor. Oradaki genç askerin şimdı ne yaptığını kestirmeye çalışıyo- rum. Yârinden, anasından ba- basından ayn, makineli tüfeğin namlusuna yapışmış, nöbet mi bekliyor? Yalçın dağlan aşıp operasyona mı çıktı? Ranzasın- da sigarasını mı tüttürüyor? Lice'deki Ali Dayı'yı düşünü- yorum. Sessiz acılı, yaşadıkla- nyla, hüzünleriyle yalnız. Geç- miş günlere dalıp g'rtmiş. Artık Ofalardan göçüpgitmiş akraba- larını komşulannı anyor, belki de onlan bir daha hiç göremeyece- ğine yanıyor. Dogan üs bölge- Gezi Sonrası Notları... sindeki Astsubay Yalçm'ı düşü- nüyorum. Bir ay sonra dünyay- la ilişkisi kesilecek bir askeri üs bölgesinde, etinde "Sofi'nin Dünyası" romanı, yaşadığt ger- çekliğin çok ötesinde bir yerier- dedolaşacak.. Pervari'nin Okçular bölgesin- de pusuya giden birliği ve pusu kurulan PKKTıleri düşünöyo- rum. Kocaman dağ silsilesinin ortayerinde birdere içinde ölüm ve yaşamyanyana birbirini bek- liyor. Helikopterle Şırnak- Siirt arasında uçuyoruz. Bütün köy- ler yıkılmış, harabeye dönmüş. Orayı terk eden köylülerin şim- di neredeyaşadığını merak edi- yorum. Yüzlerce yıldır yaşadık- lan topraklan, ceviz ağaçlannı, ağıllannı, taşlannı, çalılannı terk edıp gitmişler. Yürekleri burada kalrnış. Bir tarih yok artık. Askerin gözüyle buyıkık köy- lere bakıyorum. O köylerin P- KK'ye lojıstik destek sağladığı- nı, bu köyler boşaltılmadıkça PKK'ye köklü bir darbe vurula- mayacağına inanıyor. Askeri stratejiningereğiniyapıyor. Ken- di içinde bir mantıgı var. Dağla- nn kuytu köşeterinde ölümle ko- yun koyuna yaşayan PKK'linin ruh halini saptamaya çalışıyo- rum. O bölgeyi, o bölgede yaşa- nan gerçegi düşündükçe yüre- ğim daralıyor. ••• Bu gezide saptadığım bazı noktalan kısa kısa belirtmek is- tiyorum. Ordu, orada görebildi- ğimiz kadanyla ve bize verilen bilgilere göre, bir konfrol sağla- mış. Dikkat çekici güvenlik adımları atılmış. Alan güvenliği amacıyla gerçekleştirilen ko- nuşlanma etkilisonuçlar vermiş. Özellikle Kuzey Irak a yapılan operasyonlar, PKK'nin güney- den giriş yollannı büyük ölçüde tıkamışve geçişleri zorlaştrmış. Ordu, bazı köyleri üs olarak tahkirn etmiş, Koruculuk siste- miyle iç içe geçen bir savunma ve kontrol yöntemi benimsen- miş. Askerin üzerine düşen gö- revi ve kendisine yüklenen so- rumluluğu askeri açıdan yerine getırdiği herkesin ortak kanaati. işlerin askeri açıdan bır nok- taya gelmesi, bu sorunun çözül- düğü anlamına gelir mi? Bölge- yi dolaşırken en çok bu gözle çevreye baktım. Askerler, büyük ölçüde henüz insanlann içinde yaşadığı köylerin çevresine yer- teserek, hem burasının yaşarna- sını, hem de askeri ve lojistik desteği sağlıyor. Ancak bu sü- rekli böyle yürütülebilir mı? Yü- rütülse bile, bu savaşın bu kadar acı vermesine neden olan temel gerçekler degiştirilebilir mi? Ziyaret ettiğimiz yerieşim bi- rimlerinde korucubaşlannın ne- redeyse ortak bır ağızdançıkmış gibi yaptığı konuşmalar, "Kürf sorunu yoktur. Terör ve yolsuz- luk, hırsızlık sorunu vardır" şek- lindeydi. Hatta daha da ileri gi- dip savaşın Ermenilerce yürü- tüldüğü bile söyleniyordu. Ya- kalananlann sünnetsiz olduğu propagandası vurgulanıp duru- yordu. Bu konuşmalan hem eleştirdik, hem de anlamaya ça- tıştık. Duşmanı başka bir dinden ve kökenden kabul etmek, köy- lülere belli bir rahatiama sağlı- yordu. Sanınm Etmeni vurgula- masınm ana nedeni buydu. Ama kesinlikle yanlıştı. Güneydoğu'daki sorunu strf birterör sorunu, bir asayiş soru- nu olarak görmek çok yanlış. Ordu, PKK'yitoptan da haltede- bilir -şimdiki koşullar bunu pek mümkün kılmasada- yine de bu sorun bitmez. Askerler de bu noktayı vurguluyoriar. O zaman bunu, yani Kürt gerçegini görüp ona göre bir değişim programı yapmadan bu sorundan kurtul- mak mümkün değil. Aynca yil- larca bu kadar askeri burayayı- ğarak bu şekilde bir güvenlik sistemiyle yaşamak da gerçek- çi değil. Yerimiz burada bitiyor. Yann kaldığımızyerden devam etmek umuduyla... CUMARTESİ \AZHARI ATAOL BEHRAMOĞLU Eşber'in ve AST'ınZaferi 18 Kasım Salı gecesi Ataköy'deki Yunus Emre Küttür Merkezi'nde Eşber Yağmurdereli'nin "Ak- rep" adlı oyununu izledim. Ankara Sanat Tıyatrosu topluluğunca sunulan oyunun yönetmeni, Rutkay Aziz. Oyunda önemli bir işlevi olan müzik, Kemal Gürûç'ün, Eşber Yağmurdereli cezaevine girme- den önceki bir karşılaşmamızdaoyundan söz etmiş, AST'ta sahnelenecegıni söylemişti. Ortaya koydu- ğu üründen ötürü mutluydu. Salı gecesi Yunus Em- re Kültür Merkezi'nde izlediğim oyun Eşber'in se- vinç duymakta ne kadar haklı olduğunu gösterdi. "Akrep", sözcüğün tarn anlamıylayetkin, başanlı bir tiyatro yapıtı... Fakat sadece bu kadar değil... Söz konusu olan sadece bir tiyatro yapıtı olsaydı, yazımın başhğın- daki "zafer" sözcüğü aşın kaçabilirdi. "Zafer"\ oluş- turan başkaca etkenler var. Bunlan anlatmayı de- neyeceğim. • • • EşberYağmurdereli edebiyat ya datiyatro alanın- da daha önce ürün verdi mi, kitap yayımladı mı, bil- miyorum ve sanmıyorum. Buna karşılık, "Akrep "le izleyicı önüne çıkan, yetkin birtiyatro yazandır. Oyu- nun aksamayan, sağlam bir kurgusu var. Içeıik ise "hümanist" edebiyatın en seçkin ürünleriyle yan- şabilecek ölçüde insancıl, duygu yüklü... Fakat sa- dece bu kadar da değil... Yağmurdereli bir gerçegi, 1982 yılında Sinop Cezaevi'nde tanıK olduğu, ya- şadığı bir olayı, yaşanmış birtrajediyi dile getiriyor... Bu, 12 Eylül sonrasındaki idam furyası sırasında bir "adtî mahkûm"un, hukukun en temel, en sıradan, en doğal kurallan çiğnenerek kurban edilişinin öy- küsüdur... Fakat sadece bu kadar da değil... • • • Yazar oyununu oluştururken, 12 Eylül cellatlannın, "hukuk "u kiralık bir katil gibi kullanarak ışledikleri ci- nayetin aynntılanna iniyor. Bir yandan sıradan bir halk insanının hayata bağlılığını, saf inanışlannı, umutla umutsuzluk arasmdaki kahredici gelgtöeri- ni yansıtırken, bır yandan da "derin devter'in kaö, acımasız yüzünü sergiliyor... Tek bir insanın ruhun- da olup bitenlerle, insanca değerlere yabancı, duy- gusuz bir mekanizmanın işleyişi arasındaki karşttlı- ğı gösteriyor... Böylece yapıt, anlatılan olayın ve za- manın sınıriannı aşarak evrensellik kazanıyor, tota- Irter sıstemin evrensel eleştirisine dönüşüyor... • • • Ankara Sanat Tıyatrosu, "Akrep"le, yaklaşık ya- nm yüzyıldır sürdürdüğü öncü kimligini koruyor... 6O'lı yıllann "Godof'sundan, "Ayak Bacak Fabrika- s/"ndan, 9O'lı yıllann "Mrep"ine uzanan çızgi, bir onur çizgısidır. Içenkte insancıllık ve toplumculuk, biçimde her zaman yenilikçi, fakat hiçbir zaman bi- çimci olmayan bir anlatım yetkinliği... AST'ın onur çizgisi, öncülüğü budur. Hem de sadecetiyatro ala- nında değil, sanatın bütün alanlannda... AST her dönemde, toplumumu2un en acrtıcı sorunlannı, sa- natsallıktan ödün vermeksizin ve çoğu kez sanatın • öbür alanlanndan daha önce sahneye taşımayı ba- şarabtlmiş bir tiyatro topluluğudur... "Akrep"in bü- yük başansında Rutkay Aziz'in zekâve duyariığının ve bence bir tiyatro kahramanı olan Altan Erkekli başta olmak üzere AST oyunculannın, bütünüyle AST'ın katkısı açıktır... • • • Oyunun bitiminde sahneye çağnlan Eşber Yağ- murdereli'yu gözleri görmeyen bu alçakgönüllü, bil- ge dev adamı bütün salonla birlikte ayakta alkışlar- ken, bir an ceketinin yakasmdaki hukuk fakültesi ro- zetinin ışıldadığını gördüm... Yönetmenin bir bulu- şu, ışıkteknisyeni Osman Kaya'nın bir becerisi mi, yoksa bir rastlantı mıydı bilmiyorum, fakat inanın böyle oldu... Ve o an aklımdan şu düşünceler geç- ti: Acaba kaç kişi, geçmişte ya da bugünde bu ro- zeti yakasmda boylesine onurta taşımayı hak et- miştir ve etmektedir... Ve yine aynı anda, Çankın Ce- zaevi'ndeki üniversitelileri, Manisalı lise öğrencile- rini, on altı yıldır yaşama ve üretme özgürtüğünden yoksun bırakılan Beşikçi'yi. öteki "düşünce tutsak- lan"r\\ düşündüm... Eşber Yağmurdereli'nin ve AST'ın büyük başan- sının ülkenin her yerinde (ve Türkiye dtşında da) iz- leyiciye ulaşabilmesi için kitle örgütlerini, demokra- tik kuruluşlan göreve çağınyorum... Orgeneral Cevik Bir 4 İran, PKK ve IKYB'yi desteklemeyi sürdürüyor' SERKAN DEMtRTAŞ .\NK\RA - Genelkur- may 2. Başkanı Orgeneral Çevik ffir, Avnıpalı ülke- lerin askeri yetkilileri ile hükümet dışı kurumlanna Güneydogu'yu gezmeleri davetinde bulunarak, "Eğer bizim uyguladığı- mız plan dışında bir plan ortaya koyarlarsa uygula- maya hazırız'" dedi. Bir. trarfm PKK ve Irak Kür- distan Yurtseverler Birli- ğı'ne(lKYB) verdiği des- teği sÜTdürdüğünü de söy- ledi. ABD'nin yeniTürki- ye Büyükelçisı MarkPar- ris'in dün gece verdiği re- sepsiyona katılan Genel- kurmay 2. Başkanı Orge- neral Bır, 24-26 kasım günlerinde yapılacak Tür- kiye-ABD Yüksek Dü- zeyli Savunma tşbirliği toplantılanna katılmak için gideceği Washing- ton'da ağırlMı olarak Kıb- ns ve Türk-Yunan sorun- larınınele alınacağını kay- detti. Ikı ülke arasında si- lah satışı konusunda so- runlaryaşandığrru belirten Bir, "Soğuk savaş döne- mindeki tehditier artık yok. Ama bu, Türkiye'nin stratejik öneminin azal- ması anlamına gehnez. Türkiye; Balkanlar, Kaf- kaslar ve Ortadoğu'dan kavnaklananköktendinc»- lik,terorizm,istikrarsızhk ve risk ile karşı karşıyadır. DolayısıyU Türkiye'nin stratejik önemi azahna- mış, aksineartnııstır. Bunu ABD'H dosûanmıza anla- tacağız" dedi. Çevik Bir, gazetecile- rin Güneydoğu ile ilgili sorulan üzerine, TSK'nin PKK ile mücadelede ba- şanlı olduğunu. artık ge- rekli demokratikkurumla- rın sosyo-ekonomik alan- da girişimlerde bulunma- lan gerektiğini söyledi. Bir, PKK ile mücadele sı- rasındaortayaçıkan insan haklan ihlalleriile ilgilibir soru üzerine de, "Avru- pa'nın askeri yeddnkrini ve hükümetdışı insan hak- lan organizasyonlann Güneydoğu'ya davet ed> yorum. Oralan gezsinle veterörle mücadele kapsa nunda bizim uyguladjğ mızın dışmda bir plan oı taya çıkaruiarsa biz on uygulamavahazmz" yan tını verdi. PKK'nin ma jınalleştigini, Karadeniz yayılma çabalannın art 'smda 'biz bitmedik, hi canhya' izlenimini yar ma istemi olduğunu an tan Bir, bir soru üzen tran'ın tüm uyanlara V şın PKK'yi desteklem sürdürdüğünü kaydetti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle