27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 1997 CUMARTESI OLAYLAR VE GORUŞLER Atatürk ve Zaman PlDf. Dr. İ. REŞAT Ö2KÂS DenacÜik Müsteşan Z aman. adı açık olarak söy- rulmaya değer bir olayı içinde banndınr, lense de söylenmese de, tam bir soyutluğun içinde kaybolurgider. tünı anlatımlanmızda en •*Kötüzamanadenkgekür> yada "Negü- çok yer alan kavTamdır. Ya zri zamanJardı" ya da "Gdecek gflnler geçmi$te kalan bır olaya ta- daha iyi olacak" gibi anlatımlann. aslın- nıklık etmiştir ya da gelece- da, zamanın kendisi ile hiçbir ilgisi yok- lense de söylenmese de, tüm anlatımlanmızda en çok yer alan kavramdır. Ya ] geçmi$te kalan bır olaya ta- nıklık etmiştir ya da gelece- ğe ilişkin bir beklentiye. bıramaca yaşan- tımızın akışı içinde bir yer ayınr. Ancak. genelde. bızımle beraber ilerler, bizden hiç etkilenmeksizin ama bızı süreklı izle- yerek. Soyut mu, yoksa somut bir kavram mı olduğu tartışmalan hep sûregelmekte- dir. Aslında, o ne soyut ne de somut bir kavramdır. O, e\Tenin en temel ve düzen- li değişkeni olarak ve hıçbır süreksizliğe yer bırakmaksızın, dünden yanna, geç- mişten gelecege kendi yolunda ilerlerken tüm olup bitenlere tam birkayıtsızlık için- de tanıklık etmektedir. Ona bir kimlik, bir canlılık ve bir anlam kazandıran kendisi boyunca yaşanan olaylardır. O nedenle bazen iyi bir şekilde anılır, adlandınlır. Adı Yunus, Mozart, Dede Efendi, Pastör, Edison ve daha nice benzerleri olur, bir saygınlığı ve bir minneti sevgiyle. sanat- la ve bilimle çağnştınr. Ya da kötü olay- lara denk gelır. adı HMer, Karadziç ya da bır başka benzeri olur: düşmanlık. kin, acı, kan ve gözyaşı içinde insanlığa çek- tirilen acılann ibret dolu derslerini anla- tır. Bazen de bir uyku dönemine denk ge- lir. Ne anımsanmaya ne de üzerinde du- tur, yalnızca, yaşanmış ve yaşanması ola- sı kesitler içinde zamanı somutlaştırma girişimleridir, hepsı o kadar. tkı temel gerçeğin altını çizmek kaçı- nılmazdır: Zaman,hızınıhiç artnrmadan. azahmadan ve hiçbir biçimde geriye dön- meden düzenli bir biçimdeakıp gkmekte- dir. Bu. deği$nıeyen ve değiştiritemeyecek olan birinci temel gerçeknr. Bu denli ke- sin olmasa da ikinci temel gerçek, sonsuz- luğa akan zaman içinde, üretilen ve yaşa- nan tüm olgulann, düşüncelerin ve öngö- rülerin değiştiği, aşındığı ve bazen de tü- müyle terkedildiği gerçeğidir. Bu ikinci gerçek bir doğa kuralı olmadığı için her zaman ve her koşul içinde genel bir ke- sinlik göstermez. Onu aşmasını bilenler karşısında yenılgiye uğrar. Genellıfini yi- tirmesinin asıl nedenı de işte budur. Bu yazımızda, dünya tarihinde bunu başara- bilen çok ender kışilerden birisi olan bir kişiden söz etmek istiyoruz. Mustafa Ke- mal Atatürk'ün zamanla olan bağlantısı- nı irdelemek istiyoruz. yerimiz ve zama- nımız elverdıği biçimde... 1915-1922 yıllan arasına denkgelen za- man diüminin adı O'nunla birlikte. Ça- nakkale'de, Anafartalar'da. Sakarya'da, Dumlupınar'da. Kocatepe'de ve bütün Anadolu'da dalga dalga yürek yürek ge- len bir kahramanhkdestaıudır. Uluslara- rası empreyahzme karşı dünyada verilen ilk ulusal bağımsızhk savaşının adıdır. Bir ulusun. ayaklanna geçirilmek istenen prangalan birer bırer kınp atarak başını yiğitçe göğe değdirmesidir. Bir büyük yokluk ve tüm olumsuzluk- lara karşın, ulusundan aldığı gücünü, o ulusa olan sarsılmaz inancı. yüksek insa- ni değerleri, büyük liderlik özellikleri ve eşsiz askeri dehasıyla bütünleştırebilme- nin bilıncı ve onuru ile bütün "Manda"cı, sözümona. bırkısım ulusseverlerin ve on- lann ortaya sürdüğü akımlann elın tersi ile itildiği bir bağımsızhk sevdası ve tut- kusudur. 1922 Kurtuhış. 1923 ise O'nun 'en bü- yük eserim' dediği "Cumhuriyet'"tir. 1933'te O'nu onuncu yıMönümündegörü- yoruz. Yaşanan zamanın olması gereken tanınunı 'Çağdaşlık' ile anlavan \e anla- tan bir uygar düşüncenin bütün bir ülke- ye ve ulusa açıktan açığa bir kez daha ses- lenilmesidir 1933. Bütün hayauna tanık- lık eden zamanın adı 'Banş'ür. O en zor savaş koşullannda bıle banşı düşünmüş, banşı getirmeyecek olan bir savaşı "nafi- le" olarak adlandırmıştır. Bu ülkeyi istıla etmek için bu topraklara gelen ve burada canlannı yıtiren düşman ordulanna men- sup askerlere "Bizûn Evlatiannuz" de- meyi başarmış bir liderdir. Banşa ve in- san onuruna verdiği saygının boyutlan bu ülkenın ve bu ulusun bovutlannın çok öte- sine taşmıştır. "Yiırtta banş, dünyada ba- nş'' deyişınde ulaştığı çağdaşhğın ve er- demin boyutunu. anlamını dünya daha tam anlamıyla yakalayabilmiş değildir. Savaşuı içinde yenilgiye uğrattıgı düşma- na aıt bayrak önüne senldığinde, onu yer- den kaldıran onun ınsana ve insanlığa duyduğu gerçek saygı ve sevgidir. Işte o yüzden bugün sözleri, öbürülkelerin anıt- lannda yazıhdır. İşte o yüzden, bir zaman- lar ölüm kalım savaşı yaptığı bir ülkenin lıden tarafından Nobel Banş Ödülü'ne aday gösterihniştır. Ona göre zaman, uluslar için geçmiş- ten gelecege doğru yazılan kesintisiz bir anlatımdır. Belleğinde ve anılannda çok önem verdiği tarih. düşüncelerinde çağ- daşlık, gözlerinde gelişmiş bir gelecek vardır. fşte yine o yüzden yaşandan zaman içindeyer alan bir yörenın koşullaruıı işa- ret etmemiş çağdaş uygarhğı hedef göster- miştir. Insanlann sahip olduğu inançlann ve kişisel değerlerin her türlü müdahalenin dışmda tutulmasma büyük önem vermiş, toplumsal yaşam içinde başkalannınki ile bir yanşmaya sokulmasının ve bir ege- menlik aracı olarak kullanılmaya kalkışıl- masının hem bıreysel ve hem de toplum- sal yaşamı tahrip edeceğini bilerek. "la- ikhk" olmadan kalıcı, banş ve huzuru güçlendirecek bir toplumsal sözleşme et- rafinda bütünleşebilmenm olanaksızlığı- nı görmüştür. İşte bu yüzden O'nun kur- duğu Cumhuriyet'üı en temel ve vazgeçil- mez ilkesi laikliktir. Laiklik, aynı zaman- da. demokrasi için de bir vazgeçilmezdir. En genç zamanlar daha yaşanmamış za- manlardır Çünkü zaman içinde her şey değişime uğrar, aşmır. Çünkü yaşamın kendisi dı- namiktir, zaman içinde değişir. Değişjm gerekü,değişebilmek iseönemlidir. Ancak asıl önemli olan başkalaşmadan değişebil- mektir.Çünkü,çağdaşlık. başkalaşmadan değişimi gerçekleştirebilmektir. Atatürk ve onun fikirleri geçen zamanla birlikte daha da gençleşiyor. Dünyada çok az lide- re nasip olmuştur böyle bir ödül. Çünkü onun düşünsel yapısında düşmanlığa, şo- venizme, başkalaşmaya, tutuculuğa ve saplantılara yer yoktur. Her ölüm yüdönümûnde bir yd daha gençleşen, ölümsüz büyük Atamıza genç Atatürk'e selam olsun. Anısı ve eserieri önünde saygı ile bir kez daha efiliyoruz. Düzeltme: Dün ikinci sayfamızda Prof. Dr. Çetin Yetkin'in "Düşümde KafkaBana Dedi ki!" başlıklı yazısının son paragrafi teknik bir hata nedeniyle sayfaya girmeyince, yazının başlığı ha- vada kalmış oldu. Yazar Yetkin'den ve okurlanmızdan özür dileriz. Fidanlıklar Elden Gidiyor! Doç Dr. C. UNAL ALPTEKIN O rman Bakanı ve lstanbul Valisi bünyelerindeki birçok fidanlığı özelleştireceklerini açıkladılar. Buna gerekçe olarak da bu fidan- lıklann zararettikJerini, tam kapa- site ile çalışmadiklannı ve sektör- den. devletin çekilmesinin daha doğru olacağmı belirttıler. Özelleştirilmek istenen orman fidanlıklan; Ço- bançeşmesi (tstanbul), Alemdağ (lstanbul), Sul- tançiftliği (lstanbul), Demirköy (Kırklareli), Iz- mit. Hendek (Adapazan). Samsun, Balıkesir, Mu- radiye (Manisa). Torbalı (lzmir). Antalya ve Du- raliler (Antalya) olup ülkemizin dört bir yanına yayilmış, toplam, on ikidir. Bunlann çoğunluğu- nun mülkiyeti orman rejiminde. Çobançeşmesi ve Samsun'un ise Hazine arazisi niteliğindedir. Bu fî- danlıklann toplam alanı 5.702 dekar olup bu alan üzerinde yılda 72. 808.000 adet çeşitli tür ve tipte fıdan üretilebilmektedir. Bilindigi gibi ülkemizde 1980 sonrası uygulan- maya çalışılan özelleştirme modelinin görünümü. her sektörde özelleştirmenin olabileceği varsayı- mıyla gelişigüzel bir seyir izlemektedir. Ülkemiz- de, çeşitli örnekler yanında, son olarak da fidan- lıklann özelleştirilmesi gündeme getirilmiştir. Orman fidanlıklannın kuruluş amacı ve işlevi, olağan ağaçlandırmalar, toplumun çeşitli fidan ge- reksinimieri ve orman yangınlan gibi olağandışı durumlar sonrasmdaki ağaçlandırmalar için yeter- li nicelik ve nitelikte, kökeni belli, ucuz fidan üret- mek ya da yedekte bulundurmaktır. Uygulamada. fidanlıklann bazılannın bu amaçlara uygun üre- tim yaptıklannı, bazılannın da bilimsel esaslardan çok siyasal tercihlere uygun, yanlış yerlerde kurul- duklannı, örneğın lç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'daki fidanlıklann zarar et- tiklerini pek çoğunda politikacılarca yerleştirilmış binlerce istihdarn fazlası personel/işçi bulunduğu- nu görmekteyiz. Bu projede. ilk göze çarpan, zarar eden, verim- li çalışmayan, birçok fidanlık bulunmaktayken hat- ta birönceki orman bakanımn memleketi diye Ko- zan'a ya da bir başka politikacı istedi diye Gü- müşhane'ye fidanlık kurulmasına devam edilmek- teyken bunlar bir kenara bırakılarak kârlı çalışan, sıstemleri oturmuş, fidanlıklann öne çıkanlarak özele venlmek istenmesidir. Örneğin, Çobançeş- mesi Fidanlıgı iyi bir işletmecilik uygulanan, Ey- lül 1997 itibanyla da 67 milyar TL kârla çalışan birtesistir. Burası: boylu. yaşlı kent ağaçlan da üre- terek ıthal fidanlarla rekabet edebilmekte, yörede aynı zamanda yeşil bir park gibi görev vermekte- dır. Uygulama, ülkemiz doğasına can veren ağaçlan- dırmalann geleceği ya da tekniği açısından da sa- kıncalar taşımaktadır. Şöyle ki tekniği gereği fi- danlıklar ağaçlandırmalar için kalitelı, yeterli sa- yıda olması yanında, kökeni bellı fidan üretmek- tedırler. Türkiye. ağaçlandırmaalanlannın çoğun- luğu özelleştirilmek istenen fidanlıklarla aynı yö- relerde bulunmakta ve bunlann ürettıkleri fidan- lar, bu alanlarda kullanılmaktadır. Bunlann özel- leşmesi halinde, plantasyonlann geleceği karanlık olacaktır. Çünkü bugün diktiğimiz fidanlar. sağ- lıklı görünebilir, ancak 50 yıl sonra bir tehlike ya- şarsa bunun hesabını kim verecektir? lstanbul Valiliği'ne bağlı bulunup özelleştiril- mek istenen fidanlıklar ise Büyükdere ve Beykoz fidanlıklan olup, yaklaşık 1.500 dönüm alanda yılda 750.000 adet fıdan üretmek kapasiteleri bu- lunmaktadır. Büyükdere Fidanlıgı 1930 yılında, Beykoz ise 1934 yılında Atatürk'ün direktifleriy- le kurulmuştur. Herikisi de Cumhuriyet'in ilk yıl- lannda, Avrupalı uzmanlarca kurulmuş, geliştiril- mış, zengin bir meyve. bitki koleksiyonuna sahip, ülkemize birçok meyve, süs bitkisini sokmuş ve halka, >Tirdun dört bir köşesine yaymış kuruluşlar- dır. Onlar üretimleri yanında. bünyelerindeki, ha- len eğitime devam eden fıdancılık okulu ile bin- lerce eleman yetiştirmişlerdir. 1930'lu yıllardan beri çıkardıklan dergi ile yayın yoluyla da sektö- rün gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Biliyoruz, bu fidanlıklar Boğaz manzaralı yeTİeriyle pek çok kesimın iştahını kabartmaktadır. Bundan on yıl önce de benzer bır istekle özelleştirilmek. üzerine turistik otel yapılmak istenmiş, ancak kamuoyu baskısı karşısında vazgeçilmişti. Renault Benzersiz Satış Avantajları Sunmaya Renault Açık Kapı Festivali'nin benzersiz satış( avantajlan devam ediyor. Isterseniz peşin alın, teknolojinin en son üriinlerine ücretsiz sahip olun. Isterseniz Tasarruf Renault sistemiyle vadeli satış seçeneklerinden yararlanın. Bir an önce Renault-MAİS şube ve yetkili satıcılarına ugrayın, fırsatı kaçırmayın. Devam Ediyor!Fiyat garantisiylc % O'dan başlayan faizlerü! Kampanya süresincc Ekim fiyatlarıü! ) Peşin alın, ücretsiz sahip olun: Sony video kamera cco-TR402E Mcıt mrtt, >z>ku<< k>»M>n, 26 Iz>«a Sony mÜZİk Setİ MHC-RX70 aa nn, a mu, 3 CD•«, 40 nutm ntiz.ii ErİCSSOI) 628 Cep telefOnil DHiltirHttılir •> nu>, uıı UıoufkOUnne tirui Ericsson 768 renkli cep telefonu Kiçtn.».t,ı«.ı1t1r,»ıı.r Cıp Ulelıılırı Tırkctll kvtlı n Ktt ımıtiMir. Tasarruf Renault sisteminin size sundugu yüzlerce seçenekten bir örnek: ÖRNEK TABLO Broadway 1.4i RN HEMEN TESLİM ARAUK TESLİM OCAK TESLİM $UBAT TESÜM AoıhtırTerfim P«5in TırJt 2.O79A 2.O79.6 Z.O79.6 2.O79A Pevut 174.6 34193 349J 3493 Totan O97.2 İ.J97JZ Ariık Krriı F»ın(X) 2.45% S^O% 6.«O% O.OCW6 4.55% 5.75% O.OO% 3.9O% 5.25% O.OO% 3.6O% 5.O5% Tıkat Urfı 3 12 24 3 12 24 4 12 24 6 12 24 Tıkst Totjn 553.7 187.3 T3J2. 465.7 159.7 U7.7 349.3 153.1 Ul-7 232.9 15O.1 1O9.4 TesliaCMemoi (KOVHuiç Vnîiler) 333J T53J 333.1 333.1 TopUm Öden» 2.169.O 2.755J -İ&M.2 2.O79.6 2^98.9 3-5O7.3 2.O79.6 2^19.5 3.363.5 2.O79.6 2.483 4 3JO6.9 Karopany», sınırh savıda otomobîl İçm geçerlîdir Mabteaael vergidejişıiiliklerî teslimde möfteri> e yansıtıLacaktır. ırkhlumpaıı>akoşullaxi9eceflıdir. RENAULT-MAİS VE VAKIFBANK İ$BİRLÎCİYLE. •Ototnobî! ahmUnndaki promosyon, karapmyatüre» içinde Reo«ıh-MAtS şübe ve yetkHi sabaUnn» para yalırarak işkmlerini tamamia>an raü>tenkr için geçcrhdir ve promosyoa uvgulaması, utın aîınan otomobtl iıptcnne göre tİeSışir * Üsjm fiyatlan Mcgaoc otoraobiÜer için seçcrfî dtjjJdir. • Butun verasct ve ıntikal vergıleri ile cep tetefonn hai öcrctı promoayoadaıı yararianan ktşılere aittır. Iniernet adresi: www. rcnaalt. com. tr AynnUlı bılgi için BlLGİ RENAULT M AlS 1 ın (0212) 293 26 26 nunu arayıo, sırasıyl.ı V-i numaralı luşUra basın.TURKCELL S O N Y PENCERE Mizah Közleri••• / Halil Nihat Boztepe ile Ibrahim Alaettin Göv- sa içtikleri su ayrı gitmez dostmuşlar. Bir gün, iki- sini de Ankara'da birlikte görenler merak etmişler: - Hayrola?.. Boztepe gülerek yanıtlamış: - Mebus olmaya geldik.. Bir de manzume yazmış... İlk dörtlüğü şöyle: ; • • Herkes mebus olmak istiyor bugün Ya ben durur muyum, nem eksik benim? Yaşım da müsait, başım da düzgûn, i Biraz da bu yolda yıpransın tenim. • • • Bir Ankara tren yolculuğunda, Halil Nihat Boz- tepe, yol arkadaşı Yahya Kemal'e demiş ki: - Ne büyük şairdir Fikret'.. Vay sen misin söyleyen!.. Danlmışlar, daha doğrusu Yahya Kemal, Halil Ni- hat'a bozulmuş!.. Ancak Ibrahim Alaettin'e de ça- tan Yahya Kemal'e Gövsa şu dizelerle saldırmış: Şairim der de tufeyli yaşatır gövdesini Dayanıp köhne Nedim artığı üç beş satıra Senelerden beridir aynı sakız, aynı geviş Seneler var ki doğursun diye baktık katıra!.. • Ibniil Emin Mahmırt Kemal, kendine özgü kim- liğiyle ün yapmıştı. Süleyman Nazif bunu iki dizey- le vurgulamış: Hezargıpta o devr-i kadim efendisine Ne kendi kimseye benzer ne kimse kendisine. Ibnül Emin hiç evlenmemiş, bir gün yaktn dost- lannın meclisinde övünüyormuş: "Cenab-ı hakka hamdolsun, harama uçkurçöz- medik, bu sayede aklımız, şuunımuz, sıhhat ve ha- fızamızyerinde kaldı, devlet ve milletimize kalemi- mizle hizmet ettik... Profesör Mükremin Halil de dost meclisinde bulunuyormuş, glüümseyerek: - Üstad, demiş, malum-ı fazilanenizdir, yannahi- rette huzur-u ilahiye çıkınca vücudumuzun her parçası kendisine ettiğimizzulümden işkenceden şikâyet edecek. Mesela göz, bana fena şeylersey- rettirdi; dil, bana yalan söyletti; el, bana hırsızlık ettirdi; mide, beniaç bıraktı diyecek... Hiç şüphe yok, evlenmediğinize ve harama uçkur çözmedi- ğinize göre sizden de şikâyetçi olacak... Derken lafın nereye dayanacağını anlayan Ibnül Emin öfkeyle ayağa fırlamış, Mükremin Halil'in El- bistanlı olduğunu bildiğinden odada dönmeye başlamış: - Eibistanlı, Kelbistanh, Elbistanlı, Kelbistaniı... • Şair Florinab Nazım, bir ara her gün Ibnül Emin'i ziyarete gelirmiş.. Üstad hemen bir dörtlük yazmış: Birtakım laf ile teşviş-i huzur ' Etme ey şair-i bîşi 'r-i şuur Her dakika bana gelmektense Yılda bir kendine gelsen ne olur. • Süleyman Nazif Baödat Valisi iken Üçüncü Or- du Kumandanı Hafız lsmail Hakkı Paşa'dan bir telgraf almış: "On bin okkeşek&rle birtukkaçayiri'yOmrdârt saatiçinde tedarikedilereksevki..." '•' - :<K «"" 1E1 Hemen yanıtlamış: • ' "Çin imparatoruna yazmış olduğunuz telgrafın yanlışlıkla vilayetimize gelmiş olduğu maruzdur." Süleyman Nazif bir gün Ahmet Haşim'in Bağ- datlı Arap olduğunu söylemek isteyen birinin lafı- nı ağzına tıkar: - Bağdat'ı kaybettik, Haşim'i kaybetmeyelim... • Bir zamanlar ülkenin yaşamını mizahın şimşek- leriyle aydınlatan bunca yazann ve şairin nüktele- ri artık bir gecenin sabahında soğumuş mangalın külleri altındaki közler gibi kaldı. O külleri eşeleyeyim dedim bugün... ÇAĞDAŞ YAYINLARI İLHAN SELÇUK ziverbey köşkü Ühan Selçnk ZİVERBEY KÖŞKÜ 350.000 TL (KDV dahıl) Cumhuriyet Kitap Kuttibü Çağ Pazartama A.Ş. Yerebatan Cad Saitofraoğût Sok. No: * B Gağaioğiu- iöanbul Posta çekı no.. 666322 BAŞBAKANLIK GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI GÜMRÜKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tSTANBUL GÜMRÜKLERİ B A Ş M L D L Î R L Ü Ğ L NDEN (Hik. Şb. Müdüriüğü) Sayı: B.02.1.GÜM.4.06.10.09.HIK. Konu: 092/6820 (96)-16599 Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin esas: 1996/821 karar: 1997/443 sayılı, 27.5.1997 günlü karan uyannca idaremize 2.352.666.-TL pa- ra cezası ödemeye yükümlü Recep Yolak kararda belirtilen adresınde bulunamadığmdan mezkür pa- ra cezası tahsil edilememektedir. Tebligata esas olacak başkaca bir adresi bilinme- diğinden 7201 sayılı tebligat kanununun 28. ve 29. maddelerine göre ilanen tebliğine karar verildi. Tebligat yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur. Basın: 51500
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle