Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 KASIM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TBCİP
"4EKİM 1997tarihli
Cumhımyet Gazetesi'nin
3. sayfasında Aykut
KÜÇÜKKAYA mahreçli
haberde EMEKLl HAVA
YARBAY Burhan
BEYAZIT'ın yolsuzluk
iddiası izerine Gime
O.P. Satış Mağazası
Müdürlüğü'nden tayinini
istemediği bu tayinin
görev sûresinin
dolmas'.yla yapılan rutin
tayin olduğu sunulan
belgelerden
anlaşıldıfından haberin
bu şekilde düzeltilerek
yaymlanması
gerekmiştir."
Tekzip Isteyen Vekilleri
Av. f smail
AKARV\RDAR Av.
Evrenoz KERMEN
• ÇEVRE BAKAM
Imren Aykut, ozon
tabakasına zarar verici
maddelenn kullammının
sınırlandınlacagını
söyledi. Aykut,
Türkiye'nin de taraf
oldugu, "'Ozon Tabakasını
tncelten Maddelere Dair
Montreal Protokolü"nün
yaşama geçirilmesi için
gerekli önlemlerin
ahnacağını belirtti.
• 7. CLMHURBAŞKANI
Kenan Evren, resim
scrgisini gezen Başbakan
Mesut Yümaz'a
"Hamamda Kızlar" adh
taMosu konusunda bilgj
verirken, "Kızian
hamama toplasaydım.
âlem yapb derierdi" dedi.
Evren, Yılmaz'a 300
milyon lira değerindeki
"Asmah Eski Evler" adh
tablosunu armağan etti.
• DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller aleyhine,
"şerefsiz onbaşı" sözû
nedeniyle, askerliğini
onbaşı olarak yapan bir
kişinin açtığı tazminat
davası, Çorum 2. Asliye
Ceza Mahkemesi'nde
reddedildi.
• ÜYESİ oMuklan
kooperatif arazisinin.
trilyonluk Hazine arazisi
iie takas edildiği haberini
yalanlayan Ömer Barutçu
ve Nafîz Kurt, "Bunlan
yazanlann alnını
kanşlanz. Gerekirse
vuruşuruz, ama
namusumuza, şereflmize
söz söyletmeyiz" dediler.
• CÛtVIHURBAŞKAM
Süleyman Demirel ve
Özbekistan
Cumhurbaşkanı Islam
Kerimov, ıkı ülke
arasındakı ılişkilerin daha
da derinleştirilmesı için
hazırlanan ortak bildiriyi
imzaladılar. Demirel,
Roma-Taşkent demiryolu
hattınm gerçekleşmesi için
proje hazırlandığını
açıkladı.
• KÖSTEBEK
skandalında suçlanan eski
İçisjeri Bakanı Vleral
Akşener, gece yansı
operasyonuyla görevden
aîdığı eski Emniyet Genel
Müdürii Alaaddin
YükseTin, makanunda
kalmak için askeri
çevreleri dolaştığuıı öne
sürdü.
• ESKİ RP'Lİ Çevre
Bakanı Ziyaettin Tokar'ın
basın danışmanlığını
yapan Seyit Mehmet
Aydoğan'ın sahte
üniversite dıplomasıyla
devletten kadro aldığı
ortaya çıktı. Çevre Bakanı
Imren Aykut, Aydoğan'ın
bakanlığa sunduğu Gazi
Üniversitesi Endüstriyel
Sanatlar Fakültesi Işletme
Eğitimı Bölümü'ne ait
geçici mezuniyet
belgesının sahte
olduğunun anlaşıldığını
belirtti.
• TEŞEKKÜL
ohışturarak 8 kilogram
eroinin ticaretini yapüklan
iddia edilen Şerif Barak,
Mehmet Derviş
Kırkdişçioğlu, Davut Uçar
ve Ufuk Akyol'un
yargılanmasına başlandı.
• IŞÇt PARTİSt Oncü
Gençlik lstanbul U
Başkanı Gökçe Fırat
Çulhaoğlu, Akit
gazetesinin dûnkü
sayısmda "tP'li
Militanlardan Örtülülere
Saldın" başlıkJı haberin
doğru olmadığını ve
provokasyon amacını
taşıdığını belirtti.
• YARGITAY
Cumhuriyet
Başsavcıuğı'nca
kapatüması istemiyle dava
açüan Demokratik Kitle
Partisi (DKP) esas
hakkındaki savunmasmı
Anayasa Mahkemesi'ne
verdi
• DYP Genel Başkan
Yardımcısı Hasan Ekinci,
seçim koşuluyla her türlü
hükümet formülü
önensıne açık olduklannı
söyledi.
Çatalca ve Şişli'de imar hizmetinden yararlananlar gelişmeleri uzaktan izliyor
Âshtürk 'yahnz'kaldıOKTAYEKİNCÎ
Şişli Belediye Başkanlığı'ndan
ve ANAP'tan istifa eder etmez
yeni kocası Orhan Ashtürk'le
Fransa'ya " hafta sonu tatiline"
giden Gülay Asbtürk, kamuoyun-
daki "kaçti" söylentileri arasında
yurda dönerken özel uçaktakı ilk
açıklamasını şöyle yapıyor: "Si-
yasetten yoruldum, arük iş haya-
tindayun_"(Millıyet TuncaBen-
gin, 17.11.1997).
Aslında Gülay Aslıtürk. "si-
yaset" dediği belediye başkanlı-
ğı görevlerinı de bir tür "iş haya-
tı" şeklinde sürdürmüştü. 1994
öncesinde Çataka'da, sonra da
Şişlfde yerel yönetimin başınday-
ken özellikle "imar" konulann-
da değişik iş çevrelennin "yatinm
hedefleriy le bütünJeşen" bir bele-
diyecilik anlayışı sergilemişti. Bu-
nu yaparken de en önemli deste-
ğini, olaylann içyüzü yerine renk-
li görüntülerini yansıtmaya merak-
lı "magazin medyasından" almış-
tı...
Nitekim Ashtürk'ün birdenbi-
re eleştiri odağı halıne gelmesınin
ve partisi ANAP'tan bıle sert tep-
kiler yükselmesinın temelınde,
Şişli'deki imar uygulamalanna
yön veren aynı "iş aniaytşı" yatı-
yor.
Yeni kocasına da rant sağladı-
ğı yönündeki iddialar, bu tepkile-
rin "patkuna" nedenini oluştu-
rurken kimi arazi satışlan \ e imar
izinlerindeki "kayırma" suçla-
malanda Aslıtürk'ün "güncelsor-
gulamakonulanna" oluşturuyor...
Oysa ki Gülay Aslıtürk, daha
Çatalca Belediye Başkanf yken
yine bu tür "ranta dönük" imar
uygulamalan yüzünden duyarlı
çevrelerin eleştirilenni almış, ör-
neğin Mimariar Odası, olaylann
üzerine sık sık giderek kamuoyu-
na "gerçekkri" açıklamıştı. Ne
var ki şimdi Aslıtürk'ün "ipliğini
pazara çıkarmak'" için adeta ya-
nş haline giren çoğu medya çev-
releri, mimarlann bu açıklama-
lanna kulak tıkamış, "çağdaş gö-
DoğuşHolding'in tarihi Maçka Palas'm yerineiş binası inşa etmesni,
eski Başkan Gülay Ashrürk savunmuştu.
ÖDP'den Şişli'de protesto
Başkan cumagünü seçiliyor
lstanbul Haber Servisi - Şişli
Belediye Meclisi, Gülay Ash-
türk'ün istifasıyla boşalan bele-
diye başkanlığına cuma günü
kendi içinden yeni başkan seçe-
cek. ANAP lstanbul ll Başkanı
Erdal Aksoy, ANAP Belediye
Meclisi grubuna herhangi bir
adayı 'empoze' etmek isteme-
diklerini belirterek, "Biz her-
hangi bir isim vermeyeceğiz.
ANAPgrubundan,sonuna kadar
sahip çıkacaklan bir ada>ı belir-
lemelerini isteyeceğiz" dedi.
ÖDP ilçe örgütünden yakla-
şık 50 kişilik bir grup dün Şişli
belediye binasının önünde bir
eylem gerçekleştirildi.
Eylemde bir konuşma yapan
ÖDP Şişli İlçe Örgütü Başkanı
Aydın Kaşkal, Şişli Belediye-
si'nde trilyonlara varan yolsuz-
luklanndan salt Gülay Ashtürk'ü
sorumlu rutmanın, organize suç
örgütlennin suç işlemeye devam
etmelerine göz yummak olduğu-
nu savundu.
Kaşkal, ANAP'hlarkadar Şiş-
li Belediye Meclisi 'nde bulunan
CHP, DSP, DYP ve RP'lilerin de
ortaya çıkan sonuçtan sorumlu
olduğunu söyledi.
rünümlü" bir bayan belediye baş-
kanını başanlı göstermek için her
şey yapılmıştı.
Medyadaki aynı tutum, 1994
sonrası Şişli Belediye Başkanh-
ğı döneminde de "arterak" devam
etti. Çünkü Gülay Aslıtürk, artık
sadece bir bayan yerel yönetici
değil, aynı zamanda "RefabJıBü-
yükşehir Betediyesi'ne" karşı da
"laiküği ve modernüği savunan"
bir başkandı. Bu nedenle imar ko-
nulanndaki tartışmalı uygulama-
lannı da "abartmamak" gerekir-
di. O kadar ki Şişli Karakolu önün-
deki küçücük meydana diktiği
"dev" büyüklükteki Atatürkhey-
kelinin bile, bu oransız ve bulun-
duğu mekânla çelişen boyutlarla
aslında "abarülmış" bir siyasal
gösteri olduğu yönündeki uygar-
ca eleştiriler hemen hiç dikkate
alınmadı...
Benzer şekilde "Şişli 2020"
projesinin "İstanbul'un Nâzım
Planı'yta çeiiştiğLDİ" vurgulayan
açıklamalar da bu Nâzım Plan'ın
"Refah'h yönetimce onaylanma-
a" nedeniyle fazla rağbet görme-
di. Oysa ki Şişli 2020'nin alt baş-
lığını oluşturan "kentsel dönü-
şüm projea" kavramı. arsa ve ara-
zilerin "imar haklannı yüksehe-
rek" bölgedeki yapılaşmanın "iş
merkezlerine dönüşmesinden"
başka bir şey değildi. Vaktiyle
Bedrettin Dalan'ın -lstanbul Dün-
ya Einans ve Ticaret Merkezi" ola-
cak şeklinde savunduğu bu imar
anlayışı, şimdi artık "Şişli Dünya
FinansveTicaretMerkezioJacak"
biçiminde ortaya çıkıyordu.
Peki; acaba Gülay Aslıtürk,
bütün bu imar hizmetlennde "tek
başma"mıydı? Kendisinin yanın-
da olan ve "destek veren" hiç kim-
se yok muydu? "tsler" hep tek ta-
raflı mı yürütülüyordu?.
Elbette ki "ha>ir.'" Şimdi Aslı-
türk, geniş bir eleştiri ve tepki
cephesinin ortasında "yalmz ve
cesur" bir bayan politikacı konu-
mu sergiliyor olsa bile, daha bir-
kaç hafta öncesine kadar çevresi
hep "dolu" bir belediye başka-
nı ydı.
Bugün ise Aslıtürk'ün tartış-
ma konusu olan imar hizmetlerin-
den yararlananlar, birdenbire ke-
nara çekilmişler ve gelişmeleri
"uzaktan" izliyorlar. Oysa onla-
nn da asıl şimdi ortaya çıkıp, "Baş-
kanlanna sahip çıkmalân" ge-
rekmiyor mu? Aslıtürk'ün bugü-
ne dek kendileri için yaptıklanna
hiç değilse "vefeıborçlarını"öde-
meleri için tam zamanı değil mi?..
Örneğin Gülay Aslıtürk, Çatal-
ca Belediye Başkanıyken "Alman
Cniversitesi"nin bu ilçede kurul-
ması için en az yatınmcılar kadar
büyük bir çaba içerisine girdi.
"Arazi bulmak ve imar olanağı
sağlamak" görevini üstlendi. Ne
var ki "ucuz" bulunan arazi Bû-
yûkçekmece Su Havzası'ndaydı
ve buraya üniversite kuımak, ls-
tanbul'un genel çıkarlanna aykı-
nydı. Bu nedenle "yer seçimine"
karşı çıktığımızda ise Ashtürk ve
yandaşlannın basındaki yanıtlan
şu tür başlıklarla veriliyordu:
"Bunlar Çatalca'nın düşmanla-
ndır_."
Gülay Aslıtürk'ün Şişli Bele-
diye Başkanlığı sırasında yine ts-
tanbul'un genel çıkarlanna aykı-
n girişimlerinden birisi de Teşvi-
Idyesemtindeki tanhi Maçka Pa-
lasbinasının -yıkünıasına" neden
olan "iş merkezi'' projesiydi. Tıp-
kı belediye meclisine karşı göster-
diği "kayıtsızhk" gibi o güne ka-
dar koruma Kurulu toplantılan-
na da hiç katılmayan Şişli Bele-
diye Başkanı, Şişli'deki tarihi bi-
nalarla ilgili onca koruma sorunu
varken Doğuş Holding'in Maçka
Palas değiştirme projesine özel
bir önem vermişti. Tarihi apartma-
nın arka bahçesine bir "iave blok"
izni alabilmek ve ayru apartmanın
özgün iç mekânlannın yıkılması-
nı kabul ettirebilmek için Koru-
ma Kurulu'nu ziyaret eden Gülay
Aslıtürk, Kurul üyeleriyle sert tar-
tışmalar yapıp geri dönmüştü...
Gülay Aslıtürk, 1980sonrasın-
da ve özellikle ilk "ANAP ikti-
darian" döneminde yürürlüğe gi-
ren, belediyeleri bir kent yöneti-
mi olarak değil, bir "rant kuru-
mu" olarak gören. yağmaya dö-
nük imar ve yerel yönetim yasa-
larının "hukuksal güvencesi" al-
tında bütün bu uygulamalan yü-
riittü. Bu nedenle de zaten şimdi
bilediyorki; "Benim ANAFıeteş-
tirecek hiçbir noktam yoktur_"
(Milliyet- 17.11.1997)
Yaklaşık2.5 trilyonlukçöp işinin, RPyeyakınlığıyla bilînen özel kuruluşlara verlimesl dikkat çekti
Çöp ihalesi 4
pis' kokuyorlstanbul HaberServisi- ls-
tanbul Büyükşehir Belediye-
si, trilyonluk çöp transfer is-
tasyonlannın işletilmesi ve
çöplerin taşınması işini ver-
diği ve RP'ye yakınlığı ile
bilinen Albayrak'lann Topka-
pı'daki iş merkezini de 392
milyara istimlak etti. Büyük-
şehir Belediyesi'nin, trilyon-
luk çöp işini, Devlet thale Ya-
sası'nın 71/2a maddesi hıçe
sayılarak verdiği Sıstem In-
şaat Turizm Seyahat Ltd.
Şti'nın sahiplerinden Süley-
man Çakır'ın Ahmet Albay-
rak'ın bacanağı olduğu ve
şirketi kurmadan önce baca-
nağının yanında çalıştığı be-
lirlendi.
lstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi'nin, 2886 sayılı Dev-
let Dıale Yasası'nın 71. mad-
desi uyannca, yan şirketi olan
ISTAÇ'a devrettiğı yaklaşık
iki buçuk trilyonluk çöp ışı-
nin RP'ye yakınlığı ile bilinen
özel kuruluşlara verilmesi,
"kendi >i
andaşianna kaynak
aktanna" olarak değerlendı-
riliyor. Devlet Ihale Yasa-
sı'nın, ihale şartlanna bağlı ol-
mayan işlerle ilgili maddesi-
ne dayanılaraL protokolle bir
kamu kuruluşuna devTedilen
işin bizzat o kuruluş tarafın-
dan yapılmasının yasal zo-
runluluk olduğunu belirten
uzmanlar, "Önce işin ihale
kapsamı dışına çıkanlması
ondan sonra da göstermdik
bir ihaleyie özel bir kuruluşa
verilmesi yasaya karşı hile-
dir" değerlendirmesini yapı-
yorlar. Belediyenin kendi bü-
rokratlan da işin yasal olma-
dığını belirterek bu konuda
yetkilileri uyardıklannı, işin
yasal soruşturma kapsamına
ahnması gerektiğini kayde-
diyorlar.tstanbul Büyükşehir
Belediyesi Çevre Koruma Ge-
liştinne Daire Başkanlığı Iş-
letmeler Müdürlüğü'nden De-
netim ve Protokol Müdür Yar-
dımcısı Yasemin Karaka-
ya'nm, 24 Eylül 1997 tarihli
uyan yazısında işin özel ku-
ruluşlara verilmesinin yasal
ohnadığına dikkat çekiliyor.
lstanbul Büyükşehir Bele-
diye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Öz-
kal Yka'nin konuyla ilgili soru önergesıne.
RP'li Meclis Başkanvekili Ali Müfit Gür-
tuna verdiği yanıtta, işin emek ağırlıklı kı-
sımlannm taşeron rıımalara ihaleyle veril-
diğini ancak ihalenin Albayrak fırmasına de-
ğil. Sistem Inşaat Turizm Seyahat Ltd. Şti.
ile Günaydın Kardeşler Seyahat Ltd. Şti'ne
verildiğini belirtti. lstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi 'nın, Topkapı'da yürüttüğu istimlak
çalışmalan kapsamında, Albayrak İş Mer-
kezi ve RP'nın yayın organı olarak bilinen
Milli Gazete'nin bulunduğu yerleri çok yük-
lstanbul
Büyükşehir
Bekdiyesi'nin,
TopkapTda
yürüttüğu
istimlak
çahşmalan
kapsanunda,
Albayrak İş
Merkezi ve
RP'nin yayın
organı olarak
bilinen Milli
Gazete'nin
bulunduğu
yerleri çok
yüksek
hyarJarla
istimlak ettiği
öne sürüldü.
(MEHMET
DEMİRKAYA)
TUCSAS
Üst düzey yönetim
görevden alındı
CEMİL CİĞERİM
SAMSUN-Kınkkale'deki petrol rafınerisinden
son iki yıl içinde Türkiye Gübre Sanayıi Anonim
Şirketi'nin (TÜGSAŞ) Samsun tesislerine taşınan
31 bin ton fueloilden 5 bin 300 tonunun su cık-
ması üzerine başlatılan soruşturma sürüyor. TUG-
SAŞ Genel Müdürii Tamer KaramoUaoğlu ile iki
yardımcısı görevden alındı. KaramoUaoğlu, ku-
rumdaki yolsuzluğun 4 tnlyon değil 130 milyar
olduğunu öne sürdü.TÜGSAŞ'ta ortaya çıkanlan
ve 15 kişinin tutuldanmasına yol açan petrol vur-
gunu olayında yeni bir gelişme oldu. TUGSAŞ'a
petrol yerine su pompalanması olayıyla ilgili sür-
dürülen soruşturma nedeniyle kunımun Sam-
sun'daki genel müdürii Tamer KaramoUaoğlu ile
idari genel müdür yardımcısı tsmetAksoy ve tek-
nik genel müdür yardımcısı trfan Başer görevle-
rinden alınarak Ankara'ye uzman olarak görev-
lendirildileT. TÜGSAŞ'ın Samsun'daki tesisleri-
nin genel müdürlüğüne Mehmet Üzer vekâleten
atandı. Görevden alınan genel müdür Tamer Ka-
ramoUaoğlu, TÜGSAŞ depolanna fueloil diye 5
1300 ton suyun pompalanması olayında kunı-
mun zarannın 4 trilyon değil, 130 milyar lira ol-
duğunu öne sürdü.
Şirke
!».••*:
sek fiyatlarla istimlak ettiği öne sürüldü.
lstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın
Danışmanhğı'ndan alınan bilgiye göre. Al-
bayrak İş Merkezi 392 milyar liraya bele-
diye tarafindan istimlak edildi. Aynı bölge-
deki Ulusoy'un yennin 517 milyar liraya, To-
yota'nın yerinin de 104 milyar liraya istim-
lak edildiği öğrenildi. Belediyenin, bölge-
nin yeşil alan ve park olarak düzenlenece-
ğini ve bu nedenle de yapılaşmaya kapalı ola-
cağını belirten ilgilıler, imara kapalı biryer-
de bu istimlak bedellerinin oldukça yüksek
gözüktüğünü savunuyor.
SektÖrÜ •Rjski en aza indirmenin
! yolu; forfaiting
lllltlü •Serbest bölgelerde yer alın,
bakıyor
kârl|
î
|kjn
Borsanınk
bankalardan soruluyor
Kiranıza,
ören d e ı ^
HER PAZAR BAYINIZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Gerçeğin Neresindeyiz?
"- Ben de Kürt kökenli bir Türkûm!.. Ve sizin yak-
laşımınızı paytaşıyonım."
Yer Almanya'nın Münsterkentiydi. Toplantıyı o böl-
genin Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği düzenle-
mişti. Konu "Âtatürk'ün UlusçulukAnlayışı veGüney-
doğu Sorvnu" idi.
Yukandaki tümcelerin sahibi olan genç, sakallıydı.
Atatürk ve Kemalizm ile ilgili kitaplanmı imzalatmak için
kuyruğa girenler arasındaydı.
Münster küçük bir kentti. Kentte oturan Türklerin
sayısı pek fazla değildi. Ve toplantıya giriş -derneğin
masraflannı karşılamak amacıyla- paralıydı.
Ama yaklaşık beş yüz kişilik bir kalabalık vardı. Iç-
lerinde çok sayıda din göreviisinin de bulunduğu bir
kalabalık... Az rastlanır güneşli bir havada. bir pazar
gününün dört saatini kapalı bir salonda geçiren insan-
lar...
•••
Olay daha çok taze. Birkaç gün öncesine ait.
ÇYDD'nin A|manya'da giderek daha etkili olmasın-
da Dr. Nuray Örge ile eşı Dr. Çınar Örge'nın büyük
katkılan var. Münster Başkonsolosumuz Güneş Altan
da son derece bilinçli, birikimlı ve etkın.
Sonuç?
Giderek kabuğundan çıkan, bir araya gelen, sor-
gulayan bir topluluk.
Kürt kökenli olduğunu sandığım bir izleyicı parma-
ğını kaldırdı:
- Biraz da Atatürk'ün Kürtiere verdiği sözden, Iz-
mit konuşmasından söz eder misiniz?
Geçenlerde başörtülü bir öğrencı de ders çıkışı
benzer bir soru sormuştu:
- Atatürk Kurtuluş Savaşı öncesinde Kürtiere ba-
ğımsızlık vaat ederek desteklerinı almış. Ama savaş
sonrasında bunu unutmuş. Doğru mu?
Doğru değil!
Bir bağımsızlık sözü kesinlikte yok... Osmanlı'nın 1876
Anayasası'ndan 1921 Anayasası'naaynen aktarılmış
bazı maddeler var. Bunlardan birisi de bütün bölgeler
için bir tür "yerinden yönetim" öngörüyor. Yani yerel
yönetimlerin yetkilerinin ileri boyutlarda arttınlması-
nı...
Izmit'teki basın toplantısında Atatürk'e gelen soru,
bu maddenin Kürtiere uygulanmasıyla ilgili... O da
Kürtlerin yurdun çeşitli yörelerine dağılmış olduklannı
anımsatıyor. Ama maddenin uygulamaya konmasıy-
la Kürtlerin de aynı haktan yararlanacaklannı söylüyor.
Ne var ki 1924 Anayasası ile birlikte bu madde de
tarihe kanşıyor.
Genç cumhuriyet, başka biryönetim anlayışını ter-
cih ediyor.
• • •
Dikkat ettim... Toplantıya katılanlann en çok ilgilen-
dikleri konulann başında "ulusal kimlik-alt kimlik" ko-
nusu geliyordu.
Atatürk, yirmi etnik kökenden insanı bir "ulusal kim-
lik" altında buluşturmaya çalışmıştı. Bu aynı zaman-
da, aynı topraklar üzerinde yaşayan insanlar arasın-
da bir "biz" duygusunun, bir dayanışma duygusunun
yaratılması demekti.
Ve o olmadan da çağdaşlaşma olamazdı.
"Ulusalkimlik"ömeğin "etnikkimliğin" karşıtı de-
ğildi... Etnik kimlikleri de ıçeren, tüm alt kimlıklerin bir
tür "sentezi" idi.
Bir karşılaştırmanın izleyiciler açısından çok aydın-
latıcı olduğunu -bir kez daha- fark ettim.
Trto Yugoslavya'nın birliğinı, etnik farklılıklann ku-
rumlaştınlmasına, kültürel özerkliğe bağlamıştı. (Tıp-
kı bize bugün bazı Batılı çevrelerin ve içımızdeki yeni
mandacılann yaptığı telkınler gıbi!)
Atatürk ise Türkiye'nin bırtığini, farklılıklann değil ben-
zeriiklerin kurumsallaştırılmasında aramıştı.
Yugoslavya Trto sonrasında ancak birkaç yıl daya-
nabildi. Aynı ırktan gelen insanlar kan gölünde boğul-
du... Türkiye ise hâîâ ayakta... Hem de, yanm yüzyıl-
dır süren, içten ve dıştan tüm yıkma çabalarına kar-
şın!
Başka bir gerçek de uyancıydı.
Kuzey Irtanda'daki Katolik- Protestan ayrımının gi-
derek aynmcılığa ve kanlı bir savaşıma dönüşmesin-
de eğitim de rol oynamıştı... İki tarafın okullarının ve
eğitimlerinin aynlması da...
Üstelik iki taraf da aynı ırktan olduğu ve aynı dili ko-
nuştuğu halde!
•••
Dönerken uçakta ünlü CIA uzmanı Graham Ful-
ler ile Henri Barkey'in ortak makalesıni -bir kez da-
ha- okudum: "Kürt Sorunu ve Kaçırılan Fırsatlar".
MeğerTürkiye için en büyük fırsat Turgut Özal'mış.
O 1991 'de seçimleri kaybedince, "Türk-Kürt ilişkile-
rinin olumlu gelişımi de ortadan kalkmış" (!)
Ne yapmıştı özal?
İki şey.
Bir... "Federasyonu da tartışalım!" demişti. Ve PKK
ile yandaşlarına "Demek ki dayanırsak olabilir" umu-
dunu vermişti.
İki... Bir Mülkiyeli valinin şu sözlerınde yatan ger-
çeği yaratmıştı:
- Devlet Güneydoğu 'da sadece gündüzleri var, ge-
celenyok!
PKK da, 163'ün kaldırılmasıyla önü açılan şeriatçı
güçler de, Özal ile .. yani Özal sayesinde büyüdüler.
Ozal gitmese Güneydoğu gidıyordu!
Acaba Amerikalı dostlarımız Özal'ı niçin bu kadar
seviyordu dersiniz?
Uyuşturucu
bflançosu kabarık
ANTALYA (Cumhuriyet) - Türkiye'de son üç yılda
yapılan operasyonlarda. 10 ton eroin, 2 ton morfîn ile
32.5 ton esrarele geçirildiği bildirildi. Uyuşturucu imalinde
kullanılan 'asetik asit anhidrit" maddesinin Türkiye'ye.
Suriye, Lübnan ve Bulgaristan üzerinden girdiğine dikkat
çeken uzmanlar, Türkiye'nin. dünya ülkeleri arasında
uyuşturucuyla mücadelede en aktif çalışan ülke olduğunu
bildirdiler. Dünya Gümrük Orgütü, Gümrük Müşteşarlığı
ve BM Uyuşturucu Kontrol Komitesi'nce organize edilen
ve Interpol tarafindan desteklenen Ortadoğu ülkelen için
"Uyusturucu tmalinde Knlllanılan Kimyasal Maddeler"
konulu seminer, önceki gün Antalya Dedeman Otelı'nde
başladı. Ortadoğu ülkeleri üe Türkiye'den 40'a yakın Sağlık
Bakanlığı ile emniyet ve gümrük müdürlüğü kuruluşlannın
yetidlilermin kanldığı toplantmm açüışında konuşan İnterpol
temsilcisi Sean Mahoney. Afganistan ve Pakistan çıkışlı
eroinin vanş noktasının Avrupa olduğunu belirtti.
Uyuşturucu trafığinin din, dil. ırk ve milliyet aynmı
gözetmediğini ifade eden Mahoney, Ortadoğu ülkeleri ve
Türkiye'nin uyuşturucu trafiğinde transit ülke konumunda
olduğunu kaydetti. Dünya Gümrük Orgütü Uzmanı Ercan
Sakada konuşmasında, son >nllarda Türkiye gümrüklerinde
yapılan çalışmalar sonucunda. 1995 yılında 3 bin 457 kilo
eroin, 940 kilo morfîn. 17 bin 500 kilo esrar, 1996 yılında
ise 4.5 ton eroin, 1 ton morfin, 12 ton esrar, 1997 yılında
10 ayhk dönemde de 2 ton eroin, 60 kilogram morfin ve
3 ton esrar ele geçırildıgıni söyledi.