19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 KASIM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBCİP "4EKİM 1997tarihli Cumhımyet Gazetesi'nin 3. sayfasında Aykut KÜÇÜKKAYA mahreçli haberde EMEKLl HAVA YARBAY Burhan BEYAZIT'ın yolsuzluk iddiası izerine Gime O.P. Satış Mağazası Müdürlüğü'nden tayinini istemediği bu tayinin görev sûresinin dolmas'.yla yapılan rutin tayin olduğu sunulan belgelerden anlaşıldıfından haberin bu şekilde düzeltilerek yaymlanması gerekmiştir." Tekzip Isteyen Vekilleri Av. f smail AKARV\RDAR Av. Evrenoz KERMEN • ÇEVRE BAKAM Imren Aykut, ozon tabakasına zarar verici maddelenn kullammının sınırlandınlacagını söyledi. Aykut, Türkiye'nin de taraf oldugu, "'Ozon Tabakasını tncelten Maddelere Dair Montreal Protokolü"nün yaşama geçirilmesi için gerekli önlemlerin ahnacağını belirtti. • 7. CLMHURBAŞKANI Kenan Evren, resim scrgisini gezen Başbakan Mesut Yümaz'a "Hamamda Kızlar" adh taMosu konusunda bilgj verirken, "Kızian hamama toplasaydım. âlem yapb derierdi" dedi. Evren, Yılmaz'a 300 milyon lira değerindeki "Asmah Eski Evler" adh tablosunu armağan etti. • DYP Genel Başkanı Tansu Çiller aleyhine, "şerefsiz onbaşı" sözû nedeniyle, askerliğini onbaşı olarak yapan bir kişinin açtığı tazminat davası, Çorum 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde reddedildi. • ÜYESİ oMuklan kooperatif arazisinin. trilyonluk Hazine arazisi iie takas edildiği haberini yalanlayan Ömer Barutçu ve Nafîz Kurt, "Bunlan yazanlann alnını kanşlanz. Gerekirse vuruşuruz, ama namusumuza, şereflmize söz söyletmeyiz" dediler. • CÛtVIHURBAŞKAM Süleyman Demirel ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Islam Kerimov, ıkı ülke arasındakı ılişkilerin daha da derinleştirilmesı için hazırlanan ortak bildiriyi imzaladılar. Demirel, Roma-Taşkent demiryolu hattınm gerçekleşmesi için proje hazırlandığını açıkladı. • KÖSTEBEK skandalında suçlanan eski İçisjeri Bakanı Vleral Akşener, gece yansı operasyonuyla görevden aîdığı eski Emniyet Genel Müdürii Alaaddin YükseTin, makanunda kalmak için askeri çevreleri dolaştığuıı öne sürdü. • ESKİ RP'Lİ Çevre Bakanı Ziyaettin Tokar'ın basın danışmanlığını yapan Seyit Mehmet Aydoğan'ın sahte üniversite dıplomasıyla devletten kadro aldığı ortaya çıktı. Çevre Bakanı Imren Aykut, Aydoğan'ın bakanlığa sunduğu Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Fakültesi Işletme Eğitimı Bölümü'ne ait geçici mezuniyet belgesının sahte olduğunun anlaşıldığını belirtti. • TEŞEKKÜL ohışturarak 8 kilogram eroinin ticaretini yapüklan iddia edilen Şerif Barak, Mehmet Derviş Kırkdişçioğlu, Davut Uçar ve Ufuk Akyol'un yargılanmasına başlandı. • IŞÇt PARTİSt Oncü Gençlik lstanbul U Başkanı Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Akit gazetesinin dûnkü sayısmda "tP'li Militanlardan Örtülülere Saldın" başlıkJı haberin doğru olmadığını ve provokasyon amacını taşıdığını belirtti. • YARGITAY Cumhuriyet Başsavcıuğı'nca kapatüması istemiyle dava açüan Demokratik Kitle Partisi (DKP) esas hakkındaki savunmasmı Anayasa Mahkemesi'ne verdi • DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, seçim koşuluyla her türlü hükümet formülü önensıne açık olduklannı söyledi. Çatalca ve Şişli'de imar hizmetinden yararlananlar gelişmeleri uzaktan izliyor Âshtürk 'yahnz'kaldıOKTAYEKİNCÎ Şişli Belediye Başkanlığı'ndan ve ANAP'tan istifa eder etmez yeni kocası Orhan Ashtürk'le Fransa'ya " hafta sonu tatiline" giden Gülay Asbtürk, kamuoyun- daki "kaçti" söylentileri arasında yurda dönerken özel uçaktakı ilk açıklamasını şöyle yapıyor: "Si- yasetten yoruldum, arük iş haya- tindayun_"(Millıyet TuncaBen- gin, 17.11.1997). Aslında Gülay Aslıtürk. "si- yaset" dediği belediye başkanlı- ğı görevlerinı de bir tür "iş haya- tı" şeklinde sürdürmüştü. 1994 öncesinde Çataka'da, sonra da Şişlfde yerel yönetimin başınday- ken özellikle "imar" konulann- da değişik iş çevrelennin "yatinm hedefleriy le bütünJeşen" bir bele- diyecilik anlayışı sergilemişti. Bu- nu yaparken de en önemli deste- ğini, olaylann içyüzü yerine renk- li görüntülerini yansıtmaya merak- lı "magazin medyasından" almış- tı... Nitekim Ashtürk'ün birdenbi- re eleştiri odağı halıne gelmesınin ve partisi ANAP'tan bıle sert tep- kiler yükselmesinın temelınde, Şişli'deki imar uygulamalanna yön veren aynı "iş aniaytşı" yatı- yor. Yeni kocasına da rant sağladı- ğı yönündeki iddialar, bu tepkile- rin "patkuna" nedenini oluştu- rurken kimi arazi satışlan \ e imar izinlerindeki "kayırma" suçla- malanda Aslıtürk'ün "güncelsor- gulamakonulanna" oluşturuyor... Oysa ki Gülay Aslıtürk, daha Çatalca Belediye Başkanf yken yine bu tür "ranta dönük" imar uygulamalan yüzünden duyarlı çevrelerin eleştirilenni almış, ör- neğin Mimariar Odası, olaylann üzerine sık sık giderek kamuoyu- na "gerçekkri" açıklamıştı. Ne var ki şimdi Aslıtürk'ün "ipliğini pazara çıkarmak'" için adeta ya- nş haline giren çoğu medya çev- releri, mimarlann bu açıklama- lanna kulak tıkamış, "çağdaş gö- DoğuşHolding'in tarihi Maçka Palas'm yerineiş binası inşa etmesni, eski Başkan Gülay Ashrürk savunmuştu. ÖDP'den Şişli'de protesto Başkan cumagünü seçiliyor lstanbul Haber Servisi - Şişli Belediye Meclisi, Gülay Ash- türk'ün istifasıyla boşalan bele- diye başkanlığına cuma günü kendi içinden yeni başkan seçe- cek. ANAP lstanbul ll Başkanı Erdal Aksoy, ANAP Belediye Meclisi grubuna herhangi bir adayı 'empoze' etmek isteme- diklerini belirterek, "Biz her- hangi bir isim vermeyeceğiz. ANAPgrubundan,sonuna kadar sahip çıkacaklan bir ada>ı belir- lemelerini isteyeceğiz" dedi. ÖDP ilçe örgütünden yakla- şık 50 kişilik bir grup dün Şişli belediye binasının önünde bir eylem gerçekleştirildi. Eylemde bir konuşma yapan ÖDP Şişli İlçe Örgütü Başkanı Aydın Kaşkal, Şişli Belediye- si'nde trilyonlara varan yolsuz- luklanndan salt Gülay Ashtürk'ü sorumlu rutmanın, organize suç örgütlennin suç işlemeye devam etmelerine göz yummak olduğu- nu savundu. Kaşkal, ANAP'hlarkadar Şiş- li Belediye Meclisi 'nde bulunan CHP, DSP, DYP ve RP'lilerin de ortaya çıkan sonuçtan sorumlu olduğunu söyledi. rünümlü" bir bayan belediye baş- kanını başanlı göstermek için her şey yapılmıştı. Medyadaki aynı tutum, 1994 sonrası Şişli Belediye Başkanh- ğı döneminde de "arterak" devam etti. Çünkü Gülay Aslıtürk, artık sadece bir bayan yerel yönetici değil, aynı zamanda "RefabJıBü- yükşehir Betediyesi'ne" karşı da "laiküği ve modernüği savunan" bir başkandı. Bu nedenle imar ko- nulanndaki tartışmalı uygulama- lannı da "abartmamak" gerekir- di. O kadar ki Şişli Karakolu önün- deki küçücük meydana diktiği "dev" büyüklükteki Atatürkhey- kelinin bile, bu oransız ve bulun- duğu mekânla çelişen boyutlarla aslında "abarülmış" bir siyasal gösteri olduğu yönündeki uygar- ca eleştiriler hemen hiç dikkate alınmadı... Benzer şekilde "Şişli 2020" projesinin "İstanbul'un Nâzım Planı'yta çeiiştiğLDİ" vurgulayan açıklamalar da bu Nâzım Plan'ın "Refah'h yönetimce onaylanma- a" nedeniyle fazla rağbet görme- di. Oysa ki Şişli 2020'nin alt baş- lığını oluşturan "kentsel dönü- şüm projea" kavramı. arsa ve ara- zilerin "imar haklannı yüksehe- rek" bölgedeki yapılaşmanın "iş merkezlerine dönüşmesinden" başka bir şey değildi. Vaktiyle Bedrettin Dalan'ın -lstanbul Dün- ya Einans ve Ticaret Merkezi" ola- cak şeklinde savunduğu bu imar anlayışı, şimdi artık "Şişli Dünya FinansveTicaretMerkezioJacak" biçiminde ortaya çıkıyordu. Peki; acaba Gülay Aslıtürk, bütün bu imar hizmetlennde "tek başma"mıydı? Kendisinin yanın- da olan ve "destek veren" hiç kim- se yok muydu? "tsler" hep tek ta- raflı mı yürütülüyordu?. Elbette ki "ha>ir.'" Şimdi Aslı- türk, geniş bir eleştiri ve tepki cephesinin ortasında "yalmz ve cesur" bir bayan politikacı konu- mu sergiliyor olsa bile, daha bir- kaç hafta öncesine kadar çevresi hep "dolu" bir belediye başka- nı ydı. Bugün ise Aslıtürk'ün tartış- ma konusu olan imar hizmetlerin- den yararlananlar, birdenbire ke- nara çekilmişler ve gelişmeleri "uzaktan" izliyorlar. Oysa onla- nn da asıl şimdi ortaya çıkıp, "Baş- kanlanna sahip çıkmalân" ge- rekmiyor mu? Aslıtürk'ün bugü- ne dek kendileri için yaptıklanna hiç değilse "vefeıborçlarını"öde- meleri için tam zamanı değil mi?.. Örneğin Gülay Aslıtürk, Çatal- ca Belediye Başkanıyken "Alman Cniversitesi"nin bu ilçede kurul- ması için en az yatınmcılar kadar büyük bir çaba içerisine girdi. "Arazi bulmak ve imar olanağı sağlamak" görevini üstlendi. Ne var ki "ucuz" bulunan arazi Bû- yûkçekmece Su Havzası'ndaydı ve buraya üniversite kuımak, ls- tanbul'un genel çıkarlanna aykı- nydı. Bu nedenle "yer seçimine" karşı çıktığımızda ise Ashtürk ve yandaşlannın basındaki yanıtlan şu tür başlıklarla veriliyordu: "Bunlar Çatalca'nın düşmanla- ndır_." Gülay Aslıtürk'ün Şişli Bele- diye Başkanlığı sırasında yine ts- tanbul'un genel çıkarlanna aykı- n girişimlerinden birisi de Teşvi- Idyesemtindeki tanhi Maçka Pa- lasbinasının -yıkünıasına" neden olan "iş merkezi'' projesiydi. Tıp- kı belediye meclisine karşı göster- diği "kayıtsızhk" gibi o güne ka- dar koruma Kurulu toplantılan- na da hiç katılmayan Şişli Bele- diye Başkanı, Şişli'deki tarihi bi- nalarla ilgili onca koruma sorunu varken Doğuş Holding'in Maçka Palas değiştirme projesine özel bir önem vermişti. Tarihi apartma- nın arka bahçesine bir "iave blok" izni alabilmek ve ayru apartmanın özgün iç mekânlannın yıkılması- nı kabul ettirebilmek için Koru- ma Kurulu'nu ziyaret eden Gülay Aslıtürk, Kurul üyeleriyle sert tar- tışmalar yapıp geri dönmüştü... Gülay Aslıtürk, 1980sonrasın- da ve özellikle ilk "ANAP ikti- darian" döneminde yürürlüğe gi- ren, belediyeleri bir kent yöneti- mi olarak değil, bir "rant kuru- mu" olarak gören. yağmaya dö- nük imar ve yerel yönetim yasa- larının "hukuksal güvencesi" al- tında bütün bu uygulamalan yü- riittü. Bu nedenle de zaten şimdi bilediyorki; "Benim ANAFıeteş- tirecek hiçbir noktam yoktur_" (Milliyet- 17.11.1997) Yaklaşık2.5 trilyonlukçöp işinin, RPyeyakınlığıyla bilînen özel kuruluşlara verlimesl dikkat çekti Çöp ihalesi 4 pis' kokuyorlstanbul HaberServisi- ls- tanbul Büyükşehir Belediye- si, trilyonluk çöp transfer is- tasyonlannın işletilmesi ve çöplerin taşınması işini ver- diği ve RP'ye yakınlığı ile bilinen Albayrak'lann Topka- pı'daki iş merkezini de 392 milyara istimlak etti. Büyük- şehir Belediyesi'nin, trilyon- luk çöp işini, Devlet thale Ya- sası'nın 71/2a maddesi hıçe sayılarak verdiği Sıstem In- şaat Turizm Seyahat Ltd. Şti'nın sahiplerinden Süley- man Çakır'ın Ahmet Albay- rak'ın bacanağı olduğu ve şirketi kurmadan önce baca- nağının yanında çalıştığı be- lirlendi. lstanbul Büyükşehir Be- lediyesi'nin, 2886 sayılı Dev- let Dıale Yasası'nın 71. mad- desi uyannca, yan şirketi olan ISTAÇ'a devrettiğı yaklaşık iki buçuk trilyonluk çöp ışı- nin RP'ye yakınlığı ile bilinen özel kuruluşlara verilmesi, "kendi >i andaşianna kaynak aktanna" olarak değerlendı- riliyor. Devlet Ihale Yasa- sı'nın, ihale şartlanna bağlı ol- mayan işlerle ilgili maddesi- ne dayanılaraL protokolle bir kamu kuruluşuna devTedilen işin bizzat o kuruluş tarafın- dan yapılmasının yasal zo- runluluk olduğunu belirten uzmanlar, "Önce işin ihale kapsamı dışına çıkanlması ondan sonra da göstermdik bir ihaleyie özel bir kuruluşa verilmesi yasaya karşı hile- dir" değerlendirmesini yapı- yorlar. Belediyenin kendi bü- rokratlan da işin yasal olma- dığını belirterek bu konuda yetkilileri uyardıklannı, işin yasal soruşturma kapsamına ahnması gerektiğini kayde- diyorlar.tstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Ge- liştinne Daire Başkanlığı Iş- letmeler Müdürlüğü'nden De- netim ve Protokol Müdür Yar- dımcısı Yasemin Karaka- ya'nm, 24 Eylül 1997 tarihli uyan yazısında işin özel ku- ruluşlara verilmesinin yasal ohnadığına dikkat çekiliyor. lstanbul Büyükşehir Bele- diye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Öz- kal Yka'nin konuyla ilgili soru önergesıne. RP'li Meclis Başkanvekili Ali Müfit Gür- tuna verdiği yanıtta, işin emek ağırlıklı kı- sımlannm taşeron rıımalara ihaleyle veril- diğini ancak ihalenin Albayrak fırmasına de- ğil. Sistem Inşaat Turizm Seyahat Ltd. Şti. ile Günaydın Kardeşler Seyahat Ltd. Şti'ne verildiğini belirtti. lstanbul Büyükşehir Be- lediyesi 'nın, Topkapı'da yürüttüğu istimlak çalışmalan kapsamında, Albayrak İş Mer- kezi ve RP'nın yayın organı olarak bilinen Milli Gazete'nin bulunduğu yerleri çok yük- lstanbul Büyükşehir Bekdiyesi'nin, TopkapTda yürüttüğu istimlak çahşmalan kapsanunda, Albayrak İş Merkezi ve RP'nin yayın organı olarak bilinen Milli Gazete'nin bulunduğu yerleri çok yüksek hyarJarla istimlak ettiği öne sürüldü. (MEHMET DEMİRKAYA) TUCSAS Üst düzey yönetim görevden alındı CEMİL CİĞERİM SAMSUN-Kınkkale'deki petrol rafınerisinden son iki yıl içinde Türkiye Gübre Sanayıi Anonim Şirketi'nin (TÜGSAŞ) Samsun tesislerine taşınan 31 bin ton fueloilden 5 bin 300 tonunun su cık- ması üzerine başlatılan soruşturma sürüyor. TUG- SAŞ Genel Müdürii Tamer KaramoUaoğlu ile iki yardımcısı görevden alındı. KaramoUaoğlu, ku- rumdaki yolsuzluğun 4 tnlyon değil 130 milyar olduğunu öne sürdü.TÜGSAŞ'ta ortaya çıkanlan ve 15 kişinin tutuldanmasına yol açan petrol vur- gunu olayında yeni bir gelişme oldu. TUGSAŞ'a petrol yerine su pompalanması olayıyla ilgili sür- dürülen soruşturma nedeniyle kunımun Sam- sun'daki genel müdürii Tamer KaramoUaoğlu ile idari genel müdür yardımcısı tsmetAksoy ve tek- nik genel müdür yardımcısı trfan Başer görevle- rinden alınarak Ankara'ye uzman olarak görev- lendirildileT. TÜGSAŞ'ın Samsun'daki tesisleri- nin genel müdürlüğüne Mehmet Üzer vekâleten atandı. Görevden alınan genel müdür Tamer Ka- ramoUaoğlu, TÜGSAŞ depolanna fueloil diye 5 1300 ton suyun pompalanması olayında kunı- mun zarannın 4 trilyon değil, 130 milyar lira ol- duğunu öne sürdü. Şirke !».••*: sek fiyatlarla istimlak ettiği öne sürüldü. lstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanhğı'ndan alınan bilgiye göre. Al- bayrak İş Merkezi 392 milyar liraya bele- diye tarafindan istimlak edildi. Aynı bölge- deki Ulusoy'un yennin 517 milyar liraya, To- yota'nın yerinin de 104 milyar liraya istim- lak edildiği öğrenildi. Belediyenin, bölge- nin yeşil alan ve park olarak düzenlenece- ğini ve bu nedenle de yapılaşmaya kapalı ola- cağını belirten ilgilıler, imara kapalı biryer- de bu istimlak bedellerinin oldukça yüksek gözüktüğünü savunuyor. SektÖrÜ •Rjski en aza indirmenin ! yolu; forfaiting lllltlü •Serbest bölgelerde yer alın, bakıyor kârl| î |kjn Borsanınk bankalardan soruluyor Kiranıza, ören d e ı ^ HER PAZAR BAYINIZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Gerçeğin Neresindeyiz? "- Ben de Kürt kökenli bir Türkûm!.. Ve sizin yak- laşımınızı paytaşıyonım." Yer Almanya'nın Münsterkentiydi. Toplantıyı o böl- genin Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği düzenle- mişti. Konu "Âtatürk'ün UlusçulukAnlayışı veGüney- doğu Sorvnu" idi. Yukandaki tümcelerin sahibi olan genç, sakallıydı. Atatürk ve Kemalizm ile ilgili kitaplanmı imzalatmak için kuyruğa girenler arasındaydı. Münster küçük bir kentti. Kentte oturan Türklerin sayısı pek fazla değildi. Ve toplantıya giriş -derneğin masraflannı karşılamak amacıyla- paralıydı. Ama yaklaşık beş yüz kişilik bir kalabalık vardı. Iç- lerinde çok sayıda din göreviisinin de bulunduğu bir kalabalık... Az rastlanır güneşli bir havada. bir pazar gününün dört saatini kapalı bir salonda geçiren insan- lar... ••• Olay daha çok taze. Birkaç gün öncesine ait. ÇYDD'nin A|manya'da giderek daha etkili olmasın- da Dr. Nuray Örge ile eşı Dr. Çınar Örge'nın büyük katkılan var. Münster Başkonsolosumuz Güneş Altan da son derece bilinçli, birikimlı ve etkın. Sonuç? Giderek kabuğundan çıkan, bir araya gelen, sor- gulayan bir topluluk. Kürt kökenli olduğunu sandığım bir izleyicı parma- ğını kaldırdı: - Biraz da Atatürk'ün Kürtiere verdiği sözden, Iz- mit konuşmasından söz eder misiniz? Geçenlerde başörtülü bir öğrencı de ders çıkışı benzer bir soru sormuştu: - Atatürk Kurtuluş Savaşı öncesinde Kürtiere ba- ğımsızlık vaat ederek desteklerinı almış. Ama savaş sonrasında bunu unutmuş. Doğru mu? Doğru değil! Bir bağımsızlık sözü kesinlikte yok... Osmanlı'nın 1876 Anayasası'ndan 1921 Anayasası'naaynen aktarılmış bazı maddeler var. Bunlardan birisi de bütün bölgeler için bir tür "yerinden yönetim" öngörüyor. Yani yerel yönetimlerin yetkilerinin ileri boyutlarda arttınlması- nı... Izmit'teki basın toplantısında Atatürk'e gelen soru, bu maddenin Kürtiere uygulanmasıyla ilgili... O da Kürtlerin yurdun çeşitli yörelerine dağılmış olduklannı anımsatıyor. Ama maddenin uygulamaya konmasıy- la Kürtlerin de aynı haktan yararlanacaklannı söylüyor. Ne var ki 1924 Anayasası ile birlikte bu madde de tarihe kanşıyor. Genç cumhuriyet, başka biryönetim anlayışını ter- cih ediyor. • • • Dikkat ettim... Toplantıya katılanlann en çok ilgilen- dikleri konulann başında "ulusal kimlik-alt kimlik" ko- nusu geliyordu. Atatürk, yirmi etnik kökenden insanı bir "ulusal kim- lik" altında buluşturmaya çalışmıştı. Bu aynı zaman- da, aynı topraklar üzerinde yaşayan insanlar arasın- da bir "biz" duygusunun, bir dayanışma duygusunun yaratılması demekti. Ve o olmadan da çağdaşlaşma olamazdı. "Ulusalkimlik"ömeğin "etnikkimliğin" karşıtı de- ğildi... Etnik kimlikleri de ıçeren, tüm alt kimlıklerin bir tür "sentezi" idi. Bir karşılaştırmanın izleyiciler açısından çok aydın- latıcı olduğunu -bir kez daha- fark ettim. Trto Yugoslavya'nın birliğinı, etnik farklılıklann ku- rumlaştınlmasına, kültürel özerkliğe bağlamıştı. (Tıp- kı bize bugün bazı Batılı çevrelerin ve içımızdeki yeni mandacılann yaptığı telkınler gıbi!) Atatürk ise Türkiye'nin bırtığini, farklılıklann değil ben- zeriiklerin kurumsallaştırılmasında aramıştı. Yugoslavya Trto sonrasında ancak birkaç yıl daya- nabildi. Aynı ırktan gelen insanlar kan gölünde boğul- du... Türkiye ise hâîâ ayakta... Hem de, yanm yüzyıl- dır süren, içten ve dıştan tüm yıkma çabalarına kar- şın! Başka bir gerçek de uyancıydı. Kuzey Irtanda'daki Katolik- Protestan ayrımının gi- derek aynmcılığa ve kanlı bir savaşıma dönüşmesin- de eğitim de rol oynamıştı... İki tarafın okullarının ve eğitimlerinin aynlması da... Üstelik iki taraf da aynı ırktan olduğu ve aynı dili ko- nuştuğu halde! ••• Dönerken uçakta ünlü CIA uzmanı Graham Ful- ler ile Henri Barkey'in ortak makalesıni -bir kez da- ha- okudum: "Kürt Sorunu ve Kaçırılan Fırsatlar". MeğerTürkiye için en büyük fırsat Turgut Özal'mış. O 1991 'de seçimleri kaybedince, "Türk-Kürt ilişkile- rinin olumlu gelişımi de ortadan kalkmış" (!) Ne yapmıştı özal? İki şey. Bir... "Federasyonu da tartışalım!" demişti. Ve PKK ile yandaşlarına "Demek ki dayanırsak olabilir" umu- dunu vermişti. İki... Bir Mülkiyeli valinin şu sözlerınde yatan ger- çeği yaratmıştı: - Devlet Güneydoğu 'da sadece gündüzleri var, ge- celenyok! PKK da, 163'ün kaldırılmasıyla önü açılan şeriatçı güçler de, Özal ile .. yani Özal sayesinde büyüdüler. Ozal gitmese Güneydoğu gidıyordu! Acaba Amerikalı dostlarımız Özal'ı niçin bu kadar seviyordu dersiniz? Uyuşturucu bflançosu kabarık ANTALYA (Cumhuriyet) - Türkiye'de son üç yılda yapılan operasyonlarda. 10 ton eroin, 2 ton morfîn ile 32.5 ton esrarele geçirildiği bildirildi. Uyuşturucu imalinde kullanılan 'asetik asit anhidrit" maddesinin Türkiye'ye. Suriye, Lübnan ve Bulgaristan üzerinden girdiğine dikkat çeken uzmanlar, Türkiye'nin. dünya ülkeleri arasında uyuşturucuyla mücadelede en aktif çalışan ülke olduğunu bildirdiler. Dünya Gümrük Orgütü, Gümrük Müşteşarlığı ve BM Uyuşturucu Kontrol Komitesi'nce organize edilen ve Interpol tarafindan desteklenen Ortadoğu ülkelen için "Uyusturucu tmalinde Knlllanılan Kimyasal Maddeler" konulu seminer, önceki gün Antalya Dedeman Otelı'nde başladı. Ortadoğu ülkeleri üe Türkiye'den 40'a yakın Sağlık Bakanlığı ile emniyet ve gümrük müdürlüğü kuruluşlannın yetidlilermin kanldığı toplantmm açüışında konuşan İnterpol temsilcisi Sean Mahoney. Afganistan ve Pakistan çıkışlı eroinin vanş noktasının Avrupa olduğunu belirtti. Uyuşturucu trafığinin din, dil. ırk ve milliyet aynmı gözetmediğini ifade eden Mahoney, Ortadoğu ülkeleri ve Türkiye'nin uyuşturucu trafiğinde transit ülke konumunda olduğunu kaydetti. Dünya Gümrük Orgütü Uzmanı Ercan Sakada konuşmasında, son >nllarda Türkiye gümrüklerinde yapılan çalışmalar sonucunda. 1995 yılında 3 bin 457 kilo eroin, 940 kilo morfîn. 17 bin 500 kilo esrar, 1996 yılında ise 4.5 ton eroin, 1 ton morfin, 12 ton esrar, 1997 yılında 10 ayhk dönemde de 2 ton eroin, 60 kilogram morfin ve 3 ton esrar ele geçırildıgıni söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle