25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 KASIM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZt YAZI 13 alttakilerin öıüenemez yiikselişi' Kuzey/Batı Avrupa Kara/Demir Yollarında CUNEYT AKALIN m ^ aha kırk yıl bile olmadı. M ^ ü k giden gruplan orta m Byaşlılar gayet iyi anım- m M sıyorlar. Alman doktor- M - ^ lar tarafından tepeden tırnaga muayene edilmiş, Sırkeci Ga- n'ndan törenle uğurlanmışlardı di- yar-ı gurbete... Çofu başlarda ma- den işçiliği gibı, Almanlann yapmak istemedikleri işlerde çahştılar, "ağır işçi'Mik yaptılar, çöpçülük vb. gibi toplumsal statüsü düşük işlere girdi- ler. Şimdi 3. kuşağın sorunlan tartışı- lıyor. Ancak bu kuşağın sorunlanna gelmeden önce, şunu söylemek ola- sı. Genel olarak bakıldığında Türk- ler artık "en alttakiler" olmaktan çıkmışlar. Her yerde açık seçik gö- rûlebiliyor bu. Türkler günümüzde başka kimliklerle karşımıza çıkıyor- lar. En çok bilineni. ûzerinde en çok dunılanı, ginşimci kımliğı. Faruk Şen'ın yönetimindeki Türk Araştır- malar Merkezi'nin verilerine göre "Almanya'da her yıl iki binin iize- rinde Türk kendi işini kuruyor. 2000 yılında patron Türklerin sa- yısı 50.000, 1 yıllık cirosu toplam 50 milyar markı aşacak." (Milli- yet, 18 Temmuz 97) Alman-Türk Işa- damlan Derneği'nın yaptığı araştır- maya göre "Günümüzde 42 bine yakın Türk kendi işinin sahibi. Bu kişiler aralarında Almanlann da bulunduğu 162.000 kişiyi istihdam ediyorlar. Türk patronlannın yıl- lık yatırımları 9 milyar markı, yıl- lık ciroları 35 milvar markı bulu- yor" (MilliyeO. Ginşimci sayısının 2000 yılında 50.000'e ulaşacagından söz ediliyor. Üniversitelerde görev alan öğretim elemanlannın, üniveT- site öğrencilerinin sayısı istikrarlı bir biçimde artıyor. Bana da bunlar çok önemli imiş gıbi geliyor. Türkıye Araştırmalar Merkezi'nin verilerine göre Alman üniversite ve yükseko- kullannda okuyan Türklerin sayısı 60'h yıllarda 2000'in altındaydı ve he- men tümünü Türkiye'den gelen öğ- renciler oluşruruyordu. 70"li yıllarda yükseköğrenimdeki öğrenci sayısı artmayabaşladı. Tûrk ögrencilerinin sayısı 9O'lı yıllarda 10.000 sınınnı aştı, 1997'de 21.000'e ulaştı. (Bkz. Tablo) Dr. Şen, 2005 yılında 40.000'in ûzerinde Türk gencinin Avrupa üni- versitelerinde okuyacağını belirtiyor. Yükseköğrenimdekı Türk öğrenci sa- yısı yeterli görülmeyebilir, ama bu- nun geçmiş yirmi yıla göre belirgin bir artış gösterdiği apaçıktır. Orta sınıfın örgütlenmesi "En alttakiler" ortalara yöneliyor- lar. Üstelik bunu lcısmen gettolarda, kendi mahallelerinde, kısmen kentin göbeğinde Avrupalılarla iç içe gerçek- leştiriyorlar. 42.000 iş sahibi Türk yaklaşık 160.000 kişiye iş olanakla- n sağlıyorsa, bu genel olarak "küçük işletme" demektir. Ancak bunun yi- ne de bir "sınıf atlama" olduğu in- kâr edilemez. Zaten Türkiye Araştır- malar Merkezı'nın ötekı verileri de bu tespıtı doğruluyor: Buna göre 1970'lerde yüzde 85'i işçi olan Türk nüfusunun günümüzde sadece yüz- de 30'uişçi statüsünde. Diğerbırde- yişle Türkler işçılikten küçük mülk sahipliğine geçiyorlar. Almanya'da son yıllarda Türk top- lumunun örgütlenmesinde kendisini hıssettirmeye başlayan bir başka top- lumsal kesim de genel olarak "orta sınıf" olarak adlandınlan ve Türk MKyrtaTirk Yıllar 1975 1980 1985 1990 1994 1996 1997 Ivbşı Sayı 4208 6542 9215 12816 14500 19317 21000 Kaynak: TürkiyeAraştır- malarMerketi, Essen 1997 toplumunun fîkri potansiyelini de üstlenen memur, mühendis, yükseko- kul öğrencisı - mezunu ve akademis- yenler gibi kesimlerdir. Düşündürücü olanı, Türkiye Cum- huriyeti'nin Kürt kökenli yurttaşla- nnın durumu. Türk kahveleri ile Kürt kahveleri, Türk mahalleleri ile Kürt mahalleleri, ne yazık ki aynlmaya yüz tutmuş. Ömeğüı Brüksel'de Türk- ler Scharbeek'de yaşamaya devam ederken, Kürtler Saint-Joss'a kay- mışlar. Almanya'ya giden ilk kuşak, sanatkâr işçilerden oluşuyordu. Bu kuşak çalıştı çabaladı. dişinden tıma- ğından arttırdığını bir kenara koydu, biriktirdi. Büyük bölümü tasarrufuy- la geri döndü. bir bölümü ise Alman- ya'da kalarak sosyal derneklerde. sen- dikalarda, kültürel-toplumsal etkin- liklerde başı çekti. tkinci kuşak büyük bir kültürel buhran yaşadı. Iki toplum arasında sı- kıştı kaldı. Türkçesi bozuk Türkler- den oluşan Almanlann küçümsedıği, dışladığı bir kuşaktı bu kuşak. Kafa- lar kanşıktı, Almanya giderek bir el kapısı olmaktan çıktı, çekim merke- zihalinegeldi. Almanya'daki Türk- ler için esas dönüm noktası, Federal hükümetin 1974'te çıkardığı "aile birleşimi yasası" oldu. Bu yasa, ya- bancı işçilerin eşlerine ve 18 yaşına girmemiş çocuklanna Almanya'ya gelme olanağım tanıdı. Almanya bu kez fazlalıktan şikâ- yetçi oldu. Tersi birçalışma başlatıl- dı. 1983 yılında gerçekleştirilen "ke- sin dönüşü özendirme yasası'" so- nucunda 100.000 kişi Türkiye'ye dön- dü. Ancak bu geri dönüş kısa sürede durdu. Almanlann yaptıklan araştır- malar bu gen dönüşün duruşunu açık bir biçimde ortaya koyuyor. Araştır- malara göre geri dönenlerin yüzde 91 'i mutsuzdu ve Almanya'ya dön- mekistiyordu. Kendisi Alman, Fran- sız, Hollandalı olan, bu ülkelerde do- ğan, ancak Türk adı taşıyan, Türki- ye ile yoğun ilişkilerini sürdüren aı- lelerden doğan, ancak Türkçe bilme- yen bir kuşak doğdu. Bu kuşağa 3. ku- şak diyoruz. Federal Almanya Par- lamentosu'jıun Yeşiller kanadının üyesi Cem Özdemir. bu ınsanlann en tipik örneklerinden bıri. Çifte uyruk- lu, küpeli, genç, iyi eğitim görmüş, Türkçesi hafifçe Almancaya çalan bir ınsan Özdemir. Cem Özdemir bir partının yönetim kuruluna gırerek hem Alman tarihınde bir say- fa açtı. hem de buradaki Türklerin önünde yeni bir ufuk açıldı. Frankfurt yeni meclisinde görev yapan Yal- çın Dal, Kopenhag Beledi- ye Meclisi'ne seçilen Bat- tal Tanrıkulu 3. kuşağın öteki temsilcileri. Türk ana-babalar bu ko- nuda baştan beri sıkıntı çe- kiyorlar. Türkiye Araştırmalar Mer- kezi'nden Güray Öz'ün "Federal Almanya'daki Türk Vatandaşlan- nın Sosyo- Kültürel Konumlan" makalesinde işaret ettiği gibi, 70 ve 80'li yıllarda Türk ana-babalann en büyüİc sorunlan çocuklannın okul öncesi eğitimi idi. Türkiye'de okul öncesi eğitim kavramının olmaması ve anaokullannın önemlice bir bölü- münün Protestan ya da Katolık kili- sesi tarafından işletilmeleri, çoğu Türk aileyi çocuklannı okula gön- dermemeye itiyordu... Çözümü zor sorunlar, Islamcılar ve Türkçülerin elinde kolayca çözü- me ulaşıyor. Onlara göre çare kapan- maktır! Yabanci bir ülkede, o ülkenin mad- dı, manevi değerlerinin egemen ol- duğu bir ortamda. kimliğini koruma konusunda zorlanan yabancı, ılk kez bilinçsiz olarak geleneğe, göreneğe, inançlara ve diline tutunmakta, gi- derek tutunduğu dalın köklerini arar- ken deneyimler ve bulgularla daha bi- linçli bir arayışa yönelmektedir. Sosyolojik olarak bakıldığında ls- lamcılann başlıca özelliği cemaatçi olmalandır. "Gâvur ellerde" bir yandan çalışırken, bir yandan da ken- di kültürel kimliklerini korumak için kapanmak, İslamcılann çözümüdür. Islamcılar "gâvurlarla" ilişkilerini en alt düzeye ındirerek ve bu ilişki- leri "iş" ile sınırlı tutarak bu dalga- nın dışında kalmaya çalışıyorlar. Al- tında alışveriş olanaklannın, öteki Türk dükkânlannın ve tıcarethanele- rinin bulunduğu bir caminin çevre- sinde örgütlenmeyi savunuyorlar. As- lında bu tip örgütlenmeyle Türkleri hem "Hıristiyan Avrupalı'*lardan hem de öteki Müslüman topluluklar- dan kopanyorlar. Türkçüler. Türk- leri "milliyetçi-muhafazakâr" duy- gularla örgütlemeye çalışıyorlar. An- cak yarattıklan fikri temel. kaçınıl- maz olarak "Batı/Avrupa" düşman- lığı temelinde yükseliyor ya da bu yönde eğilimlertaşıyor. Son yıllarda Kürt aynlıkçılığına karşı çıkarak ken- dilerine bir toplumsal işlev yaratma- ya çalışıyorlar. Türkçüler de tslam- cılar gibi yabancılarla ilişkilerini sı- nırlandırarak, kurduklan "hemşeri dernekleri"ni pekiştirerek ve kendi- lenni hemşen kültürünün dar çerçe- vesinin içine hapsederek varlıklannı korumaya çalışıyorlar. Görebildiğım kadanyla ne "uy- gar Avrupa" ne de sorunlara duyar- lı Türk çevTeler bu soruna makul bir çözüm bulabilmışler. 3. kuşağın so- runlan çözüm bekliyor. Sürecek AYDINLANMA ATEŞÎ tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Cumhuriyet okurlarından Aziz Nesin Vakfi 'na vyaret Kuşadası Cumok, "Cumhuriyet okumak; Mustafa Kemal'e sahip çıkmaktır" derken, Kuşadası Eğitim ve Geliştirme Vakfı M. SunuUah Ansoy Kütüphanesi de 1997'denbaşlayarak Cumhunyet gazetesinin koleksiyonunu yapıyor. Izmir/Karşıyaka Cumok "Bugün yeniden Manısa'ya gidiyoruz. Yargılanan gençlerin yanında olacağız. Aynca bugün saat 19.00'da Ege Sanat Merkezi ile ortaklaşa düzenlediğimiz söyieşimiz var. Konu; 'tzmir Resimleri-I'. Her ay bir bölüm şeklinde devam edecek programımızda konuşmacı: Dinçer Sezgin. Adres: 1721 Sok. No. 20 Karşıyaka. TRT'nin açtıgı, Cizre Vali Kâmil Acun Ilköğretim Okulu'na yardım kampanyasına katılıyoruz. Poşetlerimiz gönderilmek üzere hazır. 21 Kasım'da, amatör Lokomotif Tiyatro Grubu'nun sergilediği Aziz Nesin'in 'Çi-Çu' adlı oyununa gidiyoruz. 28 Kasım'da Karşıyaka Devlet Tiyarrosu'na gidiyoruz. Oyun: 'Cengiz Han'ın Bisikleti' Her iki tiyatro için iletişım: 0.232.323 27 25 - Nilgün Aydıntan ' tzmir Buca Cumok "Izmir-SODEV ile birlikte düzenlemiş olduğumuz, gazetemiz yazan Mustafa Balbay'ın gerçekleştireceği 'Medya Demokrasisi' konulu söyleşi 21 Kasım'a ertelenmiştir, duyurulur. Söyleşi Buca Eğitim Fakültesi Konferans Salonu'nda saat 13.30-15.30 arasında yapılacaktır. Tüm Cumok'lan ve öğrencileri bekliyoruz." Kuşadası Cumok "Her ayın ilk pazar günü olan Aylık Toplantılanmızı, bu defa 10 Kasım'da Balıkhane karşısındaki Santral Kafetarya'da yaptık. 10 Kasım'da Anıtkabir'e gideraedik; ancak, Kuvayi Milliye ruhunu canlı tutacak ve şahsımıza yaraşır bir toplantı düzenledik. 'Cumhuriyet okumak, Mustafa Kemal'e ve onun devrimlerine sahip çıkmaktır' görüşünde birleşerek yaptığımız ve Kuşadası ADD ile ÇYDD, KEGEV ve KÜKSAD yönetici ve üyelerinin de katıldığı toplantımızda; Mustafa Kemal'in devrimci ve antiemperyalist kişiliği ile gerçek bir halk lideri kimliği üzerine konuştuk. '20. Cumok Toplantısı', 7 Aralık'ta Balıkhane karşısında Santral Kafeterya'da gerçekleşecek. Kuşadası Eğitim ve Geliştirme Vakfi M. SunuUah Ansoy Kütüphanesi, 1997 tarihinden başlayarak, Cumhuriyet gazetesinin koleksiyonlannı (ekleriyle birlikte) yapmaktadır, KEGEV'e teşekkür ediyoruz." Bakırköy Cumok "Gericılerin, çetelenn değil Atarürk'ün temellenni attığı, çağdaş, laik hukuk sisteminin geçerlı olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkma mücadelesınde. bütün sivil oluşumlann ıçinde bulunmaya devam ediyor, bu kapsamda Ankara Cumok'un bıldirisine katılıyoruz. 10-11-12 Kasım'da, Yunus Emre Kültûr Merkezi"nde Tnıva Folklor Araştırmalan Derneği'nin organize ettiği 'Atatürk Kitaplan Sergisi'ne katkıda bulunduk. Cumhuriyet ögrencilerinin yakasına Atatürk rozeti takarken yüzlerine yansıyan mutluluk bizi de mutlu etti. 'Yeditepe Oyuncuları'nın 'Küheylan' oyununa gidişi organize etmek için toplantımızı erkene aldık, bugün saat 19.00'da Truva Folklor Araştırmalan Derneği'nde toplanıyoruz. Bu organızasyondan elde etmeyi düşündüğümüz gelir ile belirleyeceğimiz yerlere 'Cumhuriyet Aboneliği' sağlamayı amaçlıyoruz." Nesin Vakfı'na ziyaret "Bu haftasonu Aziz Nesin'in doğum günü. Biz O'nun doğum gününü. kurucusu olduğu Nesin Vakfi'nı ziyaret ederek, burada kalan çocuklarla birlikte kutlamaya gidiyoruz. 23 Kasım'da sabahtan gerçekleştireceğımiz Vakıf ziyaretinden sonra, çocuklann bir kısmını da yanımıza alarak Istıranca Ormanlan'nda yaklaşık 3 saatlik bir doğa yürüyüşü ve ateş başında piknik yapacağız. Yürüyüş parkuru herkesin rahatlıkla yürüyebileceği bir parkur olup, orman içi patika biçimindedir. Tırmanış, dere geçişı gibi zorluklan yoktur. Ozellikle ormanda yürümeyi sevenler için ideal bir yürüyüş yolu biçimindedir. Aracımızm hareket yer ve saatlerini öğrenmek ve kayıt yaptırmak için 0.216.385 16 18 - Hakan Kıyat numaralı telefon günün her saati aranabilir. Araç kiralanması ve kumanya hazırlığının tamamlanması için son başvuru 21 Kasım akşamına kadardır. Vakfa gelirken yeni ve veya yıpranmamış durumdaki.çocuk giysilerini de yanınızda getirebilir ve/veya Vakfa doğrudan parasal bağışta bulunabilirsiniz." KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI \ ü HARBİ SEMtH POROY BULUT BEBEK MJRAYÇIFTÇI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Kasım UNCOLN'IN ÜNLÛSÖYLEPL 18İ3'TE BU6ÜU,AM£RitCA ABKAHAM LINCOLAI ÇUNKJIH) &ÜYÛK 8ÜZ SÖYLEV V£RDİ. AMEdİKAfJ İÇ SAVA$t SU- RERKEN, MENÜZ 4- Ay ÖNCE, KJJZ£YLİL£- RİN KÖCECİ GÜNenJL£& YEN&Si GETTYSSUKG'OA VAPILAN KONUÇMA COŞZUYLA t&HZŞILANMrÇn. LINCOLN, AME&KA Sİ&LEŞİK D£Vl£TLE- 0 'N/U İMSANLABJ DOSüÇTAN EpT KA- BUL ETT(&İfiJİ;ÖZ.GÜRUÜĞÜN Y£NİP£N CANLAUACAS/Ut •BU ŞAVAÇlN DA,DEMOIt- G4TIIC 8i>Z YÖNETÜMİN KU&JLMASl İÇİU VERİU>igiUİ ANIATMIÇTI. Solda, Linookt 'm el yzısıyla *6eHysburg AtUreSS" söı/letrttm bir lâslümü göı-ütüyar. ÇALIŞANLARIN/SORULARI SORUNLARI YILIV1AZ ŞİPAL 4 Eşim ve ben küçük bir işyeri açtık' SORU: 1975 yılında bir kamu kurumunda memur ola- rak göreve başladım. 1987 yılı sonuna kadar bu kurumda Emekli Sandığı kapsamında çalıştım. Görevden ayrılırken keseneklcrimi geri almadım. 1988 \ılı başında eşim ve ben küçük bir işyeri açtık. Bu işyerinde ben işveren, eşim ise si- gortalı olarak çalışmaya başladık. Bütün vergi kayıtlan benim adıma yapıldı. Bu iş\erini bir yıl yedi ay götiirebil- dik. Yeterli olmayan bir sermaye ile işyeri açmamız. bizi bu kaçınümaz sona gerirdi. İşyerini kapattık \e vergi dairesin- deki kaydımı hemen sildirdim. Yergi dairesindeki kaydımı sildirdikten sonra, Bağ-Kur'a kaydımı sildirmeden prim- lcrimi düzenli olarak yatırdını. 1990 yılında yeniden eski çalıştığım kamu kummuna geri döndiim ve Emekli San- dığı'na kesenek ödemeye başladım. 20 yıltık siirc içinde 7.200 gün toplam prini (Bağ-Kur ile birlikte) ödediğim inancı ile emekli olmaya karar verdim. Bağ-Kur'da geçen süreyi, Emekli Sandıgı'na aktarmak için Bağ-Kur'a baş- vunıda bulundum. Bağ-Kur'a yaptığım başvuru üzerine, işveren olarak vergi dairesine kayıtlı süre dışında kalan sü- renin, sigortalı süre olarak kabul edilmediğini, istersem primlerimi geri verebileceklerini söy lediler. Bu işlemin ne- denini sorduğumda, isteğe bağlı sigortadan yararlanabil- mek için. zorunlu sigortaulık sona erdiğinde, yazılı başvu- ruda bulunmak gerektiğini söy lediler. Vergi kaydımı sildir- dikten sonra yatırdığun primler geçersiz mi? (R.Ç.) YANIT: Bağ-Kur Yasası'nm 25. maddesinde, Bağ-Kur zo- runlu sigortalılannın hangi durumlarda sıgortalılıklannın so- na ereceği açıklanmıştır. Bu açıklama ile: "a) Gelir vergisi mü- kellefi olanlann, mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdiklen, b) Gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kay- dı bulunmayanlar, Esnaf ve Sanatkâr sicilinden veya kanun- la kurulu meslek kuruluşlanndaki üye kayıtlannın sılindıği, c) T.C. Emekli Sandıgı'na tabi olarak çalışmaya başlayanla- nn, emekli keseneğı kesılmeye başladığı, (...) tarihten itiba- ren sigortalılıklan sonaerer." Vergi kaydmızı sıldırdiğınız ve gelir vergisi yükümlülüğünüzün sona erdıği tanhte, yasa ge- reği Bağ-Kur sigortalılığınız da son bulmuştur. Bağ-Kur Ya- sası'nın 79. maddesi ile getirilen "isteğe bağlı sigortanın hangi esaslar dairesinde yapılacağı", 5 Ağustos 1988 gün- lü Resmı Gazete'de yayımlanan, "İsteğe Bağlı Sigortalılık Yönetmelığı"nde açıklanmaktadır. Yönetmeliğın 4. madde- sine göre: "a) Ev kadınlan. b) Türkıye'de ikamet eden Türk asıllı ya- bancı uyruklular, c) Herhangi bir sosyal güvenlık kuruluşuna tabi olmayanlar. d) Yurtdışındaki vatandaşlann yanlannda bulunan ve herhangı bir işte çalışmayan eşlen, e) Bağ-Kur'a tabi mecbun sigortalılık nıtelığinı kaybedenler, isteğe bağlı sigortalı olmak hakkından yararlanabılırler." Yönetmeliğın 6. maddesi ile isteğe bağlı sigortadan yararlanabılmek için, ya- zılı başvuru koşulugetınlmıştır. "Bağ-Kur'a tabi mecbun si- gortalılık nıteliğıni kaybedenlerden isteğe bağlı sigortalı ol- mak isteyenler dilekçe ile. isteğe bağlı olarak ilk kez Bağ-Kur sigortalısı olmak isteyenler. Bağ-Kur'a isteğe bağlı sigortalı giriş bildirgesı ile müracaat ederler.'" Kısaca, yasanın 79. yö- netmeliğin 6. maddesıne göre. Bağ-Kur'a isteğe bağlı sıgor- tasından yararlanabılmek için yazılı başvuru gereklidir. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDAN SAĞA: 1/ Birçeşıt ta\ la oyu- nu. 2/ Tuzağa düşü- rülen şe\... Bir erke- ğın nikahsız olarak 2 aldığıcanye.3/Tat- sız ve çok konuşan... Derviş selamı. 4/ Sı- kıntı verme. üzme... Elli şınıklık tahıl öl- çeği. 5/ Adlan sıfat yapmakta kullanılan 6 biryapımekı... Çok güzel, latif, hoş. 6/ Tuna Irmağı'nda kullanılan, altı düz ve kürekle yürütûlür 9 bir çeşıt yolcu kayı- ğı... Hayvanlara vurulan dam- ga. 7/ Eskı dilde su... Yemin. 8/ Deri ile kaplı bir çeşit Es- kimo kayığı... tspanyollann sevinç ünlemi. 9/ Bir nota... Tahıl tanesını yabancı nes- nelerden ayıraıaya yarayan döner kalburlu araç. YUKARIDANAŞAĞIYA: 6 1/ Geniş bir görüş açısı sağ- lamak için yüksek bir yere g yapılan bahçe köşkü... Akıl. Q 2/Muşmulayabenzerbirye- " miş... Liflen dokumacılıkta kullanılan bir bitki. 3/ Küçük ya- pılı bir kanguru cınsı. 4/ Bir renk... Yabanıl hayvan bannağı... Yiyecek bulamayan, yoksul kimse. 5/ lnsanoğlu... Güzel ötüş- lü küçük bir kuş. 6/ Kumru. 7/ " — ettiler turnalara, kazlara" (Pir Sultan Abdal)... Tantal elementinin simgesi... Jokeylerin giydiğı kenarsız başlık. 8/ Eskiden mürekkebi kurutmakta kul- lanılan çok ince kum... Bir soru sözü... Bir nota. 9/ Açık kapı ve pencereler arasında oluşan hava cereyanı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle