Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 EKİM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
KISA... KISA...
İTÜRKİYE
G«ıç
| Işadamlan
Derneği
(TÜGLAD)
taraûndan hazuiaülan
"Enflasyon" raporunda,
enflasyonun, gelişmiş
ülkeierin yanı sıra birçok
getişmekte olan ülkenin de
gündeminden çıknğı
belirtilerek Türtdye'nin,
enflasyon konusunda
gerekli yapısal reformlan
hızla gerçekleştirmesi
rektiği açıklandı.
ASYA-Pasifikülkeleri
piyasalanndaki
dalgalanmalar devam
ediyor. Singapur Dolan'nın
ABD Dolan karşısındaki
değeri son 3.5 yılın en
düşük düzeyine indi.
Tayland'da ise ekonomik
sorunlar nedeniyle halkın
gösterileri sürüyor. Bu
arada Singapur.
Endonezya Merkez
Bankası'na fon akıtmayı
planlarken Güney Kore de
bankalara devlet yardımı
yapıyor.
• GÜNEYDOGU'da
bankalar kredi konusunda
avuçlannı açmıyor.
Diyarbakır TSO Yönetim
Kurulu üyesi Şehmuz
Diken'in yapüğı
araştırma\a göre bankalar,
böigede topladıklan
mevduatın en fazla yüzde
30'unu Doğulu
işadamlanna kredi olarak
kullandınyor.
'iBGARANTİ
İBankası;
I Eurobond
Ipiyasasında,
İMerrill Lynch
ve Union Bank of
Svvitzerland önderliğinde
beş yıl vadeli 350 milyon
dolar tutannda, ABD'deki
yatınmcılara satış imkânı
sağlayan tahviller ihraç etti.
•CAP bölgesinden, 1997
Ocak-EvKil döneminde,
ABD'ye, yüzde 2.7
oranında bir arüşla 10.8
milyon dolarlık tanmsal
ürün ihraç edildi. ABD'ye
ihraç edilen ürünler
arasında kuru kayısı,
pamuk ipligi. pamuklu
mensucat, havlu.
antepfisbğı ilk sırada yer
aldı
• EGE Bölgesi'nde,
zeytinyağı rekoltesinin 30
bin ton olraası bekleniyor.
Bu yılki üretimin, geçen
sezon hasadın uzaması ve
ağaclann ilaçlanamaması
nedeniyle gerilediği
belirtiliyor.
• TÜRK Sanayicileri ve
tşadamlan Derneği
(TÜSİAD) ile Kalite
Derneği'nin (KALDER)
ortaklaşa düzenlediği "2.
Kalite Fuan", 12-15
Kasım 1997 tarihleri
arasında yapılacak. Fuar,
tüm ziyaretçi ve
flrmalara açık olacak.
• VAKIF-
LAR Bankası
Genel Müdürü
Hasan
Kılavuz,
bankanın iştiraklerinden
lstanbul'daki Ataköy
Marina. Galleria ve
Holiday Inn'in
özelleştirileceğini ve bu ay
sonuna kaJar satışa
çıkanlacağını belirterek
Vakıflar Bankası 'nın bu
satışlardan 100 milyon
dolar elde edeceğini
bildirdi.
• İNTEL'in, 1997yılının
üçüncü aylık gelirleri,
yüzde yirmi artarak 62
müVar dolar oldu.
Dünyanın en büyük çip
ürcticisi olan firma. Kuzey
Amerika'dan gelen yoğun
taJep ve \IMX teknolojili
Pentium II işlemcilerinin
pazardan hızla kabul
görmesi ile rekor dûzeyde
satış gerçekleştirdL
• TÜStAD'ın
önderliğinde
geçen günlerde
TISIAD "i slAD
Zirvesi"nin başkanlar
kurulu bildirisi kamuoyuna
duyuruldu. Bildiride, sıyasi
partiler ve seçim
sisteminde yapılacak
değişikliklere değinilirken
KOBİ'lerin uluslararası
pazarlarla entegrasyonunun
geliştirilmesi tavsiyesinde
bulunuluyor.
• DIŞBANK'm
Sumitoma Bank
Limited London
önderliğinde
uluslararası
piyasalardan sağiadıgı 45
milyon dolar tutanndaki
sendikasyon kredisi
anlaşması Londra'da
düzeıüenen bir törenle
imzalandj.
• DEMİR-
BANK,
ödenmiş
sermayesini
21.4 trilyona
çıkardı.
Böylelikle banka, bir yıl
içinde sermayesini dolar
bazında yüzde 136
oranında arttırmış oldu.
Genel-lş'in raporunda, kamu kurumlannda çalışan 400 bin işçinin işten atılacağı bildirildi
4
Ozefleştirıne = Işsîz ordusu'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - DİSK'e bağh Genel-lş Sendi-
kası' nın raporunda, özelleştirmele-
rin tümünün gerçekleşmesi duru-
munda kamu kurum ve kuruluşla-
rında çalışan 400 bin işçinin işten
aülacağı bildirildi. Raporda özelleş-
tirmelerle. üretilen hizmetlerin fi-
yatlannın çok yüksek oranlarda art-
tınldığına, sendıkasızlaştırmanın
gerçekleştirildiğine. çalışanlann
ücretlerinin düşürüldüğune dikkat
çekildi.
Genel-tş Sendikası'nın Kamu
Hizmetleri lşçileri Uluslararası Kon-
federasyonu'yla fPSI) gerçekleş-
tirilen eğitim çahşmasına yönelik
olarak hazırladığı özelleştinne ra-
porunda, özel sermayeye ucuz ham-
madde kaynağı olarak kullandın-
lan KJT'lerin bilinçli olarak zarar
ettirildikleri kaydedildi. KlTlerin
1993 yılındaki 23 trilyon 400 mıl-
yar lira olan toplam zararlannın 22
trilyon 800 milyar lirasının banka-
lara yapılan faiz ödemelerinden
oluşruğu belırtildi. Raporda, ve-
nmsiz olduklan gerekçesiyle sa-
tılmak istenen KlT'lerin özelleşti-
rilmesine en kârlı olanlardan baş-
landığına dikkat çekildi.
Genel-lş'in raporunda, kamu iş-
letmelerinde yaklaşık 700 bin ışçi
ve 1.5 milyon memurun çalışüğı,
ancak özelleştirmelerin gerçekJeş-
Fiyat değişimlerinin asgari ücretin
alım gücüne etkisi
1980 Asgan ucretle 1997 Asgari ücretle
JBirimfiyat alınan miktar/kg. Birimfıyat alınan mıktar kg
Ekmek
Rrinç
Patates
Şeker
Limon
Paötcan
Bıber
Yumurta
2.20
7.91
2.91
4.40
0.93
4.65
5.40
18.36
1475
410
1115
736
3488
696
600
176
30.000
100.000
28.000
88.000
170.000
170.000
160.000
259.000
764
222
819
260
134
134
143
88
DİSK'ten asgari ücret araştırması
10 saat işe 1 kilo et
ANKARA (UBA) - Yüksek
enflasyon karşısında kar gibi
eriyen 28 milyon 400 bin liralık
asgari ücretle çalışan işçilerin 1
kilo et alabilmek için 10 saat
çalışmak zorunda olduğu
belirlendi. DİSK Araştırma
Enstitüsü. asgari ücretin satın alma
gücündeki erimeyi hesapladı.
1980 ile 1997 yıllan arasında
örnek alınan bazı ürünlerin birim
fiyatlannın ve asgari ücretle satın
alınan miktarlannın
karşılaştınlması ile yapılan
araştırmada, 1980'de asgari ücretle
105 kilo et alınabilirken 1997'de
asgari ücretin sadece 19 kilo et
almaya yettiği saptandı.
tirildiğı 1990-1996 yıllan arasında
kamu kesiminde çalışan işçi sayı-
sında yüzde 57 oranında azalma
olduğu bildirildi. Raporda, özel-
leştirmenin başladığı 1986 yılın-
dan itibaren Adana, Gaziantep. Af-
yon, Balıkesir, Konya, Bolu, Mar-
din, Niğde. Pınarhisar, Söke, Ün-
ye ve Yunus çimento fabrikalann-
da toplam 8 bin işçinin, TEK'in ts-
tanbul Anadolu yakası elektrik da-
ğıtımını satın alan AKTAŞ'ta 600
işçinin, Çukurova ve Kepez Elekt-
rik'te 1600 işçinin, Petkım Yanm-
ca tesislerinde ve Türkiye Petrolle-
ri Anonim Ortaklığı'nda (TPAO)
600 işçinin işten atıldığı kaydedil-
di. Türkiye Taşkömürü lşletmele-
ri'nde erken emeklilik adı altında
işten atmalann gerçekleştirildiği,
belediyelerde yasanan taşeronlaş-
tırma uygulamalanyla kamu işçi-
lerinin işsiz kaldığı belirtildi. Ra-
porda, "Kamu işçilerinin işten aûl-
masL adaletsiz gelir dağılımını da-
ha da derinleştirecek. issizler ordu-
sunu artnracaktır" denıldı.
Özel sektörde çalışanlann yüz-
de 94"ünün sendikasız. yüzde
60'ının sigortasız durumda olduğu
kaydedilen raporda, özelleştirme-
nin "sendikasızlaştırmanın araa"
olarak işlev gördüğü vurgulandı.
Raporda ele alınan özelleştirme ör-
neklerinde şu sonuçlar saptandı:
Çttosan: Ankara, Balıkesir. Ptnar-
hisar, Söke ve Afyon çimento ulus-
lararası tekel olan Fransız firması
Societe Cimen Fraçais firmasına
satıldı. Bu fabrikalann yıllık üre-
tim kapasıteleri 7 milyon tondu.
Niğde Çimento Fabrikası Oyak-
Sabancı grubuna, Bartın, Şanlıur-
fa \e Ladik çimento fabrikalan
Uzaniar'a (Rumeli Holding), Sı-
vas ve Çorum fabrikalan Yîbitaş'a
satıldı. Çitosan'abağlı 16fabrika-
nın özelleştırilmesi ile dönemler
içerisinde 2 bin işçi işten atıldı.
Fransız firmasının aldığı fabrika-
lar da 783 işçinin işine son verdi.
Otomobü sanayü: Türk Otomo-
tiv Endüstnsi. Nisan 1993'te Uzan-
iar'a 80 milyar lıraya blok satış
yöntemi ile satıldı. Rumeli Hol-
ding. Türk Otomotiv Endüstrisi'ne
bağlı Motorlu Araçlar Şirketi'ni
kapatarak 447 ışçiyı. tazminatlan-
nı da ödemeden işten attı.
Gıda sanayü: Kars Süt Fabrika-
sı 1986 yüında Taciroglu Pe>san Şir-
ketı'ne 9 yıllığına kiralama yönte-
mi ile verildi. Kars Süt Fabrikası,
Taciroğlu Peysan Şirketi'ne geç-
meden önce 200 olan çalışan sayı-
sı, 12 işçıye indırildi
Havaalanlan hizmet birimi: HA-
VAŞ. ilk olarak satışa çıkanldığın-
da en >üksek teklifı. öldürülen K.u-
marhaneler Kralı olarak bilinen
ÖmerLütfü Topal verdi. HAVAŞta
100 işçinin iş akdı feshedildi.
Bill Gates'in
başı derlteDış Habeıier Servisi -
ABD Adalet Bakanlığı,
Mıcrosoft Firması'nı
Windows'un bilgisiyar
dünyasındaki tekel ko-
numundan yararlanarak,
bilgisayar şirketlerini,
kendi Internet programı-
nı kullanmaya zorlamak-
la suçladı. Microsoft'un
anti-tekel yasalannı ih-
lal ettiği her gün için 1
milyon dolar ödemesi is-
teniyor. ABD Adalet Ba-
kanlığı, bilgisayarlara
Windows ile birlikte oto-
motik olarak, Internet
bağlantı programı "In-
temet Explorer"nin ko-
nulduğunubelirterek, fir-
mayı. 1995 yılında onay-
lanan "Anti-tekel yasa-
lannı ihlal etmek" ile it-
ham ediyor. ABD Ada-
let Bakanlığı Savcısı Ja-
ne Reno, düzenlediği ba-
sın toplantısmda, Micro-
soft Fırması hakkında ge-
nış çaplı bir soruşturma
başlatıldığını söyledi.
Microsoft Başkanı B3
Gates ise şirketinin stra-
tejısini savunarak, .ABD
Adalet Bakanlığı'nın suç-
lamasını reddetti.
Microsoft firmasının
malı yılın ilk üç ayında
663 milyon dolar kâr el-
de ettiği bildirildi. Ge-
çenyıl aym dönemde 614
milyon dolarkâreden fır-
manın bu yıl kâr oranını
yüzde 8 arttmiğı belirlen-
di.
İKV Baskanı
'Değişen
bir şey
yok'
Ekonomi Servisi - tktisadi
Kalkınma Vakfi'nın (tKV)
Lüksemburg ve Brüksel iz-
lenimlerin değerlendiren tKV
Başkanı Meral Gezgin Eriş,
"Avrupa Birliği (AB) -Tür-
kiye iüşkilerinde iki yıl önce
nerede>sek şinıdi de aym nok-
tadayız" dedi.
Aralık ayında Lüksem-
burg'da düzenlenecek AB zir-
vesi öncesinde yaptığı gö-
rüşmelerden olumlu izlenim-
lerle döndüğünü belirten Eriş,
bu gezide daha öncekilerden
farklı olarak tam üyelik için
başvuran ülkelerden Macaris-
tan ve Çek Cumhuriyeti yet-
kilileriyle birer görüşme yap-
tıklannı belirtti. Özellikle
Çek ve Macar yetkilileriyle
yapılan görüşmeleri İKV açı-
sından çok olumlu olarak ni-
teleyen Eriş, 30 yıldır çaba-
layan Türkiye'nin 7-8 yıl ön-
ce başvuran ülkeierin geri-
sinde kaldığını ifade etti.
Eriş. "Çek Cumhuriyeti
ve MacariarAB'ye büyük bir
ciddiyetle, bütün kurumlan
ve kurallanyla haznianmış-
lar. Türkiye'nin bunaitirazet-
meye hakkı yok. Biz 1994 yı-
hnda Rekabet Yasası çıkardık.
Hâlâ tam anlamıvla işlerttk
kazandıramadık. ÇekCum-
huriyeti'nin hazırladıgı Re-
kabet Yasası o kadar iyi ha-
zırlanmış ki bugün AB, bu
yasayı kuUanmak için çahş-
malar yapıyor" dedi.
'A,
/
Tcir
>
L"aİ€itnn T ^ o n c ı ' Dünyanın önde gelen tekstil markalan 97-98 kış
I V l d J K A M I U l UAiai koleksiyonlannı Markalann Dansı' defilesinde
sunmak için bir araya geuyor. Defılede İtaha'dan RoccobaroccoJeans Roberto CavaDi
Jeans, Almanva'dan Steilnıann. Rena Lange, Fransa'dan Vbtre \om, Gerard DareL,
ABD'den Donna Karan CoUection, Calvin KJein'ın koleksiyonlan izienecek.
Kooperatifçfler
Eıiîlakbank'ı istiyor
FATMA KOŞAR
Her iktidar değişikliginde hesaplan ince-
lenmeye alınan ve şu günlerde özelleştıril-
mesi gündeme gelen Emlakbank'ı koope-
ratifçiler istiyor. Türkiye Kent Kooperatif-
len Merkez Birliği Başkanı Oğuz Soydan.
taleplennı bıldırmek ıçın Devlet Bakanı
Refakkün Şahin'den görüşme talebinde bu-
lundu.
Hesaplan, Başbakanlık Teftiş Kurulu ta-
rafından incelenmeye alındığından ben ban-
kanın durumunu yakından takip ettiklerini
ve özelleştirme karannın resmi olarak çık-
masını beklediklerini belirten Türkiye Kent
Kooperatifleri Merkez Birliği Baskanı Oğuz
Soydan, örgütlü olduklan her alanda bir
bankaya ihtiyaç duyduklannı söyledi.
Türkiye'de kooperatiflerin kaynak sıkın-
tısı çektiğini ifade eden So>dan, "Biz ban-
kanın da üzelleştirilme karannın çıkması-
nı bekli\oru7. Ancak uzun süredir kentkş-
meden sorumlu De\let Bakanı Refaiddin
Şahin'le görüşme talebinde bulunu>oruz.
Henüz randevu alamadık" dıye konuştu.
Emlak Bankası'nın elinde kalan konut-
lan satmasının zorolacağıru kaydeden Soy-
dan, şöyle devam etti:
"Bankanın, konut yapmaması karan
isabeüi oJdu. Çünkü, banka özellikle dar ge-
lirli kesime hitap eden konunar yapmayı
amaçbyordu. Ancak, zamanla bu amaçtan
uzaklaşo \e üst getirti kesime hitap eden,
sonderecelüks konuüaryapmaya başladı."
Çll
l
'I'Çİ D O S T U / SADULLAH USUMİ
Lısaıı Haklaıi Nerede?
S
alihli'de yapılan "Çiftçi Mipngi" ba-
zı gerçeklerin ve eksâderimizin bir kez
daha ortaya çıkmasına neden ol-
du. Yerel yönetimlerin, polis veya
şeflerinin, bir "hak arama" eyleminde bile
nasıl acımasızlaştığını ve sertleştiğini göz-
lerimizle gördük. Basin da çiftçi hareketi-
nin asıl amacını Türk kamuoyuna tam ola-
rak yansıtamadı. Bazı gazete ve televizyon
haberlerinde çiftçiler, yasalara karşı çıkan,
yol kesen ve polisle çatışan bir topluluk gi-
bi gösterildi.
Halbuki Salihli Ziraat Odası'nın düzen-
lediği "hak arama" mitingi ve yürüyüşü,
baştan sona kadar hem yasal, hem de son
derece başanlıydı. Salihli Ziraat Odası Baş-
kanı Ahmet Can ve arkadaşlan, toplantı-
lan son derece büyük bir disiplin içinde
yürüttüler. Hükümetlerin izlediği yanlış ta-
nm politikalan yüzünden fakirleşen ye aç-
lık tehlikesi ile karşı karşıya kalan 25 bin çift-
çiyi önce mitıng alanına, sonra Atatürk hey-
keline, hiçbir taşkınlığa meydan vermeye-
cek örnek bir organizasyonla taşıdılar. Çift-
çiyi ikinci sınrf vatandaş gibı görenlere ade-
ta ders verdiler. Çiftçiler neyecanlıydı, ama
çok dikkatliydi.
Herkes Ziraat Odası Başkanı Ahmet
Can'ın gözünün içine bakıyordu. Hele Ata-
türk'e saygı töreni muhteşemdi. Binlerce
çiftçi tam tören sırasında başlayan yağmu-
run altında, bir saate yakın süren töreni kı-
lını bile kıpırdatmadan izledi. Istiklal Mar-
şımız okunurken heyecan artık doruga çık-
mıştı. Türkiye Ziraat Odalan Birliği Genel
Başkanı Faruk Yücel, "Türk tanmına ve
çiftçisine büyük değer veren Ata 'mıza hü-
kümeti şikayet etmeye getdik" dediğı za-
man meydan alkıştan inledi.
Uzun yürüyüşe iki bine yakın traktörün
büyük bir kısmı katıldığı halde, caddeler-
de uzun süreli bir tıkanıklık yaşanmadı.
Kortej geçtıkten sonra yollar hemen açıl-
dı. Eğer çiftçi ve ziraat odalan yetkilileri is-
SaKhli'deki gösteride 'Vur vur inlesin, Ankara dinksin' sloganlan ağır basû.
teseydi, iki bine yakın traktör kentin ana cad-
delerini saatlerce kapar, polis hiçbir şey
yapamazdı. Zira cadoelere ve sokaklara gi-
ren traktöneri, bulunduklan noktadan çıkar-
mak bile en azından 5 ile 6 saat sürerdi.
Ama ziraat odası yöneticileri böyle bir ih-
timali düşünerek gerekli önlemleri daha
önceden aldılar. Ziraat Odalan Şirliği Ge-
nel Başkanı Faruk Yücel, Yönetim Kurulu
üyesi Nuri Sorman ve Salihli Ziraat Oda-
sı Başkanı Ahmet Can eyleme katılan çift-
çilere, "amaçlannınyol kapatmak veya zor-
luk çıkaımak olmadığını" belirterek "Sesi-
mizı Ankara'ya duyurmak yetertidir" telki-
ninde bulundular.
Miting yüzlerce traktörün çevirdiği be-
lediye alanında yapıldı. Alan tam bir papat-
yatarlasına dönmüştü. Binlerce çıftçinin elin-
de yüzlerce pankart vardı. Hepsi çiftçınin
sorunlannı dilegetinyordu. Bursa, Balıke-
sir, Çanakkale, Emir, Aydın, Muğla, Deniz-
li, Afyon, Eskişehir ve Trakya'nın bazı il ve
ilçelerinden çiftçiler, konuşmalar başlaya-
na kadar davul-zurna eşliğinde çeşitli halk
oyunlan sergilediler.
Çiftçinin sorunlannı anlamak için pan-
kartlara bakmakyeterliydi. Özellikle "Köy-
lü hükümetin kölesi mi" yazılı pankart bü-
yük ilgi gördü. Pankartlann bir kısmını şöy-
le sıralayabiliriz:
"Yüksek faiz belimizı büktü". "Sanayiöz,
tanm üvey evlat". "Çiftçi üretici değil, tü-
keticioldu". "Petrolezam, çiftçiye gam".
"Traktörhacize, karasapan tahaya". "Apm,
balım, peteğim, nerede benim erneûim".
"Çiftçinin emeği, çeteninyemeği". Gerek
mitingde, gerekse yürüyüşte en çok ilgi
gören slogan "Vur vurinlesin, Ankara din-
lesin" oldu. Uzun yürüyüşün sona erdiğı
noktada çiftçiler tam dağılma hazırlığı ya-
parken polisın gereksiz müdahalesi orta-
lığı kanştırmaya yetti. Eğer polis zortuk çı-
karmasaydı, çiftçiler dağılıp gideceklerdi.
En azından toplu hareket sona erecekti. Yc-;
la çıkan çiftçıler köylerine veya geldikleri
kasabalara gideceklerdi. Polis sertleşince
çiftçiler de direndiler. Sonuçta tatsız olay-
lar başladı. Polisler çiftçilerin bazılannı tar-
takladılar.
Bu arada polisler bir çiftçiyi ite kaka gö-
türünce, çiftçiler daha da gerginleşti ve
zorla götürülen çiftçi getirilene kadar mey-
dandan aynlmayacaklannı söylediler. Nite-
kim polis sürükleyerek götürdüğü çiftçiyi
getirmekzorunda kaldı. Ancak polislenn yo-
lu açmamakta ısrar etmesi, çıftçileri çile-
den çıkardı. Itış-kakış başladı ve binlerce
çiftçi ve yüzlerce traktör yürüyüşe geçti. Ve
polis kordonu yanldı. Bu arada bazı çiftçi-
lertepkilerini göstermek için traktörlerini An-
kara-lzmir kârayolu üzerine bıraktılar. Po-
lis burada da sertleştı ve bazı çiftçileri gö-
zaltına aldı. Polisten dayak yemeyen bir çift-
çiler kalmıştı. o ışı de halletmiş olduk!..
Aslında, yerel yöneticilerin, hatta hükü-
met yetkililerının, Salihli Ziraat Odası Baş-
kanı Ahmet Can ve Genel Başkan Faruk
Yücel'e teşekkür etmeleri gerekirdi. Zira-
at odalan yöneticileri soğukkanlı davran-
masaydı, polisin sert tutumu olaylan için-
den çıkılmaz hale getırebtlirdi.
Çiftçi mitingleri devam edecek. Bu ne-
denle hükümet yetkililerine ve yerel yöne-
ticilere bir tavsiyemiz var. Çiftçi tam 17 yıl-
dan beri sömürülüyor. Emeğinin karşıhğı-
nı alamıyor. Hükümetlerin izlediği yanlış
politikalar yüzünden gittikçe fakirleşiyor.
Ustelik her yıl bıraz daha borçlanıyor. Hak-
kını aramak için meydanlara çıkmaktan
başka çaresi kalmadı. Bu ınsanlara kötü
davranmayın. Haklannı kullanırken yardım-
cı olunuz. En azından dayak atmayınız! •
BENCE
IZZETTIN ONDER
Bütçe Yaklaşımı
14.793 katrilyon TL olarak bağlanmış olan 1998
bütçesi, geçen yıl bütçesine göre dönem başı
itibariyle yüzde 83.7'lik bir artış gösteriyor. Bü-
yümenin yüzde 3, yıllık ortalama enflasyon ora-
nının ise yüzde 64 olarak saptandığı 1998 eko-
nomisinde daralma öngörülürken, bütçe açığı-
nın 3.9 katrilyon TL dolayında gerçekleşmesi ve
faiz dışı kalemlerde ise 1.9 katrilyon TL fazla
oluşması beklenmektedir. Bunun anlamı, borç
faizlerinin bir bölümünün olağan bütçe gelirle-
rinden karşılanıyor olmasıdır.
Her bütçe dönemi başında çeşitli açılardan
bütçe değerlemeleri yapılarak, harcama ve ge-
lir kalemleri farklı açılardan irdelenir. Bu yıl da çok
doğal olarak böyle yazılar yazılacak; bütçenin bir
transfer bütçesi olduğu, yatırımlara çok az pay
ayrıldığı ya da kamu harcamalannı kısmadan
bütçe disiplininin sağlanamayacağı gibi konu-
lar dile getirilecektir. Hatta daha da ileri gidile-
rek, dönem başı tahminleri ile dönem sonu ger-
çekleşmelerinin çok farklı olduğu ve sıkça ek büt-
çelere başvurulduğu için, bütçe diye birşeyden
bahsetmenin olanaksızlıgından dahi söz edile-
cektir.
Bu tür konulan ve bütçenin çok derin olma-
yan analitik tahlilini daha ileri tarihli bir yazıya bı-
rakarak, bugün ben, bütçeye hakim yaklaşım-
dan bahsetmek istiyorum.
Bütçelerin bir tahmin olması, onlann sadece
öngörülen rakamlar cetveli olması değil, fakat
ileriye dönük politika ve yönelişlerin de bir gös-
tergesi olduğu anlamını ifade eder. Başka bir de-
yişle, tahminler yapılırken sadece mekanik ve-
riler kullanılmaz, fakat aynı zamanda mekanik ve-
rilerle saptanan büyüklükler, uygulanmaya ça-
lışılan politika ve felsefelere göre de şekillendi-
rilmeye çalışılır. Zaten bütçelerin hükümetlerin
bir yıllık icraat programı olarak tanımlanmalan,
onlann bu ikinci yönleri ile olasıdır.
Bu açıdan bakıldığında, gözümüze çarpan il-
ginç tablo, hükümetlerin hareket alanlarının fev-
kalade kısıtlı olduğudur. Bütçe gıderlerinin yüz-
de 40'ı faiz gideri olarak ayrılınca, reel harcama
kalemleri üzerinde ciddi boyutta değişiklik yap-
ma olanağı ortadan kalkmış olmaktadır. Yakla-
şık olarak son on yıldan beri, fakat giderek ağır-
laşan bir tempoda reel bütçe kalemlerinin faiz
lehine alan kaybetmesi önceleri algılanamadı, çün-
kü bütçe tahsislerinin göreli olarak daralması
sonucunda oluşan kalite erimesi ancak zaman-
la ortaya çıkmaya başladı. Kaldı ki toplumsal po-
litikalara hakim olan güçlü gruplann bazı kamu
hizmetlerinin erimesinden rahatsız olmalan da
ilk dönemlerde söz konusu olamazdı.
Ancak izlenen politikanın reel kesime karşı fi-
nansal kesimi desteklemeye yönelik olduğu ve
eriyen kamu hizmetlerinin güçlü grupları da te-
dirgin etmeye başladığı aşamaya gelindiği an-
laşıldığında, ekonomi politikalarında rota deği-
şikliği gündeme geldi. Fakat aradan geçen on
yıla yakın süre içinde hem finans kesimi güçlen-
di hem de vergi dışı kalma olanaklarını güçlen-
dirdi. Ekonominin reel kesimi ise biryandan enf-
lasyon, diğer yandan da uluslararası rekabet
koşullan ile boğuşurken, bu arada bir de gide-
rek büyüyen faiz parazitlerine kaynak yetiştirme-
ye çalışmaya yöneldi. Üstelik de reel kesim bu
ağır yükü oldukça verimsiz bir yapı üzerinde yö-
netmeyeçalışmaktadır. Bu faiz yükü, ekonomik
atılım ve birikim çabalarının bir sonucu değildir.
Bu yük, ekonomik olarak güçlü kesimlerin siya-
sete ve/veya sair kurumlara dayanarak, devle-
te vergi vermeme sonucunda oluşmuş ve böy-
lece, ekonomiye bir katkısı olmayan finans pa-
razitlerini besleyen birtümördür. Böyle bir tümö-
rün oluşum gerekçe ve mantığı rasyonel ekono-
mik ilişkilerde değil, fakat ekonomik gücün si-
yasete hakim olarak, toplumun üzerinde kurdu-
ğu hakimiyette aranmalıdır. Oluşum böyle olun-
ca, çözüm de ancak aynı doğrultuda önlem ala-
rak gerçekleştirilebilir. Başka bir ifade ile böyle-
sine bir oluşum olağan bütçe yöntemleri ile de-
ğil, toplumdaki hakim ekonomik ve finans güç-
lerinin kırılması ile çözülebilir.
Bu düşüncenin kanrtı, ABD'de Gramm - Rud-
man - Hollings Yasası sonuçları ile olduğu ka-
dar, 1997 Bütçesi ile de canlı olarak yaşandı. Ger-
çekten, 1997 Bütçesi, abartılı olarak borç dü-
zeyini stabilize etmeye yönelik konumdan fıyas-
koya dönüştü.
Kısacası, ekonomik güç dengeleri değişme-
den, ani veya tedrici bir kararın alınamayacağı
ortaya çıkmış oldu.
5.9 katrilyon TL faiz yükü taşıyan 1998 Büt-
çesi'nde 1.9 katrilyon TL birincil fazlanın öngö-
rülmesi, borç artış hızının yavaşlatılması arzusu-
nu yansıtmaktadır.
Ancak bu politikanın başan ile uygulanması,
vergi gelirlerinde yüzde 85 dolayında bir artış ile
olası görülmektedir. Vergi konusunu ileriki haf-
talara bırakarak, ekonomik güç dengelerine do-
kunmadan, borç artış hızının yavaşlatılması he-
definin bana çok iddialı geldiğini belirtmekle ye-
tineceğim. Umalım başannz!
Bu hafta
NET kâr payı dağıttık.
20 Ekim 1996'da Ihlas Finans'a 100.000 TL
vatıranların paraları 20 Ekim 1997'de 201.000 Tl oldu.
Onlar "dOl kazandı. Ya siz?
2OBdm1997tarihiita>anyladağrtılanNFTkârpavları
30 GÜN
90GUN
180 CÜN
360 GÜN
HER 100.000 TLICIN
5.632
18.047
44.688
101.074
HER 1000 USO ICIN
5.30
15.69
30.31
60.70
HER 1000 DMICIN
4.87
1661
33.70
69.88
SUBElfRİMİZ ÖĞIİ TATİÜ VE CUMARTÎSİUJRİ (12:00-17rOO) ACItOIR.
Ihlas
Finans'Faızsız Bankacıhkîa Oncu"