23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14EKİM1997SALI CUMHURİYETT SAYFA EKONOMI KISA...KISA... ETİBANK Alüminyum Tesisleri'nde üretilen ürünlerden külçe alüminyum fıyatında indirim yapıldı. Londra Metal Borsası'ndaki değişmeler sonucu yapılan yeni diizenlemeye göre külçe alüminyumun ton fiyatı 322 milyon 650 bin liradan 315 milyon 904 bin liraya düşürüldü. TOFAŞ Otomobil Fabrikası'nda dünya otomobil piyasasındaki durgunluk ve iç pıyasada satışlann düşmesı sonucu. önceki yıl işten çıkanlan 1010 ı^çıden 840'ına yeniden işbaşı yaptınldı. ANKARA Ticaret Odası (ATO) Başkanı Ahmet Çavuşoğlu, Türkiye'nin ilk kez bu yıl tarımda ithalatının ihracatının önüne geçtiğini belirterek "Türkiye'yi yeniden tarımsal üretimde kendine yeterli duruma GAP getirecek" dedi. TÜRKÎYE Taskömürü Kurumu'nun, son üç aylık prim borcu olan 669 milyar 3 milyonu ödemediği belirtildi. SSK'ye olan 5.4 trilyon liralık prim borcunu Hazine'ye devreden TTK, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylanndaki sıgorta primlerini ödemedi. BURSA'dan bu yılın ilk 9 ayında gerçekleştirilen ihracat. geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.3 artarak 1 milyar 699 milyon dolara ulaştı. Öcak- Eylül döneminde gerçekleştirilen ihracatın 1 milyar 95 milyon dolarlık bölümünü otomoriv ve yan sanayi üriinleri oluştururken, 258 milyon dolar ile tekstil, 205 milyon dolar ile hazır giyim ve konfeksiyon izledi. BAŞBAKANLIK'tan yayımlanan 8 Ekim 1997 tarihli "Kamu Ortak Hesabı" genelgesi ile kamu kurum ve kuruluşlanna, paralannı Ziraat Bankası'ndaki hesaplara aktarmalan için tanınan ve dün dolan 3 aylık geçiş süresi, 3 ay daha uzatıldı. İSTANBUL Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı •Mehmet Yıldırım, 14 Ekim Dünya Standartlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, standardizasyonun, üretici ve tüketiciler için önemli olduğunu bildirdi. PETROL-İŞ Genel Başkanı Bayram Yıldınm, TÜSİAD tarafından açıklanan raporda sosyal güvenlik sisteminin külfetinin işçilere yıkılmaya çalıştığını ve kazanılmış haklann yok edilmek istendiğini öne sürdü. Bayram Yıldınm, TUSİAD'ın sosyal güvenlik sistemi ile ilgili raporunun Dünya Bankası ve IMF dayatmalanna paralel olarak hazıriandığını iddıa etti. KANADA Dışişleri Bakanlığı'na bağlı l luslararası Tecimsel İletişim Strateji ve Planlama Bölümü'nce aylık olarak yayımlanan CÂNADEXPORT dergisi, 8 sayfalık Türkiye özel eki yayımladı. "Focus On Turkey" başlığıyla sunulan ayrıntılı ek. "biiyüyen Türk ekonomisinin yabancı sermayeye çekici göründüğünü ve genel görünümüyle Türkiye'nin iyimseıiik verici bir ortamı yansıttığını" vurguladı. 'Hayali' bütçede ulaşılmak istenetı hedeflerin hiçbiri tam olarak gerçekleştirilemedi Evdeld hesap çarşıya uymadıANKARA (AA) - Ekono- mıde bu yıl, hıçbir hedefin tutturulamadığı, ekonomik verilere göre hedefler ile gerçekleşmeler arasında büyük sapmalann yaşandı- ğı bir yıl oldu. 1997ekbüt- çesı ile 1998 yılı mali büt- çesinin tartışıldığı Yüksek Planlama Kurulu (YPK) toplantılanndan çıkan ra- kamlar, ekonomimn temel Ekonomik hedefler ve gerçekleşme oranları Ortalama enflasyon Yıl sonu enflasyonu Büyüme hızı Ortalama dolar kuru İhracat Ithalat Bütçe büyüklüğü İç faız odemesı Dış faiz ödemesi Sosyal guv. kur. yar. Bütçe getiri Butçe açıgı Faız dişı denge r Hedef %57.7 % 4 135.000 TL. 29.5 milyar dolar 50 milyar dolar 6.255 tntyon TL. 1.568 tnlyon TL. 296 tnlyon TL. 530 tnlyon TL. 6.255 trityon TL. 0 TL. 1.864 tnlyon fazla Gerçekteşme % 8 5 % 6 152.000 TL 26 milyar dolar 46 milyar dolar 7.986 trilyon TL 1.971 tnlyon TL 320 trilyon TL. 780 tnlyon TL 5.427 tnlyon TL 2 456 tnlyon TL 165 tnlyon açık göstergelerindeki sapmala- n da gözler önüne serdı. Başta bütçe açığı ve enflas- yon olmak üzere bütün gös- tergeîerin program hedef- lerine uymadığı görüldü. Bu nedenle, bütün hedefle- ri revize etme ihtiyacı or- taya çıktı. Devlet Planlama Teşkilatı'nın revize rakam- lanna göre 1997 progra- mında en büyük sapma büt- çe açığında kendini göster- dı. Denk bütçe olarak su- nulan 1997 bütçesinin, 1 katrilyon 731 trilyon liralık ek ödenek sonrası 2 katril- yon 456 trilyon lira açık ve- receği hesaplandı.^Aynı şe- kılde 1997'yegirerken yüz- de 57J olacağı belirtilen yıl sonu enflasyonunun yüzde 85 dûzeyinde ger- çekleşeceği Belirlendi. Or- talama dolar kuru hedefiy- le gerçekleşme arasında da 17 bin hra gibi cıddi bır sapma ortaya çıkarken, ih- racat ve ithalat rakamlann- da da hedefe ulaşılamadı. 1997 bütçesınde 530 tril- yon lira aktanlması ön- görülen sosyal güvenlik kuruluşlanna da ilave o- larak 150 trilyon verilmesi gerektiği saptandı. Birincilik Türkiye 'de - ANKARA (AA)- IMF'ye ijy» ülkeler içinde, Türki- ye'den başka yüksek enflas- yonla uğraşan ülke bulunmu- yor. IMF ve Dünya Banka- sı'ndan derlenen bılgilere gö- re 1990'h yıllardan bu yana, gelişmekte olan ülkelerde enf- lasyon düşerken Türkiye, bu düşüş trcndinin gerisinde kal- dı. Venezüeüa, Türkiye'nin üstünde bir enflasyona sahip- ken 1997 yılı itibanyla bu ül- ke de enflasyon konusunda Türkiye'yi yalnız bıraktı. Bülent Ecevit'in savunduğu köy-kent modelinin benzeri yaşama geçiyor Yıuıt Dağı'nda kalkuıma projesi İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in köy-kent pro- jesinin benzeri Yunt Dağı'nda yaşama geçiyor. Manisa'nın Yunt Dağı bölgesindeki 56 köyü kapsayan 400 bin hektar alanda gerçekleştirilmesi plan- lanan Manısa Yunt Dağı Böl- gesi Kapsamlı Kırsal Kalkınma ve Turizm Projesi'nin (MYK.KTP), ülke ekonomisine yıllık 5 milyar dolar döv iz gir- disı sağlayacağı belirtiliyor. Yunt Dağı'ndaki 56 köyün bir araya gelerek kurduğü Yunt- Der çatısı altında hazırianan MYKKTP"de, yörenin zengin toprak ve su kaynaklan, tarihi kalıntılan ve yaban hayatının turizme elverişlı olanaklann- dan yararlanılacak. Yunt Dağı bölgesinin saniyede 360 me- treküp olan yüzey su akışı, baraj ve göletlerde toplanarak yaygın kapah boru sistemıyle • Manisa'nın Yunt Dağı bölgesindeki 56 köyün bir araya gelerek kurduğu Yunt-Der, yörenin zengin toprak ve su kaynaklan, tarihi kalıntılan ve yaban hayatının turizme elverişli olanaklanm değerlendirecek. Yunt-Der Başkanı Hüsamettin Elmas, köy-kent modelini savunan Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'ten yardım beklediklerini söyledi. damla sulama sistemine aktanlacak. Böylelikle meyve- cilik, hayvancılık ve son turfan- da sebzeciliğın gelişeceğini be- Iirten proje sorumlulanndan Duran Yazır, çevre kirliliği yaratmayan biyoteknoloji metodu kullanılarak gerçekleştirilecek tanmsal üre- timın 2 milyar dolar döviz gir- disi sağlayacağını söyledi. Ya- ban hayatı turizmiyle 3 milyar dolar gelir hedeflendığini anla- tan Duran Yazır. projeyle ilgili şu bılgileri verdı: "Yaban hayatı turizmi, günümüzün ve 2000'li yıllann önemli bir turizm dalıdır. Mod- ern yaşamdan bıkan insanın doğayla bütünleşme isteği, bu turizmin vazgeçilmez olgusu o- lacakür. MYKKTP ile kurulu- cak yaban hayab turizmi alrvapı ve tesislerinin yülık döviz girdisi 3 milyar dolar ola- cakür. M\ KKTP'yi bölgesel kalkınma modellerini, ABD'de- ki Tennessee Havzası Kalkınma Projesi Israil Kırsal Kalkınma ve Gelişme Projesi modellerini, ABD toprak ve su muhafaza proje modellerini inceleyerek hazırladık. Önerdiğimiz proje yaklaşık 400 miiyon dolar maliyet tutanvla uygulandıgın- da ulusal gelirimize 5 milyar dolar döviz girdisi sağlayacaktır. Proje gerçekleştiğinde üstü açık, para basan bir fabrikaya sahip ola- cagH." Hazırianan projenin yaşama geçirilmesi için ilk adımlann atıldığını belirten Yunt-Der Başkanı Hüsamettin Elmas. bunun için özellikle köy-kent modelini savunan Bü- lent Ecevit'ten yardım bek- lediklerini söyledi. Projeyi an- latmak için Ecevit'e başvur- duklannı anlatan Elmas, yörede yaşamın şu anda çok ilkel şartlarda sürdürüldüğünü kaydederek "Oradaki yaşanb, neredeyse yüz yıl öncesinde sürüyor. Projenin hazuian- masının arduıdan GAP İdaresi ve Yüdız Teknik Üniversitesi'yle diy aloğa geçtik. GAP İdaresi'nden bir uzman ve ünrversiteden gelen grup yöreyi gezdi Bunun sonucunda ekim ay ı sonunda bir rapor hazırlanacak Bu çok köklü bir proje. Avrupa'dan hibe şeklinde bazı küçük yardımlar alıyoruz. Ancak projeyi devletin ele al- masuu ve isjerlige geçirmesini istiyoruz. İ'lkeye milyariarca dolar döviz getirecek bir proj- eye devletin sahip çıkması bizi mutlu eder" diye konuştu. Sekiz kişilik bir aileye 500 gram çay, bir kilo pirinç, 2.5 kilo da sıvı yağ veriliyor Tunceli'de gıda ambai*gosu sürüyor HULYA ERGUN - Anne bana çikolata al.. - Baba akşam çikolata getir. Tuncelili anne ve babalar için karşılanması zor ıstekler bunlar. Çünkü Tunceli'de gıda ambargo- su uygulanıyor. Çikolata almak bile karneye bağlı. Yıllardır sü- ren savaşın ekonomik tahribatla- nnın yanında bir de 1994 yılından beri uygulanan gıda ambargosu, yaşamı daha da zorlaştırdı Tun- celi'de. Tuncelili de çözümü göç- te anyor. 1990 sayımlanna göre 133 bin olan il nüfusunun bugün 80 bine düştüğü tahmin edıliyor. Tunceli. Güneydoğu olaylan- nın en yoğun yaşandığı il denebi- lir. Bu- güne kadar ölen sivil, as- ker ve terörist sayısı tam olarak bı- linmemekle bırlikte 5 bin civann- da olduğu tahmin ediliyor. İlin nü- fusunu düşününce sayının büyük- lüğü daha net ortaya çıkıyor. Tun- celi'de olaylardan önce 451 köy vardı. Bunlardan 151 köy boşal- tıldı. Boşaltılan köyler içinde 48 köyün tüzel kişiligi de valilikçe kaldınldı. Beş ytiz gram çay Bölgede olaylar başlayana ka- dar ılde temel geçim kaynağı hay- vancılıktı. Aileler 50-100, hatta 'zengin' olanlar 1000 küçük ve büyükbaş hayvan beslerdi. Yayla yasağının çıkmasıyla hayvanlar satıldı. O güne kadar insanlann görece tüketebildigı hayvansal gı- dalar ve hayvancıhktan elde et- Gıda ambargosu 1994'ten beri sürüyor tıkleri gelirleri azaldı. Bir de gıda ambargosunun uygulanması in- sanlan daha da zor duruma dü- şürdü. Tunceli'de 8 kişilik bir ai- leye verilen aylık gıda yaklaşık olarak 25-50 kgarasıun, 1 kgma- karna, 500 gT çay, 5 kg şeker, 1 kg pirinç, 2.5 kg sıvı veya katı yağ. Binlerce çocuk yeterince besle- nememeden kaynaklanan zekâ ve fiziki gerilikle karşı karşıya. Gıda ambargosu Güneydoğu olaylannın sonuçlanndan biri. Tunceli'de uygulanma nedeni ise ıldeki PKK üssüne yiyecek ulaş- masını engellemek. Ambargodan en çok etkilenenler de çocuklar, kadınlar ve yaşlılar şüphesiz. Güneydoğu olaylannın başla- dığı yıllara kadar kapah ekono- mik yapıya rağmen ciddi bir bes- lenme sıkıntısı yoktu... Olaylann başlaması ve hayvancılığın geri- lemesiyle gıda sağlamak önemli bir sorun oldu. 1960'lara değin ilde tümüyle kapah bir ekonomik yapı vardı. Tanmın, ticaret ve sanayinin ge- lişmesini engelleyen başlıca et- menler, iklimin sertliği. ulaşım olanaklanndan yoksunluk, tanm- da düşük verimlilik, düşük gelir düzeyi ve bunlann sonucu olan birikim yetersizliği olarak sırala- nabilir. Tanm ve tıcaretın geliş- memesi sanayi yatınmlanna dö- nüşebilecek belli bir binkim sağ- lanmasını da engellemekteydi. Ilin ikinci şanssızlığı da devle- tin yöreyle yeterince ilgilenme- mesi. Ekonomik yapıyı değiştir- mek amacıyla, il 1968'de kalkın- mada birinci derecede öncelikli iller kapsamına alındı. Ama bu önlem. özel kesim yatınmlannın ile yönelmesini sağlayamadı. 1970'lerde ilde birkaç kamu yatı- nmı yapıldı. 1980'lere gelindiğinde Güney- doğu olaylannın başlaması bozuk olan ekonomiyi daha da bozdu. 1987 yılında il hasılasının yüzde 55'ı tanmdan yaratılırdı. Köyle- rin boşaltılmasıyla ve yayla yasa- ğıyla hayvancılık geriledi. 1994 yılında il ekonomisinin ancak yüzde 35'i tanmdan üretiliyordu. 1987-1994 yıllan arasında tek ge- rile>'en sektörtanm olmadı. lnşa- at ve ticaret kalemleri de geriledi. 1987 yılında inşaat. il hasılası- nın yüzde 7'sini oluştururken 1994'te ancak yüzde 3'ünü oluş- turabildi. Ticaret sektörü de aynı yıllarda yüzde 6'dan yüzde 5'e ge- riledi. Buyıllarda ilde yok sayıla- cak kadar az olan sanayi de hep aynı kaldı. 1987-1994 arası sana- yinin payı hep yüzde 1 'lerde do- laştı. Devlet hızmetlen kalemi de ekonomide ağırlığı artan sektör oldu. 1987 yılında ekonominin yüz- de 21 olan devlet hizmetleri 1994 yılında yüzde 46'yayükseldi. Bır zamanlar tanma dayalı ekonomik yapı, yerini devlet hizmetlerine dayalı ekonomik yapıya bıraktı. Ekonomi üretimden koptu. Dev- letin dıştan desteğiyle devam ed- erhalegeldı. Tunceli'de 1987 yılında 579 dolar olan kişi başına düşen Gay- ri Safi Yurtiçi Hasıla 1995 yılın- da 1413 dolara yükseldi. Tunce- li'de düşen kişi başına gelir 1987 yılında en yoksul kent Ağn'nın 316 dolarlık gelirinden 263 do- larlık artı sapma, en zer.gin il Ko- caeli'nin 4757 dolarlık gelirinden 4178 dolarlık eksi sapma göster- di. 1995 yılında ise en yoksul il Muş'un 660 dolarlık gelirinden 753 dolarlık artı sapma, en zengin il Kocaeli'nin 7359'luk gelirin- den 5946'lık bir eksi sapma gös- terdi. ButablodanTunceli'nindi- ğer yoksul illere göre durumunun daha iyi olduğu gibi bir durum gözükse de gıda ambargosu nede- niyle insanlar ellerindeki gelirle- rin dahi tümünü tüketememekte- dirler. Hizmetier teröre endeksli Yine kişi başına düşen gelirde yıllar itibanyla ciddi bir artış ola- rak gözükmesine karşın devlet harcamalan kaleminin oldukça büyük olması gerçek gelişme ola- rak görülmez. Devlet harcamalan nedir? Devlet kuruluşlan tarafından ya- pılan amacı amme hizmetinin sağlanması olan bütün faaliyetler devlet hizmetleri sektöründe kap- sanmaktadır. Maaş ödemeleri ka- lemi devlet harcamalannın belke- miğini oluşturur. Genel ve katma bütçeli kuruluşlarca yapılan üc- ret ve maaş ödemeleri arasında Maliye ve Gümrük Bakanlığı özel idare ve belediyeler de bulunuyor. Yine bu kalemin içine devletin yaptırdığı binalar da girmektedir, gerek lojman olarak gerekse iş- yeri olarak. Yukandaki tanımdan da anla- şılacağı gibi Tunceh'de devlet hizmetleri teröre endeksli olarak artıyor. Halkın gündelik yaşamı- nı da olumlu etkilemiyor. Herkesin Ingilizce Oğrendiği ! yer vardır Genel İngilizce (14 21 Ekim) • Junior (İlköğretim İngilizcesi) (1118 Ekim) TOEFL (11-18 Ekim) • B.Ö. Proficiency (14 Ekim) • FCE (18-25 Ekim) İş İngilizcesi (11 Ekim) • KPDS (11 Ekim) • ÖYS Oil Hazırhk (1113 Ekim) • KONUSMA Sınıflorı (14-18 Ekim) 21 Ekim'e kadar gündiiz dll okulunda /0tj5 indirim Tüııı kurlarda tinlversite öğreııcilerine A)«<L> iııdirim YENİ YÖNTEM YABANCI DİLLER EĞİTİM MERKEZİ Nal Sokak No:13 Altıyol-KADIKÖY Tel: 347 2O 92 - 347 42 23 - 414 8O 1O (İT) YEŞIL ELMA \ S Seyahat Acentası Taksim: 0212 2495211 - 0212 2495217 Cumhuriyet Bayramı'nda (25-29 Ekim '97) 4 gece - 5 tam gün BUDAPEŞTEUÇaWaulaş.m,OKkonaWania,şehirturu, transferler, rehbeıiik hizmetleri dahil. KULAKADASraO MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Manisa ıli Kula ilçesı Ortaköy köyünde 766 sayılı tapulama kanunu uyannca yapılan tapulama çalışmalannda yasal süresi içerisinde 680 no'lu parselin tespitine yapılan itiraz Kula Kadastro Müdürlüğü Komisyonu'nca ıncelenmış olup 15.04.1994 tanh, 223 no"lu komısyon karannda tespıt gibi tesciline karar verilmıştır. Bu karara taraf olan ve bugüne kadar tüm aramalara rağmen adreslennde bulunamayan Kula ilçesı Ortaköy nüfusuna kayıtlı Ibrahım evlatlan Musa ve Zeynep Karabacak'a tebligat yerine geçerlı olmak üzere, ilan tanhinden itibaren 30 gün içerisinde Kula Kadastro Mahkemesi'ne dava açma haklan olup aksı halde kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 44142 Nüfus cüzdanımı. ehhyetımı, gümriik kartımı, SSK kartımı kaybettim, hükümsuzdür. HİLMİ HATtBOĞLl 1996-1997 t.Ü. Edebıyat Fakültesi 9504 AF 027 no'lu kımligımi kaybettim, hükümsüzdür. PERİHAXGÜVEX Nüfus cüzdanımı kaybettim, hükümsüzdür. YALÇIN ERMAS İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kayıkçı Kavgası* Dün ilgili bakanlar;«çalışanlann temsilcisi örgüt- lerin başkanları ile resmi adı ?bütçe hedeflerini açıklamak\ özü "acı reçetelerimizde, açacağımız paketlerde biçi destekleyin " anlamıtJda bir toplan- ^ı yaptılar ya... Dün bu toplantı başlamadan, "Işte size birkaç günlüğüne kafamızı ütüleyecek bir ka- yıkçı kavgasının gündemi" diye düşünmüşüm. Hükümetin zaten uygulamaya başladığı acı re- çete için çalışanlann temsilcileri örgütlerin onayı- nı almak gibi bir derdi *ok. Olsaydı programını uy- gulamaya koymadan, bundan sonra gelecek da- ha acı reçeteler için de karar almadan önce çalı- şanlann temsilcilerinin onayını almayı düşünmek zorunda olurdb. Hükümet, aslındabildiğini okurken üç işçi kon- federasyonıvile meslek örgütleri başkânlannı top- ^antıyft çağırarak onlara kendisini eleştimnek üze- re ortam hazırlıyor. "Öyle saçma şey olur mu?" diye iferşı çıkma- dan önce, bugüne kadar seyrettiğimiz, sayısını unuttuğumuz senaryolan anımsayın. Çalışanlann üzerine oynanan senaryolarda, uygulanan acı re- çetelerde hep ne olur? Çalışanlann sözcüsü ör- gütlerin başkanlan bağınr, çağınr, hükümetler de bildiğini okur. Son yıllarda örgütlerin başkanlan çalışan taban- dan koptukça, bu bağırma-çağırma senaryolan- nı da unutur oldular. Bu öyte sanıldığı gibi, yükü çalışanlann sırtına yükleyecek hükümetler için çok daha iyi bir şey değildir. Çünkü çok sıkıştınlan ha- vanın balonu patlatmasını önlemek gibi, arada bir hayanın biraz boşaltılmasında yarar vardır. Üstelik bizim çalışanlann başkanlan tabanlann- dan koptukça; deforme, dejenere oldukça, çalı- şanın üzerine ne zaman dayanılmaz yük yüklenil- diğini, ne zaman ses çıkarmak gerektiğini de at- layıveriyorlar. Işte hükümetin bakanlan yeni acı reçeteter için çalışanlann başkânlannı toplantıya çağırmakla, hem onları kamuoyu önünde var edip, onore edi- yor, hem de bağınp- çağırmalan gerektiğini anım- satıyor ki oyun kuralına göre oynanmış olsun. Bir yerlerden sürpriz patlamalar gelmesin. Haydi zamlaratoplumsal bağışıklığımız var. Her btri nerede ise bir vurgun, yağmalama niteliğinde gerçekleştirılen, hâlâ sadece bu nedenle yargı ka- rarlan ile durdurulan özelleştirmelere ne demeli? Kimi çalışanları, işçileri temsil eden başkanlann bunlann önünde durmakyerine, hileyöntemleri ile özelleştirmeden pay kapacak şirketlere, vurguna, soyguna bir biçimde ortak olmanın yollannı ara- dıklannı, gizli ortaklıklarla şirket kuruluşlanna ka- tıldıklarını duyuyorum da kulaklanma inanmak is- temıyorum. Başbakan, karşısında duracak bir güç olmadı- ğından güvenli; biryandan 2000'li yıllara kadar ik- tidarda kalmaktan, diğer yandan da yeni acı re- çetelerden, sosyal güvenlik paketinin uygulanma- sından söz ediyor. Gerekçe de doğrusu etkili ve partak: "Türkiye er- ken emeklilercenneti olmaktan, bütçe de kara de- likten kurtanlacak." Hükümet adına kimi bakanlıklarda kotanlan, gerçek anlamda yasa tasarısı nrtefiği bile taşıma- yan, ancak çalışanlann propogandası yapılan ko- nularda kazanılmış haklannı almaya kararlı taslak- lann, özünde sosyal güvenliği, emeklilik hakkını özünden gasp etme amacını biliyordum. Hâlâ ça- lışanlaria ilgili yasalan hazırlamada asıl sorumlu olan Çalışma Bakanlığı'nın, en azından hukuk metni sayılabilecek bir ciddi çalışmasının bulun- madığını da. Doğrusu TUSİAD'ın çalışmasının işveren çıkar- ları temelinde, ama hiç değilse mantıklı, insaflı bir metin olacağını düşünmüştüm. En azından ana- yasa ve daha önceki kimi yasa çalışmalan çağ- daş, hukuk devleti değerlerinde bir çizgiyi koru- muştu. "Anayasada doğrudan büyük sermayenin ka- sasına yönelen bir durum yok. Çıkarlan Avrupa Birliği ile sıkı ilişkilere yönelik büyük sermaye sa- hiplerinin örgütü, demokratik bir anayasa taslağı hazırlatmakta birsakıncagörmemiştir. Sosyal gü- venlik sisteminde ise çıkarlar çatışıyor" ya da "Anayasa tasanlannı hazıriayan bilim insanlan ile sosyal güvenliği hazırlayanlar aynı çizgide değil", "Demokratik bir anayasa metni kimi büyük üye patronları kızdırdı, sosyal güvenlik yasa tasarısı hazırianırken çizgi değiştirildi" türünden ucuz yorumlara sapmak istemiyorum. Ama bugünkünden daha yüksek prim ödemeleri ile bugünkünün gerisinde sosyal güvenlik haklannı öngören sistemin, aslında bun- lan da yok etme anlamına gelen düzenlemelerini açıklayamıyorum. E£rken emeklilik kalkarken hiç emekliliğe "dur" diyecek önlemler hiç düşünül- mezse, "Sağlık, sosyal güvenlik sorunu değil, sis- temden çıkardık" demekle yetinılip sosyal güven- liğin sağlık hizmetlerinden bir kalemde vazgeçilir- se neler olur? Görüldüğü gibi balık baştan kokuyor. Herkes bildiği gibi oyununu oynayabiliyor. Ama havasını ustaca boşaltmak gibi taktilere rağmen de hava balonun içinde durmadan sıkışıyor. Hükümet, bakanlan, işverenleri, hatta düzene onlaria ortak çalışanlann başkanlan balonun patlamayacağına güvenli. Belli de olur mu ki?.. ECumhuriYet kitap kulübü Taksim Sergi Salonu WA RESİM SERGİSİ Mustafa Pilevneli, Ibrahim Çiftçioğlu, Ramiz Aydın, Mustafa Aslıer, Vural Yıldırım, Sadık Altınok, Hayati Mismen, Muzaffer Akyol, Veysel Günay, Mehmet Özet, UmurTürker, Alptamer Ulukılıç, Mahmut Çelayir, Ali Atakan, Ahrr.et Özel, Tanju Alpay. (Bilim Sanat Galerisi Katkılarıyla) ve Teoman Südor Gülseren Südor Adres' Istıklal Cad. (Aksanat Karşısı)Taksim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle