25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EKİM 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cuma eylemcilepine 8 tutuklama • Istanbul Haber Servisi - Be\azıt Camıi'nde geçen hafta kıldıklan Cuma namazından gösteri düzenlerken gözaltına alınan 26kişiden 8"i tutuklandı Tutuklanarak cezaevine göndenlen göstericılerin isimleri şöyle: Yasin Tekce (21), Serkan Ökten (20), Hasan Sancak (33), Ferhat Kara (24). Cengiz Polat (27), Halis Özcan (23), Mehmet SalihOnurcan(19)ve Turan Alkan(18). 'Sanal vaaz'a tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Diyanet Işleri Başkanlığı'nca uygulanmasına başlanacak olan 'sanal vaaz'a tepki göstererek, "Oldu olacak okullan da bır santralden derse bağlayalım. Bütün camileri böyle otomatik bir bağlantıya koymak ve hatta oldu olacak teypten hazır kasetleri millete dinlettırmek yoluna dökülürse, bu iş yapılmaktaolan zıncirleme tahribatın bir yenisinden başka mana taşımaz'" dedı. Üniversitede kavga: 5 yaralı ANKARA (AA) - Ankara Üniversitesi'nde iki öğrenci grubu arasında çıkan kavgada 5 öğrenci yaralandı. Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre eğitim fakültesi kantininde. farklı görüşleri taşıyan öğrencıler arasında kavga çıktı. Kavga sırasında yaralanan hukuk fakültesi öğrencileri Ismail Aldı ve Ali Sert Mutluoğlu, Hacettepe Hastanesı'nde tedavi altına alındı. Diğer yaralılar ise ayakta tedavi gördü. Polise 40 bbı tabanca • ANKARA (AA) - Bir süre önce ihale ile bazı ekipman alımına giden Emniyet Genel Müdürlüğü, bu kez de yurtdışından 9x19 mm çapında 40 bın adet "yan otomatik tabanca" ithali icın uluslararası düzeyde ihale açtı. Çetiner toprağa verildi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Geçirdiğı trafik kazası sonucu yaşamını yitiren Türkiye gazetesi Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık muhabiri Ahsen Çetiner için dün ilk tören, Türkiye gazetesi önünde düzenlendi. Törenden sortra Kocatepe Camii'nde kılınan cenaze namazını mutaakip Çetiner, Cebeci Asri MezarlığYnda toprağa verildi. jşkence savı • tstanbul Haber Servisi - HADEP, EMEP ve SİP Istanbul il başkanlıklan, Mardin'in Dargeçit ilçesinde çıkan çatışmada öldürülen 2 PKK'liye yapılan otopside. bu kişilere işkence yapıldığının ortaya çıktığını savundu. Otopside PKK'lilerin kulaklannın ve parmaklannın kesildiğinın. gözlerinin oyulduğunun belirlendiğini belirten HADEP, EMEP ve SİP, olayın faillerinin yakalanmasmı istedi. Çilfler Isparta'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Başbakanlık koltuğunu kaybetmesinın ardından çeşitli zeminlerde yüklendiği Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in memleketi Isparta'da yann bir miting düzenleyecek. Uzlaşma arayışı • ANKARA (AA)- Sosyal güvenlik reformunda orta bir yol bularak uzlaşma sağlamak amacıyla sıvil toplum kuruluşlannın da dahil edildiği yeni bir komisyon oluşturulduğu öğrenildi. DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, ortaya çıkanlmamış pek çok Susurluk olduğunu söyledi 'Susurhık ashnda clevlethı kendisTtstanbul Haber Servisi- Üçlü koalis- yon ortaklartndan DTP Genel Başka- nı Hüsamettin Cindoruk, gün ışığına çıkmamış daha pek çok Susurluîdar olduğunu öne sürerek. Susurluk'un as- lında devletin kendisı olduğunu savun- du. Cindoruk. 22 yıl hapis cezası ona- nan avukat Eşber Yağmurdereü için ise "Eşber'üı durumu aciL Bu infazı mutlaka öntemeliyiz" dedi. Cindoruk, Türkiye için "yan başkanhk" siste- minden yana olduğunu söyledı. Cindoruk, DTP Genel Başkan Yar- dımcısı Yddınm Akruna ve bazı parti- liler ıle bırlıkte lstanbul'da gerçekleş- tirdiği ziyaretlere dün de devam etti. Cindoruk ve berabenndekiler ilk ola- rak Istanbul Barosu Başkanı YücdSay- man'la görüştüler. Cindoruk, Istanbul Barosu'ndan başbakan bile çıkanldığı- nı. ancak bir türlü baroyu ve avukatla- n Adalet Bakanlığı'nın denetiminden kurtaracak bir yasanm çıkanlamadığı- nı söyledi. Cindoruk hiçbir demokra- tik sistemde a\-ukatlar ve baro üzenn- de böyle bır baskı bulunmadığını ıfa- de ederek "Bu sorun aynnu gibi görü- nebüir. Ancak özgür bir hukuk sistemi- ni kııramariıgımı/ın bir gostergesidir. Bir itirafur bu" diye konuştıı. 12 Eylül darbecılerinin giderken ge- ride anayasalannı bıraktıklannı anla- tan Cindoruk, bir ülkede anayasanın olmasının o ülkede özgürlük olduğu anlamına gelmediğini, yasalann nite- liğinin önemli olduğunu kaydetti. Cin- doruk. Eşber Yağmurdereli'ye 22 yıl hapıs cezası verilmesine de değinerek -Baronuzun bir ü\esine verilen bu ce- za>ı onaylamak mümkün değiL Benim aıüamadığun bir cezayı ne dışanda ne içeride kimseye anlatamazsınız, Baro- nun da yardımıyla bu cezanın infazını engeüemeüyiz" dedi. Cindoruk, Türkiye'nin yeni bir ya- pılanmaya ihtiyaç duyduğunu savun- du. Yürütmenın tekelleştiğıni, siyasal denetimin yapılamadığını vurgulayan Cindoruk. şunlan önerdi. -Fransa'daki gibiyan başkanlık ge- tirümeti. İki turiu sistem yapılmah. Cumhurbaşkanı kişi ounaktan kurta- rüıp kurum haiine sokulmau. 550 mü- letvekili 450\e indirilmelL 100 milkt- vekilinden ise bir Cumhuriyet Meclisi kurulmalı. Bu Meclis filtre görevi gö- • Cindoruk, 22 yıl hapis cezası onanan avukat Eşber Yağmurdereli için "Eşber'in durumu acil. Bu infazı mutlaka önlemeliyiz" dedi. Cindoruk, Türkiye için "yan başkanlık" sisteminden yana olduğunu söyledi. rerek rejim ve anayasa tarüşmalann- da karar verebilmelL İnsan hakları u- lus üstii bir hukuk belgesi haiine geö- rilroeü." Yücel Sayman da Metris ve Ümra- nıye cezaevlenndekı idarecilerden, an- tidemokratik uygulamalar nedeniyle yakında büyük olaylar çıkacağına iliş- kin duyumlar aldıklannı belirterek ye- ni bır "cezaevi faciası" yaşanmaması için yetkilileri göreve çağırdı. Sayman, şimdiye kadar bir olayın patlak ver- memesinı ise Avrupa Işkenceyi tzleme Komitesı"nin halen Türkiye'delci ince- lemelerinin devam etmesıne bağladı. Cindoruk, Baro'dakı ziyaretinden ardından Türkiye Gazeteciler Cemi- yeti'ne (TGC) geldi. TGC Başkanı Nail Güreli ve Yönetim Kurulu'nun karşıladıgı Cindoruk. devletin yükü- nün hafıfletılmesi gerektiğini vurgula- dı. Cindoruk, "Türkiye'de demokrasi tam olarak yerteşnüş değUdir. Devlet etkin, vatandaş etkin değildir. İşlevsel devletin ortaya çıkarüması bir zorun- luluktur" dedı. Toplum etkin olmadı- ğı ıçın devletin bütün ağırlığını koydu- ğunu söyleyen Cindoruk, "Susurtuk olayı bir sonuçrur. Ortaya çıkmayan çok Susuriuk var. Devletin kendisi bir Susurluk'tur" diye konuştu. Düşünce suçu nedeniyle cezaevin- deki 22 gazetecinin geçen aylarda tah- live edilmesıni yeterli bulmadıklannı ifade eden Cindoruk, aslında söz ko- nusu yasalann değiştirilmesi gerekti- ğini savundu. Güreli de muhalefettekı partilerin insan haklanna ılişkin \er- dikleri sözleri iktıdara geldikten son- ra yerine getirmediklerinı vurgulaya- rak. 55. hükümetın de basın özgürlü- ğü için geçen 100 gün içınde somut bır adım atmadığını söyledi. Güreli. yasa- larda basınla ilgili yaklaşık 800 mad- de bulunduğunu anlatarak bu yasala- nn çoğunun düzenleyici olmaktan çok iletışimi yasaklamak üzerine hazırlan- mış olduğuna dıkkat çekti. Güreli, Başbakan Mesut Yılmaz'ın memurla- nn basına bilgi vermesini önleyen bır genelge yayımladığını bildirerek de- meçle bilginın birbırine kanştınlma- ması gerektiğini kaydetti. Cindoruk, buradan aynldıktan son- ra Kapalıçarşı Esnaf Derneği'ni zı>a- ret etti. RP'den Demirel'e eleştiri ANKARA (AA) - RP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Arif Emre, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, milleti birbinne karşıymış gibi göstererek huzuru kaçırmaya kimsenin hakkı olmadığını belırtti. Bu konuda Cumhurbaşkanı Süleyman Demirere görev düştüğünü söyleyen Emre, "Mütemadiyen önemsiz yatınmlann temellerini atmak için koşuşturma zamam değildir. Eğer Cumhurbaşkammız bu milletin saadet ve selametini düşünerek hareket etmek istiyorsa, bu koşuşturmalan bir tarafa bıraksm, zedelenmeye başlamış olan iç banşuı temellerini atmak için ne lazımsa bu konularda girişimlerde bulunsun" dedı ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART CHP'den hükümete uyarı 'Susurlukbombası 15giindepathır demekle olmaz' • Susurluk açıklamalan için Başbakan Yılmaz'ı eleştiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Topuz, "Ikide bir manşet haberlerle çözüme gidildiği izlenimi verileceğine, gereken yapılmah" dedi. Devlet Bakanı Aşık, çetelerle sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi RP'lilere yakın takip ay içinde sonuç alacağız' İstanbul Haber Servisi - Devlet Bakanı Eyüp Aşık, 55. hükümetin kuruluş amacuun Türkiye'yi kriz- den çıkanp, sağlıklı bır şekilde se- çime götürmek olduğunu belirterek, "4 ay önce Türkiye cumhuriyeti ta- rihinin en büyük krizlerin- den birini yaşıyordu. Hü- kümetimiz kriz şartlannın ortadan kalkmasıyla icra- atayön€kiir dedi. Âşık, ANAPSanyeril- çe merkezinde hükümetin ilk 100 gününü değerlen- dirdi. Aşık, 55. hükümetin Susurluk konusundaki sö- zünden dönmesinin söz konusu olmadığını belirte- rek, kendilerinin muhale- fetteyken bu konudaki en büyük mücadeleyi verdiği- ni savundu. Aşık şöyle konuştu: "'Pekçokkisiöay içinde. meydanlarda şimdi konuştuğu kadar rahat ko- nuşamayacak. Şimdi ikti- dar olduk. Bagırmayaca- ğız. yakala>acağız. o bizim boynu- muzun borcu. En önemli hususlar- dan biri dokunuunazlıklann kaldı- nlmasL Mehmet Ağar ve Sedat Bu- cak'ın dokunulmazuklaruun kaldı- nbnasuu DGM istiyor. Şimdi idari soruşturmayı yeniden başlatuk. So- nuçlan da vakında açıklanacak ve mahkemelere ulaşünlacak" dedi. Aşık, mılletvekıllerinin dokunul- mazlıklannın sınırlandınlması, Piş- manlık Yasası'nın çıkarılması ve Ecevit yargı bağımsızlığına dikkat çekti 'Çete olaylarını adli zabıta çözer' STOCKHOLM (Cumhuriyet) - Başba- kan Yardımcısı Büknt Ecevit, çete olayla- nnm içine polislerin de kanşabildiğine ve bu yüzden soruşturmanın sağlıklı yürütü- lemediğine dikkat çekerek "Çete otaylan gibi karaniıkflişkileriadli zabıtanın çöze- bileceğini düşünüyorum" dedi. Başbakan Mesut Yılmaz'ın kendisine Susurluk soruşturması konusunda bilgi verdiğıni ka\deden Ecevit, u Bu rür soruş- turmalar için üç kurumsalengel var. Bu en- gellerden birincisi bağımsız bir devlet de- netieme kurulunun bulunmaması, ikinci- si yargı erkinin bağımsızhğınjn yetersizü- ğL üçünçüsü de soruşturmalann sağlıklı yapdamaması ve adli zabıtaıun eksikliği- dir" dedi. Bu eksiklerin giderilmemesi halinde. sorgulamalann iyi işleyemeyece- ğini ve yargıya gelen bilgilenn sınırlı ka- lacağını ifade eden Ecevit,"İlk iki öke ko- nusunda bir anlayiş birliği oluşmaya baş- ladL Başbakanhğa bağfa Yüksek Denctle- me Kurulu'nun bağımsız hale getirilmesi önerisinL anayasa değişikHği ile yargı ba- ğunsızhğım daha yüksek boyTJtlara götür- mek konusunda da kararbyız. Adli zabıta- yı görüstük. fakat üzerinde duramadık." diye konuştu. haklannda dokunulmazlıklann kal- dınlması istemi bulunan milletve- killeri hakkındakı işlemlerin yapıl- masmın da şart olduğunu kaydetti. Aşık "Eski TLRBAN Genel Mü- dürü,miDetvekUiÖmerBilgin hak- kmda 124 tane suç dosyasu a> nca savolıkça düzenlen- miş 15 tane dokunuhnazh- ğının kaldınlması talebi var. Hem >t)lsuzlukla, hem çetelerle olan mücadeknin 6 ay içinde sonuç vereceği- ni zannediyorum" dedi. Mahalli Idareler Kanu- nu tasansı hakkmdadabil- gi veren Aşık. "MahaUi idareterin bütçeden akhğı pa> \iizde 7'den yüzdeSJ'e çıkanlacaktır. Genel bütçe- nin üçte biri özel idare ve belediyetere verilecek. Ayn- ca betediyelere yetki devri de vapılacak. Bununla be- raber belediye başkanhğ) seçimleri 2 turhı gerçekles- tirilecek" dedı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Ankara Millervekili VumazAtes. RP'li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı 1. Melih Gökçek ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ın yurtdışı gezilerini soru önergesiyle TBMM gündemine getirdi. Ateş, tçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu'nun yarutlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Gökçek ve Erdoğan'ın göreve geldikten sonra kaç kez yurtdışına çıküklannı ve hangi ülkelere gittiklerini sordu. Yurtdışı gezi harcamalannın belediye bütçesinden fınanse edilip edilmediği sorulanna yanıt isteyen Ateş. Gökçek ve Erdoğan'ın yurtdışında kimlerle, görüşmelerde bulunduğunu açıklamasını da istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHPGenel Baş- kan Yardımcısı Ali Topuz, Başbakan Mesut Yd- maz'ın. "Susuriuk bomba- sı 15 gün içinde patlar" açıklamasını eleştirerek "İkide bir manşet haber- lerle çözüme pdildiği izleni- mi verileceğine gereken ey- leme geçilmelidir" dedi. Topuz, dün düzenlediği basın toplantısında, Susur- luk sorununun çözüme u- laştınlamamasını eleştirdi. TBMM Başkanlık seçim- len tamamlanırtamamlan- maz, ilk önce üzerine gı- dilmesi gereken konunun "Susuriuk" olduğunu be- lirten Topuz. TBMM gö- revleri dışında dokunul- mazlık zırhının kaldınlma- sını istedi. Topuz, TBMM üzerindeki "sisperdesi T> nin bir an önce kaldınlması ge- rektiğini vurgularken **A- ma ne hikmetse bir sihhii el ortaya çıkan tüm gelişmele- rin üzerini örtüyor. Geliş- meleri zamana yaymaya çalışryoriar" dedi. Başba- kan Yılmaz'ın iktidarpar- tısınin temsilcisi gibi değil de muhalefetteki bir parti- nin yöneticisi gibi konuştu- ğunu kaydeden Topuz, "Susuriuk'un fotoğrafuu çektik ama delil yok, diyor. Susuriuk"un fotoğrafi çok- tan çekildi. Deülleri bul- mak da iktidara düşer" di- ye konuştu. Eski tçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın, kendisi- nin hiçbir suçu olmadığını, her şeyi MGK'nin bilgisi dahilinde yaptığını söyle- mesinin, MGK'ye başkan- lık eden Cumhurbaşkanı Süleyman Demireri de so- rumluluk altına soktuğunu sa\*unan Topuz, "Cumhur- başkanı neden bu olayın üzerine ghmiyor" sorusu- nu yöneltti. Topuz, "Böyle giderse rejüni sav unma ola- nağımız bile olmayabilir. Birtakım kirii işlerin rcsmi izinler altında >apıldığımn savunulması rejimi tehdit eder" dedi. TBMM'nin kirli işlen saklamasından, o suçlara ortak olması sonucu çıktı- ğını savunan Topuz, CHP olarak aynı kefeye konul- maktan büyük şikâyetleri olduğunu söyledi. 55. hükümetin REFAH- YOL dönemındeki dıru- mu düzeltmek üzere g ö 1 ^ ve geidiğıni anımsatan >1.JB puz. ^Yapamavacaklarsa acıkça söylesinler. Hükü- Topuz -Yeni Meclis'in ilk konusu Susuriuk olmalı. meti uyanyoruz. Susuriuk aydınlatılmadan başka önemli işler yapılamaya- caknr" diye konuştu. To- puz, hükümetin alternatıfi- nin seçim olduğunu. ancak nisana kadar böyle bir ola- sılık görünmediğıni söyle- di. Topuz, hükümetten des- teklerini çekip çekmeye- cekleriyle ilgili soruyıı da "Hükümet bunaumı yarat- mak gibi bir niy etimiz yok. Ama bu da bizim hüküme- tin yanhşlannı söylemeye- ceğimiz anlamına gclmi- yor" diye yanıtladı. DüZY;r A7Il ORHAN BİRGİT Ankara Cumhuriyet Savcısı, Türkiye Bü- yük Millet Meclisi Başkanlığı'nın resmi bel- gelerinde "Bağımsız Rize Milletvekili" ola- rak görünen Şevki Yılmaz hakkındaki bir dava dosyasını dün kapattı. Yılmaz, 13 Ağustos 1990'da Etimesgut'ta yaptığı bir konuşmada "Yeterartık" demişti. "Neolur bu ülkenin Hakk'a dönmesi için şehadete razı olmaya mecbursunuz. Sütçü Imam'/ örnek almalısınız." Şevki Yılmaz, bu ko- nuşmayı yaparken Refah Partisi'nin Rize Belediye Başkanı idi. Bu ve benzer konuş- maları, onu Rize Milletvekili olarak parla- mentoya taşıdı. Bu üslup ve tarz, partisini rahatsız etmek şöyle dursun, belirli bir amaca yönelmek açısından mutlu etmiş olmalıydı. Bir başka vurdumduymazlık da bu tür konuşmalar karşısında tam bir aymazlık tablosu çizen güvenlik ve savcılık kurum- larından geliyor olmalıydı ki, kimse çıkıp da Yılmaz'a ve Yılmazlara "ülkenin Hakk'a dönmesinin" anlammı sorma zahmetine katlanmıyor, Sütçü imam'ın kurtuluş tari- himizde işgalci Fransızlara karşı Maraş'ta halkın önderliğini yaparak şehadete ko- şan bir mit olduğunu anımsatarak. kimle- ri kimin için kıyama çağırdığını sormuyor- du. 1990 Ağustosu'ndan bu yana Demirel, Refah Albümünden Fotoğraflar... Yılmaz, Çiller ve Erbakan'ın başbakan- lık yaptığı, ANAP'ın, DYP'nin SHR CHP ve Refah'ın çeşitli bakanlıklanna ortak olduğu hükümetler birbirini izlemişti. Ta ki, Şevki Yılmaz gibilerinin aymazlıklan Türkiye'yi bir iç savaş ortamına doğru hızla itelemeye başladığı ve Milli Güvenlik Kurulu'nun bu yoldaki saptamaları televizyonlann haber bültenlerine malzeme oluncaya kadar. Sav- cılar, yer yer harekete geçti. Ama, cezayasalannın vazgeçilmez can- kurtaran simidi, dün Ankara Savcılığı'nın takipsizlik karannda olduğu gibi Şevki Yıl- maz'lann imdadınayetişecekti. Çünkü "za- manaşımı" denilen mekanizma çahşıyor- du. • • * Refah Partisi ile ilgili Anayasa Mahke- mesi davası için her kafadan bir ses çıktı- ğı, ortalığın adetatozdumanaçevrildiği bir dönemde, hemen bırçok yazanmız görüş- lerini açıklamak için yanşıyor. Refah Partisi Genel Başkanı'nın onurla- rına verdiği ünlü yemekte Erbakan'ın sa- vunmasının hazzına varmış olanlardan Fehmi Koru, llnur Çevik'e Kanal 7de bu yarışa katılmak için şöyle bır soru bile yö- neltti: "Sen Anayasa Mahkemesi'nde hâkim olsaydın; bugün Erbakan'ı diniedikten son- ra tam bir vicdan huzuru ile dosyayı kapa- tırmıydın?" Ve beklediğı yanıtı da elbette aldı. Zaten aynı türden bir vicdanen tatmin olma bel- gesini de o yemekten çıkarken kapı önün- de kameralara Nazlı llıcak vermişti. Olası bir Erbakan iktidarında olası bir Yüksek Mahkeme'nin üç müstakbel üyesinin adla- rını şimdiden öğrenmenin mutluluğunu paylaşmak isteyenlere duyurulur. Bazı ya- zarlanmız bu tür görüşlerini, yeni bir Erba- kan ve yeni bir Refah Partisi imajının yer- leşmekte olduğu gibi bir inançla pekiştir- mek için aralarında söz birliği ededursun- lar, geçen haftanın başındalstanbul cad- delerinin belirli yeherinde, kırmızı renkli Re- fah Partisi amblemli afişleri ile halkımıza çağnlaryapıldı: "Unutma. Imam-hatip okullarını kapa- tanlan unutma. Refah Partisi." "Unutma. Sana yarasa diyenleri unut- ma. Refah Partisi." Hafta sonunda, cumartesi günü Istan- bul Büyükşehir Belediyesi'nin yararlı bir kent çalışması olarak değerlendirilebilecek jet feribotlannın sefere başlama töreninde konuşan Erbakan, karşısında gördüğü ka- labalığı bakınız nasıl tahrik ediyordu: "Sadece imam-hatip okullannı kapattı- lar. Sadece Kuran okuyanlaha uğraştılar. Sadece ezan okunmasını yasak ettiler." O gece TRT'nin haber bülteninde Refah liderinin kendi sesinden verilen bu konuş- manın ertesi günü, alışılan Eyüp Camii pa- zar sabahı namazına katılan cemaatten ba- zılannın ellerinde Refah Partisi'nin sokak- lara astırdığı "unutma "\\ afişler kör gözlere o toplantılann arkasında hangi siyasi gücün yer aldığını göstermiyor muydu? Aynı cemaatin, bir sabah namazının kut- sallığını biryana itip, ülkelerinin başbakan- lanna hep bir ağızdan "Firavun Mesut!"di- ye bağırmalan Yavuz Gökmen'lerin, Taha Parla'ların kulaklarına hiç mi bir şey söy- lemiyor? • * * Refah kapatılsın mı, kapatılmasın mı? Ortada anayasalar ve o anayasalan ko- ruyan Siyasi Parti Yasalan var ise bunlann yapılsın, ya da yapılmasın dediği hüküm- lerin değeriendirilmesinin Anayasa Mah- kemesi üyelerinin vicdanlanndaki bir iş ola- cağı düşüncesini bir yana bırakıp, konula- n çok bilmişlere has üsluplar ile jakoben- cilik büyülteci altında değerlendirme çaba- lannın kime ne yaran vardır? Hiç anlamadığım şey, başta Erbakan ol- mak üzere TBMM'deki bütün Refah Parti- li milletvekilleri, bu partinin has ortağı olma yolunda hızlı bir biçimde yol alan Çiller ve DYP'Iİ arkadaşlan, Yazıcıoğlu ile Büyük Birlik Partililer, Korkut Özal, Ali Coşkun ve daha başkalan, kimler bu anayasada var olan cumhuriyetin temel ilkelen ile ilgili maddelerden ve o maddeleri koruyan Si- yasi Partiler Yasası'ndaki hükümlerden ra- hatsız iseler, aylardan beri ne için bir deği- şiklik teklifi için kollan sıvamıyorlar? Asıl tartışmayı bu maddelerin yürürlük- ten kalkması için açmak istemiyorlar? Bu- nun yerine, sadece görevini yapmak iste- yen bircumhurtyet başsavcısı ile uğraşıyor- lar? Böyle bir çalışmanın önderiıği elbette Ertjakan'ın olmalıdır. Yıllardır "on bin tank", "on bin uçak" gi- bi projeleri ile tanıdığımızı sandığımız Ho- ca'nın, bazılannın yazdığı gibi nasıl bir hu- kuk bilgini olduğunu görmemiz için bundan daha iyi bir fırsatla kol kola olduğu düşünülebilir mi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle