Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1.4 EKİM 1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAM 15
rstanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmir
Manısa
Aydın
Denızli
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
23
20
24
23
26
27
27
27
Zonguldak Y 24 Antalya
Sınop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
Y
PB
PB
PB
Y
Y
Y
PB
2b
26
27
26
24
25
23
23
Adana PB 30
26 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
A
A
A
A
PB
PB
27
28
29
29
29
16
18
PB 15
Yurdun batı kesımlen
parçalı yer yer çok
bulutlu, Maımara, _. ,
Ege, Batı Karadeniz, u s t 0
.
Batı Akdeniz ve Iç Helsinki
Anadolu'nun batısı Stockholm
yağışlı, ötekı yerler az Londra
Ege'de yer yer etkili oruksel
oimak üzere sağanak Pans
vegökgürültülüsağa- Bonn
nak şekhnde olacak. M û n ı h Y 11 Mılano Y 20
ASYA
Moskova 16
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
PB
PB
PB
PB
Y
A
30
26
28
22
21
24
36
Şam 35
Parçaiı bulutlu SHSİI B u l u t i u
k
ÇOK buluttu . Yağmurlu Karlı . Gok gurijftûlü
G L O N C E L CÜVEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
altında "bir şeyler yatıyor".
Çeteler.. kumarhanelerden silah kaçakçılığı-
na uzanan çeşitli olaylar... Laf bol!
Ama öne sürülen savların gerçek yanlarını
aydınlatan "hiçbirşeyortadayok". Sonuç sı-
fır!
_ Ülkemiz böyle bir ülke.
'.- Susurluk olayının içeriğinde yatan gerçek-
ferin nıçin meydana çıkanlamadığını irdeleme-
ye kalkışmak, bir çeşit suçlu olmaya benziyor.
Zıra, takkeli bir iktidar geliyor, soruşturma ye-
rine araştırma talimatı verip, işi askıya alabili-
yor.
Rejimi selamete, yolsuzluklan, devlete be-
fa olmuş çeteleri ortaya çıkaracağı öngörüşü
ile iktidar olan sonuncu hükümet, geçmiş ik-
tidann sonjşturma açmadığını öne sürerek so-
rumluluğu üzerinden atıyor.
. Susurluk, yavaş yavaş kargaşa ortamına iti-
liyor.
Kargaşanın bir nedenı; belki de başlıcası
Başbakanımızın söylediklerinde medyamızın
dayazdıklarında "tutarlıktan uzak" olmalan...
' Once Başbakanımız Mesırt Yılmaz'ın söy-
lemlerindekı ıçerikaçısından "bir öyle bir böy-
le" öğelere bir göz atalım:
Taze örnek; Yılmaz. Avrupalıları AB'ye üye-
liğimız konusunda "ikna edebilmek için"
Strasbourg'a gidiyor. Tabii, özel uçağına med-
yadan özenle "seçilmiş gazetecileri" alıyor.
Giderken "havada basın toplantısı" yapıyor,
dönerken "seçilmiş" aynı kadronun Susurluk
sorulanna yanıt veriyor.
Strasbourg'a giderken nedeni ve amacı an-
laşılamayan bir açıklama yapıyor: Genelkur-
may Başkanı'nın Susurluk'un üzerine "sonu-
na kadar gidilmesini" istediği haberini veriyor.
Aynı konuşmada, 3-4 güne kadar Susur-
luk'la ilgili "çok önemli açıklamalar" yap\\aca-
ğını söylüyor.
Mersin'e mi tersine mi?
Strasbourg dönüşü; Başbakan'ın "zaman
kavramında" degişiklik var. Bu kez Susurluk
soruşturmasında çerçevenin tamamlandığı-
nı, "15 gün sonra" süper müfettış Kutlu Sa-
vaş'ın "olabildiği ölçüde esrarperdesiniaça-
cağı sanılan raporunu" vereceğini bildiriyor.
Oysa, Başbakanımız Yılmaz, -Fikri Sağ-
lar'ın üzerinde haklı olarak durduğu gibi- ikti-
dara -son- gelişınin ilk günleri, Susurluk ola-
yının "iki ay içinde aydınlanacağını" öne sü-
rüyordu. .,, .„ .ntkiltJ1 .
"Başbakanımızdan yarın öbürgün yeni bir
olasılık çıkmazsa.. son açıklamalarına göre
Susurluk'un üzerindeki örtünün kalkacağını
beklemeyelim. Ucundan, kenarından, köşe-
sinden Susurluk skandalını anımsamakla ye-
tineceğız galiba.
Ya medya, medya!.. Başlı başına bir âlem.
Özel uçaktaki "seçilmiş gazeteciler"\n Susur-
luk'la ilgili aynı sorulanna Başbakan'ın verdi-
ği yanıtlar "değişik".
Böyle bir izlenim alınıyor.
Sabah'taki -M. Ali Birand'ın- haber başlı-
ğına göre; "Yılmaz'dan ipucu. Çiller iması.
Yılmaz, Susurluk'un ucunun DYP liderine
uzandığını 'tarif etti". Haber metninde Çiller
bağlantısını Yılmaz "reddetmekten kesinlikle
kaçındı" diyor.
Onemli bir vurgulama.
Hürriyet: Son yılların başanh gazetecilerin-
den Muharrem Sankaya; haberinde, Susur-
luk'la Şaibe Hanım'ın ilgisini yedi soruyla sap-
tamaya çalışıyor ve Yılmaz'ın yedi soruyu ce-
vaplamadığını -ama yorumsuz- yazıyor.
Bu iki haber, aynı uçakta, hemen hemen
eşzamanlarda iki gazetecinin Yılmaz'layaptı-
ğı konuşmadan sonra yazılıyor.
Bu çelişkili durum, kimi olasılıklan akla ge-
tiriyor. Örneğin, Başbakan Yılmaz'ın iki gaze-
teciye ayrı havalar çaldığı gibi bir sonuç veri-
yor.
Ya da küçük, özel uçakta birbiriyle diz dize
oturan iki gazetecimizin aynı konuda değişik
notlar aldıkları ya da izlenim edindiklerı gibi bir
manzara ortaya çıkıyor.
Başbakan Yardımcımız Bülent Ecevit ise
daha değişik bir havada; Bir yandan Yılmaz'ı
kırmak istemiyor, öte yandan gerçeklerden
kaçamıyor ve "soruşturma kanallannda tıka-
nıklık var" dıyor. Böylece belki de hükümete
bir mazeret buluyor.
Bizde böyle olur soruşturma dediğin deyip
geçelim mi?
Kısa... Kısa... Kısa...
Muazzez Abacı'nın doktoru Prof. Dr. Kutay
kir. sanatçının durumunun hızla düzeldiğini ve
yoğun bakım ekıbıyle sohbet ettiğini açıkladı.
• Adalet Bakanı tMtan Sungurlu. kızkardeşi Ayhan
Özer'in eşi Mehmet Özer'in Şişli Camisi'ndeki
ceaaze törenine kaüldı.
• Eğıtım-Sen Istanbul 2 No'lu Şubesı, Emek ve
Olkede Gündem gazetelennın Diyarbakır'a
sokulmamasını kınadı.
• Hepatit B'ye bagb olarak karaciger komasına
giren Kim Dergisi Yazıişieri Müdürii Nurcan
Çakıroğlu'nuıı durumunun kötüye gittiği belirtildi.
• Geçen hafta törenle Liberal Demokrat Parti'ye
(LDPl katılan Maral Öztekin. Başkanlık Divanı'nın
son yaptığı toplantıda aldığı kararla Parti Genel
Sekreterliği'ne getirildı.
• Basın Konseyi "Fi-Ha Fikri 1
r
Ajansı
Tanıtırn, Yayıncıhk ve Ticaret AŞ adı alnnda bir
şirket kuru>or.
• Istanbul'a yapılan ilk cami olma özelliğine sahip
1200 yıllık Arap Camisi'nde önceki gece çıkan
yangın ıtfaiyenın müdahalesıyle kısa sürede
söndürüldü.
• Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçu,
ölfiınünün 24. yılında Bodrum'da aruldı.
Ankara'dan diplomatik atakH Baştarafı 1. Sayfada
ABD Dışişleri Bakanı Madeleine
AJbright geçen hafta ortasında düzen-
lediği basın toplantısıyla, aralannda P-
KK'yle DHKP-C'nin'de yer aldığı ço-
ğunluğu Ortadoğu kökenlı 30 örgütün,
ülkesı tarafindan "resmen teröristörgût
olarak kabuledildiğini" açıklamıştı. Te-
rörle mücadelede "ülkesinin kararlıol-
duğunu" dile getıren Albnght söz ko-
nusu terör örgütlerıne ABD'den "para
ve sUah yardımı yapan ya da herhangi
bir şekilde destek sağlayanlann ceza-
landınlacağını" duyurmuştu. Türki-
ye'nin Washington Büyükelçiliği, Clin-
ton yönetiminin attığı adımdan hemen
sonra ABD Dışişleri BakanlığVna. te-
rör örgütü PKK'nin Avrupa ülkelerin-
de olduğu gibi çeşitli adlar altında
ABD'de de bürolar açtığını ve faaliyet
gösterdiğini belgeleyen bilgılerulaştır-
dı. Elçiük yetkılıleri, ABD Dışışleri'ne
daha önceleri de sunduklan bilgılerde,
Washington'da dört yılı aşkın bir süre
önce faaliyete geçen "Ajnerikan-Kürt
Enformasyon ŞebekesT adlı kuruluşun.
terör örgütû PKK'ye hizmet ettiğini an-
lattilar. Türk diplomatlan, ABD'den.
yeni yûrürlüğe giren "Terörle Mücade-
leYasası" gereği. söz konusu kuruluşun
yöneticileri hakkında "işlenı yapdmash-
nı'* talep ettıler.
Türk diplomatlan, ABD Dışişle-
ri'ndeki muhataplanna. PKK'nin Ame-
rika'da da "örgütiendiğini" ve "feali-
yette bulunduğunu" belırterek Türki-
ye'nin PKK'ye destek verenler hakkın-
da vakit geçirmeksızin "işjem yapUma-
sını bekkdiğini" söylediler.
"Amerikan-Kürt Enformasyon Şe-
bekesi", Türkiye'nin, "PKK'nin büro-
su"7
olarak Amerika"nın dikkatine sun-
duğu ilk kuruluş oldu. Clinton yöneti-
mine "Amerikan-Kûrt Enformasyon
Şebekesi" hakkında sunulan dosyalar-
da. PKK lideri AbduDah Öcalan'ın söz
konusu kuruluş ıçin "Amerika'daki ku-
ruiuşumuz. temsilciliğimiz" dediğine
ilişkin açıklama da yer alıyor. Anka-
ra'nın.a
PKK'ninyönetkilerinden''ol-
dugunu söyledığı kuruluşun başındaki
"KaniGulam" takmaadlı Abdülgaffar
Güudüz, geçen yıl sahte bilgilerle pa-
saport almak, çeşitli kimlik kartlan dü-
zenletmek ve eğitim kredileri edinmek
gibi suçlardan tutuklanmış, mahkeme-
ye çıkanlmıştı.
Bir süre tutuklu kalan Gulam, Rum
ve Ermeni lobilerinin Kongre'de sözcü-
lüğünü yapan bazı üyelerle kilisenin
desteği sonucu serbest bırakılmıştı.
Türkiye'nin. Amerikan-Kürt Enfor-
masyon Şebekesi'ne ilişkin son bilgile-
n de içeren bir dosyayı Clinton yöneti-
mine ilettiğı kaydedilirken ABD'li vet-
kililerin, işbırliğınin "artünlacağınr
ve söz konusu kuruluşun faaliyetlerinin
ve göreviilerinin "yakından incelendi-
ğini" söyledikleri belirlendi.
ABD yönetimi daha önce Türki-
ye'nin "Terörörgütû PKK'nin ktırulu-
şu olan Amerikan-Kiirt Enfi)rmasyon
Şebekesi'De karşı harekete geçilmeli, fa-
aliyetleri ciddi bir şekflde incelenmeli"
çağnsına sessiz kalmışu. Türkiye, -\BD
yönetrmine yaptığı başvurularda kuru-
luşun, ABD'de oturan Güneydoğulu
vatandaşlardan para topladığını, bu pa-
ralann PKK'ye göndenldiğini de dıle
getirmışti. Kamuoyunda Ingilizce kı-
saltılrruş haliyle "AKTN" diye bilinen
(American Kurdish Infarmation Net-
work) kuruluş, 1995 yılında, Kongre
bınası önünde çadır kurup üstüne PKK
bayTağı asmıştı.
Kuruluşa destek verenler, Amerikan
resmi makamlannın verdiği izinle ger-
çekleştirdikleri eylemleri sırasmda ay-
nca, PKK'nin siyası kanadı olan
ERNK'nin amblemı basılı tişörtler, P-
KK tak\ imlen ve ERNK rozetleri sat-
mışlardı.
Ankara, kuruluşun başındaki "Kani
Gulam" takma adlı Abdülgaffar Gün-
düzün PKK'nin yöneticilen arasında
bulunduğunu da dile getirdiğı notalara
\e üst düzey tüm girişimlere karşın bir
sonuç alamamıştı. Gündüz, ABD'nin
Terörle Mücadele Yasası'nın hayata ge-
çırildiğinin açıklanmasından bir gün
sonra da George Washington Oniversi-
tesi'nde, "Türk dışpoBtikasına" ilişkin
düzenlenen toplantıya katılmıştı.
Teröristlerin ortadan kaldınlabilme-
si için en önemli adımlardan birinin '^e-
rorizmin gelişebiteceği alanlan azalt-
mak" olduğunu bildıren Clintonyöne-
timinin çıkardığı yeni yasanın içenği
özetle şöyle; Nereden gelırse gelsin,
ABD'de bir terörist örgüt yaranna para
toplamak isteyenler cezaevine gönderi-
lecek ve sınır dışı edilecek. ABD mali
kuruluşlan, terör örgütlenne yönelik
olarak ellerinde bulunan ya da kontrol-
lerinde tuttuklan fonlan bloke edebile-
cek ve yatınmlanna el koyabilecek.
Türkiye, Kıbrıs için ABD'ye serüeşti
• Baştarafı 1. Sayfada
lamasına ilişkin görüşleriyle de Türk
yetkilileri rahatsız etti. ABD'li diplo-
mat. Güney Kıbns Rum Yönetimi ile
Türkiye'nin tam üyelik görüşmeleri-
nın eşzamanlı başlamasından yana ol-
duklannı kaydetti. Cumhurbaşkanı
Demirel, Holbrooke ile görüşmesinin
ardından yaptığı açıklamada, adada
bulunacak çözümün "adil veyaşayabi-
lir ounası ve ileride bir çatışma tehJike-
sini bünyesiiKİe taşımaması" gerekti-
ğinı belirterek "Kıbns'm Türkiye fle
ABD arasında bir sonın haline getiril-
mesifevkaladeyanlıştır'' dedi. Demi-
rel, şu görüşleri ıletti: *Kıbns,Türki-
ye'nin ve YunanLstan'ın nzası olma-
dan herhangi bir uluslararası teşkila-
ta üyelik için müracaat edemez. Bu iti-
barla, Kıbrıs Rum kesiminin tüm Kıb-
nslılan temsil etmesi ve onlar adına
AB ile üyelik müzakerelerine orurma-
sı fevkalade yanlıştır. Türkiye, ulusla-
rarası anlaşmalann ihlali anlamına ge-
len bu davranıştan rahatsulık duy-
maktadır."
Holbrooke, Demirel'in sözlerine
Dışişleri Bakanı tsmailCem ile görüş-
mesinin ardından yanıt verdi. Kıb-
ns'ın, Türkiye ve ABD arasında sorun
yaratmasının söz konusu olmadığını
kaydeden Holbrooke, "Ancak Türki-
ye'nin adada oynayacağı önemli bir rol
var. Orada Türk birlikleri bulunuyor.
Adanın ktızeyinde Türk parası kulla-
nılıyor. Türkiye'nin Kıbrıs üe ilgili
önemli güvenlik ilişkisi bulunduğunun
bilincindeyiz. Bi/ de bölgedeki gergin-
liği minimuma indirmeye ve sorunu
çözmeye kararüyız" dedi.
Holbrooke, Yunanistan ve Güney
Kıbns Rum kesiminin ortaklaşa dü-
zenledikleri Nikiforos tatbıkatı ile il-
gili bir soru üzerine, "Bunun, her ûl-
kenin düzenlediği gibi bir tatbikat ol-
duğunu, askeri tatbikatlaruı bölgede-
ki gerginliği arttırmaması gerektiği"
yanıtını verdi. Nikiforos veya Toros
tatbikatını da para ve zaman kaybı ola-
rak nitelendiren Holbrooke, "Ettmde
oba tüm tatbikatian kaldınnm.Ancak
tatbikat konusunda da fazla heyecan-
lanmaya gerek yok. 20 yılunı bu tatbi-
katlar konusunda harcadım. Benim
görüşüme göre, bu konuda biraz fazla
heyecanlanıyorsunuz*' diye konuştu.
Türk hükümetinden edindıği pozi-
tif yaklaşımı. ABD Dışişleri Bakanı
Madeleine Albright'a ıleteceğinianla-
tan Holbrooke, Kıbns Koordinatörü
Tom MiBer'in da bugün Atina'ya ge-
çerek Yunanistan Dışişleri Bakanı
Theodoros Pangalos'la bir araya gele-
ceğını bıldırdi.
<
BUGUN
SAAT : 23.20
t/İ
M
Iffl1L1
O
00
o
Anadolu uygarlıklarının
özünden süzülen göz ka-
maştırıcı bir belgesel:
• Mücevher sanatının çağ-
lar boyunca Anadolu'daki
en seçkin örnekleri...
• Çağdaş mücevher tasarımlarına esin veren Hitit, Frig, Urartu,
Lidya, Roma, Bizans, Osmanlı Mücevherleri...
G Ü N D E M MLSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
çok şey daha da netleşti.
Sosyal devlet kavramının hakkını vermiş bir
ülkede insanlar, devlet deyince tabii ki salt
"ana" ya da "baba" kavramıyla yetinmeye-
cektir. Tümünü içine alıp "yuva" diyecektir.
Iskandinav ülkeleri, DSP lideri Başbakan
Yardımcısı Bülent Ecevit ıçin bir başka mem-
leket sayılır. Ecevit, siyasetin evrensel deger-
lerine ilişkin bir örnek vermek istese aklına ilk
bu ülkelerdeki uygulamalar gelir.
Ecevit'in, üç günlük Isveç ve Finlandiya ge-
zisini ızlemek üzere bugün Stockholm'de, ya-
nn Helsinki'deyiz.
Hemen vurgulayalım, bu ülkeler bize göre
değil.
Politika konusunda deneyimsizler. Sanınm
yetenekleri yok. Kime sordumsa, parti degiş-
tirmiş tek parlamenter adı söyleyemedi. Bir
partiyle siyaset mi olur?
Öyle ki seçimde bir partiden aday olan ki-
şi, sonraki seçimde bile parti değiştirmiyor-
muş.
Seçimlerde elde ettikleri zaferin de kıyme-
tini bilmiyorlar. En taze örneği, öteki Iskandi-
nav ülkesi Norveç'te. Geçen ay yapılan se-
çimlerde birinciliği Sosyal Demokrat Işçi Par-
tisi yüzde 35.1 oyla elde etti. Ona en yakın par-
ti yüzde 25'leri bulmuyor.
Doğal olan nedir? Sosyal demokratlann,
"Yaşasın zaferbizim" deyip Oslo sokaklann-
da solo yapmasıdır. Bu partinin lideri Torbjörn
Jagland seçımden önce bir söz vermiş:
"Oyumuz bir önceki seçimden düşük çıkar-
sa, iktidardan çekiliriz."
Yüzde 35.1'lik oran, önceki seçimden yüz-
de 1.8 düşük. Ve Jagland sözünü anımsatıp
"Oy oranımız düştü. Bu durumda hükümeti
kuramam" diyor.
Gökten çorba yağsa...
Isveç'le devam edelim. Burası tam bizim
DGM savcılarına göre. Nüfus 8.5 milyon, ör-
güt üyesi on milyonun üzerinde. Her dört ki-
şiden biri, birden fazla örgüte üye olduğu için
nüfustan çok örgütlü kişi var.
Bunlara nasıl davalar açılır
"Aynı anda birden fazla örgüte üye olup
devleti farklı kollardan kuşatmak."
"Değişik görünümler altında paravan ör-
gütler kurup devletiyanıltmak..."
Hayali bilegüzel...
Bizim bildiğimiz iktidar toplumsal örgütlere
değil, tapusal hörgüçlere dayanır, Burada ör-
gütlü insanlar çok olunca, iktidardaki sosyal
demokratlann da birinci dayanağı sendikalar.
Sosyal refahın yaygınlaştınlmasında dünyanın
önde gelen ülkeleri arasmda yer alan Isveç'te
işadamlarının en önemli zaaflanndan biri, sen-
dikaları alt edememiş olmalan.
Çalışanlann sendikalılık oranı yüzde 88.
Bizimki de buna yakın. Sondaki nokta iki se-
kizin arasında, o kadar...
Sendikalar anlamsız bir uğraşın içine gir-
mişler, eğitime de el atmışlar. Normal okulla-
nn dışında ayrıca kurslar düzenleyip katkıda
bulunuyoriar.
Tüm bu zıtlaşmalann yanına raptiye koya-
lım. Dünyadaki dcğişim, Isveç'i de etkiliyor.
"Acaba devletin sosyal yanını biraz budasak
m;" diye başlayıp kimi adımlar atmışlar. Bu ya-
nını sonraya bırakalım. Bir başka durumun al-
tını çizelim. Yabancı düşmanlığı, gizli-açık
yanlarıyla tırmanışta.
İki hinoğlu hin Isveçlı gazeteci, yabancı ad-
la yüzün üzerinde mektupla iş başvurusu yap-
mış.
Istenen bütün özelliklere sahip olduklarını
yazmış olmalarına karşın bir tek işveren on-
larla görüşme isteminde bulunmamış.
Işsizlik artınca... Zor oyunu bozuyor...
Yazıyı, biriyaşamın "gerçeğine", öteki "gü-
zelliğine" ilişkin iki Isveç atasözü ile noktala-
yalım:
"Gökten çorba yağsa, fakirin içecek kaşığı
olmaz..."
"Sevgi paslanmaz..."
Ecevit'ten AB uyarısı
'Rıımlar Kıbns'ı
temsil etmiyor'
Nüfus cüzdanımı yıtirdim. Hükümsüzdür.
SADIYE PtRtTLER
ANKARA / STOCK-
HOLM (Cumhuriyet) -
Başbakan Yardımcısı Bü-
lent Ecevit, Avrupa Bırli-
ği'nin (AB) Kıbns Rum
kesimiyle tam üyelik gö-
rüşmelerine başlaması du-
rumunda federasyon ka-
pısının kapanacağını söy-
ledi.
Ecevit, AB'nin aralık
ayında Lüksemburg'da
yapacağı kritik zirve ön-
cesinde başlatılan diplo-
matik girişim kapsamında
fsveç ve Finlandiya turu-
na başladı. Hareketinden
önce ABD'nin Kıbns
Özel Temsilcisi Rkhard
Holbrooke ile bir araya
gelen Ecevit, Esenboğa
Havalimanı'nda düzenle-
diği basın toplantısında.
Holbrooke'a, AB, Kıbns
ve Türk-Yunan ilişkileri
konusunda Türkiye'nin
görüşlerini, sorunlann çö-
zümü için önerilerinı ilet-
tigini söyledi. Ecevit. Kıb-
ns Rum kesiminin silah-
lanmasmın ciddi sorunlar
yarattığmı ifade ettiğini
\aiigulayarak "Türki-
ye'nin AB'>« tam üye ol-
madan Kıbns Rum kesi-
minin Kıbns'm tamamını
temsil eder gibi AB'ye a-
day üye olmasını kabul
edemeyeceğimizi bildir-
dik..\ksitakdirdeKKTC
ile Türkiye'nin ilişkileri-
nin daha da derinteştirile-
ceğini ilettik" dedi. Ecevit,
KKTC'mn ilhakı gibi bir
amaç güdülmediğini söy-
lediğini aktararak "İleride
gerekirse Türklerle Rum-
lar arasında federal birçö-
züm bulunabilir. KKTC
ile ilişkilerin derinieştiril-
mesmin buna engel olma-
yacağını söyledik" diye
konuştu.
Isveç'e giderken uçak-
ta gazetecilerin iç ve dış
politikaya yönelik sorula-
nnı yanıtlayan Ecevit,
" Kıbns Rum kesimi
AB'ye üye olursa Türkiye
Kıbns müzakerelerini
donduracak mı" sorusu-
nu "Zaten arük müzake-
reye ihtiyaç kalmayacak.
Ne tartşılacak? Feideras-
yon kapısı kapanmış ola-
cak" dedi.