Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
,1 EKİM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yazarın ilginç
4ipotestosu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yazar Erol Anar,
"Düşünceye Özgürlük"
kitabınm toplatılmasını,
balonlara bağladığı kıtabını
"gökyüzüne bırakarak
protesto etti. Kitabı toplatılan
*VehakkmdaTCK'ninl59.
maddesi uyannca 1 yıldan 6
jıla kadar hapis ıstemiyle
Ankara 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nce dava açılan
lyazar Erol Anar, Yûksel
Caddesi'nde Insan Haklan
Anıtı önünde yaptığı
gösteride "'Kitabımı
savcılann ellennin
ulaşamayacağı mavilildere
•bırakıyorum" dedi.
Gündüz talimatla
ifade verdi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Aczmendi lideri
Müslüm Gündüz; Fadime
Şahın ve Nılgün Toklu'nun
ırzma geçtiği iddıalan
nedeniyle tstanbul ve Flazığ
ağır ceza mahkemelerinde
açılan davalar içın talimatla
ifade verdi. Gündüz. burada
yaptığı savunmada, "mafya-
siyaset-Susurluk olaymı
perdelemek' amacıyla
suçlandığını öne sürdü.
Güneydoğu
raporu
• Haber Merkezi - Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti'nin
çıkardığı. günlük Bızirn
Gazete'de yayımlanan Dr.
Şeref Ünal'ın Güneydoğu
Raporu'nun üçüncü
bölümiinde, demokratik bır
hukuk devletınin ilkeleri ve
insan haklanna saygı
çerçe\ esınde terörle
mücadele konusu
irdelenıyor. "Milletlerarası
Hukuk Açısından
Güneydoğu Sorunu ve
Terörle Mücadele" başhklı
bu geniş araştırmanın tam
metni bugünden itibaren
yayımlanmaya başlayacak.
Bayındıp'm
düzeltmesi
• tstanbul Haber Servisi -
lstanbul Eczacı Odası
K_ongresi seçimlerinı
kaybeden ldealist Eczacılar
Derneği Başkanı Nezih
Ba\ındırvgazetemızin 27
fcyiüî r397Cumartesi günkü
sayısında yer alan haberde
grubu için kullanılan "Islami
görüş destekli" nıtelemesinın
yanlış olduğunu belirtti.
Bayındır. yazılı
açıklamasında, ldealist
Eczacılar"ın Atatürk ilke ve
inkılaplannın çizdiği yoldan
sapmadan yola devam
ettiğini vurguladı.
Köstebek davası
bugün• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı'na ait bazı bilgi
ve belgelerin sızdınldığı
iddiasıyla açılan "köstebek'
davasının ikinci duruşması
bugün yapılacak.
Duruşmada. eski Emniyet
Genel Müdürü Kemal Çelik,
eski Emniyet Genel
Müdürlüğü tstihbarat Dairesi
Başkan Yardımcısı Hanefi
Avcı ve Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı tstihbarat
Dairesi"nde görevli Binbaşı
Mehmet Aygüner ile Yüzbaşı
Hakan Pelit'in de aralannda
bulunduğu çok sayıda üst
düzey görevlinin tanık olarak
dinlenmesi beklenıyor.
Karaca'ya ceza
• tstanbul Haber Servisi -
Türkiye Yazarlar Sendikası
Genel Sekreteri Emin
Karaca. Alman yazar Leo A.
Müller'in "Gladio" adlı
kitabını Türkçeye çevirdiği
ve kitap hakkında yazdığı
önsözde "böTücülük
propagandası yaptığı'
gerekçesiyle 1 yıl 8 ay hapis
ve 700 bin lira para cezasına
çarptınldı.
Açıklama
• Haber Merkezi-
Muradiye Kültür Vakfı
Vekili Avukat Mahmut
Özbay, gazetemizin 27 Eylül
1997tanhli sayısmda
yayımlanan "Gökçek
inceleniyor" başlıklı haberde
belirtilen Tayfur Proje Ltd.
Şti'nin Muradiye Kültür
Vakfı "na ait olduğu
ifadesinin yanlış olduğunu
belirtti. Bu durumun yasalara
aykın olduğunu vurgulayan
Ozbay. "Dolayısıyla
müvekkılımin ne bu şirketle
ne de belediyenın ihaleleri
ile ilgisi bulunmamaktadır"
dedi.
Ecevit: Bir yüksek yargı üyesi bana, olayı çözmenin zor olduğunu söyledi
'Yargı Sıısıırlıık'tan umutsuz'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş-
bakan Vekili Bülent Ecevit. Susurluk ve
benzen skandallann çözülmesi konusun-
da yargıçlann umutsuz olduğunu belirte-
rek. "Bir yüksek yargı üyesi. kendilerine
bilgi akışını sağla> acak rüm kanaüann ka-
palı olduğunu anlattı. Bize göre, >argı ba-
ğunsızlaştırümah, denetim kurumlan
özerkleştirilmeli. adli zabıta kurulmalı-
dır" dedi. Ecevit, irticayla mücadelede
yasal önlemlerden çok siyasal adımlann
daha etkın olacağını söyledi.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin ulusal günü
nedeniyle verilen kokteylde Cumhuri-
yet ve Milliyet'in sorulannı yanıtlayan
Ecevit. Meclıs'ın açılmasının ve başkan
seçiminin hemen ardından dokunulmaz-
lıklann gündeme geleceğini belirtti. Ece-
vit. Susurluk olayına ilişkin bir soruyu
yanıtlarken şu değerlendırmeyı yaptı:
"Geçen gün bir yüksek yargı üyesiyle
konuşuyoruz. Bana Susurluk'un çözül-
mesinin çok zor olduğunu, umutlu olma-
dığını söyledi. Nedenini sorduğumda, yar-
gıya bilgi akışını sağlavacak rüm kanalla-
nn kapab olduğunu belirtti. Yargıya bil-
gi-belge verilmezse nasıl adil karar vere-
cek."
Bu olumsuzluğun gıderilmesı ıçin üç
önerileri olduğunu yineleyen Ecevit,
"Her şeyden önce yargı bağunsız olnıalı.
Denetleme kurumlan özerk çalışabilme-
li. Bu konuda bizim ay lardır bekleyen öne-
rimiz \ar. Bir de adli kolluğun kurulması
gerekli. Dhelim ki polis bir suça kanştı.
Polis polisin ifadesini alıyor. Ne olursa ol-
sun polis objektif davranmayacaktır" de-
di.
trticaya karşı yasal hazırlıklann yapıl-
dığına ilişkin haberlerin doğru olmadığı-
nı söyleyen Ecevit. bu konuda şunlan
söyledi: "Seldz yıl kesintisiz eğhim yasa-
sını çıkardık. Ardından imam-hatip okul-
larına ka\dolanların sayısı >an yanya
azaldı. Bazı gerginliklere yol açtı ama da-
ha onun etkisi gitmeden yeni bir yasal ha-
zıriık yararlı olmaz. Kaldı ki, bu aşama-
dan sonra yasal önlemlerden çok sivasal
önlemlerin daha sonuç verici olacağını dü-
şünüyorum." Ecev it, bir soru üzerine Tür-
kiye-ABD-lsrail'in ortaklaşa düzenleye-
ceği tatbikatm ertelenmesine neden olan
ülkenin belli olmadığını belırterek, "O
konu biraz kanştı. Ancak, tsrail'in son dö-
nemdeki katı turumu. Ortadoğu'da Tür-
Idve'vi de zor durumda bırakrvor" dedi.
a r l l o n ı l ı e l s ı ı » r l a Cumhurbaşkanı Süle>man Demirel. İstanbul'da bir dizi açdış gerçekleştirdi. Sabah, L-
«U11 d ^ l l l Ş l c U U d | u s | a r a r a s l S u Zinesi'ne kahlan Demirel, daha sonra İstanbul l rmersitesinin açılış töre-
nine katıldı ve laiklik mesajı vererek cumhuri\etin sonsuza dek >aşa> acağını sö\ ledi. Daha sonra bir çikolata fabrikası ve lojistik center ile 5 Uköğre-
tim okulunun açıüşını gerçekleştiren Demiret, akşam da 2. l liHaMTavma ve Âcil Cerrahi kongresiinetartıkJfc(Fotograft UGUR GÜNYÜZ>
Cumhurbaşkanı Demirel, îstanbuî Üniversitesi'nin açılışmda köriuştu V
'Laikcumhurtyetsonsuza dekyaşar'
tstanbul Haber Servisi -1 stanbul
Üniversitesi'nin yenıöğretımyılı-
nın açılış törenıne katılan Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel,
Türkiye Cumhuriyetrnın kurul-
duğu günden beri daha iyiyi ara-
yarak bugünlere geldiğmi belirte-
rek "Büyük Atatürk'ün kurduğu
laik cumhuriyetin geleceğinden
kimse endişelenmesin. Cumhuri-
yet a\dınlık kuşaklan sayesinde
ilelebet var olacaktır" dedi.
Demirel, lstanbul Ünnersıte-
si'nin (tÜ) 1997-98 öğretım yılı-
na başlaması nedeniyle fen fakül-
tesinde düzenlenen açılış törenine
katıldı. Demirel. Atatürk'ün, cum-
huriyeti gençliğe emanet ettiğini
anımsatarak gençlen yetiştirme
göre\ ını de öğretmenlere verdiği-
m belirtti. Türkıye'nın her yenn-
de büyük bır kalkınma ve eğıtim
hamlesi yaşandığma dikkat çeken
Demirel. yurttaşlann her yerde
okul yaptırdıklannı vurguladı.
Türk halkının önüne konan her ıyı
şeye sahip çıktığını da söyleyen
Demirel, "Türkiye, bilgi toplumu-
na ayak uyduracaktır. Çocuklan-
mızıen iyi şeküde okutacağız. Dev-
let de ögrermenleri en iyi şekilde
yetiştirecektir*' diye konuştu.
tÜ'nün Cumhuriyet'in kurduğu
ilk üniversite olduğunu ve bugün
Türkiye'de 13"ü\akıfüniversitesi
olmak üzere 69 üniversite bulun-
duğunu kaydeden Demırel şunla-
n söyledi: "Daha Kiyi ararken
doğru aramak, gelişmiş ülkelerle
kendimizi kıyaslamak. sürekli he-
sapyapmakzorundayız. Daha çok
ünKersite açmakla amaç, daha çok
çocuğu okurmak. daha çok gence
üniversite hizmeti vermektir. Cni-
versiteler ülkenin her yanına ya>>
lırsa o ülkenin morali > ükselir. bir-
liğivebütünlüğü gelişir.Günümüz-
de ilkokulu bitiren 100 çocuktan
9'u ünhersiteye gidiyor, bu sayıyı
en az 30 yapmalıyız."
YÖK Başkanı'Prof. Dr. Kemal
Gürüz de YÖK ve üni\ersiteler
olarak 8 yıllık kesmtisız temel eği-
tıme her türlü katkıvı vereceklen-
ni belirtti ve projelen hakkında
bılgı verdi. 10 Rektörü Prof. Dr.
Bülent Berkarda ıse üniversitenin
tanhi ve fakültelerin çalışmalan
hakkında bilgi verdi.
tÜ'nün Türkiye'dekı üniversite-
lerin ana kaynağı olduğunu belir-
ten Berkarda, yenı açılan bazı üni-
versitelerdeki dincı kadrolaşma-
dan duvduğu kaygıyı dile getırdı.
Çiller
düzeltti:
Şerefli
onbaşı
ÖZX:AN ÖZGÜR
FETHtYE - DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller. Muğ-
la'nın Fethiye ilçesinde va-
tandaşlan Türk bayrağına
sahip çıkmaya çağırdı. Çil-
ler. "Türk bayrağına sahip
çıkın. Bayrağa sahip çık-
mak demek, bu miUerJn şe-
refli onbaşısına, askerine sa-
hip çıkmakdemekrir" dedi.
DYP Genel Başkanı Tan-
su Çiller Muğla ılçelerini
dolaşmayı sürdürüyor. Ya-
tağan'da, "Baba (Kagım"
dediği ve caddelerinden
adının silindiği Mılas'ta il-
gı görmeyen, Bodrum'da
protestolarla karşılaşan Çil-
ler. dün de Fethıye'de dü-
zenlenen mitingde konuştu.
Helikopterle Konya'dan
Marmaris'e. oradan da yat-
la Göcek'e gelen Çiller. bu-
radan seçim otobüsüyle Fet-
hiye'ye geçti.
Fethiye Atatürk Ala-
nı'nda. bir haftalık çalışma
sonucu toplanan yaklaşık 2
bın kışiye seslenen Tansu
Çiller, Türkiye'nin en bü-
yük yat limanı inşagtına
G5celC*te~ başladıklannı.
Fethiye Devlet Hastane-
si'nde 'kıraün mührü' bu-
lunduğunu belirtirken.
"Mesut Yılmaz bacanağı
için çalışacağına millet için
çahşsuı. Milletten aldığın ye-
ter arök" dedi. Konuşma-
sında 8 yıllık temel eğitime
de değinen Çiller. 8 yıllık
eğitime karşı olmadıklannı,
meslek okullannın kapatıl-
masına karşı olduklannı
vurgulayarak. "Biz çağdaş
ve özgür eğitim istiyonız.
Çocuklanmız mesleklerini
kendileri seçsin istiyoruz"
diye konuştu.
2 gün sürecek Uluslararası Su Zirvesi, Demirel'in açılış konuşmasıyla başladı
Irak: Türkiye iyi niyetli değilHaber Merkezi - International Herald
Tribıme gazetesinin düzenlediği "Su Zir-
vesi"ne. Fırat ve Dicle sulan konusunda
Türkiye ile ihtilafi olan Irak kalabalık bir
heyetle katıhrken, Suriye'nin toplantıyı
protesto ettiği öğrenildi. Bağdat yönetimi,
iki ülke arasında uzun yıllardan beri gergin-
liğe yol açan su sorununun bir an önce çö-
züme ulaştınlması için harekete geçilme-
sini isterken Türkiye'yi "iyi nfyetli oüna-
makta*
1
suçladı. Suyun ekonomik bir deger
olduğu yaklaşımmın benimsenmesi gerek-
tiğini belirten Cumhurbaşkanı Sükvman
Demird ise Türkiye'nin bölgesinde yeni
bir su etiğinin gelişmesine katkıda bulun-
maya hazır olduğunu soyiedi. Cumhurbaş-
kanı Sülejrnan Demirel'in himayesinde, In-
ternational Herald Tribune gazetesi tarafın-
dan düzenlenen ve 2 gün sürecek olan
"Dûnya Suianmn Fınansal Gekceğj" konu-
lu "Su Zirvesi'' dün başladı. Demirel, yap-
tığı açılış konuşmasında suyun ekonomik
bir değer olduğu yaklaşımmın benimsen-
mesi ve yeni bir **su etiğj" kavramının yer-
leşmesi gereğine işaret ederek, "Türkiye,
bölgesinde bö>le bir \aklaşımla yeni bir su
etiğinin gelişmesine katkıda bulunmaya ha-
zırdır ve bu konuda Ortadoğu'nun kıt su
kaynaklannı beslejeceksu projeferi geüştir-
^ r " dedi.
Irak heyeti ise zirvede su konusunda
kendi tezlerini işlemek için yoğun propa-
ganda girişiminde bulundu. Türkiye'nin
Kuzey Irak sınmnda PKK'ye karşı sürdür-
düğü operasyonlardan rahatsız olan Bağdat
yönetimi, iki ülke arasında uzun yıllardan
beri gerginliğe yol açan su sorununun bir
an önce çözüme ulaştınlması için hareke-
te geçilmesini istedi.
Zirvede bir konuşma yapan Irak heyeti
Başkanı Ekrem d-^Ttri, üîkesinin su ge-
reksıniminin Fırat ve Dicle nehirlerinden
sağlandığını ancak GAP'ın faaliyete geç-
mesi ile Irak'm su konusunda bir tehditle
karşı karşıya olduğunu belirtti.
K^ONUK YAZAR I PROF. DR. ERDOĞAJN TEZİÇ(i.ü.
POLİTİKA GU1NLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Tarikat Savaşları...
Tarikatlar arası savaş kızıştı...
Nakşiler ile Fethullahçılar, şimdilik birbirlerini kol-
luyorlar, olası siyasi gelışmeler karşısında neler ya-
pacaklannı şimdiden hesaplıyorlar...
KorkutÖzal ın DP Genel Başkanlığı'naseçilme-
si, YDP Genel Başkanı Hasan Celal Güzel'in RP
Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu yu
DGM kapısında kucaklayıp havaya kaldırması (gü-
reşçilerin salto çektiğı gibi) siyasetteki tarikat gücü-
nün bir göstergesi değil mi?
Tüm hesaplar Refah Partisi'nin Anayasa Mahke-
mesı'nce kapatılması varsayımı üzerine kurulu, se-
naryolar olası bir erken seçimde 'ırkçı-şeriatçı' oy-
lan toplamaya yönelik olarak gelişiyor...
Nakşilerve Fethullahçılar, şimdilik bırbirlennesal-
dırmıyorlar. siyasi olaylann gelişmesinı bekliyorlar...
Fethullah Gülen, günlerdir ABD'de sağlık kont-
rolü bahanesiyle 'ılımlı Islamın 'güzelliklerini, Yahu-
di kökenli Amerikalı dostlanna anlatıyor: ABD'de
Dışişleri Bakanlığı'nın Ortadoğu masası sorumlula-
nyla yemek yiyor, Türk-Yunan ilişkileri konusunda
'banşçıl çözüm' oneriyor...
Bu durumdan Dışişleri Bakanı Ismail Cem hoş-
nut mu, değJ mı bilmıyoruz.
Ancak Fethullahçılar, 'devlet ıçinde örgütlü' güç-
leriyle bir siyasal oluşuma girmek ıçin yoğun bir ça-
lışma içindeler...
Adil Düzen'in teorisyeni Süleyman Karagülle
Korkut Özal'ın DP Genel Başkanı olmasından rahat-
sız, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, bu olup biten-
lerden oldukça tedirgin bıze anlatılanlara göre...
BBP lideri bu yüzden 'Birliğe Çağn' yemeklerı
düzenleyıp, radikaı dincileri yanına almak istiyor,
onlann hoşuna gidecek açıklamalaryapıyor...
Diyor ki:
"Türkiye 'de Müslümanlığı irtica diye lanse etme-
ye çalışıyorlar. Irtıca Islam mıdır? Geriye dönmek ir-
tica ise en büyük irtica 1946yılına dönmek isteyen
CHP'dir, bu hükümeti kurduran idaredir..."
• • •
Korkut Özal'ın DP Genel Başkanlığı'na getirilme-
sınde Necmettin Erbakan'ın katkısı var mı?
Konuştuğumuz kimi RP'liler "Evet var" deyip ge-
lişmeleri şöyle anlatıyorlar:
"Aydın Menderes'/n TBMM Başkanlığı'na aday
gösterilmesıyle başlayan gelışmeler, Korkut Özal'ın
DP Genel Başkanlığı 'na aday olup seçilmesiyle şim-
dilik noktalandı. RP'nin 'ihtiyariar grubu' Şevket
Kazan, Ahmet Tekdal, Oğuzhan Asiltürk, Recai
Kutan, Fehmi Adalı, Süleyman Arif Emre, Hasan
Celal Güzel'in bırparti liderinden çok, şovmen ol-
duğu görüşünde. RP içindeki kimi tarikatlar da Gü-
zel'in tutumundan rahatsız. O nedenle Korkut
özal'ın DP'nin başına geçmesi yönünde karar, oy
çokluğuyla alındı..."
Soru:
"Fethullahçılann yeni birparti kuracaklan, seçim-
lerde DYP ile ittifak yapacakları, böylece RP'ye oy
veren yoksul kitleleri etkileyeceği söyleniyor, doğ-
ru mu?"
Yanrt:
"Fethullahçılarbiryıldırarayış içindeler. Süleyman
Karagülle'nin çevresi, RP'yi bölmek için çalışıyor.
Ancak güçlü değiller. Yeni bir parti kurmak o denli
kolay değil. Parti kurmak, okul, hastane açmaya
benzemez..."
Soru:
"BBP lideri RP'ye yakın radikal dıncilerin oyları-
na göz dikmiş durumda değil mi?"
Yanrt:
"Olabilir. Ancak RP kapatılmayacak. Bız, yaptığı-
mız yanlışlan biliyoruz. İlk seçimde tek başımıza ik-
tidardayız."
• • •
Tarikatlar arasındaki savaş kızışıyor...
Korkut Özal diyor ki:
"Siyaset bugün tam manasıyla tıkanmıştır. Bu so-
runlar giderek derinleşiyor. Politik sistemimiz ıse
Türkiye'nin marjinal sorunlanyla uğraşıyor..."
Şimdilik su yuzüne çıkmayan Nakşi-Fethullahçı
kavgası, bakalım nasıl sonuçlanacak? Devlet Bah-
çeli liderliğindekı MHP, BBP ile hangi zeminde he-
saplaşacak?
Fethullah Hoca, ABD'den destek alınca, Korkut
Özal, DP'nin başına getirildi...
Korkut Özal, başkanlık ya da yanbaşkanlık siste-
mine sıcak bakıyor, ABD'nin Yeni Dünya Düzeni'ni
savunuyor...
Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan son gün-
lerde neler söyluyor:
"Demokrasi, insan haklan, düşünce özgüriüğün-
den yanayız."
RP değişti mi?
Bu bir 'Aw/e'yöntemi...
Bizim liboşlar da bu hileye kanıp RP'nin sırtını sı-
vazlayarak 'Tarikat Savaşlan'nm altında yatan ger-
çeği görmemek ıçin dıreniyorlar...
Demokrasiyi işlerine geldiği gibi yorumlayan 'ta-
rikat şeyhleri ve şıhlan' şımdi de 'siyaset sahne-
s/'nde güçlü olmaya çalışıyorlar...
Bakalım Nakşiler mi. yoksa Fethullahçılar mı da-
ha etkin olacak?
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya(« raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hukuk Fakültesi)
Pasomu kaybettim.
Hükümsüzdür.
AYŞEM MELTEM
FIRATLI
Yeni yasama yılına başlarken Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nin gündeminde yer
alan birinci konu başkanının seçimidir. TC
1982 Anayasasfnın 94. maddesinin 2. fık-
rasının son cümlesi her ne kadar "siyasi
parti gruplan başkanlık için aday göste-
remezler" kuralını öngörüyorsa da baş-
kan seçimi için partilerarası yapılan görüş-
meleri basında izlemekteyiz. Anayasanın
yukanda anılan kuralını şeklen çiğneme-
mek için önceki yıllarda olduğu gibi belir-
lenecek başkan adayları parti gruplan adı-
na değil, fakat sözüm ona milletvekilleri
adına yapılacaktır.
Bu yazının konusu, yeni yasama yılına
başlarken Meclis Başkanı'nın görevsüre-
sinin tamamlanıp tamamlanmadığını (ta-
bii istifa etmemişse), seçiminin hukuken
zorunlu olup olmadığını ortaya koymak-
tır.
1982 Anayasası'nın 94. maddesinin 3.
fıkrası, "Türkiye Büyük Millet Meclisi Baş-
kanlık Divanı için bir yasama döneminde
iki seçim yapılacağını, ilk seçilenlerin gö-
rev süresinin iki, ikinci devre seçilenlerin
görev süresinin üç yıl" olacağını öngörü-
yor. TBMM Başkanlık Divanı, başkan ve-
Kalemli'nin Görevi 1 Ekim 1998'de Sona Erecek
kili, kâtip üyeler ve idari amırlerden oluş-
maktadır. Anayasa bunlara görev sürele-
rini ve seçimlerinı düzenlerken başkanın
seçiminde94.maddenin4.fıkrasındaay-
n bir oylama usulü öngörmektedir. Buna
karşılıkTBMM Içtüzüğü'nün 10. madde-
si, başkanın seçimini ve süresini düzen-
lerken anayasadan farklı bir ifade kullan-
makta, daha doğrusu başkanlık süreleri-
ne ilişkin ıfadeye açıklık getirmektedir.
Anayasanın 94. maddesindeki yıl sözcü-
ğünü yasama yılı olarak açıklığa kavuştur-
maktadır ki doğrusu da budur. Içtüzüğün
1. maddesindeki tanımı ile yasama yılı "1
Ekim 'den başlayıp 30 Eylül'de sona eren
süredir".
24 Aralık 1995 genel seçimlerinden
sonra TBMM'nin yeni başkanı 25 Ocak
1996 tarihinde seçilmiştir. Genel seçimle-
rin erken bir tarihe alınması nedeniyle
Meclis Başkanı'nın görev süresinin han-
gı tarihte tamamlanacağı bir sorun olarak
karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunun çözü-
münde anayasadaki temel ilkeyi dikkate
almamız gerekıyor. Bu temel ilke mılli mü-
cadeleden günümüze uzanan "Meclis'in
sürekli toplantı halinde olmasıdır". Eski
deyişle, "pariamentonun istısman" ilkesi-
dır.
1982 Anayasası'nda yasama dönemi 5
yıi olarak öngörülmüştür ve Meclis Baş-
kanlığı süreleri iki ve üç yıl olarak iki ayn
zaman dilimine ayrılmıştır. Meclıs'ın sü-
reklıliği ılkesı uyarınca yasama yılı kendi
içınde bölünemeyeceğı için süreler, ya-
sama yılı esasına göre hesaplandığından
25 Ocak 1996'da seçilen başkanın görev
süresi 25 Ocak 1998 günü değil, fakat 1
Ekim 1998 tarihinde sona erecektir.
Şöyle kı anayasa koyucunun beş yıllık
yasama döneminde başkanların görev
sürelerinin hesaplanmasının (iki buçuk i-
ki buçuk gibi iki eşit zaman dilimine ayır-
mamış olmasının) temelinde yatan dü-
şünce, sürekli toplantı halinde olan bir
meclis sistemınde, süre ölçütünün yasa-
ma yılı esas ahnarak yapılmasıdır. Zira beş
yıllık yasama döneminde, Meclis Başka-
nı'nın iki ve üç yıllık sürelere bağlı olarak
seçilmelerini öngören kural, seçimlerin
normal zamanlarda yapılması ve Meclis'in
ekim ayının birinci gününde toplanması
esasına dayanmaktadır. Seçimlerin öne
alınması durumunda bu kuralın uygulan-
ması mümkün olamayacaktır. Ancak he-
men belirtmek gerekir ki araya bir genel
seçim girmedikçe başkanlar için öngörü-
len süreler (iki ve üç yasama yılı) kısala-
maz.
Nitekim Türk Anayasa Mahkemesi
1961 Anayasası'nın yürüriükte olduğu dö-
nemde vermiş olduğu bir kararında, "..
genel seçimlerin öne alınması suretiyle
yapılan Cumhuriyet Senatosu üçte birye-
nileme seçimlerinin, iki yıl sonraki 5 Ha-
ziran 1979 gününde değil, 1979 yıhnınm
ekim ayının ikinci pazar günü yapılması"
gerektiğini, böylece "ilk toplantı yılının 5
Haziran 1977 gününden Ekim 1978 so-
nuna kadar sürdüğünün kabulü zorunlu-
dur" (Esas: 1977/78, Karar 1977/120, Ka-
rar günü: 4. 10.1977, Anayasa Mahke-
mesi Karar Dergisı, Sayı: 15 sf. 489-490)
dıyerek, 16 Haziran 1977 günü Cumhuri-
yet Senatosu Başkanı seçilen Sırn Ata-
lay'ın görev süresinin 1 Kasım 1979'ade-
ğin süreceğini açıkça ortaya koymuştur.
Yeri gelmişken bir hususu da burada
hatırlatalım: Seçimlerin yenilenmesi ileara
seçimleri birbirinden ayırmak gerekir. Ara
seçimlerde, seçilen kimse, yerine seçildi-
ği üyenin süresini tamamlar. Buna karşı-
lık seçimlerin öne alınması ya da seçim-
lerin yenilenmesinde ise seçilenlerin süre
tamamlaması söz konusu değildir.
Bu bakımdan, 25 Ocak 1996 günü se-
çilmiş Meclis Başkanı'nın görev süresi,
kendinden öncekine eklenerek hesapla-
namayacağı gibi seçimin başlangıç tarihi
de 1 Ekim 1995 varsayımına dayandırıla-
maz.
24 Aralık 1995 tarihinde seçimlerin ye-
nilenmesınden sonra toplanan TBMM'nin
25 Ocak 1996 tarihinde göreve seçimle
getirdiği TBMM Başkanı'nın görev süre-
sinin, yasama yılı esasından yola çıkılarak
yapılan hesaplama sonucu, görevinden
istifa etmedikçe, hukuken 1 Ekim 1998
gününde sona ermesi gerekmektedir.