27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmrivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordmatöru; Hikmet Çetinkaya 0 Yazuşlen Müdürfen: İbrahim Yıidız - Dinç Ta\anç 0 Sorumlu Müdür Fikret tlkiz 0 'Haber Merkezı Mudürii. Hakan Kara #Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberier Şinasi Danışoğlu 0 tstıhbarat. Cengiz V Udınm 0 kultur Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir \ ücdman 0 Nlakaleler Sami karaören 0Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberien. Mehmet Faraç Yayın Kurulu. tlhan Sdçuk < Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkava, Şükran Soner, Ergun Bakı, Dinç Ta> anç, İbrahim Yıldız, Orhan Bursaiı, Mustafa Balbav. Hakan Kara. AnkaraTemsıkısı MustafaBalbay AtatürkBuhanNo: 125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(?hat), Faks. 4195027 0 Izmır Temsilcisı: Serdar Kızık, H. Zıya BK. 1352 S.2 3Tel4411220. Faks. 44191170 Adaha Temsilcisı. Çetin Yigenoglu, Inönü Cd 119 S. No: 1 Kat: 1. Tel. 363 12 11. Faks-363 12 15 Müessesf Müdurü î'stûn Akmen # Koordjnaıor Ahmet Korulsaıı # Muhasebe- Bûlent Yener«Idare Hiisoin Gürtr • l;Ictmc Öoder Çeiik • Bügı- tşlem N'ail İnal 9 Bılgısayar Sıstem. Mfirüvet Çikr#Satıs Fazüet Koza MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudür Gûlbin Erduran • Koordınatör Reha Işıtman # Genel Müdur Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 ^a}inla>an ve Basan: Yenj Gun Haber Aıansı Basm ve Yayıncüık A Ş Turt.cajı Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 ist'PK. 246 lstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 1 EKİM 1997 İmsak:5.28 Güneş: 6.53 Öğle: 13.01 tkindi: 16.17 Akşam: 18.55 Yatsı: 20.13 Şeffaf Kate Moss • Çe\ iri Ser\ isi - 50 modaevinin katılımı ile gerçekleştirilen Londra Moda Haftası. birbmnden ilginç gösterilere sahne oluyor. Kreasyonlannda şefFaflığa geniş yer veren ünlii modacı Bella Freud'un kelebekli gece giysısinı sunan Ingiliz süpermodel Kate Moss, özellikle erkek izle\icilenn yüreklerini hopîattı. (Fotoğraf: RELTERS) Nükleer santral tartışması • ADAıMA (Cumhuriyet Bürosu) - ÇevTe Bakanı îmren Aykut. prensipte nükleer santrallan destekleyen bir kişi olmadığını belırterek "Illa enerji ihtıyacımız var dıye çevreyi mahvedecek. geleceğimizi tehdit edecek yatınmlara müsaade edecek değıliz" dedi. Ancak ÇevTe Bakanı Aykut, "Enerji ihtiyacını göz önünde tutmaktan başka çare de yok" diyerek nükleer santrala açık kapı bırakmayı ihmal etmedi. Aykut, hükümetin henüz nükleer santral kurulması ya da kurulmaması konusunda kesin bir karannın bulunmadığını da belirtti. Fabrika zehir saçıyor • YALO\A (Cumhuriyet) - Kimyasal atıklarını yıllardır Marmara Denizfne pompalayan Yalova Elyaf Fabrikası. ilgili bakanlıklara antma tesisini 1 Ağustos 1997 tanhınde bitıreceklerini taahhüt etmesıne rağmen. tesisı henüz faaliyete geçirmedı. Fabrika. atıklarmı. çevrede oturan halkın şıkâyeti üzerine deniz yerine toprak bir alana boşaltmaya başlarken ciftçılerin ektikleri ekinlerin hepsinın yanması, kimyasal atıklann yeraltı sulanna sızarak zehirlediği şüphelerini arttırdı. Çe\ re Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Arif Ekim. fabrikanın denetlenmesi konusunda Yalova Valiliği'ni ve ilgili bakanlıklan göreve çağırdı. Dünyadaki yetişkin nüfüsun yüzde 7'si alkol sorunu yaşıyor. Alkole başlama yaşı 12 Kurtubnak içiıı şişeden ıızak dur Alkolik misiniz? 12 soruluktest İstanbul Haber Servisi - Adsız alkoliklerin alkolü tanıma ve tanıtmak için hazırladıklan 12 soruluk testle probleminiz olup olmadığını anlayabilirsiniz. Sorulardan dördüne ya da daha fazlasına "evet" yanıtı verenlerin içkiden çok ciddi sorunlan olduğu görülmüş. Işte alkolik olup olmadığınıza karar vereceğiniz 12 soru: 1 - Bir hafta boyunca içki içmemeye karar vcrdiğiniz halde, da\anamayıp birkaç gün sonra \eniden içmeye başladığınız oldu mu? 2 - Çevrenizdeki insanlar, içki içmenizle ilgilendiklerinde 'Bunlara da ne oluyor? İçki içmemden onlara ne' dediğiniz oluyor mu? 3 - Her zaman ictiğiniz içkiyi. baş ağnsı yapmaması. ağzuuzın kokmaması ya da sarhoş etmemesi için değiştirdiğiniz oldu mu? 4 - Son bir yıl içınde sabahlan da içtiğiniz oldu mu? 5 - İçtiği halde herhangi bir sorunu olma>an kimselere gıpta eder misiniz? 6 - Son bir yıldır içki, sağlığınızla ilgili sorunlar yaratmaya başladı mı? 7 - İçkiye olan düşkünlüğünüz evde sorun yaratryor mu? 8 - Çağnlı olduğunuz bir toplantıda. sunulan içkiyi yeterli bulmayıp daha fazlasını arar mısınız? 9 - Istemedtğiniz halde sarhoş olduğunuzu bilmenize rağmen 'Dilediğim an içkiyi bırakabilirim' dediğiniz oluyor mu? 10 - Son yıllarda. gece çok içtiğiniz için ertesi gün işe gelmediğiniz oluyor mu? 11 - Ayüdığınız zaman, sarhoş geçirdiğiniz gecelerin hatuiayamadığuıız anlan oluyor mu? 12 - tçmeseydim hayatım çok daha iyi olurdu diye düşündüğünüz oluyor mu' 1996da 873 bin litre alkol tuketildi Tercihimiz bira TEKEL Genel Müdürlüğü'nün verdiği bilgiye göre Türk insanının en çok tercih ettiğı içki bira. TEKEL'in verilerine göre 1996 yılı içinde toplam 873 bın 553 litre alkol tuketildi. Bunlardan 667 bin 976 litreyle bira birinci sırada Rakı, votka gibi yüksek alkollü içkiler 83 bin 648 litre. şarap 27 bın 281 litre tuketildi. Türkiye'nin en çok rakı tüketilen ili ise Tekirdağ. Bunu sırasıyla Muğla, Kırklareli, Edirne, lzmir, Aydın. Antalya, Çanakkale, lstanbul ve Balıkesir izliyor. SAADET USLU • Alkol bağımlılannın genellikle bunu kabul etmediklerini belirten psikiyatrist Dr. Hasan Mırsal, çatışma ortamı ve depresyonun yeniden başlamada risk oluşturduğuna dikkat çekiyor. "Birincisi alkolü körüye kullananlar var- dır. Bunlar, içme davranışından biyolojik ve sosyalyönden etkilcnirlcr. Alkollüy ken ara- ba kullaruna, karadğer hastasıyken içme ya da içtikten sonra yaptıklannı hatıriamama gibi. Bir de bağımlılar var. Burada. miktar artışL, alkolü değiştirme. son alkolü aldık- tan sonra 3-4 gün süren terleme. titreme gi- bi \oksunluk belirtileri vardır. Bir kişi al- kole başladıktan sonra kötüye kullanma davranışı gösteriyorsa yiizde 95 ihtimalle 10 yıl sonra bağunlı olacaktır." Bağımlı ınsanlann genellikle bunu ka- bul etmediklerini ve hastalık sürecini uzat- tıklannı belirten Mırsal, "Kesin tedavi iç- memek" diyor. Alkolü bırakanlara "Bun- dan sonra şişeden uzak durun" çağnsı ya- pan Hasan Mırsal. çatışma ortamı ve dep- resyonun yeniden başlamada risk oluştur- duğuna dikkat çekiyor. Alkolden uzak kal- madaki en önemli etkenlerden birinin, ai- Kimi aile alışkanlıklan sonucu. kimisi ar- kadaşlanna özenle, kimisi "Bir deneyeyinı'' hevesiyle başhyor alkole. Başta sadece sos- yal içiciyken zamanla onsuz yaşanmaz ha- le geliniyor. Sadece içen değil: ailesi, sev- dikleri de bağımlı oluyor... • Toplum alkolıkleri hâlâ yadırgıyor. dış- lıyor. Bunun bir hastalık olduğunu söyle- mekten kaçınıyor. Bilimsel olarak tedavi- si bulunamayan alkolden tek kurfuluş yo- lu ise "'Bırakmayı istemek ve bırakmak-." Kişilerin öğrenmeye bağlı .olarak alkole başladıklannı belirten Psikiyatrist Dr. Ha- san Mırsal, dünyada yetişkinlerin yüzde 7'sinin alkolle problemi olduğunu söylüyor. Ayık kalma süresınin 6 ayda yüzde 60, 4 yılda ise yüzde 25 olduğunu kaydeden Mır- sal. alkol problemi olanlan şöyle anlatı- yor: • Alkolle sorunu olan insanlann beşte birinin kadın olduğunu belirten Dr. Mırsal, kadmlarda alkol probleminin az görülmesini sosyal nedenlere bağlıyor. : Alkolle sorunu olan insanlann beşte bi- rinin kadın olduğunu belirten Dr. Mırsal, Türkiye'de son yıllarda kliniğe yatan kadın- lann oranının arttığını söylüyor. Mırsal, u Kadmlarda alkol probleminin az görülme nedenlerinden biri karaciğerindeki alkolü parçalayan enzimlerin akti-vitelerinin dü- şük olması. Yani az alkolle sarhoş oluyor- lar. Ancak çok daha önemli olan sosyal ne- denlerle erkeklere göre geçyaşta alkole baş- lamalan ve toplumun kadinın içki oünası- nı \adirgamasi" diyor. Özellikle genç ka- dmlarda artan içiciliğin nedeni yapılan bir araştırmada şöyle sıralanıyor: "Yüzde 79 sos>alolabilmek,yüzde51 ye- mekte hoşuna gittiği için, yüzde 42 yorgun- luğu gidermek için, yüzde 20 kendine gü- ven duymak için,yüzde 19 neşelenmek için, yüzde 13 görevi gereği, yüzde 13 işyerinde- ki baskılardan, yüzde 13 ebeveyn ohnanın verdiği baslodan." le içındekı ortam olduğunu vurgulayan Dr. Mırsal, şunlan söylüyor: "Alkol problemi olan birisinin eşiyseniz, özel olarak yapmanız gereken bir şey yok. Ancak kişi alkolü bıraksa bile eşte buna bağh sıkınhlar de\am edebüir. Böyle bir durumda eşin paylaşun toplantılanna ka- nlması iyi ohır. Alkolik birinin eşi kendini korumak için bozuk bir uyum ortamı ya- ratır. Bu durum alkolün bırakılmasında da de>> am ederse kişi için yeniden başlama ne- deni olabilir." Karaciğeri öldürüyor Alkolün iyi huylu kolesterolü düşürme- de etkıli olmadığının kanıtlandığını da vur- gulayan Mırsal, "Alkoliklerin kalp-damar hastalıklanndan öunediği dognı. Çünkü bu hastahklara vakalanmasına firsat kalma- dan ya trafikte ya da karaciğer hastalığuı- dan ölüyorlar" diye konuşuyor. Günde ISmifyorsigam tiiketiUyor Çeviri Servisi - Ele aldığı konulan, kendine özgü yorumu ve çarpıcı fotoğraflarla gözler önüne seren Colors, bu kez sigara içme alışkanlıklanmızı sorguluyor. Colors, insan yaşamını en az sigara kadar tehdit eden pek çok unsurun da farkında olmadığımızı iddia ediyor. Sigarada bulunan kanserojen maddelerin insan vücudu üzerindeki etkilerini çarpıcı bir kolajla sergileyen Colors. deterjan, saç boyası, aseton, tükenmez kalem, otomobil aküleri, haşere ılaçlan gibi günlük yaşamda çok sık kullandığımız ürünlerin de vücutta benzer oluşumlara yol açabileceğine dikkat çekiyor. Colors, sigaranın dünyanın pek çok yöresinde para gibi değiş tokuş aracı olarak görev yaptığına da değiniyor. Örneğin Afganistan'da 50 sigara karşılığında Çin'den kaçak olarak ithal edilen AK-47 mermisi, Mozambik'te iki sigara paketi ile canlı bir tavuk alınıyor. Dergi günde 15 milyar sigara tüketildiğine dikkat çekiyor. 'Ben alkoliğim' diyebilmek, tedavi için en önemli adım Içkînin dozunu kaçıraıılar İstanbul Haber Servisi - Onlar için önemli olan bugün. Dün ya da yarın yok. Rakı sofrasının mezelerinin ba- şmda memleket meseleleri, başbaka- nın konuşması. 5 kişinin öldüğü tra- fık kazası ya da çocuğun karnesinde- ki zayıf geliyor. Hiçbir zaman kabul edilmeyen tek şey ise bir alkolik olun- duğu, alkolün hayatı çekılmez yaptı- •gı... Hiçbiri içki>i ilk yudumladığın- da alkolik olmayı düşünmemişti. An- cak çeşitli nedenlerle içkinin dozu fazla kaçtı. Bırakanlar birdaha o gün- lere dönmek istemiyor ve bazılan ör- nek olması için yaşadıklannı şöyle an- latıyor: Babası bir alkolikti. Alkolden nef- ret ederek büyüdü. Gençliğinde he- vesle başladı içmeye. Sonra etkisi ho- şuna gitti. İlk zamanlar aşın içmiyor- du. Seçtiği eş de bir alkolikti. Çocu- ğu oldu. 20 yıl devam eden evliliğin- de eşiyle anlaştığı tek konu içkiydi. Dayanamadığı bir anda 20 yaşında- ki oğluyla birlikte evden kaçtı. Dul- luğun verdiği rahatlıkla daha da faz- la içmeye başladı. Artık o olmadan ya- şayamıyordu. Oğlu da onunla birlik- te içmeye başladı. Değışmesi ancak alkolik olduğunu kabul etmesiyle mümkün oldu. 4.5 yıldır içmiyor ve artık kendini seviyor. Ancak oğlu da bir alkolik ve bunu henüz kabul et- miyor. Alkolizmin her evresıni yaşayan bir başkası, "Arnk birşeylerin tadı kaç- mışsa siz alkoliksiniz" diyor. Kurtul- manın tek çaresinin ise kişinin "Ben alkoKğun" dıyebilmesi olduğunu söy- lüyor. Alkol sorunu olanlann buluş- tuğu bir ortak nokta da hastaneye yat- manın da çözüm olmadığı. Önemli olan kişinin karar vermesi. Eğer alkoliklikten kurtulmaya ka- rar vermişseniz o zaman başvurabi- leceğiniz çeşitli yerler bulunuyor. Bunlardan birisi Adsız Alkolikler... Başkanı ya da aidatı yok. Gırmek için tek şart alkolü bırakma isteği. AA'la- ra ulaşmak istiyorsanız "250 34 70- 231 40 50" numaralı telefonlan ara- yabilirsiniz. Bunlann dışında Balıklı Rum Has- tanesi Anatolia Kliniği'ne 547 16 00 ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalık- lan bünyesinde Amatem'e 543 65 65 numaralı telefonlardan ulaşabilirsiniz. Aşui içflen alkol « cinsel gücü azâltıyor e-posta : tan (a prizma.net. tr Çeviri Servisi- Son yapılan bilimsel araş- tırmalar, normal sınırlar içinde içilen içki- nin kalp hastalığı riskini azalttığını, ancak aşın miktarlarda ve uzun süre içilen içki- nin cinsel gücü ve doğurganhğı olumsuz yön- de etkilediğini ortaya koyuyor. Uzun süreli ve aşın alkol kuüanımımn üre- me sistemi üzerindeki etkilerini araştıran bi- lim adamlan. alkole bağlı olarak gerek ka- dın gerekse erkekte belirgin fiziksel deği- şiklikler meydana geldiğini belirtiyor. Er- keklerde üreme organlannda küçüİme, kıl dökülmesi, göğüslerin büyümesi gibi deği- şimlerin yanı sıra vücut şeklınde de gözle görülür farklılıklar oluşuyor. Kas erimesi, göbek bölgesinde yağ birikimi, kol ve ba- caklann incelmesi, göğüs ve kann çevre- sinde genişleme, bu değişimlerin bazılan. Araştırmalar "bira göbeği" ile cinsel ikti- darsızlık arasında dogrudan bir ilişki oldu- ğunu doğruluyor. Bilim adamlan, içkinin üreme sistemi üzerindeki uzun vadeli etkilerini östrojen- testosteron dengesinde meydana gelen de- ğişiklikler ile açıklıyorlar. İçkiye bağlı ola- rak karaciğer fonksiyonlannda ortaya çıkan aksaklıklar. kadınlık hormonu östrojen ile erkeklik hormonu testosteron arasındaki sağlıklı dengeyi bozuyor. Bu dengesizlik er- kekte östrojen hormonunun normalin üze- rinde salgılanmasına yol açarak karakteris- tik erkek özelliklerini zayıflatıyor. Testis fonksiyonlannı bozuyor Aşın içkinin erkekler üzerindeki olum- suz etkisi, yalnızca karaciğer fonksiyonla- nnın bozuhnası ile sınırlı kaknıyor. Kanda- ki yüksek alkol düzeyi testis fonksiyonla- nnı da bozuyor. Bu durumda otomatik ola- rak testislerin salgıladığı testosteron hormo- nunda önemli ölçüde azahna ve sperm sa- yısında düşüş meydana geliyor. Nitelik ve nicelik acısından olumsuz etkilenen sperm- ler kısırlığa kadar uzanan bir dizi istenme- yen sonuçlar doğuruyor. Aynca bütün bun- lann üzerine testosteron hormonunun azal- ması erkekte libido kaybına da neden olu- yor. Aşın alkol, kadmlarda da erkeklerde gö- rülen olumsuz etkilere zemin hazırlıyor. Bunlara ek olarak menapoz döneminde her kadını etkileyen osteoporoz, alkolün etki- si ile daha erken yaşta başhyor ve kalça kı- nğı riskini arttınyor." SÖYLEŞİ ATTİL İLHAN Hesap Kitap ve Ötesi ( I I angi Sol', yayımlandığı zaman kıyameti kopa- I I ran, şu cümleye bağlanmıştı: "Ben 1950'den beri, bunu bilir bunu söylerim. Sosyalizm ya in- sancı ve özgürlükçü olacaktır, ya da olmayacak- tır." ÇHanai Sol', 4. basım, s. 58, Bilgi Yayınevi.) Sovyet Imparatorluğu'nun, en güçlü göründü- ğü yıllarda (1960'lar) verilmiş bu hükmün doğrulu- ğunu, 1990'larda 'çöküşü' kanıtlamadı mı, soranm; oysa hüküm basit bir diyalektiğe dayandırılmıştı: bir sonraki devrim, bir öncekinin müktesabatını (ka- zanımlannı) inkâr etmez, içerir. Fransız ihtilâli, 'kul'u 'birey'e dönüştürmüş; hukuk eşitliği ve de- mokratik özgüıiükleriyle, Vurttaş'laştrmışt; Sov- yet İhtilâli, bunları koruyup, üstüne ekonomik güvenliği ve eşitliği ekleyerek, gelişmeyi tamam- layacakt! Stalin'den itibaren gittikçe kemikleşen 'Bürokra- si' diktası, birincisini ikincisine feda etmış; daha da kötüsü, sosyalizm bundan ibarettir sanmıştı: 'Sov- yet toplumu', 'Bürokrasi+Teknokrasi' ayncalığı ile 'özürlü' bir toplumdu; ne tam eşitlikçi olabil- di, ne tam özgürlükçü: dağılmasına şaşmalı mı? Anadolu İhtilâli, Gâzi'nin belirttiği üzere, Fran- sız Ihtilâli'nden esinlenmiş, ulusal demokratik bir dev- rim; yâni amacı 'kul'u 'birey'e, 'intisab'ı, 'bireysel- liğe' dönüştürmek: 'tebaa'dan 'yurttaş' yarat- mak; dolayısıyla hukuk eşitiiğini ve demokratik özgürlüğü (insan haklannı) sağlamak! Oysa Inö- nü Cumhuriyeti'nden -gerçekte 1935'den- itibaren güçlenen merkeziyetçi bürokrasi, ihtilâl'in amacını 'totalitertiğe' ieöa etmiş; üstelik bunu o kadar 'kök- den' yapmıştır ki, 'demokrasiye geçtiği' zaman bi- le, totaliter iç yapısını konjmuştur. Besbelii Anadolu İhtilâli nin amacı, 'serada' bir burjuvazi yetiştirip onunla 'ortakyaşam'a geçerek, basbayağı 'oligarşik' bir 'demokrasi oyunu' oynamak değildi; bu ona, burokrasinin yakıştrdığı 'son', çün- kü İhtilâl'in -esnek, birikip sıçramalı, 'çağdaş uy- garlık' amaçlı, 'en hakiki mürşit ilimdir' metod- lu- d'ıyalektiğini hiç hesaba katmaz. Türk 'demok- rasisinin' k\rky\\\\k'perişanlığı'bundan; oysatarihin hükmü değişmez: demokrasi, ya hukuki eşitiiğe, insan haklarına dayalı, 'sivil' ve 'özgürlükçü' bir yönetim olacaktır, ya da olmayacaktır. Acı ve çıplak gerçek nedlr? Farkında mısınız? Şu günler, bu köşede 'nöbeti dev- raldığımın' yıldönümü, dönüp arkama baktığım zaman, neyapmayaçalıştığımı görüyorum.. 1/Siya- seti, 'menfaat particiliğine' ındirgemiş gündelik zır- valara rtibaretmeden, Türkiye'nin gerçek gündemi- ni araştırmak! 2/ Palavra siyasetçiliğinin tozu duma- nı arasından, tarihi sürecin ve ekonomi politiğin di- yalektiğini saptamaya çalışmak! 3/Önkabulleri ve ön- yargılan tartışmaya açıp, anti/tezler üreterek, yeni sentezler denemek! Acı ve çıplak gerçek nedir? Hâlâ 'sağ't ve 'so/'u budanmış, 'güdüm/ü'birdemokrasiyiz; 'siyasi top- lum' (Bürokrasi) 'sivil toplum'u (Millet) tepeden tır- nağa 'denetimi' altındatutuyor; 'devlet' demek, as- lında ayncalıklarla donatılmış, 'lâik' ve 'alafranga' 'Bürokrasi' ile aynı ayncalıklardan yararlanan '8t/r- juvazi' demek; bu 'çekirdek' 'Dev/efintakendisi; 'hâ- kimiyetin kayıtsız şartsız halkta olduğu' gerçeği unu- tulmuş, ya da unutturulmuş; bu da halkın önüne se- çimlerde sunulan 'seçene/c/erin önceden sınırlanma- sı ve kısrtlanmasıyla gerçekleşiyor; kim ki buna kar- şı sesini yükseltir, cevabı o sorudur: "Kırk katır mı, kırk satır mı?" Dünyanın neresinde 'cunta' anayasasını meşrû ve mûteber sayan 'bağımsızyargı' görülmüş? Han- gi demokraside, hangi 'bağımsız' Anayasa Mahke- mesi, zoria 'tebdil, tağyir ve ilgâ edilmiş' biranaya- sanın hesabını, bu işi yapanlardan sormaz? Yargı- tay 4. Ceza Dairesi Başkanı Dr. Sâmi Küçük, bakı- nız ne diyon "...bir ülke istemediği bir rejim artında yönetil- mişse, onun sorumlulanndan hesabını sormalı- dır. Bu bir onur sorunudur. Böyle bir anayasayı alıyorsunuz ve halka, 'ya kabul et ya da dikta- törlüğümü sürdüreceğim' diyorsunuz. Bence onurlu bir halk buna katlanamaz" (Yeni Yüzyıl, 21 Temmuz1997) İyi de, onurlu bir Anayasa Mahkemesi 'katlanabi- lir' mi? Hele Gâzi Mustafa Kemal'in 'idâre baştan başa halka verilecektir', 'memleketin idâresi bir halk idâresi olacaktır' dediği bir ülkede... Bir yıl su gibi aktı... O imdi tekrar Mes'ud Cemil Bey'in Nihâvend saz V semâisine dönebilir miyiz? Yunus Nadi'ye adan- mış o ilk yazımın başlığı neydi, aklınızda mı? "- O, bir Inkılâpçıydı..." ve sözü bağlarken demiştim ki: "...o nesil inkılâp nesliydi, bizse onun çocuğu, bir manada inkılâbın; onun içindir ki, adımız Yunus Nadi'dir, Falih Rıfkı'dır, Yakup Kadri'dir, Rûşen Eş- ref'dir, Hamdullah Suphi'dir, Halide Edip'dir, M. Zekeriya'dır, Sabiha Sertel'dir, Suat Derviş'dir; on- lann, yâni Müdafaa-i Hukuk'un gönlümüzde yü- celttiğimiz anıtına, bir sap kırmızı karanfil bıra- kıp, nöbeti devralıyorum..." (Cumhuriyet, 16 Eylül 1996) Bir yıl su gibi aktı: 'nöbef aynı platformda, aynı selâbet ve celâdetle devam ediyor. Yarası olan gocunuri http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://vww.eda.tr/-bikjiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle