Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmrivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordmatöru; Hikmet
Çetinkaya 0 Yazuşlen Müdürfen: İbrahim
Yıidız - Dinç Ta\anç 0 Sorumlu Müdür
Fikret tlkiz 0 'Haber Merkezı Mudürii.
Hakan Kara #Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberier Şinasi Danışoğlu 0 tstıhbarat. Cengiz
V Udınm 0 kultur Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir \ ücdman 0 Nlakaleler Sami karaören
0Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan
Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt
Haberien. Mehmet Faraç
Yayın Kurulu. tlhan Sdçuk < Başkan).
Orhan Erinç, Oktay Kurtböke.
Hikmet Çetinkava, Şükran Soner,
Ergun Bakı, Dinç Ta> anç, İbrahim
Yıldız, Orhan Bursaiı, Mustafa
Balbav. Hakan Kara.
AnkaraTemsıkısı MustafaBalbay AtatürkBuhanNo:
125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(?hat), Faks.
4195027 0 Izmır Temsilcisı: Serdar Kızık, H. Zıya
BK. 1352 S.2 3Tel4411220. Faks. 44191170 Adaha
Temsilcisı. Çetin Yigenoglu, Inönü Cd 119 S. No: 1 Kat: 1.
Tel. 363 12 11. Faks-363 12 15
Müessesf Müdurü î'stûn Akmen #
Koordjnaıor Ahmet Korulsaıı #
Muhasebe- Bûlent Yener«Idare Hiisoin
Gürtr • l;Ictmc Öoder Çeiik • Bügı-
tşlem N'ail İnal 9 Bılgısayar Sıstem.
Mfirüvet Çikr#Satıs Fazüet Koza
MEDYA C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel Mudür Gûlbin
Erduran • Koordınatör Reha
Işıtman # Genel Müdur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
^a}inla>an ve Basan: Yenj Gun Haber Aıansı Basm ve Yayıncüık A Ş
Turt.cajı Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 ist'PK. 246 lstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 1 EKİM 1997 İmsak:5.28 Güneş: 6.53 Öğle: 13.01 tkindi: 16.17 Akşam: 18.55 Yatsı: 20.13
Şeffaf
Kate Moss
• Çe\ iri Ser\ isi - 50
modaevinin katılımı ile
gerçekleştirilen Londra
Moda Haftası.
birbmnden ilginç
gösterilere sahne oluyor.
Kreasyonlannda
şefFaflığa geniş yer veren
ünlii modacı Bella
Freud'un kelebekli gece
giysısinı sunan Ingiliz
süpermodel Kate Moss,
özellikle erkek
izle\icilenn yüreklerini
hopîattı. (Fotoğraf:
RELTERS)
Nükleer santral
tartışması
• ADAıMA (Cumhuriyet
Bürosu) - ÇevTe Bakanı
îmren Aykut. prensipte
nükleer santrallan
destekleyen bir kişi
olmadığını belırterek
"Illa enerji ihtıyacımız
var dıye çevreyi
mahvedecek.
geleceğimizi tehdit
edecek yatınmlara
müsaade edecek değıliz"
dedi. Ancak ÇevTe
Bakanı Aykut, "Enerji
ihtiyacını göz önünde
tutmaktan başka çare de
yok" diyerek nükleer
santrala açık kapı
bırakmayı ihmal etmedi.
Aykut, hükümetin henüz
nükleer santral kurulması
ya da kurulmaması
konusunda kesin bir
karannın bulunmadığını
da belirtti.
Fabrika zehir
saçıyor
• YALO\A
(Cumhuriyet) - Kimyasal
atıklarını yıllardır
Marmara Denizfne
pompalayan Yalova Elyaf
Fabrikası. ilgili
bakanlıklara antma
tesisini 1 Ağustos 1997
tanhınde bitıreceklerini
taahhüt etmesıne rağmen.
tesisı henüz faaliyete
geçirmedı. Fabrika.
atıklarmı. çevrede oturan
halkın şıkâyeti üzerine
deniz yerine toprak bir
alana boşaltmaya
başlarken ciftçılerin
ektikleri ekinlerin
hepsinın yanması,
kimyasal atıklann yeraltı
sulanna sızarak
zehirlediği şüphelerini
arttırdı.
Çe\ re Koruma ve
Yaşatma Derneği Başkanı
Arif Ekim. fabrikanın
denetlenmesi konusunda
Yalova Valiliği'ni ve ilgili
bakanlıklan göreve
çağırdı.
Dünyadaki yetişkin nüfüsun yüzde 7'si alkol sorunu yaşıyor. Alkole başlama yaşı 12
Kurtubnak içiıı şişeden ıızak dur
Alkolik misiniz?
12 soruluktest
İstanbul Haber Servisi
- Adsız alkoliklerin
alkolü tanıma ve
tanıtmak için
hazırladıklan 12
soruluk testle
probleminiz olup
olmadığını
anlayabilirsiniz.
Sorulardan dördüne
ya da daha fazlasına
"evet" yanıtı
verenlerin içkiden çok
ciddi sorunlan olduğu
görülmüş. Işte alkolik
olup olmadığınıza
karar vereceğiniz 12
soru:
1 - Bir hafta boyunca
içki içmemeye karar
vcrdiğiniz halde,
da\anamayıp birkaç
gün sonra \eniden
içmeye başladığınız
oldu mu?
2 - Çevrenizdeki
insanlar, içki
içmenizle
ilgilendiklerinde
'Bunlara da ne
oluyor? İçki
içmemden onlara ne'
dediğiniz oluyor mu?
3 - Her zaman ictiğiniz
içkiyi. baş ağnsı
yapmaması. ağzuuzın
kokmaması ya da
sarhoş etmemesi için
değiştirdiğiniz oldu
mu?
4 - Son bir yıl içınde
sabahlan da içtiğiniz
oldu mu?
5 - İçtiği halde
herhangi bir sorunu
olma>an kimselere
gıpta eder misiniz?
6 - Son bir yıldır içki,
sağlığınızla ilgili
sorunlar yaratmaya
başladı mı?
7 - İçkiye olan
düşkünlüğünüz evde
sorun yaratryor mu?
8 - Çağnlı olduğunuz
bir toplantıda. sunulan
içkiyi yeterli bulmayıp
daha fazlasını arar
mısınız?
9 - Istemedtğiniz halde
sarhoş olduğunuzu
bilmenize rağmen
'Dilediğim an içkiyi
bırakabilirim'
dediğiniz oluyor mu?
10 - Son yıllarda. gece
çok içtiğiniz için
ertesi gün işe
gelmediğiniz oluyor
mu?
11 - Ayüdığınız zaman,
sarhoş geçirdiğiniz
gecelerin
hatuiayamadığuıız
anlan oluyor mu?
12 - tçmeseydim
hayatım çok daha iyi
olurdu diye
düşündüğünüz oluyor
mu'
1996da 873 bin litre alkol tuketildi
Tercihimiz bira
TEKEL Genel
Müdürlüğü'nün
verdiği bilgiye göre
Türk insanının en çok
tercih ettiğı içki bira.
TEKEL'in verilerine
göre 1996 yılı içinde
toplam 873 bın 553
litre alkol tuketildi.
Bunlardan 667 bin
976 litreyle bira
birinci sırada Rakı,
votka gibi yüksek
alkollü içkiler 83 bin
648 litre. şarap 27 bın
281 litre tuketildi.
Türkiye'nin en çok
rakı tüketilen ili ise
Tekirdağ.
Bunu sırasıyla Muğla,
Kırklareli, Edirne,
lzmir, Aydın. Antalya,
Çanakkale, lstanbul ve
Balıkesir izliyor.
SAADET USLU
• Alkol bağımlılannın genellikle bunu kabul etmediklerini
belirten psikiyatrist Dr. Hasan Mırsal, çatışma ortamı ve
depresyonun yeniden başlamada risk oluşturduğuna dikkat çekiyor.
"Birincisi alkolü körüye kullananlar var-
dır. Bunlar, içme davranışından biyolojik ve
sosyalyönden etkilcnirlcr. Alkollüy ken ara-
ba kullaruna, karadğer hastasıyken içme ya
da içtikten sonra yaptıklannı hatıriamama
gibi. Bir de bağımlılar var. Burada. miktar
artışL, alkolü değiştirme. son alkolü aldık-
tan sonra 3-4 gün süren terleme. titreme gi-
bi \oksunluk belirtileri vardır. Bir kişi al-
kole başladıktan sonra kötüye kullanma
davranışı gösteriyorsa yiizde 95 ihtimalle 10
yıl sonra bağunlı olacaktır."
Bağımlı ınsanlann genellikle bunu ka-
bul etmediklerini ve hastalık sürecini uzat-
tıklannı belirten Mırsal, "Kesin tedavi iç-
memek" diyor. Alkolü bırakanlara "Bun-
dan sonra şişeden uzak durun" çağnsı ya-
pan Hasan Mırsal. çatışma ortamı ve dep-
resyonun yeniden başlamada risk oluştur-
duğuna dikkat çekiyor. Alkolden uzak kal-
madaki en önemli etkenlerden birinin, ai-
Kimi aile alışkanlıklan sonucu. kimisi ar-
kadaşlanna özenle, kimisi "Bir deneyeyinı''
hevesiyle başhyor alkole. Başta sadece sos-
yal içiciyken zamanla onsuz yaşanmaz ha-
le geliniyor. Sadece içen değil: ailesi, sev-
dikleri de bağımlı oluyor... •
Toplum alkolıkleri hâlâ yadırgıyor. dış-
lıyor. Bunun bir hastalık olduğunu söyle-
mekten kaçınıyor. Bilimsel olarak tedavi-
si bulunamayan alkolden tek kurfuluş yo-
lu ise "'Bırakmayı istemek ve bırakmak-."
Kişilerin öğrenmeye bağlı .olarak alkole
başladıklannı belirten Psikiyatrist Dr. Ha-
san Mırsal, dünyada yetişkinlerin yüzde
7'sinin alkolle problemi olduğunu söylüyor.
Ayık kalma süresınin 6 ayda yüzde 60, 4
yılda ise yüzde 25 olduğunu kaydeden Mır-
sal. alkol problemi olanlan şöyle anlatı-
yor:
• Alkolle sorunu olan insanlann beşte birinin kadın olduğunu
belirten Dr. Mırsal, kadmlarda alkol probleminin az
görülmesini sosyal nedenlere bağlıyor. :
Alkolle sorunu olan insanlann beşte bi-
rinin kadın olduğunu belirten Dr. Mırsal,
Türkiye'de son yıllarda kliniğe yatan kadın-
lann oranının arttığını söylüyor. Mırsal,
u
Kadmlarda alkol probleminin az görülme
nedenlerinden biri karaciğerindeki alkolü
parçalayan enzimlerin akti-vitelerinin dü-
şük olması. Yani az alkolle sarhoş oluyor-
lar. Ancak çok daha önemli olan sosyal ne-
denlerle erkeklere göre geçyaşta alkole baş-
lamalan ve toplumun kadinın içki oünası-
nı \adirgamasi" diyor. Özellikle genç ka-
dmlarda artan içiciliğin nedeni yapılan bir
araştırmada şöyle sıralanıyor:
"Yüzde 79 sos>alolabilmek,yüzde51 ye-
mekte hoşuna gittiği için, yüzde 42 yorgun-
luğu gidermek için, yüzde 20 kendine gü-
ven duymak için,yüzde 19 neşelenmek için,
yüzde 13 görevi gereği, yüzde 13 işyerinde-
ki baskılardan, yüzde 13 ebeveyn ohnanın
verdiği baslodan."
le içındekı ortam olduğunu vurgulayan Dr.
Mırsal, şunlan söylüyor:
"Alkol problemi olan birisinin eşiyseniz,
özel olarak yapmanız gereken bir şey yok.
Ancak kişi alkolü bıraksa bile eşte buna
bağh sıkınhlar de\am edebüir. Böyle bir
durumda eşin paylaşun toplantılanna ka-
nlması iyi ohır. Alkolik birinin eşi kendini
korumak için bozuk bir uyum ortamı ya-
ratır. Bu durum alkolün bırakılmasında da
de>>
am ederse kişi için yeniden başlama ne-
deni olabilir."
Karaciğeri öldürüyor
Alkolün iyi huylu kolesterolü düşürme-
de etkıli olmadığının kanıtlandığını da vur-
gulayan Mırsal, "Alkoliklerin kalp-damar
hastalıklanndan öunediği dognı. Çünkü
bu hastahklara vakalanmasına firsat kalma-
dan ya trafikte ya da karaciğer hastalığuı-
dan ölüyorlar" diye konuşuyor.
Günde
ISmifyorsigam
tiiketiUyor
Çeviri Servisi - Ele aldığı
konulan, kendine özgü yorumu ve
çarpıcı fotoğraflarla gözler önüne
seren Colors, bu kez sigara içme
alışkanlıklanmızı sorguluyor.
Colors, insan yaşamını en az
sigara kadar tehdit eden pek çok
unsurun da farkında olmadığımızı
iddia ediyor.
Sigarada bulunan kanserojen
maddelerin insan vücudu
üzerindeki etkilerini çarpıcı bir
kolajla sergileyen Colors.
deterjan, saç boyası, aseton,
tükenmez kalem, otomobil aküleri,
haşere ılaçlan gibi günlük
yaşamda çok sık kullandığımız
ürünlerin de vücutta benzer
oluşumlara yol açabileceğine
dikkat çekiyor.
Colors, sigaranın dünyanın pek
çok yöresinde para gibi değiş
tokuş aracı olarak görev yaptığına
da değiniyor.
Örneğin Afganistan'da 50 sigara
karşılığında Çin'den kaçak olarak
ithal edilen AK-47 mermisi,
Mozambik'te iki sigara paketi ile
canlı bir tavuk alınıyor.
Dergi günde 15 milyar sigara
tüketildiğine dikkat çekiyor.
'Ben alkoliğim' diyebilmek, tedavi için en önemli adım
Içkînin dozunu kaçıraıılar
İstanbul Haber Servisi - Onlar için
önemli olan bugün. Dün ya da yarın
yok. Rakı sofrasının mezelerinin ba-
şmda memleket meseleleri, başbaka-
nın konuşması. 5 kişinin öldüğü tra-
fık kazası ya da çocuğun karnesinde-
ki zayıf geliyor. Hiçbir zaman kabul
edilmeyen tek şey ise bir alkolik olun-
duğu, alkolün hayatı çekılmez yaptı-
•gı... Hiçbiri içki>i ilk yudumladığın-
da alkolik olmayı düşünmemişti. An-
cak çeşitli nedenlerle içkinin dozu
fazla kaçtı. Bırakanlar birdaha o gün-
lere dönmek istemiyor ve bazılan ör-
nek olması için yaşadıklannı şöyle an-
latıyor:
Babası bir alkolikti. Alkolden nef-
ret ederek büyüdü. Gençliğinde he-
vesle başladı içmeye. Sonra etkisi ho-
şuna gitti. İlk zamanlar aşın içmiyor-
du. Seçtiği eş de bir alkolikti. Çocu-
ğu oldu. 20 yıl devam eden evliliğin-
de eşiyle anlaştığı tek konu içkiydi.
Dayanamadığı bir anda 20 yaşında-
ki oğluyla birlikte evden kaçtı. Dul-
luğun verdiği rahatlıkla daha da faz-
la içmeye başladı. Artık o olmadan ya-
şayamıyordu. Oğlu da onunla birlik-
te içmeye başladı. Değışmesi ancak
alkolik olduğunu kabul etmesiyle
mümkün oldu. 4.5 yıldır içmiyor ve
artık kendini seviyor. Ancak oğlu da
bir alkolik ve bunu henüz kabul et-
miyor.
Alkolizmin her evresıni yaşayan
bir başkası, "Arnk birşeylerin tadı kaç-
mışsa siz alkoliksiniz" diyor. Kurtul-
manın tek çaresinin ise kişinin "Ben
alkoKğun" dıyebilmesi olduğunu söy-
lüyor. Alkol sorunu olanlann buluş-
tuğu bir ortak nokta da hastaneye yat-
manın da çözüm olmadığı. Önemli
olan kişinin karar vermesi.
Eğer alkoliklikten kurtulmaya ka-
rar vermişseniz o zaman başvurabi-
leceğiniz çeşitli yerler bulunuyor.
Bunlardan birisi Adsız Alkolikler...
Başkanı ya da aidatı yok. Gırmek için
tek şart alkolü bırakma isteği. AA'la-
ra ulaşmak istiyorsanız "250 34 70-
231 40 50" numaralı telefonlan ara-
yabilirsiniz.
Bunlann dışında Balıklı Rum Has-
tanesi Anatolia Kliniği'ne 547 16 00
ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalık-
lan bünyesinde Amatem'e 543 65 65
numaralı telefonlardan ulaşabilirsiniz.
Aşui içflen alkol «
cinsel gücü azâltıyor
e-posta : tan (a prizma.net. tr
Çeviri Servisi- Son yapılan bilimsel araş-
tırmalar, normal sınırlar içinde içilen içki-
nin kalp hastalığı riskini azalttığını, ancak
aşın miktarlarda ve uzun süre içilen içki-
nin cinsel gücü ve doğurganhğı olumsuz yön-
de etkilediğini ortaya koyuyor.
Uzun süreli ve aşın alkol kuüanımımn üre-
me sistemi üzerindeki etkilerini araştıran bi-
lim adamlan. alkole bağlı olarak gerek ka-
dın gerekse erkekte belirgin fiziksel deği-
şiklikler meydana geldiğini belirtiyor. Er-
keklerde üreme organlannda küçüİme, kıl
dökülmesi, göğüslerin büyümesi gibi deği-
şimlerin yanı sıra vücut şeklınde de gözle
görülür farklılıklar oluşuyor. Kas erimesi,
göbek bölgesinde yağ birikimi, kol ve ba-
caklann incelmesi, göğüs ve kann çevre-
sinde genişleme, bu değişimlerin bazılan.
Araştırmalar "bira göbeği" ile cinsel ikti-
darsızlık arasında dogrudan bir ilişki oldu-
ğunu doğruluyor.
Bilim adamlan, içkinin üreme sistemi
üzerindeki uzun vadeli etkilerini östrojen-
testosteron dengesinde meydana gelen de-
ğişiklikler ile açıklıyorlar. İçkiye bağlı ola-
rak karaciğer fonksiyonlannda ortaya çıkan
aksaklıklar. kadınlık hormonu östrojen ile
erkeklik hormonu testosteron arasındaki
sağlıklı dengeyi bozuyor. Bu dengesizlik er-
kekte östrojen hormonunun normalin üze-
rinde salgılanmasına yol açarak karakteris-
tik erkek özelliklerini zayıflatıyor.
Testis fonksiyonlannı bozuyor
Aşın içkinin erkekler üzerindeki olum-
suz etkisi, yalnızca karaciğer fonksiyonla-
nnın bozuhnası ile sınırlı kaknıyor. Kanda-
ki yüksek alkol düzeyi testis fonksiyonla-
nnı da bozuyor. Bu durumda otomatik ola-
rak testislerin salgıladığı testosteron hormo-
nunda önemli ölçüde azahna ve sperm sa-
yısında düşüş meydana geliyor. Nitelik ve
nicelik acısından olumsuz etkilenen sperm-
ler kısırlığa kadar uzanan bir dizi istenme-
yen sonuçlar doğuruyor. Aynca bütün bun-
lann üzerine testosteron hormonunun azal-
ması erkekte libido kaybına da neden olu-
yor.
Aşın alkol, kadmlarda da erkeklerde gö-
rülen olumsuz etkilere zemin hazırlıyor.
Bunlara ek olarak menapoz döneminde her
kadını etkileyen osteoporoz, alkolün etki-
si ile daha erken yaşta başhyor ve kalça kı-
nğı riskini arttınyor."
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Hesap Kitap ve Ötesi
( I I angi Sol', yayımlandığı zaman kıyameti kopa-
I I ran, şu cümleye bağlanmıştı: "Ben 1950'den
beri, bunu bilir bunu söylerim. Sosyalizm ya in-
sancı ve özgürlükçü olacaktır, ya da olmayacak-
tır." ÇHanai Sol', 4. basım, s. 58, Bilgi Yayınevi.)
Sovyet Imparatorluğu'nun, en güçlü göründü-
ğü yıllarda (1960'lar) verilmiş bu hükmün doğrulu-
ğunu, 1990'larda 'çöküşü' kanıtlamadı mı, soranm;
oysa hüküm basit bir diyalektiğe dayandırılmıştı: bir
sonraki devrim, bir öncekinin müktesabatını (ka-
zanımlannı) inkâr etmez, içerir. Fransız ihtilâli,
'kul'u 'birey'e dönüştürmüş; hukuk eşitliği ve de-
mokratik özgüıiükleriyle, Vurttaş'laştrmışt; Sov-
yet İhtilâli, bunları koruyup, üstüne ekonomik
güvenliği ve eşitliği ekleyerek, gelişmeyi tamam-
layacakt!
Stalin'den itibaren gittikçe kemikleşen 'Bürokra-
si' diktası, birincisini ikincisine feda etmış; daha da
kötüsü, sosyalizm bundan ibarettir sanmıştı: 'Sov-
yet toplumu', 'Bürokrasi+Teknokrasi' ayncalığı
ile 'özürlü' bir toplumdu; ne tam eşitlikçi olabil-
di, ne tam özgürlükçü: dağılmasına şaşmalı mı?
Anadolu İhtilâli, Gâzi'nin belirttiği üzere, Fran-
sız Ihtilâli'nden esinlenmiş, ulusal demokratik bir dev-
rim; yâni amacı 'kul'u 'birey'e, 'intisab'ı, 'bireysel-
liğe' dönüştürmek: 'tebaa'dan 'yurttaş' yarat-
mak; dolayısıyla hukuk eşitiiğini ve demokratik
özgürlüğü (insan haklannı) sağlamak! Oysa Inö-
nü Cumhuriyeti'nden -gerçekte 1935'den- itibaren
güçlenen merkeziyetçi bürokrasi, ihtilâl'in amacını
'totalitertiğe' ieöa etmiş; üstelik bunu o kadar 'kök-
den' yapmıştır ki, 'demokrasiye geçtiği' zaman bi-
le, totaliter iç yapısını konjmuştur.
Besbelii Anadolu İhtilâli nin amacı, 'serada' bir
burjuvazi yetiştirip onunla 'ortakyaşam'a geçerek,
basbayağı 'oligarşik' bir 'demokrasi oyunu' oynamak
değildi; bu ona, burokrasinin yakıştrdığı 'son', çün-
kü İhtilâl'in -esnek, birikip sıçramalı, 'çağdaş uy-
garlık' amaçlı, 'en hakiki mürşit ilimdir' metod-
lu- d'ıyalektiğini hiç hesaba katmaz. Türk 'demok-
rasisinin' k\rky\\\\k'perişanlığı'bundan; oysatarihin
hükmü değişmez: demokrasi, ya hukuki eşitiiğe,
insan haklarına dayalı, 'sivil' ve 'özgürlükçü' bir
yönetim olacaktır, ya da olmayacaktır.
Acı ve çıplak gerçek nedlr?
Farkında mısınız? Şu günler, bu köşede 'nöbeti dev-
raldığımın' yıldönümü, dönüp arkama baktığım
zaman, neyapmayaçalıştığımı görüyorum.. 1/Siya-
seti, 'menfaat particiliğine' ındirgemiş gündelik zır-
valara rtibaretmeden, Türkiye'nin gerçek gündemi-
ni araştırmak! 2/ Palavra siyasetçiliğinin tozu duma-
nı arasından, tarihi sürecin ve ekonomi politiğin di-
yalektiğini saptamaya çalışmak! 3/Önkabulleri ve ön-
yargılan tartışmaya açıp, anti/tezler üreterek, yeni
sentezler denemek!
Acı ve çıplak gerçek nedir? Hâlâ 'sağ't ve 'so/'u
budanmış, 'güdüm/ü'birdemokrasiyiz; 'siyasi top-
lum' (Bürokrasi) 'sivil toplum'u (Millet) tepeden tır-
nağa 'denetimi' altındatutuyor; 'devlet' demek, as-
lında ayncalıklarla donatılmış, 'lâik' ve 'alafranga'
'Bürokrasi' ile aynı ayncalıklardan yararlanan '8t/r-
juvazi' demek; bu 'çekirdek' 'Dev/efintakendisi; 'hâ-
kimiyetin kayıtsız şartsız halkta olduğu' gerçeği unu-
tulmuş, ya da unutturulmuş; bu da halkın önüne se-
çimlerde sunulan 'seçene/c/erin önceden sınırlanma-
sı ve kısrtlanmasıyla gerçekleşiyor; kim ki buna kar-
şı sesini yükseltir, cevabı o sorudur: "Kırk katır mı,
kırk satır mı?"
Dünyanın neresinde 'cunta' anayasasını meşrû
ve mûteber sayan 'bağımsızyargı' görülmüş? Han-
gi demokraside, hangi 'bağımsız' Anayasa Mahke-
mesi, zoria 'tebdil, tağyir ve ilgâ edilmiş' biranaya-
sanın hesabını, bu işi yapanlardan sormaz? Yargı-
tay 4. Ceza Dairesi Başkanı Dr. Sâmi Küçük, bakı-
nız ne diyon
"...bir ülke istemediği bir rejim artında yönetil-
mişse, onun sorumlulanndan hesabını sormalı-
dır. Bu bir onur sorunudur. Böyle bir anayasayı
alıyorsunuz ve halka, 'ya kabul et ya da dikta-
törlüğümü sürdüreceğim' diyorsunuz. Bence
onurlu bir halk buna katlanamaz" (Yeni Yüzyıl, 21
Temmuz1997)
İyi de, onurlu bir Anayasa Mahkemesi 'katlanabi-
lir' mi? Hele Gâzi Mustafa Kemal'in 'idâre baştan
başa halka verilecektir', 'memleketin idâresi bir
halk idâresi olacaktır' dediği bir ülkede...
Bir yıl su gibi aktı...
O imdi tekrar Mes'ud Cemil Bey'in Nihâvend saz
V semâisine dönebilir miyiz? Yunus Nadi'ye adan-
mış o ilk yazımın başlığı neydi, aklınızda mı? "- O,
bir Inkılâpçıydı..." ve sözü bağlarken demiştim ki:
"...o nesil inkılâp nesliydi, bizse onun çocuğu, bir
manada inkılâbın; onun içindir ki, adımız Yunus
Nadi'dir, Falih Rıfkı'dır, Yakup Kadri'dir, Rûşen Eş-
ref'dir, Hamdullah Suphi'dir, Halide Edip'dir, M.
Zekeriya'dır, Sabiha Sertel'dir, Suat Derviş'dir; on-
lann, yâni Müdafaa-i Hukuk'un gönlümüzde yü-
celttiğimiz anıtına, bir sap kırmızı karanfil bıra-
kıp, nöbeti devralıyorum..." (Cumhuriyet, 16 Eylül
1996)
Bir yıl su gibi aktı: 'nöbef aynı platformda, aynı
selâbet ve celâdetle devam ediyor. Yarası olan
gocunuri
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://vww.eda.tr/-bikjiyay/yazar/ailhan.htlm