Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Lojman tazminatı
ödeniyop
• ANKARA (ANKA) -
Malive Bakanlığının
lojman rahsıslenyle ilgili
Devlet Memurlan Kanunu
Genel TebliğTnde vaptığı
değişıldığe göre özel
tahsisli lojmanda oturma
hakkı o.duğu halde bu
hakkını kullanmayacağını
>azılı o.arak beyan eden üst
düzey kamu göre\lilen de
lojman :azmınatından
>ararlanacak. Daha önce.
görevı gereğı özel tahsisli
konutta oturma hakkı
olduğu halde bu hakkını
kullanmayanlara aynca
lojman tazmınatı
ödenmiyordu.
Herkese
öğretmenlik
• ANKARA (ANKA) -
Mılli Egitim Bakanhğı,
sınıf öğretmenliğı branşında
yaşanan öğretmen açığinı
kapatabılmek için
uyguladığı herkese
ögretmenlik karannın
alanını genışletıyor
Bakanlık. ilkokullardan
sonra okul öncesi eğıtim
kurumlanna da meslek
dışından kişileri öğretmen
olarak atayacak. Bakanlık
önümüzdeki günlerde
yapılacak öğretmen
atamalannda. 5 bm adayı
okul öncesi egitim alanında
göre\lendirmeyi planhyor
Karann uygulmaya
konması ıle birlikte
anaokullannda da
\etennerlık, ziraat
mıihendisliğı ve ilahiyat
fakültesi mezunlan.
çocukJann eğıtımini
üstlenebılecek.
Tuncay Tanboğa
toprağa venildi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Günümüzün en
başanlı Karagöz
sanatçılanndan "Hayali
Torun Çelebi" olarak anılan
Tuncay Tanboğa toprağa
verildi. Uluslararası Kukla
ve Gölge Oyunu Birlıği'nin
(UNIMA) Türkiye
Merkezi'nın kuruluşu içın
büyük çaba harcayan
sanatçı, Türk Karagöz ve
kukla sanatının tanıtılması
ve yaşatılmasında
gösterdiğı başanlardan
dolayı geçen yıl UNIMA
Türkiye Merkezı tarafından
ödüllendirilmışti. Önceki
gün \efat eden Tanboğa'mn
cenazesı Hacıbayram
Camii'ndeki ikindi
namazının ardından
Karşıyaka Mezarlığı"nda
toprağa verildi.
'Barış İçin Bir
Milyon Imza'
• ADANA (Cumhuriyet
Güney İlieri Bürosu) -
"Banş için Bir Milyon
Imza" gırişimı sözcüsü Av.
Eşber Yağmurderelı. bugün
Türkjye'nın en önemlı
sorununun banş olduğunu
vurgulayarak. "Türkıye'de
bugün olmayan şey ler banş
ortamı sonrasında olmaya
başlayacak" dedi. DİSK
Bölge Temsilciliği'nde çok
sayıda demokratik kitle
örgütü temsilcisinin
katılımıyla basın toplantısı
düzenleyen Av. Eşber
Yağmurdereli. ''Banş İçin
Bir Milyon Imza"
kampanyasının büv ük ilgi
gördüğünü belirtti.
DYP'de DTP
sıkıntısı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP Grup
Başkanvekili Ali Rıza
Gönül, DYP ve AP'nin
devamı olan tek partinin
DYP olduğunu savunarak
Yeni Oluşumculann kin,
nefret, husumet ve
küskünlük üzerine parti
kurduğunu söyledi. DYP
Meclis Grubu"nun birlik \e
bütünlük içinde dimdik
ayakta olduğunu söyleyen
Gönül, hiçbir oluşumun
DYP'yi ınandıği çizgınin
dışına çıkaramayacağını
söyledi.
CHP'den gensoru
• ANKARA (Ankara
Bürosu)-CHPTBMM
Grubu. usulsüz yapıldığını
iddia ettıği SSK sınavıyla
ilgili olarak Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı
Necati Çelik hakkında
hazırladığı gensoru
önergesinı dün TBMM
Başkanlığı'na verdi.
SSK'ye personel alınacağı
ilanı üzenne binlerce
kişinin türlü güçlüklerle
Ankara'ya kadar gelip
günlerce sıra bekleyerek
başvurulanm yaptıklannın
belirtildiği gerekçede,
usulsüzlerin başvuru
yöntemiyle başjadığı. sına\
başvurulannın illerde SSK
müdürlükJerine yaptınlması
mümkün iken bu yolun
seçılmediği ve vatandaşa
güçlük çıkartıldığı
behrtildi.
Göktepe'nin öldürülmesi olayı ile ilgili olarak hakkmda soruşturma yapılması istemine ret
Taşanlar'a suçlamaBakanlık raporu İçişleri Bakanhğı müfettişleri tarafından İZİn Verİlmedİ Içişleri Bakanhğı Teftiş Kurulu Başkanhğrnın
hazırlanan raporda. gazeteci Göktepe'nin öldürülmesi olayında suçlamalanna karşın bakanhğın. dönemin Emniyet Müdürü
dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar ve Emniyet Taşanlar ile müdür yardımcısı Bayrak hakkında ceza ve disiplin
Müdür Yardımcısı Kemal Bayrak'ın da suçlu olduğu belirtildi. soruşturması açılmasına izin vermediği öğrenildi.
DÜRDANE KOCAOĞLU
ANKARA - Gazeteci Metin
Göktepe'yi öldürmekten suçlanan
polıslennyargılanması.davados-
yası il il dolaştınlarak kamuoyu-
nun gözünden kaçınlmaya çalışı-
lırken. müfettişlerin. dönemin ts-
tanbul Emniyet Müdürü Orhan
Taşanlar ve Emniyet Müdür Yar-
dımcısı Kemal Bayrak'ı da suçla-
dıklan ortaya çıktı. Suçlamalara
karşın İçişleri Bakanlıgfnın Ta-
şanlar ile Bayrak hakkında ceza
ve disiplin soruşturması açılması-
na ızin vermediği belirtildi.
Ümraniye Cezaev i "nde mey da-
na gelen olaylarda ölen Orhan
Özen ıle Rıza Boybaşın 8 Ocak
1996 tanhindeki cenaze törenlen
sırasında bin kişirrin toplandığı ve
Göktepe'nin de öldüriildüğü gö-
zaltı sırasında polisin dayak attı-
ğına dikkat çekilen lçışlen Bakan-
hğı raporunda. başta Orhan Ta-
şanlar ve Kemal Bayrak olmak
üzere toplam 50 emniyet görevli-
sı suçlandı. Raporda. 12 ıle 60 \aş
arasında bın dolay ında kişinin ya-
saya aykın olarak gözaltına alın-
dığı belirtilerek şöyle denildi:
• "Orhan Özen ile Rıza Bovbaş
isimli kişilerin Eyüp ilçesi Alibe\-
köy Mezarügı'na definleri esna-
sında güvenlikgüçlerine karşı taş-
u, sopalı. molotofkoktevlli saldın-
da bûlunulacağıduyumlan alındı-
ğı gerekçesiyle uygulanan °... olay
çıkarma eğilimi olan belirli yaş
grubundakılenn gözaltına alın-
ması..." eylem ve işlemlerinin. vü-
rürlükteki kanunlanmtzda öngö-
rülen ve sayılan gözaltına alma du-
rum ve biçimlerinden değUdir."
Raporda. şu ifadelerkullanıldı.
"Uygulama sonucu cenaze tö-
renine gitme niyetinde olan olma-
yan 12-60 yaş grubundan bini aş-
kın insanın seyahat özgürlükleri-
nin geçici de olsa (8-14 saat) kısıt-
landığı, bazı basın mensuplannın
serbestçe göre\ vapmalarının en-
gellendiği. ba/ılannın dövüldüğü.
plansı/. disiplinsiz. hukuk dcvlcti
polisinde olması gereken kanuni
işlem yapma sorumluluğundan
uzak bir şekilde vüriirülen gözal-
tına alma işlemlerinin sıralı amir-
lerce yerinde ve gerektiği ölçüde
izlenmemesi ve denetlenmemesi
nedenleriyle keyfîliğe dönüştüğü,
bu nedenlerle, istanbul Emniyet
Müdürü Orhan Taşanlar, tl Em-
niyet Müdür Yardımcısı Kemal
Bayrak, Eyüp İlçe Emniyet Mü-
dürü M. Alı Aydın Akdemir,
Eyüp İlçe Emniyet Müdürlüğü
Emniyet Amiri S. Battal Köse,
Eyüp İlçe Müdürlüğü'nün çeşitli
bürolannda görevli poiis memur-
lan Enıin Aksoy. Selçuk Bayrak-
taroğlu. Recep Adıgüzel. Ilhan
Sanoğlu. Mustafa Bayrak. Meh-
met Akköse. Ali Dağtekin. Fazlı
Şen. Sadık Orhan. Yusuf Kulmaç.
Şenol Öztürk. ÖnderOruç. Yalçın
Ö l d ü r ü l ü ş ü n ü n b i r i n c i y ı l ı
GöktepeiçinortakçağnANKARA / İSTAN-
BUL (Cumhuriyet) - Ev-
rensel gazetesi muhabiri
Metin Göktepe'nin gü-
venlik güçlerince gözal-
tmda dövülerek öldürü-
lüşünün üzerinden bir yıl
geçti. Suçlulann hâlâ
yargı önüne çıkarılmadı-
ğı Göktepe cinayetinin
birinci yıldönümü nede-
niyle Ankara'da bir araya
gelen 50 kuruluş. bıldin
dağıtarak "Katliamlara
sessiz kalnıayalınT çağ-
nsında bulundu. Gökte-
pe. Istanbufda ise cansız
bedeninin bulunduğu ye-
re karanfiller konularak
anıldı. Yann saat
12.30 clada Yüksel Cad-
desi'nde buluşularak
Adalet Bakanhğı önüne
sıyah çelenk bırakılacak.
Ankara'da dün, de-
mokratik kitle örgütleri,
se'ndikalar "v^'s'ö! parti
temsikilerinden oluşan
kalabalık bir grup. gü-
venlik güçlerince öldürü-
len gazeteci Metin Gök-
tepe için Yüksel Cadde-
si'nde toplandı. Emek
gazetesi Ankara temsil-
cisi Fevzi Argun, burada
yaptığıkonuşmada, 1990
yılından beri 26 gazeteci-
nin öldürüldüğünü belir-
tirken "Göktepe'nin öl-
dürülmesi farklıydı. Fail-
leri,azmettirenleribefliy-
di. Ama unutturulmaya
çahşıhyor. Davası öncegü-
venlik gerekçesiyle Ay-
dın'a. şimdi de Afyon'a
gönderildi. 6 şubattaki
Afyon'daki davanın akı-
betini de bilmiyoruz'" di-
ye konuştu.
Yüksel Caddesi. Ata-
türk Bulvan ve Zafer
Çarşısı önünde 50 kuru-
luş adma dağıtılan •'Kat-
Kamlara sessiz kalmaya-
Um" başlıklı bildiride.
İstanbul'da, aralannda annesi Fadime Göktepe'nin de yer aldığı Göktepe ailesi ile
CHP'ü bir grup gazeteci Metin Göktepe'nin cansız bedeninin bulunduğu yere ka-
ranfıüer bu^kn. (Fotoğraf: HATlCE TUNCER)
Göktepe'nin tanıklann önünde polisler tarafın-
dan dövülerek öldüriildüğü anımsatılarak katil-
lerin hâlâ serbest olduğuna dikkat çekildi. "Cl-
kemiz faili mechu&er, katliamlar ve kav ıplar ül-
kesi oldu" görüşüne yer venlen bildiride. Abdi
İpekçi, Çetin Emeç, Turan Dursun. Bahriye
Üçok. İzzet Kezer. Namık Tarancı. Musa Anter
ve Uğur Mumcu cinayetleri de anımsatılarak
şöyle denildi:
"Tüm bu cinayetlerin katüleri devletçe bilin-
diği halde hâlâ ortaya çıkartılmadı. Bu katliam-
lar şimdi)e kadar faili meçhui olarak gösteril-
mek istendi. Son Susurlukolayi ile faillerin meç-
hul olması bir yana. bizzat dcvlct güçlerince ör-
gütlendiği ve yönetildiği ortaya çıktı. L nutmaya-
lım ki bu katliamlara sessiz kakukça yeni katli-
amlar yapılacakrır."
İstanbul'da ise Metin Göktepe'nm annesi Fa-
dime Göktepe'nin de aralannda bulunduğu
Göktepe ailesi ile CHP Genel Sekreteri Adnan
Keskin, İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen.
CHP PM üyesi Bedri Baykam. İstanbul il ve il-
çe örgütleri temsilcileri dün saat 11.30'da, Eyüp
Kapalı SporSalonu"nda Göktepe'nin cesedinin
bulunduğu yere karanfiller
bırakıp. saygı duruşunda
bulundular. CHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin.
burada yaptığı açıklamada.
Türkiye Cumhuriyeti devle-
tıninin hukuki niteliğınin ve
meşruiyetinin tartışılır hale
geldiğini ifade ederek şun-
lan söyledi:
"Devletin yurttaşlanna
karşı temelsorumluluğu can
güvenliğini sağiamaktır. Oy-
sa tam tersine devlet içine
sızdırdığı yasa kaçaklannı
kuUanarak can güvenliği 0-
kesini ihlal eder konumagel-
miştir. Yurttaşlar hangi kö-
şeden kurşun geleceğinin te-
dirginliği içindedir. Devlet
can gü\ enliğini sağlayamaz-
sa direnme hakkı doğar."
Göktepe'nin görevini ya-
parken devletin kolluk güç-
len tarafından fiziki güç
kullanrtarak'dövüldüğünü,
daha sonra daTıukuk dışi uy-
gulamayı gizlemek için so-
kak ortasma atıldığını anım-
sattı. Metin Göktepe'nin
ağabeyi İhsan Göktepe,kar-
deşinin faillerinın bilinme-
sine karşın cezalandınlma-
dığını söyledi. İhsan Gökte-
pe, Eyüp Kapalı Spor Salo-
nu'na kardeşinin adinın ve-
rilmesini istediklerini ifade
etti. CHP heyeti daha sonra
Türkiye GgazetecilerCemi-
yeti'ne (TGC) giderek Baş-
kan Nail Güreli ile bir süre
görüştü.
'Hukuk devletini
zedeledf
TGC Başkanı Güreli,
yaptığı yazıh açıklamada,
oîayın üzerinden bir yıl geç-
mesine karşın sanık polisle-
rin ve emniyet görevlileri-
nin halen mahkemeye, yar-
gı önüne çıkanlmamasının
hukuk devletinin üstünlüğü
ilkesine saygıyı zedelediği-
ni belirtti. Siyasi iktidar
sözcülerinin başlangıçta "Bunlarbireysellıata-
lardır. tüm emniyete mal edilemez. Sanıklar ca-
zaiandınlacaktır. De> letin itibannı zedelemeye-
lim" gibi sözlerinin son gelışmelerle çeliştiğini
kâydeden Güreli. şöyle devam etti:
•'Sanıklann. olayın gectiği yerde yargılanma-
sıgerekirken bürokrasinin, yasal olanaklann ar-
kasına sığınıp. duruşmavi iki kez başka iüere ak-
tararak aylardır gecikbrmesi ve sanıklann du-
ruşmava getirilmemesi. endişe verici bir taUo-
dur. Suç iddialannın bireysel olmaktan çıkıp.
adeta kurumsallaştığı izlenimini \ermektedirr
Aydenız. Ergün Akbalık, Fedai
Korkmaz. tbrahim Özçelik. Metin
Kuşat. Şuayip Mutluyer. Şükrü
Keskin. Banş Aktaş. İbrahım Kı-
lınç. Tuncay Lzun. İsmaıl Akgül.
Yücel Karamızrak, Doğan Ars-
lan. Alpay Torun. Ahmet Bozkurt.
\olkan Katar. Erkan Yakınlar.
Mehmet Ya\ uz. Erkan Öz. Fikret
Kayacan, M. Atılla Güngör. Salıh
Sırlı. Saffet Hızarcı. Osman Dağ-
lı. Nedim Yılmaz. TanerÖzdil. İs-
maıl Güneysu, Mehmet Ayhan.
Mustafa Duru. Coşkun Oztürk.
Murat Polat. Burhan Koç ile Çe-
vik Ku\"vet Şube Müdürlüğü'nde
görevli Emniyet Amiri Mehmet Iş-
bitıren ve Emniyet Amiri Kork-
maz Karaşıhcı, 08.01.1996 günü
Eyüp Kapalı Spor Salo-
nu'nda gözaltına alınanları
görüntülemek \e haber yap-
mak amacıyla spor komp-
leksi dışında göre\ yapmaya
çalışan atv muhabiri Mu^ta-
fa Erdoğan ve kameraman
Tuncay Alpı'yı dövüp kaset
ve kamera aküsünü alanlar-
dan olduğu teşhis edilen Çe-
>ik Kuvvet Şube Müdürlü-
ğü komiser yardımcıların-
dan Memduh Uvsal hakla-
nnda ceza ve disiplin soruş-
turması için izin talebinde
bulunulmuştur."
Ancak, İçişleri Bakanhğı
Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın
bu istemine dönemin bakanı
Teoman İ nüsan. el yazısıy-
la "Orhan Taşanlar ve Ke-
mal Bayrak dışındakiler için
soruşturma izni \erelim"
derken. bu iki kışi için valilık
görüşünün istenmesi kaydını
da kovdu.
HADEP'li
yönetici
Can kayıp
İstanbul
Haber Ser-M
vîsi-Halkın
Demokrasi
Partisi
(HADEP)
Ümraniye
İlçe Yöne-
tim Kurulu
uyesı MusaddinCanın 3 o-
cak tarihınden bu yana kay ıp
olduğu bıldirıldi'. HADEP
yönetıcılen \e aılesi, Canın
bir süredır polıs tarafından
ızlendığıni belırterek, "O-
nun kesinlikle Terörle Mü-
cadele Şubesi'nde olduğunu
bildiklerini. şubenin kendi-
lerine resmi bir yanıt verme-
diğini" öne sürdüler.
Parti yöneticileri \e aile-
si. Canın kaybolmasından
devletin sorumlu olduğunu
savundular.
HADEP yöneticileri ve
ailesi. dün tHD'de bir basın
açtklaması vaptılar. Cmra-
nıye İlçe Başkanı Ekrem
Kahraman. Can'ın söz ko-
nusu tarihte saat 18.30'da
Dostlar Kıraathanesi'ndeki
yönetim kurulu toplantısına
katılmak için evinden çıktı-
ğını \e bir daha haber alına-
madığını söyledi. Canın 2
kılometrelikbıralandaorta-
dan kaybolduğunu belirten
Kahraman. "Bugüne kadar
aralannda İstanbul IX.M
nöbetçi savcüığı olmak üze-
re bir çok kuruma başvur-
duk ancak Musaddin Can" ın
kendilerinde olmadığını be-
lirttUer" dedı
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Gazetede masama oturduk-
tan sonra çalan telefon Şam'da
teslim olduğu söylenen Musta-
fa Duyar'la ilgiliydi. Telefonun
ucundaki ses ilginç şeyler anla-
tıyordu: "Sabancı suikastıyla ılgı-
li yakalandığı söylenen Mustafa
Duyar, aylardır Şam'da ceza-
evindeydi. Benım o cezaevinde
yatan birisinden duyduğuma
göreyalnızca Mustafa Duyar de-
ğil, Ismail Akkol ve Fehriye Er-
dal da 6 aykadarönce Sunye 'ye
gihş yaparken yakalanıyorlar.
Suriye polisi, onlan sorguladık-
tan sonra tutukluyor. Mustafa,
suikast sonrası yaşamından şı-
kâyetçi oiduğunu etrafına anla-
tıyor. Konuşmaya yatkın bir tu-
tum içine girıyor. Konuşacağı
anlaşılınca Mustafa Duyar, Suri-
ye-Türkiye işbııiiğıyie Türkiye 'ye
getinliyor. Aynı kişi ismaıl'i ve
Fehnye'yi de Şam cezaevinde
gördüğünü söyledi."
Telefondaki ses daha fazla ay-
nntı vermedi. Bunu duyar duy-
maz, çeşitli kaynaklardan araştır-
maya başladım. Bu iddiayı araş-
tınrken, bir başka iddia ıle daha
Sabancı Suikastı Uzerine Sorular, Sorular...
karşılaştım. PKK ile Dev-Sol 22
aralık tanhinde, bir cephe oluş-
turup birlikte silahlı eylemler yap-
maya karar veriyorlar. Böyle bir
eylem birliği, uzun pazarlıklardan
sonra gerçekleşiyor.
Dev-Sol ile PKKarasındaki an-
laşma Dev-Sol içindetartışmala-
ra ve ayrılıklara neden oluyor. Id-
diaya göre Mustafa Duyar, Dev-
Sol içinde PKK ile anlaşmaya
karşı çıkanlann tarafında kalıyor.
Çelişme şıddetlenınce o da Tür-
kiye'ye teslım olmaya karar veri-
yor. Bu ıddıa, PKK'yeyakın kay-
naklar tarafından öne surülüyor.
ANAP'iı Eyüp Aşık'a bir su-
ikastçıdan gelen telefonlar da ol-
dukça ilgi çekiciydı. Aşık'a tele-
forı eden kişinin iddiasına göre
Susuriuk'ta Sedat Bucak'ın ara-
basında çıkan şusturuculu silah-
lardan birisi Özdemir Saban-
cı'nın öldürülmesinde kullanıl-
mıştı.
Aşık'ı arayan ve cınayete katıl-
dığını söyleyen kişi. "Buişıyapa-
caksınız, devlet sizin arkanızda,
sıze para da vereceğiz dedıler"
açıklamasını yapıyor. Çetenin en
sıkıştığı anda da Sabancı cinaye-
tinin katilı kendisini ortalığa atıve-
riyor.
Işler iyice kanşıyor. Bütün bu
tezler, "Olur böyle vakalar, Türk
polisi yakalar" iddialannı pek
doğrulamıyor. Sakıp Saban-
cı'nın söyledığı gibi Mustafa Du-
yar lütfetmış gelmiş ve böylece
polis de bir başanya(!) imza atmış
gibi görünüyor.
Mustafa Duyar'ın nasıl yaka-
landığı konusundarivayetmuh-
telif. İçişleri ve Dışışleri bakanla-
nnın açıklamalan bile insanın ka-
fasında şüpheler uyandırıyor.
Bunlar arasında en önemlısi, Sa-
bancı cinayetiyle Susurluk kaza-
sı arasında bir bağlantı olup ol-
madığı. Eyup Aşık'a gelen tele-
fon yabana atılır cinsten değil.
Sabancı suikastı da dığer cına-
yetler gibi soru ışaretlerini koru-
maya devam edıyor. Acaba bıri-
leri bilinçli şekilde ortalığı karıştı-
rarak gerçek failleri gizlemek mı
istiyor?
•••
MlTçı Korkırt Ekenin Abdul-
lah Çatlı'yı 12 Eylül öncesi de
kullandıklanna ilişkin açıklaması
çok onemliydı. Bu açıklama,
fpekçi cinayetı başta olmak üze-
re birçok cinayete ışık tutacak ni-
telıkteydi. Ipekçi'nin yıllarca Ge-
nel Yayın Müdüriüğü yaptığı Mil-
liyet gazetesinin Genel Yayın
Müdürü Derya Sazak'ın Cıva-
oğlu'nun programında Erba-
kan'a yönelttıği soru havaya git-
tı. Şimdi eldeki bilgi ve belgeler-
le ipekçi dosyasını yeniden aç-
mak gerekiyor. Bu görev en baş-
ta Millıyet gazetesine düşüyor.
Gerçekten Ipekçi'yi öldürten Ab-
dullah Çath'ya devlet içınden
kimler emır vermiştı? Bu soru-
nun yanıtı belki de her şeyın baş-
langıcı olabıiir MİT mi, Özel Harp
Dairesi mi Çatlı'yı kullanmıştı? Bu
soruların cevabını bulmak güç
değil? Korkut Eken veya Meh-
met Eymür bu sorulan da ce-
vaplayabilir.
Türkiye bir sorular yumağt için-
de cinayetlerin aydınlanmasını
bekliyor. İçişleri ve Dışişleri Ba-
kanlan ise telaş içinde "çefe dı-
şı" haberlerin ön plana geçmesi
çabasındalar. Kendiliğınden tes-
lim olandan bir başarı ortaya çı-
karmaya uğraşıyorlar. Susurluk
unutulamaz ve geçiştiritemez.
Binlerce ınsanın kanı üzerinden
siyaset yapılamaz, ticaret yapıla-
maz. Çatlı'yı kullandıklannı veta-
nıdıklarını söyleyenlerin hepsinin
hakkında hemen dava açılması
gerekiyor. Suçluyu saklamak ve
yeni suçlara azmettimnek fiilini iti-
raf edenler nasıl elini kolunu sal-
layarak dolaşıyorlar, inanılır gibi
değil.
Bekliyoruz. Hemen yapılması
gereken soruşturmalar hâlâ baş-
lamadı. Hemen tutuklanması ge-
reken kişiler ortalıkta propagan-
da yapıyorlar. Üzerine suç göl-
gesı düşmüş kişiler, suçluları
nasıl yakalayabilirler ki? Onların
açıklamalanna kım inanır?
GLOBAL POLİTtKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Mikpo-Politikanın
Yetersizliği Üzerine
Politikayı toplumsal bir sistemın genel dınamikleri
ve temel özellikleri bağlamında planlamak eğilimi, sol
içinde, son 25 yıldır Avrupa'da ve ABD'de: 12 Ey-
lül'den sonra da Türkiye'de giderek gözden düştü.
Toplumun bütününe ilişkin dönüşum önerıleri. yerini
parçaya, yerete yönelik veya daha revaçta olan bV ıfa-
deyle mikro-polıtikalara bıraktı. Bu yaklaşımın, sola
başarı getırdiğı söylenemez.
Sol içindekı bu önemlı yon değışıkliğınin arkasın-
da. gerçekliğın doğasına ilişkin "yeni" bir yargı yatı-
yor. Buna göre gerçeklık. bütünsel değıldir. parçalıdır
ve heterojend'ır. Dolayısıyla gerçekliğın insan aklınca
kavranması da parçalı. heterojen ve eksik olacaktır.
Bir arada yaşayan insanlar (bu yaklaşım topluma ve
tarihe atıfla konuşmayı sevmez) cins, ırk, kültur vb.
farklarından dolayı çok parçalı bir gerçeklık oluşturur-
lar (bu yaklaşım sınıflardan bahsetmeyi de sevmez).
Dolayısıyla, evrensel bılgi, doğru ve siyaset olamaz.
Polıtika ise oznelerın çeşıtlılığıni goz önüne alan mik-
ro-politıkalar şeklinde örgütlenmelidır. Toplumda bü-
tünsel, genel bir projeye. örneğın emeğın kurtuluşu-
na atıfla bir değişiklik yaratmaya kalkmak, gerçeklik-
le uyuşmadığı içtn. totaliter sonuçlara yol açar.
1930'larda. SSCB'de, //. Enterqasyonal'm toplum-
sal gelışmeyi üretıci güçlerin gelişmesine; sınıf müca-
delesinı cins, ırk ve ulus gıbı etkenlerı göz ardı ede-
rek. salt ekonomik boyutuna indirgeyen yaklaşımının
tekrar hortlatılmasından sonra. bugün, tepkisel ola-
rak böyle düşünmek doğal. Bu bütünselci ve indirge-
meci görüş, bir toplumsal kurtuluş projesini. nere-
deyse demir ve kömur uretimine; özgürlüğü ise bü-
rokratik bir egemen sınıfın diktatörlüğüne indirgerne-
di mı? Öyleyse, gerçeklığin ve bütünluğü içinde ama
daha karmaşık bir şekilde kavranmasının yollannı bul-
maya çalışmak gerekir! Peki ama, ekonomist ve in-
dırgemecı bir polıtıkaya yönelik eleştırıden hızla. top-
lumsal dönüşümlerın imkânsızlığı sonucuna sıçra-
mak; bir Anglosakson atasözünde olduğu gibi "Ban-
yodaki suyu dökerken, bebeğı de suyla beraber tu-
vaiete atmak" niye? Bu sorunun cevabı. Avrupa'da
1968'den, Türkiye'de ise 12 Eylül'den sonra bir grup
solcu aydının. bu toplumun değiştirilemeyecek kadar
güçlü ve bütünsel olduğunu "görmüş" ve toplumsal
projelerden vazgeçmış olmalarında yatıyor.
• • •
Evet gerçeklik çok parçalıdır. Ama bu, tüm parça-
ları etkileyen ve zaman zaman belirleyen genel özel-
lıklere sahıp bir, çok parçalılıktır. Orneğın, dünyaeko-
nomjsı. birçok ulusal alt bırime, bloklara bölünmüş-
tür. Üstelik bu parçaların bırçoğunda farklı tarihsel
geçmiş, değişık gelişmişlik derecelen söz konusudur.
Ama. meta ilışkilerınin. kapitalızmin ve mali sermaye-
nin egemenlığinın dışında kalabılmiş ne kadar yer var?
Çokuluslu şırketler, çokuluslu bankalar artık küresel.
yani bütünsei bir nesne ıle karşı karşıya olduklarını var-
sayarak planlar yapmıyorlar mı? Işçiler, emekçiler her
yerde benzer taleplerle ve benzer yöntemlerie müca-
dele etmıyorlar mı? Kadınlar. her yerde. ekonomik sö-
mürünün yanı sıra, bir de ataerkıl bir baskının altında
ezilmıyorlarmı?. Eşcınsellerin hor görülmedığı bircoğ-
rafya var mıdır? 1980'den bu yana neo-lıberalızm
isimli bir polıtıkalar butünu. tüm ülkelerde sistemli bir
şekilde, yaşama geçirilmeye çalışılmıyor mu? Bu po-
titikaların sonucu heryerde ışstzlik artmadı mı; ucret-
ler düşmedi mr. ve sendikal hareket genlemedı mı?
Daha da ılgınci neo-lıberalızmın uygulamaya kondu-
ğu yerlerde. bu dönem boyunca yolsuzluk ve rüşvet,
yani bir tür "ahlaksızlık", artık tek insanlara has bir ol-
gu olmaktan çıkarak tum dünyayı saran, gelişmiş, az
gelışmış ülke ayrımı yapmadan işleyen bir kara/para-
lel ekonomi oluşturmadı mı? Isimlerı ne kadar farklı
olursa olsun her ülkede ve bölgede bir mafya yok
mu? Bunlar benzer bir şekilde ve uluslararası işbirlı-"
ği ve işbölümü içinde etkinlık göstermıyor mu?
Tam da tarihsel olarak, giderek daha çok bütünlük
gösteren ve yöneticileri tarafından, bu özelliği -fcüre-
selleşme- temel alınarak yönetilmeye çalışılan bırdün-
yada yaşarken, solun bir genel kurtuluş projesıni, an-
laşılabilir ve gerçekçi bir şekilde ilen süremeden, mik-
ro-politikalar stratejisini benimsemesi, çok büyük bir
hata etkınliğıni liberalizmle sınırlamak olmaz mı? Üs-
telik, genış kıtleler, günluk yaşamın gürültüsünün öte-
sinde, bir kurtuluş arayışı içındeler; yöneticilerine olan
güvenlerı hızla kayboluyor; zaman zaman bu güven-
sizliği göstermek için birlikte davranabiliyorlar; hatta,
kendilerine bütünsel bir kurtuluş vaat eden dinı akım-
larayönelebıliyorlar. Böyle bir dunyada, genel bir kur-
tuluş projesi içinde anlamlandınlamayan mıkro-poli-
tikalar ne kadar yaratıcı olurlarsa olsunlar, rastlantıla-
ra bağlı kalacak, kazanımları süreklilik kazanamaya-
câk ve sol. topluma bütünsel olarak müdahale etme
eğılimınde olan egemen güçlerin karşısında dire-
nemeyecektir.
ergina ergin.demon.co.uk
Ailesi ziyaret edilecek
Gazeteci Göktepe
etkinliklerle anılacak
İstanbul Haber Servisi -
Gazeteci Metin Göktepe.
öldürülüşünün birinci \ıl-
dönümünde çeşitli demok-
ratık kitle örgütlen \ e par-
tiler tarafından düzenlene-
cek etkinliklerle anılacak.
Göktepe ıçın. Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti (T-
GC) önünde bugün saat
10.30'dabıranmatöreni dü-
zenlenecek. Emek gazetesi.
Evrensel Kültür \1erkezi
çalışanlan ıle gazeteciler.
saat IO.3O"da Metin Gökte-
pe'nin aıtesını ziyaret ede-
cekler.
Saat 12.30"da ise Gökte-
pe aılesınin Bağcılar'dakı
ev inden Göktepe'nin meza-
nnın bulunduğu Güngören
Mezarhğı'na kadar bir yü-
rüyuş vapılacak. İnsan Hak-
ları Derneğı tstanbul Şube-
si, lOocaktasaat 19.00 ile
23.30 saatleri arasında "Ga-
zeteci Olmak" adlı bir gece
düzenlevecek Diğer etkın-
ler de ise şöyle:
- 11 ocakta Cumartesı
Annelen. Galatasaray'da bu
kez Vletın Göktepe ıçın
oturma eylemı yapacaklar.
- 11 ocakta 14.00 ıle
18.00 saatleri arasında Cağ-
daş Hukukçular Derneği ta-
rafından bir panel düzenle-
necek.
- 11 ocakta kankatürist
Ertan Aydın'ın sergisi. saat
18.30'dâ Evrensel Kültür
Merkezı'nde açılacak.
-11 ocakta saat 19.00'da
Evrensel Kültür Merke-
zı"nde. Metm Göktepe da-
vasını gündemde tutan kari-
katürist Enan Aydın ile
Cumhunyet Dergi'nin ge-
nel yayın yönetmenı İpek
Çalışlar'ın katılacağı söyle-
şı yapılacak.
-12 ocakta İHD.ÇHDve
CGD temsılcilen. Gökte-
pe'nin cesedinin bulundu-
ğu Eyüp Kapalı Spor Salo-
nu önüne saat 13.00'te ka-
ranfil bırakacaklar.
-18 ocak cumartesı günü.
Evrensel Kültür Merke-
zi'nde "Basın ve basın ilke-
leri™ konulu söyleşi gerçek-
leştırilecek.
- 19 ocak pazar günü, öl-
dürülen gazeteciler ile ilgi-
li bir belgesel sunulacak.
Evrensel Kültür Merke-
zı'ndeki etkinlık. saat
16.00'da başlayacak. Belge-
selden sonra Leman ve
Öküz dergılen yazar ve çi-
zerlen. "Basın özgürlüğü ve
halkın haber alma özgür-
lüğü" konulu söyleşiye
katılacaklar.