03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 1997 ÇARŞAMBA HABERLER Lojman tazminatı ödeniyop • ANKARA (ANKA) - Malive Bakanlığının lojman rahsıslenyle ilgili Devlet Memurlan Kanunu Genel TebliğTnde vaptığı değişıldığe göre özel tahsisli lojmanda oturma hakkı o.duğu halde bu hakkını kullanmayacağını >azılı o.arak beyan eden üst düzey kamu göre\lilen de lojman :azmınatından >ararlanacak. Daha önce. görevı gereğı özel tahsisli konutta oturma hakkı olduğu halde bu hakkını kullanmayanlara aynca lojman tazmınatı ödenmiyordu. Herkese öğretmenlik • ANKARA (ANKA) - Mılli Egitim Bakanhğı, sınıf öğretmenliğı branşında yaşanan öğretmen açığinı kapatabılmek için uyguladığı herkese ögretmenlik karannın alanını genışletıyor Bakanlık. ilkokullardan sonra okul öncesi eğıtim kurumlanna da meslek dışından kişileri öğretmen olarak atayacak. Bakanlık önümüzdeki günlerde yapılacak öğretmen atamalannda. 5 bm adayı okul öncesi egitim alanında göre\lendirmeyi planhyor Karann uygulmaya konması ıle birlikte anaokullannda da \etennerlık, ziraat mıihendisliğı ve ilahiyat fakültesi mezunlan. çocukJann eğıtımini üstlenebılecek. Tuncay Tanboğa toprağa venildi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Günümüzün en başanlı Karagöz sanatçılanndan "Hayali Torun Çelebi" olarak anılan Tuncay Tanboğa toprağa verildi. Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunu Birlıği'nin (UNIMA) Türkiye Merkezi'nın kuruluşu içın büyük çaba harcayan sanatçı, Türk Karagöz ve kukla sanatının tanıtılması ve yaşatılmasında gösterdiğı başanlardan dolayı geçen yıl UNIMA Türkiye Merkezı tarafından ödüllendirilmışti. Önceki gün \efat eden Tanboğa'mn cenazesı Hacıbayram Camii'ndeki ikindi namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı"nda toprağa verildi. 'Barış İçin Bir Milyon Imza' • ADANA (Cumhuriyet Güney İlieri Bürosu) - "Banş için Bir Milyon Imza" gırişimı sözcüsü Av. Eşber Yağmurderelı. bugün Türkjye'nın en önemlı sorununun banş olduğunu vurgulayarak. "Türkıye'de bugün olmayan şey ler banş ortamı sonrasında olmaya başlayacak" dedi. DİSK Bölge Temsilciliği'nde çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisinin katılımıyla basın toplantısı düzenleyen Av. Eşber Yağmurdereli. ''Banş İçin Bir Milyon Imza" kampanyasının büv ük ilgi gördüğünü belirtti. DYP'de DTP sıkıntısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Grup Başkanvekili Ali Rıza Gönül, DYP ve AP'nin devamı olan tek partinin DYP olduğunu savunarak Yeni Oluşumculann kin, nefret, husumet ve küskünlük üzerine parti kurduğunu söyledi. DYP Meclis Grubu"nun birlik \e bütünlük içinde dimdik ayakta olduğunu söyleyen Gönül, hiçbir oluşumun DYP'yi ınandıği çizgınin dışına çıkaramayacağını söyledi. CHP'den gensoru • ANKARA (Ankara Bürosu)-CHPTBMM Grubu. usulsüz yapıldığını iddia ettıği SSK sınavıyla ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik hakkında hazırladığı gensoru önergesinı dün TBMM Başkanlığı'na verdi. SSK'ye personel alınacağı ilanı üzenne binlerce kişinin türlü güçlüklerle Ankara'ya kadar gelip günlerce sıra bekleyerek başvurulanm yaptıklannın belirtildiği gerekçede, usulsüzlerin başvuru yöntemiyle başjadığı. sına\ başvurulannın illerde SSK müdürlükJerine yaptınlması mümkün iken bu yolun seçılmediği ve vatandaşa güçlük çıkartıldığı behrtildi. Göktepe'nin öldürülmesi olayı ile ilgili olarak hakkmda soruşturma yapılması istemine ret Taşanlar'a suçlamaBakanlık raporu İçişleri Bakanhğı müfettişleri tarafından İZİn Verİlmedİ Içişleri Bakanhğı Teftiş Kurulu Başkanhğrnın hazırlanan raporda. gazeteci Göktepe'nin öldürülmesi olayında suçlamalanna karşın bakanhğın. dönemin Emniyet Müdürü dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar ve Emniyet Taşanlar ile müdür yardımcısı Bayrak hakkında ceza ve disiplin Müdür Yardımcısı Kemal Bayrak'ın da suçlu olduğu belirtildi. soruşturması açılmasına izin vermediği öğrenildi. DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA - Gazeteci Metin Göktepe'yi öldürmekten suçlanan polıslennyargılanması.davados- yası il il dolaştınlarak kamuoyu- nun gözünden kaçınlmaya çalışı- lırken. müfettişlerin. dönemin ts- tanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar ve Emniyet Müdür Yar- dımcısı Kemal Bayrak'ı da suçla- dıklan ortaya çıktı. Suçlamalara karşın İçişleri Bakanlıgfnın Ta- şanlar ile Bayrak hakkında ceza ve disiplin soruşturması açılması- na ızin vermediği belirtildi. Ümraniye Cezaev i "nde mey da- na gelen olaylarda ölen Orhan Özen ıle Rıza Boybaşın 8 Ocak 1996 tanhindeki cenaze törenlen sırasında bin kişirrin toplandığı ve Göktepe'nin de öldüriildüğü gö- zaltı sırasında polisin dayak attı- ğına dikkat çekilen lçışlen Bakan- hğı raporunda. başta Orhan Ta- şanlar ve Kemal Bayrak olmak üzere toplam 50 emniyet görevli- sı suçlandı. Raporda. 12 ıle 60 \aş arasında bın dolay ında kişinin ya- saya aykın olarak gözaltına alın- dığı belirtilerek şöyle denildi: • "Orhan Özen ile Rıza Bovbaş isimli kişilerin Eyüp ilçesi Alibe\- köy Mezarügı'na definleri esna- sında güvenlikgüçlerine karşı taş- u, sopalı. molotofkoktevlli saldın- da bûlunulacağıduyumlan alındı- ğı gerekçesiyle uygulanan °... olay çıkarma eğilimi olan belirli yaş grubundakılenn gözaltına alın- ması..." eylem ve işlemlerinin. vü- rürlükteki kanunlanmtzda öngö- rülen ve sayılan gözaltına alma du- rum ve biçimlerinden değUdir." Raporda. şu ifadelerkullanıldı. "Uygulama sonucu cenaze tö- renine gitme niyetinde olan olma- yan 12-60 yaş grubundan bini aş- kın insanın seyahat özgürlükleri- nin geçici de olsa (8-14 saat) kısıt- landığı, bazı basın mensuplannın serbestçe göre\ vapmalarının en- gellendiği. ba/ılannın dövüldüğü. plansı/. disiplinsiz. hukuk dcvlcti polisinde olması gereken kanuni işlem yapma sorumluluğundan uzak bir şekilde vüriirülen gözal- tına alma işlemlerinin sıralı amir- lerce yerinde ve gerektiği ölçüde izlenmemesi ve denetlenmemesi nedenleriyle keyfîliğe dönüştüğü, bu nedenlerle, istanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, tl Em- niyet Müdür Yardımcısı Kemal Bayrak, Eyüp İlçe Emniyet Mü- dürü M. Alı Aydın Akdemir, Eyüp İlçe Emniyet Müdürlüğü Emniyet Amiri S. Battal Köse, Eyüp İlçe Müdürlüğü'nün çeşitli bürolannda görevli poiis memur- lan Enıin Aksoy. Selçuk Bayrak- taroğlu. Recep Adıgüzel. Ilhan Sanoğlu. Mustafa Bayrak. Meh- met Akköse. Ali Dağtekin. Fazlı Şen. Sadık Orhan. Yusuf Kulmaç. Şenol Öztürk. ÖnderOruç. Yalçın Ö l d ü r ü l ü ş ü n ü n b i r i n c i y ı l ı GöktepeiçinortakçağnANKARA / İSTAN- BUL (Cumhuriyet) - Ev- rensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe'nin gü- venlik güçlerince gözal- tmda dövülerek öldürü- lüşünün üzerinden bir yıl geçti. Suçlulann hâlâ yargı önüne çıkarılmadı- ğı Göktepe cinayetinin birinci yıldönümü nede- niyle Ankara'da bir araya gelen 50 kuruluş. bıldin dağıtarak "Katliamlara sessiz kalnıayalınT çağ- nsında bulundu. Gökte- pe. Istanbufda ise cansız bedeninin bulunduğu ye- re karanfiller konularak anıldı. Yann saat 12.30 clada Yüksel Cad- desi'nde buluşularak Adalet Bakanhğı önüne sıyah çelenk bırakılacak. Ankara'da dün, de- mokratik kitle örgütleri, se'ndikalar "v^'s'ö! parti temsikilerinden oluşan kalabalık bir grup. gü- venlik güçlerince öldürü- len gazeteci Metin Gök- tepe için Yüksel Cadde- si'nde toplandı. Emek gazetesi Ankara temsil- cisi Fevzi Argun, burada yaptığıkonuşmada, 1990 yılından beri 26 gazeteci- nin öldürüldüğünü belir- tirken "Göktepe'nin öl- dürülmesi farklıydı. Fail- leri,azmettirenleribefliy- di. Ama unutturulmaya çahşıhyor. Davası öncegü- venlik gerekçesiyle Ay- dın'a. şimdi de Afyon'a gönderildi. 6 şubattaki Afyon'daki davanın akı- betini de bilmiyoruz'" di- ye konuştu. Yüksel Caddesi. Ata- türk Bulvan ve Zafer Çarşısı önünde 50 kuru- luş adma dağıtılan •'Kat- Kamlara sessiz kalmaya- Um" başlıklı bildiride. İstanbul'da, aralannda annesi Fadime Göktepe'nin de yer aldığı Göktepe ailesi ile CHP'ü bir grup gazeteci Metin Göktepe'nin cansız bedeninin bulunduğu yere ka- ranfıüer bu^kn. (Fotoğraf: HATlCE TUNCER) Göktepe'nin tanıklann önünde polisler tarafın- dan dövülerek öldüriildüğü anımsatılarak katil- lerin hâlâ serbest olduğuna dikkat çekildi. "Cl- kemiz faili mechu&er, katliamlar ve kav ıplar ül- kesi oldu" görüşüne yer venlen bildiride. Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Turan Dursun. Bahriye Üçok. İzzet Kezer. Namık Tarancı. Musa Anter ve Uğur Mumcu cinayetleri de anımsatılarak şöyle denildi: "Tüm bu cinayetlerin katüleri devletçe bilin- diği halde hâlâ ortaya çıkartılmadı. Bu katliam- lar şimdi)e kadar faili meçhui olarak gösteril- mek istendi. Son Susurlukolayi ile faillerin meç- hul olması bir yana. bizzat dcvlct güçlerince ör- gütlendiği ve yönetildiği ortaya çıktı. L nutmaya- lım ki bu katliamlara sessiz kakukça yeni katli- amlar yapılacakrır." İstanbul'da ise Metin Göktepe'nm annesi Fa- dime Göktepe'nin de aralannda bulunduğu Göktepe ailesi ile CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen. CHP PM üyesi Bedri Baykam. İstanbul il ve il- çe örgütleri temsilcileri dün saat 11.30'da, Eyüp Kapalı SporSalonu"nda Göktepe'nin cesedinin bulunduğu yere karanfiller bırakıp. saygı duruşunda bulundular. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. burada yaptığı açıklamada. Türkiye Cumhuriyeti devle- tıninin hukuki niteliğınin ve meşruiyetinin tartışılır hale geldiğini ifade ederek şun- lan söyledi: "Devletin yurttaşlanna karşı temelsorumluluğu can güvenliğini sağiamaktır. Oy- sa tam tersine devlet içine sızdırdığı yasa kaçaklannı kuUanarak can güvenliği 0- kesini ihlal eder konumagel- miştir. Yurttaşlar hangi kö- şeden kurşun geleceğinin te- dirginliği içindedir. Devlet can gü\ enliğini sağlayamaz- sa direnme hakkı doğar." Göktepe'nin görevini ya- parken devletin kolluk güç- len tarafından fiziki güç kullanrtarak'dövüldüğünü, daha sonra daTıukuk dışi uy- gulamayı gizlemek için so- kak ortasma atıldığını anım- sattı. Metin Göktepe'nin ağabeyi İhsan Göktepe,kar- deşinin faillerinın bilinme- sine karşın cezalandınlma- dığını söyledi. İhsan Gökte- pe, Eyüp Kapalı Spor Salo- nu'na kardeşinin adinın ve- rilmesini istediklerini ifade etti. CHP heyeti daha sonra Türkiye GgazetecilerCemi- yeti'ne (TGC) giderek Baş- kan Nail Güreli ile bir süre görüştü. 'Hukuk devletini zedeledf TGC Başkanı Güreli, yaptığı yazıh açıklamada, oîayın üzerinden bir yıl geç- mesine karşın sanık polisle- rin ve emniyet görevlileri- nin halen mahkemeye, yar- gı önüne çıkanlmamasının hukuk devletinin üstünlüğü ilkesine saygıyı zedelediği- ni belirtti. Siyasi iktidar sözcülerinin başlangıçta "Bunlarbireysellıata- lardır. tüm emniyete mal edilemez. Sanıklar ca- zaiandınlacaktır. De> letin itibannı zedelemeye- lim" gibi sözlerinin son gelışmelerle çeliştiğini kâydeden Güreli. şöyle devam etti: •'Sanıklann. olayın gectiği yerde yargılanma- sıgerekirken bürokrasinin, yasal olanaklann ar- kasına sığınıp. duruşmavi iki kez başka iüere ak- tararak aylardır gecikbrmesi ve sanıklann du- ruşmava getirilmemesi. endişe verici bir taUo- dur. Suç iddialannın bireysel olmaktan çıkıp. adeta kurumsallaştığı izlenimini \ermektedirr Aydenız. Ergün Akbalık, Fedai Korkmaz. tbrahim Özçelik. Metin Kuşat. Şuayip Mutluyer. Şükrü Keskin. Banş Aktaş. İbrahım Kı- lınç. Tuncay Lzun. İsmaıl Akgül. Yücel Karamızrak, Doğan Ars- lan. Alpay Torun. Ahmet Bozkurt. \olkan Katar. Erkan Yakınlar. Mehmet Ya\ uz. Erkan Öz. Fikret Kayacan, M. Atılla Güngör. Salıh Sırlı. Saffet Hızarcı. Osman Dağ- lı. Nedim Yılmaz. TanerÖzdil. İs- maıl Güneysu, Mehmet Ayhan. Mustafa Duru. Coşkun Oztürk. Murat Polat. Burhan Koç ile Çe- vik Ku\"vet Şube Müdürlüğü'nde görevli Emniyet Amiri Mehmet Iş- bitıren ve Emniyet Amiri Kork- maz Karaşıhcı, 08.01.1996 günü Eyüp Kapalı Spor Salo- nu'nda gözaltına alınanları görüntülemek \e haber yap- mak amacıyla spor komp- leksi dışında göre\ yapmaya çalışan atv muhabiri Mu^ta- fa Erdoğan ve kameraman Tuncay Alpı'yı dövüp kaset ve kamera aküsünü alanlar- dan olduğu teşhis edilen Çe- >ik Kuvvet Şube Müdürlü- ğü komiser yardımcıların- dan Memduh Uvsal hakla- nnda ceza ve disiplin soruş- turması için izin talebinde bulunulmuştur." Ancak, İçişleri Bakanhğı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın bu istemine dönemin bakanı Teoman İ nüsan. el yazısıy- la "Orhan Taşanlar ve Ke- mal Bayrak dışındakiler için soruşturma izni \erelim" derken. bu iki kışi için valilık görüşünün istenmesi kaydını da kovdu. HADEP'li yönetici Can kayıp İstanbul Haber Ser-M vîsi-Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Ümraniye İlçe Yöne- tim Kurulu uyesı MusaddinCanın 3 o- cak tarihınden bu yana kay ıp olduğu bıldirıldi'. HADEP yönetıcılen \e aılesi, Canın bir süredır polıs tarafından ızlendığıni belırterek, "O- nun kesinlikle Terörle Mü- cadele Şubesi'nde olduğunu bildiklerini. şubenin kendi- lerine resmi bir yanıt verme- diğini" öne sürdüler. Parti yöneticileri \e aile- si. Canın kaybolmasından devletin sorumlu olduğunu savundular. HADEP yöneticileri ve ailesi. dün tHD'de bir basın açtklaması vaptılar. Cmra- nıye İlçe Başkanı Ekrem Kahraman. Can'ın söz ko- nusu tarihte saat 18.30'da Dostlar Kıraathanesi'ndeki yönetim kurulu toplantısına katılmak için evinden çıktı- ğını \e bir daha haber alına- madığını söyledi. Canın 2 kılometrelikbıralandaorta- dan kaybolduğunu belirten Kahraman. "Bugüne kadar aralannda İstanbul IX.M nöbetçi savcüığı olmak üze- re bir çok kuruma başvur- duk ancak Musaddin Can" ın kendilerinde olmadığını be- lirttUer" dedı SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Gazetede masama oturduk- tan sonra çalan telefon Şam'da teslim olduğu söylenen Musta- fa Duyar'la ilgiliydi. Telefonun ucundaki ses ilginç şeyler anla- tıyordu: "Sabancı suikastıyla ılgı- li yakalandığı söylenen Mustafa Duyar, aylardır Şam'da ceza- evindeydi. Benım o cezaevinde yatan birisinden duyduğuma göreyalnızca Mustafa Duyar de- ğil, Ismail Akkol ve Fehriye Er- dal da 6 aykadarönce Sunye 'ye gihş yaparken yakalanıyorlar. Suriye polisi, onlan sorguladık- tan sonra tutukluyor. Mustafa, suikast sonrası yaşamından şı- kâyetçi oiduğunu etrafına anla- tıyor. Konuşmaya yatkın bir tu- tum içine girıyor. Konuşacağı anlaşılınca Mustafa Duyar, Suri- ye-Türkiye işbııiiğıyie Türkiye 'ye getinliyor. Aynı kişi ismaıl'i ve Fehnye'yi de Şam cezaevinde gördüğünü söyledi." Telefondaki ses daha fazla ay- nntı vermedi. Bunu duyar duy- maz, çeşitli kaynaklardan araştır- maya başladım. Bu iddiayı araş- tınrken, bir başka iddia ıle daha Sabancı Suikastı Uzerine Sorular, Sorular... karşılaştım. PKK ile Dev-Sol 22 aralık tanhinde, bir cephe oluş- turup birlikte silahlı eylemler yap- maya karar veriyorlar. Böyle bir eylem birliği, uzun pazarlıklardan sonra gerçekleşiyor. Dev-Sol ile PKKarasındaki an- laşma Dev-Sol içindetartışmala- ra ve ayrılıklara neden oluyor. Id- diaya göre Mustafa Duyar, Dev- Sol içinde PKK ile anlaşmaya karşı çıkanlann tarafında kalıyor. Çelişme şıddetlenınce o da Tür- kiye'ye teslım olmaya karar veri- yor. Bu ıddıa, PKK'yeyakın kay- naklar tarafından öne surülüyor. ANAP'iı Eyüp Aşık'a bir su- ikastçıdan gelen telefonlar da ol- dukça ilgi çekiciydı. Aşık'a tele- forı eden kişinin iddiasına göre Susuriuk'ta Sedat Bucak'ın ara- basında çıkan şusturuculu silah- lardan birisi Özdemir Saban- cı'nın öldürülmesinde kullanıl- mıştı. Aşık'ı arayan ve cınayete katıl- dığını söyleyen kişi. "Buişıyapa- caksınız, devlet sizin arkanızda, sıze para da vereceğiz dedıler" açıklamasını yapıyor. Çetenin en sıkıştığı anda da Sabancı cinaye- tinin katilı kendisini ortalığa atıve- riyor. Işler iyice kanşıyor. Bütün bu tezler, "Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar" iddialannı pek doğrulamıyor. Sakıp Saban- cı'nın söyledığı gibi Mustafa Du- yar lütfetmış gelmiş ve böylece polis de bir başanya(!) imza atmış gibi görünüyor. Mustafa Duyar'ın nasıl yaka- landığı konusundarivayetmuh- telif. İçişleri ve Dışışleri bakanla- nnın açıklamalan bile insanın ka- fasında şüpheler uyandırıyor. Bunlar arasında en önemlısi, Sa- bancı cinayetiyle Susurluk kaza- sı arasında bir bağlantı olup ol- madığı. Eyup Aşık'a gelen tele- fon yabana atılır cinsten değil. Sabancı suikastı da dığer cına- yetler gibi soru ışaretlerini koru- maya devam edıyor. Acaba bıri- leri bilinçli şekilde ortalığı karıştı- rarak gerçek failleri gizlemek mı istiyor? ••• MlTçı Korkırt Ekenin Abdul- lah Çatlı'yı 12 Eylül öncesi de kullandıklanna ilişkin açıklaması çok onemliydı. Bu açıklama, fpekçi cinayetı başta olmak üze- re birçok cinayete ışık tutacak ni- telıkteydi. Ipekçi'nin yıllarca Ge- nel Yayın Müdüriüğü yaptığı Mil- liyet gazetesinin Genel Yayın Müdürü Derya Sazak'ın Cıva- oğlu'nun programında Erba- kan'a yönelttıği soru havaya git- tı. Şimdi eldeki bilgi ve belgeler- le ipekçi dosyasını yeniden aç- mak gerekiyor. Bu görev en baş- ta Millıyet gazetesine düşüyor. Gerçekten Ipekçi'yi öldürten Ab- dullah Çath'ya devlet içınden kimler emır vermiştı? Bu soru- nun yanıtı belki de her şeyın baş- langıcı olabıiir MİT mi, Özel Harp Dairesi mi Çatlı'yı kullanmıştı? Bu soruların cevabını bulmak güç değil? Korkut Eken veya Meh- met Eymür bu sorulan da ce- vaplayabilir. Türkiye bir sorular yumağt için- de cinayetlerin aydınlanmasını bekliyor. İçişleri ve Dışişleri Ba- kanlan ise telaş içinde "çefe dı- şı" haberlerin ön plana geçmesi çabasındalar. Kendiliğınden tes- lim olandan bir başarı ortaya çı- karmaya uğraşıyorlar. Susurluk unutulamaz ve geçiştiritemez. Binlerce ınsanın kanı üzerinden siyaset yapılamaz, ticaret yapıla- maz. Çatlı'yı kullandıklannı veta- nıdıklarını söyleyenlerin hepsinin hakkında hemen dava açılması gerekiyor. Suçluyu saklamak ve yeni suçlara azmettimnek fiilini iti- raf edenler nasıl elini kolunu sal- layarak dolaşıyorlar, inanılır gibi değil. Bekliyoruz. Hemen yapılması gereken soruşturmalar hâlâ baş- lamadı. Hemen tutuklanması ge- reken kişiler ortalıkta propagan- da yapıyorlar. Üzerine suç göl- gesı düşmüş kişiler, suçluları nasıl yakalayabilirler ki? Onların açıklamalanna kım inanır? GLOBAL POLİTtKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Mikpo-Politikanın Yetersizliği Üzerine Politikayı toplumsal bir sistemın genel dınamikleri ve temel özellikleri bağlamında planlamak eğilimi, sol içinde, son 25 yıldır Avrupa'da ve ABD'de: 12 Ey- lül'den sonra da Türkiye'de giderek gözden düştü. Toplumun bütününe ilişkin dönüşum önerıleri. yerini parçaya, yerete yönelik veya daha revaçta olan bV ıfa- deyle mikro-polıtikalara bıraktı. Bu yaklaşımın, sola başarı getırdiğı söylenemez. Sol içindekı bu önemlı yon değışıkliğınin arkasın- da. gerçekliğın doğasına ilişkin "yeni" bir yargı yatı- yor. Buna göre gerçeklık. bütünsel değıldir. parçalıdır ve heterojend'ır. Dolayısıyla gerçekliğın insan aklınca kavranması da parçalı. heterojen ve eksik olacaktır. Bir arada yaşayan insanlar (bu yaklaşım topluma ve tarihe atıfla konuşmayı sevmez) cins, ırk, kültur vb. farklarından dolayı çok parçalı bir gerçeklık oluşturur- lar (bu yaklaşım sınıflardan bahsetmeyi de sevmez). Dolayısıyla, evrensel bılgi, doğru ve siyaset olamaz. Polıtika ise oznelerın çeşıtlılığıni goz önüne alan mik- ro-politıkalar şeklinde örgütlenmelidır. Toplumda bü- tünsel, genel bir projeye. örneğın emeğın kurtuluşu- na atıfla bir değişiklik yaratmaya kalkmak, gerçeklik- le uyuşmadığı içtn. totaliter sonuçlara yol açar. 1930'larda. SSCB'de, //. Enterqasyonal'm toplum- sal gelışmeyi üretıci güçlerin gelişmesine; sınıf müca- delesinı cins, ırk ve ulus gıbı etkenlerı göz ardı ede- rek. salt ekonomik boyutuna indirgeyen yaklaşımının tekrar hortlatılmasından sonra. bugün, tepkisel ola- rak böyle düşünmek doğal. Bu bütünselci ve indirge- meci görüş, bir toplumsal kurtuluş projesini. nere- deyse demir ve kömur uretimine; özgürlüğü ise bü- rokratik bir egemen sınıfın diktatörlüğüne indirgerne- di mı? Öyleyse, gerçeklığin ve bütünluğü içinde ama daha karmaşık bir şekilde kavranmasının yollannı bul- maya çalışmak gerekir! Peki ama, ekonomist ve in- dırgemecı bir polıtıkaya yönelik eleştırıden hızla. top- lumsal dönüşümlerın imkânsızlığı sonucuna sıçra- mak; bir Anglosakson atasözünde olduğu gibi "Ban- yodaki suyu dökerken, bebeğı de suyla beraber tu- vaiete atmak" niye? Bu sorunun cevabı. Avrupa'da 1968'den, Türkiye'de ise 12 Eylül'den sonra bir grup solcu aydının. bu toplumun değiştirilemeyecek kadar güçlü ve bütünsel olduğunu "görmüş" ve toplumsal projelerden vazgeçmış olmalarında yatıyor. • • • Evet gerçeklik çok parçalıdır. Ama bu, tüm parça- ları etkileyen ve zaman zaman belirleyen genel özel- lıklere sahıp bir, çok parçalılıktır. Orneğın, dünyaeko- nomjsı. birçok ulusal alt bırime, bloklara bölünmüş- tür. Üstelik bu parçaların bırçoğunda farklı tarihsel geçmiş, değişık gelişmişlik derecelen söz konusudur. Ama. meta ilışkilerınin. kapitalızmin ve mali sermaye- nin egemenlığinın dışında kalabılmiş ne kadar yer var? Çokuluslu şırketler, çokuluslu bankalar artık küresel. yani bütünsei bir nesne ıle karşı karşıya olduklarını var- sayarak planlar yapmıyorlar mı? Işçiler, emekçiler her yerde benzer taleplerle ve benzer yöntemlerie müca- dele etmıyorlar mı? Kadınlar. her yerde. ekonomik sö- mürünün yanı sıra, bir de ataerkıl bir baskının altında ezilmıyorlarmı?. Eşcınsellerin hor görülmedığı bircoğ- rafya var mıdır? 1980'den bu yana neo-lıberalızm isimli bir polıtıkalar butünu. tüm ülkelerde sistemli bir şekilde, yaşama geçirilmeye çalışılmıyor mu? Bu po- titikaların sonucu heryerde ışstzlik artmadı mı; ucret- ler düşmedi mr. ve sendikal hareket genlemedı mı? Daha da ılgınci neo-lıberalızmın uygulamaya kondu- ğu yerlerde. bu dönem boyunca yolsuzluk ve rüşvet, yani bir tür "ahlaksızlık", artık tek insanlara has bir ol- gu olmaktan çıkarak tum dünyayı saran, gelişmiş, az gelışmış ülke ayrımı yapmadan işleyen bir kara/para- lel ekonomi oluşturmadı mı? Isimlerı ne kadar farklı olursa olsun her ülkede ve bölgede bir mafya yok mu? Bunlar benzer bir şekilde ve uluslararası işbirlı-" ği ve işbölümü içinde etkinlık göstermıyor mu? Tam da tarihsel olarak, giderek daha çok bütünlük gösteren ve yöneticileri tarafından, bu özelliği -fcüre- selleşme- temel alınarak yönetilmeye çalışılan bırdün- yada yaşarken, solun bir genel kurtuluş projesıni, an- laşılabilir ve gerçekçi bir şekilde ilen süremeden, mik- ro-politikalar stratejisini benimsemesi, çok büyük bir hata etkınliğıni liberalizmle sınırlamak olmaz mı? Üs- telik, genış kıtleler, günluk yaşamın gürültüsünün öte- sinde, bir kurtuluş arayışı içındeler; yöneticilerine olan güvenlerı hızla kayboluyor; zaman zaman bu güven- sizliği göstermek için birlikte davranabiliyorlar; hatta, kendilerine bütünsel bir kurtuluş vaat eden dinı akım- larayönelebıliyorlar. Böyle bir dunyada, genel bir kur- tuluş projesi içinde anlamlandınlamayan mıkro-poli- tikalar ne kadar yaratıcı olurlarsa olsunlar, rastlantıla- ra bağlı kalacak, kazanımları süreklilik kazanamaya- câk ve sol. topluma bütünsel olarak müdahale etme eğılimınde olan egemen güçlerin karşısında dire- nemeyecektir. ergina ergin.demon.co.uk Ailesi ziyaret edilecek Gazeteci Göktepe etkinliklerle anılacak İstanbul Haber Servisi - Gazeteci Metin Göktepe. öldürülüşünün birinci \ıl- dönümünde çeşitli demok- ratık kitle örgütlen \ e par- tiler tarafından düzenlene- cek etkinliklerle anılacak. Göktepe ıçın. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (T- GC) önünde bugün saat 10.30'dabıranmatöreni dü- zenlenecek. Emek gazetesi. Evrensel Kültür \1erkezi çalışanlan ıle gazeteciler. saat IO.3O"da Metin Gökte- pe'nin aıtesını ziyaret ede- cekler. Saat 12.30"da ise Gökte- pe aılesınin Bağcılar'dakı ev inden Göktepe'nin meza- nnın bulunduğu Güngören Mezarhğı'na kadar bir yü- rüyuş vapılacak. İnsan Hak- ları Derneğı tstanbul Şube- si, lOocaktasaat 19.00 ile 23.30 saatleri arasında "Ga- zeteci Olmak" adlı bir gece düzenlevecek Diğer etkın- ler de ise şöyle: - 11 ocakta Cumartesı Annelen. Galatasaray'da bu kez Vletın Göktepe ıçın oturma eylemı yapacaklar. - 11 ocakta 14.00 ıle 18.00 saatleri arasında Cağ- daş Hukukçular Derneği ta- rafından bir panel düzenle- necek. - 11 ocakta kankatürist Ertan Aydın'ın sergisi. saat 18.30'dâ Evrensel Kültür Merkezı'nde açılacak. -11 ocakta saat 19.00'da Evrensel Kültür Merke- zı"nde. Metm Göktepe da- vasını gündemde tutan kari- katürist Enan Aydın ile Cumhunyet Dergi'nin ge- nel yayın yönetmenı İpek Çalışlar'ın katılacağı söyle- şı yapılacak. -12 ocakta İHD.ÇHDve CGD temsılcilen. Gökte- pe'nin cesedinin bulundu- ğu Eyüp Kapalı Spor Salo- nu önüne saat 13.00'te ka- ranfil bırakacaklar. -18 ocak cumartesı günü. Evrensel Kültür Merke- zi'nde "Basın ve basın ilke- leri™ konulu söyleşi gerçek- leştırilecek. - 19 ocak pazar günü, öl- dürülen gazeteciler ile ilgi- li bir belgesel sunulacak. Evrensel Kültür Merke- zı'ndeki etkinlık. saat 16.00'da başlayacak. Belge- selden sonra Leman ve Öküz dergılen yazar ve çi- zerlen. "Basın özgürlüğü ve halkın haber alma özgür- lüğü" konulu söyleşiye katılacaklar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle