Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 OCAK 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Şahit ve hocaya gerek olmadan kıyılan geçici nikâh nedeniyle birçok kız zor durumda kaldı
Gençlere
6
muta' tıızağıRECEPKAPICU
EMRE GÜLCAN
ERZURUM- Aczmeıdi ta-
rikat şeyhı .Müsliim Gün-
dûz in. FadiroeŞahinilebasıl-
masndan sonra günlerdr Tür-
kiye zündemine oturan imam
nikâh tartışmalan sürerken.
Müslüm Gündüz'ün. Fadime
Şahin'e Iran'da yaygın olan
hmuta' nikâhı kıy'dığı ileri sü-
rüldii Türkıye'd'e 19901ı yıl-
larda üniversite öğrencılen
arasııda yaygmlasarı mata nı-
kâhır.ın, günümüzde de yaygın
olara.< sürdüğü belirlendi."Na-
mus fitnesi muta" olarak da
adlardınlan geçıcı nikâh sonu-
cu bhlerce genç kızm mağdur
oldugu ifade edildi.
Aczmendi Şeyhi Vlüslüm
Gündüz'ün bır evde Fadime
Şahin "le basılmasıntian sonra.
Şahir.'ın bazı televizyonkanal-
larında yaptığı açıklamalar
Türkye"\i ayağa kaldınrken.
Islarr.i çevTeleri de karşı karşı-
ya getirdi. Fadime Şahin'in Ali
Kalkancı ve Müsliim Gündüz ile kıydığı
nikâhın imam nikâhı değıl muta nikâhı ol-
duğu öğrenıldı. İmam nikâhınm anne-baba
nzası sonucu iki \eya daha fazla şahit hu-
zurunda kı> ılabileceğinı ifade eden din uz-
manlan. kıyılan nıkâhlann Iran'da yaygın
olan muta nikâhı olduğunu söylediler.
lran-Irak arasında uzun süre devam eden
savaş sırasında dönemin Iran Devlet Baş-
kanı Ayetullah Humeyni tarafından. savaş
sirasında eşlerini kaybederek dul kalan ka-
dınlann zina yapması ve şeriat cezaları al-
malannı önlemek üzere yürürlüğe sokulan
muta (geçici nikâh) 1990 yıllannda Türkı-
ye'de de yaygınlaştı. Genellıkle üniversıte
öğrencileri arasında yaygın olan muta nikâ-
hı\ la binlerce ö&rencı nikâh kıvarak birlik-
1994-1995 ögrenim yılmda
Atatûrk Cniversitesi'ne
geldiğini ifade eden GJ),
lasa bir sûre sonra 1VLA, ile
tanışögını belirterek
başmdan geçen muta nikâhı
öyküsünü isminin
açıklanmaması kaydıyla
şöyle anlattı: "M.A. iİe
tanışbk: kısa sürede arkadaş
olduk. Birbirimizden
hoşlanıyorduk. Benimle
sürekli dini konukrda sohbet
edhor, beni kapanmam için
nyanyordu. Bu
arkadaşlığımız sohbet havası
içerisinde yaklaşık 4 ay
kadar sürdü. Bir gön beni
bir arkadaşmın e\ine
götürdü. Ev, öğrenci evi
oimasına rağmen gittiğimiz
evdeki insanlar arasında bir
aile havası vardı Zaten eve
gkkr gitmez evdeki erkek,
yarundaki km eşi olarak
tanıttı. Daha sonra buradan
avnkük. Bana MA,
Bir genç kızın dramı
arkadaşlarmm muta
nikâhi) la evli olduğunu
söyledi. Bu nikâhın ne
olduğunu çok merak etttaı.
Bana anlattı. Böyle bir nikâh
şeklinm olacağına
inanmadığmıı söyiedinı.
Bunu söyleyince de bana
'Seni yann hoca efendinin
yanına götüreceginV dedL
lkinci gfin beni bir eve
götürdü. Orta yaşh bir
insanm gküp etini öptü.
Daha sonra da beni
tanışürdı. Hoca efendi dediğj
msana konuyu açü. Hoca
başladı vaaz vermeye.
Hocanın anlarükları
karşısmda hem şaşırdıın
hem de sövledikleriııe
inandım. Hoca, 'Kızım,
muta nikâhı konusunda bir
şüphen varsa ben de
nikâhımzı kıyanm. Bu ikiniz
açısmdan da son derece
sakıncahdır. Çünkü benim
kıyacağım imam nikâhı olur.
Ama siz ikiniz de
öğrencisiniz. Sizin muta
nikâhı kıymamz ikinizin de
haynna olur. Beiki yann
aileleriniz bu nikâha karşı
çıkar. Belki bir gün
birbirinize ters düşersiniz.
tmam nikâhı kıyarsanız
kolay kolay boşanamazsınız.
Ama muta nikâhını ister
belirli bir süre için
kjyarsınız, isterseniz
istediğiniz gün bitirirsiniz'
şeklinde konuştu. Çevremde
bu kadar muta nikâhıyla
yaşayan imam görünce ben
de !VLA.'ya muta tıikâhr. la
evlenmemizi kabul ettigiıni
sövledim. Bunun üzerine
beni arkadaşmın evine
götürdü. Aptes aldık.
Beraber iki rekât namaz
kıldık. Daha sonra Allah
huzunında evlendiğimizi
Uan ettik. ev liliğinıize tüm
evüyaları da şahit gösterdik.
Daha sonra da birlikte olduk
ve MA')j her şeyimi orada
verdim. Yaklaşık bir ay çok
güzd günkrimiz okiu. O
sırada vurtlardan da
aynldık. Beraber MA'am
arkadaşının evine yerleştik.
Bir süre sonra M.A. benden
uzaklaşınaya başladı. Bir
gün eve bir kı/la geldi.
Şaştrdım. Kim olduğunu
sorduk. M.A. benden
boşand^uu, getirdiği insanuı
da yeni eşi olduğunu söytedL
MA yanıma gekrek,
'Senden hoşlanan bir
arkadaşım var. îstersen seni
onunla tanıştınnm. Muta
nikâhı kıyar evlenirsiniz'
dedL O anda suratma
tükürerek evden aynkhnu.
tntihara teşebbüs ettim.
Arkadaşlarun olayi fark
etmiş. beni hastaneye
götürmüşler >e beni
ölümden döndürmüşlerdL
Tabü asü gerçeği de
hastanede ögrenmiş oldum.
Hamilevmişim. çocuğumu
da intihar girişimi sırasuıda
duşürmüşüm. Ailemin bu
sırada durumdan haberi
oldu. Gelip beni götürdük&
Okulum, her şeyim
mahvoldu.
Bu >etmezmiş gjbi uzun süre
de psikolojik teda\i gördüm.
Benim konumumda
yüzkFce. binlerce öğrenci
te yaşarken. daha sonra muta nikâhı kıydık-
ları erkeklerden ayrılmak zorunda kalan
yüzlerce genç kız ise mağdur oldu.
Günümüzde de devam eden ve başta Ata-
türk Üniversitesi olmak üzere tarikatlann
denetimindeki birçok üniversitede yaygın
olan muta nikâhı kıyan binlerce öğrenci ay-
nı çatı altında \aşamaya de\am ediyor.
Muta nikâhı nedir?
Muta kelime olarak dılımizde hâlâ kul-
lanılan ve faıdelenmek. kâr elde etmek an-
lamı taşıyan " temettü" kelimesiyle aynı
kökten geliyor. Muta nikâhı "malum" \e-
ya "Zevd'in gelmesine kadar" diye belirle-
nen meçhul bır müddet ıçın yapılan bır ni-
kâh olarak adlandırılıvor. Tek amacı "isti-
fade" olduğu ıçın de muta di\e tanımlanı-
yor. Muta nikâhı önceden belirlenen zama-
nın dolması veya ıstenildıği anda sona ere-
biliyor. Talak" (boşanma) olmadan ayn-
lık gerçekleşebiliyor. Veraset. nafaka, nor-
mal nikâhta me\ cut olan durumlar muta ni-
kâhında bulunmu\or.
Muta nasıl kı\ih>or
Muta nikâhı olarak adlandınlan nikâh i-
ki karşı cinsın arasında vaptıklan anlaşma
sonucu şahit ve hocaya gerek duyulmaksı-
zın kıyılabilıyor. Sadece taraflar Allah hu-
zurunda bir evlıyayı veya bir ermişi şahit
olarak gösteriyor. 1990-1991 öğrenim yı-
lında muta nikâhının Atatürk Uni\ersite-
si'nde yaygınlaşması sonucu tlahıyat Fa-
kültesi öğretim görevlılennden Prof. Dr.
İbrahim Canan. "Namus Fîtnesi Muta" ad-
h bir kitabı kaleme aldı. Prof. Dr. Canan,
"Bu çalışmayı niyeyapûk" sunuş yazısında
şu görüşlere yer veriyor:
-1990-1991 dersyüıesnasında takbeteri-
mizsıkça muta nikâhı üzerine ciddiciddiso-
rularsormaya başladılar. Meseleve fazla em-
niyet\ermiyorduk.t'nh«rsitegençüğiniha-
rici muzır çevTeler her vıl boş ve sahte me^
seleieıie meşgul ediyorlar, bu sene de muta
nikâhı deyip geçivorduk. Ancak bir grup
kıztalebemizin isteği üzerine Ebu Davut'un
Avnu'l-Mabut serhinde fıtne ile ilgili bir iba-
reyi çozerken. asıl me> /umuzla ilgisi olma-
yan, "Bir kimse Allah ve resulünü şahit kı-
İarak nikâh yaparsa bu nikâh meşru bir ni-
Tarikat bağlantısında karanhk zîncir
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Laik kim-
liğiyle tanınan kesimleri hedef gösteren Akit
gazetesi ile "Aczmendi tarikatı ve köktendinci
sakürganlansavunan a\ukatlar" arasında geç-
mışte kurulan baglantı. kamuoyu gündemıne
gelen tankat tartışmasıv la ortaya çıktı. Acz-
mendi liden Müslüm Gündüz'ün avukatlığını
yapan ve öldürülen Gümüşhane Barosu Baş-
kanı Ali Gündav'ın katili tzzet Kıraç'ı da sa-
vunan Abdurrahman Sanoğlu'nun, Malatya
Barosu"na usulsüz vöntemlerle kaydedıldıği
bildirildı. Ali Günday'ı. türbanlı avukatlann
barodan kayıtlannı sildirmesı nedeniyle hedef
gösteren Akit gazetesinın yazan \e gazeteci
Ahmet Emin Yalman suikastm\n sanığı Hüse-
yin Üzmez, Müslüm Gündüz'ün basıldığı evin
sahibi olarak ortaya çıktı.
lstanbul-Kadıköy 'de. tehdit ederek imam ni-
kâhı kıydıgı Fadime Şahin adlı kadınla basılan
şeriatçı Aczmendi liden Gündüz. tarikat bağ-
lantılannı gündeme getirdi.
Akit gazetesi. türbanlı 2 avukatın kaydını
Muhsin Yazıcıoğlu
'Gündüz avcı
kekliği oldu'
KAYSERİ (Cumhuriyet)- Büyük Biriik
Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu,
Aczmendi lideri Müslüm Gündüz'ü avcı
kekliği gibi gördüğünü söyledi.
Kayseri'de bir basın toplantısı düzenle-
yen BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, son
günlerde ülkede dogru. güzel değerlerin
ayaklar altma alınmak istendiğini, Acz-
mendiler firsatbiHnerek lslam. Islamın ku-
nunlan. önderleri, mürş.itleri tartışılarak,
tasavvuf görüşüne ve tarikatlara hakaret
edilmeye başlandığını ileri sürerek şunla-
n söyledi: "Her şe\in dogrusu ve taklirie-
ri, iyisi ve kötüsü vardır. Bi/im doğru olan-
larla takütleri ayırarak taklitleri reddede-
rek, doğrular üzerinde sağlıkh değerien-
dirmeler yapmanuz kap ederken bir bak>
>wuzbütün doğru, güzel kunımlar.değer-
İer avnklar altına alınmaya baştayor."
Yazıcıoğlu, gazetecilerin, Aczmendiler
ve liderlerini nasıl değerlendirdiklerine
ilişkin sorusuna da şu yanıtı verdi:
"MüslümGündüz'ü avcı kekliği gibigö-
râyonım. A>« gjden, en î>i öten kekliği bfa-
kafese kor. götürur bir su başına kuv-ar, ke-
nanna da yem saçar. Ondan sonra pusuya
jîâsır. O keklik çok güzel öter, bütün kek-
likler v'emin başına toplanır. Avcı tetiğine
basar, ondan sonra da çantasına \nrdugu
keklikleri ko>ar, avct kekliğini alır. bir baş-
ka su başına giderf
barodan sildiren Gümüşhane Barosu Başkanı
Ali Günday aleyhıne hedef gösterici yayın yap-
mıştı. İzzet Kjraç adlı bir şeriatçı Osmaniye'den
Gümüşhane'>e gıderek Günday'ı öldürdü. Gö-
zaltına alınan Kıraç. Akit gazetesinın yayınla-
n üzerine Gündav "a tepkı duyduğunu belirte-
rek. cınayetiişlemeyekararverdığinıaçıkladı.
Olayla bağlantısı olduğu savıyla gözaltına alı-
nan Kıraç' ın oğlu Muzaffer Kıraçhakkında da
dava açıldı. Davada İzzet Kıraç'ı savunan Ab-
durrahman Sanoğlu'nun, Kıraç'ı sa\unmak
amacıyla usulsüz bir biçimde Malatya Baro-
su'na kaydedildigi belirtildi. Avukatlık Yasa-
sı'nın aradığı. baro üyesi a\ukatlann "baro
çevTesi illerde ikamet etme" koşulunu yerine
getirmemesine karşın Sanoğlu'nun Malatya
Barosu'na kayıt yaptırabilmesine dikkat çekil-
dı.
Kıraç'ın >argılandığı da\ava. Günday aile-
si adına müdahil olan avukatlar Sanoğlu'nun
da Kıraç'ı savunurken sıyasi bir söylem kul-
landıgını anlattılar. Sanoğlu'nun duruşmalar-
daki tavrının sanıklann düşüncelerini benim-
semiş. onlarla özdeşleşmiş bir izlenime neden
olduğunu kaydettiler.
Sanoğlu'nun Muzaffer Kıraç'ın bazı itiraf-
larda bulunması üzerine, mahkeme heyetine
verdiği dilekçede. baba-oğul Kıraçlann
H
pes
etmesini'" eleştırdiği ka\dedildi. Kıraç hakkm-
daki karann açıklanmasından önceki celsede
Sanoğlu'nun savunma aMikatlığından çekil-
diği belirtildi. Müdahil avukatlar. Sanoğlu'nun
duruşmada "laiklikle mücadelevi cihatla eş tu-
tan bir anlavış sergilediği''ne de ışaret ettiler.
Denürel'in suikastçısı
Sarıoglu'nun. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e Israil anlaşmasını onayladiğı gerek-
çesiyle Izmit'te suikast girişiminde bulunan
ibrahim Gümrükçüoğlu'nun savıuımanlığını
da üstlendıği belirtildi. Şeriat yanlısı ve laiklik
savunuculannı hedef gösteren yaym çizgisıv-
le bılınen ,\kit gazetesinin yazan Hüseyin Oz-
mez'in, Aczmendi lideri Müslüm Gündüz'ün
tstanbul Kadıköy'de basıldığı evin sahibi oldu-
ğu savunuldu. Hüseyin Üzmez. 1950'li yıllar-
da Vatan gazetesinin sahibi gazeteci Ahmet
Emin Yalman'ın yaralı kurrulduğu suikast gı-
nşimınin faili olarak yargılandı ve ceza aldı.
Üzmez' in. yasadışı şeriatçı terör örgütü îslami
Büyük Doğu Akıncılar-Cephesi'nin (tBDA-
C) eylemlerini öven yazılar kaleme aldığına da
dikkat çekildi.
Akit gazetesi. Sıvas'ta 2 Temmuz 1993'te37
kişiyi yakarak katleden sanıklan savunan ve
mağdur gösteren yayınlanyla da biliniyor. Sı-
v as davasında şeriatçı katliam sanıklannı savu-
nan avukatlar arasında Abdurrahman Sanoğ-
lu da yer aldı.
Cumhurbaşkanı Demirel'e yönelik suikast
girişiminın ardmdan bazı istıhbarat kaynakla-
n. şeriatçı gazetelerin. yayınlanyla ortak dü-
şünceyi paylaştıklan insanlan yönlendirerek
suça azmettirdiklerim bildirmışİerdi.
Fadime Şahin'in açıklamalan ve şikâyetinden sonra Kalkancı gözaltına alındı.
kâh olmaz. Bunu \apan kimse
de Nebi Aleyhissalatü Vesse-
lam'ın gaybı bildiğı itikatına
saplandığı için küfre düşer'
cümlesi geçmişti. Açıklama on-
lan şaşırttı. Böyle bir nikâhın
niye sabit olmadığını sordular.
Nikâhta aleniyet ve ilan esas ol-
duğu belirtilince Erzurum'un
meşhur yatin Abdurrahman
Gazi'vi bile şahit kılarak muta
nikâhı yapanlann varhğından
bahsettiler. tşin ciddi olduğunu
anladık. Meseleve biraz kulak
verince dindar fakat cahil kız
ve erkek talebeler arasında cid-
di bir firnenin sinsice ve sistem-
ü olarak sokulmava çalışıldığı-
nı tespit ettik. Bu işlerie kiıie-
nen, çocuk sahibi olanlar. ani
evlenme karan verenler. ailesi
tarafından reddedilenler. tale-
belik havan bitenler kulağımı-
za geldi. Mesele şu idi: 12 E\ lül
1980 hareketiyle memleketi-
mizde komünizm büyük bir
darbe vemiş. solcu teşkilaüann
faaliyetleri durdurulmuştu.
80'li yülar dünva genelinde sos-
valizmin de gözden ve modadan düşmesiv
İe gençlikte kendiiiğinden dine doğru bir
mevil başlamışn. Her vıl ünhersiteye yeni ge-
len talebelerde dindar sayısı bir öncekine
nazaran daha çoktu. Komünizm ve sosya-
liznı modasının girmesinden sonra nasıl olan
boşluk dinle doldurulmaktavdı. Gizli şer
güçler önüne geçihneyecek olan bu tabü te-
mayülü iki suretle önleme>olunu seçmişler-
di."
1- Gençleri eğlenceve teşvik ederek sefa-
hata atmak. Nitekimo yülarda Erzurum'da
eğlence yerlerinin sayısı birden arttı.
2- Dindarian da bozuk bir dini anlayışa
sapbrmak. Bu maksaria en son sahnelenen
tuzak. muta nikâhın gündeme getirilmesi
oldu. Böylece genç, hem kendini dindar sa-
vacak hem de sefahate çekil-
miş olacakü. İslamın en zivade
hassas olduğu kadın-erkek
münasebetlerine getirdiği sıkı
disiplin. dini bir kılıfla bozula-
caktı. \'ani dindar talebe, kız-
erkek münasebetlerine gevşe-
yerek flört havah yaşayacak,
fakat bunu dindaıiığa avkırı
bulmayacaktL Bu hal. talebelik
dönemi. hissivat ve temayülle-
rine uyduğu. nefıs mücadelesi-
ni de gerektirmediği için ger-
çekten müşteri buldu. rağbet
gördü. Öyle ya genç hem tabü
meyli dindarlık hissini yaşaya-
cak hem de çeşitli vasıtalarla
mütemadiyen propaganda
edilmiş olan ahlaksızîığı yaşa-
yacaktL Derken, dini ve dindar-
lığı kimseve bırakmadığı hal-
de. kendisi gibi düşünmeveni
tekfirden. müminleri kâfir ol-
makla itham etmekten çekin-
meyengençlerçoğahverdi. Me-
selenin iç vüzü kavnaklara ini-
terek incelenmeli. Gençlerimi-
zin anlavacağı açıklıkta muta
nikâhı ortava konulmalıvdı."
.KANCFYA KO\XLXERİNDEN TEPKI
6
Yalana dolana bulanmışlar'
jYİCEL SEZER
jCtTVMUR KILIÇÇIOĞLU
I KARS / SÜRT - Fatih
jseıntinde kendisinı '"şeyh *"
olarak tanıtan, ancak mü-
•ritlerinden Fadime Şa-
;hin"in"Bana tecavüz etti'"
ıdiye suçladığı Ali Kalkan-
•cı'run önceki akşam bir TV
•Tcanalında yaptığı konuş-
•ma, doğum yeri Kars'ın
Ardahan ılçesine bağlı
jMollahasan Köyü'nde şaş-
jkınlığa yol açtı.
j \rdahan"ın Göle ilçesi-
|ne20 kilometre uzaklıkta-
'ki Mollahasan Köyü birza-
rnmlar 120 hanelıymiş.
Hayvancılıkla uğraşan
köylüler. 1990 yılında ya-
şanan yoğun göç nedeniy-
le köyün 80 haneye düştü-
ğünü söylüyorlar.
Mollahasan sakinlerın-
den 64 yaşındaki Hacı Sü-
leyman Fındıkçı, Kalkancı
hakkında şunlan söyledi:
"Bu sahtekârlan televiz-
yonda ben de izledim. Avıp-
tır söylemesi bunlarda yüz
kalmamış.
Bunlar kim, peygamber
efendimizin soyundan gel-
mek kim? Yalan dolan ve
iiçkâğıda bulaşmış insanlar
bunlar. Ben 64 yaşındayım.
Bunlann bövle bir mezive-
tini ne ben ne de bu köy gör-
medi. Ben hacıyım. N'ryetli
ağzımla söylüyonım, bu
sahtekâriaraMüslümanlar
kanmasın."
Öte yandan Kadiri Tari-
katı şeyhlerinden Molla
Bedrettin Sancar'ın Siirt
Ulu Camii imam-hatibi
olan oğlu M. Nurettin San-
car,dün yazılı bir açıklama
yaparak "Muhterembaba-
nıın olayda adı geçen sözde
Aczmendi tarikatı ve şeyhi
olduğu iddia edilen Müs-
lüm Gündüz'le yakmdan
uzaktan hiçbirtanışıklığı ve
ilgisi bulunmamaktadır"
dedi.
İKTİSAT BANKASI TAŞ
SAYIN PAY SAHİPLERİNE
Yönetim Kurulumuzun 07.01.1997 tarih 1997/1
sayılı toplantısında Bankamız Olağan Genel Ku-
rulu'nun aşağıdaki gündemi görüşüp karara bağ-
lamak üzere 24.01.1997 günü saat 11.00'de Bü-
yükdere Cad. No: 165 Esentepe-istanbul adre-
sindeki Genel Müdürlük binasında olağan olarak
toplanması kararlaştınImıştır.
Bankalar Kanunu ile ana sözleşmemiz hüküm-
lerıne göre, pay sahiplerimiz bu toplantıya bizzat
katılabilecekleri gibi, diğer bir pay sahibine aşa-
ğıdaki örneğe uygun şekilde vekalet vermek su-
retiyle bu toplantıda kendılerini vekaleten temsil
de ettirebilirler. Ancak esas sermayenin %1 ve
daha fazlasına sahip pay sahiplerimiz ile banka-
mızın Yönetim Kurulu başkan, üyeleri ile denet-
çiler ve birinci derecede imza yetkisine sahip
mensuplanna vekalet verilmesi mümkün olma-
yıp, bunlar dışında kalan pay sahiplerimizeiseve-
kil olarak kullandırılabilecek oy sayısı topiam oy
sayısının %1 'ini geçemez.
Bankamızın 1996 yılı kâr ve zarar hesabı iie bi-
lançosu yıllık rapor ve denetçiler tarafından veri-
lecek rapor ile birlikte toplantı tarihinden 15 gün
önce merkez ve şubelerimizde pay sahiplerimi-
zin incelemelerine hazır bulundurulacaktır.
Pay sahiplerimizin bu toplantıya bizzat veya
vekaleten katılmalarını diler, henüz yasa gereği
hamiline yazılı hisse senetlerini nama yazılı hisse
senetleri ile değiştirnneyenlerin toplantıya katıla-
mayacaklarına bilgilerinizi rica ederiz.
Saygılarımızla =#.-
İKTİSAT BANKASI TAŞ î
Yönetim Kurulu ; .^-,
CENAP ÖNAL
Yönetim Kurulu Üyesi
GÜRBÜZ TÜMAY
Yönetim Kurulu Başkanı
GÜNDEM:
1 - Başkanlık Divanı Seçilmesi,
2- Genel Kurul toplantı tutanağının imzalanması ko-
nusunda Başkanlık Divanı'na yetki verilmesi,
3-1996 yılı Yönetim Kurulu faaliyet ve denetçiler ra-
porlarının okunarak bilanço ve kâr-zarar hesap-
larının görüşülmesi,
4- istifa eden bankamız denetçisi yerine seçilen ye-
ni denetçinin onaya sunulması,
5- Yönetim Kurulu üyeleri ile denetçilerin ibralannın
ayrı ayn oya sunulup karara bağlanması.
6- 1996 yılı kânnın dağıtımı hususunda karar alın-
ması,
7- Görev süreleri dolan Yönetim Kurulu üyelerinin
seçimi,
8- Denetçilerin seçimi,
9- Yönetim Kurulu tarafından seçilen bağtmsız der
netçilerin onaya sunulması,
10- Yönetim Kurulu üyelerinin huzur hakkı ile denet-
çilerin ücretlerinin tesbiti,
11 - Yatırım fonu, varlığa dayalı Menkul Kıymet ile yurt-
dışından hisse senedi ile değiştirilebilir tahvil de
dahil olmak üzere vesair mevzuata uygun her tür-
lü menkul kıymet ihracı ve sermaye ve benzeri
kredi alma konusunda Yönetim Kurulu'na yetki
verilmesi,
12- Yönetim kurulu üyelerine TTK md. 334 ve 335
uyarınca izin verilmesi.
VEKALETNAME
Hissedarı olduğum iktisat Bankası TAŞ'nin
24.01.1997 tarihinde Büyükdere Cad. No: 165
ESENTEPE-İSTANBUL adresinde saat 11.00'de
yapılacâk 1996 yılına ait Olağan Genel Kurul
toplantısında beni temsil etmeye ve gündemde-
ki maddelerin karara bağlanması için oy kullan-
maya yı
vekil tayin ettim.
VEKALET! VEREN
isim, imza, Tarih
VEKALETİ VERENİN
Sermaye Miktan :
Hisse Adedi :
Oy Miktan :
Adresi :
Not: Vekaletnamenin notertasdiksiz olması halindeki ve-
kaleti verenın noter tasdikli imza sirküleri vekaletnameye
eklenecektir.
İKTİSAT BANKASI TÜRKA.S.
V
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
CHP Dosyası...
CHP dosyasını, daha uzunca bir süre, yeniden
açmak niyetinde değildim.
Çünkü söylenenler söylenmişti. Okurlar da ken-
dilerine göre sonuçlar çıkarmıştı. Ve Türkıye gün-
deminde, irdelenmesi gereken başka önemli so-
runlar da vardı.
Ama CHP ile ilgili mektup ve fakslar arttıkça art-
tı. Dosya kabardıkça kabardı. Ve dosyayı bir kez da-
ha "genel" bir düzeyde ele almak zorunluk oldu.
Okurlarıma olan saygımın bir gereği olarak...
• • •
Önce şunu memnunlukla belirteyim ki CHP ile il-
gili olarak bu köşede sergılenenlere "yalan" ya da
"yanltş" diyen yok!
Yani CHP Ankara kadın kolu başkanı... Partisi
adına katıldığı bir toplantıda ırkçılık yapmış... "Ata-
türk 'ten bana ne" anlamında açık bir tavır takın-
mış... CHP adının çağrıştırdığı "tarihsel kimliği"
yadsımış... Bu düşünceleri kabul görmediği için
toplantıyı terk etmiş.. Arkasından da CHP Ankara
İl Örgütü toplantıdan çekılmiş.
O il örgütü, zaten geçen yıl 1 Mayıs'ta "Kürtçe
pankart" ile yürüyüş yapmış..
Ve tüm bunlara karşın, CHP Genel Merkezi par-
mağını bile oynatmamış..
Bunlann hepsi doğru!
Peki sorun nerede?
Bunlann sergilenmesinı onaylayan. CHP içinden
yeni yeni örnekler veren çok sayıdaki mektubu bir
yana bırakıyorum.. Az sayıda da olsalar. bir de bun-
ların yazılmasına karşı çıkanlar var.
Kimisi, yukarıdakı ve benzeri olayları "önemsiz"
sayıyor. Böyle şeylerle köşemi doldurmamam ge-
rektiğini düşünüyor.
Kimisi, önemli olduğuna inanıyor ama: yazılma-
masının doğru olacağını savunuyor. "Ktnlan kolun
yen içinde kalması" ve CHP'nin yiDratılmaması ge-
rektiği inancında.
Kimisine göre ise zaten CHP'nin kendisi önem-
siz. "Barajı geçemeyecek" bir parti ile zaman yitir-
menin anlamı yok...
• • •
Bu üç görüşü de paylaşmak çok zor.
Bir kere, sadece adı nedeniyle bile CHP önem-
li. Üstelik partide yuvalanmış birçok aykırı öğeye
karşılık; tabanda "tarihsel kimliğe"saö[k, inançlı
çok sayıda insan var. Ve CHP ile DSP dışında, bu-
günkü sol partılerin hiçbirisinde umut yok.
ÖDP, örgüt binalarına Atatürk resmi asmayı bi-
le içine sindiremiyor. HADEP "Kürt sorunu"na sı-
kışıp kalmış. Trilyonlarca lira üzerine kurulmuş olan
bir diğeri ile ilgili soru ışaretlerı giderilebilmiş değil
Bu durumda, ne DSP'yı ne de CHP'yi, elimizin
tersi ile itme lüksüne de sahip değiliz!
Öyleyse, "yıpratmamakiçin"CHP içindeki olum-
suzlukları gizlemeye mı çalışmalı?
Hayır! Çünkü o SHP-CHP çızgısinı yüzde 30'lar-
dan 10'lara getiren neden, işte o olumsuzluklardır.
Bir okurumun öne sürdüğünün tersıne: 1980 ön-
cesi CHP'debu türolaylarolamazdı. Olsaydı daya-
panlar yerlerinde kalamazdı!
Parti o olumsuzluklara gözlerini kapattığı için
kimliğini yitirdi ve küçüldü. Ancak o olumsuzlukla-
rın üzerine içtenlikle ve kararlıhkla yürürse. yeniden
inandırıcılık kazanabılir... Ve de yeniden büyüyebi-
lir.
Peki, bazılarının öne sürdükleri gibi... Bu köşede
zaman zaman sergilenen gerçekler "önemsiz" mi?
Eğer önemsiz olsaydı, CHP bu duruma düşer
miydi!..
• • •
Sahip oiduğunu öne sürdüğü kimliğe bu ölçüde
ters bir parti temsilcisine, kapıyı gösteremeyen bir
CHP var önümüzde... Kendi içinde düzenlediği
toplantılarda atılan nutuklarla partıye kimlık kazan-
dırabileceğini sanan bır CHP bu.
Sonra da kimileri, "Dışandan gazel atacağınıza,
gelin de içeriden düzeltin "mantığına sığınmaya ça-
lışıyorlar...
İnsanlar niçin gelsinler?
Partinın dışında iken mangalda kül bırakmazken
içine girince, genel başkanı savunmayı partiyi sa-
Vunrnakla eşdeger saymaya başlayanlann duru-
,muna düşmek için mi? Patti kimliği ile alay eden il
yöneticilerını içlerine sındirebilen, bazı hızlı Kema-
listler gibi mumyalanmak için mi?
CHP'de zaten onlardan çoook var!..
Karamollaoğlu'ndan savunma
Grupta itiraf
dışanda yalanlama
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - RP Grup Başkan-
vekilı Temel Karamollaoğ-
lu. oğlunun. tarikat şeyhı .\li
Kalkancı'nın "nıürkli oldu-
ğunu". partisinin başına ka-
palı toplantısında itiraf eder-
ken, kamuoyu açıklamasın-
da yalanladı. Kalkancı'nın
"'Karamollaoğlu'nun kızı da
müridim" sözlerını >azılı
açıklamay la yalanlay an Ka-
ramollaoğlu. grup toplantı-
sında, "Oğlum AJi Kalkan-
cı'nın dergâhında, kızım ise
birkaç kez onun vanına git-
miş" dedi. Aczmendi Tan-
katı lideri Müslüm Gündüz
ile yakalanan Fadime Şa-
hin'in kendisini tuzağa dü-
şürdüğünü ıddıa ettiğı Ali
Kalkancı'nın "Karamolla-
oğlu'nun kızı müridim" y ö-
nündeki açıklamasına önce-
ki gün sessiz kalan RP'li Te-
mel Karamollaoğlu, dün
suskunluğunu bozdu. RP
grup toplantısma girerken
bu konudaki soruları yanıt-
sız bırakan Karamollaoğ-
lu'nun, toplantının başına
kapalı bölümünde açıklama
yaptığı öğrenildı. Karamol-
laoğlu, olayın abartıldığını
belirtirken. oğlunun ".\li
Hoca Dergâhı"ndan oldu-
ğunu. kızının ise birkaç kez
onun \anına gidıp geldığını
söyledi. Temel Karamolla-
oğlu kendisinin Kalkancı ile
hiçbir ilişkısi bulunmadığı-
nı da belirtti.
Daha sonra gruptaki ko-
nuşmasıyla çelışen kısa bır
yazılı açıklama yapan Ka-
ramollaoğlu. "Ali Kalkancı
isimli bir şahısla ilgili olarak
basın ve televizyonlarda va-
pılan \ayınlarda isminin geç-
tiğine" dikkat çekerek şöy-
le dedi:
"Mezkur şahısla ilgili hiç-
bir özel alakâm voktur. Bil-
diğime göre çocuklarımın
da dergâh tabir edilen bu v e-
re birkaç defa arkadaşları-
nın telkınıvle" gitmekten
başka ilgileri olmamıştırr
Şahin ve
Kalkancı
yüzleştirildi
İstanbul Haber Servi-
si- Aczmendilerin lide-
ri Müslüm Gündüz ile
basıldıktan sonra yaptı-
ğı açıklamalarla kamu-
oyunda adını duyuran
Fadime Şahin. gözaltm-
da bulunan Kadiri tari-
katı lideri Ali Kalkancı
ile yüzleştirildi.
Sivil ekipler tarafın-
dan dün akşam evinden
alınan Şahin'in Kalkan-
cı ile Vatan Caddesi-
'ndeki Terörle Mücade-
le Şubesi N4üdürlü-
ğü'nde yüzleştirildiği
bildirildı. Şahin, daha
önceki açıklamalannda
Kalkancı'dan çok kork-
tuğunu söylemişti.