Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 1997 ÇARŞAMBA'
OLAYLAR VE GORUSLER
Dünkü Bürokrasi
ÇELIK CULERSOY
B
lindiği gibi Newton. bir
ilmanın dalından yere
Jüştüğünü gördüğünde.
"Bunun bir yasası olsa ge-
rek" dıverek "\erçekimi-
ni". habersiz ve bilgisiz
dünyaya öğTemiştı.Kuzey Afrikalı Ibn
Khaldoun ca de>Ietlerin ve ulusların
yüksdiş \e ç»küşlerinin doğal bir vasava
göre "cere>an ettiğini" ilk kez düşünmüs.
ve hâlâ ge;er;iğını koruyan. bir kuram
tteorilüretrrişrir.
Ona göre sjvaşeı bir kaMm. yerleşik
birtopiuma >adınr. onun üstüne oturur.
fakat vçndiği devletin iç hastalıklarını da
yemişolur. K.tnd\sı zamanla gelişir \e
serpilirken tekrar bir çökiişün bütün e>-
relerinide yişimağa başlar. Son aşama-
da. ze\ kler u; toktaya \ armış. fakat \ok
oluşunbütün lustalıklarıda. bün\ e\i sar-
mış olur.
Bu ünlü kunm. Osmanlı toplumunun
son dönem âdeılerini anlatan >enı bir kı-
tabı okurken aüıma düştü:
Tarıh Yakt'ı. Abdülaziz Be> adında bi-
linmeven biryızarın defter halinde aile-
siııde duran yjzılarını kitap olarak ya-
vımladı: Yapıtn özgünadı. iyice ağdalı:
Âdat ve merâsım-i kadime. tabirat \e mu-
âmelât-ı ka\-ni\\e-ı 0>mâniye.
Yazart. Arap kökenli. (Türkçülerin ve
de Kürtçülerin kulakları çınlaMn). An-
takva'dan Kınm'a.oradan tstanbul'a göç
etniiş. KöklL bır aileden. 1850 ile 1918
arasmda >a>amı>. ömrü bürokratlıkla
geçmiş. kitabın başinda >er alan portre-
sine göre narin tipli. ince >üzlü bir efen-
di. Padi^ahın dönemini görmüş. 26-59
yaşları arası, Abdülhamid'ın despotiz-
minde geçmiş.
O yüzden olsa gerek. dünya görüşle-
rınde hayret edilecek kadar bağnaz!
"Hayret edilecek" deyimini kullandım.
çünkü hazret o dönemde artık yerlemiş
olan birçok \eniliğe bile fena halde bozu-
luyor. Padişahı Abdülhamid sarayında
i\ ice Batılı bir hayat yaşarken. (""aîatur-
kayı". "ruha kasâvet verici" bulup klasik
Batı müziği dinlerken). bu efendi.
"tab'an teceddüde mâil olan halkımızın
nasılsa lâv ıkı\ la düşüneme> erck bittedric
alafrangalığa rağbet" etmebini şıddetle
eleştirıyor. Ona göre geleneklenn. tümü
güzeldi ve doğruydu.
Bu inancı ile ginşıyor. toplumun bütün
törelenni ballandırarak anlatımına.
\
r
erdiğıbilgiler. dâhi fiIozoflbnKhal-
doun'un teorisini baştan sona doğrular
biçimde, Osmanlının payıtaht halkının.
onun da zenginler kesiminın ne denli sii-
se, lükse. aynntıya ve bomboş inançlara
saplanıp kaldığını gösteren "hurda tefer-
ruat" ile dolu.
Ne kadar da uyulması zorunlu kural
varmış! Üstelik bunlar için bir başvuru
kitabı da yok! Kadınlar akıkda tutacak!
Hepsi eğjtimsiz olan e\ hanımlannın baş
işi bu zaten.
Başlardakı doğum ve lohusalık âdetle-
rini okurken beninı ıçimi "hafakanlar
bastı*\Size bölüm başlıklarını özetleye-
yim:
- Lohusaya. yuvarlak biçimlı şeyler
(elma. portakal \e karpuz!) yedırılmez.
(Hamileliği aklına gelmesin diye mi?!)
-Odasinıngörünmezbiryerinesüpür-
ge \e ayak tarafına kara saplı bir bıçak
koymak uğurdur.
- 7 gün odasıtıın eşiğinden atlatılmaz.
- Düz kırmızı gi\ mış konuklar. odası-
na alınmaz. "Al basar."
- 7 gün boyunca odasında düğüm atıl-
maz. Sütü düğümlenir.
- Çocuk emziren bir konuk gelirse ayak
tarafına oturtulmaz. Lohusanın sütü ka-
çar.
- Birlikte doğmuş çocuk varsa yaşlan
doluneava kadar ikisi yan yana getiril-
mez
- Beşiğin başı kıble yönüne çe\ rilmez.
- Geliıı konukların pabuçlanndan giz-
lice (!) bir parça kesilir. Tütsü yapılır.
- Bir bâkire kız. bir baş soğanı ortadan
keser. birparçasını lohusanın memesine
sürer. onu birkebap şişine geçirir. birma-
vi boncuk ekler. bir baş sarmısak ile be-
raber bir tülbente sarar ayak tarafı du\a-
nna asar.
- Armağanlar. lohusa yatağı kaldınl-
madan aetirilir. "7 gün sonra hediye gel-
mesi ayıptır.
- "Beşikalayı"ndabeşiğinheryanı ma-
v i \a da laciverd renkli kadife ile kapla-
nır. Yeşil ve kırmızı kesinlikle olmaz.
- Hanımlann ziyaretinde sadece yüzük
takmalanna izin vardır... Mücevherayıp-
tır.
- Lohu.sa hamamında da aynı kural ge-
çerli.
- Avakucuna asılmış soğan \ardı >a, o
şişi ile beraber sokak kapısı eşiğine konur,
hamama giderken lohusa üstünden at-
lar...
Bu liste !>ayfalarca uzayıp gidiyor.
Anadoluda köylü kadın,çocuğunu tar-
lada kendi doğrup sırtına kendisi atar-
ken payitahrtaki töreler bö> le.
"Pertev Paşa hafîdi Abdülaziz ibn Ce-
maleddin". medreselerin düzenı \ e töre-
leri hakkında da ayrıntılı bılgi veriyor.
Ona göre bir a\ luy a dizili taş odalarda ya-
pılan eğıtim de "çokâlimleryetiştirmiş".
iyi bir düzendir.
Her taş odada biri molla, öbürü cömez,
iki öğrenci yatar kalkar. Çömez, molla-
nın. yani kıdemli öğrencinin, herhizme-
tinigöriir: Mangalını yakar. yemeğinı pi-
şirir. çamaşırını yıkar. suyunu getinr. \ b!
Anadolu'ya çıkışlar. camilerdeki göre\-
ler. konuklardan gelen erzak \ e tabla tab-
la baklavalar. giy im kuşam \t de alün. pa-
ra bahşişler aynntıli olarak ve ballandı-
rarak anlatılıyor.
Pekıyi. bu medreselerden çıkan ne ışe
yarar? Bir bölümü camilere geçer. Bir
kısmı tarik-i kazâya girer. Kadı olur. Ka-
lanı da "miilkiyeye intisap" eder. Yani
memur olur.
İşte söz, bu "bürokrasi" kesimine ge-
lince Abdülaziz ibn Cemaleddin. tam an-
lamıyla coşuyor \e Bab-ı Âli hakkında
söylemedik ağır laf bırakmı>or! Ona gö-
re. bu hükümet kapısı. baştan aşağı ko-
kuşmuştur. Bir yandan riişvetle, öte >an-
dan zulümle. çürümiiştür. Bütün düzen,
baştakilere \aranıp \altaklanıp kendi dü-
menini yürütmek \e halkı aşağılamak te-
nıeline'dayalıdır
Aminni yerden etekleyen memur. önü-
ne gelen ış sahibini kesinkes horlar! Tor-
pilsiz\eyetenekli genç memurlarda sü-
rekli ezilirken. paşa çocuklan başköşeye
oturtulur. "İyi bir memur". sa2 çalmayı
da öğrenip amirlennin konaklarında ge-
ce âlemlerınde hanendclik.lıatta maska-
ralıketme\i ve harem halkına hediveler
sunup kadın takımına yaranmayı becere-
bilenlerdir.
Bu liste de. bö> le uzayıp gidiyor.
Eski dilde. "insicam" denilen bir de-
yım -\e ka\ ram- \ardı: Uyum \e tutarlı-
lık demektır.
Perte\ Paşa hafîdi Abdülaziz Bey. pa-
\itahtın her töresini ve kurumunu gökle-
re çıkarırken. ö>güler düzerken de\ letı n
saraydan sonra en yüce kurumu olan
Bab-ı .\ü
%
> i, neden dola\ ı \erin dibine ba-
tınyor?
Çünkü orada. kendi \aşamı. acı dene-
> imleri. kınlan umutları, hatta ziyan olan
ömrü, desreye giriyor. O bahiste. ayağı
yere basıyor.
Pekiyi. bu olacakşe> midir? Bir yazar
ıçin onaylanaeak tutum nıudur?
Her şeyi ile çürümüş medreseler "âlim
ocağı".
Hükümet kapısı,rezillikyuvası.
İnsan ne diyeceğini bilemiyor.
Tanrı. ahrerte kurduğu "günah ve se-
vap" terazisi yanında bir de "mantik ve
insicam" mahkemesi kuracağını. yani
akıl ce\heri \ererek öbür canlılardan
a\ ırdığı insanoğlunu. bir de bu \etenegi-
ni kullanma oranına göre yargılayacağı-
nı baştan duyursa idi. acaba yazarlar da.
daha tutariı şe> ler k3İeme alırlar mıy dı?..
Ya da. Abdülaziz Bey'e yinedeteşek-
kür mü edelim?
Hiç değilse. kendi çağının en önemli
bir kurumunun. gerçekçi bir eleştirisini
oturup nanıuskârlıkla yazmış.
Günümüzde \e Cumhurı\etin 73. >ı-
lında. Osmanlının her şeyine gözü kapa-
lıözlemdu\an. ıki grup insana. yani ah-
mak bir çoğunlukla. hain bır azınlığa
oranla.büyükbirerdem göbtermiş adanı.
PENCERE
Zavallı Fadime'nin
İmam Nikâhı!,
TARTIŞMA
Müslüm Gündüz Ve Kişilik Haklan Sorunu...
czmendi
örgütünün
başı
Müslüm
Gündüz,
.güvenlik
güçlerinin baskını sonucu
bir bayan ile uygunsuz
durumda yakalandı. O
güne dek Aczmendı
örgütüne \ er\ ansm
ermekte tanınan birçok
köşe N azarımız Müslüm
Gündüz"ün yakalannıa
biçimini "kişilik
haklan"nın çiğnenmesi
olarak gösteren ve
güvenlik güçlenni
"•Müslüm Gündüz'ün
kişiiik haklannı
çiğnemek"le suçlayan
yayımlar yapmaya
başladılar. Bu köşe
yazarlarımız. kuşkusuz.
yasalar konusunda bilgisız
kimseler değildir. Ancak
görünen o ki güvenlik
güçlerinin Müslüm
Gündüz" ü yakalarken
kişilik haklannı çığneyip
çiğnemediği konusunda
yeterli bir araştırma
yapmaksızın \argı
vermektedirler. Çağcıl
(modern) hukukta, "kişilik
haklan"'nın sınırsız
tutulmadığı. kimı
durumlarda "kişilik
haklan"na saldınnın
çağcıl hukuka uygun
sa\ıldığı. sık sık
unutulmaktadır. Türkiye'de
"kişilik haklan"nı konıyan
\asalar. 17 §ubat 1926 gün
ve 743 sayılı yasa ile
beniınsenen lsviçre
Medeni Yasası'dır. 1926"da
beninibenen bu yasa.
küçük değişiklıklerle
bugüne dek yürürlükte
kalmıştır. Bugün de
yürürlüktedır ve ilerici.
demokrat hukukçulanmız.
lsviçre kökeııli medeni
yasamızın. "kişflîk
haklan" yönünden çağcıl
hukuka uygun olduğu
konusunda görüş birliği
içerisındedırler. Çağcıl
hukuka uygun olan medeni
yasavnızın. özellikle
"kişilik haklan"nı
korumaya yönelik 24 ve
24 a nıaddeleri. "kişilik
haklan"nın smırını da
çızmiş olup, "kişilik
haklarTnın çiğnenmesinin
hangi durumlarda hukuka
uygun olduğunu şöyle
belirtmiştır:
"Şahshethakkıihlal
edilenin rızasına veva
üstün nitelikte bir ö/el va
da kamıı \aranna \e\a
kanunun verdiği bir
yetki>e dayanma>an her
tecavüz, hukuka a> kırıdır."
(MYmd24)
Demek ki kişiliğe yönelik
her teca\üz. çağcıl hukuka
aykın sayılmamaktadır.
Çağcıl hukuka uygun
tecavüzler de vardır.
Kişilik haklarına jöneli bir
saldırı:
1. Şahsiyet hakkı ihlal
edilenin rızasına
dayanıyorsa.
2- Üstün nitelikte bır özel
yarara dayantyorsa. • ••' 's •
3- Üstün nitelikte bir kaYin]
v^ırarına dayânıyorsa.
4- K.anunun verdiği bir
yetkiye dayânıyorsa.
Çağcıl hukuka uygundur.
Gü\enlık güçlerinin
Müslüm Giindüz'e yönelik
baskını Müslüm
Gündüz'ün "kişilik
haklan"na saldırı
biçivnınde gerçekleşmış
olsa dahi. köşe
yazarlarımızın ışbu
saldınnın "çağcıl hukuka
aykjrı bir saldın" mı yoksa
"çağcıl hukuka uygun bir
saldırı" mı olduğunu
irdelemekiizın varm dosru
değildir. Çünkü Müilüm
Gündüz'ün bu biçimde
baskına uğramaya. bu
biçimde uygunsuz
durumda yakalanmaya.
yazılı açık (aleni) nzası
vardır. Müslüm Gündüz.
kendısinin bu biçimde
basılmaya rızası
bulunduğunu. Başbakanlık
yüksek katına sönderdiği
20.04.1993 günlü"tehdit
mektubu"nda
belgelemiştir. Müslüm
Gündüz'ün. Başbakanlık
\üksek katına gönderdiği
"tehdit mekrubu" şöyledir:
Başbakanlık
Yüksek Katına '" "1""**""5'
Arikara-. ? ^ ^
24.04.1993 •
1920 tarihinden başlayarak
şeriatı Muhammediye'ye
devlet ağzıyla yapılan
küfür \ e hakaretler artık
sabrımızı taşırmak
noktasına gelmiştir.
Idarecıler hıçbir düşmanın
yapamayacağı her türlü
hakareti kendi mazlum
milletine çe\ ırmıştir.
De\let şeriat kanunlarına
küfretmektedir. De\ let.
laiklık hastalığına
tutıılmuş olan dinsiz
ınıansız süriileri
önleyemezse. bızlere de
nefsi müdafaa hakkı
doğmaz mı?
Bizden olduğunu bir türlü
ispat edemeyen bu
devlet bilır ki fiili bir
mücadeleye icbar
edilirsek. pis canlarını
cehenneme gitmekten
kurtaramazlar.
Yetmiş senelik TC
idaresinin bir tek defa
olsun bu milletin hükümeti
olduğunu ispat etmesini
sizlerden görmek
istiyoruz. Son sözümüz
"Hasbünallahi ve minel
wkü"dır.
Âczimendi mensü'plar
"hamına H. Müslûm
Gündüz Görüleceği üzere.
Müslüm Gündüz.
Başbakanlığa "devleteğer
şeriatı Muhammediye"yi
uygulamayacak olur ise
eyleme geçip kan
dökeriz" diye tehdit
mektuplan yazmış.
dolayısıv la tüm
yurttaşlanmıza da
kendisine de şeriatı
Muhammedıyeye uygun
davranılmasını istemiş. bu
yöndeki nzasını yazılı
olarak de\lete bildirmiş bir
yurttaşımızdır. Devlet
gücü demek olan güvenlik
güçleri de kendisine nzası
doğrultusunda da\ ranarak
şeriatı Muhammediye
böyle durumlarda ne
uyguluyorsa onu
uygulamıştır.
Güvenlik güçlerinin
Müslüm Gündüz'e yönelik
baskın eyleminde şeriatı
Muhammediye*y
e
aykın
hiçbır yön
bulunmamaktadır ve
Müslüm Gündüz.
kendisine böyle
davranılmaMna yazılı rtza
verrniş bulunduğu içindir
kt güv enlik güçlerinin
"kişiliğe saldın" olarak
ı
;
görünen eylemi bir çağcıl
hukuk kurumu olan
"mağdurun nzası'*na
dayalı ve bu nedenle çağcıl
hukuka uygun bır
eylemdir. Çağcıl hukukta
kişilik haklanna yönelik
her türlü saldın hukuka
aykın sayılmaz. "kişilik
haklanna hukuka uygun
saldırı" diye bir kavram
bütün çağcıl ülkelerin
medeni yasalarında vardır.
Mağdurun nzası varsa.
kişilik haklanna saldırı.
bütün çağcıl ülkelerde
hukuka uvsıun savılmakta
ve kişilik haklanna
saldıranlar eğer
"mağdurun nzası'"na
dayânıyorsa bütün çağcıl
ülkelerde
aklanmaktadırlar.
Müslüm Gündüz'e yönelik
baskın. yalnızca
"mağdurun nzası"na
dayandığı için değil.
hukuka uygunluğun öbür
koşullarına göre de hukuka
uygundur. Köşe
yazarlarımız. Müslüm
Gündüz baskını
konusunda yargı verirken
çağcıl hukukun kişilik
haklan konusundaki
ınceliklerini göz önünde
bulundurmalı. dahası
uzman çağcıl
hukukçularımızından
görüş almalıdırlar.
Umarım çağcıl
hukukçularımız. köşe
yazarlanna ortak konu
olmuş bulunan bu olaya
ilişkin ırdelemeler
yayımlayacaklar ve kişilik
haklannın sınırsız
olmadığı konusunda hem
köşe yazarlarımızı hem
kamuyu
bılinçlendireceklerdir.
CENGİZ ÖZAKINCI
• ••
(3ünün konusu ne?..
İmam nikâhı!..
Herkes merak ediyor: Aczmendi tarikatının ba-!
şı Müslüm Gündüz, Fadime Şahin'i imam nikâ-!
hıyla aldı mı?..
Almadı mı?.. ,
imam nikâhı deyip geçmeyin, adına Türkiye de-,
nen bu ülkede, 1926 yılına değin yalnız imam ni-
kâhı kıyıldı. "Medeni Kanun," Cumhuriyet'ten üç!
yı! sonra kabul edildı ve kadınların başına yıldız
yağmuru yağdı.
•
İmam nikâhı ile evlenecek çift, nikâh günü kız;
evinde bulunurlar. çağrılı kişiler de gelir, erkekleıl
bir yandadır, kadınlar bir yanda...
imam, evlenecek çifte bu alandaki görevleri vö
koşulları anlatır.
Ancak kız, bir perdenin arkasındadır.
imam. fıkıh kurallarını anlattıktan sonra oğlana
ve kıza evlıliğe razı olup olmadıklarını sorar; olum-'
lu yanıt alınca işi bağiar:
"- Ben de akdi nıkâh eyledim."
Evliliğin belgelenmesi için bir kâğıdı imzalatır,
dualar okur; nikâhı kıyan imama. aile uygun tutar-!
da para. peşkir. havlu, mendil, sabun gibi arma
J
ğanlar verir: onlar erer muradına. biz çıkalım kere-
vetine...
1926'da Medeni Kanun (Yurttaşlık Yasası) çık-
tıktan sonra imam nikâhının pabucu dama atıldt.'
Neoldu?..
Bızım anlı şanlı Müslüman halkımız birdenbire
dinden imandan soğudu mu?..
Yokcanım...
imam nikâhının sonuçlan kıza bir şey sağlamı-
yordu: koca 'boş o/'dedi mi kadının ışi bitikti. Ama
medeni nikâhta kadın ile erkegin karşılıklı hak ve
görevleri vardı.
Kızlanmız. kadınlarımızevlilikte 1926'dan sonra
insan yerine kondular.
Kim yaptı bu işi...
Mustafa Kemal...
Yani?..
Atatürk!..
Biliyorum. şimdi bu gerçeğin vurgulanmasına
öfkelenenler olacaktır...
Amaneyapalım?..
Evlilikte kadının insandan sayılması, 1923 Dev-
rimi'ylegerçekleştı, 1926'da Medeni Kanun haya-
ta geçirıldi; resmi ve özel tarıh böyle söylüyor...
•
Peki, medeni nikâh tuttu mu?..
Tutmazolur mu!..
Hiç kımseye baskı yapılmadı. hiç kimse zorlan-
madı. Anadolu halkı imam nikâhını geriye itti; her
kız babası ya da anası. damat adayına bastırdı:
- Resmi nikâh isteriz.
imam nikâhında kadının yazgısı erkeğin iki 6^
dağının arasında başlayıp bıter.
Kım kızını erkeğin elıne köle diye vermek ister?..
•
Peki. Aczmendi tarikatının şeyhi Müslüm Gün-
düz, Fadime Şahın'e imam nikâhı yaptı mı?..
Yapsa ne yazar...
Yapmasa ne yazar?..
Cumhuriyet Türkiyesi'nin lisesinde ve üniversi-
tesinde okumuş Fadime, imam nikâhına razı ol-
muşsa. bu onun bileceği ıştir: demek ki tüm öğre-
timi boşa geçmiştir ya da okulda kendisine hiçbir
şey öğretilmemiştir.
Yazık... . . •
FIRINLAR
1111
1221
1311
1312
1321
1311 T
U21T
1423 T
1251 O
1461 a
1501 T
15O3T
UİXGAZU
BfKTRO
aaCTRO TUtBO (teyoı)
EUKTItO TUItBO (Kohvmngi)
TlfltBO
TİMEHJ TUttO
OEKTItOMAIİK
EUKTItOMATİK ROTAl
CtRANRRM
CERANF1RIN
GÖMMt FIRIN (Beytn)
GÖMME FIRIN (Flofol Aynok)
28.100.000
36.300.000
34.500.000
34.500.000
38.700.000
46.800.000
60.300.000
63.300.000
71.300.000
88.300.000
44.800.000
46.800.000
PEŞINAT + 6 TAKSİT
PEŞ1NAT
4.660.000
6.020.000
5.720.000
5.720.000
6.420.000
7.760.000
10.000.000
10.490.000
11.820.000
14.640.000
7.430.000
7.760.000
TAKSİT
4.660.000
6.020.000
5.720.000
5.720.000
6.420.000
7.760.000
10.000.000
10.490.000
11.820.000
14.640.000
7.430.000
7.760.000
TOMAMRYAT
32.620.000
42.140.000
40.040.000
40.040.000
44.940.000
54.320.000
70.000.000
73.430.000
82.740.000
102.480.000
52.010.000
54.320.000
PEŞINAT • 9 TAKSİT
PtSİNAT
4.660.000
6.020.000
5.720.000
5.720.000
6.420.000
7.760.000
10.000.000
10.490.000
11.820.000
t
UM0MÖ
7.430.000
7.760.000
TAKStT
3.610.000
4.660.000
4.430.000
4.430.000
4.970.000
6.010.000
7.740.000
8.120.000
9.150.000
11.330.000
5.750.000
6.010.000
TOPIAMFIYAT
37.150.000
47.960.000
45.590.000
45.590.000
51.150.000
61.850.000
79.660.000
83.570.000
94.170.000
116.610.000
59.180.000
61.850.000
PEŞINAT + 12 TAKSİT
KŞNAT
4.660.000
6.020.000
5.720.000
J5720.000
6.420.000
7.760.000
10.000.000
10.490.000
11.820.000
14.640.000
7.430.000
7.760.000
TAKSİT
2.920.000
3.770.000
3.580.000
3.580.000
4.020.000
4.860.000
6.260.000
6.570.000
7.400.000
9.160.000
4.650.000
4.860.000
TOPIAMRYAT
39.700.000
51.260.000
48.680.000
48.680.000
54.660.000
66.080.000
85.120.000
89.330.000
100.620.000
124.560.000
63.230.000
66.080.000
Fırın değistirmede 4.000.000 TL, peşin alımlarda toplam fiyattan, taksitli alımlarda peşinattan düşülecektir.
Mini-midi fırınlar, ocak ve mikrodalga fırınlar değişrirme kampanyası dışındadır.
Hemen teslim! Markası ne olursa
olsun, çalışır durumdaki
eski fırımmzı getirin,
4 Milyon TL'ye sayalım,
yeni Arçelik fırımnızı
•• •• ••
goturun.
• Ifrnnb-
I Tukeicı Don (mo fcrvsı
I 1«I 261 15 «5
İ0 B00 261 1$ 45
I mttTtlaMaıftinMH
soa 2S1 as 40
İDiğtr Ttlıltmını
l> 216 423 U 44 I
|g 21C 395 4S 15
ARCELİK