23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 OCAK 1997 CUMA HABERLER 'ÇilerÜzel Öpgütü'ne büyük ilgi • İstanbul Haber Servisi - "Çiller Özcl Örgürtı" adlı kita-ıın yoğun ilgı üördüğü. t»triTIcı basımının uç güııde. ikınci tasımırtın da bır eünJe tükendiği bıldırildi. \P Ueııel Başkanı Doğıı Perinçek tarafından yazılan ve Kavnak Yayınları'nca. piyasaya üçüneü basimı sunulan kitabı eldc etmek için Avrüpa'dan dalıi istekler olduğu kaydedilerek. yayınevini tebrik etmek içın arayanlar arasında bir nıüftünün de bulunmasına dikkat çekildi. Gazi dosyası Rîze'ye gönderiliyor • RİZE (Cumhuriyet) - Istanbul'da iki vıl önce meydaııa gelen "Gazi Olaylan"" ıle ilgili da\a dosyasının Yargıtay Ceza Genel Kurulu karanndan sonra ıtıcelenmek üzere bu hafta sonunda Trabzon Ağır Ceza Mahkemesı tarafından Rize Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndenlmesi bekleniyor. Bu arada eylemin. idari görev sırasında mı yoksa adli görev sırasında mı işlendıği konusundaki uyuşmazlığın çözümleneceği de belirtildi. Gazetecilere saldırı • Haber Merkezi - Isparta'da yayımlanan yerel Akdeniz gazetesinin sahipleri Tsmaıl Rüştü Çelik ve Mehmet Ali Çelik'e aıt otomobil. dün sabalıa karşı ikinci kez kurşunlandı. Olaydan sonra yapılan araştırmada. saldırıda kullanılan otomobil belırlenerek. içinde bulunan Isparta Şofbrler ve Otomobilciler Odası Başkanı Ahmet Tural ile Kınncılar Odası Başkanı Hasan Hüseyin Bağırsakçı. yenı ateşlenmiş bir tabancayla yakalanarak gözaltına alındı. Öte yandan saldınyı kınayan Basın Konseyi Genel Sekreteri Nilüfer Yalçın, "Şehireşkıyalan bilmelidirler ki halkın haber alma özgürlüğü kurşunla bile engellenemez" dedi. TGC de bır açıklama vaparak saldınvı kınadı Baykal ve İnönii Roma yolcusu • ANKAR4(ANKA)- CHP Gene! Başkanı Deniz Baykal veSHP eski Genel Başkanı Erdal tnönü Sosyalist Enternasyonel Konsey toplantısına katılmak üzere 20 ocak tarihinde Roma'\a gidecekler. 22 ocak tarihinde başlayacak olan toplantı iki gün sürecek. Siyah Beyaz'da işten çıkarma • AMKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Siyah Beyaz gazetesinin Ankara bürosunda çalışan 6 gazeteci işten çıkanldı. Türkiye Gazeteciler Sendıkası'ndan (TGS) yapılan acıklamada, 6 gazetecinin sözleşmelerinin gerekçe gösterilmeden feshedildiği belirtildi. TGS. "Basın sektöründeki bu ola> lar. bir kez daha göstermiştir ki demokrasi sa\ unuculuğu yapan basın patronlan. basın emekçilerini. demokratik çalışma ortamından uzak. her türlü iş güvencesinden yoksun olarak ve vahşi kapitalizmin en ağır koşulları altında. adeta bir köle gibı çalıştırmak istemektedirler" açıklamasını yaptı. Çillep'in toplantısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Başkanı, Dışişlen Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller. bazı DYP'lı bakanlar ve partisinin Başkanlık Divanı üyeleriyle. dün Dışişleri Konutu'nda bir araya geldi. Cilier. DYP"li bakanla"ir ve Başkanlık Divanı üyelerivle, Dışişleri Konutu'nda yaklaşık 2 saat süren bir toplantı vaptı. DYP Genel Başka'n Yardımcısı Cıhan Paçacı. yeni vıl nedeniyle yemekli toplantıda birarava geldiklerini belırterek. yeni yıl kutlamasında bulunduklarını kavdetti. DSP lideri Ecevit, Susurluk soruşturmasmda gelinen aşamayı değerlendirdi 'Cerahat ortahğa döküKiyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit. Susurluk skandalıv la dc\ let içindekı "cerahatlerin" ortava çıktığını. ancak vargı bağımsizlığı sağlanmamasi v e özerk denetleme kurulla- n oluşturulmaması nedeniyle karanlık bağ- lantılann açığa çıkarılamayacağı kaygısı taşıdığını belirtti. Emniyetm kendi içinde kavgalı olduğuna dikkati çeken Eeev it. Su- surluk soruşturmalannda daha fazla bilgi- ve ulaşmak için tüm tanık v e sanıklann ay- nı mekânda avn avn dinlendıği "çapraz sorgu~ yöntemini önerdi. "Devletin vapısına birtakım hastalıkla- rın bulaştığı kesin" diven Ecev it. sözlerini şöv !e sürdûrdü. "Bunlar. hafif değil, ameliyat gerektiren hastalıklar. Ama bu devlet yapısıv la o has- talıklar ne kadar giderilebilir. o konuda kuş- kum var. Vani devlette bir onarım vapılır- • DSP lideri Ecevit, Susurluk konusunda yapılan incelemelerde doğru bilgilere ulaşılabilmesi için tüm tanık ve sanıklann aynı mekânda ayrı ayrı dinlendiği "çapraz sorgu' yöntemini önerdi. Yargı sürecinın sağhklı işlemesi için 'adli zabıta' kurulması gerektiğini söyleyen Ecevit. "Emniyet kendi içinde kavgalı" dedi. ken aynı zamanda bu hastalıklann üstünc yürümeyigüveneealtınaalıcı birtakım me- kanizmalan da oluşturmak gerekir. Şimdi bütün cerahatler ortalığa dökülüyor. Bün- yenin içinde kalıp kangrene yol açmasın- dansa ortava dokülmesi i\i bir şey. Bunun mutlaka bir sonuca bağlanması gerekivor. Fakat yargı bağımsızlığı yeterli düzeye çıka- rılmadan, tamamen bağımsız denetleme kurulu \e çok geniş kapsamlı bir denetleme kurulu dev rev e girmeden bir sonuca bağla- nabileceği konusunda kuşkum var. RP de ba/ı konulan açıkhyor. ama DYP'v i köşcve sıkıştırmak için de kullanabilir bunları. Ar- tık bu dönüşüolmayan bir yol. \ar olan me- kanizrnalaıia buraya gelmişiz. ay nı meka- nizmalaria işin içinden çıkılamaz." Çapraz sorgu > öntemi Susurluk olay ıvla ilgılı soruşturma süre- cının. vargıda bağımsızlığı sağlamaya vö- nelık kurumsal değışikhk gereksinimini bir kezdahaortayaçıkardığını \urgulayan Bü- lent Ecev it. elde edilen bılgilerin doğruluk derecesini güçlendirmek için "çaprazsor- gu" vöntemini önerdi. Ecev ıt. I976'da Ne\\ York'ta bir Rum'un kendısine düzenlediği suikastgırişiminde ABDgüvenliğı tarafın- dan çapraz sorguya tutulduğunu ammsata- rak "Oyle bir süreç ki. eğer kusurlu. suçlu olsaydım saklayamazdım. Çünkü öyle sı- kıştınbvor insanlar. Çünkü bütün ilgilüer orada olacaktı. İcabında o anda v üzleştiri- lebileceklerdi. Çelişkiler ortaya çıkacaktı" dedi. Eeev ıt. yaptığı soruşturmalarla yargıya \ön gösteren emniyetin "kendi içinde kav- galı olduğunu" belırterek bu sorunun \e iş- kenee altında ifade verıldığıne ılışkın ıddi- alann. "adli zabıta"' kurumuyla aşılabilece- ğinı sövledı. Ecevit. "1980'lerinortaların- dan beri müthiş bir manev i değerier yozlaş- ması oldu toplurnda. Bu. toplumun üst kat- lannda yapılmaya çalışıldı. Bu, devlet yapı- sını daetkilivor. Etkilememesi mümkün de- ğil" görüşünü dile getırdi. Ağar'a fezleke düzenleyen savcıya sorgu Imzayı polis de inceleyecek E\ İN GÖKTAŞ ANKAR.A - Ankara Cumhunvet Başsavcılığı, eski İçişleri Bakanı Meh- met Ağar'ındokunulmazlı- ğının kaldınlması yönünde başlatılan soruşturmaya ye- ni savcı atadı. Ağarhakkın- da hazırladığı fezlekenin ia- de edilmesi üzerine savcı Nıhat Arttıran'ın bıraktığı Susurluk soruşturmasına bakan savcı Hikmet Önen. eksiklergiderildikten sonra dosyanın en kısa zamanda TBMM Başkanlığfnagön- denleeeğini bildırdi. Anka- ra Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Mesutoğlu. Ağar"ın imzası bulunan belgelenn bu kez emniyetin kriminal laboratuv annda incelenme- sini kararlaştırdı. Ankara Cumhuriyet Baş- savcısı İlhan Mesutoğlu. so- ruşturma dosyasını Hikmet Önen'e vermeden önce. Çath'nın sılah ruhsatındaki imzanın Ağar'a ait olup ol- madığını belirlemek için ikinci kez bilirkişi raporu kamuoyu Susurluk ka/asıvla ortava çıkan kirliliğin sorumlulannın bir an öncevakalanıpyargılanmasınıistiyor. hazırlanmasına karar verdi. Karar üzerine. silah ruhsatı Emnıvet Ge- nölMüdüflüğü'nün kriminal labo- ratuv annda yenideh incelenecek. Sahte olduğu öne sürülen belgenın incelenmek üzere Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderildıği öğre- nildi. Jandarma Genel Komutanlı- ğı"nca hazırlanan raporda. söz ko- nusu belgedeki imzanın "kuvvetle muhtemelen Ağar'a ait oldoğu" belirtilmişti. .\rttıran ifade \erecek Mehmet Ağar'ın dokunulmazlı- ğının kaldırılmasını ısteyen savcı Nihat Arttıran hakkında başlatılan incelemeve devam ediliyor. Şev ket Kazan'ın talımatıyla Adalet Ba- kanlığı Teftiş Kurulu. basına de- meç verdiği gerekçesivle Arttıran hakkında incelenıe başlatmıştı. tn- celemevı sürdüren Teftiş K.urulu müfertişleri. Arttıran'la ilgili haber vazan muhabırlerin ifadesini.alı- yor. Müfettişlerin. gelecek günler- de Arttıran'ın da ıfadesine başvu- racakları öğrenildi. Nihat Arttıran için başlatılan ınceleme sonunda suç unsuru bulunursa soruşturma açılacak. Arttıran hakkında veril- mesi olası bir ceza. Hâkimler ve Sa\cılar\'üksek Kurulu'ncasapta- nacak. Savcı Nıhat Arttıran'ın. Adalet Bakanı Şevket Kazan'a tepki gös- tererek, soruşturmadan çekilmcM- ne neden olan bakanlık gerekçele- ri şövle sıralanmiştı: - Eski Içişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın Emnivet Genel Müdürlü- ğü görevıni ıfa ettığı sırada. Meh- met Özbay adına diizenlenmiş. ta- rihsiz ve ekspertiz raporıına göre de resmı mühüre benzemeyen bir nıühürtaşıyan ^ilah taşimasına izin verilmesine ilişkin belgenın. vö- netmeliğe göre. ancak İçişlerı Ba- kanı tarafından verılmesı gerekir- ken. Emniyet Genel Müdürü tara- fından \erilip vcrılmeveceğı araş- tınlmamı^ olması. - Sözü edilen silah taşınıa ıziıı belgesmin hukukı sonuç doğurma- sının tespıti vönünden bu belgeye dayanılarak. Istanbul N'alıliğı'nce sılah taşiına ruhsat\ verilıp venl- mediğının. adı geçen valilık nıa- kanıından ^orulmamasi. - Silah taşima ıziıı belgesınde v e sılah ta^ıma ruhsatında tanzim ta- rihleri bulunmadığına göre. Meh- met Ağar'ın silah taşima izin bel- gesinin verilmesi Mrasında Emni- vet Genel Müdürü görevıni ifaedip etmediğinin araştırılmaması. - Suçun vasıf ve unsurlannın ta- yini bakımından Yargıtay ıçtihatla- rına göre, yetersizlıği görülen ve Içişlerı Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Dairesi Başkanlıüı'nca düzenlenen 8 Ara- lık lW6^tarihli 1W6 2O17 sayılı ekspertiz raporunda silah taşima ızın belgesinın iğfal kabıliyetine lıaiz olup olmadığı hususunda bir mütalaa beyaıı edılmediği ve bu noksanlığın da hazırlık tahkikatı sırasında cumhunvet savcısıncagi- derilmediöi. Bahçelievler kıyımı davasının hâkimi, Çatlı'nın devlet için çalıştırılmasına tepki gösterdi MİT hdlanırken mahkemeamdıANK.\RA (Cumhuriyet Bürosu) - Bahçelıevlerkatlıamı davasına bakan mahkemenin başkanı Viehmet Koçak. 18 v ıl aranan katliam zanlısı ülkücü Abdullah Çath'nın devlet kurumlannca operasyonlarda kullanılmasına tepki gösterdi. Koçak. "Davanın aranmakta olan sanığı Abdullah Çatlı için zamanında defalarca emniyete yazı yazdık. fakat hiçbirisine vanıt aiamadık" dedi. "Bahçelievİer katliamı" olarak bilinen Türkiye Işçi Partisı üvesi 7 ünıversite öğrencisinm öldürülmesiyle ilgili davayı inceleven Koçak. Cumhuri\et'e yaptığı acıklamada. Çatlı"yı yakalamayan dönemin polis şefleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığfna yaptıklan suç duyurusunda da bir gelişmenin olmadığını bildirdi. Koçak. "İlgililer hakkında suç duyurusunda bulunup görevimizi yaptık. bundan sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın işi" diye konuştu. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 22 Kasım 19% günü yapılan duruşmada müdahil avukatlar adına konuşan Erşen ŞansaL eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ile Susurluk'taki kazada varalanan DYP Şanlıurfa Milletvckili Sedat Edip Bucak'ın tanık olarak dinlenmesinı istedı. Şansal. davanın aranmakta olan sanıklanna sahte belgeler düzenlenmesı olayına kanşmış ve vardımcı olan kişilerin "anayasay ı ihlal, görevi savsaklama \e kötüye kullanma. yataklık etme ve resmi ev rakta sahtecilik" suçlannı işlediklerinı ileri sünnüştü. Şansal. bu kişiler hakkında ilgili cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulmasını istemişti. Müdahil avukatların istemlerini değerlendirip 3 Aralık 1996 günü yapılan duruşmada karannı açıklayan mahkeme heyeti. Ağar ve Bucak'ın tanık olarpk dınlenmeleri istemıni reddederken. "davanın aranmakta olan sanıklannı vakalamayan, bu kişilere sahte İK'lgt'ler düzenlenmesine kanşmış olan. buna vardımcı olan ve bunu sağlavaıı kişiler hakkında suç duyurusu""nda bulunulması istemini kabul etti. Mahkeme Başkanı Mehmet Koçak. bu kişilerin belirlenip haklarında gerekli yasal işlemlerin yapılması içın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığf na >uç duyurusunda bulunulacağını açıkladı. jşçi Partisi 'Çiller Özel Orgütü telaşta' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Uçı Partisı (İPı Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın. Milli Istihbarat Teşkilatı (MİT) Kontr-Terör Daıre Başkanı Mehmet Eymiir. Nurcu cemaat lideri Fethullah Gülenve DYP Grup Ba^kanvekilı Saffet Ankan Bedük'ün. ABDgızli servisi ClA'nın emnvle İP ve Doğu Perinçekhakkında karalama kampanyası başlattıklannı savundu. Yalçın. "Yeni bir Susurluk olay ı yaşanmaktadır. Ay nı tür adamlar bu kez Mercedes'in içinde degil de, Çiller Özel Örgütü'nün karanlıklanndan gün tş.ığınaçıkı\or"dedı. Yalçın. dün yaptığı acıklamada. Eymür. Gülen. BedükveeskıMİT'çı Necdet Küçüktaşkıner'in. Perinçek'i "gizli servislerin adamı" olmakla suçladıklannı anımsattı. Eymür'ün. 12 Mart sonrası işkencecılığini. CIA ile bağlantısını ve ülkücü katliam sanığı Abdullah Çatlı'nın suç ortağı olduğunu kanıtladıklannı ıddıa eden Yalçın, Küçüktaşkıner'in de. 1 Mayıs 1997 provokasyonunun tertıpçisi olduğunu öne sürdü. Fethullah Gülen'in. Cumhurbaşkam'na sunulan MİT raporunda 59'uncu sırada yer aldığını ve ABD'nın "ılımlı İslam' stratejisinin Türkiye ayağı \e cumhurivet düşmanı olduğunu ileri süren Yalçın. Bedük'ün de. eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal içın, polis içinde bir özel istihbarat orgütü kurmaya çalıştığını ve 'Takunyahlar' ekibinin şefi olduğunu kavdetti. Yalçın. şöyle dedi: "İttifakdiye buna denir. Sanırsınız ki yeni bir Susurluk olayı yaşanmaktadır. Avnı tür adamlar bu kez bir Mercedes'in içinde değil de Çiller Özel Örgütü'nün karanlıklanndan çıkıvor gün ışığına. Nan yana gelen isimler bile komplonun adresini gösteriyor. Ancak bu isimlerin ittitakı. Türkiye adına önemli bir gerçeği de vurguluyor: Amerika, şeriatçı ve MİT-MOSSAD"çı cephesi oluşuyor." UZ YAZI IORHAN BİRGİT Geçen yıl yaşadığımız bunca yasadışı olayda, Güneydo- ğu'daki koruculuk düzeninin de parmak izlerini ortaya çıka- ranlar, devletin ilk fırsatta yan- lıştan dönmesini bekledikleri için yanılgıya düştüler. Devlet, 90 bin korucusuna, Lice'de yenilerini ekleyebılmek için bayağı zoriu bir kavga ve- riyor. işsizlikten ve dolayısıyla geçim sıkıntısından bunalmış onlarca Liceli yurttaşımıza "Al şu silahı; şu üniforman. Şu da ilk aylığm" diyen yönetıcilerin ilçede huzur yerine. korku ve mutsuzluğa neden oldukları apaçıkanlaşıhyor. Yasalar, yurt- taşların bağlı oldukları devlet için yapmakla yükümlü olduk- ları işlerı açık açık saymıştır. Her erkek belırli yaşta asker- lik yapmakla yükümlüdür. Ça- lışan herkes, belirli bir gelirden sonrasından devlete vergi ver- melidir. Ama onun dışında hiç kimseye "Sen şu işı yapacak- sın" deme hakkına kimse sahip değildir. Böyle bir şey apaçık angar- Bu Israr Niye? yadır. Anayasa, angaryayı ya- saklamıştır. Tek partili dönem- de, ekonomik zorunluluklar ile köylü yurttaşlannı yol yapımın- da, Zonguldak'ta kömür ma- denlerındeçalışmayazorlayan devlete 'zorba' adının kondu- ğunu, ikinci DünyaSavaşı'nda varlık vergisi örtüsü altında azınlıklardan 'amele taburları' oluşturulduğunu unutanlar. şimdi Lice'de 'zoraki korucu'lar yaratmak istiyorlar. Hem de, 1997 yıiında! Padışah Abdülhamid'ın, 'Hamidiye Alaylan' deneyimi, Güneydoğu'da feodalizmin dönemin devlet otorıtesi tara- fından açık açık tanınmakta ol- duğunun somut kanıtıdır. Bu kanıt. günümüzde aşiret reisı- nin. çok partili yaşamın bütün kurallarına meydan okuyarak, bır sıyasi partiden berikme bü- tün köylüleri ile geçtiğinı bildi- ren haberlerle sürmüştür. Yoksul ve işsiz insanların or- tamında filız vermek isteyen bölücü teröre karşı. siyası oto- rite devletin yasal güçlerinın yanı sıra koruculan da sürer- ken, Hamidiye alaylarını yenı- den dirıltmekle kalmamış, fe- odalizme de kan ve organ nak- lı yapmıştır. 1983 yılından bu yana. dün- ya siyaset bılımcilerı içın. bır hukuk devleti olan Türkiye Cumhurıyeti'nin Güneydoğu yöresinde aşiret düzeninin sı- lahlı güçleri bulunduğunu. bu güçlerın her ay devlet bütçe- sinden maaş aldığını öğren- mek hayli ilgınç bir inceleme konusu olmalı. Hele o maaşın ağanın karar- gâhında toplanıp, özel vergi- lendırme yöntemlerınden geç- tıkten sonra, hak sahıbıne dö- nüşünü öğrenmek. Dahası. bu 'güç'lerin. zaman zaman eroin kaçakçdığında. çeşitli yasadışı olaylarda boy gösterdıklerını, ama kendilerinı devletin üstün- de gördükleri için yargı önüne çıkmamakta direndiklerini duy- mak. Adalet Bakanlığı'nın, böyle bır olay karşısında du- ruşma yapmadan yapmışçası- na dosya doldurup. sanıklann salıverilmesine karar verildiği' yolunda ilgili yargıca telkinler- de bulunduğunun kanıtını bul- mak. Rahmetli İsmet İnönü'den kaç kez, Çerkez Ethem ile il- gili anılarını dinlemişimdir. Adam. başındaYunan birlikle- rine karşı canını aışine takarak savaşmıştır. Ama vergı topla- mış. askeralmış. yargısız ınfaz yapmıştır. Atatürk de. Inönü de. mun- tazam ordudan başka hıçbır gücun düşmanla başa çıkama- yacağını. dahası halkı yanına almadan başarıya ulaşamaya- cağını bildıklerı içın Ethem ve kardeşlennin üzerine yürümek zorunda kalmışlardır. Sanılırdı ki. son çete olayla- rı, koruculuk kurumunun altına bir çızgi çektirecek ve bu kuru- mu yavaş yavaş tasfiye etmek için devletin bir geçiş aşama- sınagirmesi gerekecek. 90 bin korucunun her birine. onlara verilecek trilyonlarca lira maaşı yörede sanayi yatırımına dö- nüştürmenın planları yapıla- cak. Altyapılar hazırlanacak... Hayır. Onca somut eleştiri ve sayısız yasadışı örnekten son- ra bile Lice'de yeni korucu güç- leri yaratmakta ısrar ediliyor. Ve Liceliler, bu çağdışı oluşum karşısında olduklarını gösteri- yorlar. Zoraki koruculuk ıstemi- yorlar. Böyle bir ortamda, tehditle. gözdağı ile insanları korucu yapmak, dıyelim ki mümkün. Ama adamı, zorla yasadışı eylemlere yöneltmemenin gizi- nı. Licede korucu güçleri kur- mak isteyen otorıteler nasıl bu- lacaklar? Koruculuk düzeninden yarar sağlayan, sadece yöredeki 'ağa'lar değil, öyle anlaşılıyor ki başkaları da var. BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Sorun Varsa Çözümü de Var... Arkada bıraktığımız yılın son haftasında Profesör Sadun Aren Strasbourg'a geldi. Kısa bir süre de olsa kendisini görüp konuşma zevkini tattım. B a ^ ta da şundan mutlu oldum: Hoca'yı sağlıklı \ ^ dinç buldum. Aydınlık düşünmenin ustasıdır o; 60Tı ve 70'ii yıllarda, benim kuşağım da dahil, gençle- re. sorunları ve çözümlerini alabildığine doğruluk ve yalınlıkla götüren öncü aydınlardan bin de o oldu. Bunu, sonraki yıllarda da yaptı, bugün de yapıyo/. Sadun Hoca'yla konuşmanın rahatlatıcı bir yaftı vardır Bağlı olduğu dünya görüşünün ışığında, so- runlara açıklık getirirken gelecek için de umut ve,- rir size: çaresızlıkler içinde çırpınmaktan kurtulur- sunuz. Çünkü sorun varsa. çözümü de var mutlak. Güçlükler karşısında dayanamayıp kendi canınâ kıyma, ancak kişisel planda bir çözüm yoludur; yoksa toplumlar. eninde sonunda bir çıkış yolu bu- luyorlar. Kari Manc'ın ünlü sözü de bu anlamda söylenmiştır: "Tarıh, insanların karşısına çözem&- yeceklen bir sorunu çıkarmaz hiçbir zaman." Evet, sorun varsa çözümü de var mutlak... Örneğın, insanlığın halini düşünüyorsunuz değil mi? Çift kutuplu bir dünyadan tek kutuplu bir dünyâ- ya geçişın getirdiği yalnızca bir şey oldu: insanlıK, kapitalizmin, giderek emperyalizmin acımasız sul.- tası altına gelip gırmiştir. Çözüm diye yine kapita- lizm, bu kez etıketi değiştirilerek, Yeni Dünya Dü,- zenı, küreselleşme, şu bu denilerek sunuluyor. DEÇ- ha da korkuncu, dinci görüşler, bu arada Müslü- man dünya için şeriatçılık, alabildığine pervasızlıkr la ortaya dökülmüştür. Ama hiçbırınin getireceği bir şey yoktur. / insanlık. binlerce yıl öncesinden beslediği bir ide- ali. asıl kurtuluş diye gördüğü bir düzenı yaşama geçırmeyi bugün de terk etmış değil. -> Ne o? r ; hsanın insanca yaşayacağı bir dünya. Akhn, emeğin başköşeye oturtulduğu bir dünya. Sömürünün olmadığı, kardeşlığin, eşitliğin ba- rışçı dünyası... ' Çözüm bu! Sorun varsa çözümü de var mutlak. Uzatın ellerınızı böyle bır dünya için! i Türkiye'nin durumuna bakıp kahırlanıyorsunuzr dur. Güzelim ülke, göz göre göre. bilinçü olarak bv hale düşürülmüştür Bir "bezirgân saltanatı" uğn> na, insanlar elleri böğründe. çaresizlikler içinde bı- rakılmıştır. Sorunları vardır ülkenin: Sosyal adalet sorunu, Kürt sorunu, eğitim sorunu, dinci gericılik sorunu.^. Çözüm beklıyor hepsi de. •> Akılla, planlamayla, gerçekçilikle, lyı niyetle, de- mokrasıyle üstesinden gelinemeyecek sorunlar de- Ama hepsi de çıkmaza getirilip sokulmuştur. Cumhuriyet'in temel yasalarına ve kurumlanna sırt çevnlmış; çağın ve demokrasinin doğruları gör- mezlikten gelınmiş; devlet hukuktan soyutlanmışj; mafyalar. çeteler devletle iç içe hale gelmiştir. Ne yapmak gerekiyor? , ] Cumhuriyet'in temel yasalanna dönüp onun "onT suz olmaz" kurumfarını yeniden ayakları üzerine dikmek; "mazlum millet"\ sömürülmekten kurtar- mak; devleti hukukla, demokrasi ve ınsan hakla- rıyla donatmak; eşitlıği, kardeşliği, barışı ilan et- mek; "ışıklar sönmeyecek" deyip kan, acı ve göz- yaşına son vermek... Çözüm bu! Sorun varsa çözümü de var mutlak. Uzatın ellerinizi böyle bir Türkiye için! • " Sadun Hoca'nın ilksorduğu, "Birkaçgündürga- zetelere bakamadım" deyip. Susurluk için doruk toplantısı oldu. Belli ki, herkes gibı o da, bir şeyle- rin özlemi ve bekleyişi içinde. Ama asıl umudu, sosyalist kadrolann palazlarf- masında. Akhn. emeğin. demokrasinin haklarını onlar ve- recek: "temız toplum, temız siyaset"\ onlar yaşa; ma geçirecek ve onlar aydınhğa götürecekler Tür- kiye'yi. ' Ben de bu görüşteyim. O günlere kalmadan da sorunların üstesinden geleceklerinı söyleyenlere "Hodri Meydan" deyip şöyle seslenmek isteriz: lyi niyetlerinizin bir belirti- si olarak, örneğin, bugün Işık Yurtçu'yu güneşin aydınlığına kavuşturmaktan başlayamaz mısınız ışe? Sorun varsa çözümü de var mutlak... CHP Genel Sekreteri Keskin 6 1996yıhşiddet yolsuzluk, ciııayet siyasi kirlenme ydı' ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Sek- reten Adnan Keskin, 1996 yılının Türkiye açısından ~iç karartıcı" olaylann yo- ğun biçimde yaşandığı bir yıl olduğunu kavdederek "1996 özellikle son üç ayıy- la cumhuriyet dönemine damgasını v uracak nitelik- tedir" dedi. Keskin. Partı Genel Mer- kezi'nde düzenlediği basın toplantısında. geçen yılın ülkede "Şiddet, volsuzluk, cinayet. siyasi kirlenme, iş- sizlik ve iç göçün giderek arttığı bir yıl" olduğunu be- lirtti. Adnan Keskin. olumsuz geli^meler karşısında siva- si iktidarın "kamuvicdanı- nı rahatlatacak bir süreç" başlatamadığını. bunun ve- nne "suskunluk ve zamanı değerlendirme" anlavışına gırdığıni kaydcttı. Keskin. sözlerini şö>le sürdürdü. "Sivasi iktidar bir taraf- tan olayları unutturmayı hedeflerken. bir yandan da bu olaylann sorıınılularını kayırma anlayışını sergile- miştir. 1997'nin Türkiye için bir hesaplaşma. siyasi kiriilikten annnıa. sorunla- rı çözme ve hukuk devleti- nin tüm kurallanyla çalıştr- ğı bir yil olması gerekiyor. Ancak işbaşındaki çıkar ortaklığının uygulamalan. insanımızın 1997 yılına umutla bakmasına en bü- yük engeli oluşturuyor. Baş- bakan ve yardımcısuun so( gelişmelere yaklaşımlan la- ubali bir tavırdır. Umar\z iktidar bu aymazlığındaç vazgeçer ve devlet bu çete- lerden kuıtulur." r Keskin. "1996 özellikle son üç ayıyla cumhuriyet dönemine damgasını vurar cak niteliktedir" diye kor nuştu. o CHP Genel Sekreterjj. RP tarafından düzenlenen Fetih Gecesf nde yaşanan olaylann ibret verici oldu^ ğunu da kavdederek gaz% tecılere yapılan saldırılan kınadı. ., Adnan Keskin, Türk Sif lahlı Kuvvetleri mensupla|- rına yapılan ve polise ya7 pılması düşünülen ek zam"- mın kamu görevlileri ara- sında "adaletsizlik >e hu^ zursuzluk" varattığını da sövledı. ,j
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle