02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmem Orhan Erinç 9 Genel Vavın Koordınatoru Hikmet Çetinkaya • Yaznşlen Müdürlen İbrahim ^ ıldız, Dinç Ta>anç (Sorumlu) 9 Haber Merkezı Mudüru. Hakan Kara % Görsel Yonetmen Fikret Eser Dı$ Haberler Şinasi Danışoğlu # Utıhbarat Cengi/ \ ıldırırn % Fkonomı Viiilent Kızanlık 0 Kultür Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir >. ücelman 0 Makalder Sanıi Karaören 0 Duzeltme Abdullah \azıcı 0 Fotosrat Erdoğan Köseoğlu 0Bılg\-Belae Edibe fiuğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Fafaç YayınKurulu (IhanSelçııkı Başkan ı. Orhan Erinç, Oktaj Kurtböke. HikmetÇetinka) a* Şükran Soner, ErgunBakuDinçTa>anç. îbrabini V ıldız. Orhan Bursalı. MustaTa Balba>. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı MustafaBalb») 0 Haber Muduru Doğan Akın Ataturk Buhan No 125. İCat 4. Bakanlıklar-Ankar3 Tel 4195020(7 hatı. Faks 419502^ 0 Izmır Temsılcısı Serdar Kıak. H Zıya Bh 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 44191170AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğlu. tnönuCd U 9 S No.l Kat l.Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Müduru Erol Erkut • Koordınator Ahmet Korulsan • Muhasebe Bülenl Vener 9 Idare Hüseyin Gürcr O tşleıme Önder ÇcUk • Bılgı-lşlem. NaU İnal • Bılgısayar Sıstcm Mûrüvet Çiler MED\A C: % Yonetım Kurulu Ba>kanı - Genel Müdur Gülbin Erduran 0 Koordınator Reha Işıtman # Genel Mudür Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 ^annlatao >e Basao: Yenı Gun Haber \jansı. Basın \e Yayıncıhk A Ş TutsttağiCad39 41 Cağaloğlu 34334 lst PK. 246 Islanbul f e! 10 2121 512 05 05 lZ0 hatj Faks 212*513 85 3OCAK Imsak. 5 49 Güneş: 7.22 Öğle: 12.16 İkındi: 14.34 Akşam: 16.55 Yatsı: 18.22 Doktorların ilkeleri • ANKARA (AA)- Doktorlar. "yakınma" )ffiie "teşhır"i. "bedemek" yenne "somnlara müdahale" tutumunu temel ilke olarak benmsedi. Türk Tabiblen Bırlği >aptığı açıklamada, aral.k av ı sonunda toplanan Bırl k femsilciler Medisi'nin ülkede ve sağkk alanmda yaşananları değerlendırdıği belırtildi. Bu anlayışın başta örgüt yönetıcılen olmak üzere tüm hekımlerce vaşama geçırilmesinin hedeflendığınin belirtildiğı açıklamada. toplantıda, bu anlamda örgütsel bir seferberlik ve ruh halinin önemıne dikkat çekıldiği kaydedıldi. Öğretmenlere ek ücret • ANKARA (ANKA) - Mılli Eğıtim Bakanı Mehmet Sağlam. üniversite giriş sisteminin değıştınlmesıne ılişkin çalışmalann sürdüğünü. ancak 2 yıldan önce uygulamaya konulmasının mümkiin olmadığını açıkladı. Öğretmenlere venlmesı planlanan ek ders ücretlerimn vizde 200-300 oranında arttınlarak makul bir düzeye çekılmesi için Bakanlar lCurulu'na bir öneri getirdiklennı vurgulayan Sağlam. mesleğe başlangıçtan itibaren ek gösterge \erilmesme yönelik çalışmalann da sürdüğünü kaydetti Okul öncesi eğitim • ANKARA (AA)- Ankara. okul öncesi çocuklara eğitim verecek yeni bir eğitim kurumuna daha kavuştu. Konutkent'te 1.700 metrekarelik alanda modern bir tasanmla başkentlilenn hizmetıne giren Doku Kültür"de "çocuklara ne düşüneceği değil. nasıl düşüneceği"mn yolunu göstermek amaçlanıyor. Kurumda, 2-6 yaş arasındaki çocuklar, kendilenne eşit uzakhktaki Fiziksel Gelişim, Dilsel Gelişim, Bilgisayar, Müzik, Resim, Seramik ve Yaratıcı Drama atölyelerinde, herhangi bir zorlama olmaksızın önemli beceriler kazanabilecek. Esenboga'da sis • ANKARA (AA)- Esenboğa Havalimanı'nda etkıli olan yoğun sis, hava ulaşımını olumsuz etkiliyor. Havalimanında, önceki gün saatOö.OO'danlOJO'a kadar hiçbir iniş ve kalkış gerçekleştirilemediği için yolcu yoğunluğundan kaynaklanan bir izdiham yaşanıyor. Yetkililer, Istanbul'da etkili olan yoğun sis nedeniyle İstanbul'a iniş yapamayan transit yolculann büyük bölümünün, Ankara Esenboğa Havalimanı'na getirildiğini, 300-400 yolcunun otellere yerleştirildiğini kaydettiler. Süpermen imaj değiştirdi • NEWYORK(AA)- Yanm yüzyılı aşkın süredir çocuklann sevgilisi olan ünlü çizgi roman kahramanı "Süpermen". 1997'ye kıyafet değıştırerek girdi. Çizgi roman yapımcılan, kahramanın yenı yılda, göğsünde yine bir " S " harfıyle dolaşacağını. ancak bunun şimşek oklannı andıran biçimde olacağını açıkladılar. Süpermen'in elbisesinin san-kırmızı ve mavi olan renklen de mavi- beyaz olarak değiştirildi. Ünlülerin suç dosyalan • WASHESGTON(AA)- Amerikalı ünlü yıldızlann geçmişte işledikleri çeşitli suçlardan dolayı polıs dosyaları bulunuyor. Hollyvvood'un en büyük aktörlerinden biri olan Al Pacino. 20 yaşmda iken ruhsatsız silah taşıdığı için üç gün hapis yatarken ünlü aktris Farah Favvcett 27 yıl önce iki kez bir butikten elbise çalarken yakalandı. Toplam 375 dolar para cezası ödeyen Favvcett, satın aldığı elbiselerin defolu olduğunu ve onları değiştirmeye çalıştığını öne sürdü. İstanbul'un endüstri mirasına Hasanpaşahlar ve "gönüllüler" sahip çıkıyor 'Gazhane korunsun'• Kadıköy'ün Hasanpaşa semtindeki 1887 yapımı Havagazı Fabrikasf m, Koruma Kurulu 1995 yılında '*kültür varlığf' olarak tescil etti. Ne var ki Büyükşehir Belediyesi. bu endüstri mirasını bir kültür merkezi yapmak için bir yıldır kampanya sürdüren mahalle sakinlerine hâlâ bir yanıt vermiyor... OKTAY EKİSCİ -Bölgedeyaşayanlar için ruhsal ve tinsel bir odak oluşturan. kimliğini bulmayı ve ait olduğu yeri beürleme- yi sağİayan. sosyal iletişim kurma aracı olan tüm yapısal varlıklar, ta- rihsel ve sanatsal önemleri az bileol- salar korunmalıdırlar. Bunlar bir yerizengin. canlıve yaşanıhr küıp in- sanlann kendileriniyuvalannda his- setmelerini sağlarlar..." Dr ZeynepAygen'ınMSÜ'dekibır seminer için Almancadan dilımize çevirdıği bu sözler. aslında bir **ya- sa maddesi". Yakın gelecekte 100. yılını dolduracak olan 1902 tarihh Hamburg Eyalet Yasasugeçmişe aıt tüm yapısal varlıklann "tarihsel ve sanatsal önemleri az bile olsalar" korunmalannı öngörüyor. Çünkü onlar. "insanlann kendilerini yuva- lanndahissetmelerini"'sağlıyorlar.. Türkiyemızdekı koruma yasala- rı. Kültür Bakanlığf nın ve lstan- bul Büyükşehir Beİediyesi'nın şim- dikıyöneticılennin koruma anlayı- şı ve politikalarla birlıkte ilgıli bir- çok kesimdeki genel koruma bilın- ci 1902 Almanyasf ndaki bu duyar- lı düzeyi henüz yakalayamamış ol- sa bile. Kadıköy'ün eski semtlerin- den Hasanpaşa'nın sakınlen bu ge- nel içerisınde ~farkh bir kimlik" sergilıyorlar. 'Kültür merkezi olsun' Yaşadıklan mahallede 1887'den bu yanabirlikte oldukları ve "komşu- luk" yaptıklan tanhı Havagazı Fab- rikasrnın artık işlev i kalmadığı ge- rekçesiyle sökülüp dağıtılmasmı de- ğil. bir müze ve kültür merkezi ola- rak "korunmasını" istıyorlar. Dahası, bu isteklerini tETT'ye ve Büyükşehir Belediye Başkanîı- ğı'na da kabul ettirebilmek için "GazhaneÇe\Te GönüUüleri*" adıy- la bir araya gelerek coşku ve umut dolu bir "HAB1TAT davranışı'' ıçin- de sürekli etkinlikler düzenliyorlar. Çünkü Gazhane. yaşadıklan semti "kimlikir kılıyor\e mahalle sakin- Gazhane çevre gönüllüleri. çürümeye terk edilen fabrika binalannın kültürel amaçlı bir müze işle>i\le korunmasını isti\oriar. leri için "sos\al iletişim kurma- nın"da en güçlü aracı olarak Ha- sanpaşalılara "ruhsal \e tinsel bir odak" oluşturuyor. Dilerseniz sözü önce "onlara" verelim ve bütün bu değerlendir- melen kendı ağızlanndan dinleye- lim. Gazhane Çevre Gönüllüleri "nın geçenlerde Kadiköy Eslendirme Dairesi salonunda düzenledıklerı "Kentü Bilinci ve Hasanpaşa Gaz- hanesi" konulu toplantıda söz alan 72yaşındaki HüsevinDuryazbakın ne diyor: "Hasanpaşa"da doğan her çoeuk. yüzmeyi Kurbağalıdere'de öğrenir- di. Oltayla balık tuttuğumuzu dün gibi hatiriıyorum. Sonra, tam 35 yv- tunı Gazhane'yeverdim; işçiolarak çalıştım. Şimdi artık deremiz kal- madı. bari Gazhanemizi sökmesin- ler.orada çocuklanmız, tonınlanmız oynasın. gençler bizi hatırlasın^" 'Karşüığını alalım' Bırbaşka Hasanpaşa sakinı "Ay- şeTeyze" sözü alıyor ve şunlan söy- lüyor "Fabrika havamızı çok kirlerti. Zaten bunun için, nıaddi durumu- muz o kadar olduğu için buna kat- landık. Çocukian balkona bile çı- kartamazdık. Ben istiyorum ki bun- dan sonra da çocuklara hizmet et- kin. Eski günlerin karşüığını ver- sin..." Sırada Hasanpaşa'nın çalışkan muhtan Necmettin Karataş var ve çok kısa konuşuyor: u Demiryığuudivorlar, ama Gaz- hanemiz mahallemizin her şeyidir. Mahallemiz onunla yaşamak isti- yor-" Yıkmak istemişlerdi... İstanbul'dakı ılk sanayi tesisle- nnden biri olarak 100 yıla yakın bir süre kente havagazı hizmeti veren Hasanpaşa Gazhanesi için "demir >Tğuu" diyenler Büyükşehir Beledi- yesi ile İETT yöneticıleriydı. Bu nedenle de 1994'ün sonlan- na doğru "Makine Kimya Enstitü- sü'ne" vermek üzeer sökmeye baş- lamışlar ve yenne bir "rant tesisi" kurmayı planlamışlardı. Neyse ki Kadıköy Belediye Baş- kanı SelamiÖztürkve Başkan Yar- dımcısı mimar Levent Ersunbu yı- kıma müdahale ederek, konuyu Ko- ruma Kurulu'na yansıttılar. Mimar Besim Çeçenerbaşkanlığındaki !s- tanbul 2. Numaralı Koruma Kuru- lu da bir "endüstri mirası'' olan Gaz- hane'yi "kültür varlığır ' olarak ko- rumaya aldı. Kurulun 25.10.1994 ta- rih ve 3564 sayılı bu karanna rağ- men "aynı gün" yine Gazhane'yi yıkmak isteyen tETT ekiplerine de ancak "zorlukla ve taröşarak" en- gel olunabılmışti... GönüUülerin çabalan Şimdi Gazhane Çevre Gönüllü- leri. Koruma Kurulu karannda da \ urgulanan "kültürel amaçlı bir iş- levle korunmasr yönünde Gazha- ne'yi çağdaş kent yaşamına kazan- dırabilmek için yoğun bir çaba içe- risindeler Mahalle sakinlerinden topladık- lan "8000 imzavı"da içeren dosya- lannı Recep Tayyip Erdoğan'a ve İETT Genel Müdürlüğü'ne sunmak ıçın haftalardır "randevu istekkri- ne" yanıt bekliyorlar. Ama. rant pro- jesı peşınde koşanlar, ya da olur ol- maz yerlere cami yaptırmak iste- yenler bu büyük kent yönetıcileriy- le hemen görüşme olanağı bulur- ken, hiçbir siyasal ya da ekonomık çıkar gözetmeksızin tümüyle "kent- li bilinci'" ıçinde lstanbul'a ve Ha- sanpaşa'ya gönüllü bır hizmet ver- mek ıçın çırpınanlar, anlaşılan bu "şansa" pek sahip değiller.. Evet. 1887'deFransızmühendis- lerce kurulan Hasanpaşa Gazhane- si, 21. yüzyıli bir "Kültür merkezi; spor alanı \« müze" olarak karşıla- mak istiyor. Bunu aslında "Hasan- paşahlar isthor" ve eğer gerçekle- şirse. kazananın sadece kent kültü- rü değıl, avnı anda demokrasi ve "uygarük bilinci" olacağını da çok iyi biliyorlar... Pekin 'de balıkçılık modası Çinliler stres atmak için bahk avbyor. Hafta sonlan, haftanın yorgunluğunu üzerinden atmak isteyen Pekinliler soluğu kentin kuzeydoğusun- dan geçen nehirde alıvorlar. Ne yazık ki denetimsiz avlanma merakı yüzünden nehirdeki balıklann kökü kurumak üzere. Son günlerde evlerine eli boş dönen bahkçılar. temiz hava>la>etinmekzorunda kalıyorlar. (Fotoğraf: REUTERS) Doğum kontrol hapı kanser riskini azaltıyor SAADET LSLU Düzenlı kullamlan doğum kontrol haplan- nın. kadınlarda görülen meme. \ umurtalık \e rahım kanserlerini önledıği ortaya çıktı. Te- davısı çok zor olan \e ölümle sonuçlanan kan- ser hastalıklannı molokülerbazdayoketme- ye çalıştıklannı belirten MD Anderson Kan- ser Enstitüsü Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. TaylorVV'harton. "Henüz çalışma aşama- sında. ama yapüabilecek bir şey~ dedi. Meme, rahim ve yumurtahk kanserlerine ya- kalanmanın kadınlann korkulu rüyası olduğu- nu anımsatanjinekolog Prof. Dr. Taytor\Vhar- ton. 'BRCA1' adı verilen genin ıncelenmesı sayesinde tümörün genetik yapısı hakkındabil- gı sahıbı olabileceklerinı.vurguladı. Kanser- de kılonun çok önemli olduğuna dikkat çeken Taylor Wharton. "Beslenme önemli. Yağlı \\- yecekler riski artnnyor. Mey\'e-sebze azaltıyor. Sigara kesinükleolmamalı. İyi bir dinfcnme ve bol egzersizgerekir" dedi tstanbul Unnersitesı Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklan \e Doğum Anabüjm Dalı Bajka- nı Prof. Dr. Ergin Bengisu. Türkıye'de yumur- tahk kanserinde son yıllarda artış görüldüğü- nü söyledi. Beslenmedeki bozukluk ve kadının çalış- ma hayatına başlamasının risk faktörleri ol- duğunu kaydeden Bengisu, "AyncaTürkka- dınının doğum kontrol hapı kulianma akşkan- lığmın olmaması da bunda etkilidir" dedi. Uzmanlar sigara dumanmdan uzak durmayı öneriyorlar Soğukta sinüzite dikkat tstanbul Haber Servisi - Sinüzitin tedavisi zamamnda yapılmazsa, yaygınlaşan iltihaplanma sonucu vücudun diğer bölgelerinde yer alan organlar da riske giriyor. En büyük riskin beyin ve beyincik damarlannın tıkanması olduğuna dikkat çeken uzmanlar, her yıl burunda dolgunluk, baş ağnsı ve burun akıntısı nedeniyle milyarlarca liranın sinüs problemleri için harcandığını vurguluyorlar. SSK. Okmeydanı Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıklan yzmanı Doç. Dr. Dilaver Özruran. sinüslerin işlevlerinin normal (mukus) salgı oluşturan burun sisteminin bir parçası olduğunu belirtti. Sinüs çıkışının uzun süre kapanması halinde kronik sinüzitin gelişeceğine dikkat çeken Dr. Özturan. bazı sinüzit • Burunda dolgunluk, baş ağnsı ve burun akmtısı nedeniyle her yıl milyarlarca liranın sinüs problemleri için harcandığı belirtiliyor. olgulann üst dişteki enfeksiyonun sinüse geçmesi sonucunda da oluşabileceğine işaret ettı. Doç. Dilaver Özturan. tedav iye başlamadan önce kesin teşhisin şart olduğunu belirterek yapılması gerekenlen şöyle siraladr. "- Bakteriyel enfeksiyonlar antibiyotiklerle teda\i edilir. ancak bunlar geçici bir mleşme sağlar. Kronik sinüzitte kapalı sinüslerin ağzını açmak için yapılacak cerrahi bir müdahaleye ihtiyaç vardır. - Alerjiniz varsa bunu kontrol edin. - Soğuk algınlığına yakalandığınız zaman buharla nemlendirici kullanın. - Yatağınızın baş tarafı daha yükseltilmiş bir şekilde uyuyun. - Burnunuzu tahriş eden kirleticilerden ve özellikle sigara dumanmdan uzak durun. - Densjeli beslenin. düzenli egsersizler yapın. - Enfeksiyonu olduğunu bildiğiniz insanlarla ilişkilerinizi sınırlamaya çalışın, bu olmuyorsa birtakım önlemler alın (el yıkamak. ortak ha\lu ve önlük kullanmamak). - Birçok reçetesiz sinüzit ilacı satılmaktadır, ancak uygun bir tanı konulmadan bunları kesinlikle kullanmavın." Akkuyu Santralı için referandum hazırlığı ÜMİTOTAN e-posta : tan (a vol. com. tr İZMtR-REFAHYOLhü- kümetinin 1996"nın songün- lerinde aceleyle ihaleye çı- kardığı Akkuyu Nükleer Santralf yla ılgili "hukukdı- şıboyut" tartışılırken. çevre- ciler ve nükleer karşıtlan Ak- kuyu' yu "mücadele merke- zi" yapmaya karar verdi. Ak- kuyu'dakurulacak "yerelça- lışma ve bilgilendirme ofisi" yerel ınisiyarifın gücünü yük- seltecek ve yörede referandu- ma gidilmesinı sağlayacak. "Nükleersizbir Türkhe ve Dünya" sloganıy la Ankara "da gerçekleştirılen toplantıdan sonra yayımlanan bildirge- de. Akkuyu projesı. "şaibe- leri bulunan. ülkemizin me\- cut \e gelecekteki ekonomik. siyasi ve toplumsal geleceği- ni ipotek altına alan son de- recetehlikeü" olarak nıtelen- dirilirken 1997 yılında nük- leer karşıtlannın yaşama ge- çireceği etkinlikler şöyle sap- tandr. 0 En geç üç ay içinde top- lanacak Ulusal Enerjı Şûra- sı'na taraf olarak ılsjıli tüm meslek odalan. sendikalar. üniversiteler. sıvil toplum ku- ruluşlan. yerel yönetimler. partiler ve yurttaşların katı- lımı sağlanacaktır. • Bugüne kadar Rusya, Italya. İsveç. Japonya. ABD ve Avusturya gibi birçok ül- kede uygulanan ve doğrudan demokrasinin en güzel örne- ği olan referandum hakkmın TBMM tarafından en kısa zamanda Türkiye toplumu- nun gündemine getirilmesi için çalışılacaktır. • Önümüzdeki günlerde ulusal ve uluslararası Iobile- rin nükleer enerjıyle ilgili ta- nıtım, etkileme ve yönlen- dirme kampanyalan yoğun- laşacaktır. Aliağave Berga- maömekleri göstermiştirki. insan \e doğa sağhğına za- rar veren projeler ancak yö- re halkının bılinçli ve aktif ka- tılımıyla durdurulabilmekte- dir. Bu nedenle ulusal düzey- de etkisi arttınlacak olan an- tinükleeretkinlıklerinyanın- da öncelikle Akkuyu yöre- sinde bir yerel çalışma ve bil- gilendirme ofısi oluSjturula- caktır. SÖYLESİ ATTİL İLHAN 'Avrasya'nın İki 'Ayağı' l A vrasya' mı demiştim? Ilk defa söylemiyorum r \ ki! 901ı yıllann başından beri, döner dolaşır ay- nı yere gelirim: Türkiye için, 'tam bağımsız' bir 'Av- rasya Polrakası', iki kaçınılmaz sebebden zanjri gö- rünmektedir: Ilk sebeb nedir? Zamanında onu, şöyle toparla- mışım "...Türkiye ile 'Sistem' arasındaki çıkaray- nlığı, 'hükümetler' düzeyinde değildir, 'devletler' düzeyindedır: Türkiye, Ortadoğu'da. Balkanlar1 da hüküm sürmüş, Ortaasya ile ciddi bağlantılan olan birimparatoriuğun 'mirasçısı'; istese de, istemese de, 'Ben Avrupalıyım' deyip, üçüncü sınıf bir 'ba- tılı' devlet hüviyetinde kalamaz; bütün bu bölge- lerde hayatîçıkartan ve önemliyakınlıklan vardır..." "...dahası, 'Sovyettehdidi' ve 'Soğuk Savaş' bi- le bu çıkarlann ve yakınlıklann savunulmasını önle- yememiş; Batı Trakya, Ege ve Kıbrıs yüzünden, Ankara, 'Sistem'/e -en çok da ABD ile- sürekli ih- tilâfa düşmüştür. VVashington hep sanmıştır ki, An- kara'da daha 'uysal' bir hükümet olursa, bu so- runları Türkiye'nin değil de, 'sistem'in çıkarına çözebilir: hep de yanılmıştır: hiçbir hükümet Ba- tı Trakya, Ege ve Kıbrıs sorununda, Türkiye'n/n tarihten gelen tepkisini hiçe sayıp 'teslimiyet' gös- termez; çünkü uygulanan 'devletin' politikasıdır..." (Meydan,2Ocak1992). Aynı perspektif içinde, bugün, o zaman söyledik- lerime şunlan ekleyemez miyiz? 'Sistem'in (ABD'nin) onca baskısına rağmen, Türkiye'nin Irak'la ve iran'la 'yakınlığını' koruması, hattageliştirmesi de; Rusya Federasyonu ile Karadeniz'de, Kafkasya'da ve Ortaasya'da ciddi bir anlaşma ve uziaşma ze- mini araması da. aynı 'devlet' politikasının gereği- dir. Avrasya'nın bir 'ayağı' bu! Müttefiklerine de karşı... Yeni Dünya Düzeni balonu, Başkan Bush tara- fından, 2 Ağustos 1990'da uçuruluyor: SSCB dağılmıştır, nükleer şantaj bitti, artık 'siyasi istikrar ve hukukun üstünlüğü ortamında, ülkeler karşılıklı bağımlılık ilkesine uygun olarak, küreselleşecek.' Aslında bu, sadece işin 'vitrini';gerçeğını merak edi- yorsanız. bu türden dolmaları kolay yutmayan Pa- ul Marie de La Gorce'un söylediklerine kulak ve- receksiniz: "...ABD için yeryüzünde tek süper güç kalma arzusu, münhasıran eski hasımlarına karşı de- ğil, aynı zamanda müttefiklerine karşı da geçer- lidir; (bu yüzden de) NATO'nun istikrarını boza- bilecek, sadece Avrupalılann katılabileceği her- hangi bir güvenlik sisteminin oluşmast teşeb- büsüne, ABD'nin engel olması öngörülmüştür..." (Le Monde Dıplomatique, Nisan 1992). Engelleme, hiç kuşkusuz, yalnız Avrupa'yı ılgilen- dirmiyor, bütün yeryüzü için geçerlidir ama, siyasi iktisadındiyalektiği ABD'nin 'rüyası' ileörtüşmez ki! Doğu Bloku'nun çözülüşü. bir anda, Ortadoğu, Bal- kanlar, Kafkasya ve Ortaasya'yı 'açık alana' dö- nüştürüyor; işin firaklı yanı, bu geniş coğrafyanın ay- nı zamanda 'petrol coğrafyası' olması; cabası da var, o da ne derseniz, son derece kalabalık bir 'pa- zar' teşkil etmesi! Üçü de büyük sanayi gücü, üçü de petrolden yoksun -dolayısıyla petrol bölgesine bağımlı- üç ayrı 'odakta', son derece ciddi bir 'kutuplaşma'run (polarisation) ortaya çıkmasına kim engel olabilir? Bir yıl kadar sonra, bu 'kutuplaşma'nm, meşhur 'küreselleşme'nm önüne geçtiğine, şöyle işaret et- miştim: "... 11 ABD, Meksika ^e Kanada'y/ kapsayan bir ekonomık işbihiği hareketi başlamıştr; kısaltilmış adı, NAFTA, yani Kuzey Amerika Ticaret anlaşma- sı! 6u hareketin zamanla bir Amerikan Ortak Pa- zan'na dönüşeceğine muhakkak nazarıyla bakılı- yor..." "...21AT (Avrupa Topluluğu). Gerçekte Alman- ya'n/n (kısmen de Fransa'n/n başını çektiği bu ha- reket gün geçtikçe ayrı bir blok haline dönüştü. GATT görüşmelerinde, ABD'ne harıl harıl posta koymakla kalmıyor, kendi başına NATO dışında bir Avrupa Savunma Gücü oluşturmayı örgütlüyor..." "...31 Uzakdoğu'da Japonya da, ABD'den ko- puk bir dış politika, bir ekonomi politikası izleme- ye koyulmuştur; 'Miyazava Doktrini' adıyla anılan bu görüşe göre, Japonya Doğu Asya'da (Pasi- fik'fej ekonomik gücünün gerektirdiği siyasi so- rumlulukları üstlenmelidir. Üstlenmeye başlamıştır da! Tienanmen katliâmından sonra Çin'e, ABD ve AT'n/n koydurduğu ambargoyu hıçe saymış, ABD'nin muhalefetine rağmen Vıetnam'a yardı- mını sürdürmüştür." (Meydan, 13 Mart 1993) Avrasya'nın öteki 'ayağı', butesbitin aydınlığın- da pek güzel görünmüyor mu? 'Avrasya kutbu' Türkiye, Rusya ve İran, Avrasya coğrafyasının devlet geleneği eski ve yerleşik ülkeleri; daha- sı, aralannda önemli uluslararası anlaşmalarla işbir- liğinegirmişler: Karadeniz Ekonomik İşbirliği an- laşması var, Asya'daki Türk cumhuriyetlerinin ka- tılmasıyla güçlenmiş ve genişlemiş, Ekonomik Iş- birliği Anlaşması var; ayrıca Kazak, Türkmen, Azerbaycan ve İran petrolleri, bölgenin mah, yâni helvayı yapmak için gereken un da var, yağ da var, şeker de var, irmik de var; helvanın adıysa, 'Avras- ya'kutbu'!.. Öteki üç kutup, böyle yeni bir kutbun ortaya çık- masını ister mi? ıstemez! Tekerleklerine nasıl taş ko- yacağını hesaplayamazlar mı? Türkiye ile İran'ın, Türkiye ile Rusya'nın, Türkiye ile Irak'ın aralannı açmak istemeleri neden, düpedüz bundan! Eskiden olduğu gibi, şimdi de, bölge ülkelerinın kendi böl- gelerine sahip çıkmak istemesine katlanamıyorlar. İyi de, zaten emperyalizm nedir, başka btr şey mi? http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle