02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 OCAK 1997 SALJ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Türk-Yunan gerginliğİBİn tırmanması, Avrupa Birliği ile iplerin kopmasıyla noktalanabilir SavaşıABD ırıiistiyor?• Ankara'daki üst düzey diplomatlar, ABD'nin stratejik hesaplannın arasmda, Avrupa'dan kopacak olan Türkiye'yi, kanatlan altmda bir Ortadoğu iilkesi haline getirmek olabileceğine işaret ediyorlar. LEYLA TAVŞANOĞLL ANKARA - Ankara'nın. önümüzdeki ay- larda uzun vadelı ubslararası tutumu, Türk- Yunan ilişkilen \e kıbns sorununda son de- rece karanlık bırtabioyla karşı karşıya oldu- gu belirtiliyor. Ankaradaki ûst düzey bazi diplomatlaragöre Kıbns Rura Yönetimi'nin (KRY) AB'ye tam iyelik başvurusuyla or- taya çıkan çok cidcı püriizler, Tiirkiye'nin, "Rumlar, ben olmadan AB'ye tam üye ola- tnaz" biçimindeki :srarli tezi, Güney Kıb- ns'a 16 ay içinde \erleştirilmek ıstenen S- 300 tipi Rus yapımı fuzeler, TüTkiye'yi cid- di bir çıkmazın içine. hatta bir Türk-Yunan savaşına bile sürükteyebilecek. Ankara'daki üst düzey diplomatik kay- naklaragöre 1997'vi 'Kıbns'abanşyüı'ilan eden ABD yönetımmın Avrupa Birliği (AB) ve BM desteğiyle Kjbns'ta bir şeyler yap- maya çalışması bekfcniyor. Ancak bu konu- da nelerin olabileceği önümüzdeki mart- ağustos döneminde belli olacak. Şu anda Türkıye'nin önünde iki takvim var. Bımlardan birincisi KRY'nin AB'ye tam üyeliği takvimi. Bunagörehükümetlerara- sı konferanstan altı ay sonra KRY ile tam iiyelik müzakerelen başlayabilecek. tkinci takvim ise Rus yapımı S-300 füzelerinin KRY'ye konuşlandınlması süresi. KRY lide- ri Glafkos Kkrides, ABD Dışişleri'nin Kjb- S-300'lerin ardından Tor-Mi hava savunma slstemi Rumlara yeni Rus füzeleriMOSKÖVA (AFP) - Kıbns Rum Yönetimi'ne S-300 füzeleri satması Türkiye'nin sert tepkilerine neden olan Rusya, Rumlara bu kez de Tor-Ml adlı çok gelişmiş hava savunma sistemini satmayı tasarhyor. ITAR-TASS ajansının yüksek rütbeli bir Rus subayına dayanarak bildirdiğine göre, Tor-M l fûzesavar savunma sistemi, Cruise füzeleri, lazer güdümlü bombalar, helikopterler ve savaş uçaklanna karşı etkili bir süah. Ancak dün Rum haber ajansı, Rum Savunma Bakanı Kostas Eliades in TOR M-l sistemi almak istemedikkrini bu tip haberleri kesinlikle yalanladığını bildirdi. Rumlanrt, Rusya'dan 150 km menzilü, yerden havaya S-300 füzeleri alacaği yolunda 4 ocakta yapılan açıklama, Kıbns'ta gerginliğin hızla artmasına neden olmuş, Tüıkiye fûze üsîerini bombalayacağı uyanstnda bulunmuştu. Rumlann S-300 füzelerinden başka Rusya'dan KA-50 saldın helikopterleri satm alacaklan da bildirilmişti. Rusya'nın Rumlara silah şatarak Kıbns'a yerleşmeyi tasariadıgını belirtiyorlar. Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı'nın özel temsilcileri Vladiınir Çijov ve Alesander Oriov, Türkiye'ye geldi Rus yetkililer, füze satışınm tamamen ticari amaçh olduğunu vurgulayarak, Kıbns'm silahsızlandınlmasının gerçekleşmesi durumunda füze satışınm yeniden değerlendirmeye alınacağmı ifade ettiler. ns temsilcisi Cavanaugh'la görüşmesinde kendisine, "Bu fuzeler 16 ay süreyle konuş- landırümayacak" güvencesini vermişti. Cavanaugh, Kıbns'tan sonra Ankara'yı ziyaretinde, "Bu fuzeler 16 ay sonra da gd- meyecek" güvencesini Türkiye'ye verdi. Üst düzey diplomatlara göre S-300 fuze- lerinin Güney Kıbns'a konuşlandınlmalan durumunda Türkiye bunlan imha için bir hareket başlatacak, Yunanistan da buna se- yirci kalmayacağı için iki ülke arasında bir savaş çıkacaktır. Bir savaş ise tamamıyla bir felaket anlamına gelecek ve Türkiye'ye en az 200 milyar dolar gibi bir zarara yol aça- caktır. Öte yandan Yunanistan da büyük kay- ba uğrayacak, ancak AB üyesi olduğu için bu zarannı Avrupa "dan karşılayabilecektir. Üst düzey diplomatlar konuyla bağlantı- lı olarak şu görüşleri de dile getiriyorlar: "Böyle bir savaş iplerin rvice kopmaa olur. Yani AB üyesi bir ülkeyle Türkiye savaş ha- MndeoJacaknr. Belldde ABD'nin stratejik he- saplaruıuı altmda bu da vaüyor. Böyle bir olaydan sonra acaba ABD.Türkiye'yi tama- mıvla kendi kanatlan alünda bir Ortadoğu ülkesi mi yapmak istiyor?'" 'AB'yi düşünmeyin' tefldni Bir de ABD temsilcisi Cavanaugh'un An- kara'ya son gelişinde, Ankara'nın, AB'ye tam üyeliğinden vazgeçmesi için çok güçlü sinyaller verdiği haberleri var. Bu konuda görüşüne başvurduğumuz üst düzey bir dı- şişleri yetkilisi, "Cavanaugh, 'Bu çok uzun vadeli bir iştir. Bunu düşünmey in" divor.Oy- sa "Tam iiyelik uzun vadeli bir iştir, bunu düşünmeyin' demek Kıbnsh Rumlann AB'yegirmesi demektir ki o zaman Türkiye Avrupa'dan tamamıyla kopar" görüşüne yer verdi. Diplomatik yetkililer, Türkiye'nin, "Kıb- nsb Rumlar Türkiye olmadan AB üyeüğine ahnamazlar'' biçimindeki ısrannın yanlış olduğunu belirterek "Bunun yerüıe, Rum- lardan beşyü sonra AB tam üyeliğL gibi bir formülün ortaya atılması yerinde olur" gö- rüşünün altını çiziyorlar. Bu diplomatlara göre hükümet, özellikle de Refah kanadı, bütün bu gelişmelerden fevkalade memnun; hem KKTC'yi Türki- ye'ye yeni bir vilayet olarak katmak hem de "Baü macerasını sona erdirmek için fevka- lade yararh görüyor". Bu diplomatlar ayn- ca şu görüşlere de önemle yer verdiler: "Onun için şimdiye kadar Ecevit dahiL hiçbir hükümetin yapmadığını yapülar. Ke- senin ağzını açtılar. Kıbns'a 250 milvon do- lar verecekkr. Bunlar bir taşia iki kuş vur- rnakamacındalar. Girne'yegidipcamiteme- li attılar. Adada imam-hatip okullan açmak istiyoriar. Atatürk nasıl Hata>'ı Türkiye'ye kattıysa bunlarda Kuzey Kıbns'ı Türkiye'ye katmak istiyoıiar. Böylece Avrupa'dan da kurtulacaklar. CMaylarRefah kanadının tam islediği doğrultuda getişiyor." Burada çok önemli bir nokta var: Türki- ye, KKTC'yi ilhak ederse Yunanistan ne ya- par? Bu soruya yanıtı üst düzey diplomatlar şöyle veriyorlar: "Yunanistan deti mi? Kıb- ns'ı ilhak edip de ne yapsın. Ortak savunma protokolüyle savunma entegrasyonunu bitir- dL Şimdi Rumlann AB'ye tam üyeHğiyle si- yasi ve ekonomik entegrasyon da tamamla- nacak. AB içinde iki Helen devieti olmak ve iki vetoya sahipolmakdururken Güney Kıb- ns'ı neden ilhak etsin? Yunanistan'ın kafa- sında ENOSİS diye bir şey yok. Bunu herkes kafasına iyke \erieştirmeü." Avrupa şaşkın Alınan bilgilere göre Avrupa, işlerin böy- lcsine Arap saçına dönmesinden şaşırmış durumda. Bosna-Hersek'te olduğu gibi bu- nun da ABD tarafindan çözülmesini isteye- cek. Ama ondan sonrası son derece karan- lık bir tablo olarak ortaya çıkabilecek. Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis'in, PASOK içinde "güverdn" olarak tanınırken iktidara geldikten sonra iç polıtika malzeme- si nedeniyle "şahin" söylemini benimsedi- ğine dikkat çeken diplomatlar. "Simitisdeso- nuçta PASOK'un bir eseri. O kadar tuttuğu halde girvercin olan Dışişleri Bakan Yardım- cısı Bozakis'j dahi koruyamadı ve istifasuıa gözyumdu. Öbür Dışişleri Bakan Vardımcı- sı Yorgo Papandreu. kasımda son tstanbul zi- yaretindeDışişleri MüsteşanOnurÖ>Tnen'le gizlice bir saat görüştü. Ama bu görüşmeden de bir şey çıkmadL Papandreu da keOesinden korkuyor" dediler. Türkiye için bölgede şımdilik tabloböyle. Mart-ağustos dönemin- de akılcı bir politikayla sıraladığımız sorun- lar aşılma yoluna girmezse Ankara-Atina- Kıbns üçgeninde çok vahim bir krizin pat- lak vermesi olasılığı çok yüksek. Belgrad'da seçim karmaşası Mnhalefetin zaferine iptal BELGRAD (AA) - Sır- bistan'da aylardır süren gös- terilere yol açan 17 Kasım yerel seçim sonuçlanna iliş- kin seçim komisyonu ve mahkemelerin çelişkili ka- rarlanna bir yenisi daha ek- lendi. Başkent Belgrad'da- ki, bir roahkeme, iktidardakj Sosyalist Parti'nin (SPS) denetimindeki kent seçim komisyonunun muhalefetin zaferini ilan eden karannı iptal etti. Belgrad belediye mecli- sinde en çok sandalyeyi ka- zandığını öne süren "Bir- likte" adlı ittifak partileri- nin bu iddiası, durmak bıl- meyen protesto gösterileri- nin baskısı altmda bunalan iktidar yanlısı Belgrad se- çim komisyonunun, 14 Ocak tarihli karan ile tanınmış, ancak, Sosyalist Parti ko- misyon karanna karşı mah- kemeye başvurmuştu. Öte yandan, Sırbistan'm ikinci bü- yük kenti Niş'te yapılan bele- diye seçimlerini kazanan mu- halefet, dün kentin yönetimini törenledevraldı. ABD desteği çekti ABD, Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Milose- viç ile Hırvatistan Devlet Başkanı Franjo Tudj- man'adesteğini çektiğibili- diriliyor. New York Times Gazetesi'nin konuyla ilgili haberinde, ABD'nin Bos- na'daki Karadziç ve Gene- ral Mladiç gibi savaş suç- lulannı yakalayarak, adalete teslim etmeyi ilk kez ciddi olarak düşündüğü de bildir- di. Gazete, VVashington'un komando harekatı planladı- ğını yazdı. Sırp Ortodoks Kilisesi'nin destek lediği 200 bin protestocu Belgrad'da ayine katddı. (Fotograf: REUTERS) Tutsi gerillalarına karşı savaşıyorlar Zaire iç savaşında Sırp paraiı askerleriDış Haberler Servisi - Zaire hükümeti, ülkenin doğusunda aynlıkçı Tutsilerin ele geçirdiği topraklan geri alabilmek için çoğunluğu Sırplardan oluşan paralı askerlerden yararlanıyor. Zaire ordusu mensubu bir albay, söz konusu beyaz askerlerin para ile rutulduklannı inkâr ederek, bu kişilerin yalnızca Zaire ordusunu eğitmek üzere Avrupalı müttefikler tarafindan gönderilen askerler olduğunu ileri sürerken diğer kaynaklar bunun tam aksi yönünde görüş bildiriyorlar. Gerek güvenlik kaynaklan gerekse Zaire halkı aralık ayından beri Zaire'ye akın akın gelen bu paralı askerlerin Tutsi aynlıkçılarla savaşmak üzere Zaire ordusuna katıldıklannı belirtiyorlar. Zaire ordusunun başındaki General Mahele Lieko Bokungo'ya yakm kaynaklar da çoğunluğu Sırplardan oluşan Doğu Avrupalı pilotlann yeni satm alınan Rus yapımı M124 savaş helikopterleri ile aynlıkçı Tutsi milislere havadan akınlar düzenlediklerini doğruluyor. 1965 yılında darbe ile iktidara gelen Zaire Devlet Başkanı Mobutu Sese Soko, kanser teşhisiyle uzun bir süreden beri tedavi gördüğü Avrupa'dan aralık ayında dönmüş ve hemen General Mahale'yi ordunun başına geçirerek aynlıkçılara karşı mücadelenin ruzlandınlmasını istemişti. Zaire hükümeti geçen hafta bir açıklama yaparak ordunun, aynhkçılann Hderi Laurent Kabüa'mn üslendiği Goma bölgesine 120 kilometre uzaklıktaki Walekale kentini ele geçirdiğini ve 100 kadar Tutsi'yi öldürdüğünü bildirmişti. Rum kesimi Çevreciler tatbikatı önledi Dış Haberler Servisi - Kıbns Rum Kesimi'nde bir grup çevreci, Akamas Yanmadasf ndaki lngiliz askeri tatbikatmı engelledi. Yanmadanm kuzeyinde geceleyen eylemciler, dün sabah polis kuvvetlerinin gelmesi üzerine tatbikatın yapılacağı onnanlık araziye dağıldılar. Helikopterle ormanlık araziyi tarayan polis, eylemcilerin bir kısımını yakaladı ve ateş hattından uzaklaştırdı. Eylemcilerle çatışmaya niyetleri olmadığını açıklayan polis yetkilisi, "Amacunız eylemcileri kendi can güvenlikleri için tatbikat sahasından uzaklaşturnak" dedi. lngiliz piyadelerinin katıldığı tatbikatta gerçek silahlar kullanılıyor. POLÎTIKADA SORUNLAR ERGUN BALCI Gereksiz Sertlikten Kaçınmalı Kıbns Rum Yönetimi (KRY) Başkanı Glafkos Kleri- des, adaya Rus 'S-300' füzeleri yerteştirme karan al- makla belki de hayatının büyük siyasal hatasını yaptı. Klerides1 in bu füzeleri, görüşme masasında pazarlık un- suru olarak kullanmayı tasarladığı, Rum yönetimi tara- findan kabul edildi. Klerides, Türkiye'nin bu denli sert ve kararlı tepki gös- tereceğıni her halde tahmin etmiyordu. Türkiye, Rumlann girişimi karşısında kararlı davran- mak zorundaydı. Çünkü S-300 füzeleri, KKTC'ntn yanı sıra Türkiye'yi de doğrudan tehdit ediyordu. Füzelerin, Türkiye'nin içlerini vuracak kadar uzun menzile sahip bulunmadığı, aynca isabet orantannın yüksek olmadığı öne sürülebilir. Ancak unutmamak ge- rekir kı Türkiye karariı davranmasa, bundan yürektenen Rumlar, ileride daha uzun menzilli ve gelişmişfüzeier al- maya yönelebilirier. ••• Devletler bazı bunalımlarda, daha büyük bunalımlan engellemek için karariı, hatta sert birtutum takınmak zo- rundadır. Ancak, ölçüyü kaçırmamak şartıyla. Ölçünün kaçınl- dığı bir karariılık gösterisi, o gösteriyi yapan ülkenin hak- lı davasını haksızdurumadüşürmekgibi bırtehlikeyi de içerir. Karariılık gösterisi ile abartılı sertlik arasında ince bir çizgi vardır. Türkiye, Kıbns Rum Yönetimi'ne gösterdiği tepkide, o çizgiyi aşma sınınna gelmiş görünüyor. • • • Füze bunalımı patlak verdiğinde Batı Türkiye'nin ya- nındaydı. Ama Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'le Milli Sa- vunma Bakanı Turhan Tayan'ın vurmaktan ve ambar- godan söz eden demeçleri, dışanda soğuk duş etkisi yaparak lehımızdeki havayı aleyhımize döndürdü. Batı ıte Rusya'nın, Türkiye'nin yaptığı sert açıklama- lardan ve KKTC ile yayımlanan ortak deklarasyondan rahatsız olduğu gözleniyor. ingıltere. Türkiye ile KKTC arasında 'ortaksavunma konseptı''oluşturulmasının ve Türkiye'nin, KKTC'de hava ve deniz üsleri kurma tasa- nsının, bunalımın çözümünü güçleştireceğini öne sür- dü. Diğer Avrupa ülkeleri ile ABD'nin de Ankara'nın sert tutumunu kimi zaman aşın bulduklan, bu davranışın so- runun çözümüne yardımcı olmayacağına inandıklan bi- liniyor. • • • Aslında Türkiye'nin bazı tepkileri daha önce göster- mesi gerekiyordu. Örneğin Yunanistan'la Kıbns Rum Yönetimi arasındaki savunma işbiriiği anlaşması üç yıl önce imzalandı. Yunanistan'ın Larnaka bölgesinde as- keri üs inşa etmekte olduğu da biliniyordu. Ama 1995'te Türkiye'yi gümrük birliğine sokma ha- zıriığı ve heyecanı içinde olan Başbakan Tansu Çilter, Yu- nanistan'ın vetosunu kaldırmak için burnumuzun dibin- deki bu gelişmeleri görmezlikten gelmişti. Şimdi gecikmış önlemtere ek olarak sert açıklamalar ve jestler de yapılınca Türkiye, bunalımın çözüm yolla- nnı tıkayan, en azından yumuşamasını engelleyen taraf durumuna düşme tehlikesı ile karşı karşıya gelmiştir... Sözgelişi, Demirel-Denktaş ortak deklarasyonu, bi- rikmiş tepkilerin patlaması niteliğinde idi ve haklıydı. Ama Türk savaş gemilerinin Kıbns'a gönderilmesi acaba gerekli mi idi? Yoksa bu karariılık gösterilerinde ölçü kaçtnlmış mty- dı? Sorunun başka boyutu da var. Türkiye son günlerde uyuşturucu kaçakçılığı konusunda bombardıman altın- da. Alman yargıcın Çiller'ı suçlamasının ardından İngıl- tere, Hollanda, ABD ve Kanada da Türk hükümetini suçlayan açıklamalar yaptılar. Bu suçlamalann, tam Türkiye'nin Kıbns konusunda sert açıklamalar yaptığı bir sıraya denk düşmesi ilginç rastlantıdır. Türkiye, haklı davasında haksız duruma düşmemek için gereksiz sertlik gösterilerinden kaçınmalıdır. Parlamento olağanüstü toplandı Arnavutlıık'ta ordu göreve çağırıldıDış Haberler Servisi - Arnavutluk parlamen- tosu, binlerce bankerzedenin giderek artan şid- det gösterilerine karşı, yollann ve hükümet bi- nalannın korunması için ordunun devreye gir- mesine karar verdi. Demokrat Parti'nin iktidara geldiği 1992 yı- lından beri ilk kez olağanüstü toplanan parla- mento, 96'ya karşı 2 oyla söz konusu karan al- dı. Askerler dünden itibaren Tiran'daki Merkez Bankası ve devlet televizyonu binasını koruma altına aldılar. Başbakan Yardımcısı ve Dışişle- ri Bakanı Tritan Şehu. bu karann. krizi çöz- mekten çok trafığin aksamaması, su ve petrol kaynaklan ile hükümet binalannı korumak amacıyla alındığını söyledi. Şehu. geçen cu- martesi göstericileri sakinleştirmek için geldi- ği Luşnye sehrinde başına atılan taşla yaralan- mıştı. Bu arada, Kavaye'nin yakınlanndaki Bard- hor Hapishanesi'ndeki çıkan ısyanda iki mahkûmun öldüğü, üç kişinin de yaralandığı bildirildi. iki polis memurunun yaralandığı is- yanın, 1990'dan bu yana meydana gelen isyan- lardan en büyüğü olduğu belirtildi. Dün, tşkod- ra sehrinde 4 bin kişi valilik binasınm önünde toplanarak yeni birgösteri yaptı. lçişleri Bakan- lığı tarafindan yapılan bir açıklamada. hafta so- nu meydana gelen olaylarda bazılan ağrr 80 po- lısin yaralandığı ve 30 göstericinin tutuklandı- ğı bildirildi. Tiran'da öncekı gün binlerce kişi. muhalefet parti liderlerinin de katıldığı göste- riler yaptı. Göstericileri dağıtmak için cop kul- lanan polis. zaman zaman göstericilerin üzeri- ne basmçlı su sıktı. VJÖRÜŞI Prof. Dr. EROL 1VIANİSALI 20 ocak Demirel-Denktaş deklarasyonu ve bu deklarasyonun TBMM tarafindan der- hal onaylanması, Ankara'nın yeni Kıbns po- litikasının sinyallerini vermektedir. Yeni dek- larasyonun içeriği göz önüne alınırsa yeni politika, "1974 'ten sonraki önemli ikinci ge- lişmeyi ortaya koyuyor." Birincisi, 15 Kasım 1983'te, KKTC'nin açıklanması idi. Türkiye'yi bugünkü noktaya, Ankara hükü- metlerinin aktif tutumları değil, Rumlann ve Yunanistan'ın adaya bütünü ile hâkim olma çabalan ve niyetleri getirmiştir. 20 ocak ka- rariarının neden alındığını çok iyi anlamak gerekiyor. Eğer bu kararlar alınmasa şu ge- lişmeler ortaya çıkacaktı: a) Avrupa Birliği, belirlenen görüşme takvimi doğrultusunda 1997 sonunda veya 1998 başında Rum yö- netimi ile adanın tümünü içeren bir kapsam- da görüşme masasına oturacak ve tam üye- lik, bir süre sonra kesin olarak gerçekleşe- rek ada Türkleri, azınlık statüsünde bir duru- ma geleceklerdi. b) Artık adada Türkiye'nin karşısında Kıbns Rum Yönetimi değil, 16 üyeli AB bulunacak ve zaten gümrük birliği kıskacı içıne sokulmuş olan Türkiye, adada tüm kozlannı kaybetmiş olacaktı. c) 1960 an- laşmalarının yerinı AB hukuku ve adadaki AB siyası şemsiyesi alacak, adadaki Türk aske- ri variığının korunması imkânsız hale gele- Yeni Kıbns Politikasının Anlamı cekti. d) Protokoller ile geliştirilmeye çalışı- lan TC-KKTC ekonomik ilişkileri ve tanınmak istenen ayncalıklı yapı, bıçak gibi kesilecek- ti. e) Adanın AB'ye dahil edilmesiyle ada do- laylı yoldan Yunanistan'ın bir parcası duru- muna sokulacaktı. f) Yunanistan artık Ege'deki isteklerini, Türkiye'yi güneyden de sıkıştırarak daha kolay sağlayabilecekti. Yıllar önce Aslında bu politikanın temelleri Rumlar ve Atina tarafindan yıllar öncesinde atılmıştı. An- kara ise adadaki askeri gücünü sağlam tu- tarak işi dengeleyebiliyordu. Ancak iş öyle bir noktaya dayandı ki artık sadece adadaki as- keri güç ile durumu sürdürme olanağı yavaş yavaş ortadan kalktı. Çünkü Türkiye'nin da- yanmak istediği hukuki ve siyasal zemin al- tından çekiliyordu. 1960 anlaşması, fiilen ve politik olarak ortadan kaldırılmaya başlan- mıştı. Fuzeler konusu ise sadece bardağı ta- şıran damla oldu. Işin doğrusunu söylemek gerekirse Ankara'nın, Rumlara ve Atina'ya, füze krizini yarattıkları için teşekkür etmesi gerekir. Böyle bir kriz doğmasa, 20 ocak bel- gesi gibi kapsamlı bir belgenin ortaya çıkma- sı, belki de başka bir bahara kalacaktı. Rum- lar, Atina ve AB, yavaş ve temkinli olarak 'sa- lam' politikalannı sürdürmüş olsalar, belki de uzun süreli amaçlanna ulaşabileceklerdi. Siyasi olarak, ikili anlaşma niteliği taşıyan ortak deklarasyon ile Türkiye, doğrudan doğ- ruya, KKTC sınıriannın kendi güvencesi altı- na alındığını ortaya koymaktadır. Bu durum, 1960 anlaşmasının Türkiye'ye tanıdığı hak- kın çok ötesinde, 'yeni bir hukuki, siyasal ve askeri yapılanmadır' ve TC ve KKTC'nin sa- vunmalannın 'bütün/eşt/n7m/ş olduğu", mev- cut fiili duruma ek olarak, siyasal ve hukuki yönden de 'uluslararası yeni bir yapılanma ve çerçeve içine' oturtmaktadır. Aynı tutum, Rumlar ve Atina tarafindan, 3 yıl önce, ortak savunma doktrini ilanı ile yu- muşak bir geçişle ortaya konmuştu. Bu ba- kımdan, Türkiye ve KKTC, Rum-Atina politi- kasına karşı (veya paralel) yeni bir tutum içi- ne, 3 yıl gecikme ile füze krizi sayesinde gi- rebilmiştir. Yeni deklarasyon, 'Rum yönetiminin AB'ye dahil edilemeyeceğini, 1960 anlaş- masına dayanarak' vurgularken 1995'te, o zamanki Ankara hükümetinin yaptığı hatayı da düzeltmektedir. Aynca, bunda ısrar edi- lirse KKTC'nin Türkiye ile bütünleşmesinden ve adanın bölünmesinden başka bir seçenek bırakılamayacağı, 'bir tehdit' olarak ortaya konmaktadır. Burada, daha net olmak gere- kirdi: "Rumlar tek başlanna AB'ye giremez- ler: Rum yönetimi ve KKTC, Türkiye'nin de içinde olacağı birAB'ye g/reb///r*'ifadesi kul- lanılsa, daha tutariı olunurdu. Rumlar ve Atina, Yunanistan'ın sınınnın KKTC sınınna dayandırıldığını, daha üç yıl önce ortak savunma doktrini ile açıklamış- lardı. Ankara ise 20 ocak belgesi ile 'Türki- ye'nin de askeri sınırtannın KKTC sınıriann- dan geçtiğini', dış politikasının bir parçası olarak, bugün siyasal zemine oturtmuş ol- maktadır. Artık bundan sonra önemli olan, 20 ocak belgesinin gereklerini yerine getirmek için Ankara'nın ne kadar kararlı olduğunu tutariı polrtikaları ile göstermesidir. Vitrinden çok uygulamada başanlı olursak, ancak o zaman sonuca ulaşabiliriz. MÎMAR SİNAIS ÜNÎVERSÎTESt FEN BtLÎMLERİ ENSTtTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ Sayı: B.3O.2.MSÜ.O.C1.OO.OO.- Konu: MİMAR SİNAN ÜNÎVERSİTESl REKTÖRLÜĞÜ'NDEN FEN BİLİMLERİ ENSTtTÜSÜ 1996-1997 BAHAR YARIY1LI YÜKSEK LİSANS. DOKTORA VE SANATTA YETERLtK ÖĞRENCİ KONTENJANLARJ VIKSEK LİSANS ANABİLİM DALI İç Mimarlık Endüstri Orünleri Matematık Istaristık DOKTORA ANABtLtM/ ANASANAT DALI Endüstri Urünleri Tasanmı Şehircilik Matematik lstatistik PROGRAMI İç Mimarlık Endüstri Ür.Tas. Matematik tstatisuk PROGR.\MI End.0r.Tas. Şehircilik Matematik lstatistik SANATTA VTTERLİK ANABtLtM/ ANASANAT DALI İç Mimarlık A.Sanat D. PROGRAMI Iç Mimarlık KONTENJAN 10 5 2 5 KONTENJAN 2 1 1 3 KONTENJAN 2 ADAYLARIN KÖKENİ (Lisans) 2 End. Ur.Tas.» 8 Mimar-Iç Mimar Endüstri Tasanmı Matematik 3 tstatıstik.Matematık, Ekonometri 2 tktisat. Işletme ve Endüstri Mülı. ADAYLARIN KÖKENt fY.Lİsans) Endüstri Tasanmı Hukuk* Matematik 2 lstatistik. Uyg. Matematik, Sayısal Yönt. 1 Ekonometri, Yöneylem, EndÜr.Müh. ADAYLARIN KÖKENt fY.Lİsans) Mimar, İç Mimar * Işaretli kökenlilerin bılım hazırlık öğrenımi 1997-1998 güz yanyıhnda başlayacaktır. YUKARIDA BELlRTtLEN KOŞULLARLA BİRLİKTE ADAYLARDA ARANAN ÖN KOŞUL- LAR: 1. Yüksek Lisans adaylan için: Başvurduğu programdan farklı lisans kökeni olan öğrencilere 1 yıllık bilim hazırlık öğrenimi yaptı- nlacaktır. ÖN KAYTTLAR 12 Şubat 1997-14 Şubat 1997 tarihleri arasında yapılacaktır. ÖN KAYIT İÇİN GEREKLİ BELGELER 1- Dilekçe (Enstitüden verilecek) 2- Belirtilen dallarda lisans/yüksek lisans diploması ya da çıkış belgesinin aslı veya noterden onaylı fotokopısi ve aldığı dersleri ve notlan gösterir belge (transkript). 3- Nüfus cüzdanı sureti (resmi onaylı) 4- 2 fotograf SINAV PROGRAMI (Aşagıda belirtilen günlerde saat 10.00'da) 17 Şubat 1997 : Yüksek lisans bilim'sanat sınavı Doktora yabancı dil sınavı 20 Şubat 1997 : Yüksek lisans yabancı dil sınavı Doktora bilim/sanat sınavı KESIN KAY1TLAR: 24 Şubat 1997 - 26 Şubat 1997 KEStN KAYITLAR İÇİN GEREKLİ BELGELER ÖN KAYIT YAPTIRAN ADAYLARA BlLDl- RİLECEKTİR. Not: 1. Yabancı dil smavlan Fen Bilimleri Enstitüsü'nde bilim'sanat sınavlan ilgili Anabilim'Anasanat Dalı Başkanlığı'nda saat 10.00'da yapılacaktır. 2. Yüksek lisans bilim sınavında başanlı olup yabancı dil sınavmda başansız olanlann üniversitemizin 1 yıllık yabancı dil hazırlık sınıfına kayıt yaptınp devam etmeleri ve yıl sonunda yapılacak yabancı dil sınavında başanlı olmalan gerekmektedir. Aksi takdirde kayıtlan silinecektir. Basın: 2505
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle