Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2BOÎAK 1997SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Meclis'e ziyaret
• AP KAR-A (Cumhuriyet
Bürosı) - tstanbul'dan
Arıkaa'ya gıden tutuklu ve
kıyıpaileleri TBMM'ye
sokulnadı. Tutuklu aileleri.
hapıslanede bulunan
yıkınanna daha iyi
rnuarrele yapılması, kayıp
aılelerinin ise çocuklannın
balunnası isteklenni dile
getirnek için gittikleri
Meclis'e güvenlik
görevilerince sokulmadı.
Ailelerin yarıiannda
bulunın yabancı uyruklu 3
kişi is; polis tarafından
gözalana alındı.
Özşeker toprağa
verildi
• İZMİR(AA)-tzmir'de
Erdinç Coşkun'un
öldürdüğü polis memuru
Ayhan Tannverdi ye
gazinocu Cengız Özşeker
toprağa verildi. Cinayet
Büro Amirliğı polislerinden
Ayhan Tannverdi için ılk
tören lzmir Emniyet
Müdürlüğü önünde
düzenlendi. Şehit polis
Tannverdi için ikinci tören
Alsancak Hocazade
Camii'nde yapıldı. Polis
Ayhan Tannverdi'nin
cenazesi, kılınan namazdan
sonra Işıkkent Şehitliği'nde
toprağa verildi. Özşeker'in
cenaze namazı da Alsancak
Hocazade Camii'nde
kılındı Özşeker'in cenazesi
Altındağ Kokluca
Mezaıiığı'nda toprağa
verildi.
Atamalarda
düzenleme
• ANKARA (ANKA) -
Torpil baskısından rahatsız
olan Milli Eğitim
Bakanlığı. öğretmen atama
ve tayinlerinde yeni
düzenlemeye gidiyor.
Bakanhk. öğretmen
atamalannda illere yetki
devTetmeye hazırlanırken
öğretmenler ilk görev
yerlerinde üç yıl süreyle
görev yapacak. lller arası
yer degiştirmelerde, hizmet
bölgelerinde çalışılması
gereken süre dikkate
alınacak. Aynca,
öğretmenlerin il içi görev
yerlerinin belirlenmesine
yönelik olarak bütün
illerde, "Görev yeri
jjfijırjemekurulu"
jp||PWBferplanlanırken
îîlçf görevlendirmeler
kurul karan ıle yapılacak.
Yargıtay'da
seçim
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtay'dan
yapılan yazılı açıklamada,
Yargıtay Büyük Genel
Kurulu'nca Onüçüncü
Hukuk Dairesi
Başkanlığı'na aynı daire
üyesi M. Siret Atalay'ın
seçildiği bildirildi. Siret
Atalay. 1934 yılında Siirt'te
doğdu. 1958 yılında
İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesf nden mezun olan
Atalay, mesleğe Siirt hâkim
adayi olarak başladı.
Muradiye. Pazarcık,
Kastamonu. Haymana
hâkimlikleri ve Yargıtay
Tetkik Hâkimliği ile Ankara
Hâkımliği görevlerinde
bulunan Atalay. 1983'tede
Yargıtay üyelığine seçildi.
BM'den Atruş'a
yardım yok
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye, Atruş'un
artık Birleşmiş Milletler
Mülteciler Yüksek
Komıserliğı'ne (BMMYK)
ait bir kamp olmadığını
belirterek, "Arruş'a BM
tarafindan ınsani yardım
götürülmesi söz konusu
değildir" açıklamasmı
yaptı. BMMYK'nin
kamptaki korumasının
kaldınlmasına rağmen BM
bayrağının güvenlik
gerekçelenyle hâlâ
indırilmedığıni belirten ,
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Ömer Akbel, kamptaki
insanlann Türkiye'ye dönüş
hakkında görüslerini
özgürce ifade
edemediklerinin
görüldüğünü anlattı.
Kalemli'nin
incelemeleri
• İstanbul Haber Servisi -
TBMM Başkanı Mustafa
Kalemli, yaklaşık 7 ay önce
oluşturulan 'milli saraylar,
köşk ve kasırlanmızın 10
yıl hedefli master planı'nın
başanyla >ürütüldüğünü
belırtti. Kalemli'yle
beraberinde bulunan Meclis
Başkaniık Divanı üyeleri,
dün Dolmabahçe Sarayı ve
Küçüksu K.asn'nı gezerek
yürütülmekte olan master
planıyla ilgili incelemelerde
bulundular Kalemli, bilim
adamlanndan aldıklan
deîtekle TBMM'ye bağlı
tün tanhi binalara yeniden
hayat verdıklerini söyledi.
Komisyonlarda Çiller'in yazılı açıklamalannı yeterli bulan RP, Koman'a tepki gösterdi
RP'nin çifte standartLarıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Malvarhğı, TEDAŞ ve TOFAŞ
soruşturma komisyonlannda suçlanan
DYP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller ile eşi Özer
Uçuran Çiller'in yazılı yanıt vermesini
yeterli bulan RP'li üyeler, Susurluk
Araştırma Komisyonu'na "tanık"
sıfatıyla yazılı bilgi veren Jandarma
Genel Komutanı Orgeneral Teoman
Koman'a sert eleşririler yönelttiler.
Susurluk Komisyonu'nun RP'li sözcüsü
Bedri İncetahtacL partısınin çifte
standardını, "Soruşturma komisyonlan
farkJı. Bu komisyon çok ciddi konulan
araşünyor. Baa konular, soru cevaplaria
ortaya çıkıyor" diye savundu. Jandarma
Genel Komutanı Koman'ın, komisyona
bilgi vermeyi reddeden mektubu,
özellikle komisyonun RP'li üyelerinde
rahatsızlık yarattı. Komisyonun RP'li
Başkanı MehmetElkatmış'ın, Koman'ın
mektubunu kastederek "Kendini
Meclis'in üstünde gören güçler var"
açıkiamasımn ardından.
RP'li sözcü Bedri Incetahtacı,
"Koman'uı yazılı cevap vermesi yeterli
olmaz" görüşünü savundu. tncetahtacı,
Çiller ve eşinin, kendi haklannda kurulan
soruşturma komisyonlanna yazılı yanıt
vermesinin RP'lilerce yeterli
görüldüğünün anımsatılması üzerine
şunlan söyledi:
"Bu komisyon çok ciddi iddialan
araşönyor. Kimsenin de bazı karanlık
olavlann ortaya çıkmasını engelteme
düşüncesinde olduğunu sanmıyorum.
Soruşturma komisvonlannın starüsü.
işlevi daha farkh. komisyonda bazı
konular, soru cevaplarla ortaya çıkıyor.
Karşılıklı görüşme sırasında. güncel
soruJar sorulup yanıtlar alınabüir ve
doğrulara bu şekilde vanlabiür. Yazıh
yanıt, kesinlikle tatminkâr değil. Ama biz
tekrar çağırdıktan sonra Sayın Koman
yine geünek istemez ve yazılı cevap
vermek isterse. tabii ki bir şey yapamayız.
Ama bi/.im arzumuz komisyona gelip
bilgi vermesüıden yana. Bu nedenie biz
bir kez daha çağn yapacağK." TBMM
Malvarhğı Komisyonu'nun CHP'li üyesi
Sabri Ergül ise Çiller ve eşi Özer Uçuran
Çiller'in RP'li üyelerin de desteğiyle
"yazılı yamtm yeterli olacağı" savıyla,
komisyona bilgi vermeye gelmemesini
eleştirdi. Ergül, komisyon raporuna
koyduğu muhalefet şerhinde, soruşturma
komisyonlannın yasama, yürütme ve
yargı organlannın görev ve yetkilerinin
bir kısmını, konusuna uygun olarak
kullanabildiğine dikkat çekti. Soruşturma
komisyonlannın Türkiye'nin en yetkili
organı olduğunu savunan Ergül,
"Soruşturma komisyonlannın
ulaşamayacağL, elde edemeyeceği bilgi ve
belge ile başbakan ve bakanlar dahil
ifadesine başvuramayacağı kişi yoktur"
dedi.
Ozden:
Şeriat
fiilen
egemen
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi Başkanı
Yekta Gflngör Özden.
hükümetin RP kanadının
hedeflediği köktendinci
uygulamalara tepki gös-
terirken, "Türkiye'de şe-
riat hukuken değil, ama
fiilen egemen" dedi.
Yekta Güngör Özden,
Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada, RP'nin din-
ci eğilimlı politikasına
karşı laiklik savunucula-
nnın dikkatli olması ge-
rektiğini belirtti. Türki-
ye'de şeriatın hukuken
değil, fiilen egemen ol-
duğunu kaydeden Öz-
den, "Bugün çalışma sa-
atlerini cuma namazına
göre a\ arlay anlar, türban
adı akında çarşafi serbest
bırakma} a çalışanlar, ya-
nn başka girişimlerde de
bulunup cuma ile paza-
nn yerini değiştinneye
kalkışacaklardır. Türki-
ye"yc şeriatı adım adım
yerleştirmeve çalışıyorlar.
Demokrasiyi kullanarak,
demokrasiyi \ok etmeye
çabşıyorlar. Dini sryasat-
laştırarak, demokrasiyi
dlnselleştirmeye çalışı-
yorlar" diye konuştu.
Mankenlik hakkında yapılan 'teşhircilik' nitelemesinin komik olduğu belirtildi
Kazan'a tepldler büyüyor
.•. ı«JUr ^ • !. !«»•• • -• ıtoi.î!vnti.-ıi
• Kazan'ın türban izni için yönetmelik hazırlanırken sokakta
mayo-bikini giyen mankenlerle ilgili yaptığı açıklama, mankenlik
çevresinde gözdağı verip yönetmeliği geçirmek için yapılan "ucuz
bir oyun" olarak değerlendirildi.
İstanbul Haber Servisi - Adalet Bakanı
Şe\ket Kazan'ın mayo ya da bikini
gıyılerek yapılan sokak defılesi ve vitrin
tanıtımlannı "teşhircflik" olarak
nitelendirmesine tepkiler sürüyor.
Bakanın özellikle boylesi defileye
katılanlara 1 ay hapis cezası getirileceği
yolundaki açıklamalannı "talihsiz bir
açıklama" olarak nitelendiren manken
ajansı yöneticılen ve
mankenler, "Sayın
bakaıun, işi başından
aşkın başsavcılan
böylesine saçma bir
konuyla meşgul etmesine
bir anlam veremiyoruz.
Bu çağda profesyonel bir
meslek hakkında yapılan
teşhircilik nitelemesi hayü
komik kaçıyor" dedıler
'Ucuz bir ovun'
Neşe Erberk, Bakan Kazan'ı bilgisizlikle suçladı.
Kazan'ın türban izni için
>• önetmelik hazırlanırken
sokakta mayo-bıkini
giyen mankenlerle ilgili
yaptığı açıklama.
mankenlik çevresinde gözdağı verip,
yönetmeliği geçirmek için yapılan "ucuz
bir oyun" olarak değerlendirildi. Erberk
Kast ve Prodüksiyon Ticaret ve Limited
Şirketı sahibi Nese Erberk. Adalet
Bakanı Şevket Kazan'ın açıklamalannı
bir "bügisizîür Örneği olarak
tanımlayarak şunlan söyledi:
"Bir TC bakanından bu yüzyılda
Onan, "Teşhircilik suçlama-
sı saçma bir göriiş" dedi.
böylesine bir açıklama insana 'pes'
dedirtecek cinsindcn. Kendisinin ülkedeki
birbirinden önemli sorunlara çözüm
getireceği yerde, böylesine parlak
nitelemeler yapması bizleri hayS
ûzmüştür. Bu yanlış yaklaşınu bu işten
profesyonel anlamda ekmek >iyen
binlerce manken adına kınıyorum. Saym
bakanı taşıdığı makamın sorumluluğuna
davet ediyorum."
Manken Arzum Onan,
kişisel olarak barlarda ve
sokaklarda yapılan
defilelere karşı olduğunu
belirterek şunlan dedi:
"Ancak yapılamaz diye
kısıüama getirmek son
derece yanlış. Neticede
manken mayo ya da iç
çamaşın gibi bir ürünü
diğer pek çok ürün gibi
tanıtmak zonında.
Teşhircilik ağır bir
suçlama olup hayli saçma
bir göriiş. Devleti
yönetenlerin birbirinden
önemli sorunlarla
uğraşacağı yerde dün\anın her yerinde
geçeıii bir tanıüm şekline karşı çıkmalan
gerçek görevierini ne kadar yerine
getirdiklerinin somut bir örneği olarak
karşımıza çıkıyor."
Mankemn görçvtrtin'btrneyi "astahk";'. '
olduğunu söyleyen Deniz Xkm da
"Sonuçta yaptığımız iş eşyayı tanıtmak
kendlmizi değil'* dedi.
RP, cumhuriyetin laik niteliğini koruyan yasalann çiğnenmesini teşvik ediyor
Kıyafette de şeriatçı icraatANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM komisyonlannda çifte
standart sergileyen RP, yasalann
uygulanmasında da bugüne değin
benzer bir tutum sergiledi. Bikini
ve mayolarla yapılan sokak
defileleri konusunda savcılan
yasalan uygulamaya
çağıran RP yönetimi.
cumhuriyetin laik niteliğinin
korunmasına ilişkin yasalann
çiğnenmesini teşvik etti.
Başbakan Necmettin Erbakan'ın
Başbakanhk Konutu'nda tarikat
ve cemaat önderlerine \erdiği
iftar yemeğiyle anayasa ve devrim
yasalan çiğnendi.
RP Genel Başkan
Yardımcısı ve Adalet Bakanı
Şevket Kazan, mayo ve
bikiniyle sokaklarda defile
yapılmasını "teşhircilik" diye
nitelendirirken gazetemizde dün
de yayımlanan demecinde şu
açıİdamayı yaptı:
"Şu anda bu konu üzerinde
çalışmamız yok, ama
ben ö}le inamyorum ki yeni
yasaya da gerek yok. Yasalar var
zaten. Bütün mesele
mevcut yasalann
uygulanmasıdır. Bu yıl içinde,
bütün savcılanmızla, kanıuı
hâkimiyetinin sağlanması
konusunda bölge toplanülan
başlatacağız. Bu bölge
toplantılannda bu konu
üzerinde hassasiyetle
duracağız."
Ana>asa Başbakanhk'ta
çiğnendi
Kazan'ın. bikinili sokak defilelen
için "kanun hâkimiyetinin
sağlanması" yolundaki
duyarlılığı, anayasa ve devrim
yasalanna aykın uygulamalar
konusunda bugüne değin
gözlenmedi.
Başbakan Necmettin
Erbakan. faaliyetlen ve
kıyafetleriyle anayasa ile güvence
altına alınan devrim yasalannı
çiğneyen tarikat ve cemaat
önderlerini. Başbakanhk
Konutu'nda verdiği iftar
yemeğinde konuk etti.
CHP ile Atatürkçü Düşünce
Derneği, anayasa ve devrim
yasalannın çiğnendiği
gerekçesıyle. Başbakanhk
Konutu'ndaki iftar
yemeği için suç duyurusunda
bulundular.
Devrim yasalanna aykın olarak
yemeğe sank ve cüppeleriyle
katıian tarikat ve cemaat önderleri
konusunda savcılıklann
kendiliğinden harekete
geçmemeleri Kazan'ı rahatsız
etmedi.
Yasalann uygulanmaması, çeşitli
tarikat ve cemaatlerin müritlerinin
kıyafetleri konusunda da
gözlendi. Başta Aczmendiler
olmak üzere, devnm yasalanna
aykın kıyafetlerle günlük
yaşamlannı sürdüren tarikat
mensuplannın durumu,
savcılıklar tarafından dûzenli
soruşturma konusu yapılmadı.
Çifte nikâhla da ihlal
.\nayasa ile güvence altına alınan
devrim yasalan ıle Medeni Yasa
uyannca yasak olan "imam
nikâhıyla evlilik ve
birden fazla eşlilik" de Adalet
Bakanı Kazan'ın, "kanun
hâkimiyetinin sağlanması"
konusunda duyarlılık
göstermedığı alanJar arasında yer
aldı. Yoğun olarak şeriatçılann
başvurduğu "çok kanlılık"
konusunda yasalara aykın olarak
imam nikâhı kıyanlar arasında
RP'li milletvekillerinin de
bulunduğuna dikkat çekildi. Son
olarak, TBMM'deki sekreterini
imam nikâhı kıyarak ikinci eş
olarak alan RP
Isparta Milletvekili Mustafa
Köylü hakkında
Manisa Bağımsız Milletvekili
AyseK Göksoy geçen hafta suç
duyurusunda bulundu. İmam
nikâhıyla çift evlilik yapan
milletvekilleri arasında RP
Şanhurfa Milletvekili Haffl
Ibrahim Çelik. DYPli Devlet
Bakanı Salim Ensarioğlu ve DYP
Hakkâri Milletvekili Mustafa
Zeydan da yer alıyor.
Yasal takip konusu yapılmayan bu
uygulamalarla anayasa ve "bazı
idsvelerin giyumesini, tekke ve
zaviyeterin faaliyetlerini, evlenme
memuru önünde yapılmayan
evülikleri'' yasaklayan devrim
yasalan da çiğnendi.
Misakımilli 'nin
77'nciyıldönümü
'Şeriata
kimsenin
gucu
yetmeyecek'
Haber Merkezi - Mısakı-
milli'nin kabulünün 77'n-
cı yıldönümünde açıklama
yapan Mustafa Kemal Der-
neği Genel Başkanı Avukat
KâmranBaran, Türkiye'yi
yeniden ortaçağ karanlığı-
na çekip bir şeriat devleti
oluşturmaya ve de milli bü-
tünlüğümüzü bölmeye
kimsenin gücünün yetme-
yeceğini vurguladı. Misa-
kımilli'nin her türlü bölü-
cülüğe karşı, devletımizin
ülkesı ve milletiyle bölün-
mez bütünlüğünü sağlama-
yı amaçlayan bir belge ol-
duğunu belirten Baran,
"Büyük milletimiz, bugün
yaşamakta olduğumuz tüm
çirkinliktere ve rüm gaflet,
dalalet ve ihanctlert rağ-
men, üniter devletimizi,
çağdaş ve laik Cumhurrve-
timizi 77 yıl önceki inanç
ve kararhhkla koruyacak-
nr" dedi.
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Ibrahim Doğan'ın 1974 af-
fından sonra serbest bırakıldı-
ğını biliyordum. Ama onun uz-
man doktor olarak devlet ku-
rumlannda görev yaptığından
haberim yoktu. Ibrahim Do-
ğan'ın kim olduğu, Cumhuri-
yet'in bugünkü haberinde yer
alıyor. Doğan, hükümlü bir ka-
til. Asteğmen Doktor Necdet
Güçlü'yü HacettepeTıp Fakül-
tesi önünde öldürmekten hü-
kümlü. Doğan, cinayetten iki
gün sonra silahıyla birlikte ya-
Kalandı.
Cinayette kullanılan silahın o
dönemde teğmenlık yapan
Fehmi Altınbilek e ait olduğu
mahkeme karanyla kesinlik ka-
zandı. Fehmi Altınbilek, bu olay
nedeniyle hiçbir soruşturmaya
uğramadı. Sürekli terfi ettirildi.
Uğur Mumcu'nun saptaması-
na göre Altınbilek, 1976 Nisa-
nı'nda Kartal'da yüzbaşı rütbe-
siyle görev yapıyordu.
Ibrahim Doğan ise şimdi TB-
MM'de doktorluk yapıyor. Mil-
letvekilleri, kulak-burun-boğaz
konusunda şikâyetleri oldu-
Kalemli'nin Kulağma Bakan Katil
ğunda Doğan'ın kapısını çalı-
yortar. Ibrahim Doğan bu cina-
yeti 27 yıl önce işledi. Birileri, "0
günden bu yana çok zaman
geçti. Doğan cezasını yatıp çık-
tı. Sonra da normal bir vatan-
daş olarak görevini sürdürdü
ve yetenekleri nedeniyle Mec-
lis doktorluğuna kadar terfi et-
ti" diyebilirter.
Ibrahim Doğan, normal bir
vatandaş değil. Ülkücü bir ka-
til. Cezasının 1974 Af Kanu-
nu'yla ortadan kalktığı iddiası
da yasal dayanaktan yoksun.
Çünkü 1974 Af Kanunu; 12 yı-
la kadar olan cezaları bütün so-
nuçlanyla birlikte ortadan kal-
dırmıştı.
Doğan'ın cezası 12 yıldan
fazla olduğu için devlet memur-
luğuna atanması yasadışı. Bu
atamayı yapanlar kanunsuzluk
içindeler. Ibrahim Doğan'ın TB-
MM doktorluğuna atanması-
nın, işlediği suçtan nedamet
getirdiği için olduğu iddia edi-
lebilir mi? Yoksa o hâlâ ülkücü
olduğu için mi kollanmaya de-
vam ediliyor?
TBMM Başkanı Mustafa
Kalemli, Necdet Güçlü öldü-
rüldüğünde Hacettepe Üniver-
sitesi'nde öğretim üyesiydi.
Güçlü'nün, okul önünde biras-
keri silahla öldürülmesi Türki-
ye'yi sarsmıştı. Öğretim üyele-
ri, genç teğmenler, öğrenciler
günlerce cinayeti protesto e-
dengösterileryapmışlardı. Bel-
ki Kalemli de o gösterilere katı-
lanlar arasındaydı.
•••
İki aydır Susurluk'u tartışıyo-
ruz. Susurluk'un nedenleri üze-
rine kafa patlatıyoruz. Ibrahim
Doğan'ın TBMM Başkanı Ka-
lemli'nin kulağına bakarken çe-
kilmiş fotoğrafı, bütün bu soru-
lara ışık tutuyor. Cinayette kul-
lanılan silah yakalandı. Seri nu-
maralan saptandı. Fehmi Aftın-
bilek isimli subayın bu silahı ül-
kücü katillere verdiği mahkeme
karanyla kesinlik kazandı.
Sonra ne oldu? Fehmi Altın-
bilek, sürekli terfi ettirildi, sü-
rekli korundu. Yani ülkücülere
silah veren ve cinayet işlemele-
rine yardımcı olan görevliler,
yargı önüne çıkanlmak bir yana,
devletin desteğini kazandılar. İş
Altınbilek'in korunmasıyla kal-
madı, katil de korundu. Kanu-
nen devlet memuru olması im-
kânsızken devlet memuru ya-
pıldı ve önemli görevlere atan-
dı. Bunu kim yaptı?
Dönemin Başbakanı Süley-
man Demirel, o dönemde ül-
kücüleri koruyan ve kollayan bir
tutum içindeydi. Şimdi anlaşılı-
yor ki devlet içinden bazı güç-
ler, ülkücüleri kendi siyasi emel-
leri için tetikçi olarak kullandı-
lar. Fehmi Altınbilek tabancayı
verdi, iktidar da Fehmi Altınbi-
lek'e göz kulak oldu.
Fehmi Altınbilek'in adını 12
Mart askeri darbesinden sonra
da sık sık duyduk. Fehmi Altın-
bilek, o dönemde Tunceli'de
halka kan kusturan operasyon-
lann başındaydı. Ibrahim Kay-
pakkaya'nın yakalanıp işken-
ceyle sorgulanmasında Altınbi-
lek vardı. Kaypakkaya'yı yaka-
ladıktan sonra saatlerce karda
yürütüp ayaklannın donmasına
neden olan da Altınbilek'ti.
Kaypakkaya'nın bu yüzden
ayak panmaklan kesilmişti.
Devlet, Altınbilek'i kolladı,
terfi ettirdi. Şimdi nerede oldu-
ğunu doğrusu merak ediyo-
rum. Devlet, Çatlı'yı kullandı ve
ona yeşil pasaportlar verdi.
Devlet, Necdet Güçlü'nün ka-
tilini Meclis'e doktor atadı. Dev-
let, Abdi Ipekçi cinayetinin
üzerine gitmedi. Ipekçi'nin ka-
tili Mehmet AJi Ağca'nın ceza-
evinden elini kolunu sallayarak
kaçmasıyla hiç ilgilenmedi.
Onu kaçıranların başında Ab-
dullah Çatlı vardı. Onun bir dev-
let görevlisi olduğunu en yetki-
li kişiler açıkladılar.
Ibrahim Doğan'ın TBMM'ye
nasıl doktor atandığının cevabt-
nı bekliyorum.
POLİTtKA GUNLUGÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Ülkücü Katil TBMM'de...
Bir doktor, TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin
kulağını muayene ediyor...
Kalemli'yi muayene eden doktorun saçlan dö-
külmüş. Bu doktor, bize hiç yabancı değil.
Gazetelerde çıkan bu fotoğraflı haberi okuyo-
rum. Gazeteciler, Kalemli'ye şu soruyu yöneltmiş-
ler:
"Abdullah Çatlı, Meclis'e rahatça girip çıkıyor
muydu?"
TBMM Başkanı Kalemli, şu yanıtı vermiş:
"Meclis 7 hergün 6 bin kişiziyaret ediyor. Vatan-
daş kapıya kimliğini bırakıp giriyorya da idare amir-
leri tarafından özel giriş kartı veriliyor. Bizim, veri-
len kimliklerin sahte olup olmadığını araştırmaya
vaktimizyok..."
Fotoğrafa bakryorum...
Ben, Mustafa Kalemli'yi muayene eden doktoru
tanıyorum, ismini anımsıyorum ama nereden?
Tam o sırada Oral Çalışlar geldi. Oral, benden
önce uyanmış. Mustafa Kalemli'yi muayene eden
doktorun kim olduğunu öğrenmiş...
Oral, "Bu fotoğraftaki doktor, Dr. Asteğmen Nec-
det Güçlü'nün katili ülkücü Ibrahim Doğan..."
deyip ekledi:
"Katil, TBMM doktoru olmuş. Biz hâlâ Abdullah
Çatlı'nm Meclis 'e girip girmediğini konuşuyoruz..."
Mustafa Kalemli'yi muayene eden doktoru tanı-
mıştık. O, bir eski ülkücü katildi Ülkü Ocaklan
Genel Başkanı olduğu dönemde Dr. Asteğmen
Necdet Güçlü'yü Ali Güngör (eski MHP Gençlik
Kollan Başkanı) ile birlikte öldürmüş ve 12 yıl hüküm
giymişti. Doğan 21 Mayıs 1974 günü 1803 sayılı af
yasası gereğince salıverilmişti.
Dört yıldan beri de TBMM'de kulak-burun-boğaz
uzmanı olarak görev yapıyordu.
• • •
Ibrahim Doğan'la hiç karşılaşmadım... TBMM'de
doktor olarak çalıştığını da yeni öğrendim...
Sevgili Uğur Mumcu'nun 14 Nisan 1976'da yaz-
dığı "Bu Hesap Sorulmaz mı?" başlıklı yazısını da
dün sabah bulup okudum...
Bakın Uğur Mumcu neler yazmış:
"Ülkü Ocaklan GenelBaşkanı Ibrahim Doğan ve
Milliyetçi Hareket Partisi Gençlik Kollan Başkanı Ali
Güngör, 13.4.1970 günü, Ankara'da Hacettepe
Üniversitesi bahçesinde Dr. Necdet Güçlü'yü ta-
banca kurşunuyla vurarak öldürdüler. Katillerin ci-
nayeti, Fehmi Altınbilek ve Mustafa llerisoy ad-
lanndaki iki teğmenin silahlanyla tşledikleri, Anka-
ra 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 1974/91 esas ve
1974/486 sayılı karannda yazılmıştır. Cinayet aleti
'6815296' ve '6815248' sicil sayılı tabancalar, An-
kara Adliyesi'nde '1970/814' sırasında kayıtlıdır.
Fehmi Altınbilek hakkında o günden bu yana
hiçbirkovuşturma açılmamıştır: Altınbilek şu anda
Istanbul'da Kartal'da yüzbaşı rütbesiyle görev yap-
maktadır. Kim koruyor bu yüzbaşıyı? Ben mi?
Işteyerbildiriyoruz, tarih bildiriyoruz, suç aleti si-
lahlann kayıt sayılannı bildiriyoruz. Başbakan su-
suyor. Içişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı susu-
yor ve Jandarma Genel Komutanı da susuyor.
Sonra da Demirel.'
,' % r Kira kimi korûrriuş söylesinler... diyor. Daha na-
sıl kanıtlayalım, ne söyleyelim, ne yapalım daha?
Yüzbaşıyı tutup savcıya biz mi götürelim?
Bu sadeçe bir örnektir.. Sadece bir örnek...
Taylan Özgür'ü kim öldürdü? Kim bu suçtan
ötürü cezalandınldı? Kimse... llker Mansuroğ-
lu'nu kim öldürdü? Kim bundan dolayı hükümgiy-
di. Hiç kimse... Sami Ovalıoğlu'nun katillerinere-
de? Nerede Hakan Yurdakuler'/n katili? Istense
yakalanmaz mıydı bunlar şimdiye kadar? Hıdır Al-
tanay nasıl ölmüştü? Ibrahim Kaypakkaya nasıl
öldürülmüştü? Nerede bunlann otopsi raporian?
Ve Koray Doğan'/n dosyası neden görgü tanıkla-
n dinlenmeden kapatıldı? Neden?.."
•••
Doktor Asteğmen Necdet Güçlü'yü öldüren ül-
kücü Ibrahim Doğan, TBMM'de 'uzman doktor'
olarak görev yaparsa, Abdullah Çatlı 'yeşil pasa-
portla' ölümüne dek ortalıkta dolaşırsa, Bahçeli-
evter katliamı sanığı Haluk Kırcı gözaltında bu-
lunduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden ka-
çarsa, bu ülkede 'faili meçhul cinayetler' aydınla-
nırmı?
Birileri bizi kandınyor, birileri Türkiye'de yaşa-
nanlan, bunca cinayetleri unutturmaya çalışıyor...
Acaba 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 öncesinin
ülkücü katilleri TBMM dışında başka devlet ku-
ruluşlannda da görev aldılar mı?
Susurluk kazasıyla ortaya dökülen 'devlet için-
de örgütlenmiş çefe/er'in geçmişine bakmak ge-
rekiyor önce. 12 Mart ve 12 Eylül öncesi insanlan
öldüren bu çetelerin kimler tarafından korunup
kollandığına bakmak bizi sonuca götürebilir. Geri-
si havanda su dövmektir...
Doktar Asteğmen Necdet Güçlü'yü öldüren ki-
şi bugün TBMM çatısı altında 'uzman doktor' ola-
rak görev yapıyorsa, söylenecek bir şey yok. Bize
kalırsa TBMM Susurluk Komisyonu'na da gerek
yok.
Çeteler her yeri işgal edip, bizleri bir güzel ku-
şatmış...
Öyle değil mi?
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (§ Planet.com. TR
HİKMET CETİNKAYA
{ M İİIIET { n t ı u r t
MMK
&4NADA
BÜLAŞTI
350.000 TL(KDVdaml)
Çağ Pazarlama A.Ş. Verebatan Caddest Salkımsoğüt Sokat'
No: 9/B Cağaloğlu Istanbul Tö:514 01 95/96
Posta çeki no.: 666322