27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2BOÎAK 1997SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Meclis'e ziyaret • AP KAR-A (Cumhuriyet Bürosı) - tstanbul'dan Arıkaa'ya gıden tutuklu ve kıyıpaileleri TBMM'ye sokulnadı. Tutuklu aileleri. hapıslanede bulunan yıkınanna daha iyi rnuarrele yapılması, kayıp aılelerinin ise çocuklannın balunnası isteklenni dile getirnek için gittikleri Meclis'e güvenlik görevilerince sokulmadı. Ailelerin yarıiannda bulunın yabancı uyruklu 3 kişi is; polis tarafından gözalana alındı. Özşeker toprağa verildi • İZMİR(AA)-tzmir'de Erdinç Coşkun'un öldürdüğü polis memuru Ayhan Tannverdi ye gazinocu Cengız Özşeker toprağa verildi. Cinayet Büro Amirliğı polislerinden Ayhan Tannverdi için ılk tören lzmir Emniyet Müdürlüğü önünde düzenlendi. Şehit polis Tannverdi için ikinci tören Alsancak Hocazade Camii'nde yapıldı. Polis Ayhan Tannverdi'nin cenazesi, kılınan namazdan sonra Işıkkent Şehitliği'nde toprağa verildi. Özşeker'in cenaze namazı da Alsancak Hocazade Camii'nde kılındı Özşeker'in cenazesi Altındağ Kokluca Mezaıiığı'nda toprağa verildi. Atamalarda düzenleme • ANKARA (ANKA) - Torpil baskısından rahatsız olan Milli Eğitim Bakanlığı. öğretmen atama ve tayinlerinde yeni düzenlemeye gidiyor. Bakanhk. öğretmen atamalannda illere yetki devTetmeye hazırlanırken öğretmenler ilk görev yerlerinde üç yıl süreyle görev yapacak. lller arası yer degiştirmelerde, hizmet bölgelerinde çalışılması gereken süre dikkate alınacak. Aynca, öğretmenlerin il içi görev yerlerinin belirlenmesine yönelik olarak bütün illerde, "Görev yeri jjfijırjemekurulu" jp||PWBferplanlanırken îîlçf görevlendirmeler kurul karan ıle yapılacak. Yargıtay'da seçim • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay'dan yapılan yazılı açıklamada, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca Onüçüncü Hukuk Dairesi Başkanlığı'na aynı daire üyesi M. Siret Atalay'ın seçildiği bildirildi. Siret Atalay. 1934 yılında Siirt'te doğdu. 1958 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesf nden mezun olan Atalay, mesleğe Siirt hâkim adayi olarak başladı. Muradiye. Pazarcık, Kastamonu. Haymana hâkimlikleri ve Yargıtay Tetkik Hâkimliği ile Ankara Hâkımliği görevlerinde bulunan Atalay. 1983'tede Yargıtay üyelığine seçildi. BM'den Atruş'a yardım yok • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Atruş'un artık Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komıserliğı'ne (BMMYK) ait bir kamp olmadığını belirterek, "Arruş'a BM tarafindan ınsani yardım götürülmesi söz konusu değildir" açıklamasmı yaptı. BMMYK'nin kamptaki korumasının kaldınlmasına rağmen BM bayrağının güvenlik gerekçelenyle hâlâ indırilmedığıni belirten , Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ömer Akbel, kamptaki insanlann Türkiye'ye dönüş hakkında görüslerini özgürce ifade edemediklerinin görüldüğünü anlattı. Kalemli'nin incelemeleri • İstanbul Haber Servisi - TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, yaklaşık 7 ay önce oluşturulan 'milli saraylar, köşk ve kasırlanmızın 10 yıl hedefli master planı'nın başanyla >ürütüldüğünü belırtti. Kalemli'yle beraberinde bulunan Meclis Başkaniık Divanı üyeleri, dün Dolmabahçe Sarayı ve Küçüksu K.asn'nı gezerek yürütülmekte olan master planıyla ilgili incelemelerde bulundular Kalemli, bilim adamlanndan aldıklan deîtekle TBMM'ye bağlı tün tanhi binalara yeniden hayat verdıklerini söyledi. Komisyonlarda Çiller'in yazılı açıklamalannı yeterli bulan RP, Koman'a tepki gösterdi RP'nin çifte standartLarıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Malvarhğı, TEDAŞ ve TOFAŞ soruşturma komisyonlannda suçlanan DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ile eşi Özer Uçuran Çiller'in yazılı yanıt vermesini yeterli bulan RP'li üyeler, Susurluk Araştırma Komisyonu'na "tanık" sıfatıyla yazılı bilgi veren Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman'a sert eleşririler yönelttiler. Susurluk Komisyonu'nun RP'li sözcüsü Bedri İncetahtacL partısınin çifte standardını, "Soruşturma komisyonlan farkJı. Bu komisyon çok ciddi konulan araşünyor. Baa konular, soru cevaplaria ortaya çıkıyor" diye savundu. Jandarma Genel Komutanı Koman'ın, komisyona bilgi vermeyi reddeden mektubu, özellikle komisyonun RP'li üyelerinde rahatsızlık yarattı. Komisyonun RP'li Başkanı MehmetElkatmış'ın, Koman'ın mektubunu kastederek "Kendini Meclis'in üstünde gören güçler var" açıkiamasımn ardından. RP'li sözcü Bedri Incetahtacı, "Koman'uı yazılı cevap vermesi yeterli olmaz" görüşünü savundu. tncetahtacı, Çiller ve eşinin, kendi haklannda kurulan soruşturma komisyonlanna yazılı yanıt vermesinin RP'lilerce yeterli görüldüğünün anımsatılması üzerine şunlan söyledi: "Bu komisyon çok ciddi iddialan araşönyor. Kimsenin de bazı karanlık olavlann ortaya çıkmasını engelteme düşüncesinde olduğunu sanmıyorum. Soruşturma komisvonlannın starüsü. işlevi daha farkh. komisyonda bazı konular, soru cevaplarla ortaya çıkıyor. Karşılıklı görüşme sırasında. güncel soruJar sorulup yanıtlar alınabüir ve doğrulara bu şekilde vanlabiür. Yazıh yanıt, kesinlikle tatminkâr değil. Ama biz tekrar çağırdıktan sonra Sayın Koman yine geünek istemez ve yazılı cevap vermek isterse. tabii ki bir şey yapamayız. Ama bi/.im arzumuz komisyona gelip bilgi vermesüıden yana. Bu nedenie biz bir kez daha çağn yapacağK." TBMM Malvarhğı Komisyonu'nun CHP'li üyesi Sabri Ergül ise Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller'in RP'li üyelerin de desteğiyle "yazılı yamtm yeterli olacağı" savıyla, komisyona bilgi vermeye gelmemesini eleştirdi. Ergül, komisyon raporuna koyduğu muhalefet şerhinde, soruşturma komisyonlannın yasama, yürütme ve yargı organlannın görev ve yetkilerinin bir kısmını, konusuna uygun olarak kullanabildiğine dikkat çekti. Soruşturma komisyonlannın Türkiye'nin en yetkili organı olduğunu savunan Ergül, "Soruşturma komisyonlannın ulaşamayacağL, elde edemeyeceği bilgi ve belge ile başbakan ve bakanlar dahil ifadesine başvuramayacağı kişi yoktur" dedi. Ozden: Şeriat fiilen egemen ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Gflngör Özden. hükümetin RP kanadının hedeflediği köktendinci uygulamalara tepki gös- terirken, "Türkiye'de şe- riat hukuken değil, ama fiilen egemen" dedi. Yekta Güngör Özden, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, RP'nin din- ci eğilimlı politikasına karşı laiklik savunucula- nnın dikkatli olması ge- rektiğini belirtti. Türki- ye'de şeriatın hukuken değil, fiilen egemen ol- duğunu kaydeden Öz- den, "Bugün çalışma sa- atlerini cuma namazına göre a\ arlay anlar, türban adı akında çarşafi serbest bırakma} a çalışanlar, ya- nn başka girişimlerde de bulunup cuma ile paza- nn yerini değiştinneye kalkışacaklardır. Türki- ye"yc şeriatı adım adım yerleştirmeve çalışıyorlar. Demokrasiyi kullanarak, demokrasiyi \ok etmeye çabşıyorlar. Dini sryasat- laştırarak, demokrasiyi dlnselleştirmeye çalışı- yorlar" diye konuştu. Mankenlik hakkında yapılan 'teşhircilik' nitelemesinin komik olduğu belirtildi Kazan'a tepldler büyüyor .•. ı«JUr ^ • !. !«»•• • -• ıtoi.î!vnti.-ıi • Kazan'ın türban izni için yönetmelik hazırlanırken sokakta mayo-bikini giyen mankenlerle ilgili yaptığı açıklama, mankenlik çevresinde gözdağı verip yönetmeliği geçirmek için yapılan "ucuz bir oyun" olarak değerlendirildi. İstanbul Haber Servisi - Adalet Bakanı Şe\ket Kazan'ın mayo ya da bikini gıyılerek yapılan sokak defılesi ve vitrin tanıtımlannı "teşhircflik" olarak nitelendirmesine tepkiler sürüyor. Bakanın özellikle boylesi defileye katılanlara 1 ay hapis cezası getirileceği yolundaki açıklamalannı "talihsiz bir açıklama" olarak nitelendiren manken ajansı yöneticılen ve mankenler, "Sayın bakaıun, işi başından aşkın başsavcılan böylesine saçma bir konuyla meşgul etmesine bir anlam veremiyoruz. Bu çağda profesyonel bir meslek hakkında yapılan teşhircilik nitelemesi hayü komik kaçıyor" dedıler 'Ucuz bir ovun' Neşe Erberk, Bakan Kazan'ı bilgisizlikle suçladı. Kazan'ın türban izni için >• önetmelik hazırlanırken sokakta mayo-bıkini giyen mankenlerle ilgili yaptığı açıklama. mankenlik çevresinde gözdağı verip, yönetmeliği geçirmek için yapılan "ucuz bir oyun" olarak değerlendirildi. Erberk Kast ve Prodüksiyon Ticaret ve Limited Şirketı sahibi Nese Erberk. Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın açıklamalannı bir "bügisizîür Örneği olarak tanımlayarak şunlan söyledi: "Bir TC bakanından bu yüzyılda Onan, "Teşhircilik suçlama- sı saçma bir göriiş" dedi. böylesine bir açıklama insana 'pes' dedirtecek cinsindcn. Kendisinin ülkedeki birbirinden önemli sorunlara çözüm getireceği yerde, böylesine parlak nitelemeler yapması bizleri hayS ûzmüştür. Bu yanlış yaklaşınu bu işten profesyonel anlamda ekmek >iyen binlerce manken adına kınıyorum. Saym bakanı taşıdığı makamın sorumluluğuna davet ediyorum." Manken Arzum Onan, kişisel olarak barlarda ve sokaklarda yapılan defilelere karşı olduğunu belirterek şunlan dedi: "Ancak yapılamaz diye kısıüama getirmek son derece yanlış. Neticede manken mayo ya da iç çamaşın gibi bir ürünü diğer pek çok ürün gibi tanıtmak zonında. Teşhircilik ağır bir suçlama olup hayli saçma bir göriiş. Devleti yönetenlerin birbirinden önemli sorunlarla uğraşacağı yerde dün\anın her yerinde geçeıii bir tanıüm şekline karşı çıkmalan gerçek görevierini ne kadar yerine getirdiklerinin somut bir örneği olarak karşımıza çıkıyor." Mankemn görçvtrtin'btrneyi "astahk";'. ' olduğunu söyleyen Deniz Xkm da "Sonuçta yaptığımız iş eşyayı tanıtmak kendlmizi değil'* dedi. RP, cumhuriyetin laik niteliğini koruyan yasalann çiğnenmesini teşvik ediyor Kıyafette de şeriatçı icraatANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM komisyonlannda çifte standart sergileyen RP, yasalann uygulanmasında da bugüne değin benzer bir tutum sergiledi. Bikini ve mayolarla yapılan sokak defileleri konusunda savcılan yasalan uygulamaya çağıran RP yönetimi. cumhuriyetin laik niteliğinin korunmasına ilişkin yasalann çiğnenmesini teşvik etti. Başbakan Necmettin Erbakan'ın Başbakanhk Konutu'nda tarikat ve cemaat önderlerine \erdiği iftar yemeğiyle anayasa ve devrim yasalan çiğnendi. RP Genel Başkan Yardımcısı ve Adalet Bakanı Şevket Kazan, mayo ve bikiniyle sokaklarda defile yapılmasını "teşhircilik" diye nitelendirirken gazetemizde dün de yayımlanan demecinde şu açıİdamayı yaptı: "Şu anda bu konu üzerinde çalışmamız yok, ama ben ö}le inamyorum ki yeni yasaya da gerek yok. Yasalar var zaten. Bütün mesele mevcut yasalann uygulanmasıdır. Bu yıl içinde, bütün savcılanmızla, kanıuı hâkimiyetinin sağlanması konusunda bölge toplanülan başlatacağız. Bu bölge toplantılannda bu konu üzerinde hassasiyetle duracağız." Ana>asa Başbakanhk'ta çiğnendi Kazan'ın. bikinili sokak defilelen için "kanun hâkimiyetinin sağlanması" yolundaki duyarlılığı, anayasa ve devrim yasalanna aykın uygulamalar konusunda bugüne değin gözlenmedi. Başbakan Necmettin Erbakan. faaliyetlen ve kıyafetleriyle anayasa ile güvence altına alınan devrim yasalannı çiğneyen tarikat ve cemaat önderlerini. Başbakanhk Konutu'nda verdiği iftar yemeğinde konuk etti. CHP ile Atatürkçü Düşünce Derneği, anayasa ve devrim yasalannın çiğnendiği gerekçesıyle. Başbakanhk Konutu'ndaki iftar yemeği için suç duyurusunda bulundular. Devrim yasalanna aykın olarak yemeğe sank ve cüppeleriyle katıian tarikat ve cemaat önderleri konusunda savcılıklann kendiliğinden harekete geçmemeleri Kazan'ı rahatsız etmedi. Yasalann uygulanmaması, çeşitli tarikat ve cemaatlerin müritlerinin kıyafetleri konusunda da gözlendi. Başta Aczmendiler olmak üzere, devnm yasalanna aykın kıyafetlerle günlük yaşamlannı sürdüren tarikat mensuplannın durumu, savcılıklar tarafından dûzenli soruşturma konusu yapılmadı. Çifte nikâhla da ihlal .\nayasa ile güvence altına alınan devrim yasalan ıle Medeni Yasa uyannca yasak olan "imam nikâhıyla evlilik ve birden fazla eşlilik" de Adalet Bakanı Kazan'ın, "kanun hâkimiyetinin sağlanması" konusunda duyarlılık göstermedığı alanJar arasında yer aldı. Yoğun olarak şeriatçılann başvurduğu "çok kanlılık" konusunda yasalara aykın olarak imam nikâhı kıyanlar arasında RP'li milletvekillerinin de bulunduğuna dikkat çekildi. Son olarak, TBMM'deki sekreterini imam nikâhı kıyarak ikinci eş olarak alan RP Isparta Milletvekili Mustafa Köylü hakkında Manisa Bağımsız Milletvekili AyseK Göksoy geçen hafta suç duyurusunda bulundu. İmam nikâhıyla çift evlilik yapan milletvekilleri arasında RP Şanhurfa Milletvekili Haffl Ibrahim Çelik. DYPli Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu ve DYP Hakkâri Milletvekili Mustafa Zeydan da yer alıyor. Yasal takip konusu yapılmayan bu uygulamalarla anayasa ve "bazı idsvelerin giyumesini, tekke ve zaviyeterin faaliyetlerini, evlenme memuru önünde yapılmayan evülikleri'' yasaklayan devrim yasalan da çiğnendi. Misakımilli 'nin 77'nciyıldönümü 'Şeriata kimsenin gucu yetmeyecek' Haber Merkezi - Mısakı- milli'nin kabulünün 77'n- cı yıldönümünde açıklama yapan Mustafa Kemal Der- neği Genel Başkanı Avukat KâmranBaran, Türkiye'yi yeniden ortaçağ karanlığı- na çekip bir şeriat devleti oluşturmaya ve de milli bü- tünlüğümüzü bölmeye kimsenin gücünün yetme- yeceğini vurguladı. Misa- kımilli'nin her türlü bölü- cülüğe karşı, devletımizin ülkesı ve milletiyle bölün- mez bütünlüğünü sağlama- yı amaçlayan bir belge ol- duğunu belirten Baran, "Büyük milletimiz, bugün yaşamakta olduğumuz tüm çirkinliktere ve rüm gaflet, dalalet ve ihanctlert rağ- men, üniter devletimizi, çağdaş ve laik Cumhurrve- timizi 77 yıl önceki inanç ve kararhhkla koruyacak- nr" dedi. SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Ibrahim Doğan'ın 1974 af- fından sonra serbest bırakıldı- ğını biliyordum. Ama onun uz- man doktor olarak devlet ku- rumlannda görev yaptığından haberim yoktu. Ibrahim Do- ğan'ın kim olduğu, Cumhuri- yet'in bugünkü haberinde yer alıyor. Doğan, hükümlü bir ka- til. Asteğmen Doktor Necdet Güçlü'yü HacettepeTıp Fakül- tesi önünde öldürmekten hü- kümlü. Doğan, cinayetten iki gün sonra silahıyla birlikte ya- Kalandı. Cinayette kullanılan silahın o dönemde teğmenlık yapan Fehmi Altınbilek e ait olduğu mahkeme karanyla kesinlik ka- zandı. Fehmi Altınbilek, bu olay nedeniyle hiçbir soruşturmaya uğramadı. Sürekli terfi ettirildi. Uğur Mumcu'nun saptaması- na göre Altınbilek, 1976 Nisa- nı'nda Kartal'da yüzbaşı rütbe- siyle görev yapıyordu. Ibrahim Doğan ise şimdi TB- MM'de doktorluk yapıyor. Mil- letvekilleri, kulak-burun-boğaz konusunda şikâyetleri oldu- Kalemli'nin Kulağma Bakan Katil ğunda Doğan'ın kapısını çalı- yortar. Ibrahim Doğan bu cina- yeti 27 yıl önce işledi. Birileri, "0 günden bu yana çok zaman geçti. Doğan cezasını yatıp çık- tı. Sonra da normal bir vatan- daş olarak görevini sürdürdü ve yetenekleri nedeniyle Mec- lis doktorluğuna kadar terfi et- ti" diyebilirter. Ibrahim Doğan, normal bir vatandaş değil. Ülkücü bir ka- til. Cezasının 1974 Af Kanu- nu'yla ortadan kalktığı iddiası da yasal dayanaktan yoksun. Çünkü 1974 Af Kanunu; 12 yı- la kadar olan cezaları bütün so- nuçlanyla birlikte ortadan kal- dırmıştı. Doğan'ın cezası 12 yıldan fazla olduğu için devlet memur- luğuna atanması yasadışı. Bu atamayı yapanlar kanunsuzluk içindeler. Ibrahim Doğan'ın TB- MM doktorluğuna atanması- nın, işlediği suçtan nedamet getirdiği için olduğu iddia edi- lebilir mi? Yoksa o hâlâ ülkücü olduğu için mi kollanmaya de- vam ediliyor? TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, Necdet Güçlü öldü- rüldüğünde Hacettepe Üniver- sitesi'nde öğretim üyesiydi. Güçlü'nün, okul önünde biras- keri silahla öldürülmesi Türki- ye'yi sarsmıştı. Öğretim üyele- ri, genç teğmenler, öğrenciler günlerce cinayeti protesto e- dengösterileryapmışlardı. Bel- ki Kalemli de o gösterilere katı- lanlar arasındaydı. ••• İki aydır Susurluk'u tartışıyo- ruz. Susurluk'un nedenleri üze- rine kafa patlatıyoruz. Ibrahim Doğan'ın TBMM Başkanı Ka- lemli'nin kulağına bakarken çe- kilmiş fotoğrafı, bütün bu soru- lara ışık tutuyor. Cinayette kul- lanılan silah yakalandı. Seri nu- maralan saptandı. Fehmi Aftın- bilek isimli subayın bu silahı ül- kücü katillere verdiği mahkeme karanyla kesinlik kazandı. Sonra ne oldu? Fehmi Altın- bilek, sürekli terfi ettirildi, sü- rekli korundu. Yani ülkücülere silah veren ve cinayet işlemele- rine yardımcı olan görevliler, yargı önüne çıkanlmak bir yana, devletin desteğini kazandılar. İş Altınbilek'in korunmasıyla kal- madı, katil de korundu. Kanu- nen devlet memuru olması im- kânsızken devlet memuru ya- pıldı ve önemli görevlere atan- dı. Bunu kim yaptı? Dönemin Başbakanı Süley- man Demirel, o dönemde ül- kücüleri koruyan ve kollayan bir tutum içindeydi. Şimdi anlaşılı- yor ki devlet içinden bazı güç- ler, ülkücüleri kendi siyasi emel- leri için tetikçi olarak kullandı- lar. Fehmi Altınbilek tabancayı verdi, iktidar da Fehmi Altınbi- lek'e göz kulak oldu. Fehmi Altınbilek'in adını 12 Mart askeri darbesinden sonra da sık sık duyduk. Fehmi Altın- bilek, o dönemde Tunceli'de halka kan kusturan operasyon- lann başındaydı. Ibrahim Kay- pakkaya'nın yakalanıp işken- ceyle sorgulanmasında Altınbi- lek vardı. Kaypakkaya'yı yaka- ladıktan sonra saatlerce karda yürütüp ayaklannın donmasına neden olan da Altınbilek'ti. Kaypakkaya'nın bu yüzden ayak panmaklan kesilmişti. Devlet, Altınbilek'i kolladı, terfi ettirdi. Şimdi nerede oldu- ğunu doğrusu merak ediyo- rum. Devlet, Çatlı'yı kullandı ve ona yeşil pasaportlar verdi. Devlet, Necdet Güçlü'nün ka- tilini Meclis'e doktor atadı. Dev- let, Abdi Ipekçi cinayetinin üzerine gitmedi. Ipekçi'nin ka- tili Mehmet AJi Ağca'nın ceza- evinden elini kolunu sallayarak kaçmasıyla hiç ilgilenmedi. Onu kaçıranların başında Ab- dullah Çatlı vardı. Onun bir dev- let görevlisi olduğunu en yetki- li kişiler açıkladılar. Ibrahim Doğan'ın TBMM'ye nasıl doktor atandığının cevabt- nı bekliyorum. POLİTtKA GUNLUGÜ HtKMET ÇETİNKAYA Ülkücü Katil TBMM'de... Bir doktor, TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin kulağını muayene ediyor... Kalemli'yi muayene eden doktorun saçlan dö- külmüş. Bu doktor, bize hiç yabancı değil. Gazetelerde çıkan bu fotoğraflı haberi okuyo- rum. Gazeteciler, Kalemli'ye şu soruyu yöneltmiş- ler: "Abdullah Çatlı, Meclis'e rahatça girip çıkıyor muydu?" TBMM Başkanı Kalemli, şu yanıtı vermiş: "Meclis 7 hergün 6 bin kişiziyaret ediyor. Vatan- daş kapıya kimliğini bırakıp giriyorya da idare amir- leri tarafından özel giriş kartı veriliyor. Bizim, veri- len kimliklerin sahte olup olmadığını araştırmaya vaktimizyok..." Fotoğrafa bakryorum... Ben, Mustafa Kalemli'yi muayene eden doktoru tanıyorum, ismini anımsıyorum ama nereden? Tam o sırada Oral Çalışlar geldi. Oral, benden önce uyanmış. Mustafa Kalemli'yi muayene eden doktorun kim olduğunu öğrenmiş... Oral, "Bu fotoğraftaki doktor, Dr. Asteğmen Nec- det Güçlü'nün katili ülkücü Ibrahim Doğan..." deyip ekledi: "Katil, TBMM doktoru olmuş. Biz hâlâ Abdullah Çatlı'nm Meclis 'e girip girmediğini konuşuyoruz..." Mustafa Kalemli'yi muayene eden doktoru tanı- mıştık. O, bir eski ülkücü katildi Ülkü Ocaklan Genel Başkanı olduğu dönemde Dr. Asteğmen Necdet Güçlü'yü Ali Güngör (eski MHP Gençlik Kollan Başkanı) ile birlikte öldürmüş ve 12 yıl hüküm giymişti. Doğan 21 Mayıs 1974 günü 1803 sayılı af yasası gereğince salıverilmişti. Dört yıldan beri de TBMM'de kulak-burun-boğaz uzmanı olarak görev yapıyordu. • • • Ibrahim Doğan'la hiç karşılaşmadım... TBMM'de doktor olarak çalıştığını da yeni öğrendim... Sevgili Uğur Mumcu'nun 14 Nisan 1976'da yaz- dığı "Bu Hesap Sorulmaz mı?" başlıklı yazısını da dün sabah bulup okudum... Bakın Uğur Mumcu neler yazmış: "Ülkü Ocaklan GenelBaşkanı Ibrahim Doğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Gençlik Kollan Başkanı Ali Güngör, 13.4.1970 günü, Ankara'da Hacettepe Üniversitesi bahçesinde Dr. Necdet Güçlü'yü ta- banca kurşunuyla vurarak öldürdüler. Katillerin ci- nayeti, Fehmi Altınbilek ve Mustafa llerisoy ad- lanndaki iki teğmenin silahlanyla tşledikleri, Anka- ra 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 1974/91 esas ve 1974/486 sayılı karannda yazılmıştır. Cinayet aleti '6815296' ve '6815248' sicil sayılı tabancalar, An- kara Adliyesi'nde '1970/814' sırasında kayıtlıdır. Fehmi Altınbilek hakkında o günden bu yana hiçbirkovuşturma açılmamıştır: Altınbilek şu anda Istanbul'da Kartal'da yüzbaşı rütbesiyle görev yap- maktadır. Kim koruyor bu yüzbaşıyı? Ben mi? Işteyerbildiriyoruz, tarih bildiriyoruz, suç aleti si- lahlann kayıt sayılannı bildiriyoruz. Başbakan su- suyor. Içişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı susu- yor ve Jandarma Genel Komutanı da susuyor. Sonra da Demirel.' ,' % r Kira kimi korûrriuş söylesinler... diyor. Daha na- sıl kanıtlayalım, ne söyleyelim, ne yapalım daha? Yüzbaşıyı tutup savcıya biz mi götürelim? Bu sadeçe bir örnektir.. Sadece bir örnek... Taylan Özgür'ü kim öldürdü? Kim bu suçtan ötürü cezalandınldı? Kimse... llker Mansuroğ- lu'nu kim öldürdü? Kim bundan dolayı hükümgiy- di. Hiç kimse... Sami Ovalıoğlu'nun katillerinere- de? Nerede Hakan Yurdakuler'/n katili? Istense yakalanmaz mıydı bunlar şimdiye kadar? Hıdır Al- tanay nasıl ölmüştü? Ibrahim Kaypakkaya nasıl öldürülmüştü? Nerede bunlann otopsi raporian? Ve Koray Doğan'/n dosyası neden görgü tanıkla- n dinlenmeden kapatıldı? Neden?.." ••• Doktor Asteğmen Necdet Güçlü'yü öldüren ül- kücü Ibrahim Doğan, TBMM'de 'uzman doktor' olarak görev yaparsa, Abdullah Çatlı 'yeşil pasa- portla' ölümüne dek ortalıkta dolaşırsa, Bahçeli- evter katliamı sanığı Haluk Kırcı gözaltında bu- lunduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden ka- çarsa, bu ülkede 'faili meçhul cinayetler' aydınla- nırmı? Birileri bizi kandınyor, birileri Türkiye'de yaşa- nanlan, bunca cinayetleri unutturmaya çalışıyor... Acaba 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 öncesinin ülkücü katilleri TBMM dışında başka devlet ku- ruluşlannda da görev aldılar mı? Susurluk kazasıyla ortaya dökülen 'devlet için- de örgütlenmiş çefe/er'in geçmişine bakmak ge- rekiyor önce. 12 Mart ve 12 Eylül öncesi insanlan öldüren bu çetelerin kimler tarafından korunup kollandığına bakmak bizi sonuca götürebilir. Geri- si havanda su dövmektir... Doktar Asteğmen Necdet Güçlü'yü öldüren ki- şi bugün TBMM çatısı altında 'uzman doktor' ola- rak görev yapıyorsa, söylenecek bir şey yok. Bize kalırsa TBMM Susurluk Komisyonu'na da gerek yok. Çeteler her yeri işgal edip, bizleri bir güzel ku- şatmış... Öyle değil mi? Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (§ Planet.com. TR HİKMET CETİNKAYA { M İİIIET { n t ı u r t MMK &4NADA BÜLAŞTI 350.000 TL(KDVdaml) Çağ Pazarlama A.Ş. Verebatan Caddest Salkımsoğüt Sokat' No: 9/B Cağaloğlu Istanbul Tö:514 01 95/96 Posta çeki no.: 666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle