25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28OC*K1997SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Harrison Ford ve Brad Pitt'in son filmi IRA yanlısı olmakla suçlanıyor Hollywood Ingflizleri yine kızchrdı• IRA ile :lgili 'Babam îçin', 'Michael Collins' ve 'O da Bir Ana' gibi filmlerden sonra, Holly.vood yapımı 'The Devil's Own' da İngiltere'de rahatsızlık yarattı. Film, bir IRA teröri>tini sempatik bir tip olarak yansıttığı gerekçesiyle İngiliz Parlamentosu'ndan yoğun eleştin aldı. İngiiiz yazar ve eski Irlanda Milletvekili Conor Cruise O'Brien, "Amerikan sinema endüsrrisinde güçlü bir İrlanda yanlısı Îrlanda-Amerika lobisi var. IRA aleyhtan herhangi bir film gişelerde olumsuz etkilerini hemen gösterecektir" diyor. KültirServisi-HoIlywood,In- mek için ateş edildi dbette. An- giliz S/S komandolannın terö- nstlere cldürmek için ateş ettikle- nni iler süren bir filmle adeta bomba etkısi yarattı. Amerika'da man ayııda gösterime girecek olan 'The Devil's Own'adlı filmin rek- lamlan simdiden Amerikan sine- malannda gösteriliyor. Filmin ya- pımını iktlenen Colombia Tri Star film şııietı. bu filmde IRA pro- pagandası yapmakla suçlanıyor. Harrisoıı Ford \e Brad Pitt'in baş- rollerini paylaştığı film, IRA terö- ristini sempatik bir tip olarak yan- sırüğı gerekçesiyle ingiliz Parle- mentosu'ndan da yoğun eleştiri aldı. Brad Pitt. filmde New York'a ör- güt ıçın silah bulmaya gelen Rory isminde bir teröristi canlandınyor. Ror>, bu arada olaylann farkında olmayan Harrison Ford'un can- landırdığı bırpolismemuruO'Me- ara'nın yanındakalır. O'Meara ve ailesim kendisine bağlayan Rory, FBI ve kendisini öldürmeyi amaç- layan bir SAS komandosu tara- findan takip edilir. O'Meara konu- ğunun kimliğini ögrendiğinde tep- kısi korku değil de sempati olur. Amacı artık Rory'nin hayatta kal- masına yardımcı olmaktır. Şiddeti hakh göstermek Eleştırmenlerin IRA'nın şıdde- tini haklı göstermek için çekildi- ğini iddıa ettikleri bir sahnede O'Meara, "Onun bunlan neden yapoğını anb>orum. Eger sekizya- şımdayken babamm ailemin önün- deöldürüldüğünü görseydimben de silah taşıyor olurdum" diyor. O'Mearaterönsti savunurken SAS görevlilerinin kiralık katil olarak çalıştıklanna inanir ve bir başka sahnede de "Rory 'nin biriminde- kibüfünüyeteri takip edereköldür- miiş olan bir SAS görevlisi var. Şimdide Rory'ninpeşjnde.Onu se- viyorum. Ailem de seviyor. Otanek zorunda değü"" diyor. Bir SAS görevlisinin üstlendi- ği suikastı anlatan alt konu, Mu- hafazakâr Parti Milletvekili And- rew Hunter'ı adeta çileden çıkart- mış. Aynı zamanda Kuzey Irlan- da Muhafazakâr Komitesi Başka- nı olan Hunter. bu iddialan mide bulandıncı olarak nitelendirerek "Kuzev İrlanda'da üısan öldiir- cak bu yöntem yirmi altı yıl bo- yunca IRA tarafindan uygulan- dı" diyor. Muhafazakâr Partı'nın güneydoğu bölgesinden millet- vekili Sir Teddy Taylor da aynı düşünceleri paylaşıyor ve bu tür fıhnlenn yapımcılannın Kuzey İr- landa'ya giderek terörizmin kur- banlan ve onlann yakınlanyla ko- nuşmalannı istiyor. tngiltere'de mayıs ayında gösterime girecek olan 'The Devil's Ovvn', Kuzey İr- landa'daki sorunlaria ılgıli parnzan görûşleri nedeniyle eleştırilen Hollywood fılmlerinin sonuncusu sadece. Bu filmlerin ilkı Jim She- ridan tarafindan yazılan ve yöne- tilen 'Babam İçin' adlı fılmdi. Film gerçeklerın çarpıtıldığı ve olayla- nn uydurma olduğu gerekçeleriy- le eleştırilmişti. IRA'nın kurucusunun hayatını anlatan 'Michael Coltins' de ben- zer gerekçelerle eleştirihrken fil- mi beğenen ve destekleyen kişiler bile filmdeki arabayı havaya uçur- ma sahnesinden rahatsız olmuşlar- dı. Bu sahnenin bu kadar tepki al- masının nedeni, olaylann geçtiği yıllardapatlayıcı teknolojisi yete- rince gelişmemesine karşın pat- lama sahnesinde son model patla- yıcılann kullanılmasıydı. Tartışmalara yol açan son film de Heten Mirren'ın başrolde yer aldığı 'Oda Bir Ana' idi. IRA'nın açlık grevlerinin tek yönünü yan- sıtmakla eleştırilen film, insan ha- yatını tehlikeye sokmak amacıy- la silah bulundurmak suçuyla üç yıl Kuzey trlanda'da hapiste yatan Terry Georgetarafindan yazılmış veyönetilmişti. George'ın Muha- fazakâr Milletvekili Airey Ne- ave'nin öldürülmesinden sorumlu tutulan İrlanda Ulusal Özgürlük Ordusu'ylabağlantısı vardı. Brad Pitt 'The DevUs Ovvn'daki rolüne hazırlanırken George'la üç hafta geçırdi. Pitt, Kuzey Irlanda'daki politik durumu incelemek için de bu bölgeyi bırkaç kez ziyaret etti. Genç oyuncunun senaryo konu- sunda Kevin Jarre'ye büyük yar- dımlannın dokunduğu ve gerçek- lerin tarihle bağlantılı olarak doğ- ru aktanlması için büyük titizlik gösterdiği söyleniyor. Film aslın- da senaryo açısından başlangıç- tan ben pek çok sorun yaşadı. Pitt, 'The Devil's Ovvn' fılminde Harrison Ford bir polisi, Brad Pitt ise Nevv York'a silah satın almaya gelen bir IRA teröristini canlandınyor. Daniel Day-Levvis Ue Pete Postethvvaite'in başroUerini paylaşbklan 'Babam tçin' ile Hellen Mirren'in başrol oynadığı 'O Da Bir Ana'. Ford ve filmin yönetmeni Alan J. Pakula'nın da senaryoyu onayla- ması istendiğinden senaryoda pek çok değişiklık yapıldı. On altı haf- talıkbirçalışmasonucundaöOObin dolarkarşılığında senaryoda gerek- li düzeltmelen yapan Mark Ka- men, bir Amerikan dergısine eli- ne gelen ilk senaryonun hiçbir oyuncunun rol almayı kabul et- meyecegi yanm yamalak bir senar- yo olduğunu söylüyor. Senaryoda tek dokunulmayan nokta Ingılizlere yönelik sert tu- tum olmuş. Şu anda New York'ta bir hukuk okulunda öğretmenlik yapan İngiliz yazar ve eski İrlan- da Milletvekili Conor Cruise O'Brien, Amerikalılann Ingiliz- lenn hâlâ kötü adam olarak gör- düklerine dikkat çekiyor ve ekli- yor: "Amerikan sinema endüstri- sindc güçlü bir İrlanda yanlısı İr- landa-Amerika lobisi var. IRA aleyhtan herhangi bir film gişe- lerde olumsuz etkilerini hemen gösterecektir.'' Coiombja Tn Star film şirketi adına açıklama yapan senarist Vîncent Patrick, filmin IRA yanlısı olduğunu ınkâr eder- ken tek amaçlannın Rory'nin gör- düğü haksızlıklan ve savaşa nasıl katıldığını gözler önüne sermek olduğunu söylüyor ve bu bağlam- da ona sempatiyle yaklaşmakta haklı olduklannı belirtiyor. Film, İngiltere'de gösterime girdiğinde Hollyvvood ve muhafazakâr İngi- lizler arasındaki taıtışmalar daha da artacağa benziyor. Resıııiıı yalnız savaşçılarmdan • Sanatçılığı. yazarhğı, eleştirmenliği, konferansçılığı, müzeciliği, sergi düzenleyeciliği ve sanatçılan örgütleyici kişiliğiyle çok yönlü bir sanatçı olan Nurullah Berk, sayısız konferansla Türk sanatını yurtdışında tanıtmak için de çaba harcamıştır. îstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nin tek kataloğunda da onun imzası vardır. 1982'de yitirdiğimiz sanatçının resimleri, ay sonuna dek Garanti Sanat Galerisi'nde görülebilecek. rurken topluma saçtığı coşkunun çok büyük ivmesi olmuştur. Çağdaş, la- ik, aydın kişiliğiyle Nurullah Berk de diğer dönemdaşlan gibi aynı coşku- nun izleyicisidir ve tümünden daha çok toplumun eğiticisi olarak üstlen- diği misyonunu, Türkiye Cumhuri- yeti'nin bir kültür adamı sıfatını ya- şamının sonuna dek sürdürmekten vazgeçmemiştir. CANANBEYKAL Türk resim sanatı içinde çok yön- lülüğüyle olduğu kadar örgütleyici- liğiyle de Nurullah Berk'in yeri tar- tışılmazdır. Sanatçılığı, yazarhğı, eleştirmenliği. konferansçılığı yanı sı- ra müzeciliği, sergi düzenleyiciliği, sanatçı gruplan örgütleyiciliğiyle de sayılamayacak katkılan olmuş bir kültür adamımızdır. Öyledir ki re- sim sanatımızın geçmişini övenler. ye- renler söze Nurullah Berk"siz başla- yamazlar. Türkiye 'de pek çok sanat- çı ilk resim bilgilerini, Nurullah Ce- mal imzasıyla Güzel Sanatlar, Ar, Yaşayan Sanat gibi sanat dergilerin- deki yazılardan ve "BeOmiw ler, "Mo- dern Sanat", "Sanat Konuşmalan" gibi kitaplardan almışlar, resim ter- minolojisi içındeki Fransızca söz- cükleri, parantezler içinde ilk kez yi- ne bu yazılardan öğrenmişlerdir. Fransızcaya olduğu kadar Türk- çeye de son derece hâkim olabilen yi- ne de sade, açık, alçakgönüllü bir tarzda yazdığı yazılar ve kitap me- tınlennde Berk; devletin olduğu ka- dar toplumun da sanat beğenisini yöniendirmeyi görev edinmiş ve bü- tün donanımlannı, dil ve resim bil- gisi, dünya göriişü ve modem sanat anlayışını bu yolda seferberetmiştir. Özellikle yurtdışında burslu öğre- nim görebilmiş olan sanat kurumla- nndaki hocalann gerek öğrencileri için gerekse sanat kitlesi için edi- nimlerini, kültürlerini. dil yetilerini kendilerine pek bir fayda saglamaya- cak olan böylesi çabalarda harcama- dıklan günümüzde, Nurullah Berk'in sanat yaşamının başlangıcından ya- şarrunın sonuna dek çalışmalannın önemi daha iyi anlaşılabilir. Hâlâ tstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nin tek kataloğu Nurullah Berkimzalıdır. Sayısız konferansıy- la yurtdışında bir Türk sanatının da varlığını tanıtmak, kanıtlamak ve saygınlık kazandırmak için yıllarca çahîmıştır. Peki, bu kuşak sanatçıla- n neden bö\ leydiler? Sanınm, Türk resim sanatının çağdasjaşan bırtop- lumla örtüşmesi için bunca çaba gös- lermenin altında. Mustafa Kemal \tatürk'ün yeni bir Türkiye oluştu- Kentsoviu bir geçmiş 5 Ocak 1982 günü yitirdiğimiz Nurullah Berk'in Garanti Sanat Ga- lerisi'nde açılan sergisınin ve kitabı- nın haberini aldığımda; ölümü sıra- sında akademi hocalannın, onun anı- suıa bir toplu sergi ve bu firsatla bır katalog hazırlanmasf için verdikleri sözü anımsadım. Yillar geçtiği hal- de bu sözün yerine getirilememesi bü- yük bir ayıbımızdır. Bu ülke ne tür bir ülke oldu? Her şeyi inanılmaz bir küstahlıkla tüketirken. bir daha ye- rine koyamayacağımız değerleri, ki- şileri yitirirken geleceğin nasıl bir zemin üzenne kurulmakta olduğunu düşünüyorum. Nasıl birgeçmişten ge- liyoruz? Bır savaşın ardından aydın- lanmacı. aydınlatıcı Cumhuriyet ku- şağının ortaya koyduğu değerlenn sonuçlan olan bizler, bu değerleri yeterince koruyabiliyor ve sav unabı- liyor muyuz? Gelecek: bütün bu so- rulara verilecek yanıtlarla kurula- caksa eğer. olumsuz her yanıt gele- cek için daha karanlık görünüler çi- zecek. Nurullah Berk'i 1972'den önce uzaktan bir akademi hocası, yazar ve sanatçı olarak tanıyordum, son- rasında ise biraz daha yakından, ön- cü sanat idealleriyle heyecanlı genç bir sanatçının atılgan eleştınlenne hcşgörülü bir olgunlukla ve sabırla katlanışına da taruk oldum. Nurullah Berk, Sabri BerkeJ ve Zeki Faik İzer gibi her zaman aradaki uzaklığı se- rinkanlı bir otonteyle koruy an biri de- ğildi. Tümünden daha kentsoy lu bir geçmişe sahip olmasına karşın. haz- medilmiş bir sadelıge, yumuşaklığa sahipti. Türk sanatçılannın yurtdı- şındaki pek çok sergisınin gerçekle- şebilmesi, pek çok sanat kitabının oluşması, konferanslarda Türk sa- natçılannın sanatlannın tanıtılması. bu sanat ve kültür adamımızın sade- ce kendisinde odaklanmayan bir sa- nat çemberi oluşturmaya kendini ada- rruş oluşundandır. Sergisınin katalog yaasında ressam Turan Erol, Nurullah Berk ıçın "Ken- •'Ütü Yapan Kadın", 1977 / Tuval üzerine yağlıboya / Özel koleksiyon dtsine orta karar bir yaşam bile sağ- layamayan resün sanatının yalnız bir savaşcıSL vefab ve sadık hizmetkâny - dı" diyor. Bır akşamüstü. eve dönen eşı Efser Hanım'ın. elinde kitabıyla koltukta uyuyakaldığmı sandıği Nu- rullah Berk. ölümie buluşmasına her zamanki sakın zarafetiyle katılmış- tı. Nurullah Berk hiç kuşkusuz mo- dern resmin "giz"lerini araştınrken ve hep öğreneceği bir şeylerin kal- dığını düşünen iyi biröğrenci edasıy- la yeni denemelere ginşnken Türk res- minin dönemsel eğilımlerine uyum göstermiştir. O dönem her ressamın temel uğraşısı plastik elemanlann soyut yapısal sonınlannın çözümü ve Doğu-Batı sentezi ile ulusal sana- tımızın yaratılabilmesiydi. Nurullah Berk'in sanatım diğerdönemdaşla- nndan farklı kılan ise pek çok kişi- nın belki fazlasıyla dekoratif. ber>im ise en korkusuz ve içten bulduğum resimleridir. Sıradan olanın sıradışıhğı^. Özellikle 70'lerin pop sanatıyla il- gilenmiş biri için, post-kübist sorun- lann "eütenteİektûalizm"inin sıkıcı görünrüsünde daha çağdaş, daha dün tartışılmakta olan pek çok kavrama (sıradanlık, gündelik hatta kiç) yakın- lığıyla, Berk'in ilkini 1950'de yaprı- ğı "Ütü yapan kadın" dizisinin 1970'ler versiyonu elbette daha sıcak görünecektir. Cesurdekoratifyüzey- ler, geniş canlı renk alanlan, kaûn kon- turlar, açıkseçik bir düzenleme, ay- dınlık bir palet ve sıradan. gündelik bir konu iîe bu tür resimler Nurullah Berk' ın en karakteristik, en ay nksı re- simlendir. Nurullah Berk zaman za- man dönemdaşlan gibi "pür plastik elemanlann abstre strüktürâl" so- runlannın entelektüel arayışlanyla kesintiye uğrattığı bu içten, temiz-ter- tipli resimlerinde Hollandalı iç me- kân ressamlannın çalışmasım ve an- layışını yansıtan huzur dolu, aydm- lık bir eviçi ressarru tavnyla sıradan olana inanılmaz bir sıradışılık ka- zandınr. "Ütü yapan kadın" konusu- na sayısız kere geri dönecek, Avşa'da Pazar, Gün Bahşı. Çakır Dikenleri, Bitkiler, Deniz, Ay Çiçekleri ve Lev- ni'den esinlenerek gerçekleştirdiği •Uyuyan Kadın' dizısiyle belki de birözlemi yansıtacaktı. Çarpışan iki devın ikileminde Picasso yerine Ma- tisse sonunda ağır basacaktı. 1980 yılında bir yazısını şöyle bitinyor Nurullah Berk " „ Yeni'nin özü bu- radadır. Yeni yapıyorum diye değil, gönlümce çalışıyorum tutumunda. Ama. u zaman sonuca varmak için Matisse olmak gerekir diyeceksiniz. E\et,öyle.*" 'İstanbul Müzesi için ses verin!'Kültür Servisi - Türki- ye'nin önde gelen aydınla- n, bilim adamlan ve sanat- çılan, İstanbul Müzesi'ni Destekleme Girişimi'nin ku- ruluş toplantısını yapmak üzere 30 ocak perşembe gü- nü saat 18.00'de Lütfi Kır- dar Kongre Merkezi'nde top- lanıyor. Aralannda Adalet Ağaoğ- lu, Ömer Lütfi Akad. Bü- lent Akarcah,Ord Prof. Ek- rem Akurgal, Prof. Dr. Ay- dın Aybay. lsnıail Cem, Men- güErteLŞakirEc- zacıbaşı,Oktay Ek- şi, .\raGüler,Aydm Gün,DrlalatHal- man,Prof. Dr. Ha- lflİnalcık,Prof. Dr. Erdal İnönii, Hay- rettin Karaca, Ya- şar KemaL Yıküz Kenter, Prof. Dr. Mübeccel_ Kıray. Altan Oymen, Prof Doğan Ku- ban, Tîmurçin Savaş ve Prof. Dr. CahitTalasın bulundu- ğu bilim adamlan ve sanat- çılar, "İstanbul'useviyorsa- mzses verin,güç \erin!" baş- hğıyla yayımladıklan ortak metinde, İstanbul Müzesi'ni Destekleme Ginşımi'ne tüm İstanbullulardan destek isti- yor. Tarih Vakfı, RP'li Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ı da perşembe günü Lütfi Kır- dar'da gerçekleşecek toplan- tıya davet ederek İstanbul Müzesi'nin kuruluşuna des- tek olacağını açıklaması ge- rektiğini \njrguladi. Kahraman'ın 24 Ocak 1997 tarihli Sabah gazetesin- de yer alan demecinde Tanh Vakfı ve Darphane ile ilgili olarak 'gerçeklerie taban ta- bana at' bılgiler verdiğıni bildiren Tarih Vakfı yetkiü- leri, Kahraman'ın "Tarih Vakfı, H\BITAT sırasında gerçekleştirdiği sergiler için Kültür Bakanlığından 127 miharTLaimıstır'' ifadesi- ni yalanlayarak vakfin söz konusu sergiler ıçın bakan- adamlan, sanatçı ve aydmlar, İstanbul Müzesi destekleme girişimi için toplanıyor lıktan 'tek bir lira bile mali katkı almadığınr belırttı. Kahraman'ın "MaliyeBa- kanbğu Darphane'yi geri is- temektedir" ifadesi ile ba- kanlığının İstanbul Müze- si'ni engellemeye yönelik girişimlerdeki sorumlulugu- nu başka omuzlara atmakta olduğunu savunan Tarih Vakfı. "Sayın Bakan, Mali- ye BakanıÂbdüllatif Şener'e, 26.9.1996 tarihiııde4374sa- yıh yan ile Darphane devir senedinin iptaüni istemiştir" «^—^— açıklamasını yaptı. Vakıftan ya- pılan çağnda, tstanbul'un ger- çek bir kent müzesine sahip olmayan sayılı dünya kentle- rinden biri ol- duğu vurgula- narak;bueksik- liğin 2001 yı- Imda giderileceği ve Tarih Vakfi öncülügünde Darpha- ne binalannda yalnız padi- şah ve kahramanlann değil, halkın da tarihini yansıtan, dinsel, etnik, kültürel fark- lılığı zenginlik olarak gö- ren, konser, sinema, konfe- rans salonlan, arşivi, kütüp- hanesi. araştırma merkezi ile dolu dolu yaşayan bir İs- tanbul Müzesi kurulacağı bildirilen metinde müzenin kuruhnasının önündeki bi- linçli ve bilinçsiz engellerin aşılmayı beklediğine dikkat çeldldi. Geçen yıl terk edilmişlik- ten ve çürümeden kurtanla- rak 10 ayda topluma kazan- dınlan tarihi Darphane bina- lannda 'Dünya Kenti İstan- bul' ve 'Anadolu'da Konut ve Yerieşme' sergılerini ge- zen 45.154 kişi \ e İstanbul"u seven herkesin çağnlı oldu- ğu kuruluş toplantısında iki belgesel filme, çağnlı ko- nukİann konuşmalanna ve ünlü piyano sanatçısı Fazıl Say'ın konserine yer verile- cek. Bılgi için 233 21 61. Kodak-Antrakt uzun metraj film senaryosu yamşması • Kültür Servisi - Aylık sinema dergisı Antrakt. Kodak ile birlikte bir senrayo yanşması düzenledi. Serbest konuda katılınabilecek yanşmaya 1 temmuza dek başvurulabilir. Senaryolar Ântrakt, G. Erol Dernek Sokak No7. Daıre 1 Beyoğlu adresıne postayla ya da elden teslim edilebilir. Senaryolar üzerine kımlik yerine rumuz yazılacak. Yazarlar, senaryo ile birlikte üzerinde rumuz yazılı olan ve içinde 1 fotoğraf, yazann adı soyadı, adresi varsa telefon numarası ve yanm daktilo sayfasını geçmeyecek birözgeçmişi içinde bulunan kapalı bır zarfi da gönderecekler. Yanşmaya katılacak senaryolan Ezel Akay, Hüseyin Kuzu. Mehmet Soyarslan.Erdoğan Tokatlı ve Sema Türkyazıcı değerlendirecek. En iyi senaryoya 200 milyon TL, iki senaryoya da 75'şer milyon TL venlecek. Ödül alan senaryolar Antrakt tarafindan kitaplaştınlacak ve telıf haklan sahiplerine verilecek. Bilei için: 0 212 251 56 47. TGCnin yanyıl semiııerleri • Kültür Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Basın Müzesi'ndeki yanyıl etkinliklerine başladı. Basın Müzesi'nde bu dönemde Nesnn Sağlam ve Meral Hızal tarafindan güzel sanatlara hazırlık, 8-12 yaş grubundaki çocuklar için resim çalışmalan ile büyükler için verilecek resim seminerlennde desen, pastel. yağlıboya, suluboya çalışmalan düzenleniyor. Aynca Nergıs Akçura tarafindan minyatür, Gülten Sayar tarafindan el sanatlan, Bengi Türkoğlu tarafindan cam süsleme- ebnı, heykel ve takı, Devlet Tiyatrosu sanatçısı Gamze Yapar tarafindan güzel Türkçe konuşma semineri. Mümin Sekman tarafindan hızlı okuma \e venmli öğrenme semineri veriliyor. Aynntılı bilgi için 513 84 58. Dünya Kitap 5. şiir ödülüne katılmılar süriiyor • Kültür Servisi - Dünya Kitap dergisinin bu yıl beşincisı düzenlediği şıir ödülüne katılımlar sürüyor. Eylül ayına kadar gelen şiirlerden fınale kalanlar her ay derginın sayfalannda yer alacak. Fınale kalan şiirlerden birisi seçici kurulun değerlendimıe>t sonucu ödüle değer bulunacak ve 25 milyon TL para ödülü alacak. Dünya Kitap 5. Şiir Ödülü'nün seçici kurulunu Mehmet Başaran, Turgay Fişekçi. Şükran Kurdakul, Kemal Özer ve Faruk Şüyun oluşturuyor. Aynntlı bılgi 252 65 41 nolu telefondan öğrenilebilır. Çankaya Belediyesi'nden karikatür aibiimü • ANKARA (AA) - Çankaya Belediyesi. geleneksel hale getirdiği 6. Ulusal Karikatür Yanşmasf na katılan karikatürleri albüm haline getirdı. Turhan Selçıık'un jüri başkanlığı yapıtığı yanşmada, Abdullah Orhan birinci olmuştu. Albüme önsöz yazan Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen, kankatür sanatının 'yasakçılığabaşkaldın' olduğunu ifade etti. Taşdelen, "'Bizi dar bir kalıbın içine sıkıştırmak isteyen ya^akçı düşünceye karşı yaratıcı dehanın bir ürünü olan karikatür sanatının gelişmesine, herkesten çok laikliğe ve demokrasiye inananlann gereksinimı vardır" dedı. Hayyan Çrftllğf' sahneleniyor • Kültür Servisi-Devlet Konservatuvanndan mezun olduktan sonra Maltepe'de yeni açılan Yay la Sanat N4erkezi çatıst ahında Kerem Kobanbay ve Savaş Özdural tarafindan kurulan YSM Oyunculan.George Onvell'in 52 yıl önce kaleme aldığı 'Hayvan Çiftliği' adlı oyunu sergiliyorlar. YSM oyunculan, 'Hayvan Çiftliği'ni herkesin kendini bulacağı, canlı orkestra ile oynanan bir müzikal şeklinde yorumluyor. Oyun. her cumartesi saat 13.30 ve pazar saat 15 OO'te sahneleniyor. Alman Kültür'de film gösterimleni • Kültür Servisi- Alman Kültür Merkezi 'nde ocak ve şubat aylan içinde Yavuz Ozkan, Egon Monk ve Ervvin Leiser'in filmlerini gösteriyor. 29 ocakta YavuzÖzkan'm 1994 tarihli'Yengeç Sepeti' adlı fılmi yer alacak. Türk toplumunun ve genelde tüm dünyanın karşı karşı ya kaldığı öfke ve saldırganlığın kökenlerine işaret eden filmin senarvosu da Yav uz Özkan'a ait. Ozkan'ın 1992 tanhli 'fki Kadın' adlı fılmi ise 19 şubatta gösterilecek. Yönetmen Egon Monk'un 'Bir Gün' adlı filmi ise 5 şubat tanhinde gösterime girecek. Film, bir toplama kampındaki tutuklulann ölümie iç içe yaşamlanndan kesitler sunuyor. Ervvin Leiser'in belgesel filmi 'Ateş Provası' ise 26 şubat günü izlenebilir. Filmde ana konu olarak nazı Almanya'sında Yahudi zulmünün ilk zınesı olan 'Kristal Gece' (Reichskristallnacht) ele alınıyor. Film gösterimleri Teutonia, Galip Dede cad. 85 Tünel adresinde saat 18.30'da. İzmit Şehir Tiyatpolan'na kadrolu sanatçı alınacak • Kültür Servisi - İzmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan Müdürlüğü'ne, 13 kadrolu ve 7 stajyer olmak üzere, sınavla 20 sanatçı alınacak. İzmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan Müdürü Şahin Ece\nt, yaptığı açıklamada. mart ayında faaliyete geçecek şehir tiyatrosunun, sanatçı ve teknik eleman gereksinimini karşılamak amacıy la sınavla eleman alınacağını söyledi. Ecevit; 13'ü konservatuvarmezunu, 7si stajyer öğrenci olacak sanatçılar için yazılı ve mülakat sınavı. dekoratör. sahne tasanmcısı, ışık ve ses uzmanı için de mülakat sınavı yapılacağını bildirdi. Işıl Kasapoğlu'nun genel sanat danışmahğında kurulacak kadroya başvurulann. 31 ocak tanhine kadar, Belsa Plaza'nın 9. katındaki Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Müdürlüğü'ne şahsen yapılması gerekiyor. Aynca, sınavın 15-20 şubat tarihleri arasında gerçekleştirileceği belirtildi. MDT'den Senter • Kühur Servisi - Ankara Devlet Opera ve Balesı Modem Dans Topluluğu (MDT), 1997 sezonuna Türk ve yabancı koreograflann yapıtlanndan oluşan 'Sentez' adlı programla merhaba dıyecek. MDT. Türk, Amerikan, Isviçreli ve Avustralyalı koreograflan buluşturan 'Sentez' programını 15 şubat tanhınde izleyicilerin beğenisine sunacak. MDT dansçisı ve koreograf İshar. Bengier'in 'Anafor' adlı yapıtı. Soner Özer'in özgün müziği ve orkestra eşliğınıİe sergilenirken, Nurdan Menemencioğlu'nun 'Çeşitlemeler' adlı yapıtmda pandomıın s-matçısi Erdinç DinçeT konuk olarak yer alacak. Samuel Wuersten, İsviçre Büyükelçiliği katkılanyla "Kâh Içerde Kâh Dışarda' adlı yalın bir dans yapıtı örneği ile 'Sentez' programına katılacak. Nicholas Rowe ise Avustralya Büyükelçiliği'nin sponsorluğu ile yarattığı '5 Kent' adlı esen sunacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle