Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 OCAK1997ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
A.çıklamalannda büyük çelişkilere düşen DYP Milletvekili, HBB'deki konuşmasını unuttuğunu söyledi
'Silahları Çath koymuştur'AJVKARA (Cumkuriyet Bürosu)- Susur-
luk skandalının odağındakı ısım.erden DVT
Şan3ıurfa MılleneLilı Sedat Edip Bucak.
TBMM Arastırma Komısyonu'nda 'komp-
Io' savmı yinele)erek Meclisin kendısıne
sahıpçıkmasını ısteci. Bugüne kadarki açık-
lamalannda büyük çelışkılere dûşen Bucak,
araçta bulunan ruhsaisız baa sılah ve sus-
turucularm nasıl konduğunu bilmedığıni sa-
vundu.
Bucak, Çath ile ihşkisı korusunda "Ken-
disini devlet adına çahşan biri olarak tanı-
dım. \bdullah Çati'yı Mehmet Özbay'ın
takma adı sanjvorduni. Arandığuu bitoey-
dim tesümederdim" sözlenyle şaşkınlık ya-
rattı. Bucak, Susurluk kazas nda ölen Hü-
seyir» Kocadağ'ın daha önce Abdullah Çat-
lı'yı gerçek kımlig1
ile tanıJığını belirttı.
HBB TV'dekı konuşmasını hatırlamadığmı
bıldiren Bucak. tutullanan özel TlM görev -
lileri içindöneminfstanbul EmnıyetMüdü-
rü Kemal Yaocıoğlıı nu dört kez aradığını
kabul etti Bu arada komisyona gelmeye-
ceğını bıldiren Jandırma Genel K.omutanı
Orgeneral Teoman KomaıTa. "Eski MtT
MüsCeşan' sıfatıyla ücıncı bır çağn yapılma-
sı kararlaştınldı. K.omısyon Baskanı RP'li
Mehmet Elkatmış ıse "Bucak'ın konuşma-
sı mantık silsiiesi içindeydi. ama inandıncı
degüdi" açıklamasinı >aptı.
Mehmet Elkatmış, toplantıdan sonra
"Kendine göre cevaplar verdL Ve sonra da,
"Suçlu kım ıse bu ortaya çıksm. gereken ce-
za verilsın'dedi''açıklamasını yaptı. Elkat-
mış. "Bia tatnıin etti dhemem. Düğümü çö-
zeceğiııe inanıyordum, maalesef kendi iste-
dîği şekilde konuştu"dedı
Vapılan açıklamalar ve alman bilgılere
gore Bucak'ın 5 kez ılaç alarak bılgı verdı-
ği komısyonda çeşıtlı sorulara verdığı yanıt-
lar şöyle:
Taltip edilhorduk: lzmir'de korumala-
DYP Şanlıurfa İVIilletvekili Sedat Bucak, Susuriuk Araşürma KomLsyonu'na gelerek ifade verdi. (Fotoğraf: AA)
nmdan Ercan Ersoy takip edildiğimizi söy-
ledi. Ben bunun üzenne Kuşadası'nagıde-
lım dedım.
Sağfak durumu mazeneti: Hakkımda spe-
külasyonlar sürüyor. Yayınlardan rahatsı-
zım Bunlar doğru değil. Komisyondan.
suçlu kimse ortaya çıkarmasını nca ediyo-
rum. Rahatsızlığım sürüyor, doktorlanm sü-
reklı uyanyor. Komısyona gelip geimeme
konusunda tereddütler yaşadım.
Terörlemücadek: Bız PKK'ye karşı mü-
cadeleyı görevımız bılıyoruz. Aılemızden
kayıplar verdık. Devletımı, mılletımı sevı-
yorum. 1970'li yıllardan ben kayıplar ver-
dik. Bıze bağlı 89 geçıcı köy korucusu ile
345 gönüllü korucu var.
Çatü'yla taıuşma: 1993-94 yıllannda ta-
nıştım. Mehmet Özbay olarak tanıdım. Ta-
nıştıktan ıkı yıl sonra Çath olduğunu öğ-
rendim. "Abdullah Öcalan olma da kim
olursanoT dedım. Ankara'dabırbürodaba-
na Özbay adına kimliklen ve pasaportunu
göstennce devlet adına çalıştığını anladım.
Çath'yı. Mehmet Özbay'ın takma adı sanı-
yordum. Ancak arandığını bılmıyordum.
Bılseydım teslım ederdim. (Bucak'ın ko-
mısyonda süreklı olarak, Çatlfdan 'Meh-
met Ozbay' dıye söz etmesı de uyanlara ne-
den oldu. Bucak, HBB TV'de yayımlanan
uzun söyleşisinde ıse Çatlı'vı çok iyı tanı-
dığını, böylesıne kahraman bir ısmı neden
daha önce tanıyamadığına üzüldüğünü açık-
lamıştı).
Korumalar nasıl aiındı: tbrahim Şahin
(dönemuı Özel Harekât Daıre Başkan Ve-
kıli) bunlann çok ıyı olduklannı söyledi.
ben de ıstedım.
Topal'uKıra'vıtaınnıam: HahıkKıra'yı
tanımam. Ömer Lütfü Topal'ı da tanımam.
Kumarhanelerden haraç aldıgım ıddiası
doğru değıl. Ne eroını ne kokainı bılirim. Bu
konulardakı iddialar da yalan.
Ya/jcıoğlu'na tek>fon: Sonradan korumam
olan özel tımcıler, Rus kadınlarla ılışkılen
olduğu gerekçesıyle gözaltına aiındı. Ben de
dört kez Kemal Yazıcıoğiu'nuaradım. "Ben
bu insanlan koruma olarak alacaktım. Van-
lış yapıyorlarsa almayayım" dıye aradım.
(Bucak, HBB'deki söyleşisinde, korumala-
nnı çok ıyı tanıdığını ve analanndan doğ-
dukJan günden ıtıbaren kefil olduğunu söy-
lemış, ancak Ömer Lütfü Topal cınayetıne
ılışkın bazı bulgular ortaya çıktıkça bu açık-
lamalanndan çark etmeye başlamıştı).
Arabadaki silahlar: Bentm şahsı silahım
dışında başka bır silahım yoktu. Bır adet
Zıgzaever marka 16'lık ruhsatlı tabancam
vardı. Sustunıcular bana aıt değıl. Kazadan
sonra şuurum açıktı, ılk aramada susturucu
yoktu. Sonra arabajandarma karakolu önü-
ne çekildı. ikmcı zabıtta bunlar çıktı. Araç-
tan çıkan ruhsatsız sılahlan başkaları koy-
muş olabilir. Biz bölücü teröre karşı müca-
dele edıyoruz, PKK bıle bile koymuş olabi-
lir. Çatlı da uzun süre arka koltukta oturdu.
Bu arada belki sıkjlmış ve bazı silahlan giz-
h bölmeye koymuş olabilir. (Bucak, Susur-
iuk'takı kazanın ardından ılk açıklamalan-
nın yayımlandığı Gözcü gazetesinde sılah-
lann kendisıne ait oiduğunu açıklamış, er-
tesı gün HBB'de yayımlanan söyleşisinde
ıse otomobılinde bulunan ruhsatsız silahlar
ile cinayetlerde kullanılan iki susturucuyu
reddetmiş ve komplo karşısmda bulunduğu-
nu öne sürmüştü).
HBB'deki konuşmasını unutmuş: Tele-
vızyondakı konuşmalan hatırlamıyorum.
Ancak 5-10 dakikasını hatırlıyorum. (Ko-
mısyonun ANAP'lı üyesı Vaşar Topçu bu
sözler üzerine Bucak'a, "Çath'ya övgüler
düzdünüz. Bunlar say ıklanarak söylenecek
sözler değil" dıye çattı. Bucak'ın kazadan
önceki saatlen, ıçilen çaylann şekerlerine
dek uzun aynntılarla anlatması üzenne de
Topçu "Şekeri bırak. sorulan yanıtia" uya-
nsında bulundu )
Lojmanuıda katil zanhsı: Gelmiş gitmiş
olabilirler. lojmanda kalmış olabılirler. Bil-
mıyorum. (Söylemez kardeşlerden ikı kişı-
yı öldürmekle suçlanan llyas Sannca, Are-
na'da yaptığı açıklamada, cınayetlenn ar-
dından Ankara'yagelerek Bucak'ın Millet-
vekili Lojmanlan'ndakı evınde saklandığı-
nı söylemıştı. Sannca, Bucak'a ait otomo-
bılle Milletvekıh Lojmanlan'na gınp çıktı-
ğına da dıkkat çekmıştı).
Çile Çiçekleri'
mahkemeyi
kazandı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 25.
Asliye Hukuk Mahkemesi,
DSP Disiplin Kurulu
karanyla partıden ihraç
edilen ve kendilerine 'Çile
Çiçeklen" adını veren
Edirne Milletvekili Erdal
Kesebir ile 7 parti üyesınin
'ihraç karannın iptaİi'
istemiyle açtıklan davayı
kesin kabul etti. Davanın
dün gerçekleşen karar
duruşmasında söz alan
davalı avukatı, ayııı konuyla
ılgili başka mahkemeye
açîfen Üavâ tle'bu davanın
birfcştirilmesmi talep etti.
Davacilann avukatı Çevat
Balta. davanın Türk hukuk
tarihinde partilerinden ihraç
edilenler için açılan ilk ve
tek dava olduğunu
savunarak, mahkemenın
verdigı karann demokrasi
açısından yüz akı
niteliğinde olduğunu
kaydetti.
Kazan'ın Kazan'la
davası başlıyor
• Haber Merkezi - Adalet
Bakanı Şevket Kazan'ın
Irak'taki infaz modelini
överek Kuran'dan cüz
okuyan hükümlülenn
salıverilmesi önerisini
eleştirmesi nedeniyle
Turgut Kazan hakjunda
açılan ceza davası bugün
Aııkara 2. Agır Çeza
Mahkemesi'nde başlıyor.
Duruşmaya. Türkıye
Barolar Birliği Başkanı Av.
Eralp Özgen, önceki
başkan Av. Önder Sav.
Ankara, îstanbul ve Izmir
Barosu başkanlan başta
olmak üzere çok sayıda
baro başkanı ve
Türkiye'nın çeşitli
illerinden avukatlar
katılacak.
Yüce Divan'a
yeni başsavcı
• ANKARA (ANKA)-
Çumhurbaşkanı Süleyrnan
Demirel tarafından Yargıtay
Gumhuriyet Başsavcılığı'na
seçilen Vural Savaş
görevine başlarken, iki
dönemdir bu göre\ i yürüten
Haluk Yardımcı yaş
haddinden emekJı oldu. Bu
göreve seçilmesiyle Yüce
Divan Başsavcısı da olan
Savaş, TBMM'nın vereceğı
kararla herhangi bir bakan
hakkında dava açıldığında
iddia makamını temsil
edecek.
Milletvekili
MiPkelam öldü
• ANKARA (AA) - DYP
19. dönem
millet\ekillerinden Ferit
Aydın Mirkelam vefat etti.
Eskı Şanlıurfa
mil letvekillerinden
Mirkelam'ın teda\T ıçin
bulunduğu ABD'de vefat
ettifi bildirildi. 1937
yılında Birecık'te doğan
Ferit Aydın Mirkelam,
serbest meslek sahibi
olarak çahşıyordu. Bir süre
Ziraat Odası Yönetim
Kurylu Başkanlığı ve
belediye meclisi üyeliği de
yapan Mirkelam, evli ve 4
çocnk babasıydı.
Meral Çatlı, Murat Topal ve Lütfü Topal'm avukatı Ekrem Marakoğlu DGM'ye ifade verdi
'Topal'ın oğlu katilkrlc^
HULYA TOPCU
Susurluk'ta meydana gelen trafik
kazasında ölen Abdullah ÇatiTnın eşi
Meral Çatlı. kumarhaneler lcralı Ömer
Lütfü TopaJ'ın oglu Murat Topal ile
Ömer Lütfü Topal'ın avukatı Ekrem
Marakoğlu Îstanbul DGM'de ifade
verdıler. Marakoğlu ıfadesinde, Topal'ın
Kocadağ'ı uzun süredir tanıdığını, Çatlı
ile de birkaç kez bir araya gelmiş
olabıleceğıni belırtti. Susuriuk kazasını,
TGY'nin 'çeteoluştunnak'fiılini
düzenleyen 313. maddesi uyannca
soruşturan fstanbul DGM, olaylailgilj,
olarak yürüttüğü soruşrurmayı
tamamlama aşamasına geldi. îstanbul
DGM, adlan Ömer Lütfü Topal
cinayetine kanşan DYP Şanlıurfa
Milletvekili Sedat Bucak'ın korumalan
özel tim görevlileri Ayhan Çarkın, Oğuz
Yörulmaz, Ercan Ersoy, Enver Ulu,
Mustafa Altınok, şoför Gani
Kıalkaya'nın ıfadelerine başvTirmuş, bu
kişileri tutuklayarak Metris Cezaevi'ne
göndermiştı. tstanbul DGM'nin uzun bir
süre önce çağırdığı Abdullah Çath'nın eşi
Meral Çatlı dün sabah 10.00'da DGM'nin
Beşiktaş'ta bulunan bınasına gelerek
Susuriuk soruşturması savcılanna bir saat
ifade verdi. DGM'ye aynı saatlerde,
ömçr L,ûtfû Toparın, oğlu Murat Topal
dn-ı avukatı Nügûn \krgıcı ile birlikte
geldi. Yaklaşık iki saat ifade veren Topal,
saat 11.20"de DGM'den aynldı.
îstanbul DGM'nin daha önce de
ıfadesine başvurduğu üçüncü konuğu ise
Ömer Lütfü Topal'ın avukatı Ekrem
Marakoğlu'ydu. Marakoğlu daha önce
\erdiği ifadesinde eksıklikler bulunduğu
içın ikinci kez DGM'ye gelerek
soruşturma savcılanna yazılı bir ek ifade
sundu. Topal'ın oğlu Murat Topal'ı
babasının ölümünün üzerine gitmemekle
suçlayan Marakoğlu, Murat Topal'ı,
babasının katillen ile işbirlıği yapmakla
suçluyor. Topal cinayetinde Kıbns'taki
Jasmine Gourt Otelı'nin ortağı Ömer
Gültekin'uı de parmağı olduğunu ıddia
eden Marakoğlu, M^ırat Topal'ın bu kişi
ile ortak olmasını "Babasına ihanet etti"
şeklınde yorumluyor. Topal dün DGM'de
verdiği ifadede. 'Omer Lütfü Topal'ın
Kocadağ, Çatlı ve Ağar'la iuşküeri'
üzerinde durdu. Ömer Lütfü Topal'ın
Kocadağ'ı uzun süredir tanıdığını
söyleyen Marakoğlu, Abdullah Çatlı ile
tanışıp tanışmadığını bilmediğini belırtti.
Marakoğlu, son günlerde aldığı
duyumlara göre Topal'ın Çatlı ile birkaç
kez bır araya gelmiş olabileceğini de
sözlerine ekledi. Topal'ın 1980"li yıllann
sonunda ülkücü Alaartin Çalacı ile
birlikte işlettıği bir kumarhanenin
Mehmet Ağar tarafından kapatıldığını
söyleyen Marakçıglu, Topai ile Ağar'ın
araJannda bir sorun olupx>lmadığını
bilmediğini ifade etti.
Yargıtay, TBMM'de parmak hesabıyla aklanan RP'nin usulsüz işlemlerini inceliyor
Süleyman Mercümek diyeti yargıdaA>fKARA (Cumhuri>«t Büro-
su)-Yargıtay Cumhuriyet Başsav-
cılığı, TBMM Araştırma Komıs-
yonu'nda koalisyonun parmak ço-
ğunluğuyla aklanan "RP-Mercü-
mek" ilişkısini Siyasi Partiler Ya-
sası'naaykın yönleri nedeniyle in-
celemeye aldı. Bosna-Hersek'e
yardım paralannı zımmetine ge-
çırdıği ıçin yargılanan Süleyman
Mercümek ile RP'nin yasaya ay-
kın bir dizi parasal işlemine dik-
kat çeken ÇHP Erzincan Milletve-
kili Mustafa Kul. RP Genel Baş-
kanı Necmettin Erbakan. Genel
Başkan Yardımcısı Rıza Uhıcak ve
parti tüzelkişiliği hakkında soruş-
turma açılması ıstemini içeren
başvuru dilekçesini Anayasa
Mahkemesi'ne de ilettı.
TBMM RP-Mercümek .Vaştır-
ma Komisyonu'nda. REFAHYOL
ortaklannın karşılıkh iktidardıye-
ti ödemesi nedeniyle RP ile Mer-
cümek arasında "hukuk dışı bir
parasal ih'şki bulunmadığı*' sonu-
cuna vanlan rapor kabul edildi.
Komisyonun ÇHP'li Başkanı
Mustafa Kul, oluşturduklan ait
komısyonda benımsenen ve ana-
yasa ile Siyasi Partiler Yasası'nın
ihlal edilmesi nedeniyle suç du-
yıırusunda bulunulması karanna
vanlan raporun. asıl komısyonda
kabul edılmemesi üzerine son da-
kikada başkanlık görev inden isti-
fa etti.
Kul, daha sonra Yargıtay Cum-
huriyet Başsavcılığfna başvura-
rak anayasanın "Siyasal Partilerin
L vacaklan Esaslar"ı düzenleyen
ve siyasal partilerin tıcan faaliyet-
lere ginşemeyeceklennı öngören
69. maddesi ile Siyasi Partiler Ya-
sası'nın Hazine yardımı ile ilgıli
düzenlemelerine muhalefet edil-
diği gerekçesiyle RP hakkında so-
ruşturma açılmasını ıstedi. Kul,
başvurusunda şöyle dedi: "RP'nin
genel muhasipliği göroini yürüt-
müş olan Genel Başkan YarduncH
sıRıza Ul ucak konıisyonda, RP'ye
devtetçe yapdan yardım parasıru,
sahip olduğu yetkiye day anarak ve
parti tüzelkişiliği adına, Süleyman
Mercümek'e gönderdiğinj, bunu
engeüeyen bir yasa hükmü bulun-
madığıru, paranın bu sahıs tara-
fından dolara çevrildiğini. Haa-
ne'den vapılan 65 miryar liralık
yardınun dolara çevrilmek üzere
bu şahsa gönderUmesi sırasında
parti yetkili kurullannca bir ka-
rar alınmadıgını beyan etmiştir.
2820 sayüı Siyasi Partiler Yasa-
sı'nın ek 1. maddesi"Devletçe Yar-
dım' başlığını taşımaktadır. Bu
madde hükmüne göre partilere
sağlanan Hazine yardımı sadece
parti ihtiyaçlan için veya parti ça-
hşmalannda kullanılabilir. Aynı
yasanın 69. maddesi partinin bü-
tün gelüierinin. o siyasi partinin
tüzelkişiliği adına elde edileceğini
ve 71. maddesi de siyasi partilerin
ancak tüzelkişilik adına yetkili kı-
lınan kisi \eya kumlca yükümlü-
lük altına konulabilcceğini hükme
bağlamaktadır. Bu yasal düzenle-
me\e karşın, l lucak'ın yetkili ku-
rulİarda görüşülmeden ve bir ka-
rar alınmadan, devletçe partiyc ya-
pılan yardum, kişisel tasamıfiıyla
Mercümek'e göndermesi, yasaya
aykındır."
Kul, başvuru dilekçesinde, ya-
sanın siyasi partilenn üyelerine ve
diğer gerçek ve tüzelkışilere hıç-
bir şekilde borç verilemeyeceğını
de hükme bağladığına dıkkat çe-
kerek şöyle devam etti:
"Komisyon tutanaklanndan ve
anlaümlanndan anlaşıldığı üzere,
Hazine yardımının değerlendiril-
mek amacıyla Mercümek'e gön-
derilmesi hukuk diliyle borç ilişki-
sidir. Bu şahsın adına vapılan ba-
vale işlemi sonunda parti alacakh,
Mercümek borçlu sıfatını elde et-
mektedir. Aynca Mercümek tara-
findan gerçekleştirilen dolara çe-
\Trme veAeja repo işlemi parti tü-
zeHdşiliği adına girişUen bir ticari
faaliyet olmakla. anayasanın 69.
maddesine de muhalefet teşkü et-
mektedir."
Soruşturma istemi
Dılekçenin sonunda, RP tüzel
kışıliği. Erbakan ve Ulucak hak-
kında soruşturma açılması, van-
lacak sonuca göre de yasal işlem
yapılması istendı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı-
sı Haluk Yardımcı, bu görevinden
emekli olmadan önce, 27 aralık
günü Kul "a gönderdiğı yazıda ko-
nunun Siyasi Partiler Yasası açı-
sından değerlendırmeye alındığı-
nı bıldirdi.
Aynı başvuru metnini Anayasa
Mahkemesi'ne de gönderdiğini
belırten Kul. "Yargıtay, Anayasa
Mahkemesi'ne doğrudan başvur-
maya yetkili. Ancak, Yargıtay ara-
cılığj olmadan da kişisel olarak di-
lekçemiz kabul edildi. Dilekçeyi
Anayasa Mahkemesi Başkanı Yek-
ta Güngör Özden "e vertmn" dedı.
Kul, Yargıtay Gumhunyet Başsav-
cılığı'na daha önce de suç duyu-
rusunda buluı.duğunu, ancak bun-
lann dikkate alınmadıgını anım-
sattı.
Öte yandan TBMM Araştırma
Komisyonu'nda bir oy farkla ak-
lanan Süleyman Mercümek, Bos-
nalı Müslümanlar ıçin toplanan
yardım paralannı zimmetine ge-
çirdiği iddiasıyla bugün yenıden
yargıç karşısma çıkacak.
Yargıtay'ın dolandıncılık su-
çundan verilen rekor cezayı boz-
ması. Fatih Asliye Geza Mahke-
mesi'nin bozmaya uyarak görev-
sizlik karan. îstanbul 7'nci Ağır
Çeza Mahkemesi'nin iseyetkisiz-
lik karan vermesi üzerine. Mercü-
mek dosyası Konya İkinci Ağır
Çeza Mahkemesi'ne gönderilmiş-
ti. Mahkeme. dava dosyasını ince-
leyerek ilk duruşma gününü 22
ocak olarak belirlemişti.
Konya İkinci Ağır Çeza Mah-
kemesi. öncelikle bozma karann-
da işaret edildiği gibi soruşturma-
yı genişletecek. Bu çerçevede
Bosna Müslümanlanna yardım
toplanmasına aracılık eden Konya
Selçuklu Beledıyesi yöneticileri-
nin zimmet suçunu işleyip işleme-
diklen araştınlacak. Zimmete pa-
ra geçirildiği sonucuna ulaşılması
halinde sanık Süleyman Mercü-
mek ile yardım paralannın ilgili
yerlere ulaştınlmasında adı geçen
Uluslararası Insani Yardım Teşki-
latı (IHH) yöneticilerinin bu suça
katılıp katılmadıklan belirlenerek
yargılama bitirilecek.
IRMIKI AYDIN ENGtN e - mail: engin (a planet.com.tr
Hikâyeyi bilirsiniz, ağa ile ya-
naşması at arabasına atlamış,
kasabaya inıyorfarmış. Yolun bir
yerinde at durmuş, yolun orta-
sına kondurmuş. Ağa'nın gön-
lü eğlence istemiş. Yanaşması-
na dönmüş:
- Ulan Hasan, demiş. Bu at-
la bu araba senin olsun ister
misin?
Yanaşmanın gözlen parlamış:
- Istemem mi ağam, demış.
Ağa, atın henüz dumanı tüten
marıfetinı işaret etmiş:
- Eğer, demiş. Atın şu taze
b.kunuyersen, atda senin, ara-
ba da...
Söz mü söz. Yanaşma Hasan
yummuş güzünü, bir güzel ye-
miş. Ağa da sözünün eri: - Al lan
dizginleri, demiş. At da senin,
araba da...
Yola devam etmişler ama ağa
yaptığından pişman. Ağzını bı-
çak açmıyor, kara kara düşü-
nüyor. Kasabaya yaklaşmışken
at gene durmuş ve gene bir ma-
rrfet döktürmüş. Yanaşma, bir
atın dumanı tüten yeni marife-
tine, bir kara kara düşünen ağa-
TÜSİAD Raporuna Övgü
sına bakmış:
- Ağam sen bu atla arabayı
geri istiyon mu?
Ağa umutlanmış, Hasan da
boynunu bükmüş:
- Eyi öyteyse, demiş. In şu ta-
ze b.ku da sen ye. Al atını da
arabanı gehye...
Mal canın yongası. Ağa da
yummuş gözünü, yemiş. Diz-
ginleri yeniden ele almış, yola
devam etmişler.
Tam kasabaya girmişken ya-
naşma Hasan kıs kıs gülmüş:
- Ağam demiş. Biz yola çıktı-
ğımızda bu at da, araba da se-
nindi değil mi?
Ağa ne desin, kafasını salla-
mış. Hasan kıs kıs gülmeyi sür-
dürmüş:
- E şimdi de senin bunlar...
Doğru söze ne denir. Ağa ge-
ne kafasını sallamış. Yanaşma
Hasan dayanamamış:
- Peki öyleyse ağam , demiş.
Biz bu kadar b. ku niye yedik?...
Yıl 1978. Bu satırlann yazarı,
yönetimini de üstlendiği günlük
Politika gazetesinde, gene ak-
hnın erdiği, dilinin döndüğü,
daktilonun elverdiğince tırmık-
lıyordu.
Şöyle yazdı:
"... Tapu Kadastro Genel Mü-
dürlüğü ile Genelkurmay Baş-
kanlığı arasındaki fark nedir?
Biri tapulan, öteki sınırları gû-
venceyealmaklayükümlü. Kar-
şılığında da ödediğimiz vergi-
lerden onlara maaş verilir. Yal-
nız birinin silahı yoktur, ötekinin
vardır. Genelkurmay Başkanlı-
ğı'nın Milli Savunma Bakanlı-
ğı'na bağlı olmamasının, kim-
senın bunu göze alamayışının
nedeni bu silah mıdır acep?.."
Fukara yazar, îstanbul Sıkı-
yönetim Mahkemesi tarafından
"...sanığın Türk Silahlı Kuvvet-
leri'nin manevi şahsiyetini tah-
kir, tezyif ve terzil ettıği anlaşıl-
dığından 18 ay hapsine, 6 ay
süreyle Çankın il sınırlan içinde
mecburi ikamete tabi tutulma-
sına..." diye biten bir hükümle
ödüllendirildi.
Yıl 1997. "...Millı Güvenlik
Kurulu 'nun Anayasadaki yeri-
nin ve Genelkurmay Başka-
nı'nın, Başbakan yerine Milli
Savunma Bakanlığı'na bağlan-
masının tartışmaya açılması ya-
rarlı olacaktır" (TUSlAD'ın "De-
mokratikleşme Perspektifleri"
başlıklı raporundan alıntı)
Yıl 1979. Gene Politika ga-
zetesinde, gene Tırmık köşe-
sinde şöyle yazıldı:
"...Anadilini özgürce öğren-
mek bir yana özgürce konuş-
mak, anadilinde türkü söyle-
mek hakkı bile zorbaca gaspe-
dilmiş Kürt halkının..."
îstanbul Sıkıyönetim Askeri
Mahkemesi karar verdi:
"...sanık Aydın Engin'in 'Beş
Parmak - Bir Yumruk' başlıklı
yazıda Kürt halkı ibaresi kulla-
narak bölücülük propagandası
yaptığı anlaşıldığından, Türk
Ceza Kanunu'nun... toplam 6
yıl ağır hapis ile tecziyesine".
Yıl 1997. "Kürt Dili'nin özgür-
ce konuşulması, Kürtçe yayın
ve siyasalpartileşme özgühüğü
tanınması gerekir" (TUSlAD'ın
"Demokratikleşme Perspektif-
leri" başlıklı raporu).
Yıl 1979. Şöyle yazıldı:
"...eğer bir ülkede işkence
kuralsa; eğer bir ülkede işken-
ce polisin sorgu yöntemi bile
olmaktan çıkıp ilerici düşünce-
ye yönelik sistemli bir sindirme
aracına dönüştüyse artık o ül-
kede..."
Yıl 1997. "...idam cezasının
kaldırılması, gözaltı süresinin
kısaltılması, işkencenin suç sa-
yılması... "(TUSlAD'ın "Demok-
ratikleşme Perspektifleri" baş-
lıklı raporu).
* * •
Şimdi lütfen yazının başına
dönün. Ağa ile yanaşma Ha-
san'ın hikâyesini bir kez daha
okuyun...
POLflÎKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Tarikatların Malvarlığı
200 Trilyon...
Şeriatçı kesim tıpkı şaşkın ördek gibi. Kirli ça-
maşırlan ortaya döküldükçe ne yapacaklannı şa-
şırıyorlar. Emire Kalkancı'nın açıklamaları RP'yi
köşeye sıkıştırınca da yeni senaryolar üretmek
zorunda kalıyorlar...
Müslümanlığı siyaset ve ticarete alet eden 'tari-
kat baronlan'n\n medyadaki temsîlcileri şimdiler-
de Emire Kalkancı'yı hedef tahtasınadönüştürdü-
ler...
Diyorlar ki:
"Senin mafya ile, PKK ile, istihbarat örgütleriy-
le ilişkilerini ve bunlan kullanarak kirtettiğin namus-
ları araştınyorum..."
Şeriatçı gazetenin yazarı Emire Kalkancı'ya
takmış...
Neden takmış?..
Emire, tarikatların kirli ilişkilerini tek tek orta-
ya çıkardığı için...
Hep yazarım; din bezirgânlanmn Allahlan do-
lar, peygamberleri marktır. Bunlar her türlü sah-
tekârlığı, dalavereyi 'din maskesi' altında yaparlar.
Saf insanlan dolandırırlar. Gazeteleri tazmınat
davalarından mahkûm olunca da açıklama yapar-
lar:
"Banka faizlerinden kazandığınız haram parayı
filanca bankanın, filanca hesap numarasına yatı-
nn... Laik Kemalistlerin açtıklan tazmınat davala-
nnı kaybettik, onlara ödeme yapacağız..."
Ticaniler tarikatı lideri Kemal Pilavoğlu'ndan
Nurculara, Kadınlerden Nakşilere, Suleymancı-
lara dek her tarikatta 'çarpık ılışkıler' görülmüştür
bugüne dek. Tarikatlann ne yaptıklannı, nasıl örgüt-
lendiklerini, askeri liselere sahte sağlık rapoıiany-
la nasıl öğrencı soktuklarını yıllardır yazıp çizıyo-
rum. Yaşlı ama zengin insanların evlerini, arsalan-
nı nasıl ele geçirdiklerini belgelerle anlatıyorum.
Ama bizim 'medya' sadece Müslüm Gündüz'e,
Ali Kalkancı'ya takmış durumda. Tarikat gerçeği-
nionlarlabütünleştirip asıl tehlikeli olan 'tarikatba-
ronları'r» görmüyor, görmek istemiyor...
• • •
Refah Partililer ve şeriatçı basın tıpkı devlet için-
de örgütlenen eli silahlı çeteler, onlann savunu-
cuları gibi davranmıyor mu?
Şöyle: "Bu işin arkasında PKK var..."
Oyle kıvırmaya, yalan söylemeye gerek yok.
Çünkü Ali Kalkancı Kadin tarikatı üyesidır ve bu ta-
rikat da Refah Partisi'ni destekler...
O nedenle Emire Kalkancı'nın gömlek ve un iha-
lesiyle ilgili iddıaları araştırılmalıdır...
Tayyip Erdoğan, Melih Gökçek ve DYP'Iİ Bur-
han Ozfatura, Ali Kalkancı'yı önce "Tanımıyoruz"
dediler, ardından göaıştüklennı açıkladılar. Üstelık
Erdoğan, Kalkancı'yla baş başa görüştüğünü söy-
ledi...
Zaten tarikatların bu denli ivme kazanması
ANAP- DYP ve RP'nin sayesinde olmuştur. 1950'li
yıllarda başlayan tarikat atağı, Adnan Mende-
res'in korumasıyla hareketlilik kazanmıştır. 196O'lı
yıllarda Süleyman Demirel tarikatlaria sıkı ilişki
içine girmiş, özelükle Nurcular, 1970'Jı yJJandal
Adalet Partisi'niR'bimayesinde 'Nur kamplan'nı^
açmıştır. işin ilginç yanı. MHP'nin silahlı eğitim ve
komando eğitimi kamplan da bu yıllarda başla-
mıştır. Hem Nurcular, hem de ülkücüler bu kamp-
jar içın Ege Bölgesi'nı, özellikle Edremit, Ayvalık ve
İzmir yöresinı seçmiştir...
Bunların hiçbirisi rastlantı değildir. Programlı
ve geleceğe dönükbir başlangıç olmuştur... 1980
sonrası ise Turgut Özal, tarikatların ekonomik ola-
rak gelışmesıne destek vermıştir.
Milli Eğitim ve İçişleri bakanlıklannda şerıat-
çı-ülkücü kadrolaşmanın tarihi de aynı döneme
rastlamaktadır...
• • •
Televizyonlarda 'tarikatlar'la ilgili programlan iz-
liyorum. Ancak hıçbiri 'tarikatlann ağababalan'na
dokunamıyor. Onlann yaptıklannı görmezlikten ge-
liyor...
Oysa olay ne Müslüm Gündüz ne de Ali Kalkan-
cı'da son buluyor. Çünkü onlar tarikat çemberi
içinde 'nokta' kadar küçüktür. Asıl olan devlet
içinde örgütlü. malvarlıkları 200 trilyonu aşan Nur-
cular, Süleymancılar ve Nakşılerdir.
Şimdi gelelim, RP'nin Tarım Bakanlığı'ndaki
kıyımına...
17 Ocak 1997'de Tarım Bakanlığı'nda 7 daire
başkanı, 21 şube müdürü, 26tanm il müdürü gö-
revden alınmıştır.
Böyle bir kıyım hiçbir dönemde görülmedi...
Refah Partisi devleti işgal ediyor yavaş yavaş...
Bugüne dek aynı bakanlıkta 236 bürokrat gö-
revden aiındı...
Kamuoyu Susuriuk kazası, Fadime, Müslüm, Ali,
Emıre'yie uğraşırken RP şeriatçı örgütlenmeyi
gerçekleştıriyor...
Yalan mı?..
internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
24 PKK'li öldürüldü
• Dh'ARBAKIR (AN'KA) - Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'nden yapılan açıkJamaya göre, Bingöl'ün
Genç ilçesi güneyınde ve Mardin'in Savur ılçesinde
meydana gelen çatışmalarda 24 PKK'li öldü.
Çatışmalarda bir güvenlik görevlisınin de yaşamını
yitirdıği bıldinldı. Açıklamada aynca Diyarbakır'da
PKK'ye yönelik olarak gerçekJeştırilen operasyonda
örgüt üyesi olduğu iddiasıyla 7 kjşının de gözaltına
alındığı bildinldi.
'Çath'ya kimlik venilmedi'
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- İçişleri Bakanı
Meral Akşener. Susurluk'ta meydana gelen trafik
kazasında ölen katliam zanlısı ülkücü Abdullah
Çatlı'nın üzennden çıkan "'Mehmet Özbay "sahte
kımliği ve silah ruhsatının bakanlık tarafından
verilmedığini bildirdi. .AJcşener, soru önergesini
yanıtlarken "Çath'nın devlet için çalışıp çalışmadığı"
sorusunu karşılıksız bıraktı Öte yandan Ülkücü
katliam sanığı Abdullah Çatlı'nın eşı Meral Çatlı,
DGM'ye ifade verdi.
Sarışın CHP'den ihraç edildi
• İZMİR (Cumhurivet Ege Bürosu) - Türkiye'nın
en büyük ılçelerinden Konak'ta. Belediye Başkanı
Ahmet Sanşın, partisinden ihraç edildi. İzmır
Büyükşehır Beledıyesi'nde suya zam yapma
yetkisinin ÎZSU'dan alınarak belediye meclisine
verilmesi görüşmelerinde grup karanna aykın hareket
eten Sanşın ile Narlıdere Belediye Başkanı Mustafa
Karahan, partilerinden geçıci süre ile ihraç edildi.
thraç sürelerinin Sanşın için iki, Karahan içın de bir
yıl geçerli olduğu bildirildi.