27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK1997ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER A.çıklamalannda büyük çelişkilere düşen DYP Milletvekili, HBB'deki konuşmasını unuttuğunu söyledi 'Silahları Çath koymuştur'AJVKARA (Cumkuriyet Bürosu)- Susur- luk skandalının odağındakı ısım.erden DVT Şan3ıurfa MılleneLilı Sedat Edip Bucak. TBMM Arastırma Komısyonu'nda 'komp- Io' savmı yinele)erek Meclisin kendısıne sahıpçıkmasını ısteci. Bugüne kadarki açık- lamalannda büyük çelışkılere dûşen Bucak, araçta bulunan ruhsaisız baa sılah ve sus- turucularm nasıl konduğunu bilmedığıni sa- vundu. Bucak, Çath ile ihşkisı korusunda "Ken- disini devlet adına çahşan biri olarak tanı- dım. \bdullah Çati'yı Mehmet Özbay'ın takma adı sanjvorduni. Arandığuu bitoey- dim tesümederdim" sözlenyle şaşkınlık ya- rattı. Bucak, Susurluk kazas nda ölen Hü- seyir» Kocadağ'ın daha önce Abdullah Çat- lı'yı gerçek kımlig1 ile tanıJığını belirttı. HBB TV'dekı konuşmasını hatırlamadığmı bıldiren Bucak. tutullanan özel TlM görev - lileri içindöneminfstanbul EmnıyetMüdü- rü Kemal Yaocıoğlıı nu dört kez aradığını kabul etti Bu arada komisyona gelmeye- ceğını bıldiren Jandırma Genel K.omutanı Orgeneral Teoman KomaıTa. "Eski MtT MüsCeşan' sıfatıyla ücıncı bır çağn yapılma- sı kararlaştınldı. K.omısyon Baskanı RP'li Mehmet Elkatmış ıse "Bucak'ın konuşma- sı mantık silsiiesi içindeydi. ama inandıncı degüdi" açıklamasinı >aptı. Mehmet Elkatmış, toplantıdan sonra "Kendine göre cevaplar verdL Ve sonra da, "Suçlu kım ıse bu ortaya çıksm. gereken ce- za verilsın'dedi''açıklamasını yaptı. Elkat- mış. "Bia tatnıin etti dhemem. Düğümü çö- zeceğiııe inanıyordum, maalesef kendi iste- dîği şekilde konuştu"dedı Vapılan açıklamalar ve alman bilgılere gore Bucak'ın 5 kez ılaç alarak bılgı verdı- ği komısyonda çeşıtlı sorulara verdığı yanıt- lar şöyle: Taltip edilhorduk: lzmir'de korumala- DYP Şanlıurfa İVIilletvekili Sedat Bucak, Susuriuk Araşürma KomLsyonu'na gelerek ifade verdi. (Fotoğraf: AA) nmdan Ercan Ersoy takip edildiğimizi söy- ledi. Ben bunun üzenne Kuşadası'nagıde- lım dedım. Sağfak durumu mazeneti: Hakkımda spe- külasyonlar sürüyor. Yayınlardan rahatsı- zım Bunlar doğru değil. Komisyondan. suçlu kimse ortaya çıkarmasını nca ediyo- rum. Rahatsızlığım sürüyor, doktorlanm sü- reklı uyanyor. Komısyona gelip geimeme konusunda tereddütler yaşadım. Terörlemücadek: Bız PKK'ye karşı mü- cadeleyı görevımız bılıyoruz. Aılemızden kayıplar verdık. Devletımı, mılletımı sevı- yorum. 1970'li yıllardan ben kayıplar ver- dik. Bıze bağlı 89 geçıcı köy korucusu ile 345 gönüllü korucu var. Çatü'yla taıuşma: 1993-94 yıllannda ta- nıştım. Mehmet Özbay olarak tanıdım. Ta- nıştıktan ıkı yıl sonra Çath olduğunu öğ- rendim. "Abdullah Öcalan olma da kim olursanoT dedım. Ankara'dabırbürodaba- na Özbay adına kimliklen ve pasaportunu göstennce devlet adına çalıştığını anladım. Çath'yı. Mehmet Özbay'ın takma adı sanı- yordum. Ancak arandığını bılmıyordum. Bılseydım teslım ederdim. (Bucak'ın ko- mısyonda süreklı olarak, Çatlfdan 'Meh- met Ozbay' dıye söz etmesı de uyanlara ne- den oldu. Bucak, HBB TV'de yayımlanan uzun söyleşisinde ıse Çatlı'vı çok iyı tanı- dığını, böylesıne kahraman bir ısmı neden daha önce tanıyamadığına üzüldüğünü açık- lamıştı). Korumalar nasıl aiındı: tbrahim Şahin (dönemuı Özel Harekât Daıre Başkan Ve- kıli) bunlann çok ıyı olduklannı söyledi. ben de ıstedım. Topal'uKıra'vıtaınnıam: HahıkKıra'yı tanımam. Ömer Lütfü Topal'ı da tanımam. Kumarhanelerden haraç aldıgım ıddiası doğru değıl. Ne eroını ne kokainı bılirim. Bu konulardakı iddialar da yalan. Ya/jcıoğlu'na tek>fon: Sonradan korumam olan özel tımcıler, Rus kadınlarla ılışkılen olduğu gerekçesıyle gözaltına aiındı. Ben de dört kez Kemal Yazıcıoğiu'nuaradım. "Ben bu insanlan koruma olarak alacaktım. Van- lış yapıyorlarsa almayayım" dıye aradım. (Bucak, HBB'deki söyleşisinde, korumala- nnı çok ıyı tanıdığını ve analanndan doğ- dukJan günden ıtıbaren kefil olduğunu söy- lemış, ancak Ömer Lütfü Topal cınayetıne ılışkın bazı bulgular ortaya çıktıkça bu açık- lamalanndan çark etmeye başlamıştı). Arabadaki silahlar: Bentm şahsı silahım dışında başka bır silahım yoktu. Bır adet Zıgzaever marka 16'lık ruhsatlı tabancam vardı. Sustunıcular bana aıt değıl. Kazadan sonra şuurum açıktı, ılk aramada susturucu yoktu. Sonra arabajandarma karakolu önü- ne çekildı. ikmcı zabıtta bunlar çıktı. Araç- tan çıkan ruhsatsız sılahlan başkaları koy- muş olabilir. Biz bölücü teröre karşı müca- dele edıyoruz, PKK bıle bile koymuş olabi- lir. Çatlı da uzun süre arka koltukta oturdu. Bu arada belki sıkjlmış ve bazı silahlan giz- h bölmeye koymuş olabilir. (Bucak, Susur- iuk'takı kazanın ardından ılk açıklamalan- nın yayımlandığı Gözcü gazetesinde sılah- lann kendisıne ait oiduğunu açıklamış, er- tesı gün HBB'de yayımlanan söyleşisinde ıse otomobılinde bulunan ruhsatsız silahlar ile cinayetlerde kullanılan iki susturucuyu reddetmiş ve komplo karşısmda bulunduğu- nu öne sürmüştü). HBB'deki konuşmasını unutmuş: Tele- vızyondakı konuşmalan hatırlamıyorum. Ancak 5-10 dakikasını hatırlıyorum. (Ko- mısyonun ANAP'lı üyesı Vaşar Topçu bu sözler üzerine Bucak'a, "Çath'ya övgüler düzdünüz. Bunlar say ıklanarak söylenecek sözler değil" dıye çattı. Bucak'ın kazadan önceki saatlen, ıçilen çaylann şekerlerine dek uzun aynntılarla anlatması üzenne de Topçu "Şekeri bırak. sorulan yanıtia" uya- nsında bulundu ) Lojmanuıda katil zanhsı: Gelmiş gitmiş olabilirler. lojmanda kalmış olabılirler. Bil- mıyorum. (Söylemez kardeşlerden ikı kişı- yı öldürmekle suçlanan llyas Sannca, Are- na'da yaptığı açıklamada, cınayetlenn ar- dından Ankara'yagelerek Bucak'ın Millet- vekili Lojmanlan'ndakı evınde saklandığı- nı söylemıştı. Sannca, Bucak'a ait otomo- bılle Milletvekıh Lojmanlan'na gınp çıktı- ğına da dıkkat çekmıştı). Çile Çiçekleri' mahkemeyi kazandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi, DSP Disiplin Kurulu karanyla partıden ihraç edilen ve kendilerine 'Çile Çiçeklen" adını veren Edirne Milletvekili Erdal Kesebir ile 7 parti üyesınin 'ihraç karannın iptaİi' istemiyle açtıklan davayı kesin kabul etti. Davanın dün gerçekleşen karar duruşmasında söz alan davalı avukatı, ayııı konuyla ılgili başka mahkemeye açîfen Üavâ tle'bu davanın birfcştirilmesmi talep etti. Davacilann avukatı Çevat Balta. davanın Türk hukuk tarihinde partilerinden ihraç edilenler için açılan ilk ve tek dava olduğunu savunarak, mahkemenın verdigı karann demokrasi açısından yüz akı niteliğinde olduğunu kaydetti. Kazan'ın Kazan'la davası başlıyor • Haber Merkezi - Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın Irak'taki infaz modelini överek Kuran'dan cüz okuyan hükümlülenn salıverilmesi önerisini eleştirmesi nedeniyle Turgut Kazan hakjunda açılan ceza davası bugün Aııkara 2. Agır Çeza Mahkemesi'nde başlıyor. Duruşmaya. Türkıye Barolar Birliği Başkanı Av. Eralp Özgen, önceki başkan Av. Önder Sav. Ankara, îstanbul ve Izmir Barosu başkanlan başta olmak üzere çok sayıda baro başkanı ve Türkiye'nın çeşitli illerinden avukatlar katılacak. Yüce Divan'a yeni başsavcı • ANKARA (ANKA)- Çumhurbaşkanı Süleyrnan Demirel tarafından Yargıtay Gumhuriyet Başsavcılığı'na seçilen Vural Savaş görevine başlarken, iki dönemdir bu göre\ i yürüten Haluk Yardımcı yaş haddinden emekJı oldu. Bu göreve seçilmesiyle Yüce Divan Başsavcısı da olan Savaş, TBMM'nın vereceğı kararla herhangi bir bakan hakkında dava açıldığında iddia makamını temsil edecek. Milletvekili MiPkelam öldü • ANKARA (AA) - DYP 19. dönem millet\ekillerinden Ferit Aydın Mirkelam vefat etti. Eskı Şanlıurfa mil letvekillerinden Mirkelam'ın teda\T ıçin bulunduğu ABD'de vefat ettifi bildirildi. 1937 yılında Birecık'te doğan Ferit Aydın Mirkelam, serbest meslek sahibi olarak çahşıyordu. Bir süre Ziraat Odası Yönetim Kurylu Başkanlığı ve belediye meclisi üyeliği de yapan Mirkelam, evli ve 4 çocnk babasıydı. Meral Çatlı, Murat Topal ve Lütfü Topal'm avukatı Ekrem Marakoğlu DGM'ye ifade verdi 'Topal'ın oğlu katilkrlc^ HULYA TOPCU Susurluk'ta meydana gelen trafik kazasında ölen Abdullah ÇatiTnın eşi Meral Çatlı. kumarhaneler lcralı Ömer Lütfü TopaJ'ın oglu Murat Topal ile Ömer Lütfü Topal'ın avukatı Ekrem Marakoğlu Îstanbul DGM'de ifade verdıler. Marakoğlu ıfadesinde, Topal'ın Kocadağ'ı uzun süredir tanıdığını, Çatlı ile de birkaç kez bir araya gelmiş olabıleceğıni belırtti. Susuriuk kazasını, TGY'nin 'çeteoluştunnak'fiılini düzenleyen 313. maddesi uyannca soruşturan fstanbul DGM, olaylailgilj, olarak yürüttüğü soruşrurmayı tamamlama aşamasına geldi. îstanbul DGM, adlan Ömer Lütfü Topal cinayetine kanşan DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak'ın korumalan özel tim görevlileri Ayhan Çarkın, Oğuz Yörulmaz, Ercan Ersoy, Enver Ulu, Mustafa Altınok, şoför Gani Kıalkaya'nın ıfadelerine başvTirmuş, bu kişileri tutuklayarak Metris Cezaevi'ne göndermiştı. tstanbul DGM'nin uzun bir süre önce çağırdığı Abdullah Çath'nın eşi Meral Çatlı dün sabah 10.00'da DGM'nin Beşiktaş'ta bulunan bınasına gelerek Susuriuk soruşturması savcılanna bir saat ifade verdi. DGM'ye aynı saatlerde, ömçr L,ûtfû Toparın, oğlu Murat Topal dn-ı avukatı Nügûn \krgıcı ile birlikte geldi. Yaklaşık iki saat ifade veren Topal, saat 11.20"de DGM'den aynldı. îstanbul DGM'nin daha önce de ıfadesine başvurduğu üçüncü konuğu ise Ömer Lütfü Topal'ın avukatı Ekrem Marakoğlu'ydu. Marakoğlu daha önce \erdiği ifadesinde eksıklikler bulunduğu içın ikinci kez DGM'ye gelerek soruşturma savcılanna yazılı bir ek ifade sundu. Topal'ın oğlu Murat Topal'ı babasının ölümünün üzerine gitmemekle suçlayan Marakoğlu, Murat Topal'ı, babasının katillen ile işbirlıği yapmakla suçluyor. Topal cinayetinde Kıbns'taki Jasmine Gourt Otelı'nin ortağı Ömer Gültekin'uı de parmağı olduğunu ıddia eden Marakoğlu, M^ırat Topal'ın bu kişi ile ortak olmasını "Babasına ihanet etti" şeklınde yorumluyor. Topal dün DGM'de verdiği ifadede. 'Omer Lütfü Topal'ın Kocadağ, Çatlı ve Ağar'la iuşküeri' üzerinde durdu. Ömer Lütfü Topal'ın Kocadağ'ı uzun süredir tanıdığını söyleyen Marakoğlu, Abdullah Çatlı ile tanışıp tanışmadığını bilmediğini belırtti. Marakoğlu, son günlerde aldığı duyumlara göre Topal'ın Çatlı ile birkaç kez bır araya gelmiş olabileceğini de sözlerine ekledi. Topal'ın 1980"li yıllann sonunda ülkücü Alaartin Çalacı ile birlikte işlettıği bir kumarhanenin Mehmet Ağar tarafından kapatıldığını söyleyen Marakçıglu, Topai ile Ağar'ın araJannda bir sorun olupx>lmadığını bilmediğini ifade etti. Yargıtay, TBMM'de parmak hesabıyla aklanan RP'nin usulsüz işlemlerini inceliyor Süleyman Mercümek diyeti yargıdaA>fKARA (Cumhuri>«t Büro- su)-Yargıtay Cumhuriyet Başsav- cılığı, TBMM Araştırma Komıs- yonu'nda koalisyonun parmak ço- ğunluğuyla aklanan "RP-Mercü- mek" ilişkısini Siyasi Partiler Ya- sası'naaykın yönleri nedeniyle in- celemeye aldı. Bosna-Hersek'e yardım paralannı zımmetine ge- çırdıği ıçin yargılanan Süleyman Mercümek ile RP'nin yasaya ay- kın bir dizi parasal işlemine dik- kat çeken ÇHP Erzincan Milletve- kili Mustafa Kul. RP Genel Baş- kanı Necmettin Erbakan. Genel Başkan Yardımcısı Rıza Uhıcak ve parti tüzelkişiliği hakkında soruş- turma açılması ıstemini içeren başvuru dilekçesini Anayasa Mahkemesi'ne de ilettı. TBMM RP-Mercümek .Vaştır- ma Komisyonu'nda. REFAHYOL ortaklannın karşılıkh iktidardıye- ti ödemesi nedeniyle RP ile Mer- cümek arasında "hukuk dışı bir parasal ih'şki bulunmadığı*' sonu- cuna vanlan rapor kabul edildi. Komisyonun ÇHP'li Başkanı Mustafa Kul, oluşturduklan ait komısyonda benımsenen ve ana- yasa ile Siyasi Partiler Yasası'nın ihlal edilmesi nedeniyle suç du- yıırusunda bulunulması karanna vanlan raporun. asıl komısyonda kabul edılmemesi üzerine son da- kikada başkanlık görev inden isti- fa etti. Kul, daha sonra Yargıtay Cum- huriyet Başsavcılığfna başvura- rak anayasanın "Siyasal Partilerin L vacaklan Esaslar"ı düzenleyen ve siyasal partilerin tıcan faaliyet- lere ginşemeyeceklennı öngören 69. maddesi ile Siyasi Partiler Ya- sası'nın Hazine yardımı ile ilgıli düzenlemelerine muhalefet edil- diği gerekçesiyle RP hakkında so- ruşturma açılmasını ıstedi. Kul, başvurusunda şöyle dedi: "RP'nin genel muhasipliği göroini yürüt- müş olan Genel Başkan YarduncH sıRıza Ul ucak konıisyonda, RP'ye devtetçe yapdan yardım parasıru, sahip olduğu yetkiye day anarak ve parti tüzelkişiliği adına, Süleyman Mercümek'e gönderdiğinj, bunu engeüeyen bir yasa hükmü bulun- madığıru, paranın bu sahıs tara- fından dolara çevrildiğini. Haa- ne'den vapılan 65 miryar liralık yardınun dolara çevrilmek üzere bu şahsa gönderUmesi sırasında parti yetkili kurullannca bir ka- rar alınmadıgını beyan etmiştir. 2820 sayüı Siyasi Partiler Yasa- sı'nın ek 1. maddesi"Devletçe Yar- dım' başlığını taşımaktadır. Bu madde hükmüne göre partilere sağlanan Hazine yardımı sadece parti ihtiyaçlan için veya parti ça- hşmalannda kullanılabilir. Aynı yasanın 69. maddesi partinin bü- tün gelüierinin. o siyasi partinin tüzelkişiliği adına elde edileceğini ve 71. maddesi de siyasi partilerin ancak tüzelkişilik adına yetkili kı- lınan kisi \eya kumlca yükümlü- lük altına konulabilcceğini hükme bağlamaktadır. Bu yasal düzenle- me\e karşın, l lucak'ın yetkili ku- rulİarda görüşülmeden ve bir ka- rar alınmadan, devletçe partiyc ya- pılan yardum, kişisel tasamıfiıyla Mercümek'e göndermesi, yasaya aykındır." Kul, başvuru dilekçesinde, ya- sanın siyasi partilenn üyelerine ve diğer gerçek ve tüzelkışilere hıç- bir şekilde borç verilemeyeceğını de hükme bağladığına dıkkat çe- kerek şöyle devam etti: "Komisyon tutanaklanndan ve anlaümlanndan anlaşıldığı üzere, Hazine yardımının değerlendiril- mek amacıyla Mercümek'e gön- derilmesi hukuk diliyle borç ilişki- sidir. Bu şahsın adına vapılan ba- vale işlemi sonunda parti alacakh, Mercümek borçlu sıfatını elde et- mektedir. Aynca Mercümek tara- findan gerçekleştirilen dolara çe- \Trme veAeja repo işlemi parti tü- zeHdşiliği adına girişUen bir ticari faaliyet olmakla. anayasanın 69. maddesine de muhalefet teşkü et- mektedir." Soruşturma istemi Dılekçenin sonunda, RP tüzel kışıliği. Erbakan ve Ulucak hak- kında soruşturma açılması, van- lacak sonuca göre de yasal işlem yapılması istendı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı- sı Haluk Yardımcı, bu görevinden emekli olmadan önce, 27 aralık günü Kul "a gönderdiğı yazıda ko- nunun Siyasi Partiler Yasası açı- sından değerlendırmeye alındığı- nı bıldirdi. Aynı başvuru metnini Anayasa Mahkemesi'ne de gönderdiğini belırten Kul. "Yargıtay, Anayasa Mahkemesi'ne doğrudan başvur- maya yetkili. Ancak, Yargıtay ara- cılığj olmadan da kişisel olarak di- lekçemiz kabul edildi. Dilekçeyi Anayasa Mahkemesi Başkanı Yek- ta Güngör Özden "e vertmn" dedı. Kul, Yargıtay Gumhunyet Başsav- cılığı'na daha önce de suç duyu- rusunda buluı.duğunu, ancak bun- lann dikkate alınmadıgını anım- sattı. Öte yandan TBMM Araştırma Komisyonu'nda bir oy farkla ak- lanan Süleyman Mercümek, Bos- nalı Müslümanlar ıçin toplanan yardım paralannı zimmetine ge- çirdiği iddiasıyla bugün yenıden yargıç karşısma çıkacak. Yargıtay'ın dolandıncılık su- çundan verilen rekor cezayı boz- ması. Fatih Asliye Geza Mahke- mesi'nin bozmaya uyarak görev- sizlik karan. îstanbul 7'nci Ağır Çeza Mahkemesi'nin iseyetkisiz- lik karan vermesi üzerine. Mercü- mek dosyası Konya İkinci Ağır Çeza Mahkemesi'ne gönderilmiş- ti. Mahkeme. dava dosyasını ince- leyerek ilk duruşma gününü 22 ocak olarak belirlemişti. Konya İkinci Ağır Çeza Mah- kemesi. öncelikle bozma karann- da işaret edildiği gibi soruşturma- yı genişletecek. Bu çerçevede Bosna Müslümanlanna yardım toplanmasına aracılık eden Konya Selçuklu Beledıyesi yöneticileri- nin zimmet suçunu işleyip işleme- diklen araştınlacak. Zimmete pa- ra geçirildiği sonucuna ulaşılması halinde sanık Süleyman Mercü- mek ile yardım paralannın ilgili yerlere ulaştınlmasında adı geçen Uluslararası Insani Yardım Teşki- latı (IHH) yöneticilerinin bu suça katılıp katılmadıklan belirlenerek yargılama bitirilecek. IRMIKI AYDIN ENGtN e - mail: engin (a planet.com.tr Hikâyeyi bilirsiniz, ağa ile ya- naşması at arabasına atlamış, kasabaya inıyorfarmış. Yolun bir yerinde at durmuş, yolun orta- sına kondurmuş. Ağa'nın gön- lü eğlence istemiş. Yanaşması- na dönmüş: - Ulan Hasan, demiş. Bu at- la bu araba senin olsun ister misin? Yanaşmanın gözlen parlamış: - Istemem mi ağam, demış. Ağa, atın henüz dumanı tüten marıfetinı işaret etmiş: - Eğer, demiş. Atın şu taze b.kunuyersen, atda senin, ara- ba da... Söz mü söz. Yanaşma Hasan yummuş güzünü, bir güzel ye- miş. Ağa da sözünün eri: - Al lan dizginleri, demiş. At da senin, araba da... Yola devam etmişler ama ağa yaptığından pişman. Ağzını bı- çak açmıyor, kara kara düşü- nüyor. Kasabaya yaklaşmışken at gene durmuş ve gene bir ma- rrfet döktürmüş. Yanaşma, bir atın dumanı tüten yeni marife- tine, bir kara kara düşünen ağa- TÜSİAD Raporuna Övgü sına bakmış: - Ağam sen bu atla arabayı geri istiyon mu? Ağa umutlanmış, Hasan da boynunu bükmüş: - Eyi öyteyse, demiş. In şu ta- ze b.ku da sen ye. Al atını da arabanı gehye... Mal canın yongası. Ağa da yummuş gözünü, yemiş. Diz- ginleri yeniden ele almış, yola devam etmişler. Tam kasabaya girmişken ya- naşma Hasan kıs kıs gülmüş: - Ağam demiş. Biz yola çıktı- ğımızda bu at da, araba da se- nindi değil mi? Ağa ne desin, kafasını salla- mış. Hasan kıs kıs gülmeyi sür- dürmüş: - E şimdi de senin bunlar... Doğru söze ne denir. Ağa ge- ne kafasını sallamış. Yanaşma Hasan dayanamamış: - Peki öyleyse ağam , demiş. Biz bu kadar b. ku niye yedik?... Yıl 1978. Bu satırlann yazarı, yönetimini de üstlendiği günlük Politika gazetesinde, gene ak- hnın erdiği, dilinin döndüğü, daktilonun elverdiğince tırmık- lıyordu. Şöyle yazdı: "... Tapu Kadastro Genel Mü- dürlüğü ile Genelkurmay Baş- kanlığı arasındaki fark nedir? Biri tapulan, öteki sınırları gû- venceyealmaklayükümlü. Kar- şılığında da ödediğimiz vergi- lerden onlara maaş verilir. Yal- nız birinin silahı yoktur, ötekinin vardır. Genelkurmay Başkanlı- ğı'nın Milli Savunma Bakanlı- ğı'na bağlı olmamasının, kim- senın bunu göze alamayışının nedeni bu silah mıdır acep?.." Fukara yazar, îstanbul Sıkı- yönetim Mahkemesi tarafından "...sanığın Türk Silahlı Kuvvet- leri'nin manevi şahsiyetini tah- kir, tezyif ve terzil ettıği anlaşıl- dığından 18 ay hapsine, 6 ay süreyle Çankın il sınırlan içinde mecburi ikamete tabi tutulma- sına..." diye biten bir hükümle ödüllendirildi. Yıl 1997. "...Millı Güvenlik Kurulu 'nun Anayasadaki yeri- nin ve Genelkurmay Başka- nı'nın, Başbakan yerine Milli Savunma Bakanlığı'na bağlan- masının tartışmaya açılması ya- rarlı olacaktır" (TUSlAD'ın "De- mokratikleşme Perspektifleri" başlıklı raporundan alıntı) Yıl 1979. Gene Politika ga- zetesinde, gene Tırmık köşe- sinde şöyle yazıldı: "...Anadilini özgürce öğren- mek bir yana özgürce konuş- mak, anadilinde türkü söyle- mek hakkı bile zorbaca gaspe- dilmiş Kürt halkının..." îstanbul Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi karar verdi: "...sanık Aydın Engin'in 'Beş Parmak - Bir Yumruk' başlıklı yazıda Kürt halkı ibaresi kulla- narak bölücülük propagandası yaptığı anlaşıldığından, Türk Ceza Kanunu'nun... toplam 6 yıl ağır hapis ile tecziyesine". Yıl 1997. "Kürt Dili'nin özgür- ce konuşulması, Kürtçe yayın ve siyasalpartileşme özgühüğü tanınması gerekir" (TUSlAD'ın "Demokratikleşme Perspektif- leri" başlıklı raporu). Yıl 1979. Şöyle yazıldı: "...eğer bir ülkede işkence kuralsa; eğer bir ülkede işken- ce polisin sorgu yöntemi bile olmaktan çıkıp ilerici düşünce- ye yönelik sistemli bir sindirme aracına dönüştüyse artık o ül- kede..." Yıl 1997. "...idam cezasının kaldırılması, gözaltı süresinin kısaltılması, işkencenin suç sa- yılması... "(TUSlAD'ın "Demok- ratikleşme Perspektifleri" baş- lıklı raporu). * * • Şimdi lütfen yazının başına dönün. Ağa ile yanaşma Ha- san'ın hikâyesini bir kez daha okuyun... POLflÎKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Tarikatların Malvarlığı 200 Trilyon... Şeriatçı kesim tıpkı şaşkın ördek gibi. Kirli ça- maşırlan ortaya döküldükçe ne yapacaklannı şa- şırıyorlar. Emire Kalkancı'nın açıklamaları RP'yi köşeye sıkıştırınca da yeni senaryolar üretmek zorunda kalıyorlar... Müslümanlığı siyaset ve ticarete alet eden 'tari- kat baronlan'n\n medyadaki temsîlcileri şimdiler- de Emire Kalkancı'yı hedef tahtasınadönüştürdü- ler... Diyorlar ki: "Senin mafya ile, PKK ile, istihbarat örgütleriy- le ilişkilerini ve bunlan kullanarak kirtettiğin namus- ları araştınyorum..." Şeriatçı gazetenin yazarı Emire Kalkancı'ya takmış... Neden takmış?.. Emire, tarikatların kirli ilişkilerini tek tek orta- ya çıkardığı için... Hep yazarım; din bezirgânlanmn Allahlan do- lar, peygamberleri marktır. Bunlar her türlü sah- tekârlığı, dalavereyi 'din maskesi' altında yaparlar. Saf insanlan dolandırırlar. Gazeteleri tazmınat davalarından mahkûm olunca da açıklama yapar- lar: "Banka faizlerinden kazandığınız haram parayı filanca bankanın, filanca hesap numarasına yatı- nn... Laik Kemalistlerin açtıklan tazmınat davala- nnı kaybettik, onlara ödeme yapacağız..." Ticaniler tarikatı lideri Kemal Pilavoğlu'ndan Nurculara, Kadınlerden Nakşilere, Suleymancı- lara dek her tarikatta 'çarpık ılışkıler' görülmüştür bugüne dek. Tarikatlann ne yaptıklannı, nasıl örgüt- lendiklerini, askeri liselere sahte sağlık rapoıiany- la nasıl öğrencı soktuklarını yıllardır yazıp çizıyo- rum. Yaşlı ama zengin insanların evlerini, arsalan- nı nasıl ele geçirdiklerini belgelerle anlatıyorum. Ama bizim 'medya' sadece Müslüm Gündüz'e, Ali Kalkancı'ya takmış durumda. Tarikat gerçeği- nionlarlabütünleştirip asıl tehlikeli olan 'tarikatba- ronları'r» görmüyor, görmek istemiyor... • • • Refah Partililer ve şeriatçı basın tıpkı devlet için- de örgütlenen eli silahlı çeteler, onlann savunu- cuları gibi davranmıyor mu? Şöyle: "Bu işin arkasında PKK var..." Oyle kıvırmaya, yalan söylemeye gerek yok. Çünkü Ali Kalkancı Kadin tarikatı üyesidır ve bu ta- rikat da Refah Partisi'ni destekler... O nedenle Emire Kalkancı'nın gömlek ve un iha- lesiyle ilgili iddıaları araştırılmalıdır... Tayyip Erdoğan, Melih Gökçek ve DYP'Iİ Bur- han Ozfatura, Ali Kalkancı'yı önce "Tanımıyoruz" dediler, ardından göaıştüklennı açıkladılar. Üstelık Erdoğan, Kalkancı'yla baş başa görüştüğünü söy- ledi... Zaten tarikatların bu denli ivme kazanması ANAP- DYP ve RP'nin sayesinde olmuştur. 1950'li yıllarda başlayan tarikat atağı, Adnan Mende- res'in korumasıyla hareketlilik kazanmıştır. 196O'lı yıllarda Süleyman Demirel tarikatlaria sıkı ilişki içine girmiş, özelükle Nurcular, 1970'Jı yJJandal Adalet Partisi'niR'bimayesinde 'Nur kamplan'nı^ açmıştır. işin ilginç yanı. MHP'nin silahlı eğitim ve komando eğitimi kamplan da bu yıllarda başla- mıştır. Hem Nurcular, hem de ülkücüler bu kamp- jar içın Ege Bölgesi'nı, özellikle Edremit, Ayvalık ve İzmir yöresinı seçmiştir... Bunların hiçbirisi rastlantı değildir. Programlı ve geleceğe dönükbir başlangıç olmuştur... 1980 sonrası ise Turgut Özal, tarikatların ekonomik ola- rak gelışmesıne destek vermıştir. Milli Eğitim ve İçişleri bakanlıklannda şerıat- çı-ülkücü kadrolaşmanın tarihi de aynı döneme rastlamaktadır... • • • Televizyonlarda 'tarikatlar'la ilgili programlan iz- liyorum. Ancak hıçbiri 'tarikatlann ağababalan'na dokunamıyor. Onlann yaptıklannı görmezlikten ge- liyor... Oysa olay ne Müslüm Gündüz ne de Ali Kalkan- cı'da son buluyor. Çünkü onlar tarikat çemberi içinde 'nokta' kadar küçüktür. Asıl olan devlet içinde örgütlü. malvarlıkları 200 trilyonu aşan Nur- cular, Süleymancılar ve Nakşılerdir. Şimdi gelelim, RP'nin Tarım Bakanlığı'ndaki kıyımına... 17 Ocak 1997'de Tarım Bakanlığı'nda 7 daire başkanı, 21 şube müdürü, 26tanm il müdürü gö- revden alınmıştır. Böyle bir kıyım hiçbir dönemde görülmedi... Refah Partisi devleti işgal ediyor yavaş yavaş... Bugüne dek aynı bakanlıkta 236 bürokrat gö- revden aiındı... Kamuoyu Susuriuk kazası, Fadime, Müslüm, Ali, Emıre'yie uğraşırken RP şeriatçı örgütlenmeyi gerçekleştıriyor... Yalan mı?.. internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR 24 PKK'li öldürüldü • Dh'ARBAKIR (AN'KA) - Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıkJamaya göre, Bingöl'ün Genç ilçesi güneyınde ve Mardin'in Savur ılçesinde meydana gelen çatışmalarda 24 PKK'li öldü. Çatışmalarda bir güvenlik görevlisınin de yaşamını yitirdıği bıldinldı. Açıklamada aynca Diyarbakır'da PKK'ye yönelik olarak gerçekJeştırilen operasyonda örgüt üyesi olduğu iddiasıyla 7 kjşının de gözaltına alındığı bildinldi. 'Çath'ya kimlik venilmedi' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- İçişleri Bakanı Meral Akşener. Susurluk'ta meydana gelen trafik kazasında ölen katliam zanlısı ülkücü Abdullah Çatlı'nın üzennden çıkan "'Mehmet Özbay "sahte kımliği ve silah ruhsatının bakanlık tarafından verilmedığini bildirdi. .AJcşener, soru önergesini yanıtlarken "Çath'nın devlet için çalışıp çalışmadığı" sorusunu karşılıksız bıraktı Öte yandan Ülkücü katliam sanığı Abdullah Çatlı'nın eşı Meral Çatlı, DGM'ye ifade verdi. Sarışın CHP'den ihraç edildi • İZMİR (Cumhurivet Ege Bürosu) - Türkiye'nın en büyük ılçelerinden Konak'ta. Belediye Başkanı Ahmet Sanşın, partisinden ihraç edildi. İzmır Büyükşehır Beledıyesi'nde suya zam yapma yetkisinin ÎZSU'dan alınarak belediye meclisine verilmesi görüşmelerinde grup karanna aykın hareket eten Sanşın ile Narlıdere Belediye Başkanı Mustafa Karahan, partilerinden geçıci süre ile ihraç edildi. thraç sürelerinin Sanşın için iki, Karahan içın de bir yıl geçerli olduğu bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle