Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yazarlar Bipliği
-ödüllerini verdi
• ANKARA (ANKA) -
Türkıye Yazarlar Bırlığı
Yönetim Kurulu, 1996 >ılı
içindeki yayınlan ve
çalışmalan değeTİendirerek
, yılın başanlı yazar. fikir
iadamı ve sanatçılannı
! belirledi. Buna göre. çeviri
! dalında Nevzat Erkmen.
]TV tartışması dalında
; Hulki Cevizoğlu. haber
Iprogramı dalında Tayfun
jTalıpoğlu. roman dalında
ıNaci Bostanci "Işığın
ıGölgesi"" adlı yapıtıyla
lödüle layık görülürken
I Prof. Dr. Ercüment Kuran,
IProf. Dr. Orhan Okay ve
; Prof. Dr. tlber Ortayîı da
|yılın kültür adamı dalında
;ödül aldılar.
Çiller
tatilini bitindi
• KARTALKAYA (AA) -
;DYP Genel Başkanı.
Dışişleri Bakanı ve
jBaşbakan Yardımcısı Tansu
•Çiller. yılbaşı tatili
'dolayısıyla bulunduğu
JKartalkaya'dan, Ankara'ya
Idönmek üzere ayrıldı.
jKartalkaya'da Kartal Otel'e
jait villada eşi Özer Çiller
i\e küçük oğlu Berk'le
ikonaklayan ve ilk ikı gün
jvillasından dışanya
Içıkmayan Çiller,
Kartalkaya'dan çevrede
bulunan vatandaşlann sevgi
jgöstenleriyle uğurlandı.
Yaşam savaşı
sürecek'
!• ANKARA (AA) - ANAP
IGenel Sekreteri Yaşar
jOkuyan. koalisyon
jhükümetınin 1996 yılının
'bitımine birkaç gün kala.
İTekel ve posta ücretlerine
Izam yaptığını belirterek
"Bu gösteriyor ki dar gelirli
insanlanmız 1997'de de
jyaşam savaşı
jvereceklerdır" dedi. Tüm
rnemurlara ek zam
|
\erilmesinden yana
plduklannı belirten
Dkuyan. işçi ve memuru bu
hükümetin insafına
bırakmalannın mümkün
olmayacağını kaydederek
"Ana muhalefet partısi
iolarak asker ve polise
verilen ek zamlar işçi ve
rnemura da verilmediği
lakdirde bu hükümeti 'işçi
K
r
e memur düşmanı" olarak
Iehdit edeceğiz.
nsanlanmız zam sağanağı
ıltında ezilmektedir" dedi.
Tüpk-İş'ten parti
sinyalleri
• ANKARA (ANKA)-
Türk-İş Genel Başkanı
Şayram Meral.
aldatılmaktan bıkan halkın,
ijalışanlann kuracağı bir
partiye umut bağladığını
belirterek "Hiç olmazsa biz
fıalka yalan söylemeyiz"
dedi. Türk-İş'in
bnderliğinde bir parti
kurulması düşüncesinin
konfederasyon tabanında
yıllardan beri tartışıldığını
kaydeden Meral, bu
partinin sag ya da sol değil.
yalışandan. emekliden,
ışsizden yanı halktan yana
olacağını açıkladı. Meral,
Türkıye de ezilenlerin
hakkmı koruyan ve sahip
çıkan bir parti
plmamasının, alternatif bir
parti ihtiyacım beraberinde
şetirdiğini kaydetti.
Er, pepsonele
veda etti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Geçici olarak
İstanbul Emniyet
Müdîrlüğü'ne atanan
Ankara Emriyet Müdürü
Ramızan Er. personele
^edaetti. Dünöğle
şaatlerinde çalışma
arkadaşlan\la vedalaşan Er,
yılbaşı gecesi de Kızılay
Meyjam'ndi toplanan
ılnotcsikletli Yunuslar ile
diğeı polis ekiplerini
dene:leyerek yeni yıllannı
kutladı. AnAara Emniyet
Müdirlüğü'ne ise
Emn yet Müdür
Yardmcısı tlkü Met"in
vekâet edeceâi öğrenildi.
Akşener, topu
DGVI'yeattı
• A\K\R\(ANKA)-
^çişhn Batanlığı mülkiye
ınüftTtişleri Kayseri
feiivikşehirBelediye
Saşlanı RPli Şükrü
^.aTitepe ha.üanda, 10
Hasında yartığı
konışma ile "halkı suç
işleneye kıJcırttığı"
4olınd'a rap?r hazırladılar.
lRişl-n Bakını Meral
AkşMier. m.lkiye
rhüfrttışlerrin
Kantepe'm TCK'nin
31 2 nci ma:desine göre
yarg lanma-ını
cnuırenrajorunu
Ka> en DCM'ye
TBMM Araştırma Komisyonu kuşkulu servet için 22 ocakta kararını verecek
Defterler üyelerden kaçırddı
AYŞE SA\TN
ANKARA- DYP Genel Başkanı. Başba-
kan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu
Çifler'Lnmalvarlığıyla ilgili kuşkulanaraş-
tıran komisyondaki bazı belgeler. RPli
başkan Naci Terzi tarafindan muhalif üye-
lerden saklandı.
Çiller ailesinin sahibi olduğu şirketlerin
defterlerini inceleyemeyen üyeler. başkan
Naci Terzi ve DYP'li üyelere sert tepki gös-
terdi. Çiller'in, ABD'deki taşınmazların
ahmı içın yurtdışına transfer edildiğini
açıkladığı 925 bin dolann bu ülkedeki han-
gi bankaya gönderildiğini bakanlığı aracı-
lığıyla soran TBMM Malvarlığı Komisyo-
nu'na henüz bilgi göndermediği öğrenildi.
Bazı üyeler. yanıtlann Dışişlen Bakan-
lığYndaturulduğunu savunarak "Komisyo-
nun görev siiresi 22 ocakta sona eriyor. Bu
RP'Iİ başkandan koruma: RP'li başkan Naci Terzi.
komisyonda sert tartışmalara karşm Çiller ailesinin ortağı olduğu
şirketlerin defterlerini üyelerden sakladı. Terzi'nin ANAP'lı
komisyon üyesi Yusuf Namoğlu'na yönelik, "Defterin her yerine
bakma hakkın yok senin" sözleri tutanaklara da yansıdı.
süre içinde bilgileri göndermeyerek zama-
naşunına uğratacak" görüşünü dıle getir-
diler. Görev süresi 22 ocakta sona erecek
olan TBMM Malvarlığı Komisyonu'nda.
geri sayım başlarken. bu soruşturmada da
Çiller'in kaderini RP belıdeyecek.
Kulislerde. TEDAŞ ve TCÎFAŞ'taki yol-
suzluklarla ilgili olarak hakkında Meclis
soruşturması açtırdığı Çiller'i. hükümet or-
taklığının diyeti olarak Yüce Divan'dan
kurtaran RP'nın. yine aynı tutumu sergile-
yeceği görüşü dile getirildi. Iktıdardan 8,
muhalefetten ~i üvenın bulundu&u komis-
yonda RP'li bir üyenin aleyhte oy kullan-
ması. Çiller'e Yüce Divan yolunun açılma-
sı için yeterli olacak. Komisyon çalışmala-
nnın tamamlanmasına az bir süre kala. ik-
tidar ve muhalefet partili üyelerarasındada
ıpler gerilmeye başladı.
Komisyonda Çiller ailesinin ortağı oldu-
ğu Marsan Holding, Aytaş ve Marso
AŞ"nin defterlerinin üyelere dağıtılması-
nın RP'li başkan Naci Terzi tarafindan en-
gellenmesi tartışmalara neden oldu. CHP'li
üye Sabri Ergül. Terzı'yi. defterleri *ko-
misyondan kaçırmakla" suçlarken. defter
Demirel
'Aliyev
Azerbaycan
için şans'
ANKARA (Cumhuri-
vet Bürosu) - Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel.
Azerbaycan'ın. Türki-
ye'nin dış politikasında
ayncahklı \e önemli bir
yen olduğunu belirterek
"Azerbayean topraKlan
işgal ahında kaldıkça adi)
ve kalıcı bir banşa vanla-
maz" dedi.
Demirel, yenı yıl nede-
niyle Azerbaycan televiz-
yonundan tbrahim Nebi-
oğlunun sorulannı yanıt-
ladı. Türkiye'nin uluslara-
rası platformlarda sürekli
Azerbaycan'ın yanında y-
eraldığını vurgulayan De-
mirel. ^Ermenistan lide-
riyle de konuşuyoruz. On-
lara diyorum ki: Bu mese-
leyi bitirin, bu meseleyi
onurlu bir şekilde, her iki
tarafın da halkına anlata-
bileceği biçimde bitirin"
diye konuştu
Ha> dar Aliyev'in Azer-
baycan içın bir şans oldu-
ğunu belirten Demirel.
"Geçen 2-3 scne zarfında
kaç defa A/erbaycan'da
hadise olmuştur? Azer-
baycan istikrar içindedir.
Seçim yapılmıştır. .AJiye\ "e
desteğim'" değerlendirme-
sini yaptı.
ÇİZMEDEN YUKAR1 MUSA KART
kavgası tutanaklara şöyle yansıdı:
Naci Terzi (Başkan - RP): Ben defterle-
rin sorumluluğunu taşıyamam. Burada ar-
kadaşlar açtırsınlar. onlara teslim etsinler.
Sabri Ergül (CHP): Bu komisyon celp
etti ve defterleri getirtti. Uzman yoluyia ve
komisyon yoluyia inceleyecektir. Ama ba-
sına haberlersızıyor. Lütfen bunlar için ay-
n bir çelik dolap edinelim. Bu defterleri bir
yere koyalım.
Naci Terzi: Gece 02.00'ye kadar da olsa
bu defterlerin incelenmesi bitecek burada.
Ben çelik dolaba defter filan koyamam.
Sabri Ergül: Çelik dolap bulalım. Uz-
manlanmız burada. Uzman arkadaşlanm
bir tutanakla teslim alsınlar. Onlara soraca-
ğımız konu v arsa soralım. Ama defterler iyi
muhafaza edilsin.
Naci Terzi: Burada uzman arkadaşlan-
mız da var. Kendi getirmiş olduğumuz uz-
manlar da mevcut. soru sor-
mak suretiyle ve bakılmak
suretiyle çalışmalarımıza
devam etmeyi öneriyorum,
arzediyorum.
\usuf Namoğlu (ANAP):
Maalesef bu konu hassas bir
konu. Dolayısıyla alıp götür-
me yöntemi bizi doğru yer-
lere götürmez. Burası
TBMM'nin fiili ünitesi.
TBMM'de eğer birtakım def-
terler kaybolacaksa Türki-
ye'nin hiçbır tarafında bir şey
kalmaz. TBMM birtakım
defterlere sahip çıkmıyorsa o
zaman da toplumun da itima-
dı kalmaz bu müesseseye...
Bu bakımdan benim önerim
açık ve net şekilde burada bir-
kaç gün defterlerin kalması
yönündedir.
Naci Terzi: Kalırken defter-
lere ne ışlem yapılacak?
Yusuf Namoğlu: Evet göre-
ceksıniz. sizın görmenız lazım
degil. Komisyon olarak. baş-
kanı olarak böyle bir şey ola-
rak. şey etme hakkınızyok Sa-
yın Başkan.
Naci Terzi: Bu konulann so-
rulannı benım görmem lazım.
Defterin her yerine bakma
hakkın yok senın.
Yusuf Namoğlu: Böyle bir
haksızlığı hangi yasadan çıka-
nyorsunuz? Defterlerin her
noktasına bakma hakkına her
üye sahiptir. Bu hak çiğnene-
mez.
Necmettin Dede(DYP): Ka-
rar almıştık, soru soracaktır
\ ükselYalo\a(A.\\P): Hiç
açmayalım o zaman o defter-
leri... • - - - ,
TBMM, 1996 yılmı diğer yıllara oranla daha sâkin geçirdi
YumruMaşmayokküfiirteşme varANKARA (ANKA) - Yoğun
siyası gelışmelerin
yaşandığı 1996 yılı,
TBMM'de önceki yıllara
göre daha sakın geçti.
Geçen yıl sonuna rastlayan
genel seçimlerle oluşan
Meclis'in ilk vılmda iz
bırakan yumruklaşmalar
yaşanmadı. Ancak küfûrlü
tartışmalar sık sık gündeme
geldi. Milletvekillerinin.
şiddet eylemlerinı 8 kez
meslektaşjanndan çok
bürokratlara yönelttikleri de
dikkatçektı.
Meclis'te 1996 yılında
yaşanan diğer bazı kavga ve
tartışmalardan örnekler de
şöyle:
- DYP'li Hasan Denizkurdu'nun ANAP'lı
tbrahim Yaşar Dedelek'e Mesut Yılmaz'ın
bütçe konuşması sırasında "Yeni liderini iyi
destekliyorsuıT diye laf atması Dedelek'i
çileden çıkardı. Dedelek. Denızkurdu'na
küfûrler yağdınrken, Kulıste üzenne yürüdü.
Kavga. araya giren milletvekillerince önlendi.
- DYP lideri Dışişlen Bakanı Tansu Çiller'in
bakanlık bütçesinin Plan ve Bütçe
Komısyonu'yla Genel Kurul'dakı
görüşmelerine katılmaması DSP. CHP ve
ANAP'ın görüşmelen toplu olarak terk
Yılmaz'dan uzlaşma çağnsı
ULUDAĞ (.\A) -ANAP Genel
Başkanı Mesut Y'ıbnaz. ANAP
olarak ülkenin bütün sorunlanna
çözüm getirmek için her zaman
uzlaşma ve göreve hazır olduklannı
belirtti. Yılmaz. "Izlaşmaya açık
olmamız. çeşitli konuiarda esnek
olmamızı gerektirebilir^ dedi.
Yılmaz, yılbaşı tatilini geçirdıği
Uludağıdaki Kulüp Yazıcı Otelde
gazetecilere yaptığı açıklamada,
Türkiye'nin yaranna. bütün siyasi
partilerle uzlaşmaya her zaman açık
olduklannı belirtti. Yılmaz, hiç
taviz vermeyecekleri konulann
başında. dürüst siyaset anlayışının
bulunduğunu vurguladı.
Gazetecilerin çeşitli konulardaki
sorulannı da yanıtlayan Yılmaz,
"Uzlaşma çagnlanıuz, 1997*de bir
koalisyon ortağı olmanızda rol
oynayabilir mi. yoksa bir erken
seçim mi bekliyorsunuz" şeklindeki
bir soruya şu yanıtı verdi:
u
Ben genel bir çagn yapıyorum.
Bunu daha önce de yapüm. Geçen
>il, D\ P ile hükümet
kurduğumuzda koalisyon protokotü
ve hükümet programında temiz
siyaset amacıy la yola çıktık.
Yolsuzluklarlâ mücadele
karaıiılığıınızı ifade etmiştikT
Yılmaz, temiz siyaset arayışında,
DYP'nin işin ucu kendisine
dokunduğu için taahhütlerinden
caydığını öne sürdü.
etmelenne yo laçtı.
- ANAP bir kez de bütçe görüşmelerinde.
gece yansı yoklama ısteğinın Meclis Başkan
Yekılı KamerGençtarafindan kabul
edilmemesi \e Genç'in kendılerine yönelık
"ANAP'lılar burada terör estiriyorlar" sözlen
üzerine genel kurulu terk ederek protestoda
bulundu.
- ANAP'h Bülent Akarcalı RP'lilere Genel
Kurul 'da "Sizin gözünüz kör. kulağınu sağır.
imansızlar" deyınce. Hasan Hüseyin
Ceylan'dan "İmansız dediysen. şerefsizsin
sen" karşılığını aldı. Cevlan. Akarcalı'nın
üzenne yürürken mılletvekillennce önlendi.
Başkan Vekili Yasin Hatipoğlu, "Her
nıilktvekilinin değeri. başka millefvekilinden
daha az \e daha çok değildir" deyınce de.
RPli Mukadder Başeğmez, "Onunki iyice
azdır"dedi.
- TBMM Genel Kurulu'nda Türban
Araştırma Komisyonu raporu göriişülürken,
DYP'li Necmi Hoş\er, ANAP'h komisyon
üyesi Abdullah Akarsu'nun üzerine hamle
yaptı. Hoşver'ın darbelen ANAP'lı Hüsnü
Doğan'a isabet ederken. DYP'li Mehmet
Tatarda hıncından Genel Kurul koltuklannı
yennden sökerek fırlatmaya
kalkıştı. Kargaşa sırasında
ANAP'h Mete Bulgun'un
ayaklan yerden kesilerek
ANAP'lı Lale Aytaman'ın
üzerine düştü. Aynı
tartışmada. RP'li Mehmet Ali
Şahin de. "Yanbşı niye
saMinuyorsun" diyen ANAP'lı
Ali Er'ın üzerine yürüdü.
- Sağlık Bakanlığı bütçesı
görüşmelennde Bakan
Aktuna'ya sık sık laf atan
ANAP Artvin Milletvekili
Süleyman Hatinoğlu,
bakandan "Artvin'den ne
çıkar" yanıtını aldı. Yanıt
üzerine duraksayan
Hatınoglu. "Benim gibi mert
dürüst insan çıkar" dedi. Aktuna.
"Bana dışanda anlattığın fıkrada öyle
demiyordun" diyerek tartışmayı
noktaladı.
Aktuna aynca "Gecenin bu saatinde fazla
uzatmayalım Sayın Bakan" diye konuşmasım
kısa tutması için uyaran TBMM Başkamekili
Kamer Genç'e. "Acele bir işin varsa keserim
Sayın Başkan" dedi.
- Tansu Çiller hakkında kurulan
komisyonlardan MaKarlığını Araştırma
Komisyonu oturumlan da tartışmalara sahne
oldu.
IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr
Farkında mısınız, uzunca.
çok uzunca süredir ilk kez yel
döndü. Bizden yana esiyor yel.
Bu iyimser cümleyi açalım.
Artık umut bile yeşermeye-
cek bir yenilginin ardından
1920 Türkiyesi'nde yel bizden
yana esti. Yorgun ama inançlı
ve inatçı adamlar, bozkınn gö-
beğinde. Bir halk. kendi gele-
ceğini kendi ellerine aldı.
Bir başkaldırıydı. Yıldızsız,
karanlık basmış ovaları, ürkü-
tücü dağ başlarını isyan ateş-
leri ışıttı. Zordu. Zorluydu. Ama
yel bizden yana esiyordu.
Zorun üstesinden gelindi, ol-
mazdenilen başarıldı. Genç bir
cumhuriyetdoğdu. Doğan be-
bek, art arda patlayan reform-
larla kundaklandı, donandı,
beslendi. Kısa sürede serpildi.
kara gözleri ışıl ışıl ve gelece-
ğe umutlu bakan bir delikanlı-
lığa sıçradı.
Anayurt demırağlarla örüldü
dört baştan. Aşılmaz sanılan
ırmaklar köprülerle aşıldı, geçit
vermez dağlar tünellerle delin-
di; Alpullu'da, Nazilli'de, Divri-
ği'de, Murgul'da, Karabük'te,
Bizden Yana Esiyor Yel
Zonguldak'ta, Uşak'ta, Tur-
hal'da, Batman'da, izmit'te,
Eskişehir'de, Sıvas'ta karasa-
banın sapını tutan eller, şeker,
demir. kömür, bakır. çelik, do-
kuma üreten fabrika tezgâhla-
rıyla tanıştı.
Köy Enstitüleri ve halkevleri
kabuktaki dönüşümleri. içerile-
re, toplumun kılcal damarian-
na ağır ağır yaymaya, indirge-
meye başladılar. Darülfü-
nun'dan üniversiteye sıçrayan
yükseköğretim kurumları. art
arda açılan devlet konservatu-
varı, operası, balesi ve senfo-
ni orkestraları bir halkın yüzü-
nü Doğu kaderciliğinden ve
miskinliğinden Batı'nın bilime,
aklın egemenliğine dayalı ay-
dınlığına döndürmeye başladı.
Evet, henüz her şey kabuk-
taydı. Ama kabuktan derinlere
sızan incecik kökler ağır ve ka-
lıcı bir dönüşümün habercile-
riydi.
Bozkırdaki çekirdek çatladı.
Bereketin tohumları bozkırın
topraklarına serpildi.
Yel bizden esiyordu.
• • •
O büyük atılım tamamlana-
madan yelin yönü değişti. Yel
gitgide bizden yana değil. bi-
ze karşı esmeye başladı. Ön-
ce ağır ağır, belli belirsiz, son-
ra gitgide hızlanarak, bizi sar-
sarak, zorlayarak, ilerlememi-
zi engelleyerek, karanlığın gü-
cünü, vurgunun, volinin, emek-
siz kazancın, avantanın ege-
menliğini pekiştirerek.
Yel döndü. Yel bizden yana
esmez oldu.
Darbeleryaşadık. Ülkenin en
iyi, en yiğit. en fedakâr, en ye-
tişkın, en değerli evlatlarını yu-
tan, işkence tezgâhlarında sa-
katlayan, "vatansever katille-
rin" mermilerinin hedefi kılan
karanlık günler yaşadık.
Yel bizden yana değil. bize
karşı esiyordu. Yel. estikçeyü-
zümüzü öpen yumuşacık mel-
temden, boğuntuyu yırtan im-
battan uğursuz bir fırtınaya,
ölümcül kasırgalara dönüştü.
Bizim değil "onlar"\n salta-
natı başladı.
Taaa birkaç ay öncesine ka-
dar sürdü bu uğursuz tırmanış.
Uzun süredir, uzunca süredir
ilk kez yel döndü. Yel yeniden
bizden yana esiyor. Susurluk
yelin döndüğü yer, 3 Kasım
1996 yelin döndüğü gün diye
anılsa gerek.
Dürüst, namuslu, üreten,
üretmenin erdemine inanmış
insanlar, üstlerindeki ölü topra-
ğını yavaş yavaş atıyor. işçi mi-
tinglerinin coşkusu, sokaktaki
insanın temiz toplum özlemini
tutkuyla yineler ve savunur
oluşu, aydınların neme lazım-
cılıklarını bir yana bırakıp so-
rumluluklarını yüklenmeye gö-
nüllülükleri, düne kadar erdem
gibi yutturulan köşe dönücülü-
ğün onursuzluk olduğunun git-
gide daha iyi kavranışı...
Yel döndü. Yel bizden yana
esiyor.
Yeli anladık. Peki "biz" ki-
miz?
Uzun paragraflara, çetrefil
cümlelere gerek yok. Biz bu ül-
kenin namuslu insanlanyız. Ya-
şamını üreterek kazanmayı er-
dem bellemiş; avantaya, voli-
ye, vurguna değil, üretmeye,
alın terine, emeğe vurgun yurt-
taşlanyız.
lşimiz çok. Üstesinden gel-
memiz gereken işler çok zor-
lu. Ülkede barışı egemen kıl-
mak, yurttaşlık bağını ırksal ya
dadinsel değil, insansal boyu-
tuyla kavrayıp benimsemek,
çetelerin, kan emicilerin, gizli
örgütlerin, devlet sırlarının def-
terini dürmek zorundayız. Çe-
teleşmiş devleti, hukuk devle-
tine sıçratmak zorundayız.
Becerebilir miyiz?
1920'lerde umut bile yeşere-
meyecek bir yenilgiden genç
bir cumhuriyet üretenlerin işi
bizden daha mı kolaydı? Onlar
başardı. Biz de başarabiliriz.
Görmüyor musunuz, yel
döndü. Yel uzunca süredir ilk
kez'bizden yana esiyor.
Yeni bir yıl: Yeni bir başlan-
gıç. Yeni bir yıl: Bir umutlu dö-
nemeç...
POLİTİKA GUINLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Yinmi Yıl Sonra Lice...
1976 kışıydı...
Ben. Diyarbakır'dan Lice'ye gidiyordum. Lice
depreminden sonra orada olup bitenferi anlatacak-
tım...
Kar altındaki üce'de insanlar çadırlarda yatıyor-
du. Deprem evleri hâlâ bitmemişti.
Belediye Başkanı Halil Akgül'le o insanı kahre-
den yaşamı gördükçe içim sızlıyordu...
Bundan tam yirmi yıl önce üce'de olup bitenler
inanın bugüne ışık tutuyordu. Bir yurttaş bana ay-
nen şöyle sesleniyordu:
"Bebelerimiz soğuktan ölür, biz ise işsizlikten kı-
nlırız..."
Yirmi yıl önce üce'de ne korucu vardı ne de
PKK...
Yirmi yıl sonra Lice'de insanlar zoria korucu ya-
pılmak isteniyordu...
Dün sabah, Cumhuriyet arşivinden 4 Nisan
1976'da yayımlanmaya başlayan 'Oy Lice Oy' ad-
lı dizi röportajımı bir kez daha okudum...
Dizi yazım şöyle başlıyordu:
"Hep aynı yaştaydılar. En büyükleri on beşindey-
di. O büyük alandan tüm Diyarbakır çarşısına dek
yüzlerce çocuk birpaket karaborsa ya da kaçak ga-
vur sigarası satmak içın yalvanyorlardı.
Çocukları, o yalın, kömür gözlü çocukları kaçak
sigara satmaya zorfayan/ar kimlerdi? Onlan bu boş-
luğa iten güçler neredeydi?
Onlan bulmak güçtür Diyarbakır'da. Vatandaşın
kimı sokaklardan geçmesı yasaklanan bu büyük
kentimizde, kaçakçı ağalan kol gezer. Sömürü dü-
zeni alabildiğine işler. Soygunun daniskası yapılır.
Ama polisimiz, jandarmamız ve o görkemli bına-
sı içinde MİT, solcu avındadır. Mardin 'de bir ma-
ğara içinde öldürülen beş kişinin Türk Halk Kurtu-
luş Ordusu'ndan olduğunu Filistin'de eğitim gör-
düklerini açıklayan savcılanmız vardır. Ama bu öl-
dürülen beş kişinin yaşamlarını sürdürmek için ka-
çakçı ağalara Suhye'den katırbaşına 50 liraya mal
taşıyanlar olduğunu tüm çevre bilmektedir. Sayın
savcının THKO mensubu olduğunu savladığı beş
kişiden birinin yaşının altmış beş olduğunu Mar-
din'de bilmeyen yoktur..."
• • •
1997 kışı...
Aradan yirmi yıl geçmiş ve Lice'ye devlet tek bir
yatınm yapmamış. Güneydoğu'daki son on yıllık
PKK terörü ve güvenlik güçlerinin baskısı yöre
insanını canından bezdırmiş...
Yirmi yıl önce Lice'de deprem evlerinde yolsuz-
lukyapanlar, siyasal ıktidaria ışbirliğine girenler bu-
gün bir başka yüzle ortahkta dolaşır olmuş...
Yirmi yıl önce Lice'de nasıl açlık, sefalet ve işsiz-
lik varsa bugün de aynı şeyler yöre insanının vaz-
geçilmez yaşammı oluşturmuş...
Şimdi devlet Lice'de yurttaşı korucu olmaya zor-
larken dünle bugünü çok iyi karşılaştırmak gereki-
yor...
Yirmi yıl önce Lice'nin belediye başkanı CHP'liy-
di, bugün ise RP'lidir. Yirmi yıl önce Dıyarbakır'da
'solpotansiyel' vardı bugün iseonun yerini HADEP
ve ırkçı, gerici sağ partiler aldı. Acı ama gerçek-
tir ki Türk milliyetçiliğine karşı çıkan kimi aydınları-
mız, sol adına Kürt milliyetçiliğini destekledi. Kim-
se' kızmasın, alınmasın. Dıyarbakır'da 'so/'u HA-
DEP Kürt milliyetçiliğini öne çıkararak kendisine
çekti. Böylece Güneydoğu'daki hem sosyalist hem
de sosyal demokrat partileri eritip, ırkçı ve geri-
ci partilerin ekmeğine yağ sürdü...
Bugün Lice'de zorla korucu yapma girişimlerini,
ilk kez kamuoyuna yansıtan tek gazete Cumhuri-
yet oldu. Cumhuriyet, 26 Aralık 1996 günü, 'Lice'de
korucu terörü'nü manşetten gördü, orada olup bi-
tenleri kamuoyuna yansıttı...
İHD Genel Başkan Yardımcısı Eren Keskin. Li-
celiler Vakfı Başkanı Tahsin Ekinci. HADEP il Tem-
silcisi Cemal Coşkun, eski TİP Milletvekili Tank Zi-
ya Ekinci, Lice Belediye Başkanı Halit Nazmi Bal-
kaş, Cumhuriyet'e şöyle konuştular:
"Lice 'de insanca yaşamanın koşullan kalmamış-
tır. Devlet sorumluları ortaya çıkarmalıdır..."
• • •
Güneydoğu'daki ınsanlık dışı olaylar. hem
PKK'nin hem de güvenlik güçlerinin yöre insanı
üzerindeki baskısının salt 'Kürt kimliği'n'tn verilme-
siyle çözümlenmeyeceği artık görülmüştür. Gü-
neydoğu'daki terörle elbet güvenlik güçleri müca-
dele edecektir. Ancak bu mücadele halka zarar
vermemelidir. Terörle mücadele edilırken oralann
ekonomik olarak güçlendirilmesi sağlanmalıdır.
Lice'de ve diğer yörelerde'torucu/u/<s/'sfem/'yle
insanların 'devletin yanına çekilmesi' bugüne dek
denendi ve hiçbir olumlu sonuç alınamadı. Koru-
culuk. Güneydoğu'da kimi aşiret liderlerinin eko-
nomik olarak palazlanmasına neden oldu. Özellik-
le eroin kaçakçılığı 'ndaki ilişkilenn nerelere kadar
uzandığı ortaya çıktı. Bir yandan PKK, öte yandan
aşiretlerin
l
eroin ilişkisi'. devlet içinde örgütlenen
•çefe/er'in yöredeki egemenliğiyle bırleşti...
Yirmi yıl önce deprem evlerinde yolsuzluk ya-
panlara göz yumanlar, yöre insanını açlığa, sefa-
lete iten ırkçı ve gerici kadrolar bugün yine iktidar-
dır.
Lice'nin kara yazgısını bu kafalarla değiştirmeye
ise olanak yoktur...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (n Planet.com. TR
Muğla Cezaevi
Itirafçıya tepki
için açlık grevi
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)- Muğla Cezaevi'nde
tutukluEylemDoğan'ın, kal-
dığı kadınlar koğuşuna itiraf-
çılann da konulmasını pro-
testo amacıyla başlattığı sü-
resız açlık grev i 40. gününü
doldurdu. Buca Kapalı Ceza-
evi'nde de siyasi tutuklular.
geçen yıl 63 günlük ölüm
oruçlanyla elde ettikleri hak-
lann geri alınmaya çalışıldı-
ğını öne sürdüler. Buca Ceza-
evi'nde "tecrit'" uygulaması-
na başlanması halinde yeni
eylemlerin gündeme gelebi-
leceği bildinldi.
Bir süre önce Buca Ceza-
evfnden Muğla Cezaevi'ne
nakledilen Eylem Doğan.
kaldığı kadınlar koğuşuna iti-
rafçıların konulmasının ar-
dından, cezaevi yönetimıne
ıtirafçılann koğuştan alınma-
sı için yaptığı girişimden
olumlu yanıt alamayınca uy-
gulamayı protesto amacıyla
süresız açlık grevine başladı.
Doğan'ın kasım ayı sonlan-
na doğru başladığı süresız aç-
lık grevı bugün 40. gününü
doldurdu Doğan, yaptığı
açıklamada. itirafçı tutuklu-
lar kaldığı koğuştan alınınca-
ya dek eylemini sürdüreceği-
ni belirtti.
Bu arada Buca Cezae-
vi'nde son günlerde "tecrif"
uygulamasmın gündeme gel-
dıği sa\unuldu."TYAD-DER
Cezaevi Komisyonu Başka-
nı Avukat Kemal Bilgiç. önü-
müzdeki günlerde Buca Ce-
zaev ı'nde yeni tecritpolitika-
ları yönünde uygulamalar
başladığını söyiedi.