27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 16OCPK 1337PERŞEIVIBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 KİTAP TIRTILI SELIM ÎLERI ODAK NOKTASI Cahit Sıtkı Tarancı: Gizli Estet AHMETCEMAL Ne\ dı 3ca-a. okurokurnaz 'fon,ck ıttsan Cahit Sıtkı Ta- ' r-ancı\ a \ akm klan9 Bunca v 1 N«r»rabılc S <>yle\3. bıncayıkonrabı- ~ -\<£, Cahn Sit ] her keMmden -o»kı.runen (,cx se dıgı şaırler- -^cBer bıncır Iste ık bu sev gı- '\vı '. alnuca Otnz Beş Vaş', ".Abbas" Libı mııdoruktaşıır- l«srı ->ağlima_ Cahıt Sıtkı şi- >ı ısn butunayltseMİır -r kanıtı mı Can \ayınlan \ı l 9S3 'ten 19<o v a Biıtun Şiir- p lcri'nde on bnruı basıma u- _,l.aşmı* Ceçen yıllar. 1 956'dan 19^6 \a Cahit Sıt- kı'sız o kırk ıl sevgıyı azalt- rnarnış BırgunCaııt Sıtkı nınkız- ^karde^ı Vıha'e >azdıği mek- J t ı ı b j okuyonurr (Evıme ve Nihal'e Nitktuplar. Haz Prof Dr İnc Enginun. Turk Dıl kurumu Na.ınlan). ılk tumcemdekı >oıxadetakendı "'kendine yanılandı "' "Ne bûeyim ben. seni ken- s dime yakın buluyorum \e se- •" ni belki de bt vakınlıktan do- lav ı bu kadartazla sevnoru m - Fakatsenındt>a>aşyavaşbu- t \ udüğunuvetendedebirbaş- - kalık sezer pbi oluyorum.. \h NihaTciğm. bari sen hn, ;bu>ıime>e>dın ve daima ço- "*cukkala>dın' -• -\h bunu • kadar isterdim ki! Bu beninı ıçin ne hoş olur- _~du! Fakat stn de buyüvor- .Aun... Hele btn buvumemeyi .,ne kadar arzu edıyorum. Ha- _4ii geçen sene. Arme Ne \ap jtın 1 diyebirşıir>aznııştım,o- nun mânâsını \e kıymetini giın geçtikçe fızlalaşmış bulu- >orunı. Benim gıbi. hiç doğ- mama>ı ve doğduktan sonra barı hıc buvumemevi arzu L edenler. kimbilir ne kadar çoktur!" "' E\et. çoktur Herkes bır -umutsuzluk aııında ver\uzu Snc gelmemış olmay ı dıley ebı - lır Sonra hepsi geçer Ne \ar kı o mutsuzluk umutsuzluk -anlanııda şııre ıhtıyaç du\ulabılır !>ıır bıra\utucudur tşte'Anne, Ne^aptın?'m ıkınu donluğu - "Birkeredoğurdunsa, sonra nıçinbu- \uttiin? / kundakta. beşikte de bir zah- nıetim mi vardı? / Ko>nundan niçin at- tın vavrunu bütun butiın? / Bilmi>or nıuvdun ki o valnızlıktan korkardı." TADMLIK Eğer zannedıldığı gıbı %anat eseı ı knmetım bahıs ıtna ıa\\ır eıtıgı ie\den ul\a \c guzelhğını ona mech ıın oha\ dı beşern etm \ en ıızune ılk gelnıış şaır tes<iam muzi\\ende ılah karaı kılması ıtap edenlı zıra de\eıan ı ıne o defvıan alem \me oalem \e o zamcın me\zulannı eskı \unan şaıı k ı ıııden almışlur dı\ e buıun 4\ rııpa kkı^ıklerını taklıt addederek okumamamız lazım gehrdı Halbukı heı kutuphanede Sophocles ıle Racine avnı iıithı \er aln oı 4\ ı ııpa muzeiennde Delaerobc nııı Cezanne m tablolan Michelangelo w Raffaello ın tuhlolaınla \an \ana teşhır edılnor Bu giiğMinuızu kabartan bu \akaiüdıı \L şıınu ıspat eder '\1e\zularw a\m olması \aratma\a bır manı teşkıl etmez sanotkar msana tabıaıa ccmnere \e bunlaı ümsııuiükı ımıtesehıl \e gırıfı munasebt'te bakmasnla \aın u,wde 'ne'den bahıs una 'ne'\ı ıas\ır etme\nlc değıl ancok bakışnla \am Hinde \etı$ttğı cenmetın çoLiıkluğıında aldığı terbıvemn mızacmın kultımınun kendısmde husıde getııdığı çotuş rarznla ulaka \e \e\gımızı ^ekebılır \oksa de\am eden be$erı\et halâ Adem ın ne^ltdır \e \ ılanın ukıl ^elen ıslığı Havva mn clması Adem ın e1\ane\i ga/len Kabil ın kıskan^lığı Beni İsrail ın dolaletı ılâh hala beşer hadıseleıının mılneıını W)kıl ttmektedıı Insanoğlu ıslalu nefı\ etmemi} hahçe a\ nı bahçe olmuş ne ç ıkar, \enı \e oııjınul \anutkaı bıze bu balne\ı me\cudneıınden haberdar olamudıçımız bu peıuereden \e\Htiiwbilin ı^mnzdıkı namutencıhı 'ben'krın o \akte kadar u\ ın anlıiı ındaıı bu mı ohıın ınundııabılendıı (Cahit Sıtkı Taranıı, iazılar) Sonra tabıı okul kıtaplanndakı Cahit Sıtkı Bızım ku>ağı haslı etkıledığını bıl- dığım "Gun Eksilmesin Penceremden'._ Cahit Sıtkı nın pek çok şıınnı oku- dum Butun ^ıırlerını okudum Bununla bırlıkte -\ ıllar oncesının e^ız kıtabı- Zi- ya'>a Mektuplar'ı (Varlık Vavınları) (lpkjuduktan sonraCghtt Sukı'vı bambaş- _tan korkanlara ^e;>lenı\ordu I " İlk karşılaşmamız Onunla ılk karşılaşmamız Saath Ma- ant Takvımfnın arkasındaydı Gerçı bu 'takvımın adı başka olabılır yıllar geçtı. "unuttum. ama her gun yapraklan tek tek ?kopartılan bırukvımd'ı ve arka saytada "Cahıt Sıtkı Tarancı dan artık otekı şiırle- nne karişip aıtmiş bır dortluk yeralıyor- -du - Dort dızelık şıın hatırlayamıyorum Belkı uzunca bır şıınn dortluğuvdu \alnız sızlayanbırkalp kalmışaklım- -da Oyle denıyordu Sonra yaşamak ta- ,,sa olup çıkıyor. bır yarasa geceden ge- ceye uçuyordu Ola kı. 'Gündüz'şıınydı bu. Takvım yaprağına geçecek pek bır jDopülantesı de yoktu * Oysa çarpılıp kalmıştım Yaz gecele- h. gun batar batmaz. bır gıdıp bır gelış- "lennın yolculuğuna çıkan yarasalan Ca- hit Sıtkı'nın şiınnden goruyordum (Çok geçmeyecek bırde \hmetHaşün'ınyal- Siız mutsuz yarasalardan soz açan şıın- -nı okuyacaktım ) bambaşka alımlavacaktım Mektuplann ba^ında. oku>anlarhatır- şumlerlebelınr. otuzluyıllann yaztatıl- lerı. bır kentten ta uzaktakı bır kente mektup arkadaşlığı umutlar. ulkuler bı- zı donatır Aynı ıçtenlık avnı gonuldenlık Cahit Sıtkı ımzalı mektuplarda da ^urup gıde- cektır $aın, şıırıne ve şıır sanatına bır omur adamaya çok kararlı tutum ıçınde 'geruruz Baizaî*<t>ın drzeı bazan bır's©?- cukuzenndekımbılırne kadar duşunur bazan yazdığından uzaklaşıp gıder. ba- handıyse fostorlu >e^ıl harflerle adı ya- zılmı^bırkıtap SelahattinÖnerli.Cahit Sıtkı Tarancı'nın Hikâveciliği ve Hikâve- leri... Şaşmış kalmı^tım Ben kı kıtap kur- du geçınıvordum ben kı dergı taravıeısı keMİmi!;tım. Cahit Sıtkı'nın bır zaman- larovkulerv/azmışolduğundanhabenm bıle voktu Aptîf'(«par'bu^Tkölervokumaya ko- vuldum Cahit Sıtkı Tarancı'nın oykule- rını Sait Faik'ınkılerle kıva-^lıvordum Altmış yıl önce. sanatta "ne" ve "nasıl" üzerınde duran ilk edebıyat adamımız mıydı Cahit Sıtkr' Bır gızlı estet'" Zaten 'Yazılar* kıtabı. makalelen. konuşmalan, soruşturma yanıtlanyla, baştan sona. Cahit Sıtkı Tarancf yı 'estet' vanıyla günümüzün okuruna ulaştınyor. 1930'lardan 1950'lere, bır yırmı. bır yırmı beş yıl bo>unca, "Otuz Beş Yaş" ^aınnın edebıyat, sanat, şıır konulannda ne kadar özlü. dennlıklı vazılar kaleme getırdığını saptı\orsunuz. Gönül rahatlığıyla ılen süreceğım Hıçbın eskımemış. hıçbırı sönmemış. Hemen hepsı, ırdeledığı sorunlar bugun de ya:>ı\or. Yazık kı o sorunlann hıçbırı, Cahit Sıtkı'nın kılavuzluğuna rağmen çözümlenememış Ia>acak. Zi>a Osman Saba'nın ınanıl- maz guzellıkte bır dostluk arkadaşlık sevgı vazisi >er alır 'Cahit'le Gunleri- miz'... Bır uzunov ku> u. bır roman parça- sinı çağrı^tır?n yaziMnda Zıva Osman Saba. arkadaşını nıce gunler ortasında yenıden >a^atır ete kemığe burundurur. hıç değılse kâğıt uzennde uçsuz bucak- siz bır > aşama) a açar Orada Cahit Sıtkı Galatasaray Lıse- sindekı oSrencılık eunlerınden ızdu- zan vazdıgı istedığı gıbı olmadığı ıçın kınlır vıkılıp kalır Zaten Zıva \a Mektuplar bır'sanat ar- kadaşlığının' edebıyatımızdakı en güçlu -ve belkı tek- venmıdır O zamanlar Sahaflar'dan dışan adım atmazdım. desem yendır Sabahtan ge- lır. gunbatımlanna kadar kıtapçı kıtapçı dolaijirdım Cağaloğlu'ndan Sırkecı've ınerken elbette otekı kıtapevlerı' Nıhayet bır akşamuzen, beyaz ustune Gerçekten o çapta bır hıkâvecı Ama §a- ır'ığı golgelemı^ Bu ovkuler uzennde vt 'ennce durulmamıi} Gununde nasıl karşılandıklarmı saptamak artık olanak- ^ız •\azılar(Can Yayınlan, Haz Hakan Saz>ek) kıtabında şaır, Saıt Faık sevgısı- nı dıle getınvor " Ben gormedim, dostum şair Ziv a Os- man anlattı, Behçet Kemal, Kurun gaze- tesinde çıkan bir vazısında. mecmuanu- guzel yazısı var Derlenemez mı "• zın içinde \hmet Muhıpve Fe- ndun Fazırındaşürleribulu- nan son nushalarından birini ele alarak, bu şaiıierin hep öliımden bahsetmelerine kî- zıyor ve onlan memleket 0bi henuz işlenmemiş, taze bir mevzu ustunde çalışmava da- vetediyormuş. Geçen sene de Nazım Hıkmet. günümüzün en değerli hikâvecisi Saıt Fa- ık'inSemaveradlıkitabından bahsederken. ilk hikâveyi, kahramanı amele olduğu için, alaka ile okuduğunu vazmış- n. "Hareket noktalan ay rı ol- masına rağmen bu iki kana- ati avnı çüruk tahta üzerinde sarmaşdolaşettiren hata. her ikisinin de sanat eserine mev- zuuna gore kıv met biçmesin- den doğuvor."* Ilk ıkı paragratını alıntıla- dığıtn yazının adı " 'Ne ve •Nasıl"J \1eselesr.l937'de ka- leme alınmı:}. Gunduz dergı- Mnde vavımlanmış \lıntı. Cahit Sıtkı nın Saıt Faık'e verdığı değen vansıt- makla kalmıvor. ondan onemlisi. sanat konusundakı engın bılgisinı dıle getınvor Altmış >ıl once. sanatta "ne" ve 'nasıl' uzennde duran ılk edebıyat adamımızmıydı Ca- hit Sıtkı' Bır gızlı estet'1 Bugün yine yepyeni Zaten \azılarkıtabı maka- lelen. konuşmalan. soruştur- ma yanıtlanyla. ba^tan sona. Cahit Sıtkı Tarancı'yı 'es- tet'yanıyla günumuzun oku- runa ulaştınyor Bu yazılann hıçbınnı oku- mamıştım Ltanarak ıtıraf edeyım kı. Hakan Sazyek'ın emek urunu dcrlemesı 1995 tanhını taşıyor kıtaptan ha benm bıle yoktu Şımdı her sayfasında durakalıyorum 1930'lardan 195Ö"lere, bır yırmı yırmı beş vıl boyunca 'Otuz Beş Yaş" şaınnın edebı- yat. sanat. şıır konulannda ne kadarozlu. dennlıklı yazılar kaleme ge- ttrdığını saptıyorsunuz Gonul rahatlı- ğıyla ılen süreceğım Hıçbın eskımemış. hıçbın sonmemış Hemen hepsi. ırdele- dığı sorunla bugün de vaşıyor \azık kı o sorunlann hıçbırı Cahit Sıtkı nın kı- lavuzluğuna rağmen çözümlenememış Gerçı orneklendırmeler -çoğu kez- Fran- sızedebıyarmdançıkagelıvor ama, henr sağlam olçutlere yol alınıyor hem de. yerı geldığınde Turk edebıyatından bu- yuk bır 'okuma ustalığı'yla soz açılıyor Kendtnden oncekı yaztnsal verımlerı ozumsemiş Cahit Sıtkı. bakıyorsunuz, kendınden sonrakı nesıllen de avnı ıl- gıy le. candanlıkla takıp etmış \bdüUiak Hamid konusunda bol bol yazılıpçızılmıştır Makberşaınnın çev- resıne olumlu olumsuz bırçok ay la orul- müştur Sevenlen onu goklere çıkarmış. yerenlen yedı kat yenn dıbıne surmek ıs- temıştır Estet Cahit Sıtkı ıse bır ıkı tüm- cede senteze ulaşabıhyor Tumturaklı Hamıd'ın sılınıp gıdeceğını uzulerek be- lıtttıkten sonra. 'evde çoluk çocuğuvla konuştuğu gönül diliyle gayet sanıi- mi'soyleyen Hamıd ın hıç değılse. Makber'ın kımı dızelennde hep vaşava- cağını ılen suruyor \ ıl y ıne 1937 Yazılar kıtabı edebıyatımız adına ger- çek ve onemlı bır hızmettır Bır okjr dı- leğı Cahit Sıtkı'nın bıncık arkadaşı. duy arlıklar ustası Zıy a Osman ın da der- gılerde, gazetelerde kalmış bırbınnden ÜNLÜ Y4ZAR, GORBAÇOV L4 AYIS'I K.4DERİ PA\X\ŞI\ OR Rusya'da Soljenitsin artık demode!Kültur Servisi - 20 yuz- y ılın en onemlı edebıy atçı- îanndan Stalinvonetımmı eleştıren 'İlk Çember". 'Gulag Takımadalan" \ b romanlarıy la anımsa- nan Ale\ander Soljenitsin. bır sure once surgunden donerek yerleştığı Rus- ya'da artık eskısı kadar et- kılı değıl Lnluyazar. der- dını anlatabılmek ıçın The Ne\\ ''nork Tımes gazetesı- nı seçtı Geçen gunlerde Nev\ York Tımes'ın 'Go- ruşler" saytasında yayım- ^lanan vazısında Rusya'va verdı venştırdı Soljenitsin. dunyanın onde gelen butun gazetelennın yayımlamakta bır an bıle te- reddut etmeyeceklen turden olan vazısın- da ulkesı Rusya'yıkıyasıyaeleştınyor De- mokrasının yerleşmedığını. basına sansur uygulandığını.ulkenınolıgarşıyleyonetıl- dığını ılen suruyor Internatıonal Herald Trıbune gazetesinde de yayımlanan bu ya- zı Rus medy asi tarafından gormezden ge- lındı Hatta Rusya'da çalışan pek çok gaze- jecının Soljenıtsın'ın yazısından haberdar olmadığı belırtıldı 18 y ıl boyunca Amenka'da surgunde ya- şayıp. 2 5 yl once ulkesıne gen donen un- lu yazar v e şaır. Rusy a'da artık eskısı kadar stkılıolamıyor Bırbakıma kaden Gorba- çov'un kaderıyle benzeştı Ulke dışında ie\kşen antak Rusyada cıddıye alınma- >an Gorbaçov gıbı Soljenitsin de eskı gu- cunuyıtırmış gorunuyor Eve donuşunden kısa bır sure sonra Rus- \Je\ander Soljenitsin. bir süre önce sürgünden dönerek yerleştiği Rusyada artık eskisi kadar etküi değil. ya devlet televızvonunda 15 dakıkalık bır programa çıkan Soljenitsin 1995 parla- mento seçımlennde Rusva'da hıçbır şeyın değışmedığını sansurun hâlâ eskısı kadar acimasız olduğunu duyuran tavırlarıyla dıkkat çektı \ncak Rus halkı artık surek- h yınelenen bu eleştırılerı dınlemekten sı- kıldı Konstantin Kedrov adındakı bır ya- zar Soljenitsin ıçın "Şiirleri.televizyonaçı- kıp konuşmasından daha etkileyici" yoru- munu yapıyor Polıtıka analıstı Viktor Ke- remenyuk ıse unlu vazann geçmışı deşıp durmaktan guncel sorunlarla ılgılenmeye vakıtbulamayişındanvakınıyor "Soljenit- sin. günumuz koşullarında halkın dertleri- nin ne olduğunu bilmhor. İnsanlar artık pa- ra, piy asalardaki dov iz arzı, nıketim malla- n ve gayrimenkul edinmekten konuşmor- lar. Rusya gibi bir ulkede insan yaşamı, ayakta kalmaya endekslenmişken idcoloji- lerden dem vnrmak demodeleşti artıL" FR\NSIZL\R DİSNF^ YORIMI KAMBl'RT' SEVDt 'NotreDame y uı Kamburu y ençok irfenen iltincifilmKultür Servisi - "Not- re Dame'ın Kambu- ru "ının Walt Dısney ta- rafından gerçekleştın- len çızgı fılm uyarla- ması Fransiz sinemala- nnda ulaşmadan once Fransız eleştırmenler bu tılmın tanhı açıdan yanliş, basıtleştırılmiş ve Hugo'nun romanı- nın kotu kopyası olaca- ğını duşunuyorlardı Eleştırmenler bu ıddı alann çoğunda hakhiar ancak çızgı fılmın bu nedenlerle başansızlığa uğraması beklenırken Dısney yorumu Fran- sa'da ızlenme rekorlan kınyor Çızgı fılm Fransa'nın en çok ız- lenen ıkıncı fılmı olurken Fransada Hu- gonun yaşamı ve yapıtlarına olan ılgı de gozle gorulur bır artış sergılıyor Notre Dame ın bu başarısı kıınılenne gore Mıckev Mouse'un durdurulamaz ılerlevışının bır dığer gostergesı kımıle- nnegoreise Fransız kulturcanlılığının bır kanıtı Pek çok Fransız entcllektuel tılmın yasa dişi goç uzenne bır ahlak dersi nıte- îığı taşıdığını savunuyor Le Monde fılm bovunca 'ayrımeılık' konusunun ırdelendığını belırtırken Li- beration gazetesı fılmden çıkarılacak derslenn geçen yaz Saınt Bernard kılıse- sinde ya^ananlardan çıkarılauık dersler- den gen kalmadığına dıkkat çekıyor Sa- ınt Bernard kıhsesınde toplanan yaklaşik 200 Afrıkalı, polıs taratından zorla dışan atılmıştı Disney tılmındede çıngene gu- Çizgifilm Fransa'nın ençok i/lenen ikinci filmi olurken Fransa'da Hugo'nun yaşamı ve yapıtlanna olan ilgi de gözle göriıliır bir artış, sergilijor zelı Esmeralda Notre Dame kılısesıne sı- ğınmak ıstıyor Fransızlar çızgı tılmı en ınce aynntısı- na kadar ınceledıkten sonra Dısney yoru- mu ve Hugo'nun yapıtı arasındakı farkla- n belırlenıişler Romanm onjmalınde Qu- asıınando. oykunun sonunda Esmeral- da'yla bırlıkte olen çırkın bır yaratıkken. Dısney yorumuyla daha sevımlı bırnıte- lık kazanan kambur mutlu bır yaşam su- ruyor Çızgı fılmde katedral sanatsal açı- dan y uceltılırken. sanat tanhçılen bu çız- gı tılmdekı katedralın Ortaçağ mımarı- sıyle uyuşmadığını bıldınyorlar Dısney fırması fılm sonunda Notre Da- me kıiısesınde buyuk bır şolen duzenle- mek ıstedıyse de hransızlar bu teklıfı ka- bul etmedıler 'Vncak butun eleştırılere karşın Dısney lı Notre Dame'ın Kamburu Fran-*a'da buyuk bır başarı sağladı İlk İngiliz kadın yazar îskoç Prensesi mi? kültür Servisi -Ingıltere'nın bılınen en eskı kadın vazarının 12 v uzy ı Ida v aşav an I skoçv al ı Prenses Gvvenllian olduğu one suruldu Gyvvneed kralının kızı olan prensesın. Kelt dılmde \ azılmış 800 y ıllık bır destanın y azan ol- duğu savlandı Buay ıçınde ln- gılteredeyayımlanacakolan kı- tap Keltîerın gızlı guçler ve kahramanlık oykulerıvle dolu dunyasınıkonuedınıyor Ingılız dılı v e edebıy atı uzmanlanndan Dr Andrew Breeze'e gore Gwenllıan dunyanın en ıvı va- zarlanndan bın say ılmalı Nor- manlarlayapılan bırsavaştaya- şamını yıtıren prensesın Iskoç dıhnde y azılmış en guzel şurle- nn sahıbı olduğunu duşunen Breeze. prensesın yazdıklann- dan buyuk bolumunun bu sa- vaşta y ok olup gıttığmı eklıy or Soz konusu yapıt. Iskoç ede- bıvatının en buvuk urunlenn- den bın olmakla kalmay ıp Kelt mıtolojiMnın de bugune dek ka- labılmış en onemlı omeklerı arasinda Destanlarla orulu bu kıtap ılk kez 1300 tarıhınde ya- yımlanmış. ıkıncı basımı ıse 1375 yılında gerçekleştınlmiş Kıtap haleıı Oxtord Jesus Kolejı nde saklanıvor Breeze. 'The Four Branchesof Mabino- gi" adını taşiyan kıtabın kadın ve erkeğın rollerını altust eden bır vaklaşım ıçerdığı ıçm temı- nıst yazının ılk urunu olarak da değerlendırılebıleceğını duşu- nuvor Heryerdelik ve Hiçbiryerdelik... "Aydın" konusunun ve sorunun odak noktası kı- lınması gereken ıkı kavram Heryerdelik ve hiçbir- yerdelik Odak noktası çunku aydınlann ve aydınlanma- nın tanhının hangı sayfasını açsak. aynı gerçekle karşılaşınz Aydının yerı, hep otekılerce yanı her- yerde olmayı bır yaşam bıçımı edınmışlerce tvçbır- yer ya da hıçlık dıye adlandınlan yerde olagelmış- tır O yer, gerçekte ancak tutarlık ya da odunsuzluk kavramlarının çatısı altına sığdırılabılecek olan yer- dır Bıyografının buyuk ustalarından Stefan Zvveig, Batı humanızmının kurucusu Erasmus uzenne ka- leme aldığı başyapıtında "Erasmus kımden yana- dır dıye sorulsaydı, bunun ancak tek bıryanıtı ola- bıltrdt", der "Erasmus, hep kendı duşuncelerınden yanadır" Belkı de hıçbıryerdelığın onculerınden sa- yılması gereken Erasmus'un, hep kendı duşunce- lerınden yana olması elbet onun ve benzerlerının başka hıçbır duşunceye kesınlıkle katılmamaları gıbı bır bağnazlığı sımgelemez Burada kendı ak- lının suzgecınden geçmemış olanı hangı nedenle olursa olsun benımsememek dıye ozetlenebılecek bır tutumun varlığı soz konusudur ve bu tutum, ay- dın ahlakının da temelıdır Tomris Uyar, Varlık dergısının ocak sayısında çı- kan yazısında Guy de Maupassant'ın 1876 yılın- da yazdığı mektuptan bır alıntı yapmış Şoyle de- nıyor alıntıda " herhangt bır sıyasal partıye bag- lanmayı reddederım bırdıne, bırmezhebe, bırakı- ma da Özel bır ogretının savunucusu bır toplulu- ğa uye olmayı, herhangı bır dogma, bır yetke bır ılke karşısında boyun eğmeyı asla ıstemem -yal- nızca, onlan karalama hakkını hep elımde tutabıl- mek ıçın Butun tanrılara, butun tabulara savaş aç- makta sonuna kadar ozgur olmak ısterım, bın çı- kıp da bır zamanlar bır tanrıya tapındıgımı, bırbaş- kasının cephesınde savaştığımı soyleyememelı Ayrıca bu bana dostlanm adına savaşma hakkını da verıyor- dostlanm bayraklannı hangı dava uğ- runa açarlarsa açsınlar" Yalnızcaarkasındabıroğretım bır partı herhan- gı bır topluluk ya da bır ınanç var dıye bellı bır du- şunceye bağlanmak aynı nedenden oturu kımı du- şuncelen açıkça eleştırmekten kaçınmak ustehk aklın eleştırı buyruğunu vermesıne karşın bunu yapmaktan kaçınmak, bu kendı yermden başka hıçbıryerde olmamayı goze alamayıp rahatlık ya da kımı çıkarlar ugruna heryerdelığı yeglemekten baş- ka bır şey değıldır Kaderın garıp cılvesı ıse heryer- delığı seçenlerın sonunda -kendı olası yerlerı de da- hıl- hıçbıryerde olamadıklarının zaman ıçerısınde mutlaka ama mutlaka ortaya çıkmasıdır Çunku heryerde olabılme çabasıyla gardroplarındakı mas- kelerı hemen her gun daha bır zengınleştırenler, gunun bırınde kullanılmadık maske kalmaması gı- bı bır sonuçla karşılaşacaklarını nedense hıç du- şunmezler Ulkemızde çok değerli bır dostumun deyışıylş, "yetn^ış şu kadar yıllık cumhunyete rağ- men hâlâ padışahlık yapmak hevesınde olanlar' a ne yazık kıyalnızcasıyasetalanında değıl, akılcıdu- şuncenın egemenlığınde olması doğal sayılması gereken alanlarda da çokça rastlanıyor Boylelerı ınsan zıhnının bılgı ve bırıkım kapasıtesının sonuç- ta sınırlılığı gerçeğı uzennde hıç kafa yorma gere- ğını duymaksızın, hemen her alanda soyieyebıle- ceklen bır şeyler olduğuna ınanıyorlar ve başkala- nnı da ınandırmak uğruna cıddı çabalar harcıyor- lar Bununla da kalmayıp -belkı anılan tutumlarmın doğal bır sonucu olarak- hemen her alandakı kılıt noktalarını hak ettıklerıne ıçtenlıkle ınanmaya baş- lıyorlar Elbet boylelerının asıl zararı kendılerınden çok onların soyledıklenne onca alanda gerçekten soy- leyebıleceklerı bır şeyler olduğuna koşulsuz ına- nanlara dokunuyor, aynı bırıkımlerın ve bılgılerın zaman ıçerısınde farklı bakış açılarının suzgecınden geçırılmeksızın farkiı kuşaklara neredeyse kutsal gerçekler dıye aktanlması, duşunce baglamında kıtlesel bır yerınde saymanın temellerınden bırını oluşturuyor Bır kez herhangı bır zaman kendılerı- nı kabul ettırmış olanlann, o zamana postu serıp sonrakı zamanlara seslenmeyı alışkanlığa donuş- turmelerı belkı de alışkanlıkların en tehlıkelısının duşunme tembellığt alışkanlığının hızla yayılması- nı sağlıyor Dokunulmazlıklar peşınde koşmamak şu ya da bu alanda sureklı bılgı edınme ve eser verme ça- balarını değıl, dokunulmazlık kazanmayı savunan- lara hep kuşkuyla bakmak her şeyı eleştırır goru- nurken aslında kendı denetımlerının dışında oluş- turulmuş butun lyı şeylen de sırf başkalarının elın- den çıkmadır dıye, yıkmayı amaçlayanların maske- lerıne hıç kanmamak duşunce baglamında sağlık- lı bır toplumun ya da Brecht'ın unlu deyışıyle, ar- tık kahramanların varlığını gereksınmeyen bır top- lumun başlıca gostergelerıdır Günumuzun Turkıyesı'nın duşunme eylemıneve duşunceye değer veren genç kuşaklannın kendı- lerı yararına başarmaları gereken en onemlı ışler- den bın kendılerınden oncekılen, bır zamanlar r an- gı doruklara yerleşmış olurlarsa olsunlar boyle do- kunulmazlıklar açısından sureklı sınamak heryer- delik peşınde koşanların gerçekte ne soyledıklen- ne ya da -belkı daha da onemlısı- soyluyor goru- nurken aslında ne acınası boşluklar sergıledıklen- ne çok lyı dıkkat etmektır BUGUN • CRRde saat 19 30'da '\iyana "SaylıSa/lar Dortlusu velngeborgBaldasztı'nın konsen ızlenebılır<2>2 9S ^0ı • İDOBda -^aat 20 00de R. Rodgers/O. Hammerstein n'nın 'Kral ve Ben" adlı vapıtı sahnelenıyor • \KS\NAT ta >aat 12 30 da lazer-disJ'ten Ray Charles 'The Genius of Soul' konserı \e saat 1S ^0 da Prof Dr OrhanKuraTınkatıldığı 'BırGezgınin Dünvası' başlıklı söyleşı \e muzıklı dıa «ostensı ızlenebılır (252 35 00) • İFS\K ta saat 19 00 ve 20 00 de Lutfı Ozgunaydm ın katıldığı "Savdam Gösterisrızlenebılır(243 14 01) • E^ LLLMLZİK KI LLBL nde Bülent Ortaçgil konsen dmlenebılır(25'7 U 09) • BEKSAV 'da »aat 18 00"de Sergie Eseinstein'ın yonettığı "Potemkin Zırhlısı' adlı tılm ızlenebılır Ayşe ve Ercüment Kalmık Vakfi'nda Tomur Atagök'ün konferansı • kultur Servisi - K\:.e ve trcument kı mık \aktı nın duzenledığı. Tomur Magok'un katıldığı 1950 Sonrası Turk Resım Sanatf başlığındakı konterans 18 ocak saat 15 OO'te vakfın Gumuşsuyu'ndakı merkezınde vapılacak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle