Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 16OCPK 1337PERŞEIVIBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
KİTAP TIRTILI SELIM ÎLERI ODAK NOKTASI
Cahit Sıtkı Tarancı: Gizli Estet
AHMETCEMAL
Ne\ dı 3ca-a. okurokurnaz
'fon,ck ıttsan Cahit Sıtkı Ta-
' r-ancı\ a \ akm klan9
Bunca
v 1 N«r»rabılc
S
<>yle\3. bıncayıkonrabı-
~ -\<£, Cahn Sit ] her keMmden
-o»kı.runen (,cx se dıgı şaırler-
-^cBer bıncır Iste ık bu sev gı-
'\vı '. alnuca Otnz Beş Vaş',
".Abbas" Libı mııdoruktaşıır-
l«srı ->ağlima_ Cahıt Sıtkı şi-
>ı ısn butunayltseMİır
-r kanıtı mı Can \ayınlan
\ı l 9S3 'ten 19<o v a Biıtun Şiir-
p lcri'nde on bnruı basıma u-
_,l.aşmı* Ceçen yıllar.
1 956'dan 19^6 \a Cahit Sıt-
kı'sız o kırk ıl sevgıyı azalt-
rnarnış
BırgunCaııt Sıtkı nınkız-
^karde^ı Vıha'e >azdıği mek-
J
t ı ı b j okuyonurr (Evıme ve
Nihal'e Nitktuplar. Haz
Prof Dr İnc Enginun. Turk
Dıl kurumu Na.ınlan). ılk
tumcemdekı >oıxadetakendı
"'kendine yanılandı
"' "Ne bûeyim ben. seni ken-
s dime yakın buluyorum \e se-
•" ni belki de bt vakınlıktan do-
lav ı bu kadartazla sevnoru m
- Fakatsenındt>a>aşyavaşbu-
t \ udüğunuvetendedebirbaş-
- kalık sezer pbi oluyorum..
\h NihaTciğm. bari sen hn,
;bu>ıime>e>dın ve daima ço-
"*cukkala>dın'
-• -\h bunu • kadar isterdim
ki! Bu beninı ıçin ne hoş olur-
_~du! Fakat stn de buyüvor-
.Aun... Hele btn buvumemeyi
.,ne kadar arzu edıyorum. Ha-
_4ii geçen sene. Arme Ne \ap
jtın
1
diyebirşıir>aznııştım,o-
nun mânâsını \e kıymetini
giın geçtikçe fızlalaşmış bulu-
>orunı. Benim gıbi. hiç doğ-
mama>ı ve doğduktan sonra
barı hıc buvumemevi arzu
L
edenler. kimbilir ne kadar
çoktur!"
"' E\et. çoktur Herkes bır
-umutsuzluk aııında ver\uzu
Snc gelmemış olmay ı dıley ebı
- lır Sonra hepsi geçer Ne \ar
kı o mutsuzluk umutsuzluk
-anlanııda şııre ıhtıyaç du\ulabılır !>ıır
bıra\utucudur tşte'Anne, Ne^aptın?'m
ıkınu donluğu
- "Birkeredoğurdunsa, sonra nıçinbu-
\uttiin? / kundakta. beşikte de bir zah-
nıetim mi vardı? / Ko>nundan niçin at-
tın vavrunu bütun butiın? / Bilmi>or
nıuvdun ki o valnızlıktan korkardı."
TADMLIK
Eğer zannedıldığı gıbı %anat eseı ı
knmetım bahıs ıtna ıa\\ır eıtıgı
ie\den ul\a \c guzelhğını ona
mech ıın oha\ dı beşern etm
\ en ıızune ılk gelnıış şaır tes<iam
muzi\\ende ılah karaı kılması
ıtap edenlı zıra de\eıan ı ıne o
defvıan alem \me oalem \e o
zamcın me\zulannı eskı \unan
şaıı k ı ıııden almışlur dı\ e buıun
4\ rııpa kkı^ıklerını taklıt addederek
okumamamız lazım gehrdı
Halbukı heı kutuphanede
Sophocles ıle Racine avnı iıithı \er
aln oı 4\ ı ııpa muzeiennde
Delaerobc nııı Cezanne m tablolan
Michelangelo w Raffaello ın
tuhlolaınla \an \ana teşhır edılnor
Bu giiğMinuızu kabartan bu
\akaiüdıı \L şıınu ıspat eder
'\1e\zularw a\m olması \aratma\a
bır manı teşkıl etmez sanotkar
msana tabıaıa ccmnere \e bunlaı
ümsııuiükı ımıtesehıl \e gırıfı
munasebt'te bakmasnla \aın u,wde
'ne'den bahıs una 'ne'\ı ıas\ır
etme\nlc değıl ancok bakışnla \am
Hinde \etı$ttğı cenmetın
çoLiıkluğıında aldığı terbıvemn
mızacmın kultımınun kendısmde
husıde getııdığı çotuş rarznla ulaka
\e \e\gımızı ^ekebılır \oksa de\am
eden be$erı\et halâ Adem ın
ne^ltdır \e \ ılanın ukıl ^elen ıslığı
Havva mn clması Adem ın e1\ane\i
ga/len Kabil ın kıskan^lığı Beni
İsrail ın dolaletı ılâh hala beşer
hadıseleıının mılneıını W)kıl
ttmektedıı
Insanoğlu ıslalu nefı\ etmemi}
hahçe a\ nı bahçe olmuş ne ç ıkar,
\enı \e oııjınul \anutkaı bıze bu
balne\ı me\cudneıınden haberdar
olamudıçımız bu peıuereden
\e\Htiiwbilin ı^mnzdıkı
namutencıhı 'ben'krın o \akte kadar
u\ ın anlıiı ındaıı bu mı ohıın
ınundııabılendıı
(Cahit Sıtkı Taranıı, iazılar)
Sonra tabıı okul kıtaplanndakı Cahit
Sıtkı Bızım ku>ağı haslı etkıledığını bıl-
dığım "Gun Eksilmesin Penceremden'._
Cahit Sıtkı nın pek çok şıınnı oku-
dum Butun ^ıırlerını okudum Bununla
bırlıkte -\ ıllar oncesının e^ız kıtabı- Zi-
ya'>a Mektuplar'ı (Varlık Vavınları)
(lpkjuduktan sonraCghtt Sukı'vı bambaş-
_tan korkanlara ^e;>lenı\ordu
I "
İlk karşılaşmamız
Onunla ılk karşılaşmamız Saath Ma-
ant Takvımfnın arkasındaydı Gerçı bu
'takvımın adı başka olabılır yıllar geçtı.
"unuttum. ama her gun yapraklan tek tek
?kopartılan bırukvımd'ı ve arka saytada
"Cahıt Sıtkı Tarancı dan artık otekı şiırle-
nne karişip aıtmiş bır dortluk yeralıyor-
-du
- Dort dızelık şıın hatırlayamıyorum
Belkı uzunca bır şıınn dortluğuvdu
\alnız sızlayanbırkalp kalmışaklım-
-da Oyle denıyordu Sonra yaşamak ta-
,,sa olup çıkıyor. bır yarasa geceden ge-
ceye uçuyordu Ola kı. 'Gündüz'şıınydı
bu. Takvım yaprağına geçecek pek bır
jDopülantesı de yoktu
* Oysa çarpılıp kalmıştım Yaz gecele-
h. gun batar batmaz. bır gıdıp bır gelış-
"lennın yolculuğuna çıkan yarasalan Ca-
hit Sıtkı'nın şiınnden goruyordum (Çok
geçmeyecek bırde \hmetHaşün'ınyal-
Siız mutsuz yarasalardan soz açan şıın-
-nı okuyacaktım )
bambaşka alımlavacaktım
Mektuplann ba^ında. oku>anlarhatır-
şumlerlebelınr. otuzluyıllann yaztatıl-
lerı. bır kentten ta uzaktakı bır kente
mektup arkadaşlığı umutlar. ulkuler bı-
zı donatır
Aynı ıçtenlık avnı gonuldenlık Cahit
Sıtkı ımzalı mektuplarda da ^urup gıde-
cektır $aın, şıırıne ve şıır sanatına bır
omur adamaya çok kararlı tutum ıçınde
'geruruz Baizaî*<t>ın drzeı bazan bır's©?-
cukuzenndekımbılırne kadar duşunur
bazan yazdığından uzaklaşıp gıder. ba-
handıyse fostorlu >e^ıl harflerle adı ya-
zılmı^bırkıtap SelahattinÖnerli.Cahit
Sıtkı Tarancı'nın Hikâveciliği ve Hikâve-
leri... Şaşmış kalmı^tım Ben kı kıtap kur-
du geçınıvordum ben kı dergı taravıeısı
keMİmi!;tım. Cahit Sıtkı'nın bır zaman-
larovkulerv/azmışolduğundanhabenm
bıle voktu
Aptîf'(«par'bu^Tkölervokumaya ko-
vuldum Cahit Sıtkı Tarancı'nın oykule-
rını Sait Faik'ınkılerle kıva-^lıvordum
Altmış yıl önce. sanatta "ne" ve "nasıl" üzerınde duran ilk edebıyat adamımız mıydı Cahit
Sıtkr' Bır gızlı estet'" Zaten 'Yazılar* kıtabı. makalelen. konuşmalan, soruşturma yanıtlanyla,
baştan sona. Cahit Sıtkı Tarancf yı 'estet' vanıyla günümüzün okuruna ulaştınyor. 1930'lardan
1950'lere, bır yırmı. bır yırmı beş yıl bo>unca, "Otuz Beş Yaş" ^aınnın edebıyat, sanat, şıır
konulannda ne kadar özlü. dennlıklı vazılar kaleme getırdığını saptı\orsunuz. Gönül rahatlığıyla
ılen süreceğım Hıçbın eskımemış. hıçbırı sönmemış. Hemen hepsı, ırdeledığı sorunlar bugun de
ya:>ı\or. Yazık kı o sorunlann hıçbırı, Cahit Sıtkı'nın kılavuzluğuna rağmen çözümlenememış
Ia>acak. Zi>a Osman Saba'nın ınanıl-
maz guzellıkte bır dostluk arkadaşlık
sevgı vazisi >er alır 'Cahit'le Gunleri-
miz'... Bır uzunov ku> u. bır roman parça-
sinı çağrı^tır?n yaziMnda Zıva Osman
Saba. arkadaşını nıce gunler ortasında
yenıden >a^atır ete kemığe burundurur.
hıç değılse kâğıt uzennde uçsuz bucak-
siz bır > aşama) a açar
Orada Cahit Sıtkı Galatasaray Lıse-
sindekı oSrencılık eunlerınden ızdu-
zan vazdıgı istedığı gıbı olmadığı ıçın
kınlır vıkılıp kalır
Zaten Zıva \a Mektuplar bır'sanat ar-
kadaşlığının' edebıyatımızdakı en güçlu
-ve belkı tek- venmıdır
O zamanlar Sahaflar'dan dışan adım
atmazdım. desem yendır Sabahtan ge-
lır. gunbatımlanna kadar kıtapçı kıtapçı
dolaijirdım Cağaloğlu'ndan Sırkecı've
ınerken elbette otekı kıtapevlerı'
Nıhayet bır akşamuzen, beyaz ustune
Gerçekten o çapta bır hıkâvecı Ama §a-
ır'ığı golgelemı^ Bu ovkuler uzennde
vt 'ennce durulmamıi} Gununde nasıl
karşılandıklarmı saptamak artık olanak-
^ız
•\azılar(Can Yayınlan, Haz Hakan
Saz>ek) kıtabında şaır, Saıt Faık sevgısı-
nı dıle getınvor
" Ben gormedim, dostum şair Ziv a Os-
man anlattı, Behçet Kemal, Kurun gaze-
tesinde çıkan bir vazısında. mecmuanu- guzel yazısı var Derlenemez mı "•
zın içinde \hmet Muhıpve Fe-
ndun Fazırındaşürleribulu-
nan son nushalarından birini
ele alarak, bu şaiıierin hep
öliımden bahsetmelerine kî-
zıyor ve onlan memleket 0bi
henuz işlenmemiş, taze bir
mevzu ustunde çalışmava da-
vetediyormuş. Geçen sene de
Nazım Hıkmet. günümüzün
en değerli hikâvecisi Saıt Fa-
ık'inSemaveradlıkitabından
bahsederken. ilk hikâveyi,
kahramanı amele olduğu için,
alaka ile okuduğunu vazmış-
n.
"Hareket noktalan ay rı ol-
masına rağmen bu iki kana-
ati avnı çüruk tahta üzerinde
sarmaşdolaşettiren hata. her
ikisinin de sanat eserine mev-
zuuna gore kıv met biçmesin-
den doğuvor."*
Ilk ıkı paragratını alıntıla-
dığıtn yazının adı " 'Ne ve
•Nasıl"J
\1eselesr.l937'de ka-
leme alınmı:}. Gunduz dergı-
Mnde vavımlanmış
\lıntı. Cahit Sıtkı nın Saıt
Faık'e verdığı değen vansıt-
makla kalmıvor. ondan
onemlisi. sanat konusundakı
engın bılgisinı dıle getınvor
Altmış >ıl once. sanatta "ne"
ve 'nasıl' uzennde duran ılk
edebıyat adamımızmıydı Ca-
hit Sıtkı' Bır gızlı estet'1
Bugün yine yepyeni
Zaten \azılarkıtabı maka-
lelen. konuşmalan. soruştur-
ma yanıtlanyla. ba^tan sona.
Cahit Sıtkı Tarancı'yı 'es-
tet'yanıyla günumuzun oku-
runa ulaştınyor
Bu yazılann hıçbınnı oku-
mamıştım Ltanarak ıtıraf
edeyım kı. Hakan Sazyek'ın
emek urunu dcrlemesı 1995
tanhını taşıyor kıtaptan ha
benm bıle yoktu Şımdı her
sayfasında durakalıyorum
1930'lardan 195Ö"lere, bır
yırmı yırmı beş vıl boyunca
'Otuz Beş Yaş" şaınnın edebı-
yat. sanat. şıır konulannda ne
kadarozlu. dennlıklı yazılar kaleme ge-
ttrdığını saptıyorsunuz Gonul rahatlı-
ğıyla ılen süreceğım Hıçbın eskımemış.
hıçbın sonmemış Hemen hepsi. ırdele-
dığı sorunla bugün de vaşıyor \azık kı
o sorunlann hıçbırı Cahit Sıtkı nın kı-
lavuzluğuna rağmen çözümlenememış
Gerçı orneklendırmeler -çoğu kez- Fran-
sızedebıyarmdançıkagelıvor ama, henr
sağlam olçutlere yol alınıyor hem de.
yerı geldığınde Turk edebıyatından bu-
yuk bır 'okuma ustalığı'yla soz açılıyor
Kendtnden oncekı yaztnsal verımlerı
ozumsemiş Cahit Sıtkı. bakıyorsunuz,
kendınden sonrakı nesıllen de avnı ıl-
gıy le. candanlıkla takıp etmış
\bdüUiak Hamid konusunda bol bol
yazılıpçızılmıştır Makberşaınnın çev-
resıne olumlu olumsuz bırçok ay la orul-
müştur Sevenlen onu goklere çıkarmış.
yerenlen yedı kat yenn dıbıne surmek ıs-
temıştır Estet Cahit Sıtkı ıse bır ıkı tüm-
cede senteze ulaşabıhyor Tumturaklı
Hamıd'ın sılınıp gıdeceğını uzulerek be-
lıtttıkten sonra. 'evde çoluk çocuğuvla
konuştuğu gönül diliyle gayet sanıi-
mi'soyleyen Hamıd ın hıç değılse.
Makber'ın kımı dızelennde hep vaşava-
cağını ılen suruyor \ ıl y ıne 1937
Yazılar kıtabı edebıyatımız adına ger-
çek ve onemlı bır hızmettır Bır okjr dı-
leğı Cahit Sıtkı'nın bıncık arkadaşı.
duy arlıklar ustası Zıy a Osman ın da der-
gılerde, gazetelerde kalmış bırbınnden
ÜNLÜ Y4ZAR, GORBAÇOV L4 AYIS'I K.4DERİ PA\X\ŞI\ OR
Rusya'da Soljenitsin
artık demode!Kültur Servisi - 20 yuz-
y ılın en onemlı edebıy atçı-
îanndan Stalinvonetımmı
eleştıren 'İlk Çember".
'Gulag Takımadalan"
\ b romanlarıy la anımsa-
nan Ale\ander Soljenitsin.
bır sure once surgunden
donerek yerleştığı Rus-
ya'da artık eskısı kadar et-
kılı değıl Lnluyazar. der-
dını anlatabılmek ıçın The
Ne\\ ''nork Tımes gazetesı-
nı seçtı Geçen gunlerde
Nev\ York Tımes'ın 'Go-
ruşler" saytasında yayım-
^lanan vazısında Rusya'va
verdı venştırdı
Soljenitsin. dunyanın onde gelen butun
gazetelennın yayımlamakta bır an bıle te-
reddut etmeyeceklen turden olan vazısın-
da ulkesı Rusya'yıkıyasıyaeleştınyor De-
mokrasının yerleşmedığını. basına sansur
uygulandığını.ulkenınolıgarşıyleyonetıl-
dığını ılen suruyor Internatıonal Herald
Trıbune gazetesinde de yayımlanan bu ya-
zı Rus medy asi tarafından gormezden ge-
lındı Hatta Rusya'da çalışan pek çok gaze-
jecının Soljenıtsın'ın yazısından haberdar
olmadığı belırtıldı
18 y ıl boyunca Amenka'da surgunde ya-
şayıp. 2 5 yl once ulkesıne gen donen un-
lu yazar v e şaır. Rusy a'da artık eskısı kadar
stkılıolamıyor Bırbakıma kaden Gorba-
çov'un kaderıyle benzeştı Ulke dışında
ie\kşen antak Rusyada cıddıye alınma-
>an Gorbaçov gıbı Soljenitsin de eskı gu-
cunuyıtırmış gorunuyor
Eve donuşunden kısa bır sure sonra Rus-
\Je\ander
Soljenitsin.
bir süre
önce
sürgünden
dönerek
yerleştiği
Rusyada
artık eskisi
kadar
etküi değil.
ya devlet televızvonunda 15 dakıkalık bır
programa çıkan Soljenitsin 1995 parla-
mento seçımlennde Rusva'da hıçbır şeyın
değışmedığını sansurun hâlâ eskısı kadar
acimasız olduğunu duyuran tavırlarıyla
dıkkat çektı \ncak Rus halkı artık surek-
h yınelenen bu eleştırılerı dınlemekten sı-
kıldı Konstantin Kedrov adındakı bır ya-
zar Soljenitsin ıçın "Şiirleri.televizyonaçı-
kıp konuşmasından daha etkileyici" yoru-
munu yapıyor Polıtıka analıstı Viktor Ke-
remenyuk ıse unlu vazann geçmışı deşıp
durmaktan guncel sorunlarla ılgılenmeye
vakıtbulamayişındanvakınıyor "Soljenit-
sin. günumuz koşullarında halkın dertleri-
nin ne olduğunu bilmhor. İnsanlar artık pa-
ra, piy asalardaki dov iz arzı, nıketim malla-
n ve gayrimenkul edinmekten konuşmor-
lar. Rusya gibi bir ulkede insan yaşamı,
ayakta kalmaya endekslenmişken idcoloji-
lerden dem vnrmak demodeleşti artıL"
FR\NSIZL\R DİSNF^ YORIMI KAMBl'RT' SEVDt
'NotreDame
y
uı Kamburu
y
ençok irfenen iltincifilmKultür Servisi - "Not-
re Dame'ın Kambu-
ru "ının Walt Dısney ta-
rafından gerçekleştın-
len çızgı fılm uyarla-
ması Fransiz sinemala-
nnda ulaşmadan once
Fransız eleştırmenler
bu tılmın tanhı açıdan
yanliş, basıtleştırılmiş
ve Hugo'nun romanı-
nın kotu kopyası olaca-
ğını duşunuyorlardı
Eleştırmenler bu ıddı
alann çoğunda hakhiar
ancak çızgı fılmın bu
nedenlerle başansızlığa
uğraması beklenırken
Dısney yorumu Fran-
sa'da ızlenme rekorlan
kınyor Çızgı fılm Fransa'nın en çok ız-
lenen ıkıncı fılmı olurken Fransada Hu-
gonun yaşamı ve yapıtlarına olan ılgı de
gozle gorulur bır artış sergılıyor
Notre Dame ın bu başarısı kıınılenne
gore Mıckev Mouse'un durdurulamaz
ılerlevışının bır dığer gostergesı kımıle-
nnegoreise Fransız kulturcanlılığının bır
kanıtı Pek çok Fransız entcllektuel tılmın
yasa dişi goç uzenne bır ahlak dersi nıte-
îığı taşıdığını savunuyor
Le Monde fılm bovunca 'ayrımeılık'
konusunun ırdelendığını belırtırken Li-
beration gazetesı fılmden çıkarılacak
derslenn geçen yaz Saınt Bernard kılıse-
sinde ya^ananlardan çıkarılauık dersler-
den gen kalmadığına dıkkat çekıyor Sa-
ınt Bernard kıhsesınde toplanan yaklaşik
200 Afrıkalı, polıs taratından zorla dışan
atılmıştı Disney tılmındede çıngene gu-
Çizgifilm
Fransa'nın
ençok
i/lenen
ikinci filmi
olurken
Fransa'da
Hugo'nun
yaşamı ve
yapıtlanna
olan ilgi de
gözle
göriıliır bir
artış,
sergilijor
zelı Esmeralda Notre Dame kılısesıne sı-
ğınmak ıstıyor
Fransızlar çızgı tılmı en ınce aynntısı-
na kadar ınceledıkten sonra Dısney yoru-
mu ve Hugo'nun yapıtı arasındakı farkla-
n belırlenıişler Romanm onjmalınde Qu-
asıınando. oykunun sonunda Esmeral-
da'yla bırlıkte olen çırkın bır yaratıkken.
Dısney yorumuyla daha sevımlı bırnıte-
lık kazanan kambur mutlu bır yaşam su-
ruyor Çızgı fılmde katedral sanatsal açı-
dan y uceltılırken. sanat tanhçılen bu çız-
gı tılmdekı katedralın Ortaçağ mımarı-
sıyle uyuşmadığını bıldınyorlar
Dısney fırması fılm sonunda Notre Da-
me kıiısesınde buyuk bır şolen duzenle-
mek ıstedıyse de hransızlar bu teklıfı ka-
bul etmedıler 'Vncak butun eleştırılere
karşın Dısney lı Notre Dame'ın Kamburu
Fran-*a'da buyuk bır başarı sağladı
İlk İngiliz
kadın yazar
îskoç
Prensesi mi?
kültür Servisi -Ingıltere'nın
bılınen en eskı kadın vazarının
12 v uzy ı Ida v aşav an I skoçv al ı
Prenses Gvvenllian olduğu one
suruldu
Gyvvneed kralının kızı olan
prensesın. Kelt dılmde \ azılmış
800 y ıllık bır destanın y azan ol-
duğu savlandı Buay ıçınde ln-
gılteredeyayımlanacakolan kı-
tap Keltîerın gızlı guçler ve
kahramanlık oykulerıvle dolu
dunyasınıkonuedınıyor Ingılız
dılı v e edebıy atı uzmanlanndan
Dr Andrew Breeze'e gore
Gwenllıan dunyanın en ıvı va-
zarlanndan bın say ılmalı Nor-
manlarlayapılan bırsavaştaya-
şamını yıtıren prensesın Iskoç
dıhnde y azılmış en guzel şurle-
nn sahıbı olduğunu duşunen
Breeze. prensesın yazdıklann-
dan buyuk bolumunun bu sa-
vaşta y ok olup gıttığmı eklıy or
Soz konusu yapıt. Iskoç ede-
bıvatının en buvuk urunlenn-
den bın olmakla kalmay ıp Kelt
mıtolojiMnın de bugune dek ka-
labılmış en onemlı omeklerı
arasinda Destanlarla orulu bu
kıtap ılk kez 1300 tarıhınde ya-
yımlanmış. ıkıncı basımı ıse
1375 yılında gerçekleştınlmiş
Kıtap haleıı Oxtord Jesus
Kolejı nde saklanıvor Breeze.
'The Four Branchesof Mabino-
gi" adını taşiyan kıtabın kadın
ve erkeğın rollerını altust eden
bır vaklaşım ıçerdığı ıçm temı-
nıst yazının ılk urunu olarak da
değerlendırılebıleceğını duşu-
nuvor
Heryerdelik ve
Hiçbiryerdelik...
"Aydın" konusunun ve sorunun odak noktası kı-
lınması gereken ıkı kavram Heryerdelik ve hiçbir-
yerdelik
Odak noktası çunku aydınlann ve aydınlanma-
nın tanhının hangı sayfasını açsak. aynı gerçekle
karşılaşınz Aydının yerı, hep otekılerce yanı her-
yerde olmayı bır yaşam bıçımı edınmışlerce tvçbır-
yer ya da hıçlık dıye adlandınlan yerde olagelmış-
tır
O yer, gerçekte ancak tutarlık ya da odunsuzluk
kavramlarının çatısı altına sığdırılabılecek olan yer-
dır
Bıyografının buyuk ustalarından Stefan Zvveig,
Batı humanızmının kurucusu Erasmus uzenne ka-
leme aldığı başyapıtında "Erasmus kımden yana-
dır dıye sorulsaydı, bunun ancak tek bıryanıtı ola-
bıltrdt", der "Erasmus, hep kendı duşuncelerınden
yanadır" Belkı de hıçbıryerdelığın onculerınden sa-
yılması gereken Erasmus'un, hep kendı duşunce-
lerınden yana olması elbet onun ve benzerlerının
başka hıçbır duşunceye kesınlıkle katılmamaları
gıbı bır bağnazlığı sımgelemez Burada kendı ak-
lının suzgecınden geçmemış olanı hangı nedenle
olursa olsun benımsememek dıye ozetlenebılecek
bır tutumun varlığı soz konusudur ve bu tutum, ay-
dın ahlakının da temelıdır
Tomris Uyar, Varlık dergısının ocak sayısında çı-
kan yazısında Guy de Maupassant'ın 1876 yılın-
da yazdığı mektuptan bır alıntı yapmış Şoyle de-
nıyor alıntıda " herhangt bır sıyasal partıye bag-
lanmayı reddederım bırdıne, bırmezhebe, bırakı-
ma da Özel bır ogretının savunucusu bır toplulu-
ğa uye olmayı, herhangı bır dogma, bır yetke bır
ılke karşısında boyun eğmeyı asla ıstemem -yal-
nızca, onlan karalama hakkını hep elımde tutabıl-
mek ıçın Butun tanrılara, butun tabulara savaş aç-
makta sonuna kadar ozgur olmak ısterım, bın çı-
kıp da bır zamanlar bır tanrıya tapındıgımı, bırbaş-
kasının cephesınde savaştığımı soyleyememelı
Ayrıca bu bana dostlanm adına savaşma hakkını
da verıyor- dostlanm bayraklannı hangı dava uğ-
runa açarlarsa açsınlar"
Yalnızcaarkasındabıroğretım bır partı herhan-
gı bır topluluk ya da bır ınanç var dıye bellı bır du-
şunceye bağlanmak aynı nedenden oturu kımı du-
şuncelen açıkça eleştırmekten kaçınmak ustehk
aklın eleştırı buyruğunu vermesıne karşın bunu
yapmaktan kaçınmak, bu kendı yermden başka
hıçbıryerde olmamayı goze alamayıp rahatlık ya da
kımı çıkarlar ugruna heryerdelığı yeglemekten baş-
ka bır şey değıldır Kaderın garıp cılvesı ıse heryer-
delığı seçenlerın sonunda -kendı olası yerlerı de da-
hıl- hıçbıryerde olamadıklarının zaman ıçerısınde
mutlaka ama mutlaka ortaya çıkmasıdır Çunku
heryerde olabılme çabasıyla gardroplarındakı mas-
kelerı hemen her gun daha bır zengınleştırenler,
gunun bırınde kullanılmadık maske kalmaması gı-
bı bır sonuçla karşılaşacaklarını nedense hıç du-
şunmezler Ulkemızde çok değerli bır dostumun
deyışıylş, "yetn^ış şu kadar yıllık cumhunyete rağ-
men hâlâ padışahlık yapmak hevesınde olanlar' a
ne yazık kıyalnızcasıyasetalanında değıl, akılcıdu-
şuncenın egemenlığınde olması doğal sayılması
gereken alanlarda da çokça rastlanıyor Boylelerı
ınsan zıhnının bılgı ve bırıkım kapasıtesının sonuç-
ta sınırlılığı gerçeğı uzennde hıç kafa yorma gere-
ğını duymaksızın, hemen her alanda soyieyebıle-
ceklen bır şeyler olduğuna ınanıyorlar ve başkala-
nnı da ınandırmak uğruna cıddı çabalar harcıyor-
lar Bununla da kalmayıp -belkı anılan tutumlarmın
doğal bır sonucu olarak- hemen her alandakı kılıt
noktalarını hak ettıklerıne ıçtenlıkle ınanmaya baş-
lıyorlar
Elbet boylelerının asıl zararı kendılerınden çok
onların soyledıklenne onca alanda gerçekten soy-
leyebıleceklerı bır şeyler olduğuna koşulsuz ına-
nanlara dokunuyor, aynı bırıkımlerın ve bılgılerın
zaman ıçerısınde farklı bakış açılarının suzgecınden
geçırılmeksızın farkiı kuşaklara neredeyse kutsal
gerçekler dıye aktanlması, duşunce baglamında
kıtlesel bır yerınde saymanın temellerınden bırını
oluşturuyor Bır kez herhangı bır zaman kendılerı-
nı kabul ettırmış olanlann, o zamana postu serıp
sonrakı zamanlara seslenmeyı alışkanlığa donuş-
turmelerı belkı de alışkanlıkların en tehlıkelısının
duşunme tembellığt alışkanlığının hızla yayılması-
nı sağlıyor
Dokunulmazlıklar peşınde koşmamak şu ya da
bu alanda sureklı bılgı edınme ve eser verme ça-
balarını değıl, dokunulmazlık kazanmayı savunan-
lara hep kuşkuyla bakmak her şeyı eleştırır goru-
nurken aslında kendı denetımlerının dışında oluş-
turulmuş butun lyı şeylen de sırf başkalarının elın-
den çıkmadır dıye, yıkmayı amaçlayanların maske-
lerıne hıç kanmamak duşunce baglamında sağlık-
lı bır toplumun ya da Brecht'ın unlu deyışıyle, ar-
tık kahramanların varlığını gereksınmeyen bır top-
lumun başlıca gostergelerıdır
Günumuzun Turkıyesı'nın duşunme eylemıneve
duşunceye değer veren genç kuşaklannın kendı-
lerı yararına başarmaları gereken en onemlı ışler-
den bın kendılerınden oncekılen, bır zamanlar r an-
gı doruklara yerleşmış olurlarsa olsunlar boyle do-
kunulmazlıklar açısından sureklı sınamak heryer-
delik peşınde koşanların gerçekte ne soyledıklen-
ne ya da -belkı daha da onemlısı- soyluyor goru-
nurken aslında ne acınası boşluklar sergıledıklen-
ne çok lyı dıkkat etmektır
BUGUN
• CRRde saat 19 30'da '\iyana "SaylıSa/lar Dortlusu
velngeborgBaldasztı'nın konsen ızlenebılır<2>2 9S ^0ı
• İDOBda -^aat 20 00de R. Rodgers/O. Hammerstein
n'nın 'Kral ve Ben" adlı vapıtı sahnelenıyor
• \KS\NAT ta >aat 12 30 da lazer-disJ'ten Ray
Charles 'The Genius of Soul' konserı \e saat 1S ^0 da
Prof Dr OrhanKuraTınkatıldığı 'BırGezgınin
Dünvası' başlıklı söyleşı \e muzıklı dıa «ostensı
ızlenebılır (252 35 00)
• İFS\K ta saat 19 00 ve 20 00 de Lutfı
Ozgunaydm ın katıldığı "Savdam
Gösterisrızlenebılır(243 14 01)
• E^ LLLMLZİK KI LLBL nde Bülent Ortaçgil
konsen dmlenebılır(25'7 U 09)
• BEKSAV 'da »aat 18 00"de Sergie Eseinstein'ın
yonettığı "Potemkin Zırhlısı' adlı tılm ızlenebılır
Ayşe ve Ercüment Kalmık Vakfi'nda
Tomur Atagök'ün konferansı
• kultur Servisi - K\:.e ve trcument kı mık \aktı nın
duzenledığı. Tomur Magok'un katıldığı 1950 Sonrası
Turk Resım Sanatf başlığındakı konterans 18 ocak saat
15 OO'te vakfın Gumuşsuyu'ndakı merkezınde vapılacak