03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 1997 ÇARŞAMBA 10 DIZIYAZI Cencay Gürsoy En azından gelecek 3-5 yılını görmek isteyen yurttaşa ÖDP'nin hangi ölçüde umut verdiğini, hangi perspektifi sunduğunu sorguluyor. Türkiye'de siyasi kültürün gereği insanlann belli bir gücü gcrmeden ona itibar etmedikierini söylüyor. Bu nedenle önce belli bir büyüklüğe ulaşılması gerektiğini saptıyor: "Ona ulaşmadan daha büyük bir yapıyı kuramazsınız. Bu biraz kendi içinde çelişik gibi görünüyor, ama önce bir umut yaratacaksınız ki sonra insanlar gelsin". SoldaYeni Soluk S O L U N P A R C A L A N M A V E B İ R L E S M E S Ü R E C İ Tarihi sûreçte 10 Eylûl 1920'de Komünist EnternasyonePe bağh bir parti olarak kurulan TKP'den başjanırsa bir dizi buluşnra, ama daha çok aynlma, parçalanmanın sıkıntılanyîa yürüdü sol. TKP'nin ilk kuruluşu, farkİ! komûnist gruplann ve çevreîerin birliğiyle gerçekleşmişti. lOEylüi 1920'de 3akû"de gerçekleşen TKP 1. Kongresi, bu birlik üzerinden sağlandı. 1952 tevkifaünda ise parti içindeki farkhlıklann ağır, sert çatışmalan sûrdü. 1960"lann basında örgütsüz ya da yan ÖTgütlü komûnist kadrolar, TÎP'in içinde, bu partiyi desteklediier. Bu destek, 1962-1965 arasmda TtP'in yapttğı atakta belirleyici oldu. Ancak 1%5-1966'da öne çıkan TKP'nin eski üye ve kadrolan arasındaki çatışma ve tarüşroalar. TİP ve çevresindeki birliği de etkiledi. Sosyalist Devrün - Miili Demokratik Devrim (MDD> aynşması yaşandı. Bu aynşma TÎP 4. Büyûk Kongresi sonrası kopmaya dönüştü. Sosyalist devrim görüşünü savunanlar TKP. TSÎP ve 2. TlP oluşumlanna yöneldiler. MDD'yi savunanlar ise önce "Maocn olan ve olmavanlar" aynmına, sonra da THKP-C, THKO ve diğer akımlara aynştılar. TKP'nin 1975 yılındaki kuruluş yıldönümûne gelmdiğinde Dr. Şefık Hûsnû, Reşat Fuat Baraneı, Dr. Hflunei Kmkımlı, Mffluri Befli gibi eski parti kadrolanna yönelik olumsuz yaklaşunlar terk edildi. Daha sonra TÎP'e yönelik olumsuz yaklaşımlar da ortadan kalkmaya başladı. 1978-79 döneminde Bflen ve Befaice Boran'ın anîaşmalanyia başlayan sûreçte TlP ile TKP'nin birliği yolunda çahşmaiara girişüdi. 12 Eviûl'den önce gerçekleşen TKP. TlP. TSİP, Türkiye Kürdistan Sosyalist Partisi ve Kürdistan îşçi Partisi arasındaki ikiü, üçlü ve çok yönlö ilişki ve seçim işbiriikleri, bir yanıyfa 12 Eylûl'den sonraki sol biriiğin temeUerini attı. 12 EylüFden sonra TSİP ile TİP-TKP iliskileri bir ara canlandı, ancak biriik yönûnde sonuç vermedi. Gerçekleşme süreeindeki ağır soruniar, yüksek frre dûzeyine karşın TlP üe TKP'nin TBKP'de gerçekleşen birliginin ardtndan TSlP'in de katıhmıyla Sosvalist Biriik Partisi (SBP) doğdu. SBP daha çok, Sovyetik üç partinin TKP-TÎP-TSİP ve yine Çin'e dayalı Maocu akjmm yenilenerek dönûşen bir bölümünûn, bağımstz sosyalist çevre ve kişiler ile CHP'den kopan kimi unsurlann birliği olarak gerçekleşti. Tam bu noktada 27 Mart '94 yerel genel seçimleri gündeme geldi. Soîun seçimlere girme imkânı vardı. SBP, bu olanağı birlikte değeriendinne çağnsı yaptı. Kurtuîuş grubunun, Emek grubunun kapısı çalındj. "Seçimlere biriikte prdım"' denildi. SBP olarak girilen seçimlerde Birleşik Sosyalist Alteraatif (BSA) 80 bin dolayında oyaldı. Bu arada Kûrt meselesi nedeniyle SBP'nin Anayasa Mahkemesı'nce kapatılması gündemdeydı. SBP'nin örgütlülüğü. BSP'ye aktanldı. SBP'nin örgütsel iskeleri üzerinden Kurtufuş. Emek, Yeni Yol ve Sosyalist Politika gibi çevrelerle Birleşik Sosyalist Parti (BSP) kuruldu. Böylece eskî Sovyetik partiler gelenegi ile Dev-Genç'ten gelen parti, ordu, cephe kökenli akımlann buhışması bir yanıyla sağlandı. Kuruçeşme toplantıJannda aynşan devrimci ve sosyalist blokun başlıca unsurlan buluşmuştu. Öte yandan 1994"ün ilkbahannda 68 Birliği Vakfi'ndaki farklı gruplar yeni parti girişimlerine başladılar. Bu sûreçte benzer bir çahşmayı da Dev-Yol kanadı yürütüyordu. Sonuç olarak bu çahşmalarbirkştirilerek 1995 bahanndaGeleceği Birlikte Kuralım (GBK) adıyla yeni bir parti kurma girişimine dönüştü. GBK'de Dev-Yol asıl olmak ûzere bazı eski Kurtulusçular ve bazı eski Halkın Kurtuluşundan olanlar buluştu. Sonuç olarak BSP ile GBK'nin de birliği saglanarak ÖDP yaratıldı.. 'Soruniaryaşanmadan aşılmıyor'Genel değerlendirmelere bakılırsa ço- ğunluk, tek başına bıle böylesine bir parti oluşumunun varlığını Türkıye açısından önemlı görûyor. Bunun yanı sıra yapıla- mayanlarda var tabiı. Meüh Pekdemir'ın ortaya koyduğu tablodan başlavalım: 14 KMelere. biz geldik denildi; üyeleri- miz oldu; bildiri dağıtıldı. afisler yapıştırıl- dı; paneflere, mitinglere katıldüar; seçim çaltşması da yaptılar. Peki ya sonra ne ol- du? Sonrası yok... Bütün bunlan herhan- gi bir sol parti yapabilirdi, ÖDP de >apü. Ve benzerleri gibi politik nkanmayla yiiz yüze geldik. Politikükanma kilidini açacak anahtar, siyaset yapma tarzında. yani da- yanışma ve özgüıîük boyutunda gösterecek performansa bağhdır_" SrtkıCoşkun'a gelelım. O, politik tıkaıı- manın uygun adım yerine, "uyıımlu bir yürüyüşİe" aşılacağını düşünüyor. Çoğul- culuk ve çeşitlilığin bu yanıvla getırisi ol- duğunu savunuyor. Geçmışten verdiği ör- nekle şö>le açıklıyor bu yaklaşımını: "Gecmişte tek söz söy lendi, tek iş yapü- dL Gene tekiş yapmalı. ama toplumun önii- ne geniş bir renk demetivlc çıkabilmelL Gecmiştc komûnist partiyi, Marksist hare- keti güçlü kılan şey, tek bir vuruş tek bir s- es ve uygun adım yürüyüştü. Ama bugün toplum öyle bir yere geldi ki uygun adım yürüyüşten çok, uyumlu bir yûrüyüşe ih- tiyacı var. Tabü partide uyıımlu bir yürii- yü; şu aşamada çok güç. Herkes kendi adı- nuyla yürüyor. herkes kendi akordunda. Ortak bir ahenk sağlanabilir. Bir orkest- rasyon olarak düşünülürse parti yürür_" Sadun Aren'le tartışıyoruz konuyu: - ÖDP'nin kat ettığı yolu nasıl değerlen- dinyorsunuz? u Biraz engebeli bir yol doğrusu. Hem yenileşme, hem bûieşme. Aslında birleşme ohnasaydı yenileşme olamazdı. Bakın hâ- lâ kendi konumlannı muhafaza etmeyeça- lışan arkadaşlanmız var. Onun için tüm- seklL inişli çıkışb bir yol izlryoruz. Fakat ta- bü en öneralisL insanlar arük kendilerini eleştirebilrvorlar. Bu anlamda ÖDP iyi yol- dadır." - ÖDP kimliğınin tümüyle oluşmadığı- nı söyleyenler de var "Öyle çok keskin kenarlı bir kimlik dü- şûnülüyorsa, bu nlmamah zaten. Bir aik kimliği ve aidiveti anlamında olmalıdır her şey. Onun için ÖDP. farklı insanlann oluş- turduğu bir ailedir. Yani aikde kişilerin bi- reysel olarak kimlikleri vardır, ama aik kimliği diye bir tanım da vardır". - Parti, kuruluşundan bugûne toplumsal muhalefette ne gibi rol oynadı? "ÖDP soMa propaganda yaparken var olan korkuyu kaJdınu. Meseİasokakta slo- gan atma. afiş yapıştırmak gibi sonuçta şe- küsel olarak görülse de kitle bazında ele alındığında bunu bir atüun olarak düşün ü- yorum. Sıvas'ta seçim sonucu yüzde l^gi- bi bir oy aldık. ama daha önemlisi kentte- ki korkuyu dağıttık. O korkulu dönemler- de insanlarla sokaklarda, "yaşasın özgür- lük, vaşasın da>anışma' sloganlanyla do- laşnk. Bu önemli bir adımdır. .Ama bazı ar- kadaşlar heyecanlı; olaylarda sokağa çıka- lım. sokağın partisi olalım diyotiar. ama sokağın partisi olunmaz. Yani sürekli ba- ğıran çağıran bir parti olamayu. Çünkü halkımız. bu durumdan hoşlanmadığını göstermiştir. Ama bunun tersi gazetelere, televizyonlara beyanatvermekle yetinmek de dcğildir. Siyaseti sadece seçim zamanı yoğun bir şekilde yapmayahm. Her zaman, sıcak birşekilde yapalım. Ye politikay a mü- dahale edelim." "Tekdaş Ağaoğlu" sorunlann, sıkıntıla- nn yaşanmadan aşılamayacaği görüşün- de. Bız önce. saptadığı sorunlan soralım kendisine ve konuyu tartışalım. - Nedir bu soruniar? "Birineisi, deneyimsizliktir. Daha önce parti çauşmasına girmemiş unsuriar bir araya gelmiş ve siyasi parti örgütleme ça- hşmasını gerçekleştiriyorlar. Parti gelene- ğindengelen arkadaşlann varuğı, bu konu- da bir avantaj. Ancak parti geleneğüıden gelen yapılanmalar da birikimkrini pek /IKIMA SON. hayata geçiremediler. Bunu ben bizzat ken- dimden biliyorum. TSİP'ten gelen birisi olarak." - Sıkıntılann ideolojik yansımalan na- sıl? _ "ÖDP'nin yapmak istediği iki şey ve iki misyon var. Birineisi; Türkiye'deki sosya- listlerin bir araya gelmesi ve politika oluş- turması. Aslında bu parti. sadece sosyalist- lerin bir araya gelmesiyle oluşmadL Sosya- Bstier başı çekti diyebiİiriz. İkincisi; Türki- ye'nin bugünkü politikasuıa müdahale ve toplumsal muhalefet yelpazesini genişlet- me. Bunlara bağu olarak propaganda yön- temini bu doğrultuda seçmek ve bir muha- lefet hareketi yaratmak gerekiyor. Sosya- listler olarak Türkiye'nin daha demokra- tikleştirilmesL özgürlüklerin kazanıhnası amacınuz." - Sözünü ettiğınız ıkıncı misyon ne öl- çude gerçekleşti? "Bugüne kadar önemli ölçüde bir şey gerçekleştirdiğimizi söyleyemeyiz. Bu yol- da adımlar atmayi sürdürüyoruz. Politik örgütknmtmi/isiirdürüp yayguüaştirma- yı devam ettirmek istiyoruz.'' Politikada yeni kültür Saruhan Oluç'a soralım bu kez: -ÖDP'de ideolojik anlamda farklı ba- kışlar. ortak polıtikalann oluşturulmasın- da sıkıntı yaratmıyor mu? u Bu sadece ÖDP'nin sorunu değil, Tür- kiye solunun bir sorunu. Hatta dünya so- lunun bir sorunu diye bakmak lazun. Çün- kü dünyada bir dönetn yaşandL Bu döne- nıin politik bir kültürü oluştu mücadele içinde. Oluşan bu kültürün olumsuz yan- lannı aşmaya çauşıyoruz. Biz bunu ÖDP'nin içindeyaşryoruz, ama benzer dö- nemler dünya solu açısından hep yaşandL Dolayısıyla meseleye bu açıdan bakarsak yeni bir politik kültür yararma uğraşmda- yız. Geçmisin olumsuzluklannı aşan bir politik kültür yaratmaya çahsryomz. O açı- dan önemli adımlar atıldığını düşünüyo- rum doğrusu." Gülnur Savran ise bir yandan ÖDP'nin kendısınden beklendiğı gibi, programına koyduklannı gerçekleştiremedığini belır- tıyor. öte yandan "Bunu anlaşıhr buluyo- rum, çünkü henüz vakit erken" dıyor. Konunun pratiğinde "pek olmayan" Murat Belge'nin değerlendırmelennde asıl öne çıkan. "Tiirkiye'nin bu şartlann- da partinin Allahı gelse büyük sıçramalar yapamaz" yargısı. Belge'ye, Kürt sorununun çözümü gibi temel konularda farklı seslenn çıkması- nın partide sıkıntı yaratıp yaratmadığını soruyoruz. Yanıtı şöyle: "Bunu beraber tartışıyoruz. Bunun benzer bir tane doğru cevabı olduğunu zannetmiyorum. Birta- kım dış nedenlerle tek doğru varmış gibi davranmaya ahşmışız. Konuşulmalı, fark- ÖDP devrimcipotansiyelibir araya topladı Ahmet Asena da kıtlescl parti olma konusuna de- ğiniyor bu başhkta: "Şimdi Idftesel partiyiz dryonız, Ancak kitlesd parti, bazı arkadaslannuzm düşûndü- p gibi kideterin yanmda duran parti değüdir. Khiete- rin de kadkhgı bir partidir. Bu anlamda sosyaBstterle sosyaldemokrariararasındakireaHtevtgörmek gerek. Yani, ÖDP'ye pûr sosyalist, devrimci, Marksist olma- yanlar 0remez diye bir söylenı gelLstiremezsiniz. Yani dönüp, KemaİHm doğnı mu, yanlış nvı diye tarttşmak yanhştır™'" Oğuzhatı Müftüoğlu, ÖDP'nin yaptıklannı yeterli bulmuyor, ama bu yöndeki beklentilerin de gerçekçi olması geTektigini söylüyor. Çünkü Î2 Eylül'le siya- set dışı bırakıîan solun yeniden toplanması gûç ona göre. Buna karştn ÖDP, "devrimci potanayei"', "dev- rimci aydmlan" bir araya topiamaya başladı Miiftü- oğhı'na göre. ÖDP'nin uzun soluklu bir mücadeleyi göze alması gerektiğini söylüyor Müftüoğlu ve '"ÖIH* bu mücadelenin başlangıcıru yapnııştır ve devanıı ge- kcektir. Toplumsal muhalefette odak nofctası olma ko- ausu da bir anlamda gerçekleşti sanıvorum. İnsanla- nn güvenini kazandı. Insanhaklan ihlaikrine karşı ol- sun, demokrasi mücadelesindeki duyarlıJığı olsun ken- disini belH etrniştir. ÖDP'nin bulunduğ>ı noktada bir sıkıntısı da yoktur bence" diyor. Metin Çulhaoğlu bu anlarnda pembe tablo çizme- yeceğini belirtiyor. "Pek çok sorun var" diye başlryor ve ekliyor: "ÖDP'nin bir politika bütünlüğu oluşturması gere- kiyor. Güncel poUtikalann ekseninde yer ahy©r. Yani bütün bunlan blr potada biriestirecek bir siyasi anla- yış olustunıhTiah.BVta«belfftoek gerekiyor. Biz,bw- günküanlayışımızvçbugtiııkiidryalogdüzeyiniizleso- nuılann altından kalkanz. Partirnizçoğulcu. Ben eko- lojik sosyalistim, ben feminfert sosyafetim diyen. ben sendikacıyım diyen arkadaşlar var. Bizinı burada ya- pacağımız. röm bunlan örtecek bir şemsiye oluştür- mak. Bunu tam anlamıyla yapanıadık, bu kimliğiger- çekleştiremedBi. yani ÖDP kinıliğini..." h şeyler de olsa, bunu başaran parti, daha fazla güven toplarsanıyorum. Bu süreç içe- risindeki zamanı da bir vakit kay bı olarak değil. aksine bir kazanun olarak görüyo- rum. Pek çok kişi bunlar kendi aralannda bile anlaşamıyorlar. bunlardan iş çıkmaz diyebilir. Ama az da olsa bunu haklı gören- lerçıkar ve bu kişiler de bir kazanımdır. Bir başka aşamaya gelindiğinde soğuk bakan kişikri de kazanabiliriz.** Örgütlenme ko- nusundakı sorunlan bir de Ertuğrul Kürk- çü'den dınleyelım: "Bu anlamda ÖDP'nin şöyle bir de han- dikabı var; her bölge için, her yer için ge- çerli bir çözümü yok. Her bölgenin farkh örgütlenme biçimi var. Ankara'nın bir ge- cekondu bölgesi ik İstanbul'un Beyoğlu il- çesi arasında pek tabü ki farkhlıklar ola- caknr. Ve bu farkhhklarparti örgüüenme- sine de yansıyor. Bütün ÖDP'lilerin ortak- laşa benimseyecekleri bir çözüm biçimi yok. Bir yerde kent meclisi yapılır. diğer yerde kent pariamentosu yapılarak sorun- lara çözüm yollan aranu*. Daha çok kendi- sini fiili demokrasi alanlannda gösterme- yi hedefleyen bir örgütlenme biçimidir ÖDP'nin örgütlenme biçûnL" Solda yenilgi Bülent Forta da "örgütsel sorunlar"ın altını çızıyor. Diğer partilere gönderme yaparak, ÖDP'nin parası olsa. yüzlerce ın- sanı profesyonel olarak çahştırabilse bun- lan aşacağını belirtiyor. Asıl önemlisi, so- lun durumu Forta'ya göre. Salt ÖDP'nin değil. dünyada solun kendını tanımlayabı- leceği sloganlannın, koordinatlann kay- bolmaya başladığını söylüyor geçen sıi- reçte: "Eskiden Ecevıt'in halkçı düzen di- ye bir şeyi vanü. Sokrularuı 'bağınısız Tür- kiye'si vardı. Sol birtakım şeyleri yitirdL Halkalannı faşistlere. yeni liberallere. din- sel akımlara kaptırdı. Politika. bu halkanın bulunması ve yakalanmasıdır. Yoksa 'sos- yalizmi kuracağız' sözü, çok yukandan \e buyurgan bir şeydir, doğnı değildir. Biz Türkiye'nin mevcut krizi karşısuıda ne öneriyoruz. ona bakmak lazun." Gencay Gürsoy, yaşanan sıkıntılann bir yaruyla Türkiye gerçeğınden kaynaklandı- ğını vurguluyor. ÖDP'nin yapısıyla Tür- kiye'dekı siyasi kültürün, genel ortalama toplumsal kültürün arasmda büyük bir uçurum olduğuna dikkat çekıyor. Örnek- lerinı, partinin adından başlayarak sergılı- yor: "Orneğin partimian adı, yani özgür- lük. ortalama politik kültürün aşina oldu- ğu bir şey değil. Özgürlük sözcüğü siyasi termonolojiye, Türk Dil Kurumu ile gir- miştir. Ondan önce bu sözcüğün karşıhğı bile yok. Fransız ihtilalinin ilk krvTİcımlan Osmanh toplumuna ulaştığı zaman insan- lar özgürlük sözcüğünün karşılığını an- yorlar; serbesti diye bir şey buluyorlar. Ser- bestinin anlamı. başı bağlı demektir, Fars- çadan gehniştir. Düşünün ki özgürlüğün yerine bulunan sözcük, onu tümüyle sınır- İayan bir yapıda. Dolayısıyla böyle bir top- lum kültüründeÖDP gibi bir partinin ken- di içinde çoksesli bir yapıyı sürdürmesL gerçekten güçtür. Yani bu anlamda aşılma- sı gereken çok büyük güçlükler var." Bu kültürel engellenn dışında başka sı- kmtılara da işaret edıyor Gürsoy. Orneğin, en azından gelecek 3-5 yılını görmek ıs- teyen yurttaşa ÖDP'nın hangi ölçüde umut verdığıni. hangi perspektifi sunduğunu sorguluyor. Türkiye'de siyasi kültürün gereği insan- lann belli bir gücü görmeden ona itibar et- medıklennı söylüyor. Bu nedenle önce belli bir büyüklüğe ulaşılması gerektiğini saptıyor. "Ona ulaşmadan daha büyük bir yapıy ı kuramazsınız. Bu biraz kendi için- de çelişik gibi görünüyor, ama önce bir u- mut yaratacaksınız ki sonra insanlar gel- sin" dıyor. Eldekı olanaklarla toplumsal muhalefet konusunda yapılabıleceklenn sınınnda ol- duklannı söylüyor Masis Kürkçügil. Par- tinin sıkıntılanna ılişkin kendi sorulan ve kendi yanıtlan da şöyle: "Yapabileceklerimizin suunndayız. Ni- yetüniz olabilir. ama henüz gücümüz ora- ya varmamıştir. Yeni araçlar buluyor mu- yuz? Buluyoruz, ama kısmen;yeterli de- ğiL. Gündem üretiyor muyuz? Üretiyoruz, ama kısmen. o da yeterli değiL ÖDP yeter- li mi şu anda? Tabü ki şu aşamada yeter- siz. 65 milyonluk bir ülkede 20-25 bin üye- sinin olması ya da 500-600 bin kişilik bir seçmen potansiyeline sahip ohnasL tabü ki Neterli değiL Kalkış noktamızı biliyoruz, ÖDP'yi sorguladığınız zaman, kendi sıfir noktamızdan söz edeceğiz. Ama Türki- ye'deki siyasi mücadeleye baktığımız za- man, ÖDP henüz emekieme aşamasuida. Buradan kalkıp da doğmanuş çocuğa don dikmek yanhş olur". Yarın: Partinin geleceğini nasıl görüyorlar? POLİTİKA VE ÖTESt MEHMED KEMAL Dinleyin Kar Yağıyor... Her eski yıl giderken terkısinde bir yeni yılı geti- rir. Kim bilir şimdiye değin kaç yeni yıl yazısı yaz- dım. Yaş gelip 80'lere dayanınca elbette sayısı bel- li oluyor. Ne olsa gene gözümde sayılar kabarıyor, kalınlaşıyor, büyüyor. Bir köşe yazarı için yeni yıl, bayram, toplu günler yazısı yazmak olağandır. Hat- ta görevidir. Kimi gazetelerde böyle günler için gö- rünmeyen yazarlar vardır: Günü geldi mi yazı cep- te alestadır, hemen çıkanp verirler. Böyle yazarlara "bayramiye" diye ad bile takarlar. Bu yılın önemli konusu kardı. Kış başını göster- miş, fakat ortalıkta kar görunmüyordu. Hava tah- mini yapan konuşmacılara, "Bu yılbaşı kar var mı" diye soruyorlardı. Hava tahmin raporlannda kar görünmediği için tahminciler bir şey söyleyemiyorlardı. "Daha vakit var, ilerterde kar alametleri var, ama kesin değil" diye kaçamak yanıtlar verenler vardı. Hele kaşartanmış tahminciler var da, yok da deme- denağızlannın içinde yuvarlanıyortardı. Hele tahmin ışinde Ali Esin gibi ustalar, bir şeyler yuvartıyorlar- dı. Ne de olsa bu işın ilk mucidi sayılırlardı. Haftanın sonuna yaklaşıyoruz, ufukta kar yok. Millet kar bekliyor. "Kar var mı?" "Balkanlar'dan bu yana bir şeyler görünüyor. A- ma gene de kesin bir şey söylenemez." Bu kar gecikse gecikse yılbaşı gecesine kadar gecikir, sabah pençereyi açanlar kan görürler. "A, karyağmış!.." der çocuklar, bahçeye koşar- lar. Eski yılın son haftasıydı. Hava netameli, karartılı, sıkıntılı.. Bir şeyler serpiştiriyor, yağmur mu kar mı desem bir türlü adını veremiyorum. Trafik öyle yo- ğun ki adım adım gidiyoruz. Bir de Etiler kavşağın- da bir trafik kazası olmuş, yol sıkışmış. Kazayı ya- panlar centilmen olsalar, kart verip kart alsalar... Ne gezer... Tıkamışlar yolu, vermezler de gitmezler. Bizim buranın şoförleri dua ederler: ı "Allah kimseyi Etiler kavşağına düşürmesin!" Düşürmesın ama düştük. Yol tıkanmış, ama tıkayan arabanın üstünde kar var. Yüksek sesle söylüyoruz, arabanın üstünde kar • var. Gittikçe üstünde kan çoğalıyor. Bu yağışla yıl-' başını beklemeye koymayacak, daha erken gele- cek. Akmerkez'in oralara geldiğimde nerdeyse tuta- cak gibi olmuş. Bende çocuk gibi bir sevinç, bir kı- vanç... "Kar yağıyor." Ahmet Muhip Dıranas'ın böyle karlı günlerde anımsadığım şıirinin bir parçası dudaklarımdan dö- külüyor: Kardır yağan üstümüze geceden Yağmurtu karanlık bir düşünceden Ormanın uğultusuyla birlikte Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte ! Kar yağıyor üstümüze, inceden • Sesin nerde kaldı, hergünkü sesin Unutulmuş güzel şarkılar için Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan, Rüzgâr gibi tâ eski Anadotü 'dan Sesin nerde kaldı? Kar içindesin! İki beşlik daha var, kalsınl Nâzım üstadımız da şöyle der: Karanlıkta kar ya- ğıyor I iki çıplak çocuk gibi üşümektedir I ayakla- nn. Dinleyin kar yağıyor... Yeni yıl kutlu olsun!.. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Halk dalkavuk- luğu. 2/ Merkür gezegenıne venlen bir başka ad... Aşk ateşı. 3/ Yıyecek 3 bulamayan, yoksul kımse... tlaç... Kü- çük erkek kardeş. 4/ Kutsal ışık. Is- lam dınmın beş şartından bin. 5/ Başkasının yaptığı da\Tanışlan an- 8 lamsız olarak yı- q neleme. 6/ Budun bılım. 7/Bir nota... Çürük. temelsiz... " başında durmuşuz / Çınarla ben, bir de kedi" (Nâzım Hikmet). 8/Atasözlennedayanandi- 3 daktik Çin şiın... Bir tür 4 dokuma tezgâhına ve bu c tezgâhta dokunmuş kar- maşık desenlı kumaşlara ° venlen ad. 9/ Bir çıfte kü- 7 reklı küçük patalya. Q YUK'VRIDAN AŞAĞFVA: Q 1/ Kısa tüylü bir av köp>eğı 1 2 3 4 5 6 7 8 cınsı. 2/Köylerde hekımlık yapan kımse... Bir ış yapmak, bir eyleme geçmek ıçın duyulan güçlü ıstek. 3/ Eşki dılde ayak.... E\ cıl bir geyık tûrü... Küçük mağara. 4/Tanmda kul- lanılan azotlu gübre... Kuruyarak ya da çürüyerek içı boşal- mış olan. 5/ Göllen ınceleyen bılım dalı. 6/ Köpek... Tirsi balığına verilen bir başka ad. II Duyu organlannın dıştan al- gıladığı bir nesnenın bıluıce yansıyan benzeri... Bir bağlaç. 8/ Leonardo da VTnci'nın ünlü tablosu. 9/ Bırçok bölümden oluşan \ e her bölümü belli bir zaman aralığıyla yayımlanan televizyon fılmi... Sınırnışanı. Ülkemizin En Büyük Problemi Sigarayla Savaşmak İçin Bize Destek Olun / Aramıza Katılın Her Yıl 1.000.000 Gencimizi Kurtaralım SİGARA SAĞLIK ULUSAL KOMİTESİ Tel: 0212 275 55 52 Pbx. Faks: 0212 267 32 97 TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ (TED) KORUNMAYA MUHTAÇ ÖĞRENCİLERİN ÖĞRENİMLERİNE KATKILARINIZ İÇİN ÇELENK BAĞIŞLARINIZI BEKLİYOR. Tel: (312) 418 06 14-417 42 02 Faks:(312)417 53 65
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle