29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 EYLUL 1996 CUMA HABERLER Balanların görev dağiımı • ANKARA (Cumhaıriyet Büro*tı)-Ekonomi Kuırulu önceh gün >aptıgı toplaıtıda. bazı kurulkarın üyelei ıle bazı bakanl.ann ilgı aanlanm belirledi. LyelisJer \e görev dafiılımı korıu;«ndakı Başbakarnlık ger.elgesine göre devlet bakarlan Namık Kem,al Zeybak ve Gül, hükümet sözcü üğü yapacaklar. Fak- Fjk-Fon olarak adlancflınlan Sosyal YardımlaşTiıa \<e Davauşma Teşv ik Forau RPli Devlet Bakanı Sacit Günbey'e: Başbakanlık Tamtna Fonu da. yine RP'lı Devlet Bakanı Abdu.lah Gül'e bağlandı. Özelle^tırme Yüksek Kurulj üyeleri de belli oldu. Cadde ismine tepki • İZVlİR(Cumhuriy*t EgeBûrosu)- Izmir Anakent Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın yasal olmayan yollardan Karşıyaka Ordu Caddesi"nin adını. Gün SazakCaddesi olarak değiştırmesıne tepkiler gideres yoğunlaşıyor. Karşıyaka CHP Örgütü. caddeye yeniden Ordu Caddesi tabelasını asti- CHP. konuyla ilgili olarak mahkemeye baş\urma\a da hazırlanıyor. Çiller destek istedi • ANKARA (Cumhumyet Biirosu) - DYP Kadın v e Gençlik Kolları Başkanlığrnın düzenledığı "Uyuşturucu. ateşli silahlar ve müstehcen yayınlarla mücadele" konulu toplantıda konuşan DYP Genel Başkanı. Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, uyuşturucu. kunıar ve müstehcen yayınlarla mücadele başlartıklarını belirtti. Kadın derneklerinden bu konuda destek isteyen Çiller. iki hafta içinde kumarhanelerde 300"den fazla denetim yapıldığını bildirdı. Karaelmas'ın eleştirisi _ ANKARA (Cumhııriyet Biirosu) - DSP tüzüğünde değişiklik yapılması ve olağanüstü kurultayın toplanması için imza toplayan ve kendilerini "Çile Çiçekleri" olarak adlandıranlar Merkez Disiplin Kurulu'na sevkedilirken yönetime eleştirilerini sürdürdüler. Ihracı istenenlerden Atilla Karaelmas. "Çile Çiçekleri" hareketi içinde yer almadıgını. ancak olağanüstü kurultay talebinin parti tüzüğünün delegelere tanıdığı bir hak olduğunu vurguladı. ADD'den Çiller'e tepki • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Atarürkçü Düşünce Derneği (ADDl Genel Başkan Vekilı Prof. Dr. Ünsal Yavuz. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in "Devlet çökmüştür, bu devletin Türkiye'nin sorunlarını çözmesi mümkün değildir" sözlerine tepki gösterdi. Prof. Yavuz, dün yaptığı yazılı açıklamada, bu ifadelerin Türkiye'de yöneticı sorumluluğundaki kişilerin nasıl bir çıkmaz içerisinde olduklarının göstergesi olduğunu bildirdı. Yavuz. Çiller'in 1991 yılında ekonomiden sorumlu devlet bakanı. Haziran 1993"tede Başbakanlığı üslendiğini anımsatarak, "Çıllerin bu dönemleri gözardı ederek tüm sorumluluğu devlete yüklemesi son derece sakıncalı ve tehlikelidir. Çöken devlet değil, bugünkü yöneticilerin anlayışıdır" dedi. ÖDP'den ABD'ye ppotesto • Istanbul Haber Servisi - Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkan Yardımcısı Atilla Aytemur, Kürtlere ve körfez ülkelerine yönelik Saddam'dan kaynaklanan yeni bir tehdit olduğunu ileri süren ABD'nin Irak'a iki kez saldırmasının ne BM Güvenlik Konseyi kararlan ne de diğer uluslararası hukuki teamüller bakımından hiçbir yasal dayanağı olmadığını söyledi. ÎHD yöneticileri, Necmettin Erbakan'dan gözaltına alınanların özgürlüğünü istediler Birdal ve Arsbuı DGM'deANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - PKK'nin elinde rehın bulunan askerlerı kurtarmak üzere Kuzey Irak'taki örgüt kampına giderek "silahlı çeteye yardım ve yatakhk'" yaptıkları suçlamalarıyla gözal- tına alınan tnsan Hakları Derneği (tHD) Genel Başkanı Akın Birdal ile Mazlum- DerGenel Başkan Yardımcısı İhsan Arslan bugün Ankara Dev let Güvenlik Mahkeme- si"ne(DGM)çıkarılacaklar. İHDyönetici- leri. Başbakan Necmettin Erbakan'dan gö- zaltına alınan Birdal ve Arslan'ın serbest bırakılmasını istediler. Ankara DGM Baş- savcısı CevdetVolkan. Kıızev Irak'a giden heyetin başkanı RP Yan Mılletvekili Fet- hullah Erbaş ile ilgili ıncelemenin sürdü- ğünü söyledi. PKK'nin 15 ay önce rehin aldığı asker- leri kurtarmak amacıyla gittikleri Kuzey 1- rak'tan döndükten sonra 'örgiiteyardım ve yataklık vaptıklan" suçlamasıyla gözaltına alınan İHD Genel Başkanı Birdal ile Maz- lum-Der Genel Başkan Yardımcısı Arslan bugün DGM'ye çıkanlıyor. Birdal ve Ars- lan hakkında dava açılıp açılmayacağı ve suçlamanın içeriği savcılıkta verecekleri ifadenin ardından belirlenecek. CHP'den gözaltı tepkisi GHP Istanbul Milletvekili Ercan Kara- kaş'ın da gözaltılara tepki göstererek. so- ruşturmavı yürüten DGM Savcısı NuhMe- te Yüksel'i arayıp bilgi aldığı öğrenildi. Ka- rakaş'ın, Mete'ye. Birdal'ın adresinin bel- li olduğuna dikkat çekerek, neden gözaltı- na alındığı sorusunu yönelttiği bildirildi. Karakaş'ın uygulama nedeniyle duyduğu üzüntüyüdilegetidiği. Birdal ve Arslan'ın gözaltına alınmaksızınsavcılığaçağnlarak sorgulamalarının yapılabileceğine dikkat çektiği kaydedildi. Yüksel'in, Karakaş'ın suçlamanın içeriği ile ilgili sorusu üzerine. sadece Kuzey Irak'a gidiş nedeniyle hak- lannda işlem yapıldıâını söyledisi belirtil- di. Başbakanlık binasına dün giden İHD yö- neticileri. bir dilekçe vererek. Birdal ve Arslan'ın Türk askerlerinın serbest bırakıl- ması amacıyla Kuzey Irak'a gittiğini vur- guladılar. İHD yöneticileri. aynca gözal- tındakilerin serbest bırakılmasını istediler. Aralarında Genel Sekreter Hiisnü Öndül. Ankara Şube Başkanı Naciye Erkol ve Is- tanbul Şube Başkanı Ercan Kanar'ın da bulunduğu İHDliler. Başbakanlık'tan Yüksel Caddesi'ne geçerek. burada bulu- nan insan hakları anıtı önünde saat 20.00'ye kadar oturma eylemi yaptılar. Türk Mühendis \e Mimar Odalan Birliği ve Türkiye İnsan Hakları Vakt'ı Başkanı Ya- vuz Önen de oturma eylemi yapan İHD'li- lere destek verdi. Eğitim-Sen Genel Başka- nı Kemal Bal. Birdal'ın Dünya Banş Gü- nü'nün hemen ardından gözaltına alındığı- nı anımsatarak. İHD Genel Başkanfnın savcılık yerine Ankara Emniyet Müdürlü- ğü Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgulan- masının anlaşılmaz olduğunu vurguladı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Veysi Ülgen de gözaltı lan kınadı. Ankara DGM Başsavcılığı'nın. PKK kampına giden heyetin başkanhğını yapan RP Van Milletvekili Fethullah Erbaş'ın mil- letvekili dokunulmazlığının kaldınlması is- temiyle fezleke hazırlay ıp hazırlamayaca- ğı belirsızliğini koruyor. Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorulannı yanıtlayan Ankara DGM Başsavcısı Cevdet Volkan. Erbaş'la İI21Iİ incelemenın sürdüöünü sövledi. Kazan, Şevket Kazan'ın L'ğur Mumcu cinayetiy le ilgili açıklamasıyla ilgili olarak da "Lğur Mumeu'y u İsrail ajanlan öldürdü diyor. tspat ede- ceğini sö\ lüyor. Nerede söyîüyor? Parti kongresinde. Acaba neden parti kongresinde? Herhalde İran'ı aklamak için" dedi. (HÜ LYA TOPCLJ) Istanbul Barosu Başkanı, Şevket Kazan.'ı İran'ı aklamaya çalışmakla suçladı 'RPyargıyıieslim almakistiyor'İstanbul Haber Senisi - Istanbul Barosu. yargıda yaşanan sorunlar nedeniy- le adli yıla yine törensiz ginyor. Istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, RP'nin yargıyı teslim al- maya çalıştığını belirterek u Yargı konusunda atıla- cak adımların takipçisi olacağız. RP'li Adalet Ba- kanı'nın ovnanıak istediği o\unu bozacağu" dedi. İstanbul Barosu Başka- nı Turgut Kazan \e yöne- tim kurulu üyeleri dün Sultanahmet Adliyesi'nde düzenledikleri toplantıda, bugün başlayacak yeni yargı yılı için tören yap- mayacaklarını belirttiler. Turgut Kazan. 'mafya'nın devletin içine girdiğini. bazı polislerin devlet ola- naklarıyla "babalara" ko- rumalık yaptığını savun- du. ^eni kabul edilen ve valileregenişyetkilertanıyan İller İdaresi Yasası'nın tüm Türkiye'ye sıkıyönetim getireceğini savunan Kazan, bundan böyle polisin dile- diği insanı vuracağını. ancak yar- gılanamayacağını belirtti. Kazan, yasanın iptali için Anayasa Mah- kemesi'ne götürülmesi gerektiğini söyledi. 1982 Anayasasfnın 159. mad- desinin yargıyı yürütmeye teslim ettiğini vurgulayan Turgut Kazan. •*O kadar ki. >argıçlann bile ken- Adli Tıp Kurumu'na ö z e r k l i k i s t e ğ i Ülkücü kadrolaşmaya tepki tstanbui Haber Servisi- Adli Tıp Kurumu'nda haziran ayından bu yana devam eden "ülkücü kâdrolaşmanın" kurumun geleceğine gölge düşürecegi belirtildi. Kurumda 2. görevle çalışan İÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu. "Adh Tıp'ta son dönemde gerçekieştirilen hızJı kadrolaşma, görev dc0şikli0 ve görev sonlandırmaiannın çalişma huzurunu bozduğu ve kurumun btlimsel ve tarafsız çalişma ilkelerine aykın olduğunu üziinrüyle iztemekteyiz" dedi. Prof. Alemdaroğlu, kurumun özerkleştirilmesini istedi. Adli Tıp Kurumu'nda 2. görevle çalışan Istanbul Oniversitesi'den yaklaşsk 25 öğretim üyesi dün rektörlüİc binasında düzenledikleri toplantıda kurumdaki atamalan değerlendirdiler. Toplantıda konuşan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, özellikle başkan ve üyeler üzerindeki baskt ve olumsuz etkilerin, kurumun tarafsızlığını zedeleyeceğini vurguladı. Görev değişikliklerine "kan değişimi" denilmesini eleştiren Alemdaroğlu, "böyfc 1 kısa zamanlarda kan değişimi olma/. Kan kaybına neden olur, kurumu zedder" diye konuştu. Adli Tıp Kurumu'nun en kısa zamanda özerk bir yapıya kavuşrurulmasını isteyen Prof. Alemdaroğlu. şöyle devam ctti: "Yapılan atama siyasi ıçeri0 olan bir atama. Bir kişinin iv ice belirginleşmiş siyasi kirnliği olduktan sonra bö>le bağımsız yargılarda görev alması sakıncalı olabiîir. Adli Tıp Kurumu, bir sivasi arenaya hiçbir zaman dönüştürülemez." dileriyle ilgili kararlar için vargıva başvurma hakkı yok. L'stelik dev- let yargıya bütçeden gerekli pa\ı ayırmayıp onu kötürüm edivor" dedi. Hukukçulann. koşullann ve kurallann değişmesi için uğraştığı böyle bir dönemde Adalet Baka- nı'nın kendi siyasal anlayışına uy- gun bir kadrolaşmay ı gerçekleştir- meye çalıştığını belirten Kazan. Hâkimlerve^avcılar Yüksek Ku- rulu'nun (HSYK) önümüzdeki günlerde yapacağı atamalara dik- kat çektı. Adalet Bakanı'nın Irak'ın yargı sistemini övmesinin "infazdakey- filiği" gösterdiğinı belirten Turgut Kazan. şöyle konuştu: "İnfazda kevfilik en büvük teh- likedir. Ve ne yazık ki bizim Adalet Bakanımızın \aklaşımı kevfilik üzerine kurulmuştur. Kesinlikle başka amaçlıdır. Kesinlikle huku- ka vabancıdır. Savm Bakan'ın bu yaklaşunı Uğur \Iumcu cinayetiy- İe ilgili açıklamasında da görüyo- ruz. İddia edivor. "Uğur Mumcu'yu israil ajanlan öldürdü' diyor. İspat ede- ceğini söylüvor. Nerede söylüyor? Parti Kongre- sinde. Acaba neden parti kongresinde? Herhalde İran'ı aklamak için. İyi, a- ma bir adalet bakanının görevi bu mudur? Hani delili? Niçin soruşturma makamlarına vermiyor? Hangi amacı güdü\or? Ne vapmak istiyor? İşte bu an- İav ış ve bu bakan. anayasa- mızın 159. maddesine göre HSYK'nin başkanıdır. Di- lediği >argıç ve savcı hak- kında soruşturma başlata- cak, dilediği gibi dilediği kişileri tek başına ve yet- ki> le dilediği >ere sürebile- cektir. Bu durumda neyin törenini yapacağız?" Anayasanın da mutlaka değişmesi gerektiğine dik- kat çeken Turgut Kazan, öncelıkle yargı denetimini yasak- layan kurallann kaldırılmasını is- tedi. RP'nin yargıyı teslim almaya çalıştığını savunan Kazan. bu du- ruma tepki gösterilmemesi duru- munda cumhuriyet kadrolarının ezileceğini ifade etti. Bu amaçla parlamentodaki muhalefet partile- rinebaşvurduklannı anmsatan Ka- zan, anayasa değişikliğinin imza- ya açılması için önümüzdeki gün- lerde çalişma başlatacaklarını kay- detti. 'Adaletin terazisi mafyada' ANKAR.A (Cumhuriyet Bürosu) - Çağdaş Hukukçu- lar Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan. insani huku- kun yerini şer'i hukukun al- makta olduğu uy ansında bu- lunarak, "Tüm hukukçula- rm, hukuk örgütlerinin, bi- reylerin, demokratların bu antilaik sürece karşı birlikte ve uzun soluklu bir mücade- le için ayağa kalkması gere- kiyor~ dedi. Sarıhan. "ada- letin terazisinin mafyanın elinde olduğunu" sav undu. Sanhan, adli yılın sorun- larla başladığını vurguladı. Hukukun yerini. şiddet ve gücün egemenliğine bıraktı- ğtna işaret eden Sanhan. "yozlaşma' 1 olarak niteledi- ği bu olgunun temelinde "şiddetî esas alan ve birtvi >ok sayan 1982 Anavasa- sı'nın bulunduğunu" kav- detti. Sarıhan. anavasanın demokratık olmadığını ifa- de eden siyasi paniîerin ık- tidara geldikten sonra ~de\- letten yana olan ve birevi ya- sal vvoİlaria ezmeye olanak sağlayan 1982 Anavasası'na sahip çıktıklannı" vurgula- yarak. şu görüşleri dile getir- di: "İçhukukumuzda-huku- ka aykınlıklann en yüksek denetim mercii olan Anaya- sa Mahkemesi kendisini bu anayasa ile sınıriıyor. llusal üstü sözleşmelerin, anayasa- nın 90. maddesi karşısında \asa hükmünde olduğu, anayasaya aykınlıkların da ileri sürülemeyeceği gerçeği- ni Anayasa Mahkemesi de, Yargıtay ve Danıştav gibi üst mahkemeler de görnıezden gelmeye devam ediyorlar." Yargının temel avaklarını oluşturan sav. sav unma v e karar üçlüsünün vesayet al- tında olduğunu belirten Sa- rıhan. yargıçların anayasa uyannca idari yönden Ada- let Bakanlığf na bağlı olma- sının yargı bağımsızlığını te- melden etkilediğini kaydet- ti. Sanhan. Adalet Baka- m'nın Hâkimler ve Savcılar \'üksek Kurulu'na başkan- lık etmesinin ve müsteşann da kurul üyesi olmasının yargıçlan yürütmenin dene- timine soktuğunu vurgula- y arak. "Yargıç bağımsızlığı, bu düzenlemelerin yarattığı fiili sonuçla tümüyle gölgele- nivor" dedi. UZ K4Z//ORHAN BİRGİT Dün sabahki gazeteler. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de Kuzey I- rak'a yönelik bir harekât başlata- cağı haberlerıyle doluydu. Kuzey Irak'tan, güney sınırımı- za yönelen 'sızma noktaları'na kara unsurlu bir hava harekâtı başlayacağı ve birliklerimizin P- KK'ye yönelik bir temizlik ope- rasyonundan sonra sınır ötesın- de bir güvenlik kuşağı oluştura- cağını bildiren bu haberlerde. ha- rekâtın başlaması için zamanla- ma bileyapılıyordu. Iran'ın peşmerge üniformalı askerleri ile sınırlan içinde cirit at- tığı, Saddam'ın bu durumu ileri sürerek kendisinden müdahale isteyen Barzani'ye destek olma pahasına üç gün boyunca Clin- ton'un füzeleriyle bomba daya- ğı yediği Irak'ta tam bir kaos ya- şanıyor. Yaşanıyor ama, kaostan Iran kadar PKK'nin de yararlan- dığı biliniyor. Bu bilgilere ek olarak bölgede PKK'nin politik üstünlük sağla- masından endişe eden Kürt gruplarının da Türkiye'nin duru- ma müdahale etmesini istediği, bir yandan Milli Savunma Baka- nı Turhan Tayan'ın ABD'li mes- lektaşı ile önceki gece yaptığı bir telefon konuşması içinde müda- haleden VVashington'u haberli kıldığı, öte yandan da -nasıl bir şey ise- Dışişleri Bakanlığı'nın, ABD'nin Ankara Büyük Elçiliği aracılığı ile harekât için izin talep Amerika'nm İzni İle... ettiği dün sabah ortaya çıktı. Bizim gazetelerimiz, Silahlı Kuvvetlerimizin Kuzey Irak'a dün sabah, olmazsa kırk sekiz saat içerisinde harekât başlatacağı haberlerini verirken başta CNN olmak üzere birçok yabancı te- levizyonda ABD Sözcü Vekili Glyn Davies, izin isteğinin ince- lemeye alındığını söylüyordu. Davies'e göre kapsamlı bir hare- kât, bölgedeki istikrar çerçeve- sinde düzenlenmeliydi. Amerika'nm, Erbil olayını ba- hane ederek Saddam'a karşı gi- riştiği ve Ingiltere dışında. Clin- ton'un ısrarlı telefon diplomasisi sonunda kerhen Almanya'nın da destek verdiği harekârta, kuzey bölgesine tek bir mermi atmadı- ğı gözden kaçmıyor. Clinton. Şi- ilerin ve Iran'ın cirit attığı kuzey bölgede adeta ateşkes yapmış, "Erbil'de ne anyorsun?" diye haşladığı Saddam'a Bağdat ile güneyinde füze yağdınyor. Bu da. ince bir ABD diploma- sisi... Türkiye, bundan önce sınır gü- venliği gerektirdikçe ve sanırım hiçbir yabancı ülkeden izin iste- meden Irak'ın sınırlarından girip, eşkıya kovalamadı mı? Hatta, Iran sınırları da bu ne- denle bir kez aşılmadı mı? Bu ha- reketler için, bilgi verme ötesin- de. başka yabancı ülkelerden izin mi alındı? REFAHYOL ıktidarının üyeleri kadar, medyadaki yandaşları da bu soruları kendi vicdanlarında sorup, oradan aldıkları yanıtlara göre başlarını yastığa koymalı- dırlar... Oysa iktidar. işte 1 ve 2 eyiül gecelerinde olduğu gibi iran'dan sızan ve 4 erimiz ile 1 teğmenimizi şehit ertikten sonra üslendikleri sınır kasabasına dö- nüp şenlik yapan PKK'li terörist- lerin akıttıkları kanın Rafsanca- ni diplomasisinin eseri olduğunu da gördü. Dün sabah bir başka şey da- ha görüldü: Kendısine bağlı MİT örgütü- nün, teröristleri açıktan koruyan Rafsancani iktidanna iran gezi- sindeövgülerdüzenleyen Erba- kan'a. karşısına önemli bir iran yetkilisi ile PKK'nin bir önde ge- leninin yaptığı telefon konuşma- sının bandının Milli Güvenlik Ku- rulu toplantısında dinletilerek. adeta "Malınızı beğendinizmi?" denilmek istendiğini ortaya ko- yan gazete haberleri. Iran'ın Ku- zey Irak'ta Talabani'yi paravan yaparak yerleşirken PKK terörü- ne de bilinçli bir biçimde arka çıktığını kanıtlıyordu. Öyle anlaşılıyor ki, sınırlarımı- zın eşkıyaya karşı güvenliği için, Erbakan-Çiller ikilisı, ABD izin verirse Türk Genelkurmayı'na yeşil ışık yakacaklar. Amerika'nm. bu konudaki ola- sı tavrı ise sadece kendi sözcü vekilinin açıklamalan ve bu açık- lamadan sonra Tansu Hanım'ın dün öğleye doğru bakanlığından ayrılırken verdiği ayaküstü de- meç ile ortaya çıkmıyor. Birleş- miş Milletler Genel Sekreteri'nin, Irak'a gıda karşılığı sınırlı petrol satma izni veren 986 sayılı kara- rın uygulamasını ertelemesi de, VVashington'un bu konudaki res- mi görüşüne ipucu oluyor. Sözcü vekili Glyn Davies, "Araştıralım; kapsamına baka- lım" diyedursun; 986 sayılı Bir- leşmiş Milletler kararının uygu- lanmasının ertelenmesi, sadece Saddam'ın işini zorlaştırmakla kalmıyorki... Kerkük-Yumurtalık hattının çürümesini artarak sür- dürecek, Türkiye'yi beklediğı mali gelirden yoksun bırakacak bir karar oluyor bu. Wal! Street Journal gibi Amerikan maliyesi- nin gözü. kulağı sayılabilen bir gazete dun. bu ertelemenin ABD'deki Başkanlık seçiminin sonuna kadar, hatta önümüzde- ki yıl başına kadar süreceğini ya- zıyordu. Ortadoğu üzerinde bir şeyler planlandığının habercisi midir bütün bunlar? Saddam'ın Irak'ı ile birlikte Er- bakan-Çiller ikilisinin iktidarda olduğu Türkiye de bu planın içi- ne alınıyor? Gazetelerimiz, Clinton-Erba- kan'ı by-pass ederek, Çiller'lemi konuştu. onu da mı atladı der- ken, işin iç yüzünün, imzasız, isimsiz bir kâğıt ile olan bitenin VVashington'dan Ankara'ya me- saj basitliğinde çözüldüğünü, aslında arka bahçemizdeki bir olaydan işin çok uzağında bulu- nan ülkelerin devlet ya da hükü- met başkanlarını devreye alanla- rın, ne kadar ayıp da olsa, arka- larını bizim liderlerimize döndü- ğünü yazıyor. Yazılmayanı da ben tamamla- yacağım: Irak karşısında Clinton'dan fazla ABD'li olan dış politikamız, 5 Eylül 1996'da, bir sınır ötesi eş- kıya temizliği için Amerika'dan izin bekler hale geldi... Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugün toplanmayacaksa. 1 Ekim 1996'dan önce. başka hangi gün toplanmayı düşüne- cek? Tel: (0212) 655 98 71 - Faks: (0212)655 68 10 BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ liyatro Kültürümüzde Bir Anıt... Içerde ve dışarda tam bir altüst oluşun yaşandığı bir dönemde. sanata ve edebiyata, onlarla ilgili ha- berlere sığınmaktan başka avuntunuz ne olabiîir? Tiyatro meraklısısınız: Erol Toy'un, Anadolu'da hangi kentte oynamışsa orada karşısına bir yasak- lama dikilmiş olan ünlü Pir Sultan Abdal oyununun yeni bir engelle karşılaştığını gazetelerde okumuş, birkaç haftadır üzülüp duruyorsunuz sanat adına: a- ma alınız şu iç açıcı haberi: Bakırköy Belediyesf nin 2. Özgün ve Uyarlama Oyun Yazım Yarışması sonuç- lanmış; toplam 42 oyunun katıldığı yarışmada ödül- lendirilen çalışmaların listesini veriyor gazeteler. Ti- yatro dağarımızın kazandığı yeni bir zenginliğe ba- kıp nasıl sevinmezsiniz? Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadıriı'nın yarışmayla ilgili olarak söylediklerini de 4 Eylül gün- lü Milliyet aktarıyor: Başkan,- "Ulusal tiyatro reper- tuvarımıza özgün oyunlarkazandırmak, edebiyatımı- zın diğer dallarında yazılmış roman, öykü vb. yapıt- ların oyun metnı olarak tiyatrolarımıza kazandırılma- sına katkıda bulunmak, genelde oyun yazarlarımızı özendirerek Türk tiyatrosunun ancak kendi yazarla- rımızla gelişebileceği mesajını vermek amacıyla dü- zenlediğimiz 2. Yunus Emre Özgün ve Uyarlama Oyun Yazım Yarışması'nı sonuçlandırmaktan onur duyuyoruz. Umuyorum ödül kazanan oyunlar, ilkin- de olduğu gibi ulusal tiyatro repertuvarımızdaki boş- luğu doldurarak ülkemizin dört bir yanında yıllarca sahnelenecektır" demış. Yurdumuzda işte böyle belediyeler ve böyle bele- diye başkanları da var çok şükür! Sonra benim gibi sizin aklınıza da Adalet Ağaoğ- lu durup durup geliyordur. Bir güzel haber de ondan: Yalnız romanımıza değil, tiyatromuza da nice güzel eserler kazandırmış olan bu büyük yazanmız yakın- da hastaneden çıkacakmış. Merakınız olsa olsa, ma- sasının başına geçtiğinde hangi konudan başlaya- cağıdır yaratmaya onun. Sahi, acaba neyi öncelikle ele alacak Adalet Ağa- oğlu? • Tiyatrodan başladık sürdürelim. Son birkaç haftadır sayfalarını zevkle karıştırdığım dev bir eser var elimin altında. Aziz Çalışlar'ın Tiyatro Ansiklopedisi bu. Aziz Çalışlar'ı sizlere uzun uzadıya tanıtmaya hiç gerek yok. Onun estetik. kültür ve felsefeden başla- yıp tiyatroya değin uzanan geniş ilgi alanından kitap- lığınıza yansımış birkaç çalişma mutlaka vardır. Az- iz, tiyatroya ayrı bir ilgi gösterdi: İçinde Brecht'in de olduğu pek önemli yazarlardan oyunlar çevirdi dili- mize; onlarla yetınmeyıp tiyatro kültürünü tanıtan ki- taplar ve sözlükler hazırladı. Kısacık bir ömür için fazla uzun bir liste tutar on- lar. O kitaplara ve sözlüklere baktığımda, bunların ar- kasından bir tiyatro ansiklopedisi gelecek diye umut- lanır. beklerdim. Zamansız ölümünü duyduğumda böyle bir eser yoktu ortada; kayboluşuna yanarken, bir hayıflandığım da bu olmuştu. Meğerhazırlarmış Aziz. ^ . ,4 ,.,^ Nitekim 1995'te ölümünün hemen*arkastndan 77- yatro Ansiklopedisi de çıktı aynı yıl. Fikri Sağlar il- gi gösterip eseri Kültür Bakanlığı yayınları arasında bastırmış. Sayın Sağlar'dan da o beklenirdi. Kitap, büyük boyda 700 sayfalık dev bir çalişma. Geçmiş yüzyıllardan bu yana, bizde ve başka u- lus ve uygarlıkiarda. yazar olarak, oyuncu ve yönet- men olarak tiyatro sanatına katkıda bulunmuş olan- ların yanı sıra, önemli tiyatro kavram ve terimleri de açıklanıyor okuyuculara. Özlü ve aydınlık bir dilde bir başucu eseri. Dünya tiyatro kültürü içinde tuttuğumuz yer de sayfalan çevirdikçe daha iyi anlaşılıyor. Cumhuriyet öncesinden başlayıp Cumhuriyet'te daha da zengin- leşen büyük birikim bizimkisi. Böylece, her yönden üstüne titrenmesi gereken bir sanat alanı. Öteden beri, devlete ve belediyelere bu konuda büyük görevler düştüğü inancındayım. Öncülük ede- rek, ya da maddi-manevi elinden tutularak, tiyatro- ya ilgı mutlaka gösterilmeli. Bugün ne kadar yapılıyor bu, sorudur! Aziz Çalışlar ise, giderayak diktiği bu anıt eserte, ülkemizde tiyatro kültürüne büyük katkılardan birini yapmış kişi olarak da anılacaktır. Bizlere düşen, oku- yucu olarak. tiyatro severler olarak onun bu dev emeği önünde saygıyla eğilmek. Saygıyla eğiliyorum... Deniz Baykal Çorum'da 'Erbakan dut yemiş bülbüle döndü' MUSTAFA YOL\ APAR ÇORIM / AMASYA - ÇHP Genel Başkanı Deniz Baykal. iktidann Türki- ye'yi deneme tahtası gibi kullandığını öne sürdü. Baykal. "Erbakan önce kendi devletine «ihenmeli- dir. Halkını, ülkesini her şe- yin üstünde tutmasını öğ- renmeli. Bakın bir kriz dö- neminden geçiyoruz. Ama, Savm Başbakan, dut yemiş bülbüle dönmüş" dedi. Çorum ve Amasya çev- resinde. 14 ağustosta mey- dana gelen deprem nede- niy le zarar gören köyleri zi- ya'ret edentHP lid'eri De- niz Baykal. vatandaşlarla görüştü ve Çorum ll Baş- kanlığı'nda partılilere hitap etti. Ülkenin hareketii bir dö- nemden geçtiğini. iç siya- set ve güvenlikle ilgili önemli olayların y aşandığı- nı ifade eden Bay kal. bu dö- nemin büyük yanlışlara ne- den olmadan ve yanlış adımlar atılmadan değer- lendirilmesi gerektiğini söyledi. Bunun sağlanması için özel bir çaba içinde olmak gerektiğini vurgulayan Baykal. "Türkiye sıratköp- rüsünden geçiyor. Önemli tehlikelere düşmeden, bu durumdan çıkmak gere- kir" dedi. Türkiye'nin içindengeç- tiği bu süreçte, hükümetın yetersız kaldığını savunan Baykal. "Ne yazık ki. böyle bir dönemde. Türkiye'de böyle bir iktidann bulun- ması, ülke için büyük şanssızlıktır. Bu dönemde, teşhislerine ve sözüne güve- nilirbir hükümetin iş başın- da olması gerekirdi. Bu hü- kümet güven vermijor" di- ye konuştu. Başbakan Erbakan'ın Türkiye'v i bir deneme tah- tası gibi kullandığını. ifade eden Baykal."Erbakan ön- ce kendi devletinegüvenme- lidir. Halkını, ülkesini her şeyin üstünde tutmasını öğ- renmeli. Bakın bir kriz dö- neminden geçiyoruz. Ama, Savın Başbakan, dut yemiş bülbüle dönnıüş" dedi. Daha sonra Amasya ve Çorum'un depremden za- rar gören köyierini ziyaret eden CHP lideri Deniz Baykal. vatandaşlann so- runlarını dinledi. CHP lide- ri Deniz Baykal. buralarda y aptığı konuşmalarda, dep- remden zarar gören çiftçile- rin Ziraat Bankası'na olan borçlarının ertelenmesive depremden zarar gören va- tandaşlann rhaddi kayıpla- rının giderilmesi için giri- şımlerde bulunacağını ifa- de etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle