Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 EYLUL 1996 CUMA
HABERLER
Balanların
görev dağiımı
• ANKARA (Cumhaıriyet
Büro*tı)-Ekonomi Kuırulu
önceh gün >aptıgı
toplaıtıda. bazı kurulkarın
üyelei ıle bazı bakanl.ann
ilgı aanlanm belirledi.
LyelisJer \e görev dafiılımı
korıu;«ndakı Başbakarnlık
ger.elgesine göre devlet
bakarlan Namık Kem,al
Zeybak ve Gül, hükümet
sözcü üğü yapacaklar. Fak-
Fjk-Fon olarak adlancflınlan
Sosyal YardımlaşTiıa \<e
Davauşma Teşv ik Forau
RPli Devlet Bakanı Sacit
Günbey'e: Başbakanlık
Tamtna Fonu da. yine
RP'lı Devlet Bakanı
Abdu.lah Gül'e bağlandı.
Özelle^tırme Yüksek
Kurulj üyeleri de belli
oldu.
Cadde ismine
tepki
• İZVlİR(Cumhuriy*t
EgeBûrosu)- Izmir
Anakent Belediye Başkanı
Burhan Özfatura'nın yasal
olmayan yollardan
Karşıyaka Ordu
Caddesi"nin adını. Gün
SazakCaddesi olarak
değiştırmesıne tepkiler
gideres yoğunlaşıyor.
Karşıyaka CHP Örgütü.
caddeye yeniden Ordu
Caddesi tabelasını asti-
CHP. konuyla ilgili olarak
mahkemeye baş\urma\a da
hazırlanıyor.
Çiller destek
istedi
• ANKARA (Cumhumyet
Biirosu) - DYP Kadın v e
Gençlik Kolları
Başkanlığrnın düzenledığı
"Uyuşturucu. ateşli silahlar
ve müstehcen yayınlarla
mücadele" konulu
toplantıda konuşan DYP
Genel Başkanı. Dışişleri
Bakanı Tansu Çiller,
uyuşturucu. kunıar ve
müstehcen yayınlarla
mücadele başlartıklarını
belirtti. Kadın
derneklerinden bu konuda
destek isteyen Çiller. iki
hafta içinde
kumarhanelerde 300"den
fazla denetim yapıldığını
bildirdı.
Karaelmas'ın
eleştirisi
_ ANKARA (Cumhııriyet
Biirosu) - DSP tüzüğünde
değişiklik yapılması ve
olağanüstü kurultayın
toplanması için imza
toplayan ve kendilerini
"Çile Çiçekleri" olarak
adlandıranlar Merkez
Disiplin Kurulu'na
sevkedilirken yönetime
eleştirilerini sürdürdüler.
Ihracı istenenlerden Atilla
Karaelmas. "Çile
Çiçekleri" hareketi içinde
yer almadıgını. ancak
olağanüstü kurultay
talebinin parti tüzüğünün
delegelere tanıdığı bir hak
olduğunu vurguladı.
ADD'den Çiller'e
tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Atarürkçü
Düşünce Derneği (ADDl
Genel Başkan Vekilı Prof.
Dr. Ünsal Yavuz. Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı Tansu Çiller'in
"Devlet çökmüştür, bu
devletin Türkiye'nin
sorunlarını çözmesi
mümkün değildir"
sözlerine tepki gösterdi.
Prof. Yavuz, dün yaptığı
yazılı açıklamada, bu
ifadelerin Türkiye'de
yöneticı sorumluluğundaki
kişilerin nasıl bir çıkmaz
içerisinde olduklarının
göstergesi olduğunu
bildirdı. Yavuz. Çiller'in
1991 yılında ekonomiden
sorumlu devlet bakanı.
Haziran 1993"tede
Başbakanlığı üslendiğini
anımsatarak, "Çıllerin bu
dönemleri gözardı ederek
tüm sorumluluğu devlete
yüklemesi son derece
sakıncalı ve tehlikelidir.
Çöken devlet değil,
bugünkü yöneticilerin
anlayışıdır" dedi.
ÖDP'den ABD'ye
ppotesto
• Istanbul Haber Servisi -
Özgürlük ve Dayanışma
Partisi (ÖDP) Genel
Başkan Yardımcısı Atilla
Aytemur, Kürtlere ve
körfez ülkelerine yönelik
Saddam'dan kaynaklanan
yeni bir tehdit olduğunu
ileri süren ABD'nin Irak'a
iki kez saldırmasının ne
BM Güvenlik Konseyi
kararlan ne de diğer
uluslararası hukuki
teamüller bakımından
hiçbir yasal dayanağı
olmadığını söyledi.
ÎHD yöneticileri, Necmettin Erbakan'dan gözaltına alınanların özgürlüğünü istediler
Birdal ve Arsbuı DGM'deANKARA (Cumhuriyet Biirosu) -
PKK'nin elinde rehın bulunan askerlerı
kurtarmak üzere Kuzey Irak'taki örgüt
kampına giderek "silahlı çeteye yardım ve
yatakhk'" yaptıkları suçlamalarıyla gözal-
tına alınan tnsan Hakları Derneği (tHD)
Genel Başkanı Akın Birdal ile Mazlum-
DerGenel Başkan Yardımcısı İhsan Arslan
bugün Ankara Dev let Güvenlik Mahkeme-
si"ne(DGM)çıkarılacaklar. İHDyönetici-
leri. Başbakan Necmettin Erbakan'dan gö-
zaltına alınan Birdal ve Arslan'ın serbest
bırakılmasını istediler. Ankara DGM Baş-
savcısı CevdetVolkan. Kıızev Irak'a giden
heyetin başkanı RP Yan Mılletvekili Fet-
hullah Erbaş ile ilgili ıncelemenin sürdü-
ğünü söyledi.
PKK'nin 15 ay önce rehin aldığı asker-
leri kurtarmak amacıyla gittikleri Kuzey 1-
rak'tan döndükten sonra 'örgiiteyardım ve
yataklık vaptıklan" suçlamasıyla gözaltına
alınan İHD Genel Başkanı Birdal ile Maz-
lum-Der Genel Başkan Yardımcısı Arslan
bugün DGM'ye çıkanlıyor. Birdal ve Ars-
lan hakkında dava açılıp açılmayacağı ve
suçlamanın içeriği savcılıkta verecekleri
ifadenin ardından belirlenecek.
CHP'den gözaltı tepkisi
GHP Istanbul Milletvekili Ercan Kara-
kaş'ın da gözaltılara tepki göstererek. so-
ruşturmavı yürüten DGM Savcısı NuhMe-
te Yüksel'i arayıp bilgi aldığı öğrenildi. Ka-
rakaş'ın, Mete'ye. Birdal'ın adresinin bel-
li olduğuna dikkat çekerek, neden gözaltı-
na alındığı sorusunu yönelttiği bildirildi.
Karakaş'ın uygulama nedeniyle duyduğu
üzüntüyüdilegetidiği. Birdal ve Arslan'ın
gözaltına alınmaksızınsavcılığaçağnlarak
sorgulamalarının yapılabileceğine dikkat
çektiği kaydedildi. Yüksel'in, Karakaş'ın
suçlamanın içeriği ile ilgili sorusu üzerine.
sadece Kuzey Irak'a gidiş nedeniyle hak-
lannda işlem yapıldıâını söyledisi belirtil-
di.
Başbakanlık binasına dün giden İHD yö-
neticileri. bir dilekçe vererek. Birdal ve
Arslan'ın Türk askerlerinın serbest bırakıl-
ması amacıyla Kuzey Irak'a gittiğini vur-
guladılar. İHD yöneticileri. aynca gözal-
tındakilerin serbest bırakılmasını istediler.
Aralarında Genel Sekreter Hiisnü Öndül.
Ankara Şube Başkanı Naciye Erkol ve Is-
tanbul Şube Başkanı Ercan Kanar'ın da
bulunduğu İHDliler. Başbakanlık'tan
Yüksel Caddesi'ne geçerek. burada bulu-
nan insan hakları anıtı önünde saat
20.00'ye kadar oturma eylemi yaptılar.
Türk Mühendis \e Mimar Odalan Birliği
ve Türkiye İnsan Hakları Vakt'ı Başkanı Ya-
vuz Önen de oturma eylemi yapan İHD'li-
lere destek verdi. Eğitim-Sen Genel Başka-
nı Kemal Bal. Birdal'ın Dünya Banş Gü-
nü'nün hemen ardından gözaltına alındığı-
nı anımsatarak. İHD Genel Başkanfnın
savcılık yerine Ankara Emniyet Müdürlü-
ğü Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgulan-
masının anlaşılmaz olduğunu vurguladı.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri
Sendikası Genel Başkanı Veysi Ülgen de
gözaltı lan kınadı.
Ankara DGM Başsavcılığı'nın. PKK
kampına giden heyetin başkanhğını yapan
RP Van Milletvekili Fethullah Erbaş'ın mil-
letvekili dokunulmazlığının kaldınlması is-
temiyle fezleke hazırlay ıp hazırlamayaca-
ğı belirsızliğini koruyor. Cumhuriyet'in
konuya ilişkin sorulannı yanıtlayan Ankara
DGM Başsavcısı Cevdet Volkan. Erbaş'la
İI21Iİ incelemenın sürdüöünü sövledi.
Kazan, Şevket Kazan'ın L'ğur Mumcu cinayetiy le ilgili açıklamasıyla ilgili olarak da "Lğur Mumeu'y u İsrail ajanlan öldürdü diyor. tspat ede-
ceğini sö\ lüyor. Nerede söyîüyor? Parti kongresinde. Acaba neden parti kongresinde? Herhalde İran'ı aklamak için" dedi. (HÜ LYA TOPCLJ)
Istanbul Barosu Başkanı, Şevket Kazan.'ı İran'ı aklamaya çalışmakla suçladı
'RPyargıyıieslim almakistiyor'İstanbul Haber Senisi -
Istanbul Barosu. yargıda
yaşanan sorunlar nedeniy-
le adli yıla yine törensiz
ginyor. Istanbul Barosu
Başkanı Turgut Kazan,
RP'nin yargıyı teslim al-
maya çalıştığını belirterek
u
Yargı konusunda atıla-
cak adımların takipçisi
olacağız. RP'li Adalet Ba-
kanı'nın ovnanıak istediği
o\unu bozacağu" dedi.
İstanbul Barosu Başka-
nı Turgut Kazan \e yöne-
tim kurulu üyeleri dün
Sultanahmet Adliyesi'nde
düzenledikleri toplantıda,
bugün başlayacak yeni
yargı yılı için tören yap-
mayacaklarını belirttiler.
Turgut Kazan. 'mafya'nın
devletin içine girdiğini.
bazı polislerin devlet ola-
naklarıyla "babalara" ko-
rumalık yaptığını savun-
du. ^eni kabul edilen ve
valileregenişyetkilertanıyan İller
İdaresi Yasası'nın tüm Türkiye'ye
sıkıyönetim getireceğini savunan
Kazan, bundan böyle polisin dile-
diği insanı vuracağını. ancak yar-
gılanamayacağını belirtti. Kazan,
yasanın iptali için Anayasa Mah-
kemesi'ne götürülmesi gerektiğini
söyledi.
1982 Anayasasfnın 159. mad-
desinin yargıyı yürütmeye teslim
ettiğini vurgulayan Turgut Kazan.
•*O kadar ki. >argıçlann bile ken-
Adli Tıp Kurumu'na ö z e r k l i k i s t e ğ i
Ülkücü kadrolaşmaya tepki
tstanbui Haber Servisi- Adli Tıp
Kurumu'nda haziran ayından bu yana
devam eden "ülkücü kâdrolaşmanın"
kurumun geleceğine gölge düşürecegi
belirtildi. Kurumda 2. görevle çalışan
İÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu. "Adh Tıp'ta son dönemde
gerçekieştirilen hızJı kadrolaşma, görev
dc0şikli0 ve görev sonlandırmaiannın
çalişma huzurunu bozduğu ve kurumun
btlimsel ve tarafsız çalişma ilkelerine
aykın olduğunu üziinrüyle
iztemekteyiz" dedi. Prof. Alemdaroğlu,
kurumun özerkleştirilmesini istedi. Adli
Tıp Kurumu'nda 2. görevle çalışan
Istanbul Oniversitesi'den yaklaşsk 25
öğretim üyesi dün rektörlüİc binasında
düzenledikleri toplantıda kurumdaki
atamalan değerlendirdiler. Toplantıda
konuşan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu,
özellikle başkan ve üyeler üzerindeki
baskt ve olumsuz etkilerin, kurumun
tarafsızlığını zedeleyeceğini vurguladı.
Görev değişikliklerine "kan değişimi"
denilmesini eleştiren Alemdaroğlu,
"böyfc
1
kısa zamanlarda kan değişimi
olma/. Kan kaybına neden olur,
kurumu zedder" diye konuştu. Adli
Tıp Kurumu'nun en kısa zamanda
özerk bir yapıya kavuşrurulmasını
isteyen Prof. Alemdaroğlu. şöyle devam
ctti: "Yapılan atama siyasi ıçeri0 olan
bir atama. Bir kişinin iv ice
belirginleşmiş siyasi kirnliği olduktan
sonra bö>le bağımsız yargılarda görev
alması sakıncalı olabiîir. Adli Tıp
Kurumu, bir sivasi arenaya hiçbir
zaman dönüştürülemez."
dileriyle ilgili kararlar için vargıva
başvurma hakkı yok. L'stelik dev-
let yargıya bütçeden gerekli pa\ı
ayırmayıp onu kötürüm edivor"
dedi. Hukukçulann. koşullann ve
kurallann değişmesi için uğraştığı
böyle bir dönemde Adalet Baka-
nı'nın kendi siyasal anlayışına uy-
gun bir kadrolaşmay ı gerçekleştir-
meye çalıştığını belirten Kazan.
Hâkimlerve^avcılar Yüksek Ku-
rulu'nun (HSYK) önümüzdeki
günlerde yapacağı atamalara dik-
kat çektı.
Adalet Bakanı'nın Irak'ın yargı
sistemini övmesinin "infazdakey-
filiği" gösterdiğinı belirten Turgut
Kazan. şöyle konuştu:
"İnfazda kevfilik en büvük teh-
likedir. Ve ne yazık ki bizim Adalet
Bakanımızın \aklaşımı kevfilik
üzerine kurulmuştur. Kesinlikle
başka amaçlıdır. Kesinlikle huku-
ka vabancıdır. Savm Bakan'ın bu
yaklaşunı Uğur \Iumcu cinayetiy-
İe ilgili açıklamasında da görüyo-
ruz. İddia edivor. "Uğur
Mumcu'yu israil ajanlan
öldürdü' diyor. İspat ede-
ceğini söylüvor. Nerede
söylüyor? Parti Kongre-
sinde. Acaba neden parti
kongresinde? Herhalde
İran'ı aklamak için. İyi, a-
ma bir adalet bakanının
görevi bu mudur? Hani
delili? Niçin soruşturma
makamlarına vermiyor?
Hangi amacı güdü\or? Ne
vapmak istiyor? İşte bu an-
İav ış ve bu bakan. anayasa-
mızın 159. maddesine göre
HSYK'nin başkanıdır. Di-
lediği >argıç ve savcı hak-
kında soruşturma başlata-
cak, dilediği gibi dilediği
kişileri tek başına ve yet-
ki> le dilediği >ere sürebile-
cektir. Bu durumda neyin
törenini yapacağız?"
Anayasanın da mutlaka
değişmesi gerektiğine dik-
kat çeken Turgut Kazan,
öncelıkle yargı denetimini yasak-
layan kurallann kaldırılmasını is-
tedi. RP'nin yargıyı teslim almaya
çalıştığını savunan Kazan. bu du-
ruma tepki gösterilmemesi duru-
munda cumhuriyet kadrolarının
ezileceğini ifade etti. Bu amaçla
parlamentodaki muhalefet partile-
rinebaşvurduklannı anmsatan Ka-
zan, anayasa değişikliğinin imza-
ya açılması için önümüzdeki gün-
lerde çalişma başlatacaklarını kay-
detti.
'Adaletin
terazisi
mafyada'
ANKAR.A (Cumhuriyet
Bürosu) - Çağdaş Hukukçu-
lar Derneği Genel Başkanı
Şenal Sarıhan. insani huku-
kun yerini şer'i hukukun al-
makta olduğu uy ansında bu-
lunarak, "Tüm hukukçula-
rm, hukuk örgütlerinin, bi-
reylerin, demokratların bu
antilaik sürece karşı birlikte
ve uzun soluklu bir mücade-
le için ayağa kalkması gere-
kiyor~ dedi. Sarıhan. "ada-
letin terazisinin mafyanın
elinde olduğunu" sav undu.
Sanhan, adli yılın sorun-
larla başladığını vurguladı.
Hukukun yerini. şiddet ve
gücün egemenliğine bıraktı-
ğtna işaret eden Sanhan.
"yozlaşma'
1
olarak niteledi-
ği bu olgunun temelinde
"şiddetî esas alan ve birtvi
>ok sayan 1982 Anavasa-
sı'nın bulunduğunu" kav-
detti. Sarıhan. anavasanın
demokratık olmadığını ifa-
de eden siyasi paniîerin ık-
tidara geldikten sonra ~de\-
letten yana olan ve birevi ya-
sal vvoİlaria ezmeye olanak
sağlayan 1982 Anavasası'na
sahip çıktıklannı" vurgula-
yarak. şu görüşleri dile getir-
di: "İçhukukumuzda-huku-
ka aykınlıklann en yüksek
denetim mercii olan Anaya-
sa Mahkemesi kendisini bu
anayasa ile sınıriıyor. llusal
üstü sözleşmelerin, anayasa-
nın 90. maddesi karşısında
\asa hükmünde olduğu,
anayasaya aykınlıkların da
ileri sürülemeyeceği gerçeği-
ni Anayasa Mahkemesi de,
Yargıtay ve Danıştav gibi üst
mahkemeler de görnıezden
gelmeye devam ediyorlar."
Yargının temel avaklarını
oluşturan sav. sav unma v e
karar üçlüsünün vesayet al-
tında olduğunu belirten Sa-
rıhan. yargıçların anayasa
uyannca idari yönden Ada-
let Bakanlığf na bağlı olma-
sının yargı bağımsızlığını te-
melden etkilediğini kaydet-
ti. Sanhan. Adalet Baka-
m'nın Hâkimler ve Savcılar
\'üksek Kurulu'na başkan-
lık etmesinin ve müsteşann
da kurul üyesi olmasının
yargıçlan yürütmenin dene-
timine soktuğunu vurgula-
y arak. "Yargıç bağımsızlığı,
bu düzenlemelerin yarattığı
fiili sonuçla tümüyle gölgele-
nivor" dedi.
UZ K4Z//ORHAN BİRGİT
Dün sabahki gazeteler. Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin de Kuzey I-
rak'a yönelik bir harekât başlata-
cağı haberlerıyle doluydu.
Kuzey Irak'tan, güney sınırımı-
za yönelen 'sızma noktaları'na
kara unsurlu bir hava harekâtı
başlayacağı ve birliklerimizin P-
KK'ye yönelik bir temizlik ope-
rasyonundan sonra sınır ötesın-
de bir güvenlik kuşağı oluştura-
cağını bildiren bu haberlerde. ha-
rekâtın başlaması için zamanla-
ma bileyapılıyordu.
Iran'ın peşmerge üniformalı
askerleri ile sınırlan içinde cirit at-
tığı, Saddam'ın bu durumu ileri
sürerek kendisinden müdahale
isteyen Barzani'ye destek olma
pahasına üç gün boyunca Clin-
ton'un füzeleriyle bomba daya-
ğı yediği Irak'ta tam bir kaos ya-
şanıyor. Yaşanıyor ama, kaostan
Iran kadar PKK'nin de yararlan-
dığı biliniyor.
Bu bilgilere ek olarak bölgede
PKK'nin politik üstünlük sağla-
masından endişe eden Kürt
gruplarının da Türkiye'nin duru-
ma müdahale etmesini istediği,
bir yandan Milli Savunma Baka-
nı Turhan Tayan'ın ABD'li mes-
lektaşı ile önceki gece yaptığı bir
telefon konuşması içinde müda-
haleden VVashington'u haberli
kıldığı, öte yandan da -nasıl bir
şey ise- Dışişleri Bakanlığı'nın,
ABD'nin Ankara Büyük Elçiliği
aracılığı ile harekât için izin talep
Amerika'nm İzni İle...
ettiği dün sabah ortaya çıktı.
Bizim gazetelerimiz, Silahlı
Kuvvetlerimizin Kuzey Irak'a dün
sabah, olmazsa kırk sekiz saat
içerisinde harekât başlatacağı
haberlerini verirken başta CNN
olmak üzere birçok yabancı te-
levizyonda ABD Sözcü Vekili
Glyn Davies, izin isteğinin ince-
lemeye alındığını söylüyordu.
Davies'e göre kapsamlı bir hare-
kât, bölgedeki istikrar çerçeve-
sinde düzenlenmeliydi.
Amerika'nm, Erbil olayını ba-
hane ederek Saddam'a karşı gi-
riştiği ve Ingiltere dışında. Clin-
ton'un ısrarlı telefon diplomasisi
sonunda kerhen Almanya'nın da
destek verdiği harekârta, kuzey
bölgesine tek bir mermi atmadı-
ğı gözden kaçmıyor. Clinton. Şi-
ilerin ve Iran'ın cirit attığı kuzey
bölgede adeta ateşkes yapmış,
"Erbil'de ne anyorsun?" diye
haşladığı Saddam'a Bağdat ile
güneyinde füze yağdınyor.
Bu da. ince bir ABD diploma-
sisi...
Türkiye, bundan önce sınır gü-
venliği gerektirdikçe ve sanırım
hiçbir yabancı ülkeden izin iste-
meden Irak'ın sınırlarından girip,
eşkıya kovalamadı mı?
Hatta, Iran sınırları da bu ne-
denle bir kez aşılmadı mı? Bu ha-
reketler için, bilgi verme ötesin-
de. başka yabancı ülkelerden
izin mi alındı?
REFAHYOL ıktidarının üyeleri
kadar, medyadaki yandaşları da
bu soruları kendi vicdanlarında
sorup, oradan aldıkları yanıtlara
göre başlarını yastığa koymalı-
dırlar... Oysa iktidar. işte 1 ve 2
eyiül gecelerinde olduğu gibi
iran'dan sızan ve 4 erimiz ile 1
teğmenimizi şehit ertikten sonra
üslendikleri sınır kasabasına dö-
nüp şenlik yapan PKK'li terörist-
lerin akıttıkları kanın Rafsanca-
ni diplomasisinin eseri olduğunu
da gördü.
Dün sabah bir başka şey da-
ha görüldü:
Kendısine bağlı MİT örgütü-
nün, teröristleri açıktan koruyan
Rafsancani iktidanna iran gezi-
sindeövgülerdüzenleyen Erba-
kan'a. karşısına önemli bir iran
yetkilisi ile PKK'nin bir önde ge-
leninin yaptığı telefon konuşma-
sının bandının Milli Güvenlik Ku-
rulu toplantısında dinletilerek.
adeta "Malınızı beğendinizmi?"
denilmek istendiğini ortaya ko-
yan gazete haberleri. Iran'ın Ku-
zey Irak'ta Talabani'yi paravan
yaparak yerleşirken PKK terörü-
ne de bilinçli bir biçimde arka
çıktığını kanıtlıyordu.
Öyle anlaşılıyor ki, sınırlarımı-
zın eşkıyaya karşı güvenliği için,
Erbakan-Çiller ikilisı, ABD izin
verirse Türk Genelkurmayı'na
yeşil ışık yakacaklar.
Amerika'nm. bu konudaki ola-
sı tavrı ise sadece kendi sözcü
vekilinin açıklamalan ve bu açık-
lamadan sonra Tansu Hanım'ın
dün öğleye doğru bakanlığından
ayrılırken verdiği ayaküstü de-
meç ile ortaya çıkmıyor. Birleş-
miş Milletler Genel Sekreteri'nin,
Irak'a gıda karşılığı sınırlı petrol
satma izni veren 986 sayılı kara-
rın uygulamasını ertelemesi de,
VVashington'un bu konudaki res-
mi görüşüne ipucu oluyor.
Sözcü vekili Glyn Davies,
"Araştıralım; kapsamına baka-
lım" diyedursun; 986 sayılı Bir-
leşmiş Milletler kararının uygu-
lanmasının ertelenmesi, sadece
Saddam'ın işini zorlaştırmakla
kalmıyorki... Kerkük-Yumurtalık
hattının çürümesini artarak sür-
dürecek, Türkiye'yi beklediğı
mali gelirden yoksun bırakacak
bir karar oluyor bu. Wal! Street
Journal gibi Amerikan maliyesi-
nin gözü. kulağı sayılabilen bir
gazete dun. bu ertelemenin
ABD'deki Başkanlık seçiminin
sonuna kadar, hatta önümüzde-
ki yıl başına kadar süreceğini ya-
zıyordu.
Ortadoğu üzerinde bir şeyler
planlandığının habercisi midir
bütün bunlar?
Saddam'ın Irak'ı ile birlikte Er-
bakan-Çiller ikilisinin iktidarda
olduğu Türkiye de bu planın içi-
ne alınıyor?
Gazetelerimiz, Clinton-Erba-
kan'ı by-pass ederek, Çiller'lemi
konuştu. onu da mı atladı der-
ken, işin iç yüzünün, imzasız,
isimsiz bir kâğıt ile olan bitenin
VVashington'dan Ankara'ya me-
saj basitliğinde çözüldüğünü,
aslında arka bahçemizdeki bir
olaydan işin çok uzağında bulu-
nan ülkelerin devlet ya da hükü-
met başkanlarını devreye alanla-
rın, ne kadar ayıp da olsa, arka-
larını bizim liderlerimize döndü-
ğünü yazıyor.
Yazılmayanı da ben tamamla-
yacağım:
Irak karşısında Clinton'dan
fazla ABD'li olan dış politikamız,
5 Eylül 1996'da, bir sınır ötesi eş-
kıya temizliği için Amerika'dan
izin bekler hale geldi...
Türkiye Büyük Millet Meclisi,
bugün toplanmayacaksa. 1
Ekim 1996'dan önce. başka
hangi gün toplanmayı düşüne-
cek?
Tel: (0212) 655 98 71 - Faks:
(0212)655 68 10
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
liyatro Kültürümüzde
Bir Anıt...
Içerde ve dışarda tam bir altüst oluşun yaşandığı
bir dönemde. sanata ve edebiyata, onlarla ilgili ha-
berlere sığınmaktan başka avuntunuz ne olabiîir?
Tiyatro meraklısısınız: Erol Toy'un, Anadolu'da
hangi kentte oynamışsa orada karşısına bir yasak-
lama dikilmiş olan ünlü Pir Sultan Abdal oyununun
yeni bir engelle karşılaştığını gazetelerde okumuş,
birkaç haftadır üzülüp duruyorsunuz sanat adına: a-
ma alınız şu iç açıcı haberi: Bakırköy Belediyesf nin
2. Özgün ve Uyarlama Oyun Yazım Yarışması sonuç-
lanmış; toplam 42 oyunun katıldığı yarışmada ödül-
lendirilen çalışmaların listesini veriyor gazeteler. Ti-
yatro dağarımızın kazandığı yeni bir zenginliğe ba-
kıp nasıl sevinmezsiniz?
Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadıriı'nın
yarışmayla ilgili olarak söylediklerini de 4 Eylül gün-
lü Milliyet aktarıyor: Başkan,- "Ulusal tiyatro reper-
tuvarımıza özgün oyunlarkazandırmak, edebiyatımı-
zın diğer dallarında yazılmış roman, öykü vb. yapıt-
ların oyun metnı olarak tiyatrolarımıza kazandırılma-
sına katkıda bulunmak, genelde oyun yazarlarımızı
özendirerek Türk tiyatrosunun ancak kendi yazarla-
rımızla gelişebileceği mesajını vermek amacıyla dü-
zenlediğimiz 2. Yunus Emre Özgün ve Uyarlama
Oyun Yazım Yarışması'nı sonuçlandırmaktan onur
duyuyoruz. Umuyorum ödül kazanan oyunlar, ilkin-
de olduğu gibi ulusal tiyatro repertuvarımızdaki boş-
luğu doldurarak ülkemizin dört bir yanında yıllarca
sahnelenecektır" demış.
Yurdumuzda işte böyle belediyeler ve böyle bele-
diye başkanları da var çok şükür!
Sonra benim gibi sizin aklınıza da Adalet Ağaoğ-
lu durup durup geliyordur. Bir güzel haber de ondan:
Yalnız romanımıza değil, tiyatromuza da nice güzel
eserler kazandırmış olan bu büyük yazanmız yakın-
da hastaneden çıkacakmış. Merakınız olsa olsa, ma-
sasının başına geçtiğinde hangi konudan başlaya-
cağıdır yaratmaya onun.
Sahi, acaba neyi öncelikle ele alacak Adalet Ağa-
oğlu?
•
Tiyatrodan başladık sürdürelim.
Son birkaç haftadır sayfalarını zevkle karıştırdığım
dev bir eser var elimin altında.
Aziz Çalışlar'ın Tiyatro Ansiklopedisi bu.
Aziz Çalışlar'ı sizlere uzun uzadıya tanıtmaya hiç
gerek yok. Onun estetik. kültür ve felsefeden başla-
yıp tiyatroya değin uzanan geniş ilgi alanından kitap-
lığınıza yansımış birkaç çalişma mutlaka vardır. Az-
iz, tiyatroya ayrı bir ilgi gösterdi: İçinde Brecht'in de
olduğu pek önemli yazarlardan oyunlar çevirdi dili-
mize; onlarla yetınmeyıp tiyatro kültürünü tanıtan ki-
taplar ve sözlükler hazırladı.
Kısacık bir ömür için fazla uzun bir liste tutar on-
lar.
O kitaplara ve sözlüklere baktığımda, bunların ar-
kasından bir tiyatro ansiklopedisi gelecek diye umut-
lanır. beklerdim. Zamansız ölümünü duyduğumda
böyle bir eser yoktu ortada; kayboluşuna yanarken,
bir hayıflandığım da bu olmuştu.
Meğerhazırlarmış Aziz. ^ . ,4 ,.,^
Nitekim 1995'te ölümünün hemen*arkastndan 77-
yatro Ansiklopedisi de çıktı aynı yıl. Fikri Sağlar il-
gi gösterip eseri Kültür Bakanlığı yayınları arasında
bastırmış. Sayın Sağlar'dan da o beklenirdi.
Kitap, büyük boyda 700 sayfalık dev bir çalişma.
Geçmiş yüzyıllardan bu yana, bizde ve başka u-
lus ve uygarlıkiarda. yazar olarak, oyuncu ve yönet-
men olarak tiyatro sanatına katkıda bulunmuş olan-
ların yanı sıra, önemli tiyatro kavram ve terimleri de
açıklanıyor okuyuculara.
Özlü ve aydınlık bir dilde bir başucu eseri.
Dünya tiyatro kültürü içinde tuttuğumuz yer de
sayfalan çevirdikçe daha iyi anlaşılıyor. Cumhuriyet
öncesinden başlayıp Cumhuriyet'te daha da zengin-
leşen büyük birikim bizimkisi.
Böylece, her yönden üstüne titrenmesi gereken bir
sanat alanı.
Öteden beri, devlete ve belediyelere bu konuda
büyük görevler düştüğü inancındayım. Öncülük ede-
rek, ya da maddi-manevi elinden tutularak, tiyatro-
ya ilgı mutlaka gösterilmeli.
Bugün ne kadar yapılıyor bu, sorudur!
Aziz Çalışlar ise, giderayak diktiği bu anıt eserte,
ülkemizde tiyatro kültürüne büyük katkılardan birini
yapmış kişi olarak da anılacaktır. Bizlere düşen, oku-
yucu olarak. tiyatro severler olarak onun bu dev
emeği önünde saygıyla eğilmek.
Saygıyla eğiliyorum...
Deniz Baykal Çorum'da
'Erbakan dut yemiş
bülbüle döndü'
MUSTAFA YOL\ APAR
ÇORIM / AMASYA -
ÇHP Genel Başkanı Deniz
Baykal. iktidann Türki-
ye'yi deneme tahtası gibi
kullandığını öne sürdü.
Baykal. "Erbakan önce
kendi devletine «ihenmeli-
dir. Halkını, ülkesini her şe-
yin üstünde tutmasını öğ-
renmeli. Bakın bir kriz dö-
neminden geçiyoruz. Ama,
Savm Başbakan, dut yemiş
bülbüle dönmüş" dedi.
Çorum ve Amasya çev-
resinde. 14 ağustosta mey-
dana gelen deprem nede-
niy le zarar gören köyleri zi-
ya'ret edentHP lid'eri De-
niz Baykal. vatandaşlarla
görüştü ve Çorum ll Baş-
kanlığı'nda partılilere hitap
etti.
Ülkenin hareketii bir dö-
nemden geçtiğini. iç siya-
set ve güvenlikle ilgili
önemli olayların y aşandığı-
nı ifade eden Bay kal. bu dö-
nemin büyük yanlışlara ne-
den olmadan ve yanlış
adımlar atılmadan değer-
lendirilmesi gerektiğini
söyledi.
Bunun sağlanması için
özel bir çaba içinde olmak
gerektiğini vurgulayan
Baykal. "Türkiye sıratköp-
rüsünden geçiyor. Önemli
tehlikelere düşmeden, bu
durumdan çıkmak gere-
kir" dedi.
Türkiye'nin içindengeç-
tiği bu süreçte, hükümetın
yetersız kaldığını savunan
Baykal. "Ne yazık ki. böyle
bir dönemde. Türkiye'de
böyle bir iktidann bulun-
ması, ülke için büyük
şanssızlıktır. Bu dönemde,
teşhislerine ve sözüne güve-
nilirbir hükümetin iş başın-
da olması gerekirdi. Bu hü-
kümet güven vermijor" di-
ye konuştu.
Başbakan Erbakan'ın
Türkiye'v i bir deneme tah-
tası gibi kullandığını. ifade
eden Baykal."Erbakan ön-
ce kendi devletinegüvenme-
lidir. Halkını, ülkesini her
şeyin üstünde tutmasını öğ-
renmeli. Bakın bir kriz dö-
neminden geçiyoruz. Ama,
Savın Başbakan, dut yemiş
bülbüle dönnıüş" dedi.
Daha sonra Amasya ve
Çorum'un depremden za-
rar gören köyierini ziyaret
eden CHP lideri Deniz
Baykal. vatandaşlann so-
runlarını dinledi. CHP lide-
ri Deniz Baykal. buralarda
y aptığı konuşmalarda, dep-
remden zarar gören çiftçile-
rin Ziraat Bankası'na olan
borçlarının ertelenmesive
depremden zarar gören va-
tandaşlann rhaddi kayıpla-
rının giderilmesi için giri-
şımlerde bulunacağını ifa-
de etti.