29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 EVLUL 1996 CUMfi r 10 HABERLER Başvurular bugün sona eriyor, yurtlarda kalmaya hak kazanan öğrencilerin listesi 1 ekimde açıklanacak • • • Öğrencilerin yurt çilesi bitmiyorANKARA/ISTANBIL (Cumhuriyet) - Ünhersite sınavına giren yaklaşık 1.5 milyon öğrencinin arasından sıynlarak yükseköğretim yerleştirilen öğrenciler. "yeni ünhersiteli" olmanın heyecanını yaşayamadan yurt. harç ve kayıt sorunlanyla karşı karşıya kaldılar. Ekonomik yetersizlikleri nedeniyle e\ tutamayan ve özel yurtlarda kalamayan öğrencilenn. devlet yurtlannda kalabilmek için yapacaklan başvurular bugün sona eriyor. Yükseköğretim kurumlannın 1996-1997 öğretim yılına başlamasına kısa süre kala. üniversiteyi yeni kazanan öğrencilerin bannma sorunlan da başladı. Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun (Yurt- Kur) kapasıtesinin yetersiz olması nedeniy le bu yıl da birçok öğrencinin açıkta kalması bekleniyor. Yurt-Kur'a bağlı yurtlarda kalmak isteyen öğrenciler için başvurular bugün sona eriyor. Yurtlarda kalmaya hak kazanan öğrencilerin listesi ise 1 ekimde açıklanacak. Yurt sorununu çözmüş durumda olan üniversiteleri kazanan öğrenciler. devlet yurtlannda kalmaya hak kazanamasalar bile şanslı durumdalar. İstanbul'daki üniversitelerden Boğaziçi. Koc ve fTÜ, Ankara'da da ODTU ile Hacettepe Üniversitesi'nin kendi yurtlan bulunuyor. ÎTÜ Vakfi'nın biri Gümüşsuyu. biri Ayazağa"da olmak üzere iki öze) kız yurdu bulunuyor. 58 öğrenci kapasiteli Gümüşsuyu'ndaki yurdun aylık kirası kahvaltı dahil 12 milyon lira olarak belirlenirken Ayazağa'da bulunan 109 öğrencilik yurdun aylık kirası ise 9 milyon lira. Bu yurtlann dışında İTÜ"nün aylığı bır milyon lira olan bir erkek öğrenci yurdu da bulunuyor. Maslak kampusundaki bu yurda yeni öğretim yılında 160 öğrenci alınacak. Başvurularda. öncelikle ailenin gelir düzeyi göz önünde tutuluyor. Boğaziçi Üniversitesi'nin aylık fiyatı 1.5 miiyon lira olan 2300 öğrenci kapasiteli öğrenci yurdunun. talebin yüzde 90'ını karşıladığı belirtiliyor. Koç Üniversitesi'nin 72'şer öğrenci kapasiteli kız ve erkek olmak üzere iki yurdu bulunuyor. Yurdun aylık ücreti tek kişilik odalar için KDV hariç 19 milyon 800 bin lira. iki-üç kişilik odalar için ise 13 milyon 800 bin lira olarak belirlendi. Devlet ve üniversite yunlarında kalamayan öğrencilerin diğer bir tercıhi de özel yurtlar. Özel yurtlann aylık fivatları 15 ile 25 milvon lira arasında değişiyor. Özel Öğrenci \ urtlan Derneği Genel Sekreteri Ayşen Ünver. özel yurtlann fiyatlarının \elilertarafindan yüksek bulunduğunu. bu fiyatlarla bile giderlerin ancak karşılandığım söy ledı. Unver. özel yurtlara devlet "desteği sağlanmadığını kaydederek şu görüşleri dile getirdi: "Kurumlar vergisi, doğalgaz, kira, elektrik, su ve benzeri giderler yurt sahiplerinin belini bükmektedir. Sağlanmasım istediğimiz devlet desteği aylık ücretlerin aşağı çekilmesini sağlayacağı için imkânlan kısıtlı olan öğrenci \elilerine de kola>lık sağlamış olacaktır." YÖNETMELİK DEĞİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR Türbanı yasaflaştırma hazırlığı ANKARA (Cumhuri.vet Biirosu) - Başbakan Nec- mettin Erbakan'ın talima- tıyla üniversitelere "riir- ban" için yönetmelık deği- şikliği hazırlığı yapıldığı bildınldı. RP Kahramanma- raş Milletvekili Mustafa Kamalak. "Madenı ki ülke- mizde laiklik \ar, insanlann başörtüleri ile uğraşılma- sın" dedi. Başbakan Erbakanın is- teği üzerine. başörtülü fo- toğraf kullandıkları gerek- çesiyle üniversitelerden "resmi kimlik" alamayan öğrenciler için bir genelge hazırlandığı öğrenildi. RP Kahramanmaraş Milletve- kili Kamalak. "Başı kapalı olanlann da bizim insanımız olduğu unutuluyor. İnsanlar nasıl rahat edivorlarsa oku- MEF okullannda dolarla eğitim İstajıbul Haber Servisi - Modern Eğitim Fen Dershanesfnin (MEF) kurucusu İbrahün Ankan'ın öncülüğünde yaptırılan MEFokulları, 1996-1997 öğretim yılında açılacak. Okulun yıllık ücreti. sınıflara göre beş bin ile altı bin dolar arasında değişiyor. Ulus'ta 30 bin metrekarelik arazi üzerine planlanan MEF Eğitim Kampusu, tamamlandığında, anaokulu, iikokul. ortaokul. lise ve uluslararası okul binalarının yanı sıra, yan olimpik yüzme havuzu, tenis kortlan, basketbol sahası, cimnastik salonlan, laboratuvar binası gibi eğitim, sosyal sportif amaçlara yönelik tesislere de sahip oiacak. MEF okulîan bu ögretim yılında. okul öncesi (6 yaş grubu) birim ile iikokul birinci ikinci sınıflar. orta hazırlık ve lise hazırlık bölümleriyle hizmet verecek. MEF yetenek sınavına girdikten sonra yapılan değerlendirme sonucu okula alınan öğrencilerin eğitim ücreti yıllık, okul öncesi için beş bin dolar, ötekı sınıflar için altı bin dolar olarak belirlendi. la öyle gitsinler" dedı. Ka- malak. türban konusunda yasakla bir yere varılama- yacağını kaydederek "Hiç- bir ülkede hiçbiryasak, Ber- lin du\ arından daha yüksek olamaz. O duv ar da yerle bir oldu. Bu fıkrin karşısına ya- sak değil, daha giiçlü bir dü- şünce koyulmalı" diye ko- nuştu. Kamalak, başörtü ge- nelgesine ilişkin gelişmeler hakkında bilgisi olmadığını kaydederek konuşmasını şöyle tamamladı: "Ülkem adına üzüliiyo- rum. Laiklik var. insanlan- mızın örfü. âdeti var. Asır- larea önce 'Gel gel her ne olursan ol yine gel" diyen Me\lana mı aydın. yoksa üniversite kapısında dunıp da "Başın kapalıysa gire- mezsin" diyen dekan. rektör mü daha aydın? Hangisi da- ha insancü? Başı kapalı olan bizim insanımız. İnsanlar nasü rahat ediyorsaöyle gir- sin. Davranışları acayipse toplum onu zaten dışlar. \a- sakla hiçbir yere varılmaz. Başörtüsü bir kriter olarak ele alınmasın." Başbakan Erbakan'ın ba- şörtü genelgesine ilişkin olarak Istanbul Milletvekili Mustafa Baş ve Yüksek Öğ- retim Kurumu (YÖK) Ke- mal Gürüz'le görüştüğü bıl- dirildi. ş g ledi. Beşiktaş'taki Özel \eni Yıldız Dershaneleri binasında dün bir basın toplanlısı düzenleyen öğrenciler. ÖSYM Baş- kanı Prof. Dr. Eres Söylemez'in dershanclerle ilgili açıklamalanna \ebazı uygulamalanna tepki duyduklarını belirtti- ler. Özgür Kuıltaş, öğrencilerin dershanelere gitmesinin okullardaki bilgilerin yeterii olmadığını gösterdiğini kaydede- rek "Her sene sistem değişiyor. Bu kadar sık değişen sistemin başanlı olması mümkiin değil. Okullarda kaliteli lıoca kal- madı" dedi. L'niversiteve giriş sisteminin yeniden dtizenlenmesini öneren öğrenciler. ÖYS'ye giren 700 bin öğrenciden toplanan 500'er bin liranın nereye harcandığını da merakettiklerini söylediler.(Fotoğraf: AYDIN TAŞDEMlR) Sekiz tezde zincirleme kopya iddiası FİGEIN ATALAY Yüksek lisans ve doktora tezle- rinde yeni bir skandal daha ortaya çıkarıldı. istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde ya- pılan incelemeler sonunda, sekiz tezin birbirinden kopya edildıği be- lirlendi. JÜ Sosyal Bilimler Ensti- tüsü'nde binlerce tezin incelenme- si sürüyor. Konulann uzmanı profesörlerin oluşturdugu komisyonlarca yapı- lan inceleme sonucunda sekizı yüksek lisans. biri doktora olmak üzere dokuz tezin iptalinden sonra şimdi de sekiz yüksek lisans tezi- nin birbirinden kopya edildiği or- taya çıkanldı. Enstirü Müdür Yar- dımcısı Yrd. Doç. Dr. Ateş Ok- tar'ın verdiği bilgilere göre. zin- cirleme kopyalama, 1984 yılından günümüze kadar geliyor. Yani. 1984'te bir tez yazılmış. Bu tarih- ten bir vıl sonra bir öârenci tezini. bu tezden kopya çekerek hazırla- mış. Daha sonra bir başkası,-ikinci tezden usulsüz aktarmalaryaparak tez yazmış. Kopyalama. sekizinci teze kadar gelmiş. Yrd. Doç. Dr. Oktar. bu tezlerle ilgili soruşturma tamamlandığında tezlerin iptali \ e unvanlann geri alınması yoiuna gi- dilebileceğini söyledi. Oktar, daha önce iptal edilen tez- lerin sahiplennin, bu biçimde ak- tarmalann usulsüz olduğunu bil- mediklerini söylediklerini belirte- rek şöyle konuştu: "Oğreneüer, istedikleri kaynak- lardan istedikJeri gibi yararianabi- leceklerini düşüninorlar. Bugüne kadar incelediğimiz tezlerdeki or- tak nokta, dipnot göstermeden ya- pılan aktarmalann sayfalarca sür- düğii ve aktarma yapümayan bö- lümlerde iseyazara ait özgün bir şe- yin olmaması. Bunlar tez değil, farklı üsluplarla yazılmış değişik metinlerin iğreti bir biçimde birbi- rine ekienmesinden oluşan kâğıt to- marları. Giriş, sonuç bölümleri, sentezi. hipotezi olmayan bir tane bile dipnot bulunmayan tezlere rasthyoruz. Bunlar. bir bakıma suç oluşturan eylemler değil. ancak bi- limsel kaUteyidiişüren sorunlar. Bu eylemlerin, biraz da iy imser düşii- nerek. kötii niyet olmaksızın yapıl- dığını varsa\ dığımızda. bu sorunia- nn giderilebilmesi için "bilimsel araştırma ve yazma teknıkleri' der- si konulmasının yararh olabileceği- ni düşündük. Böylelikle öğrencile- rimiz. bir tezin nasıl yazılacağını ve ne gibi asgari bilimsel özellikler ta- şıyacağına dair bilgileri.danışman- lan dışında. bu dersi izleyerek de edinebilecekler diye umuyoruz. Enstitü \onetimi. bu dersin bu yıl enstirüve bağlıyükseklisans \e dok- tora programlanna zoruniu dem olarak konulmasına karar \erdi." ^'rd. Doç. Dr. Ateş Oktar, enstı- tüdeki işlerinin. tezlerin bilimsel düzeyini değerlendirmek olmadı- ğını özellıkle\urgulayarak. Sosyal Bilimler Enstirüsü'nün ya da her- hangı bir kurumun bilimsellik de- netimiyapmayetkisinin bulunma- dığını anımsattı. Jürinın göre\ini gereğı gibi yenne getirmediğinin anlaşılması halinde enstitünün de- netim görevini y aptığına dıkkat çe- ken Oktar, şöyİe de\am etti -Binlerce tezi tek tek inceleyip, diploma iptal etme he\ esinde deği- liz. Ancak. birtakım tezlerde bu gi- bi sorunlar ortaya çıkınca \e bu rür tezlerin say ısında ciddi bir artış gö- rülünce yazan kişiler hakkında so- ruşturma başlatılması. bazı mezun- lanmıza verilen diplomalann ipta- li ve soruşturmanın örnekleme > ön- temiyle değil. en azından eşitlik il- kesi gereği kapsamlı biçimde )ürü- tülmesi gerektiğine karar \erdik. Bu çalışmamızın olumlu etkilerini de gözlemlemeye başladık." Oktar. YÖK'ün yapmış olduğu yeni düzenlemelerın. bu konuda daha etkin bir denetim uygulanma- sını sağlayabilecek gibi göründü- ğünü belirtti. Yeni düzenlemelere göre. tezlerin yönetımi yalnızca bir danışman üzerinde kalmayacak. Oluşturulacak 'tez izleme komite- leri' de de\ reye girecek. Bir öğren- ci. tezinden dolayı yalnızca danış- manına değil, bu komıtelere karşı da sorumlu oiacak. Doktora tezleri konusunda geti- rilen yeni düzenlemeye göre ise her öğrenci tezini yazmadan önce tez önerisi hazırlayacak. Bu önende. çalışmasının amacını. yöntemini ve planını ortaya koyacak. Öğren- ci. tez önensini altı ay içinde tez iz- leme komitesi önünde savunacak. Komitenin tez önerisini reddetme- si halinde öğrenci. 3-6 ay içinde yeniden tez önerisi savunmasına girecek. Öneri yine reddedilirse öğrencinin ilişiği kesilecek. Veliler zor durumda Okullarda yaşanan forma tekeline tepki (Cumhuriyet Bürusu) - Tüketici Haklan Derneği Genel Başkanı Tur- han Çakar. okul yöneticile- rinin öğrenci formalan ko- nusunda bazı firmalarla an- laşmasının velileri zor du- rumda bıraktığını \oırguladı. Çakar, okul formalannda büyük bir tekelleşmenin \ a- şandığını kaydederek Milli Eğitim Bakanlığfnın gerek- li önlemleri almasını istedi. Tüketici Haklan Derneği Genel Başkanı Turhan Ça- kar. yazılı açıklamasında. son yıllarda öğrenci kı> afet- lerinde okul-mağaza anlaş- masının yaygınlaştığını \ ur- gulayarak velilerin tek bir mağazadan giysi almak zo- runda btrakılarak mağdur edildiklerine dikkat çekti. Okul-mağaza anlaşmalan- nın firmalar arasında tekel- leşmeye yol açtığına işaret eden Çakar, okul yönetimiy- le öğrenci velilerinin kur- duklan dernek ve okul aile birliklerinin kuşku altında bırakıldığını ve birtakım spekülasyonlara neden olunduğunu kaydetti. Çakar. "MilH Eğitim Ba- kanlığı ile diğer bakanlıkla- ra bağlı okullardaki görevli- lerie öğrencilerin kılık-kıya- fetlerine ilişkin yönetme- lik"te iikokul \e lise öğren- cilerinin kıyafetlerinin belir- lenmesinde okullara berhan- gi bir yetki verilmediğini \urgulayarak şu bilgileri verdi: "Ankara'da yapılan bir araştırmada, 15-20 dolayın- da fırnıanın. okullarla yap- tıkları anlaşmalar sonucu mevcut okullann büyük bir çoğunluğunun kıyafetlerini satma\ ı tekelierine aldıklan görülmüştür. \alnızca 3 fir- manın anlaştığı okul sayisı 206'dır. Bu durum, öğrenci kıyafetlerinde tekelleşmenin ne derece yoğun olduğunu göstermektedir. Tekelleşme ve rekabetin ortadan kalk- ması nedeniyle veliler, kıya- fetleri daha pahalıya satın al- dıklanndan ekonomikzara- ra uğratılmakta ve mağdur edilmektedirJer." Sorunun çözümü için Milli Eğitim Bakanlığfnın bir an önce yasal bir düzen- îeme yapması gerektiğini anlatan Çakar, okul-mağaza anlaşmasına son \erilerek yanlış uygulama ve yozlaş- manın durdurulması gerek- tiğini vurguladı. Okullarda alınan katkı payına da deği- nen Çakar. yasal bir düzen- leme olmadığı halde katkı payını yatırmayan öğrenci- lerin kayıtlannın yapılmadı- ğına işaret etti. Çakar, ilk ve ortaöğretimin sosyal bir devletin ücretsiz olarak ye- rine getirmesi gereken temel ve vazgeçilmez hizmetleri- nin başında geldiğini \ urgu- ladı. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi görevlisi Doç. Babaoğlu 4 Imam-hatiplerde şiddet daha yaygm' İstanbulHaberServisi-Bakırköy Ruh \e Sinır Hastalıkları Hastanesi"nden Doç. Dr. Ali Nihat Babaoğlu. imam-ha- tip okullanndakı "şiddet potansiyelinin. diğer okullara oranla daha > üksek oldu- ğunu" bildırdı. Doç Dr. Babaoğlu. okul- lardaki şıddetın sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan öğrenciler arasında diğer düşük sosyo-ekonomik düzeydekilere göre daha yüksek olduğunu söyledi. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Barosu Çocuk Haklan Korms- yonu ışbırliğiyle düzenlenen "Çocuk Haklan. Çocuk İstisnıan ve İhmali" ko- nulu hizmet ıçi eğitim seminerınin dün- kü oturumunda konuşan Bakırköv Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi aöre\ lısi Doç. Dr. Alı Nıhat Babaoğlu. yapılan alan araştırmalarında. sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan öğrencilenn eğitim gördüğü okullarda şiddet potansiyelinin yükseldiğinıngörüldüğünüsöyledi. Doç. Babaoğlu. çeşitlı okullarda öğrenım gö- ren öğrenciler arasında bol mıktarda ateşlı ve ateşsız sılah bulunduğunun be- lırlendığini kaydetti. Geçen aylarda îstanbufdakı çeşitli or- ta dereceli okullarda görülen şiddet olay- lannınardındanbıraraştırmayaptıklan- nı belirten Babaoğlu. şöyle devam etti: L nlrlllnr S e n d i k a h a k k l istedikleri için K a i O l i a r HyattRegeneyOteli'ndençıka- nlan 20 işçinin OLEYİS'te yapmak istedikleri toplantı, sendika \önericilerinin bü- royu kapatmaları nedeniyle gerçekleşmedi. Otel Lokanta ve Eğlence Verleri İşçileri Sendikası'nın (OLEY İS) önünde dün toplanan işten çıkanlan işçiler, kapının ii/erin- deki "Temsilcüertoplanösınagjdiyoruz" yaasıy la karşılaştılar. Onceki aksam konuş- tukları sendika yöneticilerinjn sendikanın açık olacağını söylediklerini belirten işçi- ler, sendikanın kendilerine sahip çıkmak istemediğini anlattılar. Sendika bina_sının önünde bekleyen polis. gazetecilerin içeri girmelerini engellemek istedi. Türk Mühen- dis ve Mimar Odaları Biriiği de yapağı yazılı açıklamada, "Hyatt Regency işçileri- nin haklı mücadelesinidesteldiyoruz" dediler. (Fotoğraf: KEREM ILGA2) "Okullarda bol miktarda çocuk silah- lanması \ar. Okul çağındaki çocuklarge- nellikleateşsiz nitelikteki silahlan. kendi- lerine \onelik saldırılara karşı sa\unma amacıyla taşıyor. Çocuklann taşıdıklan bu silahlar arasında ateşli olanlar da bu- lunabilijor." Araştırma sonuçlarına göre. öğrenci- ler arasındaki en yüksek silahlanma ora- nınınimam-hatipliselerinde görüldüğü- nü kaydeden Babaoğlu. öğretmenden öğrenciye vönelık en yüksek şiddet ora- nının da yine imam-hatip okullannda gö- rüldüğünü açıkladı. Yanşma güdüsünün öğrenciye yoğun olarak aşılandığı okullardaki şiddet eğiliminin arttığına dik- kat çeken Babaoğlu, buna kar- sın \anşma güdüsünün düşük olduğu endüstri meslek hsele- rinde şiddet eğiliminin azaldı- ğını söyledi. Bunun nedenlerı arasında da endüstri meslek lı- seîerınde okuyan öğrencilerin geleceklerının meslekı anlam- da belırli olmasını gösterdi. Babaoğlu. "Endüstri meslek li- selerindeki uvgulamalı eğitim, öğrencilerdeid saldırganlık duy gulannı gevşetici etki yapı- yor" dedı. Semınerde konuşan psıko- log Nevin Dölek ise çocuklann çocuklara şönelık psikolojık \eşiddetedayalısaldırganlığı- nm, okullardaki zorbalığın göstergesı olduğunu sövledı. Bu zorbalığın. güçlü ve ın ya- pılı çocuklann, aıle içi sorun- lar yaşayan çocuklara vönelik olarak daha sık görüldüğünü kavdetti. Dölek, çocuklar arasındaki zorbalığın çocuktan çocuğa tekrarlandığını \e tekrarlan- ması tehdidiyle sürdüğünü an- lattı. OYSM 400 bin kontenjan boş kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), Öğrenci Yerleş- tirme Sınavı (Ö\'S) sonu- cunda boş kalan kontenjan- lar ile kayıt yaptırmayan öğrenciler \e yeni açılan programlar için açılan "ek yerleştirme kontenjam" nı ekım ayı içinde uygulaya- cak. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Eres Söylemez. üniversite- lerde kavıtlann 20 eylüle kadar tamamlanacağını be- lirterek. üni\ersitelerin bu tarihten itibaren boş kalan kontenjanlannı ÖSYM'ye bildireceklerini söyledi. Söylemez. ek kontenjanla- nn 25-30 eylül günleri ara- sında açıklanacağını ve 30 eylül-4 ekim günleri ara- sında da adaylann başvu- rulannın kabul edileceğini kaydederek, ek yerleştirme işleminin de 15 ekime ka- dar sonuçlandınlmasının planlandığını anlattı. Ek kontenjan sonucunda yükseköğretim kurumları- na yerleştirilen adaylara 21 -25 ekım günleri arasın- da kayıt yaptırma olanağı tanınacağını kaydeden Söylemez, şöyle konuştu: "Geçenyıl ekyerleştirme sonucunda 30 bin kişiyi yer- leşrirdiL Bu y ıl açıköğretim bölümlerini de ahrsak ek yerleştirme kontenjam yük- sek olacaktır. Örgün öğre- tim bölümlerinde konten- jan açığı yok. Ancak. yeni açılan bölümler ve vakıf üniversitelerinin konten- janları ile Kıbns'taki özel ünh ersrtclerdeki kontenjan açıklan, örgün ögretim için kontenjam arttırabilir. Bel- ki. askeriiklerini tecil ettir- rntk isteyen adaylaraçıköğ- retim bölümlerine yerleşti- rilmek isteyebilirler." Bu yıl yapılan ÖYS so- nucunda açıköğretim bö- lümleri ağırhklı olmak üze- re yaklaşık 400 bin konten- jan boş kalırken öğrencile- rin ek yerleştirme kontenja- nında her yıl olduğu gibi. örgün öğretim bölümlerine ilgi göstermesi bekleniyor. YÖK Genel Kurulu'nca öğretime açılma izni veri- len Yeditepe. Fatih, Işık ve Bilgi üniversitelerine de "ek yerleştirme kontenja- nıyla" 2 bin 500 öğrenci alınacak. ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Bodrum Kalesi'nde Bir Konser Kim bilir kaç kez dinledim Suna Kan'ı. Bilkent Sen- foni Orkestrası'nı da. Ama Bodrum konserinin özelli- ği var, bir müzik olayı değil yalnız, müziğin ötesinde anlam taşıyor. Belki de REFAHYOL döneminde yaşa- dığımız çelişkiler nedeniyle. Demokratik yaşamda tı- kanıklık var, tekseslilik eğilimi giderek tırmanıyor, Cum- huriyetimizi oluşturan ilkeleri aşındırmayı amaçlayan, kadını kapalı bir yaşama zorlayan çabalar tehlikeli bo- yutlara vanyor. derken Bodrum konserini dinliyoruz. Suna Kan sevdiğim, çağdaş düzeyine saygı duydu- ğum, dostluğuyla onurlandığım bir sanatçı her za- man, keman dalında bir usta, ama yaşadığımız ortam- da başka bır gücü, değeri, uyarısı var. Şeriatı amaç- layanlara soruyorum içimden. Hangi Islam ülkesinde Suna Kan'lar, Idil Biret'ler var! Laiklik ilkesi dogrultu- sunda oluşan bir olay bu, eşit hak ve özgürlükleri, ka- dın devrimini, müzik devriminidesimgeliyor. Bodrum Kalesi'nin önünde yüzlerce kişı de büyük coşkuyla ya- şıyor bu olayı. Bilkent Üniversitesi'nin 10. kuruluş yı- lında Müzik Fakültesi de müzik dünyasının büyük us- talarıyla selamlıyor halkımızı. Antik kentler, tiyatrolar, peribacalan, kaleler, güzel senfonılerle çınlıyor. Kon- serlerı yabancılar da izliyor, çalgıcılarımızın çağdaş düzeyine hayran oluyor. Refah Partili Kültür Bakanı da izlemeliydi bu konserleri, islam türü kentler oluştur- rrıayı savunan RP'Iİ belediye başkanları da... Dahası iyi birorkestrayı oluşturamayan siyasal kuruluşlarda... Yıllardır gelmedim Bodrum'a. Güzel anılanmı koru- mak istedim. Vaktiyle Halikarnas Balıkçısı'yla gezdim Bodrum'u. Arada mavi yolculuklar var ama.. Bod- rum'da kalmadan tekneye bindim. O ilk yolculuğu mavi bir düş gibi düşünürüm her zaman. Konser ge- cesini de beyaz bir düş türü anımsayacağım. Suna kan beyazlar içinde, orkestra üyeleri de beyaz ceket- lergiymişler. Bunlar da beyaz kelebekler. dedi biroku- rumuz. Bu yaklaşımdan hoşlandım doğrusu. Beyaz kelebekler her dalda var, her dalda imbatı, sıcak bir esintıyi sergiliyor. Bodrum konseri başka gerçekleri de sergiliyor ben- ce. Doğayı ve insanı bir arada yaşamak da bir özlem. Bu özlemi sanatçılar dindiriyor ancak. Öte yandan, ses kirlenmesine de güzel bir tepkı Bilkent konserle- ri. Düzeysız programları, halk bundan hoşlanıyor di- ye savunanları yalanlıyor, güzel bir olayı yaşamaktan geri kalmıyor insanlar. Yaz boyunca yaşanan ses kar- maşasından arınıyorlar. istanbul'dan, Ankara'dan es- ki dostlarımi da gördüm Bilkent konserinde. Dinlen- ce günlerinde güzel bir müzik olayı yaşamaktan mut- luluk duyuyorlar. Düşüncelerini, coşkularını aktarıyor- lar bana. iki genç kadın boynuma sanhyor bir aralık, Nahrt Hanım bızım de edebiyat öğretmenımiz, diyor- lar. O genç kadınlardan bırı Seda Arun, öteki Özay Erkılıç, Seda Arun Özdemir Asaf'ın kızı. ilk kez kar- şılaşıyoruz ama, eski dostlar gibi konuşuyoruz. Bod- rum koylarında dolaşırken çok anımsıyorum babası- nı. Yeşillikler delerek dağlara tırmanan beyaz evler, si- teler bir dizesini tersine çeviriyor düşüncemde. Bü- tün renkler aynı hızla kirlenıyordu, birinciliği beyaza verdiler, diyor rahmetli ozan. Bodrum'un yeşil tepe- lerini de beyaz evler kirletiyor bence. Beton yığınları diken gibi batıyor yüreğime; beyazdan yoruluyor, ma- viyi, yeşili özlüyor insan, kıyılara da, dağlara da rahat bir soluk diliyor. Hemen belirteyım Körfez kiyılaBnda- ki kentleşme daha tehlikeli boyutlarda. Zeytinlikleri, çamlıklan parselleyen eller daha acımasız. Konserde Müfide Çalık'ı da gördüm bir aralık. Hey- kel çalışmalanndan, bir sergi hazırladığından söz et- ti, çok sevindım. Sanatçılarımız heykel çalışmasını hızlandırmalı bence, heykel kıran, heykelleri alanlar- dan kaldıran yerel yöneticilere böyle yanıt vermeli. Müfide Çalık'ın sergisinı ilgiyle bekliyorum. Çıplak ka- dınlar yaptığını söylüyor, her yanından kuşlar uçuyor, belki de barış kuşları, savaş rüzgârlarına karşın uçma gücü dıliyorum o kuşlara. Kanatları kırılmadan uçsun- lar dünyamızda. Mendelssohn'un keman konçertosunu uykumda da dinledim konser gecesi. Çok güzel bir sabaha uyandım sonra. Kara haberler alabildiğine ama.. gü- nümüzü, ufkumuzu sanatçılar ağartıyor Bodrum'da Gündoğan koyunda kalıyorum. Güneş çok güzel do- ğuyor bu koyda. Dağların ardında bir pembelik gide- rek bastırıyor, saydamlaşıyor, güneşi görmeden ren- gini, pembesini görüyorsun. bir an, bir an daha der- ken güneş karşımda.. dağlar, kıyılar ışık içinde. Dünyamızda da bir Gündoğan sabahı yaşamak umuduyla aynlıyorum Bodrum'dan. Ama anlatacak- larım bitmedi henüz. Turan Erol'un son çalışmalann- dan söz edecegim size. Torba'daki evinde çok güzel saatler geçirdim bir gün. Yaz boyunca durmadan ça- lışıyor değerli sanatçımız, fırçasıyla dolaşıyor dağlan, denizleri, dev boyutlu tablolar üretiyor. Mavi dağlar, kocaman tekneler, mor çiçekler. Begonvıl değil engt- narçiçekleri, öyküsünü dergimizdeanlatacağım. Do- ğa ile insan yarışıyor o tablolarda. Usta bir fırçanın gi- zemine, üretkenliğine hayran oluyor insan. Hangi dal- da olursa olsun mutluluğu sanatçılanmız veriyor bize. Bir akşam Suna Kan, bir ögle sonrası Turan Erol. Ikt- sini de saygıyla selamlıyorum. B U L M A C A SEDATYAŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/ Dıl devrımınin ilk yıllannda mil- letvekili anlamın- da kullanılan söz- cük... Eskı dılde 3 ayak. 2/ Bölmeli göçebeçadın... Is- raifin parabirimi. 31 Bir maymun cinsi... "Oyer" an- Iamında kullanılan sözcük. 4/ Bır kâ- ğıt oyunu... tnatçı. 8 5/ Saatte binlerce Q 1 2 3 4 5 6 7 8 baskı yapabılen bir basım makinesi. 6/ Hay- vanlara vurulan damga... -| "Bundan sonra" anlamın- da kuilanılan eski sözcük. II Yayı genış geniş çekerek 3 çalma anlamında kullanı- 4 lan müzik terımı. 8/ Kürkü deeerli bir yaban kedısı... Oy r lumlu. 9/Mesaj... Kala- 6 vın simeesi. 7 ^ITCARIDAN AŞAĞHA: g 1/Genellıkle hasırdan ya- n pılan, Ispanya ile Orta %e Güney Amerıka ülkelerinde gıyılen genış kenarlı şapka. 11 Düğme ve süs eşyası yapımında kullanılan bir deniz kabuk lusu... Bir nota. 3/Koyu kırmızı renkte değerli bır süs taşı... Esnek. ince uzun metal şerit. 4/ Birparçanın sevimlı veca» na yakın çalmacagını anlatan müzik tenmı. 5/ 'Ya şev k için- de harâb ol ya — içinde gönül" (Yahya Kemal)... tskam- bil kâğıtlarının atası sayılan desteye ve bu deste kullanıla- rak bakılan falcılık yöntemine verilen ad. 6/ Bir bağlaç..; \erdi'nın ünlü bir operası. II Eğlencelerde serpılen pul biçımınde renklı kâğıt parçalan. 8/Güney Amerika'da bir ülke... Telgraf abecesi. 9/Ankarakeçısinin. yünü kah\eren-| gi ya da siyah olan türü... Küçük magara. ]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle