Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 EYLUL 1996 CUMA
12 KULTUR
Samuel Be:kett'ın 'tamamlanmamış' aşk kronolojisi Anthony Cronin'nin Beckett'le ilgili biyografisinde yer alıyor
'Aşksız seks, brandy'sizkahveyebenzer'Külhir Servisi - "Brandy'siz bir kah-
w!" Samuel Beckert aşksız seksi işte
böyletanımlıyordu. Jnlü trlandalı yaza-
nn bır havli renkli <lan aşk yaşamında
kansı Suzanne BecLett'ın yanı sıra Ja-
mes Joyce'un kızı Ljcia. Peggv Sinclair,
şair Ethna McCartfo>, Amerikalı kolek-
siyoncu Peggy Gugjenheim, ekspresyo-
nist ressam Joan Mitchell. oyuncu Billie
WTıitelaw \e BBC ndvosu senaryo edi-
törü Barbara Brey gbı kadınlann adı ge-
çıyor. The Observerjazetesının Rev ıevv
eki. iinlü yazann aşllanna genış bir yer
ayırdı geçen günlerJe. 'Tamamlanma-
mış Bir Kronoîoji' ad v la yayımlanan \ a-
zının büvük bölünıi. Anthony Cro-
nin'nin öniimüzdek ay HarperCollins
Yayıne\i'nden çıkacık 'SamuelBeckett:
The Last Modernisf (Samuel Beckett:
SonModernİ!.t)adlniyografısinden>a-
rarlanılarak kaleme ılınmış.
Beckett'ın yaşamna şu veya bu şekil-
de girmiş kadınlar ırasında. en dikkat
çekicı isim. Janıes Joyce'un şizofren kı-
zı Lucia. Lucıa ve Be^kett'ın karşılaşma-
lan 1928sonbaharınirastlıyor. 22yaşın-
daki Beckett. Paris'uki Ecole Normale
Superieure'e ders \ermek üzere geldi-
ğınde, ortak arkadaşian Thomas MacG-
reevy'nin daveti üzenne Jovce'un e\ine
giderveçok geçmeden Jovce'un '\örün-
gesine' girer. Jovce o günlerde. 'Finne-
gans VVake'in hazırlık çalışması olan
'VVork in Progress' üzerinde çalışmakta-
dır. Sonraki yıllarda ortak zevklerinden
biri olan alkolün de etkisiyle birbirleri-
ne düşkün iki dost olarlar. Beckett. Jov-
ceailesininaynlmazbirparçasıdırartık.
Aile toplantılannda. içkili sofralarda
e\ in başkonuğudur. Hatta. bu sık sık tek-
rarlanan toplantılardan binnde çekılen
fotoğraflarda Beckert'ın yer almaması
merak konusu olmu^tu. Beckett. bu ko-
nuvuhınzırbiresprivlegeçirmiştı: '•Bü-
yük bir olasılıkla masanın altındaydım".
Beckett'in Lucia üzerindeki etkisi
Beckett ile Joyce'u birbinne yaklaştı-
ran önemli bir unsur. sürgünde birer İr-
landalı olmalannın yanı sıra karakterle-
nnin şaşırtıcı benzeriiğiydi de. Beckett
da tıpkı Joyce gibi. sessizliğin insanıvdı.
Ancak Joyce. mutlak yalnızlığı daha sık
tercih edip kendinı dınlerken Beckett"ın
duyargaları çevreye daha çok açılıyor-
du. Belkı de Lucia Joyce'u Beckett'a
yaklaştıran buydu... Lucia. kımı zaman
bır koltuğa oturup gözlerini saatlerce
boşluğa diken. kimi zaman günün moda
şarkılarını bağıra çagıra söyleven (En
sevdiği şarkı 'You'retnecneamofnıycof-
fee'ydı) deli dolu. güzel bir kızdı. Lzun
süre dans eğitımi almış. ancak bilinme-
eckett'ın yaşamına şu veya bu
şekilde girmiş kadınlar arasında.
en dikkat çekici isim, James
Joyee'un şizofren kızı Lucia. Ünlü
İrlandalı yazann bir hayli renkli olan
aşk yaşamında Peggy Sinclair, şair
Ethna McCarthy, Amerikalı
koleksiyoncu Peggy Guggenheim.
ekspresyonist ressam Joan Mitchell.
oyuncu Billie
Whitela\v ve
BBC radyosu
senaryo
editörü
Barbara Brey
gibi isimler
geçiyor. 1961
- 1989 yılları
arasında evli
kaldığı
Suzanne
Deschevaux-
Dumesnil'in
Beckett'ın
hayatındaki
yeri ise
tartışılmazdı
Yine de ünlü yazann. 'Her şeyimi ona
borçluyum' dediği karısına sadık
kaldığı söylenemezdi. Kadınlarla.
çeşitli zamanlarda kısa. uzun, ama hep
tutkulu ilişkiler kurdu. Pek çok platonik
ilişkisi ise uzun yıllar boyu sürdü.
Samuel Beckett
yen bir nedenle yanda bırakmiştı. Bu dö-
nem. aynı zamanda şizofreni belirtilen-
nin de başlangıcıydı. Beckett ile karşılaş-
tıklarında kınlgan. kolay incinebilir. aşı-
rı derecede alıngan bir kışiliğe bürün-
müştü. Dönemın da\ranış kurallannı hı-
çe savan tavırlan. hatta bir ara çok fazla
ileri gıdıp açık saçık gıyınmelen, özellık-
le annesını bezdiriyordu. James Joyce ise
kızının şizofren olmasını uzun süre ka-
bullenemedı. Joyce yorumculanna göre.
bu kabullenmezlik Lucıa'ya haddınden
fazla düşkün olan Joyce'un babalık içgü-
dülennden ileri geliyordu. Lucıa ise tüm
eneıjisini Beckett'ın ilgisini çekebilmek
için harcıyordu. Kimi zaman Joyce piya-
no başına oturup çalmava başladığında
Lucıa da Beckett'ın ilgisini çekebilmek
için dansa başlıvoıdu. O günlerde Bec-
kett'ın Lucıa'nın üzennde büvük etkisi
vardı. Kım nedersedesınaldırmıvor.an-
cak Beckett'ın her sövledığını harfiyen
verine getıriyordu. Beckett'ın Lucia'va
ılışkin duvguları ise tutkulu bir âşığınki-
ne hiç de benzemiyordu.
Tutkulu aşka Beckett yanıt
vermiyor
Yıllar sonra, Lucıa'vı çok güzel bul-
duğunu söv levecek. ancak kendisine hiç-
bir anlamda umut vermediğini de ekle-
>ecektibirsohbetsırasında. Yinedeara-
lanndaki yakınlık yabana atılacak tür-
den değildi. Birlikte yemeğe çıkıyorlar.
tiyatrova gidiyorfardı. Hatta Lucia. val-
nızca bir kere Beckett'ı okulunda ziya-
ret etmiştı. Parıs sanat çevrelerinde pek
çok dedikoduya konu olmuşlardı. An-
cak Beckett gibi güçlü bır gözlem gücü-
nesahıpbiradambilebırtürlüLucia'nın
ona olan tutkusunu anlayamıv ordu. 1930
yazında nıhayet düşüncelerinı açıkça or-
taya koydu Beckett. Lucıa'nın ailesı İs-
viçre'ye tatıle gitmişlerdi. Evde yalnız-
dı ve Beckert bır gün onu zıyarete gelip
hiçbir zaman romantık duygular besle-
mediğini ıtiraf etti. Lucıa için zor günler
başlamıştı. tansiyon ailenın eve gelişi ile
iyice yükseldi. Anne. kızının tuhaflıkla-
nndan Beckett'ı sorumlu tutuvor ve va-
zarı kızının aklını çelmekle suçluyordu.
2 Şubat 1932'de (James Joyce'un do-
ğum günüydü) Lucia. beklenmedık bir
sinirkrizinegirerek. Beckett ile bozulan
ilişkisinden annesini sorumlu tuttu. Joy-
ce ailesi. sinirleri harap olmuş kızlannı
Beckett'tan uzaklaştırmanın volunu, onu
Zürih'teki bir kliniğe göndererek buldu.
Anc^k Lucia. Beckett'a durmadan yaz-
dı. Mektuplar. Beckett'ın. 1961 "de Su-
zanne Deschevaux-Dumensnil ile ev len-
mesinden sonra da sürdü. hatta Lucia.
biricik aşkının doğum günlerinde ona
hediveler göndermeye de\am etti...
Umutsuz Lucia. Jovce ailesinde dünva-
\ ı en son terk eden kişi oldu. Ölümün-
den sonra ısteği üzerine Zürih yerine
Northampton'a gömüldü.
Hep tutkulu ilişkiler kurdu
1937 yılında ise Beckett'ın aşk haya-
tında bir başka kadının adı geçiyordu.
Beckett. o v ılın başında Amerikalı sanat
kolekivoncusu. 'çapkın' bır kadın olan
Pegg> Guggenheim ile 'mercimeğifınna
vermişti". S'ıtbaşı gecesi için Guggenhe-
im'ın ev inde düzenlenen partide karşıla-
^an Beckett. bu orta yaşlı. zengin. işini
bılir ve ısrarlı kadına karşı da nedense her
zaman mesafeli olmavı yeğledi. Peggy
Guggenheim'in birlikte olma. cinsel iliş-
kidebulunmatekliflerini kaçamak vanıt-
larla geri çe\ irdi. Beckett ile istediği gi-
bi bir seks yaşamı olamavacağını anla-
>an Guggenheim. vavınıladığı anılann-
Ja "Belkî de Helen Joyce'un tavsiyesini
dinleyip teca>iiz etmelivdim" dı>e vaza-
caktı.
1961 - 1989 vıllan arasında evlı kal-
dığı Suzanne Deschevaux-Dumesnil'in
Beckett'ın hayatındakı ven ise tartışıl-
mazdı. Yine de ünlü vazarın. "Herşe>i-
mi ona borçluyuırT dediği kansına sadık
kaldığı sövlenemezdı. Kadınlarla, çeşit-
li zamanlarda kısa. uzun. ama hep tutku-
lu ilişkiler kurdu. Pek çok platonik iliş-
kisi ise uzun vıllar bovu sürdü. Ovuncu
Billie Whitela« ile de böv le bir ilişkisi ol-
du ünlü vazann. Ancak bu ilişkinin bir
başka tanığı daha vardı, \Vhitelaw "un ko-
cası Robert Muller. Muller, eşı ile Bec-
kett arasında olan bitenın farkındaydı.
Şövleanlatıvordugözlemlerıni: "Çevre-
mizdeki hemen herkes Beckett'ın karım
için özel bir şe> ler hissettiğini sezinliy or-
du. Tiyatroda uzun yıllar birlikte çalış-
mışlardı. Kanmonu 'sevgılı adam' diye
çağırırdı. Sanırım Beckett, bundan daha
fazla bir şe> olmak istemiştifıep. Pro\a-
lar sırasında aralannda sessiz bir iletişim
kurulurdu. Ancak Beckett, kanma bir
kere bile komplimanda bulunmadı. Bil-
lie'nin onun favori o\uncusu olduğunu
genellikle başkalanndan duyardım. An-
cak. Beckett'ı hiçbir zaman rakibim ola-
rak görmedim, daha doğrusu ö> le gör-
mevi bir türlü beceremedim._"
Cervantes'in öncü romanı ilk kez 'tam "1 O / j î | — ' ~ ^ —
anlamıyla'İspanyolcadan Türkçeye kazandınldı | ^/-\\ K 1 S H U
tekmüî birden ^Don Qııijote9
Okul, Türkan
Şoray'm sesiyle
yükselecek
Kültür Servisi - Türk sinemasının
ünlü yıldızı Türkan Şoray. uzun yıl-
lardır süren kaset çıkaracak mı, çı-
karmayacak mı tartışmalarından
sonra Raks firmasına bağlı " S " Mü-
zik Napım ile müzik yaşamına gir-
meye kararverdi. Dün Svvissotel'de
bir basın toplantısı düzenleyen ve
kontrat imzalavan Türkan Şoravr
ve
"S" Müzik Yapım'ın sahibi Sacit
Süha Dilek b u vıl
sonuna kadar yetiş-
tirmeyi düşündük-
• Türkan Şoray, pop-
fantezi türünde bir
lerinden Raks " S " firması da pay
almayacak.
Toplantıda söz alan Sacit Süha Di-
lek. yaklaşık beş yıldır Şoray'la an-
laşma>a çalıştıklannı sonunda Şo-
rav'ın teklifi kaset gelinninden her
iki tarafın da kâr almaması şartıyla
kabul ettiğını belirtti. Böyle güzel
bir amaca hizmet etmenin ve yıllar-
dır hiç kimseve evet demeyen Tür-
kan Şoray ile çalışa-
cak olmanın heya-
canını vaşadıklannı
lcri kaseti tanıtt.lar. a
, b ü m ç l k a r a c a k
. Ş o r a > ;
belirten Dılek. böv-
Toplantıva aynca
Türkan Şorav ın
avukatı Vasaf Arun
katıldı.
Repertuv an eylül
sonuna kadar ta-
mamlanacak olan
kaset pop-fantezi
türünde olacak. Al-
büm için yoğun bir
çalışma dönemine
gırecek olan Şo-
ray'ın genel müzik
direktörlüğünü Atil-
la Özdemiroğlu.
Türk Sanat Müziği direktörlüğünü
ise Muzaffer Özpmar yapacak. Ka-
seti ticari kaygılarla çıkardığı yolun-
daki söylentilerden çekinen Türkan
Şoray, kasetinin bütün gelirini ken-
di adına yaptırdığı Türkan Şoray ll-
kokulu'nun devamı niteliğindeki
Türkan Şorav Meslek Lisesi'nin ya-
pımı için kullanacak. Kasetin gelir-
kasetinin bütün gelirini
kendi adına yaptırdığı
Türkan Şoray Meslek
Lisesi'nin yapımı için
kullanacak. Ünlü
oyuncu. "Sizlerin her
birininizin alacağı bir
kaset, okulun bir tuğlası
olacaktır. Gelin bu
yolda benimle birlikte
olun" dedi.
le kutsal bir amaca
hizmet edecek ça-
lışmada kendilerini
seçtiklerı için Şo-
rav'a teşekküretti.
Türkan Şorav ise
toplantıda. kendile-
rine bir lise vaptır-
ma sözü verdiği 600
çocuğun isteğini ye-
rine getireceği ve
uzun yıllardır iste-
dığı şarkı söyleme
düşünü yerine ge-
tireceği için çifte
mutluluk yaşadığını söyledı. Şorav
aynca şarkı söyleme konusunda id-
dialı olamadığını belirterek "Bana
bu konuda en büvük desteği yine
sevenlerimin göstereceğine inanıyo-
rum. Sizlerin her birininizin alacağı
bir kaset. okulun bir tuğlası olacak-
tır. Gelin bu yolda benimle birlikte
olun" dedi.
Kültür Servisi - ispanyol v a-
zar Cervantes'in ünlü romanı
'Don Quijote'. tam adıyla 'La
Manchalı \'aratıcı Asilzade
Don Quijote\ Yapı Kredi Ya-
yınlan Kazım Taşkent Klasik
Yapıtlar Dizisi arasında yav ım-
landı.
Kitabın sunuş yazısını y azan
Prof. Jale Parla'nın sözleriyle
"Birinci kısmının basıldığı 1605
yıündan beri en çok okunan. en
çoksevilen.ençokyorumlanan
ve yeniden en çok yazılan La
Manchah Şö\ahe Don Quijote
ve silahtan Sancho Panza'nın
serüvenleri". bütün dünvada
olduğu gibi ülkemizde de ilgiy-
le karşılanmış. ancak dilimize
daha çok İngilizce ve Fransız-
ca gibi ikıncı dillerde ço-
cuklar için hazırlanmış
baskılanndan yapılan
çevirileriyle girmişti.
Yine de. ancak bir iki ta-
ne ve ikıncı dıllerden de
olsa tam metin çevirile-
ri de yapıldı.
Şımdivse. Jale Par-
la'nın verinde saptama-
lanyla "Shakespeare'le
birlikte belki de ilk kez
modern okuru düşle-
yen" ve sadece '•şövalye
romanlarrnın değil.
"Rönesans'ta kullanıîan
bütün (yazınsal) türlerin
otoritesiniyıkan" bu ön-
cü yazann. belki post-
modern anlatıv ı bile ne-
redeyse dört vüzyıl ön-
ceden haber veren bu
öncü romanı ilk kez
"tam anlamıyla" Türk-
çeye kazandınlmış olu-
yor.
-La Manchalı Yaratı-
cı Asilzade Don Quijo-
te"u dilimize. Roza
Hakmen Ispanvolcadan
çevirdi. Kitapta Ahmet
Güntanın şiirleri de yer
alıyor. Jale Parla'nın sunuş ya-
zısıyla başlayan kitap. iki bü-
vük bölümden oluşuyor. Kita-
bın ilk sayfalannda şaşırtıcı.
yaratıcı kahraman ile tanıştyor
okuyucu. Okuduğu şöv alye ro-
manlannın etkisinde kalarak
tek başına dünyayı değiştirmek
isteven. haklıyı haksıza karşı
savunan Alonso Quijana ile...
Jale Parla'nın sunuş yazısın-
dan da anlaşılacağı gibi. her
yüzyılın vazgeçilmez kahra-
manı olmuş Don Quijote; on
sekizinci yüzyılda aklın ve ger-
çekliğin simgesı, on dokuzun-
cu yüzyılda yenilmez idealist.
virminci yüzvılın varoluşçu
düşüncesinde benliğini aravan
vakur kahraman. "Daha felsefi
okumalarda Sancho'yla birlik-
te. idealizmle ma-
teryalizmin diva-
lektiğini simgeli-
yordu: politik eği-
İimliler ise bu an-
landaütopyensos-
>alizmin ilk ör-
neklerinden birini
gördüklerini dü-
şündüler. Ve bü-
tün yüzyıllar için
sanatın sanatla.
sanatın yaşamla
ve sanatın insanla ilişkisini irde-
le>en en baştan çıkancı anlatı
olarak kabul edildi."
E L I N C E N 1 O S O
HIOALGO DON QVi-
l "•• XOJT£ BE t A
ruk ya da acı bir tat bırakan;
özetle. artık toplumla bütünleş-
mesine olanak olmayan. > aban-
cılaşmış birevdir o."
Romanın "öz"
babası Cervan-
tes'ın "kuru. kın-
şık.maymuniştah-
irdıve tanımladı-
ğı Don Ouijote.
çağının düşgücü-
nün belirlediği sı-
nırları hiçe saya-
rak bu sınırların
içeriklerini sorgu-
layarak vekuralla-
rı bozarak derin
tartışmalara davet edivor oku-
yucuyu. Parla'nın sunuş yazı-
sıyla devam edelim: "Bireyler,
MMI.IIIIII*"T-I'TI- •'•ııtıPtlcıiilf.n.riıı OONULİJOTF,
•'Bütün yüzyıllar için sanatın sanatla. sanatın
yaşamla ve sanatın insanla ilişkisini irdeleyen en baştan
çıkancı anlatf olarak kabul edilen İspanyol yazar
Cervantes'in ünlü romanı 'Don Quijote\ tam adıyla 'La
Mancha'lı Yaratıcı Asilzade Don Quijote".
Yapı Kredi Yayınlan Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi
arasında yayımlandı.
Geç bir yaşta. şan şöhretten
ümidini kestiği bir dönemde
Don Quijoteyu okura sunan
Cer\antes. aynı zamanda "top-
lumla ters düşen modern ro-
man başkişisi"nin de öncüsü.
Parla'nın belirttiği üzere. "Ce-
sareti, azmi, adalet ve eşitlik
duygusu, katıksız sadakati,
kimliğini kendi kendine belir-
leme kararı: onu bekleneceği
üzere destansı bir kahraman >a
da efsanevi bir yiğit >apmaz.
Tersine, sürekli venilgiye uğra-
yan. dışlanan, anlaşılmav an. an-
İaşılırsa da alav edilen. kazandı-
ğı zaferlerde bile ardında bu-
toplumsal sınıf temsilcileri
(dük. düşes, yeşil şövalye. asker.
Yahudi. vb.) söylemler ve edebi-
>at tüıieri arasında sürekli sor-
gulayan, irdeleven. kâh olumla-
v an. kâh olumsuzla> an bir diya-
İog Don Quijote'un ana ekseni-
dir." Daha "Önsöz'*le birlikte
okur da bu diyaloğa dahıl edi-
lır. \'e Cervantes'in düşlediği.
edilgenbirdinleyicidençoket-
kin bir vorumcu olan "mo-
dern" okur. yazann ümit ettiği
ölçüde, otoriteden kurtulmuş
okurdur.
Parla, "DonQuijote,biryan-
dan kurgu oyunlarını ^kurgusal
zaman taktikleri. parodi, okur-
vazar diyaloğu. anlatının hep
kendi içine dönmesi gibi) sergi-
lerken bir vandan da anlatının
tarihselliğini vansıtarak hem
stilistik hem de sosyolojik oku-
malan davet eden bir metindir.
Don Quijote'u bu iki temel bo-
vutuvla romanın öncüsü sav-
mak için elbette yeterii iki neden
vardır" dıverek romanın bır
üçüncü boyutu olduğundan söz
edivor. Parla'nın "ironi" adını
verdiği bu boyut. Cenantes'ten
sonraki bütün romancıların
doğrudan va da dolaylı olarak
bu başvapıttan esintiler taşıdı-
ğını göstermekte. Cervantes.
yapıtında "çok katmanlı bir
ironi" yaratmış ve bu anlamda
modern romanın belir-
leyici unsurlanndan bi-
rinı kullanmış. "Don
Quijote'ta Cervantes
hiçbir söz. söylem, fikir
ve inancın mutlakiyeti-
ni savunmadığı, üstelik
bunlardan herhangi bi-
ri bir üstünlük kazana-
cak gibi olduğunda onu
yıköğı gibi. yaratıcı mu-
hayyilenin ifade biçimi
olan edebivat türierinin
de hiçbirine üstünlük
tanımaz."
1605'ten bu yana en
çok okunan. en çok se-
vilen, en çok yorumla-
nan ve yeniden yazılan
Don Quijote"un yaratı-
cısı Cervantes ise oku-
runa şöyle sesleniyor:
"Aylak okur: bu kita-
bın, zihnin. düşünülebi-
lecek en güzel, en zarif,
en akıllıca ürünü olma-
sını isterdim; buna \e-
minsiz inanabilirsin.
Ancak. tabiat kanunu-
na karşı çıkamadım:
tabiatta her şev benze-
rini doğurur. Benim kı-
sır. gelişmemiş zekâm da, her
türlü rahatsızlığın hâkim oldu-
ğu. her türlü hazin sesin duyul-
duğu bir hapishanede doğmuş-
çasına kuru. kırışık, mavmun
iştahlı ve çok çeşitli, kimsenin
aklına gelmeyecek düşüncelere
boğulmuş bir evlattan başka ne
doğurabilir?~ Ama Don Quijo-
te'un babası gibi görünsem de
üvey babası olan ben, âdetlere
uyup başkalannın vaptığı gibi
neredevse gözlerimde vaşlarla.
oğlumda göreceğin kusurları
affetmen veva görmezden gel-
men için sana valvarmavaca-
ğım sevgili okur."
Montpeal'de büyük ödül
İngiltere'nin
MONTREAL (.\FP>- Montreal'de düzenlenen Dünya
Film Festıvali'nde büyük ödül Ingılız yönetmen
Richard Spence'ın 'Different for Girls' adlı filmine
verildi. Film. ameliyetla cınsiyetini değiştiren bır adam
ve çocukluk arkadaşı araındaki ilişkileri konu alıvor.
Eleştıımenler Ödülü ise Japon yönetmen Kohei
Oguri'nin "Sleeping Man' ile Fransız yönetmen Cedric
Klapisch'in "L'n air de Famılle' adlı filmlen arasında
paylaştınldı. Festivalde en iyi kadın ovuncu ödülünü
ABD'li vönetmen Alexander Pavne'in "Citizen Ruth"
filmindeki rolüyle Laura Dern alırken: İntimate
Relations" (Philip Goodhevs) filminin oyuncusu
Rubert Graves. en iv i erkek ovuncu seçildi. En iyi
senaryo ise İspanyol yönetmen Mario Camus'nun
'Adosados' adlı çalışmasına verildi. Günev Korelı
Chul Soo Park. "Farevvell Mv Darlıng' adlı filmivle
festivale en iyi artıstik katkıda bulunan yönetmen
seçildi.
Montserrat Caballe İstanbul'a
geliyor
Kültür Servisi-
Dünyaca ünlü
soprano Montserrat
Caballe. Info
Yatınm Holdıng'ın
15. kuruluş vılı
dolayısıyla 23 eylul
pazartesi günü
Atatürk Kültür
Merkezf nde bır
konser verecek.
L'luslararası müzik eleştirmenlerince opera tarıhinin en
güzel ve en zengin seslerinden biri olarak
değerlendırilen ve son derece geniş bır repertuvara
sahip olan Montserrat Caballe. dünyanın tüm büvük
operalannda ve konser salonlannda verdiği konserlerle
sanatseverlerin beğenisini kazandı. Sanatçı. avnı
zamanda. aralannda İspanva Kraliçesı Isabel'ın Onur .
Nişanı da bulunan birçok onur ödülünün sahibi.
İzmir Fuarı sanat etkinlikleri
sürüyor
Kültür Servisi-65. Uluslararası Izmır Fuan
kapsamında gerçekleştirilen sanat etkinlikleri devam
edivor. Ülkelerın kültürel açıdan da ka>naşmalannı
sağlamak amacıv la düzenlenen bu etkinlikler arasında
yer alan 2. Lluslararası Sanat Günleri'ne bu vıl. fuann
onur konuöu Pakistan başta olmak üzere Azerbavcan.
Almanya. îsveç. Ingiltere. Bosna-Hersek. Fransa.
Filipinler ve Türkiye katılıyor. Resim. karikatür.
minıari çizim. fotoğraf. plan. baskı. heykel. dokuma.
hat. kalemişi ve tezhip alanlannda çeşitli örneklerin
sunulduğu Izfaş Sanat Galerisi'nde açılan bu sergide
39 sanatçının eserleri yer alıvor. Fuar özel konuğu
Pakistan aynca. Majmua Sanat Galensi'nde 15
sanatçısının 150 çalışmasıyla kendi özgün sanatını
sergilivor.
Tiyatro Istanbul' Ankara'da
Kültür Servisi-Cihan Cnal ve Nevra Serezli'nin yer
aldığı 'Tıvatro Istanbul', geçen sezonun oyunu 'Çetin
Ceviz' ile 9 - 22 eylül tarihleri arasında Ankara'da
izleyicilerle buluşacak. Ankara Şinasi Sahnesi'nde
sahnelenecek ovunda. Ünal ve Serezli'nin yanı sıra
Nuran Oktar, Ismail Hakkı Şen, Ayberk Attila, Nazan
Kınlnnş ve Orç«n Şoaat roj-ahyor Nilgün Gürkan'ıa {
dekor ve kostümlerini hazırladığı oyun. 30 v11lık. bir
sanatçının mutlu ve uyumlu evliliğinin kendisiyle
röportaj >apmak ısteyen genç gazetecinin gelişiyle
bozulmasını ve sonrasında gelışen olaylan konu alıyor.
Bakırköy Belediyesi'nden
Sinema Geceleri'
Kültür Servisi - "Sınema Gecelen". Bakırköv
Beledivesı \unus Emre Kültür Merkezi'nin
bahçesınde başladı. Cep sineması şeklinde düzenlenen
kültür merkezınin bahçesinde özel olarak kurulan
perdede ünlü filmlerin gösterimi ücretsiz yapılıvor.
"Sinema Geceleri' 12 evlüle dek sürecek.
Ankara Devlet Tiyatrosu yeni
sezona hazır
Kültür Servisi-Evlül avı başında tivatro sezonunu açan
Ankara Dev let Tivatrosu. sekiz yeni ovunla
izleyıcileriyle buiuşuvor. Geçen sezondaki oyunlarından
seçtikleri on beş ovunu. bu sezonda da devam ettirecek
olan tivatronun yeni ovunları: Turan Oflazoğlu'nun "4.
Murat'. A. Kutsi Tecer'in "Köşebaşf. Ergun Sav "ın
'Yatan ^'ahut Namık Kemal'. Ali Yürük'ün "Türkmen
Düğünü". Zeynep Avcı'nın "Gılsamış". Başar
Sabuncu'nun "Kış Gelmeden". fsmail Kavgusuz'un
'Silvanlı Kadınlar' ve Eduard Arbee'nin '3 Lzun Kadın"
adlı ovunları olarak belirlenmiş. Önceki sezonun
oyunlan ise Nâzım Hikmet'in "Kuvayı Millive Destanı".
Aziz Nesin'in övkü \e taşlamalanndan uyarlanan
"Azızname "95". Dostoyevski'nin romanından uyarlanan'
'Budala', Yıldıray Şentürk'ün 'Bıçak Sırtı". Nezihe
Araz'ın 'Savaş \urgunu Kadınlar'. Refik Erduran'ın
"Halay". Nezihe Merıçın 'Çın Sabahta'. Ferdi Merter'ın
"Kuğular Şarkı Sövlemez'. Yictor Haim'in "Büvük
Misafir". Eva Franchi'nın "\blun Sonunda'. Tankred
Dorst'un "Ben Feurbach". Neil Simon'un 'Büvük
Aşıkların Sonuncusu' ve John Şteınbeck'ın 'öazap
Üzümleri".
K Ü L T Ü R • Ç İ Z İ K
K A M İ L M A S A R A C I