Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 EYLUL 1996 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Korsan
gösteriye
ağır ceza
- • ANKARA (ANKA)-
Yargıtay Ceza Genel
ŞKurulu korsan gösterileri
sevk ve idare edelere ağır
lıapis cezası verilmesinin
jyolunuaçtı. Genel Kurul.
Oizre'de izinsiz nevruz
gösterilerini yüzünü poşu
örterek yönertiği
gerekçesi) le y argılanan
sanığa verilen 50 aylık
hapis cezasıcı onayladı.
Kurul. silahlı gösterileri
yönetenlere 5 yildan
8 yıla kadar hapis cezası
verilmesini istedi. Infaz
yasası. terör suçlanndan
hükiim giyenlerin
cezalannın dörtte üçünü
çekmeleri şartını
öngördüğünden. üst
sınırdan mahkûm edilenler
izinsiz gösterivi yönettiği
gerekçesiyle altı yıl
sureyle hapiste
kalabilecek.
Köşk/te dış
politika zirvesi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in başkanlık
edeceği "Dış Politika
Zirvesi" yann Çankaya
K.öşkü"nde toplanacak.
Başbakan Necmettin
Erbakan, Başbakan
YardımciM ve Dışişleri
Bakanı Tansu Çiller,
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Ismail Hakkı
Karadayı \e Milli
lstihbarat Teşkilatı (MtT)
Müsteşan Sönmez
Köksal'ın katılacagı
toplantıda. son dönemdeki
dış politık gelişmelerin ele
aiınacağı bildırildi.
Toplantıda, Irak'ın Erbil'e
saldınsı ve sonrasında
ABD'nin Bağdat'a yönelik
hava saldırılannın yanı sıra
lran sınınndan Türkiye'ye
sızan PKK'liler konusunun
da ele alınacağı öğrenildi.
'CHP kitlelerle
bağını kursun'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çankaya
Belediye Başkanı Doğan
Taşdelen. Cumhuriyet Halk
Partisi'nde, kitlelerle gönül
bağının yeniden ve daha
sıkı bir şekilde
kurulmaMnın yollannı
aramaya kalkışmanın
onurlu bir görev olduğunu
söyledi Taşdelen dün
yaptığı açıklamada, CHP
gibi demokrasiyi ıçtenlikle
benimseyen bir partide
sorunlann Ahmet'in veya
Mehmet'in liderolarak
seçilmesıne havale
edilemeyeceğini vurguladı.
Taşdelen. "Onun için önce
ısimleri değil, solda
"işimizi tartışalım'
diyoruz" dedi.
'Mahkûmlar
tedavi edilmiyor'
• ANKARA
(Cumhurhet Bürosu) -
Halkın Hukuk Bürosu
avukatları, Sağlık
Bakanlığı'na başvurarak
açlık görevinin sona
erdirilmesinin ardından
hastanelerde tedavi altına
alınan mahkûmlann
iyileşmeden cezaevlerine
geri gönderildiğini
bildirdiler. Yozgat
Cezaevi'nden Ankara
Numune Hastanesi'ne sevk
edilen mahkûmlann tedavi
edilmeden geri
gönderildiklerinin ileri
sürüldüğü başvuruda.
mahkûmlann sorunlanrun
çözümü için uzman
kadrolann oluşturulması ve
Istanbul Çapa Tıp
Fakültesi'ndeki doktor
grubunun denetiminde
sevklerinin sağlanması
istendi. Başvuruda,
mahkûmlann ölümcül
rahatsızlıklan
bulunmadığı. ancak
sakatlıklar ile karşı karşıya
bulunduklan kaydedildi.
Zorunlu
tasarruflar
• ANKARA (AA) -
Sağlık-tş Sendikası Genel
Başkanı Mustafa Başoğlu.
zorunlu tasarruflarla ilgili
olarak çözülmesi gereken
konunun. biriken paralann
ödenmesinden çok
kazanılmış haklann
korunması olduğunu
söyledi. Başoğlu, işçi
konfederasyonlannın
kanun değişikliğinin
veniden ele alınması ve
kazanılmış haklann
korunmasına yönelik çaba
sarfetmeleri gerektiğini
belirtti. Cumhurbaşkanlıği
Danışmanlığı görevini de
yüriiten Başoğlu. bu
konuda
Cumhurbaşkanı'nın gerekli
duyarlılığı göstereceğini
umduğunu da bildirdi.
DSP'de olağanüstü kurultay için imza toplayan milletvekili disiplin kuruluna verildi
Kesebir'in ihracı istendiANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - DSP'de olağanüstü kurultay
için imza toplayan Edirne Millet-
vekili. parti meclisı üyesi Erdal
Kesebir ve 8 delege arkadaşı ihraç
istemiyle disiplin kuruluna verildi.
DSP Genel Başkam Bülent Ece-
vit'in istemiyle toplanan Merkez Di-
siplin Kuruİu'ndâ (MDK). Kesebir
ve arkadaşlan için tedbir istemi de
uygun bulunarak. parti içindeki gö-
revlerinden uzaklaştınlmalan ka-
rara bağlandı. Ecevit. "Hizip hare-
kctine yaptınm uygulanması zo-
runlu duruma gclmiştir" dedi.
Ecevit. dün MDK toplantısın-
dan sonra yaptığı yazılı açıklama-
da, fCesebirvearkadaşlannın **bö-
lücü hizip haraketi" başlattıklan-
nı sav unarak, şu görüşleri dıle ge-
tirdı:
"Benim olağan kurultayıınızı ola-
• DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in istemiyle toplanan Merkez Disiplin
Kurulu'nda, Kesebir ve arkadaşlan için tedbir istemi de uygun bulunarak, parti
içindeki görevlerinden uzaklaştınlmalan karara bağlandı. Ecevit, "Hizip
hareketine yaptınm uygulanması zorunlu duruma gelmiştir" dedi.
bildiğince erken bir tarihre topla-
mak istediğimi belirtmem üzerine.
bu kimseler bundan birkaç hafta ön-
cesine kadar gizlilik içinde yüriit-
tükleri hareketi açığa vurnıak zo-
runda kalmışlardır. Bu kimseler,
yandaş toplayabiunek için her tür-
İü kışkırtıcılığı ve duygu sömürü-
sünü yaprmşlardır. Esîd üyelerimiz-
le yeni üyelerimiz arasına, parti ta-
banıyla milletvekillerimiz arasına ve
örgütie genel merkez arasına kar-
şıtlık, hatta husumet tohumlan ek-
meye kalkışmışlardır. Önümüzde-
ki olağan kurultayın henüz befirlen-
memiş delegeleriyle, halen delege-
likleri sürmekte olan arkadaşlan-
mızı bile birbirine düşürmenin ze-
minini şimdiden hazırlamaya giris-
mişlerdir. Tertipleri açığa çiküktan
sonra, partimizi kamuoyunda güç
duruma düşürebilecek iddia ve if-
riralarda bulunmaya da başlamış-
lardır."
Ecevit, Kesebir ve arkadaşları-
nın ihraç istemiyle disiplin kuru-
luna sevk edilmelerinin kaçmılmaz
olduğunu belirterek. "Tüzüğümü-
ze göre, partinin bütünlüğünü boz-
maya veya sarsmaya yönelik çahs-
malar ve eylemler yapmak, yahut
bu tür çahşmalara veya eylemlere
kaninıak veja katkıda bulunmak ih-
racı gerekti'ren ağır bir parti suçu-
dur" dedi.
Bülent Ecevit. Merkez Denetim
Kurulu'na yaptığı başvuruda da,
Kesebir'in parti yönetimini ve Ge-
nel Sayman Yaşar Mengi'yi hedef
alan suçlamalanna yer vererek, ön-
lem niteliğinde parti içindeki gö-
revlerinden uzaklaştırılmasını is-
tedi. Eceviun bu isteği dün sabah
toplanan MDK'de uygun bulundu.
Kesebir ile birlikte, felcirdağ kurul-
tay delegesi Mehmet Karaduman.
Kars delegesi Şahmettin Karabu-
lutlu. tstanbul delegeleri ÜmitLl-
gen ile Atilla Karaelmas. Edıme
delegesi Bülent Varel. Kahraman-
maraş delegesi Fahri Yağbcı, De-
nizli delegesi Hasan Çizmeci ile
içel delegesi Mehmet Serdaroğlu
da ihraç istemiyle disiplin kurulu-
na verildi.
thraç istemiyle MDK'ye sevk
edilen Erdal Kesebir ve kurultay de-
legeleri dün yaptıkları yazılı açık-
lamada, Ecevit'in hareketinin ör-
gütlenme sorununu çözme amaçlı
degil, "Ecevh'ienzorgünündeyal-
nız bırakmayanlan tasfiye"ye yö-
nelik olduğunu savundular. Parti
içi tasfiye hareketinin. Ecevit'in
"tarihsel kişiliğine ve demokrat
kimliğine yakışnıadığı" kaydedı-
len açıklamada, "Olağanüstü ku-
nıttay ne pahasına olursa obun top-
lanacak ve tüzük değişecektir"'gö-
rüşü savunuldu.
Basbakanlık'ta koruma bunalımı
Korumalara
ibadet baskısı
• Başbakan Necmettin Erbakan'ın,
yurtdışında eğitim gören yakın korumalar
yerine partiye yakın polisleri tercih etmesi,
Başbakanlık Koruma Müdürlüğü'nün
çekirdek kadrosunu oluşturan güvenlik
güçlerini istifa noktasına getirdi.
BÜLENT SAR1OĞLU
ANKARA-
Başbakanhk'taki koruma
kargaşası. RP'li
kadrolann ibadet baskısı
nedeniyle bunalıma
dönüştü. Silahsız ve
eğitimsiz gönüllü
korumalan en yakınında
tutan Başbakan
Necmettin Erbakan'ın.
yurtdışında eğitim gören
yakın korumalar yerine,
partiye yakın polisleri
tercih etmesi.
Başbakanlık Koruma
Müdürlüğü'nün çekirdek
kadrosunu oluşturan
güvenlik güçlerini istifa
noktasına getirdi.
Çoğunluğu DYP lideri
Tansu ÇUIer'in
başbakanlığı döneminde
ABD'de eğitim gören
yakın korumalar, ilk
olarak Çiller'in
muhalefete düşmesi
üzerine dağıtıldı. ANAP
liden Mesut Ydmaz,
başbakanlığı döneminde
yakın korumalardan
oluşan temel kadroyu
korurken Erbakan
döneminde bunalım
başladı. Erbakan'ın. özel
eğıtimli güvenlik güçlen
yerine, Sakarya'da yakın
dövüş dersı aİdıklan için
"•Sakarya Grubu
r
olarak
adlandırılan gönüllü
korumalan kendısine en
yakın konumda
bulundurması, resmi
görevliler arasında
rahatsızhk yarattı. RP'ye
sempati duyan güvenlik
güçlerinin alımına özen
gösterilmesi sonucu
Başbakanlık Koruma
Müdürlüğü'nün yaş
ortalaması "yaşlılar"
yönünde dengesizleşirken
koruma müdürlüğü
görevine getirilen Hasan
Gül'ün de çalışanlara
baskı yaptığı iddia edildi.
Yurtdışında "V1P
koruma" eöitımi alan 10
kişilık "çekirdek"
kadronun, koruma
müdürlüğündeki
uygulamalara itiraz
ettikleri \e "gelişmiş
koruma tekniklerinin
uygulanmadığı, olası bir
saldında riskin yüksek
oldugu" >önündekı
rahatsızlıklannı üst
makamlanna ilettikleri
belirtildi. Koruma
Müdürü Hasan Gül'ün,
cuma namazı kılmayan ve
içkı içenlerin saptanması
yönünde talimat verdiğinı
bildiren bir komiser. **Biz
koruma görevi mi
>apacağız, ibadet mi?"
dedi. Aynı komiser. iyi
eğitim almamış kadrolar
nedeniyle koruma
tekniklerine aykırı
tutumlann arttığını ve
u
risk" almak
istemediklerini belirtirken
tümü polis akademisı
mezunu olan 4 amir. 6
memur yakın korumanın.
uyanlannın dikkate
alınmaması durumunda
ortak bir tavır almaya
hazırlandıklannı söyledi.
10 kişilik yakın koruma
kadrosunun. baskılann
devam etmesi durumunda
birkaç gün içinde istifaya
karar verebilecekleri
belirtildi. Erbakan'ın,
başbakanlık görevine
geldiği günden beri,
sakallı korumalannı en
yakınında bulundurmayı
sürdürmesi, "Tesmi
görevlilere güvensizlik"
olarak nitelendirildi.
Cumhurbaşkanlığı ve
Genelkurmay
Başkanlığf na alınmayan
2Önüllü korumalara
Içişleri Bakanlığı da karşı
çıkmıştı. RP'ye yakın
bazı güvenlik elemanlan,
devlet görevlileri
arasından da bir
suikastçının çıkma
olasıJığına karşı, gönüllü
korumaların "etten
duvar" olmak amacıyla
görev yaptıklannı
belirttiler.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART
Erbakan'a Mumcu cinayeti sorusu
• ANAP Aydın Milletvekili Yalova.
Başbakan Erbakan'ın yanıtlaması istemiyle
Meclis'e verdiği soru önergesinde, Adalet
Bakanı K.azan'ın 31 ağustosta yaptığı
konuşmada gazetemiz yazan Uğur
Mumcu'nun katillerini "ispat" iddiasını
anımsatarak, buna ilişkin Başbakanlığa
sunulmuş bir çalışmanın olup olmadığına
ilişkin yazılı açıklama istedi.
ANkARA (Cumhurivet Bürosu)
-ANAP Avdın Mıllerve'kılı Yüksel
Yalova. Başbakan Necmettin Erba-
kan'a. Adalet Bakanı Şevket Ka-
zan'ın
u
Uğur Mumcu'nun katilleri-
nin İsrail ajanlan olduklannı ispat
edecegim" iddiasına ilişkin somut
delıllerın bulunup bulunmadığını
sordu. ANAP Aydın Milletvekili Ya-
lova, Başbakan Erbakan'ın yanıtla-
Başbakan'uı Israü 'fobisi'
ANKARA (Cumhuriyçt Bürosu)- İktı-
dara geldikten sonra. parti politikalanyla
çelişen tavırlar sergileyen ve sürekli "U
dönüşü" yapan Başbakan Necmettin Erba-
kan, fsraıl ile yapılan "Egitiın veAskeri Iş-
birüği ,\nJaşması"nt ''dotayb" da olsa sa-
vunmak zorunda kaldı. Çekiç Güç. özel-
leştırme, faiz sıstemini kabul etme konu-
sunda, kendine göre gerekçeler bulan Er-
bakan, Israil'le yapılan anlaşmanm yara-
nnı ve gerekiiliğini. Milli Savunma Ba-
kanlığı Müsteşan Korgeneral Tııncer Ki-
hnç aracıiıgıyia anlatmayı uygun buldu.
ANAP Gaziantep Milletvekili Mustafa
Tasar'ın. Jsrail iie yapılan Eğitim ve işbir-
liği Anlaşması ile ilgili sorulamn, doğru-
dan yarutlamaktan kaçınan Erbakan, bu
konudaki açıklamayı, teamüllereaykın bir
yöntemleyaptırdı. Tasar'ın. Erbakan tara-
findan yamtlanması istemiyle verdigi ya-
zılı soru önergesinin yanıtınmaltında, Baş-
bakan adına ilgili bakanlann da ımzasmin
v<er almaması dikkatçekti.
Devlet Bakanı Lütfü Esengfin aracılı-
ğıyla Meclis'e iletilen yanıt Milli Savun-
ma Bakanı adına miisteşar tarafindan ya-
pıldı. Açıklamanın müstesar tarafindan ya-
pılmasında, Israil konusunda RP'nin son de-
rece hassas olan parti tabanınm tepkisini
çekmeme amacı taşıdığı belirtilirken, mu-
halefetteyken, bu anlasmaya son verecek-
lerini açıklayan Erbakan'ın. bu konuda da
bir kez daha "U dönüşü yapdgTna dikkat
çekildi.
ması istemiyle Meclis'e verdiği so-
ru önergesinde. Adalet Bakanı Ka-
zan'ın 31 Ağustos 1996 tarıhinde
partisıne ait bir toplantıda yaptığı
konuşmada gazetemiz yazan Ûğur
Mumcu'nun katillerini "ispat" id-
diasını anımsatarak, buna ilişkin Baş-
bakanlığa sunulmuş bir çalışmanın
olup olmadığına ilişkin yazılı açık-
lama istedi. Yalova'nın yanıtlanma-
sını istediği sorular şövle:
"-Saym Bakanbirtahmin \s\a şüp-
heden değil, bir ispattan söz etfiğine
göre. hukuken bilgi >e belge sahibi bu-
lunduğunu kabul etmek gerekir. Sa-
\ ın Bakan tarafindan yctkili savcıla-
runıza herhangi bir talimat verilmiş
midir?
- Konu esasen emniyet teşkilatı-
mızın görev alanına girdiğine göre,
Adalet Bakanlığı ile Içişleri Bakan-
lığı arasında başlatılmış bir calışma
mevzubahis midir?
- Konuva ilişkin olarak Dışişleri
Bakanlığı'na iletilnıiş herhangi bir
talep \ar nudır?
- Eğer böylesi somut tesph ve giri-
şimler söz konusu değilse, Adalet Ba-
kanlığı'nın partili vandaşlanna yö-
nelik konuşması devletler hukuku
açısından İsrail ile iUşkilerimize halel
getirecek midir?"
IRMIKI AYDIN ENGİN e-mail: [email protected]
Bertokf Brecht yakın dönem
Alman edebiyatının en büyüğü.
Şiirin,düzyazınınveilledetiyat-
ronun büyük ustası. Isırgan ze-
kâsıyla alışılmış. bildik, kanık-
sanmış konularaalışılmadık, sar-
sıcı ve çuvaldız saplamacasına
uyarıcı sonjlarta yaklaşır.
"Brecht'in karalamalan"d\ye
anılabilecek çalışmaları vardır.
Yanm sayfalık, üç çeyrek sayfa-
lık karalamalar. Belki daha büyük
bir çalışma için tutulmuş çalaka-
lem notlar. Genç tiyatro yazaria-
n için benzersiz derslerle dolu
karalamalardır bunlar. Anlayana
tiyatro sanatının dışında da ufuk-
lar açar. Gerçeğe başka türlü
bakmanın lezzetini duyurur.
Izninizle bir örnek:
Praglı köpek kırpıcısı ve satı-
cısı Şvayk'a, hani şu ünlü "As-
lan AskerŞvayk"a, Birinci Dün-
ya Savaşı'nın patlamasına yol
açan suikastı haber verirler.
- Şvayk, Sarajevo'da olanlar-
dan haberin var mı?
- Yok. N'olmuş?
- Avusturya Arşidükü Ferdi-
nant'ı vurdular.
- Vah vaaaaah!.. Kimbilirka-
nsı, çocukları ne kadar üzülmüş-
lerdir...
• • •
Dün gece Euro-News'ün Al-
Bertold Brecht'in Karalamalan
manca haber bülteninden bir
alıntı:
-... Irak'ayönelik ABDoperas-
yonundan sonra ölü ve yaralı sa-
yısı hakkında aynntılı bilgi alına-
mıyor. Ancak Irak kaynaklan 5
kişinin öldüğünü, 19 kişinin de
yaralandığını açıkladılar. Ölen-
lerden birinin Kerbela doğumlu,
23 yaşında Süleyman Aziz ad-
lı bir radar teknisyeniolduğu öğ-
renildi. Öteki ölü ve yaralılann
kimlik tespitiyle ilgili çalışmala-
nnise... Kerbela doğumlu Süley-
man Aziz'in kansı şimdi ne ya-
pıyor dersiniz? Yaşıyoriarsa an-
nesi, babası?
23 yaşındaki Arap gencinin
çocuğu varsa olsa olsa 5 yaşın-
dadır. Annesi ona ne diyor bu-
gün? Dün gece ne dedi? Ne ko-
nuştu ana-oğul?
- Anne, babam ne zaman ge-
lecek? Bana akşam, bahçedeki
hurma ağacının altında beni bek-
le dediydi. Bana gözleriniaçıp ka-
patan bebek getirecekti...
- Baban öldü kızım? Babamı-
zı artık hiç görmeyeceğiz küçü-
ğüm, hiç.
- Babamızı kim öldürdü an-
ne?
- Tanımazsın sen. Clinton di-
ye bir amca. Füzeyle bomba at-
tı. Bomba patladı. Baban öldü.
- Neden?
- Çünkü... Çünkü kızım, Baş-
kan Saddam, Barzani'yle anla-
şıp Talabani'nin denetlediği Er-
bil'i aldı. Talabani'nin belini kınp
ülkemizin kuzeyini Barzani kana-
lıyla elinde tutmayı hesaplıyor.
Bu arada Talabani'ye destek ve-
ren Iran'ı da devre dışı bırakma-
yı hesapladı. Çünkü önümüzde-
ki günlerde petrol boru hattı ye-
niden işlemeye başlayacak. Bo-
ru hattı işleyince Irak'a para ge-
lecek. Şimdi o boru hattının gü-
venliği Barzani'ye teslim. Ama
bırak bunları sen. Şimdi uyku za-
manı.
- Talabani amcayla Barzani
amca neden birbirlenne düş-
man anne?
- Sebep çok. Örneğin Habur
kapısından giren çıkan araçlar-
dan ayakbastı parasını. harçla-
n, haraçlan Barzani tek başına
topluyor. Bir aşiret için çok bü-
yük para. Talabani de bu harç ve
haraçlardan pay istiyordu. Bar-
zani onu bölüşmek istemedi. Ay-
nca Kuzey Irak'ta bir Kürt dev-
leti kurulursa Talabani de, Bar-
zani de söz sahibi olmak istiyor-
lardı. Ama Talabani lran molla-
larıyla fazla sıkı fıkı. Bu ne Sad-
dam'ın işine geliyor, ne Clin-
ton'ın... Ama sen bırak bunları.
Şimdi uyku zamanı.
- Peki başka amcalar, o dövü-
şen amcalara dur demediler mi
anne?
- Demediler benim kara gü-
lüm. Çünkü Türk amcalar da,
Fars amcalar da, Suriyeli kom-
şu Arap amcalar da, Alman am-
calarda, Fransız amcalar da...
Bütün amcalar da sadece ve sa-
dece bu kavgadan ve sonrasın-
dan biz nasıl bir çıkar sağlarız
hesabı yaptılar... Ama bırak bun-
ları sen. Şimdi uyku zamanı.
- Şimdi ne olacak anne?
- Bilmiyorum kömür gözlüm.
Galiba Kuzey Irak'ta bağımsız
bir Kürt devleti kurulması başka
bir bahara kaldı. Kürtler bir süre
daha özerklikle idare edecekler.
Eğer petrolden iyi pay alırlarsa
Barzani aşireti de, onunla dost
geçinmeyi yeğleyen aşiret ve ka-
bileler de, Kürt çeteleri de pek iti-
raz etmezler. Hatta iyi bir pay
alırsa Talabani bile sesini kısar
oturur... Ama sen bırak bunları.
Şimdi uyku zamanı.
- Savaş mı olacak anne?
- Bilmiyorum. Sanmıyorum be-
beğim. Clinton üç beş füze fır-
lattı. Biraz da korkuttu. "Bir da-
ha yaparsan ağzına acı bibersü-
rerim" filan dedi. Böylece hem
Iran'adurdedi, hem siyaset cam-
bazlığı yapan Talabani'yi en azın-
dan şimdilik safdışı bıraktı, hem
Saddam'ı bir kez daha dize ge-
tirdi, hem petrol boru hattını gö-
rece güvenliğe aldı, hem gös-
termelik üç beş füze yollayarak
ülkesinde kahraman oldu, hem
seçimler öncesinde puan kazan-
dı, hem... Ah. bırak ama bunları
sen. Şimdi uyku zamanı.
- Babam öldü ama anne. Ba-
bam bir daha hiç gelmeyecek
mi?
- Baban öldü bebeğim. Kerbe-
lalı Süleyman Aziz 23 yaşında
bir Tomahavvkfüzesiyle öldü. Bir
daha hiç gelmeyecek. Bahçe-
deki hurma ağacının altında onu
artık hiç bekleme... Haydi, şim-
di uyu. Yann uyandığında...
Küçük kız yann uyandığında
nasıl birdünyayaaçacak kömür
karası gözlerini?
POLITİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Yemlenenler...
Bugün köşemize 'şeriatçı basın'\n bugünlerde ne-
leryazdığını merak eden okurlanmız için 'şeriatçı to-
suncu/c'lardan alıntı yapmayı düşündük...
Şeriatçı tosuncuklar bugünlerde birbirlerini yiyor-
lar...
Konular 'avanta' üzerine işleniyor, karşılıklı suçla-
malar sürüp gidiyor...
Milli Gazete'den Mehmet Şevket Eygi, 'Kültürel
Yemlenmeler' başlıklı yazısında 'yemlenenleri' nasıl
anlatıyor:
"Kendini kültür, sanat, edebiyat, tarih, araştırma ve
danışmanlık işlerine verdikten sonra hayatında bü-
yük değişiklikler olmuş: kısa zamanda altı kilo almış-
sın, eski yerli arabanı atıp lüks bir Japon arabasıyla
gezmeye başlamışsın, aylık bütçenin masrafkısmı bir-
kaç misli olmuş, asık yüzün güleç hale gelmiş. Vel-
hasıl bu kültür ve sanat işlerine yaslı başlayıp şen bi-
tirmişsin, sıska başlayıp semiz devam etmişsin, yok-
sul başlamış bay olmuşsun.
Ben Müslümanlara kültür, sanat, tarih, edebiyat ve
danışmanlığın faydaları olduğunu öteden beri bilir-
dim ama bu tür faydaları olduğunu yeni görüyorum.
Oğlum Mehmet, kütür kütür, kültür kültür yemeye
devam et!
•
Açık Mektup
Şehrin çok lüks bir semtinde çok pahalı bir daire
satın aldığını duydum. Senin gelirin, servetin, im-
kanlann böyle bir daire almaya yeterli değildi. Bunun
için ödediğin milyarlan nereden buldun?
Yıllar boyu 'Bu düzen çok bozuktur' deyip duru-
yordun, yoksa sen de mi bozuk düzenin bozuk gidi-
şine uyarak yolunu buldun?"
• • •
Şeriatçı tosuncuklar, Kürt milliyetçileri ve ikinci cum-
huriyetçıler yine 'aynı telden' çalıyorlar...
Bizim şeriatçı tosuncuklardan sakallı ve gözlüklü ola-
nı "Filanca abim böyleyazdı" diyerek konuları karış-
tırarak daldan dala konuyor, Abdurrahman Dilipak
ise 'bir özel televizyon 'la yine 'dolar üzerinden 'anlaş-
ma yapma hazırlığına girişiyor, her ne kadar 'faize kar-
şı' çıksa bile 'döwz'in hızla yükselişinden ötürü kö-
şeyi dönüyor.
Muhterem Dilipak kardeşimiz 'tuzu kuru'olduğu için
Yılmaz Yalçıner gibi 'proleter' takılmıyor.
Onun için Yalçıner'in yazısı ılginç geliyor bize:
"Kardeşlehmızden biri Istanbul Küçükçekmece 'de
oturuyor Evli, bir minik kızı var. Işi Üsküdar'da. Me-
safe 50 kilometreden fazla.. Altında arabası dahi ol-
sa, bu yolun yoğun trafiğinde iş/ne veya evine git-
mesi, 100 kilometre uzaktaki Izmit'e gidip gelmesin-
den daha zor. Hele dolmuşa bindin, indin, tramvaya
atladın, ındin, vapuru yakaladın. Şükür Üsküdar is-
kelesindeyim! demek saatleri yiyen çile... Bu hesap-
la hergünen azından 5 saatiyollarda geçmekte. Os-
telik neresinden baksanız 180 bin lira harcamakta,
bilete, jetona.. Üsküdar'da kiralık aramaya koyuldu.
Bulursa başını sokacak. Ama kiralara yetişmek ne
mümkün.. 20 milyondan aşağı, nohut oda bakla so-
fa bulmak imkansız. Dahası, depozito 1000 marktan
başlıyor. Bin mark tutan lira isteniyor."
Şeriatçı Yılmaz Yalçıner, tıpkı Eygi gibi 'şeriatçı gö-
türücülere' kafayı takmış...
Demek ki 'götürücülüğün' de dini imanı; dincisi
dinsizi; Müslümanı Hıristiyanı yokmuş!..
Şöyle yazıyor Yalçıner:
"On günde 25, birayda 75 milyon...
Ulan ne keka hayat olurdu?
Evet olurdu, olurdu da, kira 20 milyon, lokanta 75,
yol parası 15, ufak tefek fuzuliyatf!) 15 milyon der-
ken, cepcağızına aydan aya 125 milyon giriyorsa
olurdu...
O zaman da, vicdanını bastırsan bile konu komşu
sorardı:
'Nereyi soymakta bu adam?'
'Hangi ihaleleri tokatlamakta, nerelere danışman dur-
makta, neleri organize edip bir yerleri söğüşlemekte,
hangi bordrolara imza atıp uğramadan maaşlar dev-
şırmekte, kımlere iş takip edip komisyon yüzdele-
mekte?.. Vallahi azizim, düne kadar çulsuzdu, nefe-
si kokuyordu. Birdenbire nolduysa oldu, havalandı bi-
zim komşu!..'
Elin ağzı torba değil ki, büzesin...
Değişmiyor, değişmez.
Değişesi yok bu katakulli düzenin bir 'emin eller'
inkılabı olmadıkça!
Tabii, en evvel, emin ellerbirilerinde 'rehin eller' ha-
line gelmeyecek.."
• • •
Akıt gazetesinden sekiz kişi Türk Hava Yolları'nın
Atatürk Havalimanı'ndaki Kargo Müdürlüğü'nü 2 ey-
lül akşamı saat 20.00 sıralarında bastı...
Adana uçağına kargolarının alınmadığı -geç geldik-
leri için- gerekçesiyle basan 'militanlar' THY çalışan-
larına gözdağı verdi.
İBDA-C adlı yasadışı şeriatçı terör örgütüne des-
tek veren bu gazete. yoksa Türkiye'yi Afganistan ya
da Cezayir mi sanıyor?
Olay oldukça düşündürücüdür. Başta THY Genel
Müdürü Atilla Çelebi ve emniyet yetkililerinin bu
olaydan haberı oldu.
THY Kargo Müdürlüğü çalışanları "Can güvenliği-
miz sağlansın, ölümle tehdit edildik" diyorlar...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (n Planet.com. TR
AB Ankara'da
güven aradı
ANKARA (Cumhurivet
Bürosu)-Av rupa Birliği (ÂB)
düzeyinde Ankara'va ilk ziya-
reti gerçekle^tıren ItaK a Baş-
bakanı Romano ProdL RP'Ii
koalisyon döneminde Batı ile
ilişkilerin zedelenmeyeceğı
konusunda güvence aradı.
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel ve Dışişleri Bakanı Tan-
su Çiller ile yaptığı görüşme-
de, bu konudaki tüm sorula-
nnı gündeme getirdiğini belir-
ten Prodi. "'Eğerbir işbirüği >a-
pılacaksa bunun içtenlik ve
huzura davanması gerekir"
dedi.
ttalya Başbakanı Romano
Prodi, ANAYOL koalisyonu-
nun Başbakanı Mesut Vıbnaz
döneminde planlanan Anka-
ra ziyaretini. RP'lı hükümet
döneminde gerçekleştırebil-
di. 26 yıllık aradan sonra Tür-
kiye'yi ziyaret eden ilk Italya
Başbakanı olan Prodi. önce-
ki günkü görüşmelerin ardın-
dan düzenlenen ortak basın
toplantısında ticari işbirliği
olanaklanna dikkat çekerken
Başbakan Erbakan. dini me-
sajlaraağırhk verdi. Erbakan.
Italyan meslektaşı ile benzer-
liklerini sav arken "Sayın Baş-
bakan da her şeyden önce İtaİ-
ya'da dini inançlan bakımın-
dan dinüıe son derece bağlı bi-
ri olarak tanınmıştır. Kendilt-
rini takdir ediyoruz, buna çok
önem verivoruz" dedi.
Erbakan. görüşmelerde en
çok önemsediği işbirliği ola-
nağını şöyle anlattı:
"Batı'daki bazı mihraklar,
Ban \e İslam arasında bir düş-
manhk.gerginlik \aratma dü-
şüncesinesapmıslardır. Bu ne
Bati'ya ne İslam'a yarar sağ-
lar. Sayın Başbakan'la her iki
dinin barış içinde yaşaması
için tam birfikir birüğine var-
dık."