29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 1996 ÇARŞAMBA HABERLER Ölüm yıldönümü Dursun'un davası 3 yıldır sürüyor HtlYArOPCU Şeriat ka-şıtı vazılarıyla tanıran \jzar Turan Dursun w DEP Mardin Millervelili Mehmet Sincar. ikjsi de üçer yı] arayla ayn gün öldürüldiler. Dursun'u öldüre-nler hâlâ yargılannor, Sincar'ın katilleri i%e "meçhuriügünü sürdürüyor. Yazar Turan Dursun. 4 Eylül ]9<4)tarıhinde Koşuvolu'ndaki e\mden markete gitmek içın çıktığı sırada yanına yaklaşan iki kişi tarafndan susturucu takılmış sılahlarla öldürülmûştü. tçişleri Bakanlığı olayı tslami Hareket Orgütü'nün gerçekleştırdiğini açıklarken. tutuklananlardan 15kışinın DGM'de görülen davanın ilk oturumunda tahlıye edilmesi kafalarda soru işaretleri şaratmıştı. Turan Dursun'un öldürülmesivle ilgili olarak Istanbul DGM'de halen iki dava görüiüyor. Ilki örgüriin iht düzey yönetıcilei Kudbettin Gök Mehmet Ali Şeker. MehmetZeki Yıldınm. Ekrem Baytap'ın da yargilandığı 25 sanıklı dava. Bu davada esas hakkında görüşünü bildiren savcı. Mehmet Ali Şekerin TCY'nin 146 1. maddesi uvannca~ana>asal düzeni zoıia değiştirmek" suçundan ıdamını ısterken, 5 sanık hakkında da beraat kararı \ erilmesini istedi. Savcı diger 19 sanık hakkında da 3 ile 22.5 yı) arasında değişen hapis cezalan istedi. Bu dava sürerken 1996 yılının Mart ayında İslamı Hareket Örgütü'nün genel emin. Turan Dursun suikastını gerçekleştırenlerden İrfan Çağıncı'nm yakalanmasıyla ikinci bır dava daha açıldı. Çağıncı ve 12 arkadaşı hakkında açılan dava önümüzdeki günlerde görülmeye başlanacak. DGM'de görülecek olan davanın iddianamesinde Çağıncı \e Tamer Aslan hakkında TCY'nin 146 1. maddesı uyannca idam cezası verilmesi isteniyor. DGM Savcısı, aynca 25 sanıklı Islami Hareket davasının İrfan Çagırıcı ve 12 arkadaşı hakkında açılan dava ile birieştirilmesinı de istiyor. İddiananıelerde çelişki Turan Dursun olayında istihbarat topladığı öne sürülen Kudbettin Gök'ün yargılandığı davada. savcı esa> hakkındaki görüşünde Gök ve Mehmet Ali Şeker'in terk ettikleri araçta bulunan Lama marka tabancanın Dursun'un öldürülmesinde kullanıldığını belirtiyor. FaiJi meçhul cınayetİerle ilgili olarak araştırma yapmak üzere Batman'a giden DEP Mardin Milletvekilı Mehmet Sincar da 4 Evlül 1993 tarihinde bir "faili meçhule" kurban oldu. Silahlı saldında Mehmet Sincar ve DEP Batman İ! Yönetim Kurulu üyesi Metin Özdemir yaşamını yitirdi. Batman Milletvekili Nizamettin Toğuçile üç kışi de yaralandı. Sincar'ın ölümünden sonra hükümet yetkililerinin vaptıklan açıklamalar oİdukça çelişkiliydi. Sincar cinayetinden 24 saat sonrj devlet bakanlan Necmettin Cevheri ve Mehmet Gölhan, katilın yakalandığını belirtirken Olağanüsrü Hal Vaiisi Cnal Erkan. 14 kişinin gözaltında bulunduğunu. bunlardan birinin Sincar'ın katilı olduğunu açikladı. Ancak aradan ikinci bir 2 4 saat gecmeden Içişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu. katüın yakalanmadığmı belirterek bakanlan ve bölee \alisını yalanladı. 7 E\1Q1 1993 tarihli Hürrivet gazetesindeki bir haberde ise üst düzey bır emniyet yetkilisinin Sincar \e Özdemir'i öldiiren kişinin adını Aydın Tuncer olarak açıkladığına >er veriliyordu. 3 yıllık iktidan döneminde 356 trilyon lira olan iç borç stoku 2.3 katrilyon liraya yükseldi Çjfler devleti çökeıttiESRA YENER ANKARA - "Dev letin çöktüğü- nii" ileri süren DYP Genel Başka- nı \e Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in, başbakan oiarak göreve başladığı 1993yılındanbuyanage- çen 3 yıllık iktıdarı döneminde 356 trilyon lira olan iç borç stoku 2.3 katrilyon liraya yükseldi. Or- talama yüzde 60 orani nda gerçek- leşen enflasyon bu yıllarda yüzde 150 düzey ine kadar çıkarken. sos- yalgü\enlikkuruluşlannın lOtril- yonlıracivanndakiaçıklan 150 tril- yon liraya. KfT sisteminin 20 tril- yon lıralıkaçığı 200 trilvon liraya. tarım bırliklerinin 30 trilyon lira- lıkzararıda 150 trilyon liray a çık- tı. Kışi başına düşen mılli gelır 3 bin 4 dolardan 2 bin 184 dolara ka- dar düştü. Uluslararası piyasalar Türkiye'ye olan güvenini tama- men yitirdi. Türkiye. halen dış kre- di bulmakta zorlanıyor. Çiller'in hü- kümette olduğu dönemlerde. Tür- kiye tarihinin en ağır ekonomik bunalımını yaşadı. CHP Genel Saymanı İsmet Atalay. "Devleti çürüten Tansu Çiller'in çürümüş- üiikten şikâyet etmeye hakkı yok. Şi- kâyetedecekolan halkımızdır" de- di.' Açıkladıkları kaynak paketın- den sonuç alamayan REFAHYOL faturadan kurtulmaya çalışıyor. Ekonomidekıtıkanıklığavedenge- lerdeki bozulmaya sistemi neden gösteren ve "Devlet çöktü"" açıkla- ması yapan Çiller. 1993 Temmuz ayından 1995 "ın Subat av ına kadar başbakan. daha sonra geçen 6 ay- lık dönemde de başbakan y ardım- cısı olarak görev yaptığını unuttu. Ekonomik dengeler özellikle Çiller'in başbakan olarak Temmuz 1993 yılındahükümetegelmesinın ardından altüst oldu. Türkive 1994 v ılında. yıllık y üzde 150 oranında enflasyon. ekonomide viizde 6.1 oranına ulaşan küçülme. üretımde yüzde 11.5. yatırımlarda yüzde 15.9 oranına ulaşan düşme ve 3 bin dolardan 2 bin 184 dolara ka- dar inen kişı başına düşen mılli gelir ile tarihinin en büvük buna- lımını yaşadı. Aynı dönemde. uluslararası risk değerlendirme kuruluşları Türki- ye'nin kredi notunu "yatınm ya- pılabilirülke" düzev inin altına in- dirdiler. Kredi ııotu halen vüksel- mezken. 1994'te stand-by kredi anlaşması yapılan L'luslararası Pa- ra Fonu (IMF). verılen vaatlerin hiçbirinin yerıne getınlmemesi üzerıne geçen ay. "Tiirkhe krize girivor" uyarısı yaptı . Memur ve ışçınm alım gücü .son 3 v ılda reel olarak yüzde 30'a ula- şan oranda azaldı. Dev let Planla- ma Teşkilatı'nın venlerine göre. kamudakı işçi ücretlen 1994 y ılın- da yüzde 5.2. 1995 yı11nda da _v üz- de 21.7 oranında değer kaybettı. Memur maaşları da 1994 y ılında yüzde 22. geçen y ıl da yüzde 4.7 alım gücünü vitırdı. Türkiye'nin 1993 v ılında 3 bin 4dolarolan kı- şi başına düşen mılli geliri 1994yı- Sıvas Kongresi'nin 77'nci yıldönümü Mustafa Kemal Derneği Genel Başkanı Kamran Baran. Türk ulusunun yeniden doğuşu olan Sıvas Kongresi'nden 77 >ıl sonra ülkede yeniden çatlamalar başladığıru belirterek "Ülkemiz bugün bir yanda Türklük diişmanı bölücü akımlar. diğer yanda çağdaş \e laik cumhurivet düşmanı şeriatçı gruplaria kuşatılmışhr" dedi. Baran. Sıvas Kongresi'nin 77. yıJdönümü nedeniyle dün vaptığı yazılı açıklamada, 4 Eylül 1919 tarihli Sıvas Kongresi'nin her şeyini yitirdiği sanılan bir ulusun. Mustafa Kemal ile yeniden doğuşunun tüm dünvava ilan edildiği gün olduğunu vurguladı. Bu doğuşun. Türk halkının ulu önderi ile özdeşleşerek tam bağımsız yeni Türk de\letinin \e çağdaş, laik Türk Cumhuriyeti'nin temelini oluşturduğunu ifade eden Baran, şöyle devam etti: "Dün yüce Atatürk'le harikalar yaratan. zafeıieri kazanan ve emsalsiz devrimleriyle de çağdaş Türk devletini yaratan coşkulu Türk ulusu bugün, suskunluk. şaşkınhk, çaresizlik ve ekonomik bunalım içinde, ulusal birliğini \e laik cumhuriyeti koruyamaz hale gelmiştir. Son otıiz yüın politikacılannın gafiet ve dalaleti ve dış ülkelerin içimi/deki işbitiikçilerinin ihant.i ile Türkivemiz bugün, içinde yaşadığımız karamsar ortanıa süriiklenmiştir." lında 2 bin 184 dolara kadar indi. Halen kişi başına düşen milli ae- lir 2 bin 500 dolar ile 1993 > ılîn- daki düzeyine ulaşamadı. Son 3 yılda makro ekonomik dengelerdeki gelişmelerşöyle: Enflasyon: 1993 yılında toptan eşya fiyatlannda yüzde 60.3. tü- keticı fiyatlannda yüzde 71.3 ora- nında olan enflasyon. 1994 yılın- da toptan eşyada yüzde 149.6. tü- ketici fiyatlarındada yüzde 125.5 oranına çıktı. Enflasyonun bu yıl sonunda yüzde 110 düzeyini aşa- cağı tahmin edildi. Büyüme: 1993 yılında yüzde 7.6 oranında büvüven ekonomi. 1994 yılında y üzde 6.1 oranında kü- çüldü. 1994 yılında ya^anan küçül- menin ardından ekonomi geçen yıl yüzde 8.1 oranında bü- yüyerek yeni bir istikrarsız- İığın işeretini verdi. Ekono- mi bu yılın ilk 6 av Iık döne- minde de yüzde 10.3 oranın- da ithalat ve tüketime daya- lı olarak yapay bıçimde teh- likeli denebilecek birdüzey- de büyüdü. Borç: 1993 v ılında 356 tril- yon lira olan iç borç stoku. temmuz sonu itibarıyla 2.3 katrilyon liraya kadar çıktı. Türkiye'nin halen 73 milyar dolar da dış borç yükümlü- lüğü bulunuyor. Bütçe açtğı: 1993 yılında 133 trilyon lira olan bütçe açığı geçen yıl 316 tnlyon lira düzeyinde gerçekleşti. Maliye Bakanlığı yetkilileri bütçe açığının bu yıl sonun- da 1.3 katrilyon liraya kadar çıkacağını belırtiyorlar. Dış tkaret: Ithalattaki ar- tış nedeniyle dış ticaret açı- ğı yükseliyor. Geçen yıl 14 milyar dolar ile tehlikeli oran- da gerçekleşen dış ticaret açı- ğının yıl sonunda 20 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Üretim: 1994 yılında yüz- de 11.4 oranında düşen sana- yi üretimi geçen yıl yalnız- ca yüzde 8 düzeyinde arttı. Aynı çerçevede yatınmlarda 1994 yılında yüzde 15.9 ora- nına ulaşan düşüş. geçen yıl- ki yüzde 8.3 düzeyindeki ar- tışa karşın hâlâ kapatılmadı. SIVAS KONGRESrNDEN Milli mücadele için ilk adım Sıv as'ta 4-14 evlül tanhleri arasında Mus- tafa Kemal başkanlıgında yapılan kongre- de alınan kararlar şöyle: - 30 Ekim 1918 günü Türk ordularının bulundukları hatlar içinde kalan vatan top- raklan bölünmez bır bütündür. - Memleketi ve saltanatı korumak için mil- li kuvvetleri takviye etmek ve milli hâki- miyeti hâkim kılmak esastır. -Anadolu veRumeli'deErmenı veRum- lar tarafından gerçekleştirilecek olan her türlü işgal hareketi kabul edilemez ve bu- ralar sa\ unuiacaktır. -Azınlıklann vatandaşlık haklan saklı tu- tulacağından. bunlara siyasi ve sosyal dü- zenımizi bozacak yeni haklartanınması ka- bul edilmevecektir. -Osmanlı hükümeti baskı sonunda mem- leketin herhangi bir yenni terk veya ihmal ederse hilafet ve saltanat makamı ilemem- leket ve milletin korunması için her türlü önlem alınacaktır. -Hükümet. istiklali temin edemediği tak- dirde geçici bir hükümet kurulacaktır. - Adaletı ve insani prensıpleri içeren ba- nşa süratle ulaşılması. ınsanlığın selameti ve halkın huzuru adına milli emellerimiz- dır. - Çağımızda hükümetin. milli iradeye uyması mecburidir. Bu bakımdan Millet Meclisi'nin toplantıya çağrılması ve bu su- retle mıllet ve memleketın kaderi hakkın- da alınacak kararlann Mıllet Meclisi'nde tasvip edilmesi şarttır. - Milli kurtuluş emeliv le mevdana gelen topluluğa. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı venlmiştir. Parti içindeki isyan bttyük kongreye taşınıyor RP'de 6 U dönüşü' rahatsızlığı HAZ.\LATEŞ ANK-VR.A- Refah Partisf nin bazı il kongrelerinde. yönetimin adaylarına karşı. tabanın farklı adaylar çıkarması partideki sıkıntıyı arttırdı. RP'nin 70 ilde yapılan kongrelennden 8'ini: üst yönetimin "Erbakan Hoca'ya itaatedin" uyarılarına karşın. genel merkezin adayian karşısındaki isimler kazandı. RP'nın ıktidar ortaklıgındaki "U" dönüşlenne karşı örgütte sesler yükselmeye başlarken; 13 ekimde gerçekleştirilecek büvük kongrede bu rahatsızlıkların da tartışmaya açılabileceği vurgulandı. Genel merkezin baskılanna karşın. tabandan gelen isimlerin il kongrelerinde seçimleri kazanmasıyla RP içinde başlayan karmaşa büyüyor. RP Ankara il kongresinde muhaliflerin adavı olan Mehmet Tellioğlu vaptığı konuşmada RP yöneticileri ve Erbakan'ı eleştirdi. RP Ankara il kongresinde konuşan Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tekdal ise "Bize itaat edin. Genel Başkan. şurada yatan iri ağzınla al götür sokağa at. dese tereddüt etmem" dedi. Tekdal'ın tehdide varan baskılanna karşın. seçimleri Tellioğlu kazandı. Genel merkez tarafından desteklenmesine karşın seçimleri kaybeden Zeki Çelik. kongrede y aşanan gerginliği Cumhuriyet'e değerlendirdi. RP'nin finansörlerinden Kalyon Inşaat'ın ortağı ve Enerji ve Tabiı Kaynaklar Bakanı Recai Kutan'ın damadı olan Çelık. "Demokrasi varsa herkesaday olabilir" sözlerine karşın. "Ancak karar genel merkezin kararı olacaktir. Ne derlerse ona uyuyoruz zaten" dedi. Çelik. seçim öncesinde ilk defa. il yönetim kurulu içinde yoklama yapıldığını belirterek. şunları söv ledi. "Voklamada Ankara İl Başkanı Kmail Göyııük ve benim ismim tercih edilmiş. İsnıail Bey feragat edince. istişare kurullarında vapılan görüşmelerden sonra beni aday göstermişler. Ahmet Tekdal Bey il yönetimini toplayarak genel merkezin karannı açıkladı. İstişare kurulu. hocamızın başkanlığındaki Başkanlık Divanı'dır. Beni onlar seçmiştir. İl kongresinde çıkan sonuç ne olursa olsun göre\ imizi yerine getirmekle mükellefiz." Elazığ. K.avsen. \an kongrelerinde de farklı lıstelerortava konduğunu belirten Çelik. konuşmasını şöy le tamamladı^Bizim birbirimizi en iyi tanıdığımız yer il yönetim kuruludur. Orada en çok o>ıı ben almışım. Mehmet Tellioğlu, şu anda süren yönetim üe bu çalışmaları sürdürdü. Mevcut yönetimin elinde bir çok imkân var. Delege listeleri ona göre hazırlanmış. Çankaya \e Mamak delegeleri iptal edilmiş. Bu noktava geiinceye kadar ha/ıriıklaryapıkJı. Bize 'aday ol" denikJi. Biz hocamıza karşı son derece itaatkârız. Nederseonu yaparız. "\ar" derse vanz. "yok' derse yokuz. Hoca ne derse o olur. Bu prensiptir. Bunun dışındakiler spekülasyondur. Bi/i/ıı partimizde hiyerarşik bir yapı var. Yapının başkanı Erbakan'dır. Biz bu işleri sevap için yapıyoruz.'* Gerginlik Kayseri'de başladı RP'nin 18 ağustos tanhinde gerçekleştirilen Kayseri il kongresinde ilk kez iki listeyle seçimegirildi. Kayseri Belediye Meclis üyelerinm genel merkezce kabul edilen listeye alınmamalan ve dışlanmalan üzerine. partinin ağır toplan ile mevcut vönetim. milletvekiİleri ve belediye başkanlan arasında gerginlikler yaşandı. Kongreye iki gün kala RP'nin Kayseri il ve ilçe örgütlerinin kuruculan ve büyük"bölümü belediye meclis üvesi olan grup dışlanarak. Dev let Bakanı Abdullah Gül. RP Mılletvekili Salih Kapusuz. eski mılletvekillerinden Şaban Bayrak'ın eski başkan Şerafettin Elmastaş başkanlıgında liste çıkarması gerginliği büyütrü. Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın kongrede yaptığı konuşmada. "Genel merkezin dışında ortaya çıkan bir listenin iptal edileceğini" söv lemesi gerginliği tırmandırdı. İlhan Karacalar. 28 oy farkıyla kaybederken. genel merkezin a'dayı seçimi kazandı. Erbakan'ın Ankara il kongresinde tırmanan huzursuzluklardan rahatsız oldugu biidirildi. -ŞfFIRNOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR MHP Genel Başkanı Türkeş konuştu. RP Milletvekilı Fethul- lah Erbaş'a "Halt etmiş" dedi. Türkeş, Insan Haklan Derneği ve Mazlum-Der'i de "eşkıyanın kur- duğu örgütler" olmakla suçla- dı. Sözlerini şöyle sürdürdü: "TBMM'nin bir milletvekili eşkı- yaya yardakçılık etmeye gitti. Eşkıyanın kurdurduğu birtakım örgütler deoradaydılar. PKK'yi, Filipinler'deki örgüte, Basklara benzetmekmümkün değil." Tür- keş'in, Kürt sorununun çözü- münde diyalog yolunu öneren- lere yönelttiği şu tehditler de dikkatçekici: "Bu saplantılardan vazgeçsinler. Daha Türk milleti ayağakalkmadı. Bir gün ayağa kalkacak ve bütün ihanetyuva- lannı yıkacak." Türkeş, bu basın toplantısını yaptığı sırada, insan Haklan Der- neği Genel Başkanı Akın Birdal ve Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı ihsan Arslan, Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı tarafından gözaltına alınmıştı. Esir askerleri PKK'nin elinden RP'ye Barış Misyonunu Teslim Edenler kurtararak havayı yumuşatma- ya çaiışan insanlann ağır saldı- rılara uğraması, Türkiye'de her zaman alışık olduğumuz sah- nenin tekrarından başka birşey değil. Savaş ve şiddet yanlıları. atılabilecek her barışçı adımın karşısına büyük bir kararlılıkla dikiliyorlar ve gerilimin artması için etkili bir ağırlık oluşturuyor- lar. • • • Bir çıkış yolu arayanlar arasın- da bu kez bir RP'linin olması kafaları iyice karıştırdı. Ortalık toz dumana bulandı. Vuruşlar artık belden aşağıya yapılmaya başlandı. "Şerefsiz, alçak, ha- in" sözcükleri havada uçuşu- yor. İki konuyu birbirinden ayır- mak gerekir. RP'nin siyasi is- lamcı bir parti olması ve bir Is- lam devletine yönelmesiyle mü- cadele etmek başka bir şey, Kürt sorununda çözüm aramak başka bir şey. RP içinde de Kürt sorunu konusunda farklı eğilim- ler olduğunu bilmek gerekir. Özellikle Kürt kökenli bazı RP milletvekilleri, yörelerini yakan bu sorun nedeniyle daha du- yarlı davranıyorlar. Çünkü da- yandıkları kitle potansiyelı Gü- neydoğu'da. Köyleri bombala- nan, işinden, yerinden yurdun- dan olanlar, o bölgede akan kan nedeniyle acı çekenler kapıları- na dayanıyor. • • • Erbaş'ın girişimindeki asıl et- ken, bu bölgenin milletvekili ol- ması. RP'deki bütün milletvekil- leri böyle düşünmüyor. onun davranışından RP içinde hoşnut olmayanların sayısı da oldukça fazla. Çünkü RP, bütün dini söy- lemlerine karşın. şovenist bir potansiyelı de içinde barındırı- yor. Erbaş'ın son dönemdeki giri- şimlerini RP'ye mal etmek. ba- rış girişimlerinin asıl sözcüsü olarak RP'yi göstermek, siyasi islama prım kazandıran büyük bir yanılgı. Eğer şiddet yanlıla- rının kurduğu tuzağa düşülürse, kamuoyunda barışçı girişimle- rin öncüsü RP imiş gibi bir ha- va yaratılacak. Bu da ancak RP'ye prim kazandırır. • • • RP ile mücadelede demokra- tik bir bakış açısı egemen ol- mazsa bir büyük tehlike daha ka- • pıya dayanıyor. Özellikle laikliği kararlılıkla savunan kesimlerin dikkatli olması gerekiyor. Şid- det yanlıları, RP'ye karşı laikliği savunuyor gözükerek şiddeti kışkırtıyorlar ve yanlış bir saf- laşmaya neden oluyorlar. De- mokrasi güçlerinin RP ile soru- nu. çağdışı bır sistemi Türki- ye'ye dayatmak ıstemesi. Aynm noktasını bu noktada çizmek dururken, bir RP'Iİ milletvekili- nin barış girişimini, laiklik için mücadele eksenine taşımak bü- yük bir yanılgı ve büyük bir teh- like. Türkeş'in sözleri ve tutumu. demokrasi güçleri için bir uyarı olmalı. Kimin nerede durduğu bu tür ayrılıklarda tayin edici bir öl- çü. Türkeş'le aynı safa düştüğü- nü görenlerin uyanması lazım. Ülkemizde kan gövdeyi götü- rüyor, ekonomi çökmüş durum- da. Bunun en büyük nedeni. in- sanımızı ve bütün maddi varlı- ğımızı kemiren savaş. "Askeri çözüm "dayatması yerine. "de- mokratik çözüm "de ısrar etmek zorundayız. Unutmayalım ki, RP'yi de MHP'yi de güçlendiren savaş. DYP ve ANAP gibi par- tiler içinde eski MHP'lileri güç- lendiren de savaş. Laikliği tehlikeye düşüren de savaşın yol açtığı yıkım ve bu- na bir çözüm üretilemeyişi. In- san haklan kuruluşlarını kim he- def alır? insan haklan kuruluş- lannın sesi kısılırsa bundan kim kazanç sağlar? Bu yolla laiklik korunabilir mi? RP'ye barışçı misyon teslim edilirse, arkalann- da daha büyük bir destek olu- şur. Bunu görmüyormusunuz? GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU Sınıf Savaşı Bitti (mi?)! Temmuz sonuydu galiba? Hamstead Heath Par- kı'na açık hava konserine gidiyordum. Highgate Me- zarlığı'nın yanından geçerken, buraya en son 15 se- ne önce uğradığımı anımsadım. Ingiltere'ye geldiği- min ilk haftasıydı. Neler olmadı ki o zamandan beri: Berlin duvarı yı- kıldı, "tarih liberal demokrasinin zaferiyle sona erdi." Sonra "yeni dünya düzeni". Körfez Savaşı. küresel- leşme... Bu arada SSCB yıkıldı. Sovyetler Birliği Ko- münist Partisi kapatıldı... Az sonra. mezariıkta, Manc'ın büstünün önünde bun- lara benzer bir şeyler düşünüyordum. Yaklaşık 150 sene geçmiştı, Marx ve Engels, Komünist Manifes- to'da, "tarih sınıf savaşımlan tarihidir" diye yazalı. Hiç tartışmasız, post-modern zamanlardı şimdi aka- demık çevreler. medya bu "post-kapitalist" dünya- da bireyin belirleyici olduğunu; toplum, ulus, ama özellikle sınıf kavramının ve dolayısı ile sınıf mücade- lesinin anlamsızlaştığını anlatıyordu birzamandır. Öy- le ki, çağa uyum sağlaması ile meşhur. çok akıllı bir zat. köşesinde post-materyalist bir dünyada yaşadı- ğımızı dahi yazacaktı. Artık "sağduyu" sahibi herkes. "sınıf savaşımın- dan" bahsedenlerin ya dinozor ya da "çatlak" oldu- ğunu iyice öğrenmişti. O akşamüstü güneşin mahzun ışıkları, sakallının yü- zünde. garip gölge oyunlan oynuyordu. "Adeta gü- lüyor" demiştim kendi kendime. Ne alakası var! Bu hafta okuduğum bir haber, bana yine bu gülümse- meyi hatırlattı. Kapitalist üretim tarzının evrimi söz konusu oldu- ğunda, bu yola ilk giren ve sanayi devrimini ilk yaşa- yan, sonra da gerıleme sürecine dahi girdiği tartışı- lan. Ingiltere'nin özel biryeri olduğu kuşku götürmez. Amerika'nındaöyle. Öyleyse. post-kapitalist toplum söz konusu olunca buralardan başlamak gerekir de- ğil mi? Bana Marx'ın gülüşünü hatırlatan haber Gallup'un Ingiltere'deki en son kamuoyu yoklamasıyla ilgili. Gal- lup, Berlin duvarının örüldüğü 1961 yılından beri sis- temli olarak yaptığı kamuoyu yoklamalarında, Ingil- tere'de yaşayanlara, birçok sorunun yanı sıra bir de şunu soruyormuş: "Bu memlekette sınıfmücadelesi olduğunu düşü- nüyor musunuz?" Tahmin edeceğiniz gibi, bu soru ilksorulduğunda, tam "soğuksavaş"başlarken, "evet sınıf savaşımı var" diyenler yüzde 56 gibi yüksek bir oranoluşturuyormuş. "Bilmıyorum"diyenlerin oranı ise sadece yüzde 22. "Sınıf savaşımı var" diyen fa- natiklerin oranı 1970'ler boyunca da yüzde 6O'ı geç- memiş. Ancak "bilmiyorum" diyenlerin sayısı yüzde 11 'e kadar gerilemiş. Derken, medya ve üniversite çevresinin. işçi sınıfı- nın yok olmaya başladığını, sınıf savaşımının bittiği- ni keşfettiği, yeni-sağın kantarın topuzunu kaçırıp, "Toplum aslında sadece bır soyutlamadır, gerçek olan bireydir" dediği yıllarda garip bir şey olmaya başlamış. "Sınıfsavaşımı var mı" sorusuna "bilmiyorum" ce- vabı verenlerin oranı yüzde 9'a düşerken "Evet sınıf savaşımı var" diyenlerin oranı birden yüzde 70'e sıç- rayıvermiş. Ekonomik durgunluğun son haddine ulaş- tığı 1991 yılında ise "evet" diyenlerin oranı yüzde 79 ve bilmiyorum diyenlerin oranı ise yüzde 4. ingiltere'nin bir ekonomik toparlanma yaşadığı 1995 ve 1995 yıl- larında ise toplumda sınıf savaşımı olduğunda hâlâ ısrar eden fanatıklerın genel nüfus içindeki oranı sı- rasıyla yüzde 81 ve yüzde 76. Gallup'un bulguları bir iki yıllık sapmaya değil, ka- rarlı bır eğilime ışaret ediyor. Belli ki, medyanın kıy- metli köşe yazarlarının ve bilen kişilerin tüm uyarıla- rına rağmen, post-kapitalist bir toplumda yaşadığı- nın farkında olmayan "dinozorlann" ve "çatlakların" sayısı gittikçe artıyor. Bu da yetmezmiş gibi. Amerika'da Çalışma Ista- tistikleri Bürosu'nun bulguları, işçi sınıfının şekil de- ğiştirmekle birlikte, mutlak sayısının son yıllarda art- tığını gösteriyor. (The New Statesman 23/8/96). Ge- lişmekte olan ülkelerde son 25 yılda artan işçi sayı- sına ise değinmeye bile gerek yok. işte bu rakamları okuyunca sakallının yüzünde o gün görür gibi olduğum gülümseme geldi aklıma. Ve son- ra gittikçe artan sendikal muhalefetin korkusuyla, Fl- AT Yönetim Kurulu Başkanı Cezar Romiti'nin Avrupa Para Birliği'ni erteleme isteği... Le Monde Diplomati- que'ın başlığı: "Fransa'daKırmızıEylül"... Anlaşılan, ta- rih genel doğrultusunda ilerliyor. Büyük insanlık ise Tüm tekno-propagandaya rağmen, bunun farkında. Demirel veto etmedi Köşk'ten 6 Vıır izni'ne onay A.\K\R\ (Cumhuriyet Biirosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: REFAHYOL hükümetinin olağanüstü haIi(OHAL)kaldırmak amacıyla TBMM'-den çıkardığı. ancak OHAL'i 79 ile yayan ve güvenlik güçlerine. tüm ülkede teröre karşı gerçekleştirilecek operasyonlarda "ateş etme"yetkisi veren yasayı onayladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Nîerkezi'nden yapılan açıklamada. Demirel'ın İl îdaresi Kanunıı. Terörle Mücadele Kanunu. Kuvvetli Tayın Kanunu. Er Kazanından taşe Edileceklere İlişkin Kanun. Ateşli Silahlarve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ile Kimlik Bildirme Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören yasayı onayladığı biidirildi. Yargısrz infaz kaygısı Açıklamada. "Söz konusu kanun, Milli Güvenlik Kurulu'nun 26 Ekim 1995 tarihli toplantısında alınan 'olağanüstü halin daraltılması veya kademelı olarak kaldırılması durumunda ihtiyaç duyulan yasal ve idari tedbirler' konusundaki kararı uyarınca yapılması gereken değişiklikleri içermektedir" denildi. TBMM'nin geçen hafta olağanüstü toplanmasından sonra çıkanlan yasa ile valiler süper yetkilerle donatılırken. teröre karşı operasyonlarda güvenlik güçlerine tüm ülkede ateş etme vetkisi verilerek "yargjsız infaza yargı yolunu kapatan" düzenlemeler aetınlıvordu. Depo, Sergi Salonu ve ofis Olarak kullanılabilecek, Cağaloğlu civarında kiralık bina aranıyor. Tel:514 01 95
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle