03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EYLUL 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOHfl Başlangıçta IMF ile ilişkileri soğutan REFAHYOL, mali destek olmadan 3 ay dayanamadı Stand-by'sız ya Başbakan Yardımcısı Çiller, Y\ashington'a geçerek istikrar paketi hakkında bilgi verdi. FUATKOZLUKLU NEW YORK- VVAS- HINGTON - Türkiye bir kez daha Uluslararası Para Fonu'na (IMF) başvurdu. REFAHYOL hükümeti, *Tûrkiyeekonomik krize gi- diyor. Siyasi irade bir önlem almıyor" diyen IMF'ye ye- ni bir Stand-by düzenleme- si anlaşması istediğini res- men iletti. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tan- suÇilier. diin Washington'a geçerek RP-DYP koalisyo- nunun istikrara kararlı oldu- ğunu, bu çerçevede yeni bir istikrar paketi oluşturmayı hedeflediklerini anlattı. Cumhuriyet'in edindiği bil- gilere göre Birleşmiş Mil- letler Genel Kurulu çalış- malan için Nevv York'tabu- lunan Çiller, dün saban ABD başkentinegeçti. Çiller. burada IMF ile Dünva Bankası'nın vıllık IMF sağlıklı büyüme öngördü WASHINGTON (AA) - Uluslararasi Par3 Fonu (IMF). küresel boyutta eko- nominin bu yıl yüz- de 3.8, gelecek yıl da yûzde4.1 oranında bü- yüyecegi tahminindebulun- tiu. IMFtarafındanyayım- lanan altı aylık, "Diinya Ekonomisinin Genel Gö- riinümü" adlı raporda, kü- resel boyutta ekonominin geçenyıî yüzde 3.5oranm- da büyüdügü hatırlatıldı. Küresel ekonomik ge- lişmenin Batı Avru- pa'dayaşananbirdi- zi olumsuzluk nede- niyle saraldığı belir- tiJen raporda, bölgede gelecek yıl sağlıklı bir büyüme beklendiği kayde- dildi. Avrupa Birligi bün- yesinde bu yıl yüzde 1.6 bü- yümenin beklendiği belir- tilen raporda, bu oranın ge- lecek yıl yüzde 2.5'e çtk- masının öngörüldüğü kayde- dildi. olağan toplantısına katılan UfukSöylemez ve üst düzey öteki ekonomi kurmaylany- la bir toplantı yaptı. Bir süredir Washington'da bulunan Söylemez'in IMF ile yaptığı görüşmelere iliş- kin brifing alan Çiller, daha sonra IMF Başkanı Micha- el Camdesus ile akşam ye- meğinde bir araya geldi. Çiller'in, VVashington'a geçmeden önce Çamdes- sus'a, Türkiye'nin Stand- by'a gitmek istediğini ilet- tiği kaydedildi. Diplomatik birkaynak, "IMFileyapılan ön görüşmeler, Türkiye'nin Stand-by sistemine olumlu yaklaştığını gösterdi Türki- ye, ABD'nin de desteğiyle İMF'den ılımü ve bir yıl sü- reli bir paket istedı" dedi. Aynı kaynak. IMF'nin kendi ölçüleriyle Türk eko- nomisine orta vadeli bir is- tikrar kazandırmayı amaç- ladığını, aksi takdirde yük- sek enflasyon ve kronik bir krizin Türkiye'yi beklediği- nin kaydedildiğini vurgula- dı. REFAHYOL hükümeti- nin, IMF'ye öneriyi götür- meden önce Kuzey Irak'ta- ki olayları kullanarak ABD'den IMF ile yeni biran- laşma yapmasını istedigi be- lirtildi. Butalebe Washington'un hafta başında olumlu yanıt verdiği kaydedildi. Görüş- melerde 5 Nisan benzeri bir paket hazııiığında olan Tür- kiye'nin istikrara kavuş- makta kararlı oiduğu, bu ne- denle IMF destekîi bir dü- zenlemeye ihtiyacı oiduğu vurgulandı. L'fuk Söv leme/, Çiller'in Dünva Bankası ve IMF kurmaylanyla toplantısma katıldı. İş dünyası beklemede Sanayici Meclis'in açılmasma odaklandı Ekonomi Servisi - Cçüncü ayını doldurma- ya hazırlanan REFAHYOL hükümetinın iş dün- yasındaki ınandırıcılıgı, Türkiye Büyük Mıllet Meclısı'nin açılmasma odaklandı. Ûzellıkle Türk Sanayici ve Işadamlan Der- neği'nin (TÜSİAD) hükümete yöneük eleştıri- leri geçen hafta oldukça artmış, hatta TÜSİAD yeni bir seçim yasasının hazırlanarak erken se- çıme gidilmesini istemişti. Istanbul Sanayi Odası (İSO) meclis üyeleri iseTÜSlAD'ın aksine hükümetin süresinın dol- dugu konusunda kesın bir yargıya varmak ye- rine. hükümetin TBMM ıçindekı performansı- nın görülmesi gerektığı konusunda bırleşıvor- lar. Meclis üyeleri. başta rekabet kurulu. güm- rük kanunu veT'nın özelleştirilmesiyle ilgili ya- sa olmak üzere birçok eksıkligin giderilmesi gerektiğıni belirtıyorlar. Böylece REFAHYOL hükümetinın icraat konusunda ne kadar istekli olup olmadığının ortaya çıkacağını ıfade eden sanayiciler. ~Eğer hükümet iş dünvasımn iste- digi yasal düzenlemeleri Meclis açıldıktan son- ra gerçekleştirmezse, işadamlannın hükümetle ilgili icinde bulunduğu umutsuzluk daha da ar- tacak" şeklınde konuştulaf. -, İSO Yönetım Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi, sanayıcının bılgisız olmadıgını ve sorun- lann farkında olarak çözüm yollarını ortaya koyduğunu ifade ederek hükümetin samımiye- tini göstermesı ve sorunlara sahıp çıkması için önündeki süreyı lyı degerlendırmesi gerektiği- nı söyledı. Türkiye Ihracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı ve İSO meclis üyesi Okan Oğuz. hü- kümetin ışbaşına gelmesinden hemen sonra Meclis'in tatile girdiğıni. dolayısıyla hükümet icraatlarını değerlendırebılmek için Meclis'in açılmasını beklemek gerektiğıni kayderti. TBMM'nin önümüzdekı hafta çalışmaya baş- lamasıyla özelleştirme. sosyal güvenlik. vergi reformlarını kapsayan yapısal önlemlenn alın- masının gerektiğini kaydeden Okan Oguz. Tür- kiye'nin kısa vadeli popülist politıkalarla zaman kaybetmeye tahammülü olmadıgını söyledi. Istanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu üye- sı Halil Demirkaya da bugüne kadar açıklanan kaynak paketlerinin fazla umut vermemekle birlikte hükümete zaman tanınmasından yana görüş belirtti. Işadamı ÜzeyirGarih ise hükü- metin icraatlarını görmedeneleştirmeninyan- hşotacağını kaydetti.*," : •—» ", ^ Bedelsiz otomobil kararnamesi Firmalar kesintiler yüzünden sipariş yetiştiremiyor Ihracatı elektrik çarptı TAHSİNAKÇA Hükümetin elektrik tüketimine uygulanan fon kesintisini kaldırma vaadinin gerçekleş- mesini bekleyen tekstil ve konfeksiyon ihra- catçılan. bir yıldırdevam eden elektrik kesin- tileri nedeniyle zorduruma düştü. lstanbul'dan yapılan tekstil ve konfeksiyon ihracatının yüzde 60"lık bolümünü gerçekleştiren Mer- ter, Yenibosna ve Kemerburgaz bölgelerinde- ki yaklaşık 2 bin firma, kesintiler nedeniyle AvTupalı firmalaria yaptıklan anlaşmalan za- manında yerine getirememenin sıkıntısını ya- şıyor. Yılda yaklaşık 1.5 milyar dolarlık ihracat hacmine sahip söz konusu fıımalann enerjı sorununu çözebilmek için Türkiye Elektrik Da- ğıtım A.Ş.'ye yazı yazdıklannı belirten Is- tanbul HazırGiyim ve Konfeksiyon Ihracat- çılan Birliği Ba$kanı Okan Oğuz, anzalardan kaynaklandığı bildirilen ve uzun süredir de- vam eden kesintilerin sona erdirilemediğini kayderti. Bu yıl hedeflerinin zaten gerilemek- te olan tekstil ve konfeksiyon ihracatını. ge- çen yılki 6 milyar dolar seviyesinde tutabil- mek olduğunu da sözlerine ekleyen Oğuz, kesintilerin müşteri kaybı ya da mecburi fi- yat indirimi gibi nedenlerle bu hedefe ulaş- mayı zorlaştırdığını ifade etti. Özellikle siparişlerin yof uniaştığı dönem- lerde. fason atölyeleriyle anlaşma yaparak ta- lebe cevap vermeye çalışan firmalar, elekt- rik kesintilerinden en çok etkilenen kesim durumunda. Birden çok atölyeyle çalışan fir- malar. atölyelerin jeneratör kuracak maddi güce sahip olmaması nedeniyle dolaylı ola- rak üretimlerini geciktirmek zorunda kalı- yorlar. Kesintilerin özellikle şon bir yıl içeri- sindeyoğunlaşnğını kaydeden Örsa Givim 1da- ri Işler Müdürü Ahmetİzgi. Avrupalı ithalat- çılannbirhaftalıkgecikmeleridahi''karşıfa- tura" ettiklerini vurguladı. Ortalama 40-45 günlük anlaşmalar yaptık- lannı söyleyen Izgi. "'Siparişlerimiz sabit ol- madığı için dışandaki fason atöhelerle çahş- mak zorundav ız. Bu atöh eler maddi neden- lerle jeneratör de kullanamadıklan için en çok etkilenen verier. Dola> lı olarak bizde söz- Firmalar ıru rjı sorununu kendileri çözecek. lerimizi zamanında yerine getiremhonız. Ya- bancılar çok hassas oldukJan için 50 sipariş- ten 5'ini zamanında teslinı etmediğinizde ya karşı fatura ile geciknıevi tazmin voluna gidi- yorlar va da artık sizinle çalışmamaya karar verivorİar. Elektriği düzenii almak ucuz almak- tan daha önemli" diye konuştu. Sermaye vapılan çok güçlü olmavan şir- ketlerin. tafısilatlannı çok hızlı yapmak zo- runda olduklanna dikkat çeken Beypa Giyim Genel Müdürü Biilent Dağlıoğlu ise günü- birlik düşünen şirketlerin. teslimat yapmak için malı ellerinde uzun süre bekletemediklerini, bu nedenle malın fasondan alınmasıyla, müş- teriye teslim edilmesi arasına. aksilikleri he- saba katarak yeterince vakit koyamadıklan- nı ifade etti. Boğaziçi Elektrik Dagıtım A.Ş. yetkilileri ise kesintilerin enerji vetersizliği}- İe ilgili olmadıgını ileri sürerek. izolasyon hatlannda ya da diğer ekipmanlarda meyda- nagelenanzalarvebakımçalışmalannı düzen- siz elektrik kesintilerine gerekçe olarak gös- terdiler. Kendi santrallannı kurup elektrik üretecekler Sanayicfler enerji peşînde MERİH AK İZMİR - Ege Bölgesi'ndeki sanayiciler. kendi enerjilerini kendileri üretmek için ça- lışma başlarh. Biryandan termik santrallar hak- kında v erilen kapama kararları, bir yandan da enerjinin pahalılığı sanayicileri kendi enerji- lerini kendileri üretme konumuna getirdi. Egeli sana>iciler bu konuda hükümetin bü- rokrasiyi'ortadan kaldırmasını ve kendileri- ne destek olmasını istiyor. Sanayicilerin en bü- yük korkusu enerjisiz kalmak. Üretimin ana kaynağı olan enerji. hükümetlenn izlediği politikalar yüzünden özellikle sanayi bölge- lerinde yetersiz kalıyor. Bundan da en çok et- kilenen kesim sanaviciler oluyor. ^'ıllardır Ege Bölgesi'ne doğalgazın geti- rilmesi konusunda çalışan. ancak bu istem- leri hükümetler tarafından yerine getirilme- yen sanayiciler. enerji kesintilerinden söz edil- mesiyle birlikte sıkıntıya girdiler. Fabrikala- nnı başka sanayi merkezlerine taşımayı dü- şünen işletmeler. sonunda kendi enerjilerini kendileri üretme kararını verdi. Ilk aşamada Egeli sanaviciler ve işadam- ları, bölgedeki enerjinin dağıtımı ve enerji üretimi için 1993'te ENDA AŞ'yi kurdu. Ege Bölgesi'nde enerji üretimini kendisi gerçekleştirmeye çalışan başka firmalar da bu- lunuvor. Bunlardan birisi de Kemalpaşa'da bulunan Ege Seramik. tzmir'de çimento üretimi vapanÇimentaş, Batıçim ve Ege Biracılık ortak bir termik santral kurma için kolları sıvadı. Tire Kut- san da enerji arayışına giren bir başka sana- vikuruluşu. TireKutsan. biryıldırbuharsant- ralı kurma için çalışıyor. AtatürkOrganize Sanayi Bölgesi (AOSBı de enerji üretiminde kendi "başınınçaresine" bakma karan aldı. Cumhurbaşkanı 'ndan Erbakan'a ikinci uyan ANKAR.A (Cumhuriyet Bürosu)-Cumhur- başkanı Süieyman Demirel. bedelsiz otomobil ithalatı konusunda ısrarlı olan hükümeti ikin- ci kez uyardı. Demirel'in. daha önce bildirdi- gi düzenlemelerin yapılmaması durumunda ka- rarnameyi onaylamayacağı mesajı vermesine karşın Başbakan Necmertin Erbakan. yeni bir düzenleme konusunda ımada bulunmadı. Başbakan Erbakan, dün Milli Güvenlik Ku- rulu toplantısının ardından haftalık olağan gö- rüşme amacıyla Çankaya Köşkü'ne ikinci kez çıktı. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardın- dan açıklama yapan Erbakan. Demirel'e. ma- dencilik projeleri. bütçe çalışmaları. üniversi- telerde yeni dönem hazırlıklan ve bedelsiz oto- mobil kararnamesi konusunda bilgi verdiğini söyledi. 2 milyar dolar olan maden ıhracını, 2000 yılına kadar 10 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini bıldiren Erbakan. 1997 yılı bütçesini de verimli kaynaklarla denkleştirmek için çalıştıklannı söyledi. Erbakan. yeni mali yılda memurlara "reel olarak enflasvonun üze- rinde maaş arfışı". üniversitelere de "en yük- sek kaynak"sözü verdi. Bedelsiz otomobil ihracatı konusunda oto- motiv sanayicileriyle bir araya geldiğini anım- satan Erbakan. 1993 yılında 450 bin olan oto- mobil üretiminin. 1994"te 250 bine. gümrük bir- liğinin ardından da daha aşağıya gerilediğini be- lirterek sanayicilerin, hükümetin de otomobil sektörünü geliştiımek için çabaladıgını gördü- günü söyledi. Erbakan. gazetecilerin karaına- mede değişiklik yapılıp yapılmayacagına iliş- kin sorusuna. "Arhğımız adımlar ancak ülke- mizin lehine olan adınılardır. Bu karamamev- le Hazinemû büv ük miktarda gelirelde edecek, otomobil sanav imi/ de hiçbirzarargörmeyecek- tir"yanıtını verdi. Erbakan'ın, birkaç gün içinde TOFAŞ Yö- netim Kurulu üyesi İnan Kıraçbaşkanlığında- ki sanayicilerin hazırlayıp kendısine sunacağı raporun ardından kararname konusundaki son görüşünü Çankaya Köşkü'ne bildirecegi kay- dedildi. Demirerin. görüşmede, ilettigi uyan- ların yerine getirilmemesi ve kararnamenin kendisinin tatmin olacagı şekilde düzenlenme- mesi durumunda oıjay vermeyeceğini açık- ladıgı öğrenildi. . YORUM ÖZTtN AKGÜÇ Zaman Yitirme Türkiye, uzun süredir boşuna za- man yrtiriyor; eski fakat yaygın birde- yimle abesle iştigal ediyor. Geçit ver- meyen çıkmaz sokaklara saparak, çı- kış anyor. Bunun en son örnegi, Sa- yın Erbakan-Çilleryönetimindeki RE- FAHYOL ile sorunlarına çözüm çıkışı yolu araması. Genç kuşaklara abes- le iştigal deyimi REFAHYOL örnegin- den daha iyi bir biçimde anlatılamaz. Toplumumuz nedense akıicı yolla- ra sırt çevirerek, çıkmaz sokaklarda çö- züm anyor, doğal olarak çözüm bu- lamadığı gibi, sorunlan ağırlaşmış ha- yal kınkhğına uğruyor. Son REFAHYOL örneği iletoplumumuz Sayın Çiller'i da- ha iyi tanımak, adil düzenin mevcut dü- zenden farklı olmadıgını, boş bir slo- gan olduğunu öğrenmekfırsatınıbul- du; bu da en azından algılama yete- negi olan bir kesim için kazançtır de- nilebilir. Yaşantımız olumsuzlukları de- nemekle, kişilerı denek taşına vur- makla geçiyor. Bir özelliğimiz de ön- ce olumsuzluklarla geçiyor. Bir özel- liğimiz de önce olumsuzlukları, çıkmaz yolları denemek, böylece çıkmazları öğrenmek. Deneme kuşkusuz akıicı oi- duğu takdirde yararlı. Ancak biraz da öngorü gerekli. Çıkmazı, olumsuzu so- nuç vermeyecek olanları sürekli de- nemek, işte zaman yitirme abesle iş- tigal bu. Her denemenin bir maliyeti var. Yarar sağlamayacak denemeler, en aandan zaman yttirilmesine, zaman savurganlığına yol açıyor. Zaman de- ğerli, toplumsal yaşantımızda da za- man yönetimini Öğrenmemiz, uygula- mamız gerekiyor. Türkiye, II. Dünya Savaşı'ndan, özellikle 1950'den sonra özünde Ata- türkçülüğe, dolayısıyla aydınlanma- ya ters denemeler ile sorunlarına çö- züm anyor, doğal olarak bulamıyor. De- nemeler gerçekten başanlı olsa idı, günümüzde Türkiye, kalkınmış, say- gın, sorunlarını büyük ölçüde, çöz- müş, lider olmasa da dünyada her alanda etkili bir ülke olurdu. Yanm asır kısa bir süre değil. Bu zamanı Türki- ye, sorunlannı arttırmak, ağıriaştifrnak yönünde değil, çözmek doğrultusun- da kullanabiîirdi. Toplumumuzu iç ve dış çıkar çev- relen çok daha iyi etkiliyor ve yönlen- diriyor. Bu etkileme ve yönlendiıme Türkiye açısından ne yazık ki başan- lı sonuçlar doğurmuyor, tersine so- run yumağı kabanyor, çözüm zoriaşı- yor. Türkiye, 1950-1960 doneminde devlet olanaklanyla, belli kişileri zen- ginleştimne politikası izledi, gelir da- ğılımı bozulmasının tohumlan atıldı; demokrasiyi geliştirecek, yerleşme- sine katkıda bulunacak hiçbir atılım ya- pılmadı, kurumlar oluşturulmadı, ter- sine mevcut haklar özgürlükler bu- danmayaçalışıldı; halkevteri, halkoda- lan gibi aydınlanma yolları kapatıldı; din tacirliği, din istismarı körüklendi, savaş yıllarında biriktirilmiş altın stok- ları gösteriş uğruna tüketildi; kamu açıkları, enflasyon, dış borç virüsleri ekonomiye bulaştırıldı. 1960-1970 dönemi, tümüyle ol- masa bile Atatürkçülüğe dönüş ola- rak nitelendirilebilir. Geniş kişisel ve top- lumsal haklar sağlayan bir anayasa, demokrasiyi geliştirmeye yönelik ku- rumlann oluşturulması, Anayasa Mah- kemesi, yargıç teminatı, seçimlerin yargıç denetiminde yapılması, san- dık oyunlarının en az düzeye indiril- mesi, kaynak kullanımında etkinlik sağlama için kalkınma planları, dü- şük fiyat artışıyla birlikte yüksek bü- yüme hızı, endüstriyel demokrasiye ge- çiş için atılan adımlar, bu dönemin ürünleridir. Ne yazık ki 196O'lı yılların sonlanna doğru "plan değilpilav" sto- ganları ile özetlenebilecek popülist yaklaşım ülkede egemen olmağa baş- ladı. Sözde halkçı, popülist politikalar 70-80 dönemine damgasını vurrnuş- tur. Yüksek enflasyon, yavaşlayan bü- yüme hızı, yatırımların dağıhmında başlayan çarpıklık, hızlanan dış borç- lanma, dış ekonomik iiişkilerde tıkan- ma, döviz darboğazı, bunun doğur- duğu ekonomik sorunlar, söz konusu dönemin bir paragraflık özetidir. 1980 sonrası Atatürkçülük kisvesi altında Atatürkçülükten uzaklaşma- nın daha kesinleştiği bir dönemdir. Atatürkçülük adına, bırakınız Atatürk döneminden kalan kurumların yıkıl- masını, ülke bütünlüğünün, laikcum- huriyetin altına yerleştirilmiş dinamit- ler ateşlenmiştir. Ekonomik açıdan ise, alınan sonuçlara göre bu dönem tam bir felakettir. Olumsuz olarak nitelendirilecek tüm gelişmeler bu dönemde daha da be- lirginleşmiştir. Düzensiz ve ortalama olarak düşük bir büyüme hızı, süreğen- leşen ve hızlanan enflasyon, büyüyen kamu kesimi açıklan, iç ve dış borç- ların kabarması, giderek bozulan ge- lir dağılımı, güçlenen rantiye sınıfı, ekonomik politikası \\e amaçlananla- nn tam tersi sonuçlar bu dönemde alınmıştır. KlT'lerin yıkılışı buna karşı öze\ kesimin belirli bir güce kavuşa- maması, üretken yatırımlann azalma- sı, hep bu dönemin başansız sonuç- landırır. Verimlilik, dışa açılma, reka- bet, yapısal değişim, özel kesimin ya- ratıcı gücü hep lafta slogan olarak kalmıştır. Bedelsiz ithalatın aralanma- sı halinde sanayi batacak diye feryat ediyorsak, bu tepki bile, bir şey ba- şaramamış olmanın acıklı itirafıdır. Deneye deneye artık çıkış yolunu görmemiz gerekir. Bu, bağımsızlığı, özgürlüğü, aydınlanmayı temel alan Atatürkçü yoldur. Toplumumuzun ya- nm asırlık bir zaman yitiminden son- ra, artık çıkış yollannı görmesi gerekir. Bu bir yerde toplumun görevi ve sorumluluğudur. Akı Bir bankanın zekâsı neyle ölçülebilir? Belkı akla gelen ılk yanıt "sayılar" olabilir. Dönemsel performansı, kârlılığı, rasyolan, kısaca yıl sonu bttançosu bir bankanın zekâsı konusunda elbette sayısal bir fikir verebılır. Oysa bize göre bir bankanın zekâsı, bütun bunların yanında, bıriıkte çalıştığı ınsanlara, yaygın deyımıyle söylersek "müştenlerine" bakarak da anlaşılabilir. Bu nedenle Bank Kapıtal'den hızmet alanlar, dönemlere göre değışen değil, dönemlen öngören bir bankayla çalışmanın avantajlannı oldukça iyi bılır. paradan değerlidir. Bilgi için: BANKAPİTAL Böyükdere Caddesi No: 114 Esentepe, 80280 istanbulTe): (212)211 66 61 Faks: (212) 211 65 58
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle