Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 EYLUL 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOHfl
Başlangıçta IMF ile ilişkileri soğutan REFAHYOL, mali destek olmadan 3 ay dayanamadı
Stand-by'sız ya
Başbakan Yardımcısı Çiller,
Y\ashington'a geçerek istikrar
paketi hakkında bilgi verdi.
FUATKOZLUKLU
NEW YORK- VVAS-
HINGTON - Türkiye bir
kez daha Uluslararası Para
Fonu'na (IMF) başvurdu.
REFAHYOL hükümeti,
*Tûrkiyeekonomik krize gi-
diyor. Siyasi irade bir önlem
almıyor" diyen IMF'ye ye-
ni bir Stand-by düzenleme-
si anlaşması istediğini res-
men iletti. Dışişleri Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Tan-
suÇilier. diin Washington'a
geçerek RP-DYP koalisyo-
nunun istikrara kararlı oldu-
ğunu, bu çerçevede yeni bir
istikrar paketi oluşturmayı
hedeflediklerini anlattı.
Cumhuriyet'in edindiği bil-
gilere göre Birleşmiş Mil-
letler Genel Kurulu çalış-
malan için Nevv York'tabu-
lunan Çiller, dün saban ABD
başkentinegeçti.
Çiller. burada IMF ile
Dünva Bankası'nın vıllık
IMF sağlıklı büyüme öngördü
WASHINGTON
(AA) - Uluslararasi
Par3 Fonu (IMF).
küresel boyutta eko-
nominin bu yıl yüz-
de 3.8, gelecek yıl da
yûzde4.1 oranında bü-
yüyecegi tahminindebulun-
tiu. IMFtarafındanyayım-
lanan altı aylık, "Diinya
Ekonomisinin Genel Gö-
riinümü" adlı raporda, kü-
resel boyutta ekonominin
geçenyıî yüzde 3.5oranm-
da büyüdügü hatırlatıldı.
Küresel ekonomik ge-
lişmenin Batı Avru-
pa'dayaşananbirdi-
zi olumsuzluk nede-
niyle saraldığı belir-
tiJen raporda, bölgede
gelecek yıl sağlıklı bir
büyüme beklendiği kayde-
dildi. Avrupa Birligi bün-
yesinde bu yıl yüzde 1.6 bü-
yümenin beklendiği belir-
tilen raporda, bu oranın ge-
lecek yıl yüzde 2.5'e çtk-
masının öngörüldüğü kayde-
dildi.
olağan toplantısına katılan
UfukSöylemez ve üst düzey
öteki ekonomi kurmaylany-
la bir toplantı yaptı.
Bir süredir Washington'da
bulunan Söylemez'in IMF
ile yaptığı görüşmelere iliş-
kin brifing alan Çiller, daha
sonra IMF Başkanı Micha-
el Camdesus ile akşam ye-
meğinde bir araya geldi.
Çiller'in, VVashington'a
geçmeden önce Çamdes-
sus'a, Türkiye'nin Stand-
by'a gitmek istediğini ilet-
tiği kaydedildi. Diplomatik
birkaynak, "IMFileyapılan
ön görüşmeler, Türkiye'nin
Stand-by sistemine olumlu
yaklaştığını gösterdi Türki-
ye, ABD'nin de desteğiyle
İMF'den ılımü ve bir yıl sü-
reli bir paket istedı" dedi.
Aynı kaynak. IMF'nin
kendi ölçüleriyle Türk eko-
nomisine orta vadeli bir is-
tikrar kazandırmayı amaç-
ladığını, aksi takdirde yük-
sek enflasyon ve kronik bir
krizin Türkiye'yi beklediği-
nin kaydedildiğini vurgula-
dı. REFAHYOL hükümeti-
nin, IMF'ye öneriyi götür-
meden önce Kuzey Irak'ta-
ki olayları kullanarak
ABD'den IMF ile yeni biran-
laşma yapmasını istedigi be-
lirtildi.
Butalebe Washington'un
hafta başında olumlu yanıt
verdiği kaydedildi. Görüş-
melerde 5 Nisan benzeri bir
paket hazııiığında olan Tür-
kiye'nin istikrara kavuş-
makta kararlı oiduğu, bu ne-
denle IMF destekîi bir dü-
zenlemeye ihtiyacı oiduğu
vurgulandı.
L'fuk Söv leme/, Çiller'in Dünva
Bankası ve IMF kurmaylanyla
toplantısma katıldı.
İş dünyası beklemede
Sanayici Meclis'in
açılmasma odaklandı
Ekonomi Servisi - Cçüncü ayını doldurma-
ya hazırlanan REFAHYOL hükümetinın iş dün-
yasındaki ınandırıcılıgı, Türkiye Büyük Mıllet
Meclısı'nin açılmasma odaklandı.
Ûzellıkle Türk Sanayici ve Işadamlan Der-
neği'nin (TÜSİAD) hükümete yöneük eleştıri-
leri geçen hafta oldukça artmış, hatta TÜSİAD
yeni bir seçim yasasının hazırlanarak erken se-
çıme gidilmesini istemişti.
Istanbul Sanayi Odası (İSO) meclis üyeleri
iseTÜSlAD'ın aksine hükümetin süresinın dol-
dugu konusunda kesın bir yargıya varmak ye-
rine. hükümetin TBMM ıçindekı performansı-
nın görülmesi gerektığı konusunda bırleşıvor-
lar. Meclis üyeleri. başta rekabet kurulu. güm-
rük kanunu veT'nın özelleştirilmesiyle ilgili ya-
sa olmak üzere birçok eksıkligin giderilmesi
gerektiğıni belirtıyorlar. Böylece REFAHYOL
hükümetinın icraat konusunda ne kadar istekli
olup olmadığının ortaya çıkacağını ıfade eden
sanayiciler. ~Eğer hükümet iş dünvasımn iste-
digi yasal düzenlemeleri Meclis açıldıktan son-
ra gerçekleştirmezse, işadamlannın hükümetle
ilgili icinde bulunduğu umutsuzluk daha da ar-
tacak" şeklınde konuştulaf. -,
İSO Yönetım Kurulu Başkanı Hüsamettin
Kavi, sanayıcının bılgisız olmadıgını ve sorun-
lann farkında olarak çözüm yollarını ortaya
koyduğunu ifade ederek hükümetin samımiye-
tini göstermesı ve sorunlara sahıp çıkması için
önündeki süreyı lyı degerlendırmesi gerektiği-
nı söyledı. Türkiye Ihracatçılar Meclisi (TİM)
Başkanı ve İSO meclis üyesi Okan Oğuz. hü-
kümetin ışbaşına gelmesinden hemen sonra
Meclis'in tatile girdiğıni. dolayısıyla hükümet
icraatlarını değerlendırebılmek için Meclis'in
açılmasını beklemek gerektiğıni kayderti.
TBMM'nin önümüzdekı hafta çalışmaya baş-
lamasıyla özelleştirme. sosyal güvenlik. vergi
reformlarını kapsayan yapısal önlemlenn alın-
masının gerektiğini kaydeden Okan Oguz. Tür-
kiye'nin kısa vadeli popülist politıkalarla zaman
kaybetmeye tahammülü olmadıgını söyledi.
Istanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu üye-
sı Halil Demirkaya da bugüne kadar açıklanan
kaynak paketlerinin fazla umut vermemekle
birlikte hükümete zaman tanınmasından yana
görüş belirtti. Işadamı ÜzeyirGarih ise hükü-
metin icraatlarını görmedeneleştirmeninyan-
hşotacağını kaydetti.*," : •—» ", ^
Bedelsiz otomobil kararnamesi
Firmalar kesintiler yüzünden sipariş yetiştiremiyor
Ihracatı elektrik çarptı
TAHSİNAKÇA
Hükümetin elektrik tüketimine uygulanan
fon kesintisini kaldırma vaadinin gerçekleş-
mesini bekleyen tekstil ve konfeksiyon ihra-
catçılan. bir yıldırdevam eden elektrik kesin-
tileri nedeniyle zorduruma düştü. lstanbul'dan
yapılan tekstil ve konfeksiyon ihracatının
yüzde 60"lık bolümünü gerçekleştiren Mer-
ter, Yenibosna ve Kemerburgaz bölgelerinde-
ki yaklaşık 2 bin firma, kesintiler nedeniyle
AvTupalı firmalaria yaptıklan anlaşmalan za-
manında yerine getirememenin sıkıntısını ya-
şıyor.
Yılda yaklaşık 1.5 milyar dolarlık ihracat
hacmine sahip söz konusu fıımalann enerjı
sorununu çözebilmek için Türkiye Elektrik Da-
ğıtım A.Ş.'ye yazı yazdıklannı belirten Is-
tanbul HazırGiyim ve Konfeksiyon Ihracat-
çılan Birliği Ba$kanı Okan Oğuz, anzalardan
kaynaklandığı bildirilen ve uzun süredir de-
vam eden kesintilerin sona erdirilemediğini
kayderti. Bu yıl hedeflerinin zaten gerilemek-
te olan tekstil ve konfeksiyon ihracatını. ge-
çen yılki 6 milyar dolar seviyesinde tutabil-
mek olduğunu da sözlerine ekleyen Oğuz,
kesintilerin müşteri kaybı ya da mecburi fi-
yat indirimi gibi nedenlerle bu hedefe ulaş-
mayı zorlaştırdığını ifade etti.
Özellikle siparişlerin yof uniaştığı dönem-
lerde. fason atölyeleriyle anlaşma yaparak ta-
lebe cevap vermeye çalışan firmalar, elekt-
rik kesintilerinden en çok etkilenen kesim
durumunda. Birden çok atölyeyle çalışan fir-
malar. atölyelerin jeneratör kuracak maddi
güce sahip olmaması nedeniyle dolaylı ola-
rak üretimlerini geciktirmek zorunda kalı-
yorlar. Kesintilerin özellikle şon bir yıl içeri-
sindeyoğunlaşnğını kaydeden Örsa Givim 1da-
ri Işler Müdürü Ahmetİzgi. Avrupalı ithalat-
çılannbirhaftalıkgecikmeleridahi''karşıfa-
tura" ettiklerini vurguladı.
Ortalama 40-45 günlük anlaşmalar yaptık-
lannı söyleyen Izgi. "'Siparişlerimiz sabit ol-
madığı için dışandaki fason atöhelerle çahş-
mak zorundav ız. Bu atöh eler maddi neden-
lerle jeneratör de kullanamadıklan için en
çok etkilenen verier. Dola> lı olarak bizde söz-
Firmalar ıru rjı sorununu kendileri çözecek.
lerimizi zamanında yerine getiremhonız. Ya-
bancılar çok hassas oldukJan için 50 sipariş-
ten 5'ini zamanında teslinı etmediğinizde ya
karşı fatura ile geciknıevi tazmin voluna gidi-
yorlar va da artık sizinle çalışmamaya karar
verivorİar. Elektriği düzenii almak ucuz almak-
tan daha önemli" diye konuştu.
Sermaye vapılan çok güçlü olmavan şir-
ketlerin. tafısilatlannı çok hızlı yapmak zo-
runda olduklanna dikkat çeken Beypa Giyim
Genel Müdürü Biilent Dağlıoğlu ise günü-
birlik düşünen şirketlerin. teslimat yapmak için
malı ellerinde uzun süre bekletemediklerini,
bu nedenle malın fasondan alınmasıyla, müş-
teriye teslim edilmesi arasına. aksilikleri he-
saba katarak yeterince vakit koyamadıklan-
nı ifade etti. Boğaziçi Elektrik Dagıtım A.Ş.
yetkilileri ise kesintilerin enerji vetersizliği}-
İe ilgili olmadıgını ileri sürerek. izolasyon
hatlannda ya da diğer ekipmanlarda meyda-
nagelenanzalarvebakımçalışmalannı düzen-
siz elektrik kesintilerine gerekçe olarak gös-
terdiler.
Kendi santrallannı kurup elektrik üretecekler
Sanayicfler enerji peşînde
MERİH AK
İZMİR - Ege Bölgesi'ndeki sanayiciler.
kendi enerjilerini kendileri üretmek için ça-
lışma başlarh. Biryandan termik santrallar hak-
kında v erilen kapama kararları, bir yandan da
enerjinin pahalılığı sanayicileri kendi enerji-
lerini kendileri üretme konumuna getirdi.
Egeli sana>iciler bu konuda hükümetin bü-
rokrasiyi'ortadan kaldırmasını ve kendileri-
ne destek olmasını istiyor. Sanayicilerin en bü-
yük korkusu enerjisiz kalmak. Üretimin ana
kaynağı olan enerji. hükümetlenn izlediği
politikalar yüzünden özellikle sanayi bölge-
lerinde yetersiz kalıyor. Bundan da en çok et-
kilenen kesim sanaviciler oluyor.
^'ıllardır Ege Bölgesi'ne doğalgazın geti-
rilmesi konusunda çalışan. ancak bu istem-
leri hükümetler tarafından yerine getirilme-
yen sanayiciler. enerji kesintilerinden söz edil-
mesiyle birlikte sıkıntıya girdiler. Fabrikala-
nnı başka sanayi merkezlerine taşımayı dü-
şünen işletmeler. sonunda kendi enerjilerini
kendileri üretme kararını verdi.
Ilk aşamada Egeli sanaviciler ve işadam-
ları, bölgedeki enerjinin dağıtımı ve enerji
üretimi için 1993'te ENDA AŞ'yi kurdu.
Ege Bölgesi'nde enerji üretimini kendisi
gerçekleştirmeye çalışan başka firmalar da bu-
lunuvor. Bunlardan birisi de Kemalpaşa'da
bulunan Ege Seramik.
tzmir'de çimento üretimi vapanÇimentaş,
Batıçim ve Ege Biracılık ortak bir termik
santral kurma için kolları sıvadı. Tire Kut-
san da enerji arayışına giren bir başka sana-
vikuruluşu. TireKutsan. biryıldırbuharsant-
ralı kurma için çalışıyor.
AtatürkOrganize Sanayi Bölgesi (AOSBı
de enerji üretiminde kendi "başınınçaresine"
bakma karan aldı.
Cumhurbaşkanı 'ndan
Erbakan'a ikinci uyan
ANKAR.A (Cumhuriyet Bürosu)-Cumhur-
başkanı Süieyman Demirel. bedelsiz otomobil
ithalatı konusunda ısrarlı olan hükümeti ikin-
ci kez uyardı. Demirel'in. daha önce bildirdi-
gi düzenlemelerin yapılmaması durumunda ka-
rarnameyi onaylamayacağı mesajı vermesine
karşın Başbakan Necmertin Erbakan. yeni bir
düzenleme konusunda ımada bulunmadı.
Başbakan Erbakan, dün Milli Güvenlik Ku-
rulu toplantısının ardından haftalık olağan gö-
rüşme amacıyla Çankaya Köşkü'ne ikinci kez
çıktı. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardın-
dan açıklama yapan Erbakan. Demirel'e. ma-
dencilik projeleri. bütçe çalışmaları. üniversi-
telerde yeni dönem hazırlıklan ve bedelsiz oto-
mobil kararnamesi konusunda bilgi verdiğini
söyledi. 2 milyar dolar olan maden ıhracını,
2000 yılına kadar 10 milyar dolara çıkarmayı
hedeflediklerini bıldiren Erbakan. 1997 yılı
bütçesini de verimli kaynaklarla denkleştirmek
için çalıştıklannı söyledi. Erbakan. yeni mali
yılda memurlara "reel olarak enflasvonun üze-
rinde maaş arfışı". üniversitelere de "en yük-
sek kaynak"sözü verdi.
Bedelsiz otomobil ihracatı konusunda oto-
motiv sanayicileriyle bir araya geldiğini anım-
satan Erbakan. 1993 yılında 450 bin olan oto-
mobil üretiminin. 1994"te 250 bine. gümrük bir-
liğinin ardından da daha aşağıya gerilediğini be-
lirterek sanayicilerin, hükümetin de otomobil
sektörünü geliştiımek için çabaladıgını gördü-
günü söyledi. Erbakan. gazetecilerin karaına-
mede değişiklik yapılıp yapılmayacagına iliş-
kin sorusuna. "Arhğımız adımlar ancak ülke-
mizin lehine olan adınılardır. Bu karamamev-
le Hazinemû büv ük miktarda gelirelde edecek,
otomobil sanav imi/ de hiçbirzarargörmeyecek-
tir"yanıtını verdi.
Erbakan'ın, birkaç gün içinde TOFAŞ Yö-
netim Kurulu üyesi İnan Kıraçbaşkanlığında-
ki sanayicilerin hazırlayıp kendısine sunacağı
raporun ardından kararname konusundaki son
görüşünü Çankaya Köşkü'ne bildirecegi kay-
dedildi. Demirerin. görüşmede, ilettigi uyan-
ların yerine getirilmemesi ve kararnamenin
kendisinin tatmin olacagı şekilde düzenlenme-
mesi durumunda oıjay vermeyeceğini açık-
ladıgı öğrenildi. .
YORUM
ÖZTtN AKGÜÇ
Zaman Yitirme
Türkiye, uzun süredir boşuna za-
man yrtiriyor; eski fakat yaygın birde-
yimle abesle iştigal ediyor. Geçit ver-
meyen çıkmaz sokaklara saparak, çı-
kış anyor. Bunun en son örnegi, Sa-
yın Erbakan-Çilleryönetimindeki RE-
FAHYOL ile sorunlarına çözüm çıkışı
yolu araması. Genç kuşaklara abes-
le iştigal deyimi REFAHYOL örnegin-
den daha iyi bir biçimde anlatılamaz.
Toplumumuz nedense akıicı yolla-
ra sırt çevirerek, çıkmaz sokaklarda çö-
züm anyor, doğal olarak çözüm bu-
lamadığı gibi, sorunlan ağırlaşmış ha-
yal kınkhğına uğruyor. Son REFAHYOL
örneği iletoplumumuz Sayın Çiller'i da-
ha iyi tanımak, adil düzenin mevcut dü-
zenden farklı olmadıgını, boş bir slo-
gan olduğunu öğrenmekfırsatınıbul-
du; bu da en azından algılama yete-
negi olan bir kesim için kazançtır de-
nilebilir. Yaşantımız olumsuzlukları de-
nemekle, kişilerı denek taşına vur-
makla geçiyor. Bir özelliğimiz de ön-
ce olumsuzluklarla geçiyor. Bir özel-
liğimiz de önce olumsuzlukları, çıkmaz
yolları denemek, böylece çıkmazları
öğrenmek. Deneme kuşkusuz akıicı oi-
duğu takdirde yararlı. Ancak biraz da
öngorü gerekli. Çıkmazı, olumsuzu so-
nuç vermeyecek olanları sürekli de-
nemek, işte zaman yitirme abesle iş-
tigal bu. Her denemenin bir maliyeti
var. Yarar sağlamayacak denemeler,
en aandan zaman yttirilmesine, zaman
savurganlığına yol açıyor. Zaman de-
ğerli, toplumsal yaşantımızda da za-
man yönetimini Öğrenmemiz, uygula-
mamız gerekiyor.
Türkiye, II. Dünya Savaşı'ndan,
özellikle 1950'den sonra özünde Ata-
türkçülüğe, dolayısıyla aydınlanma-
ya ters denemeler ile sorunlarına çö-
züm anyor, doğal olarak bulamıyor. De-
nemeler gerçekten başanlı olsa idı,
günümüzde Türkiye, kalkınmış, say-
gın, sorunlarını büyük ölçüde, çöz-
müş, lider olmasa da dünyada her
alanda etkili bir ülke olurdu. Yanm asır
kısa bir süre değil. Bu zamanı Türki-
ye, sorunlannı arttırmak, ağıriaştifrnak
yönünde değil, çözmek doğrultusun-
da kullanabiîirdi.
Toplumumuzu iç ve dış çıkar çev-
relen çok daha iyi etkiliyor ve yönlen-
diriyor. Bu etkileme ve yönlendiıme
Türkiye açısından ne yazık ki başan-
lı sonuçlar doğurmuyor, tersine so-
run yumağı kabanyor, çözüm zoriaşı-
yor.
Türkiye, 1950-1960 doneminde
devlet olanaklanyla, belli kişileri zen-
ginleştimne politikası izledi, gelir da-
ğılımı bozulmasının tohumlan atıldı;
demokrasiyi geliştirecek, yerleşme-
sine katkıda bulunacak hiçbir atılım ya-
pılmadı, kurumlar oluşturulmadı, ter-
sine mevcut haklar özgürlükler bu-
danmayaçalışıldı; halkevteri, halkoda-
lan gibi aydınlanma yolları kapatıldı;
din tacirliği, din istismarı körüklendi,
savaş yıllarında biriktirilmiş altın stok-
ları gösteriş uğruna tüketildi; kamu
açıkları, enflasyon, dış borç virüsleri
ekonomiye bulaştırıldı.
1960-1970 dönemi, tümüyle ol-
masa bile Atatürkçülüğe dönüş ola-
rak nitelendirilebilir. Geniş kişisel ve top-
lumsal haklar sağlayan bir anayasa,
demokrasiyi geliştirmeye yönelik ku-
rumlann oluşturulması, Anayasa Mah-
kemesi, yargıç teminatı, seçimlerin
yargıç denetiminde yapılması, san-
dık oyunlarının en az düzeye indiril-
mesi, kaynak kullanımında etkinlik
sağlama için kalkınma planları, dü-
şük fiyat artışıyla birlikte yüksek bü-
yüme hızı, endüstriyel demokrasiye ge-
çiş için atılan adımlar, bu dönemin
ürünleridir. Ne yazık ki 196O'lı yılların
sonlanna doğru "plan değilpilav" sto-
ganları ile özetlenebilecek popülist
yaklaşım ülkede egemen olmağa baş-
ladı.
Sözde halkçı, popülist politikalar
70-80 dönemine damgasını vurrnuş-
tur. Yüksek enflasyon, yavaşlayan bü-
yüme hızı, yatırımların dağıhmında
başlayan çarpıklık, hızlanan dış borç-
lanma, dış ekonomik iiişkilerde tıkan-
ma, döviz darboğazı, bunun doğur-
duğu ekonomik sorunlar, söz konusu
dönemin bir paragraflık özetidir.
1980 sonrası Atatürkçülük kisvesi
altında Atatürkçülükten uzaklaşma-
nın daha kesinleştiği bir dönemdir.
Atatürkçülük adına, bırakınız Atatürk
döneminden kalan kurumların yıkıl-
masını, ülke bütünlüğünün, laikcum-
huriyetin altına yerleştirilmiş dinamit-
ler ateşlenmiştir. Ekonomik açıdan
ise, alınan sonuçlara göre bu dönem
tam bir felakettir.
Olumsuz olarak nitelendirilecek tüm
gelişmeler bu dönemde daha da be-
lirginleşmiştir. Düzensiz ve ortalama
olarak düşük bir büyüme hızı, süreğen-
leşen ve hızlanan enflasyon, büyüyen
kamu kesimi açıklan, iç ve dış borç-
ların kabarması, giderek bozulan ge-
lir dağılımı, güçlenen rantiye sınıfı,
ekonomik politikası \\e amaçlananla-
nn tam tersi sonuçlar bu dönemde
alınmıştır. KlT'lerin yıkılışı buna karşı
öze\ kesimin belirli bir güce kavuşa-
maması, üretken yatırımlann azalma-
sı, hep bu dönemin başansız sonuç-
landırır. Verimlilik, dışa açılma, reka-
bet, yapısal değişim, özel kesimin ya-
ratıcı gücü hep lafta slogan olarak
kalmıştır. Bedelsiz ithalatın aralanma-
sı halinde sanayi batacak diye feryat
ediyorsak, bu tepki bile, bir şey ba-
şaramamış olmanın acıklı itirafıdır.
Deneye deneye artık çıkış yolunu
görmemiz gerekir. Bu, bağımsızlığı,
özgürlüğü, aydınlanmayı temel alan
Atatürkçü yoldur. Toplumumuzun ya-
nm asırlık bir zaman yitiminden son-
ra, artık çıkış yollannı görmesi gerekir.
Bu bir yerde toplumun görevi ve
sorumluluğudur.
Akı
Bir bankanın zekâsı neyle ölçülebilir?
Belkı akla gelen ılk yanıt "sayılar" olabilir.
Dönemsel performansı, kârlılığı, rasyolan,
kısaca yıl sonu bttançosu bir bankanın
zekâsı konusunda elbette sayısal bir fikir
verebılır.
Oysa bize göre bir bankanın zekâsı,
bütun bunların yanında, bıriıkte çalıştığı
ınsanlara, yaygın deyımıyle söylersek
"müştenlerine" bakarak da anlaşılabilir.
Bu nedenle Bank Kapıtal'den hızmet
alanlar, dönemlere göre değışen değil,
dönemlen öngören bir bankayla çalışmanın
avantajlannı oldukça iyi bılır.
paradan
değerlidir.
Bilgi için:
BANKAPİTAL
Böyükdere Caddesi No: 114 Esentepe, 80280 istanbulTe): (212)211 66 61 Faks: (212) 211 65 58