Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 EYLÜL 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Erbakan, karnu kuruluşlanndan talimat beklenmeden paketlerdeki 'hayali' gelirlerin elde edilmesini istedi
^Kaynaldarı toplayın' genelgesiANKARA(Cumhuri>etBüros«ı)
-Başbakan Necmerdn Erbakan. La-
mu kurum \ekuruluş^arına;a\ım-
ladıgı genelge>Ie. binncı ve iİcır.cı
kaynak paketındeki hedeflern ger-
çekçi plan \eprojelere dayaunadı-
ğını itirafetti.Tümkurumlam ikın-
ci bir talimat beklemeden öngörû-
len kavnaklan toplamak ıçir. hare-
kete geçmesinı ısteyen Erbakan, ay-
nca yurttaşlardan gelecek öaenle-
rinBaşbakanlıgailetilmesinıistedı.
Erbakan. hiçbir vergı ve zan koy-
madan de\leti ekonomik kavnak
yönünden güçlü hale getirdiklenni
savundu.
Başbakan Erbakan'ın imzasıvla
önceki gün vayımlanan geneigede.
31 temmuz\e 19 ey lül tarihlerınde
açıklanan kaynak paketlennin. yun-
taşlaraekyükgetirmeden öncelik-
le kamuya aıt kaynaklann vsrımlı
kullanımını öngördügü sa\ unuldu.
İsrafa engel olunması ve ıstıhdami
geliştiricı projelerın değerlendiril-
mesinın hedeflendığı kaydedilen
genelgede. tüm kamu kurum v e ku-
ruluşlannın ikinci bır talimata ge-
rek olmaksızın kendilerıni ılgilen-
dıren konularda gereklı önlemlen al-
malan veheraşamadaBaşbakanlı-
ğa bilgı sunmalan istendi. Genelge-
de. Başbakanlık'ta yapılacak top-
lantılara yetkıli temsılcilenn gönde-
rilmesi ve kurumlar ıle yurttaşlann
önenlerinin Başbakanlığa iletilme-
si taiimatı \erildi.
Erbakan'ın. ikısınden en az 20
milyar dolar gelir hedefledıği kay-
nak paketlenni açıklamasımn ar-
dından devlet kurumlarına genel
hükümler öngören talimatlar ver-
mesı. kamuov una duyurulan proje-
lerin gerçekçı hedeflere dayanma-
dığı vönünde de değerlendırıldi.
Kİynak paketmde öngörülen bır-
çok düzenleme doğrudan hükümet
ve Meclıs çalışmalannı ilgilendı-
nrken. kurumlardan bilgı ıstenme-
si dikkat çektı. Erbakan. dün 1997
>ılı bütçesi içın tüm bakanlıkların
bürokratlarından brifing aldı. Er-
bakan. toplantıdan önce yaptığı açık-
lamada. anavasa hükmü uyannca
bütçenin yılbaşından 75 gün önce.
17 Ekim 1996 günü akşamına ka-
dar TBMM'ye sunulmak zorunda ol-
duğunu anımsattı. Bütçenin, gele-
cek > ılın yönlendirilmesı anlamına
geldiğini belırten Erbakan. şunları
söyledı: "Bütçedehedefimiz,nihavet
vıllardan sonra Türkiye'vi denk büt-
çeve kavusturnıaktır. Dev letvatınm
yapamaz hale gelmişti. Diğer bir
hedefimiz. veniden devleti hizmet-
lerini «ören. vatırımlarınıvapan bir
devlet haline getirebilmektir. De\-
letin vüriiteceği yannmlar tek tek,
inceden ineeye gözden geçirilecektir."
Bedelsiz otomobil ithalatı
Hükümete Köşk ve sanayici baskısı
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Hükümet,
Cumhurbaşkanı Süleyman Demireİ'ın otomoti\
kararnamesiyle ilgili 10 değişiklik isteyen uyarı
mektubunun ardından otomotiv üreticileriyle
•*uzlaşına"masasınaoturdu. Otomotiv sanayicilerinin,
kararnamenin sadece kullanılmamış otomobilleri
kapsayacak yöndedûzenlenmesını istedikleri belirtıldi.
3 yasayı veto eden ve biri hakkında Anayasa
Mahkemesi'ne iptal davası açan Demirel, hükümetiru
ıki kaynak paketi arasında en çok gelir getirecek
gerçekçi kaiemlerden birı olarak gördüğü -bedelsiz
otomobil ihracatı" konusunda da "veto" sinyali verdi.
Bedelsiz otomobil ithaline ilışkin karamameyı bekieten
Demirel, Necmettin Erbakan'a. 10 maddeden oluşan
yazılı bir mesaj göndererek kararnamenin bu yönde
yeniden düzenlenmesını istedi.
Başbakan Erbakan. btınun uzenne dün TOFAŞ
Yönetim Kurulu üyesi tnan Kıraç başkanlığmdaki
otomotiv üretici ve pazarlayıcılanndan oluşan bir
h«yetle masaya oturdu. RP"li Maliye Bakanı Abdüllatif
Şener. devlet bakanları Fehiın Âdak, Abduliah GüJ
ve SabriTekir'in katıldıgı toplantıda, DYP'den Sanayi
ve Ticaret Bakanı Yalım Erez dahil hiçbir kabine
üyesinın yer almaması dikkat çekti.
Görüşmede otomotiv üreticilerinin, karamamede
"4yaşa kadar" olan ithalat sınmnın "kullanılmamış
otomobiller" olarak düzenlenmesını istedikleri ve
"'Bizidcğcri sıflroian araçlaria rekabetezorluvorsunuz.
Biz kııllanılnıamış otomobillerie rekabete hazırız. Bu
bir pandoradır, bir kez bu kapı açılırsa içinden ne
çıkacağı beili olmaz. Öncetikle bu kapnun açılmaması
gerekir" görüşünü dile getırdıkien ögrenildi.
Avrupa ülkeleri yıllık ortalama yüzde 2.5'luk büyüme ile ithalatlarını sabit tutuyor
Türkiye dışa bağunlı olarak büyüyor
NURTEN VALÇIN
Türkıve'de. yüksek ithalatabağlıdış tica-
ret açıöındakı tırmanışla "sağlıksız büyü-
\en \e dışa bağımlı birekonomi" görün-
tüsüyerleştı. Avrupa ülkelenekonomılerin-
de. ortalama oiarak yüzde 2.4dola\ lannda
gerçekleşen vıllık büvüme hızına karşılık.
ithalat sabıt kalıp. hatta pek çok ülkede dü-
şüş trendine gırerken, Türkiye de son yıllar-
da ithalat patlamalan veyapaj gelir artışla-
rı yaşıyor. 1995 v ılında f ürkive'de büyüme
hızı yüzde 8.1 olarak gerçekleşirken. bır ön-
ceki yıla göre ithalatın artışı yüzde 53.41 'le
dığer Av rupa ülkelenne oranİa "rekor" de-
nebılecek bır düzeyde gerçekleştı. Bu vıl
ise yüzde 6 cı\ anndakı büviimeve karşın, vüz-
de 30'lar sevıyesinde bır ithalat artışı bek-
leniyor. üzmanlar. bırülkedekı büvüme hı-
zının ıthalartakı artışla paralel olmasını "dı-
şa bağımlı ekonominin önemli bir gös-
tergesi" olarak nıtelendırıyorlar. Ekonomi-
nin dışa bağımlı oldugu volundakı bir gös-
terge de dış ticaret açıgının gavrı safi mıllı
hasıla içensındekı payının vüksek olması
olarak kabul edılıyor. GSMH ıçerisınde dış
ticaret açıgı pavının yüksek olması. ekono-
• Geçen yıl pek çok
Avrupa ülkesi, istikrarlı bir
ekonomik büyüme içinde.
ithalatlannı sabit tutar ve
hatta bazıları >üzde 10'lara
varan oranlarda
geriletirlerken, Türkiye
yaşadıâı dış borç sorununa
karşın, 1995'te yüzde 8.1
büyürken, yüzde 53'lük
rekor bir ithalat artışı
yaşadı. Bu yıl ise yüzde 6
olarak öngörülen
büyümenin ithalattaki
faturası >oizde 30'luk bir
artışı ortaya çıkaracak.
mının dışabağımlılık şolundaolumsuz bır
sın\ al olarak degerlendirılıyor. Türkiye eko-
nomısi bu oranda da A\ rupa ülkelerine gö-
re sınıfta kalıyor. 1995 v ılında dıs ticaret
açıgının 14 milyar dolar olarak gerçeklesti-
ğı Türkıve'de. bu açıgın gayrı safı mıllı ha-
Avrupa ülkelerinin büyüme-ithatat karşılaşttrması (1995)
| büyüme hızı l
• (thalat-değışrmrtt)
sıla içensındekı pavı ekonomılen açık \e-
ren dığer Avrupa ülkelerine oranla daha
yüksek bır düzeyde bulunuvor. Dış ticaret
açıgının GSMH içındekı payı Türkiye"de _vüz-
de 8.2 civarındayken. ithalatın ıhracattan
daha düşük oldugu Ispanya. Fransa. Yuna-
nıstan. İngıltere gıbı ülkelerde bu oran an-
cak yüzde 1 ıle yüzde 5 arasında degışiyor.
İstanbul Lnıversıtesı lktisat Fakültesi Ma-
lıve BölümüÖgretım Üvesi Prof. Dr. Izzet-
tin Önder. dış ticaret açıgının GSMH içe-
rısıdekı pavının yüksek oldugu ülkelerın
hep az gelışmış ülkeler arasında yer aldığı-
nı söyleyerek bu durumun ekonomik karşı-
lığının "ülkenin dışarıdan kaynak çek-
mesi" olduğunu ıfade ettı. Bır ülkenin eko-
nomısınınbüvümekavdederken. ithalatının
artmaması va da makul düzeylerde artıyor
olmasının olumlu bır ışaret olduğunu belır-
ten Önder. "Ancak Türkive için bunun
tam tersi vaşanıvor. Hem hı/lı büyüyoruz
hem de ithalatımız çılgın bo\ utlarda. Biz
dışarıdan kavnak yaratıvoru/. borcu da
ilerki dönemlere erteliyoruz" dedı
Bılkent Lnuersitesı Öğretım Görevlısı
Doç. Dr Erinç Yeldan da ekonomılerin dı-
şa bağımlı olmasının önemli göstergelerın-
den bınnın de yüksek ıthaiat olmasının yanı
sırabu ithalatın nıtelıeınındeönemtaşıdığını
vurguladı. \eldan Ttalva ömegıne dikkat
çekerek "İtalva da voğun ithalat \apan bir
ülkedir. Ancak Türkive'de oldugu gibi
teknoloji ithal etmez . Ekonomisi daha
az dışa bağımlıdır. Ovsa Türkive
1
de ara
mal ve petrol ithalatı, toplam ithalatın
büv ük kısmını kapsar" dedı. ^ı'eldan. dığer
Av rupa ülkelenne göre daha dışa bağımlı bır
ekonomıve bağlı olmamızın bırsebebı olarak
da hızlı nüfus artışını gösterdı.
Sonbaharda iç pazarda talebin artış
eğilimi ihracatı karşılamaya yetmiyor Dışpazar
daraknca üretim de geriledi
TAHSİN AKÇA
lmalat sanayiindekı kapasıte kullanım
oranlannda. geçen ay bir önceki v ılın ay-
nı a>ına göre yaşanan gerilemede ihraca-
tıabekleneni verememesi önemli rol oy-
nadı. İç pıvasadaki talep yetersizliğınin
olumsuzetkisıni ihracatalternatifiylegi-
dermeyi planlavan sanayicinin bekledigi-
ni bulamaması üretim kapasıtesine de
yansıdı. Sonbaharay lannda tüketiminar-
tacagı beklentisi de. üretımde ihracattaki
daralmanın yol açtığı boşluğudoldurma-
yayetmedi.
Dev let lstatistik Enstitüsü'nün 1995 ve
1996 yıllan agustos ayına ait karşılaştır-
malı verılere göre. kapasite kullanımın-
daki gerilemede talep yetersızlıği başro-
lü oynarken. geçen ağustos ayında iç pa-
zardaki gerilemenin olumsuz etkisi yüz-
de 56. l "den yüzde 33.5"e indi. Buna kar-
şılık ihracatın olumsuz etkisi yüzde
10.6'dan yüzde 18.1'e yükseldi.
Sektörel olarak bakıldığında ise ihra-
cattaki gerilemenin en büyiik oranda ya-
şandığı alan dış pazar talep yetersizliği-
nin yüzde 12.1"den vüzde29.9'ayüksel-
diği taş ve toprak ürünleri imalat sanavi
oldu. Bu sektörü yüzde 19.8"den vüzde
36.7'ye yükselen metal ana sanayiı izler-
ken. kımya sanayii vüzde 16"lı'k artışla
yüzde 21.6'ya ulaşarak üçüncü sırada
yer aldı. Kereste ve kereste ürünleri sa-
nayii ise ihracatta gerilemenin yaşandığı
bir diger sektör oldu.
Gümrük Birliği'ne geçişin ardından
Türkive'de de temin edilebilecegi halde.
daha ucuza gelmesi nedeniyle sanayici-
lerin hammadde ithalatma yöneldikleri-
Ağustos '96 (%)
Hammadde yeters;zl'ğı • Işçı problemlen
Malı sorunlar H i İÇ oazarda talep yetersızlıği
I I Dış pazarda talep yetersızlıği
I I Ener|i yetersızlıği I I Dığer nedenıer
ni kaydeden İstanbul Ticaret Odası Baş-
kanı Mehmet Yıldırım, ihracatın zaten
kısa vadede gerilemesinin sürpriz olma-
dığını vurguladı. lmalat sanayiı içerisin-
de metal eşya sektöründe önemli yer tu-
tan otomotiv sanayiinin de bedelsiz itha-
lat kararnamesi nedeniyle kaygılı bir bek-
leyişegirdiğinikavdeden Yıldınm, bunun
sektördeki evlül avı beklentilerini olum-
suz yönde etkileyeceğini v urguladı.
Anket förmlanna verilen cevaplar ara-
sında dış pazar talep yetersizl iginin önem-
li yertuttuğunu belirten Devlet lstatistik
Enstitüsü(DİE) Sanayi Üretimi Şube Mü-
dürü Yusuf ^ardımcı ise kapasite kulla-
nımındaki genlemede "diğer nedenler"
başjığı altında toplanan yıllık ızinler. mev -
simsel faktörler. fabnkalann özel şartla-
n gibi etkenlerin büyük bır orana sahip
olmasının dikkat çekici olduöunu v ureu-
ladı.
Rakamlara bakıldığında üretim kapa-
sitesindeki gerilemede "diğer nedenle-
rin" olumsuz etkisi 1995'in ağustos av ın-
da yüzde 19.7 iken bu yıl. yüzde 35.9'a
yükseldi. Yardımcı. imalat sanaviındeyıl-
İık izinlerin agirlik.lt olarak ağustos ayı-
na denk geldiğini ve bu dönemde fabri-
kalann önemli birkısmınınkapanmanok-
tasına geldiğini kavdetti.
TatiUerin etkisi
İstanbul Sanavi Odası Kimva Sanayii
meslek komitesı başkanı Serdar Erars-
lan. bu ayın tatil dönemı olmasının vanı-
sıra, kimya sanaviınin özellıkle tekstil.
otomotiv.demir-çelikgibi sanayi dallann-
dakı gerilemeden olumsuz etkilendiğini
vurauladı.
İSO Makıne. Yedek Parça Meslek Ko-
mitesi Başkanı Cevat Yaman ise özellik-
le inşaat sektörüne yönelık çalı^tıklannı
ve toplu konut üretımindekı genlemenin
kendilenni de olumsuz yönde etkilediği-
niifadeetti. Heryılınikinci altıavının ken-
dileri için daha hareketli geçtiğini keyde-
den Yaman. bu yıl tersine üretimlerinde
yüzde 10"luk düşüş olduğunu söyledı.
Renault Yardım yardım edemedi
ı Caa 39/-11
ı/ISTANBUL
TEL. 5 1~2 O5 OS
FAX 514 O7 51
C
errahpaşa Tıp
Fakültesi
doktorlanndan Ercan
Türeci, 4 ağustos pazar
gecesi Renault 9
Broadvvay model aracıyla
yolculuk ederken, aracının
arıza yapması üzerine,
gece 00.30'da yolda
kalmış. Aklına ilk gelen.
cep telefonundan Renault
Yardım'ı aramak olmuş.
Araca bakmak üzere gelen
Renault Yardım yetkilileri,
uzun süre uğraşmalarına
karşın aracın sorununun
ne olduğunu
anlayamamışlar. 862 bin lira ücret talep eden ve sorunun ne
olduğunu anlayamadıklannı, aracı çekmelerinın mümkün
olmadığını söyleyen yetkiler, bozuk aracı ve Türeci'yi bırakıp
gltmişler. Ertesi sabah aracırtı çektirip, bir servise götüren
Türeci'nin arabası kısa bir sürede tamir edilmiş. Renault
Yardım'da bulunan kişilerin yeterli teknik bilgi ve donanıma
sahip olmadıklarından şüphelendiğini belirten Türeci. bir gün
sonra aracın çok kısa bir sürede yapılmasının bunun göstergesi
olduğunu kayderti. Okurumuzun şikâyetini ilettiğımız Renault
Müşteri Hizmetleri Müdürlüğü, yaşanan aksaklıktan ötürü
okurumuzdan özür dileyerek, anzanın tespit edilememiş ve
giderilmemiş olması nedeniyle Renault Yardım'ın talep ettiği
ücretirt iade edileceğini bildirdiler. Renault'un, 862 bin liralık
ücreti fade etme teklifini kabul etmeyen okurumuz, kendisı için
önemli olanın. yolda kaldığı an yapılacak yardım olduğunu
vurgulayarak, "Aracım gece yarısı istanbul değıl de, şehir
dışında biryerde kalsa ne yapardım" diye soruyor. •
Devlet Bakanı
L'fuk Söylemez,
lMF\e Dünya
Bankası
sonbahar
dönemi
toplantılarında
Türki>e
ekonomisindekj
gelişmelerin de
görüşüleceğini
kavdetti.
Söylemez, paketlere dış destek arayacak
JMF'yiikna turuEkonomi Senisi - Ekonomiden
sorumlu Devlet Bakanı Lfuk Sö>lemez,
REFAHYOL hükümetınin kaynak
paketlerıni anlatmak ve başta
(Jluslararası Para Fonu (IMF) olmak
üzere uluslararası fınans kuruluşlannın
kredi musluklarını açmalarını sağlamak
üzere. ikna turuna çıktı. Sövleınez IMF
ve Dünya Bankası Genel Kurulu
sonbahar dönemı toplantılarına katılmak
üzere dün ABDve gitti.
Söylemez. IMF toplantılarında. diğer
konulann vanı sıra Türk ekonomisinin
durumu. hükümet programı. kaynak
paketi. vapısal refornılara vönelik bakış
açısı ve 1997 yılına vönelik genel
yaklaşımların görüşüleceğini söyledi.
Nev\ York ve VVashigton'da
katılacaklan toplantılarda. Dünya
Bankası vetkililerivle de çeşitlı temas ve
görüşmelerde bulunacaklannı anlatan
Türkive'nin IMF Guvernörü Söylemez.
ABD'de bulundukları süre içinde
siüorta öreütlen \e \abanci bankalar ıle
görüşme fırsatı arayacaklarını bıldirdı.
Söylemez. şunlan söyledi:
"Türkije'nin vapısal reformlar
konusundaki kararlılığını. hükümet
programındaki hedefleri bu
toplantılarda aktarma fırsatı elde
edeceğiz. Toplantılarda stand-bv
imzalanması söz konusu değildir. Bir
program oluştuğu takdirde, öncelikle
bizbu koııuvu gelir ve burada
hükümette görüşiirüz. 54. hükümet
sivasal istikrar içinde hükümet
programında va/ılan konular
üzerinde anlaşmavla icraata vönelik
adımlar atmaktadır. Hükümetin
organize ettiği bir programa. IMF
desteği sağlama konusunda bir
vaklaşım olursa. tabii IMF'vi
Türkive've davet edebiliriz."
Söylemez. VVashıngton'da IMF ve ABD
mali vetkilılerının de bulunduğu
yetkiîiler ıle bir dızi temas içinde
olacaklannı. toplantılara Tansu
Çiller"in de katılacağını kavdetti.
Tüketici hareketi örgütlenerek büyüyecek
T
üketicı Konseyi
nihayettoplandı.
Tüketici Yasası'nın
'her yıl en az bir defa'
toplanmasını
öngördügü Tüketici
Konseyi, yasanın
yürürlüğe girmesinin
üzerinden bir yıl
geçtikten sonra. 23-24
eylül tarihleri arasında
toplandı. Tüketici
sorunlarının.
ihtiyaçlarının ve
çıkarlarının
korunmasına ilişkin
gerekli tedbirleri
araştırmak için toplanan Tüketici
Konseyi'nin gündeminde ticari reklam ve
ilanlara karşı tüketicinin korunması.
yasanın degerlendirilmesı, tüketicinin
örgütlenmesi ve eğitilmesine yönelik
konulara ağırlık verildi. Sanayi Bakanı
Yalım Erez başta olmak üzere birçok
yetkili, tüketici haklarına ilişkin yapılan
düzenlemelerin yeterli olmadığını
vurgulayarak, tüketiciye 'örgütlenin'
çağrısında bulundular.
Gerçekten de Türk tüketicisinin Avrupalı
tüketicinin haklarına sahip olabilmesi
için, ülke çapında gelişen ve büyüyen bir
örgütlenme içinde bulunması gerekiyor.
Aksi halde tüketici hareketi, hükümetin
yasalarla çizdiği, üretici ve satıcı
firmaların imkân tanıdığı ölçüde
gelişmeye imkân bulur. istenilen güce
ulaşamaz. Geçen yıl yürürlüğe giren
Tüketici Yasası, tüketici hareketine her
ne kadar ivme kazandırmış olsa bıle,
tüketicinin bu yasaya bel bağlamaması
ve yasanın kullandıkça gelişecek
olduğunu unutmaması gerekiyor.
Globalleşen tüketım dünyası içinde
kaybolmak istemeyen tüketıcilerın tüm
yenilikleri. gelişmeleri yakından takıp
etmesı. hakiarını ararken, bıreysel
mücadelenin yanı sıra, arkasına tüketici
örgütleri ve kuruluşlannın
da desteğinı almasının
büyük önem taşıdığını
bılmesı gerekiyor. Çünkü
gümrük bırliğine geçiş
sürecınin hızlanmasıyia
hazırlıklarına hız verilen ve
apar topar Meclis'ten
geçirilen Tüketici Yasası,
'çerçeveyasa'olma
özelliğıni taşıyordu.
Yasanın birçok eksiği
vardı. Bu eksiklikler, bir yıl
içinde bırer bırer ortaya
çıktı. Tüketici Yasası'na
karşı tüketiciye gereken
önemı vermeyen satıcı ve
üretici firmalar. hakem heyetlerinin
kararına da kimi zaman uymadılar.
Hakkını dava açarak aramak zorunda
kalan tüketiciler, tüketici ıhtisas
mahkemelerinin kurulmamış olması
nedeniyle birtakım sorunlar yaşadılar.
Yasayla ıle getirilen düzenlemeler
yalnızca taşınır malları kapsadığı için son
yıllarda tüketiciyi mağdur eden devre
mülk ve devre tatillere yönelık hiçbir
gelişme olmadı.
Sonuç olarak, yasa her yere yetışemiyor.
Bu nedenle tüketicinin bilinçlenmesi ve
ülke çapına yayılan bir örgütlenme içine
girmesi gerekiyor. •
BENCE
İZZETTİN ÖNDER
Ekonominin Güdümünde
Siyaset
Türk heyeti, tarihin biraşamasında daha IMF'nin kar-
şısında. Bu sefer görüşme heyetinde Dışişleri Baka-
nı da var. Türk ekonomisi, çok olumsuz gelişmeler ya-
şadığı ve daha büyük olumsuzluklara da gebe oldu-
gu halde. uluslararası rating kuruluşları henüz kırmı-
zı ışık yakmadığı gibi bunu geciktireceğini de ima et-
ti. Gerçi yeşil de yakılmadı. galiba hâlâ sarıda bekli-
yoruz. Bu arada Örtadoğu karışıyor ve biz de karış-
tırılıyoruz. Öyle düşünüyorum ki ekonomi ile siyase-
tin bu denli iç içe geçtiğı başka bir dönemi hatırla-
mak biraz zor.
Koalisyon ortakları canhıraş bir kaynak arayışı için-
de. Kaynak yok. Devlet, kaynak bulmak için her tür-
lü yola başvuruyor. SSK'lilerin mallannı satıp, SSK prim-
leri üzerine yatanların açığını kapatmaya çalışıyor.
Vergileri ıle KIT'leri oluşturanların mallannı satıp, ver-
gi vermeyenlerin açığını kapatmaya çalışıyor. Hem de
bütün bunları gücün karşısında adaleti savunmayı
kendısine düstur edinmiş gibi görüntü veren bir siya-
sal kadro gerçekleştirmeye çalışıyor.
San ışık yakmış ve beklemedeki Batı. Türkiye eko-
nomik zorluklara gömüldükçe işinin ne kadar kolay-
laştığını büyük bir zevkle görüyor. Geçen günkü TU-
SİAD toplantısında bır büyük patron, gazetecilere
IMF'ye gitmenin ve ucuz kredi sağlamanın kaçınılmaz
olduğunu söylüyor. iş çevrelerinden gelen sinyaller,
toplum üzerinde fevkalade büyük bir etki gücüne sa-
hip bulunmaktadır. Türkiye'ye verilecek kredi maliye-
ti, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullarla doğ-
ru orantılı ise ekonomik koşullar kötüleştikçe kredi ma-
liyetini düşürmenın de tek yolu. sıyasal tavız vermek-
ten geçmektedır. işte ekonomiyi ellerınde tutan pat-
ronlar, özde bunu söylemış olmaktadır.
Koalisyonun DYP kanadı da IMF ile anlaşarak or-
tağına karşı ve hatta diğer partılere karşı güç kazan-
mak arzusundadır. Hatta. IMF ile anlaşmak, DYP baş-
kanına ABD nezdinde de güç verebilir. Ancak bunun
bir koşulu olabılir: Türkiye'nin Ortadoğu'daki rolü ne
olacaktır! Örtadoğu üzerinde salt ABD'nin değil, fa-
kat Avrupa Birtiği ülkelerinin, özellıkle de Almanya'nın,
çıkan olduğuna göre bu seferki IMF görüşmelen olum-
lu olarak bağlanabilir. Böyle bir sonuç, doğal olarak
ekonomik ve siyasal bedellerinı de beraberınde ge-
tirir.
Türkiye, (MF tarafından çok ağır ekonomik ve ma-
li güçlüklere itilebilir. Üstelık, bu külfetler dar ve orta
gelirlı çalışanlar üzerine gelecektır. Bu konudaki IMF
kalkanı hem DYP'nin hem de RP'nin ışine yarar. Özel-
leştirme-yabancılaştırma ve devleti küçültme politi-
kaları. hızla gündeme gelecektir. Refah Partisi kay-
nak sorununu, ciddi bir çalışma sonucunda ekono-
miyi kayıt altına alma ve vergi düzenini ıslah edıp yay-
gınlaştırarak çözme gayreti yerıne, yeri-göğü birbıri-
ne katarak IMF ve hatta DYP'nin ışinı fevkalade ko-
laylaştırmıştır. Oysa RP, o bilınen örgütçü disiplin ve
çalışması ıle uzun vadeli düşüncesini, kadrolaşma ve
Türkiye'yi tek yönlü ve dogmatik kafalı bireylerle do-
natma gayreti yerine, ekonomiyi kayıt altına aimaya
yönlendırse, ülkeye çok daha yararlı bir iş yapmış
olur idi.
Türkiye, giderek artan bağnaz düşünce ve koyu-
laşan devlet baskısı altında, IMF reçetelerine yirebi-
lir. içte büyük sıkıntılara rağmen, büyük bir yol alına-
maz. Kaldı ki çok ciddi sosyal sorunlar da yaşanabi-
lir. Bu arada, DYP başkanı toplumdan soyutlanırken
Batı'nın özellıkle de ABD güdümüne girebilir. fakat ay-
nı anda RP karşısında güç kazanabilir. Türkiye ise bu
arada. ekonomik ve uluslararası düzeyde çalkantı ve
maceralara sahne olabilir.
işin dış ve iç politika yönlerini bır tarafa bırakırsak.
Türkiye'nin çektıği bu cefalar ve içıne ıtıldığı kararsız
olma zorunluluğu koşulu, neyin veya kimin eseridir?
Türkiye'nin tanıması gereken doku budur. Eğer tüm
bu sorunlar, büyüyen iç ve ekonomik istikrarsızlıktan
kaynaklanıyorsa, bunun nedenlen arasında tabiatıy-
la kamu kesimi de var, ancak herkes de kendi vicda-
nı ile baş başa kaldığında biliyor ki artık bu "günah
keçisi" her şeyı açıklamaya yetmiyor. Araba ithal eder-
ken hoşnut olanlar, eskı arabaların getirilmesinden iş-
çileri dahi ayağa kaldıracak kadar tedirgin oluyorsa,
bunda bir yanlış var demektir. Bedelsiz ithalatın Tür-
kiye'yi çöplüğe çevirebilme olasılığı, mevcut sanayi-
nin ikinci sınıf mallarla rekabet edememe koşuluna
bağlıdır. Türkiye. Gelir Vergisi'ndeki "yatırımındirimı"
müessesesindeki makine ve teçhizatın "yeni olma-
sı" koşulunu. vizyon sahibıne kaldırdığı zaman çöp-
lüğe dönme sürecıni hızlandırdı. ikinci sınıf makine-
teçhizat hâkim sermayenin işine gelir, fakat ikinci sı-
nıf nihai mal ona rakiptir. Herkes çok iyi bılir ki reka-
bet, eşitler arasındaki bir mücadeledir. Kullanılmış
mal ithalatma bağıranlar. acaba hangı akla hızmetle
yatınm indiriminde bu değişiklıği yaptırdılar. yaptırmak-
la da kalmayıp, 1990'ların başında girişilen. eski ha-
le dönüş gayretlerini de engellediler! Türkiye bu ha-
le, sadece günah keçısı ıle gelmedi, günahı keçiye yük-
leyenlerin bu işteki payı çok daha yüksektir.
Yılmaz koruma duvarıyla karşılaştı
Türkiye Çin pazanna
girmekte zorlanacak
• Çin hükümeti yetkilileri. Türkiye ile ticari
ilişki kurabileceklerini. ancak ticaret hacminde
Çin"in daha avantajlı olması koşulunun
aözetileceâini \ ur2uladılar.
ESRAYENER
PEKİN-l milyar200 mıl-
yon nüfusluÇın'i veni bir pa-
zar olarak gören ve ıhracat
planlavan Türkive. bu ülke-
de "kesin" bir koruma du-
vanvla karşılaştı. Çin hükü-
meti. karşılıkh ticaret çer-
çevesinde hiçbir "aleyhte"
uygulama>ı kabul etmeyece-
ğini bildirdi.
Dev let Bakanı AyferYıl-
mazbaşkanlığındaÇin'egi-
den Dış Ticaret Müsteşarlı-
ğı yetkilileri ve işadamla-
nndan oluşan hevet. dün fir-
malarla görüşmeye başladı.
Avfer Yılmaz. dün yaptığı
açıklamada. Çin'le Türkive
arasında özellıkle madenci-
lik. enerji. tanm ürünleri ve
gıda sektörü alanında dış ti-
caretın gelışebıleceğini bil-
dirdi. Bu alanlarda Cin Halk
Cumhuriveti'nden belirli ko-
laylıklar isteyen Yılmaz.
özellikle bankacılık alanı-
nın geliştirilmesi gerektiği-
ni belirtti.
Türk heyetinin Çin'de kar-
şılaştığı en büyük olumsuz-
luk. hükümetin ıthalatta
"alevhte gelişebilecek her
tiirlii koşul için kesin koru-
ma" içeren tutumu oldu. Çin
hükümeti vetkililerı. Türki-
ye ile ticari üışkı kurabile-
ceklerini. ancak iki ülke ara-
sındaki ticaret hacminde
Çin'in daha avantajlı olma-
sı koşulunun gözetıleceğini
vurguladılar. Çin hükümeti
yetkilileri. ülkelerinin Diin-
> a Ticaret Örgütü'ne üve ol-
madığını belirtirlerken. ti-
cari ihşkılen ikili anlaşma-
laryoluyla sürdürebılecek-
lerını ifade ettiler.
Türkive'nin 1994 yılın-
da 355 mılyon dolar olan
Çin'e vaptığı ihracat geçen
yıl 6
7
milvon dolara düştü.
İthalat ise aynı dönemler iti-
barivle 258 milyon dolar-
dan 539 milyon dolara yük-
seldi. Türk işadamlan. üre-
timlerinde eşdeğerolan fir-
malarla dün gün bov unca
ikili görüşmelervaptilar. Gö-
rüşmelerde en çok dikkat
çeken nokta. Türk girişim-
cilenn Çin hükiimetine tanıt-
madıklan ürünlerinı firma-
lara anlatmalan oldu.
Türkiye'nin Çin'e sat-
mak isted'iği ürünler arasın-
da zevtinvağı. fındık.antep-
fistığı kuruüzüm ve tütün de
ver alıvor.