28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EYLÜL 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Erbakan, karnu kuruluşlanndan talimat beklenmeden paketlerdeki 'hayali' gelirlerin elde edilmesini istedi ^Kaynaldarı toplayın' genelgesiANKARA(Cumhuri>etBüros«ı) -Başbakan Necmerdn Erbakan. La- mu kurum \ekuruluş^arına;a\ım- ladıgı genelge>Ie. binncı ve iİcır.cı kaynak paketındeki hedeflern ger- çekçi plan \eprojelere dayaunadı- ğını itirafetti.Tümkurumlam ikın- ci bir talimat beklemeden öngörû- len kavnaklan toplamak ıçir. hare- kete geçmesinı ısteyen Erbakan, ay- nca yurttaşlardan gelecek öaenle- rinBaşbakanlıgailetilmesinıistedı. Erbakan. hiçbir vergı ve zan koy- madan de\leti ekonomik kavnak yönünden güçlü hale getirdiklenni savundu. Başbakan Erbakan'ın imzasıvla önceki gün vayımlanan geneigede. 31 temmuz\e 19 ey lül tarihlerınde açıklanan kaynak paketlennin. yun- taşlaraekyükgetirmeden öncelik- le kamuya aıt kaynaklann vsrımlı kullanımını öngördügü sa\ unuldu. İsrafa engel olunması ve ıstıhdami geliştiricı projelerın değerlendiril- mesinın hedeflendığı kaydedilen genelgede. tüm kamu kurum v e ku- ruluşlannın ikinci bır talimata ge- rek olmaksızın kendilerıni ılgilen- dıren konularda gereklı önlemlen al- malan veheraşamadaBaşbakanlı- ğa bilgı sunmalan istendi. Genelge- de. Başbakanlık'ta yapılacak top- lantılara yetkıli temsılcilenn gönde- rilmesi ve kurumlar ıle yurttaşlann önenlerinin Başbakanlığa iletilme- si taiimatı \erildi. Erbakan'ın. ikısınden en az 20 milyar dolar gelir hedefledıği kay- nak paketlenni açıklamasımn ar- dından devlet kurumlarına genel hükümler öngören talimatlar ver- mesı. kamuov una duyurulan proje- lerin gerçekçı hedeflere dayanma- dığı vönünde de değerlendırıldi. Kİynak paketmde öngörülen bır- çok düzenleme doğrudan hükümet ve Meclıs çalışmalannı ilgilendı- nrken. kurumlardan bilgı ıstenme- si dikkat çektı. Erbakan. dün 1997 >ılı bütçesi içın tüm bakanlıkların bürokratlarından brifing aldı. Er- bakan. toplantıdan önce yaptığı açık- lamada. anavasa hükmü uyannca bütçenin yılbaşından 75 gün önce. 17 Ekim 1996 günü akşamına ka- dar TBMM'ye sunulmak zorunda ol- duğunu anımsattı. Bütçenin, gele- cek > ılın yönlendirilmesı anlamına geldiğini belırten Erbakan. şunları söyledı: "Bütçedehedefimiz,nihavet vıllardan sonra Türkiye'vi denk büt- çeve kavusturnıaktır. Dev letvatınm yapamaz hale gelmişti. Diğer bir hedefimiz. veniden devleti hizmet- lerini «ören. vatırımlarınıvapan bir devlet haline getirebilmektir. De\- letin vüriiteceği yannmlar tek tek, inceden ineeye gözden geçirilecektir." Bedelsiz otomobil ithalatı Hükümete Köşk ve sanayici baskısı ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Hükümet, Cumhurbaşkanı Süleyman Demireİ'ın otomoti\ kararnamesiyle ilgili 10 değişiklik isteyen uyarı mektubunun ardından otomotiv üreticileriyle •*uzlaşına"masasınaoturdu. Otomotiv sanayicilerinin, kararnamenin sadece kullanılmamış otomobilleri kapsayacak yöndedûzenlenmesını istedikleri belirtıldi. 3 yasayı veto eden ve biri hakkında Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açan Demirel, hükümetiru ıki kaynak paketi arasında en çok gelir getirecek gerçekçi kaiemlerden birı olarak gördüğü -bedelsiz otomobil ihracatı" konusunda da "veto" sinyali verdi. Bedelsiz otomobil ithaline ilışkin karamameyı bekieten Demirel, Necmettin Erbakan'a. 10 maddeden oluşan yazılı bir mesaj göndererek kararnamenin bu yönde yeniden düzenlenmesını istedi. Başbakan Erbakan. btınun uzenne dün TOFAŞ Yönetim Kurulu üyesi tnan Kıraç başkanlığmdaki otomotiv üretici ve pazarlayıcılanndan oluşan bir h«yetle masaya oturdu. RP"li Maliye Bakanı Abdüllatif Şener. devlet bakanları Fehiın Âdak, Abduliah GüJ ve SabriTekir'in katıldıgı toplantıda, DYP'den Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez dahil hiçbir kabine üyesinın yer almaması dikkat çekti. Görüşmede otomotiv üreticilerinin, karamamede "4yaşa kadar" olan ithalat sınmnın "kullanılmamış otomobiller" olarak düzenlenmesını istedikleri ve "'Bizidcğcri sıflroian araçlaria rekabetezorluvorsunuz. Biz kııllanılnıamış otomobillerie rekabete hazırız. Bu bir pandoradır, bir kez bu kapı açılırsa içinden ne çıkacağı beili olmaz. Öncetikle bu kapnun açılmaması gerekir" görüşünü dile getırdıkien ögrenildi. Avrupa ülkeleri yıllık ortalama yüzde 2.5'luk büyüme ile ithalatlarını sabit tutuyor Türkiye dışa bağunlı olarak büyüyor NURTEN VALÇIN Türkıve'de. yüksek ithalatabağlıdış tica- ret açıöındakı tırmanışla "sağlıksız büyü- \en \e dışa bağımlı birekonomi" görün- tüsüyerleştı. Avrupa ülkelenekonomılerin- de. ortalama oiarak yüzde 2.4dola\ lannda gerçekleşen vıllık büvüme hızına karşılık. ithalat sabıt kalıp. hatta pek çok ülkede dü- şüş trendine gırerken, Türkiye de son yıllar- da ithalat patlamalan veyapaj gelir artışla- rı yaşıyor. 1995 v ılında f ürkive'de büyüme hızı yüzde 8.1 olarak gerçekleşirken. bır ön- ceki yıla göre ithalatın artışı yüzde 53.41 'le dığer Av rupa ülkelenne oranİa "rekor" de- nebılecek bır düzeyde gerçekleştı. Bu vıl ise yüzde 6 cı\ anndakı büviimeve karşın, vüz- de 30'lar sevıyesinde bır ithalat artışı bek- leniyor. üzmanlar. bırülkedekı büvüme hı- zının ıthalartakı artışla paralel olmasını "dı- şa bağımlı ekonominin önemli bir gös- tergesi" olarak nıtelendırıyorlar. Ekonomi- nin dışa bağımlı oldugu volundakı bir gös- terge de dış ticaret açıgının gavrı safi mıllı hasıla içensındekı payının vüksek olması olarak kabul edılıyor. GSMH ıçerisınde dış ticaret açıgı pavının yüksek olması. ekono- • Geçen yıl pek çok Avrupa ülkesi, istikrarlı bir ekonomik büyüme içinde. ithalatlannı sabit tutar ve hatta bazıları >üzde 10'lara varan oranlarda geriletirlerken, Türkiye yaşadıâı dış borç sorununa karşın, 1995'te yüzde 8.1 büyürken, yüzde 53'lük rekor bir ithalat artışı yaşadı. Bu yıl ise yüzde 6 olarak öngörülen büyümenin ithalattaki faturası >oizde 30'luk bir artışı ortaya çıkaracak. mının dışabağımlılık şolundaolumsuz bır sın\ al olarak degerlendirılıyor. Türkiye eko- nomısi bu oranda da A\ rupa ülkelerine gö- re sınıfta kalıyor. 1995 v ılında dıs ticaret açıgının 14 milyar dolar olarak gerçeklesti- ğı Türkıve'de. bu açıgın gayrı safı mıllı ha- Avrupa ülkelerinin büyüme-ithatat karşılaşttrması (1995) | büyüme hızı l • (thalat-değışrmrtt) sıla içensındekı pavı ekonomılen açık \e- ren dığer Avrupa ülkelerine oranla daha yüksek bır düzeyde bulunuvor. Dış ticaret açıgının GSMH içındekı payı Türkiye"de _vüz- de 8.2 civarındayken. ithalatın ıhracattan daha düşük oldugu Ispanya. Fransa. Yuna- nıstan. İngıltere gıbı ülkelerde bu oran an- cak yüzde 1 ıle yüzde 5 arasında degışiyor. İstanbul Lnıversıtesı lktisat Fakültesi Ma- lıve BölümüÖgretım Üvesi Prof. Dr. Izzet- tin Önder. dış ticaret açıgının GSMH içe- rısıdekı pavının yüksek oldugu ülkelerın hep az gelışmış ülkeler arasında yer aldığı- nı söyleyerek bu durumun ekonomik karşı- lığının "ülkenin dışarıdan kaynak çek- mesi" olduğunu ıfade ettı. Bır ülkenin eko- nomısınınbüvümekavdederken. ithalatının artmaması va da makul düzeylerde artıyor olmasının olumlu bır ışaret olduğunu belır- ten Önder. "Ancak Türkive için bunun tam tersi vaşanıvor. Hem hı/lı büyüyoruz hem de ithalatımız çılgın bo\ utlarda. Biz dışarıdan kavnak yaratıvoru/. borcu da ilerki dönemlere erteliyoruz" dedı Bılkent Lnuersitesı Öğretım Görevlısı Doç. Dr Erinç Yeldan da ekonomılerin dı- şa bağımlı olmasının önemli göstergelerın- den bınnın de yüksek ıthaiat olmasının yanı sırabu ithalatın nıtelıeınındeönemtaşıdığını vurguladı. \eldan Ttalva ömegıne dikkat çekerek "İtalva da voğun ithalat \apan bir ülkedir. Ancak Türkive'de oldugu gibi teknoloji ithal etmez . Ekonomisi daha az dışa bağımlıdır. Ovsa Türkive 1 de ara mal ve petrol ithalatı, toplam ithalatın büv ük kısmını kapsar" dedı. ^ı'eldan. dığer Av rupa ülkelenne göre daha dışa bağımlı bır ekonomıve bağlı olmamızın bırsebebı olarak da hızlı nüfus artışını gösterdı. Sonbaharda iç pazarda talebin artış eğilimi ihracatı karşılamaya yetmiyor Dışpazar daraknca üretim de geriledi TAHSİN AKÇA lmalat sanayiindekı kapasıte kullanım oranlannda. geçen ay bir önceki v ılın ay- nı a>ına göre yaşanan gerilemede ihraca- tıabekleneni verememesi önemli rol oy- nadı. İç pıvasadaki talep yetersizliğınin olumsuzetkisıni ihracatalternatifiylegi- dermeyi planlavan sanayicinin bekledigi- ni bulamaması üretim kapasıtesine de yansıdı. Sonbaharay lannda tüketiminar- tacagı beklentisi de. üretımde ihracattaki daralmanın yol açtığı boşluğudoldurma- yayetmedi. Dev let lstatistik Enstitüsü'nün 1995 ve 1996 yıllan agustos ayına ait karşılaştır- malı verılere göre. kapasite kullanımın- daki gerilemede talep yetersızlıği başro- lü oynarken. geçen ağustos ayında iç pa- zardaki gerilemenin olumsuz etkisi yüz- de 56. l "den yüzde 33.5"e indi. Buna kar- şılık ihracatın olumsuz etkisi yüzde 10.6'dan yüzde 18.1'e yükseldi. Sektörel olarak bakıldığında ise ihra- cattaki gerilemenin en büyiik oranda ya- şandığı alan dış pazar talep yetersizliği- nin yüzde 12.1"den vüzde29.9'ayüksel- diği taş ve toprak ürünleri imalat sanavi oldu. Bu sektörü yüzde 19.8"den vüzde 36.7'ye yükselen metal ana sanayiı izler- ken. kımya sanayii vüzde 16"lı'k artışla yüzde 21.6'ya ulaşarak üçüncü sırada yer aldı. Kereste ve kereste ürünleri sa- nayii ise ihracatta gerilemenin yaşandığı bir diger sektör oldu. Gümrük Birliği'ne geçişin ardından Türkive'de de temin edilebilecegi halde. daha ucuza gelmesi nedeniyle sanayici- lerin hammadde ithalatma yöneldikleri- Ağustos '96 (%) Hammadde yeters;zl'ğı • Işçı problemlen Malı sorunlar H i İÇ oazarda talep yetersızlıği I I Dış pazarda talep yetersızlıği I I Ener|i yetersızlıği I I Dığer nedenıer ni kaydeden İstanbul Ticaret Odası Baş- kanı Mehmet Yıldırım, ihracatın zaten kısa vadede gerilemesinin sürpriz olma- dığını vurguladı. lmalat sanayiı içerisin- de metal eşya sektöründe önemli yer tu- tan otomotiv sanayiinin de bedelsiz itha- lat kararnamesi nedeniyle kaygılı bir bek- leyişegirdiğinikavdeden Yıldınm, bunun sektördeki evlül avı beklentilerini olum- suz yönde etkileyeceğini v urguladı. Anket förmlanna verilen cevaplar ara- sında dış pazar talep yetersizl iginin önem- li yertuttuğunu belirten Devlet lstatistik Enstitüsü(DİE) Sanayi Üretimi Şube Mü- dürü Yusuf ^ardımcı ise kapasite kulla- nımındaki genlemede "diğer nedenler" başjığı altında toplanan yıllık ızinler. mev - simsel faktörler. fabnkalann özel şartla- n gibi etkenlerin büyük bır orana sahip olmasının dikkat çekici olduöunu v ureu- ladı. Rakamlara bakıldığında üretim kapa- sitesindeki gerilemede "diğer nedenle- rin" olumsuz etkisi 1995'in ağustos av ın- da yüzde 19.7 iken bu yıl. yüzde 35.9'a yükseldi. Yardımcı. imalat sanaviındeyıl- İık izinlerin agirlik.lt olarak ağustos ayı- na denk geldiğini ve bu dönemde fabri- kalann önemli birkısmınınkapanmanok- tasına geldiğini kavdetti. TatiUerin etkisi İstanbul Sanavi Odası Kimva Sanayii meslek komitesı başkanı Serdar Erars- lan. bu ayın tatil dönemı olmasının vanı- sıra, kimya sanaviınin özellıkle tekstil. otomotiv.demir-çelikgibi sanayi dallann- dakı gerilemeden olumsuz etkilendiğini vurauladı. İSO Makıne. Yedek Parça Meslek Ko- mitesi Başkanı Cevat Yaman ise özellik- le inşaat sektörüne yönelık çalı^tıklannı ve toplu konut üretımindekı genlemenin kendilenni de olumsuz yönde etkilediği- niifadeetti. Heryılınikinci altıavının ken- dileri için daha hareketli geçtiğini keyde- den Yaman. bu yıl tersine üretimlerinde yüzde 10"luk düşüş olduğunu söyledı. Renault Yardım yardım edemedi ı Caa 39/-11 ı/ISTANBUL TEL. 5 1~2 O5 OS FAX 514 O7 51 C errahpaşa Tıp Fakültesi doktorlanndan Ercan Türeci, 4 ağustos pazar gecesi Renault 9 Broadvvay model aracıyla yolculuk ederken, aracının arıza yapması üzerine, gece 00.30'da yolda kalmış. Aklına ilk gelen. cep telefonundan Renault Yardım'ı aramak olmuş. Araca bakmak üzere gelen Renault Yardım yetkilileri, uzun süre uğraşmalarına karşın aracın sorununun ne olduğunu anlayamamışlar. 862 bin lira ücret talep eden ve sorunun ne olduğunu anlayamadıklannı, aracı çekmelerinın mümkün olmadığını söyleyen yetkiler, bozuk aracı ve Türeci'yi bırakıp gltmişler. Ertesi sabah aracırtı çektirip, bir servise götüren Türeci'nin arabası kısa bir sürede tamir edilmiş. Renault Yardım'da bulunan kişilerin yeterli teknik bilgi ve donanıma sahip olmadıklarından şüphelendiğini belirten Türeci. bir gün sonra aracın çok kısa bir sürede yapılmasının bunun göstergesi olduğunu kayderti. Okurumuzun şikâyetini ilettiğımız Renault Müşteri Hizmetleri Müdürlüğü, yaşanan aksaklıktan ötürü okurumuzdan özür dileyerek, anzanın tespit edilememiş ve giderilmemiş olması nedeniyle Renault Yardım'ın talep ettiği ücretirt iade edileceğini bildirdiler. Renault'un, 862 bin liralık ücreti fade etme teklifini kabul etmeyen okurumuz, kendisı için önemli olanın. yolda kaldığı an yapılacak yardım olduğunu vurgulayarak, "Aracım gece yarısı istanbul değıl de, şehir dışında biryerde kalsa ne yapardım" diye soruyor. • Devlet Bakanı L'fuk Söylemez, lMF\e Dünya Bankası sonbahar dönemi toplantılarında Türki>e ekonomisindekj gelişmelerin de görüşüleceğini kavdetti. Söylemez, paketlere dış destek arayacak JMF'yiikna turuEkonomi Senisi - Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Lfuk Sö>lemez, REFAHYOL hükümetınin kaynak paketlerıni anlatmak ve başta (Jluslararası Para Fonu (IMF) olmak üzere uluslararası fınans kuruluşlannın kredi musluklarını açmalarını sağlamak üzere. ikna turuna çıktı. Sövleınez IMF ve Dünya Bankası Genel Kurulu sonbahar dönemı toplantılarına katılmak üzere dün ABDve gitti. Söylemez. IMF toplantılarında. diğer konulann vanı sıra Türk ekonomisinin durumu. hükümet programı. kaynak paketi. vapısal refornılara vönelik bakış açısı ve 1997 yılına vönelik genel yaklaşımların görüşüleceğini söyledi. Nev\ York ve VVashigton'da katılacaklan toplantılarda. Dünya Bankası vetkililerivle de çeşitlı temas ve görüşmelerde bulunacaklannı anlatan Türkive'nin IMF Guvernörü Söylemez. ABD'de bulundukları süre içinde siüorta öreütlen \e \abanci bankalar ıle görüşme fırsatı arayacaklarını bıldirdı. Söylemez. şunlan söyledi: "Türkije'nin vapısal reformlar konusundaki kararlılığını. hükümet programındaki hedefleri bu toplantılarda aktarma fırsatı elde edeceğiz. Toplantılarda stand-bv imzalanması söz konusu değildir. Bir program oluştuğu takdirde, öncelikle bizbu koııuvu gelir ve burada hükümette görüşiirüz. 54. hükümet sivasal istikrar içinde hükümet programında va/ılan konular üzerinde anlaşmavla icraata vönelik adımlar atmaktadır. Hükümetin organize ettiği bir programa. IMF desteği sağlama konusunda bir vaklaşım olursa. tabii IMF'vi Türkive've davet edebiliriz." Söylemez. VVashıngton'da IMF ve ABD mali vetkilılerının de bulunduğu yetkiîiler ıle bir dızi temas içinde olacaklannı. toplantılara Tansu Çiller"in de katılacağını kavdetti. Tüketici hareketi örgütlenerek büyüyecek T üketicı Konseyi nihayettoplandı. Tüketici Yasası'nın 'her yıl en az bir defa' toplanmasını öngördügü Tüketici Konseyi, yasanın yürürlüğe girmesinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra. 23-24 eylül tarihleri arasında toplandı. Tüketici sorunlarının. ihtiyaçlarının ve çıkarlarının korunmasına ilişkin gerekli tedbirleri araştırmak için toplanan Tüketici Konseyi'nin gündeminde ticari reklam ve ilanlara karşı tüketicinin korunması. yasanın degerlendirilmesı, tüketicinin örgütlenmesi ve eğitilmesine yönelik konulara ağırlık verildi. Sanayi Bakanı Yalım Erez başta olmak üzere birçok yetkili, tüketici haklarına ilişkin yapılan düzenlemelerin yeterli olmadığını vurgulayarak, tüketiciye 'örgütlenin' çağrısında bulundular. Gerçekten de Türk tüketicisinin Avrupalı tüketicinin haklarına sahip olabilmesi için, ülke çapında gelişen ve büyüyen bir örgütlenme içinde bulunması gerekiyor. Aksi halde tüketici hareketi, hükümetin yasalarla çizdiği, üretici ve satıcı firmaların imkân tanıdığı ölçüde gelişmeye imkân bulur. istenilen güce ulaşamaz. Geçen yıl yürürlüğe giren Tüketici Yasası, tüketici hareketine her ne kadar ivme kazandırmış olsa bıle, tüketicinin bu yasaya bel bağlamaması ve yasanın kullandıkça gelişecek olduğunu unutmaması gerekiyor. Globalleşen tüketım dünyası içinde kaybolmak istemeyen tüketıcilerın tüm yenilikleri. gelişmeleri yakından takıp etmesı. hakiarını ararken, bıreysel mücadelenin yanı sıra, arkasına tüketici örgütleri ve kuruluşlannın da desteğinı almasının büyük önem taşıdığını bılmesı gerekiyor. Çünkü gümrük bırliğine geçiş sürecınin hızlanmasıyia hazırlıklarına hız verilen ve apar topar Meclis'ten geçirilen Tüketici Yasası, 'çerçeveyasa'olma özelliğıni taşıyordu. Yasanın birçok eksiği vardı. Bu eksiklikler, bir yıl içinde bırer bırer ortaya çıktı. Tüketici Yasası'na karşı tüketiciye gereken önemı vermeyen satıcı ve üretici firmalar. hakem heyetlerinin kararına da kimi zaman uymadılar. Hakkını dava açarak aramak zorunda kalan tüketiciler, tüketici ıhtisas mahkemelerinin kurulmamış olması nedeniyle birtakım sorunlar yaşadılar. Yasayla ıle getirilen düzenlemeler yalnızca taşınır malları kapsadığı için son yıllarda tüketiciyi mağdur eden devre mülk ve devre tatillere yönelık hiçbir gelişme olmadı. Sonuç olarak, yasa her yere yetışemiyor. Bu nedenle tüketicinin bilinçlenmesi ve ülke çapına yayılan bir örgütlenme içine girmesi gerekiyor. • BENCE İZZETTİN ÖNDER Ekonominin Güdümünde Siyaset Türk heyeti, tarihin biraşamasında daha IMF'nin kar- şısında. Bu sefer görüşme heyetinde Dışişleri Baka- nı da var. Türk ekonomisi, çok olumsuz gelişmeler ya- şadığı ve daha büyük olumsuzluklara da gebe oldu- gu halde. uluslararası rating kuruluşları henüz kırmı- zı ışık yakmadığı gibi bunu geciktireceğini de ima et- ti. Gerçi yeşil de yakılmadı. galiba hâlâ sarıda bekli- yoruz. Bu arada Örtadoğu karışıyor ve biz de karış- tırılıyoruz. Öyle düşünüyorum ki ekonomi ile siyase- tin bu denli iç içe geçtiğı başka bir dönemi hatırla- mak biraz zor. Koalisyon ortakları canhıraş bir kaynak arayışı için- de. Kaynak yok. Devlet, kaynak bulmak için her tür- lü yola başvuruyor. SSK'lilerin mallannı satıp, SSK prim- leri üzerine yatanların açığını kapatmaya çalışıyor. Vergileri ıle KIT'leri oluşturanların mallannı satıp, ver- gi vermeyenlerin açığını kapatmaya çalışıyor. Hem de bütün bunları gücün karşısında adaleti savunmayı kendısine düstur edinmiş gibi görüntü veren bir siya- sal kadro gerçekleştirmeye çalışıyor. San ışık yakmış ve beklemedeki Batı. Türkiye eko- nomik zorluklara gömüldükçe işinin ne kadar kolay- laştığını büyük bir zevkle görüyor. Geçen günkü TU- SİAD toplantısında bır büyük patron, gazetecilere IMF'ye gitmenin ve ucuz kredi sağlamanın kaçınılmaz olduğunu söylüyor. iş çevrelerinden gelen sinyaller, toplum üzerinde fevkalade büyük bir etki gücüne sa- hip bulunmaktadır. Türkiye'ye verilecek kredi maliye- ti, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullarla doğ- ru orantılı ise ekonomik koşullar kötüleştikçe kredi ma- liyetini düşürmenın de tek yolu. sıyasal tavız vermek- ten geçmektedır. işte ekonomiyi ellerınde tutan pat- ronlar, özde bunu söylemış olmaktadır. Koalisyonun DYP kanadı da IMF ile anlaşarak or- tağına karşı ve hatta diğer partılere karşı güç kazan- mak arzusundadır. Hatta. IMF ile anlaşmak, DYP baş- kanına ABD nezdinde de güç verebilir. Ancak bunun bir koşulu olabılir: Türkiye'nin Ortadoğu'daki rolü ne olacaktır! Örtadoğu üzerinde salt ABD'nin değil, fa- kat Avrupa Birtiği ülkelerinin, özellıkle de Almanya'nın, çıkan olduğuna göre bu seferki IMF görüşmelen olum- lu olarak bağlanabilir. Böyle bir sonuç, doğal olarak ekonomik ve siyasal bedellerinı de beraberınde ge- tirir. Türkiye, (MF tarafından çok ağır ekonomik ve ma- li güçlüklere itilebilir. Üstelık, bu külfetler dar ve orta gelirlı çalışanlar üzerine gelecektır. Bu konudaki IMF kalkanı hem DYP'nin hem de RP'nin ışine yarar. Özel- leştirme-yabancılaştırma ve devleti küçültme politi- kaları. hızla gündeme gelecektir. Refah Partisi kay- nak sorununu, ciddi bir çalışma sonucunda ekono- miyi kayıt altına alma ve vergi düzenini ıslah edıp yay- gınlaştırarak çözme gayreti yerıne, yeri-göğü birbıri- ne katarak IMF ve hatta DYP'nin ışinı fevkalade ko- laylaştırmıştır. Oysa RP, o bilınen örgütçü disiplin ve çalışması ıle uzun vadeli düşüncesini, kadrolaşma ve Türkiye'yi tek yönlü ve dogmatik kafalı bireylerle do- natma gayreti yerine, ekonomiyi kayıt altına aimaya yönlendırse, ülkeye çok daha yararlı bir iş yapmış olur idi. Türkiye, giderek artan bağnaz düşünce ve koyu- laşan devlet baskısı altında, IMF reçetelerine yirebi- lir. içte büyük sıkıntılara rağmen, büyük bir yol alına- maz. Kaldı ki çok ciddi sosyal sorunlar da yaşanabi- lir. Bu arada, DYP başkanı toplumdan soyutlanırken Batı'nın özellıkle de ABD güdümüne girebilir. fakat ay- nı anda RP karşısında güç kazanabilir. Türkiye ise bu arada. ekonomik ve uluslararası düzeyde çalkantı ve maceralara sahne olabilir. işin dış ve iç politika yönlerini bır tarafa bırakırsak. Türkiye'nin çektıği bu cefalar ve içıne ıtıldığı kararsız olma zorunluluğu koşulu, neyin veya kimin eseridir? Türkiye'nin tanıması gereken doku budur. Eğer tüm bu sorunlar, büyüyen iç ve ekonomik istikrarsızlıktan kaynaklanıyorsa, bunun nedenlen arasında tabiatıy- la kamu kesimi de var, ancak herkes de kendi vicda- nı ile baş başa kaldığında biliyor ki artık bu "günah keçisi" her şeyı açıklamaya yetmiyor. Araba ithal eder- ken hoşnut olanlar, eskı arabaların getirilmesinden iş- çileri dahi ayağa kaldıracak kadar tedirgin oluyorsa, bunda bir yanlış var demektir. Bedelsiz ithalatın Tür- kiye'yi çöplüğe çevirebilme olasılığı, mevcut sanayi- nin ikinci sınıf mallarla rekabet edememe koşuluna bağlıdır. Türkiye. Gelir Vergisi'ndeki "yatırımındirimı" müessesesindeki makine ve teçhizatın "yeni olma- sı" koşulunu. vizyon sahibıne kaldırdığı zaman çöp- lüğe dönme sürecıni hızlandırdı. ikinci sınıf makine- teçhizat hâkim sermayenin işine gelir, fakat ikinci sı- nıf nihai mal ona rakiptir. Herkes çok iyi bılir ki reka- bet, eşitler arasındaki bir mücadeledir. Kullanılmış mal ithalatma bağıranlar. acaba hangı akla hızmetle yatınm indiriminde bu değişiklıği yaptırdılar. yaptırmak- la da kalmayıp, 1990'ların başında girişilen. eski ha- le dönüş gayretlerini de engellediler! Türkiye bu ha- le, sadece günah keçısı ıle gelmedi, günahı keçiye yük- leyenlerin bu işteki payı çok daha yüksektir. Yılmaz koruma duvarıyla karşılaştı Türkiye Çin pazanna girmekte zorlanacak • Çin hükümeti yetkilileri. Türkiye ile ticari ilişki kurabileceklerini. ancak ticaret hacminde Çin"in daha avantajlı olması koşulunun aözetileceâini \ ur2uladılar. ESRAYENER PEKİN-l milyar200 mıl- yon nüfusluÇın'i veni bir pa- zar olarak gören ve ıhracat planlavan Türkive. bu ülke- de "kesin" bir koruma du- vanvla karşılaştı. Çin hükü- meti. karşılıkh ticaret çer- çevesinde hiçbir "aleyhte" uygulama>ı kabul etmeyece- ğini bildirdi. Dev let Bakanı AyferYıl- mazbaşkanlığındaÇin'egi- den Dış Ticaret Müsteşarlı- ğı yetkilileri ve işadamla- nndan oluşan hevet. dün fir- malarla görüşmeye başladı. Avfer Yılmaz. dün yaptığı açıklamada. Çin'le Türkive arasında özellıkle madenci- lik. enerji. tanm ürünleri ve gıda sektörü alanında dış ti- caretın gelışebıleceğini bil- dirdi. Bu alanlarda Cin Halk Cumhuriveti'nden belirli ko- laylıklar isteyen Yılmaz. özellikle bankacılık alanı- nın geliştirilmesi gerektiği- ni belirtti. Türk heyetinin Çin'de kar- şılaştığı en büyük olumsuz- luk. hükümetin ıthalatta "alevhte gelişebilecek her tiirlii koşul için kesin koru- ma" içeren tutumu oldu. Çin hükümeti vetkililerı. Türki- ye ile ticari üışkı kurabile- ceklerini. ancak iki ülke ara- sındaki ticaret hacminde Çin'in daha avantajlı olma- sı koşulunun gözetıleceğini vurguladılar. Çin hükümeti yetkilileri. ülkelerinin Diin- > a Ticaret Örgütü'ne üve ol- madığını belirtirlerken. ti- cari ihşkılen ikili anlaşma- laryoluyla sürdürebılecek- lerını ifade ettiler. Türkive'nin 1994 yılın- da 355 mılyon dolar olan Çin'e vaptığı ihracat geçen yıl 6 7 milvon dolara düştü. İthalat ise aynı dönemler iti- barivle 258 milyon dolar- dan 539 milyon dolara yük- seldi. Türk işadamlan. üre- timlerinde eşdeğerolan fir- malarla dün gün bov unca ikili görüşmelervaptilar. Gö- rüşmelerde en çok dikkat çeken nokta. Türk girişim- cilenn Çin hükiimetine tanıt- madıklan ürünlerinı firma- lara anlatmalan oldu. Türkiye'nin Çin'e sat- mak isted'iği ürünler arasın- da zevtinvağı. fındık.antep- fistığı kuruüzüm ve tütün de ver alıvor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle