Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAfFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 1996 ÇARŞAMBA
HABERLER
Barutçu'dan
DHVII
savunması
• ANKARA
(Csumhurivet Bürosu) -
L'Ia.-tırma Bakanı Ömer
Barttçu. Önder
Kanduman'ın Devlet
Ha\ı Meydanlan
lş]etnesi''DHMl)Genel
MLcürlüğü görevınden
alııınasıyla gelişen
olayar üzerine ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılrraz'ın kardeşi Turgut
Yılrraz'myönelttıği
eleştnleri reddetti.
Barutçu. yaptığı yazılı
açıklamada. kendisini
Atarürk Havalimanı yeni
dışhatlar ternıinal binası
için açılan ihaleyı hukuka
aykın olarak iptal etmekle
suçiayan Yılmaz'a.
"Ihaeyi ben ıptal
etmedim" karşılığını
verdı
Türkeş'e
suikast asıfsız
• ANKARA
(Cumhurivet Bürosu) -
MH P Genel Sekreter
Yardımcısı \e Partı
Sözcûsü Abidin Dursun
Kalelı. "Genel Başkan
Alparslan Türkeş"e
suikast girişiminde
bulunjlduŞu haberlerınin
gercek dışı olduğunu"
bildirdı. Kaleli. suikast
girişimi iddiasinın
Osmanıye'de yapılan 6.
Ergenekon
Kurultayı'ndan önce
Adana'da yakalanan bir
teröristin ıfadelerine
dayanılarak ortaya
atıldıgını belirterek
"Kurultay başlangıcından
bitimine kadarolan süre
içerisinde herhangi bir
suikast veya girişimi
denebılecek bir hareket ve
olay meydana
gelmemiştir. Bu haber.
kesinlıkle veriliş tarzıyla
dogru bir haber deöildir"
dedi.
Hakkârili kadın
için proje
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Terör nedeniyle
köylennden Hakkâri'ye
göç eden kadınlar için
hazırlanan eğitim. sağlık
ve istihdam projesi. 26
eylül perşembe giinü
resmen yürürlüğe girecek.
Kadın ve aileden sorumlu
Devlet Bakanlığf nın
eşgüdümünde yürüyecek
projenın beşli protokolüne
Millı Eğıtım Bakanlığı.
Sağlık Bakanlıöı. Hakkân
Valiliğı ve Hakkân Iplık
Sanayiı Şirketi imza
koyacak. Proje protokolü.
kadınlar için okuma-
yazma kursu açılmasını.
istihdam olanakları
yaratılması için meslekı
eğitim kursları
düzenlenmesini
öngörüyor. Protokole
göre. kadınlar için anne
ve çocuk sağlıgı. aile
planlaması \e istenilen
diğer konularda
danışmanlık hızmeti
verilmesi için hizmet
birimleri kurulacak.
Memura
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Sendikal
etkinlikleri nedeniyle.
Tüm Maliye-Sen İznıır
Şube Başkanı Ramiz
Sağlam disiplin karanyla
memuriyetten atıldı.
Uygulamanın Tüm
Maliye-Sen üyelerine
yönelik bir gözdağı
niîeliğinde olduğunu
vurgulayan Sağlam.
karann iptali için
Ankara Idare
Mahkemesi'nde dava
açacağını açıkladı.
Sağlam. 15 Haziran
1994'te kendisi hakkında
sendikal etkinlıklere
katıldığı için İzmir
Defterdan Kemal Sağ'ın
çok sayıda soruşturma
açtırdığını belirterek.
"Sağ'ın direktifiyle
rnemuriyet görev ime son
verildi" dedi.
Düzeltme
• Gazetemizin dünkü
sayısında yayımlanan
"Zinada ayrımcılık sona
erdi" başlıklı haberde
geçen,"TCY'nin 440.
maddesı" ifadesi,
yanlışiıkla "TCV'nin
141. maddesı" şeklinde
yazılmıştır. Düzeltir.
okurlanmızdan özür
dileriz.
Ehliyet. ruhsatname.
öğretmen \ e
öğretmenevi kimliğimi
kaybettim.
Hükümsüzdür.
\lCMRE YASE\l!X
TOĞİ'Ş
Yurdatapan'ın, "Düşünceye Özgürlük'cük" kitabını dağıttığı gerekçesiyle 3 yıl hapsi istendi
Düşünceye bir dava dahaHlLYATOPCl
Düşüncelerinden dolayı ceza alan kişile-
rin konuşjna \e yazılannın bulunduğu "Dü-
şünceye Özgürlük'cük" kitapçığının yayın-
cısı oİdııklan gerekçesiyle aralarında dün-
yaca ünlii yazarların da bulunduğu 144 ki-
sı hakkında İstanbul DGM Savcısı'nın baş-
lattığı soruşturma tamamlandı.
Dünyanın farklı ülkelerindeki yazarlara
ulaşılamadığı ve ifadeleri alınamadığı için
yalnızca kitapçığın dağıtımcısı sanatçı Şa-
nar Yurdatapan hakkında TCY'nin halkı
din. dil. ırk gözeterek kin \e düşmanlığa
tahrikettiği t'iılıni düzenleyen 312. madde-
sı u>arınca 3 y ıla kadarhapis cezası tstemiy-
leda\a açıldı.
Türkiye'de düşüncenin \e düşünceyi ifa-
• İstanbul DGM savcısı, yayıncı konumunda bulunan dünyanın
farklı ülkelerindeki 144 yazarın ifadeleri alınamadığı için kitapçığın
dağıtımcısı Şanar Yurdatapan hakkında dava açtı.
de özgürlüğünün önündeki engellenn orta-
dan kalkması için başlatılan çalışmalar. ya-
zılan ve konuşmalan nedeniyle ceza alan ya-
zar, sanatçı. gazeteci ve bilim adamlanna des-
tekle başladı. Ahmet Altan. Fikret Başkaya.
Güna\ Aslan, İsmail Beşikçu MünirCeylan,
Oral Çahşlar, Haluk Gerger, Doğu Perin-
çek, Kemal Yalçın. kapatılan DEP'in millet-
\ekilleri ile İHD temsilcilerinin ceza alma-
lanna neden olan konuşma ve yazılannın bu-
lunduğu bir'DüşüncejeÖzgüriük'kitabına,
çok sayıda yazar. sanatçı, gazeteci \e bilim
adamı yay ıncı olarak imza attı. Bu kışiler hak-
kında İstanbul DGM'de Terörle Mücadele
Yasası uyannca \e TCY'nin 312. maddesi
uyannca da\a açıldı. Bu kitabın yayıncısı
olanlar DGM'de süren ^8 \e 96 sanıklı iki
ayn davada yargılanmaya devam ediyorlar.
Bu da\alar sürerken ABD. Almanya. Avus-
turya. Büyük Britanya. Nepal. Norveç. Po-
lonya\e Rusya'dan PEN'e üye yazar veşa-
irler. "Düşünceye Özgürlük" kitabındaki
konuşma v e y azıların özetinin olduğu bir ki-
tapçığın yayıncısı oldular. Aralannda Allen
Ginsberg. Paul Auster. Arthur Milier'ın da
bulunduğu 144 yazar ve şairin yayıncısı ol-
duğu kitapçık hakkında İstanbul DGM Sav-
cısı AytaçTolav tarafından başlatılan soruş-
turma tamamlandı. Kitapçığın yayıncılan-
na ulaşılamadığı. ifadeleri alınamadığı için
kitapçığın dağıtımcısı sanatçı Şanar Yurda-
tapan hakkında. halkı sınıf. ırk. din. mezhep
veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düş-
manlığa açıkça tahrik etmek suçundan üç yı-
la kadarhapis cezası istemiyle dava açıldı.
Bugün DGM'de görülecek 98 sanıklı dava-
da sanatçı. yazar ve gazeteciler bu kitapçı-
ğı vatandaşlara dağıtacaklar.
Nevv York PEN'den yapılan açıklamada
ise birbiri ardına gelen hükümetlenn. ken-
dilerine karşı gelen düşünceleri boğmak için
birdiziyasaylakendilennikorumaaltınaal-
dığı öne sürüldü. Açıklamada Türkiye'de
yaşayan insanlann içinde bulunduğu zordu-
rumun. söylenenlerle yapılanlar arasında
uçurum gibı gıderek büy üdüğü v urgulandı.
Varto Ha kepenkler açıldı ama tedirginlik hâlâ sürüyor
Varto'da 5 gün
süren
çatışmalardan
sonra gerginlik
\erinisessizüğe
bıraktı. Hemen
hemen kurşun
deliği olmayan tek
bir bina bile
kalmadı Varto'da.
Halk. olaylann
başlamasından ve
bu boyutlara
ulaşmasından
PKK'den çok
"Devlet içinde
devlet" dediği Özel
Harekât Tinıini
suçluyor.
(Foto'ğraf:CELAL
YILMAZ)
Halk özel tiıııi suçluyorCELAL YILMAZ
VARTO- Yaşadığı beş "sıcakgün''le ülke gün-
denıınin ilk sırasına oturan \'arto'da. şimdilik
sessizlık egemen. Olay lann başlayıp bitişi sü-
recıneılışkındeğerlendırmeleroldukçailginç.
Halk. terörü başlatan ve tırmandıran gücün
Özel Harekât Timi olduğunu açıkhkla ifade
ediyor. Ancak yetkililer bugerçeğı. kendi iç soh-
betlerinde itiraf etse de resmen deklare etmek-
ten kaçınıyorlar. PK.K saldırısı şeklinde kamu-
oyuna sunulan olaylann. ilçedeki bazı milis
güçlerınce \ e "örgütlü mafŞa" tarafından baş-
latıldığı. söylenen başka bırgerçek. Amacın.
yıllarca bırarada yaşayan Alevi-Sünni halkın
bırbınne düşürülmesı. banşın kundaklanması
olduğu vurgulanıyor. Başka bir değerlendir-
mey le Varto'da "Tunceli senaryosu"nun yaşa-
ma geçirilmek istendiği yönünde.
Varto olav lannı verinden mcelemek. bilgi ve
görüntû alnıak, halkla konuşmak ve yönetıci-
lerin değerlendirmesine başv urmak için Erzu-
rum'dan yola çıktığımızda araçta bulunan üç
kışıden Erzurum muhabirimiz Recep Kapu-
cu. Erzurum-Muş karayolu ıçın; "Çocuklu-
ğumda bu >ol >apılı>ordu.35 \aşına geldim hâ-
lâ\apılı>or"" değerlendirmesını yaptı. Gerçek-
teıı de Pasinler'i geçtıkten sonra yol kötüleşi-
yor; bazen bozıık asfalt. bazen bozuk stabili-
ze ve taş zeminden oluşan bölümler yolculu-
ğıı güçleştirıvordu.
Hınıs'a vaklaştığımızda Karayollan'nınyü-
rüttüğii yol açına vegenişletmeçalışmalan bir
saate y akın duraklamamıza neden oldu. Üç sa-
atte uîaşabıldik Hınıs'a.
Yarto'dan kaçarak Hınıs'a gelen ailelerleko-
nuştuktan sonra vola yeniden koyulduk. Var-
to-KaraçobanyoIayrımındakı YolüstüKöyü'-
ne geldığıınızde panzerlı jandarma noktasın-
da durdurulduk. Yanımıza yaklaşan uzman ça-
vuş. kimliklerimizi isteyerek Varto'ya gidişin
kontrollüveizinli olarak gerçekleştınldıgmı be-
lirtti. Ardından vaptığı telsiz konuşmasından
sonra uzman çavuş. kimliklerimizi geri uzata-
rak "HııusJandarma Ilçe Bölük Komutanlığı'na
geri dönecek ve izin alacaksınız" dedi.
Hınıs'a gen döndük. Aracın kalorifer boru-
lanndakı anza sonucu hararetın vükselmesi. ikin-
ci bir zaman kaybıvdı Sonuçta Jandarma Bö-
lük Komutanı Cstegmen Ali Bıçakçı'nın kar-
şısındaydık. Bız ona ulaşıncaya kadar, Vano ıle
iletişım kurdugunu. gidebileceğimizi bıldirdi.
Yeniden yollara düştük.
İlk durdurulduğumuz Yolüstü Köy üjandar-
ma noktasından sonraki 35 kılometrelik stabı-
lize yolu kat ederek Varto'ya ulaştık. Gırişte-
ki köprünün hemen solunda. kapkara bırzemın
gövdelen şışmış. ağaçlarm altında yatıvorlar-
dı. Delikanlı ağlamaklı. "Onlarda bizim atla-
nnıı/dı. kurşunladılar \e «ittiler."
Düşündürücü tabloyu \e \artolu genci ge-
nde bırakıp. Varto'va gırıyoruz. Yemveşıl bir
ilçe. Uzaktan bakıldığında çıplak ve kıraç ara-
zı yapısı içinde vaha gıbı gorünüyor. Varto'da
haİkla yaptığımızgörüşmelerde, bu doğal zen-
gınliğın "teröreka\naklık" ettığını öğreniyo-
ruz. Terörıstlenn bu veşil dokuvu kullanarak
saldırıyı başlattığı sonucuna varılmış ve kamu
binasını çev releyenler başta olmak üzere. ağaç
kesimine bajlannıış. \artolular. bövle gıderse
ilçede kısa bir süre sonra ağaç kalmayacağına
ınanıvor.
Ginşın sağ taraf'ı "Gümgüm .MahaHesT En
• Vartolular olaylann başlamasmda ve büyümesinde tek sorumlu
olarak "Devlet içinde devlet" dedikleri, Özel Harekât Timi'ni ve
sınır tarumaz zorbahğını görüyorlar. Birleştikleri tek ortak nokta bu.
Gerisi, onlar için aynntı ve önemsiz. "îlçe polisimiz, güvenlik
komutanımız, askerler ve belediye başkanımızdan şikâyetçi değiliz.
Ancak Özel Harekât Timi, katı ve acımasız. İstediğini yapıyor,
gözüne kestirdiğini alıp götürüyor. Devletin ilçedeki güçleri bile
onlan engelleyemiyor" diyorlar.
hemen dikkati çekıyordu. O tarafa yöneldik. 15
yaşlanndaki Vartolu gençle kısa süre konuştuk.
Olaylann başladıgı gün, kışlık otlarının gü-
venîik güçlerınce sılahlarla ateş edilerek yakıl-
dığını. o dakıkalan vaşarcasına şövle anlattı:
"Sabah erkenden geldiler. ellcrindeki silah-
lan ateşlediler. Hayvanlanmızın kışlık otları
yanmaya başladı. 35 yığın \ardı. Gördüğünüz
gibi hepsi kül oldu."
Otlann 500 ton kadar olduğunu da belirten
genç irisi Vartolu. biraz ilerisini eliyle işaret ede-
rek öldürülen iki atı gösteriyordu. Zamanla
çok hasar da burada. Ev lenn duvarlan delık de-
şik. Mermi izlen bazı duv arlan an kovanınaçe-
virmiş: mermiler ev lenn camlannı da param-
parça etmı>.
Duvarların çoğunda. "Tek çare teslim ol-
mak". "Gel tesh'm ol. devletin şefkatine sığın'"
gıbı çok sayıda mav ı bovalı. çağrı y azılan var.
Bazılarında kurşun ızlerıvle. yazılar bırbırine
karışarak çelişkili ve düşündürücü görüntüler
oluşturmuş. Varto beledıve binası önüne gel-
digımizde. yanımıza ürkerek yaklaşan insan-
lardan hükümet konağında değerlendırme top-
lantısı yapıldığını öğrenıyoruz. Bıze. "Kahve-
de oturun. halkı dinleyin" önerismde bulunu-
yorlar. Meydandaki bir kahvenin önüneoturu-
yoruz. Olayların başlamasında^e büyümesin-
de tek sorumlu olarak "Devlet içinde devlet"
dedikleri. Özel Harekât Tımı'nı ve sınır tanı-
maz zorbahğını görüyorlar. Birleştikleri tek
ortak nokta bu. Gensi. onlar ıçın ayrıntı ve
önemsiz. "İlçepolisimiz,gmenlikkomutanımız.
askerler ve belediye başkanımızdan şikâyetçi de-
ğiliz. Ancak Özel Harekât Timi, katı ve acıma-
sız. İstediğini yapıvor. gözüne kestirdiğini alıp
götüriiyor. Devletin ilçedeki güçleri bile onlan
engelleyemiyor. Nereden talimat aldıklan belir-
siz. Tahrip edilen işyerlerimiz ve evlerimiz. Özel
Harekât Tîmi'nin hışmına uğradı"dıyoriar.
Vıtrıninde Hz. .Ali'nın temsılı portreleri ası-
lı kasetçı dükkânı, beş günde üç kez saldırıya
uğramış. Içındekı 15 bin kaset. 6 bine ınmış.
müzik aletlerinın çoğu tahnp edılmiş. Sadece
buradaki zarann 800 milyon lira olduğunu söy -
lüyorlar. Aynca, yıne meydandaki bılardo sa-
lonu. saldınnın hedeflerınden biriymiş. Içı ta-
mamen tahrip edılmiş. Emniyetin dışındaki
kamu binalarında saldırıyı anımsatan izlere
rastlanmıyor.
Olayların beşinci gününde Varto'ya maddı
zararı saptama incelemeleri için gelen Vali Se-
lahattin Hatipoğlu nun dediği gıbi ilçede ha-
reketlilik var. Işyerlerinın çogu açılmış Kah-
veler dolu. Vartolular ilçe merkezindeki iki
caddede gruplar halinde kümelenmiş ya da
volta atıyorlar. Diyalog kurmak istiyoruz. Çe-
kiniyorlar. Belli ki ürkmüşler. Konuşmayace-
saret edenler de daha sonra tacize uğrayacak-
ları endişesini dillendinyor.
Muş Valisı Hatipoğlu. gözaltındakilerin 11 'e
indiğinı ve sorgularının sürdüğünü söylüvor
Sözün özü; Varto'da şimdilik kepenkler açılıvor...
E\ et Varto'da kepenkler açılıyor. ama tedir-
ginlik sürüyor...
TıIRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr
Çocukluğumuzun o güzel okul
şarkısını anımsıyor musunuz: Bak
postacı geliyor I Selam veriyor I
Herkes ona bakıyor I Merak edı-
yor.
Şarkı anılanmızda kaldı. Yakın-
da "postacı" da anılarda kalacak.
Artık postacı gelmeyecek. Pos-
tacının yerini "E-Ma;7"lerimiz alı-
yor. Elektronik posta kutulanmız.
Teknolojik gelişmenin. hele hete ile-
tişim teknolojisindeki devrimsel
sıçramanın mantıksal sonucu. Bu-
na üzülmek anlamsız. Yoksa hâ-
lâ "Ah, oyaylı arabalarla, birkent-
ten ötekine üç gün tutan o eskiyol-
culuklarne güzeldi" dememiz ge-
rek.
Ama artık postanedekı teyzeyi,
pul almayı. pulu yalamayı ve o ni-
şasta tadını filan da unutmalıyız.
Böylesi daha hızlı, daha kolay ve
rahat.
Ve...
Ve çok daha geniş ufuklar açı-
yor. Daha önce de yazıldı. E-Ma-
il'di, Internet'ti derken iletişimin
ufku genişledi. Bu genişleme salt
yatay değıl. Derinlemesine de ge-
nışledı. Düne kadar, "Devlet sırn,
• •
Oncü Gerilla Bas Return'eL
şırket sırn, dış politika sırn, gü-
venlik sırn" mavallarının ardına
gizlenilerek yürütülen bütün ka-
ranlık işlerin ipliği pazara çıkma-
dıysa bile eli kulağında.
Internet gerillası eyleme hazır-
lanıyor. Yakında patlayacak. Pat-
layınca kan akmayacak. şiddete
tapanlar umutlanmasın, havada
mermiler uçuşmayacak, bomba-
larortalığı kan gölüne çevirmeye-
cek.
Ulusal kurtuluş savaşı gibi hak-
lı kavgalara girişenler, Kalaşnikof-
lardan çok daha etkili silahlara ka-
vuşacaklar. Çağdaş gerillanın do-
ğum sancılannı çekiyoruz.
Bu gerillanın silahı pek karma-
şık ve pek yalın. Silahı oluşturan
parçalar (bileşenler) birkaç kav-
ramdan ibaret: Bilgi (information),
iletişim teknolojisi, bu teknolojiye
uygun teknik donanım ve demok-
rasi tutkusu... Hepsi bu kadar.
İnsanı değil kârı hedeflemiş şir-
ketlerin, insan yaşamları üstüne
satranç oynanması temeline da-
yanan devlet yönetimlerinin ka-
rabasanı 'saydamlık'tr. Kapalı ka-
pıların ardı görünür. kapalı kapılar
ardındakonuşulanlarbilınırolduk-
ça ne kerameti kendinden men-
kul devlet adamının. ne gözünü kâr
hırsı bürümüş şirket yöneticisinin,
ne polisle köşe kapmaca oynama-
yı hüner bilmiş mafya babalarının
yaşam şansı kalmıyor.
• • •
İlke olarak her yerde en az bir
tane namuslu insan bulunduğu-
nu varsayıyorum. Bu hiç de ham
hayal değil. Sayıları da "bır"öen
ibaret değil.
O bazen uluslararası tekellerin
bir kapalı toplantısında görev al-
mış simultane (anında) çevırı ya-
pan gencecik bir kızdır: bazen kir-
ii hesaplar yapılan bir iş toplantı-
sında teknik bilgisinden yararlanıl-
mak üzere zorunlu olarak çağrıl-
mış birteknisyendir; bazen umut-
lar bağlayarak katıldığı partisinin
gizli toplantılannda ayyuka çıkan
rezaletlerden kişisel olarak utan-
maya, kendinden utanmaya baş-
lamış genç bir politikacı adayıdır;
bazen bir temizlikçı kadın, bazen
elektrık tesisatçısı. bazen garson-
dur: büyük bir medya kuruluşunun
sabah toplantısına nasılsa katılma
hakkı elde etmiş ve sol memesi-
nin altında cevahir sönmemiş bir
gencecik gazetecidir; bir büyük
bankanın yönetim kurulu toplan-
tısına tutanak yazıcısı olarak ka-
tılmış bir stenograftır...
Daha kestirme söyley.eyim.
TKP'nin en yoğun gizlilik dönem-
lerinde. örneğin 50'li yıllarda filan
söylenirdi: "Obelkibirpostacıdır,
belkı bir memur, bir işçi, bir öğ-
retmen, bir balıkçı, bir garson...
Kim bılebılir ki?" Işte aynen öyle.
Mutlaka bir yerlerde hâlâ namus-
lu kalmayı becermiş birileri vardır
ve bunların elinden bilgi (informa-
tion) geçmektedir. Kamunun bil-
gisinesunulduğundaşirketlenn, si-
yaset çetelerinin, mafya çeteleri-
nin, gizli servislerin, silah lobileri-
nin ipliğini pazara çıkaracak, dev-
leti ve toplumu saydamlaştıracak
bilgiler...
Saydamlık demokrasi demek
değil, ama demokrasinin hemen
hemen önkoşulu.
Devleti ve toplumu saydamlaş-
tıracak bilgilerin insanlığa, halka/ş//<
hızıyla ulaşmasını sağlayacak alt-
yapı artık var. Bundan sonrasın-
da iş başa düşüyor. İş öncü geril-
laya, 'Internetgerijlası'na düşüyor.
70'li yıllarda "Öncü gerilla bas
tetiğe, bas tetiğe öncü genlla" di-
ye çocuksu marşlar söylenirdi. Te-
tiğe basayım derken çoğu kez fa-
ka basıldı. Şimdi. 2000'lere girer-
ken marş da değişti: "Öncü ge-
rilla bas return 'e, bas return 'e ön-
cü gerilla" diye söyleniyor marş.
70'li yıllarda "molotofkokteyli
nasıl yapılır" diye devrimci(!) ya-
zılar yayımlanırdı. 2000'li yıllarge-
lirken "Internet gerillası elde etti-
ği bilgileh nasıl halka ulaştırır" ko-
nulu eğitsel yazılar okunacak.
Örneğin önümüzdeki günlerde
bu köşede...
G L O B A L POLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Bisiklet ve Siyaset
Geçen sene ihracatınız yüzde 30. ıthalatınız yüzde
5.4 geriledi. En önemli urünunüz petrolün üretim büyü-
me hızı. 1994'te negatif olduktan sonra, 1995'te sade-
ce yüzde 0.9'da kaldı. Merkez Bankanız "Enflasyon yüz-
de 50 civannda" diyor, ama uluslararası mali çevreler
gerçek rakamın yüzde 100 olduğunu düşünüyorlar. Pa-
ranız hızla değer kaybediyor. İşsizlik yüzde 30 civann-
da ve artıyor. Ekonominin ortadireği olan halıcılık sek-
törü son yılların en büyük krizini yaşıyor. Yoksulluk artı-
yor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi 17 sene önce yaptı-
ğınız devrime saygı da giderek azalıyor. Devrimden son-
raki kuşak. eski günleri bilmıyor; şimdi rahat ve özgür
yaşamak. dans etmek. flört etmek, ıstediği gibi müzik
dinlemek ve çalmak istiyor. Aydınlar, demokrasinin ge-
lişmesı için, din ve devlet ışierınin birbirinden ayrılması
gerektiğini söylüyorlar. Komşunuzla yaptığınız savaşın
yarattığı ulvi hava da dağıldı. Son meclis seçimlerinde,
tüm yasaklamalarınıza ve iptallerinize rağmen, 270 is-
kemlenin 90 tanesıni elınızden kaçırdınız.
Üstelık, yolsuzluklarda da belirgın bir artış gözleniyor.
Örneğin. eskı Devrım Muhafızları komutanlarından Muh-
sin Refikdost un kardeşı Murtaza Refikdost, 400 mil-
yon dolarlık bir yolsuzlukla suçlanıyor. Doğrudan dini li-
der Hamaney'e bağlı olduğu bıldirilen Refikdost'la ilgi-
liolarakmeclıste. "YoksullarveSavaş Gazileri Vakfı"nm
hiçbir ış yapmadığından şıkâyet edilmeye başlanmış ol-
ması. yolsuzluğun kaynağı hakkında da bir fikir veriyor.
(Brıef on Iran, Mart 1996)
iktidarınız zayıflıyor! Bırtedbiralmak, buekonomikve
toplumsal çürümeye mutlaka bir çare bulmak gerekir...
Hemen, kadınların bisiklete binmesini yasaklıyorsunuz!
Iran'da. geçen aylarda. islam cumhuriyetinin düşünür-
lerinden bazılarının "Bisiklet selesiateyerine benzer, Is-
lamda kadının ata bınmesı yasaktır; öyleyse, kadının bi-
siklete binmesı de yasaktır" buyurmasıyla hararetli bir
tartışma başlamış ve kadınların bisiklete binme alanı fi-
ilen Tahran'da sekız kilometrelik çitlerle çevrili ve polis
tarafından dikkatle izlenen bir yola kadar daraltılmıştı.
Sonra dini lider Sayid Alı Hamaney "Sob" dergisinin
eylül sayısında bu soruna açıklık getırdi: "Kadınlar, ya-
bancılann ilgısini çekecek her türtu davranıştan kaçın-
mahdırlar. Halka açık yerlerde bisiklete ve motosiklete
hinmek bir çürümeyi içerdığı ıçın yasaktır" (International
Herald Tribune, 21-22/09/96)
Ülkeyi ziyaret eden ve aydınlaria. gazetecilerle görü-
şen bırçok gözlemcı, bu bisiklet yasağının aslında, ge-
nel bir hava değışıkliğinin parçası olduğunda birleşiyor-
lar. Aydınlar, sanatçılar ve ünıversite üzerindeki baskıla-
nn, geçen baharda Hamaney'ın "aydınların İslam cum-
huriyetıne sapık direnışınden" şikâyet etmesinden son-
ra, hızla artmaya başladığını söylüyor ve idamların bu
sene. tekrar hızlandığına dıkkat çekiliyor. Allah'ın Parti-
si isimlı grubun lıderı Hüseyin Allahkerim e göre "reji-
meyönelik en önemli tehdit. külturel". Allahkerim'in, It-
hal edılmiş fikırlere ızin vermeyeceğız. Sıyası parti kur-
mak ısteyenler, sıyasetı camıden dışan çıkarmak istiyor-
lar" sözleri. geçen seçimlerde başlayan ve gıderek ağır-
laşan havayı çok iyi yansıtıyor.
Mart-nisan seçimlerinde bütün adaylar, devlet tara-
fından bir bir elemeye tabi tutuldular ve muhalefet aday-
ları yasaklandı. Elekten geçebilenlerden 50 tanesi ise da-
ha sonra. ıkinci turda yasaklandılar. Aydınlar üzerinde
baskılar arttı; birçok ünıversite hocası. yazar, sanatçı
devlet televizyon ve radyosunda İsraıl ajanı, halk düş-
manı ilan ^.di|ereK3eşf)ır edildiler. Felsefe doktoru Ab-
dülkerim Saruş gibı demokrasi ve laiklik ısteyenler, sal-
dırıya uğradılar. dövüldüler ve ders vermeleri engellen-
di.
Dini prensıplerle modern ekonominin kurallannı bir
türlü bağdaştıramayan, petrol gelırlerini. askeri harca-
malarda ve anlamsız savaşlarda çarçur eden Iran islam
Cumhurıyeti. halkına verdiği sözleri tutamadı. Şimdi de,
son yıllarda kendinı hissettirmeye başlayan muhalefeti,
terörle kontrol etmeye çalışıyor. Diğer taraftan, bisiklet
yasağı uzerıne. karısı ile rejim arasında kalan bir vatan-
daşın, bir çare olarak, alıp banyoya koyduğu egzersiz
bisikleti ıle Iran devrımi arasındaki benzerliği de görme-
mek mumkun değil. Mao, "Devrim bisiklete benzer, du-
rursak düşenz" demiştı. iran devrimi ise. işte bu egzer-
siz bısıkletine benziyor: Oflamalar ve puflamalar arasın-
da. bir surü harekete ve enerji harcamaya rağmen iran
devrımının de bir yere gittıği yok; durduğu yerde eskimeye
ve aşınmaya devam edıyor
İdam cezalarının kaldırılması için
çalışma yapılmadığı açıklandı
Şevket Kazan
Çiller'i yalanladı
MERİH AK
İZMİR-Adalet Bakanı Şev-
ket Kazan. Yargıtay'ın: L'm-
ranıye v e Gazı Mahallesı olay -
larında haklarında da\a açı-
lan polıslerle ilgıli mahkenıe-
yi Trabzon'aalmasmı "vanhş"
bir karar olarak nıteledı \ebu
da^aların "zamanaşımına uğ-
ratılmak istendiğini" savun-
du. Kazan. Başbakan Yardım-
cısı ve Dışişlen Bakanı Tan-
suÇillerin "idam cezalannın
kaJdınlnıası için hükümetimiz
bir çalışma başlattı" açıkla-
nıasını da yalanladı.
Kazan. hâkım \e savcıla-
nn görev yerlennın değiştiril-
mesıyle ılgılı kendısıne yö-
neltilen suçlamaları da yanıt-
layarak "Türkive Cumhuri-
veti'nin bütün savcılan nere-
de görev vaparlarsavapsınlar
Atatürk ilke ve iiikılaplannın
bekçileridir. Bir savcıya onu
mal edip. öbür savcılan fark-
lı göstermek bölücülükten baş-
kabirşev değildir'dıyekonu^-
tu
Ege Genç İşadamları Der-
neği (EGİAD) tarafından du-
zenlenen Ege ToplantiM'na
katılan Kazan. yargı yılının
başlamasından önce 1316 hâ-
kim ve savcının yerinın de-
ğıştırilmesının kamuoyunda
gördüğü sert tepkıye değındı.
Burada basını eleştıren Ka-
zan. bunıın yargıda ne yıkım
ne de deprem olduğunu söy-
ledi. Tavınlerın mutlaka bir
nedemnin bulunduğunu. bu-
nundayönetmeliklerdeyazı-
lı olduğunu belirten Kazan.
1316 atamadan. 1310'unda
komisyonun ıttifakla karar al-
dığına dıkkat çektı. Kazan.
"Gazetelerdevazılanlar suni ve
uvdurma haberler. Türkive
Cumhuriveti'nin bütün sav-
cılan neredegörev yaparlarsa
vapsınlarAtatürk ilkeve inkı-
İaplannın bekçileridir. Bu bir
gerçektir. Bir sav cıya onu mal
edip öbür savcılan farklı gös-
termek bölücülükten başka
bir şev değildir. Laiklik bildir-
gesine imza attı diye Ankara
Başsavcısfnı Mersin'e tayin
ettiğimiz söylenjvor. Bu laiklik
bildirgesinde benim müsteşa-
nmın da. Balıkesir'den .\nka-
ra'va başsav a olaraktajin ediK
nıesini teklif efriğim kişinin dc
imzası var" dıve konuştu. ,
Başbakan Yardımcısı Çil-
ler'e yönelik. Av rupa iilkele-
ri siyasılerinden son günlerde
yükselen demokratikleşme ve
insan haklannda "doğruyu
sövlemiyor" eleştırilenne Ka-
zan da katıldı. Başbakan Çii-
ler'ın Izmir'de yapılan ECÖ
Toplantısı'nda basına müjde
olarak sunduğu "İdam ceza-
lannın kaldınlması için. hü-
kümet büyük bir çalışmayı
gündemegetirivor" açıklama-
lannı Kazan yalanladı ve şun-
ları söy ledi_
"Kendisi İçişleri ve Dışişle-
ri Bakanlığı'nda böyle bir ça-
lışmabaşlatnğınıifadeetti .An-
cak bugüne kadar bize intikal
ettirilmiş bir çalışma yok. Şu-
nu da söylevevim. koalisyon
protokolümüzde de böyle bir
hükümyok. İdam cezalannın
kaldınlması fev kalade önem-
li bir konu. Böy lesine önemli
bir konuyu hükümet progra-
mına kov madan.üzerinde an-
laşmadan bu cezalan kaldıra-
cağız denilnıesi sadece beyan
açısından birniyeti ortaya koy-
maktadır. Ama bunun üzerin-
de bir çalışma yoktur."