Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 1996 CUMARTESİ
HABERLER
Bülent Ecevit
'Kaynak
kurutma
paketi'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-REFAHYOL
hükümetinin "II. Kaynak
Paketi"* olarak açıkladığı
"hayali" projelere dayanan
kaynak paketine siyasi
partıler \e demokratik
kitle örgütlerinden yoâun
tepkigeldi. DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit,
projelerin ka> nak paketi
olmadığını vurgulayarak,
"Paket, günii kurtarma
uğruna bir kaynak
kurutma paketidir" dedi.
Türk-İş Genel Mali
Sekreteri EnverToçoğlu.
paketin "hayali"
gelirlerden oluştuğunu
belirterek. "Paket, siyasi
olarak kâğıt üzerinde günii
kurtarma>a yöneliktir"
dıye konuştu. Ecevit. dün
düzenlediği basın
toplantısında. Başbakan
Necmettin Erbakan'ın
"kurbanlık koyun'
benzetmesine dikkat
çekerek "Yaniekonomiyi,
toplumu kurbanlık koyuna
benzetmiş oldu" dedi.
'Göle maya çalma'
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Güner de dün
düzenlediği basın
toplantısında. paketin
hayali olduğunu. Nasrettin
Hoca'nın. "Gölemaya
çalma" hikâyesine
benzediğini \urgula>arak
"Hükümeti devlet
ciddiyetine davet
ediyorum" dedi. Güner.
"Devleti böyle idare
edeceklerini sananlar. bir
gün o göl sulan altında
kaJacakJar"
deserlendirmesını yaptı.
CHP Genel Başkan
Yardımcısı Onur
Kumbaracıbaşı.
kamuoyuna sunulan
önlemlerin "salt reklam
amaçlı uydurma
yaklaşımlar" olduğunu
sa\undu. Kumbaracıbaşı.
"Gerçekte işin özeti Sayın
Erbakan'ın pek karşı
olduğu IMF masasına
yatmak üzere olduğu ve
bunu artık
kabullendiğidir" dedi.
Kazanca göre vergi
Kaynak paketini inandırıcı
bulmadıklannı belirten
Türk-Iş Başkan ı Bayram
Mcral. "Kaynak paketinde
olması gereken, herkesten
kazancına göre vergi
alınması olmahydı" dedi.
Işadamlan da kaynak
paketinden umutlu
değiller. Ege Genç
Işadamları Derneği
Başkanı Cüneyt Karagülle,
bulunan çözümlenn günü
kurtarmanın ötesine
geçemeyeceğini öne sürdü.
Türkiye Genç Işadamları
Derneği Vönetim Kurulu
Başkanı Murat Bektik.
kısa \adelı paketlerle
soruna çözüm
bulunamayacağını belırtti.
Ankara Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
Zafer Çağiayan da paketi
"yamalı bohça"\a
benzetti. Ankara Ticaret
Odası Başkanı Ahmet
Çavuşoğlu ise ikinci
kaynak paketinin ilk
paketten farkı olmadığını
söyledi.
Cezaevlerine
şeriat düzeni
Danıştay
yolunda
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çağdaş
Hukukçular Derneği'nin
(ÇHD). Adalet Bakanı
ŞevketKazan'ın
cezae\ lerine şeriat
uygulamasını getirdiği
değerlendirmelerine yol
açan genelgelerinin iptali
istemiyle Danıştay'a
başvuracağı bildirildi.
Hukukçular. uygulamanın
tutuklu ve hükümlüleri
tahrik etmeye yönelik
olduğu değerlendirmesini
yaptılar.
ÇHDnin. Adalet Bakanı
Kazan'ın 16 eylül
tarihinde cumhuriyet
başsavcılıklanna
gönderdiği genelgelerle
ilgili olarak bugün bir
değerlendinne yapması
bekleniyor. 23 eylül günü
toplu halde Ankara
Merkez Kapalı Cezaevfne
giderek bir basın
açıklaması yapacak olan
ÇHD üyeleri. 25 eylül
günü de genelgelerin iptali
istemiyle Danıştay "a
başvuracaklar.
Orman ve kıyı arazileri ile SİT alanlan daraltılarak yeni rant sahalan yaratılacak
Kıydarı yağtna hazırhğıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
REFAHYOL hükümeti. "ikinci kaynak
paketi" adı altında. yeni rant kapılan
açmak için kıyı. orman ve StT alanlannı
yağmalatmaya hazırlanıyor. Bu
çerçevede. kıyı ve orman arazileri ile SİT
alanlan daraltılarak doğal ve tarihi
zenginlikler satılacak.
Kamu açıklarını finanse edebilmek. 2.5
katrilyon liraya ulaşan kısa vadedeki borç
yükümlülüğünü karşılayabilmek için
hiçbır yapısal proje üretemeyen. yatınm
ve üretime dönük bir politika
hazırlayamayan REFAHYOL hükümeti.
kıyı. orman ve SİT alanlannı satarak para
bulmaya çalışacak.
Turızm ve Orman bakanlıklan. anayasaya
göre satılması yasak olan kıyı ve orman
arazileri içinde bulunan özellikle
İstanbul. Antalya. Muğla ve Izmir'deki
değerli arsalan kapsam dışına çıkarmak
için bir çalışma başlattı.
Hükümet de bu arazilerin yabancı
sermayeye satılabilmesine olanak tanıyan
bir yasa taslağı üzerinde çalışıyor.
Tasîağa göre. özellikle Antalya, tzmır.
İstanbul. Muğla'daki doğal SİT alanı
kabul edilen orman ve kıyı arazilerinin
bir bölümü kapsamdan çıkanlarak imara
açık parseller haline dönüştürülecek.
Taslakta. kıyı ve orman arazilerinin
yabancı sermayeye satışını yasaklayan
yasada da değişiklik öngörüldü.
Turiznı Bakanı BahattinYücel. kıyı
arazilerinin yabancı sermaye ağırlıklı
gruplara satılması için çalışma
yapılacağını bildirirken. Orman Bakanı
Halit DağİL bakanlığa bağlı. Marmaris ve
Antalya Incekum'daki kamplann 49
y ıllığına kıralanacağını söyledi.
Srriere yağma
Kültür Bakanlığı'nın StT alanlan
konusunda altyapı çalışması başlattığı
öğrenildi. Bakanlığın "daraltma" örtüsü
altında, yapılaşmaları hızlandıran yeni
rant kapılannı "genişletmeyi" hedeflediği
bildinldi. Buna szöre. kültürel mırasın
zarar görmemesini ve tarihi dokunun
olduğu gibi korunmasını öngören 1.
derecede SİT alanlarında oynamalar
yapılarak kıyı ve ormanlık alanlann
yağmalanmasına vıze verileceğine dikkat
çekildi. Kültür Bakanlığı'nın 3. derecede
SİT ilan ettiği alanlar için ayrıca bir
çalışma yaptığı belirtilirken. bu
derecedeki alanlann SİT kapsamından
çıkanlacağı kaydedildi.
Kültür Bakanlığı yetkilileri. RP'Ii Kültür
Bakanı İsmail kahraman ile üst düzey
yöneticilerinin SİT alanlan konusunda
aldıkları kararlann korumaya değil.
yağmalamaya yönelik olduğunu öne
sürdüler. Kültür ve Tabiat Yarlıklan
Genel Müdürü Altan Akad'ın Koruma
Yüksek Kurulu toplantılarına yasalara
aykın olarak önemli merkezlerin belediye
başkanlarını davet ettiğıne dikkat çeken
yetkililer. "Kültür Bakanlığı,
belediyelerle pazarlığa oturuyor. SİT
derecelerinde nasıl oy nama yapılacağının
yöntemi araştınlıyor" dedıler.
Alınan bilgilere cöre, hükümetın
orman-kıyı ve Sfr alanı kapsamından
çıkararak satmay ı programladığı bazı
araziler şöyle: "Fethiye'ye bağlı
Günnük ormanı. adalar. Kapıdağ
Yanmadası Dalaman kıy ı bandı,
Kayaköy ve Tersane Adası; Kuşadası'na
bağlı Yılancı Burnu: İstanbul'a bağlı.
doğal SİT alanı kapsamında Bey koz,
Adalar, Levent Korusu. Tarabya,
Beşiktaş'a bağlı 10 arsa: İzmir'e bağlı.
Kemaraltı, karşıvaka. Şelçuk-Şirince,
Narbdere doğal SİT alanlan;
Antalya'ya bağlı, Kemer, Üçağaz olarak
adlandırilan Sıcak YarınıadasL
Kumluca-Kalkan arasındaki doğal SİT
alanı kabul edilen bölge." Kültür
Bakanlığı SİT hantasına göre. 54.
REFAHYOL hükümetinin tatil köylerinin
satışını gerekçe göstererek hedef aldığı
Fethiye. Kuşadası ve Foça. Türkiye'nın
tarihi. arkeolojık ve kentsel doku
yönünden en önemli merkezlen arasında
veralıvor.
'Hayali diyenler kıskanç'RP paketi savundu: Hedefimiz, Allah'ın verdiği nimetleri servete çevirmek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP.
"hayali \aatlerle" dolu ikinci ekonomi
paketini eleştırenlen "kıskançukla"
sııçladı. RP'li Çalışma ve Sosyal
Güvenlık Bakanı İNecati Çelik.
hükümetin. konuşmak yerine icraat
yapacağını ileri sürerek "RP'yi
'konuşmuyor' diyesuçlayanlara.
çalışarak. iş yaparak cevap vereceğiz.
Hedefimiz, Allah'ın verdiği nimetleri
servete çevirmek"dedi.
Necatı Çelik. dün parlamentoda
düzenlediği basın toplantısında.
hükümetin yeni ekonomik paketinin
hedeflerini anlattı. Pakete yönelik hayali
eleştirilerin "haksızca" olduğunu ilerı
süren Çelik. "Pakete hayali' diyenler,
kıskançlık \e telaş içindeler. 15 yıldır
Orman Bakanı
Halit Dağlı,
Adana'ya
gelişinde
hasaalanında
yaptığı
açıklamada.
kaynak
yaratmak
amacıvla
kamııva ait
bazıcğitim
tesislerini
kiraya
vereceklerini
söyledi.
(Fotoğraf:*AA)
yapamadıklan şeyi bizim yapacağımızın
telaşı içindeler" görüşünü savundu.
Hükümetin ılk paketten hedeflediği 10
milyardolann 1 ay içinde 2 milyar
dolanna ulaşıldığını ifade eden Çelik.
"Ancak bu paketlerin yürürlüğe
konulması, zam ve vergi
arttınmı anlamına
gelmemelidir.
Yaptıklanmız karşısında
telaşa düşenlerin, zam
gelıyor' değerlendirmeleri
subjektiftir. çalışmalanmızı
gölgelemeye yöneliktir"
dedi.
Türkiye'de. sömürülen.
ezilen halkla. varlıklı
küçük azınlık arasında bir
çekişme yaşandığını \e
hükümetin halkın yanında
olacağını kaydeden Çelik.
"Halk bizi anlıyor. 15 yıldır
memura. emekliye, çiftçiye
bir şey vermeyenler, bizim
hedefİmize karşı çıkanlar.
y ıllardır sürdürülen
sömürü. köle düzenini
savunanlardır" diye
konuştu. Allah'ın
nimetlenni. servete
dönüştüreceklerini öne
süren Çelik. servetin
kaynağını ise
"ekonomideki üretim"
olarak açıkladı. "Bizim
dışımızdakiler konuşacak,
biz iş yapacağız" diyen
Çehk>'RPniye
konuşmuyor diyenlere de
çalışarak, iş yaparak cevap
vereceğiz" görüşünü
savundu.
Aydın Cezaevi'nde çatişma çıkü
NECATİ AYGIN
İZMİR-AydınETipi
Çezaev i'nde bulunan siyasi
tutuklular. 69 günlük ölüm
orucu ve süresiz açlık greviyle
elde ettiklen haklann gasp
edildiğini öne sürerek sayım
vermeme eylemi başlattı.
Önceki gün 4. koğuşta bulunan
18 tutuklu ve hükümlü. sayım
vermemek için direnince.
gardiyanlarla aralannda çatişma
çıktı. Çatişma sırasında tutuklu
ve hükümlülerden 5'i yaralandı.
Yaralılann. olaydan sonra can
güvenlikleri olmadığını
belirterek hastaneye gitmedikleri
öğrenildi. Aydın E Tipi
Çezaevi'nde müvekkilleriyle
görüşen TAYD-DER Başkanı
Avukat Ahmet Önerge ile
Av ukat Kemal Bilgiç,
Songül Ak. Halit SabancL
Türkan Aslan. siyasi
turuklulara yönelik
baskılann yoğunlaştığını
belirttiler. Önerge ve
arkadaşlan. baskılan
protesto amacıy la sayım
vermeme eylemi yapan
tutuklu ve hükümlülerin.
ellerinde coplarla
koğuşlara giren
gardiyanlann saldınsına
uğradıklannı ve 5 kişinin
yaralandığını açıkladılar.
AvTikatlar. saldınyı
gerçekleştiren görev liler
hakkında müvekkillerinin
suç duyurusunda
bulunduklannı. aynca
kendilerinin de suç
duy urusunda
bulunacaklannı belirttiler.
Aydın E Tipi Çezaevf ne
giden avukatlar adına
konuşan Ahmet Önerge
ve Kemal Bilgiç. tutuklu
ve hükümlülerin. 69 gün
ölüm orucu ve süresiz
açlık grev lerinde uzun
pazarlıklar sonucu elde
ettıklen haklann 'gasp'
edilmeye çalışıldığını
belirttiler. Aydın E Tipi
Çezaevi'nde bekledikleri
olaylann önceki gün patlak
verdiğini vurgulayan Önerge ve
Bilgiç. şunları söylediler:
"Cezacv indcki huzursuzluklann
artması nedeniy le, İzmir'den
tutuklu ve hükümlü yakınlanyla
birlikte Aydın'a gittik. Avukatlar
olarak müvekkilleriınizle
görüşmek için Aydın
Cumhuriyet Başsavcılığı'na i/in
için başvurduk. Gerekli i/in
\erildi. Müvekkillerimizle
yaptığımız görüşmede, en az
tutuklu ve hükümlünün
bulunduğu 4. koğuşa. ellerinde
coplarla giren gardiyanlar. sayım
almak istemişler. Sayım vermek
istemeyen eylemcilerle
gardiyanlar arasında çatişma
çıkmış. Bu çatışmada
tutuklulardan Harun Gül. Hilmi
Olsov. Sülevman Akav. Celal
Sargut. İzzettin Ekrem'in ağır
yaralandıklarını öğrendik.
Müvekkillerimiz yaralılann,
önce can güvenlikleri olmadığı
için hastaneye gitmediklerini,
ancak daha sonra hastaneye
gitmek için ce/aevi yönetimine
başvurduklannı söylediler.
Cezaevi yöneticileri, yaralılann
koğuşlannda tedavi
edileceklerini belirterek
hastaneye sevk etmediklerini
bildirdiler. Biz cezaevinden
aynlıncaya dek yaralılann
tedavisi için doktor gelmemişti.
Müvekkillerimiz. 4. koğuşa
düzenlenen saldınnın diğer
koğuşlara da her an
düzenlenebileceğini söylediler."
Sorunlann temel kaynağının,
Adalet Bakanlığı'nın 9 temmuz
tarihli aenelaesinin 3.
bölümünün 2. maddesi
olduğunu. bu madde gerekçe
gösterilerek tutukluların 69 gün
süren eylemler sonucu elde
ettiklen haklann geri alınmak
istendiğinı vurgulayan avukatlar
açıklamalannı şöyle
sürdürdüler: "Bu maddeyegöre.
temsilcilik sistemi başta olmak
üzere, temsilcilerin haftanın bir
günü toplanarak kendi
aralannda görüşüp sorunlannı
tarhşmalan engellenmiş. y ine
cumartesi \e pazar günleri saat
09-1330 arası, bir koğuştan
diğerine 8 kişinin sportif
faaliyetler adı altında y aptıkları
misafirlikler ortadan
kaldınlmıştır. Haftanın 5 günü
temsilcilerin koğuşlan gezme
haklan bu maddeye dayalı
olarak ellerinden alınmıştır.
Ce/aevi idaresinden
kay naklanan çok ciddi sorunlar
var. Görüşmeye gittiğimiz gün
yaşanan olay da olduğu gibi
cezaevi y önetiminin
tutuklular üzerinde baskı
kurarak onian taciz etmesi ve
büyük bir baskı uygulaması söz
konusudur. Örneğin
önceki gün yaptığımız
görüşmede, hem bizi hem de
tutuklulan taciz edecek şekilde
gardiyanlar. avukat görüş
mahalüni denetim altına
almışlardu*. Bu da gösteriyor ki
var olan uygulama, provokasyon
amaçlı ve taciz etmeye
yöneliktir." Bu arada cezaev i
yetkilileri. 4. koguşta meydana
gelen olaylarla ilgiİi olarak
soruşturma başlatıldığını
belirttiler.
C e z a e v l e r i n d e ö l ü m o r u c l a r ı s o n r a s ı d u r u m
Tutuklulann sağlık sorunu sürüyor
ALPER BALLI / HÜLYA TOPCU
A.NKARA/ İSTANBUL - Cezaevlerinde 69
gün süren ve 12 kişinin yaşamını yitirmesiyle
sonuçlanan ölüm orucu eyleminin ardından
Adalet Bakanlığı ile tutuklu ve hükümlüler
arasında vanlan anlaşmaya uyulmadığı.
tedavi altma ahnanlardan bazılannm ciddi
sağlık sorunlan ile karşı karşıya olduklan
bildirildi. Sağlık Bakanı YıMınm Aktuna,
ölüm orucu eylemine katılan tutuklu ve
hükümlülerin yeniden kontrol edilmesi
gerektiğini söylerken İstanbul Cumhuriyet
Bassavcısı Ferzan Çitfci. cezaevlerinde
durumun sakinleştiğini savundu.
Halkın Hukuk Bürosu avukatlanndan Zeki
Rüzgâr, ölüm orucu eyleminin ardından
tutuklu ve hükümlülerin tedavilerinin sağlıklı
yapilmadığını iddia etti. Rüzgâr, bir süre önce
Sağhk Bakanlığı'na yaptığı başvuruda.
özellikle Yozgat Cezaevi'nde bulunan
müvekillerinin yeniden hastaneye
kaldınldığını ve Ankara Numune
Hastanesi'ne sevk edildiklerini belirterek.
".\ncak getirildikkri Ankara Numune
Hastanesi doktorian tarafından koruma
görevlisi binbaşının da telkinleri sonucu
yeniden Yozgat Cezaevi'ne gönderihnişler ve
kendilerine yine, "69 gün açlık grevi
yapmışsınız bu rahatsızhklartnız normaldir'
denamiştir" görüşünü dile getirdi. Sağlık
Bakanlığı'nın hassasiyetinin yazışma trafiği
üzerine oturduğunu kaydeden Rüzgâr,
bakanlığın girişimlerinin sonuca varmada
yetersiz kaldığını anlattı.
Aktuna: Yeniden kontroileri gerekir
Sağlık Bakanı Aktuna. önceki gün kabul
ettiği Tutuklu Aileleri Yardımlaşma ve
Dayanışma Derneği üyelerine, ölüm orucu
eylemine katılan tutuklu ve hükümlülerin
yeniden sağlık kontrolünden gecirilmelerini
istediğini söyledi. Aktuna, Bakanlar Kurulu
toplantısında alınan karar dofrultusunda
yapılacak girişimlerin ardından
cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin
sağlık yönünden şikâyetleri kalmayacağını
kaydertj. Aktuna. Içişleri ve Adalet
bakanlıklan ile işbirliği yaparak tutuklu ve
hükümlülerin sağlık sorunlannın çözümü
yönünde girişimlerde bulunacagını anlattı.
Ölüm orucu sonrasında bazı cezaevlerinde
yaşanan gelişmeler şöyle:
Bayrampaşa Ceza«i: İstanbul Tabipler
Odası'nın cezaevindeki tutuklu ve
hükümlüleri muayene isteği geri çevrildi.
Avukat görüşüne kadm ve erkek tutuklu ve
hükümlüler ayn ayn çıkabiliyorlar.
Ümraniye Cezaevi: Ölüm orucu sonrasında
sağlanan anlaşmanın en önemli
maddelerinden birisi Eskişehir Cezaevi "ndeki
tutuklu ve hükümlülerin Ümraniye
Cezaevi'ne sevk edilmeleriydi. Bakanlık
tarafından Gebze'ye sevk edilmek istenen
çoğu 1 Mayıs olayian nedeniyle tutuklu
bulunan 87 kişi Ümraniye Cezaevi'ne
getirildi. Cezaevi yönetiminin yapılan
anlaşmaya uymadıgını öne süren tutuklu ve
hükümlüler 18 eylülde malta işgali
gerçekleştirdiler. Avukatlar da Ümraniye ve
Bayrampaşa Cezaevleri'ne giriş konusunda
bazı sorunlar yaşadılar. Güvenlik nedeniyle
girişe konulan metale duyarlı kapılardan
geçerken sinyal çalması nedeniyle görevliler
tarafından ayakkabı, yüzük, kemer ve
yeleklerini çıkararak içeri girmeleri istendi.
Bunu kabul etmeyen avukatlar
müvekkileriyle görüşemediklerini belirttiler.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHR4MOĞLU
'Gözaltı', Gözetim' ve
'Gözlem' Üzerine
Konuşma ve yazma dilimizin giderek yoksullaştı-
ğı, yozlaştığı, yavanlaştığı az çok dil duygusu ve dil
bilincinesahip herkesin bildiği, duyumsadığı birger-
çek. Üslupfarkları gitgideyok oluyor, dil tatsızlaşıyor,
sığlaşıyor, tekdüzeleşiyor. Sözcüklerin rastgeleyada
düpedüz yanlış kullanılmalannın yarattığı anlam bo-
zuklukları ise yine bu konuyla ilgili bir başka sorun.
Dil konusuna arada bir dönmek üzere, bu yazıda
özellikle basın ve medya tarafından ısrarla sürdürü-
len bir dil yanlışına, "gözaltı", "gözetim", "gözlem"
sözcüklerinin yanlış kullanımına değineceğim.
• • •
Suçluluğu konusunda kanıt, sav ya da kuşku bu-.
lunan kişinin sorgulanabilmek amacıyla güvenlik gö-'
revlisince özgürlüğünden yoksun kılınmasına "gö-'.
zaltına alınmak" denirdi. TDK sözlüğünde "gözal-
f/"nın karşılığı daha kısaca şöyledir: "Birinin, güven-
lik kuvvetlerince belli bir yerde, belli bir süre alıko-
nulması, nezaret." Bu deyim Ingilizce ve Fransızca-
da da aynı anlamları içeren 'to intern" "interner" söz-
cükleriyle karşılanıyor. "Gözaltı" her nedense yeter-
siz bulunmuş olmalı ki önce "gözetim" altına, arka-
sındanda "göz/em" altına alınmalarbaşladı... Büyük
tirajlı bir gazetemizin (bkz. "Sabah", 13.7.94) aynı
sayfasında, üç ayn haberde aynı kavramın karşılığı ola-
rak her üç sözcüğün de kullanılmış olması, bu konu-
daki dil (ve anlam) kargaşasının partak bir örneğini oluş-
turuyordu...
• • •
"Gözetim" sözcüğüne yine TDK sözlüğünde üç
karşılık vehliyor: 1) Gözetme işi, nezaret. 2) Himaye.
3) Gözaltı.
Sözlüğün anayasadan verdiği bir örnek, anayasa
yazımında bu deyimin ikinci anlamıyla kullanıldığını ;
gösteriyor: "Din ve ahlak eğitimi devletin denetim ve
gözetımi altında yapılır"... j
Kavramın Ingilizce ve Fransızcadaki "observan- '
ce", "care" "gardera vue"vb. karşılıkları da, "gözal- '
tında tutmak", "gözetmek", "gözetlemek" anlamla-
rını içeriyor. (Bir örnek olarak, dilimizde sürveyan (Fr.
"surveillant") sözcüğüyle karşılanagelmiş "gözet-
men" (eski karşılığıyla "mubassır") sözcüğü, aynı
kaynaktan türetilmiştir.
"Gözlem" sözcüğünün bütün dillerdeki karşılığı ise
"müşahade"dir. (Ing. Fr. "observation".) TDK sözlü-
ğündeki karşılığıyla: "Birnesnenin, olayın veyabirger-
çeğin, niteliklerini bilmek amacıyla, dikkatli ve plan-
lı olarakelealınıp incelenmesi"... Bunun "gözaltı"y\a
ilgisi ne?
• • •
Dillerde ve sözlüklerde bu kısa gezinti, sadece bu
tek örnekte bile, "medya"mızın dilimizı kullanmada-
kisorumsuzluğunu. hafifliğinı gösteriyor. "Gözaltına"
alınmanın, "gözetim altına"alınmayladeğiştirilmesi,
belki bir ölçüde anlaşılabilir... Böylece belki, "gözal-
tında" bulunan kişinin aynı zamanda güvenliğinin
sağlandığı, "himaye altında" bulunduğu anlatılmak is-
teniyor... (Bu durumdada, "himayealtındaki" bu kim-
senin işkencede hayatını kaybetmesi. ya da hiçbir iz
bırakmadan yok olması pek anlaşılamamakta, bir
başka deyişle, anlam saptırılmakta, kaypaklaştırıl-
maktadır...)
"Gözaltı" deyiminin yerini "gözetim altı"n\n alma-
sını anlamak ise hiç mümkün değil. "Gözaltına" alı-
nan kimselerin konuldukları yerler birer laboratuvar,
bu kimseler de bir "nesne" ya da hastalıklarına tanı
konulması gereken birer hastadeğillerse eğer...Söz-
lükte, "gözlem "in şöyle bir karşılığı daha var: Çeşitli
araç ve gereçlerin yardımıyla olayların sebeplerini bil-
mek ıçın uygulanan bilımsel yöntem"... (TDK Sözlü-
ğü. Ankara 1988, s. 575). Konuya, azıcık ironiyle,
böyle bir açıdan bakmak ise insana bu terim çeşitli-
liğinin bir kafa karışıklığı ya da sorumsuzluk sonucu
değil, bilinçli bir seçim olduğunu düşündürüyor ve ür-
pertici oluyor...
• • •
Yazımın sadece bir düşünce üretimi olarak kalma-
masını diliyor, gazetelerimizde yazıişlerinden sorum-
lu arkadaşların. TV ve radyoların bu alandaki görev-
lilerinin "gözaltı"yerine bundan böyle "gözlema/f/"nı
kullanmamalarını, bu kaba yanlışa son vermelerini
bekliyorum... Tartışmaya açık olmakla birlikte, "gö-
zetim altı" deyiminin "gözaltı" karşılığı olarak kulla-
nılmasını da gereksiz ve yanlış buluyorum...
Mahkûm yol parasmı öderse
mahkemeye çıkıyor
Sovunma luıkkımı
yeni bir darbe
CELAL V ILMAZ
ARİF ASLAN
İZMİR / BATMAN - Ce
zaev lerinde y atan tutukl u \ e
hükümlülerin "savunmahak-
lan"nı kullanmaları. "öde-
nek yok'" gerekçesıy le. dev-
letin ekonomik ambargosu-
na takılıyor. Av ukat Gül Ki-
reçkaya. Buca'dan Muğla Ce-
zaev ı'nenakledılen müvek-
kilı Mustafa Yüksel'ın. tz-
mır DGM'deki duruşması-
na. kendısınden istenilen 12
mılyon liralık "sevk bedeli"
nı ödeyememesı nedeniyle
getırılmediğını belırtti. Bat-
man E Tipi Cezaev ı'ndeya-
tan sıy ası tutuklular da Dıy ar-
bakır Dev let Güv enlik Nİah-
kemesi'ndekı duruşmalara
götürülemıyor. Duruşmalann
ertelenmesi tepkilere yol açı-
yor.
Savunma hakkının engel-
lenmesıne yönelik gınşım-
lere bir yenisı daha eklendı.
IzmirDGM'de5 Eylül 1996
tarihinde görülecek duruş-
ması için Muğla Cezaev ı yet-
kililerinin. *ödenekyok''ge-
rekçesiylemüvekkilınden 12
mılyon lıra "sevkbedeli" ta-
lep ettıklerıni belirten Avu-
kat Gül Kireçkaya. "Müvek-
kiümin bu parayı ödeyecek
dunımda olmadığı ve ödeye-
mediği için tzmir"e getirilme-
diğini duruşmada mahkeme
heyetine anlattım" diyerek
şunları söyledi:
"Sev k ücreti talepleri res-
mi olarak y azıy la bildirilmi-
yor. Ödenekieri olmadığını
belirterek gerekli parayı tu-
tuklu ve hükümlülerden söz-
lü olarak istiyorlar. Alınan
paralann karşıhğında her-
hangi bir belge verilmesi de
söz konusu değil. Sevk bede-
lini ödeyemeyen savunma
hakkını kullanamıyor; du-
ruşmalara getirilmiyor. So-
runun çözümlenmesi için
Adalet Bakanlığı'na dilek-
çey le başv urduk ve müvekki-
lime savunma hakkı tanın-
masını istedik. Aynca, Bölge
İdare Mahkemesi'ne de ko-
nuyla ilgili başv urumuzu ya-
pacağız. Müvekkilinı duruş-
may a getirilmiş ülsay dı. bel- •
ki de tahliye edilecektL"
Batman E- Tipi Ceza-
ev f nde de y aklaşık ikı aydır
akaryakıt. yolluk ve benzer
gıderlereheray bir milyar li-
ra harcandığı gerekçe göste-
rilerek siyasi tutuklu ve hü-
kümlülerin. Diyarbakır
DGM'ye gönderilemediği
belirtildı. Tutuklu ve hüküm-
lülerin durumunu DGM'ye
ilettiklerıni ifade eden yet-
kililer, Adalet Bakanlığı'ndan
ödenek talebinde bulunduk-
lannı belirterek "Komikdü-
zey de gelen ödenek kesinlik-
le giderleri karşılamıyor. Yak-
laşık iki aydır acil duruşma
dışında tutuklulan. Diyarba-
kır'a gönderemiyoruz" de-
di ler.