02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 1996 CUMARTESİ HABERLER Bülent Ecevit 'Kaynak kurutma paketi' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-REFAHYOL hükümetinin "II. Kaynak Paketi"* olarak açıkladığı "hayali" projelere dayanan kaynak paketine siyasi partıler \e demokratik kitle örgütlerinden yoâun tepkigeldi. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, projelerin ka> nak paketi olmadığını vurgulayarak, "Paket, günii kurtarma uğruna bir kaynak kurutma paketidir" dedi. Türk-İş Genel Mali Sekreteri EnverToçoğlu. paketin "hayali" gelirlerden oluştuğunu belirterek. "Paket, siyasi olarak kâğıt üzerinde günii kurtarma>a yöneliktir" dıye konuştu. Ecevit. dün düzenlediği basın toplantısında. Başbakan Necmettin Erbakan'ın "kurbanlık koyun' benzetmesine dikkat çekerek "Yaniekonomiyi, toplumu kurbanlık koyuna benzetmiş oldu" dedi. 'Göle maya çalma' ANAP Genel Başkan Yardımcısı Güner de dün düzenlediği basın toplantısında. paketin hayali olduğunu. Nasrettin Hoca'nın. "Gölemaya çalma" hikâyesine benzediğini \urgula>arak "Hükümeti devlet ciddiyetine davet ediyorum" dedi. Güner. "Devleti böyle idare edeceklerini sananlar. bir gün o göl sulan altında kaJacakJar" deserlendirmesını yaptı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Kumbaracıbaşı. kamuoyuna sunulan önlemlerin "salt reklam amaçlı uydurma yaklaşımlar" olduğunu sa\undu. Kumbaracıbaşı. "Gerçekte işin özeti Sayın Erbakan'ın pek karşı olduğu IMF masasına yatmak üzere olduğu ve bunu artık kabullendiğidir" dedi. Kazanca göre vergi Kaynak paketini inandırıcı bulmadıklannı belirten Türk-Iş Başkan ı Bayram Mcral. "Kaynak paketinde olması gereken, herkesten kazancına göre vergi alınması olmahydı" dedi. Işadamlan da kaynak paketinden umutlu değiller. Ege Genç Işadamları Derneği Başkanı Cüneyt Karagülle, bulunan çözümlenn günü kurtarmanın ötesine geçemeyeceğini öne sürdü. Türkiye Genç Işadamları Derneği Vönetim Kurulu Başkanı Murat Bektik. kısa \adelı paketlerle soruna çözüm bulunamayacağını belırtti. Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Çağiayan da paketi "yamalı bohça"\a benzetti. Ankara Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çavuşoğlu ise ikinci kaynak paketinin ilk paketten farkı olmadığını söyledi. Cezaevlerine şeriat düzeni Danıştay yolunda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çağdaş Hukukçular Derneği'nin (ÇHD). Adalet Bakanı ŞevketKazan'ın cezae\ lerine şeriat uygulamasını getirdiği değerlendirmelerine yol açan genelgelerinin iptali istemiyle Danıştay'a başvuracağı bildirildi. Hukukçular. uygulamanın tutuklu ve hükümlüleri tahrik etmeye yönelik olduğu değerlendirmesini yaptılar. ÇHDnin. Adalet Bakanı Kazan'ın 16 eylül tarihinde cumhuriyet başsavcılıklanna gönderdiği genelgelerle ilgili olarak bugün bir değerlendinne yapması bekleniyor. 23 eylül günü toplu halde Ankara Merkez Kapalı Cezaevfne giderek bir basın açıklaması yapacak olan ÇHD üyeleri. 25 eylül günü de genelgelerin iptali istemiyle Danıştay "a başvuracaklar. Orman ve kıyı arazileri ile SİT alanlan daraltılarak yeni rant sahalan yaratılacak Kıydarı yağtna hazırhğıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - REFAHYOL hükümeti. "ikinci kaynak paketi" adı altında. yeni rant kapılan açmak için kıyı. orman ve StT alanlannı yağmalatmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede. kıyı ve orman arazileri ile SİT alanlan daraltılarak doğal ve tarihi zenginlikler satılacak. Kamu açıklarını finanse edebilmek. 2.5 katrilyon liraya ulaşan kısa vadedeki borç yükümlülüğünü karşılayabilmek için hiçbır yapısal proje üretemeyen. yatınm ve üretime dönük bir politika hazırlayamayan REFAHYOL hükümeti. kıyı. orman ve SİT alanlannı satarak para bulmaya çalışacak. Turızm ve Orman bakanlıklan. anayasaya göre satılması yasak olan kıyı ve orman arazileri içinde bulunan özellikle İstanbul. Antalya. Muğla ve Izmir'deki değerli arsalan kapsam dışına çıkarmak için bir çalışma başlattı. Hükümet de bu arazilerin yabancı sermayeye satılabilmesine olanak tanıyan bir yasa taslağı üzerinde çalışıyor. Tasîağa göre. özellikle Antalya, tzmır. İstanbul. Muğla'daki doğal SİT alanı kabul edilen orman ve kıyı arazilerinin bir bölümü kapsamdan çıkanlarak imara açık parseller haline dönüştürülecek. Taslakta. kıyı ve orman arazilerinin yabancı sermayeye satışını yasaklayan yasada da değişiklik öngörüldü. Turiznı Bakanı BahattinYücel. kıyı arazilerinin yabancı sermaye ağırlıklı gruplara satılması için çalışma yapılacağını bildirirken. Orman Bakanı Halit DağİL bakanlığa bağlı. Marmaris ve Antalya Incekum'daki kamplann 49 y ıllığına kıralanacağını söyledi. Srriere yağma Kültür Bakanlığı'nın StT alanlan konusunda altyapı çalışması başlattığı öğrenildi. Bakanlığın "daraltma" örtüsü altında, yapılaşmaları hızlandıran yeni rant kapılannı "genişletmeyi" hedeflediği bildinldi. Buna szöre. kültürel mırasın zarar görmemesini ve tarihi dokunun olduğu gibi korunmasını öngören 1. derecede SİT alanlarında oynamalar yapılarak kıyı ve ormanlık alanlann yağmalanmasına vıze verileceğine dikkat çekildi. Kültür Bakanlığı'nın 3. derecede SİT ilan ettiği alanlar için ayrıca bir çalışma yaptığı belirtilirken. bu derecedeki alanlann SİT kapsamından çıkanlacağı kaydedildi. Kültür Bakanlığı yetkilileri. RP'Ii Kültür Bakanı İsmail kahraman ile üst düzey yöneticilerinin SİT alanlan konusunda aldıkları kararlann korumaya değil. yağmalamaya yönelik olduğunu öne sürdüler. Kültür ve Tabiat Yarlıklan Genel Müdürü Altan Akad'ın Koruma Yüksek Kurulu toplantılarına yasalara aykın olarak önemli merkezlerin belediye başkanlarını davet ettiğıne dikkat çeken yetkililer. "Kültür Bakanlığı, belediyelerle pazarlığa oturuyor. SİT derecelerinde nasıl oy nama yapılacağının yöntemi araştınlıyor" dedıler. Alınan bilgilere cöre, hükümetın orman-kıyı ve Sfr alanı kapsamından çıkararak satmay ı programladığı bazı araziler şöyle: "Fethiye'ye bağlı Günnük ormanı. adalar. Kapıdağ Yanmadası Dalaman kıy ı bandı, Kayaköy ve Tersane Adası; Kuşadası'na bağlı Yılancı Burnu: İstanbul'a bağlı. doğal SİT alanı kapsamında Bey koz, Adalar, Levent Korusu. Tarabya, Beşiktaş'a bağlı 10 arsa: İzmir'e bağlı. Kemaraltı, karşıvaka. Şelçuk-Şirince, Narbdere doğal SİT alanlan; Antalya'ya bağlı, Kemer, Üçağaz olarak adlandırilan Sıcak YarınıadasL Kumluca-Kalkan arasındaki doğal SİT alanı kabul edilen bölge." Kültür Bakanlığı SİT hantasına göre. 54. REFAHYOL hükümetinin tatil köylerinin satışını gerekçe göstererek hedef aldığı Fethiye. Kuşadası ve Foça. Türkiye'nın tarihi. arkeolojık ve kentsel doku yönünden en önemli merkezlen arasında veralıvor. 'Hayali diyenler kıskanç'RP paketi savundu: Hedefimiz, Allah'ın verdiği nimetleri servete çevirmek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP. "hayali \aatlerle" dolu ikinci ekonomi paketini eleştırenlen "kıskançukla" sııçladı. RP'li Çalışma ve Sosyal Güvenlık Bakanı İNecati Çelik. hükümetin. konuşmak yerine icraat yapacağını ileri sürerek "RP'yi 'konuşmuyor' diyesuçlayanlara. çalışarak. iş yaparak cevap vereceğiz. Hedefimiz, Allah'ın verdiği nimetleri servete çevirmek"dedi. Necatı Çelik. dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında. hükümetin yeni ekonomik paketinin hedeflerini anlattı. Pakete yönelik hayali eleştirilerin "haksızca" olduğunu ilerı süren Çelik. "Pakete hayali' diyenler, kıskançlık \e telaş içindeler. 15 yıldır Orman Bakanı Halit Dağlı, Adana'ya gelişinde hasaalanında yaptığı açıklamada. kaynak yaratmak amacıvla kamııva ait bazıcğitim tesislerini kiraya vereceklerini söyledi. (Fotoğraf:*AA) yapamadıklan şeyi bizim yapacağımızın telaşı içindeler" görüşünü savundu. Hükümetin ılk paketten hedeflediği 10 milyardolann 1 ay içinde 2 milyar dolanna ulaşıldığını ifade eden Çelik. "Ancak bu paketlerin yürürlüğe konulması, zam ve vergi arttınmı anlamına gelmemelidir. Yaptıklanmız karşısında telaşa düşenlerin, zam gelıyor' değerlendirmeleri subjektiftir. çalışmalanmızı gölgelemeye yöneliktir" dedi. Türkiye'de. sömürülen. ezilen halkla. varlıklı küçük azınlık arasında bir çekişme yaşandığını \e hükümetin halkın yanında olacağını kaydeden Çelik. "Halk bizi anlıyor. 15 yıldır memura. emekliye, çiftçiye bir şey vermeyenler, bizim hedefİmize karşı çıkanlar. y ıllardır sürdürülen sömürü. köle düzenini savunanlardır" diye konuştu. Allah'ın nimetlenni. servete dönüştüreceklerini öne süren Çelik. servetin kaynağını ise "ekonomideki üretim" olarak açıkladı. "Bizim dışımızdakiler konuşacak, biz iş yapacağız" diyen Çehk>'RPniye konuşmuyor diyenlere de çalışarak, iş yaparak cevap vereceğiz" görüşünü savundu. Aydın Cezaevi'nde çatişma çıkü NECATİ AYGIN İZMİR-AydınETipi Çezaev i'nde bulunan siyasi tutuklular. 69 günlük ölüm orucu ve süresiz açlık greviyle elde ettiklen haklann gasp edildiğini öne sürerek sayım vermeme eylemi başlattı. Önceki gün 4. koğuşta bulunan 18 tutuklu ve hükümlü. sayım vermemek için direnince. gardiyanlarla aralannda çatişma çıktı. Çatişma sırasında tutuklu ve hükümlülerden 5'i yaralandı. Yaralılann. olaydan sonra can güvenlikleri olmadığını belirterek hastaneye gitmedikleri öğrenildi. Aydın E Tipi Çezaevi'nde müvekkilleriyle görüşen TAYD-DER Başkanı Avukat Ahmet Önerge ile Av ukat Kemal Bilgiç, Songül Ak. Halit SabancL Türkan Aslan. siyasi turuklulara yönelik baskılann yoğunlaştığını belirttiler. Önerge ve arkadaşlan. baskılan protesto amacıy la sayım vermeme eylemi yapan tutuklu ve hükümlülerin. ellerinde coplarla koğuşlara giren gardiyanlann saldınsına uğradıklannı ve 5 kişinin yaralandığını açıkladılar. AvTikatlar. saldınyı gerçekleştiren görev liler hakkında müvekkillerinin suç duyurusunda bulunduklannı. aynca kendilerinin de suç duy urusunda bulunacaklannı belirttiler. Aydın E Tipi Çezaevf ne giden avukatlar adına konuşan Ahmet Önerge ve Kemal Bilgiç. tutuklu ve hükümlülerin. 69 gün ölüm orucu ve süresiz açlık grev lerinde uzun pazarlıklar sonucu elde ettıklen haklann 'gasp' edilmeye çalışıldığını belirttiler. Aydın E Tipi Çezaevi'nde bekledikleri olaylann önceki gün patlak verdiğini vurgulayan Önerge ve Bilgiç. şunları söylediler: "Cezacv indcki huzursuzluklann artması nedeniy le, İzmir'den tutuklu ve hükümlü yakınlanyla birlikte Aydın'a gittik. Avukatlar olarak müvekkilleriınizle görüşmek için Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı'na i/in için başvurduk. Gerekli i/in \erildi. Müvekkillerimizle yaptığımız görüşmede, en az tutuklu ve hükümlünün bulunduğu 4. koğuşa. ellerinde coplarla giren gardiyanlar. sayım almak istemişler. Sayım vermek istemeyen eylemcilerle gardiyanlar arasında çatişma çıkmış. Bu çatışmada tutuklulardan Harun Gül. Hilmi Olsov. Sülevman Akav. Celal Sargut. İzzettin Ekrem'in ağır yaralandıklarını öğrendik. Müvekkillerimiz yaralılann, önce can güvenlikleri olmadığı için hastaneye gitmediklerini, ancak daha sonra hastaneye gitmek için ce/aevi yönetimine başvurduklannı söylediler. Cezaevi yöneticileri, yaralılann koğuşlannda tedavi edileceklerini belirterek hastaneye sevk etmediklerini bildirdiler. Biz cezaevinden aynlıncaya dek yaralılann tedavisi için doktor gelmemişti. Müvekkillerimiz. 4. koğuşa düzenlenen saldınnın diğer koğuşlara da her an düzenlenebileceğini söylediler." Sorunlann temel kaynağının, Adalet Bakanlığı'nın 9 temmuz tarihli aenelaesinin 3. bölümünün 2. maddesi olduğunu. bu madde gerekçe gösterilerek tutukluların 69 gün süren eylemler sonucu elde ettiklen haklann geri alınmak istendiğinı vurgulayan avukatlar açıklamalannı şöyle sürdürdüler: "Bu maddeyegöre. temsilcilik sistemi başta olmak üzere, temsilcilerin haftanın bir günü toplanarak kendi aralannda görüşüp sorunlannı tarhşmalan engellenmiş. y ine cumartesi \e pazar günleri saat 09-1330 arası, bir koğuştan diğerine 8 kişinin sportif faaliyetler adı altında y aptıkları misafirlikler ortadan kaldınlmıştır. Haftanın 5 günü temsilcilerin koğuşlan gezme haklan bu maddeye dayalı olarak ellerinden alınmıştır. Ce/aevi idaresinden kay naklanan çok ciddi sorunlar var. Görüşmeye gittiğimiz gün yaşanan olay da olduğu gibi cezaevi y önetiminin tutuklular üzerinde baskı kurarak onian taciz etmesi ve büyük bir baskı uygulaması söz konusudur. Örneğin önceki gün yaptığımız görüşmede, hem bizi hem de tutuklulan taciz edecek şekilde gardiyanlar. avukat görüş mahalüni denetim altına almışlardu*. Bu da gösteriyor ki var olan uygulama, provokasyon amaçlı ve taciz etmeye yöneliktir." Bu arada cezaev i yetkilileri. 4. koguşta meydana gelen olaylarla ilgiİi olarak soruşturma başlatıldığını belirttiler. C e z a e v l e r i n d e ö l ü m o r u c l a r ı s o n r a s ı d u r u m Tutuklulann sağlık sorunu sürüyor ALPER BALLI / HÜLYA TOPCU A.NKARA/ İSTANBUL - Cezaevlerinde 69 gün süren ve 12 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan ölüm orucu eyleminin ardından Adalet Bakanlığı ile tutuklu ve hükümlüler arasında vanlan anlaşmaya uyulmadığı. tedavi altma ahnanlardan bazılannm ciddi sağlık sorunlan ile karşı karşıya olduklan bildirildi. Sağlık Bakanı YıMınm Aktuna, ölüm orucu eylemine katılan tutuklu ve hükümlülerin yeniden kontrol edilmesi gerektiğini söylerken İstanbul Cumhuriyet Bassavcısı Ferzan Çitfci. cezaevlerinde durumun sakinleştiğini savundu. Halkın Hukuk Bürosu avukatlanndan Zeki Rüzgâr, ölüm orucu eyleminin ardından tutuklu ve hükümlülerin tedavilerinin sağlıklı yapilmadığını iddia etti. Rüzgâr, bir süre önce Sağhk Bakanlığı'na yaptığı başvuruda. özellikle Yozgat Cezaevi'nde bulunan müvekillerinin yeniden hastaneye kaldınldığını ve Ankara Numune Hastanesi'ne sevk edildiklerini belirterek. ".\ncak getirildikkri Ankara Numune Hastanesi doktorian tarafından koruma görevlisi binbaşının da telkinleri sonucu yeniden Yozgat Cezaevi'ne gönderihnişler ve kendilerine yine, "69 gün açlık grevi yapmışsınız bu rahatsızhklartnız normaldir' denamiştir" görüşünü dile getirdi. Sağlık Bakanlığı'nın hassasiyetinin yazışma trafiği üzerine oturduğunu kaydeden Rüzgâr, bakanlığın girişimlerinin sonuca varmada yetersiz kaldığını anlattı. Aktuna: Yeniden kontroileri gerekir Sağlık Bakanı Aktuna. önceki gün kabul ettiği Tutuklu Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyelerine, ölüm orucu eylemine katılan tutuklu ve hükümlülerin yeniden sağlık kontrolünden gecirilmelerini istediğini söyledi. Aktuna, Bakanlar Kurulu toplantısında alınan karar dofrultusunda yapılacak girişimlerin ardından cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin sağlık yönünden şikâyetleri kalmayacağını kaydertj. Aktuna. Içişleri ve Adalet bakanlıklan ile işbirliği yaparak tutuklu ve hükümlülerin sağlık sorunlannın çözümü yönünde girişimlerde bulunacagını anlattı. Ölüm orucu sonrasında bazı cezaevlerinde yaşanan gelişmeler şöyle: Bayrampaşa Ceza«i: İstanbul Tabipler Odası'nın cezaevindeki tutuklu ve hükümlüleri muayene isteği geri çevrildi. Avukat görüşüne kadm ve erkek tutuklu ve hükümlüler ayn ayn çıkabiliyorlar. Ümraniye Cezaevi: Ölüm orucu sonrasında sağlanan anlaşmanın en önemli maddelerinden birisi Eskişehir Cezaevi "ndeki tutuklu ve hükümlülerin Ümraniye Cezaevi'ne sevk edilmeleriydi. Bakanlık tarafından Gebze'ye sevk edilmek istenen çoğu 1 Mayıs olayian nedeniyle tutuklu bulunan 87 kişi Ümraniye Cezaevi'ne getirildi. Cezaevi yönetiminin yapılan anlaşmaya uymadıgını öne süren tutuklu ve hükümlüler 18 eylülde malta işgali gerçekleştirdiler. Avukatlar da Ümraniye ve Bayrampaşa Cezaevleri'ne giriş konusunda bazı sorunlar yaşadılar. Güvenlik nedeniyle girişe konulan metale duyarlı kapılardan geçerken sinyal çalması nedeniyle görevliler tarafından ayakkabı, yüzük, kemer ve yeleklerini çıkararak içeri girmeleri istendi. Bunu kabul etmeyen avukatlar müvekkileriyle görüşemediklerini belirttiler. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHR4MOĞLU 'Gözaltı', Gözetim' ve 'Gözlem' Üzerine Konuşma ve yazma dilimizin giderek yoksullaştı- ğı, yozlaştığı, yavanlaştığı az çok dil duygusu ve dil bilincinesahip herkesin bildiği, duyumsadığı birger- çek. Üslupfarkları gitgideyok oluyor, dil tatsızlaşıyor, sığlaşıyor, tekdüzeleşiyor. Sözcüklerin rastgeleyada düpedüz yanlış kullanılmalannın yarattığı anlam bo- zuklukları ise yine bu konuyla ilgili bir başka sorun. Dil konusuna arada bir dönmek üzere, bu yazıda özellikle basın ve medya tarafından ısrarla sürdürü- len bir dil yanlışına, "gözaltı", "gözetim", "gözlem" sözcüklerinin yanlış kullanımına değineceğim. • • • Suçluluğu konusunda kanıt, sav ya da kuşku bu-. lunan kişinin sorgulanabilmek amacıyla güvenlik gö-' revlisince özgürlüğünden yoksun kılınmasına "gö-'. zaltına alınmak" denirdi. TDK sözlüğünde "gözal- f/"nın karşılığı daha kısaca şöyledir: "Birinin, güven- lik kuvvetlerince belli bir yerde, belli bir süre alıko- nulması, nezaret." Bu deyim Ingilizce ve Fransızca- da da aynı anlamları içeren 'to intern" "interner" söz- cükleriyle karşılanıyor. "Gözaltı" her nedense yeter- siz bulunmuş olmalı ki önce "gözetim" altına, arka- sındanda "göz/em" altına alınmalarbaşladı... Büyük tirajlı bir gazetemizin (bkz. "Sabah", 13.7.94) aynı sayfasında, üç ayn haberde aynı kavramın karşılığı ola- rak her üç sözcüğün de kullanılmış olması, bu konu- daki dil (ve anlam) kargaşasının partak bir örneğini oluş- turuyordu... • • • "Gözetim" sözcüğüne yine TDK sözlüğünde üç karşılık vehliyor: 1) Gözetme işi, nezaret. 2) Himaye. 3) Gözaltı. Sözlüğün anayasadan verdiği bir örnek, anayasa yazımında bu deyimin ikinci anlamıyla kullanıldığını ; gösteriyor: "Din ve ahlak eğitimi devletin denetim ve gözetımi altında yapılır"... j Kavramın Ingilizce ve Fransızcadaki "observan- ' ce", "care" "gardera vue"vb. karşılıkları da, "gözal- ' tında tutmak", "gözetmek", "gözetlemek" anlamla- rını içeriyor. (Bir örnek olarak, dilimizde sürveyan (Fr. "surveillant") sözcüğüyle karşılanagelmiş "gözet- men" (eski karşılığıyla "mubassır") sözcüğü, aynı kaynaktan türetilmiştir. "Gözlem" sözcüğünün bütün dillerdeki karşılığı ise "müşahade"dir. (Ing. Fr. "observation".) TDK sözlü- ğündeki karşılığıyla: "Birnesnenin, olayın veyabirger- çeğin, niteliklerini bilmek amacıyla, dikkatli ve plan- lı olarakelealınıp incelenmesi"... Bunun "gözaltı"y\a ilgisi ne? • • • Dillerde ve sözlüklerde bu kısa gezinti, sadece bu tek örnekte bile, "medya"mızın dilimizı kullanmada- kisorumsuzluğunu. hafifliğinı gösteriyor. "Gözaltına" alınmanın, "gözetim altına"alınmayladeğiştirilmesi, belki bir ölçüde anlaşılabilir... Böylece belki, "gözal- tında" bulunan kişinin aynı zamanda güvenliğinin sağlandığı, "himaye altında" bulunduğu anlatılmak is- teniyor... (Bu durumdada, "himayealtındaki" bu kim- senin işkencede hayatını kaybetmesi. ya da hiçbir iz bırakmadan yok olması pek anlaşılamamakta, bir başka deyişle, anlam saptırılmakta, kaypaklaştırıl- maktadır...) "Gözaltı" deyiminin yerini "gözetim altı"n\n alma- sını anlamak ise hiç mümkün değil. "Gözaltına" alı- nan kimselerin konuldukları yerler birer laboratuvar, bu kimseler de bir "nesne" ya da hastalıklarına tanı konulması gereken birer hastadeğillerse eğer...Söz- lükte, "gözlem "in şöyle bir karşılığı daha var: Çeşitli araç ve gereçlerin yardımıyla olayların sebeplerini bil- mek ıçın uygulanan bilımsel yöntem"... (TDK Sözlü- ğü. Ankara 1988, s. 575). Konuya, azıcık ironiyle, böyle bir açıdan bakmak ise insana bu terim çeşitli- liğinin bir kafa karışıklığı ya da sorumsuzluk sonucu değil, bilinçli bir seçim olduğunu düşündürüyor ve ür- pertici oluyor... • • • Yazımın sadece bir düşünce üretimi olarak kalma- masını diliyor, gazetelerimizde yazıişlerinden sorum- lu arkadaşların. TV ve radyoların bu alandaki görev- lilerinin "gözaltı"yerine bundan böyle "gözlema/f/"nı kullanmamalarını, bu kaba yanlışa son vermelerini bekliyorum... Tartışmaya açık olmakla birlikte, "gö- zetim altı" deyiminin "gözaltı" karşılığı olarak kulla- nılmasını da gereksiz ve yanlış buluyorum... Mahkûm yol parasmı öderse mahkemeye çıkıyor Sovunma luıkkımı yeni bir darbe CELAL V ILMAZ ARİF ASLAN İZMİR / BATMAN - Ce zaev lerinde y atan tutukl u \ e hükümlülerin "savunmahak- lan"nı kullanmaları. "öde- nek yok'" gerekçesıy le. dev- letin ekonomik ambargosu- na takılıyor. Av ukat Gül Ki- reçkaya. Buca'dan Muğla Ce- zaev ı'nenakledılen müvek- kilı Mustafa Yüksel'ın. tz- mır DGM'deki duruşması- na. kendısınden istenilen 12 mılyon liralık "sevk bedeli" nı ödeyememesı nedeniyle getırılmediğını belırtti. Bat- man E Tipi Cezaev ı'ndeya- tan sıy ası tutuklular da Dıy ar- bakır Dev let Güv enlik Nİah- kemesi'ndekı duruşmalara götürülemıyor. Duruşmalann ertelenmesi tepkilere yol açı- yor. Savunma hakkının engel- lenmesıne yönelik gınşım- lere bir yenisı daha eklendı. IzmirDGM'de5 Eylül 1996 tarihinde görülecek duruş- ması için Muğla Cezaev ı yet- kililerinin. *ödenekyok''ge- rekçesiylemüvekkilınden 12 mılyon lıra "sevkbedeli" ta- lep ettıklerıni belirten Avu- kat Gül Kireçkaya. "Müvek- kiümin bu parayı ödeyecek dunımda olmadığı ve ödeye- mediği için tzmir"e getirilme- diğini duruşmada mahkeme heyetine anlattım" diyerek şunları söyledi: "Sev k ücreti talepleri res- mi olarak y azıy la bildirilmi- yor. Ödenekieri olmadığını belirterek gerekli parayı tu- tuklu ve hükümlülerden söz- lü olarak istiyorlar. Alınan paralann karşıhğında her- hangi bir belge verilmesi de söz konusu değil. Sevk bede- lini ödeyemeyen savunma hakkını kullanamıyor; du- ruşmalara getirilmiyor. So- runun çözümlenmesi için Adalet Bakanlığı'na dilek- çey le başv urduk ve müvekki- lime savunma hakkı tanın- masını istedik. Aynca, Bölge İdare Mahkemesi'ne de ko- nuyla ilgili başv urumuzu ya- pacağız. Müvekkilinı duruş- may a getirilmiş ülsay dı. bel- • ki de tahliye edilecektL" Batman E- Tipi Ceza- ev f nde de y aklaşık ikı aydır akaryakıt. yolluk ve benzer gıderlereheray bir milyar li- ra harcandığı gerekçe göste- rilerek siyasi tutuklu ve hü- kümlülerin. Diyarbakır DGM'ye gönderilemediği belirtildı. Tutuklu ve hüküm- lülerin durumunu DGM'ye ilettiklerıni ifade eden yet- kililer, Adalet Bakanlığı'ndan ödenek talebinde bulunduk- lannı belirterek "Komikdü- zey de gelen ödenek kesinlik- le giderleri karşılamıyor. Yak- laşık iki aydır acil duruşma dışında tutuklulan. Diyarba- kır'a gönderemiyoruz" de- di ler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle